ÇANAKKALE TARIM SEKTÖRÜ TANITIM VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ PROJESİ FAALİYET SONUÇ RAPORU



Benzer belgeler
Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

İhracat Genel Müdürlüğü KOBĠ ve Kümelenme Destekleri Daire BaĢkanlığı. Hatice ġafak ERGÜN Uzman

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

OECD TARIMSAL POLİTİKALAR VE PİYASALAR ÇALIŞMA GRUBU

AYDIN TİCARET BORSASI

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2016 YILI YILLIK İŞ PLANI

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır.

DÖKÜM VE DÖVME ÜRÜNLERĠ DEĞERLENDĠRME NOTU (MART 2009)

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2015 YILI YILLIK İŞ PLANI

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

milyon ton Dünya LPG Arz ve Talep Dengesi

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ

TÜRK PLASTĠK AMBALAJ SEKTÖRÜ 2009 YILI DEĞERLENDĠRMESĠ ve ĠLERĠYE DÖNÜK BEKLENTĠLER. Barbaros Demirci Genel Müdür PAGEV / PAGDER

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

T.C. Kalkınma Bakanlığı

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

SN. YETKİLİ DİKKATİNE KONU: 2016 YILI YAPI-İNŞAAT VE ELEKTRİK FUARLARI SİRKÜ BİLGİLENDİRMESİ

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ

T.C EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

OECD TARIMSAL POLİTİKALAR VE PİYASALAR ÇALIŞMA GRUBUNUN 63. TOPLANTISINA KATILIM

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

BATMAN TİCARET BORSASI

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris)

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI

2008, ''ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ'' YILI OLARAK ĠLAN EDĠLDĠ.

2015 EKİM KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA COĞRAFİ İŞARETLER

Petrol Ürünlerinde Vergiler

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi

KIRSAL ALANDA. KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ

T.C. EKONOMĠ BAKANLIĞI. Ġhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

Ayakkabı Sektör Profili

TARSUS TİCARET BORSASI

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

TÜRKİYE DE PAMUK ÜRETİMİ VE BAKANLIK POLİTİKALARI. Dr. Mehmet HASDEMİR Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

Hibe ve Destek Programları

Basın Sohbet Toplantısı. 14 Temmuz 2009, İstanbul

2016 Ankara Mali Destek Hibeleri

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

GIDA İŞLEME MAKİNELERİ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

TÜRK HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ VE PAMUK

UR-GE PROJESİ NEDİR?

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

AYDIN TİCARET BORSASI

Technology. and. Machine

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 8 Ay PAGEV

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

TC. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GAP ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ. Diyarbakır Tarımsal Ticaret / Nüsha 4

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Transkript:

GÜNEY MARMARA KALKINMA AJANSI 2011 YILI DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI ÇANAKKALE TARIM SEKTÖRÜ TANITIM VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ PROJESİ FAALİYET SONUÇ RAPORU ÇANAKKALE ŞUBAT 2012

İÇİNDEKİLER Ġçindekiler 1. ġekġl LĠSTESĠ... 5 2. TABLO LĠSTESĠ... 6 4. EKĠP ÖZGEÇMĠġLERĠ... 7 5. ÖNSÖZLER... 8 6. ARAġTIRMANIN AMACI VE KAPSAMI... 10 7. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ... 11 7.1. Veri Toplama Yöntemi... 11 7.2. Analiz Ölçeği... 11 7.3. Toplanan Verilerin Analiz Yöntemleri... 11 8. TARIM SEKTÖRÜ... 12 8.1. Tarımın Önemi... 12 9. DÜNYADA TARIM... 14 9.1. Dünyada Tarımın Tarihsel GeliĢimi... 14 9.2. Dünya Tarım Sektörüne Genel BakıĢ... 14 9.3. Tarım Sektöründe DıĢ Ticaret... 17 9.4. Tarımsal Üretime Etki Eden Faktörler... 19 9.4.1. Toprak ġartları ve Toprak Hazırlığı... 20 9.4.2. Ġklim ġartları... 20 9.4.3. Toprak Analizleri ve Gübreleme... 20 9.4.4. Sertifikalı Tohumluk Kullanımı... 21 9.4.5. Fidan, Fide ve ÇeĢit... 21 9.4.6. Sulama... 21 9.4.7. Bakım... 21 9.4.8. Zirai Mücadele... 22 9.4.9. Uygun Hasat Zamanı ve Depolama... 22 9.4.10. Diğer Etkenler... 22 9.5. Küresel Tarım Politikaları... 22 10. TÜRKĠYE DE TARIM... 24 10.1. Türkiye de Tarımın Tarihsel GeliĢimi... 24 10.2. Türkiye de Tarım Sektörüne Genel BakıĢ... 24 10.3. Türkiye Tarımsal Ürün DıĢ Ticareti... 27 10.4. Tarım Sektörüne Yapılan Yatırımlar... 29 10.5. Türkiye de Tarım Politikaları... 29 10.6. Tarımsal Üretim Girdileri ve Girdi Destekleri... 32 syf. 1 1

10.7. Tarım ĠĢletmelerinin Amacı ve Yapısı... 33 10.8. Tarım ĠĢletmelerinin Büyüklüğü... 34 10.9. Türkiye de Tarım Sektörünün Sorunları... 34 11. ÇANAKKALE NĠN GENEL DURUMU... 37 11.1. Çanakkale Ġli... 37 11.2. Çanakkale nin Coğrafi Yapısı... 38 11.3. Çanakkale de Ekonomik Yapı... 39 11.4. Çanakkale de Tarımsal Yapı... 39 11.5. Çanakkale Ġli Ġçin Son 10 Yıl Ġçerisinde Sağlanan Tarımsal Destekler... 43 12. TARIM SEKTÖRÜNDE TANITIM VE PROMOSYON STRATEJĠLERĠ... 44 12.1. Pazarlama Nedir?... 44 12.2. Pazarlama Araçları... 45 12.2.1. Geleneksel araçlar... 45 12.2.2. Geçerli araçlar... 45 12.2.3. Ġnternet Araçları... 45 12.3. Tarımsal Pazarlama Sistemleri... 45 12.4. Tarımsal Pazarlama Alt Sistemleri... 46 12.5. Dünyada Tarımsal Pazarlama Kanalları... 47 12.5.1. Kooperatifçilik:... 47 12.5.2. Üretici Birlikleri:... 47 12.5.3. Ticaret Borsaları:... 47 12.5.4. Toptancı Halleri:... 48 12.5.5. Lisanslı Depoculuk:... 48 12.5.6. Vadeli ĠĢlemler ve Opsiyon Borsaları:... 49 12.6. Türkiye de Tarımsal Pazarlama Kanalları... 50 12.6.1. Kooperatifçilik:... 51 12.6.2. Üretici Birlikleri:... 52 12.6.3. Ticaret Borsaları:... 53 12.6.4. Toptancı Halleri:... 53 12.6.5. Lisanslı Depoculuk:... 54 12.6.6. Vadeli ĠĢlemler ve Opsiyon Borsaları:... 54 12.7. ĠĢlenmiĢ Tarımsal Ürünlerin Pazarlanması... 55 12.8. Pazarlama Alanında Destek Veren Kurum/KuruluĢlar... 55 13. ÇANAKKALE DE TARIMSAL PAZARLAMA... 56 13.1. Çanakkale Ġlindeki Tarımsal Pazarlama Kanalları... 57 13.1.1. Kooperatifler... 57 13.1.2. Üretici Birlikleri... 60 13.1.3. Ticaret Borsaları... 60 13.1.4. Toptancı Halleri... 61 13.1.5. Lisanslı Depolar... 61 14. ANALĠZ ÇALIġMALARI... 62 14.1. KuruluĢ Yılı... 63 14.2. Kapalı Alan ve Açık Alan Büyüklükleri... 63 14.3. ĠĢletmelerin Personel Durumları... 64 14.4. ĠĢletmelerin Faaliyet Alanları ve Faaliyet Gösterdikleri Sektörler... 64 14.5. ĠĢletmelerin Hukuki Yapıları... 66 14.6. ĠĢletmelerin Üretim Yeri Mülkiyetleri... 66 14.7. ĠĢletmelerin Üretim ġekilleri... 66 14.8. ĠĢletmelerin Ġhracat ġekilleri... 67 14.9. Tarım ĠĢletmelerinin Kredi Türleri... 68 14.10. Tarım ĠĢletmelerinin Sahip Oldukları Kalite ve Sertifikasyon Belgeleri... 70 14.11. Tarım ĠĢletmelerinde Bulunan Departmanlar... 71 14.12. Tarım ĠĢletmelerinin 5 Yıl Ġçerisinde Yatırım Yapmayı Planladıkları Alanlar... 72 14.13. Tarım ĠĢletmelerinin Ağırlıklı MüĢteri Grubu... 72 14.14. Tarım ĠĢletmelerinin BiliĢim Bilgileri... 74 14.15. Tarım ĠĢletmelerinin Kayıtlı Oldukları Sistemler... 75 14.16. Tarım ĠĢletmelerinin SatıĢ, Pazarlama ve Tanıtım Desteği Konusundaki GörüĢleri... 75 14.17. Tarım ĠĢletmelerinin Pazar AraĢtırması Konusundaki GörüĢleri... 75 14.18. Tarım ĠĢletmelerinin Tanıtım Yöntemleri... 76 14.19. Tarım ĠĢletmelerinin Tanıtım ile Ġlgili Problemleri... 80 15. ORTAK AKIL TOPLANTISI... 82 16. SONUÇ VE ÖNERĠLER... 84 16.1. Genel Değerlendirme:... 84 16.2. Çanakkale Ġlinde Tarım ve Tarıma Dayalı Sanayi Ürünlerinin Pazarlama Sürecinde YaĢanan Problemler ve Çözüm Önerileri:... 85 16.2.1. ĠĢletme Ölçeklerinin Küçük Olması... 85 16.2.2. Miras Hukukunun Yeniden Düzenlenmesi ve Arazi ToplulaĢtırması... 86 16.2.3. Üretici Örgütlenmesi... 86 16.2.4. Tarım ĠĢletmeleri Arasında ĠĢbirliğinin GeliĢtirilmesi... 87 16.2.5. Kümelenme YönetiĢim Modeli ve Stratejisinin OluĢturulması... 88 16.2.6. Tarım Sektörüne Yönelik Desteklerden Yararlanılması... 89 16.2.7. Tarımsal Pazarlama Kanalları Altyapısının Zayıflığı... 89 16.2.8. Uluslararası Pazarlara Açılım Yetersizliği:... 92 16.2.9. Ürün GeliĢtirme ve AR-GE Yetersizliği... 94 2 syf. 2 syf. 3 3

16.2.10. MarkalaĢma Becerisinin Yetersizliği... 96 16.2.11. Tanıtım ve Reklam Alanında Yetersizlik... 97 16.2.12. Sertifikalı Tohum Kullanımı ve Üretiminde Yetersizlik... 98 17. EK: ANKET FORMU... 100 18. KAYNAKÇA... 103 1. ġekġl LĠSTESĠ ġekil 1. Küresel Tarımsal Üretimin Dağılımı 2008 (Milyar ABD Doları)... 23 ġekil 2. Tarımsal Üretim ve GSYĠH deki Payı... 32 ġekil 3. GSYĠH deki Sektör Payları... 32 ġekil 4. Tarım Ġhracatı ve Toplam Ġhracat Ġçerisindeki Payı... 33 ġekil 5. Tarım Ġthalatı ve Toplam Ġthalat Ġçerisindeki Payı... 34 ġekil 6. ĠĢletme Büyüklüğüne Göre ĠĢletme ve ĠĢletmenin Tasarrufundaki Arazi... 40 ġekil 7. BaĢlıca Tarımsal Ürünlerin Konumlanma Haritası... 42 ġekil 8. Tarım Ürünlerinin Pazarlama Sistemi Ġçindeki Durumu... 59 4 5 syf. 4 syf. 5

2. TABLO LĠSTESĠ Tablo 1. Global Düzeyde Toplam Ġstihdam Ġçinde Tarımın Payı... 21 Tablo 2.Tarım Sektörünün Ülkelerin GSMH Ġçindeki Payı (%)... 21 Tablo 3. Dünyadaki Tarım Ülkelerinin Ġstatistiksel Verileri... 22 Tablo 4. Dünya Tarımsal DıĢ Ticaret Verileri... 24 Tablo 5. Türkiye nin Toplam DıĢ Ticareti Ġçerisindeki Tarım Ġthalat ve Ġhracatının Payı... 35 Tablo 6. T.C Ziraat Bankası Tarım Kredisi ÇeĢitleri ve Ġndirim Oranları... 39 Tablo 7. Çanakkale Ġli Toprak Dağılımı... 47 Tablo 8. Çanakkale de Tarım Ürünleri Değerleri... 47 Tablo 9. Çanakkale Ġli Bitkisel Üretim Verileri... 48 Tablo 10. Tarım Sektöründe Faaliyet Gösteren ĠĢletme Sayıları... 48 Tablo 11. Çanakkale de Kullanılan Tarımsal Alet ve Makine Verileri... 49 Tablo 12. Çanakkale de Üretilen Bazı Hayvansal Ürünlerin Dağılımı... 49 Tablo 13. Çanakkale Su Ürünleri Üretimi... 49 Tablo 14. Çanakkale Ġli 2011 Yılı Tarımsal Ürün DıĢ Ticareti... 50 Tablo 15. Çanakkale Ġlindeki Tarımsal Kooperatiflerin Listesi... 66 Tablo 16. Çanakkale Ġlindeki Üretici Birlikleri Listesi... 68 Tablo 17. Çanakkale Ġlinde Bulunan Ticaret Borsalarının Listesi... 69 Tablo 18. Çanakkale Ġlinde Bulunan Toptancı Hallerinin Listesi... 69 Tablo 19. ĠĢletmelerin KuruluĢ Yılları... 72 Tablo 20. Kapalı Alan Büyüklüğü... 72 Tablo 21. Açık Alan Büyüklüğü... 72 Tablo 22. ĠĢletmelerin Personel Durumları... 73 Tablo 23. ĠĢletmelerin Faaliyet Alanları... 73 Tablo 24. ĠĢletmelerin Faaliyet Gösterdikleri Meslek Grupları... 74 Tablo 25. ĠĢletmelerin Hukuk Yapısı... 75 Tablo 26. ĠĢletmelerin Mülkiyet Durumları... 75 Tablo 27. ĠĢletmelerin Üretim ġekilleri... 76 Tablo 28. ĠĢletmelerin Ġhracat ġekilleri... 76 Tablo 29. ĠĢletmelerin Ġhracat Yapmama Nedenleri... 77 Tablo 30. Tarım ĠĢletmelerinin Kredi Türleri... 78 Tablo 31. ĠĢletmelerin Kredi ve/veya Hibe Aldıkları Kurumlar... 78 Tablo 32. Tarım ĠĢletmelerinin Kalite ve Sertifikasyon Belgeleri... 79 Tablo 33. ĠĢletmelerde Bulunan Departmanlar... 80 Tablo 34. Tarım ĠĢletmelerinin 5 Yıl Ġçerisinde Yatırım Yapmayı Planladıkları Alanlar... 81 Tablo 35. ĠĢletmelerin Ağırlıklı MüĢteri Grupları... 82 Tablo 36. ĠĢletmelerin Sahip Oldukları Bilgisayar Adedi... 83 Tablo 37. ĠĢletmelerin Ġnternet Bağlantı Durumları... 83 Tablo 38. ĠĢletmelerin Ġnternet Sitesine Sahip Olma Durumu... 83 Tablo 39. Tarım ĠĢletmelerinin Kayıtlı Oldukları Sistemler... 84 Tablo 40.Tarım ĠĢletmelerinin SatıĢ, Pazarlama ve Tanıtım Desteği Konusundaki GörüĢleri... 84 Tablo 41. ĠĢletmelerin Pazar AraĢtırması Konusundaki GörüĢleri... 85 Tablo 42. ĠĢletmelerin Tanıtım Yöntemleri... 87 Tablo 43. Tarım ĠĢletmelerinin Tanıtım Ġle Ġlgili Problemleri... 89 4. EKİP ÖZGEÇMİŞLERİ ADNAN HACIBEBEKOĞLU 1981 yılında Kahramanmaraş ta doğan Adnan HACIBEBEKOĞLU, Erciyes Üniversitesi İşletme Bölümü mezunudur. 2000-2004yılları arasında mobilya ve finans sektörlerinde çeşitli görevlerde bulunmuştur. 2004 yılından bu yana ise Türkiye deki hibe programları, yerel kalkınma ve yatırım alanların danışmanlık yapmaktadır. Halen Türkiye nin birçok bölgesinde yerel yönetimlere, oda ve borsalara, sivil toplum kuruluşlarına ve KOBİ lere bu alanlarda eğitim ve danışmanlık hizmeti veren Progem Danışmanlık ın Genel Müdürlüğü nü yapmaktadır. Aynı zamanda birçok sivil toplum kuruluşuna üyeliği bulunan HACIBEBEKOĞLU,2009 yılından buyana Ekonomik ve Sosyal Gelişim Derneği nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmektedir. Yerel, ulusal ve uluslararası yayın organlarında çok sayıda makaleleri ve raporları yayınlanan HACIBEBEKOĞLU iyi derecede İngilizce bilmektedir. GÜLŞAH OĞUZ YİĞİTBAŞI 1981 yılında Konya da doğmuştur.lisanseğitimini2003yılındaortadoğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü nden mezun olarak tamamlamıştır. 2003-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Ekonomik ve Sosyal Demografi Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimi almıştır. Lisans ve yüksek lisans eğitimi sürecinde Türkiye genelinde yürütülen çeşitli projelerde Anketör, Veri Giriş Sorumlusu, Veri Giriş Denetmeni, Proje Asistanı, Saha Ekibi Sorumlusu, Koordinatörlük, Raporlama Sorumlusu vb. görevlerde rol almıştır. 2006 yılından bu yana hibe danışmanlığı ve araştırma çalışmaları sektöründe görev yapmaktadır. 2008 yılından bu yana ise Progem Danışmanlık ta Proje ve Araştırma Birimi Koordinatörü olarak çalışmaktadır. 2009 yılında kurulan Ekonomik ve Sosyal Gelişim Derneği nin kurucu üyeleri arasında bulunmakta olup aynı zamanda dernek Genel Sekreterliği görevini yürütmektedir. İyi derecede İngilizce bilmektedir. DUYGU BOZKIR 1988 yılında İstanbul da doğan Duygu BOZKIR, 2006 yılında Ankara Gölbaşı Anadolu Lisesi nden mezun olmuştur. Gazi Üniversitesi İstatistik bölümünü2011 yılında tamamlamıştır. Eğitiminin bir yılına İspanya nın Salamanca Üniversitesi nde devam eden BOZKIR, yazılım ve sigortacılık alanlarında uzun dönemli stajlar yapmıştır. Duygu BOZKIR, 2011 yılından bu yana Progem Danışmanlık şirketinde Saha Araştırma Sorumlusu olarak görev yapmaktadır. İyi derecede İngilizce ve İspanyolca bilmektedir. GÖKHAN EVCİ 1983 yılında Ankara da doğan Gökhan EVCİ, 2001 yılında Kırıkkale Fen Lisesi nden mezun olmuştur. Halen Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi nde lisans eğitimine devam etmektedir. Kalkınma Ajanslarının Doğrudan Faaliyet Desteği programı kapsamında yapılan birçok araştırma çalışmalarında yer alan EVCİ, 2011 yılından bu yana Progem Danışmanlık şirketinde İş Geliştirme Uzmanı olarak görev yapmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir. 6 syf. 6 7

