SERBEST ORMAN MÜHENDİSLERİ İÇİN DERS NOTU GYMNOSPERMAE BÖLÜM (I)



Benzer belgeler
SERT ÇAMLARDAN TÜRKİYE DE DOĞAL OLARAK YETİŞENLER

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

aşağıya sarkar, pulların kenarları sylvestrisle son orman sınırını sistemi yayvandır. oluşturur.

Erkek çiçekler bir eksen etrafında dizilmiştir. Etaminlerde iki polen tozu torbası vardır. Çiçek tozları marttan itibaren olgunlaşır.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

Pinus halepensis te Glaf (Kın)

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

Cupressaceae Juniperus (Ardıçlar)

TAXODIACEAE. Sequoia (Monotipik) Sequoiadendron (Monotipik) Taxodium Cryptomeria (Monotipik) Sequoia sempervirens. Sequoiadendron giganteum

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

C e d r u s ( S e d i r ) C e d r u s a t l a n t i c a C e d r u s b r e v i f o l i a C e d r u s d e o d o r a C e d r u s l i b a n i

CUPRESSUS L. Serviler

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin)

10 cins; Sciadopitys Metasequoia Cunninghamia Taiwania Athrotaxis. Glyptostrobus Sequoia Sequoiadendron Cryptomeria Taxodium

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

GENUS: ABİES (GÖKNARLAR)

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

BİTKİ MATERYALİ I: GYMNOSPERMAE YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

10 cins; Sciadopitys Metasequoia Cunninghamia Taiwania Athrotaxis. Glyptostrobus Sequoia Sequoiadendron Cryptomeria Taxodium

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

P E P _ H 0 5 C

Picea A. Dietr. Ladinler

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

Bitkilerin Adlandırılması

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

* Ülkemizde doğal olarak yetişmemekle birlikte park ve bahçelerde çok yaygın olarak iki türü kullanılmaktadır.

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

GENUS: LARİX (MELEZLER)

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

Bitki Materyali-I: Gymnospermae. Yrd. Doç Dr. Nurgül KARLIOĞLU Orman Botaniği Anabilim Dalı

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

Juniperus communis. Adi Ardıç

BİTKİ MATERYALİ I: GYMNOSPERMAE YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

İbreliler. Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO

CUPRESSACEAE. 22 cins ve 200 takson. 3 cins ve 13 takson doğal!!! kozalak vesürgün bakımından dört alt familyaya ayrılmaktadır.

Salix caprea L., Keçi Söğüdü, Orman Söğüdü

ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Ağaç Fizyolojisi (2+0)

Cins Fagus (Kayın) Castanea (Kestane) Quercus (Meşe) Gövde kabuğu

TAXACEAE. Çoğunlukla dioik, herdem yeşil, ağaç ve çalı formunda odunsu bitkilerdir.

CUPRESSACEAE. 22 cins ve 200 takson. 3 cins ve 13 takson doğal!!! kozalak vesürgün bakımından dört alt familyaya ayrılmaktadır.

AĞAÇ TÜRLERİMİZ. SARIÇAM Pinus sylvestris L.

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

Genç sürgünler yeşil renkli ve çıplaktır. Tomurcuklar yaprak tarafından gizlenmiştir. Sürgünlerde çok sıralı sarmal dizilen ve sürgün üzerinde uzun

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

BİTKİ MATERYALİ I: GYMNOSPERMAE YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

Doç.Dr.Reyhan ERDOĞAN

Akkemik, Ü. (Editör) Türkiye nin Doğal-Egzotik Ağaç ve Çalıları II. Orman Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara. 680 s.

ACER BUXUS TİLİA FRAXİNUS

2-3 metre kadar boylanabilen, bol dallı bir çalıdır. Kışın yapraklarını döker. Dalları köşeli ve dikenlidir.

Orman Altı Odunsu Bitkiler

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

CYCADACEAE GİNKOCEAE PİNACEA PİNUS

GENUS: Convolvulus (gündüz güzeli, gündüz sefası)

Pinus nigra J. F. var. şeneriana (Saatçioğlu) Yalt. (Ebe Karaçamı) nın Yeni Bir Yayılış Alanı

Gürkan Alpsoy ANADOLU ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT KIRSAL ÇEVRE KAMU ÇALIŞANI. Tel. : E-posta : guralpsoy@hotmail.com, galpsoy@sayistay.gov.

CUPRESSACEAE. 22 cins ve 200 takson. 3 cins ve 13 takson doğal!!! kozalak vesürgün bakımından dört alt familyaya ayrılmaktadır.

CUPRESSACEAE. 22 cins ve 200 takson. 3 cins ve 13 takson doğal!!! kozalak vesürgün bakımından dört alt familyaya ayrılmaktadır.

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

ZEHİRSİZ DOĞA MANTARLARI. Yrd.Doç.Dr. Halil DEMİR

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

BİTKİ TANIMA 2. Dr. Sergun DAYAN

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI III

ORMAN BOTANİĞİ. 2- Aşağıdaki bitki türlerinden hangisi hızlı gelişen türlerdendir? a) Şimşir b) Karayemiş c) Kermez meşesi d) Kavak e) Gürgen

Faydalanmanın düzenlenmesi

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

Çayın Bitkisel Özellikleri

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

Araucaria Arokaryalar

Gymnosperm-Angiosperm Farkları GYMNOSPERMLERDE

BAHÇE ÇİÇEKLERİ Perenniyal veya mevsimlik olan çok boylanmayan çiçeklerdir. Yer örtücü işlevi vardır Ağaç veya çalı gibi bitkilerin altında kullanılır

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Arbutus andrachne L. (Sandal) Yayılışı Botanik Özellikleri

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

ACER CİNSİNİN ORMAN ALTI FLORASI

Makroskobik Özellikleri Şapka

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Soma Kömür Ocağı nda yaşanan 13 Mayıs 2014 Salı günü gerçekleşen İş Cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşimizin acısı yüreğimizde.

Transkript:

