Sunuş: 4 Seçim 1 Türkiye

Benzer belgeler
TOPLUM ve DEMOKRASİ. 6 Aylık, Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi Yıl 9, Sayı 19-20, Ocak-Aralık, 2015 ISSN: SEÇİM 1 TÜRKİYE.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

ACR Group. NEDEN? neden?

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Öğr.Gör. İbrahim Ersin TURGUT, Öğr.Gör.Dr.Cumali ERDEMİL Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

Cumhuriyet Döneminde Kurulan Hükûmetler

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim MHP

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. Doğu ERGİL Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN NİSAN

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği

Türkiye küçük Millet Meclisleri MAYIS 2018 Ortak Payda Raporu

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

SOSYAL DEMOKRASİ VE SORUNLARI *

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Kamuoyunda Erken Seçim Algısı Araştırması

Cumhuriyet Halk Partisi

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE 50 GÜN KALA TÜRKİYE DE SON SİYASİ DURUM

2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE 2 GÜN KALA TÜRKİYE DE SON SİYASİ DURUM CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE 2 GÜN KALA TÜRKİYE'DE SON

Araştırma Notu 15/181

Yerel Seçimler Sonrası Sandık ve Seçmen Analizi

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

15 Temmuz Sonrası Süreçte Yapılan Uygulamalara Seçmen Nasıl Bakıyor?

( 25 ŞUBAT - 2 MART 2017 )

İÇİNDEKİLER I. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ 3 II. GENEL DEĞERLENDİRME 6 III. BULGULAR.12 IV. DEMOGRAFİK SONUÇLAR 37 V. REFERANSLARIMIZDAN BAZILARI..

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( )

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

DİYARBAKIR BÖLGE HALKININ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ REFERANDUMUYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİ ÖLÇMEYE YÖNELİK SAHA ÇALIŞMASI:

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM ANKETİ DİYARBAKIR- MARDİN-BATMAN

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: Bilgi Raporu. Sayı : 2008/12/105 Konu : HÜLLE PARTİLERİ. Hazırlayan: Seyida ERKEK

İşte 5 Araştırma Şirketinin Son Seçim Tahmini

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI MART 2014

DERS PROFİLİ. Türk Siyasi Hayatı POLS 401 Güz Yrd. Doç. Dr. Ödül Celep

Doğruluk Payı Aylık Rapor Kasım 2014

Türkiye de Seçim Sistemi TBMM de Eşit Temsili Sağlıyor mu?

Tüm seçmen Geçerli oy Tüm seçmen 100,0 100,0 100,0 100,0

Metodoloji Türkiye Ne Diyor?

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...XI GİRİŞ... 1 İkinci Meclisler... 1 Osmanlı Âyan Meclisi ve 1924 Anayasaları... 3 Cumhuriyet Senatosu...

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE EN SON DURUM ARAŞTIRMASI CUMHURBAŞKANLIĞI SÇİMİNDEN EN SON DURUM

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu

TESAV Yayınlarından alınmıştır

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII SUNUŞ... IX I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

Devrim Öncesinde Yemen

Yerel seçimlere, ekonomik

AKP, CHP ve Umutsuzluk önde gidiyor

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 8 ÇÖZÜM SÜRECİ ÖZEL ARAŞTIRMASI

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

EK Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( )

Cumhuriyet Halk Partisi

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

Transkript:

Sunuş: 4 Seçim 1 Türkiye Hakan Mehmet Kiriş Yrd. Doç. Dr. Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi Bölümü E-posta: hakanmkiris@yahoo.com Hüseyin Gül Prof. Dr. Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi Bölümü E-posta: gulhuseyin@yahoo.com Türkiye, son birkaç yılı çok hızlı yaşadı. Siyasette bazı yılların sıcak ve hareketli olması normal kabul edilebilir. Ama 2014 yılında yerel seçimlerle başlayan maraton, Cumhurbaşkanlığı seçimi, iki seçimle ve ilk kez kurulan seçim hükümeti dönemleriyle 2015 yılı Kasım ayına kadar devam etti. Bu süreçte, siyasetin yoğun ve çetrefilli meseleleriyle seçimler iç içe geçti. Seçimlerin yanı sıra, eski meseleler yeni bileşenlerle ve yeni yönelim ve boyutlarla konuşulmaya devam edildi. Şu an okumakta olduğunuz bu satırlar ile Toplum ve Demokrasi Dergisi nin 4 Seçim 1 Türkiye konulu bu sayısının içeriği, her ne kadar söz konusu birkaç yıla yoğunlaşsa da, daha geniş ve derin bakış açılarıyla dönemi değerlendirmeyi ve katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. 4 Seçim 1 Türkiye sayısı üzerinde çalışmaya başladığımızda aklımıza takılan temel soru, bu dönemin nasıl ele alınabileceğiydi. Gerçekten 2002 seçimlerinde Türk siyasetinde yaşanan kırılmanın pekiştiği ve yerleşik bir hal aldığı bu dönemi değerlendirirken, hâlihazırda elimizde bulunan eski altyapıyı mı kullanmak gerekliydi yoksa yeni bir temelde mi bu tartışmaları yürütmek gerekiyordu? Şimdilik kesin ve keskin bir tercih yapmak oldukça zor görünüyor; zira bu dönem de aslında çok partili hayatın bir evresini oluşturuyor ve ana akımların devam ettiği söylenebilir. 2002 de oluşan Mecliste bir önceki dönemde yer almayan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) bilindik merkez sağı ondan daha geniş bir yelpazeye yayılarak kapsayıp çoğunluğu sağlarken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de ana muhalefet olarak ve yine eski deyimle merkez solu temsilen TBMM deki yerini almıştı. Şüphesiz siyasal aktörlerin konumu, kadroları ve taban destekleri bu dönemin önde gelen belirleyicilerinden biridir. 2002 seçimlerinden bu yana Türkiye, tek partili bir siyasal iktidar tarafından yönetiliyor. AK Parti, güçlü bir liderlikle birleştirilen icraatçı bir kadro olarak Türk siyasetinin yöneten sağ partisi konumuna yerleşmiş görünüyor. Bir diğer ana akım tarihsel süreçte çoğunlukla olduğu gibi, bugün de CHP tarafından temsil ediliyor. CHP, Cumhuriyet döneminin en eski ve kurumsal partisi olarak bu konumda Kiriş, H. M. & Gül, H. 2015, Giriş: 4 Seçim 1 Türkiye, Toplum ve Demokrasi, 9 (19-20), s.v-xi.

