Uçucu Baðýmlýlýðý ve Kötüye Kullanýmý: Epidemiyoloji, Risk Gruplarý ve Önleme Programlarýnýn Gerekliliði



Benzer belgeler
Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

UÇUCU MADDE KULLANICILARININ ÖZELLİKLERİ


Madde Kullanýmý Nedeni Ýle Yatarak Tedavi Görenlerde Ýntihar Giriþimi Öyküsü

Damar Yolu ile Eroin Kullanýmý ve Ýliþkili Bazý Davranýþ Biçimleri

2006 cilt 15 sayý

Erciyes Üniversitesi Öðrencilerinde Sigara Ýçme Durumunun Yýllarý Arasýndaki Deðiþimi

Mardin ili ilköðretim okullarýnda 6-15 yaþ grubu öðrencilerde kilo fazlalýðý ve obezite prevalansý

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Dicle Üniversitesi Öðrencilerinde Madde Kullanýmýný Belirleyen Risk Faktörleri

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

SAMSUN ÇIRAKLIK EÐÝTÝM MERKEZÝ NE DEVAM EDEN ÇIRAKLARIN DURUMLUK-SÜREKLÝ KAYGI DÜZEYLERÝNÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ*

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

Hemþirelerin Genel Ruhsal Durumlarýnýn Ýncelenmesi

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Türk Tabipleri Birliði Yöneticilerinde Sigara Ýçme Alýþkanlýðý

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

TEMÝZLÝK ÝÞÝNDE ÇALIÞAN KÝÞÝLERÝN TEMÝZLÝK VE SAÐLIK DAVRANIÞLARININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ERGEN RUH SAÐLIÐI AÇISINDAN BÝR RÝSK FAKTÖRÜ: ÝNTERNET BAÐIMLILIÐI


Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Dr. Selma Çetinkaya*, Dr. Seher Arslan**, Dr. Naim Nur ***, Dr. Ömer Faruk Demir**, Dr. Levent Özdemir****, Dr. Haldun Sümer*****

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Erken ve Geç Baþlangýçlý Erkek Alkol Baðýmlýlarýnda Sosyodemografik, Klinik ve Psikopatolojik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Bir Hastane Bilgi Sistemi Çaðrý Merkezine Gelen Ýsteklerin Türkiye deki Hastane Bilgi Sistemi Profili Açýsýndan Analizi

Dr. Sarp Üner*, Dr. Þevkat Bahar Özvarýþ**, Sevgi Turan***, Umut Arýöz***, Dr. Orhan Odabaþý****, Dr. Melih Elçin****, Dr. Ýskender Sayek***** Giriþ

Türkiye de Mezuniyet Öncesi ve/veya Sonrasý Psikiyatri Eðitimi ve Hizmeti Veren Kurumlarýn Özellikleri

GATA Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'ne yýllarý arasýnda viral hepatit nedenli yatýþlarýn sýklýðý ve daðýlýmý

Sivas Numune Hastanesi Acil Servisine Baþvuran Ýntihar Giriþimlerinin Deðerlendirilmesi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma


Genelevde Çalýþan Kadýnlarýn ve Ev Kadýnlarýnýn Cinsel Yolla Bulaþan Hastalýklar Konusundaki Bilgi Düzeylerinin Anksiyete ile Ýliþkisi

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Simge Özer Pýnarbaþý

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol

Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor? How Do The University Students Perceive Safer Sex?

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Üniversitesi Öðrencilerinde Sigara, Alkol, Madde Kullaným Bozukluðu ve Ailesel Madde Kullanýmý Arasýndaki Ýliþki

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

GÜÇLER VE GÜÇLÜKLER ANKETÝ'NÝN (GGA) TÜRKÇE UYARLAMASININ PSÝKOMETRÝK ÖZELLÝKLERÝ


Küçük Yaþta Evlendirilmek Ýstenen Çocuklarda Psikiyatrik Bozukluklar ve Sosyodemografik Özellikler

Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Saðlam Çocuk Ünitesinde Ýzlenen Olgularýn Deðerlendirilmesi

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Kadýnlarýn Pap smear yaptýrma durumlarý ile bunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...


Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Kemoterapi alan hastalarýn sosyodemografik ve tanýsal özellikleri

Uçucu Madde Entoksikasyonlu Hastalara Ýlk Yaklaþým

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý

Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler

BAZI ÖZELLÝKLERÝ ÝLE ÇALIÞMA KOÞULLARI VE BU KOÞULLARA ÝLÝÞKÝN GÖRÜÞLERÝ ANKARA'DA ÇALIÞAN TRAFÝK POLÝSLERÝNÝN. Özet. Abstract

Ankara da Bir Ýlköðretim Okulunda El Yýkama Konusunda Bir Müdahele Çalýþmasý

Dr. Meral Aksoy*, Dr. Makbule Gezmen**, Dyt. Çiðdem Çetinkaya***, Dyt. Hatice Nur Tuluk***, Dyt. Burcu Ýncekara ***

Ýstanbul ilindeki hemþirelik yüksekokulu öðrencilerinin saðlýklý yaþam biçimi davranýþlarý

Huzurevinde Yaþayan Bireylerde Depresyon Düzeyi, Ölüm Kaygýsý ve Günlük Yaþam Ýþlevlerinin Belirlenmesi

Van Ýl Merkezi Lise Son Sýnýf Öðrencilerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaygýnlýðý

DEHB ve Otizm ile Ýlgili Bilgi Düzeyleri ve Damgalama: Sýnýf Öðretmenleri ve Anababalarla Çok Merkezli Bir Çalýþma*

Kahta Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniðinde Yatan Hastalarýn Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu ve Primer Enürezis Nokturnalý Çocuklarýn Annelerindeki Psikiyatrik Belirtiler ve Yetiyitimi

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

DEHB Tanýlý Çocuklarýn Ebeveynlerinde DEHB Oraný

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

makale (7). Kiþinin saðlýðý ile yaptýðý iþ arasýnda birbirini etkileyen dinamik

Dr. Meltem Çiçeklioðlu*, Dr. Esin Ceber Ege**, Dr. Meral Türk Soyer*, Hem. Sündüz Çýmat***

Ýntihar Giriþimlerinin Ýncelenmesi: Risk Faktörleri ve Takip

Dr. Ünal Ayrancý*, Dr. Nedime Köþgeroðlu**, Dr. Çýnar Yenilmez***, Fatma Aksoy****

Halkla Ýliþkiler ve Cinsiyet


ÇOCUK VE ERGEN PSÝKÝYATRÝSÝ BÖLÜMÜNE BAÞVURAN ERGENLERÝN KLÝNÝK ÖZELLÝKLERÝ

ÝSTANBUL'DA ÝLKÖÐRETÝM ÇAÐI ÇOCUKLARINDAN ALINAN BÝR KESÝT ÝLE BU YAÞ GRUPLARINDA OBEZÝTEYE ÝLÝÞKÝN DURUM TESPÝTÝ

Malatya Ýlinde 2005 Yýlýnda Ýntihar Giriþiminde Bulunan Bireylerde Klinik ve Sosyodemografik Özellikler

Hemþirelerin atýlganlýk düzeyleri

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Dr. Emel Ege**, Msc. Sermin Timur***, Msc. Handan Zincir**** yeterince hizmet götürülemeyen kesimdir

