Aşk ve Evlilik Eren SARI 1
AŞK VE EVLİLİK Copyright 2016, (Eren SARI) Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kısmen veya tamamen çoğaltılması veya farklı biçimlere çevrilmesi yasaktır. BİRİNCİ BASKI: 2016 Antalya / TÜRKİYE Yayınevi Adresi: NoktaE-Book Publishing Aşağı Pazarcı Mah.1063 Sokak.No:7 Iletişim: noktaekitap@gmail.com Web:http://www.noktaekitap.net http://www.noktaekitap.com Bu kitabın tüm hakları ve sorumluluğu Eren SARI ya aittir.. Kapak: NOKTA E-KİTAP Yayınlayan: NET MEDYA YAYINCILIK Nokta E-Book International Publishing 2
Aklını Kullan Erkekleri Keşfet! Kadınlar o çok sevdikleri erkeği asırlardır didik didik ettiler ama çözemediler bir türlü. Neden doğum gününüzü unutur? Sizi çok sevdiğini söylerken niçin bir gün bu sözlerini unutarak terk edip giden taraf olur? Biz kadınlar bu sorulara bir cevap bulamadık ve bilimin kapısını çaldık. Bu bilmeceyi çözse çözse bilim adamları çözer dedik. İşte erkekleri anlamanın bilim adamlarının dilinden 5 bilimsel yolu: 1- Hafızası kötüdür; ama bu onun değil hipokampusun suçu: İlk öğrenilen bilgilerin biçimlendirildiği yer olan beynin hipokampus bölgesi erkek beyninde kadın beyninde olduğundan daha küçük bir yüzdeye sahiptir. Eğer ilk buluşmanızda ne giydiğinizi hatırlayamıyor, yıldönümleri ve doğum günlerini her zaman sadece sizin hediyeleriniz şenlendiriyorsa kızmayın hemen ve beyindeki bu oran meselesini hatırlayın. Sorun sadece hipokampusun büyüklüğünde, onda değil! (Aylar geçse de saç renginizi ve modelinizi değiştirdiğinizi fark etmiyorsa suç tabi ki yine hipokampusun.) 2- İmalarınızı anlamlandırmasını beklemeyin: Ona deli gibi aşıksınız ve bunu siz söylemeden anlasın istiyorsunuz. Avucunuzu yalarsınız! Bir erkeğin duygusal ipuçlarını sizin kadar iyi okumasını beklemeyin sakın. Bu konuda erkekler kadınlar kadar başarılı değil maalesef! 3
California Üniversitesi nden Dr. Larry Cahill bu konuda şöyle diyor: Duyguların erkek ve kadın beyninde benzer şekilde organize edildiğini varsayarız; ama bu yanlıştır. Limbik korteksin duygusal tepkilerin merkezi olan kısmı erkeklerde kadınlara oranla daha küçüktür. Ayrıca McMaster Üniversitesi nden bir kısım bilim adamı, temporal lobun dil yönetimiyle ilgili olan alanlarındaki nöron yoğunluğunun erkeklerde kadınlara göre daha az olduğunu belirtiyorlar. İşte bu yüzden, ne hissettiğinizi ona dolaylı ve imalı yollardan değil doğrudan, açık ve net olarak söylemek en doğrusu. Hislerinizi siz söylemeden anlamasını beklemek canınızı sıkmaktan başka bir işe yaramaz. 3- Sohbet sırasındaki sessiz, sakin ve durgun hallerini yanlış yorumlamayın: Erkekler sözel konularda kadınlar kadar yetenekli değildir. Korteksin (beynin en dış tabakasını oluşturan, anlamlandırma ve dilsel ipuçlarını çözmeden sorumlu bölüm) kayda değer bir bölümü erkeklerde kadınlarda olduğundan daha incedir. Ayrıca Johns Hopkins Üniversitesi ndendr. Godfrey Pearlson frontal lob ve temporal lobun dil gelişiminde önemli rol oynayan bölümlerinin erkeklerde kadınlara oranla ciddi anlamda küçük olduğunu kanıtladı. Johns Hopkins Üniversitesi nden bir grup araştırmacı MRI tekniğiyle 17 kadın ve 43 erkek deneğin beyinlerinin farklı bölgelerindeki gri madde oranını ölçtüler. Görüldü ki, kadınlarda dorsolateral prefrontal korteks erkeklere oranla %23, superior temporal korteks ise %17 daha fazla hacme sahip. 4