4 Seçim 1 Türkiye sağlamış olduğu seçmen desteğiyle sabit ve daimi ana muhalefet partisi oluyor. Bu devamlılık görünümüne rağmen, 2002 ve sonrası dönemin kendine has bir yapısı ve özellikleri de var ve bunlar yeni kavramları, durumları ve gerçeklikleri beraberinde getiriyor. 1 Aslında CHP nin sabitliğini (son dönemde %25 oranında seçmen desteğine sahip) biraz da kurumsallığına bağlamak mümkün; zira CHP nin karşısındaki yöneten sağ partide sürekli bir değişim ve yenilenme var. Demokrat Parti küçük bir fasıla ile yerini Adalet Partisi ne bırakıyor, Adalet Partisi nden (AP), Anavatan Partisi ne (ANAP) liderlik, kadrolar, politikalar ve dönemsel koşullar da dâhil olmak üzere bir dönüşüm ve yenilenme var. Anavatan Partisi nden de, her ne kadar Refah Partili daha genç ve dinamik bir kadronun öncülüğünde ve 2000 krizinin Türk siyaset sahnesinde yarattığı etkiyle de olsa, AK Parti ye de benzeri bir dönüşüm ve yenilenme var. Bu bir yandan eskinin denenmişliğini, yıpranmışlığını ve gerileyişini gösteriyor. Diğer yandan ise yeninin denenmemişliğinden doğan cazibesini içeriyor. İktidar adayı olarak beliren bu konumdaki partiler, güçlü ve karizmatik liderleriyle ortaya çıkıyorlar ve dönemin konjonktürünü kendi vizyonlarıyla birleştirip seçmene sunuyorlar. Buna karşın CHP, tarihsel ve kurumsal bir parti olarak liderinin kolayca sürükleyebileceği bir yapı değil. 1980 sonrası dönemde CHP de güçlü, sürükleyici ve karizmatik bir liderin çıkmamasının bir nedeni de, öncesinde Atatürk, İnönü ve Ecevit gibi güçlü ve karizmatik liderlerin var olmasıdır. Çınardan fışkıran yeni filiz sloganına rağmen bugün CHP eskinin gölgesinde kalmaya devam ediyor. Bu nedenle de, hızlı ve değişken gündeme yanıt vermesi ve güçlü liderliğe dayanan dinamik bir siyasal hareketle rekabet etmesi güçleşiyor. Söz konusu dört yöneten sağ parti iktidarları dışında çok partili dönemde herhangi bir parti ki, burada akla yine CHP geliyor, kendi başına iktidara gelebilmiş değil. Bu dönemlerde ya koalisyon hükümetleri ya da darbe veya muhtıra hükümetleri var. Koalisyonlar, yöneten sağ parti zayıfladığı ya da dışarıdan müdahale gördüğü zamanlarda ortaya çıkıyor. Koalisyonlar; 1961 1965 dönemi, 1973 1980 dönemi ve 1991 2002 dönemi olarak yaşanmıştır. 1 2009 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi nde olmanın verdiği şans ile bulunduğumuz bir ortamda 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel ile Türkiye siyasetini konuşma fırsatı bulmuştuk. Konu merkez sağ siyaset anlayışına gelince biz de o dönem bizim alanda popüler olan acaba AK Parti, yeni merkez sağ partisi mi? sorusunu belki de en yetkili ve ehil kişiye yöneltmiştik. Demirel, o bir devirdi, geldi geçti, şimdi başka şeyler konuşmak lazım demişti. Demek ki, klasik anlamda merkez sağ denilen siyaset anlayışının devri sona ermişti ve AK Parti de klasik bir merkez sağ partisi değildi. Aradan geçen dönem AK Parti nin bilindik bir merkez sağ partisi olmadığını gösterdi. AK Parti kendisi de merkez sağ konumu klasik kalıpla sahiplenen bir söyleme sahip olmadı. Ancak iktidara gelen bu partiler, tek başına yöneten parti olarak isimlendirilebilirler ve bunların hepsi de tarihsel süreçte karşımıza sağ partiler olarak çıkmıştır. ii

