Çocuklarda Nörojenik Kaynakl fleme Disfonksiyonlar nda Temel ncelemeler. Montreux den Sevgilerle



Benzer belgeler
Pediatrik Nöroşirürji Kursu 5. Dönem, 1. Kurs

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

IV. PELV S-ASETABULUM

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

II. PELV S-ASETABULUM

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Hepinizin bildi i gibi bilgi ça olarak adland r lan günümüzde bilim ve teknoloji alan nda

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

N-3 Diz Sabitleyici (Posterior Sheel)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

ENDOBUTTON CL ULTRA. Etkili Polyester örgülü sutür (#5 lead and #2 flipping) kullan lm flt r

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

V. PELVİS-ASETABULUM

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

fiekers Z D YABET (Diyabet nsipit)

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

I. PELV S-ASETABULUM

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

29 Ekim coflkusu Ekim Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

Prof. Dr. Erdal Birol Bostanc Sempozyum II. Baflkan

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

elero SoloTel Kullan m talimat Lütfen kullan m k lavuzunu saklay n z!

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

2. STANBUL ULUSLARARASI. R VA DÜfi KÖYÜ 28 TEMMUZ -1 A USTOS TFF R VA TES SLER

ULUSLARARASI KATILIMLI VI. ULUSAL ÇOCUK AC L TIP ve YO UN BAKIM KONGRES

Pediatrik Ortopedi; Doğum Yaralanmaları

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

(ÖSS ) ÇÖZÜM 2:

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

P-1 Anatomik Boyun Yast Büyük. P-2 Anatomik Boyun Yast Küçük. Anatomik Yast klar. P-3 Anatomik Boyun Yast Çocuk

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

Pnömokokal hastal klar

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Basit Elektrik Devresi FEN VE TEKNOLOJ

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Balans Vanalar Termostatik Radyatör Vanalar.

MATEMAT K. Hacmi Ölçme

DRAR KAÇIRMA (ÜR NER NKONT NANS): TANIMLAMA, SINIFLANDIRMA, DE ERLEND RME VE T PLER

BÜYÜME HORMONU EKS KL

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Sosyal Bilgiler. Uygulamal Etkinlik. Afla daki boflluklar uygun ifadelerle tamamlay n z.

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

flletme Bölümü Pazarlama Anabilim Dal Ö retim Üyesi

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

F Z K BASINÇ. Kavram Dersaneleri 42

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

V. R NOPLAST KURSU May s Gazi Üniversitesi T p Fakültesi Konferans Salonu.

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

ÖZEL LABORATUAR DENEY FÖYÜ

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet


Davet. De erli meslektafllar m z,

ÇOCUKLUKTA ve ERGENL KTE KEM K SA LI I

Transkript:

T Ü R K N Ö R O fi R Ü R J 1985 D E R N E TÜRK NÖROfi RÜRJ DERNE Pediatrik Nöroflirürji TND Pediatrik Nöroflirürji Ö retim ve E itim Grubu Bülteni, Say : 4, Eylül 2008 Çocuklarda Nörojenik Kaynakl fleme Disfonksiyonlar nda Temel ncelemeler Montreux den Sevgilerle Çatalhöyük Yap lar ve 9000 yafl nda Bebek Mezar, Kraniosinostozis Do um Travmalar zmir 2. Nöroendoskopi Kursu ve 1. fiant Okulu zlenimleri Duyuru ve Kutlama

T Ü R K N Ö R O fi R Ü R Türk Nöroflirürji Derne i Yönetim Kurulu Baflkan Etem BEfiKONAKLI 2. Baflkan Murad BAVBEK Sekreter A ahan ÜNLÜ Muhasip Mehmet Yaflar KAYNAR Veznedar Süleyman ÇAYLI TND Pediatrik Nöroflirürji Ö retim ve E itim Grubu Yönetim Kurulu Baflkan Saim KAZAN Sekreter: Hakan KARABA LI Üyeler: Saffet MUTLUER Yusuf ERfiAH N. Suat ÖKTEM Nejat AKALAN Kemali BAYKANER J 1985 D E R N E De erli Meslektafllar m, Türk Nöroflirurji Derne i Pediatrik Nöroflirurji Ö retim ve E itim Grubu nun düzenledi i Tümörler ve Epilepsi konulu kurs 3-6 Nisan 2008 tarihleri aras nda stanbul-harbiye de, Say n Prof. Dr. Ahmet Çolak n ev sahipli inde yap lm flt r. Kurs konular kursiyerlerin de aktif kat l m yla oldukça tart flmal, verimli ve bilimsel olarak üst düzeyde ifllenmifltir. Ayr ca Harbiye Müzesinin salonlar nda zengin Türk tarih ve kültür miras m z gözler önünde canland r l rken, sosyal aç dan son derece renkli bir kursu daha geride b rakman n verdi i mutlulukla Say n Prof. Dr. Ahmet Çolak a tekrar teflekkür ederiz. Bir sonraki kurs yerimizin ise (Nisan- 2009) Mustafa Kemal Atatürk ün Anadolu da Ulusal Mücadeleyi bafllatt ilimiz olan Samsun da, Say n Yrd. Doç. Dr. Adnan Da ç nar n ev sahipli inde olaca n hat rlat r m. De erli üyelerimiz, Bültenimizin geleneksel hale gelmesi ve içerik aç s ndan zenginleflmesi siz üyelerimizin katk lar yla olacakt r. Yaz lar ile bu bültene katk da bulunan Say n Dr. Yusuf Erflahin, Dr. Ça atay Önal, Dr. Hakan Karaba l, Dr.Tufan Hiçdönmez ve Dr. Erim Erdem e, ayr ca bülteni haz rlayan Say n Dr. Ça atay Önal a çok teflekkür ederiz. Bülteni ilgiyle okuyaca n z umar m. Sayg lar mla, Baflkan n Mesaj Prof. Dr. Saim KAZAN Pediatrik Nöroflirürji Ö retim ve E itim Grubu Baflkan Türk Nöroflirürji Derne i Taflkent Cad. 13/4 Bahçelievler-06500 Ankara Tel : + 90 312 212 64 08 Faks: + 90 312 215 46 26 Web: www.turknorosirurji.org.tr E-posta: info@turknorosirurji.org.tr TND ad na düzeltmeler: Ça atay ÖNAL Kapak resmi: Hakan KARABA LI BULUfi Tasar m ve Matbaac l k Hizmetleri Tel: (312) 222 44 06 Faks: 222 44 07, Ankara

