SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR



Benzer belgeler
SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

SENDİKA KURMA HAKKI SENDİKAL HAKLARIN KULLANILMASININ ENGELLENMESİ

Taşeron İşçi Hakları (4857 S.K. ve 5510 S.K.) Konulu Hizmet İçi Eğitim ÖN TEST

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HİZMET İCİ EĞİTİM

TOPLU İŞ HUKUKU (HUK302U)

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

İŞYERLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖRGÜTLENMESİ. Yrd.Doç.Dr. H. Ebru ÇOLAK KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü GISLab

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

TÜRK İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDA GÜVENCELİ ESNEKLİK

KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİYLE ÇALIŞANLARIN YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKI

Üçünc. önündeki ndeki meydan okumalar Önlemler. Bilgi paylaşma ve iyi pratikler sunma.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Bölüm 1 GENEL KAVRAMLAR Bölüm 2 BİREYSEL İŞ HUKUKU

Federal İdare İş Mahkemesi

AHZIRLAYANLAR Cemre Benan Arslan Burcu Şahin A. Eren Öztürk

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm GENEL BELGİLER

İŞGÜCÜ PİYASASINDA GÜVENCE VE ESNEKLİĞİN SAĞLANMASI İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ SÜRE SGK. Sosyal Taraflar

Mesleki Deneyim. Eğitim Bilgileri. Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU. Profesör Marmara Üniversitesi Doçent Marmara Üniversitesi

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Hangi statü altında çalışıyorsunuz?

HAK-İŞ KONFEDERASYONU

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU

İSG PROFESYONELLERİNİN STATÜSÜ ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ İŞ GÜVENCESİ

İŞGÜCÜ PİYASASINDA GÜVENCE VE ESNEKLİĞİN SAĞLANMASI İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ SÜRE. İŞKUR SGK Sosyal Taraflar

Bu çalışmada Devrimci İşçi Sendikaları

SENDİKACILIK KISA ÖZET KOLAYAOF

Mobbing Araştırması. Haziran 2013

Alman Federal Mahkeme Kararları. Hessen Eyalet Sosyal Mahkemesi

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

1. HAFTA KIG126. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK.

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Hayata Destek Derneği 27 Haziran 2014 Gezici ve Geçici Mevsimlik Tarımda Çocuk İşçiliği Toplantısı Politika Önerileri

TEDARİKÇİ TÜZÜĞÜ 1. GEÇİNMEYE YETECEK ÜCRETLER ÖDENİR. 1.1 Standart bir çalışma haftası için ödenen ücretler ve yardımlar

İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMI OTUZ İŞÇİ ÖLÇÜTÜNÜN HESABINDA DİKKATE ALINACAK ÇALIŞANLAR

GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA İŞ HUKUKUNDAKİ GÜNCEL GELİŞMELER

İŞ HUKUKU ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ YASASI SONRASI DÖNEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -11

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/59. Doğum İzni veya Askerlik Hizmeti Nedeniyle Ayrılan Kişi için Geçici İş İlişkisi Kurulabilecektir.

KOCAELİ ÇALIŞMA VE İŞKUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

İSTİHDAM FAALİYETLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

İŞ SÖZLEŞMESİ SONA EREN İŞÇİ KULLANMADIĞI KAÇ YILLIK ÜCRETLİ İZNİNİ TALEP EDEBİLİR?

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞKUR UN ENGELLİLERE SUNDUĞU HİZMETLER

Alman Federal Mahkeme Kararları

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Uzaktan çalışma Geçici iş ilişkisi

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

GENEL BAŞKANIN MESAJI

Kayıt Dışı İstihdam Çalıştayı Ankara da Yapıldı

T.C ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE İŞ KURUMU KIRIKKALE İL MÜDÜRLÜĞÜ

2018/06 ZORUNLU BES BİLGİLENDİRME

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10

Geçici İş İlişkisi Uygulama Rehberi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İSTİHDAM TEŞVİK DANIŞMANLIĞI

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Bordro eğitimi almak isteyen tüm çalışanlar ve kariyerini bu alanda geliştirmek isteyenler için hazırlanmış bir eğitimdir.

İşyeri Temsilcileri Rehberi

TOPLU İŞ İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM 6356 SAYILI SENDİKALAR VE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YASASI NA İLİŞKİN BİR DEĞERLENDİRME ERKAN BİLGE

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR?