Kiriş, H. M. & Gül, H. 2015, Giriş: 4 Seçim 1 Türkiye, Toplum ve Demokrasi, 9 (19-20), s. v-xi. 1960 ların ilk yılları 1960 darbesinin gölgesinde geçerken, 1960 ların ikinci yarısı 1960 Anayasası nın özgürlükçü havasının ve ABD başta olmak üzere artan gelişmiş Batı ülkelerinde yaşanan özgürlükçü hareketlerin artan etkisinin hissedildiği yıllar olmuştur. Meclise seçilerek giren bazı sol partiler ve milletvekilleri bu dönemin rengini oluşturmuş, toplumsal hareketler artmaya başlamıştır. 12 Mart 1971 tarihinde Süleyman Demirel başbakanlığındaki AP Hükümeti askeri muhtıra ile görevden ayrılmış ve Nihat Erim hükümeti kurulmuş, 1960 Anayasası nın temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümleri kısıtlanırken, yürütmenin eli güçlendirilmiştir. 1970 li yıllar CHP nin, toplumsal ve sendikal hareketlerin yükselişte olduğu dönemdir. Bu yükseliş, rakamsal açıdan iki değişkene bağlı görünmektedir. Bunlardan birisi CHP nin 1973 ve 1977 seçimlerindeki sandık başarısıdır ki, CHP oyları 1977 de %41,4 e kadar yükselmiştir. İkinci unsur ise, Adalet Partisi nin tek başına yerleştiği tabanı 1970 lerle birlikte Demokratik Parti, Milli Selamet Partisi (MSP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) gibi partilerle paylaşmasıdır. Türk siyasal hayatında ilginç ve özellikli koalisyonlara da rastlanmıştır. CHP MSP Koalisyonu, Doğru Yol Partisi (DYP) Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Koalisyonu ve Demokratik Sol Parti (DSP) MHP (ve ANAP) Koalisyonu bunlar arasında önde gelenlerdir. Bugün Türkiye de koalisyonun istikrarsızlık ve kriz anlamına geldiğine dair yaygın ve neredeyse genel kabul gören bir görüş var. Buna karşın tek partili bir yönetimin istikrar sağladığı düşünülüyor. Herhalde bu kanaat, türdeşlik beklentisi yüksek, buna karşın çatışmacı siyasal kültürümüzden kaynaklanıyor. Bu kanaat oluşumunda ANAP ve AK Parti hükümetlerinin güçlü ve başarılı tek parti dönemlerinin de katkısı olduğu söylenebilir. Ancak bugün sağ sol temelli siyasetin çok daha ötesinde olan bir siyasal dönemi yaşıyoruz. Sınıf temelliliğin ve ideolojilerin yerini etnik milliyetçilik, mezhep, din gibi başka değişkenlere bıraktığına ya da en azından bu unsurların etkisinin arttığına tanık oluyoruz. Aslında bu değişimin 1980 sonrasında askeri darbe ile ortamın değişim için uygun hale getirildiği dönemde başladığını söylemek gerekir. Bu dönemde başlayan liberalleşme, piyasalaşma, AB ve küresel sistemle entegrasyon politikaları, hızlı kentleşme dinamikleri, dinsel grupların ve dinin siyasette artan önemi, ayrılıkçı PKK terörünün yaygınlaşması bugünlerin işaretlerini vermişti. Devamında 1990 lı yıllarda Refah Partisi nin yükselişi, siyasal Kürt hareketinin SHP den koparak ayrı bir hareket olarak siyaset sahnesinde yer alması ve 1990 ların koalisyonlarla anılması bugünleri etkileyen diğer önemli gelişmeler oldu. 2000 li yıllarda AK Parti merkez sağa ve 2010 referandumu ile de sisteme egemen hale gelmesi, Tayyip Erdoğan ın AK Parti lideri olarak sergilediği başarılı liderlik bugünkü siyasal gündemi belirleyen unsurlar olarak öne çıkmaktadır. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletvekili genel seçimi ve referandumunun ardından siyaset ve akademya bu tartışmaları, başkanlık iii

4 Seçim 1 Türkiye sistemi, siyasal partiler ve seçim sistemi ile yeni anayasa odaklı olarak yürütüyor. İşte 4 Seçim 1 Türkiye bu tartışmalara odaklanan bir tema başlığı olarak düşünüldü. Kısaca hatırlayacak olursak, gerçekten de 30 Mart 2014 teki yerel seçimlerin konjonktürü, olağandışı olmuştu. Mayıs sonunda ortaya çıkan Gezi Olayları, basit bir çevreci eylem olarak başlamış, ancak bir anda hükümetin protesto edildiği kitlesel gösterilere ve ardından da radikal göstericilerle emniyet güçlerinin çatıştığı eylemlere dönüşmüştü. 2014 yerel seçimlerinde de, tek istisnası 1989 yerel seçimleri olan, Türkiye de tek başına hükümetteki parti yerel seçimleri kazanır kuralı değişmedi ve AK Parti, yerel seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Bu yerel seçimlerle birlikte Türkiye, 1860-1870 li yıllardan bu yana gerçekleştirilen en önemli ve geniş erimli idari reformla, otuz ilinde büyükşehir / bütünşehir sistemine geçiş yaptı. 2014 yılı Ağustos ayında, Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçileceği bir seçimde oy kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan aday oldu ve ilk turda seçimi kazandı. CHP ve MHP, çatı adayı adı verilen ortak aday gösterme yoluna gitti. Halkların Demokrasi Partisi (HDP) de kendi adayını gösterdi. Ancak başarılı olamadılar. Bu seçimler döneminde, ama özellikle sonrasına etkili olan olaylar silsilesi, paralel yapı olarak isimlendirilen cemaatin faaliyetleriydi. Bu arada AK Parti de Cumhurbaşkanlığı na seçilen Tayyip Erdoğan ın yerine genel başkanlık görevine Ahmet Davutoğlu geldi. Son olarak 2015 yılı ise, milletvekili seçimi zamanıydı. 7 Haziran 2015 seçimleri, tek parti çoğunluğundan koalisyona giden bir sonuç ortaya çıkardı. Bu sonuç üzerine AK Parti ve CHP, uzun süren müzakerelerde bulundular. Bu müzakereler, Türkiye de iki ana akım parti arasındaki diyalog yollarının açılması adına umut verici bir gelişme oldu. Hatta CHP, uzun yıllar sonra ilk kez kendisinin de iktidar potansiyeli olduğunu ve koalisyonla da olsa iktidara gelebileceğini kamuoyuna gösterme fırsatı buldu. Bununla birlikte anayasal süre içinde hükümet kurulamadı. Ülke 1 Kasım 2015 tarihinde yeni bir seçimle karşı karşıya geldi. Haziran ve Kasım ayları arası, Türkiye için zor geçirilen bir dönem oldu. Gerek Ortadoğu da gerekse de Güneydoğu Anadolu da yaşanan kritik gelişmeler, Kasım seçimlerinin öncelikli konularının, 7 Haziran seçimlerinin iş ve ekmek sloganlarının aksine, güvenlik ve istikrar olmasını beraberinde getirdi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde yoğunlaşan terör, şiddet ve çatışma sarmalı, bütün ülkeyi etkiledi. Ankara Garı önündeki miting için toplanan göstericilere yönelik bir terör eylemi gerçekleştirildi. Türkiye tarihinin bu en kanlı terör eyleminde, 102 kişi hayatını kaybetti, 300 civarı kişi yaralandı. Bunun sonucu olarak partiler seçim mitinglerini iptal ettiler. Böylece 1 Kasım seçimlerine gidildi ve seçmenler AK Parti ye tek parti hükümeti kurma yetkisini tekrar verdi. 1 Kasım 2015 seçimleri, ilginç bir aritmetiği ortaya çıkardı. AK Parti, almış olduğu %49,5 oy oranı ile 317 milletvekili kazandı ve tek başına iktidar iv

