MART 2007 SAYISININ ÜCRETS Z EK D R



Benzer belgeler
ça n hasta TANIMI, SAPTANMASI, SINIFLANDIRILMA L fik S VE TEDA Obezitenin Tan m Dünya Genelinde ve Ülkemizde Yayg nl

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

Şişmanlık Nedir? Şişmanlık Nasıl Saptanır?

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNĐTE 1 : VÜCUDUMUZDA SĐSTEMLER (MEB)

Yrd. Doç. Dr. Gamze AKBULUT. Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik ABD.

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

NORMAL EKMEK ANKARA HALK EKMEK

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

ÇOCUKLUKTA ve ERGENL KTE KEM K SA LI I

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Pnömokokal hastal klar

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ŞİŞMANLIK. Hazırlayan. Prof. Dr. Seyit M. Mercanlýgil Hacettepe Üniversitesi - Saðlýk Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Deomed Medikal Yay nc l k

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

OBEZ TE (fi fimanlik) NED R?

Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

6 MADDE VE ÖZELL KLER

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

N-3 Diz Sabitleyici (Posterior Sheel)

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK) ve SAĞLIK

Fen ve Teknoloji VÜCUDUMUZDAK S STEMLER Ünite 1

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

K MYA K MYASAL TEPK MELER VE HESAPLAMALARI ÖRNEK 1 :

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Deomed Medikal Yay nc l k

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Kalp Damar Hastal klar

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

Morbıd obezite tedavisinde kullanılan endoskopik gastrıc balon kullanılması videoteknik sunum

/ info@boren.com.tr

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

S-1 Silikon Tabanl k 3/4. S-2 Silikon Tabanl k 4/4 nce. Silikon Ürünler. S-3 Silikon Tabanl k 4/4 Mavi Noktal

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

İLK YARDIM KURSUNUN KONULARI ZEH RLENMELER

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

... ANADOLU L SES E T M YILI I. DÖNEM 10. SINIF K MYA DERS 1. YAZILI SINAVI SINIFI: Ö RENC NO: Ö RENC N N ADI VE SOYADI:

Transkript:

OBEZ TE MART 2007 SAYISININ ÜCRETS Z EK D R HAZIRLAYANLAR Gamze ÇITAK AKBULUT (Uzm. Dyt.) Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Doç Dr M Mahir ÖZMEN Ankara Numune EAH Genel Cerrahi Klinik fiefi, TÜB TAK Bilim ve Teknik Dergisi Yay n Kurulu Üyesi Prof Dr H Tanju BESLER - Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Müdürü

ça n hasta TANIMI, SAPTANMASI, SINIFLANDIRILMA L fik S VE TEDA Obezitenin Tan m Obezite günümüzde geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerin en önemli sa l k sorunlar aras nda yer almaktad r. Obezite, genel olarak bedenin ya kütlesinin ya s z kütleye oran n n afl r artmas sonucu, boy uzunlu una göre vücut a rl n n arzu edilen düzeyin üstüne ç kmas d r. Yetiflkinlerde sinirsel, hormonal, kimyasal ve fiziksel mekanizmalarla vücut a rl belirli bir düzeyde tutulmaktad r. Bu mekanizmalar n bir veya birkaç ndaki bozukluk bu dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Dengenin bozulmas beden a rl n de iflmesiyle sonuçlan r. Bir bireyde fliflmanl n veya kas kitlesi fazlal n n tan mlanabilmesi için vücut a rl n n, vücut bilefliminin ve vücutta ya da l m n n de erlendirilmesi gereklidir. Bu amaçla sahada ve klinikte antropometrik (insan ölçüleriyle ilgili) yöntemler ve laboratuvar yöntemleri kullan lmaktad r. nsan ve hayvanlar n atomik, moleküler, hücresel düzeyde ve doku-sistem düzeyinde vücut bileflimleri benzerdir vard r. Tüm vücut düzeyinde vücut bileflimi; vücut yap s, flekli, görünüfl ve fiziksel özellikleri ile ilgilidir. Bu amaçla çok say da ölçüm yöntemleri kullan lmaktad r. Antropometrik ölçümler beslenme durumunun saptanmas nda kas ve ya deposunun göstergesi olmalar nedeniyle önem tafl maktad r. Antropometrik ölçümler sürekli ve düzenli olarak kullan ld nda bireyin beslenme durumu do ru bir flekilde de erlendirilir. S kl kla kullan lan yöntemler; vücut a rl ve boy uzunlu unun ölçülmesi, vücut ya ve ya s z vücut kitlesinin saptanmas olarak bilinmektedir. Dünya Genelinde ve Ülkemizde Obezitenin Yayg nl Dünya genelinde obezite görülme s kl n (prevalans) etkileyen etmenler aras nda; kal t m, yafl, cinsiyet, besin tüketimi ve beslenme al flkanl klar, ya- 2 Mart 2007

l obezite SI, NEDENLER, KRON K HASTALIKLARLA V YÖNTEMLER flam tarz ve/veya al flkanl klar yer almaktad r. Dünya Sa l k Örgütü (WHO) verilerine göre, dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve 1,6 milyar civar nda da hafif fliflman birey bulunmaktad r. 2015 y l nda bu oran n s ras yla 700 milyon ve 2,3 milyara ulaflaca düflünülmektedir. Sosyo-ekonomik geliflime paralel olarak, çevresel ve davran flsal de ifliklikler toplumda obezite s kl n n artmas nda önemli bir nedendir. Obezite s kl n n en düflük oldu u ülkeler Çin (%3,8), Singapur (%6,7), Pakistan (%7-8) olup; en yüksek oldu u ülkeler de Naru (erkeklerde %85, kad nlarda %93) ve Samoa d r (%75). Avrupa ülkelerine bak ld nda, Güney Avrupa ülkelerinde obezite s kl Kuzey Avrupa ülkelerinde oldu undan daha yüksektir. Genel olarak, erkeklerde bu oran %10-20, kad nlarda %10-25 aras nda de iflirken, son on y lda yaklafl k olarak %10-40 l k bir art fl görülmüfltür. Özellikle, ngiltere de 1980 den sonra obezite s kl ndaki art fl oldukça dikkat çekicidir (erkeklerde %61, kad nlarda %52). NHANES III verilerine göre, ABD de bu oran 20 yafl ve üstü bireylerde %55 e ulaflm flt r (%33 hafif fliflman, % 22 obez). Ülkemizde obezite s kl n saptamaya yönelik çal flmalar n say s ulusal düzeyde fazla de ildir. Boy uzunlu una göre vücut a rl n n de erlendirildi i Türkiye 1974 Beslenme, Sa l k ve G da Tüketimi Araflt rmas verilerine göre, ülkemizde fliflmanl k h z erkeklerde %7,6, kad nlarda %25 iken; 1984 verilerine göre bu h zlar s ras yla %12,9 ve %33.3 olarak rapor edilmifltir. Türkiye de Obezite Prevalans Çal flmas (TURDEP); stanbul Üniversitesi T p Fakültesi Metabolizma ve Diyabet Birimi, Obezite Araflt rma Ünitesi, Baflbakanl k Devlet statistik Enstitüsü (D E) ve TC Sa l k Bakanl n n ortaklafla çal flmalar yla, uluslararas prevalans örneklem seçim kriterlerine göre belirlenen 24.788 (Kad n: 13.708, %55,3; Erkek: 11.080, %44,7) yetiflkin (>19 yafl) birey üzerinde yap lm flt r. Beden Kitle ndeksi >30 kg/m 2 baz al narak yap lan çal flmada, Türkiye de fliflmanl k oran %22,3 bulunmufltur (11). Bölgesel da l mlar göz önüne al nd nda; obezite, Do u Anadolu da en düflük (%17,2) ve ç Anadolu da en yüksek (%25,0) olmak üzere, güneyde %24, kuzeyde %23.5 ve bat da %21,6 bulunmufltur. Tüm yerleflim birimleri ve co rafi bölgelerde kad nlarda, görülme s kl n n erkeklerden yüksek oldu u saptanm flt r. Genel olarak obezite s kl n n yafllanmayla artt gözlenmifltir. 55-59 yafl grubunda en yüksek (%34,8) olmak üzere, orta (40-55 y l) yafl gruplar nda çal flma kapsam ndaki bireylerin %30 unun obez oldu u görülmüfltür. Türkiye de son y llarda yap lan TEKHARF (Türkiye de Eriflkinlerde Kalp Hastal Risk Etmenleri) çal flmas n n kapsam nda da ülkemizde 25-34 yafl grubu yetiflkin bireylerde obezite s kl n n giderek artt bildirilmektedir. Obezitenin Saptanmas Vücut bilefliminin ölçülmesi, sa l k personeli, beslenme ve diyet uzmanlar ve spor bilimciler için oldukça önemlidir. Vücut bileflimi; büyüme ve geliflme, yafll l k, rk, cinsiyet, beslenme durumu, özel diyetler, egzersiz, hastal k ve genetik etmenlere göre de iflkenlik göstermektedir. Günümüzde vücut bileflimi 5 düzeyde de erlendirilmektedir: I. Atomik düzeyde: Nöron aktivasyon tekni i, total vücut potasyumu, izotop dilusyon tekni i II. Moleküler düzeyde: Vücut dansitesi, total vücut suyu, biyoelektrik impedans analizi (B A), dual enerji x- fl n absorpsiyometresi (DEXA) III. Hücresel düzeyde IV. Doku-sistem düzeyinde V. Tüm vücut düzeyinde nsanlar üzerinde do rudan ölçümler yap lamad ndan vücut bileflimi dolayl yöntemlerle saptanmaktad r. fiiflmanl n saptanmas nda do rudan ve dolayl yöntemler kullan lmaktad r. Bu yöntemlerin kullan lmas araflt r c n n olanaklar na ve koflullar - na göre de iflkenlik göstermektedir. Bu yöntemler do rudan ve dolayl ölçüm olmak üzere ikiye ayr l r: A. Görünüfl: Vücut yap s na bir ölçüm parametresi yerine bir kavram olarak bakmak gerekir. Vücut yap s Mart 2007 3

