DÜNYADA VE TÜRKİYE DE MERSİN BALIKLARINI KORUMA STRATEJİLERİNE BAKIŞ



Benzer belgeler
Nesli Tükenme Tehlikesindeki Mersin Balıklarını (Acipenseridae) Koruma Stratejilerinin Değerlendirilmesi

MERSİN BALIĞI YAVRU ÜRETİM ÇALIŞMALARI

ÇALIŞTAY V. OTURUM Oturum başkanı: Prof. Dr. Recep BİRCAN - Sinop Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi

SU ÜRÜNLERİ AVCILIK TEBLİĞİ VE CITES SÖZLEŞMESİNDE MERSİN BALIKLARININ YERİ. Konuşmacı: Ali Osman Karakaş-TKB- Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

ÜLKEMİZDE KALKAN BALIĞI ÜRETİMİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ

2009 YILI FAALİYETLERİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU DOÇENT : SİNOP ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ SİNOP

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

BUĞDAY RAPORU

ELEVATÖRLER-KONVEYÖRLER SEKTÖR NOTU

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü KARADENİZ BÖLGESİNDE MERSİN BALIĞI ÜRETİM İMKANLARININ ARAŞTIRILMASI

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Türkiye de Kalkan Balığı Yetiştiriciliğinin Gelişimi

Su Ürünleri Avcılığı. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı Dr. M. Altuğ ATALAY

EGE SU ÜRÜNLERİ VE HAYVANSAL MAMULLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ EGE İHRACATÇI BİRLİKLERİ

CITES 16. Taraflar Konferansı Bangkok TAYLAND

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

TOHUMLUK İHRACATI UYGULAMA GENELGESİ (2013/4)

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ARICILIK

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU / 9 Ay PAGEV

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

SU ÜRÜNLERİ VE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008

PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU

TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

KAYNAK MAKİNELERİ SEKTÖRÜ NOTU

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İLAÇ, ALET VE TOKSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Dr. A. Alev BURÇAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE KOZMETİK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ NOTU

PAGEV TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2016 / İLK 9 AY

TEKSTĠL VE KONFEKSĠYON MAKĠNELERĠ SEKTÖR NOTU

TÜRKİYE Su Ürünleri Üretimi

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

MAVRUŞGİL (Sciaena umbra) VE KÖTEK (Umbrina cirrosa) BALIKLARININ BİYOEKOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Ayakkabı Sektör Profili

PİSİ BALIĞININ KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

HALI SANAYİ. Hazırlayan Ümit SEVİM, Alpaslan EMEK T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Tilapia Yetiştiriciliğine Giriş

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

2013/ 2014 (%) 3301 Uçucu Yağlar ,63 3,97

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTATİSTİK VE BİLGİ SİSTEMLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI İŞ TANIMI VE GEREKLERİ BELGELERİ

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MANİSA TİCARET BORSASI

TÜRKİYE. PLASTİK AMBALAJ SEKTÖRÜ 2010 YILI DEĞERLENDİRMESİ ve 2011 YILI BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci Genel Müdür

DÜNYA VE TÜRKİYE PLASTİK MEDİKAL MALZEMELER SEKTÖR RAPORU PAGEV

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

OLTA BALIKÇILIĞI, İLLEGAL AVCILIK VE KORUMA STATÜSÜ Burak KALAÇ 1, *

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Sıra Ürün Adı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

BALIKÇILIK ve SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KAUÇUK VE PLASTİK MAKİNALARI SEKTÖR NOTU

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 6 Ay PAGEV

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

cfyesli Tehlike <vvltında Bulunan Tlavvaıı ve ' Bitki Türleri

TOHUMLUK ĐHRACATI UYGULAMA GENELGESĐ (2015/4)

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

BATMAN TİCARET BORSASI

Daha fazla bilgi için, Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, Uluslararası Ticaret Politikası Bürosu, Tarife Bölümü ile temas kurunuz.

PAGEV TÜRKİYE PLASTİK İNŞAAT MAMÜLLERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU Ay

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI İLK 3 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ Barbaros Demirci PLASFED Genel Sekreteri

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Transkript:

