Rinolitiyazis: Klinik bulgular, tanı, tedavi ve radyolojik bulgular

Benzer belgeler
Rinolityazis: Klinik bulgular, tan ve tedavi

Cukurova Medical Journal

Burunda Dev Yabancı Cisim: Rinolit

Rinolitiazis. Burcu SELEK AKBAŞ, a Özge ERYİĞİT ÇÖKMEZ b

ANTRAL EKTOPİK DİŞ ECTOPIC TOOTH IN MAXILLARY SINUS ANTRUM Rinoloji

Intranasal tooth: a case report

Nazal Septumda Dev Pleomorfik Adenom: Bir Vaka Sunumu Huge Pleomorphic Adenoma in the Nasal Septum ; A Case Report Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Unilateral konka büllozanin alt konka üzerine etkisi: CT değerlendirmesi

Dev konka bülloza piyoseli

Unilateral Choanal Atresia Diagnosed During Operation: Case Report. [Peroperatif Tanı Konulan Unilateral Koanal Atrezi: Olgu Sunumu]

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

MAKSİLLER SİNÜSTE BİR YABANCI CİSİM OLARAK KANAL GÜTASI ÖZET

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

NADİR BİR KRONİK RİNOSİNÜZİT NEDENİ: EKTOPİK 3. MOLAR DİŞ VE DENTİGERÖZ KİST

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

Bukkal Bölgeden Kaynaklanan Pleomorfik Adenom: Olgu Sunumu

Bukkal Bölgede Dev Lipom: Olgu Sunumu On Giant Lipoma of The Buccal Fat Pad: A Case Report Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Osteoid osteoma genellikle uzun kemiklerin korteksini, vertebraları ve nadiren kranial

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

GRANÜLER HÜCRELİ DEV AMELOBLASTOMA

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

KRONİK SİNÜZİTLİ HASTALARDA RADYOLOJİK ve CERRAHİ BULGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

BETATOM EMAR GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ DENTO MAKSİLLO FASİYAL RADYOLOJİ BİRİM

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

Maksiller Sinüs Piyoseli: İki Olgu Sunumu

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Kliniği, Antalya

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Kronik Osteomiyelit. Dr. Cemal Bulut. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12

İNTRANAZAL ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ'DE UZUN DÖNEM SONUÇLARI VE BAŞARISIZLIK NEDENLERİ

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

Olgu Sunumu Özsoy Z. Yumuşak Dokuda Gözden Kaçan Nadir Bir Yabancı Cisim: Bitki Parçaları

Adenoid Hipertrofisi ve Uykuda Solunum Bozukluğu Olan Çocuk Hastalarda Kısa Süreli Oral Kortikosteroid Tedavisi

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

KOANAYA ULAŞAN İZOLE NAZAL POLİPLİ OLGULARDA KLİNİK DENEYİMİMİZ

RiNOLiTLER RINOLITHS. F.Sefa DEREKOyl, Aylin YUCEL 2

Penetran Göz Yaralanmaları

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ

KANITLARIN KATEGORİSİ

İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom

Yabancı Cisim Aspirasyonları. Dr. Arif KUT Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği

KOMPLEKS ODONTOMA: GENİŞ KİSTİK KAVİTASYONA YOL AÇAN MAKSİLLA TÜMÖRÜ Fasiyal Plastik Cerrahi Başvuru: Kabul: Yayın:

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Maksiler sinüste fibröz displazi: Tanı ve tedavi

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

İZOLE SFENOİD SİNÜS ASPERGİLLOZİSİ ISOLATED SPHENOID SINUS ASPERGILLOSIS Rinoloji

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

Özet. Abstract. Giriş. Olgu Sunumu. Başvuru: Kabul: Yayın:

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Dr. Mehmet Seçer,* Dr. Nilay Taş,** Dr. İsmail Ulusal*

Orta Konka Pnömatizasyonu: 140 Vakalık Serinin Bilgisayarlı Tomografi İncelemesi

Aydın Bora 1, Adem Yokuş 1, Alpaslan Yavuz 1, Cihat Kaya 1, Suat Orak 1, Mehmet Deniz Bulut 1, Gülay Bulut 1. Abstract.