5. ÖNSÖZLER Güngör Azim TUNA Çanakkale Valisi Kaya ÜZEN Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ticaret Borsamızın Çanakkale Tarım Sektörü Tanıtım ve Pazarlama Stratejileri konulu projesinin sonuç- mevcut potansiyelimiz için çok sağlıklı ve uzun vadeli tarımdaki kaynaklarımızı çok iyi değerlendirerek, larının ve değerlendirmelerinin toplandığı bu raporda, stratejiler geliştirmeliyiz ilimiz ekonomisi hakkında çok değerli ve güncel bilgiler bulacaksınız. Güney Marmara Kalkınma Ajansı Bu projede ilk bakışta fark edilen ve en dikkat çeken tarafından finanse edilen bu proje aslında son yıllarda husus şudur: Tarım sektörünün pazarlama, dağıtım ve sahada yapılmış ve Çanakkale ilindeki tarımsal faaliyetler hakkında çok kıymetli araştırma çalışmalarını sektörün kuruluşlarından ve özellikle bu projeyi yürü- tanıtım sorunlarının oldukça büyük olması. Ben şimdi içermektedir. Benim de bazılarını ziyaret etme fırsatını bulduğum Borsamızın üyelerinin, ilimizin tarım ortaya çıkan sorunlar hakkında çözüm önerileri getiten Ticaret Borsamızdan şunu talep ediyorum: Burada ürünlerinin pazarlama potansiyeli hakkındaki görüş ren, strateji geliştiren, tüm Çanakkale ye hitap eden, ve Ticaret önerileri Borsamızın bu raporda Çanakkale derlenmiştir. Tarım Bu Sektörü araştırma yurt dışı pazarlara açılmayı sağlayan ve Çanakkale nin Tanıtım ve Pazarlama Stratejileri konulu projesinin aynı sonuçlarının zamanda ilimizde ve değerlendirmelerinin yapılmış kendi toplandığı alanında bu ilk rekabet gücünü artıran bir proje daha geliştirmeleri. raporda, ilimiz ekonomisi hakkında çok değerli ve saha çalışmasıdır. Yani diğer bir ifadeyle bu projenin ikinci adımını gerçekleştirmeleri güncel bilgiler bulacaksınız. Güney Marmara Kalkınma Ajansı tarafından Bu elimizdeki finanse edilen mevcut bu proje proje mevcut Çanakkale aslında son ili yıllarda iki T sahada sektöründe yapılmıģ çok ve farklı Çanakkale ve çok ilindeki durumumuzu tarımsal çok faaliyetler güzel özetlemektedir. hakkında çok kıymetli Bundan sonra ise ziyaret yol haritamızı etme fırsatını ve stratejimizi bulduğum belirleyerek, Borsamızın çözüm kendine araģtırma mahsus çalıģmalarını potansiyeli içermektedir. bünyesinde Benim barındırmaktadır: üyelerinin, Tarım ilimizin ve Turizm. tarım ürünlerinin Bizler Valilik pazarlama olarak son potansiyeli önerileri hakkındaki getiren projelerinizi görüģ ve önerileri bekliyoruz. bu raporda de bazılarını yıllarda derlenmiģtir. fuarlarla, Bu ortak araģtırma akıl toplantılarıyla, aynı zamanda ilimizde projelerle, yapılmıģ kendi alanında ilk saha çalıģmasıdır. markalaşma çabalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla beraber yürüttüğümüz çalışmalarımızla, Çasi tarım ve turizm konularında ilimiz ve ülkemiz AB nin son yıllarda birçok alanda sıkıntıya girme- Çanakkale ili iki T sektöründe çok farklı ve çok kendine mahsus potansiyeli bünyesinde nakkale Turizminin gelişimine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Şimdi aynı tempomuzu, aynı enerjimizi tarım Ben ortaya çıkan bu fırsatları Çanakkale tarımının için önemli fırsatların doğmasına neden olmuştur. barındırmaktadır: Tarım ve Turizm. Bizler Valilik olarak son yıllarda fuarlarla, ortak akıl ve toplantılarıyla, gıda fuarlarıyla, projelerle, projelerimizle, markalaģma toplantılarımızla çabalarımızla, önde gelen sivil kuruluşlarının toplum kuruluģlarımızla iyi değerlendirmelerini beraber ve tarım yürüttüğümüz sektörü için çalıģmalarımızla, de harcayacağız. Çanakkale Bu nedenle Turizminin Ticaret aynı Borsamızın tempomuzu, yapmış aynı olduğu enerjimizi bu araştırma tarım çalışması ve gıda fuarlarıyla, ürünler, yeni projelerimizle, pazarlar, farklı toplantılarımızla teknikler, farklı tarım konular- iyi geliģimine gözlemlemelerini katkı sağlamaya istiyorum. çalıģıyoruz. Yeni stratejiler, ġimdi yeni bizler sektörü için önemli için de bir harcayacağız. kaynak olacaktır. Bu nedenle Ticaret Borsamızın daki araştırmaları yapmıģ olduğu takip etmelerini, bu araģtırma ilimizin çalıģması tarımdaki potansiyelini ve dinamizmini yüksek katma değere bizler için önemli bir kaynak olacaktır. Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki Türkiye nin AB ile dönüştürmelerini ve bu konuda Valiliğimizle yakın yürüttüğü müzakerelerde en zorlu, en geniş kapsamlı ve en Hepimiz çok kaynak gayet gerektiren iyi biliyoruz konu ki Tarımdır. Türkiye nin Aynı AB zamanda kapsamlı Tarım, ve ülkemizin en çok kaynak yaklaşık gerektiren % 30 unun konu geçimini Tarımdır. Aynı zamanda Tarım, ülkemizin yaklaģık % ile temas yürüttüğü halinde müzakerelerde olarak yeni projelerin en zorlu, hayata en geniģ geçirilmesini istiyorum. sağladığı 30 unun önemli geçimini bir sektördür. sağladığı önemli Tarım; sağlık, bir sektördür. turizm, Tarım; Son sağlık, olarak, turizm, bu projede nakliyat, emeği eğitim geçen gibi Çanakkale birçok Ticaret içinde Borsasının Çanakkale, personelini, bölgesini üyelerini, besleyen, yönetim büyük kurulu- nakliyat, sektörün eğitim alt yapısını gibi birçok oluģturmaktadır. sektörün alt yapısını Bütün oluşturmaktadır. illere önemli Bütün gıda bunların malzemesi içinde temin Çanakkale, eden bir ilimizdir. bölnu, Bu meclis nedenle üyelerini üreticimiz tebrik için ediyor, yüksek başarılar katma değer diliyorum. bunların gesini besleyen, büyük illere önemli gıda malzemesi Böyle başarılı, uzun soluklu, sektörüne ışık tutan, birçok kurumu Tarım bir Sektörü araya Tanıtım getiren ve projelerinin Pazarlama Stratejileri de devamını temin Bu çalıģma, eden bir Progem ilimizdir. tarafından Bu Çanakkale nedenle Ticaret üreticimiz Borsası için adına Çanakkale yüksek Projesi katma kapsamında değer hazırlanmıģtır. sağlamanın 2011-2012 yollarını bulmalı, getirmelerini diliyorum. syf. 9 Bu kaynak, Çanakkale İlinin mevcut tarım sektörü potansiyelinin değerlendirilmesi ve pazarlama çalışmalarının geliştirilmesini ve ilin sosyo-ekonomik gelişme hızının arttırılması hedeflenmekte, tarım sektörünün mevcut potansiyelini ortaya koyarak sektör hakkında tüketicilere gerekli bilgiyi sağlamaktadır.umut ediyoruz ki hem ilimiz ekonomisine hem de ülkemizin tarım politikalarına oldukça önemli katkılar sağlayacaktır. Borsamız üyesi KOBİ lerin gelişmelerini, küresel rekabet karşısında başarılı olmalarını, verimliliklerini arttırmalarını ve kurumsallaşmalarının olmazsa olmaz olduğunun gerekliliğini benimseten bir çalışma ortamı içindeyiz. Bizler bu proje ile hem bölgemizin hem de sektörlerin sorunlarının çözümlerinde doğru tespitlerin yapılabilmesi için üyelerimizi ziyaret ederek, görüşlerini alarak sorunlarını yerinde tespit edip, çözüm yolları bulmayı hedefledik. Bu açıdan Çanakkale Tarım Sektörü Tanıtım ve Pazarlama Stratejileri Planı adlı projemiz kapsamında yaptığımız bu çalışma ilimizde yürütülen tarım sektöründeki ilk geniş çaplı bir saha araştırmasıdır. 350 den fazla üyemizi ve işletmemizi ziyaret ettiğimiz bu projede; çok kıymetli üyelerimizin detaylı bilgilerinin elektronik veritabanı oluşturulmuştur. Üyelerimize daha iyi ulaşmanın, onların ürünlerini daha iyi pazarlamanın ve sorunlarının daha yakından görülmesinin imkanını sağlamıştır. Aslında bu araştırmada elde edilen sonuç; 2011 yılı sonu itibarıyla Çanakkale tarım işletmelerinin genel durumu ve talepleri hakkında durum tespitinin yapılmış olmasıdır. Sektörün önde gelen kurumlarıyla, Valiliğimizle, Üniversitemizle, Tarım İl Müdürlüğümüzle, Ziraat Odamızla, Güney Marmara Kalkınma Ajansıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla analiz sonuçlarını değerlendirmek için beyin fırtınası toplantıları, ortak akıl toplantıları düzenledik. Sektörün güçlü ve zayıf yanlarını, içte ve dışta sahip olduğu fırsatları ve riskleri belirlemeye yönelik görüşmeleri paylaştık. Projeksiyonlar, stratejiler, öneriler üzerinde durduk. Tüm detaylarıyla birlikte araştırma çalışmalarını baz alarak yeni çalışmalara, açılımlara ve politikalara doğru adım atmaya başlayacağız. İleri teknoloji yardımıyla, internet, haberleşme, reklam ve tanıtım kanallarını kullanarak üyelerimize ve Çanakkale tarımına hizmet etmeye çalışacağız. Biz burada ilimizin kamu yöneticilerine, sektörümüze ve hepsinden önemlisi kendi üyelerimize bir durum tespiti bir sorun analizi çalışması sunduk. Bu projedeki çalışmalarımız ve uyguladığımız metotlar bizlere farklı bir anlayış ve proje tekniği getirdi. Bundan sonra daha detaylı ve daha çok bilimsel analize dayanan projeler geliştireceğiz. Şimdi çözüm analizi aşamasına geldik. Strateji geliştirme adımları atacağız. Üyelerimizin rekabet gücünü artırmak için daha geniş kapsamlı projelerimizi, marka ve coğrafi tescil hizmetlerimizi, medyayı, bilim ve teknolojiyi, interneti, danışmanlık ve ihracat hizmetlerimizi daha etkin, daha verimli kullanarak, yeni çalışmalar geliştireceğiz. Çok farklı ve yenilikçi enstrümanlar kullanacağız. Sizler de biliyorsunuz ki ilimiz Tarımda Türkiye nin önde gelen illerindendir. Birçok tarım ürününün yetiştirilmesi ve ticaretinde Türkiye de ilk sıralardayız. Bu çalışmadan sonra ise sırada bu üretimi katma değere dönüştürme çalışmalarımız başlayacaktır. En yakın zamanda bu çalışmalarımızın da sonuçlarını ve adımlarını sizlerle paylaşacağız. Son olarak bu çalışmada bizlere destek veren Başta Sayın Valimiz olmak üzere, Güney Marmara Kalkınma Ajansımıza, Çanakkale 18 Mart Üniversitesine, Tarım İl Müdürlüğümüze, Ziraat Odamıza çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bu projede emeği geçen tüm Personelimizi, Yönetim Kurulumuzu ve Meclisimizi tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Yeni, farklı, atılımcı, yenilikçi ve verimli projelerimizde görüşmek dileğiyle 8 9