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE MERSİN BALIKLARINI KORUMA STRATEJİLERİNE BAKIŞ Yrd.Doç.Dr. Serap USTAOĞLU TIRIL-Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, 57000 SİNOP Giriş İlk bakışta Mersin ilini çağrıştıran mersin balıklarının adını nereden aldığı merak uyandıran bir konudur. Bilindiği üzere Mersin ili adını mersin bitkisinden almaktadır. Mersin balığının vücudu üzerindeki kemik plakalar, mersin bitkisinin dörtgen şekilli dikensi yapraklarını andırmaktadır. Aynı zamanda mersin balığının yumurtaları, bitkinin yuvarlak meyvelerine benzemektedir. Bu iki nedenle mersin balığı adının verildiği tahmin edilmektedir. Mersin balıklarını dünya sularındaki en değerli balıklar olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Nitekim havyar adı verilen işlenmiş yumurtası dünya çapında çok değerli ve pahalı bir gıda maddesidir. Mersin balığı avcılığı özellikle Hazar Denizi kıyısındaki ülkeler için çok önemli bir gelir kaynağıdır. Havyarının bu kadar değerli olması aynı zamanda bu balıklar için bir dezavantaj oluşturmaktadır. Neslinin tehlike altına girmesindeki temel nedenlerden biri, havyarı için aşırı ve kaçak avlanmasıdır. 200 milyon yıldır dünya üzerinde bulunan mersin balıkları, Avrupa, Asya ve Amerika kıtasının Kuzey yarımkürede bulunan sularında iki familya (Acipenseridae, Polyodontidae) ve 27 türle temsil edilirler. Bir taraftan kıkırdak iskelete diğer taraftan kemik plakalara ve baş iskeletine sahip olan mersin balıkları, Osteichthyes (kemikli balıklar) sınıfına ve Acipenseriformes takımına dahildir. Acipenseridae familyası 25 (Acipenser-17 tür; Huso-2 tür; Pseudoscaphirhynchus-3 tür; Scaphirhynchus- 3 tür) ve Polyodontidae familyası ise iki tür ile temsil edilmektedir. Kuzey yarımkürede yaşayan bu balıklar, başlıca Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, İran gibi Hazar Denizi ne kıyısı olan ülkelerde; Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan ve Türkiye gibi Karadeniz e kıyısı olan ülkelerde, Kuzey Amerika da ve ayrıca büyük nehir sistemlerine sahip olan Avrupa ülkeleri ile Çin de dağılım göstermektedir. Dünya çapında en yaygın türlerden biri A. sturio dur. Karadeniz, Akdeniz, Baltık Denizi, Avrupa nın bütün batı kıyıları ve Avrupa daki hemen hemen bütün nehir sistemlerinde bulunan bu tür aynı zamanda günümüzde nesli en tehlikede olan iki türden biridir. Son verilere göre sadece Fransa daki Gironde nehrinde ve Gürcistan daki Rioni nehrinde doğal populasyonları kalmıştır. Almanya sularında tamamen tükenen bu türü tekrar doğal sulara kazandırmak üzere Fransa kökenli balıklar Alman nehirlerine bırakılmaktadır. 2008 yılında Almanya nın Elbe nehrinde bu tür bir çalışma yapılmış olup kültür kökenli 50 birey markalanarak nehre bırakılmış ve izleme çalışmaları başlatılmıştır. Türkiye sularında beş tür mersin balığı olduğu bilinmektedir. Bu türler A. sturio, A. gueldenstaedti, A. stellatus, A. nudiventris ve Huso huso dur. Acipenser persicus un da Türkiye sularında bulunduğu bazı kaynaklarda bildirilmektedir. Karadeniz de bulunan bir diğer tür de kuzeyde Rusya kıyılarında denize kadar inebilen tatlı su mersini A. ruthenus dur. Ancak bu türün Türkiye sularındaki varlığı bazı kitaplarda bildirilse de, kesin bir kanıt yoktur. Mersin balıkları uzun ve yuvarlağımsı bir vücut formuna sahiptir. Öne doğru sivrilmiş baş kısmı, birçok kemiğin birleşiminden oluşmuş bir zırhı andırır. Vücut, sırtta ve yanlarda birer, karında iki sıra olmak üzere kemik plakalarla kaplıdır. Bu plakaların şekli, büyüklüğü, rengi ve sayısı tür tayininde önemli rol oynamaktadır. Sırt yüzgeci oldukça geride ve kuyruk 7

Dünyada ve Türkiye'de Mersin Balıklarını Koruma Stratejilerine Bakış yüzgeci heteroserktir. Başın alt kısmında bulunan dişsiz ağız öne doğru uzama özelliğine sahiptir. Ağız önünde bir sıra halinde dört adet, çok sayıda dokunma ve tat alma özelliğine sahip hücrelerden oluşan bıyıklar bulunmaktadır. Alışılagelmiş balık formundan farklı olan bu morfolojik özellikler nedeniyle mersin balıkları medya tarafından kamuoyuna sıkça yanlış tanıtılmaktadır. Avcılığı tamamen yasak olan bu balıklar zaman zaman tezgahlarda kaçak olarak satılmakta ve 300-400 kg lık balıklar medyada Karadeniz Canavarı ya da Mersin Köpek Balığı olarak nitelendirilmektedir. Bu durum aslında korunmaya muhtaç olan ve çeşitli uluslar arası sözleşmelerle de koruma altında olan bu balıkların kamuoyunda yanlış tanınmasına neden olmakta ve koruma faaliyetlerine zarar vermektedir. Oysa bu balıklar canavar değil aksine korunmaya muhtaç zararsız balıklardır. Mersin balığının en önemli düşmanı insanlardır. Bu balığın yumurta ve yavru dönemlerinde bir çok düşmanı olmasına rağmen erişkin bireylerin tek düşmanının insan olduğu söylenebilir. Mersin balıkları milattan önceki dönemlerden günümüze kadar özellikle havyarı nedeniyle her zaman büyük önem taşımışlardır. Tarih kayıtlarında mersin balıklarının M.Ö. 2500 lü yıllarda Dinyester de avlandığından, büyük kutlamalarda süslenmiş bir şekilde ikram edildiğinden, resimlerini taşıyan paralar bastırıldığından bahsedilmektedir. Mersin balığı havyarının politik açıdan da büyük önem taşıdığı, hatta havyar yüzünden savaşlar yapıldığı bildirilmektedir. Ancak avcılığının en yoğun yapıldığı 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında havyarının yanında etinin pek değeri yoktu. Özellikle işçi sınıfının yediği ucuz bir gıda idi. Aşırı avcılık nedeniyle 20. yüzyılın başlarında yıpranan mersin balığı stoklarının, 60 lı yıllarda doğal üreme alanlarını oluşturan nehirler üzerine barajların inşaasıyla birlikte üreme alanları da büyük oranda tahrip olmuştur. Aynı yıllarda evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmaksızın bertaraf edilmesinde en kolay alıcı ortam olarak nehirlerin görülmesi de üreme alanlarının tahribatını artırmıştır. Günümüzde de aynı etkenler mevcut olduğundan mersin balıklarının sayıları her geçen gün biraz daha azalmaktadır. Dünyadaki mersin balığı avcılığının % 90 ı, stokların en yoğun bulunduğu yer olan Hazar Denizi nde gerçekleşmekteydi. Avcılık verilerinin en yüksek olduğu dönem 70 li yılların sonları olup FAO istatistiklerine göre 1977 yılında dünyada 32.078 ton mersin balığı avlanmıştır. Bu rakam 1986 yılında 24.674 tona, 2000 yılında 2.603 tona, 2006 yılında ise 940 tona gerilemiştir. Doğal stoklardaki gerileme devam ettikçe mersin balıklarının akuakültürdeki önemi artmaya başlamıştır. Mersin balığı yetiştiriciliği ilk olarak 1869 yılında F. Ovsyannikov tarafından Rusya da A. ruthenus un suni üretimi ile başlamış olup bunu 1875 de ABD de S. Green tarafından A. fulvescens in ve 1886 da Almanya da Frauen ve Mohr tarafından A. sturio nun suni üretimi konusundaki çalışmalar izlemiştir. Mersin balıklarının ticari anlamda üretiminin başlangıcı ise 1980 li yılların sonlarına denk gelmektedir. Yine FAO verilerine göre 1986 yılında 180 ton olan mersin balığı yetiştiriciliği, 2000 yılında 3.158 tona, 2006 yılında ise 21.319 tona yükselmiştir. Mersin balığı üretim ve yetiştiriciliği özellikle havyar üretimi amaçlı yapıldığından, yetiştiriciliğe olan ilginin artması ve kültür kökenli havyarın piyasada yerini alması, doğal stoklara olan baskının bir ölçüde azalmasına neden olabileceğinden yetiştiricilik çalışmaları da koruma stratejisi olarak değerlendirilebilir. Koruma Stratejileri Mersin balıklarını koruma stratejileri arasına uluslar arası sözleşmeler ve anlaşmalar, etiketli havyar uygulaması, stok takviyesi uygulamaları, habitat rehabilitasyonu, uluslar arası ve ulusal sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri ve bilimsel çalışmalar sayılabilir. 8

