1. KEÇİ SÜTÜ YOĞURTLARINDA ORGANİK ASİT İÇERİĞİNİN TAT-AROMA ÜZERİNE ETKİSİ

Benzer belgeler
YAYIKLAMA PARAMETRELERİNİN YAYIK AYRANI VE YAYIK TEREYAĞININ BAZI NİTELİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ *

Ç.Ü Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi Yıl:2012 Cilt:27-2

Yoğurtta Lezzet Bileşenlerinin Oluşumu ve Bu Oluşum Üzerine Etki Eden Faktörler

Ayran Üretiminde Peyniraltı Suyu ve Transglutaminaz Enzimi Kullanımının Ürün Özellikleri Üzerine Etkisi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI ÜRETİM PARAMETRELERİNİN YOĞURTTAN ÜRETİLEN YAYIK TEREYAĞININ NİTELİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

DİYET ACIDOPHILUS BIFIDUS YOĞURDU VE DİYET YOĞURDUN KALİTE NİTELİKLERİNİN İNCELENMESİ

FARKLI STARTER KÜLTÜR KULLANILARAK ÜRETİLEN AYRANLARIN KALİTE ÖZELLİKLERİ*

Yerli İneklerden Elde Edilen Sütlerden Üretilen Kefirin ph ve Laktik Asit Bakteri Değerleri

Süttozu, Peyniraltı Suyu Tozu ve Yayıkaltı Karışımları ile Üretilen Kefirlerin Özellikleri Üzerine Bir Araştırma* I.Bazı Kimyasal Özellikler

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri Yayık Tereyağlarında Asit, Peroksit, Tirozin Değerleri ve Titrasyon Asitliğine İlişkin Sınır Değerleri

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

Anneme ve Babama iii

STEVİA ÖZÜ İLAVESİNİN PROBİYOTİK YOĞURTLARININ BAZI KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ. Yrd.Doç.Dr. Hüseyin Avni Kırmacı

Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

Batman da Tüketime Sunulan Yoğurtların Bazı Kimyasal ve Tekstürel Özellikleri

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Ç.Ü Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi Yıl:2012 Cilt:27-2

Farklı Oranlarda Peynir Altı Suyu Kullanımı ile Üretilen Ayranların Bazı Özellikleri

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Nutritional and therapeutic value of fermented milk products.

ÇEÇİL PEYNİRİNİN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE PASTÖRİZASYON İŞLEMİNİN VE SALAMURA TUZ ORANININ ETKİLERİ 1

FARKLI KEÇİ IRKI SÜTLERİNDEN ÜRETİLEN PROBİYOTİK AYRANIN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ

Melek ERSOY 1 Harun UYSAL 2. Summary

SÜT NÖTRAL PH SI, İÇERDİĞİ LAKTOZ, SİTRİK ASİT, SÜT YAĞI, AZOT KAYNAĞI, MİNERAL MADDELER VE YÜKSEK SU ORANI SEBEBİYLE BİRÇOK MİKROORGANİZMANIN

Bitkilerin yapısında bulunan organik asitlerin çoğu ya serbest ya da tuzları veya esterleri şeklinde bulunur. Organik asitlere, yapılarında karboksil

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ

1. PROJENİN TÜRKÇE VE İNGİLİZCE ADI VE ÖZETLERİ. Transglutaminaz Enzimiyle İşlem Görmüş Sütten Yapılan Ayranların Bazı Özellikleri ÖZET

Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA

BÖLÜM 4 SOĞUTMANIN SÜT BİLEŞENLERİNE ETKİLERİ VE SOĞUK MUHAFAZAYA ALTERNATİF YÖNTEMLER

ÖZGEÇMİŞ. İletişim Adresi: Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü, 06110, Dışkapı/Ankara Tel:

UYGULAMALI MİKROBİYOLOJİ LABORATUARI

Protein Profiles of Concentrated Yoghurts Produced in Isparta and Burdur Regions and their Relationship with the Chemical Properties

Ev Yapımı ve Endüstriyel Üretim Yoğurtlarda ph ve Probiyotiklik İlişkisi

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu

YOĞURT TEKNOLOJİSİ. Yapım Metodu

İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

SÜT VE ÜRÜNLERİ ANALİZLERİ

Elİf ÖZER HARUN KESENKAŞ

Gıda Kimyası II Gıdaların işlenmesi sırasında ortaya çıkan reaksiyonlar. Vural Gökmen