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Belirti Daðýlýmýnýn ve Komorbiditesinin Çocuk ve Ergenler ile Eriþkinler Arasýnda Karþýlaþtýrýlmasý


Baðýmlýlýðý Olan Hastalarda Servis Ortamý ve Tedavi Motivasyonu Ýliþkisinin Ýncelenmesi

Transkript:

Uçucu Baðýmlýlýðý ve Kötüye Kullanýmý: Epidemiyoloji, Risk Gruplarý ve Önleme Programlarýnýn Gerekliliði Burhanettin KAYA*, M. Erkan ÖZCAN* ÖZET Uçucularýn günlük yaþamda sýk kullanýlan birçok maddenin içeriðinde bulunmasý, her yerde satýlabilmesi ve ucuz olmasý bu maddelere ulaþmayý kolaylaþtýrmaktadýr. Uçucu kötüye kullanýmýnýn ve baðýmlýlýðýnýn özellikle erken yaþta baþlamasý, çocuk ve ergenlerde daha sýk görülmesi ve eriþkinlik döneminde daha aðýr baðýmlýlýk türlerine geçiþte bir basamak niteliði taþýmasý bu bozukluklarýn önemini arttýrmaktadýr. Bu durum uçucu kullanýmý ile iliþkili bozukluklarýn tanýnmasý, tedavisi ve özellikle önlemeye yönelik çalýþmalarýn gerekliliðini ve önemini göstermektedir. Bu yazýda uçucu madde kötüye kullanýmý ve baðýmlýlýðý daha çok yaygýnlýk, risk gruplarý ve önleme çalýþmalarýný içeren sýnýrlý kaynaklar çerçevesinde gözden geçirilmiþtir. Anahtar Sözcükler: Uçucu kötüye kullanýmý, uçucu baðýmlýlýðý, epidemiyoloji, risk gruplarý, önleme. SUMMARY Inhalant Abuse and Dependence: Epidemiology, High Risk Groups and Necessity for Prevention Studies It is easy to obtain inhalants, because they are used in many products, which are cheap and sold freely everywhere. Inhalant abuse and dependence are common among children and adolescents and may lead to dependencies of illicit drugs in adulthood. So, it is important both to diagnose and to treat inhalant related disorders. Prevention studies are necessary, too. We tried to review the limited number of literature about mostly the prevalence, high-risk groups, and prevention studies of inhalant abuse and dependence. * Yrd. Doç. Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, MALATYA Key Words: Inhalant abuse, inhalant dependence, epidemiology, high risk groups, prevention. GÝRÝÞ Uçucu kötüye kullanýmý; fiziksel zararýna veya olumsuz toplumsal sonuçlarýna karþýn, keyif vermesi amacýyla istemli olarak yineleyici biçimde uçucu madde solunmasý; uçucu baðýmlýlýðý ise buna ek olarak maddenin kullanýmý üzerinde denetimin yitirilmesi, tolerans veya yoksunluk oluþturacak biçimde yineleyici uçucu kullanýmý olarak tanýmlanmaktadýr (Crowley 1995). Uçucu baðýmlýlýðý ve kötüye kullanýmý baðýmlýlýk sendromlarý içinde görece yeni ve az bilinen bir konudur. Sanayi devrimi, endüstrileþme, iþçi kentlerinin oluþmasý ve çeþitli sanayi alanlarýnda çocuk iþçilerin çoðalmasý, yeni baðýmlýlýk türlerinin geliþmesine neden olan ruhsal ve toplumsal bir zemin yaratmýþtýr (Sharp 1992). 19. yüzyýldan bu yana uçucu maddelerin insan yaþamýna birer sanayi ürünü olarak girmesi, tüketilen bir meta olarak kullanýlýr olmasý, insanýn ve insan topluluklarýnýn fiziksel ve toplumsal yaþamýna önemli etkilerde bulunmuþtur. Uçucu kötüye kullanýmýnýn birçok ülkede 1940 lý yýllarda görünür hale geldiði dikkati çekmektedir. Uçucu kötüye kullanýmý ile ilgili olgu sunumlarýna ilk olarak 1950 li yýllarda rastlanmakla birlikte, geniþ olgu serilerinin 1960 lý yýllarda yayýnlandýðý, izleyen yýllarda bu yayýnlarýn giderek arttýðý bildirilmektedir (Gelder ve ark. 1996). 189

KAYA B, ÖZCAN ME. Tablo 1. Uçucu maddeler Alifatik hidrokarbonlar Hexan Gasolin Benzen Toluen Xylen Halojen yapýdaki hidrokarbonlar Trikloroetan Trikloroetilen Halotan Freonlar Triklorofiouorometan-Fluorokarbon 11 Diklorofluorometan-Fluorokarbon 114 Diklorotetrafluorometan-Fluorokarbon 12 Alifatik nitritler Amil nitrit n-butil nitrit Isobutil nitrit Nitröz oksit Tablo 2. Uçucu maddelerin günlük yaþamdaki kullaným alanlarý * Yapýþtýrýcýlar * Boyalar, boya katký maddeleri, boya hazýrlamakta kullanýlan maddeler, boya çözücüleri, sprey nitelikli boyalar, vernik * Saç spreyleri, traþ kremleri, traþ köpükleri * Temizlik malzemeleri, cam siliciler, mobilya cilalarý * Leke çýkarýcý maddeler * Kozmetik ürünler (aseton, týrnak cilasý vb.) * Deodorantlar, aerosoller * Tinerler * Mürekkep türleri * Petrol, petrol ürünleri (benzin, gaz vb.) * Çakmak gazlarý * Yangýn söndürücüler * Ev kokularý, kötü koku gidericiler * Ayakkabý boyalarý * Anestetik maddeler * Ýlaçlar (diþ hekimliðinde kullanýlan bazý ilaçlar ve koroner vazodilatatörler) Sanayi ve teknolojinin geliþmesiyle birlikte uçucu kötüye kullanýmýnýn yaygýn toplumsal bir sorun haline geldiðini söyleyebiliriz. Bu hem sanayinin yarattýðý fiziksel sonuçlar, hem de ekonomik, toplumsal karmaþýklaþma ve sýnýfsal deðiþme ile ilgilidir. Uçucu kullanýmý özellikle son yýllarda az geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkelerin sorunu olarak önem kazanmaktadýr. Öyle ki, ülkelerin sosyo-ekonomik geliþmiþlik düzeyi ve üretim iliþkileri ile koþut olarak baðýmlýlýk biçimi de deðiþmektedir. Bu çerçevede en eski baðýmlýlýk maddeleri olan alkol ve nikotin, yerini eroin, kokain ve uyarýcýlar gibi görece yeni maddelere býrakmaktadýr. Uçucu kötüye kullanýcýlarýnýn eroin baðýmlýlýðýna aday olduklarý, eroin baðýmlýlýðý olanlarýn üçte birinin öykülerinde uçucu kötüye kullanýmýnýn olduðunu saptayan çalýþmalar da gözönüne alýndýðýnda, bunun önemi daha iyi anlaþýlacaktýr (Altenkirch ve Kindermann 1986, Dinwiddie ve ark. 1991, Schutz ve ark. 1994). Bir baþka deyiþle baðýmlýlýk, söz konusu maddelerin bir yandan yasalarýn korumasýnda üretilen ve tüketilen bir meta olmasý, diðer yandan yasadýþý bir rant ekonomisinin nesnesi olmasý niteliðiyle sürekliliðini saðlamaktadýr. Uçucu maddeler gibi, yukarýda sözü edilen biçimde meta niteliði olmayan ya da ucuz olan maddelerin baðýmlýlýklarý, aðýr baðýmlýlýk biçimlerine yönelmiþ bir ara baðýmlýlýk olarak kendini göstermektedir. Uçucu Maddeler ve Kullaným Alanlarý Uçucu sözcüðü, inhalant ya da solvent karþýlýðý olarak kullanýlmaktadýr. Uçucu, cisimlerin bileþiminde gaz halinde bulunan ya da buharlaþan maddeler olarak tanýmlanmaktadýr (Tablo 1). Uçucular günlük yaþamda birçok alanda kullanýlmaktadýr. Bunlarýn büyük bir kýsmý kolaylýkla ulaþýlan ve psikotrop bir ajan olarak kötüye kullanýlabilen maddelerdir (Tablo 2). Epidemiyoloji ve Risk Gruplarý Amerika Birleþik Devletleri ndeki (ABD) yaygýnlýk çalýþmalarý toplumun yaklaþýk %5 inin yaþam boyunca en az bir kez uçucu kullandýðýný, %1 inin ise son bir ay içinde bunu gerçekleþtirdiðini göstermektedir. Yine ABD de lise öðrencilerinin %7 sinin son bir yýl içinde uçucu kullandýðý saptanmýþtýr (Gelder ve ark. 1996). Benzeri bulgular Ýngiltere de yapýlan çalýþmalarda da elde edilmiþtir; ergenlerin %3-10 unun uçucu kullanma deneyimi olduðu, %12 sinden fazlasýnda da kötüye kullaným olduðu bildirilmektedir (Ramsey ve ark. 1989). Uçucularýn, özellikle ucuz olmasý, yasal olarak serbestçe satýlabilmesi, uygun ambalajda olmasý, kolay ulaþýlmasý ve hýzlý etki göstermesi nedeniyle çocuklarýn kullandýðý ilk madde olma özelliðini taþýdýðý ileri sürülmektedir (Espeland 1995, McHugh 1987). ABD de yapýlan bir diðer çalýþmada ise ortaokul öðrencilerinin kullandýðý maddeler içinde uyarýcý maddelerin yerini giderek uçucularýn aldýðý gösterilmiþtir (Edwards 1993). 1991 de ABD de yapýlan ulusal epidemiyolojik araþtýrmada toplumun %5.6 sýnýn yaþamlarýnýn herhangi bir 190

