MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM



Benzer belgeler
DUYGUSAL GELİŞİM NEDİR?

Duygu; belirli nesne, olay ya da kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak tanımlanır.

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

ÇOCUK ve KORKU. Çocuklar Nelerden Korkarlar?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız:

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

HASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

AİLE İÇİ ETKİLİ İLETİŞİM

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

DUYGUSAL GELİŞİM PDR BÜLTENİ SAYI:03

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

TOPLUMSALLIK. Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi

Yaşam Boyu Sosyalleşme

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

ETKİNLİKLERİMİZ SAYI:7

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EKİM 2012 VELİ BÜLTENİ TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASI

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz?

BEBEK HAKLARI BİLDİRGESİ

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

Çocuklarda Çalma Davranışının Nedeni İlgisizlik mi? Pazartesi, 17 Ekim :25

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ. Prof. Dr. Gelengül HAKTANIR

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Birey ve Çevre (1-Genel)

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARI

AKRAN BASKISI. Çetin SARIYILDIZ Rehber Öğretmen

Öğrenci velileriyle ne zaman kardeş kıskançlığı ya da kardeş kavgaları konusunda bir görüşme yapsam iki şey hayalimde canlanır.

ÖFKE KONTROLÜ. Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

ÖĞRETMEN ESRA AKKAYA 3-6 YAŞ ÇOCUK GELİŞİM DÖNEMLERİ VELİ EĞİTİMİ NOTLARI. 3 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

ÖFKE İLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

Kasım Rehberlik Bülteni VELİ EĞİTİM REHBERİ. Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ KASIM 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

10 yaş döneminin gelişim özelliklerine dil-bilişsel, bedensel, motor, duygusal, FATİH HANOĞLU

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ÇOCUK VE PARA üretim değerleri tüketim değerleri

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

NASIL MÜCADELE EDİLİR?

Amt für Volksschule. Sekundarschule öğrencilerinin annebabaları. temel ilkeleri

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME


O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

DUYGUSAL GELİŞİME UYGUN ETKİNLİKLER

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

Bir gün bir öğrenci velisi, kızı Elif in tırnaklarını yemesi konusunda benimle görüşmek istediğini ve bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

ÖNSÖZ... IX III

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ ARALIK 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA KORKU

Transkript:

MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM

1. DUYGUSAL GELİŞİM 1. Tanımı ve Önemi Duygu; Belirli nesne, olay ya da kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak tanımlanır. İnsan, hayatı boyunca çevreden gelen uyarıcıların etkisiyle çeşitli duyguları yaşar. Birey sosyal çevre ile etkileşim içindeyken az ya da çok haz ve elem duyguları içindedir. Çocukların fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması ya da karşılanmaması onlarda bazı duyguların oluşmasına neden olur. Yaşamın ilk günlerinde altı değiştirilen, karnı doyurulan bebek haz duyar. Çocuk; annesinin kucağında olmak, sevilmek, okşanmak, annesinin sıcaklığını hissetmek ister. Görüldüğü gibi duygular, birey olmanın en önemli unsurudur. Bütün insanların, yeni doğmuş bebeklerin bile duyguları vardır. Sosyalleşmenin olabilmesi için duygular temel rolü üstlenir.

2. Duygusal Gelişimle İlgili Kavramlar 1. Duygu Bireyin yaşamında, bir canlanma hareketlenme anlamına gelmektedir. Duygular, çocuğun temel gereksinimleri ve bu gereksinimlerin etkisini dışarı yansıtmasıdır. Haz ya da elem olarak yaşanan duyguların yansıması çocukta sevinç, mutluluk, üzüntü, korku, öfke, kıskançlık, saldırganlık ve ağlamadır. Duygular, öğrenme ve olgunlaşmayla birlikte yaşamın her döneminde farklılıklar gösterir.

.2. Heyecan Heyecan, genellikle yoğun yaşanan, olumlu ya da olumsuz duyguların organizmada durgun ve olağan durumunu bozması olarak tanımlanır. Heyecan hem haz yönünde hem de elem yönünde olabilir. Heyecanın haz ya da elem yönünde olmasını çevreden gelen uyarıcılar belirler. Heyecanın oluşmasında her zaman çevresel faktörler etkili değildir. Bazen de birini düşünmek ya da hayal etmek bireyin heyecanlanmasına neden olur. 3. Refleks Organizmanın, bir uyarana karşı verdiği cevaptır. Bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte tutma, emme gibi refleksleri devreye girerek hayata uyumunu kolaylaştırır. Bu refleksler on 15-16. haftalardan itibaren kaybolur ve yerini öğrenilmiş davranışlara bırakır.