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY*

Isıl İşlem Uygulanarak Üretilen Sucukların Bazı Kalite Özelliklerine Üretim Koşullarının Etkisi

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

SÜTE FARKLI ISIL İŞLEM UYGULAMALARININ AYRAN KALİTESİNE ETKİSİ

REKONSTİTÜE YOĞURDUNUN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE STABİLİZATÖR KULLANIMININ VE DEPOLAMA SÜRESİNİN ETKİLERİ

Diyarbakır İlinden Kasım Ayında Elde Edilen İnek Sütlerinin Dünya Sağlık Örgütü Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

REKOMBİNANT E.coli KÜLTÜRLERİ İLE ENZİM ÜRETİMİNİN KİNETİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ. Dilek KAZAN, Amable HOKTAÇSU ve Agnes ÇAMURDAN

Şeyma ŞİŞİK OĞRAŞ,Güzin KABAN, Mükerrem KAYA

YOĞURT ÜRETÎMİ SIRASINDA OLUŞAN FİZİKSEL, KİMYASAL VE BİYOKİMYASAL OLAYLAR. Salih ÖZDEMÎR (1) Alî Erbili BODUR (1)

Tunceli İli Pertek İlçesinden Elde Edilen Akkaraman Koyunu ve Yerli Kıl Keçi Sütlerinde Temel Lezzet Parametreleri

SÜTE FARKLI HOMOJENİZASYON BASINÇLARI UYGULAMANIN AYRAN KALİTESİNE ETKİSİ

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

ÇEŞİTLİ YAĞ İKAME MADDELERİ VE PROBİYOTİK KULLANIMININ AYRAN KALİTE KRİTERLERİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ

Kocaeli Ġlinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

SÜRKÜN KİMYASAL VE DUYUSAL NİTELİKLERİ

KARS ĐLĐNDE ÜRETĐLEN ĐNEK SÜTLERĐNĐN BAZI KĐMYASAL ÖZELLĐKLERĐ


Anahtar kelimeler: Hicaznar, potasyum, sogukta muhafaza, kalite

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

FARKLI HAYVAN SÜTLERİNDEN ÜRETİLEN TEREYAĞLARININ LİPİT KISMINDA BAZI BİLEŞEN FARKLILIKLARININ BELİRLENMESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ YAYINLAR LİSTESİ. Yurtdışında Yayınlanan Makale Sayıları

Pilot Tesis Koşullarında Pastörize Keçi Sütünden Çimi Peyniri Üretimi 1

EVDE BİYOTEKNOLOJİ. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 3. DERS

Edirne İlinden Kış Aylarında Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağ ve Protein Değerlerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

ÜZÜM TANESİNİN GELİŞİMİ VE YAPISI

Adıyaman İlinden Eylül Ayında Elde Edilen İnek Sütlerinin Doğu Afrika Kaliteli Çiğ İnek Sütü Standartlarına Uygunluklarinin Belirlenmesi

Kargı Tulum Peynirinin Kimyasal ve Mikrobiyolojik Özellikleri

BT 28 MİKROBİYAL KAYNAKLI LİPAZ ÜRETİMİNE KARBON KAYNAĞI OLARAK BİTKİSEL YAĞLARIN VE GLUKOZUN ETKİSİ

Farklı Yağ Oranına Sahip Sütten Üretilen Van Otlu Peynirlerinde Olgunlaşma Süresinde Meydana Gelen Değişiklikler

Batman İlinden Elde Edilen Sütlerde Toplam Yağın Türk ve Avrupa Birliği Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

BÖLÜM 2: SÜTÜN NİTELİKLERİ. Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

Karın Kaymağı Peynirinin Yağ Asidi Kompozisyonu

Üniversitesi, Ziraat Fakultesi, Bahçe Bitkileri Bolumu Balcalı, Adana. (Sorumlu Yazar)

Şarap Üretiminde Fermantasyon Süreci Doç. Dr. Elman BAHAR Öğretim Görevlisi Burcu ÖZTÜRK