mentler de vücudun di er özgün kompartmanlar n n tahmini için ölçülebilmektedir. Tüm elementlerin analizi için gereken toplam radyasyon dozunun bir kardiyoanjiyogramdakinin yaklafl k 6 kat olmas na ba l olarak bu yöntemin uygulamas ndan kaç n lmaktad r. kemik, eklem ve iskelet geniflli ini içerir. Vücut yap s ince, orta, iri fleklinde kiflisel yorumlara dayal olarak tan mland ndan, fliflmanl n ölçümünde objektif ölçüm yöntemleri kullan lmal d r. B. Antropometrik ölçümler 1. Vücut a rl ve boy uzunlu u 2. BK (Beden kitle indeksi) (kg/m 2 ) 3. Bel/Kalça oran 4. Bel çevresi 5. Deri k vr m kal nl C. Laboratuvar yöntemler ile yap - lan ölçümler 1. zotop ve kimyasal dilüsyon yöntemi (vücut suyu, vücut potasyumu) 2. Vücut yo unlu u ve hacmi (su alt ölçümü, pletismografik yöntem) 3. letkenlik (total vücut elektriksel geçirgenlik (TOBEC), biyoelektrik impedans analizi (B A) 4. Görüntüleme yöntemleri (Ultrasonografi (USG), bilgisayarl tomografi (CT), manyetik rezonans (MRI), dual enerji x- fl n absorpsiyometresi (DE- XA) 5. Tüm vücut nötron aktivasyon analizi Bu yöntemler ve uygulama biçimleri afla da detayl olarak aç klanm flt r: Nöron Aktivasyon Tekni i Ölçüm yap lacak kifliye hidrojen ölçümü için trityum enjekte edilmekte, sonra kifli gama radyasyonuna maruz b rak lmaktad r. Yans yan karmafl k radyasyon spektrumu ölçülüp analiz edilerek azot (vücut proteininin ölçümü için), hidrojen (vücut suyunun ölçümü için), karbon (ya ölçümü için) ve kalsiyum (kemik mineralinin ölçümü için) belirlenmektedir. Klor, fosfor, magnezyum ve sodyum gibi di er ele- Total Vücut Potasyum Tekni i Vücudun potasyum miktar radyoaktif say mla ortaya ç kar lmakta, bu çal flmalarda ya s z a rl n kilogram vücut a rl bafl na 2,66 potasyum 40 içerdi i kabul edilmektedir. Ya s z dokunun potasyum 40 emmemesi sebebiyle kas kitlesi hesaplanabilmektedir. Çeflitli düzeltmelerden sonra vücut ya oran saptanabilmektedir. Çok yüksek maliyetli olup, daha çok hayvanlar üzerinde geçerlili i vard r, bu nedenle insanlar üzerinde kullan m s - n rl d r. Su Alt A rl k Ölçümü Vücut kompozisyonunun en hassas ölçümlerinden birisidir. lk olarak 1942 de Benke, Feen ve Wenhamm taraf ndan kullan lm flt r. Su içindeki a rl k kayb, kütle hacimine eflittir ilkesine dayanarak su alt a rl k ölçümü yoluyla vücut yo unlu u ölçülmektedir. Çeflitli formüller ve düzeltme katsay lar de ifltirilmifltir. Tüm yöntemler aras nda geçerlili i ve güvenilirli i yüksek olan yöntemlerden biridir. Bu nedenle pratik saha yöntemleri gelifltirmek için yap lan çal flmalarda en s k kullan lan yöntemdir. Radyografi Tekni i Ölçümü yap lacak kiflinin üst kolunun tomografik röntgeni çekilerek 6 bölgesinin ya miktar n n milimetrik olarak toplanmas sonucu elde edilmektedir. Ya miktar n n yüzey alan ile bir katsay da hesaplamaya kat lmaktad r. Bu ölçümle deri alt ya, cilt, kas, kemik ayr m yapmak mümkündür. X- fl n verilerinin çözümlenmesinden kaslardaki toplam ya miktar n n tahmini ile ilgili teorik sonuçlar henüz matematiksel kesinli e ulaflmam flt r. 4 Mart 2007

Ultrasonografi Tekni i Yüksek frekansl ses dalgalar n n (ultrasound) vücuda gönderilerek, farkl doku yüzeylerinden yans malar - n n saptanarak de erlendirilmesine dayanan bir yöntemdir. Maddeyi geçerken absorbsiyon (emme) ve yans ma nedeniyle ultrasonik dalgan n fliddeti azalmaktad r. Sesin absorbsiyon frekans, dokunun absorbsiyon katsay s ve doku kal nl ile do ru orant l d r. Cihazla çal flma maliyetinin düflük olmas, kiflinin sa l üzerinde yan etkisinin olmamas avantaj sa lamaktad r. Ancak yöntemi kullanacak kiflinin özel e itimli olmas n gerektirmesi, kiflinin bilgi ve beceri durumuna göre yöntemin hata pay n n de iflkenlik göstermesi, dezavantaj oluflturmaktad r. Bilgisayarl Tomografi Tekni i (BT) X- fl n na dayanan bir tekniktir. Tüm vücut bileflimi, taranan kesitlerin ara de erinin bulunmas ile ölçülmektedir. Manyetik Rezonans Tekni i (MRI) Birey güçlü bir manyetik alana yerlefltirilir ve radyo frekanslar na maruz b rak l r. Sinyal fliddeti, incelenen dokulardaki su ve ya n deriflim ve gevfleme özellikleri taraf ndan belirlenir. Ya dokusu, di er dokulara göre, çok daha k sa gevfleme zaman na sahiptir ve bu flekilde kesin olarak belirlenmektedir. Cihaza ulafl labilme olanaklar n n s n rl olmas, yüksek maliyet getirmesi, analiz için fazla süre harcanmas ve yüksek düzeyde radyasyon dozlar na maruz kal nmas nedeniyle kullan m s n rl d r. Obez hastalarda vücut boyutlar n n cihaz kapasitesini aflmas na ba l olarak uygulama güçlükleri oluflmaktad r. Dual Enerjili X - Ifl n Absorbsiyometresi (DEXA) Yumuflak doku bileflimi, cihaza ba l olarak 5-20 dakika aras nda de iflen sürelerde tüm vücut taramas ile ölçülmektedir. DEXA yöntemi, vücudun gadolinium-153 radyoaktif maddesi (do rusal olarak düflük enerjili X fl nlar ) kullan larak taranmas d r. ki gamma fl n n n (6.41 ve 11.2 fj )vücut dokular taraf ndan tutulmas sonucu vücut ya dokusu, ya s z vücut dokusu ve toplam vücut kemik mineral düzeyi saptanabilmektedir. Ayr ca omur ve femur (uyluk kemi i) kemik mineral düzeyi de ölçülebilmektedir. Bu amaçla DPX- DEXA taray c kullan lmaktad r. Radyasyonun düflük dozda olmas nedeniyle bebek ve çocuklarda da kullan m uygundur. Vücut bileflimi saptanmas nda en güvenilir yöntemlerden biridir. Biyoelektirik mpedans Analizi (B A) Vücut kompozisyonunun belirlenmesinde biyoelektirik impedans hesaplanmas, sahada kullan lan ya s z doku kitlesi ile ya dokusunun elektiriksel geçirgenlik fark na dayal bir yöntemdir. Vücuda elektriksel zay f ak m (800 µa; 50 KHz) verilerek oluflan direnç (impedans) ölçülmektedir. Ölçüm öncesinde birey çay, kahve ve alkol kullanmamal ; 24-48 saat öncesinden a r egzersiz yapmamal d r. Ölçümler yemekten ortalama 2 saat sonra yap lmal d r. Birey için en düflük direnç (R) de eri kullan l r, geçirgenlik hesaplan r ve ya s z vücut kitlesi bulunur. Mahor, Jackson ve Pollock vücut ya yüzdesi hesaplamalar nda deri k vr m kal nl (DKK) ölçümleri ile %3,4, B A ile %4,6 standart hata bulmufllard r. Çapraz geçerlilik çal flmalar sonucunda B A ölçümü sporcularda kullan ld nda, vücut ya oran n n oldu undan fazla, fliflman bireylerde kullan ld nda ise oldu undan daha az saptand görülmüfltür. Alet tafl nabilir özelliktedir ve yöntem ucuz say labilir. Deri K vr m Kal nl (DKK) Vücut ya n n belirlenmesinde sahada en çok kullan lan yöntemlerden biri kaliper aleti yard m yla deri k vr m kal nl n n ölçülmesidir. DKK ölçümleri, vücut ya yüzdelerinin tahmini için gelifltirilmifl olan formüllerde kullan lman n yan s ra, formüle konulmadan sadece DKK toplamlar da deri alt vücut ya n n göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu yöntemler içinde günümüzde özellikle klinikte yayg n olarak kullan - lan ve kullan lmas önerilen yöntemler B A ve DEXA d r. B A, son 10 y lda klinik uygulamalarda yayg n olarak kullan lmaktad r. Birçok araflt rma, B - A n n vücut bileflim de ifliklikleri ve özellikle de vücut s v da l m n n saptanmas nda fizyolojik ve klinik durumlar n genifl bir aral nda kullan labilirli ini göstermifltir. Ancak, günümüzde kemik mineral yo unlu unun bir ölçüm yöntemi olan DEXA da klinikte, vücut ya yüzdesinin ölçümü, özellikle de bölgesel vücut ya da l m n n saptanmas için önemli bir ölçüm yöntemi olarak yayg nlaflmaktad r. Evans ve arkadafllar klinik uygulamalarda, vücut bilefliminin saptanmas nda 4 bileflimli bir model olarak tan mlanan DEXA, B A, deri k vr m kal nl (DKK) ve beden kitle indeksi (BK, kg/m 2 ) nin kullan lmas n pratik bir yol olarak önermektedir. Ancak DEXA n n her koflulda yayg n olarak kullan lmas da pratik bir uygulama de ildir. Obezitenin S n fland r lmas Hipokrates MÖ 400 lerde iki ana vücut yap s n ; k sa-fliflman ve uzun-zay f olarak tan mlam flt r. 18. yüzy l n Mart 2007 5

