Araştırma/Research Article TAF Prev Med Bull 2008; 7(3):23-236 Lisansüstü Eğitime Devam Eden Evli Kadınların Üreme Sağlığı Sorunları ve Etkileyen Faktörler [Reproductive Health Problems of Married Women Continuining Post-Graduate Education and the Effecting Factors] ÖZET AMAÇ: Ege Üniversitesi ne bağlı enstitülerde lisansüstü eğitim gören ve araştırma görevlisi olarak çalışan evli kadınların üreme sağlığı sorunları ve etkileyen faktörleri belirlemek için yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Ege Üniversitesi ne bağlı enstitülerde lisansüstü eğitim gören ve araştırma görevlisi olarak çalışan kadınlar(30), örneklemini ise araştırmayı kabul eden evli kadınlar (79) oluşturmuştur. Araştırma Kasım 2006-Şubat 2007 tarihleri arasında yürütülmüştür.veriler, kadınların tanıtıcı özelliklerini belirlemek amacıyla literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanan anket formu (24 soru) ve Demirci tarafından geliştirilen, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Evli Kadınların Üreme Sağlığını Koruyucu Tutumlarını Belirleme Ölçeği (ÜSBÖ) ile toplanmıştır. BULGULAR: Çalışmanın sonucunda, kadınların %0, i yüksek lisans, %89,9 u doktora eğitimine devam etmektedir ve %98,7 si çekirdek aile tipine sahiptir. Kadınların yaş ortalamaları 30,±3,7 yaştır. Kadınların ÜSBÖ puan ortalamaları (±7,3) ve ölçek alt boyut puan ortalamaları yüksek olduğu bulunmuştur. Kadınların aile planlaması yöntemi kullanma durumları ile toplam ölçek puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmiştir (p<0,05). SONUÇ: Sonuç olarak, kadınların üreme sağlığını geliştirmek için uzun vadede yapılması gereken, kadının temel eğitim düzeyini ve toplumsal statüsünü yükseltmektir. Bu nedenle, kadınların eğitim olanaklarından yararlanması ve kadının iş yaşamına katılması desteklenmelidir. SUMMARY BACKGROUND: Research was carried out to determine the reproductive health problems of married women, who continue post-graduate education and who work as research assistants in institutes related Ege University and the factors which affect. METHOD: The research was carried out descriptive and cross-sectional. The research includes women who continue postgraduate education and who work as research assistants (30) in institutes related to Ege University and sample of study compose married women (79) who accept this research. The research was carried out from November 2006 to February 2007. The data was collected through an inquiry, which was meant to determine the introductory characteristics of the women (24 questions), and through the Scale for Determining the Protective Attitudes of Married Women towards Reproductive Health. RESULTS: As a result of research; 0.% of women continue their postgraduate education, 89.9% of them continue their doctor s degree and 98.7% of them have a family. The average age of the women is 30.