UÇUCU BAÐIMLILIÐI VE KÖTÜYE KULLANIMI: EPÝDEMÝYOLOJÝ, RÝSK GRUPLARI VE ÖNLEME PROGRAMLARININ GEREKLÝLÝÐÝ döneminde uçucu kullandýðý saptanmýþtýr (Crowley 1995). Bir araþtýrmada lise öðrencilerinde uçucu kullanma oranýnýn %18 olduðu, %2.7 sinin uçucu kullanmaya, çalýþmanýn gerçekleþtirildiði ay içinde baþladýðý gözlenmiþtir. Öðrencilerin %12 sinin bu maddeleri hergün kullandýðý belirtilmektedir. Lise öðrencileri ile ilgili diðer bazý çalýþmalarda 1975-1982 yýllarý arasýnda öðrencilerin %10-13 ünün en az bir kez uçucu kullandýðýnýn saptandýðý, bu oranýn LSD, PCP, marihuana ve alkol gibi diðer bazý madde baðýmlýlýklarýndan yüksek bulunduðu aktarýlmaktadýr (McHugh 1987). Meksika da yapýlmýþ ve madde kullanan 626 deneðin incelendiði bir diðer çalýþmada, uçucu kullaným oraný %23 bulunmuþ ve cinsiyet, düþük sosyo-ekonomik düzey ve çalýþma durumunun ana risk faktörleri olduðu belirtilmiþtir (Tapia Conyer ve ark. 1995). ABD de 10198 ortaokul ve lise öðrencisinde yapýlan bir baþka çalýþmada ise yaþam boyu yaygýnlýk oranýnýn %12.8, deðerlendirmenin yapýldýðý son bir ay içinde ise bu oranýn %4.6 olduðu bildirilmektedir (Hansen ve Rose 1995). 6760 ergenin deðerlendirildiði diðer bir çalýþmada ise yaþam boyu yaygýnlýk oraný %4 olarak bulunmuþtur (Vega ve ark. 1993). Avustralya da lise öðrencilerinde madde kullanýmýnýn yaygýnlýðýnýn araþtýrýldýðý bir çalýþmada ise uçucularýn en çok kullanýlan ilk altý madde arasýnda yer aldýðý bildirilmiþtir (Odgers ve ark. 1997). Ülkemizde uçucu baðýmlýlýðýnýn yaygýnlýðý ile ilgili veriler yetersizdir. Saðlýk Bakanlýðý (1995) tarafýndan yapýlan, henüz yayýmlanmamýþ ve yedi ildeki 8453 lise öðrencisini kapsayan tarama çalýþmasýnda alkol dýþý uyuþturucu kullanma oranýnýn özel okullarda %5.6, resmi okullarda ise %3.5 olduðu, bunlarýn %21 inin uçucu kullandýðý bildirilmiþtir. Ýstanbul da rastlantýsal seçilen 18 lisede 2845 öðrenci ile görüþülerek yapýlan deðerlendirmede yaþam boyu uçucu madde kullanýmýnýn %3.8, son bir ay içindeki kullanýmýn ise %1.4 oranýnda olduðu bulunmuþtur (Yazman 1995). Özbay ve arkadaþlarýnýn (1991) yaptýðý, 2222 ergeni kapsayan bir çalýþmada, kafa bulmak amacýyla uçucu kullanan sadece iki kiþi saptanmýþtýr. Vega ve arkadaþlarý (1993) uçucu madde baðýmlýlýðýnýn geliþmesinde 10 deðiþkenin [(Düþük aile övüncü (%13.9), ailede madde kötüye kullaným öyküsü (%18.4), ana-babanýn sigara içmesi (%32), düþük kendilik algýsý (%18.2), depresyon belirtilerinin varlýðý (%14.7), intihar giriþimlerinin varlýðý (%6.9), akranlarýnýn madde kullanýmý ile ilgili olumlu algýsý (%21.6), akranlarýnýn madde kullanýmýný kabullenmesi (%9.6), normlara uygun olmayan davranýþa yönelmeye isteklilik (%15.1), suç içeren davranýþlar (%18.9)] önemli etkileri olduðunu ve risk faktörü olarak ele alýnan bu 10 deðiþkenin azýnlýklar arasýnda farklýlýk göstermekle birlikte, hep birlikte deðerlendirildiklerinde farklýlýklarý olmadýðýný belirtmektedirler. Bazý yazarlar uçucu kötüye kullananlarýn genellikle parçalanmýþ ailelerden geldiklerini, bu kiþilerin eroin baðýmlýlýðýna da aday olduklarýný ve eroin baðýmlýlarýnýn babalarýnýn çoðunluðunu devlet görevlileri, eðitimli memurlar, üst düzey bürokratlar oluþtururken, uçucu kullananlarýn babalarýnýn çoðunluðunun niteliksiz, yarý nitelikli ya da nitelikli iþçiler olduðunu bildirmektedirler (Altenkirch ve Kindermann 1986). Deðiþik azýnlýklarda uçucu kullaným oranlarýnýn farklý olduðu belirtilmektedir. Kanadalý yerli çocuklarýn %100 oranýnda en az bir kez gazyaðý kullandýðý, Navajo yerlilerinin lise öðrencisi olan ergenlerinde ise %11.4 oranýnda en az bir kez uçucu kullanma, %7.5 oranýnda da düzenli kullanma olduðu bildirilmektedir (McHugh 1987). ABD de yaþayan Kýzýlderililerin genç bir nüfusa sahip olduðu, Kýzýlderililerde ve Meksika asýllýlarda uçucu kullanýmýnýn yaygýn olduðu bildirilmiþtir (Young 1987, Altenkirch ve Kindermann 1986). Santos de Barona ve Simpson (1984) uçucu kullanýmýnýn önemli bir sorun olduðu, Meksika asýllý Amerikalýlarda uçucu kullananlarýn düþük sosyoekonomik düzeyli ailelerden geldiklerini ve istatistiksel olarak anlamlý düzeyde daha fazla aile, okul, akran ve yasal sorunlarý olduðunu bildirmiþlerdir. Bir diðer çalýþmada, özellikle Latin Beyazlardan oluþan bireylerden uçucu kullananlarýn birden çok sorun, stres etkenleri ve okula iliþkin güçlüklerle karþýlaþtýklarý, yasalarla baþlarýnýn derde girdiði, erken dönemde madde kullanmaya baþladýklarý, yoksul ve parçalanmýþ ailelerden geldikleri ve spor, okul ve boþ zamaný deðerlendirmeye yönelik etkinliklere katýlmadýklarý bildirilmiþtir (Bachrach ve Sandler 1985). Bunun yanýnda ABD deki Küba asýllýlar, Latin kökenli olanlar, zenciler ve Latin kökenli olmayan beyaz ergenlerden oluþan dört ayrý azýnlýkta yapýlan araþtýrmada, yaþam boyu uçucu kullanýmýnýn Latin kökenli olmayan beyazlarda en yüksek, zencilerde en düþük oranlarda bulunduðu belirtilmiþtir (Vega ve ark. 1993). Bu çalýþmada ayrýca, anne ve babanýn model olma özellikleri, ruhsal stresler, ailenin emosyonel tutumlarý, erken yaþta alkol ve sigara kullanýmý öyküsünün en önemli 191