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi PROTEİN ESASLI YAĞ İKAME MADDESİ KULLANIMININ YAĞSIZ YOĞURDUN KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ. Fatma SEZEN

İTHAL YOĞURT KÜLTÜRLERİNİN TEKNOLOJİK VE MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

LİPİDLER VE METABOLİZMASI

Lactobacillus delbrueckii ssp. bulgaricus ve Streptococcus salivarius ssp. thermophilus

Kluyveromyces Lactis Kullanarak Laktik Asit Üretiminin RSM ile Optimizasyonu

FERMENTE ET ÜRÜNLERİNDE BAZI BİYOKİMYASAL REAKSİYONLAR VE AROMA ÜZERİNE ETKİLERİ

ŞEFTALİ PULPUNUN SAKLANMASI ESNASINDA RENK DEĞİŞİMLERİ VE AMİNOASİT KAYIPLARI

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

Manda Ürünlerini Ekonomik Değeri Nasıl Artırılabilir Yrd. Doç. Dr. Zeki GÜRLER

Farklı Mevsimlerden Elde Edilen İnek Sütlerinde ph Seviyelerinin Peynir Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

TOKAT İLİ NİKSAR İLÇESİNDEN ELDE EDİLEN İNEK SÜTLERİNDE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERİN MEVSİMSEL FARKLILIKLARI

Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri

LİPOLİTİK VE PROTEOLİTİK ENZİM KULLANIMININ BEYAZ PEYNİRLERİN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Hatice ŞANLIDERE ALOĞLU 1, Yılmaz ÖZCAN 1, Salih KARASU 2, Gamze SIĞAK 1, Ayça ASRAV 1

Adıyaman İlinden Şubat Ayında Elde Edilen Sütlerde Protein/Yağ Oranının Farklı Peynir Çeşitleri Yapımına Uygunluğu - doi: / IAU.

A. SCI kapsamında yer alan dergilerde yayınlanan makaleler

BÖLÜM 2: SÜTÜN NİTELİKLERİ. Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TÜRK GIDA KODEKSİ ISIL İŞLEM GÖRMÜŞ İÇME SÜTLERİ TEBLİĞİ Taslak (2014/..)

Fiziksel Ayırma Tekniği ile Elde Edilen Süt Yağından Üretilen Kaymakların Bazı Nitelikleri

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Y. Lisans Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Transkript:

1. KEÇİ SÜTÜ YOĞURTLARINDA ORGANİK ASİT İÇERİĞİNİN TAT-AROMA ÜZERİNE ETKİSİ ÖZET Araştırmada, keçi sütlerinden üretilen Set yoğurtların 30 günlük, Süzme yoğurtların ise 60 günlük depolama süresince bazı özellikleri incelenmiştir. İncelenen özelliklere ait veriler aşağıda yer almaktadır. Set yoğurtlarda titrasyon asitliği, ph, laktik asit ve tirozin içerikleri sırasıyla 56.04 ile 66.43 SH, 4.39 ile 4.10 ph, 0.93 ile 1.04 g / 100 g, 0.116 ile 0.150 mg / g arasında değişim göstermiştir. Süzme yoğurtlarında ise bu değerler sırasıyla 108.91 ile 118.89 SH, 3.92 ile 3.90 ph, 0.138 ile 0.143 g / 100 g, 0.224 ile 0.256 mg / g arasında bulunmuştur. Tüm serbest yağ asitleri (C 4, C 6, C 8, C 10 C 12, C 14, C 16, C 18:0, C 18:1, C 18:2 ) içerikleri gerek Set gerekse Süzme yoğurtlarında depolamanın 15. gününde ani bir azalma göstermiş ve ilerleyen dönemlerde belirgin bir değişim göstermemiş veya değişmeden kalmıştır. Karbonil bileşenlerine bakıldığında asetaldehi, aseton, 2-bütanon ve diasetil içeriklerinin Set yoğurtlarında sırasıyla 5.20 ile 9.11 ppm, 6.77 ile 8.06 ppm, 1.27 ile 2.13 ppm, 6.16 ile 2.70 ppm arasında, Süzme yoğurtlarında ise yine sırasıyla 6.03 ile 10.09 ppm, 3.01 ile 11.71 ppm, 1.62 ile 3.80 ppm arasında ve iz miktarda bulunmuştur. Set yoğurtlarında incelenen tüm serbest yağ asitlerinin depolama süresince örneklerin tat aroma değişimi üzerine etki düzeyi istatistik olarak önemli düzeyde bulunmuştur. Nitekim bu değerin değişim genişliği % 39.3 ile 73.1 arasındadır. Süzme yoğurtlarında ise C 6 dışındaki serbest yağ asitlerinin, tat aroma değişiminin belirlenmesinde yine önemli bir role sahip olduğu belirlenmiştir. Buradaki etki düzeyi ise % 42.06 ile 60.4 arasındadır. Bunların aksine, karbonil bileşenleri arasında özellikle Set yoğurtları için aseton ve Süzme yoğurtları için asetaldehit in tat aroma değişimi üzerine etkisinin bulunmadığı, diğer taraftan diğer karbonil bileşenlerinin etki düzeylerinin Set yoğurtlarında % 11.5 ile 35.9, Süzme yoğurtlarında % 58.4 ile 70.4 arasında olduğu saptanmıştır. 1