Dr. Erim Erdem Çocuklarda Nörojenik Kaynakl fleme Disfonksiyonlar nda Temel ncelemeler Alt üriner sistem mesane ve sfinkterik üniteden oluflan yap lar toplulu udur. fllevi idrar n düflük bas nçta depolanmas n ve uygun zaman ve koflulda boflalt lmas n sa lamakt r. Bu ifllev çok merkezli ve koordine bir sinirsel denetimi de gerektirmektedir. Temel yap sal üniteler afla daki flekilde özetlenebilir: Detrusor: Tek bir fonksiyonel ünite halinde çal flmakta olan düz kas liflerinden oluflmufltur. Temel olarak parasempatik sistem taraf ndan inerve edilmektedir. Sfinkterik ünite: nternal ve eksternal olmak üzere iki temel yap d r. nternal sfinkter net olarak gösterilememifltir. Ancak mesaneyi oluflturan liflerin mesane boynundan proksimal üretraya do ru organize olmas yla oluflan sempatik sistem inervasyonunda bir yap oldu u kabul edilmektedir. Eksternal sfinkter ise çizgili kaslardan oluflarak silindirik bir flekilde proksimal üretray sarmaktad r. Somatik inervasyona sahiptir. Çocuklardaki ifleme bozukluklar n ve bu amaçla yap lacak tetkikleri anlamak için idrar kontrolündeki matürasyonu incelemek gereklidir. Bu olay iflemenin olgunlaflmas nda birbirine paralel gerçekleflen 3 geliflimi içerir: a) Mesanenin kapasitesindeki art fl, b) Üretral çizgili sfinkterin istemli kontrolü, c) Detrusor-sfinkter ikilisinin koordinasyonu ve kontrolü ile iflemenin istemli olarak bafllat lma ya da durdurulmas. Yenido an saat bafl iflerken, s kl k 6-12 ay aras nda günde 10-15 e, 2-3 yafl nda günde 8-10 a, 12 yafl nda ise eriflkin dönemindeki s kl k olan günde 4-6 ya düflmektedir. Yaflla beraber idrar hacminin ve her bir iflemedeki idrar miktar n n artmas na karfl n ifleme s kl n n düflmesini sa layan faktörlerden birisi olan mesane kapasitesi, y lda ortalama 30 ml artmaktad r. Dolay s yla mesane kapasitesinin yafla göre hesaplanmas gereklidir. Bu amaçla farkl formüller önerilmifl olmas na karfl n nfantlar için Mesane Kapasitesi: 30+2.5*yafl (ay olarak) ml Daha ileri yaflta Koff taraf ndan önerilen Mesane Kapasitesi: (Yafl+2)*30 ml formülleri yayg n olarak kullan lmaktad r. Mesane çal flmas nda etkin olan nöronal merkezler sakral ifleme merkezi, pontin ifleme merkezi, serebellum, bazal gangliyonlar, limbik sistem, talamus, hipotalamus ve serebral kortekstir. Yenido anda detrusor, sakral refleks ark yolu ile gerilmeye boflalma cevab verecek flekilde kas lmakta ve pek ço unda sfinkterik ünitenin koordine çal flmamas nedeniyle boflalt m yetersiz olmaktad r. Ancak yafl n ilerlemesiyle pons denetimdeki rolünü kazanmakta, detrüsor ve sfinkterik ünite koordine çal flarak biri kas l rken di eri gevflemektedir. 3-4 yafllar na gelindi inde ise korteks devreye girmekte, sosyal kurallar n da fark na var lmas yla çocuk uygun yer ve zamanda idrar yapma ifllemini bafllatabilmekte, bu koflullar sa lanana dek iflemeyi erteleyebilmektedir. Nörojenik lezyonlar n tedavisi, hayat boyu sürecek multidisipliner takibi gerektirmektedir. Bu grup hastan n ürolojik takibinde karfl lafl lan sorunlardan bafll calar vezikoüreteral reflü, üriner sistem enfeksiyonlar ve kontinans n sa lanmas d r. Sorunlar n üstesinden gelebilmek mesanenin düflük bas nçta dolmas n ve düzenli boflalmas n sa lamak ile gerçekleflecektir. Alt üriner sistem çal flmas n de erlendirmede kullan lacak yöntemler Uluslararas Çocuk Kontinans Toplulu u (International Children s Continence Society, ICCS) taraf ndan standardize edilmifltir. Bu yöntemler: 3

1. Mesane Günlü ü: 5 yafl ve üzerindeki çocuklar için kullan lacak bir yöntemdir. Günlük hayattaki ifleme döngüsünü ve bulgular de erlendirmesi aç s ndan etkin bir yöntem olmas na karfl n, hasta taraf ndan doldurulan bir tablo olmas ve subjektifli i güvenilirli ini etkilemektedir. çerdi i bilgiler ve doldurulufl süreleri afla da özetlenmifltir. fleme zaman ve miktar : Geceleri de dahil olmak üzere en az 48 saat süresince doldurulmal d r. Böylece ifleme s kl, gündüz ve gece iflenen miktarlar belirlenebilecektir. Noktüri (gece idrar için uyanma) s kl : 14 gün boyunca kaydedilmelidir. Gündüz idrar kaç rma say s : 14 gün boyunca kaydedilmelidir. Enurezis (gece idrar kaç rma) say s : 14 gün boyunca kaydedilmelidir. drar kaç rma durumunda bez kullan lan çocukta de iflen bez say s, bez kullanmayan çocuklarda kullan lacak ped veya slanan çarflaf a rl n n (çarflaf n kendi a rl ç kart ld ktan sonra) ölçümü de erlendirmede yer almaktad r. 2. drar Ak m Ölçümleri (Üroflowmetri): Hastan n idrar n ölçüm cihaz na yapmas ve ard ndan da ultrasound arac l yla rezidüel idrar n ölçümüne dayanan ve s k kullan lan bir yöntemdir. Hidrasyonu iyi sa lanm fl bir çocukta ve en az 2 ölçüm ile de erlendirilmelidir. Yap lan bu iki ölçümün birbiri ile uyumsuz olmas durumunda yap lacak üçüncü ölçüm de erlendirmenin güvenilirli ini artt racakt r. Test sonucunda elde edilecek olan grafik ve hesaplamalar çocu un ifleme tarz n n belirlenmesinde önemli yard mc tetkiklerdendir. Ancak tedaviye karar vermede tek bafl na kullan lmas n n hatalara yol açabilece i unutulmamal d r. fiekil 1 de bir hastaya ait üroflowmetri sonucu gösterilmektedir. Maksimum Ak m H z : Normal bir ifleme sonras nda elde edilecek olan grafikteki tepe ak m h z d r. Ayn zamanda maksimum ak m h z n n sa lanmas na dek geçen zamanda de erli göstergelerdendir. fleme E risinin fiekli: fleme e risi yumuflak bir çan e risi fleklindedir. Bu e ri fleklin oluflmas na neden olan de iflkenler detrusorun kas lma gücü, sfinkterik ünitenin gevflemesi ile üretrada oluflan bas nç düflüflü ve zaman zaman da ifleme s ras nda fiekil 1: Bir hastaya ait üroflowmetri sonucu. 4