Dr. Larry Cahill bu konuya şöyle açıklık getiriyor: Kadınlar eldeki verilerden ve ipuçlarından doğru kelimelere ve sonuçlara ulaşma konusunda üstün bir yeteneğe sahipler. Erkekler için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu yüzden sizinle bir kız arkadaşınız gibi çene almasını beklemeyin. Sohbete uzun süre devam etmemesi, aniden sessizliğe bürünmesi size ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Böyle anlarda onun geveze kankanız değil de sessiz yol arkadaşınız olduğunu düşünün. 4- Doğuştan iyimser ve mutlu doğasını takdir edin: Hemen her zaman neşeli ve keyifli mi görünüyor? Haklı adam! McGill Üniversitesi nde yapılan bir araştırma sonuçlarına göre erkek beyni kadın beyninden %52 daha fazla serotonin (ruh halini olumlu yönde etkileyen kimyasal-mutluluk hormonu) üretir. Ve yine araştırmalar gösteriyor ki erkeklerin depresyona girme ihtimali kadınlara göre çok daha az. Erkekler yaşamın stres ve kaygılarıyla çok daha kolay başa çıkarlar; değerli saatini kaybettiğini ya da işten çıkarıldığını söylerken gözlerinin sizinki gibi yaşlarla dolmaması duygusuz ve kalpsiz olduğunu göstermez. Tam tersine, vücudunun serotonin deposu sağlıklı işliyor demektir. 5- Hafızaya kaydetme mekanizmasının sizinki gibi işlemediğini bilin: Ortak hatıralarınızı sizin anımsadığınız gibi anımsamıyor olabilir bir erkek. Erkekler ve kadınlar beyinlerini son derece farklı şekillerde kullanırlar çünkü. Mesela kadınlar amigdalanın (olaylara verilen duygusal tepkilerden sorumlu bölge) sol kısmını kullanırlar. 5
Bu kısım yaşananları duygusal anlam ve önemine göre kaydeder. Örneğin kadınların sevdikleri erkekle ilk buluşmalarında yedikleri yemek, dün akşamki yemekten daha önemlidir, dolayısıyla hafızada daha ön sıralara kaydedilmiştir. Erkeklerse olayları kaydetmede amigdalanın sağ kısmını kullanırlar. Bu kısım olayın ne kadar hareketli ve sıra dışı olduğuyla ilgilidir. Oysa az önce de belirttiğimiz gibi kadınların kullandığı sol kısım olayların güzel ve hoşa giden detaylarıyla ilgilidir. Sonuç olarak, her ikiniz de ilk buluşmanızı hatırlarsınız ama erkek giydiğiniz elbisenin rengini hatırlamamakta son derece haklı. Bu dikkatsiz olduğu için değil, bir erkek beyni taşıdığı içindir. 6
AŞKI UĞRUNA TACINI TERK EDEN KRAL Yanlış duymadınız. 1936 yılında İngiltere tahtına geçen Kral Edward, aşık olduğu Amerikalı Warfield Simpson adındaki kadınla evlenmek istedi. Ancak kilise ve kendi çevresinin tepkisi hafif olmadı. Kral Edward da tahtını tacını bıraktı, aşık olduğu kadınla evlendi. Sevdiği kadın uğruna tahtını bırakan kralın bu konuyla ilgili yaptığı konuşma çok ilginç: Nihayet şahsıma ait birkaç söz söylemeye muktedirim. Sizlerden hiçbir şey saklamak istemedim. Fakat şu ana kadar, anayasa gereğince konuşmam mümkün değildi. Birkaç saat önce kral ve imparator olarak görevimden ayrıldım. York dükü kardeşim yerime geçti. Sözlerimin başlangıcında, ona bütün kalbimle bağlı olduğumu söylemek isterim. Tahtımı neden terk ettiğimi hepiniz biliyorsunuz. Tahttan feragat ettiğim şu sırada, Wales Prensi ve sonra da kral olarak hizmet etmeye çalıştığım ülkemizi ve imparatorluğumuzu unutmadığımı hatırlamanızı isterim. Fakat sevdiğim kadının yardımı ve desteği olmaksızın sorumlulukların ağır yükünü taşımayı ve krallık görevimi hakkı ile yerine getirmeyi imkansız bulduğumu söylersem bana inanınız. Bu kararı, yalnız ve yalnız kendim verdim. Bu, tamamıyla kendi şahsi kararımı gerektiren bir şeydi. Hayatımın en zor ve en ciddi bu kararını, herkes için iyi olacağına inandığım bir düşünce ile verdim. 7
