YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ Tepeleri karlı dağlardan düz ve geniş ovalara kadar, dünyamızın yüzü çeşitli yeryüzü şekilleri ile biçimlenmiştir. Jeologların bir ödevi de değişik yerlerde değişik yeryüzü şekillerinin nasıl oluştuklarını açıklamaktır. Bu dal, jeolojinin en eski kısımlarından biri olmasına karşın, elimizde herhangi bir araziye uygulanabilecek ve basit birkaç ilkeyle çalışan bir yöntem bulunmamaktadır. Yine de, bu konuda jeolojide önemli bir bilgi birikimi vardır. İnsan yaşamının süresine nazaran çok yavaş işlevlerle, yeryüzü bozunma, aşınma, taşıma, ve birikme ile şekillenir. Aşınma yüksek kesimlerde dağlarda hakim iken birikme ovalarda önemlidir. Aşınma ve birikme, tektonikle ilişkilidirler. Bu bölümde, yeryüzü şekillerinin türleri ve gelişmeleri ile ilgili bilgiler verilecektir. TOPOGRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topografya denir. Topografyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine yükselti (rakım, irtifa) denir. Eş yükseltiye sahip noktalardan geçen sanal eğrilere eşyükseklik eğrileri (konturları), bu eğrileri ve başka bazı bilgileri (örneğin yerleşim isimleri) taşıyan haritaya da topografik harita denir 1
Topografya ve topografik harita. 2
İncelenen bir bölgede en yüksek ve en alçak rakım farkına röliyef denir 3
4
5
6
BELLİBAŞLI YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ Dağlar ve tepeler Dağ, etrafındaki kesimler arasından açıkça ortaya çıkan büyük ve geniş bir kaya kütlesidir. Tepeler, dağlara göre daha küçük boyuttadırlar. Dağların oluşumu, plaka tektoniğinin etkisi altındadır. Himalaya silsilesinde olduğu gibi, en yüksek ve sarp dağlar, tektonik etkinliğin en genç olduğu kesimlere karşılık gelir. Yaylalar (Plateaus) Yayla, geniş, düz ve çevresindeki alanlara nazaran daha yüksek kısımlara verilen isimdir. Yaylaların çoğunun ortalama rakımı 3000 metreden azdır. Antlarda, Bolivya da Altiplano ( yüksek yayla ) 3 600 metre, Tibet yaylası ise 5000 metre kadardır. Yaylalar, genel olarak bir tektonik yükselme ile gelişen yeryüzü şekilleridir. Yapısal kontrollü tepeler Kıvrım ve faylarla deforme olan yerkabuğunda jeolojik tabakalar eğim kazanırlar. Bu tabakalardan aşınmaya (erozyona) dayanıklı olanlar, olmayanların aşınması ile daha belirgin bir şekilde yüzlek (mostra) verirler. Bu dayanıklı tabakalardan eğimi nispeten az olanlara kuesta, daha fazla olanlara ise hogbek (hogback) ismi verilir. 7
Kuesta oluşumu 8
Hogbek 9
Yapısal kontrollü sırt ve vadiler Dağ oluşumu sırasında meydana gelen kıvrımlanma olayları sırasında gelişen akarsular, başlangıçta senklinalleri kullanırlar. Zamanla, yine aşınmaya dayanıklı (dirençli) tabaka ve dayanıksız (yumuşak) tabakalardan oluşan kıvrımlı kesimde, antiklinallerin dayanıksız tabakalarının aşınması ile vadiler, dirençli tabakaların aşınmaya karşı koyduğu senklinal kesimlerinde ise sırtların oluştuğu yeryüzü şekillerini ortaya çıkarabilirler. Antiklinal sırt, senklinal vadi. Antiklinal vadi, senklinal sırt 10
Akarsu vadileri Akarsular, kaya kütlelerinin önemli miktarlarda aşınmasına yol açarlar. Akış yönüne dik olarak kesitine bakıldığında, dağlarda V-kesitli, daha alçak kesimlerde ve ovalarda ise daha geniş ve yayvan şekilli vadiler bulunur Dar, V kesitli vadi Açık vadi (dağlık alan) Geniş ve yayvan vadi 11
Tektonik vadiler Tektonik hareketlerin etkisinde kalan yeryüzü kısımlarında gelişen vadiler dar, uzun, genelde düz, ve bir veya iki tarafı faylarla sınırlanmışlardır. Tektonik etkinliği gösteren bir başka yeryüzü şekli de havzalardır. Daireselden ince ve uzun şekillere kadar değişik geometrilere sahip bu çöküntü alanlarına güzel bir örnek Erzincan havzasıdır (bakınız 1/500 000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası). Yerşekillerinin kökenleri Akarsu, rüzgar ve buzulların etkisi ile gelişen, aşındırmalı ve çökelmeli çeşitli yerşekillerini önceki bölümlerde gördük. Yerşekilleri, öncelikle, aşındırma, taşıma veya çökelmenin, yalnız veya birlikte işlevleri ile gelişirler. Buna tektonik hareketlerin etkisini de eklemek gerekir. Ayrıca, akarsu yatak türünün de aşınmaya dayanıklı malzemeden yapılmış olması, ya da olmaması, oluşacak vadilerin şekillerini etkiler. Bir diğer etkili unsur da iklimdir. Sıcak, kuru, rüzgar ve akarsu aşındırmasının şekillendirdiği çöllerle, buzulların ve soğuk bir iklimle temsil edilen kutupsal bölgelerde gelişen yerşekilleri çok değişiktir. 12