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2007/27699 Karar No. 2008/6006 Tarihi:

fiç N N YASAL HAKLARI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

Assan Alüminyum, Türkiye deki İşçi Hakları Endişeleri ile ilgili Şikayetler Hakkında PAYDAŞ DEĞERLENDİRMESİ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

İŞ TEFTİŞ KURULU İDARİ YAPISI

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

6111 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN SİGORTA PRİM TEŞVİKİ UYGULAMA ESASLARI

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

İŞKUR DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ULUSLAR ARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRESİ

İŞ GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINDAKİ PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı. 6Mayıs 2014

KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ İLE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN HAFTA TATİLİ İZİNLERİ VE HAFTA TATİLİ İZNİ ÜCRET HAKLARI

SENDİKAL ÖRGÜTLENMENİN SORUNLARI VE HAK İHLALLERİ

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

Asgari Ücret Artırımın Etkileri Nelerdir?

İşsizlik sigortası nedir, nasıl alınır?

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Transkript:

SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR

BHKKH 2

SUNUŞ Emeğini satarak geçinen ve tek başına işveren karşısında güçsüz olan işçilerin oluşturdukları sendikalar, işverene karşı güç elde etme mücadelesinin örgütleridir. İşçiler, bir araya gelip örgütlenerek kurdukları sendikalar sayesinde, toplu pazarlık hakkı elde ederler. Bu sayededir ki işçiler, hak ettikleri yaşam standardına kavuşur. Sendikalar, yasal örgütlerdir ve sendika kurma ve üye olma hakkı Anayasa tarafından tanınmıştır. Türkiye de sendikalar Batı ya göre oldukça geç tarihlerde kurulmaya başlandı. Osmanlı Devleti döneminde, özellikle Anadolu da sanayinin olmayışı, halkın çoğunlukla tarım kesiminde çalışması bir işçi sınıfının varlığını olanaksız kılıyordu. Ancak buna karşın 1800 lü yılların sonlarına doğru kurulan işçi dernekleri ve grev hareketleri gözlenmektedir. Cumhuriyet Türkiye sinde sanayileşme çabaları önce özel sektörün desteklenmesiyle, ardından doğrudan devlet eliyle başlatıldı ve işçi sınıfı doğmaya başladı. 3

4 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR Ne var ki ülkemizde sendika kurmak 1946 yılına kadar yasak olmuştur. 1946 yılında Cemiyetler Kanunu nda yapılan değişiklikle sendika kurma yasağı kalktı ve 1947 yılında yasalaşan Sendikalar Kanunu ile de ülkemizde ilk sendikalar kurulmaya başlandı. Sendikalar, işyeri, meslek ve işkolu esasına dayalı olarak kurulabilirken, ülkemizdeki yasal mevzuat ancak işkolu esasına göre sendika kurulabilmesine izin vermektedir. Ayrıca işverenler de sendika kurabilmektedir. Sendikalar çeşitli eleştirilere maruz kalırlar. Bu eleştiriler, iki yoldan gelir. Bir tanesi sermaye kesiminden diğeri de gerçekten iyi niyetli olarak işçi dostu çevrelerden gelir. Sermayenin sınırsız özgürlüğünü savunan neo-liberalizm, kendisine ulus devletler ile emek örgütlerini düşman olarak görmekte, bu iki gücü yıpratmak için elinden geleni yapmaktadır. Özelleştirmeler, taşeron firmalar ve esnek çalışma biçimleri araçlarıyla sendikalar güç kaybına uğramaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, birtakım haksız eleştirilerle de yıpratılmaya çalışılmaktadır. Neo-liberal düşüncenin savunucuları, yani işverenler, işverenlerin parayla tuttuğu akademisyenler, aslında ücret karşılığı çalışıp, geldiği pozisyon gereği patronunun sesi olanlar, halkın oylarıyla gelip yalnızca sermaye kesimine hizmet edenler bu yıpratma

kampanyasının aktörleridir. Bu yıpratma kampanyasının aktörlerinin tek amacı, işverenlerin karına kar katmaktır! Bunun için de en kolay yol, onlara göre, işçi haklarından kesinti yapmaktır. Bu yolun önündeki tek engel olan sendikalar ise onların gözünde yok edilmesi gereken tümördür. İşte sendikaları yok etmek, dolayısıyla işçiyi güçsüz bırakmak için ideolojik savaşım vermektedirler. Tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi, bu çevreler, sendikalara karşı suçlama kampanyası düzenlemektedir. Çalışanların sendikalı olmasını engellemede, işten çıkarma, işyerinde psikolojik baskı uygulama, tehdit etme gibi yöntemler demek ki yetmemekte, ek olarak çalışanların bilinçaltına sendikasız olmayı yerleştirme gayreti içerisindedirler. Bu karalama kampanyaları kimi durumlarda etkili olduğu için, çalışanların da sendikalarla ilgili soru işaretleri vardır. İşte bu broşürün amacı, bu suçlamaları çürütmek ve çalışanların kafasında yer etmiş soru işaretlerini ortadan kaldırmaktır. Bu broşür, suçlama- yanıt şeklinde tasarlanmıştır. Önce sendikalara yönelik suçlama tırnak içerisinde ifade edilmiş, ardından bu suçlamaya karşı yanıt getirilmiştir. Anıl Mevlüt Güven Mart 2011, Ankara 5