Uluslararası ve Ulusal Sözleşmeler Uluslararası sözleşmelere örnek olarak CITES ( Nesli Tehlike Altındaki Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) verilebilir. Son yıllarda yaşama alanları hızla tahrip edilen yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticarette sürekli artan değere sahip olmaları, her geçen gün bu türlerin nesillerinin devamını tehdit etmektedir. Önlem almada geç kalındığından pek çok canlı türünün nesli tükenmiş ya da tükenme noktasına gelmiş, bir çoğunun nesli ise sadece üretim çalışmalarıyla sürdürülebilir hale gelmiştir. Diğer taraftan tehdit altında olmayan ancak yoğun ticaret nedeniyle gelecekte nesillerinin devamı risk altına girecek türler de vardır. Uluslararası ticaretin ortaya çıkardığı problemler ilk olarak 1960 yılında eski adı Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, şimdiki adı Dünya Koruma Birliği (The World Conservation Union) olan IUCN nin 7. genel kurultayında uluslararası boyutta tartışılmıştır. 1963 de IUCN Genel kurultayında yabani türler ya da onların derileri ve trofelerinin ihracatı, transit ve ithalatı yönetmelikleri üzerine bir uluslararası sözleşme kararı alınmış ve bir taslak hazırlanmıştır. Taslaklar 1967, 1969 ve 1971 yıllarında hükümetlere gönderilmiş ve hükümetlerin incelemeleri sonucunda final taslak 1973 de Washington da 80 ülkenin katıldığı bir konferansta tartışılmıştır. 3 Mart 1973 de 21 ülke Nesli Tehlike Altındaki Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme yi (CITES ya da Washington Sözleşmesi) imzalamıştır. Sözleşme 1 Temmuz 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Bugün CITES Sözleşmesi 173 taraf ülkeyi kapsayan gerçek bir küresel sözleşme özelliği taşımaktadır. Ek listelerinde yer alan 30 binden fazla hayvan ve bitki türünün uluslararası ticareti bu sözleşme hükümlerine göre düzenlenmektedir. Sözleşme isminde belirtildiği gibi sadece nesli tehlike altındaki türleri değil bu türlerle birlikte nesilleri henüz tehlike altına girmemiş fakat uluslararası ticaret nedeniyle tehlikeye girebilecek türleri de kapsamaktadır. CITES sözleşmesinin I, II ve III nolu eklerinde, ticaretten etkilenen ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan türler listelenmiş ve bu türlerin ticaretine ilişkin sınırlamalar ve yasaklamalar getirilmiştir. EK I, ticaretten etkilenen veya etkilenebilen ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bütün türleri kapsamaktadır. Bu türler ciddi anlamda tükenme tehlikesinde olup ticareti yalnızca istisnai durumlarda ve özel izinle mümkündür. EK II, halen nesilleri mutlak olarak tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olmamakla birlikte ticareti sıkı mevzuatlara tabi tutulmadığı takdirde soyu tükenebilecek olan türleri kapsar. EK III listesi ise herhangi bir taraf ülkenin kendi yetki alanında düzenlemeye tabi tuttuğu ve aşırı kullanımı önlemek veya kısıtlamak amacıyla diğer taraflarla işbirliğine ihtiyaç duyduğu türleri kapsar. Mersin balığı türlerinden Acipenser brevirostrum un ticareti 1976 dan itibaren, Acipenser sturio nun ise 1986 dan itibaren CITES kapsamında kontrol altına alınmıştır. Bu iki mersin balığı türü EK I de listelenmektedir. 1 Nisan 1998 den itibaren ise diğer bütün mersin balığı türleri (25 tür) CITES kapsamında EK II de listelenmiş ve ticareti kontrol altına alınmıştır. Halen 173 ülkenin üyesi olduğu CITES ile, bütün mersin balığı türleri koruma altında olup, bu balıkların ve balıklardan elde edilen ürünlerin (havyar, et, canlı balık ve balık yumurtası) dünya çapındaki ticareti kontrol edilmektedir. CITES sayesinde, bir taraftan dünya çapındaki havyar kaçakçılığı önlenmeye çalışılırken, diğer taraftan mersin balıklarının en önemli yayılış alanlarından biri olup altı mersin balığı türünü barındıran ve dünya çapındaki havyar üretiminin % 90 ının gerçekleştiği Hazar Denizi nde mersin balığı stoklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanması hedeflenmektedir. Hazar Denizi ne kıyısı olan Rusya Federasyonu, 9

