GEÇİŞ DÖNEMİNDEN SONRA AFGANİSTAN DA DİRENİŞ BAŞLIKLI RAPOR HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME

Benzer belgeler
Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

Devrim Öncesinde Yemen

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Avantaj Tahran da: Trump ın yeni Afganistan stratejisi İran için bir fırsat

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

Acil Durum Yönetim Sistemi ICS NFPA 1600

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü


TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

EGE BÖLGESİ İLLERİ EKONOMİK GÖRÜNÜM

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

Taliban Sözcüsü: Her ülke ile meşru yoldan diplomasi geliştiriyoruz

MEDRESE VE İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ İNŞA PROJESİ- VİETNAM

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

KGAÖ NÜN KOLEKTİF GÜVENLİK SİSTEMİ

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim Yönetici Özeti

İhale Sürecinde İnşaat Maliyeti ve Kar Marjını Etkileyen Risklerin Durum Değerlendirmesi

CİRO VE KARLAR AZALMIŞ, İHRACAT ARTMIŞTIR. Erol İyibozkurt Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. ÖğretimÜyesi

SEL FELAKETİNE YÖNELİK ACİL YARDIM PROJESİ-AFGANİSTAN

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

ACR Group. NEDEN? neden?

Araştırma Notu 17/212

ABD'li eski komutan: Afganistan'daki savaşı nasıl kaybettik?

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER TOPLANTISI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.9, EKİM 2016

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

KÖKSAV E-Bülten. Hassas Konular KÖK SOSYAL VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VAKFI. 2 Aralık 2007 Rusya Federasyonu DUMA seçimleri ve Kafkasya

GENEL BAŞKANIN MESAJI

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine dönemi için aday olan Türkiye'nin,

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği

MEHMET ŞİRİN DENETİM STANDARTLARI DAİRESİ BAŞKANI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

13 Eylül Trump Vergi Reformunda Israrcı. 13 Eylül 2017

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

2012 YILI BALIKESİR İŞLETMELERİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUM VE 2013 YILI BEKLENTİ ARAŞTIRMASI BALIKESİR TİCARET ODASI

Yeni yıla yüzde 13 seviyesinde başlayan işsizlik. Borsa İstanbul da işlem gören 10

Bu sayıda: 2017 Aralık ayı İşgücü, İstihdam ve Sigortalı İstatistikleri ile Birleşmiş Milletler in 2018 Dünya Mutluluk Raporu sonuçları

Merkez Strateji Enstitüsü Güncel Değerlendirme

Yeni Çağın Ayırt Edici Yeteneği Kıtaların Buluştuğu Merkezde Yeniden Şekilleniyor.

Transkript:

GEÇİŞ DÖNEMİNDEN SONRA AFGANİSTAN DA DİRENİŞ BAŞLIKLI RAPOR HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME 1. Giriş : Uluslararası Kriz Grubu tarafından 12 Mayıs 2014 tarihinde yayınlanan rapor, NATO askeri misyonunun sonlandırılmasının ardından Afganistan daki direniş hareketinin seyrine ilişkin öngörülerde bulunmak ve uluslararası toplum ve Afgan Hükümeti ne öneriler sunulması amacıyla hazırlanmıştır. Afganistan ın dört vilayetinde gerçekleştirilen saha çalışmaları sonucunda hazırlanan ve vilayetlerdeki güvenlik durumunun; tarihi arka plan, NATO operasyonunun başlangıcı, kuvvet artırımı ve geçiş süreci dönemleri şeklinde değerlendirildiği raporda yer alan önemli hususlar müteakip maddelerde sunulmaktadır. Rapor kapsamındaki mülakatlar ağırlıklı olarak hükümet yetkilileri ve hükümet yanlısı isimlerle gerçekleştirilmiş, Taliban veya diğer direnişçi örgütlerle görüşme yapılmamış, ancak direniş hareketi hakkında bilgi sahibi olan eski direnişçiler ve aşiret yetkililerinin görüşleri alınmıştır. Raporun, Afganistan Hükümeti ne, ABD ye ve bağışçı ülkelere önerileri içeren bölümünün çevirisi Ek te yer almaktadır. Afganistan da geleceği tahmin etmek genelde zor olmuştur; ancak uluslararası operasyonun sona erdiği ve direniş hareketinin gücünü ülke genelinde gösterdiği şu anda belirsizlik her zamankinden fazladır. ABD ve NATO, 2014 sonrası bir askeri misyon planlaması konusunda Afgan Hükümeti yle müzakereler yürütmektedir. Kararlı Destek Operasyonu olarak isimlendirilen misyon kapsamında mevcudu 8000 ile 12.000 arasında değişecek bir uluslararası kuvvetin oluşturulması planlanmaktadır. Ancak, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai nin ABD yle İkili Güvenlik Anlaşması nı ve NATO yla Kuvvetlerin Statüsü Anlaşması nı imzalamaması nedeniyle bu konuda bir belirsizlik hâkimdir. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanlığı adayları göreve geldiklerinde anlaşmaları imzalayacaklarını açıklamışlardır. Direnişçilerin eylemlerini yoğunlaştırdıkları ve kısa vadede siyasi uzlaşmanın zor göründüğü bir konjonktürde, Afganistan daki güvenlik durumunun değerlendirilmesi, geleceğe dair olasılıkların anlaşılması bakımından önemlidir. Geleceğe yönelik bazı olumlu sinyaller mevcuttur. Seçim sürecini reddeden Taliban, sürece katılan tüm kesimleri tehdit etmiş, buna rağmen, özellikle büyük kentlerde seçimlere yüksek katılım sağlanmış 1, çeşitli 1 Afganistan Bağımsız Seçim Komisyonu nun verilerine göre 13 milyon civarındaki kayıtlı seçmenden yedi milyonu Cumhurbaşkanlığı seçiminin 5 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirilen ilk turunda oy kullanmıştır. İlk turda seçilmek için gerekli % 50 lik oy oranına erişilememesi nedeniyle seçimlerin ikinci turu 14 Haziran 2014 tarihinde yapılmıştır. Bağımsız Seçim Komisyonu nun verilerine göre bu turda da yedi milyondan fazla Afgan vatandaşı oy kullanmıştır. 1/13

