DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) KISA ÖZET KOLAYAOF
2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2
İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE-Antik Yunan: Yurttaş ve iktidar... 4 2. ÜNİTE- iktidarın Evrenselliğinden Parçalanmış iktidara: Roma ve Orta Çağ...6 3. ÜNİTE-Sorgulanan Dinsel iktidar ve Prens... 8 4. ÜNİTE- 16. Yüzyıl Devlet Düşüncesi... 9 5.ÜNİTE- 17. Yüzyıl ingiliz Devrimleri: Modern Devletin Biçimlenişi... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. 6. ÜNİTE- Aydınlanma ve Aklın iktidarı...... 13 7. ÜNİTE-Siyasal Dengeden Halkın Egemenliğine...... 16 8. ÜNİTE- Fransız Devrimi: Ulus-Devlet... 19 3 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 3
1. ÜNİTE- Antik Yunan: Yurttaş ve iktidar SİYASAL DÜŞÜNCENİN TARİHSEL GELİŞİMİNİ Modern dünyada kullandığımız birçok siyasal kavram aslında tarihsel bir gelişimin ürünüdür. Bu bakımdan Antik Yunan uygarlığının, özellikle Atina polis inin evrimi aynı zamanda bu kavramların gelişimine de ışık tutar. Bunların en başında ise yurttaşlık ve demokrasi kavramları gelir. Ayrıca devlete atfedilen anlam da bu değişim sürecinin bir parçasıdır. Başlangıçta polis tanrıları n armağanı ve doğal bir varlık sayılırken, giderek bu anlamı değişmiştir. Atina polis i içinde, bu kavramlar etrafında yürütülen siyasal mücadele günümüz siyasal düşüncesinin temel kavramlarının da tarihidir. Bunların başında da yurttaşlık gelir. Yurttaşlık, Atina da başlangıçta soya göre belirlenirken soy bağları yerini giderek yer bağlarına bırakmıştır. Aynı zamanda yurttaşların sahip olacakları haklar da soydan çok, gelir ve servet sınıflamasını göre belirlenmeye başlanmıştır. Demokrasinin ana yurdu sayılan Atina, aslında eşitlikçi bir siyasal rejime sahip değildir. Yurttaş nüfusunun dışındaki kesimler siyasal hak sahibi olmadıkları gibi, yurttaşlar da servet durumlarına göre siyasal alanda rol almaktadırlar. Bu nedenle, Atina da en önemli tartışma konusu demokrasinin dayandığı 4 Demos; halkın kimleri kapsayacağı, kimleri dışarıda bırakacağıdır. ANTİK YUNAN DA SİYASAL DÜŞÜNCENİN ÖNCÜLERİ Siyasal düşünce, Platon dan başlayarak büyük teoriler olarak ortaya çıkmadan önce, bölük pörçük olarak doğa filozoflarında karşımıza çıkar. Doğa filozoflarının düşüncesinin merkezinde doğa ve evren bulunur; toplum ya da siyaset değil. Oysa hemen ardından Sofist düşünürler, düşüncenin merkezine toplum ve siyaseti yani, insanı koyarlar. Bu düşünürlerin hemen çoğu yurttaşlık haklarına sahip olmadıklarından, aynı zamanda bu haklara sahip olma mücadelesinin bir parçasıdırlar da. Bu ölçüde devleti doğal ya da kutsal olarak görmezler. Bütün Yunanlıların siyasal eşitliğini ve insanların doğa karşısında kardeşliğini savunurlar. Ancak bu demokratik yaklaşım giderek insanlar arasındaki doğal farklılıklara dayanarakdayanarak güçlünün hakkı savunmasına varır. Sofistlerin bir parçası sayılabilecek Sokrates ise devletin doğallığı tartışmasıyla çok ilgilenmeden daha çok yurttaşlık ve polis arasındaki ilişkiye yönelir. Sokrates polis e ait bir işlev olarak siyaseti erdemle ilişkilendirir. Bu bakımdan siyasetin liyakati gerektirdiği sonucuna ulaşır ve ölümü seçerek örnek bir yurttaşın yasayla ilişkisinin ne olması gerektiğini somut olarak gösterir. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 4
PLATON UN DEVLET KURAMI Platon, Sokrates in liyakat ile siyaset arasında kurduğu ilişkiyi, siyaset ve gerçek bilgi arasında kurar. Öncelikle insanları doğal ve ruhsal özelliklerine göre tasnif eden Platon, herkesin bu bilgiye sahip olamayacağını, yani siyasete ehil olmadığını işaret eder. Siyasetin bilgisine, ideal bir devletin bilgisine yalnızca seçkin bir azınlık olarak filozoflar sahiptir. Bu yüzden ya filozoflar kral olmalıdır, ya krallar filozof. Ama gerçek dünyada hiç de böyle değildir. Devlet en iyiden en kötüye doğru giden bir bozulma süreci içindedir. Bunun nedeni, toplumun temeli olan ve belli bir hiyerarşiye göre var olabilen iş bölümünün giderek bozulması ve insanların yozlaşmasıdır. O hâlde öncelikle filozofların sahip olduğu bilgiye göre, ideal bir devletin nasıl olduğu anlaşılmalıdır. Buna göre, ideal bir devlet, üzerinde yükseldiği sınıf olan koruyucular sınıfı içinde geçerli bir eşitliğe dayalıdır. Filozof-kralın içinden çıkacağı bu sınıf için bir tür komünist, ortaklaşmacı bir hayat tasarlayan Platon, bu eşitlikçi-kolektif yaşam bozulursa yozlaşmanın kaçınılmaz olduğunu savunur. Ancak bu eşitlikçi hayat, aslında diğer sınıfların eşitsizliği üstüne ve yalnızca devleti yüceltmek için inşa edilmiştir. Bu hâliyle de aslında Tanrılara layıktır. İnsanlar Tanrı olmadıklarına göre, bu dünyada, bu ideal modeli gözeterek iyi bir yönetim kurmak gerekir. 