KAYA B, ÖZCAN ME. risk etkenleri olduðu aktarýlmaktadýr. Son yýllarýn bulgularý, kullanma oranlarýnýn yükselme eðiliminde olduðunu göstermektedir. Uçucu kullanýmý deðiþik yaþ gruplarýnda görülebilmekle birlikte, çocuk ve ergenlerde daha sýktýr. Bu gençlerin yaþlarý genellikle 7-19 arasýnda olmakla birlikte, 4-6 yaþlarýnda uçucu kullanan çocuklarýn da olduðu bildirilmektedir (Westermeyer 1987). 25 yaþýn altýnda daha yüksek oranlarda uçucu kullanýldýðý gözlenirken, 25 yaþýndan sonra, býrakma giderek artmaktadýr. Uçucu baðýmlýlýðý ve kötüye kullanýmý açýsýndan hem eriþkinleri, hem de çocuk ve ergenleri içeren bazý toplum kesimleri ve meslek alanlarý risk gruplarýný oluþturmaktadýr (Tablo 3). Özellikle evden ve okuldan kaçan çocuk ve ergenler epidemik nitelikte uçucu kullanma eðilimi gösteren risk grubunu oluþturmaktadýr. Bir çalýþmada, uçucu kullananlarýn %38 inin alt sýnýflara devam ettikleri, %90 ýnýn diploma almadan 9 yýllýk eðitimlerini býraktýklarý gözlenmiþtir (Altenkirch ve Kindermann 1986). Eriþkinlerde olduðu gibi ergenlerde de madde kullaným bozukluðu erkeklerde daha fazla görülmektedir. Ergenlik çaðýnda madde kullanýmýna eþlik eden davraným bozukluðu, dikkat eksikliði, hiperaktivite bozukluðu, depresyon gibi eþlik eden bozukluklar da sýklýkla bulunmaktadýr. Madde kullanan ergenler kullanmayanlara göre daha sýk intihar giriþiminde bulunmaktadýr. Ergenlik çaðýndaki azýnlýk üyeleri, evsizler (sokak çocuklarý), ýslah evinde kalanlar da madde kullanýcýsý olmaya adaydýr. Bu çerçevede, çocuk ve ergen risk gruplarýnýn niteliði de gözönüne alýndýðýnda, madde kullanýmýndan önce travma sonrasý stres bozukluðu ve panik bozukluðunun olabileceði de akla gelmelidir (AACAP 1997, Altenkirch ve Kindermann 1986). Ayrýca uçucu kullanýmý ile suç iþleme arasýnda güçlü bir iliþki olduðu da ileri sürülmüþtür (Reed ve May 1984). Psikiyatri ve baðýmlýlýk alanýnda çalýþanlarýn bazý özel gruplarýn uçucu kullanma olasýlýklarýnýn olduðuna dikkat etmeleri gereklidir. Hemodiyaliz uygulanmakta olan üremik hastalarýn deri temizliði ve diyaliz iþleminde kullanýlan denature etil alkol gibi bazý maddeleri kötüye kullanma eðiliminde olabilecekleri, ayrýca bazý homoseksüel bireylerin gecikmiþ ejekülasyon ve penil penetrasyonu olanaklý kýlabilmek amacýyla, anal sfinkterlerde gevþeme elde edebilmek için özellikle amil nitrit ve butil nitrit kullanabildikleri belirtilmektedir (Westermeyer 1987). Tablo 3. Risk Gruplarý Eriþkinler * Ayakkabý imalatçýlarý ve tamircileri * Mobilya imalatçýlarý * Matbaacýlar * Saç stilistleri ve bu alanda çalýþanlar * Boyacýlar * Benzin-petrol istasyonlarýnda çalýþanlar * Araba-motor-bisiklet tamircileri * Kuru temizlemeciler * Petrol rafinerilerinde ve ilgili sanayide çalýþanlar * Inhalant-solvent kullanan ve üreten fabrikalarda çalýþanlar * Ýlaç fabrikalarýnda çalýþanlar * Týp alanýnda çalýþanlar Çocuk ve ergenler * Ýþsiz * Ailesel, ana-baba ile ilgili sorunlarý olan ve güçlük yaþayan * Aile bireyleri içinde madde baðýmlýsý olan * Toplumsallaþma eksikliði olan, toplumsal iliþki olanaklarýndan yoksun olan * Düþük statü ve sosyo-ekonomik düzeyi olan * Olumsuz kendilik algýsý olan * Sýnýrlý eðlence olanaklarý olan * Spor, sanatsal etkinlik vb. uðraþýlarda yeterli eriþkin desteði alamayan * Evden ve okuldan kaçan * Mental retardasyonu olan * Çocuk ýslah evlerinde ve cezaevlerinde bulunan * Yetiþtirme yurtlarýnda yaþayan * Sokak çocuklarý Psikiyatrik bozukluklara ikincil görülen madde kullaným bozukluklarý içinde de uçucu kullanýmýna rastlanmaktadýr. Þizofrenik hastalarda yaþam boyu madde kötüye kullanýmý oranýnýn %33-74 olduðu bildirilmektedir. Bu oranýn bipolar bozuklukta %56, antisosyal kiþilik bozukluðunda %86 olduðu belirtilmektedir (Warner ve ark. 1984). Warner ve arkadaþlarýnýn (1994) þizofrenik hastalarda yaptýklarý çalýþmada uçucu kullanma oraný %29.1 olarak bulunmuþtur, diðer maddelerin kullanýlma oranlarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda düþük kalmakla birlikte bu yüksek bir orandýr (Marihuana %89.1, Halüsinojenler %61.8, Stimülanlar %60.1, Sedatif-Trankilizan %29.1, Narkotikler %45). Uçucu kullanýmýnýn, ayný zamanda daha aðýr madde kötüye kullanýmý ve baðýmlýlýklarýna geçiþ niteliði taþýyan bir baðýmlýlýk türü olduðu bazý çalýþmalarda gösterilmiþtir. Ýntravenöz ilaç baðýmlýlýðý olan birey- 192