sonlar nda Abernathy (1793), vücudun yüzey alan n n hesaplanmas için matematiksel bir formülün üzerinde çal flm flt r. Bu çal flma bugünkü modern tekniklerle hesaplanan teorik yaklafl mlar n bafllang c olarak kabul edilmektedir. 1963 te Illinois de düzenlenen antropometrik ölçümler konulu uluslararas konferans bu alanda dönüm noktas olmufltur. Vücut kompozisyonu genel olarak ya, kemik, kas hücreleri, di er organik maddeler ve hücre d fl s v lar n orant l flekilde bir araya gelmesinden oluflmaktad r. Esas olarak ya s z vücut kitlesi (kas, kemik, su, sinir damarlar ve di er organik maddeler) ve ya kitlesinden (deri alt -depo ya lar ve esansiyel ya lar) oluflmaktad r. Erkek ve kad nlarda optimal vücut bileflimi afla da belirtilmifltir: Erkek Kad n Toplam ya % 15 25 Depo ya % 12 13 Zorunlu Ya % 3 12 Kas % 48 38 Kemik % 14,9 12 Deri alt ve depo ya lar: Vücudun tümünü saran derinin alt ndaki ya tabakas d r. Depo ya lar n vücutta yo un olarak bulundu u bölgeler erkek (kar n bölgesinde yo unlaflm flt r) ve kad nda (kalçada yo unlaflm flt r) farkl - l klar göstermektedir. Vücuttaki depo ya lar, beyaz ve kahverengi ya dokular olarak iki ayr türde bulunmaktad r. skelet kas ile karfl laflt r ld nda, beyaz ya dokusu obez olmayan bireylerde vücut a rl n n daha az bir k sm n oluflturur. Plazmada enerjiyi tafl - yan en önemli yak tlardan biri olan ya asitlerinin kayna olarak beyaz ya dokusunun tüm vücut enerji ak fllar aç s ndan çok büyük önemi vard r. Kahverengi ya dokusunun ise eriflkin insanlarda vücut enerji ak fl ndaki katk s yok denecek kadar azd r. a) Beyaz ya dokular : Vücudun birçok yerinde bulunan beyaz ya dokular, depo ya olarak trigliserit, doku hücrelerinde ise nötral ya lar ve fosfolipitleri içermektedir. Vücutta enerji için ya asidi oksidasyonuna gerek duyuldu unda trigliseritlerden ATP sentezlenmesi yoluyla kullan l rlar. Bunun yan s ra d fl organlara destek ve vücut s s n koruma görevi yapmaktad r. Bu ya dokusunun genifllemesi veya miktar olarak artmas sonucu fliflmanl k oluflmaktad r. Bu hücrelerin çap ve miktarlar do umdan eriflkinli e kadar 4-5 kat artabilmektedir. b) Kahverengi ya dokular : Memelilerde yeni do an yavrularda ve k fl uykusuna yatan hayvanlarda daha fazla bulunmaktad r. ATP sentezi olmadan çok yüksek s üretebilmektedir. Vücutta daha çok scapula ve kürek kemi i ve alt ndaki bölgede bulunmaktad r. Fazla say da damar ve sempatik sinirler ile sitokrom içerdi i için rengi kahverengidir. Esansiyel (zorunlu) ya lar: Kalbin çevresinde, karaci er, akci er, kemik ili i, böbrekler, endokrin bezleri, ba rsaklar, kaslar ve merkezi sinir sisteminde bulunmaktad r. ç organlar n çevresini sararak onlar d fl darbelerden korumas n n yan s ra organlar n iflleyiflinde de hayati ifllevleri bulunmaktad r. Bu ya lar, uzun süreli açl k veya fliddetli egzersiz durumunda bile tükenmemektedir; aksi taktirde hayati riskler ortaya ç kmakta ve erkeklerde %3, kad nlarda %12 oran nda bulunmaktad r. Obezite üç flekilde s n fland r lmaktad r: 1. Vücut ya da l m na göre s n fland rma 2. Ya hücresine göre s n fland rma 3. Beden kitle indeksine göre s n flama 1. Vücut Ya Da l m na Göre S n flama: Vücuttaki enerji depolar ndan olan ya lar, trigliseritler olarak ya dokusunda depolanmaktad rlar. Adipoz dokunun vücudun de iflik bölgelerine da l m genetik kontrol alt nda olup, kad n ve erkeklerde farkl d r. Ya- n daha çok vücudun alt bölümünde (kalça, uyluk ve bacaklarda) toplanmas yla ortaya ç kan tip jinoid tip (armut biçimi) olarak bilinir ve daha çok kad nlara özgüdür. Ya n vücudun üst bölümünde (bel, üst kar n ve gö üs) toplanmas da android tip i (elma biçimi) tan mlar. Bu da erkeklerde s kl kla görülen fliflmanl k türüdür. Vücutta ya lanman n yerleflim yerlerine göre, 1991 de Bouchard taraf ndan dört tip fliflmanl k tan mlanm flt r: a. Tip-I: Vücut a rl ve ya kitlesinde afl r yükselme görülmektedir. Egger taraf ndan 1992 de ovoid flekil olarak adland r lm flt r. Bu tiple vücut ya belli bir bölgede birikim yapmamakta, tüm vücuda benzer oranlarda da lmaktad r. b. Tip-II: Deri alt ya n gövdede afl - r miktarda yo unlaflmas d r. Android ya depolanmas veya elma tipi denilen fliflmanl k bu gruba girmektedir. Yap lan çal flmalar insülin direnci ile güçlü bir iliflki ortaya koymufltur. c. Tip-III: Viseral (kar n bofllu undaki organlar çevreleyen) ya n kar n bölgesinde yo unlaflmas d r. Çal flmalar viseral ya dokusu art fl ile glukoz intolerans (duyarl l ), hiperlipidemi (kanda yüksek lipid düzeyi) ve yüksek tansiyon riski aras nda güçlü bir iliflki oldu unu göstermektedir. Android fliflmanl kla ayn de ildir. Tip II den farkl olarak deri alt de il, viseral ya daha fazlad r. Erkeklerde kad nlardan daha fazla görülmekte ve yafl ilerledikçe bu bölgedeki ya birkimi artmakta- Vücut ya eksikli inin olumsuz etkileri Ya lar n vücuttaki ifllevleri Vücut ya fazlal n n olumsuz etkileri Ya da çözünen vitamin eksikli i A, D, E, K vitaminlerinin emilimi ve tafl nmas Kaslarda zay flama Üflüme Yüksek enerji kayna ç s n n h zl yükselmesi Ba fl kl k sisteminde bozulma Linoleik asitin (zorunlu ya asidi) vücuda al nmas n n sa lanmas Eklemlerde ve kemiklerde flekil bozukluklar Hormon dengesinde bozulma So u a karfl vücut s s n n korunmas Hormon dengesinde bozulma Tansiyon dengesinde bozulma Tokluk hissi vermesi fieker, yüksek tansiyon D fl organlara destek olmas fiekil ve görünümde bozulma Çabuk yorulma ve performans düflüklü ü Tablo 1. Deri alt, depo ve zorunlu ya lar n vücuttaki ifllevleri; eksiklik ve fazlal klar durumunda sa l k üzerine olumsuz etkileri 6 Mart 2007