BHKKH 6

Günümüz ekonomilerinde üretim tarzı değişmekte, kol gücü yerini beyin gücüne bırakmaktadır. Bu yeni üretim biçiminde sendikalara yer yoktur. Günümüz ekonomilerinde üretim tarzının değiştiği, kol gücünün yerini giderek beyin gücüne bıraktığı bilinen bir gerçektir. Ancak, günümüz ekonomileri ile kastedilen gelişmiş ülkelerin ekonomileridir. Gelişmiş ülkeler, endüstriyel üretimlerini az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlara kaydırırken, kendi bünyelerinde hizmet sektörünü geliştirmektedirler. Toplumların gereksinim duyduğu mallar ise hala ne yazık ki ucuz emek cenneti olan ülkelerdeki işçilerin- kol gücüyle üretilmektedir ve gelecekte de bu şekilde üretileceği görülmektedir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde hizmet sektöründe çalışan, yani bilgisini ortaya koyarak emek sarf eden işçiler de işverenleri karşısında güçsüz olup örgütlenme gereksinimi içerisindedir. 7

Dolayısıyla sendikalar, emek-sermaye çelişkisi devam ettiği sürece var olacaktır. Taşeron firmalarda örgütlenmek olanaksızdır. Taşeronlaşma olgusu gerek ülkemizde gerekse dünyada giderek artmaktadır. Ülkemizde hem kamuda hem de özel sektörde maliyeti düşürmek adına üretim süreci taşeron firmalarca parçalanmaktadır. Günümüzde birçok çalışan ne yazık ki taşeron firma çalışanı haline getirilmiştir. Sendikaların, buralarda örgütlenmede sorun yaşamasının temel kaynağı yürürlükteki İş Yasası dır. Çünkü İş Yasası en az 30 işçi çalıştıran işyerlerini iş güvencesi kapsamına almaktadır. Ayrıca, işçinin iş güvencesine hak kazanma koşulu, en az 6 ay çalışmış olmasına bağlanmıştır. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanması ise en az 1 yıl çalışmış olma koşuluna bağlıdır. 8

Ülkemizde alt işveren-asıl işveren ilişkisi uygulamalarına baktığımızda, bu ilişkinin çoğu zaman muvazaalı olarak kurulduğunu görmekteyiz. Taşeron işçileri, yukarıda değindiğimiz gibi çoğunlukla iş güvencesi kapsamında olamamakta, kimi zaman sigorta primleri yatırılmayarak da kıdem tazminatından yoksun bırakılmaktadır. Bu yüzden taşeron işçileri, haliyle kendilerini bıçak sırtında hissetmekte, sendikalı olmaya yanaşmamaktadır. Yürürlükteki yasanın, iş güvencesi ve kıdem tazminatına hak kazanma ile ilgili maddeleri işçi lehine düzeltildiğinde, hiçbir sorun yaşanmadan taşeron firmalarda örgütlenilecektir. Fakat bunun yanında yine yürürlükteki Sendikalar Kanunu na göre, sendika üyesi olmak ve sendikal tazminata hak kazanmak için iş güvencesi hükümlerine tabii olma şartı bulunmamaktadır. Yani, sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarılan işçi, iş güvencesi kapsamında olmasa bile, 1 yıllık ücreti tutarında bir sendikal tazminata hak kazanabilecektir. Bu zorluklara rağmen ülkemizde son dönemde taşeron firmalarda örgütlenen sendikalar mevcuttur. Örneğin Türkiye Yol-İş Sendikası geçtiğimiz yıl yaklaşık 6000 taşeron firma işçisini örgütlemiştir. 9

