8th Grade Target Vocabulary Unit 1. beautiful (adj) : polite (adj) : rude (adj) : short (adj) : stingy (adj) : tall (adj) : Unit 2 actively (adv) :



Benzer belgeler
8th Grade Vocabulary Unit 1 Unit 2

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI

UNIT 2 (ROAD TO SUCCESS) Realistic gerçekçi Logical mantıklı İntuitive içgüdüsel Analytical çözümsel Verbal sözel Boring sıkıcı

TEST - 1 İNGİLİZCE. 10. Verilen ifadelere göre hangi seçenekteki kişiden bahsediliyor? What s your friend like?

UNIT 8 1 (FRIENDSHIP)

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Vocobuloru. stingy cimri. supportive trustworthy understanding

UNIT 1 (FRIENDSHIP) UNIT 3 (IMPROVING ONE S LOOK)

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3*

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

Bad manner Kötü tutum, davranış Duyarlı, akıllı, mantıklı Best friend En iyi arkadaş

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

8. SINIF YABANCI DİL TESTİ A

İNGİLİZCE 8. SINIF YABANCI DİL A. 5. Yağız:... Kaan: Yes, of course. Yağız: When did you go there? Kaan: Last year. I visited Anıtkabir there.

HOCAİLYAS ORTAOKULU. UNIT 1: Friendship (Arkadaşlık) İNGİLİZCE-8. Bir konuda bilgi verir, karşısındaki kişiyi yönlendirir. Tavsiyede bulunur.

18- UNİTE

Anonim Verilerin Lenovo ile Paylaşılması. İçindekiler. Harmony

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Taylan Özgür Demirkaya

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Çocuğunuzun işitmesine yardımcı olun

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Pazarlama Programı Öğr. Gör. Cansu AYVAZ GÜVEN

T.C. 8. SINIF II. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 11 MAYIS 2014 Saat: 11.20

ALOHA MENTAL ARİTMETİK TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ TÜRKKAN EĞİTİM HİZMETLERİ TURİZM TEKSTİL VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers

BÜTÜN ÜMİDİM GENÇLİKTEDİR

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ NÜN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C. 8. SINIF II. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 11 MAYIS 2014 Saat: 11.20

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Kendi kendini kontrol edebilen, zamanı iyi yöneten, yalnız çalışmaktan hoşlanan, Bilgisayar kullanama yeterliliklerine sahip,

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

What Is Team Leadership?

Zafer HOCA YDS Academy Advanced Group

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Cambridge IGCSE Program Tanıtımı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Kıbrıs Sorunu PSIR

Girişimcilik Özelliklerinin Sınanması, Girişimcilik Özelliklerinin Sınanması, İş Fikri Geliştirme, Yaratıcılık Egzersizleri Gürcan Banger- SANGEM

Zaman tuzakları. Zaman; Zaman tuzakları. Zaman türleri. Zaman yönetimi

Dijital ve küresel bir dünyada yaşıyoruz

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KASIM AYI VELİ BÜLTENİ ÇOCUĞUNUZLA TEKNOLOJİNİN DOĞRU KULLANIMI

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

LANGUAGE LEARNING(Dil Öğrenmek) 4 Skills (4 Beceri)

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ BİRİM GÖREV TANIMLARI

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Bülten Başlığı. Birincil Yazı Başlığı. İkincil Yazı Başlığı. İş Adı. İlgi çeken özel konular: Bu sayıda:

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar

TEST. 5. How was your appointment with your doctor? He told me I was and I needed to cut down all kinds of fatty foods.

8. SINIF II. DÖNEM ORTAK SINAVI

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Cümlelerin mantıksal özellikleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI

SBS 2012 Sistem Başarı Tercih Oktay Aydın. 25 Ekim 2011 Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki İlköğretim Okulu

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

Bir Fidandan Bir Çınara: Düzce Üniversitesi.

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sıva altı montaj için Symaro sensörleri yenilikçi ve enerji verimli

1) Öğrenci kendi başına proje yapma becerisini kazanır. 1,3,4 1,2

YARIŞÇI Senaryo - Kemal ÇİPE

EVLİLİK ÇEŞİTLERİ FATİH HANOĞLU. Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım Psikolojisi (SEÇ356) Ders Detayları

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

ÖNEMLİ NOT: 2016 BÜTÇESİ HAZIRLAMA ÇALIŞMASI. NYC Nilgün Yetiş Koçluk ve Danışmanlık. Gözden Geçirme Tarihi:

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

FRANCHISE. Technokids nedir

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

Womb Blessing with Miranda Gray

ETKĐLĐ ÖĞRETMENLĐK. Ahmet ÇAĞLAYAN Eğitimci-Öğretmen-Yazar 1- EĞĐTĐM NEDĐR

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

T.C. DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ RODİ ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Kuruluş

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Fransızca II BİS

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Transkript:

8th Grade Target Vocabulary Unit 1 be there for someone (v) : beautiful (adj) : bring joy to someone's life (v) : crazy (adj) : friendly (adj) : friendship (n) : funny (adj) : generous (adj) : give encouragement (v) : give help (v) : grateful (adj) : handsome (adj) : hardworking (adj) : have a good sense of humour (v) : helpful (adj) : honest (adj) : kind (adj) : make a joke (v) : make friends (v) : make someone's dreams come true (v) : medium height (adj) : plump (adj) : polite (adj) : qualities of true friend (n) : quality (n) : reliable (adj) : rude (adj) : see the best in someone (v) : sensitive (adj) : short (adj) : sincere (adj) : slim (adj) : stand by someone (v) : stingy (adj) : supportive (adj): tall (adj) : tell the truth (v) : trustworthy (adj) : Unit 2 active (adj) : actively (adv) : analytical (ad) : analytically (adv) : careful (adj) : clearly (adv) : close (adj) : closely (adv) : biri için hazır bulunmak güzel birinin hayatına neşe getirmek çılgın arkadaş canlısı arkadaşlık komik, eğlenceli cömert cesaret vermek yardım etmek minnettar yakışıklı çalışkan iyi bir espri anlayışına sahip olmak yardımsever dürüst kibar şaka yapmak arkadaş edinmek birinin hayallerini gerçekleştirmek orta boylu tombul kibar doğru bir arkadaşın nitelikleri nitelik güvenilir kaba birinde iyi olanı görmek duyarlı, hassas kısa samimi, içten ince, zayıf birine destek olmak cimri destekleyici uzun doğruyu söylemek güvenilir aktif aktif olarak analitik analitik olarak dikkatli açıkça yakın (arkadaş) yakından

creative (adj) : daydream (n) : guided by emotions (adj) : independent (adj) : independently (adv) : interpersonal intelligence (n) : intrapersonal intelligence (n) : intuitive (adj) : intuitively (adv) : kinaesthetic intelligence (n) : learn by pictures (v) : left brain dominant people (n) : logical (adj) : logically (adv) : loud (adj) : loudly (adv) : make gestures (v) : mathematical intelligence (n) : musical intelligence (n) : quick (adj) : quickly (adv) : quietly (adv) : realistic (adj) : realistically (adv) : regular (adj) : regularly (adv) : respond verbally (v) : right brain dominant people (n) : sensitively (adv) : silent (adj) : silently (adv) : solve puzzle (v) : solve the problems logically (v) : think realistically (v) : verbal (adj) : verbal linguistic intelligence (n) : verbally (adv) : visual intelligence (n) : Unit 3 acne (n) : blemish (v) : body care (n) : bored (adj) : care products (n) : clear away (v) : clever (adj) : damp (adj) : dangerous (adj) : deplete (v) : yaratıcı hayal duygularıyla yönlendirilen bağımsız bağımsızca sosyal zeka içsel zeka sezgisel sezgisel olarak bedensel zeka resimlerle öğrenmek sol beyni baskın çalışan kişiler mantıklı mantıklıca yüksek (ses) yüksek sesle jestler yapmak matematiksel zeka müziksel zeka çabuk çabukça sessizce gerçekçi gerçekçi bir şekilde düzenli düzenli olarak sözel olarak cevap vermek sağ beyni baskın çalışan kişiler hassas bir şekilde sessiz sessizce bulmaca çözmek problemleri mantıklıca çözmek gerçekçi bir şekilde düşünmek sözel sözel dilsel zeka sözel olarak görsel zeka sivilce güzelliğini bozmak vücut bakımı canı sıkılmış bakım ürünleri ortadan kaldırmak zeki nemli tehlikeli azaltmak, tüketmek