SERBEST ORMAN MÜHENDİSLERİ İÇİN DERS NOTU GYMNOSPERMAE BÖLÜM (I) Prof. Dr. Metin SARIBAŞ 1

CONİFERAE ( CONİFEROPSİDA ) SINIFI GENEL ÖZELLİKLERİ VE SİSTEMATİĞİ Yeryüzünde en fazla yaşayan örneği ve Gymnospermae lerin en zengin sınıfı olan Coniferae lerin çoğunun gövdeleri dallanan, boylu ağaçlar halinde; boylu çalılar ve yerde sürünen çalılar biçiminde odunsu bitkilerdir. Genel özelliklerini sıralarsak: Dallanma genel olarak monopodial dir. Çoğunun kısa ve uzun sürgünleri vardır. Sekonder yapılarında traheler olmayıp; odunları asıl olarak Traheid lerden oluşmaktadır. Birçok örneklerinin yaprak, kabuk ve odunlarında reçine kanalı ya da bezeleri bulunur. Sürgünlere çoğunlukla sarmal, karşılıklı ve çevrel dizilen yapraklar iğne ya da pul yaprak şeklini almıştır. Bu nedenle çoğu kez Coniferae lere İğne yapraklılar denilmektedir Yapraklar genellikle herdem yeşildirler Ancak Larix, Pseudolarix, Taxodium, Metasequoia gibi kimi cinslerde aynen Ginkgo biloba da olduğu gibi yapraklar kışın dökülürler. Yapraklar kısa sürgünlerde birçoğu bir arada (Sedirlerde olduğu gibi); uzun sürgünlerde teker teker bulunmaktadırlar (Ladin ve Göknarlar). Çiçekler bir cinsli bir evcikli ya da iki evciklidirler. Erkek çiçekler çoğunlukla sürgün diplerinde ve pul yaprakların koltuğunda bulunurlar. Çok azı da sürgünlerin uçlarında terminal durumludurlar. Bir eksen üzerinde sarmal olarak dizilmiş; alt yüzlerinde çiçek tozu torbalarını taşıyan Etamin ler den oluşmuştur. Çiçek tozu torbalarının sayısı 2-6; ender olarak 20 kadardır. Paleobotanik araştırmalarla Coniferler in dişi çiçeklerinin tek bir çiçek olmayıp bir Çiçekkurulu, İnfloresens olduğu kanıtlanmıştır. Dişi çiçeğin her bir pulu ayrı bir çiçektir. Dişi çiçek olgunlaştığında kozalağa dönüşür. Onun için bu sınıfa Coniferae= Kozalaklılar denmiştir. Ancak, örneğin Taxus türlerinde karpel sayısı bir kozalak oluşturmaya yeter sayıda değildir, kozalak oluşumu için en az üç karpelin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle Taxus lar da Arillus tipi meyve bulunmaktadır. Dişi kozalak olgunlaşma süreleri çoğunlukla bir yıl; bazılarında 2-3 yıldır. Kozalak kimi takson larda kuru, kimi takson larda etli pullardan oluşmaktadır. Tohum birçok Gymnosperm örneklerinde kanatlıdır. Çenek sayıları (Cotyledon ) 2-18 arasında değişmektedir Bugün yaşayan Coniferae ler 7 familya, 52 cins ve 600 ü aşkın taksonla dünya üzerinde, özellikle Kuzey yarıküresinde çok geniş alanlarda yayılmaktadır. Angiospermlerin 10.000 fazla taksonu olan tek bir Leguminosae familyasıyla bile sayısal olarak kıyaslanamaz. Ancak kapladıkları alan ve oluşturdukları orman vejetasyonu bakımından Angiospermler in tümünden önde gelmektedir. Kuzey yarıküresinin 40. ve 70. enlemleri arasında çoğunlukla saf, bazen de karışık ormanlar oluşturarak çok büyük ekonomik değerleri olan Asal Orman Ürünü olan odunun yanında reçine, eterik yağlar, tohum, terebantin ve kabuk gibi kıymetli yanürünler de verirler. Öte yandan değişik ekolojık koşullara, kuraklık ve benzer iklim ekstremitelerine dayanabilen bitkiler olduklarından kurak ve verimsiz alanların ağaçlandırma yönünden kolektif yararları, maddesel hizmetleri kadar büyüktür. Günümüzde yeryüzünde yaşayan en görkemli en uzun boylu ve en uzun ömürlü ağaçlara rastlamak olanaklıdır. Kuzey Amerika da bugün canlı bir doğa anıtı olarak ömür süren, gerek Abide ağaçlar konusu anlatılırken ve gerekse Sekoya lar konusu anlatılırken değinileceği gibi, Sekoya(Sequoiadendron giganteum) lardan General Sherman adlı ağacın boyu 82m, çevresi 30m ve yaşı ise yaklaşık 3500 yıldır. Kuzey Amerika nın 2

güneyinde, Meksika ve Guatemala da Subasar ormanlarında yetişen Bataklık servisi (Taxodium mucronatum) fazla boylanmamakla birlikte dünyanın en fazla çap yapan ağaçlarındandır (10-16m). Söz konusu olan bu ağacın yaşı da 4000-5000 yıl olarak tahmin edilmiştir. Dünyanın zengin flora merkezlerinden biri sayılan ülkemizde mantar, yosun ve eğreltiotları gibi basit organizasyonlu bitkiler de eklenmek suretiyle tüm otsu ve odunsu bitkilerin tür sayısı 12000 in üzerindedir. Bunlardan 3000 adedi Türkiye için Endemik türler olup (Sarıbaş,1998) Türkiye endemizm bakımından da zengin bir ülke sayılmaktadır. Ayrıca bu 12000 türün 800-900 kadarı ağaç ve çalı türlerinden oluşmaktadır. Coniferae lerin yaşayan familyalarını göz önünde tutarak sınıflandıracak olursak: 1. Taxaceae 2. Cephalotaxaceae Taxoideae Alt takımı 3. Podocarpaceae 4. Araucariaceae 5. Pinaceae Pinoideae Alt takımı 6. Taxodiaceae 7. Cupressaceae GYMNOSPERMAE VE ANGİOSPERMAE BİTKİLERİ ARASINDAKİ AYRICALIKLAR Gymnospermae ya da Açıktohumlular, adından da anlaşılacağı gibi, tohum tomurcukları karpeller tarafından örtülmeyip açıkta bırakılmışlardır. Oysa Angiospermler de karpeller iki yan kenarı ile kapanarak Stigma+Stilus+Ovaryum (= Pistil) den oluşan kapalı bir organ geliştirirler. Angiospermlere Kapalıtohumlular denmesi bu olgudan kaynaklanmaktadır. Gerçek meyve ilk kez Angiospermler de ortaya çıkmıştır. Angiospermae lerin erkek ve dişi gametofitlerinde oldukça belirgin sadeleşmeler oluşmuştur. Gymnospermae lerde tohum tomurcukları içerisinde bulunan Arkegon lar Angiospermae ler de yoktur. Gymnospermmae ler de dollenme olayından önce Endosperm oluşur. Gymnospermae lerde tek dollenme olayına karşın, Angiospermae ler de çift dollenme oluşur Angiospermae lerde tohum tomurcuğunda 2 dollenme söz konusudur 1. Zigotu oluşturan dollenme 2. Endospermi oluşturan dlllenme. Oysa yukarıda değinildiği gibi Gymnospermae ler de tek dlllenme olmaktadır. Gymnospermae ler de endosperm dlllenmeden önce zaten vardır. Bu olgu Gymnospermae lerle Angiospermae leri ayıran önemli bir özelliktir. Gymnospermae ler de çiçekler çoğunlukla bir cinslidir. Başka bir anlatımla monoik ve dioik çiçekler egemendir. Angiospermae ler de çiçeğin iç kısmını korumaya yarayan periant yaprakları vardır. Gymnospermae ler de tozlaşma ruzgar yardımıyla (Anemogam) olmasına karşın, Angiospermae ler de hem ruzgarla, hem de böceklerle (Entemogam) tozlaşma izlenmektedir. 3

