1. accuse: suçlamak (accuse sb of sth) 2. address: adres yazmak (2) hitap etmek 3. admit: itiraf etmek, kabul etmek 4. affect: etkilemek 5. afford: parası yetmek, alabilmek 6. analyse: analiz etmek, detaylı incelemek 7. annoy: kızdırmak, rahatsız etmek 8. anticipate: beklemek, ummak, tahmin etmek 9. appear: görünmek, belirmek 10. appoint: atamak, görevlendirmek, tayin etmek 11. approve: onaylamak, tasdik etmek 12. arise: ortaya çıkmak 13. arrange: düzenlemek, hazırlık yapmak 14. arrest: tutuklamak, yakalamak 15. asist: yardım etmek 16. assume: farz etmek, varsaymak 17. attach: tutturmak, iliştirmek 18. ban: resmen yasaklamak 19. behave: davranmak 20. belong to: bir yere/şeye ait olmak 21. bend: eğmek, bükmek 22. blame: suçlamak 23. book: rezervasyon yapmak, ayarlamak 24. bother: canını sıkmak, uğraşmak 25. breathe: nefes alıp vermek 26. burn: yakmak, yanmak 27. bury: gömmek, defnetmek 28. celebrate: kutlamak, kutlama yapmak 29. charge: ücretlendirmek, fiyat istemek 30. chase: kovalamak, peşinden koşmak 31. chat: sohbet etmek, çene çalmak 32. choose: seçmek, tercih yapmak 33. chop: dilimlemek, parçalamak, doğramak 34. claim: iddia etmek, ileri sürmek 35. clear: temizlemek, kaldırmak 36. collapse: düşmek, yıkılmak 37. combine: birleş(tir)mek, bir araya getirmek 38. concentrate (on): yoğunlaşmak, konsantre olmak 39. concern: ilgilendirmek, alakadar etmek 40. conclude: bit(ir)mek, sona er(dir)mek 41. conduct: idare etmek, yürütmek 42. confuse: şaşırtmak, kafası karışmak 43. consist of: den oluşmak 44. construct: inşa etmek, yapmak 45. consult: danışmak, fikir sormak 46. contain: içermek, kapsamak 47. convince: ikna etmek, inandırmak 48. cough: öksürmek, tıksırmak 49. cover: örtmek, kapamak 50. criticize: eleştirmek 51. damage: zarar vermek, hasar vermek 52. dare: cesaret etmek 53. date: flört etmek (2) tarih atmak 54. declare: duyurmak, beyan etmek 55. defend: savunmak, korumak 56. define: tanımlamak, açıklamak 57. delay: ertelemek, geciktirmek 58. demand: istemek, talep etmek 59. demonstrate: göstermek, kanıtlamak 60. deny: inkar etmek
61. depend on: bağımlı olmak, muhtaç olmak 62. derive from: türetmek, türemek 63. describe: tanımlamak, betimlemek 64. deserve: hak etmek, layık olmak 65. design: plan çizmek, tasarlamak 66. destroy: tahrip etmek, yıkmak 67. direct: yönetmek, yönlendirmek 68. disappear: gözden kaybolmak, yok olmak 69. disappoint: hayal kırıklığına uğratmak 70. discover: keşfetmek, bulmak 71. display: sergilemek, göstermek 72. distinguish: ayırt etmek 73. dominate: egemen olmak, hakim olmak 74. double: ikiye katla(n)mak, ar(tır)mak 75. educate: öğretmek, eğitim vermek 76. emphasize: belirtmek, vurgulamak 77. enable: mümkün kılmak, imkân vermek 78. encourage: cesaret vermek, teşvik etmek 79. engage: ilgilendirmek, meşgul etmek 80. equal: eşitlemek, denklemek 81. escape: bir yerden kaçmak 82. establish: (şirket, kurum) kurmak, tesis etmek 83. estimate: tahmin etmek 84. examine: incelemek, tetkik etmek 85. exceed: geçmek, aşmak (hız limiti vb) 86. excuse: affetmek, bağışlamak 87. exhibit: sergilemek, göstermek 88. exist: var olmak, bulunmak 89. expand: genişle(t)mek, büyü(t)mek 90. experience: yaşamak, tecrübe etmek 91. explode: patla(t)mak, infilak et(tir)mek 92. exploit: sömürmek, hakkını vermemek 93. explore: keşfetmek, araştırma yapmak 94. express: ifade etmek, açıklamak 95. face: yüzleşmek, yüzleşmek 96. farm: çiftçilik yapmak 97. fasten: bağlamak, bağlanmak 98. favour: beğenmek, desteklemek 99. fit: uymak, tam ölçüsünde olmak 100. focus on: odaklanmak, yoğunlaşmak 101. forgive: affetmek, bağışlamak 102. form: oluşmak, oluşturmak 103. free: serbest bırakmak, salıvermek 104. freeze: donmak, buzlanmak, buz tutmak 105. frighten: korkutmak, ürkütmek 106. fulfil: iş / görev vb yerine getirmek 107. function: çalışmak, işlemek 108. fund: para / fon sağlamak, ayırmak 109. gain: elde etmek, kazanmak 110. gather: toplamak, bir araya getirmek 111. generate: ortaya çıkartmak, oluşturmak 112. guard: korumak, savunmak 113. guess: tahmin etmek 114. guide: rehberlik etmek, yok göstermek 115. hang: asmak (elbise vb) 116. heal: iyileş(tir)mek, düzel(t)mek 117. hold: (elinde, kucağında) tutmak 118. identify: belirlemek, tespit etmek 119. ignore: ihmal etmek, görmezden gelmek 120. illustrate: göstermek, resimlemek