EFFECT OF THE ORGANIC ACID CONTENT ON TASTE AND FLAVOUR IN GOAT S MILK YOGHURT SUMMARY In this study, some properties of Set and Süzme (strained) yoghurts produced from goat s milk were investigated for a duration of 30 days in Set, of 60 days in Suzme yoghurts. The results obtained from this study are given as fallows: in Set type; titratable acidity, ph value, lactic acid and tyrosin contents were changed between 56.04 and 66.43 SH, 4.39 and 4.10 ph, 0.93 and 1.04 g / 100 g, 0.116 and 0.150 mg / g respectively. In Süzme type these values were varied from 108.91 to 118.89 SH, 3.92 to 3.90 ph, 0.138 to 0.143 g / 100 g, 0.224 to 0.256 mg / g respectively. Free fatty acids (FFA) contents (C 4, C 6, C 8, C 10 C 12, C 14, C 16, C 18:0, C 18:1, C 18:2 ) of both Set type and Süzme yoghurts have sharply decreased on the 15. day of storage and in the following period of storage the level of FFA remained almost unchange. As far as carbonyl compounds are concerned, acetaldehyde, aceton, 2 butanone and diacetyl contents have been determined between 5.20 and 9.11 ppm, 6.77 and 8.06 ppm, 1.27 and 2.13, 6.16 and 7.70 in Set type; and between 6.03 and 10.09 ppm, 3.01 and 11.71 ppm, 1.62 and 3.80 ppm, trace amount in Süzme type, respectively. In Set yoghurts, the influence rate of all examined FFA on the change of flavour and aroma in yoghurt samples during storage were found to be significantly important as statistically. The range of value changed between 39.3 and 73.1 %. In Süzme yoghurt, FFA (except C 6 ) have been also found to have an important role in determining on the change of flavour and aroma. Influence rate of FFA varied from 42.06 to 60.4 %. In contrast this, among the carbonyl compounds especially aceton in Set and acetaldehyde in Süzme yoghurt have no pronounced effect on the change of flavour and aroma while the influence rate of the others were found to be as 11.5 35.9 % in Set and 58.4 70.4 % in Süzme yoghurts. 2