Yaşayan tüm Gymnospermae örnekleri odunsudur. Oysa Angiospermae lerin büyük bir çoğunluğu otsu yapıdadır. Gymnospermae lerin odunları genellikle traheidler den ve az oranda özışını ile odun paranşimlerinden oluşmuştur. Oysa Angiospermlerde traheidlerin yanında traheler bulunmaktadır. Gymnospermae lerin ilksel örneklerinden olan Cycadinae ler Eğreltilerle bir bağlantı; gelişmiş örnekleri olan Gnetinae ler ise Angiospermae lere bir geçiş oluştururlar. Özetlersek üç temel fark: 1. Hakiki meyvenin oluşmaması 2. Arkegonların oluşu 3. Endospermin dollenmeden önce oluşması. Familya: TAXACEAE Cins: Taxus L.: Porsuk Tür: Taxus baccata L.: Yaygın porsuk 20 m ye kadar boylanabilen, çoğunlukla boylu çalı formunda olan, sık dallı, yuvarlakça tepeli bir ağaç görünümündedir. Kırmızı kahverengi olan kabuk gelişigüzel şekilde çatlayarak dökülür. Genç sürgünler yeşildir. Dallar oldukça elastiktir. 1-2.5cm uzunluğunda olan iğne yapraklar koyu yeşil renktedir, üstleri parlaktır. İğne yaprakların uçları sivri ve enine kesitleri yassıdır. İlk görünüşte Abies, Cephalotaxus ve Sequoia ların iğne yapraklarını andırır. Ancak bunlardan Yaygın porsuğun farkı: Yaprakları ağır olup, dış hava koşullarına dayanıklı, sarı renkli dar bir diri odun halkası ile Kahverengi-kırmızı özodunu vardır. Dayanıklı ve elastiki olan odunundan eski ve orta çağlardan beri yay yapımında yararlanılmaktadır. Odunu günümüzde mobilyacılıkta, lambri, oymacılık, tornacılık ve küçük el sanatlarında kullanılmaktadır. Bir gölge ağacı olan Porsuk ilk yaşlarda çok yavaş büyür. Açık alanda donlara karşı çok hassastır, gölgeye fazla dayanır. Kütük sürgünü verme özelliğine sahiptir. Uzun ömürlüdür, 2000-3000 yıl yaşıyabilmektedir. Makaslanarak istenilen şekil verilebildiğinden parkçılıkta aranan bir türdür (Şekil ) 4

Taxus baccata 1) Sürgün ve yaprakları, 2) Erkek çiçekli sürgün, 3) Erkek çiçek kurulları, 4) Dişi çiçek, 5) Genç ve olgun tohumlu sürgün, 6) Tohum, 7) Olgun tohum ve arillus un enine kesiti( www.funet.fi/pub/sci/bio/life/plants/magnoliophyta/pinophytina/taxaceae/taxus/-9k- Şekillendirilmiş Taxus baccata L. ( Foto: M. SARIBAŞ 1966 ) Yayılışı (Dünya da): Kuzey ve Orta Avrupa ile Akdeniz ülkeleri, Türkiye ve Kafkasya dır. Yayılışı (Türkiye de): Ülkemizde özellikle Karadeniz ( Euxine ve Colchis ) ormanlarında, bu ormanların daha çok gölgeli ve kuytu kesimlerinde tek tek bulunurlar. Ayancık, Bolu, Karabük ve Yenice ormanlarında en iyi gelişimini yapmaktadır (Erdemoğlu-Şener,1998). Az da olsa bu yayılış dışında güneyde Amanos dağlarında da izlenmektedir ( Şekil ). Karabük Yenice ilçesinde Porsuk meşceresi ve ağaçları koruma altına alınmıştır. Bu yörede yer yer Anıt ağaç niteliklerine sahip; 35m boy ve 1m çap yapan birçok Porsuk ağacı bulunmaktadır. Ayrıca son yıllarda yukarıda değindiğimiz gibi ağacın birçok yerinde bulunan Taxin alkaloidi ile kanser tedavisi için birçok ülkede aralıksız çalışmalar yapılmaktadır (Sarıbaş 1998). 5

Tüm bu yayılış alanlarında Yaygın porsuklar hiçbir zaman egemen bir orman ağacı değil, asıl ağaç türleri olan Fagus orientalis, Abies nordmanniana, Picea orientalis gibi ormanlarında teker teker veya küçük gruplar halinde karışım yaparlar, orman oluşturmazlar. Taxus baccata nın Türkiye de yayılışı (M.SARIBAŞ) Familya: PINACEAE (ABIETACEAE ) Familyanın cinsleri aşağıdadır: Abies, Pinus, Cedrus, Hesperopeuce, Picea, Tsuga, Psedotsuga, Larıx, Pseudolarix, Keteleeria, Cathaya, Ducampopinus, Nothosuga (Rushfort 2002) Pinus L.: ÇAMLAR Türkiye nin Çam Türleri: Türkiye de 5 Çam türü doğal olarak yetişmektedir. Bu çam türlerinin hepsi iki iğne yapraklılardan olup yukarıdaki sınıflamaya göre Sert çamlar grubuna girmektedir(diploxylon). Sırası ile Sarıçam (Pinus silvestris L.), Karaçam (Pinus nigra Arnold.), Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Fıstık çamı (Pinus pinea L), Halep çamı (Pinus halepensis Mill.). SERT ÇAMLARDAN TÜRKİYE DE DOĞAL OLARAK YETİŞENLER ASYA SERT ÇAMLARI ( I) Pinus sylvestris L.: Sarıçam, Kuzey çamı Syn: (Pinus rubra Mill., Pinus rigensis Desf.) Boy: 20-40m boy, herdem yeşil, 1,5m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Sivri, piramidal tepeli ince dallı, dolgun ve düzgün (silindirik) gövdeli, boy büyümesi durduğunda dallar kalınlaşır, tepe yuvarlaklaşır. Bazen de fakir topraklar, kayalıklar üzerinde, arktik bölgelerde çalı halinde, bodur formlarına rastlanabilmektedir. Kabuk: Sarıçamın tanımında önemli bir tanı özelliği de kabuktur. Kabuk genç bireylerde ve yaşlı ağaçların üst kesimlerinde tilki sarısı, kirli sarı ya da kırmızımsı kahverengindedir ve gayet ince levhalar halinde ayrılırlar. Gövdenin altlarında ve yaşlı gövdelerde ise kabuk grikahverengi, kalın ve çatlaklıdır. Genç sürgünler yeşilimsi, ikinci yaşından itibaren grikahverengindedir ve çıplaktır. Sürgünler/ Dallar: Yeşil kahverengi sürgünler ilk kışa kadar koyu kırmızı kahverengiye dönüşür, sürgünler tek nodludur. Yaşlı ağaçlarda dallar kalındır. 6