4. Haz Haz, bir güdünün doyumu sağlandığında ya da bir amaca varıldığında yaşanan duygudur. Haz, bireye mutluluk ve rahatlık verir. Haz, ihtiyaçların doyumundan kaynaklanan bu duygu insanı sevindiren duygular olarak tanımlanır. Sevinç, mutluluk, hoşlanma ile ifade edilir. Kişinin merak ettiği bir konuyu araştırması da onun merakının giderilmesine neden olur. Çevreden gelen tüm etkiler, mutluluk ve rahatlık verir. İhtiyaçların doyumundan kaynaklanan, insanı sevindiren duygulardır. insanı sevindirir ve haz verir. Haz duyguları, insanın yaşamına renk verir; gelişimine ortam hazırlar, duygu sistemini güçlendirir, düşünmeyi çabuklaştırır, çocuğu yaşama bağlar.

5. Elem Bireyler, ihtiyaçları karşılamadığı ve duyguları tatmin edilmediği zaman gergin ve mutsuz olurlar. Buna da elem denir. Elem, insanda gerilim yarattığı kişinin kendisini ve karşısındakini üzdüğü veya zarara uğrattığı için olumsuz bir duygudur. Kişinin başarısızlığa uğraması, baskı altında kalması, sevdiği bir kişiyi yitirmesi elem duyguları yaratır. Bu duygulara bir başkası neden oluyorsa öfke, kıskançlık, nefret, iğrenme, kızgınlık, düşmanlık gibi duygulara neden olur. İnsanın karşısındakinden çok kendinden kaynaklanan elem duyguları ise korku, utanma, üzüntü, sıkıntı, bıkkınlık, eziklik gibi duygulardır.

1.0-72 Ay Çocuklarında Duygusal Tepkiler 1. Gülme Gülme, ilk duygusal tepkilerdendir. Bebeğin ilk günlerdeki gülümsemesi, yüz kaslarının belli bir duruma gelmesidir ve bu gülümsemeler bir reflekstir. 10-12 haftalık bir bebek, uyurken ten temasında bulunulduğunda gülerken daha ileriki zamanlarda birtakım uyarıcılara gülme tepkisi verir. Bebek, ilk aylarda insan yüzüne gülümser. Daha çok alışkın olduğu annesi, babası ya da kendisine bakan kişiye güler. Sekiz haftalık bir bebek, annesini gördüğü zaman mutluluk ifadesi verir. Çünkü annesiyle arasında çok farklı bir duygusal bağ kurulmuştur. Bu bağ, bebeğin güven duygusunun gelişmesine çok önemli katkıda bulunur.

5-9 aylık olan bebekler, tanımadığı kişilere tepki gösterir. Çocuk, tanıdığı ve bildiği yüzlere olumlu tepki verirken; tanımadığı yabancı insanlara karşı olumsuz tepki verir. Çocuk, büyüdükçe tepkileri de farklılık gösterir. Erken çocukluk döneminde çocuğun gülmesi bilinçlidir. Bu dönemde çocuklar, en çok başkalarının gülmesine, ani sevinçler, hayal kırıklığı ve mahcubiyet gibi durumlarda güler. Erken çocukluk döneminde gülme en çok çocukların oyununda görülür. Bu durum, onlarda mizah duygularının gelişmiş olmasından kaynaklanır.

2. Ağlama Bebeğin doğumdan sonraki ilk tepkisi ağlamadır. Karnı acıktığında, rahatsızlığında, altı ıslandığında, gaz sancısı çektiğinde, uykusu geldiğinde huzursuzlaşıp ağlayan bebek ilk zamanlar fiziksel ihtiyaçlarını belli etmek için ağlar. Zamanla ağlama, anlam kazanmaya başlar ve duygusal tepki olarak kullanılır. Çocuk, 2 yaş ve daha sonrasında olumsuz duygularını ifade etmek için ağlar. Oyunu engellendiğinde, istediği yapılmadığında ya da oyuncağı elinden alındığında ağlar.

Erken çocukluk döneminde üç yaşından itibaren duygusal tepkileri artar ve duygu türlerinin hepsini yaşarlar. Bütün bu duygular yaşanırken de çevrelerine yansıtırlar. Öfke, kıskançlık, inatçılık, mutluluk vs. özellikle oyun sırasında görülür. Küsme ve itişmeler, ağlama sebebi olabilir.

