Konu: Avrupa Konseyi nin Ceza Adalet Sisteminin Etkinliği nin Geliştirilmesi Projesi kapsamında yapılan staj hakkında rapor.



Benzer belgeler
CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

CEZA İNFAZ KURUMLARI VE TUTUKEVLERİ PERSONELİ EĞİTİM MERKEZLERİ KANUNU. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Kuruluş ve Görev

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

VERGİ DENETMENİ TANIM

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ NÜN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

T.C. MERAM BELEDİYESİ İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVLERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

YÖKAKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama Sistemi)

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ceza Usul Hukuku Dersi Final Sınavı Soruları

(6 Ekim 2000 tarihinde düzenlenen Bakan Yardımcılarının 724. toplantısında Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilmiştir.)

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ:

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Bu toplantının düzenleyicisi olan kurumları temsilen dost ve kardeş ülke Kazakistan Barolar Birliği nin Saygıdeğer Başkanı Anuar Tugel,

EY Eğitim Takvimi. Eylül - Aralık 2014

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ DİSİPLİN KURULU YÖNETMELİĞİ

Danışma Kurulu Tüzüğü

gün, Esas:2011/9-193 Karar:2011/269

özelde İçişleri Bakanlığında ve ve valiliklerde hukuk hizmetlerinin

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17

KAMU BORÇ İDARESİNDE OPERASYONEL RİSK YÖNETİMİ

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

DOĞAN GRUBU TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ POLİTİKASI

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM GENEL HÜKÜMLER

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

KAR YER GÜNLER PROJES. Murat F DAN

Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi

GLOBAL YATIRIM HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ İNSAN HAKLARI POLİTİKASI

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

TÜRK ECZACILARI TEMEL ULUSAL YETKİNLİK ÇERÇEVESİ*

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi:

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

2 Gemi Kiralama ve Demuraj-Dispeç Hesapları

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

İŞLETMENİN TANIMI

Mahkemece, davalı işçinin eylemli çalışması bulunmadığı gerekçe gösterilerek istek hüküm altına alınmıştır.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. Enerji Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)

GENEL İLETİŞİM. Öğr.Gör.Afitap BULUT Bülent Ecevit Üniversitesi 2013

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. ANKARA 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/1810 KARAR NO : 2012/280

ÖNSÖZ. Sevgili MMKD üyeleri,

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ PROJE YÖNETİMİ OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ceza infaz kurumları yeninden sosyalleşmeyi sağlamalı

ALANYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ

BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

kurum aşağıdakilerden hangisine verilmiştir? a. 1 b. 3 c. 5 d. 7 e. 8

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİTİRME TEZİ YÖNERGESİ

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KEPENEKLİOĞLU VE CANPOLAT - TÜRKİYE. (Başvuru no: 35363/02) KARAR STRAZBURG.

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR. DAVACI

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM ( ) ÇALI MA PROGRAMI

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

DENKLİK İŞLEMLERİ. A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların Denkliği

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

HÜLYA ATLAN MANEVİ ZARARI TAZMİN YOLLARI

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

TMMOB HKMO ANKARA ŞUBESİ 11. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Verimlilik İçin ETKİN BİLGİ YÖNETİMİ. EXCEL de Etkin Kullanım için Kısayollar

Transkript:

AVRUPA KONSEYİ F-67075 Strasbourg Cedex Ankara, 01 Temmuz 2013 Konu: Avrupa Konseyi nin Ceza Adalet Sisteminin Etkinliği nin Geliştirilmesi Projesi kapsamında yapılan staj hakkında rapor. 1) Staj yapılan avukatlık bürosu Söz konusu staj 2-28 Haziran 2013 tarihleri arasında Lyon barosuna kayıtlı ve ceza alanında uzmanlaşmış olan Me Saint Pierre avukatlık bürosunda gerçekleştirilmiştir. Me Saint Pierre, yine ceza alanında uzmanlaşan Me Moroz ve Me Cormier ile ortak olup, Me Gabriel ile çalışmaktadır. 2) Stajın amacı Fransız Ceza sistemindeki avukatın yeri, ceza sisteminde çelişme usulü ve çapraz sorgu uygulamalarını gözlemlemek, bunları Türk ceza sistemindeki uygulamalarla karşılaştırmak, sorunları tanımlamak ve mümkünse Türkiye deki durumun iyileştirilmesi için faydalı olabilecek çözüm yolları önermek. 3) Fransız Ceza sisteminde avukatın yeri a) Avukatın saygınlığı Fransa da gerek hakimler ve savcılar, gerekse katip ve mübaşirler avukatlara karşı çok saygılılar. Türkiye de ne yazık ki, avukatlar aynı saygıyı göremedikleri gibi, avukatların hakimlerden azar işittiği durumlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Fransa da avukat, savcı veya hakimlik mesleğine erişim sınavla yapılmaktadır. Avukatlar için ayrı sınav, hakim ve savcılar için ortak bir sınav bulunmaktadır. Bu sınavlar sonucunda söz konusu meslek mensubu adayları ciddi bir eğitim ve staj döneminden geçerek mesleğe erişebilmektedirler. Oysa Türkiye de, avukat adayları avukatlık sınavına tabi tutulmaksızın 1 yıllık staj yapmaları yeterli olurken, hakim ve savcı adayları ortak bir sınava tabi tutulup, devamında uzun bir süre eğitim ve staj döneminden geçerek mesleğe erişebilmektedirler. Avukat ve hakim-savcının mesleğe erişimi konusundaki farklılıklar zamanla hakim ve savcıların avukatları kendilerine denk görmemelerine yol açmıştır. Kaldı ki; özel üniversitelerin sayısının gün geçtikçe artması ve avukatlık sınavının düzenlenememesi, bu üniversitelerin avukat fabrikası haline dönüşmesine, avukatlık mesleğinin ise gittikçe itibarsızlaşmasına neden olmaktadır.

b) Avukatın öz-güveni Ilk gözlemlerimden biri Fransa da genel olarak avukatların duruşmalarda kendilerine ciddi bir öz-güveni olduğu ve bu hususun genç avukatlar için dahi geçerli olduğudur. Bu durumun, gerek avukat adaylarının giriş sınavını geçtikten sonra avukatlık okulunda aldıkları iletişim teknikleri derslerinden, gerekse hakimlerin dinleme yeteneği ve zamanı olmasından kaynaklandığını düşünülebilir. Fransa da savunma avukatı istediği kadar savunma yapmakta özgürdür. Hakimin hiçbir şekilde konuşmasını ve savunmasını sınırlama hakkı bulunmamaktadır. Türkiye de ise durum çok farklı: müdafii gözlemlerini sunmak, soru yöneltmek hatta bazen savunma yapmak için dahi güçlükle söz alabilmektedir. Şüphesizdir ki; Türkiye de, iletişim teknikleri ve savunma yapma teknikleri eğitimi alamayan genç avukatların savunma yapma yeteneklerinin gelişemediğini dolayısıyla bunu uygulamayı yaşayarak öğrendiklerini de kabul etmek gerekmektedir.aslında, birçok sorun eğitim kalitesinden kaynaklanmaktadır. Fransa da hakim-savcı stajyerleri, daha formasyonlarının başında, 5 ay süre ile avukatlık bürosunda zorunlu olarak staj yapmaktadırlar. Bu 5 aylık staj süresinde hakim-savcı stajyerinin avukatlık mesleğini algılaması ve dinleme yeteneğini geliştirmesi hedeflenmektedir. Bu tür uygulamalar avukat-hakim-savcı arasında iyi ilişkilerin oluşması açısından çok önemlidir. Bugün Türkiye de avukalar açısından eğitim kalitesi sorunu bulunmakta ise, hakim-savcı meslekleri açısından da ciddi bir dinleme yeteneği eksikliği bulunmaktadır. 2) Fransız Ceza sisteminde çekişmeli yargı ilkesi ve çapraz sorgu Yaptığım staj boyunca izlediğim birçok farklı duruşma ve diğer usullerin (Ağır Ceza da (Cour d assises) 3 gün süren ve bu süre sonunda karar alınan duruşmalar, Asliye Ceza Mahkemesinde tek celse de veya en fazla bir defa ertelenip karar alınan duruşmalar, Özgürlükler ve Tutuklama Hakimi huzurunda tutuklamanın devamına veya tutuksuz yargılamaya tek celse de karar verilen duruşmalar, savcı huzurunda ceza pazarlığı ve devamında hakim huzurunda cezanın onaylanmasına ilişkin duruşmalar ve soruşturma hakimi huzurunda gerçekleşen ifade alınması veya tarafların karşılaştırılması usulü gibi) tamamının çelişme ilkesine uygun olarak yapıldığını gözlemledim. Çekişmeli yargı ilkesi, bir tarafın karşı tarafın ileri sürdüğü iddiaları ve hukuki araçları tartışmasına imkan verilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Bu ilke Türk ceza yargılama sisteminde de benimsenmiş olmakla, uygulamada bazı farklılıklar bulunmaktadır: a) Soruşturma aşaması Fransa da soruşturma aşaması soruşturma hakimi tarafından yönetilmektedir. Soruşturma hakimi maddi gerçeğin ortaya çıkması için lehe ve aleyhe delilleri toplamak için gerekli gişimlerde bulunmakla görevlidir. Görevi gereği, bu hakim taraflara eşit mesafede ve tarafsız olmak durumundadır. Bu durum ise çelişme ilkesinin, sine qua non koşullarından biridir.

