İnovasyon www.madencilik-turkiye.com M. Mustafa Kahraman Arizona Üniversitesi kahraman@email.arizona.edu Doç. Dr. Sean Dessureault Arizona Üniversitesi sdessure@email.arizona.edu MinExpo 2012 ve Geleceğin Madenleri 1996 dan beri, olimpiyatların düzenlendiği her yıl, madenciler için oldukça önemli bir etkinlik olan MinExpo Maden Fuarı, bu yıl da büyüklük açısından yeni rekorlar kırarak sona erdi. ABD de bir maden lobi kuruluşu olan NMA (Ulusal Maden Birliği) tarafından Las Vegas, Nevada da düzenlenmekte olan bu fuar, daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir alanda (80 bin metrekare), rekor seviyede stant ve 50 binden fazla katılımcıyla gerçekleşti. Maden sektöründeki en yeni ürünleri, hizmetleri ve teknolojileri görmek açısından güzel bir fırsat olan fuara neredeyse dünyanın her yerinden katılım vardı. Fuar alanında aklınıza gelebilecek tüm maden ekipmanları sergilendi. Bu ürünlerin fuar alanında montajı Temmuz ayı sonu gibi başladı ve yaklaşık iki ay içerisinde tamamlandı. Bazı makineler 10 binlerce kilometre uzaktan getirildi. Bu aletlerin tekrardan parçalara ayrılması ve kullanılacakları madenlere gönderilmesinin, fuar bitiminden beş hafta sonrasına kadar süreceği tahmin ediliyor. 86 15 Ekim 2012 Yoğunluğumuza rağmen, işlerimizi üç gün geciktirmek pahasına, fuara biz de katıldık. Tahmin ettiğimizden çok daha fazla olan 1800 firma ve 50 bin katılımcı rakamları, maden sektörünün yeniliklere ve teknolojiye olan ilgisini göstermesi açısından önemliydi. Katılımcı kitlesi küresel firmaların CEO larından halen üniversitede öğrenim görmekte olan öğrencilere; Kanada dan Çin e kadar geniş bir yelpazedeydi. Açılış oturumunda; kömür sektörünü temsilen Peabody Energy nin CEO su Greg Boyce, kıymetli metaller sektörünü temsilen Newmont Gold un CEO su Richard O Brian, temel metaller sektörünü temsilen Freeport McMoran America nın Başkanı Red Conger ve maden makinaları sektörünü temsilen Joy Global in CEO su Mike Sutherlin gibi sektörün önde gelen isimleri birer konuşma yaptılar ve moderatörün ve katılımcıların sorularını cevapladılar. Bu konuşmalarda özellikle Newmont Gold un CEO su Richard O Brian ın altın hakkında yaptığı konuşma ilgi çekiciydi. Altının hammadde mi yoksa para birimi mi olduğunu sorgulayan O Brian, sonuç olarak altının temelde güvenli yatırım amacıyla kullanıldığından yola çıkarak aslında bir para birimi gibi değerlendirilebileceğini söyledi. Altına son dönemde eskisine göre daha fazla talep olduğunu ve bu sebeple fiyatlarının da yükseldiğine dikkat çekti. Dünyada altının temel tüketim alanlarına bakıldığında öncelikli olarak takı, yatırım aracı ve teknolojik ürünlerde kullanımı gelmektedir. Hindistan, Çin, Türkiye gibi gelişmekte olan bir çok ülkede takı amaçlı alınan altınlar yatırım amaçlı da kullanılmaktadır. Özellikle ekonomilerin ve para birimlerinin riskli görüldüğü dönemlerde insanlar altını güvenli yatırım aracı olarak görmektedirler. Altına yatırım amacıyla yapılan yatırım miktarı son yıllarda oldukça yükselmiştir. Benzer şekilde Peabody Energy CEO su Greg Boyce un kömür üzerine yaptığı değerlendirme de çarpıcı rakamlar mevcuttu. Ülkelerin gelişmişlikleri ile elektrik tüketimleri arasındaki bağlantıya değinen Boyce, konuşmasında 2011 yılında 7,6 milyar ton olan kömür talebinin 5 yıl içerisinde 1,3 milyar ton artacağına ve bu artışın büyük çoğunluğunun Çin ve Hindistan dan kaynaklanacağını aktardı. Özellikle dünya nüfusunun 3,6 milyarının elektriğe kısmen veya tamamen erişiminin bulunmaması bu konuşmadaki en çarpıcı bilgilerden biriydi. Bugün halen
