Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Dikkat Eksikliği Hiperak vite Bozukluğu Olan Çocukların Serebral Kan Akımlarının Karşılaş rılması



Benzer belgeler
Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Obsesif Kompulsif Bozuklukta. Beyin görüntüleme çal flmalar ndan. (OKB) un toplumdaki yayg nl n n. çal flmalar h zland rm flt r (1).

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Mayıs 2014 Cilt:3 Sayı:2 Makale No: 01 ISSN:

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

ÇOCUKLUKTA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ OLGULARIN ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ PSİKİYATRİK DURUMLARININ İNCELENMESİ

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

Türk Psikiyatri Dergisi 2011;22(4):222-29

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Çocukluk Çağı Başlangıçlı Obsesif Kompulsif Bozukluk Childhood-Onset Obsessive Compulsive Disorder

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN NÖROLOJİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Akut Romatizmal Ateş, Sydenham Koresi ve Psikopatoloji

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Obsesif kompulsif bozukluk tanısı konan bir grup hastada deksametazon supresyon testi 1

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN 8-12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA YAŞAM KALİTESİ DEĞERLENDİRMESİ

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Obsesif Kompulsif Bozuklu ğu Olan Çocuklar ın Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti Puanlar ı : Karşılaştırmal ı bir klinik çal ışma* ÖZET.

Araştırma. Burcu ÇAKALOZ 1, Aynur PEKCANLAR AKAY 2, Ece BÖBER 3, Neslihan EMİNAĞAOĞLU 2, Türkan GÜNAY 4

ANALİZDEN NÖROBİYOLOJİYE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Tik bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde sosyodemografik özellikler ve eşlik eden durumlar

Özürlü Çocuk Sağlık Kurulu Raporlarının Değerlendirilmesi

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve altı-on yaş grubunda tanı konan çocuklarla karşılaştırılması


Nuran DEMİR*, Zehra TOPAL*, Basri KÖYLÜ**, Evren TUFAN***, Umut Mert AKSOY**** *Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak. ÇERSAH AD **Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak.

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

Yetişkinlerde DEHB Değerlendirmesi 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi 5 9 Ekim 2010, İzmir

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımları

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Çiğdem Yektaş 1, Sümeyra Elif Kaplan 1. Yektaş Ç ve ark. Fakültesi Çocuk Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

DEHB VE SUÇ. Bana bulaşmak istemezsin.ben de otoriteye karşı saygı eksikliği varmış! Prof. Dr. Bengi SEMERCİ

Obsesif kompulsif bozukluk için yardım aramada ilk başvuru yerlerinin değerlendirilmesi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Yönetici Ýþlevler ve Dikkat Süreçlerine Ýliþkin Kuramsal Modeller ve Nöroanatomi

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

DSM-5 Düzey 2 Yineleyici Düşünceler ve Davranışlar Ölçeği Çocuk Formunun Türkçe geçerliliği ve güvenilirliği

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

BÖLÜM-1.BİLİM NEDİR? Tanımı...1 Bilimselliğin Ölçütleri...2 Bilimin İşlevleri...3

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

Çocuk ve ergen psikiyatri poliklinikleri farklı ruhsal. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımı

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk: Sosyodemografîk, Klinik Özellikler ve Eştanılar

ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI

Vajinal Doğum Bebeğin Bilişsel Gelişimini Etkiler mi?

EPİLEPSİ HASTALIĞI OLAN ÇOCUK VE EBEVEYNLERİNE YÖNELİK HAZIRLANAN MODÜLER EĞİTİM PROGRAMININ HASTALIK YÖNETİMİNE ETKİSİ

Araştırma Makalesi / Research Article

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Depresyon ve Kaygı Belirtilerinde Örtüşen ve Ayrışan Özelliklerin Endişe Olgusu Açısından İncelenmesi. Danışman: Prof. Dr.

YENİDOĞAN BEBEKLERİN FARKLI CİHAZLARLA YAPILAN VÜCUT SICAKLIĞI ÖLÇÜM SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ: Ön Çalışma

Prostat Kanserinde Prostat Spesifik Membran Antijen 177. Lu-DKFZ-617 ( 177 Lu-PSMA) Tedavisinde Organ ve Tümör Dozimetrisi: ilk sonuçlar

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðunda Frontal ve Parietal Bölge Disfonksiyonlarý

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

SĠSTEMĠK ĠZOTRETĠNOĠN TEDAVĠSĠ ALAN AKNE VULGARĠSLĠ HASTALARDA SERUM B12 VE FOLĠK ASĠT DÜZEYLERĠ

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) DEHB Tanılı Çocukların Ebeveynlerinde DEHB ile İlişkili Bazı Sorunlu Yaşam Olayları

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

ÖZGEÇMİŞ 1. ADI SOYADI: NESLİM GÜVENDEĞER DOKSAT 2. DOĞUM TARİHİ: UNVANI: ÇOCUK PSİKİYATRİSİ UZMANI 4.