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Yabancý cisim aspirasyonu (YCA) soluk alma sýrasýnda aðýz

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 STAJ TANITIM REHBERİ

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

MAKSİLLER ANTERİOR SEGMENTAL OSTEOTOMİ İLE KLAS II ANTERİOR OPEN-BİTE TEDAVİSİ. Orhan GÜVEN*, Ahmet KESKİN**, Adnan ÖZTÜRK*** ÖZET

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

T AD. Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi sonuçlarımız ARAŞTIRMA. Mehmet Fatih Garça 1, Öner Çelik 2, Erdoğan Gültekin 3, Mehmet Külekçi 4

Paranazal Sinüs Anatomik Varyasyonlarının Bilgisayarlı Tomografi ile Analizi

Hisar Intercontinental Hospital

Burun yıkama ve sağlığı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

UNUTULMUŞ CERRAHİ SPANÇLAR (GOSSİPİBOMA): ULTRASONOGRAFİ VE BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ BULGULARI

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

Transkript:

Göztepe Tıp Dergisi 24(2):95-100, 2009 ISSN 1300-526X OLGU SUNUMU Kulak-Burun-Boğaz Rinolitiyazis: Klinik bulgular, tanı, tedavi ve radyolojik bulgular Yunus Feyyat SAKİN (*), Mustafa GEDİK (**) SUMMARY Rhinolithiasis: Clinic symptoms, diagnosis, treatment options, radiologic findings (Case report) Rhinolithis are the stones that are located nasal cavity and exist by accumilation of salt around exogen and endogen nidus. They are seen rarely and if it is not diagnosed for long time it can expand and result in nasal obstruction. Patinets have rhinolithiasis admitted to hospital with the most common symptoms; bad smell nasal discharge and nasal obstruction. Nasal endoscopy is the most important method in diagnosis. CT (computed tomography) and sinus XR can be used to show size of rhinolithis and and relationships with the adjacent tissues. The main treatment is surgery, excission of rhinolithis. Rhinolithis are commonly reported as case report in literature. In this study we presented 32 years old patient has rhinolithis with his or her history of diagnosis, treatment options, radiolgic findings Key words: Rhinolithiasis, computer tomography, nasal cavity Anahtar kelimeler: Rinolitiyazis, bilgisayarlı tomografi, nazal kavite Rinolit veya burun taşı terimi nazal kavite yerleşimli endojen veya ekzojen bir nidus etrafında tuzların birikmesiyle meydana gelen taşlardır (1,2). Rinolitler, sıklıkla bir nidus zemininde gelişirler ve nidusun yapısına bağlı olarak endojen veya ekzojen olarak sınıflandırılırlar. Bu mineralizasyon genellikle nazal kavitedeki bir nesneye bağlı olarak meydana gelir (3). Bu nesne diş, sekestrum ve kurumuş kan, kemik fragmanları gibi endojen veya meyve çekirdekleri, boncuk, düğme, çakıl taşı ve gaz tampon artıkları gibi ekzojen olabilir (2,4,5). Appleton ve ark., Bartholin in bu patolojiyi ilk kez tariflediği 1654 yılından 1988 yılına kadar 600 civarı rinolityazis olgusunun raporlandığını bildirmişlerdir (3,6-8). Nadir görülürler ve uzun süre boyunca tanı konulmazsa nazal obstrüksiyona yol açacak kadar büyüyebilirler. Genellikle burun tıkanıklığı ve kötü kokulu akıntı hastaların doktora esas başvuru sebepleridir (6,7). Kulak burun boğaz hastalıklarında 1/10.000 oranında, daha çok düşük gelir grublarında ve her yaşta görülürler (9). Tanıda nazal endoskopi en önemli yeri tutar. Boyut ve çevre dokularla ilişkisini saptamak amacıyla sinüs grafisi ve bilgisayarlı tomografi istenebilir (4,10). Tedavisi cerrahi olarak rinolitin çıkarılmasıdır. Literatür incelendiğinde rinolityazis genelde tek olgular halinde raporlanmıştır (6). Bu çalışmada burun tıkanıklığı şikayeti ön planda rinolityazisi olan 32 yaşındaki hastanın klinik bulguları, tanı, tedavi ve rinolitin nazal kavitenin diğer tümörlerinden ayrımı açısından direkt radyografi ve bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları literatür bilgileri eşliğinde tartışılmıştır. OLGU Kulak-Burun-Boğaz kliniğine, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı şikayetleri ile başvuran 32 yaşındaki erkek hastanın yapılan nazal endoskopik muayene- Geliş tarihi: 23.02.2009 Kabul tarihi: 21.05.2009 Özel Sevgi Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Kliniği, Malatya*; Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aile Hekimliği Kliniği** 95