gerçekleflen kar n içi bas nç art m d r. Bu de iflkenlere ait patolojilerde pek çok farkl e ri elde edilebilir. fleme Sonras Rezidüel drar Miktar : Eriflkinlerde mesane kapasitesinin %10 undan fazla rezidüel idrar patolojik olarak kabul edilmektedir. leri yafl çocuklarda bu oran kullan labilse de ifleme tarzlar nedeniyle yenido an ve ilk yafl çocuklar nda güvenilir olmayan sonuçlara neden olacakt r. Bu nedenle bebeklerde rezidüel idrar miktarlar bebe in yafl na paralel olarak ayr nt l de erlendirilmelidir. 3. Sistometri (Ürodinami): Sistometri; kateterler, pompa ve bilgisayar arac l yla dolum ve boflalt m s ras nda alt üriner sistemin davran fl n incelemeyi sa layan bir yöntemdir. Tetkik s ras nda bir ifleme döngüsü modeli yarat lmaktad r. Sonuçlar de erlendirilirken çocu un kullanmakta oldu u alt üriner sistem fonksiyonunu etkileyebilecek ilaçlar (kolinerjik, antikolinerjik, sempatomimetik, sempatolitik, düz kas gevfletici ajanlar gibi) gözard edilmemelidir. Sistometri öncesi haz rl k: Testten önce premedikasyon ile çocu un endiflelerinin giderilmesi çok nadiren baflvurulan bir yöntemdir. Ancak test s ras nda koopere olmayan ya da s kl kla kar niçi bas nc artt racak hareketlerde bulunan çocuklarda testin sedasyon alt nda yap lmas gerekebilir. Konacak çift lümenli, ince üretral kateter arac l yla bir yandan mesane içerisine s v verilirken di er yandan da mesane içerisinde meydana gelen bas nç de ifliklikleri ölçülecektir. Kateterler flekil 2 de gösterilmifltir. Test öncesinde çocu un ifletilmesi ve kateter konduktan sonra mesanedeki rezidüel idrar n ölçümü test s ras nda elde edilecek önemli verilerdendir. Rektuma konan küçük bir balon kateter ise test s ras nda oluflan kar n içi bas nç de iflikliklerinin kaydedilmesini sa layacakt r. Bilgisayar taraf ndan sürekli olarak a)kar niçi bas nç, b)mesane içi bas nç ve c) mesane içi bas nç-kar niçi bas nç formülü ile hesaplanacak detrüsor bas nc 3 farkl e ri halinde görüntülenir. fiekil 3 de normal sistometri grafi i gösterilmifltir. Mesaneyi doldurmak için yayg n olarak vücut s cakl ndaki serum fizyolojik kullan lmaktad r. Kullan lan serum fizyoloji in s s oldu u kadar mesanenin dolufl h z da sonuçlara etki etmektedir. Bu nedenle çocuklarda dakikada, beklenen (Bkz mesane kapasite hesaplamalar ) mesane kapasitesinin %5 i h z ndaki dolum h z fiekil 2: 1 numaral ok balonlu rektal kateteri, 2 numara ise çift lümenli üretral sistometri kateterini göstermektedir. önerilmektedir. Sistometri ile afla daki de erlendirmeler yap lmaktad r: a) Dolum s ras nda Detrüsor aktivitesi: Normalde detrüsor istem d fl kas lmalar olmaks z n çok küçük bas nç de iflimleri ile idrar depolayabilmektedir. Detrüsor afl r aktivitesi, ifleme bafllayana dek geçen süre içinde detrüsordaki 15 cmh2o bas nc aflan istemsiz kas lmalarla karakterizedir. E er detrüsor afl r aktivitesi gösterilmifl olan bir nörolojik patoloji ile beraberse nörojenik detrüsor afl r aktivitesi olarak adland r lmaktad r. fiekil 4 de istemsiz kas lmalar olan, normalden küçük mesane kapasitesine sahip bir hastan n sistometri sonucu gösterilmektedir. Dolum s ras nda mesaneye ait duyumlar n alg lanmas : Çocuklarda eriflkinlerden farkl olarak mesane duyumlar n n de erlendirilmesi çok güvenilir de ildir. leri yafl çocuklarda eriflkinlerdeki gibi mesane dolum ilk duyumu, ilk ifleme iste i, kuvvetli ifleme iste i fark edilebilmesine karfl n pek çok çocukta kuvvetli ifleme iste i bildirilen tek duyum olabilir. Azalm fl mesane duyumu ise bütün dolum s ras nda mesane dolulu una ait hissin çok az olmas fleklinde tan mlanmaktad r ki beklenen kapasiteye ulafl lmas na karfl n çocukta mesaneye ait hiçbir duyu da gerçekleflmeyebilir. 5

fiekil 3: Normal sistometri grafi i. Vezikal bas nç ve abdominal bas nç sürekli olarak ölçülmekte, en altta yer alan detrüsor bas nc ise bilgisayar taraf ndan hesaplanmaktad r. fiekil 4: stemsiz kas lmalar olan küçük kapasiteli mesane. Detrüsordaki bas nç art mlar s ras nda ortada yer alan abdominal bas nç e risinde de ifliklik olmad na dikkat edilmelidir. Kesikli oklar istemsiz kas lmalar, düz ok ise mesane kapasitesini göstermektedir. Mesane komplians ve kapasitesi: Komplians test s ras nda mesaneye verilmekte olan s v miktar na karfl l k mesane içinde meydana gelen bas nç de iflikli i olarak tan mlanmaktad r. C= V/ P olarak hesaplanmaktad r. Çocukluk ça nda kapasite baflta olmak üzere mesaneye ait pek çok parametre de ifliklik gösterdi i için normal ve patolojik de er ay r m dikkatle yap lmal d r. Dolum sistometrisi s ras nda üretral fonksiyon: Sistometrik inceleme s ras nda üretral fonksiyon ço unlukla pelvik taban EMG si arac l yla de erlendirilmektedir. Daha önce de aç kland gibi 6

dolum s ras nda üretral bas nç artarken, ifleme s ras nda düflmelidir. Detrüsor bas nc n n yükselmesi s ras nda (örne in ifleme an ) üretral bas nc n düflmemesi, mesane içinde bas nç art m na neden olacakt r ki nörojenik mesane disfonksiyonunda böbrek fonksiyonlar n n bozulmas yla böbrek yetmezli ine dek giden sürecin önemli nedenlerindendir. b) Bas nç ak m çal flmalar Kateterler çekilmeden çocu un iflemesi ve bu s rada mesane içinde meydana gelen bas nç de iflikliklerinin ölçülmesi ile yap lmaktad r. fleme s ras nda üretrada bulunanan ince kateterin sonuçlara etkisi gözard edilebilecek kadar küçüktür. fleme s ras nda mesane içindeki bas nçlar n erkek çocuklarda 55-80 cmh2o, k zlarda ise 30-65 cmh2o düzeylerinde olmas normal kabul edilmektedir. Mesane kapasitesinin yaflla de iflti i ve yenido anlar n daha yüksek mesane içi bas nçlarla ifledi i, sonuçlar yorumlan rken gözard edilmemelidir. Yukar da da belirtildi i gibi ifleme s ras nda üretral bas nc n düflmesi önemli bir di er bileflendir ve bu fonksiyon hakk nda pelvik taban EMG si ile bilgi sahibi olunmaktad r. 4. Video-Ürodinami: Mesane içine infüze edilen s v ya opak madde eklenerek, klasik sistometri s ras nda gerçekleflen bas nç ölçümlerinin yan s ra dolum ve ifleme fazlar n n skopi ile takibini içermektedir. Dolum ve ifleme s ras nda mesane ve mesane boynunun görüntülenmesi alt üriner sistem fonksiyonu ve oluflan patolojilerin daha ayr nt l de erlendirilmesini sa lamaktad r. Ayn zamanda üreterlere reflünün gerçekleflti i s radaki mesane içi bas nçlar n belirlenmesi de klinik aç dan önemli verilerdendir. Uygun flekilde tedavi edilmedi i takdirde tekrarlayan üriner enfeksiyon, son dönem böbrek yetmezli i gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilecek nörojenik ifleme disfonksiyonlar n n yak n takibi gereklidir. Bu da ancak hayat boyu sürecek multidisipliner yaklafl m ile gerçekleflebilecektir. Yukar da özetlenen incelemelerin tan ve takip amaçl kullan lmas ile, alt üriner sistemin çal flmas hakk nda çok önemli bulgular elde edilebilmektedir. Okunmas Önerilen Kaynaklar 1. Erdem E, Baskin LS and Kogan BA: Follow-up in children with neurogenic bladder dysfunction (48th Chapter). In Pediatric Neurogenic Bladder Dysfunction (Esposito C, Guys JM, Gough D and Savanelli A, eds), Heidelberg, Springer, pp 369-376, 2006. 2. Yeung CK, Sihoe J, Bauer SB. Voiding dysfunction in children: neurogenic and non-neurogenic (Volume 3, 123th Chpter). In Campbell s Urology.(Wein AJ, Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Peters CA, eds) 9th edition, Philedelphia, Saunders, Section 123, 2007. 3. Neveus T, von Gontard A, Hoebeke P, Hjalmas K, Bauer S, Bower W. The Standardization of terminology of lower urinary tract function in children and adolescents: Report from Standardization Comittee of International Children s Continence Society. J Urol 176:314-324, 2006. 4. Ar kan N, Çetinel B, lker Y, Koçak T, Tarcan T. Alt üriner Sistem fllevi terminoloji standardizasyonunun Türkçe ye çevirisi. Türk Üroloji Derne i Yay n, 2003. 7

