Sayı: 1 Eylül 2014. Ailecek Gidelim: Foça Deniz Müzesi. Kaliteli zaman önerisi: Hafıza Oyunları. Hobi Köşesi: Maket Yapımı

Benzer belgeler
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Adım Adım Başarıya...

ÖĞRENMEDE BAŞARIYI ETKİLEYEN EN ÖNEMLİ FAKTÖRLER. Öğrenmeye karşı istekli ve kararlı olma. Öğrenme için gerekli yeteneklere sahip olma

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. Verimli ders çalışmayı öğrenmek istiyor musunuz?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI NELERDİR? I- AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI EYLÜL BÜLTENİ

NASIL ÖĞRENDİĞİNİZİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz?

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

Öğrenme stilleri görsel, işitsel ve dokunsal olmak üzere 3 gruba ayrılır.

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA

Nasıl Daha İyi Öğrenirim?

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

2016/2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI MERAM MEVLANA ANAOKULU REHBERLİK SERVİSİ EKİM AYI AİLE BİLGİLENDİRME BÜLTENİ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA

ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ ÖĞRENME VE BAŞARI

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Ders Çalışma Alışkanlıkları ve Zamanı Verimli Kullanma

MEV KOLEJİ ÖZEL BASINKÖY OKULLARI OKUL BAŞARISINI GELİŞTİREN VERİMLİ ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

ÇOCUĞUMUN VERİMLİ DERS ÇALIŞMASINA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİM?

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

İYİ Kİ VARIZ SAĞLIKLIYIZ EVLİYİZ VE SAĞLIKLI BİR ÇOCUĞUMUZ VAR

ETKILI SUNUM SıRLARı

ÇOCUKLARINIZA VERĐMLĐ DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIĞINI NASIL KAZANDIRABĐLĐRSĐNĐZ?

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

OXFORD BIG READ YARIŞMASINA KATILDIK!

ÇOCUĞUMUN OKUMA ALIġKANLIĞINI VE DÜġÜNME BECERĠSĠNĠ DESTEKLĠYORUZ

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler;

NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR?

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ERKEN YAŞTA DİL ÖĞRENME... 1

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

EĞİTİM KOÇLUĞU SERTİFİKA PROGRAMI ve KASIM 2014 TARİHLERİNDE CANİK BAŞARI ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ NDE

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

Sevgili Anne ve Babalar;

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

VERİMLİ DERS ÇALISMA YÖNTEMLERİ

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 5 YAŞ SINIFI EYLÜL BÜLTENİ

*Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. *Kendi başına açıklama ve gösterim, Uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz.

Fen Bilgisi konularının zihnimizde kalıcı olmasını sağlamak için, konuyu dinlediğiniz akşam mutlaka en az bir 10 dakika tekrarını yapın.

TED ANTALYA KOLEJİ PDR SERVİSİ AKADEMİK BAŞARININ ARTTIRILMASI

YAŞAMKENT SEVİYE KOLEJİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DANIŞMANLIK SİSTEMİ


Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK KASIM AYI BÜLTENİ

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

ŞİMDİ LYS ZAMANI FEM YAYINLARI REHBERLİK KOORDİNATÖRLÜĞÜ

GÖRSEL ÖĞRENEN KİŞİLER

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ

OKUL ZAMANI. PDR Bülteni Sayı: 01

REHBERLİK SERVİSİMİZDEN VELİLERİMİZE YARIYIL TATİLİ İÇİN ALTIN ÖNERİLER

ETKİLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

Sınav Kaygısı ve Olumlu Başa Çıkma Yolları Kaygıyı, gelecekte olma ihtimalini düşündüğümüz olumsuz düşünceler olarak

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

sosyal ve zihinsel olarak sağlıklı gelişmeleri için hayati önem taşımaktadır. çocuklar için mükemmel yeteneklere dönüşebilir ve çoğalarak

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

ÜRÜN VE HİZMETLERİMİZ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ

NEVŞEHİR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ PSİKOLOJİK DANIŞMANI

Öğrencilerin Dikkate Alması Gereken 13 Verimli Ders Çalışma Yöntemi

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

ÖZEL ATAFEN İLKOKULU 1. SINIFLAR İNGİLİZCE VELİ BİLGİLENDİRME

ÖZEL BİLGİ KÖPRÜSÜ MONTESSORİ ANAOKULU

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

O Oyunların vazgeçilmez öğeleri olan oyuncaklar çocuğun bilişsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini destekleyen, hayal gücünü ve yaratıcılığını

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI SINAV KAYGISI

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

Transkript:

Sayı: 1 Eylül 2014 Kaliteli zaman önerisi: Hafıza Oyunları Ailecek Gidelim: Foça Deniz Müzesi Hobi Köşesi: Maket Yapımı

Hazırlayanlar Uzman Psikolojik Danışman Handan YILMAZ Psikolojik Danışman Sıla GETİR Psikolog Eda GÖKÇÜOĞLU Uzman Rehber Öğretmen Duygu ERGEN MANGIR Rehber Öğretmen Selda TAÇMAHAL Psikolojik Danışman Dilek PEKEL Rehber Öğretmen Buket AMURAN ZİYALAZ Dr. F. Funda AKKOÇ