UÇUCU BAÐIMLILIÐI VE KÖTÜYE KULLANIMI: EPÝDEMÝYOLOJÝ, RÝSK GRUPLARI VE ÖNLEME PROGRAMLARININ GEREKLÝLÝÐÝ lerin geçmiþ öykülerinde uçucu kullanýmýnýn önemli oranda yer aldýðý, ek olarak bu kiþilerin sýklýkla depresyon ve antisosyal kiþilik bozukluðu tanýsý aldýklarý gözlenmiþtir. Dinwiddie ve arkadaþlarý (1991) intravenöz madde kullanýmý olan bireylerin %33 ünde uçucu madde kötüye kullanýmý olduðunu, bu bireylerin 2/3 ünün aðýr kullanýcý olduðunu bildirmiþtir. 9259 kiþinin deðerlendirildiði bir baþka çalýþmada, damar yoluyla madde kullanan 192 kiþinin %43.2 sinin özgeçmiþlerinde uçucu kötüye kullanýmý olduðu görülmüþtür. Bu oran damar yolu ile madde kullanýmý olmayan 9067 kiþide %6 olarak bulunmuþtur. Ayrýca erkeklerde ve 18-34 yaþlarý arasýnda olanlarda anlamlý derecede yüksek olduðu belirtilmiþtir (Schutz ve ark. 1994). Bu bulgular, baþta da belirttiðimiz gibi uçucu kötüye kullanýmý ve baðýmlýlýðýnýn daha ciddi ve aðýr sonuçlarý olan baðýmlýlýk türleri için bir risk faktörü olduðu düþüncesini destekler niteliktedir. Ülkemizde Yapýlan Çalýþmalar Ülkemizde uçucu madde kötüye kullanýmý ve baðýmlýlýðý ile ilgili yapýlmýþ sýnýrlý sayýda çalýþma vardýr. Bunlar, baðýmlýlýk birimlerine tedavi amacýyla baþvuran ya da getirilen az sayýda olgu ve geriye dönük dosya taramasý biçiminde yapýlmýþtýr. 1988 yýlýnda Tuncer ve arkadaþlarýnýn Alkol ve Madde Baðýmlýlýðý Araþtýrma Tedavi Merkezi ne (AMATEM) yatýrýlarak tedavi edilen sekiz uçucu baðýmlýsý ile yaptýklarý çalýþmada, olgularýn yaþ ortalamalarýnýn 17 olduðu, tümünün sanayileþmenin yoðun olduðu çevre semtlerde yaþadýklarý, öðrenci olmak dýþýnda mobilyacý ve oto tamirhanelerinde çalýþtýklarý, uçucu maddeyi bir grup etkinliði biçiminde kullandýklarý gözlenmiþtir. Bu çalýþmada olgularýn durumluk kaygý düzeylerinin ortalamanýn üstünde olduðu, ayrýca anne-baba iliþkilerinin yetersiz olduðu görülmüþtür. Kullanma gerekçesi olarak Mesleðim nedeniyle ya da Arkadaþlarýmla uyum içinde olmak en sýk alýnan yanýtlar olmuþtur. Alpay ve arkadaþlarýnýn (1991) AMATEM e baþvuran 1346 madde baðýmlýsýndan yatýrýlarak tedavi edilen 650 kiþinin deðerlendirildiði çalýþmada, uçucu kullanma oraný %5 olarak bulunmuþtur (esrar %3, ilaç %5, eroin %67, karýþýk madde %20). Uçucu kullanmaya baþlama yaþýnýn 16-23, yaþ ortalamasýnýn ise 21 olduðu belirtilmiþtir. Demirbek ve arkadaþlarý (1991) ise AMATEM de yaptýklarý çalýþmalarýnda uçucu madde baðýmlýlýðý tanýsý konan 81 kiþi ile 41 alkol baðýmlýsýný karþýlaþtýrmýþlardýr. Uçucu madde baðýmlýlýlarýnda baþlama yaþý 13, yaþ ortalamasý ise 15 tir. Uçucu kullanýmýnda arkadaþ gruplarý, bu maddelerin denetimsiz alýnýp satýlmalarý, sanayi iþ kollarýnda denetimsiz kullanýlmalarý, ana-babanýn madde kullanmalarý, ana-babalarýn evlilik sorunlarýnýn bulunmasý ve enürezis öyküsü önemli risk faktörleri olarak belirlenmiþtir. Beraberinde sigara ve baþka psikoaktif madde kulanýmýnýn olduðu, suç iþleme ve bedensel travmaya uðrama oranlarýnýn arttýðý belirtilmiþtir. Alpay ve arkadaþlarý (1992) AMATEM de yatýrýlarak tedavi edilen 21 i erkek ve 4 ü kadýn 25 uçucu baðýmlýsýnýn yaþ aralýðý 11-23, yaþ ortalamasý 17 bulunmuþtur. MMPI kiþilik testi uygulamasý sonucunda, immatür ve ben merkezcil kiþilik özellikleri, benlik kavramlarýnda defisitler, kimlik sorunlarý, uyumsuzluk, kiþiler arasý güçlükler, toplumsallaþmada yetersizlik, umutsuzluk duygularý, doyumsuzluk biçiminde bulgular elde edilmiþtir. Bayanlarýn uçucuyu grup etkinliði biçiminde deðil, daha çok bireysel olarak kullandýklarý belirtilmiþtir. Akdemir ve arkadaþlarý (1995), SSK Ankara Eðitim Hastanesi nin 1993-1994 yýlý poliklinik kayýtlarýný geriye dönük olarak taramýþ ve uçucu kullanan 33 ergen saptamýþlardýr. Bunlarýn 32 sinin erkek olduðu, %30 unun okula gittiði, %36 sýnýn çalýþtýðý, %34 ünün ise iþsiz olduðunu bildirmiþlerdir. Ailelerinin düþük sosyo-ekonomik düzeyde, yaþadýklarý bölgeler ve yerleþim yerlerinin benzer özelliklerde olduðu belirtilmiþtir. Olgularýn yarýsýnýn evden kaçtýðý, %10 unun da polisle baþýnýn derde girdiði saptanmýþtýr. %85 i uçucu kullanmayý arkadaþlarýndan öðrendiðini belirtirken, %15 i televizyonda konuyla ilgili haberlerin ve programlarýn merakýný arttýrdýðýný belirtmiþ, bir kiþi ise cezaevinde öðrendiðini belirtmiþtir. Öztürk-Kýlýç ve arkadaþlarý (1996) SSK Eðitim Hastanesi ne baþvuran uçucu kullanan 18 ergenle ilgili deðerlendirmelerinde yaþ ortalamasýný 16.5, baþlama yaþýný ise 14.6 olarak bulmuþlardýr. Gelir düzeyleri ile kendilerinin ve arkadaþlarýnýn eðitim düzeyleri düþük bulunmuþtur. Yapýlan zeka düzeyi ölçümlerinde ise IQ ortalamalarý 83.3 olarak elde edilmiþ ve donuk-normal zeka sýnýrlarý içinde deðerlendirilmiþtir. Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi bünyesinde kurulan Uçucu Madde Baðýmlýlýðý Tedavisi ve Araþtýrma Merkezi nin (UMATEM) bulgularý da önceki çalýþmalarda bildirilenlere benzerdir. 56 kiþinin deðerlendirildiði bir çalýþmada uçucuya baþlama yaþýnýn 7 olduðu, çoðunun ilk kez arkadaþ grubuyla kullandýðý, eðitimlerini sürdüremedikleri, aile iliþkilerinde sorunlarýn olduðu, arkadaþ etkisinin 193