3. Korku Korku, bir tehlike karşısında duyulan tepkidir. Organizmayı koruma içgüdüsüne bağlı olarak ortaya çıkar ve gelişir. Birey, organizmanın tehlikede olduğunu hissettiği anda korkmaya başlar. Çocuk, korktuğu anda bazı tepkilerde bulunur. Bunlar korktuğu şeyden kaçma, çığlık atma, gözlerini kapatma, olduğu yerde sinme veya ağlamaktır. Korkuların temelinde yatan, güvensizlik duygusudur. Bu nedenle çocuklar, korktuklarında siner, kaçar ya da annelerine sarılırlar. Güveni çocuğa sağlayacak kişiler öncelikle anne-baba ve çevredeki diğer yetişkinlerdir. Korkuların büyük çoğunluğu, öğrenme sonucu ortaya çıkar. Öğrenme, yaşantı ve yanlış yönlendirmelerle bağlantılıdır.

Bebek; Babancı yüzlere, ani sese ve düşme tehlikesine tepki gösterir. Birinci yılın sonunda çocuk, kendince birtakım nesnelerden, belli kişilerden ve olaylardan korkar. Yaşla birlikte çocukların korkularında artmalar görülür. 2-5 yaşları arasında çocuklar; ani ve yüksek ses, gök gürültüsü, deprem, karanlık, dilenci, hayalinde canlandırdığı yaratıklar ve yalnız kalmaktan korkarlar. Bu dönemde, somut şeylerden olduğu kadar soyut düşünceden de korkarlar.

Korkunun nedenleri: Çocuklarda güven duygusunun kazandırılmamış olması Çocuğun sevgi ve şefkatten yoksun olarak büyümesi Çocuk yetiştirmede baskıcı ve otoriter tutumun tercih edilmesi Tehditlerle çocuğu yönlendirmek, yemeğini yemezsen seni doktora götürüp serum taktıracağım gibi Çocukları soyut ya da somut şeylerle korkutmak Aile içinde şiddet olaylarının yaşanması, şiddet ve korku içeren filmlerin izlenmesine izin verilmesi

Korkunun Önlenmesi Korkuya neden olan etmenleri ortadan kaldırılmalıdır. Yetişkinler çocuklarına örnek teşkil edeceğinden korkularını onlara belli etmemelidir. Çocukların korkularıyla alay edilmemeli, korktuğu şeyle karşı karşıya getirmeye çalışılmamalıdır. Çocukların korku filmleri izlemesine izin verilmemelidir. Çocuğa aşırı baskı uygulanmamalıdır. Çocuğa fiziksel cezalar uygulanmamalıdır. Korku, eğitim aracı olarak kullanılmamalıdır. Çocuğa güven duygusu kazandırılmalı, sevgi ve şefkat gösterilmelidir.

4. Öfke Öfke, herhangi bir isteğin engele uğramasından dolayı ortaya çıkan olumsuz duygudur. Bu olumsuz duygu karşısında çocuk gerilir, kendini sıkar, dişlerini gıcırdatır, tepinir, ağlar etrafa saldırır veya küskünlük tepkisi gösterir. Öfke, yaşla birlikte paralel olarak artmaktadır.3 yaşına kadar çocuklar en çok oynadığı oyuncağın elinden alınması ya da oyunundan alıkonulması, temizlik, yemek yeme,tuvalet eğitimi, odada yalnız bırakmak, uyku, giyinme, soyunma gibi durumlarda öfke tepkisi gösterir. Üç yaşından sonraki dönemde öfke küskünlükle ifade edilir. Öfke nedenleri daha çok sosyal olaylardır.

Çocuğun öfkesini önlemek için yapılması gerekenler Çocuğun temel gereksinimleri zamanında karşılanmalı. Öfkelenen çocuğun dikkati başka yöne çekilmeli. Çocuğa fiziksel ve yersiz cezalar verilmemeli. Ebeveynler öfkelenerek çocuğa örnek olmamalı. Çocukların öfkeleriyle alay edilmemeli. Çocukların onurunu kıracak davranışlardan kaçınılmalı. Çocuğun isteklerinin neden engellendiği anlayacağı dilden açıklanmalı. Çocuğun her istediği şey yerine getirilmemelidir.

5. İnatçılık İnatçılık, geçerli ve makul neden olmadan çocuğun verdiği kararda dayatmasıdır İnatçılık, çocuklarda en çok 3-6 arasında görülür. Bu dönemdeki inatçılığın nedeni, benlik duygusu ve bağımsızlık bilincinin gelişmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu yaşlarda çocuklar, varlığını ve düşüncelerini kabul ettirme çabası içinde olduklarından inatçılık tepkileri de doğaldır.