Editörden Geçen yıllarda okulumuz internet sitesinden yayınladığımız Veli bültenlerimizi bir araya getirerek sizlere bir dergi hazırladık. Bültenlerimizi bu sayıda Okula Dönüş teması çerçevesinde topladık. Uzun bir yaz tatili sonrası öğrencilerimiz dinlenmiş ve enerji depolamış biçimde sıralarına döndüler. Okulların açılmasıyla öğrencilerin yaz alışkanlıklarından eski okul alışkanlıklarına geçiş dönemi de başlamış olur. Bu geçiş döneminde düzenli çalışma alışkanlığını yeniden kazanma, uyku düzenini oturtma, çalışmaları ve öğrenmeleri kalıcı hale getirme gibi birçok alanda yaşanabilecek aksamalar bu geçiş döneminde ortaya çıkar. Zaman zaman öğrenciler bu süreci başarı ile atlatırlarken, bazı öğrencilerin aileleri tarafından rehberliğe ihtiyaçları olacaktır. İncitmeden yapılan küçük müdahaleler çocuğunuzun başarısının önünü açmış olur. Aile içinde çözülemeyen sorunlarda rehberlik birimi sizlere gerekli desteği vermeye hazırdır. Aile, öğrenci ve okul üçgeninde uyumlu bir iletişim süreci öğrenciye potansiyelini ortaya çıkarmasına yönelik ihtiyaç duyacağı ortamı sağlayacaktır. Başarıların gururunu yaşadığınız bir yıl dileğiyle Rehberim Çakabey, Eylül,2014

İÇİNDEKİLER Merhaba okulum Denizden çıkıp okyanusa girmek: Okula adım atarken Anneee kalem kutum nerede? Çocuğum ders çalışmak istemiyor Uyku ve öğrenme Tam öğrenme için önce dikkat Öğrenme stilleri Ayın okuma önerisi Ailecek gidelim mi? Evde DVD keyfi Kaliteli zaman önerisi Hobi köşesi

Tatilden sonra okula başlayan her çocuk için okula alışma dönemi zor bir süreçtir. Yaz günleri, tatil olmanın etkisiyle eğitim dönemi konulan tüm kurallar ve sınırların bozulduğu bir zaman dilimi haline gelebilir ve bu durum sık karşılaşılan normal bir süreçtir. Yazın tüm sınırlar, sorumluluklar daha rahat bir düzen içinde var olduğundan, öğrencinin tekrar bir disiplin ve sorumluluk kalıbı içine girmesi vakit alabilir. Bazen çocuğun yapısında reddetme, inatlaşma, istenilenin tersini yapma gibi özellikler ortaya çıkar. Bu durumda çatışmak yerine onları teşvik etmek gerekmektedir. Yaşadıkları kısa dönemli kaygı çok normal ve beklenilen bir tepkidir. Alıştığı ve rahat olduğu tatilin bitişi, yepyeni bir dönemin ve derslerin başlaması tedirginlik yaratabilmektedir. İlk haftadan sonra sorunların frekans ve yoğunluğunun azalması beklenir, öğrenci yavaş yavaş eski düzenine dönmeye başlar. Sürecin uzaması halinde okul rehberlik birimi ile bağlantı kurmak önemlidir. ORTAYA ÇIKABİLECEK SORUNLAR Sabah okula gelme konusunda isteksizlik, Uyku saati sıkıntıları, Ders çalışma ve ödevleri yapma konusunda isteksizlik, Serbest zaman etkinliklerinin kısıtlanmasına tepki, Okul korkusu. Sorunların çözümü için en önemli başlangıç noktasının kararlı ve sabırlı olmaktan geçtiği unutulmamalıdır. Çocuğa yeni tempo ve rutinlerine alışmak için ihtiyaç duyacağı zamanı vermek çoğunlukla sorunları büyük oranda çözmektedir.

DENİZDEN ÇIKIP OKYANUSA GİRMEK: OKULA ADIM ATARKEN O daha küçük diye düşünürüz, nasıl başa çıkacak Kocaman bir kampüs ve benim daha dün kucağımda olan küçük bebeğim Yaşamda, bireylerin hayat çizgilerine yön veren dönüm noktaları vardır. Okula başlamak da çocuklar için bir dönüm noktası niteliği taşır. Yepyeni bir çevreye girmek, öğretmenler, yeni arkadaşlıklar, yeni fiziksel ortam, okuma-yazma, ödevler gibi pek çok öğe ve etken de dahil olur. Ve bir sürü yeni beklentiler, sorumluluklar Yenilikler çocuğun bakış açısına göre değerlendirmeye alınırsa bu durum, hiç bilinmeyen bir ülkeye gitmeye benzetilebilir. İlk defa gidilen bir ülkeye karşı duyulan merak, heyecan gibi motive edici duyguların yanında konuşulan dil, oraya ait özellikler, adetler, kurallar bilinmediği için bireyde bunların hepsi yeni ve farklıdır. Bilinmezlikler ülkesinin bireylerde kaygı yaratması ise normaldir. Çocuk için okula başlama süreci, okula ilk geldiği gün onda endişeye neden olabilir. Aynı zamanda çocukların da yetişkinler gibi olaylara ve durumlara tepki verme düzeyleri farklılaştığı için bazı çocuklar daha kolay uyum sağlayabilirlerken bazıları bunda zorlanabilir ve yardıma ihtiyaç duyabilir. Bu süreçte önemli olan; fark edilen okula uyum problemleri, okul korkusu ya da oluşabilecek sorunlar için önlem almaktır. yeni Çocukta oluşabilecek okul korkusu ve okula uyum problemlerinin nedenlerine bakıldığında bu durumun temellerinin küçük yaşlarda atıldığını ve çocuğun ilk sosyal çevresi olan yetişkinlerle, özellikle anne ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. İşte bu nedenledir, ailenin, özellikler de annenin olay ve durumlar karşısında vereceği tepkilerin çok önemli olması Ailelerin, çocuklarının yeni bir ortama girmeyle ilgili yaşadıkları kaygı ve merak doğaldır; ancak bu kaygının çocuğa yansıtılmaması konusunda anne ve babalara bazı görevler düşmektedir. Kaygı ve korku