±3.7 age. The average total score point of determining the women s protective attitudes towards reproductive health is 56.0±7.3 point. A meaningful difference was obtained between the women s state of using family planning methods and their average total scale point (p<0.05). CONCLUSION: In conclusion, it is necessary to increase level of basic education and public status for promotion of women reproductive health in long period. So, it should be supported that women benefit from education opportunity and work life. Sezer Er, Selma Şen 2, Ayten Taşpınar 2, Ahsen Şirin 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu. 2 Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Anahtar Kelime: Lisansüstü eğitim, üreme sağlığı, kadın sağlığı Key Words: Postgraduate education, reproductive health, women health Sorumlu yazar/ Corresponding author: Sezer Er, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları AD. Bornava, İzmir, Türkiye. er.sezer@hotmail.com GİRİŞ Üreme sağlığı, üreme hakları ve cinselliği de içeren yeni bir kavramdır. Dünya Sağlık Örgütü üreme sağlığını; üreme sistemi işlevleri ve süreci ile ilgili sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, tüm bunlara ilişkin fiziksel, mental ve sosyal yönden tam bir iyilik halinin olmasıdır şeklinde tanımlamaktadır. Üreme sağlığı aynı zamanda bireylerin mutlu ve güvenli bir cinsel yaşamları, üreme yeteneklerini korumaları, bu yetenekleri kullanıp kullanmayacakları ve ne zaman, ne sıklıkla kullanacakları konusunda karar verme özgürlükleri olması demektir (). Üreme sağlığının kapsamı, kadını ve erkeği içermekle birlikte, kadın açısından hayati bir öneme sahiptir. Bundan dolayı kadının üreme sağlığında ayrı bir yeri ve önemi vardır. Çünkü doğurganlık kadın bedeninde gerçekleşen bir olaydır ve kadının bu işlevi yerine getirirken yaşadıkları genel sağlık düzeyini olumsuz yönde etkileyebilir. Kadının üreme sağlığının korunması demek, sağlıklı ve mutlu aileler ve dolayısıyla sağlıklı bir toplum ve gelecek demektir. Ayrıca kadının üreme sistemini etkileyen mesleki bir riskin kadınla sınırlı kalmayacağı ve etkilerinin gelecek kuşaklara aktarılabileceği de unutulmamalıdır. Son yıllarda global düzeyde giderek www.korhek.org 23
daha fazla vurgulandığı ve sağlık alanında yapılan pek çok araştırmanın ortaya koyduğu gibi kadının statüsü, genel sağlık konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarını ve hizmetlerden yararlanmasını etkileyen en önemli faktördür. Kadının eğitim durumu, para getiren bir işte çalışması, karar verme süreçlerinde yer alması gibi faktörler üreme sağlığı hizmetlerinden yararlanmasında belirleyici olmaktadır (, 2, 3). Kadının statüsü ve üreme sağlığı ilişkisi son yılların tartışma konularını oluşturmaktadır. Kadının kendi doğurganlığını kontrol edebilmesi statüsünü yükseltmektedir. Kadının değerinin doğurduğu çocuk sayısı ile ölçüldüğü toplumlarda, doğurganlığını kontrol etme ve sınırlama gücü olmamaktadır. Araştırmalar kadın eğitiminin ve kadının para getiren bir işte çalışmasının üreme sağlığını olumlu etkilediğini göstermektedir. Günümüzde kadınların sağlık gereksinimleri artık sadece anne olarak değil, kadın olarak yaşamın her alanında ele alınması gerekmektedir (, 2). Bu araştırma, Ege Üniversitesi ne bağlı enstitülerde lisansüstü eğitim gören ve araştırma görevlisi olarak çalışan evli kadınların üreme sağlığı sorunları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ YÖNTEM Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırmanın evrenini Ege Üniversitesi ne bağlı enstitülerde (Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimleri Enstitüsü) lisansüstü eğitim gören ve araştırma görevlisi olarak çalışan kadınlar (30 kadın), araştırmanın örneklemini ise araştırmaya katılmayı kabul eden, evli kadınlar (79 kadın) oluşturmuştur. Araştırmanın yapılacağı enstitü müdürlüklerinden yazılı izin alınmıştır. Araştırma Kasım 2006- Şubat 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler, kadınların tanıtıcı özelliklerini belirlemek amacıyla literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanan anket formu (24 soru) ve Demirci tarafından geliştirilen, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Evli Kadınların Üreme Sağlığını Koruyucu Tutumlarını Belirleme Ölçeği (ÜSBÖ) ile toplanmıştır (). ÜSBÖ, 39 maddeden oluşan, 5 alt boyutu olan; Üreme Sağlığını İlgilendiren Konularda Doktora Gitme Davranışı, Üreme Organ ve Meme Kanserinden Korunma, Üreme Sağlığını Korumaya Yönelik Genel Sağlık Davranışları, Genital Yol Enfeksiyonlarından Korunma, İstenmeyen Gebeliklerden Korunma ve 5 dereceli likert tipi bir ölçektir. Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 95, en düşük puan 39 dur. Veriler, yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda istatistik programı kullanılarak sıklık, yüzde, aritmetik ortalama, Kruskal Wallis testi, Mann-Witney U testi, Independent Sample t Testi ile yapılmıştır. BULGULAR Araştırmaya katılan kadınların %3,6 sı Sağlık Bilimleri Enstitüsü nde, %25,3 ü Sosyal Bilimleri Enstitüsü nde, %24, i Fen Bilimleri Enstitüsü nde, %9 u Türk Dünyası ve Araştırmaları Enstitüsü nde lisansüstü eğitim görmekte olup %0, i yüksek lisans, %89,9 u doktora eğitimine devam etmektedir ve %98,7 si çekirdek aile tipine sahiptir. Kadınların yaş ortalamaları 30,±3,7 yaş, çalışma yılı ortalamaları 6,3±4,9 yıl ve ailenin aylık gelir ortalamaları 2377±685,5 YTL dir (Tablo ). Araştırmaya katılan kadınların %63,7 sinin sigara içmediği, %36,7 sinin sigara içtiği saptanmış olup sigara içenlerin günlük sigara sayı ortalaması,9±4,5 tane ve sigara içme yılı ortalaması ise 2,9±4,5 yıl olarak bulunmuştur. Tablo. Kadınların tanımlayıcı özellikleri Tanımlayıcı Özellikler Sayı Yüzde Çalıştıkları Enstitüler Sağlık Bilimleri Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Fen Bilimleri Enstitüsü Sosyal Bilimleri Enstitüsü 25 5 9 20 3,6 9,0 24, 25,3 Eğitim Durumu Yüksek Lisans Öğrencisi Doktora Öğrencisi Aile Yapısı Çekirdek Aile Geniş Aile 8 7 78 0, 89,9 98,7,3 TOPLAM 79 00 Kadınların Yaş Ortalaması 30,±3,7 Kadınların Aylık Gelir Ortalaması (YTL) 2377±685,5 Kadınların Çalışma Yılı Ortalaması 6,3±4,9 Araştırma kapsamına alınan kadınların evlenme yaş ortalaması 25,6±2,4 yaş olup, evlilik yılı ortalaması 4,4±4,2 yıl olarak belirlenmiştir. Kadınların %45,6 sının en az bir kez gebelik geçirdiği, %54,4 ünün ise daha önce hiç gebelik geçirmediği saptanmıştır. Kadınların %62 sinin çocuğunun olmadığı, %3.6 sının bir çocuğu olduğu ve %6.3 ünün ise iki çocuğu olduğu belirlenmiştir (Tablo 2). Kadınların aile planlaması kullanma durumları incelendiğinde, %20,3 ünün yöntem kullanmadığı, %79,7 sinin yöntem kullandığı; aile planlaması yöntemi kullananların %47,6 sının prezervatif, 232 www.korhek.org