Bu kararı vermek, kardeşimin, bu ülkenin kamu işlerindeki uzun tecrübe ve hizmetlerini ve kendisinin sahip olduğu iyi vasıfları gayet iyi bildiğim ve bundan böyle, imparatorluğun hayat ve gelişmesinde bir duraklama veya gerilemeye yol açmayacağına inandığım için çok zor olmadı. Sonra o da, pek çoklarınız gibi dünyada eşi bulunmayan bir mazhariyete sahip. Karısı ve çocukları ile mesut bir yuvası var. Bu zor ve çetin günler boyunca annem ekselansları ve ailem beni yatıştırmaya çalıştı. Tahtın vekilleri, bilhassa Başbakan Baldwin, bana gayet anlayışlı davrandılar. Ailemle ve parlamento ile anayasamızı ilgilendiren hiçbir ayrılık ve ihtilaf yoktur. Beni gayet iyi yetiştiren babamın en büyük prensibi, Anayasa ya boyun eğmek ve onu harfiyen uygulamaktı. Ayrıca sevgiye önem vermek de ilkesiydi. Artık krallığımdan tamamen ayrılıyorum. Şimdi hepinizin yeni bir kralı var. Sizlere bütün kalbimle sevgi, mutluluk ve başarılar dilerim. Allah hepimizin yardımcısı olsun! Allah kralı korusun! 8
AŞKIN ÖTEKI YÜZÜ Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural Dünya üzerinde hakkında yazı yazılması en zor konular herkesi yakından ilgilendirenlerdir ve aşk da bunların en önemlilerinden biridir. Çünkü aşk, hemen tüm canlıların ortak paydası olarak hayatımızın merkezindeki yerini korur.yüzyıllardır ona harcanan zaman, yazılan yazı, yayınlanan kitap derken başka bir konuda bu denli büyük bir emek harcanmış mıdır diye aklıma takılıp durur.banka hesabınızın şişkinliği, kariyerinizin göz alıcılığı, sizin ise tembel, pimpirikli ya da çooook hassas oluşunuz da sonucu değiştirmez. Aşk bir gün gelir, sizi bulur, önce uçurur, sonra canınızı yakar. Bazen güzel noktalanır, bazen de kırıcı... Ancak her kim olursanız olun, yolunuz bir gün mutlaka aşktan geçecektir. Fırsat bu fırsat, hazır yeni bir Sevgililer Günü daha kapımızı çalarken, hangimiz ne durumdayız, biraz laflayalım isterseniz. Kim bilir, belki de birimiz aradığı aşkı bulduğuna inanıp seviniyor, diğerimiz Hay Allah yine yalnızım! diye üzülüyor. Öte yandan bulan da kaybeden de aklında hep tutmalıdır ki, aşkın bir de öteki yüzü var! Ve biz aşkın mutluluğunu sürerken, bunu daim kılmak için diğer yüzü hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Bunun için de kimi basit kurallara dikkat etmek ve bunları bir hayat felsefesi haline getirmek ilk etapta önemlidir. Hadi şimdi hep beraber şu kurallara bir göz atalım. 9
Hiçbirimiz Vazgeçilmez Değiliz! Hepimizin dünyaya gelmesinde bir anne, bir de babanın katkısı var. İnsan olarak her ne kadar özel canlılar olsak da birimiz diğerimiz için asla vazgeçilmez değildir. Bizleri vazgeçilmez kılansa, özenli davranışlarımızdır. Bu nedenle aşkınıza sakın kötü davranmayın, bu duyguya sahip çıkın, koruyun ve özen gösterin. Şu anda aşkı olmayanlar da bu maddeyi dikkatle aklına not etsin çünkü ileride işlerine yarayacağı kesin. Gizemlidir! Neden ve nasıl aşık olduğumuzu çoğunlukla bilmeyiz. Kimyam tuttu, tam aradığım kişi, her derdime deva gibi deyimleri etrafımızda neden olarak fazlaca duysak da esasen mantıklı bir açıklaması yoktur. Kimi zaman karşımızdakine ilk görüşte aşık olurken, bazen de yıllardır yanımızda, yakınızda olanı birdenbire fark ediveririz. Duyguların nedenlerini tam anlayamasak da önemi olan güzel şeyleri mümkün olduğunca uzun süre korumaya gayret etmektir. Bitimli Duygulardan Biridir Kimilerinizin itiraz ettiğini duyar gibi olsam da maalesef bunların tamamına kulaklarımı tıkamak zorundayım. Çünkü aşk; başlar, gelişir ve evresini tamamlayınca sonlanır. Aksi halde hepimiz sanırım ilkokul sıralarında tutulduğumuz ilk aşklarımız için gözyaşı döküyor olurduk. 10