bulaşıcı bir hastalık gibi düşünülürse anne ve babanın yaşadığı kaygı ve korku çocuk tarafından hissedilir ve yaşanmaya başlar. Ailelerin, tepkileri çocuk için bir model oluşturur. Aile kaygılarından ne kadar çok arınmış ise çocuk da kendini o kadar daha güvende hisseder. Okula uyum sürecinde sıkıntı yaşayan çocuklarda; kaygı, okula bahaneler bularak gitmeme isteği, öfke, hafif düzeyde fiziksel rahatsızlıklar görülebilir. İlk günlerde bu sorunların yaşanması normal olsa da bu belirtilere karşı anne babanın gösterdiği duruş, verdiği tepkiler ve bu gibi durumların yaşanmasının olağan olduğunun farkında olunması çok önemlidir. Aileler neler yapabilir? Öncelikle okula gitme konusunda ödün vermemek önemlidir, çocuğun mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. Çocuğa, okulun amacını açıklamak, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olması işe yarar. Okula gitmemesi halinde yapılan çalışmalardan geri kalacağı ve bunun kendisi için bazı aksaklıklara yol açacağını anlatmaya çalışılmalıdır. Öğretmenleri ve rehberlik biriminin yönlendirmeleri ile çocuğa kendisi terk edilmiş hissettirmeden okuldan ayrılmak önemlidir. O zaman diliminde okulda olması gerektiği, sizin yanında bulunamayacağınız açıklanmalı ve sizinle yeniden buluşacağı zaman hakkında anlayabileceği şekilde bilgi verilmelidir. (Okulda akşamüstü kahvaltısını yaptıktan sonra servise binip yanıma geleceksin, öğretmeniniz, okul zili beş kere çaldıktan sonra çantalarınızı toplamanızı söyleyecek ve sonra ben gelip seni alacağım gibi).

Çocuktan ayrılma sürecini kısa tutmak çok önemlidir. Sizin bu aşamada rahat davranabilmeniz, duygularınıza hakim olabilmeniz, bu ayrılığın doğal ve geçici olduğuna dair şüphe duymamasını sağlar. Okul sonrası geçirdiği gün hakkında sohbet etmeye cesaretlendirmek ama zorlamamak önemlidir. Sınıf öğretmeniyle görüşün. Çocuğunuzun sınıf öğretmeni, okuldaki gelişimine ilişkin en iyi bilgi kaynağıdır. Ona kaygılarınızı açıklayın ve onun gözlemlerini, düşüncelerini dinleyin. Duygularına özellikle de size çok mantıklı gelmeyecek korkularına (ya tuvaleti bulamazsam, ya aç kalırsam, ya sen beni almaya yetişemezsen ve burada yalnız kaırsam gibi) saygı gösterin, sabırla dinleyin ve onu rahatlatacak kısa, net açıklamalar yapın. Sabırlı olun. Bu korkuları yenebileceği yeterli zamanı tanıyın. Yeni arkadaşları ile okul dışında da bir araya gelebileceği ortamlar yaratın. Çocuğunuzun yeterince dinlenmiş olduğundan emin olun, uyku saatlerini okula gidiş saatine uygun olarak düzenleyin ya da düzenlemesine yardımcı olun. Eğer tüm çabalarınıza rağmen çocuğunuzun okula karşı olumsuz tutumları devam ediyor ve kaygı yoğunluğunda bir azalma yaşanmıyorsa okul rehberlik servisi ile durumu değerlendirin ve gerekirse profesyonel destek alın. Okul, hayata hazırlanış değil, hayatın kendisidir. F. CAHTELAIN

ANNEEEEE KALEM KUTUM NEREDE? Kapıda servis bekliyor, çocuğunuz evin içinde dört dönerek o gün teslim etmesi gereken ödevini ya da kalem kutusunu arıyor! Her hafta birkaç kez aynı sorunu yaşıyorsunuz ve bundan bıkmış durumdasınız! Bu sorunu çözmek istiyor ancak her yeni seferde farklı bir malzeme ya da nedenle aynı kısır döngünün içine düşüyorsunuz! Eğer bu görüntü tanıdıksa çocuğunuzun kendini organize etmek için biraz desteklenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Her gece tekrarlanan öğüt ve akıl verme konuşmaları ile çözüm üretemediyseniz, bir de aşağıdaki önerileri deneyin: Görünür bir yere ders programını asın ve her gece ertesi gün için çantasını programa göre hazırlamasını destekleyin. Bu alışkanlık oturana kadar önce çantasını birlikte hazırlayabilirsiniz. Bir süre sonra çocuğunuzun çantasını yalnız hazırlamasını isteyip, sadece kontrol edebilirsiniz. Ödev ve çalışmalarının teslim tarihlerini not edebileceği bir takvim ya da ajanda kullanma alışkanlığı kazandırmak zamanını doğru yönetmesini sağlayacaktır. Evde ihtiyaç duyduğu malzemeleri hep aynı yere koymasını sağlamak unutmalarla başa çıkmasını kolaylaştıracaktır. Çocuğunuz kalem kutusunu, melodikasını odasında hep aynı yere koyarsa çantasını hazırlarken zaman kaybetmez. Ödevlerini bitirdikten sonra koyabileceği bir ödev dosyası işinize yarayacaktır. Çocuğunuz sürekli evde malzemelerini unutuyor ve bu durum eğitim sürecine zarar veriyorsa sizin desteğinizle organizasyon becerilerini geliştirmeye ihtiyacı vardır.