%36,5 inin oral kontraseptif, %5,9 unun RİA kullandığı saptanmıştır (Tablo 2). Kadınların ilk adet yaş ortalamaları 2,93±,97 yaş olduğu, %8 inin jinekolojik problemi olmadığı, %9 unun jinekolojik problemi olduğu; jinekolojik problemi olanların %40 ının enfeksiyon, %33,3 ünün adet düzensizliği, %3,3 ünün over kisti, %6,7 sinin endometriozis ve %6,7 sinin hormonal bozuklar yaşadığı belirlenmiştir (Tablo 2). Tablo 2. Kadınların evlilik ve obstetrik\jinekolojik özelliklerine göre dağılımları Evlilik İle İlgili Özellikleri Kadınların Evlilik Yaşı Ortalaması 25,6±2,4 Kadınların Evlilik Yılı Ortalaması 4,4±4,2 Obstetrik Özellikleri Sayı Yüzde Kadınların gebelik durumu Gebelik geçiren Gebelik geçirmeyen Kadınların çocuk sayıları Çocuğu olmayan Bir çocuğu olan İki çocuğu olan Modern aile planlaması yöntemi kullanma durumları Kullanan Kullanmayan 63 6 79,7 20,3 TOPLAM 79 00 Kullanılan modern aile planlaması yöntemi (n=63)* Prezervatif Oral kontraseptif Rahim içi araç(ria) 30 23 0 47,6 36,5 5,9 Jinekolojik Özellikleri Kadınların İlk Adet Yaşı Ortalaması 2,93±,97 Jinekolojik Problem Yaşama Durumu Problem Yaşayan Problem Yaşamayan TOPLAM 79 00 Yaşanan Jinekolojik Problemler (n=5)** Enfeksiyon Adet düzensizliği Over kisti Endometriozis Hormonal Bozukluklar 6 5 2 40,0 33,3 3,3 6,7 6,7 *Sayı ve yüzdeleri aile planlaması kullanan kadınlar üzerinden alınmıştır. **Sayı ve yüzdeleri jinekolojik problem yaşayan kadınlar üzerinden alınmıştır.. Tablo 3. Kadınların çalıştıkları enstitülere göre puan ortalamalarının dağılımı Puan Ortalaması Çalıştıkları Enstitüler N X Ss F p Sağlık Bilimleri Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Fen Bilimleri Enstitüsü Sosyal Bilimleri Enstitüsü TOPLAM 25 5 9 20 79 60,6 58,6 55,3 48,9 36 43 49 25 5 5 64 2,6 22,3 7,4 6,9 7,3 45,6 54,4 62,0 3,6 6,3 9,0 8,0 0,737 Tablo 4. Kadınların eğitim durumlarına göre puan ortalamalarının dağılımı Eğitim Durumu Puan Ortalaması N X Ss Z p Yüksek Lisans Öğrencisi Doktora Öğrencisi TOPLAM 8 7 79 7,6 54,2 8,3 6,4 7,3,93 0,05 www.korhek.org 233
Kadınların Premenstruel Sendrom (PMS) yaşama durumları incelendiğinde; iki kadın dışında diğerlerinin tamamının (%97,5) PMS yaşadığı; PMS yaşayanların %7,4 ünün bu durumu her ay, %24,7 sinin 2 3 ayda bir ve %3,9 unun 4 5 ayda bir yaşadığı belirlenmiştir. PMS yaşayan kadınların %50,6 sı bu durumun sosyal yaşamlarını etkilediği, %49,4 ü sosyal yaşamlarını etkilemediğini belirtmiştir. Yüksek lisans eğitimini sürdüren kadınların ÜSBÖ puan ortalamaları doktora yapanlara göre daha yüksek bulunmasına rağmen aradaki fark yapılan Mann-Witney U testi sonucu sınırda bulunmuştur (p=0,05), (Tablo 4). Bu durumun yüksek lisans öğrencilerinin sayısının az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kadınların gebelik geçirme durumlarına göre ÜSBÖ puan ortalamaları arasında yapılan Independent Sample t Test analizinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmemiştir (p>0,05) (Tablo 5). Kadınların aile planlaması yöntemi kullanma durumları ile ÜSBÖ puan ortalamaları arasında yapılan Mann-Witney