5 Aristoteles in siyasal yaklaşımının Platon la farklılıkları Aristoteles, Platon dan farklı olarak, devleti doğal kabul ederken yalnızca insanların tek başlarına kendi gereksinimlerini karşılayamamasından ve buna bağlı olarak iş bölümünün zorunluluğundan hareket etmez. Devlet doğal ve zorunludur çünkü devlet insanın mutluluk ve yetkinlik arayışında ulaşabileeği nihai erektir de. Bir bakıma devlet adı verilen en yüksek birlik biçimi insana ilişkin bir özdür ve bunun varlığı ancak devlet ortaya çıktığında anlaşılır. Bu kuramsal bakışın yanında, devletlerin arasındaki farklılıkları titiz bir biçimde gözlemleyen Aristoteles, devlet biçimleri arasındaki bu farklılıkların toplulukların barındırdığı kimi özelliklerden kaynaklandığını ve bu nedenle de bütün topluluklara uygun bir devletten kesinlikle söz edilemeyeceğini kabul eder. Toplulukların ve buna bağlı olarak devletlerin niteliği değiştiği için, bir devletin yıkılma nedenleri de bir diğerine göre farklılaşabilir. O hâlde devleti ayakta tutmak için bütün topluluklara önerilebilecek hazır bir reçete bulunmamaktadır. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 5
Aristoteles, bu bakımdan devletleri yıkıma götüren çeşitli nedenleri saptar ve bunları ortadan kaldırmaya dönük çeşitli öneriler ortaya atar. Atina nın yetiştirdiği, polis merkezli düşüncenin en son ve en büyük isimlerinden biri olan Aristoteles, filozof kimliği yanında, somut olguları gözlemlemesi ve çözümlemesi bakımından siyasal düşüncede öncü bir isimdir ve siyaset biliminin kurucu babalarından biridir. 2. ÜNİTE- iktidarın Evrenselliğinden Parçalanmış iktidara: Roma ve Orta Çağ ROMA İMPARATORLUĞU NUN GELİŞİMİ Roma örneği, hayatına bir kent devleti olarak başlayan bir siyasal birimin nasıl bir imparatorluğa dönüştüğünü ve bu dönüşüm içinde siyasal düşüncenin gelişimini anlamak bakımından önemli bir örnektir. Düşünce tarihine, Yunan ölçeğinde, özgün bir katkıda bulunmasa bile, devletin soyut bir birlik ve varlık olarak kavranılmasının temelleri Roma da atılmıştır. Özellikle bugün bile devlet yerine kullanılabilen res publica (Cumhuriyet) kavramı devletin hem kamusal soyut varlığını işaret etmek hem de bu soyut varlığın hukuksal düzeyde nasıl cisimleştiğini anlamak bakımından çok önemlidir. Bundan ötürü, bugün de siyasal düşünce içinde Roma hukuk sisteminin temel kavramlarına sıklıkla atıf yapılır. Ancak devletin bu soyut varlığının arkasında hiç kuşkusuz Roma da yaşanan keskin sınıf mücadeleleri yatmaktadır. Bu mücadeleler aynı zamanda dönemin düşünürlerini de etkilemiş ve devletin sağlığı bakımından sınıf mücadelelerinin taraflarının toplumsal ya da siyasal düzeyde dengelenebileceği karma rejim modelleri ortaya atılmıştır. 6 Roma imparatorluğu nda doğan Hristiyanlık Hristiyanlık başlangıçta Roma imparatorluğu nda var olabilmek için imparatorluk düzenine müdahil olmamayı seçmiştir. Bu evrede bu yeni din, daha çok hayatta kalabilmek ve kendini savunabilmek gibi can yakıcı iki sorunla karşı karşıyadır. Bu çerçevede özellikle Pavlus la birlikte Hristiyanlık Roma nın siyasal ve toplumsal düzenine eklemlenmiş ve bu düzenin içerdiği bütün toplumsal siyasal eşitsizliklere dinsel bir zemin hazırlayarak Roma nın hizmetine girmiştir. Bunun ödülünü de nihayet devlet dini hâline gelerek alalmıştır. Ancak devlet dini hâline gelmek yeni bir tehlikeyi de beraberinde getirir. Toplum içinde kendisine vazgeçilemez bir yer edinmiş olsa da devletle ilişkilerin nasıl düzenleneceği, devletten topluma, toplumdan devlete yönelen taleplerin nasıl soğurulacağı önemli bir sorundur. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 6
o Bu önemli sorunu Augustinus, iki ayrı devlet kurgusuyla, Yeryüzü Devleti ve Tanrı Devleti kavramsallaştırmasıyla aşmayı denemiştir. 7 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 7