Bir öğrencinin eğitim öğretim hayatı boyunca en sık duyduğu cümle derslerine çok çalışmalısın cümlesidir. Anne, baba ve öğretmenlerin genel beklentisi öğrencinin derslerine çok çalışıp başarılı olması yönündedir. Doğal olarak beklenti bu yönde olunca en küçük bir başarısızlık bile yeterince çalışmamak olarak görülmektedir. Ancak önemli olan çok çalışmak değil, verimli ders çalışma yöntemlerini bilerek çalışmaktır. Peki, çocuğumuzun verimli ders çalışabilmesi için biz aileler neler yapmalıyız? I- ÇOCUĞUMUZUN HEDEFLERİNİ BELİRLEMESİNE YARDIMCI OLMALIYIZ Her çalışma bir hedefe yönelik olmalıdır. Bu hedefler, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Hedef belirlemeden çalışmaya başlamak sonuca ulaşmayı engeller. Çocuğumuzun kısa vadeli hedefler belirlemesini sağlamalıyız. Bugün matematik çalışacağım gibi genel bir ifade yerine bugün toplama işlemlerini çalışacağım gibi bir hedef belirlemesine yardım etmeliyiz. II- PLANLI ÇALIŞMASINI SAĞLAMALIYIZ Çocuklarımızın birçoğundan çok ödevim var, hangisini yapacağımı bilemiyorum. Sanırım yetiştiremeyeceğim gibi ifadeleri sıklıkla duyarız. Bu durum çocuklarımızın üzerinde baskı yaratmakta ve kendilerini ders çalışmaya tümüyle vermelerini engellemekte, verimsiz biçimde ders çalışmalarına neden olmaktadır. Böyle bir sorunu çözebilmek için öncelikle çocuklarımızın günlerini ve çalışmaları gereken dersleri sıraya koymalarına yardımcı olmalıyız. Yani bir plan yapmalarını sağlamalıyız. Doğru hazırlanmış bir plan zamanı, istekler ve zorunluluklar arasında dengeli dağıtır. Pek çok kişi çeşitli alanlarda plan yapmış ancak uygulamakta sıkıntı yaşamıştır. Bu şaşırtıcı değildir. Çünkü herkese uyan standart bir plan yoktur. Planın uygulanabilir olması için aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekir;

Kişisel olmalıdır. Bireysel özellikleri, ihtiyaçları, beklentileri, zorunlulukları dengelemelidir. Olması gerekeni değil yapılabilecek olanı yansıtmalıdır. Sınırları olmalıdır. Genel ifadeler yerine özel hedefleri içermelidir. Esnek olmalıdır. Uygulama aşamasında yaşanabilecek aksaklıklara karşı ek zamanlar belirlenmelidir. Değerlendirme aşaması göz ardı edilmemelidir. Mükemmel plan yoktur. Planlar hata yapmamak için değil daha az hata yapmak için oluşturulur. III- ZAMANI VERİMLİ KULLANMAYI ÖĞRETMELİYİZ Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenciyse çabuk yorulabilir ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu için ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır. Uygun bir süre (30-40 dakika gibi) çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Ders çalışmak için gerekli gücün toplanabilmesi bakımından eğlenmeye ve spora da zaman ayrılmalıdır. Ancak bu süre gereğinden fazla olmamalıdır. IV- VERİMİ AZALTICI ETKENLERİ ORTADAN KALDIRMALIYIZ Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, korku, öfke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir. Çocuğumuzun bunlara dikkat edip etmediğini kontrol etmeliyiz. V- UYGUN BİR ÇALIŞMA ORTAMI SEÇMESİNE YARDIMCI OLMALIYIZ Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir nedeni olmamalı, öğrenci elverişsiz koşullarda da ders çalışmaya alışmalıdır. Yatakta, koltukta ve divanda uzanarak çalışmak, dikkatin toplanmasını güçleştirecektir. Bu nedenle çocuğumuzun uygun koşullarda ders çalıştığından emin olmalıyız.