Dünyada ve Türkiye'de Mersin Balıklarını Koruma Stratejilerine Bakış Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve İran, kendi sularında yaptıkları stok çalışmaları sonuçlarına göre kota talep etmekte ve CITES sekreteryası tarafından onaylanan kotalara göre yasal olarak avcılık ve ihracat yapmaktadır. Tablo 1 de Hazar Denizi ne kıyısı olan ülkelerde 2008 yılı havyar kotaları yer almaktadır. Tablo 1. Mart 2008-Şubat 2009 tarihleri arasındaki havyar ihraç kotaları (kg) (Anonim 2008g) Tür Azerbaycan Iran Kazakistan Rusya Federasyonu Türkmenistan Acipenser gueldenstaedti 3360 1000 3070 20000 - A. nudiventris - - - - - A. persicus - 37000 - - - A. ruthenus - - - - - A. stellatus 3000 3200 8500 3500 - Huso huso 300 1 000 1 700 700 - CITES sekreteryası, Hazar Denizi nde mersin balığı avcılığını tamamen durdurma yetkisine de sahiptir. 2001 yılında Paris Anlaşması adı verilen bir anlaşma kapsamında, Hazar Denizi ndeki aşırı seviyede kaçak avcılık ve havyar ticaretini gerekçe göstererek Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ın havyar ihracatına geçici bir yasak getirmiştir. Bu anlaşma, adı geçen ülkelere 2001 yılı sonuna kadar sularındaki stoklara ilişkin bilimsel surveyler yapma ve bir yönetim planı geliştirme zorunluluğu getirmiştir. Hazar Denizi ne kıyısı olan beşinci ülke İran a ise herhangi bir yasak uygulanmamıştır. Türkiye, CITES a 134. taraf ülke olarak 20 Haziran 1996 yılında katılmış ve sözleşme 22 Aralık 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin yürütülmesinde Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yönetim mercileri olarak, TÜBİTAK ise bilimsel merci olarak tespit edilmiştir. Türkiye nin sözleşmeyi imzalamasıyla birlikte mersin balığı ve havyarının ticaretinde sözleşme kapsamında kontrol zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin taraf olduğu CITES sözleşmesi gereği mersin balıklarını koruma ve nesillerinin devamını sağlama konusunda önlemler alma yükümlülüğü de bulunmaktadır. Karadeniz de Türkiye sularında doğal olarak bulunan mersin balıklarından A. sturio EK I, A. gueldenstaedti, A. stellatus, A. nudiventris ve H. huso ise EK II kapsamındadır. 1970 li yıllara kadar mersin balıklarının aşırı ve bilinçsiz avcılığı nedeniyle Türkiye sularındaki mersin balıklarının sayılarının azaldığının farkına varılmış ve ilk olarak 1975-1976 av mevsimine ait su ürünleri avcılığını düzenleyen sirkülerde, stokların kendini yenileyebilmesine fırsat vermek amacıyla, Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin civarında avcılık yasaklanmış, diğer bölgelerde ise 140 cm den küçük Huso huso ve diğer türlerin 15 kg dan küçüklerinin avlanması yasaklanmıştır. 1996 yılından itibaren ise Türkiye nin CITES a imza koymasıyla mersin balığı avcılığı tamamen yasaklanmıştır. Etiketli Havyar Uygulaması Özellikle Sovyetler Birliği nin parçalanmasından sonra, dünya çapında havyar üretiminin en yoğun yapıldığı yer olan Hazar Denizi ndeki stoklar üzerindeki mevcut kontrol sistemi çöküntüye uğramıştır. Artan aşırı avcılık sonucunda stoklarda meydana gelen azalma, hem koruma önlemlerinin artırılmasını hem de rehabilitasyonu zorunlu hale getirmiştir. 2000 yılında CITES in 11. toplantısında yasa dışı havyar ticaretini önlemek ve yasal yoldan havyar 10