Şayet durum hoşunuza gidiyorsa önerim, ona sahip çıkarak elinizden geldiğince süreyi uzatmak için çaba göstermektir. Ancak bittiği yerde de ne kendinize ne de karşınızdakine eziyet etmeden şapkanızı alıp gitmeyi de bilin. İki Kişilik Bir Oyundur Aşk iki kişi ile oynanan bir oyundur. Yanılıp şaşırıp bir üçüncü kişiyi konuya dahil edecek olursanız başlarda keyfiniz bozulmasa da bu konu sonunda gelip partnerinizin önüne illa ki düşecektir. Mutlu ve huzurlu sürmesi istenen aşklarda Aldatmak eyleminden kaçınılması şarttır. Bu oyunu kiminle oynamak istiyorsanız kararınızı dikkatlice verin ve ne kendinize ne de başkasına can sıkıntısı çektirmeyin. Utanılacak Bir Duygu Değildir Başında da söylediğim gibi aşk herkesin ortak paydası olduğundan başınıza geldiğinde üzülüp sıkılmanıza, daha da beteri utanmanıza hiç gerek yok. Unutmayın, çok ciddi görünen insanların bile kalpleri mutlaka bir kez bu ateşle yanmış ya da yanacaktır. Bu nedenle rahatınızı bozmadan mutlu olup tadını çıkartın. Ey Özgürlük İnsanlar her ne kadar özgürlüklerinin kısıtlanabileceğini düşünseler de aşk aslında yüreğimize özgürlük veren ve kişiliklerimizin bambaşka yönlerini ortaya çıkaran insana ait en güzel duygulardan biridir. 11
Aşık olduğunuzda bulutların üzerinde uçar ve yere inmemekte inat edersiniz. Bu da insana muhteşem bir özgürlük verir. ile Herkesin yolunun bir gün aşktan geçmesi dileği Sevgiyle kalın. 12
İLIŞKINIZE GETIRECEK TAKTIKLER "Bir ara sinemaya ya da tiyatroya gidelim mi?" demek yerine, 2 kişilik bilet alın. Ona "Sürpriz, yarın akşam sinemaya gidiyoruz" dediğiniz zaman memnun olacaktır. İster iş arkadaşlarıyla geziye, ister dil ya da dans kursuna gidin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır. Konuşma tarzınızı değiştirin. Örneğin "Çok dağınıksın" demek yerine "Odada kendimi rahat hissetmiyorum" deyin. İhmal ettiğiniz vücudunuz için harekete geçin. Spor yapmak hem vücudunuza hem de ilişkinize çok iyi gelecektir. Eşinizden istediğiniz şeyi almayı bilin. Sarılmasını istiyorsanız, "Bana sarıl" deyin. Açık ve net! Çok yoğun duygusallık beklentisi içine girmeyin. Yaptığınız tartışmalar bile ilişkiyi canlandırmaya yarayabilir. Ayda en az bir kez baş başa kalabileceğiniz bir hafta sonu ayarlayın. Hatta mümkünse bulunduğunuz yerden farklı bir ortam seçin. Bunun sonucunda biraz daha yakınlaşabilirsiniz. 13
1- Dış görünümünüze özen gösterin Önemli olan ruh güzelliğidir elbette ama ilk bakışta ruhumuzla değil dış görünümümüzle iletişim kurarız. Pozitif bir ilk izlenim bırakmak için yüzünüzü boya küpüne daldırmanız, son moda giysilerle donanmanız gerekmiyor. Bakımlı ve derli toplu saçlar, temiz dişler, ferah bir nefes, parlak bir cilt, düzgün kesilmiş tırnaklar (manikür yaptırmak zorunda değilsiniz), hafif bir makyaj bir bayan için çekici görünümün ilk anahtarları. Giysi konusuna gelince Çekici olmakla frapan olmayı birbirine karıştırmayın. Çok dar ya da bol giysiler, ten renginize uymayan renkler, ortam için uygunsuz aşırı spor ya da abiye giysiler ilk bakışta puan kaybettiren detaylardır. Ayrıca vücut yapınıza uymayan giysiler, siyah bir üst giysisi içine beyaz çamaşır, göbek ve kalça kusurlarını gösteren etek ya da pantolonlar da cızzz listesine giren yasaklar. Erkeklerde de temizlik ilk bakışta puan kazandıran unsur. Temiz el, diş, saç ve cilt; boyalı ayakkabılar, hafif ve ferah bir parfüm, renk uyumuna dikkat edilen giysiler kadınların bir erkekte bilinçsiz de olsa ilk fark ettikleri detaylar Beyaz çorap, çorapla giyilen sandalet, çorapları gösteren kısa paçalar, gösterişli altın kolye ya da bileklik, vücuda dar ya da bol gelen ceket erkeklerin kaçınması gereken ayrıntılar. Son olarak, dış görünümle ilgili cazibenin göreceli bir unsur olduğunu, burada temel ve yaygın olgular üzerinde durduğumu belirtmeliyim. 14