Tomurcuklar: Tomurcuklar uzun yumurta biçiminde, 6-12mm uzunluğunda, kırmızı kahverengi ve sivri uçlu olup genellikle reçinesizdir. Ancak kurak yetişme yerlerinde tomurcuğun korunması amacıyla üstleri reçine ile örtülmüştür. Yapraklar: İğne yapraklarının rengi mavimsi-yeşil olup yetişme ortamlarına göre boyu 2-8cm (yaşlı ağaçlarda 11cm) 0,1-0,2cm. Kısa sürgünler üzerinde ikişer adet yer alan iğne yaprakların uçları sivri ve batıcı, kenarları ince dişlidir. Yaprak kını gri ve kahverengidir ve devamlı kalır, 0,5; 0,8cm. İğne yapraklar dikkat çekecek şekilde kıvrıktır (Şekil ). Koparılıp ezildiğinde kendine has bir reçine kokusu salar. Reçine kanalları marjinaldir. Çiçekler: Erkek çiçekler son senenin uzun sürgünlerinin uçlarında yer almakta; yumurta biçiminde ve kükürt sarısı rengindedir. Polenlerini Mayıs ayında saçmaktadır. Dişi çiçekler sürgünlerin uç taraflarına doğru çevrel olarak dizilmiş yan tomurcuklardan oluşmaktadır. Teker teker bulunabildikleri gibi, bazen de iki-üç adedi bir arada bulunabilmektedir. Çiçek evresinde pembe, sonradan yeşilimsi, olgun evrede mat koyu- sarı olan kozalaklar saplıdır, aşağıya sarkarlar. Kozalak / Tohum: Kozalakları küçük saplı, donuk mat renkli, göbek (umbo) te, ışık gören kesim çengel gibi gelişmiş olup geriye doğru kıvrıktır. İğne yaprakları kısa, boz ve yeşildir. Pinus sylvestris ( 1.Yaprak,2. Tepe tacı, 3. Gövde kabuğu, 4. Sürgün kabuğu, 5. Erkek çiçek, 6. Kozalak(Roushfort 2000). Sarıçam ın sürgün ve kozalakları ( Foto: F. ALTUN ) 7

Kozalakların olgunlaşması ikinci senenin Kasım ayından itibaren başlar. 2,5-7cm uzunluğundaki olgun kozalağın dip tarafı çarpıktır, koni biçimindedir. Fazla ışık gören taraftaki apofiz ler yukarıda da değinildiği gibi daha çıkıktırlar. Göbek (umbo) orta durumlu, küçük ve parlaktır ve kahverengindedir. Pinus nigra da olduğu gibi göbek üzerinde belirgin batıcı sivri bir diken yoktur. Ancak pek belirgin olmayan kalıntı halinde bir iz bulunur. Tohumun boyu 3-4mm olup, tohum kanatları kendisinden 3-4 kez daha uzundur. Fideciğinin tam kenarlı, ömrü bir yıl olan 5-6 çenek yaprağı bulunmaktadır (Gezer-Aslan 1982; Gezer 1986) Primer yaprakları dişlidir Normal koşullarda üçüncü yıldan başlayarak oluşan ikili iğne yapraklar kısa sürgünler üzerinde bulunmaktadırlar. Odunlarının Kullanım Yerleri ve Özellikleri: Sarıçam odunlarının çok çeşitli kullanım alanları bulunmakta olup, uzun reçine kanalları bulunmaktadır. Diri odun sarımsı soluk kahverengi, özodunu ise belirgin kırmızıdır. Özışınlarında bulunan enine traheid lerin çeperleri dişli denecek kadar kalınlaşmıştır. Odunları kreozot, tanalit gibi koruyucu kimyasallarla işleme tabi tutularak dış ortamlarda kullanım olanakları artırılmaktadır. Ticaret alanında Kırmızı odun olarak bilinen odunlarından Teldirek, Demiryolu traversi yapımında yararlanılmaktadır. Ayrıca inşaat sektöründe, döşeme yapımında, çatı ve yine döşeme kirişlerinde, marangozculukta, doğramacılıkta, kağıtçılıkta ve plastik ve selofan yapımında kullanılmaktadır. Habitat(Ekolojik istekleri): Genellikle sağlam ve kuvvetli kazık kök yaparlar. Bu nedenlerle fırtınalara karşı çok dayanıklıdırlar. Donlardan etkilenmezler. Ancak böcek ve mantar zararlıları çoktur. Böceklerden Hortumlu böcekler, Kabuk böcekleri (Lasiocampa pini, Buphalus piniarius); Mantarlardan ise: Traumetes pini (Özodununda), Armillaria mellea (köklerde), Lophodermium pinastri (İğne yapraklılarda) çok önemli ve öldürücü zararlara neden olurlar. Sarıçam hafif kumlu toprakların ağacıdır. Mineral madde ve nem istekleri fazla değildir. Kurak, fakir ve kayalık ortamları çok severler. Işık istekleri muhtelif ırklara göre değişebilmektedir. Işık ağacıdırlar. Doğal yayılışı (Sarıçamın Dünyadaki Yayılışı): Sarıçam, en geniş coğrafi yayılış gösteren çam taksonlarından biridir. İklim bakımından Avrupa nın hemen bütün rejyonlarında bulunur ve arktik mıntıkaya kadar uzanır. İskoçya dan başlayarak tüm Avrupa, Alpler, Pirene, Voj, Karpatlar ile Balkanlar, İskandinavya, Türkiye ve Asya da çok geniş alanlarda yayılış yaparlar, Sibirya ya değin uzanırlar. Alp lerde ve yüksek dağlarda yukarı orman sınırına kadar ulaştığı gibi, Kuzeyde de 70 nci coğrafi enlemdeki son orman sınırına kadar yayılır. Çok değişik iklim ve edafik koşullar altında yetişen Sarıçam birçok alttür, varyete ve formlara sahip, çok karmaşık bir türün (birçok ekotipleri vardır).son yıllarda yeni çalışmalara göre Eliçin (1972) Debezac a atfen Sarıçamın yıllık sürgünleri tek internodlu (uninodial) olan çamların toplandığı Sylvestris seksiyonuna dahil edildiğini ifade etmektedir( Anonim 1993). Kasaplıgil in (1978) bir çalışmasında, Sarıçamın monografisini yapmış olan Pravdin in sınıflamasına yer vermiştir. Pravdin, coğrafi ırkların varyasyonlarını da esas alarak Sarıçamı 5 alttüre ayırmıştır: 1. P. silvestris L. ssp. sylvestris Batı Avrupa, Rusya nın Avrupa kısmı, Kırım ve Kafkasya 2. P. silvestris L. ssp. hamata ( Steven ) Fomin Kırım, Kafkasya, Anadolu 3. P. silvestris L. ssp. lapponica Fries Avrupa ve Asya nın kuzeyi, 62 derece kuzey enlemin kuzeyi. 4. P. silvestris L. ssp. sibirica Ledeb. 8