Dr. Yusuf Erflahin Montreux den Sevgilerle XXI. Avrupa Pediatrik Nöroflirürji Derne i (ESPN) Kongresi 11 15 May s 2008 tarihlerinde Montreux de (Montrö) yap ld. zmir den Montrö ye ulaflmak çok zor olmasa da pek de kolay de ildi. zmir den stanbul a, oradan da Zürih e uçtum. Zürih hava alan ndan tren ile Montrö ye ulaflt m. ki kez tren de ifltirmeme ra men ikibuçuk saatte Montrö ye vard m. Bu yolculukta çok flansl yd m. Niye flansl yd m biliyor musunuz? Brezilyal meslektafllar m z Cenevre den Montrö ye tren ile gelirken hem de birinci mevkide soyulmufllar. Birisinin pasaportu bile çal nm fl. Akflam otele geldi imde yorulmufltum. Ama odama ç kt mda gördü üm manzara tüm yorgunlu umu ald (Resim 1). Odam 11. katta ve Lozan gölüne bak yordu. Montrö tahminimden de güzel yaflan las bir kentti. Bilimsel toplant 12 May s sabah bafllad. Bu toplant ya Brezilya Pediatrik Nöroflirürji Derne i resmi olarak davetliydi. Toplant ya aktif olarak 24 Brezilyal hekim kat ld. Türkiye den Dr. Memet Özek, Dr. Soner Duru, Dr. Burçak Bilginer ve ben bulunuyordum. Ayr ca Dr. Eren Özek ve Dr. Nilgün Duru da refakatçi olarak kat ld lar. lk akflam Eren-Memet Özek ile birlikte Baflkan n (Dr. Benedict Riliet) yeme ine kat ld m. Otobüsle bizi yar m saatten biraz fazla süren bir yolculukla tepede bir restorana götürdüler. Manzara yine harikuladeydi. Her yemekle birlikte de iflen de iflik flaraplar ve Frans z yemekleri sunuldu. Çok keyifli bir geceydi. Otele döndü ümüzde gece yar s n geçmiflti. Ertesi sabah Prof. Dr. Memet Özek in surgical management of cloverleaf anomalies adl konferans vard. Ne yaz k ki ben ayn anda Child s Nervous System yay n kurulu toplant s na kat ld m için bu konferans dinleyemedim. Ama yabanc meslektafllar mdan çok güzel bir konferans oldu unu duydum. Bu arada yay n kurulu Resim 1: Montrö de Cenevre gölünde akflam günefl batt ktan sonraki muhteflem manzara. toplant s nda dergiye makale gönderen ülkeler aras nda Türkiye nin ikinci s rada oldu unu ö rendim. Gelecek y l derginin sayfalar nda 10 sayfal k bir art fl olacak ve videolar da eklenebilecek. Child s Nervous System impakt faktörü aç s ndan Neurosurgery ve Journal of Neurosurgery den sonra üçüncü s rada. Ö leden sonraki son oturumda Dr. Burçak Bilginer surgery for temporal lobe epilepsy in children bafll kl sözel bildirisini baflar ile sundu. Bu oturumun hemen arkas ndan dernek ifl (aile) toplant s yap ld. Türkiye den 3 yeni üye ESPN e kat ld. Bu meslektafllar m z Dr. Soner Duru, Dr. Nejat Ifl k, Dr. Burçak Bilginer idi. Üçüncü gün akflam sosyal programda peynir fondüsü vard. Bunun için bir saati aflan otobüs yolculu u ile 830 m yüksekteki Gruyéres Kalesine gittik (Resim 2). 11. ile 16. yüzy llar aras nda 19 kont bu kalede yaflam fl. Sonuncusu olan Kont Michel 1554 de iflas etmifl. Alacakl lar varl n paylaflm fl. 1849 da kale Bovy ve Balland ailelerine sat lm fl. Bu aileler 8

yazlar burada oturmufllar. Kale 1938 de tekrar Fribourg kantonu taraf ndan sat n al n p müze haline getirilmifl. Kale içinde çeflitli odalar, evler, bahçeler ve kilise bulunmaktayd. Restoranlarda fondü servisi vard. Menüde salata, peynir fondüsü ve beyaz flarap sunuldu. Peynirin kokusu bizlere önceden pek hofl gelmese de çok ac kt m zdan hepsini bitirdik. Tabii ki sonunda tatl ve kahve de vard. Dördüncü gün sabah hipotalamik hamartomlar ve ö leden sonra da pineal bölge tümörleri ile ilgili konferanslar oldukça ilgi çekiciydi. Akflam Gala yeme i Chillon fiatosunda yap ld (Resim 3). 11 veya 12.yüzy lda yap ld san lan bu flato Cenevre gölü k y s nda yer almaktayd. Gala yeme i Aula Magna da (büyük salonda) yap ld (Resim 4 ve 5). Gala yeme inin en önemli bölümü Resim 2: Alp da lar n n eteklerindeki Gruyéres Kalesi. Resim 4: Gala yeme inin yer ald salon (Aula Magna). Resim 3: Gala yeme inin yap ld Chillon fiatosu. Resim 5a: Gala yeme inde Türkiye den kat lan üyeler: Soner Duru, Memet Özek, 9

ise ESPN baflkanl n n iki y l süre ile Prof. Benedict Riliet den sevgili arkadafl m z Prof. Dr. Memet Özek e geçmesiydi. Devir teslim töreni ve konuflmalar ilgiyle izlendi (Resim 6). Son gün sabah ilk oturumda baflkanl k görevim vard. Ayn oturumda A preliminary report on universal clamp fixation for pediatric thoracic spine konulu sözel bildiriyi sundum ve oturum bitince Zürih ten kalkan uça ma yetiflmek üzere Montrö den ayr ld m. Yine tren seyahati ile Zürih havaalan na ulaflt m. Resim 5b: Gala yeme inde Türkiye den kat lan üyeler: Memet Özek, Yusuf Erflahin ve Burçak Bilginer Bu toplant n n bilimsel özelli inin yan nda en önemlisi sevgili arkadafl m z Prof. Dr. Memet Özek in ESPN baflkanl na seçilmifl ve görevi devralm fl olmas yd. Önümüzdeki iki y l ESPN baflkanl n baflar ile yürütece inden eminim. ESPN toplant s Prof. Dr. Memet Özek in ev sahipli inde 21-25 Nisan 2010 tarihlerinde Belek-Antalya'da düzenlenecek. Bu toplant ya Türkiye den büyük bir kat l m olmal ve gerekli her türlü deste i vermeliyiz. Sözlerimi tamamlarken sevgili Memet i tebrik ediyor ve baflar lar diliyorum. Resim 6: Eski (Prof. Benedict Riliet) ve yeni (Prof. Dr. Memet Özek) ESPN baflkanlar. 10

Dr. Hakan Karaba l Çatalhöyük Yap lar ve 9000 yafl nda Bebek Mezar, Kraniosinostozis Ören yerlerindeki mimari kal nt lar, heykelcikler, insan mezarlar gibi arkeolojik buluntular geçmiflten günümüze korunan ipuçlar olarak bize o döneme ait hayata dair bir pencere sunarlar. Çatalhöyük, 9 bin y l önce Neolitik dönemde 1.400 y ldan uzun bir zaman boyunca yerleflim ve yaflam alan olarak kullan lm flt r. Neolitik ça, insanlar n hayvanlar ehlilefltirdi i ve tar ma geçifl yapt bir zamana iflaret eder. Bu geliflmeler, insanlar n yaflam tarz n önemli ölçüde etkilemifltir. Çatalhöyük deki Neolitik evler savunma amaçl olarak birbirine çok yak n bir flekilde infla edilmifltir. Evler aras nda birkaç küçük aç k alan bulunmaktad r. Yap lar güneflte kurutulmufl kerpiçler ve kireç s valarla infla edilmifltir (Resim 1). Çat lar, içeride tavandan ahflap sütunlarla desteklenmektedir. Pencere bulunmad ndan ocak ve f r nlardan ç kan dumanlar n tek ç k fl yolu merdiven girifllerindeki deliklerdir (Resim 1). Neolitik evlerin duvarlar n n iç yüzleri s vanm flt r. Bu s valar iki kat halindedir. Bir kal n bir ince olarak sürülmüfl olan bu s valar bir y l içerisinde bir ya da birden fazla tekrarlanm fl olabilir. Baz duvarlarda 120 kata yak n s va tespit edilmifltir. Ayr ca bu s valarda k rm z ve siyah boya kal nt lar na rastlanmaktad r. Bu boyalar, k rm z renkte tüm duvar kaplayabilmekle birlikte geometrik desenler ve çeflitli av sahneleri içeren farkl l klar da göstermektedir. Di er bezemeler hayvan formunda, bo a ve leopar kabartmalar halinde görülmektedir. Çatalhöyük'te ölü gömme flekli, intramuraldir. Ölüler ço unlukla evlerdeki platformlar n alt na, çok seyrek Resim 1 olarak evin baflka bölümlerinde taban alt na gömülürlerdi. Gömülerin ço unlu u ana odadaki platformlar n altlar na yap l rd. Baz neolitik ev tabanlar nda 70 birey bulunmufltur. Bafllar genellikle odan n ortas na, vücutlar ise duvara do ru yerlefltirilmifltir. Bulunan yaklafl k 400 iskeletin ço unlu unu kad nlar oluflturur. Ço unlukla küçük çocuklar ve bebekler kemik ve tafltan yap lm fl bilezik, kolye ve halhallar ile gömülüyorlard. Mezar hediye 11