2- Pozitif ve yapıcı bir tutum sergileyin Nasıl ki pozitif ve neşeli insanlarla vakit geçirmek bize iyi gelirse, biz de somurtkan bir surat ve bitmek bilmez şikayetlerle çekici bir insan olmanın hayalini kurmamalıyız. Sürekli kahkahalar atan, Pollyanna zihniyetinde birinden bahsetmiyorum. Demek istediğim; olumlu, iyimser ve yapıcı bir kişilik. Sorunu göze sokmak yerine çözüme odaklanmak, durmadan tüketmek yerine bir şeyler üretmek, krizlerdeki fırsatları yakalamak Ayrıca negatif bir karaktere sahip olmak, çevremizdekilere kendimiz ve ilişkiler hakkında da olumsuz inançlara sahip olduğumuz mesajını verir. Bu da bize çekici değil itici bir nitelik kazandırır. 3- Özgüvene sahip olun ve bunu hissettirin Birilerine bağımlı olmadığını hissettirebilmek, meşhur tabirle kendi ayakları üstünde durabilmek size güçlü bir cazibe kazandıracaktır. Pısırık olmayan, düşüncelerini cesurca ama nezaketle söyleyebilen, başkaları kadar kendisine de saygı duyan insan çevresine özgüveni yüksek bir kişi olduğu mesajı verir. Kendinden emin ve güçlü bir ses tonu, doğru bir diksiyon da bu imajı güçlendirir. Kendi mutluluğunun sorumluluğunu alamayan, mutsuzluğunu başkalarına fatura eden ve hep çevresindekilerce memnun edilmeye ihtiyaç duyan kişilerden kaçarız. Bu son derece doğal bir reflekstir; çünkü onlarla birlikteyken her şeyin sorumluluğunun bize yükleneceğini hissederiz. Bir yola çıkılacaksa beraber yürümek güzeldir; yoldaşımızı sırtımızda taşımak değil. 15
4- Başkası değil kendiniz olun Kimseye değil bir tek kendinize benzeyin. Hepimiz biriciğiz, kimsede olmayan kendimize has özelliklerle donanmışız. Bunları keşfedip açığa çıkarmak varken başkalarındaki özellikleri kopyalamak, onları üzerimize yapıştırmaya çalışmak hem yapay hem de itici görünecektir. Mükemmel olmak değilsiniz; ama bu özelliğinizle mutlu olabilmek, mükemmel olduğunu düşündüğünüz birini taklit etmekten daha çekicidir. KUTU Çekici İnsanların Özellikleri Öz disiplinleri, merhametleri ve cesaretleriyle tanınırlar. Kararlı ve tutarlıdırlar; kendileriyle çelişmezler. Kendileriyle barışıktırlar; ama kendilerini her zaman geliştirmeye çalışırlar. Yaşamlarının sorumluluğunu başkalarına yüklemezler, kendileri alırlar. Mazeret ve suçlu aramazlar. Bakımlı ve temizdirler; görünümlerine ve kıyafetlerine özen gösterirler. Oturuş ve yürüyüşleri diktir. 16
Ne kimseye tepeden bakar, ne de kendilerini küçük görürler. Kendi fikirleri vardır; bunları savunur ve sahiplenirler. Kendilerini çoğunluğun görüşlerine katılmak, onlara ayak uydurmak zorunda hissetmezler. Diksiyon ve konuşmaları düzgündür. Olaylara olumlu yaklaşmayı bilirler; sorunlara şikayet temelli değil çözüm arayışıyla yaklaşırlar. İtici İnsanların Özellikleri Daima depresif, şikayet eden, moral bozukluğu içinde gezen tiplerdir. Kolay kolay mutlu olmazlar. Her zaman suçlu birilerini ararlar. Ya görünümleriyle, ya kariyerleriyle, ya iş arkadaşlarıyla daima bir takıntıları vardır. Birinin gelip kendilerini mutlu etmesini beklerler. Üretim yerine tüketim odaklıdırlar. Takdir etmeyi, beğenmeyi bilmezler. Saygılı davranmazlar, bencil ve benmerkezcidirler. 17
Genellikle kendi fikirleri yoktur, çoğunluğa uyarlar. Zaman zaman kaba, hoyrat, kırıcı olabilirler. Kolay kolay karar veremezler; çünkü kararlarının getireceği sorumluluğu almaktan korkarlar. 18