U testi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmiştir (p<0,05) (Tablo 5). Kadınların jinekolojik problem yaşama durumlarına göre ÜSBÖ puan ortalamaları arasında yapılan Mann- Witney U testi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmemiştir (p>0,05) (Tablo 5). Kadınların PMS yaşama durumlarına göre ÜSBÖ puan ortalamaları arasında yapılan Mann-Witney U testi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmemiştir (p>0,05) (Tablo 5). Tablo 6 da araştırmaya katılan kadınların ÜSBÖ ve alt boyutlarından aldıkları puanlar görülmektedir. Bu verilere göre, kadınların üreme sağlığını koruyucu tutumlarının yüksek düzeyde olduğu özellikle genital yol enfeksiyonlarından korunma alt boyutu puan ortalamasının çok yüksek olduğu (62,696±4,552) belirlenmiştir. En düşük ortalamanın ise, üreme organ ve meme kanserinden korunma alt boyutundan (9,759±4,288) alındığı saptanmıştır (Tablo 6). TARTIŞMA Araştırma kapsamına alınan kadınların evlenme yaş ortalaması 25,6±2,4 yaş olup, evlilik yılı ortalaması 4,4±4,2 yıl olarak belirlenmiştir. Kadınların ilk adet yaş ortalamaları 2,9±,9 yaş olup, %45,6 sının en az bir kez gebelik geçirdiği, %54,4 ünün ise daha önce hiç gebelik geçirmediği saptanmıştır. Tablo 5. Kadınların obstetrik\jinekolojik özelliklerine göre puan ortalamalarının dağılımı Puan Ortalaması N X Ss t\z\ p Gebelik Durumu Gebelik geçiren Gebelik geçirmeyen Aile Planlaması Yöntemi Kullanma Durumları Kullanan Kullanmayan Jinekolojik Problem Yaşama Durumu Problem Yaşayan Problem Yaşamayan Kadınların PMS Yaşama Durumları PMS Yaşayan PMS Yaşamayan TOPLAM 36 43 63 6 5 64 77 2 79 56, 55,9 47,2 58,2 55,07 60,00 56,5 20, 4,8 6,6 6,8 8,6 9,2 33,2 7, 7,3 0,046 0,963-2,223 0,026-0,95 0,342 0,359 0,7 Tablo 6. Kadınların üreme sağlığını koruyucu tutumlarını belirleme ölçeği ve alt boyutlarından aldıkları puanlar ÜSBÖ ve Alt Boyutları Madde Beklenen Min- Elde Edilen Min- Sayısı Max Puanlar Max Puanlar X±SD Üreme Sağlığını İlgilendiren Konularda Doktora Gitme Davranışı 8 8,0 40,0 9,0 40,0 33,9±5,7 Üreme Organ ve Meme Kanserinden Korunma 4 4,0 20,0 4,0 20,0 9,7±4,2 Üreme Sağlığını Korumaya Yönelik Genel Sağlık Davranışları 0 0,0 50,0 23,0 47,0 35,4±5,5 Genital Yol Enfeksiyonlarından Korunma 4 4,0 70,0 52,0 70,0 62,6±4,5 İstenmeyen Gebeliklerden Korunma 3 3,0 5,0 7,0 5,0 3,6±,8 Toplam ÜSBÖ 39 39,0 95,0 23,0 82,0 ±7,3 234 www.korhek.org
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) sonuçlarına göre ortanca evlilik yaşı 25 29 yaş grubunda 2 dir. Çalışmada, kadınların eğitim düzeyleri ile ilişkili olarak evlenme yaş ortalamasında gözle görülür bir artış olduğu belirlenmiştir. Yaş aralığı 25 49 olan kadınlar içinde hiç eğitimi olmayan kadınlarla en az lise mezunu olanlar arasında ilk evlenme yaşında yedi yıllık bir fark bulunmaktadır (4). Bu doğrultuda, bu araştırmada kadınların evlilik yaş ortalamasının fazla olmasının lisansüstü eğitim almalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. İlk adet yaş ortalaması; Coşkun ve arkadaşlarının çalışmasında 3,4 yaş; Kızılkaya ve Tuncel in çalışmasında 2,9 yaş ve Apan ın çalışmasında 2,8 yaş olarak bulunmuştur (5, 6, 7). Bu çalışmada ilk adet yaşı