Önemli Noktalar: Ödev saatinde çocuğun ödev yapmaya başlayıp başlamadığını kontrol edin. Ödev zamanından erken bitse bile o süreyi çalışmakla geçirmesi gerektiğini bilmelidir (ödevleri baştan savma yapmaması için). Sonunda ödevin tamamlanıp tamamlanmadığını kontrol edin. Kullanılan dil konusunda dikkat edin. Öğrenciler tek kelimelik cevaplar verme eğiliminde oldukları için bu konuda geribildirim almaya ihtiyaç duyarlar. Kısa kısa Okul sonrası, dinlendikten sonra çalışmasına, Karnı açken çalışmamasına, Çalışmaya başlamadan önce kullanacağı tüm araç ve gereçleri masanın üzerine hazırlamasına, Çalışırken kapıya bakma, telefona bakma gibi sorumluluklar almamasına, Ödevlerini yalnız yapmasına ( ancak ödevi tamamen bitirdikten sonra gerekli ise kontrol konusunda yardım edebilirsiniz ), Uygun çalışma sürelerinde çalışmasına yardım edin. Uygun çalışma süreleri: Küçük sınıflarda 30 dakika, daha büyük yaşlarda 40-45 dakika olabilir. Dikkati çabuk dağılıyorsa 20 dakika uygundur. Sıkılmadan masa başında oturabiliyorsa 40 dakikaya kadar çalışma periyodlarını uzatabilirsiniz ancak 40-45 dakika sonra mutlaka 5-10 dakikalık bir ara verilmelidir.

UYURKEN ÖĞRENİYORUZ! Okula dönüş aşamasında birçok öğrenci için eski uyku düzenine dönmek zordur. Yaz gecelerinin sosyal etkinlik ya da eğlence ile dolu olduğu ve sabah erken kalkmanın çok da zorunlu olmadığı saatlerinden sonra ödevlerin ve çalışmanın yapılması gerektiği ve sabah erken kalkma zorunluluğu olduğu bir sürece geçmek kolay olmayabilir. Öğrenciler zaman zaman bu süreci doğru yönetemeyebilir ve geç yatışlar ertesi günkü performansı etkileyebilir. Bir öğrencinin ihtiyaç duyduğu uykudan daha azı ile günü geçirmesinin dikkat, algılama, problem çözme becerilerinde düşüşlere neden olduğu artık biliniyor. Bu nedenle öğrencinin öğrenme ve problem çözme performansını yukarıya çekmek için uyku kalitesine dikkat etmek önemlidir. Dr.Brian Mills in 2007 de Louisville Üniversitesi nde yaptığı araştırmada normal uyku sürelerinden 1 hafta içinde bir saat az uyuyan çocuklarda dikkat, konsantrasyon, öğrenme ve hafıza becerilerinde azalma saptanmıştır. Hacettepe Üniversitesi nde 2010 yılında 2. kademe öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma bu bulguları destekler nitelikte yaşanan uyku sorunlarının okul fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini desteklemiştir. 13

Öğrenme ile ilişkisi bu kadar netken uyku özellikle birçok sınava hazırlanan birçok öğrenci için ilk azaltılacak etkinlik gibi görünür. Yetiştirmesi gerekenler olduğunda en çok zaman çaldığı alandır. Biraz daha az uyumak çok da önemli değil gibi görünür. Araştırmalar beyinin aslında hiç uyumadığını, vücut uykuya daldığında o gün içinde olanları ve yaşananları geri çağırdığını ve çalışmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Özellikle uykuya geçmeden önce tekrarlanan konuların daha kolay uzun süreli belleğe geçtiği ispatlanmıştır. Bu nedenle uykunun bu tekrar edici ve hatırlamayı kolaylaştırıcı gücü mutlaka kullanılmalıdır. Bu noktada en önemli nokta çalışma ile uyuma arasına televizyon, bilgisayar gibi farklı bir etkinlikle geçirilen zamanın girmemesidir. Neler yapılabilir? Özellikle hatırlanmakta zorlanılan konulara uykuya dalmadan önce göz gezdirmek işe çok yarayacaktır. Öğrenci yatak ucunda küçük bir bloknot bulundurabilir, kafasına takılan bir konu varsa ve bakmaya vakit yoksa tekrar etmek ve ya sormak için oraya not edebilir. Gece yatmadan önce bakabileceğini küçük konu özetleri hazırlayabilir. Uyumadan evvel gün içinde yeni öğrendiği konuları zihninden geçirebilir, sınıfta o sırada neler yapıyor olduğunun bilgisini geri çağırabilir. Kendisine uyku ödevleri programı yapabilir. (Tam yatmadan önce nelere bakacağım? vb.) ÇOCUĞUNUZUN KALİTELİ BİR UYKU ALMASI İÇİN Çocuğunuzun yatmadan evvel bilgisayar oyunlarından, gerginliğe neden olabilecek görsel etkinliklerden (film vb.) uzak durması yararlı olur. Karanlık bir yerde yatmak melatonin hormonu ve derin uyku için önemlidir. Çocuğunuzun ışıkla uyumaya alışkanlığı varsa bu konuyu kendisi ile konuşarak çözmeye çalışmanız yararlı olacaktır. Çocuğunuzun yatağı sadece uyku amaçlı kullanması, yatağa yattığında beyninin uykuya koşullanmasını sağlar. Ders çalışmak için yatağa uzanması uygun değildir, bu noktada beyin uykuya geçmesi gerektiği mesajını alır. Uykuyu destekleyen süt, yoğurt gibi gıdaları uyumadan önce almak, hafif bir duş uykuya geçişi kolaylaştırır. 14