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Psikiyatrisi Kliniği, Kütahya, Türkiye 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2


GÜZ YARIYILI ( 1. YARIYIL) KREDİ DAĞILIMI TÜRKÇE ADI İNGİLİZCE ADI T U L

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

Çocuk ve Ergen Ruh Sa l Klini ine Baflvuran Ergen Hastalar n Özellikleri

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

Transkript:

Türk Psikiyatri Dergisi 2008; 19(1):13-18 Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Dikkat Eksikliği Hiperak vite Bozukluğu Olan Çocukların Serebral Kan Akımlarının Karşılaş rılması Dr. Pınar ÖNER 1, Dr. Özgür ÖNER 2, Dr. Ayla AYSEV 3, Dr. Özlem KÜÇÜK 4, Dr. Erkan İBİŞ 5 Özet / Abstract Amaç: Hem obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hem de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) frontalstriatal beyin döngülerindeki değişiklikler ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Ayrıca bu bozukluklar sıklıkla da eşhastalanım göstermektedir. Buna karşın, bu iki bozukluktaki nörobiyolojik bulguları doğrudan karşılaştıran çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı OKB ya da DEHB olan olgularla tek foton bilgisayarlı emisyon tomografisi (SPECT) ile kortikal kan akımının ölçümüdür. Yöntem: 13 ilaç kullanmamış OKB olgusu (ortalama yaş ± SD= 10.4 ± 2.8) ve 13 ilaç kullanmamış DEHB olgusu (yaş 10.5 ± 2.2) çalışmaya dahil edilmiştir. Beyin kan akımı (BKA) tüm olgularda istirahat koşullarında Tc-99mhekzamethilpropileneamin oksim (Tc 99m HMPAO) beyin SPECT ile ölçülmüştür. Bonferroni düzeltmesi ile anlamlılık p<.006 olarak saptanmıştır. Bulgular: OKB olgularının sağ prefrontal (p=.003) BKA değerleri DEHB olgularından anlamlı derecede yüksektir. Diğer beyin bölgelerindeki ölçümlerde farklılık saptanmamıştır. OKB belirtilerinin şiddeti ile BKA arasında ilişki bulunmamıştır. Tartışma: Çocuk ve ergen OKB olgularının doğrudan incelendiği çok az sayıdaki çalışmadan birisi olan bu çalışmada sonuçlar OKB olgularında prefrontal kortekste kan akımında artış olduğunu bildiren önceki çalışmalarla uyumludur. DEHB olgularında da, önceki literatürle uyumlu olarak, aynı bölgede kan akımında azalma saptanmıştır. Bu iki bozukluğun patofizyolojisi daha iyi anlaşılabilmesi için her iki bozukluğun bir arada ve tek başına olduğu durumların karşılaştırıldığı çalışmalar gereklidir. Anahtar Sözcükler: OKB, DEHB, SPECT, prefrontal korteks SUMMARY: Comparison of Cerebral Blood Flow in Children with Obsessive Compulsive Disorder and Attention Deficit Hyperactivity Disorder Objective: It has been reported that both obsessive-compulsive disorder (OCD) and attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) might be related to impairments in frontal-striatal brain circuits. Besides, these two disorders are frequently comorbid. However, there are no published studies directly comparing the neurobiological findings in these two disorders. The objective of the study was to investigate the differences in cortical blood flow between patients with OCD and ADHD. Method: Thirteen drug-naive OCD subjects (mean age ± SD: 10.4 ± 2.8), and 13 drug-naive ADHD subjects (mean age ± SD: 10.5 ± 2.2) were included in the study. Cerebral blood flow (CBF) was evaluated with Tc-99mhexamethylpropyleneamine oxime (Tc 99m HMPAO) brain single photon emission tomography (SPECT) during standard resting conditions in all cases. P value was set to <.006 after Bonferroni correction. Results: OCD cases had significantly higher right prefrontal (p=.003) CBF than ADHD cases. There were no significant CBF differences in other brain regions. OCD symptom severity was not related to CBF. Discussion: This is one of the very few studies which directly investigated brain imaging in pediatric OCD subjects. Results are consistent with previous studies reporting increased prefrontal CBF in OCD subjects. We also found that, consistent with the previous literature, ADHD subjects had lower prefrontal cortex CBF. Studies which compare subjects with comorbid ADHD and OCD with pure forms of these disorders are necessary to have a better understanding of similarities and differences of these two disorders. Key Words: OCD, ADHD, SPECT, prefrontal cortex Açıklama: Bu çalışma Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Araştırma Fonu tarafından (Pınar Öner, Proje no: 201-08-09-045) desteklenmiştir. Ayrıca yazım sırasında NIMH Fogarty International Mental Health and Developmental Disabilities Research Training Program (Kerim Munir, D43TW05807) tarafından desteklenmiştir. 1 Uzm., Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Psikiyatri Bl., 2 Uzm., Ankara Dışkapı Çocuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Psikiyatrisi Bl., 3 Prof., Ankara Ü Tıp Fak., Çocuk Psikiyatri Bl., 4 Doç., 5 Prof., Ankara Ü Tıp Fak., Nükleer Tıp, Ankara. Dr. Pınar Öner, e-posta: pinaryoner@yahoo.com 13