buluntular, yetiflkinlere ait mezarlarda pek yayg n de ildir. Baz durumlarda k rm z boya ile kaplanm fl ve sepet içine yerlefltirilmifl gömülere rastlanm flt r. Bununla birlikte ender olarak bafls z iskeletlere de rastlanmaktad r (Resim 2,3). Ölüler dizler kar na çekik (hoker) biçimde gömülmüfllerdir. Anne karn nda fetus pozisyonunda oldu u gibidir (Resim 4). Çatalhöyük teki kaz larda neolitik bir ev taban nda bulunan ve öldü ünde yaklafl k bir yafl nda olan bu bebe in el ve ayak bileklerinde birer dizi boncukla gömülmüfl oldu u saptanm flt r. Bilezikler tafl ve kemik boncuklar n s ralamas ndan oluflurken, halhallar sadece kemik boncuklardan yap lm flt r. skeletin sol taraf nda yer alan kahverengi bölge, bebe in üzerine yat r ld sepetin kal nt s d r (Resim 5). Resim 3 Bu bebek iskeleti, bu binada bulunan 9 iskeletten (3 eriflkin ve 6 çocuk) bir tanesidir. lginç gömü hediyeleri ve iskeletin çok iyi korunmufl olmas bu iskeleti özel bir konuma getirmektedir. Konya Arkeoloji Müzesi nde korunmaya al nm flt r (Resim 5). Bugüne kadar toplam 18 Resim 4 tane mezar gömü kaz lm flt r. Bunlardan 13 tanesi bebek ve sepet içinde olarak bulunmufl, 4 tanesi yetiflkin ve ergen oldu u saptanm flt r. Yeri: Konya'n n 52 km güneydo usunda, Çumra lçesi'nin 11 km kadar kuzeyinde yer al r. Biri do uda di eri bat da yanyana iki höyükten do udaki Neolitik Ça 'da, bat daki ise Kalkolitik Ça 'da iskan görmüfltür Resim 2 Konumu ve Çevresel Özellikleri: Çatalhöyük, Çumra Ovas 'n sulayan Çarflamba Çay 'n n k y s na kurulmufl, yaklafl k 450 x 275 m boyutlar nda büyük bir höyüktür. Denizden 980 m, ova seviyesinden ise 17.5 m yükseklikte yer al r. Höyü ün kültür topra dolgusu 19 m'yi aflar. Bu durum, ova seviyesinin alt nda kültür dolgular n n devam etti ini gösterir. Yerleflme, eski Konya gölünün yata nda, alüvyal bir ovada kurulmufltur. Çevre k smen a açl kt r. 12

Resim 6 Sendromik olanlara göre daha s kt r. Beyin hasar geliflme olas l daha azd r. Ço unlukla nörolojik bozukluk görülmez. Zeka geliflimi etkilenmez. Resim 5 nsan Kal nt lar : nsan iskeletleri üzerindeki incelemeler, Çatalhöyük insanlar n n dolikosefal (uzunkafa) ve brakiosefal (k sa kafa) Akdeniz rk özellikleri tafl d n göstermektedir. Ortalama boylar, kad nlarda 1.5 m, erkeklerde ise 1.62-1.75 m aras ndad r. 40 yafl n üstünde yaflam fl bireyler say ca azd r (Resim 6). Kraniosinostoz Kraniofasyal Anomaliler Hakk nda: Kraniosinostozis bir veya birden fazla sütürün erken kapanmas sonucu ortaya ç kan patolojik durum olarak adland r l r ve 1700-1900 canl do umda bir görülmektedir. Sendromik ve sendromik olmayan olarak iki gruba ayr l r. Sendromik olanlar otozomal dominant veya otozomal resesif geçifl gösterir ve birden fazla sütür olaya kar flm flt r. Etyolojide genetik bozukluk, gebelik süresinde toksik etkilenme olabilir. Sendromik olmayan kraniosinostozlarda genellikle tek sütürde kapanma görülür. Daha çok sporadiktir. Kraniosinostoz patogenezinde kranyal sütürler beklenen süreden daha önce kapan rsa kafatas n n büyümesi bu sütürün aks na dik yönde durur. Beyin büyümeye devam eder ve büyüyen beyine kafatas nda yer açmak için bu sütüre komflu olan tüm kemiklerde kemik büyümesinde art fl meydana gelir ve duraklamay kompanse edici bir büyüme oluflur (Virchow Kanunu). Sendromik kraniosinostozlar s kl kla; Apert sendromu, Crouzon sendromu, Pfeiffer sendromu, Saethre-Chotzen sendromu, Carpenter sendromu dur. Bu sendromlarda ortak bulgular; anormal yüz geliflimi, orta yüz hipoplazisi, kafa taban geliflme anomalisi, üst ekstremite anomalisidir. T P Basit Dolikosefali (Skafosefali) Frontal plagiosefali Trigonosefali Posterior plagiosefali Bileflik De iflken Brakiosefali Turribrakiosefali SÜTÜR Sagital Unilateral koronal Metopik Unilateral lambdoid ki sütür Bilateral lambdoid Bilateral koronal Tablo 1: Sendromik olmayan kraniosinostozis s n flamas 13

LeFort lll maksiler ilerletme, frontofasiyal bipartisyon, monoblok kranyofasyal ilerletmedir. Son zamanlarda özellikle 1 yafl öncesi için endoskopik kranisinostozis tedavisi ve helmet ile kombine minimal invaziv yöntemler de popüler hale gelmifltir. Kraniosinostozda erken tedavinin avantajlar ; bebeklerde kemikleflme çabuk oldu u için kraniyektomi defektleri daha kolay kapanmakta, kemik grefti ihtiyac daha az olmakta, kemikleri flekillendirmek daha kolay olmakta ve en önemlisi erken cerrahi ile beynin flekillendirici etkisinden en üst düzeyde yararlan lmaktad r. Aston S, Beasley RW ve Thome CHM (ed) Grabb and Smith s, Lippincott, 1997 Kraniosinostozda erken tedavi büyük önem tafl r. 1 yafl ndan önce; strip kranyektomi, frontal kemik ilerletilmesi, kranyumun yeniden flekillendirilmesi, monoblok kraniofasyal ilerletme kullan lmaktad r. 1 yafl ndan sonra baflka bir deyiflle geç tedavi yöntemleri ise; frontal kemik ilerletilmesi, LeFort ll maksiler ilerletme, Kranium anomalisi ile do an bebeklerin tanr laflt r ld veya tam aksine yok edildi i devirlerden çok sonra bu deformitelerin tedavi edilebildi i fikri ortaya at lm flt r. Önceleri basit deri sütürleri ile tamir edilmeye çal fl lan bu deformiteler 1890 da Marie-Lannelongue nin ilk kraniosinostozis ameliyat n yay nlamas ile ayr bir önem kazanm flt r. 1950 lerde travmalarda kullan lan LeFort lll osteotomisi ile orta yüz ilerletilmesi bafllam flt r. lerletme cerrahisinde ilk önemli baflar y Paul Tessier, Apert ve Crouzon lu hastalarda orta yüzün rekonstrüksiyonu ile elde etmifltir. 1967 de yine Tessier hipertelorizmin cerrahi çözümünü baflarm flt r. Pediatrik nöroflirürjide kraniofasiyal cerrahi multidisipliner bir yaklafl md r ve Paul Tessier bunu tek kiflilik olmayan flov olarak en güzel biçimde ifade etmifltir. 14