10 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR

Esnek çalışma biçimleri ve kayıt dışılık giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum, sendikaların zayıflamasına ve tükenmesine yol açacaktır. Yürürlükteki İş Yasası gereğince, bir işverene iş sözleşmesi ile bağlı çalışan işçi, iş sözleşmesinin niteliği gereği esnek çalışıyor olsa bile aynı işi yapan öteki işçilerden farklı bir muameleye tabi tutulamaz. Dolayısıyla sendikalı olma hakkı da saklıdır. Kayıt dışı çalışma olgusunda ise, kayıt dışı çalışan işçilerin başka ülkelerde dernek veya sendika çatısı altında örgütlendiği örnekler vardır. Örneğin Hindistan da kurulmuş Serbest Çalışan Kadınlar Birliği (SEWA), Güney Afrika Ev Hizmetleri ve İlgili Çalışanlar Sendikası (SADSAWU), Avustralya Tekstil, Elbise ve Ayakkabı Sendikası (TCFUA) Türkiye de de enformel sektör çalışanlarını çatısı altına alan, ancak İş Mahkemesi nce kapatılan Birleşik İşçiler Sendikası önemli bir örnek ve deneyimdir. Sonuç olarak sendikaların tükenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu tür iddialar, sendikaları kendilerine düşman olarak gören çevrelerce ortaya atılan yıldırı propagandasıdır! Sendikaların işlevini artık insan kaynakları yönetimi birimleri yerine getirmeye başlamıştır. Şirketlerdeki insan kaynakları yönetimi birimleri ile sendikalar birbirinden çok farklı işlevlere ve amaçlara sahiptir. İnsan kaynaklarının temel amacı verimlilik 11

iken, sendikaların temel amacı üyelerinin haklarını her koşulda savunmak ve geliştirmektir. İnsan kaynakları yönetiminde, verimliliği artırma amacı uğruna çoğu zaman işçi hakları feda edilebilmektedir. İşçi eğitimi, kariyer geliştirme ve iş güvenliği ve işçi sağlığı gibi uygulamalar işçi yararına olmakla birlikte, temelde verimliliği arttırmak ve bu şekilde işyerine rekabet üstünlüğü sağlamak gibi bir işleve sahiptir. Sendikaların işçi çıkarmalarına, düşük ücretlere karşı bir duruşu varken, insan kaynakları birimlerinin böyle bir duruşu yoktur. İnsan kaynakları birimleri ile sendikaları amaç ve işlevleri bakımından değerlendirdiğimizde, insan kaynakları birimlerinin sendikaların işlevini üstlenmesi olanak dışıdır diyebiliriz. 12

Sendikalar, işsizliğin artmasına yol açarlar. Sendikalara yöneltilen en haksız eleştirilerden bir tanesidir. Bu eleştirinin temelinde sendikaların ücret mücadelesi bulunmaktadır. İddia sahiplerine göre, sendikalar, ücretleri yükseltmekte, bu da işverenlerin yeni yatırımlar yapmasını olumsuz etkilemektedir. İşverenler, yatırımlarını daha çok kazanç elde etmek için yaparlar. İşverenlerin istihdamı arttırmak gibi toplumsal bir görevleri zaten yoktur. Daha çok kazanç elde etmek isteyen işverenler, işgücü maliyetini göze alarak yatırım yapacaktır. Ayrıca, üretim sürecinde işgücü maliyetleri, maliyet unsurlarından yalnızca biridir. İşverenler, farklı yollarla yatırım yapmaya teşvik edilebilirler ki zaten günümüzde çeşitli yollarla devlet tarafından bu gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla işverenlerin yalnızca işgücü maliyetlerinin azaltılması yoluyla yatırımlarını arttırmasının beklenmesi hayalciliktir. Ayrıca, ücret seviyesinin düşük olması sayesinde, ekonominin büyüyüp istihdamın artacağını varsaydığımızda bile söz konusu ekonomik büyümenin geniş toplum kesimlerine ve bu arada çalışanlara yansımayacağını, görebiliriz. Böyle bir büyüme hiç kuşku yok ki sermaye kesiminin lehine olacak, bireyler arasındaki gelir seviyesi makası açılacaktır. Eğer amaçlanan, toplumsal adalet ilkesi çerçevesinde, toplumun yüksek alım gücüne sahip bireylerden oluşmasıysa, bunun yolu ücretler seviyesini aşağıda tutmaktan geçmez. 13

Bu haksız eleştirilerin çoğu zaman işveren kesiminden gelmesi fazlasıyla şaşırtıcıdır. İşsizlik olgusu yüzünden çalışanlar, iş güvencesinden yoksun, düşük ücretlerle çalışmaktadır. İşsizlik, işverenin işçisine beğenmiyorsan gidebilirsin, yerine çalışacak adam çok deme imkânını vermektedir. Birçok kadını ve genci iş sahibi yapacak olan esnek çalışma türleri, sendikaların tavrı nedeniyle hayata geçirilememektedir. Esnek çalışma biçimleri, iyi niyetli(!) söylenenlerin aksine, birçok genci ve kadını iş sahibi değil, ucuz işgücü, yani modern köle yapacaktır. 2003 yılında çıkan 4857 sayılı iş yasası ile yasal çerçeve kazanan esnek çalışma türleri ülkemizde zaten uzun dönemdir istihdam biçimi olarak kullanılmaktadır. Son dönemdeki çabalar ise bu çalışma türlerini daha da genişletmekten ibarettir. 14