dünya nüfusunun bu kadar ciddi bir kısmının elektriğe ulaşımının bulunmadığı 21. Yüzyılda, en ucuz ve güvenli enerji kaynağı olan kömürün öneminin ve kullanımının, yükselen ekonomilerde artacağını söylemek yanlış olmaz. Bu sebeple zaman zaman medya da veya spekülatörlerden aktarılan altının suni bir yatırım aracı olduğu veya kömürün gelecekte kullanılmayacağı gibi madencilik karşıtı görüşler bir müddet daha gerçekten uzak kalacaklardır. Fuarda bir çok maden makine firması da yeni ekipmanlarını tanıttı. Çin, Almanya, Şili, Rusya, Kanada, Avustralya gibi pek çok ülkeden çeşitli maden firmaları gelmiş olsa da, fuarın Kuzey 15 Ekim 2012 87
Amerika da düzenleniyor olması sebebiyle ilgi büyük ölçüde Amerikan firmalarınaydı. Dikkatimi çeken temel noktalardan biri maden ekipmanlarının boyutlarını ve iş gücünü büyüten çok fazla firma olmamasıydı. Yalnızca Joy Global 400 tonluk kamyonları yükleyebilmesi amacıyla 40 m3 lük kepçeye sahip ve daha yükseğe erişebilen yeni bir yükleyiciyi tanıtması dışında ekipman boyutlarında çok da göze çarpan bir yenilik yoktu. Ancak buna karşın bir çok makine firması, ürünlerinin daha verimli çalışmalarını sağlayacak, dayanıklılıklarını artıracak, enerji tasarrufu sağlayacak ve sonuçta üretim maliyetlerini düşürmeye yarayacak sistemlere ve alt yapıya yapılan yatırımları öne çıkardı. Örneğin bir çok firma (Cat, Liebherr, Hitachi) önceki kamyon modellerinin elektrik motorlusunu da fuarda tanıtmış oldu. Bir diğer yenilik ise ekipman gözetleme sistemlerine yapılan yatırımlardı. Endüstrinin son dönemlerde üzerinde durduğu bir alan olan maden ekipmanlarının üretim ve fiziksel durumunu takip eden sistemlere de önemli bir ilgi vardı. Danışmanlığını yaptığımız bazı şirket yöneticileri de fuar alanında ekipman gözetleme sistemiyle ilgili bizlerin tavsiyelerini aldılar. Ekipman gözetleme alanında çok fazla firma olmaması ve maden şirketlerinin ise bu alandaki yüksek beklentileri, bu tür hizmetlerin fiyatlarını oldukça yukarı çekmektedir. Katılımcıların en çok rağbet gösterdikleri konulardan bir diğeri de otomasyon uygulamalarıydı. Hali hazırda son 5 sene içerisinde küresel çaptaki bir kaç firma, materyallerin gevşetilmesi için yapılan patlatma öncesi sondajlama işlemlerini neredeyse insansız olacak şekilde otomatik hale getirdi. Ancak son bir kaç yıl içerisinde maden kamyonlarının, dozerlerinin ve trenlerinin de insansız kullanılması için makine tedarikçileriyle anlaşmalar yapan Pilbara (Batı Avustralya) madenleri de bu fuardaki teknik oturumlarda tecrübelerini paylaştılar. Çok yoğun katılı- 88 15 Ekim 2012