GİRİŞ Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan yetişkin olguların üçte biriyle yarısı arasında değişen bir kısmında ilk belirtiler 15 yaşından önce başlamaktadır (Pauls ve ark. 1995). Çocuk ve ergen OKB olgularında bazal gangliyon işlev bozukluğunu düşündüren nörolojik bulgular daha sık görülür (Rosenberg ve Keshavan 1998). OKB nin dejeneratif bir süreçten çok nörogelişimsel bir bozukluk olduğu düşünülmektedir ve bu durum çocuk ve ergen OKB olgularıyla ilgili çalışmaların önemini göstermektedir (Rosenberg ve Keshavan 1998). Çocukluk başlangıçlı OKB yetişkin başlangıçlı bozukluk etiyolojisi için önemli ipuçları içerebilir. OKB olgularında, Tek Foton Bilgisayarlı Emisyon Tomografisi (Single Photon Emission Tomography, SPECT), Positron Emisyon Tomografisi (PET) ve işlevsel Manyetik Rezonans Görüntüleme (imrg) çalışmalarında beyin kortikal kan akımı, metabolizma ve aktivasyon değişiklikleri olduğu gösterilmiştir (Aouizerate ve ark. 2004). Bu değişiklikler en tutarlı olarak prefrontal korteks, anterior singulat ve kaudat çekirdek başında saptanmıştır. Çocuk ve ergen olgularda ise talamus ve bazal gangliyonlarda değişiklikler olduğunu gösteren bazı yapısal beyin görüntüleme çalışmaları yapılmıştır (Giedd ve ark. 2000, Gilbert ve ark. 2000). Çocukluk başlangıçlı yetişkin OKB olgularında işlevsel beyin görüntüleme çalışmaları yapılmıştır (Swedo ve ark. 1992, Busatto ve ark. 2000), ancak çocuk ve ergen OKB olgularıyla yapılmış işlevsel görüntüleme çalışmaları çok sınırlıdır. Diler ve arkadaşlarının çalışması çocuk ve ergen OKB olgularında kontrol olgularına göre kaudat, prefrontal ve singulat kan akımlarının iki taraflı olarak artmış olduğunu ortaya koymuştur (2004). Bir diğer çalışmada ise 10 çocuk ve ergen OKB olgusunda klomipramin tedavisi ile beyin kan akımının değişmediği, ancak bozukluğun başlangıç yaşı ve takvim yaşı ile iki taraflı frontal ve paryetal kan akımı arasında ters ilişki olduğu bildirilmiştir (Castillo ve ark. 2005). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu [DEHB] bir diğer nörogelişimsel bozukluktur. İşlevsel görüntüleme çalışmaları prefrontal, paryetal, anterior singulat korteks ve kaudat çekirdekte kan akımında ve metabolik aktivitede azalma olduğunu göstermiştir (Bush ve ark. 2005). Birçok yapısal beyin görüntüleme çalışması da sağ prefrontal-bazal gangliyon anormalliklerinin DEHB patofizyolojisi açısından önemli olduğunu düşündürmektedir (Castellanos 1997). OKB nun hiperglutamaterjik ve DEHB nun hipoglutamaterjik durumlar olduğu ve her iki durumda da prefrontal bölgenin özellikle tutulmuş olduğu öne sürülmüştür (Carlsson 2000). Bazı araştırıcılara göre ise kortiko-striato-talamo-kortikal (KSTK) yolaklardaki anormallikler birbirine benzer: DEHB, OKB ve Tourette bozukluğunda KSTK dolaylı yolağında ketlenme ya da direk yolakta aşırı aktivasyon olabilir (Baxter ve ark. 1992, Aouizerate ve ark. 2004). Ayrıca bu bozuklukların sıklıkla beraber görülebilmesi de bu görüşü destekler niteliktedir. Bu nedenle OKB ve DEHB olgularının doğrudan karşılaştırılması ilgi çekici veriler ortaya koyabilir. Çalışmanın esas amacı literatürdeki çocuk ve ergen OKB olgularıyla yapılan işlevsel görüntüleme çalışmalarına katkıda bulunmaktır. Önceki çalışmalar ışığında çocuk ve ergen OKB olgularının prefrontal kan akımının DEHB olgularına göre daha yüksek olacağı öngörülmüştür. YÖNTEM Örneklem Örneklem 13 OKB (4 erkek, 9 kız) ve 13 DEHB (8 erkek, 5 kız) olgusunu içermektedir. DEHB olguları 29 DEHB olgusunda yaşla beyin kan akımı (BKA) değişiminin araştırıldığı bir çalışmadan alınmıştır (Öner ve ark., 2005). Yaş ve cinsiyet değişkenlerinin kontrolü amacıyla DEHB olguları OKB olguları ile yaş ve cinsiyet değişkenleri açısından anlamlı fark göstermeyecek şekilde eşleştirilmiştir. Bu eşleştirme için tüm kız DEHB olguları alınmış ve iki gruptaki olgular yaş açısından ±1 yıl olarak eşleştirilmiştir. Eşleştirme sırasında seçilen tüm olgular aşağıda belirtilen çalışmaya alınma ölçütlerini karşılamaktadır. Eşleştirme sırasında birden çok eşleştirme olasılığı olan durumlarda başvuru sırası önde olan olgu çalışmaya alınmıştır. Pediatrik Nörolojik Silik Bulgular (Denckla, 1985) değerlendirmesinin lateralite maddelerine göre olguların hiçbirisi sol elli değildir. Tüm OKB ve DEHB olguları bir üniversite hastanesi çocuk psikiyatrisi polikliniğine başvuran ardıl olgulardan çalışmaya alınma ölçütlerini karşılayanlar arasından seçilmiştir. Çalışmaya katılan olguların ailelerinden aydınlatılmış onam alınmış ve çalışma üniversite etik kurulu tarafından onaylanmıştır. Tanılar iki psikiyatrist tarafından DSM-IV tanı ölçütlerine göre konmuştur ve iki psikiyatristin tanılar konusundaki uyumu tamdır. Tüm OKB ve DEHB olgularının medikal öyküleri normaldir ve tüm olgular klinik olarak psikoz, yeme bozukluğu, madde kötüye kullanımı, zekâ geriliği ve yaygın gelişimsel bozukluk açısından taranmıştır. Olguların hiçbirisi önceden tedavi almamıştır. OKB olgularının hiçbirisinde DEHB eşhastalanımı ya da kronik tik bozukluğu saptanmamıştır. OKB ve 14