13
14
15
16
17
18
19
20
YERŞEKİLLERİNİN OLUŞUMUNU KONTROL EDEN UNSURLAR Yerşekilleri, başlıca tektonik yükselme (tectonic uplift) ve aşınma (erosion) işlevleri ile oluşur ve gelişirler. Bir bölgede yerşekillerinin oluşumu, tektonik yükselme sonucu oluşan dağlarla başlar. Yükselme ile aşınma da hızlanır. Yükselme devam ettikçe yüksek (dağlık alanlara ait) rakımlar korunur veya artarlar. Örneğin plaka tektoniği hareketlerinin değişmesi ile dağ oluşumu hızı azalmaya başladığında, yükselme yavaşlar veya tamamen durabilir. Bu durumda, erozyon yeryüzünü şekillendiren hakim unsur olur, ve yükseklikler aşınmaya devam ederler. 21
Erozyon hızı Metre/milyon yıl Yükselme hızı Metre/milyon yıl Yükselme Aşınma Dağlar yükselir Yükselme=Aşınma Dağların yüksekliği korunur Yükselme<Aşınma Dağlar aşınır ve alçalır Yükselme ~ durmuş Aşınma yavaşlar basık tepeler Yükselme = 0 Yavaş aşınma ovalar Aşınma ve tektonik yükselme arasındaki ilişkiler 22
DENİZLER ve OKYANUSLAR Dünyada beş büyük okyanus vardır: Atlantik, Pasifik, Hint, Arktik ve Antarktik okyanusları. Denizler, okyanuslarla irtibatlı ve daha küçük boyutlardadırlar. OKYANUS KIYILARI: DALGALAR VE GELGİTLER Karalarla denizlerin karşılaştığı yerler olan kıyılarda dalgalar ve gelgitler karaları şekillendirirler. Bu, akıntılarla kıyıdaki kayaları aşındırma ve bu aşınan parçaları taşıyarak plajlara veya kıyıya yakın sığ sularda çökeltme şeklinde olur. Dalga hareketleri Sakin havalarda hafif dalgalar, sert rüzgarlı havalarda daha kuvvetli ve yüksek dalgalara dönüşür. Böylece, 5 ila 25 km/saat esen bir rüzgar, santimetreden az dalga yüksekliği yaratırken, 30 km/saat esen bir rüzgarla ise kuvvetli ve yüksek dalgalar oluşur. Dalga yüksekliği a) rüzgar hızının artışı, b) rüzgarın esme müddetinin artışı ve c) esen rüzgarın, oluşturduğu dalga ile geldiği yer arasındaki mesafenin artışı ile artar. Dalga "sörf" zonu Kıyılara yaklaşan dalgalar, yükselir ve sırtları keskinleşir. Bu keskin sırtlı dalga bir süre sonra kendini tutamaz hale gelince kırılır, ve köpüklü ve kabarcıklı bir kesim oluşturur. Bu kesime sörf zonu (Surf zone) denir. Kıyıya ulaşan dalga tekrar kırılır, varsa plaj üzerinde, kum ve çakılları karaya doğru taşıyarak yayılır (yayılma, swash), ve tekrar denize doğru döner (geriye yayılma, backwash). Böylece kum taneleri tekrar denize doğru taşınırlar. Bu olaylar, yani plaja gelen suyun yayılması ve tekrar denize dönmesi ile, zig-zag şekillerde kıyı boyunca kum çökelmesine yol açarlar 23 (Longshore drift).
24
25
Dalga kırılması (Wave refraction) Sahile doğru belirli bir açı ile yaklaşan dalgalar, sığ kesimde sahile paralel bir şekilde doğrultu değişikliğine uğrarlar. Buna dalga kırılması denir. Bu olay ile, sahile paralel akıntı (Longshore current) ve aşınma-taşınma olayları gelişir 26
27
KIYILARDA ÇÖKELME 28
Resmi Gazete 3830 sayı ve 11.07.1992 tarih, 3621 sayı ve 17.04.1990 tarihli Kıyı Kanunu nun TANIMLAR ile ilgili 4. Maddesi: Madde 4 Bu kanunda geçen deyimlerden; Kıyı Çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgidir. Kıyı Kenar Çizgisi: (Değişik fıkra: 30/03/1994 21890 R.G.) Deniz, tabii ve suni göl ve akarsuların alçak basık kıyı özelliği gösteren kesimlerinde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı; dar yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerde ise, şev ya da falezin üst kısmıdır. Bu sınır doldurma suretiyle arazi elde edilmesi halinde de değiştirilemez. Kıyı kenar çizgisi tespitine konu olmayan akarsuların, deniz, tabii ve suni göllerle birleştiği yerlerde, kıyı kenar çizgisi; deniz, tabii ve suni göl kıyı kenar çizgisi olarak tespit edilir. Kıyı: (Değişik fıkra: 30/03/1994 21890 R.G.) Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alandır. Dar-Yüksek Kıyı: Plaj ya da abrazyon platformu olmayan veya çok dar olan, şev veya falezle son bulan kıyılardır. Alçak-Basık Kıyı: Kıyı çizgisinden sonra da devam eden, kıyı hareketlerinin oluşturduğu plaj, hareketli ve sabit kumulları da içeren kıyı kordonu, lagün gölü, lagün alanları, sazlık, bataklık ile kumluk, çakıllık, taşlık ve kayalık alanlar içeren kıyılardır. Sahil Şeridi: (Değişik fıkra: 13/10/1992 21374 R.G.) Deniz, tabii ve suni göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alandır. 29
Plajın bileşenleri 30
31