S n flama Temel BK (kg/m2) s n flama Ek s n flama Zay f <18,50 <18,50 Ciddi düzey <16,00 <16,00 Orta düzey 16,00-16,99 16,00-16,99 Hafif 17,00-18,49 17,00-18,49 Normal aral k 18,50-24,99 18,50-22,99 23,00-24,99 Hafif fliflman 25,00 25,00 Pre-obez 25,00-29,99 25,00-27,49 27,50-29,99 Obez 30,00 30,00 I. Derece 30,00-34-99 30,00-32,49 32,50-34,99 II. Derece 35,00-39,99 35,00-37,49 37,50-39,99 III. Derece 40,00 40,00 Tablo 2. BK ne göre vücut a rl n n de erlendirilmesi WHO nun BK S n flamas, 2006. (http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs311/en/index.html) d r. d. Tip-IV: Uyluk ve kalçada afl r miktarda ya depolanmas d r. Jinoid ya da l m veya armut tipi fliflmanl k olarak adland r lmaktad r. Ya da l m n n en basit göstergesi bel/kalça oran d r. Bel/kalça oran ile kronik hastal klar aras ndaki iliflkinin kar n bölgesi ya lar n n miktarlar yla ba lant l oldu u belirlenmifltir. Son y llarda bel/kalça oran n n erkeklerde 1,0 ve kad nlarda 0,85 olmas kar n ya birikimin tan mlanmas amac yla kullan lmaktad r. Tek bafl na bel çevresinin ölçülmesi de kar n ya da l m ve sa l n bozulmas na bir gösterge olarak pratik kullan m sa lamaktad r. Bel çevresi kad nlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm nin alt nda olmal d r. Vücut ya n n fazlal - kadar eksikli i de sa l n bozulmas na yol açabilmektedir (Tablo1). Vücut ya da l m n saptamada çevre ölçümleri d fl nda, deri k vr m kal nl ölçümleri, bilgisayarl tomografi (CT), manyetik rezonans (MRI), dual enerji-x-ray absorbsiyometre (DEXA) de kullan lan di er tekniklerdir. 2. Ya Hücresine Göre S n flama: nsan vücudundaki ya miktar, ya hücrelerinin say s n ve hacmini yans - t r. Yetiflkinlikte görülen fliflmanl k ya hücrelerinin hacminin normal a rl ktaki insanlara oranla daha büyük olmas (hipertrofi), çocuklukta bafllayan fliflmanl k ise ya hücre say s n n art - fl (hiperplazi) ile karakterizedir. 3. Beden Kitle ndeksi ne (BK ) Göre S n flama: Klinik uygulamalarda en pratik ve basit yöntem olan BK de eri, vücut a rl (kg), boy uzunlu unun (m 2 ) karesine bölünerek hesaplan r. Dünya Sa l k Örgütü nün (WHO) BK ne göre yapt s n fland rma Tablo 2 de verilmektedir. BK nin 27 kg/m 2 nin üzerinde olmas baz kronik hastal klar n görülme riskini art rabilir. BK 30 kg/m 2 ve üzerinde olmas durumunda bireylerde vücut ya miktar n n da fazla olabilece i bildirilmektedir. Klinik uygulamalarda BK ne ek olarak adipoziteyi tan mlay c bir yöntem olan deri k vr m kal nl n n ölçülmesinde de yarar vard r. Obezitenin Nedenleri Obezite genellikle yanl fl ve afl r beslenme sonucu ortaya ç kan bir hastal kt r. Obezitenin nedenlerine bak ld nda genetik, metabolik, hormonal, hipotalamik (beyindeki hipotalamus bölgesinden kaynakl ), psikolojik, sosyo-ekonomik, beslenme ve fiziksel aktivite düzeyi gibi birçok etmen bir arada düflünülmektedir. Genel olarak obeziteye neden olan etmenler afla daki gibi s ralanmaktad r: a) Yafl ( lerleyen yafllarda obezite görülme s kl ) b) Cinsiyet (Kad nlarda obezite görülme s kl ) c) Sosyo-kültürel etmenler d) E itim düzeyi ve gelir durumu (Geliflmifl ülkelerde ve gelir düzeyi yüksek bireylerde obezite görülme s kl ) fiekil 1. Enerji dengesi ve vücut a rl n n fizyolojik düzenlenmesi* (18) * Kopelman PG. Klinik Obezite, 2002. e) Medeni durum (Evlilik sonras dönemde obezite görülme s kl ) f) Hormonal ve metabolik etmenler g) Genetik etmenler h) Hareket yetersizli i i) Afl r ve yanl fl beslenme al flkanl klar j) S k aral klarla çok düflük enerjili diyetler uygulama k) Sigara kullan m durumu l) Alkol tüketim durumu m) Kullan lan baz ilaçlar lerleyen yaflla birlikte bazal metabolik h z (BMH) yavafllamakta, enerji harcamas azalmaktad r. Diyetle enerji al m s n rland r lmazsa vücut a rl - nda da art fl görülmektedir. Yap lan çal flmalarda kad nlarda obezite görülme s kl n n, özellikle ilerleyen yafllarda, erkeklere oranla daha yüksek oldu u gösterilmektedir. Geliflmifl ülkelerde fliflmanl k s kl, geliflmekte olan ülkelere göre daha yüksek bulunmaktad r. Ülkemizde TURDEP çal flmas nda obezite s kl n n kad nlarda erkeklerden (kad n: %29,9, erkek: %12,9) daha fazla ve kentsel alanlarda yaflayanlarda, k rsaldaki gruptan (kentsel %23,8, k rsal %19,6) daha fazla oldu u bildirilmifltir. Aktif meslek gruplar nda obezite daha seyrekken, emekli ve ev han mlar nda s kl k artm flt r (s ras yla %17,3 ve %30,7). E itim düzeyi düflük gruplar (okur-yazar olmayan %33,4, yüksek okul mezunu %10,0) ve dar gelirli gruplarda (asgari ücretin alt %22,6, yüksek gelirli %15,5) obezite prevelans n n yüksek oldu u bulunmufltur. Mart 2007 7

Obezitenin bir di er nedeni de, s k aral klarla çok düflük kalorili diyet uygulanmas d r. H zl a rl k kay plar ço- unlukla vücuttan su kayb ile iliflkilidir ve normal beslenme düzenine geçince h zla geri al nmaktad r. Bu da bazal metabolik h z n yavafllamas na neden olmaktad r. Tekrar diyete baflland nda a rl k kayb daha zor ve yavafl seyretmektedir. Oluflan bu döngü uzun dönemde fliflmanl kla sonuçlanmaktad r. Obezite nin geliflimine zemin haz rlayan önemli nedenlerden biri de fiziksel aktivite yetersizli idir. Fiziksel aktivite fliflmanl n önlenmesinde oldu- u kadar, özellikle de zay flama diyetleri uygulayan kiflilerde ya s z vücut kitlesinin korunarak, ya kitlesinin kayb n art rmaktad r. Obezitenin hormonlar ve genlerle iliflkisine olan ilgi, leptinin keflfinden sonra yak n zamanda yap lan çal flmalarda daha da artm flt r. Leptin, vücut a rl n n uzun süreli kontrolünü düzenleyen bir hormondur. En önemli ifllevi, vücut ya dokusunun artmas na ba l olarak kandaki düzeyinin yükselmesi sonucu besin al m n azaltarak kilo kontrolünü sa lamas olarak bilinmektedir. Vücut ya n n artmas, serum leptin deriflimini art rarak ifltah azaltmakta ve enerji harcamas n art rmaktad r. Vücut ya deposu azald nda da serum leptin düzeyinde düflüfl olmakta, besin al m art r lmakta ve enerji kullan m nda düflüfl olmaktad r. Leptin düzeyindeki düflüklük, canl y pozitif enerji dengesine yönlendirmektedir. Leptinin bulunmamas durumunda besin tüketimi engellenememekte, enerji harcamas azalt lmakta ve böylece obezite oluflmaktad r. Leptinden sonra, fliflmanl kla ilgisi oldu u belirtilen orexin ve ghrelin hormonlar yla ilgili çal flmalara da rastlanmaktad r. Beynin hipotalamus adl bölgesinden kaynaklanan Orexin A ve orexin B, besin tüketimine yol açar. Ghrelinse vücuttaki ya oksidasyonunu azaltt ve besin al m n, sonuçta da vücuttaki ya lanmay art rd gösterilmifltir. Kan ghrelin düzeylerinin obez bireylerde daha düflük oldu u görülmüfltür. Vücut a rl n n düzenlenmesinde rol alan hormonal ve sinirel etmenlerin ço u genetik olarak düzenlenmektedir. Yeme davran fl nda etkili olan etmenler, ya hücre say s ile büyüklü ü ve ya n bedenin belirli bölümlerine da l m da kal t msald r. fiiflman anne baban n çocuklar n n da fliflman olma olas l %80 iken, anne baban n fliflman olmamas durumunda bu oran %10 dan daha azd r. Genetik etmenler, ya s z dokunun yap m, enerji harcamas ve fazla enerjinin depolanmas nda vücudun yatk nl n etkilemektedir. Ayn zamanda enerji harcamas n - n n düzenlenmesini de etkileyebilmektedir. Pozitif enerji dengesinin sa lanmas nda beslenmenin çok önemli rolü bulunmaktad r. Enerjiyi oluflturan besin ö elerinin oran önemlidir. Yüksek ya içerikli diyet ile fliflmanl k aras nda pozitif iliflki vard r. Benzer flekilde diyetin özellikle basit karbonhidrat oran n n yüksek olmas, fazla al nan enerjinin vücutta ya a dönüfltürülüp depolanmas ile yine vücut a rl n n art fl - na neden olmaktad r. Ö ün atlamak, ö ün aralar nda ya l -karbonhidratl besinlerin tüketimi, h zl yemek, afl r alkol tüketimi ve k zartma türü ya l besinlerin afl r tüketimi, obezitenin oluflumuna ciddi zemin haz rlamaktad r. Obezitenin Yol Açt Sorunlar Obezite özellikle geliflmifl ülkeler için önemli bir sa l k sorunudur. Özellikle insüline ba ml olmayan fleker hastal, koroner kalp hastal, yüksek tansiyon, baz kanser türleri, mide - ba rsak hastal klar, obstrüktif uyku apnesi (uykuda solunumun k sa süreli ve tekrarlamal olarak durdu u bir hastal k) ve baz romatizma türleri gibi hastal klarla s k iliflkisi vard r. Kalp-Damar Sistemi Solunum Sistemi Sindirim Sistemi Metabolik Hormon Sistemi Hareket Sistemi Böbrekler Üreme ve drar Sistemi Deri Yüksek tansiyon Koroner kalp hastal Serebrovasküler hastal k Varikoz venler Derin ven trombozu Solunum güçlü ü Uykuya ba l hipoventilasyon Uyku apnesi Obezite hipoventilasyon sendromu Hiatus hernia Safra tafllar Ya l karaci er ve siroz Kolorektal kanser Dislipidemi nsülin direnci Tip 2 Diabetes Mellitus Hiperürisemi Artm fl adrenokortikal aktivite De iflmifl dolaflan seks steroidleri ve ba layan globülin Meme kanseri Polikistik over sendromu Osteoartrit Sinir s k flmas Proteinüri Endometriyal kanser Prostat kanseri Stres inkontinans Akontozis nigrikans Lenfödem Ter döküntüleri Tablo. 3 Obezite ile iliflkili sa l k sorunlar * *Kopelman PG., Obezite ile iliflkili hastal klar n tedavisi, 2001 8 Mart 2007