TAM ÖĞRENME İÇİN ÖNCE DİKKAT Çağın hastalığı dikkati odaklayamamak Zaman zaman her insan dikkatini odaklamakta güçlük çeker. Özellikle öğrencilerde odaklanamamak, öğrenme sürecini olumsuz etkilediği için, vakit kayıplarına, kolay hatalar yapmaya, moral bozukluğuna ve hatta kendi becerilerine yönelik şüphe duymaya neden olabilir. Peki nedir bu dikkat dediğimiz? Neden bu kadar etkilidir? Her yaşanan dikkat dağınıklığı bir rahatsızlık mıdır? Dikkat, en genel anlamıyla zihinsel bir faaliyetin odaklaşmasıdır. Dikkatin yapısında zihinsel bir uyarılmışlık hâli ve seçme işlemi vardır. Zihin, dış dünyadan gelen uyarıcıları almaya hazır hâldedir, uyarıcıları fark eder ve karşı karşıya olduğu büyük miktardaki uyarıcılar arasından amacına uygun olanları seçer. Bu süreci yönlendiren unsur da DİKKAT mekanizmasıdır. Eğer dikkat odaklanamazsa beyin kendi için önemli olan bilgiyi hafızaya doğru biçimde kodlayamaz ve bu tür bir öğrenme çabası öğrencinin performansını düşürür. Dikkat eksikliği ise; kısaca, kişinin organize ve konsantre olmada güçlük çekmesi, dikkatinin kolay dağılması olarak tanımlanabilir. Burada önemli olan, bu becerilerin yaş, sosyal ve kültürel özelliklerinden beklenen ölçüde yapılamamasıdır. Yani, bazı yetişkin, genç ve çocuklar istem dışı olarak, bu sorunları yüzünden tam öğrenme performansı gerçekleştiremeyebilirler. Bu durumun bir sorun olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı ancak bir uzman tarafından belirlenebilir. Dikkat çeşitli etkinliklerle geliştirilebilir, odaklanma becerisi belli çalışmalarla arttırılabilir. Eğlenceli etkinliklerle sıkılmadan yapılacak egzersizler işe yarar. Çocuğunuza: İki resim arasındaki farkları bulma Labirent oyunları, Sayıları birleştirerek resim oluşturma. 15

Resmin bütününe uygun olmayan, resmin içindeki bazı figürleri bulma şeklinde etkinlikler yaptırabilirsiniz. AİLELER BAŞKA NASIL ÇOCUKLARINI DESTEKLEYEBİLİRLER? Dikkatin toplanabilmesi için planlı çalışma önemlidir. Çocuğunuzun gerçekçi ve uygulanabilir bir programı olmasına ve bu programı uygulamasına özen gösterin. Aksamalar olduğu noktalarda yol gösterici olarak gerçekçi bir düzenleme yapmalarına yardım edin. Çocuklar huzurlu olduklarında daha kolay odaklanabilirler. Dikkatin dağılmasının önemli nedenlerinden biri de evde mutlu olmamaktır. Evde anne-baba arasındaki geçimsizlikler, gerginlikler, yüksek sesle yapılan diyaloglar çocuğun dikkatinin dağılmasına ya da utangaçlık, başarısızlık korkusu, kendine güvenmeme gibi kişilik özellikleri oluşturmasına yol açabilir. Aile içi ilişkilerde gösterilecek dikkat odaklanma ve dikkati olumlu etkileyecektir. Duyuları çalıştırarak dikkat toplama becerisini geliştirilebilir. Dikkat toplamayı geliştirebilmek için beş duyu organını çalıştırmalıdır. Çocukların görsel, işitsel algılarının gelişmesi için alıştırmalar yapmalı, oyun yolu ile çocukların beş duyusunun gelişmesine yardımcı olunmalıdır. Dolaylı olarak düşünme yeteneklerini geliştirmelidir. Çocuklarda, dikkatin daha yoğunlaşabilmesi için öncelikle dinleme becerilerinin iyi bir biçimde oluşması gerekir. Karşılıklı konuşmada çocuk söyleyeceklerine dikkatini toplar, aynı zamanda kendisine anlatılanlara dikkat eder. Bu ortamlar çocuğun dikkatini toplamasına yardımcı olur. KAYNAKÇA: DİKKAT TOPLAMA EĞİTİMİ, ANNE-BABALARA, ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER Prof. Dr. Berka Özdoğan 2006, Ankara 16

ÖĞRENME STİLLERİ Herkes öğrenebilir ama herkes aynı şekilde öğrenmez. Her bireyin öğrenme stili farklıdır. Çocuk ve gençlerde öğrenme stilleri herkes gibi hatta birbirleriyle aynı yaşa olsalar bile birbirlerinden farklıdır. Çalışırken kimisi en küçük sesten bile rahatsız olurken, kimisi gürültüleri bile duymaz. Hepsinin konsantre olma yolları farklıdır. Kendisinde akılda kalıcılığı en çok destekleyen yöntemin keşfedilmesi akademik başarıyı kolaylaştırır ve zaman kazandırır. Bu şekilde çalışmak öğrencinin uzun saatler boyunca masa başında oturmasını engelleyecek, bunun yanında bilginin kalıcılığını da kolaylaştıracaktır. Her öğrencinin en iyi öğrendiği yol, onun öğrenme stilidir. Bir öğrencinin algılamasını, çevredeki diğer insanlarla ilişkilerini ve öğrenme çevresindeki davranışlarına etki eden bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısı, onun öğrenme stilini belirler. İyi veya kötü öğrenme stili yoktur. Önemli olan her öğrencinin en uygun şekilde öğreneceği stili keşfetmektir. Öğrenme stillerini genel olarak 3 ana başlık altında toplarız. Bunlardan birincisi görerek öğrenme, ikincisi dokunarak (kinestetik) öğrenme ve son olarak da duyarak öğrenmedir. Öğrencilerde bazen bir stil çok belirgin biçimde ortaya çıkarken, bazen karma biçimde öğrenenler de olur. Bu nedenle bu üç stilin özelliklerini bilmek ve buna bağlı olarak kendisine hangi yöntem ya da yöntemlerin yararlı olacağına yönelik bir keşif yapmasını desteklemek önemlidir. 17