TARIHIN DILLERE DESTAN AŞKLARI Mark Antony ve Kleopatra / M.Ö. 31 - Roma ve Mısır Öyle güçlü bir aşk yaşadılar ki ayrılmaları için savaş başlatıldı. Mark Antony, Kleopatra ya olan aşkı yüzünden karısı Octavia dan ayrılınca, Octavia nın erkek kardeşi Octaivan Roma ordusunu onları yok etmek için Mısır a getirdi. Fakat iki aşık, ayrılmak yerine intihar etmeyi tercih ettiler; gerçek Romeo ve Juliet hikayesi! Napolyon ve Josephine /1800 ler - Fransa Napolyon güzel Josephine i görür görmez vurulmuş ancak kendini ifade etmesi seneler sürmüştür. Bir kez bir araya geldikten sonra, ihanet ve dramla dolu fırtınalı bir aşk yaşadılar. Josephine bir varis doğuramayınca, Napolyon onu başka bir kadın için terk etti ve Josephine kalp kırıklığından öldü. Napolyon Josephine i asla unutamadı. Juan ve Evita Peron / 1940 lar - Arjantin Juan Domingo ve Evita inanılmaz politik güce sahip aşıklardı. Birlikte Arjantin hükümetinin tüm faaliyetlerini değiştirdiler ve dönemin en çok sevilen politik çiftlerinden biri oldular. Büyük zaferlerinin birinin hemen ardından Evita trajedik bir şekilde kanserden öldü. Prens Edward ve Wallis Simpson / 1900 ler - İngiltere 19
Edward, son derece çekici ve evli olan Wallis Simpson a aşık olduğunda İngiliz monarşisi için son derece önemli değişiklikler yaptı. Wallis, İngiltere kraliçesi olamayan bir Amerikalı olarak 1934 de kocasından ayrıldı ve ikili son derece vahşi bir romans yaşamaya başladı. Edward 1936 da İngiltere kralı oldu ama çok geçmeden sevdiği kadınla evlenebilmek için tacını iade etti. Voltaire ve Emilie du Chatelet / 1700 ler - Fransa Voltaire Fransız kraliyet ailesi tarafından son derece sevilen bir yazardı ve Emilie de genç, akıllı bir sosyete. Emilie, Marquis du Chatelet le evli olmasına rağmen kendisi gibi Voltaire de insanların ne düşündüğünü önemsemiyordu. Emilie ölene kadar 15 yıl boyunca sevgili olarak yaşadı ve bilindiler. Hatta Emilie nin kocası tarafından alınan bir evde yaşadılar. Birbirlerine karşı sadece fiziksel bir çekim duymuyor, birbirlerinin zekasından da son derece etkileniyorlardı. Çar Nicholas II ve Alexandra Federovna / 1800 lerin sonu, 1900 lerin başı - Rusya Nicholas, Rusya nın gelecekteki Sezar ı, güzel Alman prensesi Alexandra ya aşık oldu. Tarafların aile baskılarına rağmen birlikteliklerini kimseden saklamadan yaşamaktan çekinmediler. Bolşevikler Rus kraliyet ailesini esir aldığında, Alexandra ve Nicholas birlikte idam edildi. 20
Tristan ve Isolde / 1200 ler - İrlanda Tristan çok sevdiği amcası Kral Mark ın karısı Isolde ye aşık olur. Tristan ve Isolde birbirlerine hissettikleri tutkuyu inkar edemezler. Kral Mark bunu öğrenince, yeğeni Tristan ı zehirli bir kılıçla öldürür. Isolde Tristan ın ölüğünü öğrenip cesedini gördüğünde kahrından hayata veda eder. AŞK YALNIZLIĞI Sustukça içimde kocaman bir dağ birikiyor. Susmanın bu kadar zor, bu kadar insanın belini büktüğünü bilmezdim önceleri. Şimdi öğrendim. Sanma ki susuyorum, o kadar bağırarak konuşuyorum ki, kime denk gelsem sağır oluyor kelimelerimden. Sayende öğrendim, insanın söyleyeceği sözü yoksa susacak kelimeleri olmalı. *** Ben ne kadar unutsam da, unutmak bir yalanmış, en çok kendimizin inandığı! *** Ayrılığın gözyaşları ne zaman geçmişin saçmalıkları için atılan tebessümlerle yer değiştirmeye başlarsa işte orası tam normalleşmenin başladığı yerdir. *** 21
Yaşamanın bir iz bırakmak olduğunu öğrendim. Yoksa ne için yaşar insan. Doğmak ve ölmek arası birkaç nefes almak için neden geliriz bu dünyaya. Bence izimizi bırakıyoruz. Kimin için mi? Kendimiz için. *** 22