KAYA B, ÖZCAN ME. kullanýmda belirleyici olduðu, bununla birlikte riskli davranýþlara eðilimin ve suça yatkýnlýðýn arttýðý bildirilmiþtir (Aytaçlar ve ark. 1997). Ayný birimin 100 ergeni kapsayan bir baþka çalýþmasýnda baþlama yaþý 12 olarak bulunmuþtur. Bu bireylerde okul baþarýsýzlýðý, evden kaçma, adam yaralama ve hýrsýzlýk davranýþlarýnýn sýk olduðu, olgularýn yaklaþýk yarýsýnda anne-baba ayrýlýðýnýn olduðu ve önemli bir kýsmýnýn sokakta ve yurtlarda yaþadýklarý belirtilmiþtir (Ersül 1997). Bir otomobil fabrikasý boya atölyesinde çalýþan ve uçuculara maruz kalan iþçilerle ilgili bir halk saðlýðý araþtýrmasýnda da (Çakmak ve ark. 1991) nevrasteni belirtileri yüksek bulunmuþ, kronik bellek kusurlarý ve zihinsel iþlevlerde bozukluklar olduðu bildirilmiþtir. Bu bulgularla uçucularýn neden olduðu bozukluklarýn meslek hastalýðý olarak ele alýnmasý gerektiðini öne sürmüþlerdir. Kullanma Biçimleri Uçucu maddelerin bir grup etkinliði biçiminde kullanýldýðý belirtilmektedir. Sýklýkla plastik ya da kaðýt bir torbaya konulan uçucu maddenin solunmasý yoluyla kullanýlmaktadýr. Isýtýlarak kullanýldýðýnda daha etkili olduðu bildirilmektedir. Özellikle petrol ürünlerinin kullanýlmasýnda 15-20 kez solumanýn saatler süren bir yükseklik (high) durumu oluþturduðu belirtilmektedir. Kullanýlan bir diðer yol ise, bir bez parçasýna dökülerek solunmasý veya emilmesi biçimindedir. Bazý kiþiler bir taþýt deposundan ya da bidondan benzin solumayý tercih etmektedir. Bazý sanayi maddeleri de doðrudan solunarak kullanýlmaktadýr. Kullanýcýlarýn dörtte üçünün plastik torbayý, geri kalanýnýn ise doðrudan solumayý tercih ettiði bildirilmiþtir (Schuckit 1993). Uçucular genellikle grup etkinliði biçiminde kullanýlmakla birlikte, kronik kullanýcýlarýn eriþkinlikte de tek olarak uçucu kullanýmýný sürdürdükleri gözlenmektedir (Altenkirch ve Kindermann 1986). Uçucu Kullanýmýnýn Etkileri Uçucularýn büyük çoðunluðunun MSS de yaðdan zengin olan nöroglia hücre membranýný, nörotransmitter yapýmýný ve dönüþümünü bozarak etki gösterdikleri düþünülmektedir. Bu etkilerin hücresel mekanizmalarý tam olarak açýklanamamýþtýr. Bu konudaki varsayýmlar, uçucularýn hücre membranýnýn geçirgenliðini deðiþtirdiði, GABA sistemini ve GABA ile iliþkili klor kanallarýnýn geçirgenliðini etkilediði yönündedir (Schuckit 1993). Bu konuyla ilgili bilgiler yetersizdir. Uçucular düþük dozlarda öfori ve uyarýcý etki yaparken, yüksek dozlarda supresyon yapmaktadýr. Etkileri hýzlý, solumayý izleyen birkaç dakika içinde baþlamaktadýr. Alkol ya da diðer MSS depresanlarý ile birlikte kullanýldýðýnda toksik etkileri daha tehlikeli düzeylere sýçramaktadýr. Düþük dozlarda alkol etkisine benzer biçimde öfori ve davranýþ bozukluklarý, sanrý ve varsanýlara yol açabilmekte, yüksek dozlarda ise konvülziyon ve koma oluþturabilmektedir (Flanagan ve Ives 1994). Epilepsi nöbetlerinin oluþabildiði, bunun hipoksiye, nöbet eþiðinin düþmesine ve fokal nörolojik hasarlara baðlý olduðu belirtilmektedir. Glomerülonefrit, distal tüp renal asidoz gibi böbrek bozukluklarý, birlikte alkol kullanýmý ile artan karaciðer harabiyeti, lokal irritasyona baðlý sinüzit, rinit, nazal mukozal lezyonlar, burun kanamalarý, farenjit, trakeobronþit görülmektedir. Kalp üzerine olan toksik etkiler, ritim bozukluklarý, mide içeriðinin aspirasyonuna baðlý oluþan asfiksi, solunum durmasý ve karaciðer yetmezliðine baðlý ani ölüm olabilmektedir. Bu bozukluklar, maddenin býrakýlmasý ile kýsa zamanda iyileþebilmektedir. Bunun dýþýnda kas güçsüzlüðü, miyoglobinüri, GÝS yakýnmalarý, elekrolit bozukluklarý, kardiyomiyopatiler, pulmoner rahatsýzlýklar, hemopoetik hastalýklar, periferik nöropati, serebellar dejenerasyon ve demans görülebilmektedir. Gebelik döneminde kullanýldýðýnda ise çocukta intrauterin baþlayan ve doðum sonrasý süren geliþme geriliði, fetal alkol sendromuna benzeyen dismorfik deðiþiklikler oluþabilmektedir (Schuckit 1993, Westermeyer 1987, Meadows ve Verghese 1996). Hem akut hem de yineleyici kullanýmýn önemli ruhsal ve toplumsal sonuçlarý oluþmaktadýr. Uçucu kullanan çocuk ve ergenlerin öncelikle okul baþarýlarý düþmekte, okul arkadaþlarý, öðretmenler ve ana-baba ile iliþkilerde önemli aksaklýklar görülmekte, uçucu kullanýmý, kullaným biçimi ile olumsuz davranýþ örüntüleri ve antisosyal kiþilik özellikleri geliþtirmeye yatkýn olmaktadýrlar. Önleme Çalýþmalarýnýn Gerekliliði Uçucu kötüye kullanýmý ve baðýmlýlýðý konusundaki çalýþmalarýn yetersizliði, yeterli çýkarýmda bulunmamýzý ve yorum yapmamýzý güçleþtirmektedir. Psikiyatri dýþý alanlarda da bu konu ile ilgili çalýþmalarýn olup olmadýðý ya da yeterliliði konusunda saðlýklý bir bilgi alýþveriþinin olduðunu söyleyebilmek oldukça güçtür. Medyada ve basýnda yer alan çalýþmalarýn da bu konuya duyarlýlýk oluþturmaktan öte sansasyonel niteliðinin daha belirleyici olduðunu söyleyebiliriz. 194