discomfort (n) : excited (adj) : get rid of (v) : hair care (n) : hand care (n) : junk food (n) : make up (v): mild (adj) : pay attention to appearance (v) : pretty (adj) : protect (v) : rejuvenate (v) : renew (v) : rinse (v) : scrub (v) : smooth (adj) : stop eating (v) : surprised (adj) : talkative (adj) : utilize (v) : Unit 4 amusement park (n) : appear (v) : balance (v) : chase (v) : comfortable (adj) : disappear (v) : enemy (n) : enjoyment (n) : experience (n) : feel (v) : freedom (n) : happen (v) : incredible (adj) : leisure (n) : look back (v) : mean (v): monster (n) : pleasure (n) : power (n): promotion (n) : spend time (v) : stressful(adj) : terrible (adj) : uncomfortable (adj) : unpleasant (adj) : Unit 5 attack (v) : sıkıntı, rahatsızlık heyecanlı kurtulmak saç bakımı el bakımı abur cubur makyaj yapmak ılıman, iyi huylu, uysal görünüşüne dikkat etmek sevimli, güzel korumak gençleştirmek yenilemek durulamak ovalamak pürüzsüz yemeyi bırakmak şaşırmış konuşkan yararlanmak, kullanmak lunapark ortaya çıkmak dengelemek kovalamak rahat ortadan kaybolmak düşman eğlence deneyim hissetmek özgürlük olmak, meydana gelmek inanılmaz boş vakit geriye bakmak, geçmişe bakmak anlamına gelmek, demek istemek canavar zevk, keyif güç terfi vakit harcamak stresli berbat, korkunç rahatsız hoş olmayan saldırmak

be against (v) : commander (n) : defeat (n) : determine (v) : elect (v) : event (n): fight (v) : force (n): gain (v) : government (n) : grant (v) : guarantee (v) : harmony (n) : historical (adj) : independence (n) : justice (n) : law (n) : lead (v) : National Sovereignty and Children's Day (n) : occupying powers (n) : peace (n) : pressurize (v): reform (n) : Republic Day (n) : resistance (n) : result (n) : sign (v) : spread (v) : success (n) : suffer defeat (v) : treaty (n) : Turkish Grand National Assembly (n) : Victory Day (n) : war (n) : Youth and Sports Day (n) : Unit 6 be addicted (adj) : catch (v) : cheat (v) : damage (v) : evidence (n) : exhibit (v) : finger print (n) : footprint (n) : gambler (n) : guilty (adj) : have an appointment (v) : innocent (adj) : insurance (n) : karşı olmak komutan yenilgi belirlemek seçmek olay savaşmak güç, kuvvet kazanmak hükümet vermek, bahşetmek garanti etmek uyum tarihi bağımsızlık adalet yasa yönetmek Egemenlik ve Çocuk Bayramı işgalci güçler barış baskı altına almak reform, devrim Cumhuriyet Bayramı direnme, karşı koyma sonuç imzalamak yaymak, yayılmak başarı yenilgiye uğramak antlaşma Türkiye Büyük Millet Meclisi Zafer Bayramı savaş Gençlik ve Spor Bayramı bağımlı olmak yakalamak dolandırmak, aldatmak zarar vermek kanıt sergilemek parmak izi ayak izi kumarbaz suçlu randevusu olmak masum sigorta

jail (n) : lay a trap (v) : necklace (n) : pleased (adj) : poor (adj) : prison (n) : prove (v) : rob (v) : robber (n) : robbery (n) : security (n) : several (adj) : single (adj) : steal (v) : suspect (n) : suspect (v) : teeth impression (n) : theft (n) : thief (n) : treasure (n) : unusual (adj) : usual (adj) : valuable(adj) : valueless (adj) : wealthy (adj) : Unit 7 ambitious (adj) : charming (adj) : definite (adj) : envy (v) : express (v) : fantastic (adj) : indefinite (adj) : make something come true (v) : manage to do something (v) : opportunity (n) : reach (v) : record (n) : record (v) : share (v) : show (v) : talented (adj) : tradition (n) : unfortunately (adv) : view (n) : worth (v) : Unit 8 anxious (adj) : hapishane tuzak kurmak kolye memnun fakir hapishane kanıtlamak soymak soyguncu soygun güvenlik birkaç tek çalmak şüphe şüphe etmek diş izi hırsızlık hırsız hazine olağandışı olağan değerli değersiz zengin azimli, hırslı büyüleyici belirli kıskanmak ifade etmek, anlatmak muhteşem, harika belirsiz bir şeyi gerçekleştirmek bir şeyi yapmayı başarmak fırsat ulaşmak, erişmek rekor kaydetmek paylaşmak göstermek yetenekli gelenek maalesef, ne yazık ki manzara, görüş değmek endişeli, tedirgin