TABLO 1. OKB ve DEHB Olgularında Bölgesel Beyin Kan Akımı (BKA) Değerleri BKA Değerleri Tüm Kortikal Kan Akımına Göre Normalleştirilmiştir (Iki Taraflı Prefrontal, Frontal, Paryetal ve Temporal Korteks BKA Değerleri Toplamı). Mann-Whitney-U Analizi. *Bonferroni Düzeltmesinden Sonra Anlamlı Olan Karşılaştırmalar. İlgi alanları OKB (n=13) Ort±SS DEHB (n=13) Ort±SS z p Sağ prefrontal,141±.003.121±.001 2.89.003* Sol prefrontal,115±.002.125±001 1.82.069 Sağ frontal,120±.002.121±001.18.858 Sol frontal,111±003.125±001 1.51.130 Sağ paryetal,126±001,124±001 1.56.118 Sol paryetal,106±003,125±001 1.56.118 Sağ temporal.136±002,127±001.128.920 Sol temporal,144±003,132±001.555.590 DEHB olguları için çalışmaya alınma koşulları DSM- IV tanı ölçütlerine göre bu tanıları karşılamak, özgeçmişinde başka bir tıbbi hastalık bulunmaması ve 7-14 yaşları arasında yer almaktır. Çalışmada dışlama ölçütleri psikoz, yeme bozukluğu, madde kötüye kullanımı, zekâ geriliği ve yaygın gelişimsel bozukluk tanılarının varlığı, OKB olgularında tik ve DEHB eşhastalanımı varlığı ve SPECT tetkikine uyum sağlayamamak (aşırı hareket, aşırı ağlama, enjeksiyona direnç gibi) olarak belirlenmiştir. Bu nedenle 3 OKB ve 2 DEHB olgusu çalışmadan çıkartılmıştır. Değerlendirme araçları Conners Öğretmen Derecelendirme Ölçeği (CÖDÖ): Bu ölçek çocukların sınıftaki davranışlarının öğretmen tarafından değerlendirilmesi amacını taşıyan 28 maddeden oluşmaktadır (Goyette 1978). Ölçeğin 8 maddesi dikkatsizlik, 7 maddesi hiperaktivite ve 8 maddesi davranım sorunları alt ölçeklerini oluşturmaktadır. Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirliği yeterlidir (Cronbach alfa. 95) (Şener ve ark. 1995). Çocuklar için Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (Children Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale CY-BOCS): CY-BOCS 10 maddeden oluşmaktadır. Klinisyen tarafından puanlanır. Değerlendirme yaklaşık ortalama 10 dakika sürer. OKB belirtilerinin son 1 hafta içindeki ağırlığını ölçmek için kullanılan yarı-yapılandırılmış bir araçtır. Beş temel bölümden oluşur: (1) yönergeler, (2) obsesyon tarama listesi, (3) obsesyonların ağırlığını saptama maddeleri, (4) kompulsiyon tarama listesi, (5) kompulsiyonların ağırlığını saptama maddeleri. Puanlama yapılırken hem çocuğun kendisinden hem de ebeveynlerden alınan bilgiler kullanılır. Kompulsiyon alt toplam puanı 1-5. maddelerin, obsesyon alt toplam puanı 6-10. maddelerin toplamından elde edilir. Çocuklarda erişkinlere kıyasla ilk uygulamada daha fazla zaman ayrılması ve çocuğun gelişim düzeyine göre obsesyon ve kompulsiyonların farklı terimlerle açıklanması gerekmektedir. CY-BOCS, 8-16 yaşları arasındaki çocuklarda kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Çocuklar için geçerli ve güvenilir olduğu gösterilmiştir (Scahill ve ark. 1997). Türkçeye uyarlaması ve geçerlik ve güvenilirlik çalışması Yücelen ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (2000). Prosedür Görüntü elde edilmesi Tüm çocuklar ve aileleri izlekle ilgili bilgilendirilmiştir. Olgular tetkik sırasında sırt üstü, gözleri kapalı bir şekilde en az duyusal uyarım olacak şekilde 5 dakika süreyle yatırılmıştır. Bundan sonra olgulara intravenöz Tc 99m HMPAO anne babadan birisinin eşliğinde verilmiştir. Tc 99m HMPAO dozu her çocuk için bireysel olarak hesaplanmıştır [(yaş+1)/(yaş+7)] x standard yetişkin dozu (15 mci). SPECT görüntülerinin elde edilmesine enjeksiyondan 15 dakika sonra başlanmış, bu sırada çocuklar istirahat durumunda kalmışlardır. Araştırıcılar tarafından izleğe uyum her hasta için kontrol edilmiştir ve 3 OKB ve 2 DEHB olgusu çalışmadan çıkartılmıştır. Radyokimyasal saflık kromotografi ile ölçülmüş ve her defasında %90 ın üstünde bulunmuştur. Tetkikler 15