UÇUCU BAÐIMLILIÐI VE KÖTÜYE KULLANIMI: EPÝDEMÝYOLOJÝ, RÝSK GRUPLARI VE ÖNLEME PROGRAMLARININ GEREKLÝLÝÐÝ Türkiye de risk gruplarýna yönelik geniþ ölçekli epidemiyolojik çalýþmalarýn olmamasý, baðýmlýlýk alanýna yönelik çalýþmalarýn gerekliliðini daha çok açýða çýkarmaktadýr. Bu çerçevede araþtýrma sonuçlarýnýn ýþýðýnda yaygýn bir önleme programýnýn geliþtirilmesi ve uygulanmasýnýn önemi görülür hale gelmiþtir. Tüm bu bilgiler uçucu kullanýmýnýn ciddi bir halk saðlýðý sorunu olduðunu, özellikle az geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkelerde, sanayileþmenin yoðunlaþtýðý yoksul kent bölgelerinde, ortaokul ve lise öðrencilerinde, sanayide deðiþik iþ kollarýnda çalýþan çocuk iþçilerde yaygýnlaþma ve bir grup davranýþý biçimine dönüþme eðiliminde olduðunu göstermektedir. Toplumdaki yaygýnlýðýnýn psikiyatrik bozukluklar içinde azýmsanmayacak bir oranda olmasý, uçucularýn günlük yaþamda sýk olarak kullanýlan ve kolay ulaþýlabilen maddeler olmasý, çocuk ve ergenlerin en önemli risk grubu özelliði taþýmalarý, çok erken yaþta baþlayabilmesi ve eriþkinlik döneminde daha aðýr baðýmlýlýk biçimlerine dönüþebilme riski içermesi özellikle önlemeye yönelik çalýþmalarýn gerekliliðini öne çýkarmaktadýr. Bunun yanýnda bazý azýnlýklarda daha yüksek yaygýnlýk oranlarýnýn bulunmasý, çocuklarýn ana-baba iliþkilerinde sorunlarýn varlýðý, toplumsallaþma düzeylerinin yetersizliði, ailede madde kullanýmý öyküsünün olmasý ve depresyonun varlýðý, önleme stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasýndaki en önemli belirleyiciler olmaktadýr. Diðer yandan akranlarýn özellikleri ve suça yönelik davranýþlarýn varlýðý ile evden ve okuldan kaçma davranýþlarýnýn sýklýðý diðer önemli belirleyicilerdir. Tüm bunlar hem bireye hem de topluma yönelik, aileyi ve okulu kapsayan, sosyo-ekonomik ve kültürel bileþenleri gözardý etmeden önleme projelerinin çok kurumlu ve çok disiplinli bir anlayýþta yaþama geçirilmesi zorunluluðunun kanýtlarýdýr. Uçucu kullanýcýlarýnýn genç olmalarý ve baþa çýkma becerilerinin az olmasý tipiktir (Simpson 1992). Düþük eðitim düzeylilerde uçucu kullanýmý yoðun olduðu için önleme çalýþmalarýna dikkat edilmelidir. Aðýr kullanýcýya dönüþmede aile üyelerinin, özellikle büyük kardeþlerin kullanýcý olmasý ve tutumlarý önemlidir. Bir ailede madde kullananýn çocuklarý ve kardeþleri risk altýndadýr. Burada taklit yoluyla öðrenme, özenti ve maddeye ulaþma kolaylýðý önem kazanmaktadýr. Aile desteði ve geleneksel toplumsal deðerler uçucu kullanýmýný azaltmada ve tedavide olumlu etkiler yapabilmektedir. Bununla birlikte uçucu kullanan kiþinin tedaviye ilgisini ve motivasyonunu arttýracak yöntemler özellikle kullanýcýlarýn genç yaþta olmalarý gözönüne alýndýðýnda daha etkili olmaktadýr. Ergen davranýþlarýnda arkadaþlýk iliþkileri ve toplumsal deðerler bir tedavi ortamý oluþturmada gözönüne alýnmalý, ergeni uyumsuz akranlardan ve yýkýcý arkadaþlýklardan uzak tutma ve daha saðlýklý baþa çýkma becerileri geliþtirmelerini saðlama, okul baþarýsýzlýklarýný ve okulu býrakmalarýný azaltma yönünde çaba harcanmalýdýr. Bu amaçla ergenlere yönelik, kültürel mizaç ve kimliklerini gözönüne alan alternatif biliþsel öðrenme stratejileri geliþtirilmeli, fiziksel saðlýk konusu vurgulanmalý ve eðitimin önemine dikkat çekilmelidir (Simpson 1992). Bazý yazarlar uçucu kullanan ergenlerin iki yýl süreyle bir tür yatýlý okula yerleþtirilmeleri gerekliliðini savunmaktadýrlar (Hollister 1992). Diðer önemli bir nokta, uçucu baðýmlýlýðýný önleme amacýyla kitle iletiþim araçlarýyla gerçekleþtirilen eðitim ve giriþimlerin ya da risk gruplarýna yönelik yapýlan sýnýrlarý tam olarak çizilmemiþ eðitim programlarýnýn merak uyandýrýcý ve özendirici rol oynayabilmeleridir. Bu durum, önleme stratejilerini belirlemede gözönüne alýnmalýdýr. Önleme çalýþmalarýnýn yanýnda yardým arayan ya da ulaþýlmýþ baðýmlý bireylerin kýsa zamanda tedavi görebilmelerini saðlamak ve bunu olanaklý kýlacak tedavi merkezlerinin arttýrýlmasý temel hedeflerden biri olmalýdýr. Akdemir A, Türkçapar H, Öztürk Kýlýç E ve ark. (1995) Bir psikiyatri kliniðine baþvuran ergenlerde uçucu madde kullanýmýnýn psikososyal boyutlarý. Kriz Dergisi, 3(1-2):215-218. Alpay N, Maner F, Beyazyürek M ve ark. (1991) AMATEM'de 1990 yýlýnda yatýrýlan madde baðýmlýlarýnýn demografik özellikleri ve geçmiþ yýllarla kýyaslanmasý. 25. Ulusal Psikiyatrik Bilimler Kongresi Program ve Bildiri Özetleri Kitabý, Antalya, Akdeniz Üniversitesi, s.177. Alpay N, Tolgay A, Ulaþoðlu C ve ark. (1992) Uçucu madde kötüye kullanýmýnýn kiþilik ve EEG üzerine etkisi, 28. Ulusal Psikiyatri Kongresi Program/Bildiri Özetleri Kitabý, s.12-13. KAYNAKLAR Altenkirch H, Kindermann W (1986) Inhalant abuse and heroin addiction: a comparative study on 574 opiate addicts with and without a history of sniffing. Addict Behav, 11:93-104. American Academy of Child and Adolescent Psychiatry-AACAP (1997) Practice parameters for the assesment and treatment of children and adolescent with substance use disorders. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 36(10 suppl):140-156. Aytaçlar S, Ertekin G, Türkcan A ve ark. ( 1997) UMATEM'de yatan hastalarýn sosyo-demografik özelliklerini ve yaþam alanlarýndaki sorunlarýný deðerlendirme. 33. Ulusal 195