Asya 52-62 derece Kuzey enlemleri arası. 5. P. silvestris L. ssp. kuludensis Sukaczew 52 derece Kuzey enleminin Güneyi; Asya da, Rusya steplerine geçiş zonları. Sarıçam ın dünya üzerindeki yayılış yerleri Bu sınıflamaya göre, Sarıçamın bir alttürü, ssp hamata (Steven) Fomin ülkemizde doğal olarak saf ve karışık ormanlar kurmaktadır. Şüphesiz bu alt türün değişik ekotipik varyeteleri ve büyüme formları vardır(tosun 1998). Pinus sylvestris var. compacta nın odun anatomisi Yaman(2007) tarafından araştırılmış, ana türe göre farklılıklar bulunmuştur. Nitekim Eliçin in(1972) yapmış olduğu bir çalışmada Dalları aşağıya sarkık, Dalları horizontal, Dalları yukarıya dik çıkmış veya Piramidal gibi birtakım formlar saptanmıştır. Avrupa da batı orijinli olanlar, az kar yağması nedeniyle, genellikle geniş tepeli, fazla düzgün gövdeli değildir. Buna karşılık, doğu ve Kuzey bölgelerde yetişenler sivri tepeli, ince dallı ve düzgün gövdelidirler. İskandinav ülkelerinin Sarıçamları Ladin görünümündedirler. Ekonomik bakımdan en değerli sayılan ve aranan Sarıçam, Baltık sahillerinde yetişen Riga çamlarıdır. Sarıçamın Türkiye deki Yayılışı: Sarıçam Türkiye de 740.000ha. lık doğal yayılış yapar. Kuzeydoğu Anadolu da Ardahan, Oltu, Posof ve Sarıkamış yörelerinde ortalama 2200m yükseltilerde yoğun olarak (Şekil ) çoğunlukla saf meşcereler halinde(sevimsoy 1984) Yalnızçam dağlarında saf ya da Doğu ladini ile ve Doğu Karadeniz göknarı ile karışım yaparak geniş ormanlar oluşturmaktadırlar. Batı Anadolu da kesintili olarak Bursa, Eskişehir, Kütahya yörelerine değin gelirler. Orta Anadolu da ise Akdağmadeni yakınında büyük, Kayseri Kahramanmaraş arasında Pınarbaşı, Göksün yörelerinde yedi küçük adacık halinde bulunurlar. Bu yörede yalnız Türkiye de değil, dünyadaki yayılışının en güney noktalarından birisine ulaşmış olmaktadır (Kayacık1980). Ancak bu görüş tartışmalıdır. Karadeniz etkisinin hissedildiği Karadeniz dağlarının güney yamaçlarında ve Çoruh vadisinde 700m ye kadar inen sarıçam; Kuzeydoğu Anadolu da Ardahan, Oltu, göle, Şenkaya dolaylarında çoğunlukla saf olarak 2700m ye kadar yükselir. Posof yöresinde saf veya ladin, Göknar gibi diğer ağaç türleri ile karışık ormanlar oluşturur(tetik, 1986). Türkiye de çok aranan yapacak odun ürünü veren Sarıçamlar Sinop-Ayancık yöreleri ile Boyabat - Göktepe ormanları ve Eskişehir Çatacık ormanlarındaki uzun ve düzgün gövdeli, sivri tepeli çamlardır. Özellikle Kastamonu civarında Elekdağı nda, Bolu-Çele, Köroğlu, Ilgaz dağlarında, Göle Karıncadüzü nde, Dumanlı ve Köse dağlar ında gayet güzel Sarıçam ormanları bulunmaktadır. Avrupa da olduğu gibi, yüksek dağlarda ve alçak yörelerde yetişen sarıçamlar başka fizyonomi arz etmektedirler. Bu yayılış alanlarındaki Sarıçamlar çoğu kez 9

saf olarak yayıldıkları gibi bazen de Kayın, Ladin, karaçam, Göknar, Meşe, Kayın gibi benzer ağaç cinsleri ile karışık bükler oluştururlar. Sarıçam ın Türkiye deki Doğal Yayılış Alanları (Kayacık 1980 a atfenyaltırık,1993 ) Pinus nigra Arnold. Karaçam ( Syn: Pinus laricio Poir., P. maritima Mill. ) Boy: Genellikle 30, bazen de 50m boya ulaşabilen orman ağaçlarındadırlar. Ortalama 40m boy ve 1m gövde çapı yapar denilebilir. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, yaşlı bireylerde tepe geniş ve dağınıktır(şekil ). Çok yoğun bir yaprak kütlesi taşır. Kabuk: Önceleri grimsi, yeşilimsi-siyah, çok erkenden yaşlarda kabuk çatlaklı hale gelir. Yaşlandıkça kabuk kalın ve derin çatlaklıdır. Sürgünler/Dallar: Sarıçama göre dallar daha kalındır. Genç sürgünler sarı-kahverengi, kısa tüylü ve tek nodludur. Tomurcuklar: İri olan tomurcukların uçları sivri olup (uçları aniden sivrileşir), kaideleri geniştir. Tomurcukların bu özelliği Karaçamlar için karakteristiktir. Bilindiği gibi Sarıçamda kör ve küt uçlu tomurcuklar vardır. Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir ve tomurcuklar bol reçinelidir. Yapraklar: İkili iğneyapraklı olup iğneyapraklar koyu yeşil ve serttir; sürgün uçlarında bulunan yapraklar ise tomurcuğa yönelmiş olduğundan, çanak görünümünde bir boşluk oluştururlar. İğne yaprakların kenarı ince dişli, uç kısımları sertleşmiştir ve iğne gibi batıcıdır. 8-14cm boyunda 0,15-0,20cm, yaprak kını daimi, koyu kahverengi 1-1,3cm; yaprak koparılıp oğuşturulduğunda reçine kokusu salar. Çiçekler: Yaz başlarında aynı yılda oluşan sürgünlerin uçlarında görülürler. Erkek çiçekler soluk sarı renkli olmasına karşın, dişi kozalaklar parlak saman sarısı renktedir. Kozalak/Tohum: Yumurtamsı-konik şekildeki kozalakları, Sarıçam kozalaklarının aksine, simetriktir ve kozalak yok denecek kadar kısa saplıdır. Kalkan çıkık, göbek koyu renktedir. Kozalağın uç kısmındaki karpellerin çoğunun göbeğinde(umbo) iğne gibi ufak dikenimsi çıkıntı bulunur. Kozalak boyu 3,5-10(-12 )cm, 2,5cm genişliğindedir. Olgunlaşma süresi iki yıldır ve olgunlaştığında kahverengiye dönüşür. Kozalak gençken simetrik, parlak saman sarısı renkte, göbek (umbo) dikenlidir. (Yaltırık 1993 ). 10