olaylara rağmen Afgan Ulusal Güvenlik Kuvvetleri (ANSF) seçim merkezlerini ve oy pusulalarını koruyabilmiştir. 2. Geçiş Süreci: Afganistan da güvenlik sorumluluğunun aşamalı olarak uluslararası kuvvetlerden ANSF ye devri anlamına gelen geçiş süreci, Temmuz 2010 da başlamış ve Temmuz 2013 de tamamlanmıştır. Mayıs 2010 da 224.000 olan ANSF nin mevcudu, geçiş süreci boyunca artırılmış ve Ocak 2014 itibariyle 345.000 e ulaşmıştır. Ancak, güvenlik güçlerinin idamesinin nasıl sağlanacağı konusunda belirsizlik mevcuttur. Bağışçı ülkelerin uzun dönemli taahhüdü, 228.500 kuvvet mevcudunu kapsamaktadır. 2 Afgan güvenlik güçleri mevcudundaki azalma olasılığı, özellikle direnişin yoğun olduğu bölgelerde kaygı yaratmaktadır. ABD nin Afganistan daki Komutanı Joseph Dunford, Mart 2014 te katıldığı ABD Senatosu oturumunda, ANSF nin mevcut hacminin en azından 2018 e kadar korunması gerektiğini belirtmiştir. 2013 yılında çatışmanın şiddeti hakkında farklı veriler mevcuttur. ABD Ordusu nun verilerine göre 2013 Nisan-Eylül arası bir önceki yıla göre direnişçi saldırılarında % 6, her tür şiddet olayında % 12 lik bir azalma meydana gelmiştir. Öte yandan BM verilerine göre, yaz aylarında güvenlik olaylarında % 11 artış yaşanmıştır. Pek çok gözlemci BM verilerini daha güvenilir bulmaktadır. 2013 yılında yaşanan şiddet ortamındaki artış, bu yılın ilk döneminde de devam etmiştir. Güvenlik sorumluluğunun ANSF ye geçmesinden itibaren, silahlı muhalif grupların kırsal kesimde güçlendiklerini gösteren net işaretler mevcuttur. 2013 yılında siyasi uzlaşma süreci ve barış görüşmeleri anlamında ilerleme kaydedilememiştir. 18 Haziran 2013 tarihinde Doha da bir Taliban Ofisi nin açılmasıyla bu konuda umutlar artmış, ancak bu girişim başarısızlığa uğramıştır. Afganistan da siyasi uzlaşma konusundaki yaygın kanı, direnişçilerin ancak uluslararası kuvvetlerin çekilmesinin ardından ANSF nin gücünü test ettikten sonra görüşmeye yanaşacakları yönündedir. Ayrıca, Taliban ın Afgan Hükümeti yle barış yapması halinde bile sertlik yanlısı bazı grupların mücadeleyi sürdürmesi olasıdır. Afganistan daki direniş Taliban ın tekelinde değildir. Bazı gözlemciler, yabancı hedeflerden mahrum kalan Taliban gruplarının çatışma hevesinin kaybolacağını düşünmektedir. Uluslararası operasyon boyunca direniş hareketinin temel propaganda unsuru, yabancı işgaline karşı yürütülen savaş olmuştur. Ülkede güvenlik sorumluluğunun tümüyle ANSF tarafından üstlenmesiyle bu 2 Söz konusu karar 21 Mayıs 2012 tarihinde düzenlenen NATO Şikago Zirvesi nde alınmıştır. ANSF kuvvet mevcudu 228.500 olarak öngörülürken, güvenlik güçlerinin yıllık bütçesi de 4,1 milyar ABD Doları olarak tahmin edilmiştir. 2/13

mesajın inandırıcılığı azalmaktadır. Öte yandan, direniş hareketinin tek motive edici unsuru dini duygular ile yabancı düşmanlığı değildir. Afganistan daki direniş hareketinin gücü, şiddet olaylarının sayısıyla değil, yabancı kuvvetlerin çekildiği alanların incelenmesiyle mümkün olabilecektir. Bu amaçla raporda 2013 yılında meydana gelen şiddet olayları bakımından Afganistan ın vilayetler sıralamasında birinci olan Kandahar, beşinci olan Kunar, yedinci olan Faryab ve 14 üncü olan Paktia olay örneği olarak ele alınmıştır. 3. Vilayet İncelemeleri : Faryab Vilayeti: Faryab, yabancı kuvvetlerin ayrılmasının ardından güvenlik durumunun nasıl kötüleşebileceğini gösteren dikkat çekici bir örnektir. Direniş hareketinin kalbinin attığı Afganistan ın güneyinden uzak olmakla birlikte; güvenlik güçleri arasındaki ihtilaflar, Peştun azınlığın sıkıntıları ve yabancı kuvvetlerin ayrılması gibi unsurlar nedeniyle Taliban bölgede önemli kazanımlar elde etmiştir. Faryab da Peştun ve Özbek gruplar arasında tarihi bir geçmişi bulunan ve kimi zaman çatışmaya dönüşen bir gerilim mevcuttur. 2001 de ABD nin başlattığı operasyonla güçlenen Özbek militanlar, Peştun topluluklara yönelik şiddet eylemleri gerçekleştirmiş, ABD nin müdahalesinden sonra geçen 10 yıl içinde Faryab da yaşayan Peştunların yaklaşık yarısı vilayet dışına çıkmıştır. Faryab da şiddetin artmasının bir diğer nedeni, uluslararası kuvvetlerin ayrılmasının ardından, hükümet yanlısı komutanlar ve yerel güç figürleri arasında yaşanan ihtilaf ve rekabettir. 3/13