kontrolü için Bonferroni testi kullanılmıştır ve anlamlı p değeri 0.05/ 8=.006 olarak belirlenmiştir (ilgi alanlarının sayısı, sağ ve sol prefrontal, frontal, temporal ve paryetal). Analizler için SPSS 10.0 programı kullanılmıştır. BULGULAR Yaş ve cinsiyet Gruplar arasında anlamlı cinsiyet dağılımı farklılığı bulunmamaktadır (x 2 =2.4, p>.23). Grupların yaş dağılımı arasında da anlamlı farklılık bulunmamıştır (OKB ortalama yaş ± SD= 10.4 ± 2.8,; DEHB ortalama yaş ± SD= 10.5 ± 2.2; z=-.52, p=.96). ŞEKIL 1. OKB ve DEHB Olgularındaki Ilgi Alanları. Sağ Tarafta Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sol Tarafta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olgusu Yer Almaktadır. Üstteki Şekillerde Sağ ve Sol Prefrontal, Alttaki Şekillerde Sağ ve Sol Parietal Ilgi Alanları Görülmektedir. yüksek çözünürlüklü kolimatör kullanan bir SPECT sistemi ile (GE 4000I) gerçekleştirilmiş ve 3 dakika içerisinde 64x64 matrikslere 128 yansıtım ile elde edilmiştir (her pixel 4 x 4 mm). Veriler Meltz filtresi ile işlenmiş ve Ramp filtresi ile filtrelenmiş geri yansıtım yoluyla tekrar yapılandırılmış ve Sorenson yöntemi ile veriler düzeltilmiştir. Orbitomeatal çigiye paralel 2 piksel kalınlığında (8 mm) transaksiyel görütülerin elde edilmesi için oblik tekrar yönelim kullanılmıştır. İlgi alanları (Regions of interest, ROI) sağ prefrontal, frontal, temporal ve paryetal kortekste elle belirlenmiştir. ROI analizleri olguların tanılarını bilmeyen bir araştırıcı tarafından (Dr ÖK) gerçekleştirilmiştir. Bulguların nesnelliğinin arttırılması için klinik parametreler bilinerek işlem tekrarlanmıştır (O Tauma ve ark. 1999). Transaksial kesitlerde farklı alanların seçimi için bir nöroanatomi atlası kullanılmıştır. Yarı niceliksel analizler anatomik düzeylere karşılık gelen birbirini takip eden 5 oblik kesitten gerçekleştirilmiştir. Serebellum DEHB patofizyolojisinde önemli yer tutuyor olabileceği için önceki bir çok çalışmadan farklı olarak ilgi alanlarındaki ligand tutulumunu normalleştirmek için her olgu için kortikal kan akımına (iki taraflı prefrontal, frontal, paryetal ve temporal korteks beyin kan akımı değerlerinin toplamı) oran olarak verilmiştir. Veri analizi Gruplar arasındaki beyin kan akımı (BKA) farklılıklarını belirlemek için parametrik olmayan Mann- Whitney-U testi kullanılmıştır. Çoklu karşılaştırmaların Belirti şiddeti CY-BOCS OKB grubunda OKB belirti şiddetini ölçmek için kullanılmıştır (aralık: 0-40, obsesif belirtiler, ortalama=11.2, ss=4.1, kompulsif belirtiler, ortalama=12.9, ss=3.5). DEHB belirti şiddeti CÖDÖ ile ölçülmüştür (Dikkatsizlik, ortalama=8.8, ss=4.2, Hiperaktivite, ortalama=11.9, ss=3.7, Davranış Sorunları, ortalama=9.0, ss=4.2, Toplam, ortalama=34.0, ss=8.5). SPECT değerlendirmesi Grupların normalleştirilmiş BKA değerleri Tablo 1 de özetlenmiştir. Mann-Whitney-U testi sonucunda OKB olgularının sağ prefrontal BKA değerlerinin DEHB olgularından anlamlı olarak yüksek olduğu bulunmuştur (z=2.89, p=.003). Diğer bölgelerdeki BKA değerleri Bonferroni düzeltmesinden sonra gruplar arasında anlamlı farklılık göstermemiştir. OKB şiddeti ile BKA değerleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. TARTIŞMA Bu çalışma çocuk ve ergen OKB olgularının doğrudan incelendiği çok az sayıdaki çalışmadan birisidir. Sonuçlar OKB olgularında sağ prefrontal korteks normalleştirilmiş BKA değerinin DEHB olgularından yüksek olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar hem DEHB hem de OKB ile ilişkili daha önce yapılan çalışmaların sonuçları ile uyumludur. Birçok işlevsel beyin görüntülemesi çalışmasında OKB olgularında prefrontal metabolizma ve kan akışında artma saptanmıştır (Aouizerate ve ark. 2004). Çocuk ve ergenlerle yapılan bir SPECT çalışması bu veriyi destekler niteliktedir (Diler ve ark. 2004). Diğer bir çalışmada da 16