mın gerçekleştiği bu oturumda açıkçası yer bulamadığımız için oturumu ayakta dinlemek zorunda kaldık. Bu firmalardan Rio Tinto ilk kez paylaştığı sonuçlara göre son 2,5 yılda 57 milyon ton malzemeyi taşıyan tam otomasyonu sağlanmış (sürücüsüz) kamyonlarla 190 bin sefer gerçekleştirmiş. İşin kilit noktası ise bu seferlerin sıfır kaza ile gerçekleştirilmiş olmasıdır. Açıkçası Pilbara Bölgesi nde bu uygulamanın gerçekleşmesinin temel sebebi hali hazırdaki iş gücü açığıdır. Ancak bu açık, 80 li yılların başındaki maden kamyonlarının dağıtımının otomasyonundan sonra madencilikte dönüşüm sayılabilecek bir atılımdır. Otomasyonu sağlanmış ekipmanlarla vardiya değişimi süresinin ortadan kalkacağı, bakım onarım masraflarının düşeceği ve emniyet konusunda insan faktörünü ortadan kalkması sonucunda daha emniyetli madenlere kavuşulması, üretkenliğin ve karlılığın arttırılması hedeflenmektedir. Rio Tinto 2015 yılına kadar Komatsu dan toplam 150 adet tam otomasyonu sağlanmış (sürücüsüz) 930E kamyonu teslim alacaktır. Benzer şekilde Fortescue Metal firması da 2015 yılına kadar Caterpillar firmasından 45 adet sürücüsüz kullanılacak 793F kamyonu teslim alacaktır. Açılış oturumunda katılımcılardan gelen bir soru; Amerikan maden yasalarının yaptırım gücünün diğer ülkelere göre madenciler için bir dezavantaj sağlayıp sağlamamasıydı. CEO ların ortak cevabı emniyetli çalışan personellerin daha verimli ve başarılı olduklarıydı. Maden sektörü yeni olan ülkelerde temel konu üretimin gerçekleşmesidir. Ancak gelişen ülkelere gidildiğinde; üretimin yanı sıra, emniyet, çevre, maliyet gelmektedir. Yaklaşık 20 yıl kadar önce, bugün madencilikte ileri sayılan ülkelerin neredeyse hepsinde yaygın biçimde iş kazaları gerçekleşmekteydi. Ancak bugün bu ülkelerde kazalar alınan doğru tedbirler ve yatırımlar neticesinde oldukça azalmış, sektör dışındaki bir çok endüstri ile yarışabilecek kadar iyi noktalara varmıştır. Halen gelişmiş maden ülkelerindeki maden şirketlerinin odak noktasında öncelikle emniyet, sonra maliyetleri düşürmek ve verimliliği arttırmak yer almaktadır. Bu sebeple hata oranını en aza indirecek ve maliyetleri düşürecek teknolojilere olan ilgi artmaktadır. Ocaklardaki cevherlerin tenörlerinin günden güne düştüğü ortadadır ve bir çok maden ekipmanı bugün için ekonomik sınırlarına ulaşmıştır. Bu sebeple madencilikteki yeni akım daha sıkı veya fazla değil, aynı işi daha akıllıca yapmak olmuştur. İşletmelerin başarısı ve karlılığı açısından verimlilik ve üretkenlik gün geçtikçe daha fazla gündeme gelecek konular olacaktır. 90 15 Ekim 2012
güvenliğiniz için Türkiyedeki tüm altın madenlerininin seçimi! Farklı özelliklerdeki akışkanlar için geliştirilmiş vana ve otomasyon çözümlerimiz ile en zor şartlarda dahi tam sızdırmazlık ve emniyet sunuyoruz. İstanbul stoklarımızdan teslim Alman EBRO aç-kapa ve kontrol vanalarını uzman teknik kadromuza danışabilirsiniz. dökümden sevkiyata kadar sertifikalandırılmış kalite DIN 3230 ve TA-Luft a göre tam sızdırmazlık yüksek basınç, sıcaklık ve zor akışkanlarda dahi eksiksiz kontrol w EBRO ARMATUREN Vana ve Otomasyon Sistemleri www. ebro.com.tr Tel: (216) 364 99 03-04 İstanbul teknik@ebro.com.tr