2011 Şubat ayında yasalaşan ve kamuoyunda çokça tartışılan Torba Yasa tasarısında esnek çalışma biçimleri ile ilgili hükümler de bulunmaktaydı. Buna göre İş Yasası na evden çalışma ve uzaktan çalışma hükümleri eklenerek, esnek çalışma türleri genişletilmek istendi. Torba Yasa, kamuoyunda özellikle sendikalardan büyük tepkilerle karşılaştı ve esneklikle ilgili hükümler tasarıdan çıkartıldı. Bu eleştirinin kısmen haklı bir eleştiri olduğunu söyleyebiliriz. Sendikalar elinden geldiğince, gücü yettiğince, çalışanları modern köle yapacak düzenlemelerin karşısında duracaktır. 15

Kayıt dışılıkla mücadele sendikaların tavrı yüzünden etkili olamamaktadır. Kayıt dışı ekonomi yalnızca ülke ekonomisine değil, aynı zamanda çalışanlara ve sendikalara da zarar vermektedir. Hatta kayıt dışı çalışma olgusunun olumsuz yanları en çok emek kesimine yansımaktadır. Kayıt dışı çalışan işçiler, sigortasız, güvencesiz, iş sağlığı ve güvenliğinden yoksun, düşük ücretle çalıştıkları gibi, sendikal haklardan da yararlanamamaktadır. Kayıt dışılıkla mücadele en çok sendikaların destekleyeceği bir durumdur. Öte yandan kayıt dışı ekonomiyi yaratan ve besleyen ise kayıtlı işverenlerin ta kendisidir. Kayıt dışı firmalarda üretilen mallar, çoğunlukla, maliyeti düşürmek amacıyla kayıtlı firmalarca yaptırılmakta ve satın alınmaktadır. Kayıt dışılıkla mücadelede en büyük rol hiç kuşku yok ki devlete düşmektedir. Ancak devletin denetimi tam anlamıyla sağlamaması ve/veya vergi/prim indirimleri yoluyla teşvik yaratmaması kayıt dışılıkla etkin mücadele etmenin önünü kapatmaktadır. Bu yüzden, bu noktada sendikalara yöneltilen suçlama yerinde değildir. 16

Türkiye de sendikalar, ücret sendikacılığından öteye gidememiştir. Türkiye de sendikalara yöneltilen en yoğun eleştirilerden bir tanesi de budur. Bu eleştiri, kimi sendikalar için haklı olabilirken, tüm sendikal topluluk açısından düşündüğümüzde haksız olmaktadır. Sendikal mücadelenin en büyük unsuru hiç kuşku yok ki ücret mücadelesidir. Her sendika, üyesinin, emeğinin karşılığını almasını, yüksek hayat şartları 17

18 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR sürmesini ister. Bu açıdan da toplu sözleşmelerin en önemli bölümü, haliyle parasal konular olmaktadır. Fakat sendikalar yalnızca bununla yetinmez. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemleri almasını, işçilerin haksız yere işten çıkarılmamasını, işçilere yasadan kaynaklanan çeşitli sosyal olanaklar sağlanmasını talep eder, bu konularda da mücadele eder. Sendikalar, üyesi olmayan işçiler için öneri getirmez, onların hakkını savunmaz. İşçisiyle, memuruyla, işsiziyle bir bütün oluşturan emek mücadelesini inceleyenler, bu eleştirinin doğru olmadığını görecektir. Ülkemizde işkolu esasına göre kurulu olan sendikalar elbette ki öncelikle kendi üyelerinin haklarını savunacak, onların çalışma sorunlarına ilişkin eylemlilikte bulunacaktır. Fakat bu, sendikaların, üyesi olmayan işçilerin çalışma yaşamı sorunlarına gözü kapalı olduğu anlamına gelmez. Öyle ki sendikaların konfederasyonlar düzeyinde dahi- çalışma yaşamına ilişkin konularda birlikte hareket ettiği sıklıkla görülmektedir. Bu birlikteliğin yanı sıra sendikalar tüm işçi sınıfının yararlanabileceği yayınlar çıkarır, onların bilinçlenmesini, bilgi seviyesinin yükselmesini sağlar. Ülkemizde işçi sınıfı bütünlüğünü yaralayacak biçimde hareket eden, kendisini şirket gibi gören, siyasal iktidara ve/veya siyasal partilere yakınlığı sayesinde üye kaydeden sendikalar, hatta sendika satın alan konfederasyonlar bulunmakla birlikte, ülkemiz sendikacılığı sınıf bilinci içerisindedir.