Kiriş, H. M. & Gül, H. 2015, Giriş: 4 Seçim 1 Türkiye, Toplum ve Demokrasi, 9 (19-20), s. v-xi. oldu. Ancak temel olarak parlamenter demokrasi olarak nitelenen Türk siyasal sistemini başkanlık sistemi yönünde değiştirebilecek yeni bir anayasayı tek başına hazırlayabilme gücünü elde edemedi. Böyle bir girişim için mecliste başka bir parti grubuyla ya da en azından referandum aralığını aşmak için bir milletvekili fraksiyonuyla uzlaşması gerekiyor. CHP, sabit konumunu sürdürürken, diğer muhalefet partilerinin durumu CHP nin daimi ana muhalefet rolünü pekiştiriyor. İki muhalefet partisi MHP ve HDP, 7 Haziran dan 1 Kasım a yaşanan süreçte seçmen desteklerinin önemli bir kısmını yitirerek neredeyse marjinalize oldular. Bunun arkasında yatan temel nedenlerin MHP koalisyona girme konusunda gösterdiği direnç ile HDP nin terör ve şiddet karşısında takındığı pasif tutum gösterilebilir. Ancak, 1 Kasım sonrası MHP ve HDP, küçük meclis gruplarına rağmen, AK Parti nin anayasayı değiştirebilmek için Mecliste ihtiyaç duyduğu çoğunluğu sağlayabilmek adına halen müzakere potansiyellerini belirli ölçüde de olsa koruyorlar. Bir diğer ilginç aritmetik; mecliste temsil edilen üç muhalefet partisinin toplam oyları, iktidar partisinin oy oranına erişemiyor, iki küçük muhalefet partisinin oyları da ana muhalefet partisinin oy oranına erişemiyor. İktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasındaki makasın çok açık olmasına, ana muhalefet partisi ile diğer muhalefet partileri arasındaki makasın açılmasının da eklendiği ilginç bir tablodan söz edilebilir. Bu da beraberinde ne iki partili ne de çok partili bir sistemi net olarak tanımlamamıza olanak veriyor. Bu noktadan hareketle birbiriyle de ilişkili beş tartışma konusu ortaya çıkıyor: Türkiye hangi hükümet sistemiyle yoluna devam edecek? Yeni anayasa yapılabilecek mi? Siyasal parti sistemi nasıl olacak? İki partili yapı mümkün mü? Seçim sistemi nasıl yeniden düzenlenecek? Bu süreçte hangi aktörler, ne ölçüde, nasıl ve hangi biçimde rol alacak? Önümüzdeki dönemde bu tartışmalarla sıklıkla karşılaşacağımız açık. Yeni AK Parti hükümeti bu konuları, özellikle bir başkanlık sistemi öngören anayasa değişikliğini önceliği olarak ortaya koyarak, muhalefet partileriyle görüşmelere başladı bile. Bu durum gösteriyor ki, bu konular önümüzdeki birkaç yılın en önemli siyasal ve yönetsel tartışma konuları olacak. Belki bir referandum karşımıza gelecek belki yeni bir erken seçim. Dolayısıyla yukarıdaki sorulara daha çok kafa yormamız ve tartışmamız gerekecek. Gerçekten Türkiye de hâlihazırda işleyen hükümet sistemi hangisidir? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisinin bilinen türden bir cumhurbaşkanı olmayacağını, sorunlu işlediğini ileri sürdüğü mevcut parlamenter sistemi Türkiye ye uyacak bir başkanlık sistemine dönüştürmek gerektiğini açıklamalarında belirtti. AK Parti temsilcileri de bu açıklamalara destek verdi. Genel olarak 1982 Anayasası nın orijinalinin dahi klasik parlamenter sistemin ötesinde olduğu kabul edilmektedir. Üstelik şimdi halk tarafından seçilen ve doğrudan halka karşı sorumlu konumda bulunan, ayrıca ikinci dönemi için v