2. AMAÇ VE KAPSAM Yoğurt ve diğer bazı fermente ürünlerin üretiminde keçi sütünden hammadde olarak yararlanılması giderek yaygınlaşmaktadır. Keçi sütünün bazı fizikokimyasal özellikleri (örneğin; yağ globüllerinin küçük olması, kısa zincirli yağ asitleri miktarının yüksekliği), diğer tür sütlerden farklılık göstermektedir. Anılan farklılıklar, hammadde olarak keçi sütü kullanılarak üretilen fermente ürünlerin karakteristik özellikler kazanmasına neden olmaktadır. Nitekim, hammaddesi keçi sütü olan fermente ürünlerde küçük moleküllü yağ asitlerinin, karakteristik tat aromanın oluşmasında, önemli etkiye sahip olduğu birçok araştırıcı tarafından ileri sürülmektedir (Uraz, 1983; Haenlein, 1995; Agnihotri and Prasad, 1993). Bilindiği gibi yoğurtların tat aroması birçok bileşenin ortak etkisiyle belirginleşmektedir. Bu bileşenler yoğurt bakterilerinin metabolik aktiviteleri sonucudur. Yoğurt tat aromasına katkıda bulunan bileşenler, genelde dört grup altında toplanmaktadır. Bunlar; uçucu olmayan asitler (laktik, pirüvik, oksalik, suksinik), uçucu asitler (formik, asetik, izovalerik, kapronik, kaprilik, kaprik, propiyonik ve butirik asit), karbonil bileşenleri (asetaldehit, aseton, asetoin, diasetil), aminoasitler (serin, glutamik asit, prolin, valin, lösin, tirozin vb.) dir (Tamime and Robinson, 1985). Söz konusu bileşenler içinde karbonil bileşenleri özellikle asetaldehit temel aroma maddesi diğerleri ise tat aromayı destekleyici maddeler olarak kabul edilmektedirler. Genelde inek sütü yoğurtlarının tat aroma özelliklerinin tanımlanmasında kabul gören bu yaklaşım, keçi sütü yoğurtlarında küçük moleküllü yağ asitlerinin öne çıkmasıyla ayrıcalık kazanmaktadır. Ancak, keçi sütü yoğurtları ve hatta keçi sütünden üretilen diğer fermente ürünlerde, düşük moleküllü yağ asitlerinin etki düzeylerinin belirlenmesine yönelik herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı, keçi sütü yoğurtlarında (Set ve Süzme) organik asitler (özellikle süt yağı hidrolizasyonu sonucu açığa çıkanlar) ve bunlara ilaveten bazı karbonil bileşenlerinin tat aroma üzerine etki düzeylerinin belirlenmesi araştırmamızın amacını oluşturmaktadır. Bu nedenle, araştırma kapsamında üretilen Set ve Süzme yoğurtlarının bazı özellikleri saptanarak, anılan özelliklerin depolama süresindeki değişimleri izlenmiştir. İlaveten karbonil bileşenleri ve serbest yağ asitlerinin bağımsız olarak, tat aromanın depolama süresindeki değişimi üzerine etki düzeyleri (determinasyon katsayıları) saptanmıştır. Yoğurt kalite kriterleri içinde tat aroma son derece önemlidir. Önceki bölümde açıklandığı gibi, süt yağının hidrolizasyonu sonucunda açığa çıkan düşük moleküllü serbest yağ asitleri, 3

keçi sütü ürünlerinde karakteristik tat aromanın belirginleşmesinde önemli etkiye sahiptirler. Bu asitlerin tat aroma üzerindeki etkileri şu nedenlere dayandırılmaktadır. Keçi sütünün içerdiği toplam yağ asitlerinin % 12 14 ü kısa ve orta zincirli yağ asitlerinden (C 4 C 8 ) oluşmakta (bu oran inek sütünde % 3 4 tür.) ve bunlardan özellikle kaproik, kaprilik ve kaprik yağ asitleri karakteristik tat aromadan sorumlu tutulmaktadır (Remeuf, tarihsiz; Agnihotri and Prasad, 1993; Alichanidis and Polychroniadou, 1995). Diğer bir neden de keçi sütünün lipolitik sisteminin farklılığıdır. Keçi sütünde bulunan lipaz, lipoprotein niteliğindedir ve doğal lipazın % 45 46 sı yağ fazında bulunmakatdır (inek sütünde bu değer % 5 30 dur.). Lipoprotein lipaz aktivitesinin özellikle kendiliğinden oluşan lipolizle ilişkisi üst düzeydedir (Alichanidis and Polychroniadou, 1995; Chilliard and Lambert, 2000). Keçi sütü yoğurtlarında, karbonil bileşenlerinin özellikle temel aroma maddesi olarak kabul edilen asetaldehit miktarının inek sütü yoğurtlarından daha düşük düzeyde olduğu belirtilmektedir. Örneğin Abrahamsen et. al. (1978), inkübasyonun 3. saatinde inek sütü yoğurtlarında 4.7 5.5 ppm düzeyinde bulmuştur. Karademir et. al. (2002), kurumadde içerikleri farklı tekniklerle (evaporasyon, süttozu ilavesi ve ultrafiltrasyon) artırılmış sütlerden üretilen yoğurtlarda asetaldehit içerikleri depolamanın 1. gününde 3.51 ile 3.96 ppm arasında saptamıştır. Yukarıda belirtilen sonuçların alınmasındaki başlıca etken keçi sütünün glisin içeriğinin yüksek, sitrat içeriğinin ise düşüklüğüdür. Özellikle, glisin treoninin asetaldehite dönüşümünde rol oynayan enzimleri inhibe etmektedir (Peaker et. al., 1981; Tamime and Robinson, 2001). Titrasyon asitliği, yoğurtlarda raf ömrünün belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan bir parametredir. Titrasyon asitliğini oluşturan unsurlar içinde laktik asit, yoğurtlarda karakteristik asidik tadın ortaya çıkmasından sorumlu başlıca organik asittir. Yoğurt starter bakterilerinin proteolitik aktiviteleri sonucu açığa çıkan aminoasitler (örneğin serin, glutamik asit, prolin, valin vb.) tat aroma üzerine indirekt etkiye sahiptirler. Tat aromayı katkılandırmalarının yanı sıra aminoasitler temel aroma maddesi asetaldehit oluşumunda başlıca kaynaklarıdır (Haenlein, 1995). Ancak, aminoasit birikiminin belirli bir sınır değerinin üzerine çıkması durumunda yoğurtlarda tat bozukluğu (acı tat) ortaya çıkmaktadır (Asperger, 1977). 4