Kimsenin kuşkusu olmasın, sendikalar piyasa mekanizmasına dayalı şirketler değildir! Sendikalar işçi performansının yükselmesine yönelik eğitim hizmeti vermemektedir. Sendikalar, belirli aralıklarla belirli dönemlerde üyelerine eğitim hizmeti sunmaktadır. Oldukça maliyetli olan bu eğitim sürecinde, sendikalar üyelerine öncelikle işçi sınıfı bilinci yerleştirmeye çalışmakta, onların işyerinde karşılaştıkları sorunların çözümü doğrultusunda eğitim hizmeti vermektedir. Her ne kadar yürürlükteki Sendikalar Yasası nda, üyelerinin mesleki becerisi arttırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmak sendikaların faaliyetleri arasında sayılmışsa da işçinin performansını yükselterek iş verimini arttırmak konusu sendikaların asli görevi değildir. Türkiye de son dönemde bu konuda üyelerini eğiten sendikalar var olmakla birlikte, işçinin performansını yükseltmek ve mesleki becerisini arttırmak, sendikadan önce işverenin gündeminde olmalıdır. Böyle bir görevi Türkiye de yalnızca işkolunda kurulabilmesine izin verilen- sendikalardan beklemek gerçekçi bir yaklaşımın uzağındadır. Sendikacılar, işçilerden topladıkları aidatları, dinlenme tesisi, misafirhane, genel merkez, araç gibi gereksiz şeylerde kullanmaktadır. Türkiye de sendikaların en çok eleştiriye maruz kaldığı noktalardan bir tanesi de budur. Burada, eleştiri sahiplerinin kimler olduğuna, niyetlerinin ne olduğuna bakmak gerekir. Eğer eleştiri sahipleri, gerçekten işçi 19

20 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR yanlısı bir tavır sergiliyorlarsa, bu durumun gerçekten de işçi sınıfına zarar verdiğini düşünüyorlarsa, mücadeleyi sorunun ana noktasında, yani sendikalar içinde vermelidir. Fakat eleştirenler, neo-liberal ekonomi yanlılarıysa, ortaya koydukları iyi niyetli(!) eleştiri inandırıcılıktan uzaktır. Sendikaların çeşitli yollardan elde ettikleri gelirleri vardır ve ülkemizde yasal mevzuat, sendikaların gelir elde etme yöntemlerini sınırlı tutmaktadır. Sendikalar, elbette her bağımsız kuruluş gibi, maddi varlıklarını diledikleri gibi harcama özgürlüğüne sahiptir. Bunu denetleme yeri sendikaların genel kurulları ile denetim kurullarıdır. Sendikalar, yalnızca üyelerinin ücret ve hukuk mücadelesine katkı sağlamaz, aynı zamanda üyelerine güçleri oranında çeşitli sosyal olanaklar sunmak gibi bir göreve de sahiptir. Bu yüzden de ülkemizdeki sendikalar, imkanları dahilinde, üyelerinin aileleriyle birlikte tatil yapabileceği dinlenme yerleri, büyükşehirlere gelmeleri durumunda kalacağı misafirhaneler yaptırır; acil rahatsızlık durumunda yararlanabilecekleri ambulanslar satın alır. Bu tür şeyleri lüks görmek, işçiye bakış açısı ile ilgili bir zihniyetin yansımasıdır! Sendikacılar, çok yüksek ücret almakta ve uzun yıllar görev başında kalmaktadırlar. Bu eleştiri de yukarıdaki eleştiriyle aynı niteliği taşımaktadır. Eğer, bu eleştiri işçilerden geliyorsa ve işçi, bu eleştirisi yüzünden sendikalı olmuyorsa, bu tavrın