Yap lan bir çal flmada, a rl k kayb - n n obez kad nlarda lipit ve lipoproteinlerin düflüflüne ba l olarak kronik risk faktörlerini olumlu yönde etkiledi- i bildirilmifltir. Epidemiyolojik veriler, vücut a rl ve obezitenin derecelerinin artmas n n yaflam süresinin k salmas n n önemli habercileri oldu unu do rulamaktad r. Artan vücut a rl - n n mekanik stresi de art rd düflünüldü ünde, obezitenin kas-iskelet sistemi üzerine de etkileri oldu u ve zamanla birçok mekanik bozukluklara yol açt bilinmektedir. Obezite nedeniyle etkilenen en önemli yap lardan biri omurgad r. Özellikle kar n bölgesinde biriken ya kitlesine ba l olarak kar n kaslar n n zay flamas, bel bölgesindeki kavisin artarak bu bölgedeki normal mekanik yap n n bozulmas na, zamanla omurlar aras disklerde yap sal bozulmaya ve bacaklar içine alan nörolojik tablolara yol açar. Yafl n ilerlemesi ile birlikte disklerin flok emici özelliklerinin azald göz önüne al n rsa, obezitenin etkilerinin yafll l kla artabilece i düflünülmelidir. Yürüme s ras nda vücut a rl n n, 2,7 kat ; koflma s ras nda erkeklerde 7, kad nlarda 4 kat kadar yük tafl yan kalça eklemi de afl r kilo ile büyük oranda etkilenen di er bir önemli yap d r. Yine normal yürüme s ras nda diz eklemi vücut a rl n n 4 kat yük tafl makta ve bu oran vücut a rl ile do ru orant l olarak artmaktad r. Eklem üzerine binen a rl n artmas, buna karfl n yüzeyin sabit kalmas ve diz eklemindeki flok emicimekanizmalar n buna uyum sa layamamas, ilerleyen zamanda eklem harabiyetine yol açar. TEDAV A rl k kayb, obeziteye ba l sorunlar azalt r, sa l düzenler ve yaflam süresi ile ilgili beklentileri art - r r. Bu konu di er taraftan sa l kla ilgili harcamalarda da ekonomik katk sa lar. Obezitenin mekanizmas tam olarak çözülemedi i için tedavi de s kl kla yetersiz kalmaktad r. A rl k kaybedenlerin ancak %5 i kaybettikleri a rl klar n koruyabilmekte, büyük bir oran ise tekrar al nmaktad r. Obezite tedavisi, diyet, egzersiz, davran flsal de ifliklikler, ilaçlar ve cerrahi yöntemlerle ve genellikle de birden fazla yöntemin birlikte kullan lmas ile tedavi edilir. Ancak halen tedavisi zor bir hastal kt r. En güvenli ve etkin tedavi yaklafl m yaflam tarz ve davran flsal de ifliklikler olsa da, bunlar n uygulamaya konmas pek de kolay de ildir. Obezite nadiren geçici olup kronik bir hastal k gibi ele al nmal d r ve bu nedenle de tedavisi uzun dönemlidir. Ciddi kalori k s tlamas yla önemli derecede a rl k kayb sa lanabilse de, kazan lan davran fl de iflikliklerini koruma çabalar olmazsa, kaybedilen ya lar geri kazan l r. Yeme al flkanl klar ve aktivitedeki kal c yaflam biçimi de ifliklikleri, kal c a rl k kayb ile sonuçlan r. Enerji al m n n k s tlanmas zay flamak için en etkili ve verimli yoldur. Örne in günde 500 kcal lik bir k s tlama, haftada yaklafl k 1/2 kg ya kayb - na neden olur. Oysa egzersizle günde 500 kcal lik enerji harcayabilmek çok güçtür. Yo un fiziksel aktivite zay flama sonras a rl k art fl n önleyebilir. Baz hastalar verilen yönergeler do rultusunda yeme al flkanl klar ve fiziksel aktivite davran fllar n kendi kendilerine de ifltirebilseler de, baz lar bunun için d flar dan deste e gereksinim duyarlar. Baz durumlarda obezite tedavisi için ilaç kullan m veya cerrahi gerekebilir. Obezitede T bbi Beslenme (Diyet) Tedavisi Obezitede beslenme tedavisinin amaçlar flunlard r: 1. Vücut a rl n arzu edilen düzeye indirmek: bu düzey kiflinin olmas gereken ideal a rl veya ideal a rl - n üzerinde bir a rl k olabilir. 2. Kiflinin bütün gereksinimlerini yeterli ve dengeli bir flekilde karfl lamak Mart 2007 9

fiekil.2 Obezite tedavisinde kullan lan yöntemlere bak fl 3. Kifliye yanl fl beslenme al flkanl klar yerine, do ru beslenme al flkanl klar n kazand rmak 4. Vücut a rl arzu edilen düzeye geldi inde tekrar kilo al m n engellemek ve sürekli bu düzeyde tutmak A rl k kayb n n korunmas için yeme al flkanl ndaki de iflikli in kal c olmas gerekir. Deneyimli bir diyetisyen, hastan n yeme al flkanl klar n n de erlendirilmesinde ve e itiminde yard mc olabilir. Hastadan al nacak ayr nt l bir diyet öyküsü, uygunsuz yeme davran fllar ndan baz lar n aç a ç kartabilir. Ard ndan hatal olanlar n düzeltilmesi ve belli bir yemek düzeni sa lanmas için tavsiyeler verilebilir. Önemli olan, diyet ve yeme al flkanl ile ilgili genel prensiplerin anlat lmas - d r. G dan n enerji içeri inin (özellikle ya oran n n) azalt lmas, bireyin daha az kalori alarak tok kalmas n sa layabilir. Ya dan zengin g da tüketiminin azalt lmas n n yan nda hastalar n anlamalar gereken bir baflka konu, su ve liften zengin g dalar n tüketimini art rman n da afl r kalori almadan tok kalmay sa layabildi idir. Yeteri kadar tokluk vermeyen kalorili içeceklerden uzak durulmal d r. Daha kolay zay flataca n iddia eden yeni moda baz diyetlerin ortak noktas, baz g dalar n obezite nedeni oldu unu veya baz g dalar n daha kolay zay flatabilece ini savunmalar d r. Asl na bak l rsa, bu diyetlerin ço u düflük kalori içerdiklerinden, uyguland - nda kiflileri zay flatabilir. Düflük karbonhidratl diyetlerin a rl k kayb nda al fl lm fl diyetler kadar etkili oldu u gösterilmifl bulunuyor. Ancak çok yo- un laboratuvar izlemi gerektiren ve uzun vadede iyi sonuçlar vermeyen bu düflük kalorili diyetlerin maliyeti de çok yüksektir. Tüm diyetlerde kilo kayb n n ilk faz h zl d r. Glikojen ve protein katabolizmas ile ilgili olarak belirgin s v kayb olur. 24-48 saat içinde glikojen depolar azal r. Kilo kayb için enerji aç - yaratacak flekilde bir diyet planlanmas, tedavinin temelini oluflturur. Sadece diyetteki ya miktar n azaltmakla 6-9 ayda ortalama 0,7-4,4 kg zay flan r. O nedenle obeziteye çok fazla bir etkisi olmaz; bu ifllem ancak obezite geliflimini önleyebilir. Magazin bas n nda yay mlanan bir çok diyette önerilmesine karfl n, özel bir g dan n yenmesi veya yenmemesi toplam enerji al m azalmad kça hiçbir avantaj sa lamaz. Bu diyetlerle genellikle devaml l k sa lanamaz ve diyetin b rak lmas durumunda kilo al m olur. Zay flat c Beslenme Program n n lkeleri fiunlard r: 1. Enerji: Kiflinin günlük enerji al - m, haftada 0.5-1 kg a rl k kayb n sa layacak flekilde azalt lmal d r. Bu düzey, ço unlukla kiflinin günlük almas gereken enerjisinden 500-1000 kkal lik bir azaltma ile sa lanabilir. Burada önemli olan verilen enerjinin bazal metabolizma h z n n alt nda olmamas gereklili idir. 2. Protein: Günlük enerjinin yaklafl k olarak %12-15 i proteinlerden gelmeli ve daha çok kaliteli protein kaynaklar kullan lmal d r. 3. Ya : Günlük enerjinin yaklafl k %25-30 u ya lardan sa lanmal d r. Ya l besinler de proteinli besinler gibi tokluk hissi verirler. Ayr ca ya da eriyen vitaminlerin (A, D, E, K vitaminleri vücutta kullan m n sa lamak için diyetin ya miktar çok azalt lmamal d r. 4. Karbonhidrat: Günlük enerjinin %55-60 karbonhidratlardan sa lanmal d r. fieker gibi basit karbonhidratlar n tüketimi azalt lmal, kurubaklagiller gibi kompleks karbonhidratlar n tüketimi art r lmal d r. 5. Vitamin ve mineraller: Zay flama diyetlerinde çok düflük kalorili diyetler uygulanmad kça vitamin-mineral yetersizliklerine rastlanmaz. Ancak çok düflük enerjili diyetlerde özellikle B grubu vitaminler, demir ve kalsiyum yönünden yetersizlikler oluflabilir. Bu nedenle vitamin-mineral eklenmesi gerekebilir. 6. Posa: Günlük 25-30 g posa al m yeterlidir. Sebze ve meyveler, kurubaklagiller, kepekli un ve kepekli ürünler önerilen do al posa kaynaklar d r. 7. Alkol: Çok düflük kalorili olmayan zay flama diyetlerinde e er kifli alkol tüketme al flkanl ndan vazgeçemiyorsa az miktarda tüketimine izin verilebilir. Ancak al nan alkollü içkinin enerjisi hesaplanarak günlük tüketilen enerjiden ç kar lmas gereklidir. 8. S v : Günlük en az 2-3 litre s v tüketilmelidir. Özellikle her ö ünde yeme e bafllamadan önce al nmas önerilmektedir. 9. Tuz: Kalp yetmezli i veya baflka nedenlerle ödem ve hipertansiyonu bulunan kiflilerde tuz k s tlanmal d r. 10. Ö ün zaman ve düzeni: Günlük beslenme program 4-6 ö ün olarak planlanmal d r. S k aral klarla beslenme, gere inden fazla yemeyi önler, ac kmay geciktirir ve bir sonraki ö ünde besin al m n azalt r. Diyet tedavisiyle uzun sürede bireye yeterli ve dengeli beslenme al flkanl kazand r lmal d r. Hatal zay flama programlar kiflilerin sa l n olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle en 10 Mart 2007