Dallimore-Jackson(1966) a göre olgunluk çağına gelmiş Karaçamların odunları sert, dayanıklı ve reçinelidir ve iyi kalitelidir ve Sarıçam odununun kalitesine yaklaşır. Ancak odununun olgunlaşması uzun bir sürede olduğu için, bu çamın idare süresinin, Sarıçamdan daha uzun tutulması gerekmektedir. Örneğin, Korsika, Sicilya ve Güney İtalya da doğal yetişen Korsika karaçamı nın, Korsika Adasındaki en kısa idare süresi 160-180 yıldır. Nedenine kısaca değinmek gerekirse, genel olarak karaçam odunlarının diri odun partisi çok geniştir; diri odun öz odunundan daha kolay çürüyebildiğinden; diri odunu geniş olan tomrukların kalitesi düşük olmaktadır. Ayrıca kullanılış yerleri sınırlı kalmakta veya koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Oysa, Sarıçam da diri odun partisi oldukça dardır. Sarıbaş (2000) ın Camiyanı karaçamında yaptığı bir araştırmaya göre öz odunu oranı % 64, 43 tür. Pinus nigra. 1. Yapraklar ve subsp. nigra, 2. Tepe tacı, 3. yaprak, 4. kabuk, 5. var pallasiana nın tepe tacı Karaçamın üstünlüğü ve avantajı ise Sarıçamın yetişemediği veya iyi gelişme gösteremediği yerlerde yetişmesidir. Karaçam, deniz kenarına yakın saf kum topraklarında, ağır balçık topraklarda yetişebilir; anataşı kalker olan kireççe zengin topraklarda daha iyi gelişme gösterirler. Denizden esen kuvvetli rüzgarlara karşı koyabilirler ve rüzgar perdesi işlevi yapabilirler. Rüzgar etkileşimi altında olan yerlerde, özellikle meyve bahçelerinin(portakal, şeftali) korunmasında ön sıraya karaçamlar dikilebilmektedir. Karaçamın sistematiği henüz tam yapılamamıştır. Güneybatı, güney, güneydoğu Avrupa ile batı Asya da Submediterran bölgelerde geniş coğrafi yayılışa sahip bulunan karaçamı Gaussen, Heywood ve Cheter aşağıdaki tanı anahtarına göre 5 coğrafi alttüre ayırmışlardır. Karaçam Alttürlerinin Dünya daki Coğrafi Dağılışları A. subsp. nigra: Avusturya Karaçamı: Avusturya dan Orta İtalya ya kadar uzanır; Yunanistan ve Yugoslavya da doğal olarak yetişir. B. subsp. laricio (Poiret) Maire: Korsika Karaçamı: Güney İtalya, Korsika, Sicilya 11

C. subsp. dalmatica(vis.)franco:dalmaçya Karaçamı Yugoslavya nın kuzeybatı sahilleri ve adaları D. subsp. salzmannii (Dunal) Franco. Dalmaçya Karaçamı: Orta ve Güney İspanya, Pirene dağları E. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe: Anadolu Karaçamı: Balkanlar, Güney Karpatlar, Kırım, Türkiye, Kıbrıs, Suriye. Anadolu Karaçamı, diğer alt türlerden, kozalak büyüklüğü ve iğne yaprak uzunluğu bakımından farklıdır. Pinus nigra subsp pallasiana Anadolu Karaçamı Ülkemizde 2.200.000 hektarlık geniş bir alan üzerinde ormanlar kurar; karasal iklime ve İç Anadolu daki step bölgelerine uyum sağlayabilmektedir. Güncel bilgilere göre Tavşanlı dolaylarında doğal yetişen, Ehrami Serviye benzeyen bir Karaçam taksonu Acatay (1955) tarafından P. n. pyramidata olarak yayınlanmıştır. Diğer taraftan Saatçioğlu (1955) Bolu nun 10-15km doğusunda Çaydurt bölgesinde, dipten dallanan, geniş tepeli, kompakt bir Karaçam taksonunu da P. nigra Arnold var şeneriana olarak tanımlamıştır. Ayrıca Sinop, Boyabat, Göktepe bölgesinde de 1200m yükseklikte çok uzun iğne yapraklı (16-18cm uzunluk) ve çok büyük kozalaklı (9,5-10cm) Karaçam fertlerine rastlanmıştır. Bu takson Alptekin (1986) tarafından yeni bir varyete olarak tanımlanmıştır. Anadolu Karaçamının Türkiye de 4 varyetesi vardır: var.pallasiana(syn.: P. pallasiana Lam., P. n. var. caramanica ( Louden ) Rehder var. pyramidata (Acatay ) Yalt. : Ehrami Karaçam var. şeneriana ( Saatçioğlu ) Yalt: Ebe Karaçamı var. yaltırıkiana Alptekin: Büyük kozalaklı Karaçam Anadolu Karaçamı (var. pallasiana) Öteki alttürlere çok benzer, ancak bu alttürde tepe daha geniştir. 30-35m boylarında, dalları uzun ve kalındır. İğne yapraklar koyu yeşil, cilalı görünümlü, 12-18cm uzunluğunda ve serttir. Kozalak 5-12cm boyutlarında ve kahverengidir. Apofizlerin pervazı çok çıkıntılı değildir. İklim ekstremitelerine en fazla dayanan bu alttürdür. Stepe değin sokulabilmektedir. Bugün Ankara yörelerinde eski Karaçam artıklarına ve büklerine yer yer rastlanmaktadır. 12

Pinus nigra Arn. subsp.pallasiana(lamb.)holmboe ( Muğla-Yatağan; M.SARIBAŞ ) Doğal olarak Türkiye, Trakya, Kırım, Balkanlar ile Güney Karpatlar da yayılış yapmaktadır. Bugün İç Anadolu da çeşitli yörelerde yayılan Q. pubescens, Pirus eleagnifolia, Cistus laurifolius gibi türlerin bulunması, bu yörelerde daha önce Karaçamın bulunduğunu, ancak zamanla tahrip edildiğini gösteren kanıttır. Çünkü bu bitkiler, Karaçama eşlik eden(refakatçı ) bitkilerdir. Ayrıca, günümüzde halen İç Anadolu nun çeşitli kesimlerinde bulunan birçok tarihsel yapıtın ahşap malzemelerinin anatomik incelemelerinden, örneğin Polatlı yakınlarındaki Gordion kral mezarında olduğu gibi, bu yapıtlar de Karaçam odununun kullanıldığını, başka bir deyişle, o yörelerde o dönemlerde Karaçamın yaygın olarak yayıldığını kanıtlayan belgeler olarak saptanmıştır (Aytuğ 1970 ). Toros Karaçamının ülkemizde çok geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Kuzey Anadolu dağlarının içe dönük yamaçlarında, Batı Anadolu da ve özellikle Güney Anadolu da, Toroslar da çok güzel ormanlar oluşturmaktadırlar. Örneğin Kütahya-Tavşanlı-Domaniç ormanları, Dursunbey-Alaçam ormanları (Dursunbey-Alaçam da yetişen Karaçamların piyasa değerleri çok yüksektir), Adana nın Pos ormanları; Boyabat-Elekdağı, Araç (Şekil), Kargı, Tosya yörelerinde güzel Karaçam orman ve bükleri izlenmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi Yenice-Karabük teki endemik Camiyanı Karaçamı Türkiye de en değerli Karaçam olarak addedilmektedir çünkü özodunu oranı %65 e kadar ulaşabilmektedir(sarıbaş 2000). Ehrami karaçam (var. pyramidata) Yan dallar ve genç sürgünler gövdeye sıkıca kapanmış ve dik olarak yükselmiştir; sütun görünümündedir. Tavşanlı nın 2km güneyinde, Vakıf ormanında 1050-1150m yükseltiler arasında, 235hektar bir alan üzerinde doğal bir bükü vardır; kalker anataşı üzerinde oluşmuş kurak topraklar üzerinde gelişebilmektedirler; yavaş büyürler. Son derecede dekoratif park ağaçlarıdır; Eskişehir ve Hendek orman fidanlıklarında bu çamla Tohum bahçeleri kurulmuştur. Polen morfolojileri Yaman-Sarıbaş (1999) tarafından çalışılmıştır. Sözü edilen bu Ehrami Karaçam taksonunun İç Anadolu şehir ve parklarında değerlendirilmesi isabetli olacaktır. 13