doğru bir tavır olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü insanlar eleştirdikleri durumların değişmesini gerçekten istiyorsa, onunla mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelenin yolu ise örgütlenmekten geçer. Sık sık dile getirilen bu eleştiri, kimi zaman işveren çevrelerine yakın kişilerce de dillendirilmekte ve inandırıcılık taşımamaktadır. Sendikacılar, profesyonel sendikacı kimliği kazandıkları andan itibaren, işyerleriyle çalışma bağları kesilir ve bağlı oldukları işyerinden herhangi bir ücret almadıkları gibi, sosyal güvenlik primleri de ödenmez. Profesyonel sendikacılar yaşamlarını idame ettirebilmek için, yöneticisi oldukları sendikadan ücret alır ki bu Sendikalar Yasası nın öngördüğü bir durumdur. Ayrıca, söz konusu ücretin düzeyi sendikaların genel kurullarınca tayin edilir. Sendikacıların görevde kalma süresi ise yine sendika genel kurullarının, yani işçilerin verdiği kararın sonucudur. Sendikaların siyasi gündeme ilişkin görüş sunmaları ve eylem yapmaları, sendikaları amacından saptırmaktadır. Hükümetlerin aldığı kararlar, gerçekleştirdiği uygulamalar ve ortaya koyduğu sosyal ve ekonomik kararlar, tüm toplumu dolayısıyla çalışanları da uzaktan ya da yakından etkileyecektir. Olaya bu açıdan baktığımızda sendikaların ortaya koyduğu emek mücadelesi ile gündeme ilişkin eylemlilikleri çelişmez. 21

22 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR Çünkü sendikalar, siyasal yollardan emeğe gelen baskılara karşı, üyelerini ve işçi sınıfını korumakla yükümlüdür. Bu açıdan, emeğe yönelik her türlü saldırıya karşı sendikalar gerektiğinde açıklama, miting, basın toplantısı düzenleyebilmelidir. Ayrıca şu unutulmamalıdır ki sendikal hareket siyasetten ayrı düşünülemez. Ülkemizde sendikalar, 12 Eylül sonrasında geniş bir siyaset yasağına maruz bırakılmıştır. Hâlbuki sendikal hareket, siyasal mücadeleden bağımsız değildir. Sendikaların siyasal partilerle çeşitli ilişkilerde bulunması başka şeydir, siyasal eylem ve söylemde bulunması başka şeydir. Sendikaları amacından saptıran, siyasal konulara ilişkin eylemlilikte bulunmak değil, siyasal partilerin özellikle iktidardaki partilerin- kanatları altında örgütlenme(!) çalışması yapmaktır. Sendikalara neo-liberal politikaların savunucuları tarafından getirilen bu eleştiri, ikircikli bir tavrın yansımasıdır. İşveren tarafının her türlü siyasal etkinlikte bulunduğu, gerektiğinde siyasal partileri maddi olarak desteklediği, çıkarlarına yönelik siyasal açıklamalar yaptığı düşünüldüğünde, aynı hakkın sendikalara çok görülmesi adil olmanın uzağındadır. Sendikaların eylemlerinde radikal gruplar çeşitli olaylar çıkarmakta, bu olaylara sendikalar zemin hazırlamaktadır. Sendikaların emek mücadelesine ilişkin eylemleri sırasında çeşitli radikal gruplar tarafından saldırıya dönük, olaylar çıkabilmektedir. Bu tür olayları doğrudan

sendikalara bağlamak doğru değildir. Örneğin 1 Mayıslarda veya sendikaların düzenledikleri mitinglerde, sendikalara destek olmak için çeşitli sivil toplum örgütleri ile siyasal partiler de yer almaktadır. Bu örgütler içerisinden saldırgan tutum içerisinde olanlar kimi zaman olaylar çıkarmakta, hatta sendikacılara dahi saldırabilmektedirler. Bu olayları engelleyecek mercii güvenlik güçleridir. Öte yandan dışarıdan katılanların amaca aykırı duruşlarını ve etkinliklerini önlemenin yolu, işçilerin kendi eylemlerine alanı terk etmeden, sonuna kadar sahip çıkmalarıdır. 23

Sendikaya üye olursam işveren beni işten atar. Evet atabilir, fakat bedelini öder! Sırf sendikal faaliyeti nedeniyle işçiyi işten çıkarmak, işçiye 1 yıllık ücreti karşılığı sendikal tazminat ödemek veya işçiyi işe geri almak ile sonuçlanır. Sendikal nedenlerle işten çıkarmak, haksız fesih nedeni sayıldığı için, iş güvencesi kapsamında çalışan işçinin, işe iade davası açma hakkı vardır. İşe iade davası lehine sonuçlanan işçinin, dava sonucunun kendisine bildirilmesinden itibaren 10 gün içinde işe geri başlama hakkı ile 4 e aya kadar olan ücretini alma hakkı vardır. İş güvencesi kapsamında çalışmayan işçiler ise en az 1 yıllık ücreti tutarında sendikal tazminata hak kazanır. Ülkemizde işverenlerin işyerlerinde sendikaları istemedikleri bilinen bir gerçektir. İşverenler, sendikaları engellemek için işçilerini işten atmakla korkutmaktadır. Bu korkutmayı açık açık yapmasa bile, deyim yerindeyse, aba altından sopa göstermektedir. Burada işçiye düşen, hiçbir şekilde korkmayarak örgütlenmektir. 24