Dr. Ça atay Önal Do um Travmalar Do um travmas, do um eylemi s ras nda mekanik güçler yoluyla ortaya ç kan, kanama, ödem, doku harabiyeti ya da organ ifllev kapasitesinde farkl l n efllik etti i yaralanmalard r. Do um yöntemlerinin geliflmesi, olas zor do umlar nedeniyle artan sezeryan s kl, zor forseps do umlar n n azalmas, fetal kalb at m n n takibi, fetusun eylem s ras nda asit-baz düzeyinin izlenmesi y llar içinde do uma ba l hasarlar n azalmas sonucunu do urmufltur. S kl k 1000 canl do umda 2-8 olarak bildirilmifltir [1]. Do um hasar, genellikle fetusun ola an d fl konumuna ba l anormal bas nç ya da gerilme kuvvetleri ile iliflkilidir. Do um travmas aç s ndan en büyük risk grubu makat gelifli olan bebeklerdir. Do um hasar na yatk nl k oluflturan belli bafll etmenler ilk do um, bafl-pelvis uyumsuzlu u, do um güçlü ü, prematürite, uzam fl eylem, makrosomi, anormal gelifller, forseps uygulamalar ve çevirme-ç karma manevralar d r. Do um travmas n n bafll ca türleri kafa yaralanmalar, omurilik yaralanmalar ve periferik sinir yaralanmalar d r. Kafa yaralanmalar genel olarak caput succedaneum, sefal hematom, kafatas k r klar ve kafaiçi kanamalar bafll klar alt nda toplan rlar. Do um travmas na ba l periferik sinir yaralanmalar ise bafll ca brakiyal pleksus hasar, fasiyal sinir hasar ve frenik sinir hasar olarak bilinirler. Brakiyal pleksus hasar ise Erb hasar, Klumpke hasar ve tüm brakiyal pleksus hasar olarak s n fland r l r. Kafa Yaralanmalar Caput succedaneum: Genellikle uzam fl eyleme ikincil olarak periostun d fl nda geliflen ve kafan n bas nç alt nda kalmas ile ortaya ç kan, saçl derinin yayg n ödemli bazen de kanamal fliflmesidir. Ço u zaman tedaviye gerek duyulmaz ve bir haftay aflk n sürede kendili inden iyileflir. Nadiren yumuflak doku içine olan kanama, kan verilmesini gerektiren bir anemi, hiperbilirubinemi ya da her ikisinin birden nedeni olabilir. Sefal hematom: Genellikle parietal bölgede sütur çizgileriyle belirgin olarak s n rlanm fl, periost alt kan birikimidir. %10-25 ine genellikle çizgisel özellikte ve klinik bulgusu olmayan bir kafatas k r efllik eder [2]. Tam oluflum düzene i bilinmemekle birlikte uzam fl eylem s ras nda fetal kafatas n n pelvis duvar nda ald tekrarlayan darbeler, forseps ya da vakum kullan lmas sonras oluflan mekanik travma suçlanmaktad r. Ço u sefal hematom birkaç hafta içinde kendili inden çözülürler. Enfeksiyon tehlikesi nedeniyle aspirasyon yap lmamal d r. Çok nadir olarak görülen süperenfeksiyon durumlar nda aspirasyon, drenaj ve antibioterapi önerilir. Anemi, sar l k, abse geliflimi, septisemi, menenjit, osteomiyelit, yayg n damariçi p ht laflma (DIC), akut kanamaya ba l flok, çökme k r ender komplikasyonlar olup bunlara karfl uyan k olunmal d r. Kafatas k r klar : Ço u k r k çizgisel olup parietal konumlu ve sefal hematomla birliktedir. Çizgisel k r klarla ilgili özel bir tedavi önerilmez. Düz grafilerin 2-4 ay sonra tekrarlanarak leptomeningeal bir kistin efllik edece i geliflen kafatas k r olas l n d fllamak uygundur. Böyle nadir bir süreç durumunda ilerleyici beyin hasar n engellemek amac yla tedavi cerrahidir. Çökme k r klar ço unlukla pelvis içinde kafan n s k flmas nedeniyle ya da forseps hasar ile birlikte olur. Gö üs pompas yard m yla, vakum yoluyla, dijital manipulasyonla yap lm fl cerrahi d fl teknikler bildirilmifltir [3-5]. Radyolojik olarak beyin dokusuna batm fl kemik parçalar gözlenmekteyse, efllik eden nörolojik defisit varsa, kafaiçi bas nç art fl sendromu bulgular mevcutsa, tüm bu bulgular olmaks z n muhafazakar tedaviden sonuç al nmam flsa cerrahi tedavi seçene i gündeme gelmelidir. Kafaiçi kanamalar: Do um travmas sonras geliflen kafaiçi kanamalar subaraknoid mesafede, subdural mesafede, beyin içinde olabilir. Yenido anda do um travmas nedeniyle ortaya ç kan en s k kafaiçi kanama türü subaraknoid kanamad r. Tan BT ve lomber ponksiyon ile konabilir. Ço u olguda travmatik subaraknoid kanama selim bir olay olup tedavi gerektirmez. Nadiren kommunikan hidrosefali oluflturur. Subdural kanamalar eylem s ras nda ya da do um an nda bebe in bafl n n afl r zorlanma ve s k flmas na ba l olarak köprü venlerinin 15