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3. 1. Materyal 3. 1. 1. Hammadde Araştırmada hammadde olarak kullanılan keçi sütleri, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Hayvancılık İşletmesi nden sağlanmıştır. Süt alımları Haziran Temmuz aylarında gerçekleştirilmiş ve sağımdan hemen sonra alınan sütler, en kısa sürede Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Eğitim Araştırma ve Uygulama İşletmesi ne getirilmiştir. 3. 1. 2. Süttozu Kurumadde standardizasyonunda kullanılan keçi süttozu, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Eğitim Araştırma ve Uygulama İşletmesi nde bulunan pilot Anhydro A. I. 323 vakum evaporatörü ve pilot Anhydro 3. 52. 50. 01 santrifüj atomizörlü kurutma ünitesinde tarafımızca üretilmiştir. Bu amaçla işletmeye getirilen keçi sütü 50 C ye ısıtılıp seperatör yardımıyla kreması ayrıldıktan sonra yaklaşık % 0.4 yağlı süte 72 C de 10 dakika süreyle ısıl işlem uygulanmıştır. Bu şekilde hazırlanan süt vakum evaporatöründe yaklaşık % 33 kurumadde oranına kadar koyulaştırıldıktan sonra kurutucu üniteye verilerek süttozu üretimi gerçekleştirilmiştir. Kurutma koşulları; giriş hava sıcaklığı 180±3 C, çıkış hava sıcaklığı 75±3 C ve atomizörün devir sayısı 18.000 dev/dak. olarak uygulanmıştır. 3. 1. 3. Yoğurt kültürü Araştırmada Wiesby (Almanya) firması tarafından üretilen yoghurt 709 ve yoghurt V1 kodlu DVS formundaki ticari kültürler sırasıyla 6:1 oranında karıştırılarak kullanılmıştır. 3. 2. Yöntem 3. 2. 1. Set ve süzme yoğurt üretimi Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Eğitim Araştırma ve Uygulama İşletmesi ne getirilen keçi sütü süzüldükten sonra 50 C ye ısıtılmış ve krema seperatörü 5