4 Seçim 1 Türkiye yine seçime gidebilecek bir Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan, bu konuların tartışılmasını istiyor. Dolayısıyla bu konular akademya ve siyasetçiler kadar, vatandaşlar tarafından da tartışılmaya devam edecektir. 1982 Anayasası en çok eleştiri konusu olan sistemik çerçeve olarak aradan geçen otuzu aşkın yılda büyük ölçüde değişime uğramış bulunuyor. 1982 Anayasasını mecliste bulunan bütün partiler eleştirmeye devam ediyor. Ancak aynı partiler bu anayasa yerine başka bir metin üzerinde de uzlaşamıyor. Daha önce anayasa değişikliği konusunda partiler arasında yaşanan görüşmelerde başarı elde edilemedi. Partiler şimdiye kadar yeni anayasa konusunda uzlaşmacı bir tutum sergileme ve bir anayasa yapabilme sorumluluğunu gösterebilmeyi değil, masayı terk etmeden diğerlerini terk ettirerek haklı bir pozisyonda kalabilmeyi benimsediler. Türkiye de siyasal elitin istediği bir sistem olsa da, etkin işleyen iki partili bir sisteme erişmek şimdilik kolay görünmüyor. İlk iki parti arasındaki mesafe (ideolojik uzaklık) ve asimetri oldukça büyük. Dahası güçlerini yitirseler de diğer iki muhalefet partisi halen etkili olabilme potansiyellerini koruyorlar. İktidardaki tek partinin diğerlerine göre dominant olduğu seçim sonuçları var. Bu durum da ister istemez siyasal sistemin ve anayasanın yeniden tasarımında AK Parti nin kendini güçlü hissederek, başkanlık sisteminde ısrarcı davranmasına, diğerlerininse buna karşı durmasına yol açıyor. İşte Toplum ve Demokrasi Dergisi nin 4 Seçim 1 Türkiye adını taşıyan bu sayısında, birbirlerini bütünleyen konular olarak Türkiye de siyasal sistem ve hükümet sistemi, demokrasi, siyasal katılım ve temsil, son dönemdeki seçimler, siyasal liderlik, siyasal güven ortamı, siyasal ve ekonomik durum gibi konuları ele alan yazılara yer verdik. Bu içeriğin oluşmasında pek çok yazarın katkısını almaya özen gösterdik. Bu sayının ilk makalesi Tanju Tosun ve Gülgün Erdoğan Tosun a ait. Yazarlar makalelerinde, partilerin programları ve seçmenlerinin davranış analizi ve oy kaymaları çerçevesinde 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimlerini kazananları ve kaybedenleriyle ele alıyor ve analiz ediyorlar. İkinci makalede Hakan Mehmet Kiriş, Türkiye de seçim sandığı kavramını ve seçime katılma ve siyasal temsil oranlarının anlamı ve önemini, farklı demokrasilerle karşılaştırmalı şekilde ele alıyor. Dergide yer alan üçüncü ve dördüncü makaleler, son dönemin siyaset sahnesine toplumsal cinsiyet ekseninden bakıyorlar. Songül Sallan Gül ve Yonca Altındal, Türkiye siyasetinin eril anatomisini çıkarıyorlar, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini kota uygulamaları üzerinden ve tarihsel bir perspektiften değerlendirerek kadın temsilini tartışıyorlar. Hemen ardından Evren Haspolat ise kadın, anne, yurttaş niteleyenleri çerçevesinde ana akım siyasal partilerin kadın algısını değerlendirerek, partilerin söylemlerindeki benzeşme ve farklılaşmaları sorguluyor. vi