ortalaması literatürle uyumlu bulunmuştur. TNSA verilerine göre lise ve dengi eğitim düzeylerine sahip kadınların %74,5 inin herhangi bir aile planlaması yöntemi kullandığı, %52,2 sinin herhangi bir modern aile planlaması yöntemi kullandığı ve %22,4 ünün herhangi bir geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı saptanmıştır (4). Aile planlaması kullanan kadınların tamamının etkin aile planlaması yöntemi kullanmaları, kadınların eğitimlerine devam etmelerinden dolayı doğurganlıklarını kendi denetimleri altında tutmak istemelerinden kaynaklandığı, aile planlaması kullanmadığını ifade eden kadınların ise, gebe kalmayı planladıkları düşünülmektedir. Araştırmaya katılan kadınların %63,7 sinin sigara kullanmadığı, %36,7 sinin sigara kullandığı saptanmıştır. Demirci nin (2004) çalışan evli kadınların üreme sağlığını koruyucu davranışlarını değerlendirdiği çalışmasında; kadınların %34,5 inin sigara kullandığı belirlenmiştir (). Ülke genelindeki kadınların %24,2 si sigara kullanmakta ve bu oran çalışan kadınlarda daha yüksek olmaktadır. Örneğin; doktorlarda %33, öğretmenler ve ebe-hemşireler arasında %50 olarak belirlenmiştir (8). Yapılan çalışmanın sonuçları literatür bilgileri ile benzerlik göstermektedir. Demirci nin çalışmasında, kadınların %49,5 inin jinekolojik problem yaşadığı belirlenmiştir. En fazla yaşanan yakınma ise %44 ile kokulu ve/veya fazla miktarda ve/veya sarımsı renkte akıntı olduğu saptanmıştır (). Apar ın çalışmasında en önde gelen yakınma %5,9 ile anormal akıntı, Coşkun un çalışmasında %6,6 ile enfeksiyon, erozyon ve akıntı olduğu belirlenmiştir (5,6). Bu çalışmada enfeksiyon yakınma oranı jinekolojik problemler arasında en yüksek olmasına rağmen diğer araştırmalardan düşük bulunmuştur. Kadınların PMS yaşama durumları incelendiğinde; iki kadın dışında diğerlerinin tamamının (%97,5) PMS yaşadığı; PMS yaşayanların %7,4 ünün bu durumu her ay yaşadığı, %50,6 sının bu durumun sosyal yaşamlarını etkilediğini belirtilmiştir. PMS görülme sıklığının çeşitli ülkelerde farklı zamanlarda yapılan çalışmalarda %0 95 arasında değiştiği bildirilmiştir (9). Demirci nin çalışmasında PMS yaşama sıklığı %88,5 olarak bulunmuştur. Bu dönemdeki kadınların %70,7 sinin bu şikâyetleri her ay yaşadığı ve kadınların %40,7 sinin normal yaşantısını etkilediği belirlenmiştir (). Kayacı ve arkadaşlarının çalışmasında da PMS yakınması olanların %66 sının bu yakınmaları her ay yaşadığı saptanmıştır (0). Bu çalışmada PMS yakınma sıklığı diğer çalışmalara göre yüksek bulunmuş; yakınmaların görülme sıklığı ve sosyal yaşamı etkileme durumunun çalışmalarla benzerlik gösterdiği belirlenmiştir. Yüksek lisans eğitimini sürdüren kadınların ÜSBÖ puan ortalamaları doktora yapanlara göre daha yüksek bulunmasına rağmen aradaki fark sınırda bulunmuştur (p=0,05), (Tablo 4). Bu durumun yüksek lisans öğrencilerinin sayısının az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kayacı ve arkadaşlarının kırsal alanda yaşayan kadınların üreme sağlığı sorunları ve etkileyen faktörleri incelemek amacı ile yaptıkları çalışmada toplam ÜSBÖ ortalama puanı düşük bulunmuştur (27.83±2.9) (0). Erbil ve Göktaşlar ın evli kadınların