Faryab, geçiş sürecine Mayıs 2012 de girmiş, Aralık 2012 de vilayet genelinde geçiş tamamlanmıştır. Batılı güvenlik uzmanlarına göre, 2011 yılıyla kıyaslandığında 2013 yılında Faryab da güvenlik olaylarında % 40-50 civarında bir artış yaşanmıştır. Bazı gözlemciler bu durumun, Taliban ın bölgede eylemlerini yoğunlaştırma yönünde stratejik bir karar almasından kaynaklandığını savunmaktadır. Direnişçilerin Faryab da etkinliklerini artırmak için kullandıkları temel stratejiler; karayolu erişimini engellemek, yerleşim yerlerini ele geçirmek, ekonomik faaliyetleri sabote etmek ve yerel desteği artırmaktır. Direnişçiler bu kapsamda, ana ulaşım güzergâhları üzerine bariyerler kurmaktadır. NATO hava tahliyesinin artık mümkün olmadığı düşünülecek olursa Taliban ın yol engellemeleri, yaralı ANSF askerlerinin tahliyesini de güçleştirmektedir. Taliban ın Faryab daki eylemleri ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir. Uluslararası kuvvetlerin ayrılmasının ardından kalkınma projeleri vilayetin daha güvenli bölümlerine yönlendirilmiştir. 2012 de açıklanan ve Türkmenistan dan Afganistan a elektrik aktarımını içeren 390 milyon ABD Doları tutarındaki proje, 2013 yılında Taliban ın elektrik direklerine yönelik bombalı saldırıları nedeniyle yavaşlamış ve bölgede elektrik sıkıntısı yaşanmıştır. Bölgede görüşülen insanlar ekonomik sıkıntıların ve işsizliğin Taliban a avantaj sağladığını ve örgütün işsiz gençleri bünyesine dâhil ettiğini belirtmiştir. Uluslararası kuvvetlerin çekilmesinin ardından Faryab daki hükümet yanlısı din adamları, Müslüman olmayan askerlerin yokluğunda cihat kavramındaki tutarsızlıkları öne çıkararak Taliban a yönelik halk desteğini azaltmaya çalışmakta, bu kapsamda direnişçilerin Pakistan a ve küresel terör şebekelerine hizmet ettiğini söylemektedir. Bu iddialara karşılık vermek ve NATO sonrası ortama uyum sağlayabilmek için Taliban, Faryab daki direnişin yerel niteliğini öne çıkarmaktadır. 2014-2015 dönemi için olasılıklar değerlendirildiğinde, Taliban ın ülkenin kuzeyine geçiş noktası konumundaki Faryab daki kazanımlarını ilerletmeye çalışacağı görüşü hâkimdir. Buna rağmen, vilayetteki üst düzey yetkililerinin önemli bölümü, uluslararası destek devam ettiği sürece güvenlik güçlerinin Taliban a karşı koyabilecek kabiliyeti olduğunu düşünmektedir. Çatışmalara katılan güvenlik güçlerinin komutanlarının öngörüleri ise daha olumsuzdur. Faryab da Peştun köylülerle vilayet yönetimi arasındaki gerilim, güvenlik durumunun geleceğini etkileyecek önemli bir sorun niteliğindedir. 2001 den itibaren Özbek ağırlıklı vilayet yönetimi altında Peştun köylerinde kalkınma faaliyetleri daha az yürütülmüştür. Peştun köylerinin % 60 tan fazlasında yol, elektrik ve su şebekesi bulunmamaktadır ve bu, vilayet ortalamasının iki katıdır. Uluslararası bağışçıların kalkınma yardımlarında adaleti 4/13