Göztepe Tıp Dergisi 24(2):95-100, 2009 de, sağ nazal pasaja yerleşmiş düzenzsiz kalsifiye opasite çevresinde yoğun periferinde granülasyon dokusu ve sekresyona ait olduğu düşünülen yumuşak doku saptandı (Resim 1). Bununla birlikte nazal septum sola deviye olup sol nazal pasajda daralma mevcuttu. Kemik yapılarda destrüksiyon saptanmadı. Sinüzit ön tanısı içi çekilen water s grafisinde sağ nazal kavite alt bölümünde yerleşmiş düzenzsiz kalsifiye opasite görünümü saptandı. Kemik yapıların ve kalsifiye lezyonun detaylı değerlendirilmesi amacıyla koronal planda çekilen Bilgisayarlı Tomografik incelemede sağ alt konka ve septum arasında sağ nazal kavitenin inferiorunda kortikal kemiğe benzer dansitede, santralinde hipodens nidusu, çevresinde düzensiz konturlu kal- Resim 1. Sol alt konka, nazal septum arasına ve nazal kavite inferior kısmına yerleşimili rinolitin koronal BT de görünümü. Resim 3. Rinolitin endoskopik yolla çıkarılırken nidusun (boncuk) görülmesi ve geniş çapı nedeniyle diğer nazal yapılara zarar vermemek amacıyla forseps yardımıyla parçalanarak çıkarılmış bir rinolitin görünümü. Resim 2. 0 derece rijit nazal endoskop ile Sağ nazal kavite inferioruna yerleşimli Giri-yeşilimsi renkli rinolitin görünü. Resim 4. Rinolitin endoskopik olarak çıkarıldıktan sonraki, operasyon sonrası görünümü. 96

Y.F. Kakin ve ark., Rinolitiyazis: Klinik bulgular, tanı, tedavi ve radyolojik bulgular BT incelemede Lezyonun nazal kavite tabanında yerleşmesi, santral nidus içermesi ve kemikte destrüksiyon yapmaması ve nazal endoskopik yolla çıkarılırken nidusun ( boncuk ) görülmesi, kalsifiye lezyonun ayırıcı tanısında öncelikle rinolit düşünüldü (Resim 3). Anterior nazal yaklaşım ile endoskopik olarak çıkarıldı (Resim 4). Hastada mevcut olan septum deviasyonuna rinolit eksizyonu sonrası ek olarak endoskopik septoplasti yapıdı (Resim 5). Rinolit ön tanısı ile opere edilen olgunun operasyon sonucu da rinolit olarak teyid edildi (Resim 6). TARTIŞMA İlk kez rapor edildiği 1654 yılından 1988 yılına kadar 600 vaka bildirilmiştir (6). Resim 5. Olgunun endoskopik septoplasti sonrası postop 1 ay sonraki görünümü. Resim 6. Geniş çapı nedeniyle forseps yardımıyla parçalanarak çıkarılmış bir rinolitin makroskobik görünümü ve endoskopik septoplasti sonrası çıkarılan deviye kemik kısmı. sifiye komponenti bulunan lezyon görüldü (Resim 2). Rinolityazis intranazal bir yabancı cisim etrafında tuzların birikmesiyle meydana gelen taşlardır (1,2). Yabancı cisim kronik inflamatuar reaksiyon oluşturarak esas olarak kalsiyum ve magnezyum tuzlarının birikmesine yol açar (2). Burun boşluğunda uzun süre kalan, düzensiz yüzeyli veya delikli, organik veya inorganik bir nidus etrafında gelişirler. Pürüzsüz yüzeyli, delikli olmayan metal, seramik gibi inert maddelerden pek kaynaklanmazlar. Bu nidus, çoğu olguda meyve çekirdekleri, sebzebaklagillerin taneleri, kağıt parçaları, düğme, boncuk, oyuncak parçaları ve taş-kum parçalarıdır. Çok seyrek olarak endojen kaynaklı niduslarda izlenebilmektedir. Bunlar yanlış yerleşimli diş, kemik parçaları, kan pıhtısı, kurumuş püy ve deskuame epitel gibi endojen niduslar olarak bildirilmiştir (5,6,10-14). Nazal antrum yerleşimli lezyonları tanımlamada rinolit terimi tercih edilmektedir. Genellikle tek (bizim olgumuzda da olduğu gibi) taraflıdır (15,16). Bu cismin buruna yerleştiği sırada oluşturduğu semptomlar genelde hafif seyreder ve bizim çalışmamızdaki hastalarda olduğu gibi hasta bu olayı unutur. Rinolitin oluşup büyümesine kadar belli bir süre latent peryottan sonra semptomlar ortaya çıkmaya başlar (1,3,6). Hastalar genelde uzun süreli unilateral nazal obstrüksiyon ve kötü kokulu ve kanlı olabilecek pürülan burun akıntısından şikayetçidir. Aynı zamanda baş ağrısı, epistaksis, anoz- 97