üreme sağlığını koruyucu faktörlerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, toplam ÜSBÖ puan ortalaması 42,80±20,73 olarak belirlenmiştir (). Bu çalışmada Kayacı ve Erbil in çalışmalarına göre, ÜSBÖ puan ortalaması yüksek bulunmuştur bu sonucun kadınların eğitim düzeyinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Kadınların aile planlaması yöntemi kullanma durumları ile ÜSBÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmiştir (p<0,05) (Tablo 5). Aile planlaması yöntemi kullanmadığını ifade eden kadınların gebe kalmayı planladıkları bunun için gerekli sağlık taramalarını yaptırdıkları ve dolayısı ile üreme sağlığına daha fazla özen gösterdikleri düşünülmektedir. Erbil ve Göktaşlar ın çalışmasında, kadınların şimdi kullandığı aile planlaması yöntemleri ile ÜSBÖ puan ortalaması arasında anlamlı fark elde edildiği belirlenmiştir (). Kadınların ÜSBÖ ve alt boyutlarından aldıkları puanlara göre, kadınların üreme sağlığını koruyucu tutumlarının yüksek düzeyde olduğu özellikle genital yol enfeksiyonlarından korunma alt boyutu puan ortalamasının çok yüksek olduğu (62,696±4,552) belirlenmiştir. En düşük ortalamanın ise, üreme organ ve meme kanserinden korunma alt boyutundan (9,759±4,288) alındığı saptanmıştır (Tablo 6). Bu bulgular aşağıda belirtilen diğer çalışmalarla benzerlik göstermektedir. www.korhek.org 235
Demirci nin çalışmasında, kadınların ÜSBÖ toplam puan ortalamaları eğitim öncesi 38±3,48 eğitim sonrası 5±5,07 puan olarak bulunmuştur. Kadınların Üreme Sağlığını İlgilendiren Konularda Doktora Gitme Davranışı puan ortalaması eğitim öncesi 29,8±6, puan eğitim sonrası 3,8±5, puan; Üreme Organ ve Meme Kanserinden Korunma puan ortalaması eğitim öncesi 6,6±2,4 puan, eğitim sonrası 8,±3,0 puan; Üreme Sağlığını Korumaya Yönelik Genel Sağlık Davranışları puan ortalaması eğitim öncesi 30,2±4,7 puan, eğitim sonrası 35,3±5,8 puan; Genital Yol Enfeksiyonlarından Korunma puan ortalaması eğitim öncesi 60,8±5,8 puan, eğitim sonrası 64,±3,3 puan; İstenmeyen Gebeliklerden Korunma ortalaması eğitim öncesi,2±2,9 puan, eğitim sonrası,7±2,6 puan olarak saptanmıştır (). Erbil ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, ÜSBÖ alt boyut puan ortalamaları; üreme sağlığını ilgilendiren konularda doktora gitme davranışı puan ortalaması 32,7±6,2 puan; üreme organ ve meme kanserinden korunma puan ortalaması 8,8±4,2 puan, üreme sağlığını korumaya yönelik genel sağlık davranışları puan ortalaması 3,8±7,2 puan, genital yol enfeksiyonlarından korunma puan ortalaması 58,4±7,5 puan, istenmeyen gebeliklerden korunma puan ortalaması 0,8±3,5 puan olarak belirlenmiştir (). Kayacı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, üreme sağlığını ilgilendiren konularda doktora gitme davranışı puan ortalaması 30,7±7,5; üreme organ ve meme kanserinden korunma puan ortalaması 6,9±3,6, üreme sağlığını korumaya yönelik genel sağlık davranışları puan ortalaması 28,2±6,7, genital yol enfeksiyonlarından korunma puan ortalaması 50,2±9,2, istenmeyen gebeliklerden korunma puan ortalaması,7±3,6 puan olarak belirlenmiştir (0). Çalışmada ÜSBÖ alt boyutlarından alınan puan ortalamaları bu çalışmalardan daha