sağlamaya yönelik çabaları, yerel güç figürlerinin engellemeleriyle karşılanmıştır. Uluslararası kuvvetlerin yokluğunda bu adaletsizliğin daha da artması tehlikesi mevcuttur. Faryab da geleceğe yönelik endişe yaratan bir diğer husus, hükümet yanlısı güçler arasındaki ihtilaflardır. Seçimler sonrası kurulacak yönetiminin bölgedeki güvenlik durumunu etkileyeceği genel olarak kabul edilmekte, gelecek yönetimin aşiretler ve etnik gruplar arasındaki dengeyi koruma kabiliyetinin güvenlik durumunun seyrini etkileyeceği söylenmektedir. Kunar Vilayeti: ABD kuvvetlerinin 2012-2013 döneminde Kunar ın kenar bölgelerinden çekilmesi savaşın en hararetli cephelerinden birine biraz sükunet getirmiş, ancak vilayetteki direnişçi saldırılarının toplam sayısında bir azalma yaşanmamıştır. Çatışmalar Afgan kuvvetlerinin konuşlandığı yerleşik alanlara sıçramıştır. Bölgeden görüşülen yetkililerin çoğu, 2014-2015 döneminde güç dengesinin hem hükümet, hem de direnişçi cephesi içerisindeki birlik ve bütünlüğe bağlı olacağını değerlendirmektedir. Her iki tarafın bütünlüğü konusunda sorunlar mevcuttur. Sovyet işgaline karşı direnişin ilk başladığı yerlerden biri olarak bilinen Kunar da, işgalin sona ermesinin ardından yaşanan iç savaş döneminde Sovyet karşıtı güçler birbirleriyle savaşmış, kısa bir süre için Araplar tarafından finanse edilen gruplar üstünlüğü ele geçirmiştir. Gülbeddin Hikmetyar liderliğindeki Hizb-i İslami (HİG) partisi Kunar daki en güçlü mücahit örgüt olarak ortaya çıkmıştır. 1996 da Taliban ın iktidarı ele geçirmesiyle HİG ve diğer gruplar bölgeden ayrılmıştır. Kunar da ABD kuvvetlerine karşı direniş, 2001 yılında bölgeye gelmelerinden itibaren başlamıştır. ABD, vilayette kuvvet mevcudunu sürekli olarak artırmıştır. 2008 yılına gelindiğinde Kunar daki Korengal Vadisi, ülkedeki toplam çatışmaların beşte birine ev sahipliği yapar hale gelmiştir. Kunar da geçiş süreci Mayıs 2012 de başlamış ve 2013 yılında tamamlanmıştır. Halihazırda vilayet, Afgan Ulusal Ordusu nun sekiz, Afgan Ulusal Sınır Polisi nin üç ve Afgan İstihbarat Direktörlüğü nün bir taburu ile korunmaktadır. ANSF mevcudundaki artışa rağmen ABD kuvvetlerinin ayrılmasının ardından yerel kuvvetlerin tehlikeli olarak bilinen bazı yerlerdeki devriye hizmetlerini yapmadıkları rapor edilmiştir. Bölgedeki güvenlik yetkilileri ABD nin teknolojik imkânları ve hava desteği olmadan ücra yerlerin savunulmasının mümkün olmadığını söylemektedir. Uluslararası kuvvetlerin çekilmesi vilayetin pek çok yerinin direnişçilerin kontrolüne geçmesine neden olmuştur. Öte yandan, hükümet güçlerinin vilayetin ne kadarını kontrol altında tuttuğu hakkında farklı bilgiler mevcuttur. 5/13

Direnişçilerin Kunar daki stratejileri karayolu erişiminin engellenmesi, direnişçi grupların birleştirilmesi ve yerel desteğin sağlanmasıdır. Ücra yerlere ulaşımın çok az alternatifi bulunduğu için bu yerlere karayolu erişiminin engellenmesi, temel gıda maddelerinin arzını ciddi biçimde etkilemektedir. Bu tür taktiklerin halk nezdinde direnişçi grupların popülaritesini azaltması beklense de, açlık etkili bir zorlama yöntemi olarak da kullanılabilmekte, açlıkla mücadele eden insanlar direnişe katılmaya daha kolay ikna edilebilmektedir. Afganistan ın diğer yerlerinde olduğu gibi Kunar da da yol erişiminde yaşanan sıkıntılar yaralı askerlerin tahliyesinde ciddi sorunlar yaratmıştır. Kunar daki en büyük direniş grubu olan Taliban la kendisinden sonra gelen Hizb-i İslami arasında eskiye dayanan bir anlaşmazlık mevcuttur. Taliban ın bölgedeki diğer Selefi gruplarla da ihtilafları bulunmaktadır. Afgan yetkililer Taliban ın, Kunar daki gölge valisi liderliğinde direnişçi grupları birleştirmek için çalıştığını söylemektedir. Direnişçi grupları birleştirmeye çalışmanın yanı sıra Taliban, köylülerle ilişkilerini ilerletmek istemektedir. Taliban ın ele geçirdiği bazı yerleşim birimlerinde sağlık ve eğitim hizmetlerinde iyileşmeler görüldüğü bildirilmiştir. Kunar da 2014-2015 döneminin seyrini etkileyecek önemli bir unsur hükümet yanlısı güçler arasındaki ayrışmadır. Yerel güç figürlerinin önemli bir bölümü Sovyet işgaline karşı savaşarak ün kazanmış isimlerden oluşmaktadır. Söz konusu kişiler, komünist olarak nitelendirdikleri kesimlere şiddetle muhalefet etmekte ve komünistlerin oğullarının ANSF de görevlendirildiğine inanmaktadır. Özellikle bölgedeki istihbarat biriminin eski komünistler tarafından yönetildiği iddiaları taraftar bulmaktadır. Söz konusu birlikte görev yapan yetkililer, herhangi bir ideolojik bağlantılarının olmadığını ve merkezden gelen direktifleri uyguladıklarını ifade etmekte, kendilerine yönelik kıskançlığın, modern teçhizat ve lojistik destek de dâhil olmak üzere, sahip oldukları imkânlardan kaynaklandığını savunmaktadır. Paktia Vilayeti: Paktia, yabancı kuvvetlerin çekilmesinden sonra direnişin zayıflayabileceğini gösteren olumlu bir örnektir. 2012 ve 2013 yıllarında ABD kuvvetlerinin çekilme sürecinde şiddet olayları ciddi biçimde azalmıştır. Direnişçiler karayolu erişimini engelleme çabalarında başarılı olamamıştır. Paktia nın özellikle güneybatı bölümlerinde direniş hareketi sürmekle birlikte, hükümet yanlısı güçler, birbirleriyle mücadele etmedikleri sürece kendi başlarına ayakta durma kapasitesine sahip görünmektedir. Öte yandan, Paktia daki olumlu gelişmeler, kısmen vilayetteki aşiret dinamiğinden kaynaklandığı için ülkenin geri kalanında tekrar edilebileceği şüphelidir. Afganistan daki üç büyük direniş grubundan biri olan Hakkani şebekesinin lideri Celaleddin Hakkani, 1980 lerde Sovyetler Birliği ne karşı verilen mücadelede öne çıkmış bir komutandır. Hakkani şebekesi Paktia daki önde gelen direnişçi gruplardan biridir. 1992 de 6/13