Göztepe Tıp Dergisi 24(2):95-100, 2009 mi, epifora, burun veya yüzde şişlik gibi şikayetler de görülebilir (7,9,17). Hastamızda da benzer nonspesifik semptomlar olmakla birlikte uzun süreli burun tıkanıklığı ve başağrısı şikayetleri mevcuttu. Bu farklı klinik semptomlar nedeniyle özellikle endoskop kullanılmadan yapılan fizik muayenede, anterior rinoskopide nazal kavite posteriyoruna yerleşimli rinolitler gözden kaçabilir. Bizim olgudada olduğu gibi rinolitin nazal kavitenin arka kısmına yerleştiği gibi. Rinolityazis genellikle unilateraldir ve burun tabanına veya alt konka ve nazal septum arasına yerleşimli olarak bulunur. Gri, kahverengi veya yeşilsiyah renkte ve değişik boyut ve şekillerde izlenebilirler. Genellikle serttirler fakat bazen gevrek ve tebeşir kıvamında olabilirler (18). Rinolit zaman içinde giderek büyüyerek inferior nazal kaviteyi doldurur ve komşu yapıları erode edebilir. Bunun sonucu olarak septum perforasyonuna, naso- oral fistüle yol açabileceği veya maksiller sinüs içine ve kranyum içine doğru uzanım gösterebileceği raporlanmıştır (7). Çalışmamızdaki hastada da tanı konulduğunda lokal erozyona bağlı herhangi bir bulgu saptanmadı. Rinolit tipik olarak nazal kavite tabanında, maksiller sinüs ile inferior konka veya inferior konka ile nazal septum arası yerleşimlidir (7). Çevresinde genellikle ödematöz granülasyon dokusu ve pürülan sekresyon bulunur (5,7). Boyutları birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişebilir. Rinolitin şekli nazal kaviteye uyum gösterir yapıdadır. Mineralizasyon ile zamanla boyut artımı ve inferior nazal kavitede ekspansiyon ile çevre kemik yapılarda destrüksiyon oluşabilir. Destrüksiyon sıklıkla nazal septum ve maksiller sinüs medial duvardadır ancak nadiren sert damakta perforasyon ile nazo-oral fistül gelişebilir (7,19,20). Olgumuzda lezyon tipik olarak alt nazal kavite yerleşimliydi ve nazal kaviteye uyum gösterir yapıdaydı. Nazal kavite inferolateralinde ekspansiyon mevcuttu ve nazal septum sola deviyeydi. Ancak çevre yapılarda erozyon izlenmedi. Tipik yerleşim yeri ve santral nidusun izlendiği kalsifiye lezyonun görülmesi ile doğru tanı konulabilmektedir (21). Bizim olgumuzda da tipik yerleşim yerinde; nazal septum ile alt ve orta nazal konkalar arasında bulunmaktadır ve santral nidusun içermektedir. Rinolitin ilk radyografik tanımı 1900 yılında Maclntyre tarafından yapılmıştır (5). Rinolityazis tanısı için gerekli, kalsifikasyon ve yabancı cismin saptanmasında BT nin sensitivite ve spesivitesi yüksektir. BT de rinolitin tipik görünümü göreceli olarak homojen ve yüksek dansiteli lezyondur. Lezyonun santral kısmında nidus düşük dansiteli olarak gözlenebilir (7,13). Direkt grafiler rinolitin boyutu ve yaygınlığı hakkında bilgi vermez. Normalden büyük boyutlu taşların saptanmasında BT önemli rol oynar. Özellikle koronal plandaki BT incelemede kortikal kemik ile aynı özellikleri gösteren yüksek dansiteli kalsifiye lezyon görülür. Nidus bölgesinde düşük dansite izlenir. BT incelemede ayrıca rinolite eşlik eden olası kemik erozyonlarıda kolaylıkla tespit edilir (10,12). Lezyonların tanısında radyolojik inceleme önem taşır. Radyografik olarak yeterince mineralize lezyonlar, varyasyonlar gözlenmekle birlikte, karakteristik olarak heterojen dansitede ve dalgalı radyoopak konturları ile dikkat çekerler. Ancak kemik perforasyon şüphesi olan ve yeterince mineralize olmayan olgularda BT inceleme en etkin görüntüleme yöntemidir. BT yüksek sensitivite ve spesifisite ile kalsifikasyon ve nidusu gösterebilir ve ekzojen olgularda yabancı cismin belirlenmesi ile kesin tanı konulabilir (7,22). BT ayırıcı tanıda yardımcı olabileceği gibi, sinüzit, septum deviasyonu gibi eşlik eden patolojileri ve rinolite bağlı komplikasyonlardan sert damak veya septumdaki perforasyonu da ortaya koyabilir (22). Çalışmamızdaki olgularda da operasyon öncesi BT istenmiştir. Rinolityazis tanısında rijit nazal endoskopi en önemli yeri tutar. Öğretmenoğlu ve ark. (23), Yuca ve ark. (24) 98