6. ARAġTIRMANIN AMACI VE KAPSAMI Günümüzde sosyo-ekonomik refah düzeyi bakımından geliģmiģ ve az geliģmiģ ülkeler olduğu gibi, her ülkenin sınırları içerisinde de geliģmiģ ve az geliģmiģ bölgeler bulunmaktadır. Bu farkın oluģmasındaki temel neden, dinamik bir yapıya sahip olan ve geliģme sürecine yön veren iktisadi ve sosyal faktörlerin ülke mekânı üzerinde farklı yoğunluklarda dağılmasıdır. Türkiye nin ulusal gelirinin önemli bir kısmını oluģturan tarım, yıllar içerisinde teknolojik geliģmelere ayak uydurmuģtur. Tarım faaliyetleri sadece ülke ekonomisi için değil, ayrıca insan sağlığı, ekolojik döngü, sanayilerde hammadde ihtiyacının karģılanması gibi bir çok hayati ve çevresel konuların da vazgeçilmez bir parçasıdır. TUĠK 2010 tarım istatistikleri verilerine göre; Türkiye tarımının %48 ini bitkisel üretim ve %52 sini hayvansal üretim oluģturmaktadır. ÇeĢitli kaynaklara göre Türkiye de toplam istihdamın %52 sini tarımsal faaliyetler oluģturmaktadır Çanakkale de de istihdam tarım üzerine yoğunlaģmıģtır. Verimli topraklara sahip Çanakkale ilinde süt ve süt ürünleri üretimi baģta olmak üzere, tahıl ve bitkisel ürünler, hayvansal ve bitkisel yağlar ve yağlı tohumların üretimleri baģlıca yapılan tarımsal faaliyetlerdir. Güney Marmara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen bu araģtırmada; Çanakkale ilinin mevcut tarım sektörü potansiyelinin değerlendirilmesi ve pazarlama çalıģmalarının geliģtirilmesiyle, ilin sosyo-ekonomik geliģme hızının artırılmasına katkı sağlanması ve Çanakkale Ticaret Borsası üyelerinin bilgilerini içeren veri tabanının oluģturulması hedeflenmektedir. Amaç, Çanakkale ilinin tarımsal potansiyelini ortaya çıkarmak, tanıtım çalıģmaları yapmaları konusunda teģvik etmek ve Çanakkale ilinde tanıtım ve pazarlama kültürünün yaygınlaģmasına katkı sağlamaktır. Hazırlanacak veritabanı ulusal ve uluslararası ticari fuarlarda dağıtılarak, Çanakkale Ticaret Borsası na kayıtlı iģletmelerinin tanıtımları yapılacaktır. AraĢtırma kapsamında yapılan anket çalıģmaları ile tanıtım ve pazarlama konuları baģta olmak üzere iģletmelerin genel durumları belirlenecektir. Bu hedefler doğrultusunda, Çanakkale Ticaret Borsası na kayıtlı 364 iģletme ile birebir görüģme yapılmıģtır. Bu görüģmelerde iģletmelerin tanıtım ve pazarlama yöntemleri ile tanıtım ve pazarlamaya yönelik sorunları ortaya konulmuģtur. Bu çalıģma ile iģletmelerin tanıtım ve pazarlama konusundaki sorunlarının çözümüne katkı sağlanması beklenmektedir. Böylece uzun dönemli tanıtım ve pazarlama stratejileri belirlenerek bölge ekonomisinin geliģmesine ivme kazandıracak politikaların ortaya konulması, Güney Marmara Kalkınma Ajansı nın amaçlarına da uygun düģmektedir. 7. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ 7.1. Veri Toplama Yöntemi Bu çalıģma da internet ortamında geniģ çaplı kaynak taraması yapılmıģtır. Bölgesel geliģme politikaları ve uygulamaları konularında yapılan teorik yayınlardan ve kalkınma planları dokümanlarından yararlanılmıģtır. Diğer yandan TC Kalkınma Bakanlığı, TÜĠK, KOSGEB, Hazine MüsteĢarlığı, TC Ekonomi Bakanlığı, TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve BirleĢmiĢ Milletler gibi kurum ve kuruluģlar tarafından Ģimdiye dek gerçekleģtirilen ilgili tüm yayın, veri ve ortak akıl platformlarından yararlanılmıģtır. Çanakkale Ticaret Borsasına kayıtlı toplam 364 iģletme ile yüz yüze anket yapılmıģtır. Ayrıca Çanakkale ilinde yer alan paydaģ kuruluģların, tarım sektöründe faaliyet gösteren iģletme sahipleri ve sektörle ilgili sivil toplum kuruluģlarının katılımıyla birlikte bir ortak akıl toplantısı düzenlenmiģtir. 7.2. Analiz Ölçeği ÇalıĢmada Çanakkale Ticaret Borsası na kayıtlı iģletmelerin kuruluģ ve personel bilgileri, faaliyet sektörleri ile hukuki yapıları, kullandıkları kredi türleri, ihracat Ģekilleri, sahip oldukları kalite ve sertifikasyon belgeleri, ağırlıklı müģteri grupları, yeni yatırım planları, tanıtım ve pazarlama yöntemleri ile bu konulara yönelik sorunlarını tespit etmeye yönelik sorular yöneltilmiģtir. Bu çalıģma için öncelikle araģtırma ekibi tarafından Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyelerinin ve GMKA uzmanlarının katkılarıyla hedeflenen verilerin toplanmasını sağlayacak nitelikte bir anket soru formu oluģturulmuģtur. 7.3. Toplanan Verilerin Analiz Yöntemleri 364 iģletme ile yüz yüze uygulanan anketler SPSS(Statistical Packagefor Social Sciences) Programı kullanılarak analiz edilmiģtir. Analiz sürecinde her bir anket sorusunun frekans tablosu ve istatistiksel karģılaģtırmalarının bağımsızlık testleri elde edilmiģtir. 10 syf. 14 syf. 16 11

8. TARIM SEKTÖRÜ 8.1. Tarımın Önemi Ġnsanlık tarihi geliģimi, insanların doğa ile uyum içerisinde toplayıcılık ve avcılık gibi faaliyetleri sürdürerek yaģamını idame ettirmesinin ardından, geliģiminin belirli aģamasında tükenen ürünleri üretebilmek amacıyla tarımı keģfederek tarımsal üretime geçmesi doğrultusunda gerçekleģmiģtir. Tarım yalnızca ekonomik bir süreç olmaktan çok, bölgesel, sosyal, kültürel ve ekolojik öneme sahip toplumsal bir faaliyettir. Tarım, tüm dünyada gıda maddeleri gereksinimlerini karģılaması, tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını karģılaması ve istihdam sağlaması yönüyle ekonomik bir değer sağlamakta, kırsal miras ve çevre korumasında önemli konumda bulunmaktadır. Ayrıca tarım, gelir dağılımdaki dengesizliğin giderilmesi, kırsal miras ve toplumsal yapılanmada devamlılığın sağlanmasında önem arz etmekte, son yıllarda standardizasyon ile birlikte kaliteli üretimi teģvik etmesi yönü ile de yaģam kalitesini artırmaktadır. Avcılık ve toplayıcılıktan bu yana sanayinin geliģmesi ile birlikte tarım da teknolojik uygulamalara geçiģ kültürel bir devrim olarak adlandırılmaktadır. Dolayısı ile tüm dünyada tarımsal üretim faaliyetleri birçok alanı etkilemeye devam etmekte, özellikle ekonomik alanda dıģa bağımlılığı önlemesi ve ödemeler dengesi üzerinde önemli etkilerinin olması nedeniyle stratejik bir önem taģımaktadır. Dünyada tarımın önemi, uluslararası tarımsal iliģkilerin yürütülmesi sırasında önem kazanmaktadır. Uluslararası tarımsal iliģkiler, ülkeler bazında tarımsal iģlemlerin düzenlenmesi, yürütülmesine yönelik faaliyetleri kapsamaktadır. Bu iliģkilerin tümünün düzenlenmesi ve uygulanması Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) aracılığıyla sürdürülmekte, küresel tarımsal politikaların oluģturulması aģamasında yönlendirici konumda bulunmaktadır. AB de, 1962 yılında tarımın payı GSMH içinde %11 iken, 2001 yılı verilerinde bu oran %1,9 ile sınırlı kalmıģtır. 1 Bunun yanı sıra, AB de tarımla uğraģan nüfusun toplam nüfusa oranı 2008 verilerine göre %5,5 ile sınırlı olmasına rağmen, AB mevzuatının %35 inin tarıma yönelik düzenlemelerden oluģması nedeniyle sektörel önemini sürdürmektedir. Ortak Tarım Politikası (OTP) AB tarafından oluģturulan ilk ortak tarım politikası olması yönüyle önem taģımaktadır. OTP çerçevesinde AB ülkelerine sağlanan destek AB bütçesinin yarısını oluģturmaktadır. 2 Türkiye nin 1984 yılında GSMH içindeki payı %17,7 iken, 2003 yılına gelindiğinde %12,4 oranına gerilemiģtir. Yine milli gelirin %10 u ve istihdamın %27 sini karģılaması yönü ile önem arz eden tarım sektörünün yıllar içinde istihdam payı %46 iken, 2006 yılında %27 ye gerilemiģtir. 2007 verilerine göre ise, tarımsal üretimin GSMH içindeki payı %8,9 olup tarımla uğraģan nüfusun toplam nüfusa oranı %23,2 olarak belirlenmiģtir. Verilen oranlar incelendiğinde, AB ülkelerine kıyasla Türkiye de tarımsal üretim önemini korumakta, tarımın GSMH içindeki payı azalmasına rağmen, payın belli seviyelerde seyretmesi yönü ile azalan oranda önemini korumaya devam etmektedir. 4 için üretim ve pazarlama yaklaģımına bırakmıģtır. Dünyada temel tarım ürünlerinde üretim, tüketim ve ticaret dengeleri hızla değiģmektedir. Günümüzde tarım, sadece toprakta ve pazardaki süreçler ve araçlarla yönetilemeyecek kadar büyük ve önemli bir sektör haline gelmiģtir. Sektörde rekabetçilik ve sürdürülebilirlik ön plana çıkan kavramlar haline gelirken, küresel iklim değiģikliği, gıda fiyatlarındaki artıģ, artan nüfus baskısı ve uluslararası organizasyonların etkinliğinin artması sektöre yön veren temel dinamikler olmaktadır. Dünyada tarım sektörünün stratejik önemi her geçen yıl artmaya devam etmektedir. Bu değerlendirmenin en belirgin göstergesi, dünya tarım ve gıda fiyatları endeksinin son elli yıl boyunca tarihin en düģük düzeyinde seyrettikten sonra (1974 petrol krizi dönemi hariç), son dönemde sürekli bir artıģ eğilimi içerisine girmesidir. 1950 lerden bu yana 4 milyar civarında artan dünya nüfusu, açlık ve yetersiz beslenme sorununu da beraberinde getirmiģtir. BirleĢmiĢ Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO), günümüzde dünyada 925 milyon insanın kronik açlık sıkıntısı çektiğini, yetersiz beslenenlerin sayısının ise 1 milyar 23 milyon olduğunu açıklamaktadır. Tarım ve gıda fiyatlarındaki artıģın yapısal nedenlerden kaynaklandığı ve kalıcı olduğu yolunda tüm dünyada bir ortak görüģ bulunmaktadır. FAO tarım fiyatlarındaki artıģ eğiliminin 2012 de de süreceğini öngörmekte ve tüm dünyayı artan açlığı önlemek için birlikte çalıģmaya davete etmektedir. ġubat 2011 tarihinde yapılan G20 Zirvesi, geliģmekte olan ülkelerin tarımsal yatırımlara gerekli önemi vermemesi durumunda dünyanın açlık ve yetersiz beslenme sorunlarının büyüyeceği mesajıyla kapanmıģtır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kaynaklarına göre dünya tarım sektörü ile ilgili sayısal veriler Ģu Ģekildedir: Dünya gıda fiyatları son 3 yılda %83 artmıģtır. Dünya buğday fiyatları son 28 yılın en yüksek seviyesine ulaģmıģtır. Uluslararası borsa fonları gıda ürünlerine yönelmektedir. Gıda fiyatlarındaki artıģ serbest piyasa ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Gıda fiyat artıģları 30 dan fazla ülkede kitlesel tepkilere neden olmuģtur. Dünya gıda fiyatlarının 2015 yılına kadar artıģ göstermesi beklenmektedir. Stratejik, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan büyük öneme sahip olan tarım, günümüzde ülkeler için sınırlar ötesi bir nitelik kazanmıģ, tarımsal üretimde kendi kendine yeterli olma kaygısı yerini, dünya 1(TOBB, 2003, 126 TOBB, Ürün Borsaları ile Borsaların Piyasa GeliĢiminde Rolleri Konferansı, 2007) 2(TÜĠK Tarım Ġstatistikleri, 2008) 12 syf. 18 syf. 19 13

9. DÜNYADA TARIM 9.1. Dünyada Tarımın Tarihsel GeliĢimi Yeryüzünde yaģama baģlayan ilk insan hayati fonksiyonlarını devam ettirebilmek için enerjiye ve bu enerjiyi sağlayabilmek için de gıda tüketimine ihtiyaç duymuģtur. Günümüz insanının günlük kalori ihtiyacı 2000-3500 kalori civarındadır. Bu kalori ihtiyacı ilk insanların yaģam koģulları dikkate alındığında daha da fazlalaģmaktadır. Bu doğrultuda ortaya çıkan ilk dönem avcılık ve toplayıcılık dönemidir. Çevrelerindeki yabani hayvanları izleyebilme ve taklit etme yeteneğine sahip olan ilk insanlar böylelikle yenebilecek bitkileri tanımıģlardır. Etçil hayvanları taklit ederek ve ihtiyaçlarına göre tercih yaparak ise etçil beslenmeyi keģfetmiģlerdir. Her yeni nesil bu konuda daha ileri bir teknik geliģtirerek avlanma dönemlerini belirlemiģtir. Nüfusun az ve doğal kaynakların çok olması bu sürecin binlerce yıl sürmesini sağlamıģtır. Bu süreç içerisinde insanlar göç ederek gıda kaynaklarının bulunduğu bölgelere yönelmiģlerdir. Ancak gıda kaynaklarına ulaģımda sıkıntılar yaģanmaya baģladığı zaman gıda kaynaklarını kendi bulundukları bölgelerde yetiģtirme gibi bir fikir oluģturmuģlardır. Bu sürecin sonunda ise hayvanların evcilleģtirilmesi ve bitki yetiģtiriciliği ortaya çıkmıģtır. Milattan önce 12.000 yıllarında baģlayan bu süreç milattan önce 7.000 yıllarına kadar sürmüģtür. Yabani hayvanların doğal ortamlarda hapsedilmesi ve gıdalarının insanlar tarafından verilmesi ile hayvanların evcilleģtirilmesi ve bitki yetiģtiriciliğinin baģlaması dönemi ortaya çıkmıģtır. Günümüz evcil hayvancılığı bu süreç içinde baģlamıģ, hayvanların beslenme, üreme, bakım ve hastalıkları konularında ilk veriler bu dönemden itibaren geliģmiģtir. BaĢlangıçta evcilleģtirilen hayvanların beslenmesi için yapılan bitki üretimi, geniģletilerek insanları tükettikleri bitkilerin üretimini de kapsamıģtır. Tarımın geliģmesi ilk kentleģme olgusunu yaratmıģ ve küçük tarım pazarları oluģturulmuģtur. Tarımdaki bu geliģmeler kent yaģamına geçiģi hızlandırmıģ ve kent yaģamı ile birlikte sanat, bilim ve ticaret de geliģmeye baģlamıģtır. 9.2. Dünya Tarım Sektörüne Genel BakıĢ Tarım sektörü insanlığın temel ihtiyacı olan beslenmeyi karģılaması sebebiyle varlığını ve önemini her daim sürdürecek sektörlerden biridir. Beslenme ihtiyacının karģılanması sektörün baģat iģlevi olup tarım dıģı sektörlere hammadde sağlaması ve istihdamı artırması gibi yan iģlevlere de hizmet etmektedir. Sektör toplam istihdam içerisinde önemli bir konumdadır. GeliĢmiĢ ülkelerde bu sektördeki istihdam giderek azalsa da, geliģmekte olan ve az geliģmiģ ülkelerde sektör hala önemli bir istihdam kaynağı konumundadır. Bunun yanında tarıma dayalı sanayiye hammadde sağlaması, elde edilen tarımsal ürünlerin bir kısmının veya tamamının ihraç edilmesiyle ülkeye döviz kazandırması gibi ekonomik özelliklerinin yanında stratejik ve sosyal açılardan da tarım günümüzde önemini korumaktadır. Tablo1. Global Düzeyde Toplam Ġstihdam Ġçinde Tarımın Payı 1996 2006 Dünya 43,1 38,7 GeliĢmiĢ Ülkeler ve AB 5,2 3,2 GeliĢmekte Olan Ülkeler 51,0 47,0 Latin Amerika 23,2 18,8 Az GeliĢmiĢ Ülkeler 29,7 29,7 Kaynak: Datamonitor, Küresel Tarımsal Ürünler Raporu Dünyada tarım sektörü verileri ele alındığında tarım nüfusunun toplam nüfusa oranı ABD de %2, AB de %5,6, Brezilya da ise %21 dir. Aynı ülkelerdeki istihdam payı incelendiğinde, ABD de bu oran %1,4 iken, AB de %5,6 lık bir paya sahiptir. AB ve ABD de tarım alanlarının toplam yüzölçümüne oranı eģ olup %45 tir. 3 Tarımın sektörel yapısı dikkate alındığında 2004 yılı itibariyle dünya GSMH sının %4 ü tarıma aittir. GeliĢmiĢ ülkelerde toplam GSMH nın tarımsal üretime oranı %5 sin altında seyrederken, geliģmekte olan ülkelerde bu oran %15-20 seviyelerindedir. 4 Tablo2.Tarım Sektörünün Ülkelerin GSMH Ġçindeki Payı (%) 1980 1990 2004 Dünya 7 6 4 ABD 14 2 1 Euro Bölgesi 4 4 2 Japonya 4 3 1 Macaristan 19 15 3 Türkiye 26 18 13 Çin 30 27 13 Kore 15 9 4 Hindistan 38 31 21 Brezilya 11 8 10 Kaynak: Datamonitor, Küresel Tarımsal Ürünler Raporu 1990 yılı sonrası dünyada değiģen sektörel yapılanmalar nedeniyle istihdam yapısı değiģim göstermiģtir. 1990 sonrası teknolojideki geliģmeler nedeniyle tarım istihdamının toplam istihdam içindeki payı azalma göstermiģtir. Küresel istihdam rakamlarına oranla tarımsal istihdam payı 2006 yılında 1996 yılına oranla %4,4lük bir düģüģ kaydederek, %43,1 den %38,7 ye ulaģmıģtır. GeliĢmekte olan ülkelerde tarım sektörünün istihdamdaki payı %3-5gibi tek haneli rakamlarla ifade edilirken, geliģmekte olan ülkelerde %30-40 gibi yüksek oranlardadır. Tarım sektöründe geliģen tarım teknikleri, yetiģtirme Ģekilleri ve özellikle genetik mühendisliğinin son yıllarda geliģmesiyle üretim ve verim konusunda sürekli bir geliģme yaģanmıģtır. Bu bakımdan tarım sektörünün, verimlilik ve kullanılan teknoloji açısından ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini söylemek mümkündür. GeliĢmekte olan ülkeler tarım ülkeleri olarak isimlendirilmelerine ve ekonomileri içinde tarımın payının yüksek olmasına karģın, verimlilikleri geliģmiģ ülkelerin gerisinde kalmıģtır. Özellikle ABD ve AB gibi geliģmiģ ülkelerde tarımdan elde edilen verim ve dolayısıyla gelir diğer ülkelere göre çok daha yüksektir. Bunun nedenleri, tarımın daha fazla desteklenmesi, girdi kullanımının en uygun 3 (www.tarimplus.com.tr Dünyada Tarım Sektörüne Genel BakıĢ) 4(Dünya Ticaret Örgütü, Dünya GeliĢim Göstergeleri, 2006) 14 syf. 20 syf. 21 15