ticaretini kontrol etmek üzere havyar kutularının etiketlenmesi kararlaştırılmıştır ve bu konuda çalışmalar başlatılmıştır. 2002 yılında hem doğal stoklardan hem de kültür balıklarından elde edilen havyarın ihracında ve ithalinde kullanılan bütün kutularda kullanılmak üzere ortak bir etiketleme sistemi geliştirilmiştir. Bu sisteme göre kutular üzerinde tür kodu havyarın cinsi, menşei kodu, ülke kodu, üretim yapan işletme ve bireysel marka bulunması zorunluluğu getirilmiştir (Şekil 1). Şekil 1. Havyar etiketleme sistemi (URL 2008h) Stok Takviyesi Uygulamaları Mersin balığı stoklarının en büyük kısmının bulunduğu Hazar Denizi ve Azak Denizi nde 50 li yıllardan itibaren mersin balıklarının üreme alanlarını oluşturan nehirlerde kurulan barajlar nedeniyle meydana gelen doğal üreme kayıplarını telafi etmek üzere stok takviyesine başlanmış ve bu yolla doğal stokların korunması ve artırılması yoluna gidilmiştir. Barajlar nedeniyle azalan yumurtlama alanlarını telafi için 1954-1965 yılları arasında Sovyetler Birliği nde 13, Iran da 1 üretim istasyonu kurulmuştur. 1980-1990 yılları arasında 2-3 gramlık 100 milyondan fazla yavru üretilerek stok takviyesi amaçlı kullanılmıştır. Sovyetler Birliği nde 1955-2000 yılları arasında 2.2 milyar yavru üretilmiş ve stok takviyesi için kullanılmıştır. Bu balıkların geri dönüşü yıldan yıla değişmekle birlikte % 1 gibi çok düşük bir seviyede kalmıştır. Stok takviyesi çalışmalarının sonucunda 1975-1985 yılları arasında av miktarı 25.000-30.000 ton seviyelerine ulaşmıştır. Ancak 1990-1992 yılları arasında 15.000-16.000 ton a, 2000 li yılların başında ise 2000 ton civarına gerilemiştir. Bu gerilemenin ana nedeni kontrol edilemeyen kaçak avcılıktır. Stok takviyesi çalışmaları hem koruma amaçlı hem de üretim miktarını artırmak amacıyla yapılmaktadır. Stok takviyesi uygulamalarının doğal stokların devamlılığını sağlamada tek başına yeterli olmadığı bir gerçektir. Diğer taraftan kuluçkahanelerde kullanılabilecek özellikteki dişi balıkların doğal ortamdaki sayısı zaten sınırlı olduğundan bu balıkların stok takviyesi çalışmaları için doğadan çekilmesi her zaman önerilen bir uygulama değildir. Sonuç olarak, kuluçkahaneler sayesinde belli bir dereceye kadar stok takviyesi sağlansa da bu durum doğal 11

Dünyada ve Türkiye'de Mersin Balıklarını Koruma Stratejilerine Bakış üremenin yerini tam olarak alamamıştır. Bu nedenle mersin balıklarının neslinin devamının sağlanmasında doğal üreme ve yaşama alanlarının rehabilitasyonu şarttır. Habitat Rehabilitasyonu Rehabilitasyon çalışmaları hem uzun süren hem de maliyeti yüksek uygulamalardır. Mersin balıklarının üreme alanlarını oluşturan büyük nehirlerdeki baraj ve setler su rejimini etkileyen en önemli unsurlardır. Su rejiminin üremeyi engellemeyecek şekilde ayarlanması gerekirken diğer taraftan dip yapısının da üreme için elverişli olması gereklidir. Bütün bunların yanı sıra anaç balıkların nehre girişini ve ilerlemesini engelleyen tekne trafiği, ışıklandırma, avcılık ya da tarımsal amaçlı sulama suyu alımı gibi faaliyetlerin de göz önünde bulundurulması gereklidir. Nehirlerdeki rehabilitasyon ve restorasyon çalışmaları genellikle gelişmiş ülkelerde uygulanan yöntemler olup özellikle Kanada ve ABD gibi doğal mersin balığı stoklarına sahip olan ancak aşırı avcılık, habitat tahribatı ve kirlilik gibi nedenlerle günümüzde sayıları azalan mersin balıklarının doğal yaşama ve üreme alanlarında yürütülmektedir. Bu tür çalışmalara örnek olarak Kolombiya nehrinin ABD ve Kanada sınırları içinde kalan kısımlarında her iki ülkenin işbirliği ile 2000 yılında başlayan bir proje verilebilir. Proje, A. transmontanus (beyaz mersin balığı) stokların son durumunun belirlenmesi, habitat incelemeleri, doğal üreme alanlarının tespiti ve rehabilitasyon imkanlarının araştırılması gibi çalışmaları kapsamaktadır. 1400 anaç A. transmontanus bulunduğu tespit edilen Aşağı Kolombiya nehrinde doğal üremenin tamamen durması halinde bu türün 2044 yılına kadar tamamen tükenebileceği tahmin edilmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları oldukça yüksek maliyetli, kurumlar arası işbirliği ve uzun vadeli planlamalar gerektiren uygulamalar olup mersin balıkları konusunda ülkemizde örneği henüz bulunmamaktadır. Ancak mersin balıklarının ülkemizdeki üreme alanlarından olan Yeşilırmak, rehabilitasyon için uygun görünmektedir. Yeşilırmak nehrinin denize açıldığı bölgede ve nehir içinde tesadüfen yakalanan mersin balıkları bu nehrin rehabilitasyon açısından umut vaadettiğini göstermektedir. ABD ve Kanada daki bazı nehirlerde mersin balıklarının uygun ortam bulunduğu takdirde barajların aşağı kısımlarında da üreyebildikleri bildirilmektedir. Yeşilırmak, nehir ağzından ilk baraja kadar olan yaklaşık 40 km lik mesafe göz önünde bulundurularak rehabilitasyon çalışmaları için değerlendirilmelidir. Ancak rehabilitasyon ve restorasyon için öncelikle nehir yatağında faaliyet gösteren çakıl işletmelerinin ve nehirdeki kirlilik kaynaklarının yarattığı olumsuz etkiler değerlendirilmeli ve çözüm üretilmelidir. Uluslararası Ve Ulusal Sivil Toplum Kuruluşlarının Faaliyetleri Nesli tehlikede olan canlı türlerinin korunması, doğa koruma konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temel hedeflerinden biridir. Mersin balıkları da nesli tükenme tehlikesinde olan balıklar olarak birçok sivil toplum kuruluşunun koruma faaliyetlerinde yer almaktadır. Örneğin, 1948 yılında, hükümetlerden bireylere kadar, doğanın korunmasıyla ilgilenen herkesin katılabileceği bir forum olarak kurulmuş olan Dünya Koruma Birliği (The World Conservation Union-IUCN), dünyadaki en büyük ve etkili koruma örgütlerinin başında gelmektedir. Merkezi İsviçre de bulunan ve 62 ülkede temsilcilikleri olan IUCN nin günümüzde 140 ülkede 1000 in üzerinde üye kuruluşu bulunmaktadır. IUCN bünyesinde 11.000 civarında bilim adamı ve uzman bulunmaktadır. Kuruluşun en çok bilinen çalışması, sonuncusu 2006 yılında yayımlanan Nesli Tehlikede Olan Türlerin Kırmızı Listesi (Red List of Threatend Species) nin hazırlanmasıdır. Dünya Koruma Birliği nin mersin 12