Türkiye de ise soruşturma aşaması savcı tarafından yürütülmektedir. Savcının da, lehe ve aleyhe delilleri toplama görevi bulunmakla birlikte, yargılama safhasındaki talepte bulunan taraf durumu soruşturma aşamasndaki tarafsızlık ilkesine gölge düşürmektedir. b) Savunma avukatının dosyaya erişimi Fransa da, atanan veya müvekkil tarafından seçilen avukat soruşturma dosyasını, soruşturmanın her aşamasında dilediği gibi inceleyebilir veya kopyasını talep edebilir. Çelişme ilkesinin gereği olarak, avukat, herhangi bir belgenin incelenmesi konusunda engellenemez. Türkiye de ise durum farklıdır: Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153/2.maddesine göre, Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir. Oysa bu kısıtlama kararlarının her birinin uygulanması sonucunda çelişme ilkesi ihlal edilmektedir. Kaldı ki, Türk ceza yargılamasında söz konusu kısıtlama kararı uygulaması ile sıklıkla karşılaşılmakla birlikte, bu kararların gerekçelerinin de çok zayıf olduğu bilinmektedir. c) Doğrudan Sorgu / Çapraz sorgu Fransız ceza sisteminde benimsenmiş olan çelişme ilkesi uygulaması, 1 Ocak 2001 tarihinde yürürlüğe giren 15 Haziran 2000 tarihli yasa ile Ceza Usul Kanunu na 442-1.madde eklenerek getirilen doğrudan sorgu usulü ile daha da anlam kazanmıştır. Bu maddeye göre, savcı ve taraf vekilleri sanığa, katılana, tanıklara ve duruşmaya çağrılan herhangi bir kişiye, mahkeme başkanından söz isteyerek, doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan ise mahkeme başkanı aracılığıyla soru yöneltebilirler. Bu sistem anglo-sakson sisteminin cross-examinations usulünden farklıdır: cross-examinations usulünde başkan duruşmayı yönetmekte ancak tarafsızlığını korumak adına soru sormamaktadır. Fransa daki doğrudan sorgu usulünde ise ilgili kişi dinlendikten sonra, öncelikle başkan soru yöneltmektedir, daha sonra yardımcı hakimler ve jüreler, katılan vekili, savcı ve savunma avukatı destekleyici nitelikte sorular yöneltebilmektedirler. Bilgi edindiğim kadarıyla, tarafların hakim aracılığıyla soru yöneltmesi şeklinde uygulanan eski usulden, avukatların doğrudan soru sorabilmesi şeklinde getirilen yeni usule geçiş süreci yargı aktörleri tarafından hızlıca kabul görmüş ve yeni uygulamaya zaman geçmeden başlanmıştır. Staj süresince izleyebildiğim duruşmalarda, hakimlerin, sanığı, katılanı, tanıkları veya bilirkişileri dinledikten sonra öncelikle kendisinin soru yönelttiğini, sorularını tamamladıktan sonra ise, katılan vekiline, savcıya ve savunma avukatına sorusu olup olmadığını sorduğunu gözlemledim. Bu usul avukatların soru yöneltmek amacıyla söz almalarını kolaylaştırmaktadır. Hakim, soru sormak için söz alan avukatın sözünü kesmemektedir. Avukat ise dilediği kadar soru sorabilmektedir. Ayrıca avukatlar kısa, anlaşılır ve karışıklığa yol açmayacak sorular sormaya özen göstermektedirler. Avukatlar duruşmada sormayı hedefledikleri soruları önceden hazırlasalar bile, duruşmanın gidişatına göre doğaçlama sorular da yöneltmek durumunda kalmaktadırlar. İlgi çekici gözlemlerimden birisi de, özellikle ağır ceza da görülen davalarda, katılan, savcı veya savunmanın talebi üzerine soruşturma safhasında rol alan kişilerin tamamı (örneğin sorguyu yapan kolluk kuvveti gibi) veya mağdur ve sanığın sağlık ve sosyolojik sürecininn