miktarlarda kullanılması, Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmesi ve dolayısıyla modern tarım yapılması olarak sıralanabilir. 1985-2004 yılları arasında tarımsal ürünlerin ticareti global ticarette yaģanan artıģ ve yeni ülkelerin global piyasalara katılmasıyla birlikte artıģ kaydetmekle beraber, tarımın toplam ticaretteki payı %10 un altına inmiģtir. 1985-2004 arasında daha fazla ülke global ticaretin içinde yer alırken, tarımsal ürün ticareti yapan ülke sayısı azalmıģtır. Tablo3.Dünyadaki Tarım Ülkelerinin Ġstatistiksel Verileri Ülke Kullanılabilir Tarım Ortalama ĠĢletme ĠĢletme Sayısı (1000) Arazisi (1000 Ha) Büyüklüğü (Ha) Belçika 1386 52 26.9 Çek Cumhuriyeti 3606 42 84.2 Danimarka 2712 48 53.6 Almanya 17035 390 43.7 Estonya 834 28 29.9 Yunanistan 3805 825* 4.8* Ġspanya 25690 1141* 22.1 Fransa 29584 614 45.3* Ġrlanda 4307 133 31.8 Ġtalya 14710 1729 7.4 Letonya 1734 129 13.2 Litvanya 2837 253 11.0 Lüksemburg 129 2 52.7 Macaristan 5863 715 6.0 Malta 10 11 0.9 Hollanda 1924 82 23.9 Avusturya 3263 171 19.1 Polonya 15906 2477 6.0 Portekiz 3737 324 11.4 Slovenya 509 77 6.3 Slovakya 1941 69 27.4 Finlandiya 2267 71 32.1 Ġsveç 3019 76 42.1 Ġngiltere 16761 287 55.4 Bulgaristan 5265 Romanya 14270 AB 183241 9791 16.7 TÜRKĠYE** 18432 3022 6.1 Kaynak: http://ec.europa.eu/agriculture/agrista/2006/table-en/idex.htm (EuropeanCommissionAgricultureStatistics web pages) * 2003 yılı verileri ** 2001 yılı Genel Tarım Sayımı Tarımsal İşletmeler Araştırma Sonuçları Tarımsal üretimin iki önemli kolu olan ve insan beslenmesinde önemli rol oynayan bitkisel üretim ve hayvansal üretim oranları geliģmiģ ve geliģmekte olan ülkelerde değiģmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde hayvansal üretim tarımsal üretimin %65-70 ini oluģtururken, geliģmekte olan ülkelerde bu oran %30-35 dir. Sanayi ve ticarette hızla büyüyen Çin, tarım ve hayvancılıkta da lider ülkeler arasında yer almaktadır. Çin 1979-1981 döneminde dünya et üretiminin %10,66 sını, dünya meyve sebze üretiminin ise %10,72 sini karģılarken, 2004 yılında dünya et üretiminin %28,57 sini, meyve sebze üretiminin ise %36,62 sini tek baģına gerçekleģtirir durumuna gelmiģtir. Çin in yanı sıra diğer Asya ülkeleri ve Brezilya da et ve mey ve-sebze üretim rakamlarını son yıllarda artırmıģ, buna karģılık Avrupa ülkelerinin payı düģmüģtür. Türkiye ise meyve-sebze ve tahıl üretimini 2004 yılına kadar artırmıģ ancak son iki yılda üretimdeki payı gerilemeye baģlamıģtır. Dünya tahıl üretiminde Çin, ABD, Hindistan ve Rusya ilk sıralarda yer alırken, Türkiye 14. sırada yer almaktadır. Meyve-sebze üretiminde ise Türkiye5.sırada bulunmaktadır. 2008 yılında, hububat, meyve, sebze, yağlı bitki, baklagiller, baharat ve kuru yemiģ olmak üzere küresel tarımsal ürünlerin tutarı yaklaģık 1,6 trilyon ABD doları olmuģ; 2004 ve 2008 yılları arasında pazar değeri % 6,3yıllık bileģik büyüme oranında artıģ göstermiģtir. Pazarın %54 ünü oluģturan meyve ve sebze üretimi 836 milyar dolar gelir oluģtururken, bunu %19 luk payla takip eden hububat, 300 milyar ABD doları değerinde gelir oluģturmuģtur.2004 ve 2008 yılları arasındaki % 3,4 yıllık bileģik büyüme oranıyla 2008 yılında 3,5 milyar tona ulaģan tarımsal ürün üretim miktarının 2013 yılında 3,9 milyar tona ulaģması öngörülmektedir. Avrupa, küresel üretimin %25 ini oluģtururken, Asya-Pasifik bölgesi %55 lik değer payıyla tarımsal üretimin çoğunluğunu oluģturmaktadır. 5 ġekil 1. Küresel Tarımsal Üretimin Dağılımı 2008 (Milyar ABD Doları) 9.3. Tarım Sektöründe DıĢ Ticaret Kaynak:Datamonitor, Küresel Tarımsal Ürünler Raporu Küresel ticaret, dünya çapında ekonominin geliģmesi ve yeni ülkelerin ticari faaliyetler piyasasında yer almaya baģlaması ile birlikte ivme kazanmıģ, ülkeler arası ekonomi faaliyetlerinin canlanmasına yol açmıģtır. Bu canlanma sayesinde, geliģmiģ ülkeler ekonomik hacimlerini büyütürken tarımsal ürün ticaretinden çok, diğer sektörlerde ticaret faaliyetlerini sürdürmeye yönelmiģlerdir. GeliĢmekte olan ülkeler ise tarımsal ürün ticaretinde daha çok rol oynamaya baģlamıģtır. Dünya çapında toplamda 20 tarım ihracatçısı ülke, toplam tarım ihracatının %73 ünü gerçekleģtirmektedir. 1985-2004 yıllarını kapsayan yaklaģık 20 yıllık süreçte tarımsal ürünlerin ihracatında 270 milyar dolarlık bir artıģ yaģanmıģ, 123 milyar dolar olan tarımsal ürün ihracatı, 393 milyar dolara yükselmiģtir. 1985-89 yılları arasında toplam tarımsal ihracatın %70 i, sonraki yıllarda ise %60 ı OECD ülkeleri tarafından gerçekleģtirilmiģtir. Sektörün önde gelen ihracatçıları arasında Avrupa Birliği ülkeleri, ABD 5 (Datamonitor, Küresel Tarımsal Ürünler Raporu, Kasım 2009) 16 syf. 22 syf. 23 17

ve Avustralya yer almaktadır. 2000-2004 yıllarında bu ülkelerin tarım ihracatının toplam ihracata oranı sırasıyla %18,6, %18,1 ve %4,8 olarak belirlenmiģtir. Tablo 4. Dünya Tarımsal DıĢ Ticaret Verileri Ülkeler Ġthalat (milyon dolar) Ġhracat(milyon dolar) 2006 2007 2008 2006 2007 2008 Almanya 57.720 70.340 82.991 47.364 57.508 70.841 Avusturya 8.928 11.098 13.113 10.103 10.594 12.404 Belçika 25.489 31.110 37.472 29.368 34.782 41.133 Bulgaristan 1.298 1.816 2.587 1.498 1.638 2.820 Çek Cumhuriyeti 5.175 6.524 7.838 3.519 4.819 6.252 Danimarka 8.338 10.165 12.094 15.039 16.481 18.665 Estonya 938 1.357 1.543 575 905 955 Finlandiya 3.494 4.209 5.020 1.887 2.026 2.347 Fransa 37.269 44.513 53.149 50.378 58.810 68.020 Hollanda 31.995 39.660 49.542 54.939 67.638 79.045 Ġngiltere 45.790 53.544 58.360 19.573 22.874 24.993 Ġrlanda 6.290 7.641 8.302 11.412 11.572 11.571 Ġspanya 21.657 26.752 31.577 26.736 31.059 36.463 Ġsveç 7.825 9.471 11.396 3.772 4.559 5.636 Ġtalya 35.165 39.655 44.836 27.810 31.571 37.075 Letonya 1.160 1.552 2.012 613 986 1.438 Litvanya 1.670 2.194 3.164 1.717 2.525 3.456 Lüksemburg 1.818 2.041 2.380 858 946 1.146 Macaristan 2.943 3.683 4.689 4.154 5.976 7.593 Malta 441 518 611 76 64 94 Polonya 7.644 10.302 13.476 10.194 12.824 15.512 Portekiz 6.229 7.916 9.310 3.089 3.989 4.794 Romanya 3.110 4.414 6.088 1.228 1.558 3.159 Slovakya 2.511 3.361 4.226 1.681 2.105 2.546 Slovenya 1.716 2.288 2.797 944 1.253 1.581 Yunanistan 6.544 7.927 9.058 4.246 4.420 5.152 Avustralya 5.692 7.758 8.356 21.535 23.643 24.066 Çin 47.557 59.109 80.960 26.188 32.161 35.903 Hindistan 7.067 8.093 9.141 11.258 16.708 17.307 Meksika 15.982 19.150 22.950 13.428 14.389 15.542 Türkiye 5.223 7.251 10.275 6.329 6.542 10.564 ABD 67.626 74.651 82.442 71.379 92.679 118.281 Dünya 747.025 906.887 1.104.776 721.951 873.286 1.059.857 Kaynak: Gıda ve Tarım Örgütü Bugün dünyada tarım ürünleri ticaretini 20 ülke yönetmekle birlikte payları her geçen gün azalmaktadır. Diğer taraftan OECD ülkeleri ticaretin büyük bir kısmını gerçekleģtirmeye devam etmekte olup, daha çok iģlenmiģ ürün ihracatı yapmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerin ise tarım ticaretinde ağırlığı giderek artmaktadır. Özellikle süt ve et ürünlerinin ihracatında geliģmekte olan ülkelerin payı bariz bir Ģekilde artarken, OECD ülkelerinin payı azalmaktadır. Son yıllarda özellikle iģlenmiģ tarımsal ürünleri ticaretinde artıģ yaģanmaktadır. Tarımsal emtia ihracatının toplam tarım ürünleri ihracatındaki payı %41 lere ulaģmıģtır. Buna karģılık 1985 lerden beri ham tarım ürünlerinin ihracatında düģüģ görülmektedir. Son yirmi yılda ham tarım ürünlerinin ihracattaki payı %37 den %19 a gerilemiģtir. GeliĢmekte olan ülkeler, az geliģmiģ ülkelere kıyasla daha fazla yarı iģlenmiģ ve iģlenmiģ tarım ürünleri ihracatı yapmaktadır. Tarım ve ticaret politikaları hem yurtiçi hem de uluslararası piyasalarda üretim ve tüketim üzerinde doğrudan etki yaratmaktadır. Bu nedenle her geçen gün daha fazla tarım politikası uygulamaya konmaktadır. Amaç serbest ticaret önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Her ne kadar serbest ticaret eğilimi güçlense de, uluslararası alanda belirlenmiģ standart ve sistemlerle üretim yapamayanların ihracat Ģansları gittikçe azalmaktadır. Yoksul ülkelerin tarımsal ihraç ürünleri çok sınırlı olup, bunlar genellikle temel tarımsal ürünlerdir. Bu ülkelerin zengin ülkelere karģı rekabet etmeleri de hemen hemen imkansızdır. Çünkü baģta ABD, AB ve Japonya olmak üzere zengin ülkeler yıllık 300 milyar dolar tutarında bir kaynağı tarım destekleri için kullandırmaktadır. Yoksul ülkeler söz konusu destekler nedeniyle, tarım ürünlerine tarife koymak suretiyle kendilerini koruma altına almaya çalıģmakta, ancak kendi aralarında yeterince tarımsal ticaret yapamamaktadırlar. Özellikle geliģmekte olan ülkelerdeki ekonomik performans ve nüfus artıģı nedeniyle, küresel tüketim artıģının devam etmesi beklenmektedir. GeliĢmekte olan ülkelerin tarım ithalatının artıģ göstermesi ve bu artıģın kısmen geliģmekte olan ülkeler arasında üretim maliyetinin düģük olduğu ülkelerden artan ihracat tarafından karģılanması beklenmektedir. 9.4. Tarımsal Üretime Etki Eden Faktörler Tarımsal üretim faktörleri, tarımsal üretimde rol oynayan üretim araçlarının farklı koģullar altında bir araya gelmesi ile değiģiklik gösteren, tarımsal yapı, emek, sermaye, toprak yapısı gibi bileģenlerin bir araya gelmesi ile oluģan koģulların bütünüdür. Üretimin niteliği ve üretim miktarı bu faktörlere, faktörlerin kullanım biçimleri ise çağlara bağlı olarak değiģim göstermektedir. Ġlkel dönemlerde üretimi belirleyen faktörler yalnızca arazi ve iģgücü iken, geliģmiģ toplumlarda emeğin yerini sermaye faktörü almaya baģlamıģtır. Bunun yanı sıra, sermayenin sabit sermaye ve aģınma payı (amortisman) desteği veya döner iģletme sermayesi ile sürdürülüģü tarımsal üretimi etkilemektedir. Tarımsal üretime etki eden bir diğer faktör ise, tarımsal mekanizasyondur. Tarımsal mekanizasyonun ilk uygulamaları, birim zamanda daha fazla alanı ekebilmek için toprağı çizerek açan basit el aletlerinin kullanımı ile toprak iģleme alanında görülmüģtür. Daha sonra güçlü iģ hayvanları ile toprak iģleme amacıyla basit aletlerin çekimi sağlanmıģtır. 1800 lü yılların sonu ile 1900 lü yılların ilk dönemlerinde, buhar gücüyle çalıģan traktör üretilmiģ ve kullanılmıģtır. 1920 ile 1950 arasında artan mekanizasyon uygulamaları ile belirgin bir üretim artıģı sağlanmıģtır. 1970 li yıllardan günümüze kadar geçen süreçte azaltılmıģ toprak iģleme ve toprak iģlemesiz tarım teknikleri uygulamaya geçilmiģtir. 1990 lı yılların baģında bilgisayar ve kontrol sistemleri ile elektronik teknikler tarımda uygulanmaya baģlanmıģtır. 1995 ten itibaren tarım arazilerindeki değiģkenliği dikkate alan hassas uygulamalı tarım teknolojileri pratiğe aktarılmıģ olup, bu teknolojiler üzerinde yoğun bilimsel çalıģmalar devam etmektedir. Günümüzde, tarımda sürücüsüz traktör ve biçerdöver kullanımı uygulamaları bulunmaktadır. Tarım makinelerinin kullanım alanının artıģ göstermesi ile tarımsal nüfus azalmıģ, teknolojiye dayalı tarım faaliyetleri artıģ göstermiģtir. Ürün kalitesinin ve veriminin artması, tarımda çağdaģ tekniklerin kullanılmaya baģlanması ile mümkün olmuģtur. Tarımsal verimi etkileyen hastalık ve haģereler ile mücadelede, ilaçlama gibi etkin yöntemlerin kullanımı da tarımsal üretimi etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. 18 syf. 24 syf. 25 19