balıklarının korunması konusunda faaliyetleri bulunmaktadır. Mersin balıkları konusunda çalışan 40 kişiden oluşan bir Mersin Balığı Uzman Grubu (Sturgeon Specialist Group) bulunmaktadır. Bu grup, Dünya Koruma Birliğinin Kırmız Liste Programı, Yabani Hayvan Ticaret Programı ve TRAFFIC ile bağlantılı çalışmalar yürütmektedir. Sadece belli bir canlı grubunun ya da türünün korunması amacıyla kurulmuş sivil toplum kuruluşları da bulunmaktadır. Örneğin 1994 yılında Almanya da bilim adamları, ticari ve amatör balıkçılar ile balık yetiştiricileri bir araya gelerek Avrupa da 20. yüzyıla kadar en çok yayılış gösteren mersin balığı türü olan Acipenser sturio için Acipenser sturio yu Kurtarma Derneği (Gesellschaft zur Rettung des Störs e.v.) kurmuşlardır. 19. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa nın bütün büyük nehirlerinde, Baltık Denizi ve Atlantik kıyılarında yayılış gösteren ve günümüzde neredeyse tamamen tükendiği bildirilen Acipenser sturio, Avrupa ülkelerinde üzerinde en çok durulan mersin balığı türüdür. Doğal yayılış bölgeleri Karadeniz, Akdeniz, Kuzey Atlantik, Kuzey Denizi ve Baltık Denizi olan A. sturio, yok olma tehlikesi bakımından en kritik durumdaki mersin balığı türü olup ciddi tedbirlerle korunmaya çalışılmaktadır. Acipenser sturio yu Kurtarma Derneği üyeleri, doğal üreme alanları tahrip olmuş ve doğal ortamda neredeyse tamamen tükenmiş olan bu türün yapay üretim yoluyla çoğaltılması ve doğal ortama salınması yoluyla geri kazanılması amacını gütmektedir. Dernek gönüllüleri ve A. sturio nun yaşayan birkaç doğal populasyonundan birinin bulunduğu Fransa dan bilim adamları tarafından, doğadan elde edilen anaçlardan yavru elde etme ve bunlarla doğal suların balıklandırılması konusunda ortak çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalara ortak olan diğer bir sivil toplum kuruluşu, 2003 yılında kurulan Dünya Mersin Balığını Koruma Derneği (World Sturgeon Conservation Society) dir. Derneğin amacı mersin balıkları ile ilgilenen herkesi uluslararası bir platformda bir araya getirmek ve koruma konusunda uluslararası düzeyde işbirliği imkanları yaratmaktır. Derneğin vizyonu mersin balıklarının doğal yayılış alanları olan Hazar Denizi, Azak Denizi, Karadeniz, Baltık Denizi, Sibirya ve Çin deki nehirler, ABD ve Kanada daki büyük göller bölgesi ve Kuzey Amerika daki diğer doğal sulara dikkat çekmek, politik ve kültürel yapısı farklı ve küresel çapta ticaret yapılan bu bölgelerde doğal suların sürdürülebilir kullanımını sağlamak ve mersin balığı türlerinin ulusal ve uluslararası sınırlar dahilinde korunması konusundaki bilinç seviyesini artırmaktır. Diğer taraftan, dünya genelinde mersin balıklarının korunmasına ve stokların rehabilitasyonuna katkı vermek; ilgili kişiler arasında mersin balıklarının genel biyolojisi, habitat araştırmaları, üretim ve yetiştiriciliği ve stok takviyesi gibi konularda bilgi alışverişini sağlamak ve desteklemek; ulusal, bölgesel, uluslararası, hükümetler arası, araştırma kurumları ve sivil toplum kuruluşları arasındaki bilgi alışverişini geliştirmek; mersin balıklarının biyolojisi ve stok yönetimi gibi konularda bilimsel araştırmalar yapmak ve desteklemek; amatör ve profesyonel balıkçılar, bilim adamları, resmi kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası organizasyonlar arasında işbirliğini sağlamak ve geliştirmek; mersin balıklarının içinde bulundukları kritik durum, korunması konusunda yapılabilecekler ve stok yönetimi gibi konularda kamuoyunu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek ana hedeflerdir. Dünya Mersin Balığını Koruma Derneği, Federal Doğa Koruma Birliği, Acipenser struio yu Kurtarma Derneği ve Fransa dan CEMAGREF işbirliğinde, 4.9.2008 tarihinde 50 adet Acipenser sturio markalanarak Almanya nın Elbe nehrine bırakılmış olup balıklar radyo telemetri yöntemiyle izlenmektedir. ABD ve Kanada da da mersin balıklarının korunması konusunda faaliyet gösteren örgütler mevcuttur. Bunlar arasında Strugeon for Tomorrow ve Fraser River Sturgeon Conservation Society sayılabilir. Bu tür örgütlerin asıl amacı halkın bilinçlenmesini sağlamak olup hedef kitle olarak özellikle çocuk ve gençler seçilmektedir. Mersin balıkları ile yapılan her türlü faaliyet (örneğin markalama ve stok takviyesi çalışmaları) uygulamalı olarak 13