uygun beslenme program n n diyetisyen ve/veya beslenme ve diyet uzmanlar nca düzenlenip uygulanmas önemlidir. Dengeli bir diyette enerjinin %30 veya daha az ya lardan sa lanmal ve geri kalan n sebze ve meyveler oluflturmal d r. G da al m n n azalt lmas veya egzersizin art r lmas ile sa lanacak olan 250-500 kilokalorilik günlük bir enerji azalmas, a rl n haftada 0,25-0,5 kg azalmas na neden olur. Çok düflük kalorili diyetler bafllang çta büyük bir kilo kayb na yol açsa da bu diyetler s kl kla uzun süre devam ettirilemez, tekrar kilo alma oran çok yüksektir ve bu nedenlerle de pek tavsiye edilmez. Yap lsa dahi çok düflük kalorili bu diyetler 12-16 haftay geçmemelidir. Oluflmas muhtemel baz t bbi problemler nedeniyle böyle bir diyet uygulanacak hasta s k gözlem alt nda tutulmal d r. Diyet yapan hastalara günde en az 2 litre su içmeleri ve mutlaka alkolü kesmeleri veya al m n azltmalar önerilir. Diyetlerdeki protein bitkisel kaynakl olmal veya ya s z hayvan etlerinden sa lanmal d r. Diyet yaparken salata ve meyvalar art rmal, sebze yemeklerine a rl k vermeli ve ya l g dalar azalt lmal d r. fieker yerine tatland r c lar kullan lmal ve tuz al m k s tlanmal d r. Obezitede Egzersiz Tedavisi Fiziksel aktivitenin art r lmas zay flama program yapan kifliler için son derece önemlidir. Diyetle birlikte yap - lan egzersiz, vücut kas kitlesinin korunumu ve ya dokusunda kay plar art rmas ve de bazal metabolik h z n azalmas n engellemesi nedeniyle önemlidir. Aktivite türü, yap l fl flekli ve süresi, ya s z doku kitlesini dolay s ile de bazal metabolizma h z n etkiler. Bu nedenle, fiziksel aktivite düzeyi ya da aktivite faktörü hesaplamalar nda bazal metabolizma önemlidir. Yap lan her türlü fiziksel aktivite, bir faaliyet olmas nedeni ile O 2 tüketiminden dolay enerji harcamas n art r r. fiiflman bireyler, normal a rl kl bireylere oranla herhangi bir ifli belirli bir h z ve zamanda yapamad klar ndan, fiziksel aktivite karfl l nda harcad klar enerji daha azd r. Vücut cüsseleri fazla oldu- u için günlük enerji harcamalar fazla olsa da bu enerjinin a rl k birimi (kkal/kg) bafl na düflen miktar azd r. Çünkü fliflmanlar, vücudun her taraf n harekete geçiren aktiviteleri yapamazlar, bu nedenle aerobik kapasiteleri (O 2 kullanma) düflüktür. Uyku sürelerinin normal a rl kl bireylerden fazla oluflu, ço u fliflman n aktivite türlerinin normal a rl kl bireylere k yasla daha hafif düzeyde olmas, a rl k birimi bafl na düflen enerji harcamas n azaltmaktad r. Vücut a rl ndaki art fllar, bireyin egzersiz performans n etkiler ve e er belirli bir program dahilinde fiziksel aktivite yap l yorsa, fliflman bireylerin daha fazla enerji harcamalar na neden olmaktad r. Örne in, 50 kg a rl ndaki bir kifli koflarken dakikada 8.32 kkal harcarken, 98 kg olan bir kiflinin ayn (h z ve süre sabit) aktivite için harcad enerji dakikada 16 kkal d r. Fiziksel aktivite yap lmamas, pozitif enerji dengesi oluflturarak morbid obezitenin geliflimi ve ilerlemesinde etkin olmaktad r. Bir baflka çal flmada ise, obezitenin fiziksel inaktiviteye neden oldu u bildirilmektedir. Fiziksel aktivitenin art r lmas n n obezite tedavisindeki olumlu etkileri flu flekilde özetlenebilir: 1. Enerji harcamas n art rarak negatif enerji dengesini sa lar. 2. Vücut bileflimini etkiler, ya s z vücut a rl n art r r. 3. Kardiyo-vasküler kondisyonu gelifltirir. 4. Metabolik etkisi vard r, bazal metabolizma h z nda art fla neden olur. 5. Psiko-sosyal etkileri vard r. Yap lan çal flmalarda egzersizin hem obeziteyi, hem de yol açt olumsuzluklar önledi i ve tedavi etti- i bildirilmektedir Ya dokusunda kay p sa lamak için egzersiz program - n n en az 2 ay süreyle kesintisiz uygulanmas gereklidir. Egzersiz s kl n n günde en az 20 dakika süreyle, haftada 3-5 defa yap lmas önerilmektedir. A rl k kayb n n kal c l n sa lamak için egzersiz yaflam boyu sürdürülmelidir. Örnek Vaka Çözümü: 27 yafl nda, 160 cm boyunda, 77 kg a rl nda, orta düzeyde aktivitesi olan bir bireyin beslenme durumunun de erlendirilerek almas gereken diyet enerjisinin belirlenmesi. 1. Aflama: Kiflinin BK hesaplamas yap l r BK = A rl k (kg) / Boy 2 (m 2 ) = 77 / 1.602 = 30,1 kg/m 2 (Kifli I. Derece Obez) 2. Aflama: Kiflinin ideal (olmas gereken)bk ne göre ideal a rl bulunur. Ancak, olmas gereken a rl n %25 inden fazlas na sahip bireylerde formule a rl k afla daki gibi hesaplan r ve bundan sonraki ifllemlerde bu a rl k kullan l r.. deal a rl k = deal BK x Boy 2 (m 2 ) = 22 (Kiflinin yafl na göre ideal BK )x1.60 2 = 56 kg Kifli olmas gereken a rl n %27 fazlas na sahip oldu undan formule Mart 2007 11

a rl k kullan l r. Formule a rl k = (fiu andaki a rl k- deal A rl k) x 0,25 + deal A rl k = (77-56) x 0,25 + 56 = 61 kg 3. Aflama: Kiflinin enerji gereksinimi hesaplamak üzere öncelikle BMH hesaplan r. Bunun için; a. Çeflitli formüller kullan labilir (Harris-Benedict, Schofield gibi) b. Pratik olarak BMH hesaplanabilir. Kad nlar için: BMH = A rl k x 24 x 0.95 Erkekler için: BMH = A rl k x 24 x 1 c.bmh hesaplamalar nda özellikle son y llarda klinikte kullan lmas önerilen ergo-spirometre (Cosmed K4, medgem, bodygem, vb) denilen cihazlarla oksijen ve karbondioksit tüketimine dayal bir bazal metabolik h z ölçümü yap l r. Bu vakada pratik olarak BMH =61x24 x 0,95 =1390 kkal 4. Bundan sonraki aflama ise fiziksel aktivite eklemesi de yaparak kiflinin günlük enerji gereksinmesini bulmakt r. Bunun için de; Günlük Enerji Gereksinimi = BMH x Fiziksel aktivite katsay s = 1390 x 1.5-1.6 = 2085 kkal /gün 5. Bu kiflin zay flamas için günlük enerji gereksinimden yaklafl k olarak %25 veya 500-600 kkal lik bir eksiltme yap l r. Buna göre ; %25 eksiltme yap ld nda bu düzey=1550 kkal/gün 500-600kkal azalt ld ndaysa: 1585-1485~1535 kkal/gün Kifliye zay flamas için veilmesi gereken diyet enerjisi 1500 kkal/gündür. Burada vurgulanmas gereken en önemli nokta, zay flama diyetinin enerjisi hiç bir koflulda BMH n alt nda bir enerji olmamal d r. Yukar da verilen örnek tamamen bir teorik hesaplama olup diyetin kifliye özel oldu u ve konusunda uzman kiflilerce (diyetisyen / beslenme ve diyet uzmanlar ) de erlendirilmesi gerekti i unutulmamal - d r. DAVRANIfi DE IfiIKLIKLERI Davran fl de iflikli i program kendini izleme, uyaranlar n kontrolü, kendini ödüllendirme tekni i olmak üzere üç bilefleni içermektedir. Yeme iste ini ortadan kald rma davran fl, yeme i geciktirme ve yenenlerin miktar n azaltma davran fl, yediklerini azaltma ve ö ün geçifltirmede uzlaflma ve yaflam biçimine iliflkin davran fl de iflikli i kazand rma olmak üzere alt bafll klar içermektedir. Hay r Obez Hastalar n Diyet, Davran fl ve Egzersiz Tedavisinde zlenecek Yol Tedavi önemini vurgulama/zay flatma tedavisi e itimi Hay r Periodik a rl k, BK ve bel çevresi ölçümü Fazla kilolu hasta A rl k, boy ve bel çevresini ölç BK ni hesapla çevresi >35 (88 cm Evet dame Tedavi Deste i Diyet tedavisi Davran fl tedavisi Fiziksel aktivite BK >25 veya bel çevresi >35 (88 cm) (K) >40 102 cm (E) A rl k korumay ö ütle/di er risk faktörlerini bildir Hasta zay flamak istiyor mu? Evet Evet Hay r Klinisyen ve hasta zay flama ve risk faktörü kontrolü için birlikte hedef ve tedavi stratejisi belirler lerleme var/hedefe ulafl ld Evet Risk faktörlerini de erlendir BK 30 veya BK 25-29.9 veya bel çevresi >35 çevresi (K) >40 (M) ve 2 risk faktörü Hay r Evet Hay r A rl k kayb ndaki baflar s zl klar n nedenlerini de erlendir. 12 Mart 2007