Sovyet destekli hükümetin yıkılmasının ardından Paktia da Afganistan ın diğer yerlerinde yaşanan türden bir savaş yaşanmamış, aşiretler kendi egemenlik alanlarını korumayı tercih etmiştir. Taliban 1995 yılının ortasında Paktia yı ciddi bir direnişle karşılaşmadan ele geçirmiştir. Kasım 2001 de ABD müdahalesi döneminde yerel aşiretlerin ayaklanmasıyla Taliban yönetimi devrilmiştir. Uluslararası operasyon döneminde direnişin Paktia da güçlenmesi kısa zamanda olmamıştır. Bunda, yerel aşiretlerin Kabil e sadakatlerini korumasının ve Hakkani şebekesinin operasyonun ilk yıllarında fazla öne çıkmamasının payı bulunmaktadır. Paktia, geçiş sürecine Mayıs 2012 de girmiştir. Nisan 2013 te Gardez İl İmar Timi nin kapatılması, doğrudan ve dolaylı 30.000 iş kaybına neden olmuştur. Paktia nın diğer bölümleri geçiş sürecini Haziran 2013 te tamamlamış ve kuvvetlerin geri çekilmesi bölgeye bir sükûnet getirmiştir. 2013 yılında direnişçi şiddeti 2012 yılındakiyle benzer seviyelerde kalmış, her durumda kuvvet artırımı döneminden çok daha düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Bazı yerlerdeki kötüleşmeye rağmen hükümet güçleri Paktia Vilayetinin tamamına erişim kabiliyetini korumuştur. Ayrıca, 2013 yılının büyük bölümünde Paktia da Taliban ın gölge valisi olmamış, bu da yerel direniş hareketinin ivmesini yavaşlatmıştır. Direnişçilerin Paktia da kullandığı temel stratejiler; hedeflerin değiştirilmesi ve çıkış sürecinin beklenmesidir. Paktia da Taliban ve diğer direnişçi gruplar, yabancı kuvvetlerin ülkeden ayrılmasının ve mücadelelerinin varlık nedeninin ortadan kalkmasının getirdiği sınamaların farkındadır ve 2014 sonrası ortama uyum sağlamak için adımlar atmaktadır. Uluslararası kuvvetlerin yokluğu Paktia da sadece cihat argümanını değiştirmemiş, köylülerin uluslararası güçlere tepki duymasına neden olan kazara ölümler, sivil meskenlerin bombalanması gibi diğer kazaların da sonlanmasını sağlamıştır. Öte yandan, bölge genelinde Taliban ın düşük profilini fırtına öncesi sessizlik olarak yorumlayan kesimler de mevcuttur. Bu görüşe göre, Taliban asıl varlığını 2014 sonrasında gösterecektir. 2014-2015 dönemi için olasılıklara bakıldığında, aşiret dinamiklerinin korunması halinde Paktia daki istikrarın sürdürülmesi muhtemel görünmektedir. Paktia da 2014-2015 dönemi için istikrar açısından önem taşıyan diğer hususlar; Afgan güvenlik güçleri arasında aşiret bağlantıları nedeniyle yaşanabilecek anlaşmazlıklar ve ekonomik gidişattır. Çiftçiliğin güçlü olduğu ve belli ölçüde endüstriyel tarımın yapıldığı Paktia, ekonomik açıdan avantajlı görünmekle birlikte işsizlik gibi sorunlar mevcuttur ve ekonomik seyrin güvenliği etkilemesi olasıdır. 7/13