Tarımsal pazarlamaya önem verilmesi, üretilen tarım ürünlerin ederi kadar değer biçilmesine yardımcı olurken, ürünlerin yeteri miktarda kar oranı ile satılmasına katkı sağlamaktadır. Maliyetin altında satıģ yapılması tarım üreticilerinin sektörden faydalanamaz hale gelmesine yol açmakta, tarımsal üretim miktarının düģmesine sebep olmaktadır. Tarımsal üretimi geliģtirebilmek için pazarlama faaliyetlerine önem verilmesi gerekmektedir. Tarımda verimi artırmanın yolları ise ana baģlıklar halinde Ģu Ģekilde sıralanabilir: 9.4.1. Toprak ġartları ve Toprak Hazırlığı Toprak Ģartları denildiğinde, genelde bitkilerin özelde ise tarımsal ürünlerin yetiģtirilmesine uygun ve yeterli toprak özellikleri anlaģılmaktadır. Tarımsal bir ürünün yetiģtirilmesi açısından belki de en önemli unsurlardan birisi toprak özelliğidir. Ekim ve dikim iģlemlerinden önce toprağın uygun alet ve ekipmanlarla hazırlanması, taģ ve varsa yabancı maddelerin ayıklanması, tohumun uygun ekim derinliğine düģebileceği bir hale getirilmesi gerekmektedir. 9.4.2. Ġklim ġartları Ġklim Ģartları, bitkilerin yetiģmesinde belirleyici etkisi olan en önemli unsurlar arasındadır. Sıcaklık dereceleri, yağıģ rejimi, rüzgarlar ve bunların süreleri bitkiler üzerinde olumlu veya olumsuz rol oynamaktadır. Bu nedenlerle bitki çeģitleri binlerce yıllık bir sürecin sonunda yetiģebilecekleri koģullara uyum sağlamıģlardır. Eğer, sıcak bir iklim bitkisi soğuk iklimli bir yerde veya soğuk iklim bitkisi sıcak bir ortamda yetiģtirilmeye çalıģılırsa o bitkiden istenilen verimin ve neticenin alınması mümkün değildir. 9.4.3. Toprak Analizleri ve Gübreleme Türkiye topraklarının ancak %36 sı tarımsal iģletmeye elveriģlidir. Bu toprakların %20 si orta, %37 si Ģiddetli ve %16 sı çok Ģiddetli erozyona maruz kalmaktadır. Ülke topraklarının genelde ayrıģmaya karģı fazla bir direnç gösteremeyen taneli, tombul bir yapıya sahip olması, topografik yapıdan kaynaklanan eğimli alanların çokluğu ve bitki örtüsü azlığı erozyonel etkiyi fazlasıyla güçlendirmektedir. Bu nedenlerle toprak iģleme iģleminin dikkatle yapılması büyük önem taģımaktadır. Toprak analizi, toprakta bitkilerin yetiģmesi için gerekli olan bitki besin maddelerinin ve ph (toprak reaksiyonunun) durumunu ortaya koymaktadır. Bir toprakta bitkiler için gerekli olan azot, fosfor ve potasyum gibi temel elementler ve demir, kalsiyum, brom, bakır, manganez, kükürt, çinko gibi iz elementlerin durumu ile o toprağın teknik özelliklerinin ve toprak reaksiyonunun bilinmesi verimli bir üreticilik için büyük öneme sahiptir. EkilmiĢ bir bitkinin topraktan ne kadar besin maddesi eksilttiğinin ve ekilecek bitkinin besin maddesi isteklerini toprağın karģılayıp karģılayamayacağının bilinmesi büyük önem taģımaktadır. 9.4.4. Sertifikalı Tohumluk Kullanımı Sertifikalı tohumluk ve fidanlar, araģtırma enstitüleri ve özel araģtırma kuruluģları tarafından, yıllar süren araģtırmalar ve denemeler neticesinde üreticilerin ve tarımın hizmetine sunulmuģlardır. Yüksek verimli, hastalık ve zararlılara dayanıklı, zor toprak ve iklim Ģartlarında kolaylıkla yetiģtirilebilmesini sağlamak amacıyla tarımın pek çok alanında araģtırmalar yapılmakta olup bu araģtırmaları özel kuruluģlar ticari, kamu kuruluģları kâr amacı gütmeden yapmaktadırlar. Üretim sırasında bu tohumların kullanımı verimliliği büyük oranda etkilemektedir. 9.4.5. Fidan, Fide ve ÇeĢit 9.4.6. Sulama Uygun fidan ve fide seçimi verim artıģında önemli bir diğer faktördür. MenĢei bilinen ve uzun yıllardır bu iģle uğraģan kiģi ve kuruluģlardan sağlıklı fidan temini de verim artıģında önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü uzman kiģi ve kuruluģlardan temin edilen fidanlar hem kendileri hem de Devlet tarafından hastalık taģıma riski yönünden kontrol edilmektedir. Eğer iklime uygun ve menģei belli çeģitler seçilmezse hastalık ve zararlılara karģı direnç eksikliği, amaçlanan verimin elde edilememesi ve ağaçlarda kurumalar gibi istenmeyen sonuçlar baģ gösterebilecektir. Fide seçiminde de kontrollü Ģartlara uyulması ve uygun çeģitlerin seçilmesi bu sebeple önemlidir. Su, bitkilerin olduğu kadar tüm canlıların en önemli ihtiyaç maddesidir. Taban suyu yeterli olmayan, yeterli ve düzenli bir yağıģ rejimine sahip olmayan yörelerde tarım ürünlerinin verimli bir Ģekilde geliģebilmeleri, meyve ve tohum bağlayabilmeleri zorlaģmaktadır. Bu nedenle sulama, bitkilerin ihtiyaç dönemlerine göre ve yeterli seviyede yapılmalıdır. 9.4.7. Bakım Bakım Ģartları, bitkilerden en iyi ürünün alınması için gerekli çalıģmaları ifade etmektedir. Yapılacak bu iģlemler konuyu bilen kiģilerce yapıldığında üretim verimliliği artmaktadır. Bu çalıģmalar bitkilerden en verimli Ģekilde ürün almanın temel Ģartlarını oluģturmaktadır. 20 syf. 26 syf. 27 21

9.4.8. Zirai Mücadele Zirai mücadele, bitkilerin hastalık ve zararlılardan korunmalarının sağlanması için kimyasal ve biyolojik yöntemlerle yapılmaktadır. Mücadele yapılmadığı takdirde yeterli verim ve temiz tohumluk alınması, bitkilerin hayatiyetlerini sürdürebilmeleri zorlaģmaktadır. Bu sebeple zararlı ve hastalıklarla doğru teģhisle ve zamanında mücadele etmek çok önemlidir. 9.4.9. Uygun Hasat Zamanı ve Depolama Türkiye de tarımsal üretimin % 30-40 lık bir kısmı tüketiciye ulaģmadan kaybolmaktadır. GeliĢmiĢ ülkelerde bu oranın % 5 i geçmediği düģünülürse ülke açısından kayıpların önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu kayıpların sebeplerinin baģında en uygun zamanda hasadın yapılamaması ve depolamada meydana gelen kayıplardır. Uygun depolama Ģartları oluģturulduğunda tohumlar, dıģ etkenlerden, hastalık ve zararlılardan zarar görmeyecek ve çimlenme güçlerinde herhangi bir zafiyet olmayacaktır. Tohumları tarlaya ekmeden önce selektörlerden geçirmek, yabancı tohum ve maddelerden arındırmak ve tohum ilaçlaması yapmak bu sebeple büyük önem taģımaktadır. 9.4.10. Diğer Etkenler Temel konular haricinde bitkilerin sağlıklı bir Ģekilde geliģmelerini ve üretimlerini sağlayacak tüm yan unsurlara dikkat edilmelidir. Bu unsurlar bitkilerin özelliğine, üretim teknolojilerine, toprak kalitesine, bakım tekniklerine paralel olarak üretim sürecini yaģayan insan unsurunun bilgi birikimi ile etkili olmaktadır. 9.5. Küresel Tarım Politikaları Tarım politikaları, tarımsal üretim yapanların yaģam düzeylerinin mümkün oldukça eģit koģullara çekilmesi ve tarımsal üretimin teģvik edilmesine cevap verebilir nitelikte olması yönünde geliģtirilmektedir. Dünyada ticaret faaliyetlerinin hız kazanması ve kiģi baģına düģen gelirin artması ile birlikte tüketim de artıģ göstermiģtir. Bu nedenle tarım üretimi yıllar içerisinde azalan oranda artıģ göstermeye devam edecektir. Dünya tarım pazarı üretim maliyetlerinin düģük olması sebebiyle geliģmekte olan ülkelerde yoğunlaģmaktadır. Tarım sektörünün dünya ekonomisini yakından ilgilendirmesi ve ekonomi üzerinde belirleyici rol oynaması nedeniyle tarımsal destekleme politikaları önemli bir konumda yer almaktadır. Tarım sektörü, dünyadaki hızlı nüfus artıģına ve artan gıda ihtiyacına çözüm üretmek ve tarımsal verimliliği artırmak için çeģitli ticaret anlaģmalarına konu olmuģtur. II. Dünya SavaĢı sonrası ABD ve Avrupa ülkelerinde, tarımsal politikalar sayesinde büyük miktarlarda tarım ürünü ihracatı gerçekleģtirilebilecek kapasite mevcut olması sebebiyle bu politikalar 1980 li yıllara kadar üreticiyi de destekleyici önlemler içermekte, üretim kotaları uygulamaları ile üretim miktarını korumaktadır. 1980 sonrası özel sektörün gıda alanında faaliyet göstermeye baģlaması ile birlikte dünya genelinde denetim oldukça artmıģ, serbest ticaret pazarı, semt pazarlarında da belirleyici olmaya baģlamıģtır. 1994 te Uluslararası Tarım AnlaĢması nın yapılması ve Dünya Ticaret Örgütü nün (DTÖ) kurulması ile tarım üreticilerine yapılan yardımların etkin olmadığı gerekçesi ile kesilmesi kararlaģtırılmıģtır. Yüksek gümrük vergileri kapsayan tarifeler sona erdirilmiģ, devlet kontrolü altında tutulan gıda stoklarına son verilmiģtir. Tüm bu önlemler ile tarımsal pazarlamanın serbest piyasa ekonomisine uyum sağlaması amaçlanmıģ, rekabetin artırılarak tarımsal ürün fiyatlarının düģürülmesi hedeflenmiģtir. Ayrıca ABD, AB, Japonya gibi sanayisi geliģmiģ ülkelerin tarım harcamaları kontrol altında tutularak, geliģmekte olan ülkelerin tarımsal üretim alanında avantajlı konuma gelmesi beklenmiģtir. Ancak bahsi geçen anlaģmalar ve geliģtirilen politikalar hedefine ulaģamamıģ, geliģmiģ ülkelerin tarım harcamaları azaltılamamıģtır. Dolaylı yollardan tarıma dayalı sanayi ve çiftçileri destekleme politikası izlenmeye devam edilmiģtir. OECD ülkelerinde tarım destekleri düzeyi DTÖ kurulduğunda 182 milyar dolar iken, 1997 de 280 milyar dolara, 1998 de ise 362 milyar dolara yükselmiģtir. 6 1996 Amerikan Tarım Kanunu ile birlikte Uluslararası Tarım AnlaĢması sonrası tarım politikaları üreticilere üretim desteğinden çok prim desteği uygulaması Ģeklinde geliģtirilmiģtir. AB de ise 1992 de McSharry reformları ile tarımsal fiyat ve pazar destekleri yerini yapısal fonlara bırakmıģtır. 1957 yılında çerçevesi belirlenen ve 1997 yılında ise Amsterdam AnlaĢması ile son halini alan Ortak Tarım Politikası (OTP) ile sektörde doğrudan gelir desteği sağlanması planlanmıģtır. Bu politika ile tarım sektörünün bütünleģtirilmesi, ürünlerin serbest dolaģımının sağlanması ve ortak piyasaların oluģturulması yönünde stratejiler belirlenmiģtir. II. Dünya SavaĢı sonrası özellikle Avrupa da açığa çıkan gıda kıtlığı endiģesi ve savaģ sonrasında büyük çoğunluğu tarım çalıģanı olan nüfusun gelir düzeylerinin iyileģtirilmesi, ayrıca tarım politikalarından kaynaklı farklılıkların önüne geçilmesi amaçları bu politikanın oluģturulmasının nedenlerindendir. OTP ile amaçlanan, üye ülkeler arasında gerekli tarım ürünlerinin bölgelerin coğrafi yapıları ve kaynakları göz önünde bulundurularak üretilmesi ve yine yapısal nedenlerden dolayı üretimi gerçekleģtiremeyen bölgelere aktarımını sağlamak ve kendi ihtiyaçlarını ithalata gerek kalmaksızın karģılamaktır. Ayrıca bahsi geçen politika ile tek pazar oluģturulmak suretiyle tarım ürünlerinin üye ülkeler arasında serbest dolaģım koģulları yaratılmaya çalıģılmıģ, istikrarlı bir tarımsal üretim için ortak fiyat belirlenerek dıģ pazarlarla adil rekabet kuralları oluģturulmuģtur. Fiyatlar arz-talep dengesine göre belirlenirken, gerektiğinde fiyatlar üzerinde yaptırım gücü yetkisi olan düzenlemeler getirilmiģtir. Tarım sektöründe hizmet verenlerin ücretlerinde mümkün olduğunca eģitlik sağlanması ve ürün fiyatlarında yaģanan dalgalanmaların önüne geçilmesi, üretilen ürünlerin sağlık koģullarına uygun olması ve kalite yönünden belirli standartların yakalanmıģ olması önlem ve uygulamalar arasında yer almaktadır. Tarım sektöründeki farklılaģmalar tarım politikalarının çeģitliliğinden ileri gelmektedir. 6 (Bello, 2002, s.72) 22 syf. 28 syf. 29 23