Kifliye özel olarak planlanmayan beslenme programlar, k sa sürede h zl a rl k kayb n sa layan flok enerjili diyetler, tek tip besine dayal diyetler, karbonhidrat ve proteinlerini ay rma diyetleri, akupunktur ile birlikte yap - lan açl k diyetleri, diüretik etki yapan ilaçlar, otlar, çaylar ve saunalarla, zay flatt öne sürülen ve pek çok yan etkileri olan, hekim taraf ndan al nmas onaylanmam fl ilaçlar kiflinin sa l - n riske sokmaktad r Düzenli olmayan doktor muayeneleri sonucunda veya kendiliklerinden yeme al flkanl klar n de ifltiremeyen hastalar, bir davran fl terapistine baflvurmal d rlar. Bu terapinin amac, hastalar n obez olmalar na yol açan yeme, hareket ve düflünce tarzlar n de ifltirmelerine yard mc olmakt r. Bu amaçla küçük ama tutarl de iklikler yap lmas tercih edilmelidir. G da al m ve aktivitenin kendi kendine takibi, baflar n n anahtar d r. Obezite tedavisine uyumu güçlefltirecek düflünce yap s n n yeniden düzenlenmesini hedefleyen terapi yöntemleriyle, hastalar teslim olmalar - na yol açan düflünceleri belirleyerek onlarla mücadele edebilecektir. LAÇLA TEDAV Obez hastalarda ilaçla tedaviye afla- da belirtilen flartlarda ve ancak hastan n ilaçla tedaviye bafllamadan 2-4 hafta önce yeme al flkanl klar ve fiziksel aktivitesinde de ifliklik yapaca n, ilaç al rken diyet, egzersiz ve davran fl de iflikli i tedavilerine devam edece ini ve periyodik takiplere uyaca n kabul etmesiyle bafllanabilir. Beden kitle indeksinin 27kg/m 2 nin üzerinde olmas, A rl k kayb yla düzelme olas l olan bir veya daha fazla komplikasyon varl, Diyet ve agzersiz tedavilerinin baflar s z olmas. Daha önce denenen bir çok ilaç yan nda özellikle son y llarda fenfluramin ve deksfenfluramin içeren ilaçlarla yaflanan olumsuz deneyimler (pulmoner hipertansiyon ve kalp kapak hastal klar ) hekimlerin ço unun endikasyon olsa da ilaçla tedaviye baflvurmalar n engellemifltir. Bugün uzun süreli kullan m için var olan ilaçlar ya ifltah ya da ba rsaktaki lipaz enzimini bask layarak ya emilimini azalt rlar. Fentermin, 3 ay gibi k sa süreli kullan mlar için onay alm flken, sibutramine ve orlistat n daha uzun süreli kullan - m için onay verilmifltir. Obez hastalar ilac kestiklerinde tekrar kilo alma e iliminde olduklar ndan hem ilaçla birlikte diyet, egzersiz ve davran fl tedavileri uygulanmal, hem de uzun süreli kullan labilecek ilaçlar tercih edilmelidir. Sibutramine kullanan hastalar daha az açl k hissetmez; ama daha erken doyarlar. Bu ilac kullan rken ilk bir iki ayda a rl k kayb olmazsa ilaç sonland r lmal d r. Pankreastan sal nan lipaz isimli bir enzimin engellenmesiyle etkili olan orlistat, uygun dozlarda al nd nda diyetteki ya n %30 unun emilmesini önler. Ancak kar n a r s, fliflkinlik, d flk - lama dürtüsü, ya l d flk lama ve ya l lekelenme gibi yan etkileri vard r. Tedaviye devam ettikçe yan etkiler azal r. Bafllang ç ag rl n %10 undan fazlas - n n kaybedilmesi ve en az ndan yeni a rl n korunabilmesi durumunda tedavinin baflar s ndan söz edilir. CERRAH TEDAV Cerrahi yöntemlere baflvurmadan önce hasta detayl analizlerden geçirilmeli ve obezitenin herhangi bir genetik, endokrin, nörolojik patolojiden veya ilaç kullan m ndan kaynaklanmad - ortaya konmal d r. Aksi halde nedene yönelik tedavi tecih edilmelidir. Afl r obezitede, 18-60 yafl aras nda, En az 3 y ld r obezite problemi olan, Beden kitle endeksi 40' n üzerinde veya 30-40 aras nda olup beraberinde hipertansiyon, diyabet, uyku apnesi, artrit gibi efllik eden hastal k bulunan, En az 1 y ld r ilaç, diyet ve egzersize ra men kilo veremeyen, Hiç bir hormonal hastal, alkol ve ilaç ba ml l, fiizofreni, borderline kiflilik bozuklu u ve kontrolsüz depresyon gibi psikiyatrik hastal bulunmayan kifliler cerrahi tedavi için uygun adaylard r. Hastaya uygulanacak tedavi yönteminin detayl anlat lmas, hastan n ameliyattan sonra buna uyum sa layabilecek durumda olmas ve olas ameliyat risklerinin hasta taraf ndan kabul edilmesi durumunda ancak ameliyat gerçeklefltirilebilir. Mutlak baflar için koordineli çal flan hekim, diyet uzman, obezite alan nda deneyimli prsikolog veya psikiyatrist ve obezite cerrahi- Mart 2007 13

sinde (Bariatrik Cerrahi) deneyimli bir cerrahtan oluflan ekip gereklidir. Ameliyat olan hastalar n ideal a rl klar na ulaflmas beklenmemeli ancak, fazla olan vücut a rl n n %50-60 n kayb durumunda (yani 100kg fazlas olan bir hastan n 50-60kg yitirmesi) baflar l bir cerrahi tedaviden söz edilebilece i de unutulmamal d r. A rl k kayb n n büyük bir bölümü ilk bir iki y lda gerçekleflir iyi uygulanan programlarla bu kayb daha uzun sürelere yaymak olas d r. Obezitenin Tedavisinde Kullan lan Cerrahi Yöntemler Cerrahi Tedavi Yöntemleri - Implantable Gastrik Stimulasyon (Mide uyar c yerlefltirilmesi) - Ayarlanabilir Silikon Mide Band - Vertikal Gastroplasti - ntragastrik Balon (Mide içine Balon Yerlefltirilmesi) fiiflirilebilir bant bir rezervuardan ayarlanmas ile mide kapasitesinin küçültülmesi esas na dayan r. Ancak bant n inmesi(sistemdeki kaçaklara ba l ), enfekte olmas, midede erozyona ya da delinmeye yol açmas, bant n kaymas veya kötü yerlefltirilmesine ba l olarak bant n yukar s nda kalan alanda geniflleme ve çok h zl kilo kayb gibi istenmeyen yan etkileri mevcuttur. Bu istenmeyen komplikasyonlar n oluflmas sonucunda band n ç kar larak mini gastrik bypass gibi di- er bir yöntemin uygulanmas tercih edilmelidir. Özofagus (yemek borusu) Küçük mide poflu Pilor 12 parmak ba rsa Ç k fl fiekil 2: Vertikal Gastroplasti Silikon balon fiekil 3: Mide içi Silikon Balon Mide gibi yandafl hastal klar olan hastalara ya da elektif obezite cerrahisi için yüksek risk tafl yan Vücut Kitle ndeksi 50kg/m 2 üzerindeki uç düzeyde obez hastalarda, obezite cerrahisi öncesi uygulanabilir. fiekil 1a Laparoskopik Bant Rezervuar Vertikal Gastroplasti Bu yöntem, gastrik bypass (midenin devreden ç kar lmas ) yöntemine oranla üst kar nda daha az kesim gerektirmekte ve gastrik bypass ameliyat ndan daha k sa sürmektedir. Yaklafl k olarak ortalama kilo kayb 2 y lda %60 olup, bu giriflim laparoskopik teknikle de oldukça baflar l flekilde uygulanmaktad r. 12 parmak ba rsa Pofl Midenin bypass yap lan bölümü Uzun Roux baca fiekil 1b. Ayarlanabilir Mide bant - Gastrik Bypass - Biliopankreatik Diversiyon - Ba rsakla ilgili giriflimler Ayarlanabilir Silikon Mide Band lk olarak 1980 y l nda tarif edilen bu yöntemde kullan lan çok çeflitli bant mevcutsa da hemen tümünün iflleyifl mekanizmalar ayn d r. K saca midenin üst k sm na gerlefltirilen fliflirilebilir bir bant n cilt alt na yerlefltirilen Mide çine Silikon Balon Yerlefltirilmesi Bu balon, serum fizyolojik ile doldurulan, ayarlanabilir silikon bir balondur. Keskin kenarlar olmad ndan mide içinde serbestçe dolaflabilir ve direk röntgen filmlerinde görüntülenebilir. 18-60 yafl aras nda, Vücut Kitle ndeksi 35kg/m 2 üzerinde veya 30-35kg/m 2 aras nda olup, hipertansiyon, iskemik kalp hastal, diyabet, uyku apne sendromu, eklem rahats zl klar Kal n ba rsak Gastrik Bypass Ortak kanal fiekil 4. Roux-en-Y Bypas Bu yöntem özellikle uç derecedeki obezlerde, tatl a rl kl g dalarla beslenenlerde ve belirgin gastroözefagial reflüsü (mide ve yemek borusunda g da tutamama, yedi ini kusma) olan hastalarda tercih edilmektedir. Bu cerrahi ifllemle 5 y lda ki kilo kayb %63-77 aras nda de iflmektedir. Bugün için 14 Mart 2007