Kandahar Vilayeti: Kandahar da şiddetlenen savaş, daha iyi korunan büyük şehirlerle kıyaslandığında çatışmanın kırsal bölgelerdeki orantısız etkisini gösteren bir örnektir. ANSF mevcudundaki artış, vilayetin başkenti Kandahar şehrinde yoğunlaşmış, bu artıştan dolayı on yıldan sonra ilk kez şehir merkezindeki saldırılar azalmıştır. Ancak, Afgan güvenlik güçlerinin kırsal kesimlerdeki artan mevcudiyeti ve kullandıkları sert yöntemler bu kesimlerde öfkeyi beslemekte ve köylerde şiddeti yaygınlaştırmaktadır. 1980 lerde Sovyetlere karşı yürütülen mücadele, Kandahar da yerel güç figürlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Taliban ın kuruluşu, Sovyet işgaline karşı verilen mücadeleye dayanmaktadır. Amerikan güçlerinin 2001 de Kandahar ı ele geçirmesi sonrasında, Taliban tarafından dışlanan aşiretler güçlerine yeniden kavuşmuş, ABD nin desteklediği Peştun kökenli Hamid Karzai Cumhurbaşkanı olmuştur. Taliban ın uzaklaştırılmasının ardından ABD, Kandahar havalimanında tek bir tugay bırakmış ve bu tugay güvenlik için yeterli olmuştur. 2003-2004 döneminde Birleşmiş Milletler ekipleri vilayetin her yerinde serbestçe dolaşır hale gelmişlerdir. Ancak, diğer vilayetlerde yapıldığı gibi eski Taliban mensuplarının Afgan güvenlik güçleri ve yabancı kuvvetler tarafından maruz bırakıldığı aşırı taciz, direnişin tekrar canlanmasının kilit nedenlerinden biri olarak görülmektedir. NATO nun kuvvet artırımı direnişi zayıflatmakta başarısız olmuş, Kandahar daki güvenlik durumu kuvvet artırımı dönemi boyunca ciddiyetini korumuş ve bir otoyol harici tüm vilayet Ekim 2010 da aşırı riskli kategorisinde değerlendirilmiştir. Kandahar şehri ve etrafındaki yerleşim yerlerinde geçiş süreci Mayıs 2012 de başlamış, vilayetin daha riskli bölgelerinde süreç Haziran 2013 te tamamlanmıştır. Kandahar dan yabancı kuvvetlerin çekilmesi sonrasında yerlerine hızla Afgan kuvvetleri konuşlandırılmıştır. Ancak, çok kısa bir sürede yapılan bu görevlendirmeler nedeniyle Kandahar daki hükümet yetkilileri vilayetteki Afgan güvenlik güçlerinin sayısına ilişkin net bir veriye sahip olmadıklarını söylemişlerdir. 2013 yılında Kandahar genelinde şiddet hızla artmıştır. Direniş hareketinin Kandahar da kullandığı temel stratejiler; yerleşim birimlerinin el geçirilmesi ve güvenlik kuvvetlerine karşı duyulan öfkenin istismar edilmesidir. Kandahar da bireysel hak ihlalleri nedeniyle Afgan güvenlik güçlerine yöneltilen suçlamalar Taliban tarafından başarıyla kullanılmaktadır. Bahse konu suçlamaların bir bölümünün asılsız olduğu ortaya çıkmakla birlikte, ülkenin güneyindeki hükümet karşıtı söylemlerde sıkça dile getirilmektedir. Afgan güvenlik yetkilileri ise bu duruma; savaş kurallarını tanımayan Taliban la mücadele ettikleri; en ufak olayların bile kendilerine karşı kullanıldığını; iddiaları ciddiye aldıklarını ve ihlalleri azaltmaya çalıştıkları argümanlarıyla cevap vermektedir. 8/13

Kandahar da 2014-2015 dönemi için olasılıklar değerlendirildiğinde ekonomik sorunlar ciddi bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda özellikle işsizlik önemli bir sorundur ve vilayette sayıları 200.000 i bulan işsiz erkeklerin bir güvenlik riski oluşturduğu söylenmektedir. Bu işsiz nüfusun önemli bölümü daha önce yardım projelerinde istihdam edilmişlerdir. Kandahar da çekilme sonrası döneme yönelik en endişe verici senaryo, 1992 Senaryosu olarak adlandırılan ve o dönem yaşanan iç savaşın tekrar etmesi durumudur. Kandahar da 2014 sonrası döneme ilişkin belirsizliği artıran diğer unsurlar ise; yönetici elitin bölünmüşlüğü ve Pakistan la sınır ötesi çatışma olasılığıdır. 4. Rapor Açısından Sonuçlar : Yukarıda yer alan vilayet incelemeleri, çatışmanın itici gücünü oluşturan yerel faktörleri ortaya koymaktadır. Bu dinamiklerin Kabil in lehine çevrilmesi için Afgan Yönetimi nin idareyi, hukukun üstünlüğünü ve yolsuzlukla mücadele tedbirlerini güçlendirmesi gerektirmektedir. Bu arada, uluslararası toplum da varlığını sürdürebilmesi için Kabil e gerekli araçları sağlamalıdır. Afgan yetkililerle yapılan görüşmelerde sık vurgulanan bir endişe, ANSF nin lojistik, hava desteği, istihbarat ve modern güvenlik operasyonlarının diğer teknik boyutlarındaki eksiklikleridir. Afgan güvenlik operasyonlarını kolaylaştıracak unsurlar (enablers) sadece, günlük gereksinimlerin karşılanması bakımından önemli değildir; bu kolaylaştırıcılar aynı zamanda Afgan birliklerinin moral ve bütünlüğünün muhafazası için de gereklidir. Silah arkadaşlarının teknik olanaksızlıklar nedeniyle basit yaralanmalardan yaşamlarını yitirmeleri Afgan güvenlik mensuplarını olumsuz etkilemektedir. Afgan Ulusal Güvenlik Güçlerinin Bağımsız Bir Değerlendirmesi isimli raporda 3, ABD ve NATO kolaylaştırıcılarının sağlanamamasının ANSF de firar ve istifa oranlarını artıracağı ve birliklerin çözülmesini kolaylaştıracağı belirtilmiştir. Aynı çalışmada ayrıca; hava desteği, lojistik, istihbarat, iletişim, uzman istihdamı ve eğitim konularında Afgan güvenlik güçlerinin açıklarının giderilmesi için en azından 2018 yılına kadar uluslararası danışman ve bütçe sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Direnişçilerle mücadele görevi artık Afgan güvenlik güçlerinin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarının sayısındaki artışa ilişkin ulusal ölçümler, meselenin vilayetlerdeki ciddiyetini yansıtmak anlamında yeterli değildir. Direnişçilerin Pakistan da güvenli alanlar 3 Bahsedilen rapor, ABD Ordusu adına araştırmalar yapan Center for Naval Analyses isimli araştırma kuruluşu tarafından hazırlanmış ve 24 Ocak 2014 tarihinde yayınlanmıştır. ABD Kongresi ni Afganistan daki durum konusunda bilgilendirmekle yükümlü olan Savunma Bakanlığı, anılan kuruluştan bağımsız bir değerlendirme yapmasını istemiştir. 378 sayfalık raporun tam metnine şu adresten ulaşılabilir: http://www.cna.org/sites/default/files/research/ CNA%20Independent%20Assessment %20of%20the%20ANSF.pdf 9/13