Y.F. Kakin ve ark., Rinolitiyazis: Klinik bulgular, tanı, tedavi ve radyolojik bulgular ve Stoney ve ark. (11), rinolityaziste rijit nazal endoskopinin tanısal değerini irdelemişlerdir. Çalışmamızda hastada tanıya nazal endoskopi ile gidilmiştir. Özellikle rinolitin posteriora uzanımını değerlendirmede rijit nazal endoskopi çok değerlidir. Rinolitlerin ayırıcı tanısında kalsifiye polipler, granülomlar, opak yabancı cisimler, osteom, nazal gliom, lokal osteomyelit sekestreleri, enkondrom, hemanjiyom, dermoid tümör göz önüne alınmalıdır. Ayrıca malign tümör kategorisinde kondrosarkom ve osteosarkomda ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır. Perforasyona yol açan rinolitlerde tüberküloz ve sifiliz gibi enfeksiyöz patolojilerde ayırıcı tanıda düşünülmelidir (7,12). Tedavide rinolitin burundan eksizyonu şarttır. Fonk-siyonel endoskopik sinüs cerrahisindeki ilerlemeler sayesinde çok sayıda nazal patoloji endoskopik olarak tedavi edilebilmektedir. Rijit nazal endoskopi yardımıyla nazal kavite ve burun içindeki yabancı cisimler başarı ile çıkarılabilmektedir (11,23,25). Olgulmuz ameliyathane şartlarında lokal anestezi altında operasyona alındı. Rinolit, çevre nazal yapılara zarar vermemek amacıyla güçlü forsepsler yardımıyla daha küçük parçalara ayrılarak çıkarıldı. Çok daha küçük parçaların eksizyonu için irrigasyon ve aspirasyon yapıldı. Mink ve ark. (26), rinoliti parçalamada ultrasound litotripsi kullanmışlardır. Rinolitin etrafında oluşan granülasyon dokuları gümüş nitratla koterize edildi. Lokal enfeksiyonu kontrol edebilmek amacıyla uygun antibiyoterapi başlandı. Olgumuzda rinolityazise eşlik eden septum deviyasyonu vardı ve rinolit deviasyonun karşı tarafında yer almaktaydı. Hastaya operasyon sırasında ek olarak endoskopik septoplasti de uygulandı. Sonuç olarak, rinolityazis olguları nadir görülür. Özellikle uzun süreli burun tıkanıklığı, pürülan burun akıntısı, kronik baş ağrısı, ağızda kötü koku şikayeti ve tekrarlayan burun kanamaları olan hastalarda mutlaka akla gelmelidir. Tedavide rinolitlerin çıkarılmaları gereklidir ve lokal enfeksiyonun kontrolü için uygun antibiyoterapi verilmelidir. Rijit nazal endoskopi, tanıda ve tedavide kullanılması gereken en önemli yöntemdir. Tipik yerleşim yeri ve santral nidusun izlendiği kalsifiye lezyonun gösterilmesi ile doğru tanı konulabilmektedir. Radyolojik tanıda BT yapılmalıdır. BT, lezyonun boyut, pozisyonunun belirlenmesi ve lezyonun büyüklük ve lokalizasyonunun tam olarak belirlenmes,i nidusun gösterilmesi,kemik yapıların değerlendirilmesi yönünde ve eşlik eden olası diğer patolojilerin saptanmasında değerli bir inceleme yöntemidir. KAYNAKLAR 1. Polson CJ. On rhinoliths. J Laryngol Otol 1943;58:79-116. 