y rt lmas ile oluflur. Subdural hematom geliflimi aç s ndan belli bafll risk faktörleri büyük bebek, makat gelifli ve primipar kad nda forseps kullan m d r. Yenido an subdural kanamas n n klinik bulgular solukluk, kusma, huzursuzluk, nöbet, anizokori, uykuya e ilim, hipotoni, tiz a lama, gergin fontanel ve retinal kanama olarak say labilir. Tan subdural tap, BT veya MR ile konabilir. Ultrasonografi, subaraknoid ya da subdural mesafedeki periferik lezyonlar tan mlamada BT kadar hassas de ildir. Yenido an subdural hematomunun tedavisi ön fontanel kenar ndan 20 G i ne ile mükerrer tap yoluyla yap l r. Ço u kez baflar l d r. Nadiren sebatkar lezyonlarda dekortikasyon ya da subdural mesafe flantlamas önerilir. Yenido anda travmatik beyin içi kanamalar pek nadirdir. Klinik tablo K BAS t r. Tan ultrason, BT veya MR ile konur. Omurilik Yaralanmalar Ço u postmortem yenido an n tam bir omurilik de erlendirmesi yap lmad için s kl n belirlemek zordur. En s k görüldü ü durum makat gelifli do umda, boyunun afl r hiperekstansiyonuna ba l olarak hasarlanmas d r. Bildirilen omurilik yaralanmalar n n yaklafl k %75 inin makat gelifli olan bebeklerin normal yolla do urtulmas sonras nda ortaya ç kt belirlenmifltir [6]. Di er risk faktörleri prematürite, omuz gelifli, intrauterin hipoksi ve erken do umdur. Makat gelifli ile birlikte olan omurilik yaralanmalar n n büyük k sm alt servikal ve üst torakal bölgede olurken tepe (verteks) gelifllerinde hasar genellikle üst ya da orta servikal bölgede olur. Hasar genelde omurili in gerilmesine ba l olup bas ile ilgili de ildir. Omurilik hasar gelifliminde en olas mekanizma bafl pelvis içinde sabit iken bebe in afl r bir güçle uzam na çekilmesidir. Omurga kanal n n omurili e göre çok daha fazla uzayabilir olmas nedeniyle uzam na bir çekim omurga k r ve/veya kaymas olmaks z n omurilikte kesiye neden olabilir. Omurilik hasarl bebekler harabiyetin kapsam na göre dört alt grupta incelenebilir: Yüksek servikal ya da beyinsap düzeyinde hasara ba l olarak çok düflkün konumda do an ya da do umdan hemen sonra kaybedilenler Üst ya da orta servikal düzey hasara ba l olarak solunum bask lanmas ya da bununla ilintili komplikasyonlar nedeniyle kaybedilenler Yeni do an döneminde gevflek paralizisi olan ve aylar içinde spastisite ve hiperrefleksi bulgular ortaya ç kan kronik hastalar K smi omurilik hasar ya da serebral hipoksiden geçmifl serebral palsy tan s alt nda toplanan, eser nörolojik bulgular ve spastisitesi olan hastalar [7]. Omurilik hasar n n saptanmas nda alt n standard MR görüntülemedir. Spinal ultrasonografi de do um travmas na ba l omurilik hasar n n de erlendirilmesinde etkin bir yöntemdir. Omurilik travmalar n n tedavisi a rl kl olarak destekleyici olup fizyoterapi ve atel uygulamas, ürolojik - ortopedik tedavi ve psikiyatrik yard m içerir. Cerrahinin yard m çok s n rl olup çaba yo unlukla do umda bu gibi hasarlanmalar n engellenmesine odaklanmal d r. Periferik Sinir Yaralanmalar Yenido anda periferik sinir yaralanmalar a rl kl olarak do um s ras nda afl r gerilmeye ya da do rudan bas ya ba l d r. En s k etkilenen sinirler brakiyal pleksus, fasiyal sinir ve frenik sinirdir. Brakiyal pleksus hasar : Obstetrik tekniklerin geliflmesi ile do umla iliflkili brakiyal pleksus hasar s kl n n önemli ölçüde düfltü ü bilinmektedir. S kl k 1000 canl do umda 0.42-2.6 aras nda de iflmektedir. Hasar, genellikle çekilmeye ve gerilmeye ba l d r. Tüm lezyonlar klavikulan n üstündeki pleksus seviyesinde geliflir [1,8]. Hasar, Sunderland s n flamas na göre basit nöropraksiden (Evre I) kök avulziyonu ile birlikte giden tam nörotmesise kadar (Evre V) bir yelpaze içinde de erlendirilir [9,10]. Brakiyal pleksus hasar için belli bafll risk faktörleri uzam fl ve zor do um, makat gelifli, büyük bebek, hipotonik ve /veya asfiktik çocuktur. Brakiyal pleksus hasarlar, yaralanma yerine göre üçe ayr l r: Erb paralizisi: 5. ve 6. servikal köklerin hasar olup en s k karfl lafl lan yaralanma türüdür. Etkilenmifl kol serbest olarak adduksiyonda ve omuzdan içe rotasyonda, dirsekte ekstansiyonda ve pronasyonda, bilekte fleksiyon konumundad r (bahflifl eli). Etkilenmifl tarafta Moro, biseps ve radial refleksler yoktur. Yakalama refleksi korunmufltur. Bu klinik bulgular deltoid, supraspinatus, infraspinatus, brachioradialis ve supinator brevis adalelerinin paralizisine ba l d r. Klumpke paralizisi: 8. servikal ve 1. torakal sinir köklerinin paralizisi olup tek bafl na görülmesi çok nadirdir. Elin intrensek kaslar, bile in fleksorlar ve parmaklar etkilenmifltir. Yakalama refleksi yoktur. lk torasik kökün servikal sempatik liflerinin tutulmas na ba l ayn tarafta Horner Sendromu görülebilir. Tüm brakiyal pleksus hasar : Terlemenin duyunun ve derin tendon reflekslerinin olmad flask bir kol söz konusudur. 16

Brakiyal pleksus hasar ay r c tan s nda klavikula ya da humerus k r, humerusun proksimal epifizinin travmatik epifizyolizi ve omuz ç k hat rlanmal d r. Bu hasarlar, pleksus paralizisinin yan s ra da olabilirler. Frenik sinir paralizisi de baflka efllik edebilecek bir hasar olarak göz önünde bulundurulmal d r. ncelemelerde omuz, üst kol ve klavikula grafileri al nmal d r. Efllik edebilecek frenik sinir hasar aç s ndan akci er grafisi çekilmelidir. EMG k s tl de eri olmas na ra men hasar n konumu ve kapsam ile prognozu de erlendirmek aç s ndan faydal olabilir. Brakiyal pleksus hasar olan yenido anlar n büyük bölümü muhafazakar tedavi ile tam ya da k smi iyileflme gösterirler. Tedavideki ana ilke etkilenen eklemlerdeki hareket yetene ini koruyabilmektir. Tedavi travmay takip eden üçdört hafta ertelenerek, hareketsiz hale getirilmifl olan elin ve gerilmifl olan sinir liflerinin kendili inden iyileflmesi için zaman verilir. lk dört haftada kol gö üs kafesine bitiflik halde b rak lmal d r (adduksiyon). Omuzun abduksiyonu ve d fla rotasyonu, brakiyal pleksus üzerinde belirgin gerilme oluflturaca ndan bu konumlamadan kaç n lmal d r. Di er eklemlerde (omuz, dirsek, bilek ve elin küçük eklemleri) dikkatli pasif fizyoterapi sürdürülmelidir. Erb paralizisi Klumpke ye göre, her ikisi de total (tüm) paraliziye göre daha iyi prognoz gösterirler. Erb paralizisi olgular n n büyük ço unlu unda k smi ya da tam iyileflme gözlenebilir. Do um travmas sonras geliflen brakiyal pleksus hasar na yönelik cerrahi eksplorasyon ve onar m ancak biseps adalesi motor ifllevinde üç aya kadar iyileflme görülmemesi üzerine önerilir. EMG ve miyelografi-bt cerrahi öncesi yard mc olabilir. Mikrocerrahi teknikteki ilerleme ve hasarlanm fl pleksusun sural sinir ile greftlenmesi ifllevsel sonuçlar anlaml ölçüde iyilefltirebilir. Fasiyal sinir hasar : Do um travmas na ikincil fasiyal sinir hasar genellikle tek tarafl olup sinirin periferik k sm n n ya stylomastoid foramenden ç k fl noktas nda ya da mandibulan n ramusunu çaprazlad noktada s k flmas yla ortaya ç kar. Hasar mekanizmas ya forseps ile direkt travma ya da yüzün ve ilgili sinirin sakral promontoriuma s k flmas olarak bilinir. Hastada etkilenen tarafta azalm fl ya da kaybolmufl al n k r fl kl, göz kapayamama, nazolabiyal telemin silikli i ve a z köflesinin düzleflmesi gibi bulgular gözlenir. Tedavi, ço u olgu bir ay içinde kendili inden iyileflti inden, muhafazakard r. Öncelikle metilselülozlu damlalarla kornea epitelinin kurumas engellenmelidir. Tarsorafi gerekebilir. Nadiren EMG ve ENG sonras nöroliz ya da greftleme amaçl cerrahi eksplorasyona ihtiyaç duyulabilir. Frenik sinir hasar : Yenido anda diafram paralizisi, frenik siniri oluflturan 4. ve 5. servikal köklerin gerilme ve avulziyonu sonras ortaya ç kar. En s k rastlanan neden zor makat do umudur. Yaralanmalar n büyük ço unlu u tek tarafl d r. ki yanl diafram paralizisi nadirdir. Do um travmas ile iliflkili frenik sinir hasar olan olgular n yaklafl k %75 inde efllik eden brakiyal pleksus yaralanmas vard r [11]. Diafram paralizisinin klinik bulgular özgün olmay p taflipneyle birlikte solunum güçlü ü, siyanoz ve tekrarlayan atelektazi ya da pnömoni fleklinde olabilir. Akci er grafisi, komflu diaframa göre yaklafl k iki interkostal aral k yükselmifl bir hemidiafram gösterir. Tan, floroskopide hareketsiz ya da inspirasyonda anormal yükselerek paradoks hareket yapan bir diaframla do rulan r. Yo un bak mlarda desteklenen genel durumu kötü yenido anlarda gerçek zamanl ultrasonografi frenik sinir paralizisini saptamada kolayl k sa lar. Diafram paralizisi olan bebeklerin büyük ço unlu u oksijen verilmesi, gö üs fizyoterapisi ve antibiotikler yard m yla tam bir iyileflme gösterirler. A r ya da artan solunum güçlü ü olan küçük bir grup sürekli pozitif bas nçl solunum (CPAP) uygulamas na gereksinim duyar. ki haftal k mekanik ventilasyon ya da üç ayl k ilaç tedavisine ra men sebat eden frenik sinir paralizisi varsa cerrahi giriflim gerekebilir. Uygulanan yöntemler diafram plikasyonu, diafram insizyonu ve düzenleme, ya da pace uygulan m d r. Kaynaklar 1) Berle P.[Incidence of birth injuries to newborn infants in relation to birth weight. An analysis of the Hessen perinatal study] Geburtshilfe Frauenheilkd. 1995 Jan;55(1):23-7. 2) Painter MJ, Bergman I. Obstetrical trauma to the neonatal central and peripheral nervous system. Semin Perinatol. 1982 Jan;6(1):89-104. 3) Schrager GO. Elevation of depressed skull fracture with a breast pump. J Pediatr. 1970 Aug;77(2):300-1. 4) Tan KL. Elevation of congenital depressed fractures of the skull by the vacuum extractor. Acta Paediatr Scand. 1974 Jul;63(4):562-4. 5) Saunders BS, Lazoritz S, McArtor RD, Marshall P, Bason WM. Depressed skull fracture in the neonate. Report of three cases. J Neurosurg. 1979 Apr;50(4):512-4. 6) Byers RK. Spinal-cord injuries during birth. Dev Med Child Neurol. 1975 Feb;17(1):103-10. 7) Nelson KB, Ellenberg JH. Obstetric complications as risk factors for cerebral palsy or seizure disorders. JAMA. 1984 Apr 13;251(14):1843-8. 8) Jahnke AH Jr, Bovill DF, McCarroll HR Jr, James P, Ashley RK. Persistent brachial plexus birth palsies. J Pediatr Orthop. 1991 Jul- Aug;11(4):533-7. 9) Sunderland R. Abortion and perinatal mortality rates. Lancet. 1981 Apr 18;1(8225):896. 10) Sunderland R, Emery JL. The mortality and birth rates of spina bifida during a period of treatment, selection and antenatal screening in Sheffield, 1963-1978. Z Kinderchir Grenzgeb. 1979 Dec;28(4):294-301. 11) Weisman L, Woodall J, Merenstein G. Constant negative pressure in the treatment of diaphragmatic paralysis secondary to birth injury. Birth Defects Orig Artic Ser. 1976;12(6):297-302. 17