arrangement (n) : boil an egg (v) : bring (v) : do a list (v) : do the shopping (v) : drop someone by somewhere (v) : empty the bin (v) : errand (n) : expect (v) : feed (v) : get ready (v) : give a party (v) : have something in common (v) : invitation (n) : join (v) : keep promise (v) : make breakfast (v) : make tea (v) : make the beds (v) : order (v) : pay the bills (v) : pet (n) : promise (v) : put the rubbish out (v) : spend time (v) : take the dog for a walk (v) : take the dress to the dry cleaner's (v) : tidy the room (v) : upset (adj) : Unit 9 accomplishment (n) : attention (n) : books published (n) : disgust (n) disgust (v) : doctor (n) : effect (n) : affect (v) : effective (adj) : emotion (n) : emotional intelligence (n) : empathy (n) : field of research (n) : fundamental (adj) : geologist (n) : internationally recognized (adj) : make loads of money (v) : make up one's mind (v) : memory (n) : düzenleme yumurta kaynatmak getirmek liste yapmak alışveriş yapmak birini bir yerde bırakmak çöp kutusunu boşaltmak getir götür işi, ayak işi ummak, beklemek beslemek hazırlanmak parti vermek birçok ortak noktası olmak davet, davetiye katılmak sözünde durmak kahvaltı hazırlamak çay yapmak yatakları düzeltmek sipariş etmek, emretmek faturaları ödemek evcil hayvan söz vermek çöpü dışarı çıkarmak zaman geçirmek köpeği yürüyüşe çıkrmak elbiseyi kuru temizlemeciye götürmek odayı toplamak üzgün başarı dikkat yayımlanmış kitaplar bıkkınlık, iğrenme bıktırmak, bezdirmek doktor etki etkilemek etkili duygu duygusal zeka empati araştırma alanı esas, temel jeolog (yerbilimci) uluslararası çapta tanınan yüklüce para kazanmak karar vermek bellek, hafıza

mental functions (n) : motivate (v) : neuroscientist (n) : philosopher (n) : prestigious (adj) : productive (adj) : scientist (n) : self awareness (n) : success (n) : successful (adj) : supress feelings (v) : Unit 10 classical version (n) : counselor's office (n) : crumbs of bread (n) : frightening (adj) : get a job (v) : get married (v) : get out of a situation (v) : happy (adj) : live happily ever after (v) : make a decision (v) : modern version (n) : mood of story (n) : progress (v) : reason (n) : result (n) : romantic (adj) : sad (adj) : scholarship (n) : stepmother (n) : woods (n) : Unit 11 achieve one's goals (v) : adaptable (adj) : allow someone to do something (v) : ambition (n) : career (n) : confidence (n) : creative (adj) : criticize (v) : disciplined (adj) : dream (n) : economic freedom (n) : education (n) : fund (n) : goodwill (n) : improve one's weaknesses(v) : zihinsel işlevler motive etmek sinir sistemi ve beyni inceleyen bilim adamı felsefeci itibarlı, saygın üretken bilim adamı kendini tanıma başarı başarılı duyguları bastırmak klasik versiyonu danışman (rehberlik) ofisi ekmek kırıntıları korkutucu iş bulmak evlenmek bir durumdan kurtulmak mutlu sonsuza kadar mutlu yaşamak karar vermek modern versiyonu hikayenin atmosferi ilerlemek, gelişmek sebep sonuç romantik üzgün burs, ilim üvey anne koru, küçük orman hedeflerini gerçekleştirmek uyarlanabilen, uyum sağlayan birine bir şey yapması için izin vermek azim, hırs kariyer güven yaratıcı eleştirmek disiplinli hayal, rüya ekonomik özgürlük eğitim fon, para kaynağı iyi niyet zayıf yönlerini geliştirmek

improvement (n) : key to success (n) : make money (v) : mission (n) : neat (adj) : organised (adj) : outgoing (adj) : percentages (n) : personal goals (n) : practical (adj) : punctual (adj) : respect marriage and traditional family (v) : run one's own business (v) : search for solutions (v) : secure (adj) : secure (v) : set out (v) : sociable (adj) : spoil your dream (v) : spoil your success (v) : stay focused on one's dreams (v) : suggest (v) : surgeon (n) : tactful (adj) : take risk (v) : Unit 12 organized (adj) : candidate (n) : concentrate (v) : customer service (n): dishonest (adj) : easygoing (adj) : flexible (adj) : formal (adj) : friendly (adj) : gaining confidence (n) : get dressed (v) : get on with people (v) : good at analytical problem solving (adj) : hard worker (n) : have communication skills (v) : impossible (adj) : improving one's skills (n) : irresponsible (adj) : lack of confidence and belief in oneself (n): low morale (n) : low motivation (n) : making mistakes (n) : miss small details (v) : gelişme başarının anahtarı para kazanmak görev düzgün, düzenli organize edilmiş dışa dönük yüzdeler kişisel hedefler pratik dakik evliliğe ve geleneksel aileye saygı duymak kendi işini yapmak çözümler aramak güvenli güvence altına almak yola koyulmak, yola çıkmak sosyal hayalini mahvetmek başarını bozmak hayallerine odaklanmak önermek cerrah anlayışlı risk almak organize olan aday konsantre olmak müşteri hizmeti dürüst olmayan geçimli, uysal esnek resmi arkadaş canlısı güven kazanma giyinmek insanlarla geçinmek, anlaşmak analitik problem çözmekte iyi olan çok çalışan kişi iletişim yeteneklerine sahip olmak imkansız yeteneklerini geliştirme sorumsuz kendine güven ve inançtan yoksun olma düşük moral düşük motivasyon yanlış yapma küçük detayları kaçırmak