Kütahya-Domaniç te Karaçam Ormanları( Foto.MSARIBAŞ) Türbe Anıt Karaçamı (Kastamonu İmam köyü ) ( Foto: M.SARIBAŞ ) Ebe Karaçamı (var. şeneriana) Dipten dallanmış küre biçiminde (Şekil ) kompakt bir çalıdır. Bolu nun 20km doğusunda Çaydurt bölgesinde Geriş köyünün kuzeyinde 1000-1100m yükseltiler arasında, yaklaşık 200ha bir alan üzerinde oldukça yaygındır (Yücel, 2000). Çok güzel bir park ağacı olmasına karşın henüz parklarımızda değerlendirilememektedir. 14

Pinus nigra subsp. pallasina var. pyramidata ( Foto : B.YAMAN ) Büyük Kozalaklı Karaçam ( var. yaltırıkiana ) Sinop- Boyabat, Karabük, Yenice karaçam ormanlarında rastlanılan bu yeni varyetenin iğne yaprakları uzun ve kozalakları çok büyüktür ( Şekil ). Boylu, geniş tepeli ağaçlardır. Karaçamla Sarıçam Arasındaki Dış ve İç Morfolojik Farklılıklar Ağacın organları Pinus nigra Arnold Pinus silvestris L Kabuk Kabuk önceleri kül renginde, yaşlı gövdesi derin çatlaklı, kalın esmer renkte. Yaprak Tomurcuk 7-16cm uzunluğunda, yeşil renkli, uçları sivri, sert ve batıcı. Uç tomurcukları etrafında çanak şeklinde boşluk oluşur Kaidesi geniş, ucu aniden sivrilir, az reçineli Kozalak Sapsız, simetrik, göbek kısmında diken var, kahverengi-sarı Dallar Dallar kalın, sarmal dizilişli Kabuk gençken tilki sarısı renkte,düzgün,ileri yaşlarda çatlak. 3-8cm uzunluğunda olan yapraklar mavimsi yeşildir. Kenarları ince dişli, uçları kıvrık ve sivri Genel olarak reçinesiz, kurak yerlerde reçineli, yumurtamsı, Ucu sivri Asimetrik, saplı, 2,5-7cm boyunda, mat sarı, aşağıya sarkık Dalar ince, karşılıklı dizilişli Odun Öz odunu oranı daha fazla Özodunu oranı Karaçama göre daha az. Ekolojik istekleri Karasal iklime daha uygun İklim istekleri bakımından esnek 15

Pinus brutia Ten: Kızılçam ( Syn : P. elderica Medwed; P. pityusa Stev.; P. brutia Henry; P. pyrenaica David ) Boy: 15-20m (çok iyi yetişme ortamlarında 25m) boylarında, 1-1,2m çap yapan kalın dallı herdem yeşil bir ağaçtır. Genellikle düzgün bir gövde yapısına sahip olmamakla birlikte, boylu ve düzgün gövdelerden oluşan büklere sahip Kızılçam ormanları da bulunmaktadır ( Anonim,1987 ). Tepe tacı: Gençlikte sivri yapıdaki tepe, ileri yaşlarda geniş dağınık tepe yapısına kavuşur. Kabuk: Gençlikte boz renkli düzgün yüzeyli kabuk yaşlandıkça derin çatlaklı esmer kırmızımsı renkli kalın kabuğa dönüşür. Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler tüysüz, çoğunlukla önceleri kırmızımsı, daha sonraları ise yeşilimsi kahverengi, nadiren de kurşuni-boz renktedir. Bu tür ismini taze sürgünlerinin kırmızı renginden almaktadır. Düzgün dallar gövdeye dik bir açı ile çıkarlar. Uçlarında çoğu kez kısa sürgünler bulunur. Tomurcuklar: Genel olarak yumurta biçiminde 15-20mm uzunlukta olup tomurcuk pulları aşağı doğru bakar, kenarları kirpiklidir. Çok Verimli Kızılçam Ormanları, Muğla-Yılanlı İşletmesi ( Foto: M. SARIBAŞ ) Erkek çiçekler: Sivri piramit görünüşlüdür, sarı renktedir. Dişi çiçekler: Mart ayında tomurcuk pullarının açılmasıyla görünmeye başlarlar. Sürgünlerin uzamasıyla uç tarafa gelen çiçek tomurcukları, öteki sürgünlere gelişecek olan tomurcuklardan daha ince ve uzun olmalarıyla ayrılırlar. Orta rakımlarda ortalama Nisan ayı sonlarına doğru olan tozlaşmayı. Müteakip dişi çiçek pulları kapanarak menekşe rengi kaybolmaya başlar (Gökmen 1970;Yaltırık 1993) 16

Çevre Kirliliği nedeniyle oluşmuş kozalak anomalisi(foto: M.SARIBAŞ) Kozalaklar: Kozalaklar takriben fındık büyüklüğüne, soluk kahverengine bürünerek ve sertleşmeye başlayarak Sonbaharda 1,5-2cm boy ve 1cm çapa ulaşırlar. Kışı böyle geçiren kozalaklar, ilkbaharda hızla gelişirler. Haziran sonu ve Temmuz başlarında normal büyüklüğe erişirler. Nihayet kışa doğru normal boyutlarına erişirler. Kozalaklar ağaçta sanki kuş sürüsü konmuş şeklinde görülürler. Kozalaklar 2 yılda olgun kozalak haline gelerek İlkbaharda hasada elverişli hale gelirler. Genel olarak Kızılçamlar 4-5 yaşından itibaren 4-5 yılda kozalak tutabilmektedirler (Şefik,1965). Çok kısa saplı veya sapsız kozalakları topaç biçimindedir. Kozalaklar sürgünlere dik olarak otururlar. Ya da yan durumlu olarak çoğunlukla 2-6 adedi bir arada çevrel olarak bulunurlar. Ancak bazen hava kirliliği ve diğer değişik nedenlerle kozalak anomalilerine rastlanmaktadır (Sarıbaş, 2006). Apofiz lerinin yanları pervazlı, göbek büyük ve Halep çamının aksine içe doğru hafif basıktır. Yöreye ve yükseltiye bağlı olarak değişmekle birlikte, her yıl veya 2-3 yılda bir zengin tohum yılı gerçekleşmektedir. Kızılçam kozalakları geç ve güç ayrılırlar. Tohum 7mm uzunlukta, koyu esmer renkte ve kanatlıdır. Kozalak toplama zamanının çimlenme süresi ve süresine etkili olduğu görülmüş; nisan ayına kadar toplanan kozalaklardaki tohumların çimlenme hızları düşük fakat mayıs ayından sonra toplanan kozalaklardaki tohumlarda çimlenme hızları yüksek olmuştur(alpacar 1981). İğne yapraklar: 10-18cm veya daha yukarı boyutlarda olup yumuşak yapıda ve açık yeşil renkte (Halep çamına göre daha koyu renkte), kenarları ince dişlidir. Odunu ve kullanım yerleri: Kızılçam odununun makroskobik yapısında, diri odun doğal halde kırmızı beyaz renkte, özodunu kırmızımsı kahverengidir. Yıllık halka sınırları belirgindir. Gövdelerin alt kısımları genellikle oluklu bir yapıdadır. Reçine kanalları yıllık halkaların içerisinde dağınık vaziyette noktalar halinde görülürler. Teğetsel kesitlerde özışınları tek sıralıdırlar. Kalın dallı odunları değerli olmamakla birlikte, travers olarak dış ülkelere satıldığı gibi birçok yerel gereksinimlerde, özellikle ambalaj sanayinde çok kullanılmaktadırlar. Ülkemizde ayrıca reçine üretimi için kullanılırlar. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerimizde 100.000ha lık alanda reçine üretimi yapılmaktadır. Doğal yayılışı: Kızılçam kapladığı 3.096.000ha lık (Anonim1987) alanla ülkemizin en geniş yayılış alanına sahip bir türdür. Birçok botanikçiye göre Halep çamının bir varyetesi olarak benimsenen Kızılçam, bazı morfolojik ve anatomik özelliklerle ondan kesin olarak ayrılırlar. Anacak, genel görünümleri ile Pinus halepensis e çok benzerler. 17

Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan yerlerde ya da Akdeniz iklimi karakteri taşıyan bölgelerde doğal olarak yetişir. Kızılçam Kuzey yarıkürenin 15-45 Doğu boylamı ile 32-45 Kuzey enlem dereceleri arasında kalan bölgede doğal yayılış göstermektedir. Yoğun olarak yayılış yaptığı yöre Doğu Akdeniz' ir. Yunanistan' n doğusundan başlar. Girit, Kıbrıs, Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün de yayılır. En geniş yayılışını Türkiye de yapmaktadır. Türkiye de Akdeniz, Ege, Marmara bölgesinde ağırlıklı olarak yayılış yapmaktadır. Türkiye de Kızılçamın bölgelere göre dağılımı aşağıya çıkarılmıştır ( Şekil, ) Bol Kozalaklı Kızılçam ( Foto: M. SARIBAŞ ) Datça-Billurkent te bol kozalaklı bir kızılçam(m.saribaş) Akdeniz Bölgesi: Ülkemiz Kızılçam alanlarının yaklaşık % 47 si bu bölgede bulunmaktadır. Toros dağlarının denize bakan yamaçlarında yoğun olarak doğal yayılış yapmaktadır. Ancak deniz etkisinin iç kısımlara değin sürdüğü Aksu, Seyhan, Ceyhan gibi akarsu vadilerinde daha içlere kadar sokulabilmektedir. Örneğin bu çam türü Ceyhan nehri vadisinde kıyıdan 200km kadar içerilere, Malatya yakınlarına kadar sokulabilmektedir. Siirt Eruh- Benetköy mevkiinde ana yayılış alanından uzakta, bozuk formlu meşcerelerine rastlanılmaktadır. Akdeniz de 1300 18

m ye değin olan yükseltilerde orman kurabilmektedir. Bu bölgede tek ağaç olarak 1400-1500m ye değin çıkabilmektedir. Örneğin Pozantı- Fındıkhan da 1400m ye; Kurudağ da ise 1450-1500m de tek ağaç olarak bulunabilmektedir. Ege Bölgesi: Kızılçamın Türkiye deki doğal yayılış alanının Yaklaşık % 40 ı bu bölgede bulunmaktadır. 571.000ha ile Muğla Orman Bölge Müdürlüğü en geniş Kızılçam ormanlarına sahiptir. Akdeniz bölgesinin tam aksine, dağ silsilelerinin kıyıya dik uzanması nedeniyle, Kızılçam içerilere değin girebilmektedir. Örneğin Gediz vadisinde kıyıdan 300km kadar içerilere uzanabilmektedir. İç batı Anadolu da Eskişehir in batısından itibaren görünmeye başlar. Uşak ve Denizli nin doğusuna kadar sokulabilmektedir. Kızılçamın Türkiye deki doğal yayılış alanları(boydak ve ark,2006) Marmara Bölgesi: Kızılçam ormanlarının yaklaşık %10 u bu bölgededir. Koru dağlarının (Trakya) Saros körfezine bakan yamaçları ile Gelibolu yarımadasında, Biga yarımadasının batı bölümündeki tepelik alanlarda; ayrıca Boğaziçi ve Marmara adalarında da Kızılçama rastlanmaktadır. Karadeniz Bölgesi: Bölgenin batı kıyılarında tek ve dağınık bir yayılış gösterir. Ayancık ta, Sinop Boyabat yolu üzerinde; Kızılırmak ve Kolları üzerinde (Devrez- Gökırmak) orman artıkları şeklinde görülebilmektedir. Keza Kızılırmak vadisi boyunca Durağan, Boyabat- Isırganlı ormanları, Kargı yöreleri ile Kelkit yörelerinde de doğal yayılış yapmaktadır (Anşin ve ark,1993). Sinop Çamgölü civarında çok düzenli doğal Kızılçam meşcereleri bulunmaktadır. Kızılçamın Yeşilırmak vadisine girdiğini Krause (1936) öne sürmüş, daha sonra Savaş (1946) Erbaa nın Kale köyü yakınlarında da Kızılçam ın bulunduğunu öne sürmüştür. Karabük, Bartın, Devrek orman işletmelerinde oldukça önemli miktarlarda doğal kızılçam ormanı bulunmaktadır(sarıbaş-ekici 2002) Kızılçamın Karadeniz bölgesindeki yayılışının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Habitat: Kızılçam Halep çamı gibi kanaatkar bir tür olup, gençlikte hızlı büyür. Bazen yılda birkaç kez sürgün verebilmektedir. Hızlı gelişen yerli tür olarak nitelendirilmektedir. Kuraklığa dayanıklı olup ılık bir Kış ister. Çoğunlukla sahil kesimlerinde yayılmakla birlikte zaman zaman 1300m yükseltilere değin çıkabilmektedir. Kurak ve verimsiz alanların ağaçlandırılmasında çok kullanılan bir ağaç türüdür. Ayrıca Kızılçam yangına karşı uyum özelliklerini geliştirmiş, yangına karşın ya da yangın yardımıyla gençleşebilmiş ve günümüze kadar evrilmişlerdir( Neyişçi, 1989) 19

Pinus brutia Ten. var. pyramidalis Selik. Mersin-Gülnar-Pembecik (Foto. M.BOYDAK) Kızılçamın parkçılık bakımından kıymetli olan ve Kızılçam ormanlarında rastlanan sık dallı ve yuvarlak tepeli var. agrophiotti Papaj adında(şekil..) bir varyetesine rastlanılmaktadır (Papaj.1936). Ayrıca yine piramidal tepeli var. pyramidalis Selik varyetesi de vardır. Birici varyeteye(şekil..) ülkemizdeki doğal Kızılçam ormanlarında oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Oysa ikinci varyete ise çok sınırlı bir alanda; Balıkesir-Edremit arasında, Hanırmağı mevkiindedir( Selik 1962; Selik 1963; Anşin 1998 ). Pinus brutia nın diğer varyeteleri( Yaltırık ve Efe 1994, Boydak 2005): - var. brutia - var. pendula Mere - var. densifolia Yalt. Ve Boydak(Şekil.) 20