121. infect: (hastalık) bulaştırmak, geçirmek 122. influence: etkilemek, tesir etmek, etkili olmak 123. inspect: denetlemek, teftiş etmek, araştırmak 124. inspire: teşvik etmek, isteklendirmek 125. install: kurmak, tesis etmek 126. intend: niyet etmek, niyetlenmek 127. interest: ilgilendirmek, ilgisini çekmek 128. interpret: yorumlamak 129. invade: istila etmek 130. iron: ütülemek, ütü yapmak 131. issue: bildirmek, haberdar etmek 132. join: katılmak, üye olmak 133. march: protesto/tören yürüyüşü yapmak 134. mark: belirlemek, işaret etmek, göstermek 135. mention: bahsetmek, söylemek 136. mind: önemsemek, aldırmak 137. mistake: yanlış anlamak, yanılmak 138. mix: karış(tır)mak, birleş(tir)mek 139. monitor: kontrol etmek, izlemek 140. multiply: art(ır)mak, çoğal(t)mak 141. murder: öldürmek, cinayet işlemek 142. neglect: ihmal etmek, önemsememek 143. negotiate: müzakere etmek 144. obey: itaat etmek, uymak 145. object to: itiraz etmek, karşı çıkmak 146. observe: dikkatle gözlemek, incelemek 147. occupy: işgal etmek, doldurmak 148. occur: meydana gelmek, vuku bulmak 149. oppose: karşı çıkmak, muhalefet etmek 150. owe to: borçlu olmak, borcu olmak 151. perform: gösteri yapmak, icra etmek 152. permit: izin vermek, müsaade etmek 153. persuade: ikna etmek, razı etmek 154. possess: sahip olmak, ın/in sahibi olmak 155. pretend: gibi görünmek, numara yapmak 156. prevent: önlemek, engel olmak 157. print: basmak, yayınlamak (kitap, yayın vb) 158. produce: yapmak, üretmek 159. promise: söz vermek, vaatte bulunmak 160. protect: korumak 161. purchase: satın almak 162. question: soru sormak, soru yöneltmek 163. raise: kaldırmak, yükseltmek 164. rate: değerlendirmek, belirlemek 165. reach: ulaşmak, erişmek, varmak 166. react: tekpi göstermek, karşılık vermek 167. realize: farkına varmak, fark etmek 168. recall: hatırlamak, anımsamak 169. receive: teslim almak, almak 170. recognize: tanımak, bilmek 171. recommend: tavsiye etmek, önermek 172. reduce: azaltmak, kısmak, indirmek 173. refer to: söz etmek, e/a değinmek 174. regret: pişman olmak, pişmanlık duymak 175. regulate: düzenlemek, düzene sokmak 176. reject: reddetmek, geri çevirmek 177. relate: bağlantılı olmak, bağlantı kurmak 178. relax: dinlenmek, rahatla(t)mak 179. release: serbest bırakmak, tahliye etmek 180. rely on: bel bağlamak, muhtaç olmak
181. remain: kalmak, varlığını devam ettirmek 182. replace with: yerine koymak, ile değiştirmek 183. reply: cevap vermek, yanıtlamak 184. represent: anlamına gelmek, temsil etmek 185. rescue: kurtarmak 186. research: araştırmak, incelemek 187. reserve: ayırmak, rezerve yapmak 188. resign: istifa etmek, ayrılmak 189. resist: direnç göstermek, karşı koymak 190. resolve: bir sorunu halletmek, çözmek 191. respect: saygı duymak, hayran olmak 192. respond: cevap vermek 193. restrict: sınırlamak, yasaklamak 194. retire: emekli olmak, emekliye ayrılmak 195. return: geri gitmek/gelmek, dönmek 196. reverse: tersine çevirmek, tersine gitmek 197. revise: elden / gözden geçirmek 198. ruin: yıkmak, mahvetmek 199. rule: karar vermek, hüküm vermek 200. satisfy: tatmin etmek, doyurmak 201. scare: korkutmak 202. score: gol atmak, puan kazanmak 203. sense: sezmek, hissetmek 204. separate: böl(ün)mek, ayırmak, ayrılmak 205. slide: kaymak, kaydırmak 206. slip: kaymak, kayıp düşmek 207. slow: yavaşla(t)mak, ağırlaş(tır)mak 208. smile: gülümsemek, tebessüm etmek 209. solve: çözmek, cevabını bulmak 210. sort: sınıflandırmak, ayırmak 211. sound: gibi görünmek, gibi gelmek 212. spare: para/zaman ayırmak, yedeklemek 213. spill: dökmek, dökülmek 214. stamp: damgalamak, mühürlemek 215. stare at: bakmak, dik dik bakmak 216. starve: açlık çekmek, açlıktan ölmek 217. stick to: yapış(tır)mak 218. stir: karıştırmak 219. store: depolamak, stok yapmak 220. stress: vurgulamak, belirtmek 221. study: ders çalışmak, okul okumak 222. submit: sunmak, göndermek 223. succeed: başarmak, muvaffak olmak 224. suffer from: acı çekmek, ıstırap duymak 225. suggest: önermek, göstermek, teklif etmek 226. surround: çevirmek, kuşatmak 227. survive: hayatta kalmak, atlatmak 228. suspect: şüphelenmek, şüphe duymak 229. sustain: sürdürmek, devam ettirmek 230. tear: yırtmak, yırtılmak 231. train: eğitmek, öğretmek 232. treat: davranmak, muamele etmek 233. trust: güvenmek, güven duymak 234. warn: uyarmak, ikaz etmek 235. waste: israf etmek, boşa harcamak 236. wave: el sallamak 237. wish: dilemek, istemek 238. wonder: merak etmek 239. worry: kaygılanmak, endişelenmek 240. wound: yaralamak