10. TÜRKĠYE DE TARIM 10.1. Türkiye de Tarımın Tarihsel GeliĢimi Dünyada tarımda makine kullanımı ve tarımsal mekanizasyon alanındaki geliģmeler paralelinde Türkiye de de tarihsel süreçte geliģmeler görülmüģtür. Bu alanda görülen önemli geliģmeler tarihsel akıģ içerisinde aģağıda verilmiģtir: TaĢ Devri nden bu yana Anadolu yerleģim yeri olarak benimsenmiģ, yoğunlukla Amik Ovası ve Çukurova çevresinde, Kilikya adı verilen bölgede verimli araziler çevresinde yerleģim yerleri kurulmuģ ve tarımsal faaliyetler sürdürülmüģtür. Doğu Anadolu da da nehrin suladığı alanlarda yerleģim yerleri oluģturulmuģ, dağlık bölgelerde ise hayvancılığa dayalı tarım geliģtirilmiģtir. 1914: Üretimde azalan insan iģgücünü tamamlamak amacıyla, gümrüksüz ithalat uygulaması kapsamında, Almanya dan bazı enerji ve iģ makineleri alınmıģtır. 1924: Tarım Bakanlığı tarafından 221 adet traktör ithali yapılmıģtır. Anadolu nun ev sahipliği yaptığı baģka bir uygarlık olan Hititler, ekonomilerini tarıma dayandırmıģ, meyvecilik, arıcılık, at yetiģtiriciliği gibi alternatif alanlarda da tarımsal etkinliklerini sürdürmüģtür. Bu dönemde çiftçilik, hayvan gücüne dayalı olarak sürdürülmüģtür. Anadolu da göçlerin sürdüğü dönemlerde içe dönük bir ekonomik yapı dâhilinde tarım ile uğraģıldığı tespit edilmiģtir. Selçuklular Dönemi ne gelindiğinde toprak mülkiyeti ne siyasi ve sosyal yaģamı belirleyici bir görev atfedilmiģtir. Bu dönemde toprağın mülkiyeti devlete ait olup boģ kalmaması ve iģlenmesi için köylülere verilmiģtir. Selçuklular Dönemi nde özellikle meyvecilik ve dokumacılık geliģmiģtir. Anadolu, geçmiģte birçok medeniyete ev sahipliği yapmıģ, bu uygarlıklar Anadolu nun çeģitli iklim koģulları sebebiyle geniģ bir alanda tarımsal faaliyet göstermiģtir. Asurlar, Hititler, Selçuklular ve Osmanlı medeniyetleri süresince ticari etkinlikler oldukça hareketli olmakla birlikte tarımsal faaliyetlerde önemli bir yere sahiptir. Osmanlı döneminde ise toprakların mülkiyeti devlete ait olup tarım politikaları siyasi denetimi geniģletmek, askeri ve mali gücün oluģturulması ve halkın gıda ihtiyaçlarını karģılaması amaçlarına hizmet etmiģtir. Osmanlı Dönemi nde gelirin %80 90 ı tarıma dayalı olup tarımsal faaliyetler devlet kontrolünde sürdürülmüģtür. Selçuklularda görülen askeri ikta yönetimi geliģtirilerek Osmanlı döneminde Tımar Sistemi oluģturulmuģtur. Bu sistem sayesinde vergiler denetim altında tutulmuģ, verimlilik denetlenirken toprağın boģ kalmasının önüne geçilerek tarımsal faaliyetlerin ekonomide önemli bir yere sahip olması sağlanmıģtır. 16. yüzyılın sonlarına doğru giderek geniģleyen sınırlar ve artan nüfus ile birlikte ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanan Osmanlı Devleti nde istihdam sorununa yol açmıģtır. Gerileme Dönemi nde tımar sistemi terk edilmiģ, böylelikle tarım arazileri bölünmek suretiyle küçük parçalara ayrılmıģ ve modern tarım teknikleri izlenmediği ve kullanılmadığı için verim oldukça düģmüģtür. 19. yüzyılın sonlarına doğru yeni üretim tekniklerine adapte olmaya baģlayan Osmanlı Devleti nde alt yapıya yapılan yatırımlar artırılmıģ, tohumluk dağıtımı gibi tarımı destekleyici önlemler ve teģvikler geliģtirilmiģtir. 1936: Tarım makineleri ile ilgili ilk resmi istatistikler yapılmıģtır( traktör sayısı 1308). 1944: Türkiye Zirai Donatım Kurumu kurulmuģtur. 1949: ABD destekli Marshall yardım programı ile tarım makineleri varlığı artmıģ, traktör sayısı 1949 da 11.729, 1952 de 31.413 olmuģtur. 1954: Etimesgut(Ankara) Uçak Motoru Fabrikasında Türk Traktör Fabrikası kurulmuģtur. 1979: Ġlk traktör ihracatı yapılmıģtır. 2000: Traktör sayısı yaklaģık 1 milyon adet olmuģtur. Türkiye de tarımsal üretimin %92 sini çiftçilik ve hayvancılık, %3,5 ini ormancılık, %4,5 ini ise balıkçılık oluģturmaktadır. Zengin toprak yapısı, tarıma elveriģli arazi varlığı ve uygun iklimiyle Türkiye, hububatlar, baklagiller, meyveler, sebzeler ve hayvancılıktan oluģan geniģ bir tarımsal ürün yelpazesine sahiptir. Bunun yanı sıra tarım sektörü, tarıma dayalı sanayi sektörleri olan gıda, tütün, tekstil, deri, kağıt ve ağaç sektörleri kanalıyla imalat sanayi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Söz konusu sektörlerin imalat sanayi üretimi içerisindeki ağırlığı %30 aulaģmakta ve tarımsal üretim imalat sanayi üretimi üzerinde belirleyici olmaktadır. Tarımsal üretim faaliyeti, tarımın ekonomiye katkısı olarak belirlenirken, üretim sürecinden sonra gerçekleģen ürünlerin iģlenmesi, pazara çıkarılması gibi ardıl iģlemler tarımın ekonomideki yeri ve önemini belirleyen etmenlerdir. Cumhuriyet Dönemi nden bu yana tarımsal faaliyetlerde azalma gözlemlenmekte, tarımın gayri safi milli hâsıladaki payı günümüze gelene kadar azalma eğilimi sergilemektedir. Türkiye Cumhuriyeti nin kurulduğu yıl tarım sektörünün gayri safi milli hâsıla içindeki payı %42,8 iken bu oran 1970 li yıllarda %36, 1980 yılında %25, 1990 yılında %16, 2000 yılında %13,5, 2003 yılında ise %12,6 düzeyine düģmüģtür. Türkiye de tarım sektörünün gayri safi milli hâsıladaki payının giderek azalması, sanayileģme ve hizmetler sektörlerinde geliģmeye daha çok önem verilmesinin bir sonucudur. 10.2. Türkiye de Tarım Sektörüne Genel BakıĢ Ġnsan yaģamının idame ettirilebilmesinde doğrudan etkili olan tarım sektörü bu özelliği nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. 24 syf. 30 syf. 31 25

ġekil 2. Tarımsal Üretim ve GSYĠH deki Payı bu oran toplam istihdamın %24 üne karģılık gelmektedir. Ancak tarımsal istihdam oranında teknolojik geliģmeler ile birlikte 2000 yılından bu yana yaklaģık %33 lük bir düģüģ yaģanmıģtır. 7 10.3. Türkiye Tarımsal Ürün DıĢ Ticareti 2009 yılında Türkiye nin tarımsal ürün ithalatı, iģlenmiģ gıda hariç, 4,6 milyar ABD doları (toplam ithalatın %3,3 ü) ve ihracatı 4,5 milyar ABD doları (toplam ihracatın %4,4 ü) olarak gerçekleģmiģtir. Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar Türkiye, dıģ ticarette önemli değiģiklikler kaydetmiģtir. 1923-1980 yılları arasında tarıma dayalı ihracat gerçekleģtirilmeye çalıģılırken, sanayi ürünlerine dayalı ithalat yüksek rakamlara ulaģmıģtır. Fakat 1960 planlı dönem sonrasında ihraç ürünlerinin içeriği tarım ürünlerinden sanayi ürünlerine doğru kaymaya baģlamıģtır. Türkiye'nin dıģ ticaret rakamları Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği sonrasında yüksek seviyelere ulaģmıģtır. Gerek ihracat gerekse ithalat yapılan ülkeler arasında en fazla yer alan ülkeler Avrupa Birliği üyeleridir ki her iki alanda ilk ülke Almanya'dır. Kaynak: TÜİK Bu gerileme hızla artan sanayileģme ve son yıllarda önem kazanan hizmet sektörünün ekonomideki payının artması nedenleri ile iliģkilendirilmektedir. SanayileĢmenin, toplumsal yapıdaki niteliksel geliģmeyi de beraberinde getireceği varsayımı ile milli gelir içerisinde sanayinin payının artması kalkınmıģlığın bir göstergesi olarak görülmektedir. Türkiye ekonomisinde de tarihsel süreçte hizmet ve sanayi sektörünün GSYĠH deki payı artmıģ tarımın payı ise gerilemiģtir. 1980 yılında tarımın GSYĠH deki payı %26, sanayinin %25 ve hizmet sektörünün %49 iken, 2006 yılı itibariyle tarım sektörünün payının ise %9 a gerilediği, sanayi ve hizmet sektörlerinin paylarının da%31 ve %60 a yükseldiği görülmektedir. ġekil 3. GSYĠH deki Sektör Payları Tarımsal ürünlerin dıģ ticaretinde Türkiye, dünya üretiminin yaklaģık % 70 ini karģıladığı fındık üretiminde dünya lideridir. Ġhracatın %80 ila %85 i AB üyesi ülkelere olmak üzere toplamda yüzden fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. Türkiye % 80 i AB üyesi ülkelere ihraç edilen kuru incirde de dünyanın en önde gelen ihracatçısı konumundadır. Türkiye nin ihraç ettiği kuru kayısı miktarı dünya ihracatının yaklaģık % 70 ini oluģturmaktadır. Türkiye 2009 yılında, büyük miktarı A.B.D., Rusya, Almanya, Ġngiltere ve Fransa ya yönelik olmak üzere yaklaģık 90 ülkeye kuru kayısı ihracatı yapmıģtır. Türkiye dünyadaki kuru üzüm ihracatının yaklaģık % 28 ini gerçekleģtirmektedir. BaĢlıca ihracat pazarları Ġngiltere, Almanya, Hollanda, Ġtalya ve Fransa dır. Toplam tarımsal ihracat içinde ise AB nin payı %60 civarındadır. ġekil 4. Tarım Ġhracatı ve Toplam Ġhracat Ġçerisindeki Payı Kaynak: TCMB Tarım zengin toprak kaynakları, biyolojik çeģitlilik, elveriģli iklim ve jeolojik Ģartlardan dolayı Türkiye için her zaman önde gelen bir sektör olmuģtur. Diğer sektörlere kıyasla tarım sektöründe oransal bir düģüģ yaģanmasına rağmen üretim değerinde gözlenen artıģ tarım sektöründeki verimlilik artıģına iģaret etmektedir. 2010 yılı itibariyle Türkiye tarım sektörü 5,2 kiģiye istihdam sağlamıģ olup Kaynak: Deloitte, Türkiye Tarım Sektörü Raporu, 2010 Türkiye meyve ve sebze ihracatı toplam tarımsal ihracatın 2008 yılında %40 ını, 2009 yılında ise %42 sini oluģturmuģtur. Üretimle tüketim arasında gerçekleģen yüksek kayıplar ve yabancı ülkelerin yüksek kalite beklentilerini karģılamadaki güçlüklere bağlı olarak toplam üretimin sadece %5 i ihraç 7 (Deloitte, Türkiye Tarım Sektörü Raporu, 2010.) 26 syf. 32 syf. 33 27

edilmektedir. Meyve ihracatının %70 i turunçgillerden oluģmaktadır. Bunu %16 ile üzüm takip etmektedir. En büyük sebze ihracatı (toplamın %53 ü) domates ile gerçekleģmiģtir. Hububat, 2009 yılında Türkiye tarımsal ihracat toplamının %5 ini oluģturmuģtur. 2009 yılında ihracatı gerçekleģen ana hububat ürünleri toplam ihracatın %40 ını oluģturan mısır, %30 unu oluģturan buğday ve %10 unu oluģturan pirinçtir. Türkiye, baklagil ihracatını ağırlıklı olarak Orta Doğu ülkelerine gerçekleģtirmektedir. Türkiye, 1980 yılına kadar hububat ürünlerinde net ihracatçı konumda iken, tarımsal üretimin talebi karģılamakta yetersiz kalması sebebiyle ithalat aktivitelerine baģlamıģtır. Tarımsal ürün arzının yetersiz kalması, iklim koģullarındaki değiģimler gibi nedenler tarımsal üretimi etkilemektedir. 2007 ve 2008 yıllarında ithalat rakamlarında ciddi bir artıģ yaģanmıģ, 2007 yılında ithalat payı 973 milyon ABD dolarına, 2008 yılında ise 2,1 milyar ABD dolarına yükselmiģtir. Toplam ithalat içinde hububat ithalatının payı, 2009 yılı itibariyle ithalat harcamalarının 1,2 milyar ABD dolara düģmesiyle %26 olmuģtur Baklagillerin ithalat verileri incelendiğinde, 2003 yılından bu yana, özellikle 2007 ve 2008 yıllarında yaģanan kuraklık gibi istisnai sebepler dolayısıyla baklagil ithalatında ani artıģlar gözlenmiģtir. 2007 yılında 78,7 milyon ABD doları tutarında, 2008 yılında ise 333 milyon ABD doları tutarında baklagil ithal edilmiģtir. Toplam tarımsal ithalat içinde baklagillerin payı %4,5tir. 8 Türkiye, sebze-meyve açısından talebi karģılayabilecek düzeyde üretim hacmine sahip olmasına rağmen iklim koģulları sebebiyle ender yetiģen sebze ve meyvelerde ithalata baģvurmaktadır. 2009 yılında 121 milyon ABD doları değerinde meyve ithalatı gerçekleģtirilmiģtir. ġekil 5. Tarım Ġthalatı ve Toplam Ġthalat Ġçerisindeki Payı Tablo5. Türkiye nin Toplam DıĢ Ticareti Ġçerisindeki Tarım Ġthalat ve Ġhracatının Payı Tarımsal ve Genel Ticaret (milyon $) Tarım Ürünleri Ticareti Toplam DıĢ Ticaret Ġhracat (2008) 11.474 107.272 Ġthalat (2008) 13.038 170.063 Ġhracat (2009) 11.189 102.142 Ġthalat (2009) 9.630 140.928 Ġhracatın ithalatı karģılama oranı (2008) 88 63 Ġhracatın ithalatı karģılama oranı (2009)(%) 116 72 Kaynak: TÜİK 10.4. Tarım Sektörüne Yapılan Yatırımlar Tarım sektörü 2003 rakamlarına göre, sabit sermaye yatırımlarından tarıma ayrılan pay %4,2 iken, tarım sektörünün kamu yatırımlarından aldığı pay %7,7 ye yükselmektedir. 9 Gerek sabit sermaye yatırımlarından ayrılan pay, gerekse teģvikli yatırımların düģük oranlarda seyretmesi tarım alanında sermaye birikiminin önündeki en büyük engellerdir. Enflasyon oranının düzenlenmesi, tarımda sermaye birikimlerinin artmasına neden olmuģ ve bu durum modern tarım teknikleri kullanımının güçlenmesine yol açmıģtır. 2011 yılı rakamlarına göre Türkiye ilk iki çeyrekte %6,8 büyüme kaydetmiģtir. 10 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, 2006 yılında baģlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında 3.155 adet proje tamamlanmıģ olup bu hibelere verilen toplam miktar 567 milyon TL tutarındadır. Yatırımların artırılması çalıģmaları kapsamında yine 2007 yılında Tarımsal Makine ve Ekipman Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi ile 349 milyon TL hibe desteği sağlanmıģtır. Bu hibelerin yanı sıra tarıma dayalı sanayi yatırımları toplamda 2,5-3 milyar TL tutarındadır. 11 Kaynak: Deloitte, Türkiye Tarım Sektörü Raporu, 2010 Tarıma dayalı ihracat, özellikle 1980 li yıllardan sonra iģlenmemiģ tarımsal ürünlerden tarıma dayalı sanayi ürünlerine doğru kaymıģtır. 1980 li yıllarda tarımsal ihracatta önemli paya sahip olan hayvancılık sektörü payı uluslararası alanda yaģanan BSE krizi gibi nedenlerle 2000 li yıllara gelindiğinde sıfıra düģmüģtür. Aynı Ģekilde 1990 yılından önce hiç ithalatı yapılmayan pamuk 2000 li yıllarda tarımsal ithalat içinde önemli bir kalem haline gelmiģtir. AB ülkeleri toplam tarımsal ithalattan yaklaģık %50 civarında bir pay almaktadır. 8(Ġhracatı GeliĢtirme Etüd Merkezi, 2010 Sektör Raporu. ) 1980-2006 yılları tarımda doğrudan yabancı sermaye yatırım verilerine göre, Türkiye ye yapılan yatırım miktarı 635 milyon ABD doları düzeyinde olup toplam yurt içi yatırımların %1,2 sine denk düģmektedir. 1980-1995 yılları arasında tarım sektörünün toplam yabancı sermaye yatırımları içindeki payı %1,70 iken, 2005-2006 yıllarında bu oran sırasıyla %0,7 ve %0,2 düzeylerine inmiģtir. 12 Tarım sektörüne yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının düģük seviyelerde olmasının temel nedenleri arasında yapılan yatırımların geri dönüģünün diğer sektörlere oranla daha uzun vadede gerçekleģmesi, tarım sektörünün bileģenleri sebebiyle belirsizlik içermesi ve risk faktörünün yüksek olması yer almaktadır. Ayrıca Türkiye deki tarım piyasalarının, dünya tarım piyasalarına uyum zorlukları barındırması, tarım sektörünün geliģim hızının istenen seviyelerde olmaması gibi sebepler de belirleyici rol oynamaktadır. 13 10.5. Türkiye de Tarım Politikaları Tarım sektöründe yaģayan bireylerin yaģam düzeylerini yükseltmek, tarımsal üretimi toplum yararına olacak Ģekilde teģvik etmek, tüketiciyi aģırı fiyat artıģlarından korumak, kaliteli ve sağlıklı ürün 9 (DPT, 2001-2005 sermaye ) 10(Türkiye Tarım Sektörü Raporu, Plan Bütçe KonuĢması) 11Türkiye Tarım Sektörü Raporu, Plan Bütçe KonuĢması 12(Ankara Ticaret Borsası, Dünyada ve Türkiye de Yabancı Sermaye Yatırımları) 13 Ankara Ticaret Borsası, Dünyada ve Türkiye de Yabancı Sermaye Yatırımları syf. 35 28 syf. 34 29