Dünyada ve Türkiye'de Mersin Balıklarını Koruma Stratejilerine Bakış yapılmakta ve bu uygulamalar eğitici etkisinin yanı sıra balığın tanıtımını da sağlamaktadır. Doğa koruma çalışmalarında korunmaya muhtaç olan canlıların özelliklerinin bilinmesi, ekosistem içindeki yer ve önemlerinin kavranması, koruma hedefine ulaşmada önemli adımlar olarak bilinmektedir. Ülkemizde mersin balıklarının korunması konusunda faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşları bulunmakla birlikte özellikle mersin balıklarının korunmasına yönelik kurulan ilk ve tek dernek, 2004 yılında kurulmuş olan Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) dir. Derneğin amacı, doğal sularımızda sayılarının azalması nedeniyle unutulmaya yüz tutmuş bu değerli balıklara tekrar dikkati yönlendirmek, kamuoyunu mersin balıklarının içinde bulunduğu kritik durum hakkında bilgilendirmek, her kesimden ilgiliyi bir araya getirerek çözüm önerileri üretmek ve uygulamaya koyulmasını sağlamak, uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yaparak küresel anlamda mersin balıklarının korunmasına katkı vermektir. MERKODER in şimdiye kadarki faaliyetleri arasında mersin balıklarını tanıtım amacıyla hazırlanan broşür, afiş vb materyaller, eğitim seminerleri, televizyon ve gazete haberleri sayılabilir. Dernek, tanıtım faaliyetleri için 2006 yılında Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı ndan destek alarak çeşitli tanıtım materyalleri hazırlamıştır. Yine 2006 yılında Future Fish Eurasia fuarına katılarak mersin balıklarının tanıtımına katkıda bulunmuştur. Dernek son olarak TAGEM/HAYSÜD/2006/09/02/01 No lu Mersin Balıkları Populasyonlarının Mevcut Durumlarının Belirlenmesi ve Yetiştiricilik İmkanlarının Araştırılması adlı projede işbirliği yapmaktadır. Türkiye de mersin balıklarının korunmasına destek olan başka sivil toplum kuruluşları da vardır. Bunlar adasında TÜDAV, Doğa Derneği ve WWF-Türkiye sayılabilir. Doğa Derneği nin Kızılırmak Yönetim Planı nın hazırlanmasında ve Yeşilırmak a koruma statüsü kazandırılmasına yönelik yapılan çalışmalarda mersin balıklarının korunmasına yönelik önemli katkıları bulunmaktadır. Ayrıca Karasu Belediyesi nin her yıl düzenlediği Mersin Balığı Festivali de önemli tanıtıcı ve eğitici faaliyetler arasında sayılabilir. Bilimsel Çalışmalar 1940 lı yılların sonunda, dünyadaki mersin balığı stoklarının özellikle aşırı avcılık nedeniyle azalmaya başladığının farkına varılmış ve mevcut stokları korumak, artırmak ve bu balıktan ekonomik olarak faydalanmayı mümkün kılmak için biyolojisi, ekolojisi, genetiği ve yetiştiriciliği konularında bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmaların merkezini genellikle Rusya oluşturmakla birlikte, son yıllarda, mersin balığı doğal stoklarına sahip olan ABD, Fransa, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde de bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle doğal stoklardaki azalmayla birlikte akuakültüre olan ilgi artmış ve son yıllarda üretim ve yetiştiricilik metotlarının geliştirilmesi, beslenme ve sindirim fizyolojisi, yem formülasyonu gibi alanlarda da bilimsel çalışmalar yoğunluk kazanmıştır. Kültür şartlarında havyar elde etmek üzere yapılan yetiştiricilik ve kaliteli havyar üretimine yönelik çalışmalar neticesinde elde edilen kültür kökenli havyarın pazarda yerini alması ve pazar payının gittikçe artması sayesinde doğal stoklar üzerindeki baskının bir ölçüde azalacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan kültür şartlarında muhafaza edilen anaçlar, gen muhafazası bakımından da önem taşımaktadır. Türkiye de mersin balıkları ile ilgili bilimsel çalışmalar 90 lı yılların sonunda başlamıştır. Bazı üniversitelerde yurt dışından getirilen yavrularla besleme ya da doğal ortamdan elde edilmiş bireylerde yapay üretimin gerçekleştirilebilmesi için adaptasyon ve besleme çalışmaları yapılmaktadır. Ancak bu çalışmalar yetersiz olup doğal ortamdaki türlerin son durumları ve yaşama-üreme alanlarının mevcut durumları konusunda açık 14