çocuk ve ergenlerde şu andaki yaş ve bozukluğun başlangıç yaşı ile iki taraflı frontal kan akımı arasında ilişki bulunmuştur (Castillo ve ark. 2005). Diğer bazı beyin görüntüleme çalışmaları prefrontal korteks metabolizması ya da kan akımındaki normale dönüşle belirtilerin düzelmesi arasında ilişki saptamıştır (Baxter ve ark. 1992, Swedo ve ark, 1992, Benkelfat ve ark. 1990, Perani ve ark. 1995, Saxena ve ark. 1999). Buna karşın, prefrontal aktivitede artma saptamayan bazı çalışmalar da mevcuttur (ör Crespo-Facorro ve ark. 1999, Busatto ve ark. 2000). Bizim bulgularımız çocuk ve ergen OKB olgularında da yetişkin OKB olgularında öne sürülen prefrontal kortekste aktivite artışı olduğunu düşündürmektedir. Birçok yazar tarafından OKB de prefrontal korteks, singulat korteks ve kaudat çekirdek başından oluşan sinirsel ağın aşırı işlev gösterdiği iddia edilmiştir (Insel 1992, Baxter 1994). Çalışmamızda DEHB olgularının sağ prefrontal kan akımlarının OKB olgularından düşük olduğu saptanmıştır. Önceki birçok çalışma DEHB olgularında sağ prefrontal bölgede aktivite azalması olduğunu belirtmiştir (Zametkin ve ark. 1990, Zametkin ve ark. 1993, Rubia ve ark. 2000, Spaletta ve ark. 2001). Bu açıdan, çalışmamızın sonuçlarının her iki bozuklukla ilgili önceden yapılan çalışmalarla uyumlu olduğu görülmektedir. Bradshaw ve Shephard a gore DEHB, OKB, otizm ve şizofreni nörogelişimsel frontostriatal bozukluklar olarak adlandırılabilirler ve bu bozukluklar arasında tanısal çakışmanın yanı sıra sıklıkla eşhastalanım görülür, ayrıca bu bozuklukların hepsinde beyin lateralizasyonunda farklılık olduğu gösterilmiştir (Bradshaw ve Shepard 2000). Bu yazarlara göre anatomik ya da nörokimyasal olarak tanımlanan belli ağlarda etki eden genetik ve çevresel faktörler bozukluk ortaya çıkıp çıkmayacağını ve bozukluk ortaya çıkarsa hangisinin oluşacağını belirler. Yani, OKB ve DEHB benzer sinir ağlarıyla ilişkili, aynı gruba dahil ancak farklı genetik ve çevresel etkenler dolayısıyla frontostriatal bölgede farklı tutulum gösteren bozukluklar olabilir. Bizim bulgularımız OKB olgularında DEHB olgularına göre daha yüksek prefrontal BKA değerleri olduğunu göstermiştir. Her iki bozukluğun bir arada olduğu durumlar incelenerek bu iki bozukluğun patofizyolojisi daha iyi anlaşılabilir. Bu çalışmanın bazı kısıtlılıkları olduğu açıktır. Bunların en önemlisi çalışmada sağlıklı bireylerden oluşan bir kontrol grubunun bulunmamasıdır. Bu durumun araştırma sonuçları önceki yayınlarla uyumlu ise de, çalışmanın sonuçlarının yorumlanmasını zorlaştırmaktadır. Ancak, iyonizan radyasyon içeren