yetiģtirilmesini sağlamak amacıyla görevli devlet kurumlarının toplumsal baskı gruplarını da dikkate alarak düzenleyici ve özendirici önlem ve uygulamalarının tümü tarım politikası olarak ifade edilmektedir Serbest piyasa ekonomisinin dünya sistemi haline geliģi ile birlikte piyasa koģulları tüm dünyayı tek bir devlet gibi etkilemeye baģlamıģtır. Evrensel konular hakkında politikaların oluģturulmasında çerçeve anlaģmaları ve bazı hukuki düzenlemeler bağlayıcı olmaya baģlamıģtır. Türkiye, tarım politikalarını oluģtururken diğer ülkeler gibi içteki karar mekanizmalarına baģvurmakla birlikte küresel bağlayıcı anlaģmalara bağlı hareket etmek durumundadır. Türkiye nin tarım politikaları Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği gibi kurum ve kuruluģların belirlediği çerçevede oluģturulmaktadır. Devlet tarafından yapılan yatırımların ve destekleme politikalarının yetersiz kalması, alınan önlemlere karģın tarımsal üretimde belirgin artıģların yaģanmaması ve devlet bütçesine yük getirmesi nedeniyle uluslararası kuruluģların desteği çok büyük önem kazanmaktadır. 2000 yılında Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP) Türkiye nin gündemine alınmıģ, tarımsal faaliyetlerin ekonomi üzerindeki yükünü azaltmak ve geliģtirilen politikalarla kaliteli ve verimli ürün elde edebilmek adına görüģülmeye baģlanmıģtır. ARIP in politikalarını üç ana baģlık altında özetlemek gerekirse, doğrudan mali destek verilmesi, verilen desteklerin aģamalı olarak geri çekilmesi, devlete bağlı tarım iģletmelerinin özelleģtirilesi yolu ile bu iģletmelerin devletin bütçesine yük getirmesinin önlenmesi, tarım ürünlerinin pazarlanma aģamasında devletin müdahalesinin azaltılmasıdır 14. Tarım Reformu Uygulama Projesi ne ortam hazırlayan koģullar incelenecek olursa, Türkiye nin geliģtirmiģ olduğu projelerin tarımsal üretimi artırmakta yetersiz kalması ve uzun vadeli bir eylem planı oluģturamaması, destek almak isteyen çiftçilerin bürokratik iģlemlere takılması yer almaktadır. Ayrıca desteklerin küçük giriģimlerden çok, hali hazırda endüstriyel üretimde belli bir büyüklüğe eriģmiģ yatırımcıların yararlanması gibi olumsuzluklar da bu kategoride incelenebilmektedir. Bahsi geçen olumsuzluklar bu projenin de yetersiz kalmasına yol açmıģ, Türkiye çözüm önerisi olarak 2006-2010 yıllarını kapsayan Tarım Çerçeve Kanunu ve Tarım Stratejisi oluģturulmuģtur. Buna göre kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslar arası geliģmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluģturulması temel amaçtır. Diğer taraftan tarım ürünleri dıģ ticaretinde uygulanan politikalar açısından bir karģılaģtırma yapılırsa; AB'de iç piyasaya yönelik düzenlemeler yanında üçüncü ülkelerle ticareti düzenleyecek bir dıģ ticaret sistemi de oluģturulduğu dikkati çekmektedir. Ürünlere göre farklı Ģekillerde adlandırılsa da, tüm ürünlerde üçüncü ülkelerden ithalatta ürünlerin fiyatlarını hedef fiyat seviyesine yükseltmeyi amaçlayan eģik fiyat sistemi ve buna bağlı vergilendirme sistemi uygulanmaktadır. Ġhracatta ise, ürünlerin dünya fiyatlarıyla rekabet edebilmesini sağlamak amacıyla teģvik edici ödemeler uygulanmaktadır. Türkiye'de ise, AB ye benzer bir eģik fiyat sistemi uygulanmamaktadır. Ancak bazı ürünlerin ithalatında fon kesintisi zaman zaman uygulanmıģtır. Diğer taraftan ihracatı teģvik amacıyla ihracat iadesi uygulanmıģtır. Dönemlere göre tarım politikaları incelendiğinde1963 ten günümüze kadar dokuz adet beģ yıllık kalkınma planı oluģturulduğu görülmektedir. Birinci beģ yıllık kalkınma planı 1963 ile 1967 yılları arasını kapsamaktadır. Devlet Planlama TeĢkilatı ndan edinilen bilgilere göre, tarım kooperatiflerinin 14 (IBRD, 2003) kurulması ve yalnızca kooperatif üyelerinin destek almasını sağlayacak bir düzenleme öngörülmüģtür. Kooperatiflerin desteklenmesi de acil görüldüğü durumlarda bütçeden ayrılacak miktarlarla gerçekleģtirilecektir. Ġkinci kalkınma planında tarımsal desteklemenin geçici çözüm olduğu ve fiyat harici desteklemenin öne çıkarılmasının gerektiği görüģülmüģ, tarımsal üretimde yeni örgütlenme modellerinin geliģtirilmesi için çalıģma planı oluģturulmuģtur. 1973 te oluģturulan üçünü kalkınma planı, kendinden önceki kalkınma planlarının yol açtığı sorunlar üzerine yoğunlaģmıģ ve tarımsal destekleme politikalarının desteklenen ürünlerde fiyat artıģına neden olduğu gerekçesiyle tarımsal destek fonu kurulması planını içermektedir. Dördüncü kalkınma planı tarım üreticilerinin desteklenmesi ve eğitilmesine yönelik çalıģmaları kapsamaktadır. Bir diğer deyiģle dar ve orta gelir düzeyine sahip üreticilerin desteklenmesi ve verimliliğin artması adına eğitim desteğinin sağlaması planlanmıģtır. Devletin satıģı gerçekleģmeyen üretim fazlasının alımı ve fiyat regülâsyonunun sağlaması gibi dıģarıdan müdahalelerden çok, öz kaynakların geliģtirilmesi üzerinde durulmuģtur. Tarım Ürünleri Destekleme Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi nin finansmanının karģılanması için kaynakların verimliliğinin artırılması amaçlanmaktadır. BeĢinci kalkınma planı 1984-89 yılları arasındaki döneme iliģkin yapılan planlama olup tarımsal fiyat ve gelir istikrarı gibi konular üzerine eğilmiģtir. Diğer kalkınma planlarında olduğu gibi verimliliğin artırılması için alternatif çözüm önerileri ve uygulama planları oluģturulurken, bu beģ yıllık planla ürünlerin sigortalanması yöntemi geliģtirilmiģtir. YetiĢtirilen ürünlerin pazarlanmasını kolaylaģtırmak adına eylem planı oluģturulmuģtur. 1973 te yürürlükten kalkan Toprak Reformu nun yerine 1984 te Sulama Alanlarındaki Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu getirilerek tarımsal üretim hacmini geniģletecek yöntemler izlenmiģtir. Altıncı kalkınma planı (1990-94) beģini eylem planının devamı niteliğinde olup ekonomik ve sosyal yapıya uygun politikaların geliģtirilmesi amacına dayanmaktadır. Yedinci eylem planı Tarımsal Politikalar ile Ġlgili Yapısal DeğiĢim Projesi kapsamında, sekizinci eylem planı ise Genel Tarım Politikaları adı altında verimliliğin artırılması nihai amacına hizmet eden incelemeler yapılmıģ ve politikalar belirlenmiģtir. 2007-2013 yılları arasını kapsayan ve günümüzde uygulanmaya devam eden dokuzuncu kalkınma planı kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması, tarım istihdam seviyesinin yukarılara çekilmesi ve bölgesel geliģimin önemi konularına değinmektedir. Dokuzuncu kalkınma planı Uzun vadeli strateji (2001-2023) çerçevesinde küresel ölçekte rekabet edilebilirliğin sağlanması, AB ye uyum sürecinde istikrarlı büyümeyi sağlamıģ bir Türkiye vizyonuyla oluģturulmuģtur. Türkiye nin AB uyum sürecinde tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla Ulusal Fon oluģturulması ve gerekli harcamaların bu fon tarafından karģılanarak bütçe üzerindeki yükün azaltılması amaçlanmaktadır. Türkiye de oluģturulacak destek bütçesinin, AB ye kaynak teģkil eden kalemler örnek alınarak düzenlenme yolu izlenmiģtir. OluĢturulan destekleme fonunun harcama Ģablonu AB ile birebir benzerlik göstermemekte, Türkiye nin kendi iç dinamikleri gereği tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu harcama kalemlerine ve problemli olduğu alanlara göre gerçekleģmektedir. AB modelinde destekleme fonu, tarım piyasasına doğrudan müdahale etmek yerine, çiftçiye piyasa sağlama garantisi vermekte ve bu yapılanma Türkiye nin de örnek uyguladığı DGD politikaları çerçevesinde yeniden yapılandırılmaktadır. Dünya Ticaret Örgütü ne uyum sağlayabilmek amacıyla oluģturulan tarım politikaları kapsamında, tarımsal desteklerin serbest ticareti bozan uygulamalarını ortadan kaldırmak amacıyla devlet tarafından sağlanan desteklerin azaltılması, haksız rekabeti önleyebilmek amacıyla ihracat teģviklerinin kaldırılması ve gümrük vergilerinin iç pazar dengesinin korunması adına azaltılması yer almaktadır. 30 syf. 36 syf. 37 31