Dr. Tufan Hiçdönmez zmir 2. Nöroendoskopi Kursu ve 1. fiant Okulu zlenimleri Prof. Dr. Yusuf Erflahin taraf ndan geçen y l bafllat lan ve bu y l ikincisi düzenlenen Nöroendoskopi Kursu ve hemen sonras nda bu y l ilk kez düzenlenen birinci fiant Okulu 7 9 May s 2008 tarihlerinde zmir de Ege Üniversitesi T p Fakültesi Muhittin Erel Anfisinde gerçeklefltirildi. Kursta konuflmac olarak Pediatrik Nöroflirürji Grubumuzdan Say n Dr. Ahmet Çolak, Dr. Adnan Da ç nar, Dr. Yusuf Erflahin, Dr. Saffet Mutluer, Dr. Mehmet Selçuki ve ben, nöroendoskopi ve flantlar n temel bilgilerini kat l mc lar ile paylaflt k. Mazereti nedeni ile Say n Prof. Dr. Kemali Baykaner i bu kez aram zda görememenin üzüntüsü ve eksikli ini yaflad k. Ayr ca, Ege T p Fakültesi Nöroflirürji Anabilim Dal ndan Dr. Tuncer Turhan Ventriküler anatomi ve Lumboperitoneal flant konular n ; Radyodiyagnostik Anabilim Dal ndan Dr. Cem Çall ve Dr. Ömer Kitifl nöroradyolojik özellikleri anlatt lar. Kat l m daha çok nöroendoskopiye heves eden ve uygulamaya bafllayan genç uzman arkadafllar m z ve asistanlar m z a rl kl yd. Üç gün boyunca konular ve sonras ndaki tart flmalar ilgi ile izlendi. lk gün ö leden sonra Nöroflirürji Anabilim Dal salonlar nda, kat l mc lar gruplara bölünerek Dr. Erflahin, Dr. Çolak ve Dr. Da ç nar taraf ndan endoskopi gereçlerini tan ma ve maketler üzerinde pratik yapma imkan buldular. Ertesi gün, sabah bafllayarak ö lene kadar Nöroflirürji Anabilim Dal n n iki ameliyathanesinden Muhittin Erel Anfisine canl ba lant kuruldu. Dr. Erflahin taraf ndan peflpefle yap lan befl nöroendoskopik ameliyat gerçekten büyük bir ilgi ile izlendi. Peflpefle nöroendoskopi giriflimleri ve özellikle bir endoskop yard ml sagittal kraniosinostoz olgusunun ameliyatlar gerçekten kursun en önemli ve en heyecan verici bölümleriydi. Giriflimler s ras nda Dr. Erflahin aç klamalarda bulundu, sorulan sorular cevaplad ve merak edilen konular canl ba lant da kat l mc lar ile tart flt. Son gün flant konusuna ayr lm flt. Lumboperitoeneal, ventriküloatrial, ventrikülobilier ve subduroperitoneal gibi daha az yap lan flant giriflimleri irdelendi. O gün ayr ca, flant tasar mc s ve üreticisi Alman Mühendis Christoph Miethke pek güzel bir sunu ile, kendi firmas n n kurulufl aflamalar n, flantlar n tasar m ve üretim aflamalar n aktard. Ege T p Fakültesi mezunu olarak y llar sonra ayn kurumda konuflmac olarak kurs yöneticisi Dr. Erflahin taraf ndan davet edilmem beni ayr ca mutlu etti ve onurland rd. Aradan geçen y llar sonras Ege T p Fakültesi Hastane Kampusü nün nerede ise tropikal görünümlü yemyeflil, modern ve güzel ortam ve bu ortamda yedi imiz keyifli ö le yemekleri bu kursun ayr ca an lmaya de er güzel taraflar yd. Bundan sonraki kurslar n da baflar l ve verimli geçmesi dile iyle, fevkalade güzel düzenlenen ve çok baflar l geçti ini gördü üm ve kiflisel olarak çok faydaland m bu kurs için Say n Prof. Dr. Yusuf Erflahin i kutluyorum. 18

Duyuru ve Kutlama Dr. M. Memet Özek in Dr. Giuseppe Cinalli ve Dr. Wirginia J. Maixner ile birlikte editörlü ünü yapt Spina Bifida Management and Outcome adl kitap 2008 y l itibariyle Springer taraf ndan bas larak t p camias n n hizmetine sunuldu. Dr. Özek i literatürdeki ciddi bir eksikli i dolduran bu baflar l ortak çal flmas ndan ötürü kutlar, baflar lar n n devam n dileriz. 19