yardımıyla yağ oranı yaklaşık % 3.5 e ayarlanmıştır. Toplam kurumadde oranı % 16 olacak şekilde süttozu ilave edildikten sonra 90 C de 10 dakika süreyle ısıl işlem uygulanmıştır. 45 C ye soğutulan sütlere hazırlanan kültürden % 3 oranında ilave edilerek kaplara doldurulmuş ve 43±1 C de inkübasyona bırakılmıştır. Örneklerin ph değerleri 4.6-4.7 ye ulaştığında inkübasyona son verilmiş ve buzdolabında (4±1 C) depolanmıştır. Bu şekilde üretilen set yoğurtların bir kısmı bir gece buzdolabında bekletildikten sonra bez torbalara aktarılarak oda sıcaklığında 24 saat süreyle süzülmeye bırakılmıştır. Süzme yoğurt örnekleri 100 gramlık ağzı kapaklı plastik kaplara doldurularak buzdolabı koşullarında depolanmıştır. Set yoğurt örnekleri depolamanın 1., 15. ve 30. günlerinde, süzme yoğurt örnekleri depolamanın 1., 15., 30., 45. ve 60. günlerinde analize alınmıştır. Deneme 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. 3. 2. 2. Yoğurtlara uygulanan analizler 3. 2. 2. 1. ph değeri Orion 420 digital ph-metre kullanılmıştır. 3. 2. 2. 2. Titrasyon asitliği Titrasyon yöntemi kullanılarak SH cinsinden belirlenmiştir (Anonymous 1989). 3. 2. 2. 3. Toplam kurumadde Gravimetrik yöntemle saptanmıştır (Anonymous 1989). 3. 2. 2. 4. Yağ Gerber yöntemi kullanılmıştır (Anonymous 1989). 3. 2. 2. 5. Laktik asit Steinsholt and Calbert (1960) tarafından bildirilen yönteme göre saptanmıştır. 3. 2. 2. 6. Tirozin değeri Hull (1947) a göre spektrofotometrik olarak tespit edilmiştir. 3. 2. 2. 7. Organik asitler Gaz kromatografisi cihazı kullanılarak saptanmıştır (Deeth et al 1983). 6

3. 2. 2. 8. Karbonil bileşenleri Gaz kromatografisi cihazı kullanılarak Headspace yöntemiyle belirlenmiştir (Ulberth 1991). 3. 2. 2. 9. Duyusal nitelikler Rasic and Kurman (1978) tarafından önerilen puantaj cetvelinin sadece tat değerlendirilmesine ilişkin bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilerek uygulanmıştır. Tat-aroma değerlendirmesi Puan Mükemmel-iyi 8-10 Yeterli 5-7 Bozuk 1-4 3. 2. 2. 10. İstatistiksel değerlendirmeler Karbonil bileşenleri ve serbest yağ asitlerine ilişkin veriler tat-aroma puanları ile ilişkilendirilerek regresyon denklemleri ve determinasyon katsayıları saptanmıştır (Düzgüneş ve Akman 1991). 4. ANALİZ VE BULGULAR Deneme kapsamında üretilen Set ve Süzme yoğurtarının kurumadde ve yağ içerikleri Çizelge 4.1. de verilmektedir. Çizelge 4.1. Set ve Süzme yoğurtlarının kurumadde ve yağ oranları (%) n = 3 Kurumadde (%) Yağ (%) Set 16.10 3.83 Süzme 30.28 8.13 7

4.1. Titrasyon Asitliği Çizelge 4.1.1. Set ve Süzme yoğurtların titrasyon asitliği değerleri ( SH) n = 3 Depolama Süresi (gün) Set Süzme 1. 56.04 108.91 15. 66.97 119.06 30. 66.43 117.12 45. - 116.81 60. - 118.89 Süt ve ürünlerinde asitliği oluşturan başlıca unsurlar, protein, sitrat ve fosfatlar vb. dir. Kurumadde içeriğindeki artışa bağımlı asitlik unsurlarının konsantre hale gelmesi titrasyon asitliğinin artmasına neden olmaktadır. Nitekim 1. gün değerleri esas alındığında; Set ve Süzme yoğurtlarının titrasyon asitlikleri arasında önemli farklılık ortaya çıkmıştır. Set ve Süzme yoğurtlarında, titrasyon asitliğindeki artış depolamanın ilk 15 gününde gözlenmiştir. Sonraki dönemlerde titrasyon asitliklerinde değişim meydana gelmemiştir. Depolama süresince, Set tipi yoğurtların titrasyon asitliği TS 1330 Yoğurt Standardında belirtilen sınır değerin (70 SH) altında kalmıştır (Anonymous, 1989). Bazı panalistlerce tuzlumsu/tatlı bir tadın algılandığı belirtilmektedir. Süzme yoğurtlarında ise, 1. günden itibaren titrasyon asitliği Gıda Maddeleri Tüzüğünde açıklanan sınır değerlerinin (100 SH) üzerindedir. Ancak, ileriki bölümlerde açıklanacağı gibi, Süzme yoğurtları, Set yoğurtlarına göre daha fazla beğeni kazanmıştır. 4.2. ph Değerleri Çizelge 4.2.1. Yoğurt örneklerinin ph değerleri n = 3 Depolama Süresi (gün) Set Süzme 1. 4.39 3.92 15. 4.03 3.78 30. 4.10 3.87 45. - 3.99 60. - 3.90 8