AŞKI YORGUNLUKTAN KORUYAN VE TAZE TUTAN 6 KURAL Dünya üzerinde hakkında yazı yazılması en zor konular herkesi yakından ilgilendirenlerdir ve aşk da bunların en önemlilerinden biridir. Çünkü aşk, hemen tüm canlıların ortak paydası olarak hayatımızın merkezindeki yerini korur. Yüzyıllardır ona harcanan zaman, yazılan yazı, yayınlanan kitap derken başka bir konuda bu denli büyük bir emek harcanmış mıdır diye aklıma takılıp durur. Banka hesabınızın şişkinliği, kariyerinizin göz alıcılığı, sizin ise tembel, pimpirikli ya da çooook hassas oluşunuz da sonucu değiştirmez. Aşk bir gün gelir, sizi bulur, önce uçurur, sonra canınızı yakar. Bazen güzel noktalanır, bazen de kırıcı... Ancak her kim olursanız olun, yolunuz bir gün mutlaka aşktan geçecektir. Fırsat bu fırsat, hazır yeni bir Sevgililer Günü daha kapımızı çalarken, hangimiz ne durumdayız, biraz laflayalım isterseniz. Kim bilir, belki de birimiz aradığı aşkı bulduğuna inanıp seviniyor, diğerimiz Hay Allah yine yalnızım! diye üzülüyor. Öte yandan bulan da kaybeden de aklında hep tutmalıdır ki, aşkın bir de öteki yüzü var! Ve biz aşkın mutluluğunu sürerken, bunu daim kılmak için diğer yüzü hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Bunun için de kimi basit kurallara dikkat etmek ve bunları bir hayat felsefesi haline getirmek ilk etapta önemlidir. Hadi şimdi hep beraber şu kurallara bir göz atalım. 23
Hiçbirimiz Vazgeçilmez Değiliz! Hepimizin dünyaya gelmesinde bir anne, bir de babanın katkısı var. İnsan olarak her ne kadar özel canlılar olsak da birimiz diğerimiz için asla vazgeçilmez değildir. Bizleri vazgeçilmez kılansa, özenli davranışlarımızdır. Bu nedenle aşkınıza sakın kötü davranmayın, bu duyguya sahip çıkın, koruyun ve özen gösterin. Şu anda aşkı olmayanlar da bu maddeyi dikkatle aklına not etsin çünkü ileride işlerine yarayacağı kesin. Gizemlidir! Neden ve nasıl aşık olduğumuzu çoğunlukla bilmeyiz. Kimyam tuttu, tam aradığım kişi, her derdime deva gibi deyimleri etrafımızda neden olarak fazlaca duysak da esasen mantıklı bir açıklaması yoktur. Kimi zaman karşımızdakine ilk görüşte aşık olurken, bazen de yıllardır yanımızda, yakınızda olanı birdenbire fark ediveririz. Duyguların nedenlerini tam anlayamasak da önemi olan güzel şeyleri mümkün olduğunca uzun süre korumaya gayret etmektir. Bitimli Duygulardan Biridir Kimilerinizin itiraz ettiğini duyar gibi olsam da maalesef bunların tamamına kulaklarımı tıkamak zorundayım. Çünkü aşk; başlar, gelişir ve evresini tamamlayınca sonlanır. Aksi halde hepimiz sanırım ilkokul sıralarında tutulduğumuz ilk aşklarımız için gözyaşı döküyor olurduk. 24
Şayet durum hoşunuza gidiyorsa önerim, ona sahip çıkarak elinizden geldiğince süreyi uzatmak için çaba göstermektir. Ancak bittiği yerde de ne kendinize ne de karşınızdakine eziyet etmeden şapkanızı alıp gitmeyi de bilin. İki Kişilik Bir Oyundur Aşk iki kişi ile oynanan bir oyundur. Yanılıp şaşırıp bir üçüncü kişiyi konuya dahil edecek olursanız başlarda keyfiniz bozulmasa da bu konu sonunda gelip partnerinizin önüne illa ki düşecektir. Mutlu ve huzurlu sürmesi istenen aşklarda Aldatmak eyleminden kaçınılması şarttır. Bu oyunu kiminle oynamak istiyorsanız kararınızı dikkatlice verin ve ne kendinize ne de başkasına can sıkıntısı çektirmeyin. Utanılacak Bir Duygu Değildir Başında da söylediğim gibi aşk herkesin ortak paydası olduğundan başınıza geldiğinde üzülüp sıkılmanıza, daha da beteri utanmanıza hiç gerek yok. Unutmayın, çok ciddi görünen insanların bile kalpleri mutlaka bir kez bu ateşle yanmış ya da yanacaktır. Bu nedenle rahatınızı bozmadan mutlu olup tadını çıkartın. Ey Özgürlük İnsanlar her ne kadar özgürlüklerinin kısıtlanabileceğini düşünseler de aşk aslında yüreğimize özgürlük veren ve kişiliklerimizin bambaşka yönlerini ortaya çıkaran insana ait en güzel duygulardan biridir. 25