ÇOCUĞUNUZ HANGİ ŞEKİLDE ÖĞRENİYOR? Görsel öğrenenlerin özellikleri İşitsel öğrenenlerin özellikleri Dokunsal (kinestetik) öğrenenlerin özellikleri Özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdirler. Sözlü talimatları takip etmekte zorlanırlar. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar. Kurallara uymak ve disiplinli olmak en büyük özellikleridir. Karmaşık ve ne olacağı belli olmayan işlerde huzursuz olurlar. Plansızlık onlar için huzursuzluk demektir. Mükemmellik onlar için önemlidir. Hızlı konuşurlar, iyi gözlemcidirler. Okumaya düşkündürler. Okudukları ve yazdıkları metinlerde yazım, noktalama ve diğer dil bilgisi kurallarına duyarlıdırlar. Bir şey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar. Ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, grupla çalışmayı severler. Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar. Gözle okuma sırasında hiçbir şey anlamayabilirler. Bulundukları ortamlarda gürültüden çok rahatsız olurlar. Yazarken noktalama işaretleri, dil bilgisi hataları yapabilirler. Kinestetikler dünyayı adeta vücutları ile hisseder ve o dünyayı anlamak için de tüm vücutlarını kullanırlar. Sürekli hareketlidirler, yerlerinde duramazlar, aktif olmayı severler. Plan ve programdan fazla hoşlanmazlar. Monoton ve yavaş konuşurlar, az ve öz konuşmayı severler. Dokunmak onlar için en kolay iletişim kurma yoludur. Düşünürken aşağı doğru bakarlar, dağınıktırlar. 18

Çocuğunuzun öğrenme stilini belirlemekte en önemli etken, onu ne kadar iyi tanıdığınızdır. Onun güçlü ve zayıf olan yönlerini, alışkanlıklarını ve eğilimlerini tanıdığınız sürece öğrenme stilini belirlemek daha kolay olur. Anne-baba olarak hangi ortam ve durumlarda daha etkili öğrendiğini gözlemlerseniz çocuğunuzu tanımak ve anlamakta önemli bir adım atmış olursunuz. Öğrenme tarzları kişiden kişiye farklılık gösterdiğinden ebeveyn olarak sizin seçtiğiniz, etkili ve verimli olduğunu düşündüğünüz bir yöntem çocuğunuz için işlevsel olmayabilir. Demek istediğimiz kardeşler arasında bile öğrenme stillerinin farklılaşabileceğidir. Bu farklılıklara saygıyla yaklaşmanız ve olduğu gibi kabul etmeniz doğru olandır. Birden fazla yöntemi bir arada kullanmak öğrenilecek bilginin kalıcılığını destekler. Aynı bilgiyi hem sözel hem görsel olarak sunarsanız çocuğunuzun daha kolay öğrenmesine yardımcı olursunuz. Okulların açılmasıyla birlikte anne-baba olarak çocuğunuzla olan ilişkinizde, okul başarısı, ödev ve öğrenme yaşantıları önemli bir çatışma alanı haline gelir. Kuşkusuz çocuğunuzun potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı ve başarılı olmasını arzu edersiniz. Bu nedenle evdeki öğrenmeye en önemli katkınız, onun öğrenme stilini tanımasını sağlayacak ortamlar oluşturmak olacaktır. Farklı materyallerle çalışabilmesini sağlayın. Ayrıca konuyla ilgili deneyimlerinizi tartışın. Ona model olmanız, öğrenmesini hem zevkli hale getirir hem de ilişkinizi olumlu yönde geliştirir. Aşağıdaki tablo çocuğunuza yol gösterirken işinize yarayabilir: ÖĞRENME BİÇİMİNE YÖNELİK ÖNERİLER GÖRSEL İŞİTSEL DOKUNSAL Zihinde olayın resmini oluşturabilme Notlar alma Sözcükleri parça parça görme İpucu sözcükler kullanma Renkli şifreler kullanma Fotoğraflardan yararlanma Video oluşturma Konferanslar için hazırlanan hareketli filmleri izleme Çizelgeler, grafikler, tablolar kullanma Haritalardan yararlanma Çizimler yapıp kullanma Hatırlatıcı ipuçları ( kısaltmalar, görsel zincirler, zihin haritaları, bağlantılar) kullanma İşitsel araçlardan, televizyondan, müzikten yararlanma Konuşmacılarla konuşma, onları dinleme Şiir-tekerleme yazma, yüksek sesle okuma Kendi kendine konuşma, sözlü tekrarlar yapma Ritmik sesler çıkarma Tartışmalara girme Dikkatle dinleme Sözlü yönergeler verme Hatırlatıcı ipuçları ( sözcük bağlantıları, şiirler) kullanma Çalışırken volta atma-yürüme Çalışmalara bedeni de katma Tekrar tekrar alıştırma yapma Rol yapma Egzersiz yapma Dans etme Notlar alma Duyguları bilgiyle ilişkilendirme Tekrar tekrar liste hazırlama Çalışırken hareket etme Hatırlatıcı ipuçları ( olaylarla duyguları eşleştirme gibi) kullanma 19