noktalar vardır. Bu açığı kapatmak üzere TAGEM/HAYSÜD/2006/09/02/01 No lu Mersin Balıkları Populasyonlarının Mevcut Durumlarının Belirlenmesi ve Yetiştiricilik İmkanlarının Araştırılması adlı projeye başlanmıştır. Bu projenin amaçları Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi mersin balıklarının doğal üreme alanlarını oluşturan nehirlerin su kalitesini belirlemek, balıkçıların tesadüfen yakaladığı mersin balıklarını markalayıp salarak hem korunmasına katkı sağlamak hem de balıkların takibini yapmak, mersin balıklarının geçmişte ve günümüzdeki populasyon durumlarını değerlendirmek, ileriye yönelik anaç stoku oluşturarak üretim ve yetiştiricilik faaliyetlerine başlamak ve mersin balıklarını tanıtıcı ve broşür, afiş vb. materyallerle tanıtım ve eğitim faaliyetleri yürütmektir. Bu proje ile şimdiye kadar ülkemiz sularında bulunan mersin balıkları konusunda eksik olan birçok noktaya açıklık getirileceği düşünülmektedir. Kaynaklar URL, 2008a. What is CITES? http://www.cites.org/eng/disc/what.shtml (25.10.2008) URL, 2008b. Upper Columbia White Sturgeon Recovery Plan. http://uppercolumbiasturgeon.org/ RecoveryEfforts/RecoveryPlan.pdf (25.10.2008) URL, 2008c. What is the World Conservation Union? http://www.iucn.org/about/index.cfm (24.10.2008) URL, 2008d. IUCN/SSC Sturgeon Specialist Group (SSG) http://data.iucn.org/themes/ssc/sgs/sturgeon/ (24.10.2008) URL, 2008e. Gesellschaft zur Rettung des Störs. http://www.sturgeon.de/(23.10.2008) URL, 2008f. About WSCS-Mission Statement. http://www.wscs.info (23.10.2008) URL, 2008g. CITES publishes quotas for wild caviar from the Caspian Sea http://www.cites.org/eng/news/press/2008/080303_caviar.shtml (23.10.2008) URL, 2008h. Universal Caviar Labelling Requirements. www.traffic.org/species-reports/ traffic_species_fish24.pdf (23.10.2008) URL, 2008ı. CITES World. http://www.cites.org/eng/news/world/8.pdf (23.10.2008) Arndt, G.-M., E. Anders. 1997. Der Stör (Acipenser sturio) und seine Wiederbürgerung in Mecklenburg- Vorpommern und Deutschland. Binnenfischerei M-V 4:14-19 Bemis, W.E., Findeis, E.K. and Grande, L. 1997. An overview of Acipenseriformes. Env. Biol. Fish., 48: 25-71. Birstein, V.J. and Bemis, W.E. 1997. How many species are there within the genus Acipenser? Environmental Biology of Fishes, 48: 157 163. Burtzev, I. A., 1999. The history of global sturgeon aquaculture. Journal of. Appl. Ichthyol., 15: 325. FAO 2008a. Capture. http://www.fao.org/figis/servlet/sqservlet?file=/usr/local/ tomcat/fi/5.5.23/figis/webapps/figis/temp/hqp_38931.xml&outtype=html (23.10.2008) FAO 2008b. Aquaculture. http://www.fao.org/figis/servlet/sqservlet?file=/usr/local/ tomcat/fi/5.5.23/figis/webapps/figis/temp/hqp_38976.xml&outtype=html (23.10.2008) Hochleithner, M., Störe. Verbreitung, Lebensweise, Aquakultur. Österreichischer Agrarverlag, Klosterneuburg, (1996), 202 s. Raymakers C. 2000. Assesment of the Implementation of CITES listing of Acipenseriformes, TRAFFIC EUROPE, IUCN: 51 pp. Raymakers C. 2002. International Trade in Sturgeon and Paddlefish Species the Effect of CITES listing. Internat. Rev. Hydrobiol., 87: 525 537. Reichle, G. 1997. Der Stör. Ein gefaehrdeter Urweltfisch im Meer, im Strom und als Nutzfisch in der Teichwirtschaft. Verlag Lassleben Kallmünz: 80 s. Schmidt, G.W. 2002. Gefaehrdung der Störbestaende- Ist unser Stör noch zu retten? Landesanstalt für Ökologie, Bodenordnung und Forsten Nordrhein-Westfalen; LÖBF Mitteilungen, 4/02: 12-17. Secor, D.H., Arefjev, V., Nikolaev, A. ve Sharov, A. 2000. Restoration of sturgeons: lessons from the Caspian Sea Sturgeon Ranching Programme. Fish and Fisheries,1: 215-230. Secor, D.H., Anders, P.J. Van Winkle, W. ve Dixon, D.A. 2002. Can we study sturgeons extinction? What we do and don t know about the conservation of North American Sturgeons? American Fisheries Society Symposium, 28: 3-10. Ustaoglu, S. ve Okumus. İ. 2004. The Sturgeons: Fragile Species Need Conservation. Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 4: 51-59. Ustaoğlu, S. 2006. Nesli Tükenme Tehlikesindeki Mersin Balıklarını (Acipenseridae) Koruma Stratejilerinin Değerlendirilmesi. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23: 509-514. 15