Tarımsal üretim politikalarının sürdürülebilir olabilmesi açısından bazı yöntemlerin uygulanması amaçlanmaktadır. Bu stratejilerden ilki, rekabet ortamının sağlanması tarımsal ürünlerin piyasa koģullarının uzun vadede sağlıklı bir Ģekilde sürdürülebilmesini getirmektedir. Bir diğer unsur, maliyetin düģürülmesi sayesinde tarımsal faaliyetlerin kırsal alanda yaģayan ve kısıtlı bütçelerle üretim yapmaya çalıģan üretici kesimine büyük yarar sağlamakta, kalite ve verimliliği artırıcı bir önlem olarak önemini korumaktadır. Bir diğer sürdürülebilirlik politikası pazarlama alt yapısının düzeltilmesi ve koģullarının iyileģtirilmesi ile sanayi sektörüne uyumun gerçekleģtirilmesidir. Tarımsal üretim faaliyetlerinin sanayi sektörüne uyumun sağlanması ile verimlilik ve üretim miktarının artıģı amaçlanmaktadır. Üreticilerin gelir seviyesinin iyileģtirilmesi, destekleme araçlarının uzun vadede geri çekilmesi halinde önem kazanacak bir politikadır. Üreticilerin kendi öz kaynakları vasıtasıyla üretimde belirli bir noktaya ulaģması bu politikanı temelini oluģturmaktadır. Kırsal Kalkınma planları, üreticilerin üretim ve yaģam koģullarını iyileģtirmeyi amaçlamakta, Ģartların iyileģtirilmesi yararını gütmektedir. Bölgeler arası dengesiz geliģmiģlik düzeylerinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan çalıģmalar tarımsal üretimin dar alanlarda sürdürülmesinin önüne geçmek adına uygulanması önem taģıyan stratejilerdendir. Ayrıca serbest ticaret ortamını bozmayan, haksız rekabet koģullarını oluģturmayan destekleme araçlarının devamının sağlanması sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Öte yandan kurumsallaģmanın artırılması, tarımsal üretimde istikrarın sağlanması açısından son derece önem arz etmektedir. Bu kapsamda tarımsal üretime destek verebilecek, danıģmanlık hizmetleri yürütebilecek, kar amacı gütmeyen Tarımsal Üretici Birlikleri nin kurulması sürdürülebilir tarım politikalarının temelini oluģturmaktadır. Türkiye deki tarımsal faaliyetleri destekleme araçları arasında yer alan Kırsal Kalkınma Destekleri, Ürün Sigortası ödemeleri, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemeleri, fark ödemeleri ve Çevre Amaçlı Tarımsal Alanların Korunması Programı Destekleri (ÇATAK) önemli rol oynamakta, tarımsal üretimin iyileģtirilmesi amacına hizmet eden desteklemeler yürütmektedirler. 10.6. Tarımsal Üretim Girdileri ve Girdi Destekleri Tarımsal üretimin yapılabilmesi için kullanılan hammadde ve insan gücünün yanı sıra bazı araçlar önem kazanmaktadır. Tohum üretimi, ekimi, sulama, biçimi, sürülmesi, pazara sunulması vb. gibi süreçler sırasında devreye giren tüm araçlar bu baģlıkta kapsanmaktadır. Sulama suyu, tohum, gübre, ilaçlar, kredi, tarım alet ve makineleri gibi araçlar tarımsal üretimin gerçekleģebilmesinde olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Sulama suyu, 1/3 ü ekilebilir alan olan Türkiye toprakları için iklimsel koģullar ve yağıģ oranları dıģında manüel olarak taģınması gereken bir araçtır. Tarımsal arazilerin sulanması yer altı suları, akarsular, baraj suları gibi kaynaklar tarafından karģılanmaktadır. Türkiye de sulama faaliyetleri Devlet Su iģleri tarafınca yürütülmektedir. DSĠ verilerine göre, sulama ihtiyacının % 95.93 ü yüzey sulama Ģeklinde, geri kalan % 3.38 oranı yağmur suları ve % 1 oranında damlama yöntemi ile çözüme ulaģtırılmaktadır. Tohum, tarımsal üretimin en önemli üretim ara yapısı ve temel taģıdır. Tohumlukların üretimi kamu ve serbest piyasa ekonomisine geçiģ ile birlikte özel sektör tarafından yürütülen bir rekabet alanıdır. Özel kuruluģların tohumluk üretimine baģlaması ile birlikte yüksek verimli tohumluk yetiģmeye baģlamıģtır. Kazanç maksimizasyonu amacı ile birim alandan elde edilebilecek ürünün artırılması hedefi bilimsel çalıģmalara da yön vermiģtir. Tohumluk üreten kamu kuruluģları ağırlıklı olarak hububat tohumlukları üretimine yönelirken, özel sektöre bağlı üretim malları geliri yüksek ürünlerin tohumluklardan oluģmaktadır. Tohumluk üretimini koordine eden kamu kuruluģları Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği dir. Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT) verilerine göre, tekniğine uygun Ģekilde üretilen sertifikalı tohumlukların, geleneksel yöntemlerle veya yanlıģ tekniklerle üretilenlere göre %25 daha verimli oldukları ortaya koymaktadır. Doğal gübre üretimi, yeni tekniklerin geliģtirilmesi ile yapay gübreleme artıģ göstermiģ, doğal afetler sonucu Türkiye nin en önemli gübre merkezinin çalıģamaz duruma gelmesi gibi nedenlerle sıklıkla kesintiye uğramıģ ve fiyat dalgalanmasına maruz kalmıģtır. Bir diğer ifade ile gübre, serbest piyasa ekonomisine uyum süreci ile ekonomik krizlerden oldukça etkilenmiģtir. Ayrıca yapay gübrelemenin önem kazanması ile kimyasal hammadde gereksinimlerinin ithal edilmesi zorunluluğu doğmuģ ve gübre üretimi fiyat dalgalanmalarından oldukça etkilenmiģtir. Türkiye de tarım kredisi organize ve organize olmayan kaynaklar tarafına sağlanmaktadır. T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından sağlanan krediler organize kaynakları oluģturmakta, Ģahıslara ait kaynaklar ise organize olmayan kaynaklara örnek gösterilmektedir. Tablo 6. T.C Ziraat Bankası Tarım Kredisi ÇeĢitleri ve Ġndirim Oranları KREDĠ KONULARI Ġndirim Oranı (%) Kredi Üst Limit Tarımsal Sulama 100 1.500.000 Kontrollü Örtü Altı Tarım 50 7.500.000 Ġyi Tarım Uygulamaları 50 3.000.000 Organik Tarım Su Ürünleri 50 3.000.000 Sertifikalı Tohum, Fidan Yurt Ġçi Üretimi/Kullanımı 50 1.500.000 Standart Fidan Yurt Ġçi Üretimi/Kullanımı 50 1.500.000 Tarımsal Mekanizasyon 50 5.000.000 Kaynak: 2011 Resmi Gazete 15 Tarım aletleri ve makineleri tarımsal araçlar içerisinde maliyeti en yüksek teçhizatlardır. Bu araçların temin edilmesi ile tarımsal üretim maliyeti düģtüğünden sanayinin geliģmesi ile kullanımı yararlı hale gelmiģtir. Bunun yanı sıra makine kullanımı tarımsal üretim kalitesi ve verimliliğini artırdığından tercih sebebidir. Modern tarım uygulamalarının en önemli aracı olan tarımsal alet ve makineler iģ gücü verimine de katkıda bulunmaktadır. Sanayi sektörünün geliģmesi ve tarımın endüstrileģmesi ile geniģleyen ekim alanlarına geleneksel yöntem ve aletlerle müdahalede bulunmak zorlaģtığından bu araçların kullanımı yaygınlaģmıģtır. Traktör, pulluk ve kültivatör tarımsal makinelerin baģlıcalarıdır. 10.7. Tarım ĠĢletmelerinin Amacı ve Yapısı Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Türkiye Tarım ĠĢletmelerinin Genel Durumu ve Yeter Gelirli ĠĢletme Büyüklüğünün Tespiti 2010 raporuna göre, tarımsal iģletmelerin büyüklüğü tarımsal üretim olanaklarının ve buna bağlı tarımsal gelirlerin artırılmasını doğrudan etkilemektedir. Tarım iģletmelerinin 16 Bu kapsamda faaliyet gösteren Türkiye Tarım ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü nün (TĠGEM) amacı Tarım ve tarıma dayalı sanayi için tohumluk, damızlık ve hammadde üretmek, gen kaynaklarını korumaktır olarak yer almaktadır. 17 15(03.01.2011 tarihli Resmi Gazete, T.C Ziraat Bankası A.ġ. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair DüĢük Faizli Yatırım ve ĠĢletme Kredisi Kullandırılmasına ĠliĢkin Karar.) 16(Tarım ve Köy ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Tarım ĠĢletmelerinin Genel Durumu ve Yeterli Gelirli ĠĢletme Büyüklüğünün Tespiti Raporu, 2010) 17(Türkiye Tarım ĠĢletmeleri Gene Müdürlüğü (TĠGEM) http://www.tigem.gov.tr) syf. 38 32 syf. 39 33

ġekil 6. ĠĢletme Büyüklüğüne Göre ĠĢletme ve ĠĢletmenin Tasarrufundaki Arazi Türkiye de var olan tarım iģletmelerinin çoğunlukla özel mülkiyete dayandığı ve aile iģletmeleri Ģeklinde yapılandığı gözlemlenmektedir. ĠĢlenebilen arazilerin geniģlemesi ile iģletme sayılarındaki artıģ arasında doğrusal bir bağıntı vardır. Arazilerin kullanım Ģekli bölge özelliklerinin yapılarına göre değiģiklik göstermektedir. Tarım iģletmelerinde geleneksel yöntemler ile faaliyetler sürdürülmekte ve iģletme sahibinin eğitim süresi ortalama 5 yıl sürmektedir. Tarım iģletmelerinin sermaye yapıları dikkate alındığında, diğer iģletmelere oranla daha az sermaye ile etkinliklerini sürdürmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde tarım iģletmelerinin toplam sermaye içindeki oranı Türkiye ye oranla çok daha yüksektir. Tarım iģletmelerinin çoğu finansal sıkıntılar dolayısıyla kredi kullanabilecek durumda olmayıp ayrıca yabancı sermaye ile ortaklık kurabilecek mali güce sahip değildir. 10.8. Tarım ĠĢletmelerinin Büyüklüğü Tarımsal üretimin gerçekleģtirilmesinde tarımsal iģletmeler ekonomik bir birim olarak görevlerini sürdürmektedir. Tarımsal iģletmelerin hacminin büyüklüğü, bunun yanı sıra bu iģletmelerde kullanılan tarım tekniklerinin geliģmiģliği ve üretim kaynaklarının kullanımı gibi etmenler, çiftçinin gelirinin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Tarım iģletmelerinin sınıflandırılmasında, tarımsal iģletmelerin geniģliği ve toprak geniģliği önemli ölçütler olarak belirlenmiģtir. Toprak geniģliği temel alındığında ülkemizde faaliyet gösteren tarım iģletmelerinin küçük ölçekte olduğu sonucuna varılmaktadır. Tarımsal iģletme sayılarındaki azalma, iģletme büyüklüğünün artması ile ilintilidir. Ülkemizde 1991 yılında yapılan Genel Tarım Sayımı Sonuçlarına göre, Türkiye de bulunan tarımsal iģletme sayısı 3.966.822 iken, 2001 sayımlarında bu sayı 3.022.127 ye inmiģ, 5,9 hektar olan iģletme büyüklüğü, 2001yılı itibariyle 6,1 e yükselmiģtir. GeliĢmiĢ ülkelerde iģletme sayıları azalırken, iģletme büyüklükleri artıģ göstermektedir. Üretim, talep miktarına göre belirlenen bir arz Ģeklidir ve üretim miktarının artması için talebin bu oranda bir artıģ göstermesi gereklidir. Talebin artıģ göstermesi için ise, üretilen ürünün pazarlama olanaklarının geniģletilmesi ve altyapı olanaklarının geliģtirilmesi gereklidir. Arz, talep dengesinde belirlenen ürün fiyatı bütün üretim faktörlerini karģılayabilir ve tarımsal üretimden elde edilen değerler diğer sektörlerle rekabet edebilir konumda olmalıdır.türkiye de tarımsal üretim, sektörel ihtiyaçlarını belirlenen fiyatlar üzerinden zorlukla karģıladığından, piyasa içinde yeterli paya sahip olamamakta, diğer sektörlerle kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır. Tarımsal pazarlamada istenen rekabetçi piyasaların oluģturulması için iç ve dıģ faktörlerin analiz edilmesi, piyasanın canlandırılması amacıyla tarımsal üretim önceliklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Tarım sektörünün yeterince kurumsallaģmamıģ olması istikrarlı ve iģleyen bir piyasa yapısının oluģmasını engellemektedir. Tarımsal ürünlerin piyasa mekanizması içerisinde istenen konuma ulaģabilmesi kurumsal alt yapının; tarımsal finans, tarımsal araģtırma ve mülkiyet hakkı unsurlarının tarım sektörü yapılanması içerisinde iģler hale getirilmesi gerekmektedir. Türkiye tarım sektörü verileri dikkate alındığında, fiziksel koģulların yetersiz olması sorunu baģ göstermektedir. Bu nedenle, bütüncül tarım politikalarının sulama gibi son derece önem arz eden fiziksel koģulların iyileģtirilmesine eğilmesi gerekmektedir. Türk tarımının içinde bulunduğu yapısal sorunların kaynağı, tarımsal yapı ve izlenen politikalardan ileri gelmektedir. Tarımsal yapıdan kaynaklanan sorunlar incelendiğinde, öncelikle tarım iģletmelerinin küçük olması sorunu göze çarpmaktadır. Öte yandan, küçük iģletmelerde tarımsal üretimin yalnızca ihtiyaç miktarıyla sınırlandırılması, kullanım fazlası üretimin yaygın olmaması nedeniyle sermaye birikimini engellemekte, tarımsal ürünlerin pazar imkanlarını sınırlandırmaktadır. Bu üretim Ģekli, tarım arazi kullanımının öz mülkiyete dayanmasından ileri gelmekte, bu nedenle tarımsal üretimde optimum verim elde edilememektedir. 18 Türkiye deki tarım sektörünün bir diğer sorunu ise, modern teknolojilerin kullanımının yaygınlaģtırılamamasıdır. Bunun sonucunda üretim istenen seviyelere ulaģamamakta, verimli ve kaliteli ürün elde edilmesi zorlaģmaktadır. Tarıma yapılan yatırımların geri dönüģü uzun vadede gerçekleģtiğinden, teknoloji kullanımı dar olan alanlarda tarımsal üretim, belirsizliklere açık ve risk faktörü içermektedir. Tarımsal emek gücünün iyi eğitilmiģ ve sektörel bilgiye sahip olmaması, geliģen teknolojinin sermaye yetersizlikleri dolayısıyla izlenememesi tarımda verimin etkilenmesine, üretilen ürünlerin pazarlama kanallarına aktarılmadan önemli bir kısmının tarlada kalmasına yol açmaktadır. Üretim ve pazarlama aģamalarında yaģanan bu zorlukların yanı sıra, üretilen ürünlerin saklanması, depolanması ve taģınması gibi sistemlerin geliģmemiģ olması, tarımda yaģanan bu türden zorluklar, Türk tarımsal yapısından kaynaklanmaktadır. 10.9. Türkiye de Tarım Sektörünün Sorunları Türkiye de tarım sektöründeki yapısal sorunlar, üretim faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Bu faktörler arasında, tarımsal iģgücünün niceliksel potansiyeline rağmen, tarım alanında çalıģanların eğitim seviyelerinin düģük olması yer almaktadır. Öte yandan, tarım sektörüne yapılan yatırımlar oldukça yetersiz kalmakta, modern tarım teknolojileri, sektöre yapılan yatırımların ve sermayenin kısıtlı olması sebebiyle takip edilememekte ve verimlilik istenen seviyelere ulaģamamaktadır. Türkiye de tarım yapılabilir alanların miktarı açısından tarımsal üretimin mevcut durumdan çok daha yüksek seviyelerde olması beklenirken, iģletme büyüklüğü faktörü nedeniyle doğal verimlilik düģüktür. Tarıma bütçeden ayrılan payın ve destekleme miktarlarının yıllar içerisinde dalgalı bir yol çizmesi ve ödeneklerin yetersiz olması tarımsal politikaların etkinliğini azaltmaktadır. Destekleme politikaları ile oluģturulan fonların ihtiyaç duyulan alanlara aktarımının sağlanamaması, çeģitli sübvansiyonların, desteklemeye ihtiyaç duymayan büyük iģletmeler tarafından kullanılması, küçük iģletmecileri piyasada varlığını sürdüremez hale getirmektedir. 19 Türk tarımının karģılaģtığı dıģtan kaynaklanan sorunlar arasında, ülkelerin oluģturduğu tarımsal destekleme politikaları sebebiyle oluģan fiyat farklılıkları, Türkiye de üretilen tarım ürünlerinin 18 (Bayraç, Yenilmez, Tarım Sektörünün Yapısal Analizi ve AB Ortak Tarım Politikası, 29.) 19 (Eraktan, 2001, 97.) 34 syf. 40 syf. 41 35

uluslararası pazarda rekabet edebilirliğini zorlaģtırmaktadır. Yalnızca ürün fiyatlarındaki farklılıklar değil, ticaret miktarları üzerindeki kotalar ve anlaģma yükümlülüklerinin getirdiği kısıtlamalar da tarım etkinliğini etkilemektedir. ġekil 7. BaĢlıca Tarımsal Ürünlerin Konumlanma Haritası Fırsatlar: Türkiye nin stratejik coğrafi konumu ticaret için çok önemli fırsatlar sunmaktadır Türkiye nin olası AB üyeliği çok önemli ihracat fırsatları sunmaktadır Rekabetçi iģçilik ücretleri Sağlık konusunda artan bilince bağlı olarak organik tarımda görülen artıģ Tehditler: Kuraklık ve sel gibi hava koģulları tarımsal üretim için tehdit oluģturmaktadır DeğiĢken yem fiyatları Tarımsal sübvansiyonların kısılması için devlete yapılan baskı Kaynak: Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü BaĢbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı tarafından gerçekleģtirilen Türkiye tarım sektörü GZFT analizine göre ortaya konulan sonuçlar ise Ģu Ģekildedir: Güçlü Noktalar: Tarımsal üretim için uygun ekolojik koģullar ve iklim Tarım sektöründeki yatırımlar için sağlanan devlet destekleri Aralık 2009 verilerine göre 73 milyon olan nüfus sebebiyle Türkiye nin bölgede artan önemi Türkiye nin tarımsal üretimde komģularına göre daha geliģmiģ olmasının önemli ihracat fırsatları sunması Orta Doğulu ve diğer yatırımcılar tarafından Türk tarımına son zamanlarda artan oranda ilgi gösterilmesi Ġlerleyen otomasyona bağlı olarak üretim verimliliğinde görülen artıģ Zayıf Noktalar: Yüksek derecede devlet sübvansiyonuna bağlı olan ve çok fazla parçalanmıģ yapıda olan küçük iģletmelerin ağırlıkta olması AB uyum süreci halen devam etmekte olduğundan, Türkiye nin AB ülkelerine canlı hayvan ihracatındaki sorunların çözülememiģ olması Üretimdeki verimliliği artıracak olan makineli tarımın küçük çaplı çiftlikler için yüksek maliyet yaratması Yem üreticilerini (örn; mısır) doğru orantılı etkileyen yem fiyatlarındaki artıģın hayvancılık sektörünü ters oranda etkilemesi 36 syf. 43 37 syf. 42