takibinde rol alan kişiler (doktor, psikolog, psikiyatr, kişilik araştırmacısı) duruşmada yemin ettirilerek dinlenebilmektedir. Bu şekilde, taraflar duruşmada ilgililere sorularını yöneltebilmektedir. Bazı davalarda ise olayları anlayabilmek için uzmanların gözlemleri ve gelen sorulara verdikleri cevaplar maddi gerçeğin ortaya çıkmasında çok önemli olabilmektedir. Türkiye de, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununun doğrudan soru yöneltme başlıklı 201.maddesine göre, Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir. Söz konusu madde, Fransız Ceza Usul Kanunu nun 442-2.maddesine, katılan vekili ve müdafiin soru sorma imkanını duruşma disiplinine uygun olarak şeklinde sırılanması ve soruya itiraz edildiğinde sorunun akibeti konusunda hakime takdir yetkisi verilmesi hususları dışında benzerlik göstermektedir. Türkiye de doğrudan soru yöneltme usulü 2005 ten itibaren yürrülüğe girdiği halde, uygulamasına çok sık rastlanmamaktadır. Hakimler ve avukatlar eski alışkanlıklarına devam etmektedirler: avukatlar halen öncelikle hakime sorularını sormaktadır, hakim ise kendi sözcükleriyle soruyu ilgili kişiye yöneltmektedir. Bu şekilcilik hem duruşmayı yavaşlatmakta, hem de avukatın peş peşe/akıcı bir şekilde soru sormasını engellemektedir. Yeni usulün uygulanmamasının ise gerek, hakimlerin belki de duruşma yönetimini ellerinden bırakmak istememedikleri için yeni usulü uygulamak istememelerinden, gerekse avukatların maddi gerçeğin ortaya çıkması için gerekli soruları yöneltme teknikleri konusunda bilgi ve eğitim eksikliklerinden kaynaklandığını düşünüyorum. d)tanıkların mahkemeye çağırılması Fransa da taraflar duruşmada dinletmek istedikleri tanıkları ve uzmanları herhangi bir sayı sınırlaması olmaksızın duruşmaya çağrılmasını talep edebilirken, Türkiye de Ceza Muhalkemesi Kanunu nun 68.maddesine göre, Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırabilir. Bu durumda Türkiye de tanık ve uzmanların duruşmaya çağırılması için tarafların talebi yetmemekte, hakimin bu talebi onaylaması gerekmektedir. Söz konusu maddenin ise, hakimlerin her tanığı dinlemek için yeterli zaman bulunmadığı gerekçesiyle fiiliyatta uygulaması çok azdır. Bu maddenin uygulanmaması ise çelişme ilkesine aykırılık oluşturmakta, çapraz sorgu usulünün işlemesine de engel teşkil etmektedir. e) İlgili AİHM kararları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çelişme ilkesi çerçevesinde taraflara ve tanıklara soru sorulması ihtiyacına çok önem vermektedir. 13 Kasım 2003 tarihli Rachdad vs. Fransa (no