2. Carder HM, Hill JJ. Asymptomatic rhinolith: a brief review of the literature and case report. Laryngoscope 1996;76:524-30. 3. Aksungur EH, Binokay FB, Bicakci K, Apaydin D, Oguz M, Aydogan B. A rhinolith which is mimicking a nasal benign tumor. Eur J Radiol 1999;31:53-5. 4. Hadi U, Ghossaini S, Zaytoun G. Rhinolithiasis: a forgotten entity. Otolaryngol Head Neck Surg 2002;126:48-51. 5. Eliachar I, Schalit M. Rhinolithiasis. Arch Otolaryngol 1970;91:88-90. 6. Appleton SS, Kimbrough RE, Engstrom HI. Rhinolithiasis: areview. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1988;65:693-8. 7. Royal SA, Gardner RE. Rhinolithiasis: an unusual pediatric nasal mass. Pediatr Radiol 1998;28:54-5. 8. Dib GC, Tangerina RP, Abreu CE, Santos Rde P, Gregorio LC. Rhinolithiasis as cause of oronasal fistual. Rev Bras Otorrinolaringol 2005;71:101-3. 10. Wickham MH, Barton RP. Nasal regurgitation as the presenting symptom of rhinolithiasis. J Laryngol Otol 1988;102:59-61. 11. Stoney P, Bingham B, Okuda I, Hawke M. Diagnosis of rhinoliths with rigid ndoscopy. J Otolaryngol 1991;20:408-11. 12. Aktaş D, Özturan O, Çokkeser Y, Kızılay A. Kulak Burun Boğaz Klinikleri 1999;1(2):94-7. 13. Price HI, Batnitzky S, Karlin CA, Norris CW. Giant nasal rhinolith. AJNR 1981;2:371-3. 14. Jones HS. Rhinolithiasis. Ear Nose Throat J 1988;67:248. 15. Rhinolithiasis: arewiev. Oral Surg oral Med Oral Pathol 1988;65:693-698. 16. Rhinolithiasis: an unusual pediatric nasal mass. Pediatr Radiol 1998;28:54-55. 17. Munoz A, Pedrosa I, Villafruela M. Eraseroma as a cause of rhinolith: CT and MRI in a child. Neuroradiology 1997;39:824-6. 18. Hsiao JC, Tai CF, Lee KW, Ho KY, Kou WR, Wang LF. Giant rhinolith: a case report. Kaohsiung J Med Sci 2005;21:582-5. 19. Bicknell PG. Rhinolith perforating the hard palate. J laryngol Otol 1970;84:1161-1162. 99

Göztepe Tıp Dergisi 24(2):95-100, 2009 20. Gill RS, Lal M. Perforation of the hard palate by a rhinolith and its repair. J Laryngol Otol 1977;91:85-89. 21. Rhinolitiyazis: Radyolojik Bulguları: Tanısal ve Girişimsel Radyoloji 2001;7:350-352. 22. Meyer RJ, Quint DJ. Posttraumatic rhinolith. AJNR 1993;14:1181-1182. 23. Ogretmenoglu O. The value of endoscopy in the diagnosis of rhinolithiasis: a case report. Kulak Burun Bogaz Ihtis Derg 2003;11:89-92. 24. Yuca K, Caksen H, Etlik O, et al. The importance of rigid nasal endoscopy in the diagnosis and treatment of rhinolithiasis. Auris Nasus Larynx 2006;33:19-22. 25. Hasegawa J, Watanabe K, Kunitomo M, et al. Foreign body in the maxillary sinus possible plastic tube: a case report. Auris Nasus Larynx 2003;30:299-301. 26. Mink A, Gáti I, Székely J. Nasolith removal with ultrasound lithotripsy. HNO 1991;39:116-7. 100