AYIN OKUMA ÖNERİSİ Birçoğumuz için çocuklarımıza özgüvenlerini yaralamadan, onların bireysel güçlerine ve yeterliliklerine zarar vermeden sınır koymak bir sorundur. Bir yandan çağımızın dünyasında tuttuğunu koparan, risk alabilen, kararlı ve güçlü çocuklar yetiştirmeyi hedefleriz ancak diğer yandan koyulan kurallara uyması, zararlı ya da tehlikeli dendiğinde kabullenmesi, uyumlu ve disiplinli olması günlük hayatımızdaki beklentimizdir. Sınırları öğrenmeyen çocuk gelecekte kendisine başarı ve istikrar getirebilecek alışkanlıkları kazanmakta güçlük çeker. Tehlikelerden kendini korumakta zorlanabilir ve iletişim, uyuma yönelik sıkıntılar yaşar. Bu durum birbirini tetikleyen domino taşları gibi zaman içinde daha zor, karmaşık ve çözümsüz sorulara neden olur. Küçük yaşlarda uyku problemleri, ders çalışma düzensizlikleri, kardeş kavgaları, tutturma ve öfke nöbetleri şeklinde ortaya çıkan durumlar daha kolay yönetilebilirken, çocuğun yaşı büyüdükçe aile içi etkileşim ve ahenki bozan bir kısır döngüye neden olur. Robert MacKenzie tarafından yazılmış bu kitap sizlere yalın bir dille anne babalık tutumlarınızı sorgulatırken, bir yandan da kolay uygulanabilir önerilerde bulunuyor. Uygulamaları hayata geçirdikçe aile içindeki iletişiminizin kalitesinin arttığını gözlemleyeceksiniz. İYİ OKUMALAR 20

AİLECEK GİDELİM Mİ? Dz.K.K. Foça Denizciliği Tanıtma, Sevdirme ve Yaygınlaştırma Merkezi Ailecek hafta sonu keyifle gezebileceğiniz hem de yeni bilgiler öğrenebileceğiniz bir yer arıyorsanız, bir de üzerine denize ilginiz varsa Foça daki Denizciliği Tanıtma, Sevdirme ve Yaygınlaştırma Merkezi tam size göre... Müze, sergi ve eğitim merkezi olarak düzenlenen merkezin denizciliği tanıtmak, sevdirmek ve üç tarafı denizlerle çevrili yurdumuza yakışır oranlarda yaygınlaştırmak için çeşitli çalışma ve etkinlikler yapmak amacıyla kurulmuş. İzmir e çok yakın bir mesafede oluşu tüm gezmek isteyenler içi iyi bir seçenek olmasını sağlıyor. ADRES: Aşıklar Cd No:27, Atatürk Mh., Foça, Türkiye 21

EVDE DVD KEYFİ Ailecek en son ne zaman keyifle birlikte evde film izlediniz? Bu aya ait film önerimizi birlikte güzel zaman geçirmek için değerlendirebilirsiniz. Mısırınızı patlatın ve keyifle ekran başına geçin Teknolojinin güzel nimetlerinden biri olan evde DVD keyfinin tadını çıkarın. UNUTULMAZ TİTANLAR - Remember The Titans (2000) Filmin konusu: 1971 yılı Virginia eyaletinin Alexandria kenti... Lise futbolu, yöre halkının her şeyidir. Eyalet yetkililerinin kararıyla siyahlarla beyazların lisesi birleştirilince, bu büyük futbol sevgisinin bir testten geçmesi kaçınılmaz hale gelir. Çünkü siyahlar ve beyazlardan karma yapılarak kurulan T.C. Williams High Titans takımının başına siyah koç Herman Boone (Denzel Washington) getirilmiş, takımın eski koçu Bill Yoast ise (Will Patton) onun yardımcılığına verilmiştir. Titanların başına Boone'un getirilmesi riskli bir durum olsa da, Boone ve Yoast, birbirlerinde futbolun ötesinde ortak noktalar bularak birlikte çalışmayı öğrenirler. İkisi de onurlu, sağlam ve çalışma prensiplerine bağlı olan Boone ve Yoast, çok farklı altyapılardan geliyor olsalar da, birbirlerine öfke duyan siyah ve beyaz öğrencilerden oluşan takımı sürekli kazanan bir ekip yapmakla kalmayıp, takımın elemanlarını sorumlu ve özenli gençler haline getirmek için rehberlik ederler. Onların birlikte çalışma kararını, yöre halkının tutuculuğu ve hoşgörüsüzlüğü bile engelleyemeyecektir. Zirveye yükselme istekleri ve spora duydukları büyük sevgi, ömür boyu sürecek dostluklarının başlangıcını oluşturur. Bugün tarihe bakıldığında onların isminin hatırlanmıyorsa, bunun sebebi Virginia halkının sadece takımın başarısını hatırlayıp 'Unutulmaz Titanlar' demesidir. 22