Çocuğun inatçılığını önlemek için yapılması gerekenler Çocuğun ihtiyaçları, zamanında karşılanmalıdır. Çocuk kızgın ve sinirli olduğu anlarda, tartışmaya girilmemelidir. Çocuğun her istediği engellenmemelidir. Çocuk yetiştirmede baskıcı tutuma yer verilmemelidir. Yetişkinler tehdit ve zor kullanarak çocuklara isteklerini yaptırmamalıdır. Yetişkinler, kardeşler arasında kıskançlığa sebebiyet verecek davranışlardan kaçınmalıdır. Çocuğa dayak atılmamalı ve şiddetli cezalardan kaçınılmalıdır. Çocuğa bağımsızlık duygusu kazandırılmalıdır.

6. Kıskançlık Kıskançlık, her yaşta görülebilen ve temel nedeni üstün olma olan bir duygu hâli olarak tanımlanır. Sevgi ya da herhangi bir şeyin paylaşılmasına katlanamama sonucu duyulan his ve tepkilerdir. Kıskançlık; İnsanın yapısında var olan, şiddetine göre olumlu veya olumsuz etkileri olan bir duygudur. Örneğin okul başarısının kıskanılması ve aynı başarıyı elde etmek için çaba gösterilmesi olumlu bir duygu olarak kabul edilirken, arkadaşının ya da kardeşinin herhangi bir eşyasına sahip olamadığı için zarar vermesi olumsuz bir tepki olarak kabul edilir. Yeni doğan bebekte kıskançlık tepkisi yoktur. Ancak bir yaşındaki çocuk, annesinin kucağında başka bir bebek gördüğünde kıskançlık tepkisi verir.

Erken çocukluk döneminde kıskançlığın en belirgin şekilde ortaya çıkmasının Nedeni; Yeni bir kardeşin dünyaya gelmesidir. Nedeni ise; Genellikle anne ya da babaların bilinçli ya da bilinçsiz ayrımcı yaklaşımlarıdır.

Kıskançlığın önlenmesi için yapılması gerekenler Çocuğa sevgi ve ilgi gösterilmeli Aile, çocuklar arasında ayrım yapmamalı Yeni bir kardeşin dünyaya geleceği fikrine çocuk alıştırılmalıdır. Doğum sonrasında bebekle ilgili bazı işler, (beslenme, temizlik gibi) kontrollü bir şekilde çocuğa yaptırılmalı. Çocuklar birbirleriyle kıyaslanmamalıdır. Anne ve baba, büyük çocuğa da zaman ayırmalıdır. Okul döneminde öğretmen, kıskançlığa sebebiyet verecek davranışlardan kaçınmalıdır. Kıskançlığın nedenleri araştırılmalı, gerekli tedbirler alınarak giderilmeye çalışılmalıdır.

7. Saldırganlık Saldırganlık, çocuğun olumsuz duygularını bastırmayıp çevresindeki eşyalara veya başkalarına zarar vermesidir. Saldırganlık, engellenme duygusuna gösterilen bir tepkidir. Bu tepkinin oluşmasında anne-baba tutumlarının etkisi ilk sırada yer alır. Çocuğun davranışlarının sık ve gereksiz yere engellenmesi, temel ihtiyaçların zamanında karşılanmaması, çocuğa dayak atılması, aile içi şiddete tanık olması, çocuğu sık cezalandırmak, çocuğu dinlememek, davranışlarını eleştirmek, alay etmek anne-babaların çocuk eğitiminde görüş birliğinde olmamaları saldırgan davranışlara neden olur.

Saldırganlığın önlenmesi için yapılması gerekenler Saldırganlığın önlenmesi için öncelikle çocuğa sevgi ve şefkat gösterilmelidir. Çocuğa güven duygusu verilmeli ve güvenli bir ortam hazırlanmalıdır. Çocuğun temel ihtiyaçları zamanında karşılanmalıdır. Çocuğa fiziksel ceza uygulanmamalıdır. Çocuk şımartılmamalıdır. Çocuğun olumlu davranışları ödüllendirilmelidir. Ebeveynler saldırganlık davranışında çocuklara örnek teşkil etmemelidir. Çocuğu saldırganlığa iten nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Çocuğa enerjisinin boşaltacağı oyun ortamı sağlanmalıdır.

DUYGUSAL GELİŞİMİ ETKİLİYEN FAKTÖRLER Şiddet olayına maruz kalmak Anne ve babadan birinin ölümü Anne veya babadan birinin ya da her ikisinin uyuşturucu bağımlı olması Düzensiz aile ortamı Çocuğa yönelik psikolojik baskılar gibi travmatik olaylar