misunderstanding instructions (n) : opportunity (n) : reliable (adj) : responsible (adj) : strengths and weaknesses (n) : tell the truth (v) : tending to panic in new situations (n) : terrified of doing a job wrong (adj) : threat (n) : trust in oneself (v) : trust someone (v) : willingness to learn (n) : Unit 13 adopt (v) : be afraid of (v) : be bad at (v) : be curious about (v) : be good at (v) : be interested in (v) : be proud of (v) : categorize (v) : correct errors (v) : efficiently (adv) : find out (v) : guess the meaning (v) : have difficulty in (v) : I believe I think In addition In my opinion improve (v) : interrupt (v) : learn from (v) : look up (v) : make a guess (v) : make a mistake (v) : native speaker (n) : obviously (adv) : opportunity (n) : personally (adv) : put together (v) : reflect (v) : regular (adj) : take risk (v) : try to (v) : write down (v) : Unit 14 avoid (v) : talimatları yanlış anlama fırsat güvenilir sorumluluk sahibi güçlü ve zayıf noktalar doğruyu söylemek yeni durumlarda paniğe kapılmaya eğilimli olma bir işi yanlış yapmaktan korkan tehdit kendine güvenmek birine inanmak öğrenmeye karşı istekli olma kabul etmek, evlat edinmek korkmak bir şeyi yapmakta kötü olmak meraklı olmak bir şeyi yapmakta iyi olmak bir şeye karşı ilgisi olmak gurur duymak sınıflamak yanlışları düzeltmek yeterli olarak bulmak, öğrenmek anlamı tahmin etmek bir şeyde zorlanmak inanıyorum ki bence ayrıca, ilaveten fikrime göre geliştirmek bölmek, araya girmek bir şeyden ders almak arayıp bulmak tahmin etmek hata yapmak anadilini konuşan kişi kesinlikle fırsat kişisel olarak biraraya getirmek yansıtmak düzenli risk almak denemek, uğraşmak yazmak, not almak kaçınmak

pollute (v) : polluted (adj) : pollution (n) : precaution (n) : prevent (v) : protect (v) : provide protection (v) : recycle (v) : reduce (v) : reuse (v) : save (v) : sun cream (n) : sun rays (n) : sunburn (n) : sunglasses (n) : take precaution (v) : use energy (v) : Unit 15 activity (n) : blow off steam (v) : competition (n) : competitive (adj) : convince (v) : cookery (n) : demonstration (n) : ensure someone not to do something (v) : facility (n) : free of charge (adj) : include (v) : look after (v) : look forward to (v) : outdoor sports (n) : over the moon (n) : packet program (n) : preference (n) : put off (v) : stand someone up (v) : wide range (n) : Unit 16 absolutely (adv) : acknowledge (v) : argue (v) : empathy (n) : experience (n) : have an argument (v) : mate (n) : perspective (n) : put oneself in other's shoes (v) : kirletmek kirlenmiş kirlilik önlem önlemek korumak koruma sağlamak geri dönüştürmek azaltmak tekrar kullanmak korumak güneş kremi güneş ışınları güneş yanığı güneş gözlüğü önlem almak enerjiyi kullanmak aktivite stres atmak yarışma rekabetçi ikna etmek aşçılık gösteri birinin bir şey yapmamasını sağlamak tesis, hizmet bedava, ücretsiz içermek (çocuk, hasta ) bakmak iple çekmek, sabırsızlanmak açık hava sporları sevinçten havaya uçma paket program tercih ertelemek randevuya gelmeyerek birini boşuna bekletmek çok çeşitli, geniş yelpazeli kesinlikle alındığını bildirmek, kabul etmek tartışmak empati deneyim tartışmak eş, arkadaş, ortak bakış açısı kendini başkasının yerine koymak

respectful (adj) : side (n) : sympathetic (adj) : viewpoint (n) : What a shame! : saygılı taraf sempatik, sevimli bakış açısı Ne ayıp!