yüksek bulunmuştur. Bu farkın kadınların eğitim düzeylerinin ve toplumsal statülerinin yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. SONUÇ VE ÖNERİLER Çalışma sonucunda; kadınların ÜSBÖ puan ortalamaları (±7,3; Min:39,00; Max:95,00) yüksek olarak bulunmuştur. Kadınların üreme sağlığını korumaya yönelik bilgi, tutum ve davranışlarını, eğitim düzeyi ve toplumsal statünün önemli düzeyde etkilediği ortaya çıkmıştır. -Kadınların üreme sağlığını geliştirmek için uzun vadede yapılması gereken kadının temel eğitim düzeyini ve toplumsal statüsünü yükseltmektir. Bu nedenle, kızların eğitim olanaklarından yararlanması ve kadının ev dışında ücret karşılığı çalışması yasal ve toplumsal boyutta desteklenmesi, -Çalışan kadınların üreme sağlığı sorunlarına yönelik geniş çaplı araştırmalar yapılması, elde edilen sonuçların uygulamaya yansıtılması ve ülke çapında yaygınlaştırılması önerilmektedir. KAYNAKLAR. Demirci H. Çalışan Evli Kadınlarda Üreme Sağlığını Koruyucu Davranışların Geliştirilmesi. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. 2004. 2. Özvarış ŞB, Akın A. Türkiye deki doğum Öncesi Bakım Hizmetlerinden Yararlanma. İn: Akın A (ed). Türkiye de Ana Sağlığı Aile Planlaması Hizmetleri ve İsteyerek Düşükler: TNSA 998 İleri Analiz sonuçları. Hacettepe Üniversitesi. TAP Vakfı ve UNFPA. Ankara. 2002, p.82 24 3. Özvarış ŞB, Akın A. Üreme Sağlığı. Sağlık ve Toplum Dergisi. 998; 8(3 4): 23 26. 4. T.C. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü. Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi. Ankara. 2003. 5. Apan E. Doğankent Karataş Sağlık Ocağı Bölgesinde Yaşayan 5 49 Yaşındaki Evli Kadınlarda Genitoüriner Enfeksiyon Sıklığı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi. Adana. 995, p. 70 72. 6. Coşkun A, Şahin NH, Kızılkaya N, Yıldız A. Kuştepe Mahallesi Kadınlarının Demografik Özellikleri ile Üreme Sağlığı Sorunlarını Belirleyen Epidemiyolojik Bir Çalışma. Sağlık ve Toplum. 2000; 0(3): 22 29. 7. Kızılkaya N, Tuncel N. Perimenstrual Şikâyetlerin Hafiflemesinde Hemşirelik Girişimlerinin Etkinliği. Hemşirelik Bülteni. 994; 8(32): 66 78. 8. Bilir N. Sigara ve Üreme Sağlığı (Sigara kullanımının kadın sağlığına etkileri ve kontrolü) Kadın-Erkek Eşitsizliği ve Erkeklerin Üreme Sağlığına Katılımı. 3. Uluslar arası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongresi. Kongre Kitabı. Ankara. 20 23 Nisan 2003, p. 7 20. 9. Akyol U. Türk Toplumunda Premensturel Sendrom Sıklığı ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi. Sağlık Bakanlığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Aile Hekimliği Uzmanlık Tezi. İstanbul. 2000. 0. Kayacı M, Demirci H, Özbaşaran F. Kırsal Alanda Yaşayan Evli Kadınların Üreme Sağlığı Sorunları ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi. 5. Uluslar arası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongresi, Kongre Kitabı. Ankara. 9 22 Nisan 2007, p. 265 266.. Erbil N, Göktaşlar Z. Evli kadınların Üreme Sağlığını Koruyucu Tutumlarının ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi. 5. Uluslararası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongre Kitabı. Ankara. 2007, p. 273. 236 www.korhek.org