71846/01) davasında, AİHM yargılamanın hiçbir safhasında sorgulanamamış aleyhe tanık beyanlarının mahkumiyet kararına esas teşkil edemeyeceğine karar vermiştir. Yine 15 Aralık 2011 tarihli Al-Khawaja ve Tahery Vs. Birleşik Krallık (no 26766/05 ve 22228/06) davalarında, tanığın ifadesi, sanığın mahkûmiyetine esas olabilecek tek veya belirleyici nitelikte ise ve sanık bu tanık ifadelerini yargılamanın hiçbir safhasında sorgulayamamış ise, önemli derecede savunma haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir. 5)Kişisel görüşler Avukatlık mesleğine erişimi için acilen hem bir sınav sistemi, hem de daha uzun süreli, kaliteli ve takip edilecek/izlenecek bir eğitim sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Eğitimler, gerek farklı alanlarda pratik hukuk dersleri, gerek sözlü iletişim teknikleri dersleri (toplum içinde söz almak, etkili iletişim teknikleri, stres ve heyecan yönetimi, hitabet, vücut hareketleri, alan kullanımı gibi), gerekse farklı avukatlık bürolarında ve farklı mahkemelerde stajlardan oluşması gerekmektedir. Hakim, savcı ve avukatlara çelişme ilkesinin önemi konusunda eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler çerçevesinde, Ceza Muhakemesi Kanunu nun 201.maddesinde düzenlenmiş olan doğrudan soru yöneltme usulünün uygulanması gerekliliğinin de anlatılması gerekmektedir. Hakimlerin bu uygulamaya işlerlik kazandırmaları için, her dinlenen taraf veya tanıktan sonra, Fransız hakimlerin yaptığı gibi, ilgililere sorusu olup olmadığını sorması konusunda teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde avukat daha kolay söz alabilecektir. Hiçbir uygulama kendiliğinden yerleşmemekle birlikte, bazı alışkanlıkları değiştirmek zor olduğundan, doğrudan soru yöneltme usulünün yerleşmesi için öncelikle söz konusu usulün bir şekilde uygulanmaya başlanması gerekmektedir. Hakimler gerek tarafları, gerekse tarafların dinletmek istedikleri tanıkları çelişme iklesi ve çapraz sorgu usulünün gerektirdiği gibi dinleyebilmek için duruşmaya daha fazla zaman ayırması gerekmektedir. Türkiye de hakimlerin işyükü ve dosya sayısının kapasitenin üstünde olduğu ve dosyayı derinlemesine incelemek için yeterli zamanları bulunmadığı bilinmektedir. O halde yargının hakkaniyet ilkesine uygun olarak karar vermesi için hakim ve savcı sayısının mutlak suretle arttırılması gerekmektedir. Türk Ceza sisteminde, Fransa daki gibi, savcının soruşturmayı doğrudan yürütmesi yerine soruşturmanın yürütülmesi safhasında soruşturma hakimine talepte bulunduğu bir sistemin benimsenmesi, lehe ve aleyhe delillerin gerçekten toplandığı bir soruşturma yapılmasını sağlayabilecektir. Saygılarımla, Av. Gamze OROUJ NEJAD