bir teknik olan SPECT in sağlıklı çocuklarda uygulanmasına dair etik sorunlar olduğu ve daha önceki SPECT çalışmalarının pek çoğunda da aynı kısıtlama ile karşılaşıldığı göz önünde bulundurulmalıdır (Bush ve ark. 2005). Bush ve arkadaşlarına göre, DEHB olguları ile gerçekleştirilen 13 SPECT çalışmasının sadece üçünde, en büyüğünde 7 kişi olmak üzere normal kontrol grubu bulunmaktadır; geri kalan çalışmaların dördünde hiçbir kontrol grubu bulunmazken, altısında ise psikiyatrik olgular, nörolojik olgular ya da kardeşler kullanılmıştır (Bush ve ark. 2005). Çocuk ve ergen OKB olguları ile gerçekleştirilen iki çalışmanın birisinde de kontrol grubu bulunmamaktadır (Castillo ve ark. 2005). Kontrol grubu olarak diğer psikiyatrik tanıları ya da nörolojik bozuklukları olan olguların kullanılması da bu olguların olası BKA değişiklikleri göz önüne alındığında çok iyi bir yol olarak görülmemektedir. Kardeşlerin kontrol grubu olarak alınması ise hem bu bireylerde BKA değerlerini etkileyebilecek genetik yatkınlıklar hem de etik sorunlar nedeniyle sorunludur. Bu durumda, kontrol, ya da daha doğru bir tanımlamayla karşılaştırma grubu olarak kullanılan tüm olası grupların bazı sorunlara yol açtığı ve hiçbir tercihin ideal bir kontrol grubu sağlamadığı görülmektedir. Çalışmanın diğer önemli kısıtlılığı ise grupların arasında istatistiksel olarak anlamlı olmasa da cinsiyet farklılıkları bulunmasıdır. Özellikle önceki PET çalışmaları DEHB olgularının beyin metabolizmalarının cinsiyet farklılıkları gösterebileceğini ve yetişkin kadın olgularda bu farklılıkların daha belirgin olabileceğini düşündürmektedir (Zametkin ve ark. 1993, Ernst ve ark. 1994). DEHB olgularının SPECT ile incelendiği çalışmalarda örneklem büyüklüğünün 8-54 olgu arasında değiştiği, ortalama olgu sayısının ise 22.9 olduğu görülmektedir (Bush ve ark. 2005). Çocuk OKB olgularının değerlendirildiği daha önce yayınlanmış iki çalışma vardır ve bu yayınlarda sırasıyla 18 ve 14 OKB olgusu yer almıştır, ikinci çalışmada kontrol olgusu bulunmamaktadır (Diler ve ark. 2004, Castillo ve ark. 2005). Bu durumda bizim çalışmamızın DEHB ve OKB örneklem büyüklüğünün kabul edilebilir olduğu düşünülebilir. Parametrik olmayan istatistiksel yöntem ve çoklu karşılaştırmaların düzeltilmesi için Bonferroni düzeltmesi uygulanarak olası istatistiksel sorunlar azaltılmaya çalışılmıştır. Bu kısıtlılıklara karşın beraber de görülebilen ve aynı sinirsel ağlarla ilişkili olabileceği düşünülen iki bozukluğu doğrudan karşılaştıran bir çalışma olmasından dolayı çalışmanın sonuçlarının değerli olduğunu düşünüyoruz. 17