KAYA B, ÖZCAN ME. Psikiyatri Kongresi Bildiri Özet Kitabý, Antalya, Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi ve Psikiyatri Derneði, s.125. Bachrach KM, Sandler IN (1985) A retrospective assesment of inhalant abuse in the barrio: implications for prevention. Int J Addict, 20(8):1177-1189. Crowley TJ (1995) Inhalant-Related Disorders. Comprehensive Textbook of Psychiatry, HI Kaplan ve BJ Sadock (Ed), 6. Baský, Baltimore, Williams Wilkins, s.838-842. Çakmak D, Sabuncu H, Akayoðlu A (1991) Çözücü kimyasal maddelere maruz kalanlarda nöropsikolojik etkiler. 25. Ulusal Psikiyatrik Bilimler Kongresi Program ve Bildiri Özetleri Kitabý, Antalya, Akdeniz Üniversitesi, s.182-183. Demirbek B, Kalyoncu A, Alpay N ve ark. (1991) Uçucu madde baðýmlýlarýnýn uçucu madde kullaným ve sosyo-demografik özelliklerinin incelenmesi. 25. Ulusal Psikiyatrik Bilimler Kongresi Program ve Bildiri Özetleri Kitabý, Antalya, Akdeniz Üniversitesi, s.180. Dinwiddie SH, Reich T, Cloninger CR (1991) Solvent use as a precursor to intravenous drug abuse. Comprehensive Psychiatry, 32(2):141-146. Edwards RW (1993) Drug use among 8th grade students is increasing. Int J Addict, 28(14):1613-1620. Ersül Ç (1997) Uçucu madde baðýmlýsý hastalarda bir demografik çalýþma 33. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bildiri Özet Kitabý, Antalya, Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi ve Psikiyatri Derneði, s.256. Espeland K (1995) Identifying the manifestasions of inhalant abuse. Nurse Pract, 20(5):49-53. Flanagan RJ, Ives RJ (1994) Volatile substance abuse. Bull Narc, 46(2):49-78. Gelder M, Gath D, Mayou R ve ark. (1996) Oxford Textbook of Psychiatry, s.479-481. Hansen WB, Rose LA (1995) Recretional use of inhalant rugs by adolescents: a challenge for family physicians. Fam Med, 27(6):383-387. Hollister LE (1992) Treatment and prevention research issues. National Institute on Drug Abuse Research Monograph Series. 129:229-232 McHugh MJ (1987) The abuse of volatile substances. Pediatr Clin North Am, 34(2):333-340. Meadows R, Verghese A (1996) Medical complication of glue sniffing. South Med J, 89(5):455-462. Odgers P, Houghton S, Douglas G (1997) The prevalence and frequency of drug use among Western Australian metropolitan high school students. Addictive Behaviors, 22:315-325. Özbay H, Göka E, Mavili Aktaþ A ve ark. (1991) Ergenlerde sigara, alkol ve madde kullanýmýnýn benlik imajý, depresyon ve anksiyete ölçümleri ile iliþkileri. Düþünen Adam, 4(3):53-58. Öztürk-Kýlýç E, Altýnoðlu I, Atasoy N ve ark. (1996) Ergenlerde uçucu madde kullanýmýnda rol oynayan faktörler, 5. Anadolu Psikiyatri Günleri Program ve Bildiri Özetleri Kitabý, s.39. Reed BJ, May PA (1984) Inhalant abuse in juvenil delinquent a contro study in albuguergue. Int J Addict, 19(7):789-803. Ramsey J, Anderson HR, Bloor K ve ark. (1989) An Introduction in the practice, prevalence and chemical toxicology of volatil substance abuse. Hum Toxicol, 8:26-270. Saðlýk Bakanlýðý (1995) Lise öðrencilerinin sigara, alkol ve uyuþturucu maddeler konusundaki bilgi tutum ve davranýþlarýnýn belirlenmesi projesi. Temel Saðlýk Hizmetleri Genel Müdürlüðü Ruh Saðlýðý Daire Baþkanlýðý. Santos de Barona M, Simpson DD (1984) Inhalant users in drug abuse prevention programs. Am J Drug Alcohol Abuse, 10(4):503-518. Schuckit MA (1993) Alkol ve Madde Kötüye Kullanýmý: Taný ve Tedavi. Çev: K Kamberoðlu, Ýzmir, Saray Týp Kitabevleri, s.184-190. Schütz CG, Chilcoat HD, Antony JC (1994) The association between sniffing inhalants and injecting drugs. Compr Psychiatry, 35(2):99-105. Sharp CW (1992) Introduction to inhalant abuse. National Institute on Drug Abuse Research Monograph Series, 129:1-13. Simpson DD (1992) A longitudinal study of inhalant use: implication for treatment and prevention. National Institute on Drug Abuse Research Monograph Series, 129:215-227. Tapia Conyer R, Cravioto P, De la Rosa B ve ark. (1995) Risk factors for inhalant abuse in juvenile offenders: the case of Mexico. Addiction, 90(I):43-49. Tuncer C, Tolgay A, Beyazyürek M ve ark. (1988) Uçucu madde baðýmlýsý hastalarýn psikolojik incelenmesi. 24. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Serbest Bildiriler, GATA-Ankara, s.802-806. Vega WA, Zimmerman RS, Warheit GJ ve ark. (1993) Risk factors for early adolescent drug use in four ethnic and racial groups. Am J Public Health, 83(2):185-189. Warner R, Taylor D, Wright J ve ark. ( 1994) Substance use among the mentally ill: prevalence, reasons for use, and effects on illness. Am J Orthopsychiatry, 64(1):30-39. Westermeyer J (1987) The Psychiatrist and solvent-inhalant abuse: Recognition, assement, and treatment. Am J Psychiatry, 144:903-907. Yazman Ü (1995) Lise Gençliðinin Psikoaktif Maddelere Bakýþý ve Kullaným Oranlarýnýn Türkiye-Ýstanbul Örneði ile Ýncelenmesi. Yayýnlanmamýþ Uzmanlýk Tezi, Ýstanbul, Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi. Young TJ (1987) Inhalant use among American indian youth. Child Psychiatry and Human Development, 18(1):36-46. 196