Aşık olduğunuzda bulutların üzerinde uçar ve yere inmemekte inat edersiniz. Bu da insana muhteşem bir özgürlük verir. ile Herkesin yolunun bir gün aşktan geçmesi dileği Sevgiyle kalın. 26
EŞINIZLE İLIŞKINIZE TEMIZ HAVA GETIREN TAKTIKLER "Bir ara sinemaya ya da tiyatroya gidelim mi?" demek yerine, 2 kişilik bilet alın. Ona "Sürpriz, yarın akşam sinemaya gidiyoruz" dediğiniz zaman memnun olacaktır. İster iş arkadaşlarıyla geziye, ister dil ya da dans kursuna gidin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır. Konuşma tarzınızı değiştirin. Örneğin "Çok dağınıksın" demek yerine "Odada kendimi rahat hissetmiyorum" deyin. İhmal ettiğiniz vücudunuz için harekete geçin. Spor yapmak hem vücudunuza hem de ilişkinize çok iyi gelecektir. Eşinizden istediğiniz şeyi almayı bilin. Sarılmasını istiyorsanız, "Bana sarıl" deyin. Açık ve net! Çok yoğun duygusallık beklentisi içine girmeyin. Yaptığınız tartışmalar bile ilişkiyi canlandırmaya yarayabilir. Ayda en az bir kez baş başa kalabileceğiniz bir hafta sonu ayarlayın. Hatta mümkünse bulunduğunuz yerden farklı bir ortam seçin. Bunun sonucunda biraz daha yakınlaşabilirsiniz. 27
AŞKA UÇMA KANADIN YANAR! Aşk, tene değil; cana talip olmaktır. Can kaygısıyla aşktan vazgeçmemektir. Âşık kendi canını düşünürse, cananın ne değeri kalır ki! Aşk, köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için hep yalnız kalırlar. İranlı şair Şirâzî der ki: Aşka uçma kanadın yanar. Mevlana der ki: Aşka uçmazsan kanat neye yarar? Yunus Emre der ki: Aşka vardıktan sonra kanadı kim arar! Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister diyor Delacroix. Tıpkı aynı dili konuşanların değil, aynı duyguları paylaşanların daha iyi anlaştıkları gibi.aşk, gülü dikenleriyle avuçlamaktır. Ellerin kan içinde kalır ama dikenlerin hesabını gülden soramazsın. Aşk, Leyla ya Mecnun un gözüyle bakabilmektir. Bir Arap beyine Leyla ve Mecnun'dan söz açtılar: Mecnun iyi bir şair olduğu halde perişan bir halde çöllerde gezinip durmaktadır. İradesini tamamen kaybetti. 28
Melik onu bulup getirmelerini emretti. Mecnun'u bulup getirdiler. Melik onu ayıpladı. Ona şöyle dedi: -İnsanlık şan ve şerefinden ne zarar gördün ki, hayvanlık huyunu aldın da hayvanlarla yaşar oldun? Mecnun ona iniltiler içinde şu cevabı verdi: -Dostlarım Leyla'yı sevdiğimden ötürü beni ayıpladılar. Fakat Leyla'yı görünce bundan vazgeçecekler. Melik bir kere de biz görelim diyerek Leyla'yı bulup getirmelerini emretti. Askerleri çölü gezerek Leyla'yı bulup getirdiler. Melik Leyla'yı görünce kara kuru bir kız olduğunu anladı. Leyla'yı beğenmedi. Çünkü onun en çirkin cariyesi bile ondan kat kat güzeldi. Çok zeki olan Mecnun, Melik'in düşüncelerini anladı. Ona dedi ki: Ey Melik! Leyla'ya değer biçebilmek için ona, Mecnun'un gözüyle bakmak gerekmektedir. Eğer Leyla'ya benim gözümle bakarsan Leyla'nın değerini o zaman anlarsın. Benim aşkımdaki sırrı o zaman çözebilirsin. O, ince güzelliğin farkına o zaman erebilirsin! Aşk, tene değil; cana talip olmaktır. Can kaygısıyla aşktan vazgeçmemektir. Âşık kendi canını düşünürse, cananın ne değeri kalır ki! Aşk, köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için hep yalnız kalırlar. 29