İşverenimden korktuğum için sendika üyesi olamıyorum. Yürürlükteki Ceza Yasası na göre, bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıda gördüğümüz üzere, işçinin sendika üyesi olmak konusunda işvereninden korkması anlamsızdır. 25

İşverenim bana gerekli sosyal yardımları yapıyor ve aldığım ücret beni tatmin ediyor. Bu yüzden sendikalı olmama gerek yok. Sendikal mücadele yalnızca ücret mücadelesi demek değildir. Sendikal mücadele, işçiyi çalışma yaşamında her türlü tehlikeden (işten çıkarılmak, kötü çalışma koşullarında çalışmak, güvenli çalışma ortamının olmayışı vb.) koruma mücadelesidir. Ayrıca bugünkü durumda işçinin olumlu koşullarda çalışması, onun gelecekte de aynı koşullarda çalışacağı anlamına gelmez. Gelecekte işçinin işten çıkarılmayacağının veya çeşitli yollarla gerçek ücretinin düşmeyeceğinin güvencesini kimse veremez. Bu yüzden, sendikalı olmak yalnızca bugünü değil, geleceği de güvence altına almaktır dememiz yanlış olmayacaktır. Çünkü sendikalar, üyeleri haksız bir şekilde işten çıkarıldığında, iş kazasına uğradığında ve olumsuz koşullarda çalıştırıldığında, hukuksal mücadelede bulunur, üyesine hukuksal destek verir. Ve bunun için de üyesinden ücret talep etmez. 26

Yaptığım iş itibariyle ben işçi değilim. Bu yüzden sendikalı olmam söz konusu değil. Günümüz çalışanlarının en büyük algı hataların bir tanesi de budur. İşyerlerinde çalışanlara, tekniker, teknisyen, asistan, satış danışmanı, müşteri temsilcisi gibi unvanlar verilmekte, çalışan ise kendisini işçi saymamaktadır. 27

28 SENDİKALARA KARŞI SUÇLAMALAR VE YANITLAR Bu tür çalışanların işçi algısı, vasıfsız mavi yakalı çalışan kişilerden ibarettir. Hâlbuki yürürlükteki İş Kanunu nun da tanımladığı gibi, bir işverene iş sözleşmesi ile bağlı çalışan herkes işçidir. Bunun yanında bir başka önemli algı hatası, sendikaların yalnızca mavi yakalı işçilerin örgütleri olmasıdır. Günümüzde yalnızca mavi yakalı çalışanlar değil, aynı zamanda beyaz yakalı çalışanlar ile devlet memurları da sendika üyesi olabilmektedir. Dolayısıyla, işyerindeki unvanı ne olursa olsun (işveren vekili dışında), bağımlı çalışan herkesin sendika üyesi olması bir haktır. Sendikalı olmam bana bir yarar sağlamaz. İşçilerin örgütlenmesi, işveren karşısında bir güç elde etmelerini sağlar. İşçilerin örgütlenmesi sayesinde sendika, işyerinde yetki sahibi olur ve işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapma hakkına kavuşur. Toplu iş sözleşmelerinde işçilerin çalışma koşulları ile ilgili hemen hemen her şey yer alır. Böylece işçiler ücret ve diğer haklarını kendi güçleriyle elde etmiş olur. Ayrıca sendika, üyelerine, çalışma yaşamıyla ilgili konularda hukukçuları aracılığıyla ücretsiz hukuksal destek verir. Üyelerinin bilinç seviyesini yükseltmek, işyerinde işçinin hakkını kendi kendisine daha rahat koruyabilmesini sağlamak, mesleki beceri kazandırmak gibi ücretsiz işçi eğitimleri yapar. Kimi zaman bazı sendikalar, üyeleri için kooperatif kurar ve bu koope-

ratiflerden üyelerini yararlandırır. Tüm bunların yanında, sendikanın sahibi veya anlaşmalı olduğu tesislerde işçiler aileleriyle birlikte, çok düşük bedel ödeyerek yararlanır. İşte görüldüğü gibi, sendikalı olmak, işveren karşısında güçsüz bulunan işçiye her açıdan güç verecektir. 29

BHKKH 30

BHKKH 31

BHKKH 32