buldukları bir konjonktürde 2014-2015 dönemi için barış görüşmelerine dair ciddi bir umut bulunmamaktadır ve küçük direnişçi gruplar ses getiren saldırılarla dikkat çekme azmindedir. Bazı gözlemciler, uluslararası kuvvetlerin çekilmesinin ardından Taliban ın savaş hevesinin azalacağını öngörmektedir. Paktia, bu öngörüyü doğrulayan bir örnek niteliğindedir ancak rapor kapsamında incelenen diğer yerlerde, yabancı kuvvetlerin çekilmesinin ardından güvenlik durumunun kötüleştiği görülmektedir. Afgan siyasi eliti, kimi zaman 2014 sonrası sınamalar hakkında açıkça konuşmak istememekte veya olanlara gözünü kapatmaktadır. Öte yandan, Taliban ve diğer direniş grupları da ülkedeki durumu gerçekçi bir şekilde kavrayabilmiş görünmemektedir. Rapor kapsamında gerçekleştirilen saha çalışmaları Taliban ın iddialı hedeflerinin 2014-2015 döneminde hayata geçirilmesinin kolay olmadığını göstermektedir. Ancak, özgüveni artmış bir direniş hareketiyle daha ciddi çatışmaların yaşanması olasıdır. Afgan yetkililer önümüzdeki dönemde daha büyük savaşlar beklediklerini, direnişçi grupların ancak hükümetin dayanıklılığını gördükten sonra barış görüşmelerine ikna olabileceğini belirtmişlerdir. Seçim sonrası geniş meşruiyete sahip bir hükümetin kurulması barış görüşmelerini canlandırmanın en iyi yolu olarak gözükmektedir. Mevcut durumda, kuvvetler geri çekilirken direnişçiler makul bir şekilde, dengenin kendi lehlerine değiştiğini düşünebilirler. Bazı Afgan yetkililer, ABD Kongresi nin değeri 345 milyon ABD Doları olan Rus yapımı 15 Mi-17 helikopterinin alımını durdurmasından ve Afgan kuvvetleri için bir ikame plan yapmamasından haklı olarak kaygı duymaktadır. Bir Afgan yetkili anılan helikopterlere cidden ihtiyaç duyduklarını, bu helikopterlerin tamir etmeyi bildikleri tek tür olduğunu belirtmiştir. Helikopterler, ANSF nin teknik ihtiyaçları arasında en görünürlerden bir tanesidir. Diğer önemli ihtiyaçlar arasında tıbbi bakım, lojistik, istihbarat ve bomba imhası konusunda uzmanlaşmış destek yer almaktadır. Afgan güvenlik güçlerine tedarik edilecek ekstra askeri donanım, hükümet yanlısı güçlerde güven duygusunu artırabilir. Rapor kapsamında görüşülen neredeyse tüm resmi yetkililer, aşiret liderleri ve diğer hükümet yanlısı isimler, kısa vadede direnişçilerin herhangi bir vilayetin başkentini ele geçirmesini beklemediklerini ancak, bunun uluslararası toplumun desteğinin sürmesiyle yakından bağlantılı olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim Afganistan da Sovyet destekli Necibullah Hükümeti, Sovyetler Birliği nin çekilmesinin ardından değil, Sovyet yardımının kesilmesinden sonra yıkılmıştır. 10/13

5. Değerlendirme : -Uluslararası Kriz Grubu tarafından Afganistan daki yetkililer ve çeşitli kesimlerle görüşülerek hazırlanan raporda, 2013 yılında Afganistan da yaşanan şiddet olayları bakımından ön sıralarda yer alan dört vilayetteki güvenlik durumu, bahse konu vilayetlerin özel koşulları da dikkate alınarak analiz edilmekte, bu analiz doğrultusunda çeşitli öngörü ve önerilerde bulunulmaktadır. Rapor kapsamında saha araştırması yapılan dört vilayetten Faryab haricindeki üçü, Afgan direniş hareketinin öncü gruplarının çıkış noktası ve kalesi konumundadır. Rapor kapsamında incelenen dört vilayetten Paktia haricindeki üçünde uluslararası kuvvetlerin çekilmesinin ardından güvenlik durumunun kötüleştiği tespit edilmekte; askeri imkân ve kabiliyetlerin zayıflamasının yanı sıra, etnik gerilimler ve hükümet yanlısı gruplar arasındaki mücadele gibi yerel koşulların da bunda etkili olduğu vurgulanmaktadır. Paktia nın yabancı kuvvetlerin çekilmesinin ardından şiddetin azaldığı olumlu bir örnek olarak sunulduğu raporda, bu durumun anılan vilayete özel aşiret dinamiklerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Uluslararası kuvvetlerin çekilmesinin askeri desteğin azalmasının yanında ekonomik kayba da neden olduğuna işaret edilen raporda, Afgan güvenlik güçlerine desteğin sürdürülmesinin önemi vurgulanmakta, temel malzeme ve lojistik eksikliğinden kaynaklanan kayıpların Afgan güvenlik mensuplarının moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediği kaydedilmektedir. Yabancı askerlerin Afganistan dan ayrıldıkları bir konjonktürde Taliban başta olmak üzere direniş gruplarının uzlaşma motivasyonunun yüksek olmadığına değinilen raporda, öte yandan yabancı askerlerin ülkeden ayrılmalarının direniş hareketinin en önemli propaganda unsurlarından birini zayıflattığı, durumun farkında olan direnişçilerin 2014 sonrası ortama uyum sağlama çabası içinde bulundukları kaydedilmiştir. Direnişçi grupların yabancı kuvvetlerin çekilmesinin ardından ANSF nin gücünü test ettikten sonra barış görüşmelerinin yeniden canlandırılabileceği düşüncesinin Afganistan da yaygın olduğu belirtilen raporda, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında meşruiyeti kabul edilen bir hükümet kurulmasının barış görüşmelerinde başarıyı etkileyecek bir unsur olduğuna işaret edilmektedir. Raporda, bu temel tespitler doğrultusunda ABD ve uluslararası topluma Afganistan a askeri ve ekonomik desteğin sürdürülmesi, Afganistan Yönetimi ne ise idareyi güçlendirecek, hukukun üstünlüğünü tesis edecek tedbirler alınması ve yolsuzluklarla mücadele önlemlerinin güçlendirilmesi önerilerinde bulunulmaktadır. 11/13