Kiriş, H. M. & Gül, H. 2015, Giriş: 4 Seçim 1 Türkiye, Toplum ve Demokrasi, 9 (19-20), s. v-xi. Beşinci makale Nigar Değirmenci ve Büşra Kaya ya ait. Değirmenci ve Kaya, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde üniversite gençliğinin siyasal sisteme bakışını güven ve sinizm çerçevesinde araştırıyorlar. Onları izleyen İhsan Kamalak, Hüseyin Gül ve Songül Sallan Gül ün ortak eseri olan makale, siyasal rejim ve hükümet sistemi tartışmalarını ele alan bir içeriğe sahip. Yazarlar, çalışmalarında Türkiye de demokrasi, siyasal rejim ve başkanlık sistemi tartışmalarının, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa siyasal sistemleri temelinde karşılaştırmalı bir analizini yapıyorlar. Bülent Özgül, Türkiye Nasıl Bir Siyasi Liderlik İstiyor? sorusuna verdiği karşılıkta, ülke çapında yürüttüğü alan araştırmasının en çarpıcı sonuçlarını bizimle paylaşıyor. Mecliste temsil edilen dört partinin liderlerinin nasıl algılandığını ve halkta nasıl bir liderlik beklentisi olduğunu ele alarak tartışıyor. Sekiz ve dokuzuncu makaleler, bugün Gezi Parkı olayları olarak adlandırılan süreci ele alıyor. Ferihan Polat, Gezi Parkı olaylarının sadece muhalif bir gösteri olarak adlandırılmasının yetersiz olduğu görüşünde ve bu görüşünü gerekçelendirerek açıklıyor makalesinde. Esra Vona Kurt ise, kutuplaşmanın Gezi Parkı olayları ile medyaya yansımasını ele alarak, medya gruplarının tavır ve söylemlerinin öngörülebileceğini iddia etmektedir. Onuncu makalede bu kez seçmen davranışı ile ilgili bir alan araştırmasının bulguları ve tartışması yer almaktadır. Hüseyin Gül, Niran Cansever ve Mustafa Turhan, Isparta da 2011 milletvekili ve 2014 yerel seçimlerinde seçmen yönelimleri araştırmalarının verilerini ortaya koyuyorlar. Son olarak bütün bu tabloya etki ettiği düşünülen ve değerlendirmemizi tamamlayıcı role sahip makalesinde Onur Sungur, 2000 li yıllarda Türkiye ekonomisini büyüme, enflasyon, işsizlik, borçlanma ve dış ticaret rakamlarıyla ortaya koyuyor. Toplum ve Demokrasi Dergisi nin Ocak Aralık 2015 sayısını oluşturan 4 Seçim 1 Türkiye teması, yakın gelecekte de tartışılmaya devam edecek konu başlıklarıyla içinde bulunduğumuz dönemin temel özelliklerini değerlendirmekte ve tartışmaktadır. Elbette, derginin oluşmasında pek çok kişinin katkısı var. Temamızı bütünleyen değerli çalışmaları için yazarlarımıza, derginin yayına hazırlanması sürecinde bizlere destek olan ve katkı veren teknik ekibimize teşekkürü borç biliriz. Bir teşekkür de dergiyi takip eden, okuyan, değerlendiren size, okuyucularımıza. vii

viii 4 Seçim 1 Türkiye