KAYNAKLAR Aouizerate B, Guehl D, Cuny E ve ark. (2004) Pathophysiology of obsessive-compulsive disorder: a necessary link between phenomenology, neuropsychology, imagery and physiology. Prog Neurobiol, 72:195-221. Baxter LJ, Schwartz JM, Bergman KS ve ark. (1992) Caudate glucose metabolic rate changes with both drug and behavior therapy for obsessivecompulsive disorder. Arch Gen Psychiatry, 49:681-689. Baxter LR (1994) Positron emission tomography studies of cerebral glucose metabolism in obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychiatry, 55:54-59. Benkelfat C, Nordahl TE, Semple WE ve ark. (1990) Local cerebral glucose metabolic rates in obsessive-compulsive disorder, patients treated with clomipramine. Arch Gen Psychiatry, 47:840-48. Bradshaw JL, Shepard DM (2000) The neurodevelopmental frontostriatal disorders, evolutionary adaptiveness and anomalous lateralization. Brain Lang, 73: 297-320. Busatto GF, Zamignani DR, Buchpiguel CA ve ark. (2000) A voxelbased investigation of regional cerebral blood flow abnormalities in obsessive-compulsive disorder using single photon emission computed tomography (SPECT) Psychiatry Res, 99:15-27. Bush G, Valera EM, Seidman LJ ve ark. (2005) Functional neuroimaging of attention deficit hyperactivity disorder: a review and suggested future directions. Biol Psychiatry, 57:1273 84. Carlsson ML (2000) On the role of cortical glutamate in obsessivecompulsive disorder and attention deficit hyperactivity disorder, two phenomenologically antithetical conditions. Acta Psychiatr Scan, 102 : 401-413. Castellanos FX (1997) Toward a pathophysiology of attention deficit hyperactivity disorder. Clin Pediatrics, 36:381-393. Castillo AR, Buchpiguel CA, de Araujo LA ve ark. (2005) Brain SPECT imaging in children and adolescents with obsessive-compulsive disorder. J Neural Transm, 112:1115 29. Crespo-Facorro B, Cabranes JA, Lopez-Ibor AI ve ark. (1999) Regional cerebral blood flow in obsessive-compulsive patients with or without a chronic tic disorder, A SPECT study. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci, 249:156-161. Denckla MB (1985) Revised neurological examination and subtle signs. Psychopharmacol Bull, 21:773-779. Diler RS, Kibar M, Avci A ve ark. (2004) Pharmacotherapy and regional cerebral blood flow in children with obsessive-compulsive disorder. Yonsei Med J, 45:90-9. Ernst M, Liebenauer LL, King AC ve ark. (1994) Reduced brain metabolism in hyperactive girls. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 33:858 868. Giedd JN, Rapoport JL, Garvey MA ve ark. (2000) MRI assessment of children with obsessive-compulsive disorder or tics associated with streptococcal infection. Am J Psychiatry, 157:281-3. Gilbert AR, Moore GJ, Keshavan MS ve ark. (2000) Decrease in thalamic volumes of pediatric patients with obsessive-compulsive disorder who are taking paroxetine. Arch Gen Psychiatry, 57:449-56. Goyette CH, Conners CK, Ulrich RF ve ark. (1978) Normative data on revised Conners parent and teacher rating scales. J Abnorm Child Psychol, 6:221-36. Insel TR (1992) Toward a neuroanatomy of obsessive-compulsive disorder. Arch Gen Psychiatry, 49:739-744. O Tuama LA, Dickstein DP, Neeper N ve ark. (1999) Functional brain imaging in neuropsychiatric disorders of childhood. J Child Neurol, 14: 207-221. Öner Ö, Öner P, Aysev A ve ark. (2005) Regional cerebral blood flow in children with ADHD: changes with age. Brain Dev, 27:279-85. Pauls DL, Alsobrook JP, Goodman W ve ark. (1995) A family study of obsessive-compulsive disorder. Am J Psychiatry, 125: 76-84. Perani D, Colombo C, Bressi S ve ark. (1995) [18F]FDG PET study in obsessive-compulsive disorder. A clinical/metabolic correlation study after treatment. Br J Psychiatry, 166:244-50. Rosenberg DR, Keshavan MS (1998) Toward a neurodevelopmental model of obsessive-compulsive disorder. Biol Psychiatry, 43:623-40. Rubia K, Overmeyer S, Taylor E ve ark. (2000) Functional frontalisation with age: mapping neurodevelopmental trajectories with fmri. Neuroscience and Biobehav Rev, 24:13-9. Saxena S, Brody AL, Maidment KM ve ark. (1999) Localized orbitofrontal and subcortical metabolic changes and predictors of response to paroxetine treatment in obsessive-compulsive disorder. Neuropsychopharmacol, 21:683-93. Scahill L, Riddle MA, McSwiggin-Hardin M ve ark. (1997) Children s Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale: reliability and validity. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 36:844-52. Spalletta G, Pasini A, Pau F ve ark. (2001) Prefrontal blood flow dysregulation in drug naive ADHD children without structural abnormalities. J Neural Trans, 108:1203-1216. Swedo SE, Pietrini P, Leonard HL ve ark. (1992) Cerebral glucose metabolism in childhood-onset obsessive-compulsive disorder, revisualization during pharmacotherapy. Arch Gen Psychiatry, 49:690-4. Şener S, Dereboy C, Dereboy IF ve ark. (1995) Conners Öğretmen Derecelendirme Ölçeği Türkçe uyarlaması-1. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dergisi 2: 131-141. Yücelen A, Arman V, Topçuoğlu G ve ark. (2000) Çocuklar için Yale- Brown obsesif kompulsif geçerlik ve güvenilirlik değerlendirmesi. 10. Ulusal Çocuk ve Ergen Kongresi nde poster bildiri olarak sunulmuştur. Sarıgerme. Zametkin AJ, Nordahl TE, Gross ME ve ark. (1990) Cerebral glucose metabolism in adults with hyperactivity of childhood onset. N Eng J Med, 323:1361-1366. Zametkin AJ, Liebenauer LL, Fitzgerald GA ve ark. (1993) Brain metabolism in teenagers with attention-deficit hyperactivity disorder. Arch Gen Psychiatry, 50:333-40. 18