-2001 yılında başlatılan ve NATO şemsiyesi altında sürdürülen uluslararası operasyonun bu yıl sonunda tamamlanacak olmasından dolayı Afganistan ın geleceği, küresel siyasi ve güvenlik gündeminin önemli konu başlıklarından biri niteliğindedir. Uluslararası operasyonun başladığı 2001 yılından itibaren Afganistan ın sosyo-ekonomik göstergelerinin incelenmesi, askeri operasyon ve paralelinde yürütülen yeniden imar ve kalkınma faaliyetleriyle Afganistan da ilerleme sağlandığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, Afgan halkının algısının da bu yönde olduğunu gösteren araştırmalar yayınlanmaktadır. Asya Vakfı tarafından Afganistan ın 34 vilayetini kapsayacak şekilde gerçekleştirilen ve sonuçları 5 Aralık 2013 tarihinde açıklanan ankete göre; Afgan halkının % 57 si ülkelerinin doğru yönde ilerlediğini, % 83 ü kadınların erkeklerle aynı eğitim fırsatlarına sahip olması gerektiğini düşünmektedir. Ülkedeki en önemli sorunları güvenlik (% 30), yolsuzluk ( %26), işsizlik (%25) ve ekonomi (% 10) olarak gören Afgan halkının % 76 sı ekonomik durumlarının Taliban döneminden daha iyi olduğunu belirtmiştir. Silahlı muhalefete az veya çok sempati duyduğunu ifade edenlerin toplamı %35 tir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce gerçekleştirilen araştırma, Afgan halkının seçim sonuçlarının ülkelerini daha iyi duruma getireceğine inandığını göstermiştir. -Tüm olumlu algıya rağmen, Afganistan da kazanımların kırılganlığı endişesi mevcuttur ve durumun geri çevrilemez noktada olmadığı görüşü hâkimdir. NATO/ISAF misyonunun sonlanması güvenlik sıkıntılarının yanı sıra, ülkede ciddi gelir kaybına neden olacaktır. Afganistan ekonomisinin kendi kendine yeterli hale gelmesinin uzun yıllar alabileceği ve bu dönemde uluslararası toplumun bu ülkeye ihtiyaç duyduğu yardımı nasıl sağlayacağı şimdiden üzerinde tartışılan konulardır. -2014 sonrası Afganistan da neler yaşanabileceği konusunda geniş bir yelpazede çeşitli senaryolar gündeme getirilmekte, bu kapsamda en kötü senaryo olarak Afganistan da önce bir iç savaş, ardından bölünme yaşanması üzerinde durulmaktadır. Bölünmüş Afganistan da farklı siyasi gruplar kontrolü ellerinde bulunduracak ve ülkenin bazı bölümleri uluslararası operasyon öncesi dönemde olduğu gibi radikal grupları barındırabilecektir. -Afganistan ı bölgesinde istikrarlı, barışçı ve kalkınmış bir ülke olarak görmek isteyen ülkemizin de aralarında yer aldığı devletler, 2014 sonrası olumsuz senaryolara ağırlık verilmesinin Afgan halkının ve uluslararası toplumun son 13 yıldaki mücadele ve kazanımlarını görmezden gelmek anlamına geldiğini savunmaktadır. -Afganistan ın geleceğini kısa vadede etkileyecek iki gelişme Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin sonuçlandırılması ve ABD-Afganistan İkili Güvenlik Anlaşması nın imzalanmasıdır. Olumsuzluklara rağmen seçimlerin iki turunun tamamlanması ve katılımın yüksek olması, 12/13

Afgan halkının yeni dönemin kazanımlarından vazgeçmek istemediğinin bir işareti olarak yorumlanmıştır. Tüm kazanımlara ve olumlu gelişmelere rağmen, Afganistan daki durumun hassasiyetini koruduğu, ülkenin uluslararası toplumun desteğine en azından orta vadede ihtiyaç duymaya devam edeceği yaygın olarak kabul edilen bir husustur. EKİ: (Uluslararası Kriz Grubu nun Önerileri) 13/13