Safra kanal Kal n ba rsak mini gastrik bypass(mgb) ve Roux-en- Y Bypass olarak iki tipi vard r. Karaci- er yetmezli i, böbrek yetmezli i ve artropati(eklem hastal klar ) gibi ciddi komplikasyonlar nedeniyle jejunum ve ileumun (ince ba rsa n üst ve alt bölümleri) biribirine bypass yap ld yöntemler art k kullan lmamaktad r. Biliyopankreatik Çevirme Ortak kanal Yemek borusu nce ba rsak Mini Gastrik Bypass Ameliyat sonras mide Karaci er Bo um hatt Yeni ba lant fiekil 5. Mini Gastrik Bypass fiekil 6: Biliyopankreatik Çevirme Küçük mide kesesi Beslenme bölümü Biyopankreatik bölüm Bu ameliyatla sindirim sisteminin normal yolu de ifltirilerek hem sindirimi hem de emilimi önleyen k sa bir ortak kanal yarat lmaktad r. Geri dönüflsüz bir ameliyat olan biliopankreatik diversiyon ameliyat, hastalarda daha fazla kilo kayb na neden olmakta ve diareyi önlemektedir. Fakat kilo kayb yla beraber protein kalori malnütrisyonuna ve hipovitaminoza neden olmakta ve bu da ameliyat n morbiditesini art rmaktad r. Her ne kadar bu yöntemle 5 y lda mevcut kilonun %83 ünün kaybedildi i rapor edilse de yayg n kulllan m yoktur. G a m z e Ç I T A K A K B U L U T (Uzm. Dyt.) Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü D o ç D r M M a h i r Ö Z M E N Ankara Numune EAH Genel Cerrahi Klinik fiefi, TÜB TAK Bilim ve Teknik Dergisi Yay n Kurulu Üyesi P r o f D r H T a n j u B E S L E R Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Müdürü Kaynaklar Afridi AK, Khan A. Prevelance and etiology of obesity- An overwiev. Pakistan Journal of Nutrition, 3(1): 14-25, 2004. Anderson JW, Konz EC, Frederich RC, Wood CL. Long term weight loss maintenance: a meta-analysis of US studies, Am J Clin Nutr, 74:579-584, 2001. Artan N. Zay flama diyeti uyguayan yetiflkin kad nlarda biyokimyasal ve antropometrik bulgular n izlenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sa l k Bilimleri Enstitüsü Diyetetik Program Bilim Uzmanl Tezi, Ankara, 2003. Baysal A. Beden a rl n n denetimi. (Baysal A ve ark). Diyet El Kitab, Hatipo lu yay nevi, 4. bask, Ankara, 2002. Bilgiç P. Sporcu ve sporcu olmayan bireylerin vücut komposizyonu ve beslenme durumlar ile serum leptin düzeylerinin de erlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Sa l k Bilimleri Enstitüsü Diyetetik Program Bilim Uzmanl Tezi, Ankara, 2003. Bracco D, Thiebaud D, Chiolero RL, Landry M, Burckhardt P, Schutz Y. Segmental body composition assessed by bioelectrical impedance analysis and DEXA in humans. J Appl Physiol, 81 (6): 2580-2587, 1996. Bracco D, Thiebaud D, Chiolero RL, Landry M, Burckhardt P, Schutz Y. Segmental body composition assessed by bioelectrical impedance analysis and DEXA in humans. J Appl Physiol, 81 (6): 2580-2587, 1996. Casas YG, Schiller BC, Christopher AD, Seals DR. Total and regional body composition across age in healthy Hispanic and white women of similar sosioeconomic status, Am J Clin Nutr, 73: 13-18, 2001. Clasey JL, Kanaley JA, Wideman L, Heymsfield SB, Teates CD, Gutgesel ME, Thorner MO, Hartman ML, Weltman A. Validity of methods of body composition assessment in young and older men and women. J Appl Physiol, 86(5): 1728-1738, 1999. Djuric Z, Lababidi S, Heilbrum LK, Depper JB, Poore KM, Uhley VE. Effect of low-fat and/or low energy diets anthropometric measures in participants of the women s diet study, J Am Coll Nutr, 21(1): 38-46, 2002. Dunitz M, Kopelman PG. (ed: Dursun NA) Obezite ve liflkili Hastal klar n Tedavisi, Format Yay nevi, 1. Bask, stanbul, 2003. Ellis KJ. Human body composition: in vivo methods, Physiological Reviews, 80(2): 649-680, 2000. Ersoy G. fiiflmanl n önlenme ve tedavisinde fiziksel aktivitenin önemi. I. Ulusal Obezite Kongresi, Kongre Kitab. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, 8-10 Nisan stanbul, 125-155, 2001. Evans EM, Saunders MJ, Spano MA, Arngrimsson SA, Lewis RD, Cureton KJ. Body-composition changes with diet and exercise in obese women: a comparison of estimates from clinical methods and a 4-component model, Am J Clin Nutr, 70:5-12, 1999. Friedman JM. A war on obesity, not the obese. An evolutionary overview. Science; 229: 856-858, 2003 Gemert WG, Westerterp KR, Acker BAC, Wagenmakers AJM, Halliday D, Greve JM, Socters PB. Energy, substrate and protein metabolism in morbid obesity before, during and after massive weight loss, Int J of Obesity 24: 711-718, 2000. Goran M I. Measurement ssues related to studies of childhood obesity: assessment of body composition, body fat distribution, physical activity, and food intake, Pediatrics, 101:505-518, 1998. Han TS, Van EM, Seidell JC, Lean MEJ. Waist circumference action levels in the idendification of cardiovacular risk factors: prevelance study in a random sample. Br. Med. J., 311:1401-1405, 1995. Hansen RD, Roja C, Aslani A, Smith RC, Allen BJ. Determination of skeletal muscle and fat free mass by nuclear and dual-energy x- ray absorptiometry methods in men and women, Am J Clin Nutr, 70: 228-33, 1999. Jebb SA. Vücut bilefliminin ölçülmesi, Klinik Obezite. (Kopelman PG, ed). Laboratuvardan Klini e, 18-44, 1998. Jensen MD. Obesity. Chapter In: Cecil Textbook of Medicine (edited by Goldman L, Ausiello D )Bölümün Türkçe çevirisi: Volkan Yumuk, Türkçe Çeviri Editörü: Serhat Ünal, Günefl Kitapevi, Ankara, pp:1336-1348, 2006 Katch V, Becque MD, Marks C, Moorehead C. Basal metabolism of obese adolescents: inconsistent diet and exercise effects Am J Clin Nutr, 48: 565-569, 1988. Kopelman PG, Stock MJ. Clinical Obesity. Blackwell Science, UK, 1998 Kopelman PG. Obesity as a medical problem, Nature, 404:635-643,2000. Kopelman PG. Klinik Obezite, 1. bask, Tekin Ciltevi, 2002. McArdle WD, Katch FDI, Katch VL. Sports and Exercise Nutrition. Lippincott W.W., USA, 1999. Mercanl gil S. Yetiflkin bireylerde obezite denetiminde beslenme, V. Uluslarras Beslenme ve Diyetetik Kongresi, Kongre Kitab. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, 12-15 Nisan, 162-164, 2006. Nieman DC, Brock DW, Butterworht D, Utter AC, Nieman CC. Reducing diet and/or exercise training decreases the lipid and lipoprotein risk factors of moderately obese women. J Am Col Nutr, 21(4): 344-350,2002. Nordin M, Frenkel KH. Basic biomechanics of the skeletal system (ed: Nordin M, Frenkel KH) Lea and Febiger, Philadelphia, 118:149-168, 1980. Onat A, Avc Gfi, Soydan ve ark. Türk eriflkinlerinde kalp sa l n n dünü ve bugunü, TEKHARF çal flmas n n sa lad üç boyutlu harita, Kakakter Color Matbaas, stanbul, 1996. Özata M. Do ru Beslen formda kal.epsilon Yay nevi, Istanbul, 2004. Padwal RS, SR Majumdar. Drug treatments for obesity: orlistat, sibutramine and rimonabant. Lancet 369: 71-77, 2007 Pekcan G. fiiflmanl n tan m ve saptanmas, III. Uluslararas Beslenme ve Diyetetik Kongresi, Kongre Kitab. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, 12-15 Nisan, 93-104, 2001. Pekcan G. fiiflmanl k tan s nda antropometrik ölçümler ve yorumu. Ulusal Obezite Kongresi Diyetisyenler Sempozyumu Sunumlar Kongre Kitab. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, 8-10 Nisan 13-33, 2001. Pekcan G. Hastalar n beslenme durumunun saptanmas. Diyet El Kitab (Ed. Baysal A. Ve ark). Hatipo lu Yay nevi, Ankara, 61-106, 2002. Ross R, Rissanen J. Mobilization of visceral and subcutaneous adipose tissue in response to energy restiriction and exercise, Am J Clin Nutr, 60: 695-703, 1994. Rutledge R, Walsh T. Continued excellent results with mini gastric bypass: six year study in 2410 patients. Obesity Surgery 15: 1304-1308, 2005 Sa lam F. Kad nlarda fliflmanl n görülme s kl ve fliflmanl k oluflumunu etkileyen etmenler. Beslenme ve diyet Dergisi, 18:2: 195, 1989. Satman, Dinçça N, Karfl da K, fiengül A, Salman F, Sarg n M, Salman S, Bafltar, Tütüncü Y, Uygur S, Özcan C, Y lmaz T. TUR- DEP Group Yay n, 50:1, 142, 2000. Smith SR, Lovejoy JC, Greenway F, Ryan D, Dejonge L, Btetonne J, Volafova J, Bray GA. Contributions of total body fat, abdominal subcutaneous adipose tissue compartments, and visceral adipose tissue to the metabolic complications of obesity, Metabolism, 50(4): 425-435, 2001. Steindler A. Kinesiology of the human body under normal and pathological conditions, Charles C. Thomas Publishers. Springfield, 142-146,1975. Suter E, Hawes RM. Relationship pf physical activity, body fat, diet, and blood lipid profile in youths 10-15 yr. Medicine and Science in Sports and Exercise. 25(6), 748-754, 1993. Thomas EL, Saeed N, Hajnal JV, Brynes A, Goldstone AP, Frost G, Bell JD. Magnetic resonance imaging and total body fat, J Apply Physiol, 85(5): 1778-1785, 1998. Tounian P, Dumas C, Veinberg F, Girardet JP. Resting energy expenditure and substrate utilisation rate in children with leanness or obesity. Clinical Nutrition, 22(4:) 353-357, 2003. Treuth MS, Butte NF, Wong WW, Ellis KJ. Body composition, prepubertal girls: comparison of six methods. Int J of Obesity, 25: 1352-1359, 2001. Turgut A, Tatar NO. De iflik egzersiz türlerinin zay flamaya etkisi. Beslenme ve Diyetetik Dergisi. 25(1): 35-39,1996. Tylavsky FA, Lohman TG, Dockrell M, Lang T, Schoeller DA, Wan JY, Fuerst T, Cauley JA, Nevitt M, Haris TB. Comparison of the effectiveness of 2 dual-energy x-ray absorptiometers with that of total body water and computed tomography in assessing changes in body composition during weight change. Am J Clin Nutr. 77:356-63, 2003. Utter AC, Scott JR, Oppliger RA, ve ark. A comparison of leg to leg bioelectrical impedance and scinfolds in assessing body fat in collegiate wrestlers, J Strength Cond Res., 15(2), 157-160, 2001. Van Itallie TB. Health implications of overweight and obesity in the United Statates, Ann Intern Med, 103:983-988, 1985. Withers RT, Laforgia J, Pillans K, Shipp NJ, Chatterton BE, Scuhultz G, Leaney F. Comparisons of two, three and four compartment models of body composition analysis in men and women, J Appl Physiol, 85(1): 238-245, 1998. World Health Organisation (WHO). Obesity: preventing and managing the global epidemic. Report of a WHO consultation on obesity. WHO Genova, 894, 2000. Zorba E, Ziyagil MA. Vücut Kompozisyonu Ölçüm Metodlar, Erek Ofset, Trabzon, 1995. http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs311/en/index.html, 20.02.2007. http://www.obesity-online.com/ http://www.obezitecerrahisi.com http://www.turkobesitysurgery.com/ http://www.asbs.org http://www.weightlosssurgery.com.au Mart 2007 15