Depolama süresince Set ve Süzme yoğurtlarının ph değerlerindeki ilk 15 gün içindeki azalma ve bunu izleyen dönemlerde ise çok az artış göstermiştir. Ancak, dönemleri birbirleriyle karşılaştırıldığında, değişim düzeyleri oldukça düşüktür. ph değerlerindeki değişim, buffer kapasitesi tarafından etkilenmektedir. Keçi sütünün buffer kapasitesine ilişkin farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bazı araştırıcılar keçi sütünün buffer kapasitesinin düşük (Agnihotri and Prasad, 1993; Alichanidis and Polychroniadou, 1995), bazıları ise yüksek olduğunu (Park, 1991; Haenlein et. al., 1992) açıklamaktadırlar. Kurumadde bileşenlerinin hammadde olarak yararlanılan süte göre daha konsantre hale getirildiği Set ve Süzme yoğurtlarında buffer kapasitesindeki artma doğal bir sonuçtur. Nitekim özellikle Süzme yoğurtlarında bu eğilim açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. 4.3. Laktik Asit Çizelde 4.3.1. de Set ve Süzme yoğurtlarının laktik asit içeriklerinin depolama süresindeki değişimleri verilmektedir. Çizelge 4.3.1. Yoğurt örneklerinin laktik asit içerikleri (g/100 g) n = 3 Depolama Süresi (gün) Set Süzme 1. 0.93 0.138 15. 1.08 0.137 30. 1.04 0.137 45. - 0.136 60. - 0.143 Laktik asit, yoğurt starter bakterilerinin metabolik aktivitelerine bağımlı olarak laktozun transformasyonu sonucu oluşmaktadır. Özellikle yoğurtlarda asidik tadın belirginleşmesinde en önemli bileşendir. Araştırmada, Set yoğurtlarının laktik asit içeriği depolamanın ilk 15 gününde artış, izleyen dönemde ise önemli bir değişim göstermemiştir. Süzme yoğurtlarında ise, laktik asit içeriği 60 günlük depolama süresince önemli bir değişim sergilememiş, değişmeden kalmıştır. Toplam kurumadde içeriğinin % 25 ve üzerindeki değerlere ulaşması durumunda, su aktivitesindeki azalışa bağımlı, starter kültür organizmalarının metabolik aktiviteleri azalmaktadır (Tamime and Robinson, 2001). Çalışmada süzme yoğurtlarının kurumadde içeriklerinin yaklaşık % 30 civarında olması, yukarıda açıklanan sonucun alınmasında etkili olduğu ileri sürülebilir. 9

Deneme örneklerinin asitlik düzeylerini karakterize eden ph, titrasyon asitliği ve laktik asit değerlerinde, her iki tip yoğurtta depolamanın 15. gününden sonra önemli bir değişim ortaya çıkmamıştır. Bu sonuç tat aroma değişimi üzerine asitliği karakterize eden parametrelerin dışındaki parametrelerin etkisinin daha önemli olduğunu belirtmektedir. 4.4. Tirozin Değerleri Çizelge 4.4.1. de Set ve Süzme yoğurtlarının tirozin değerlerinin depolama süresindeki değişimleri verilmektedir. Çizelge 4.4.1. Yoğurt örneklerinin tirozin değerleri (mg / g) n = 3 Depolama Süresi (gün) Set Süzme 1. 0.116 0.224 15. 0.144 0.249 30. 0.150 0.248 45. - 0.241 60. - 0.256 Tirozin değerleri proteoliz sonucu açığa çıkan aminoasit miktarının tirozin eşdeğeri olarak ifadesidir. Genelde yoğurt starter kültürleri zayıf proteolitik aktiviteye sahiptirler. Proteoliz sonucu oluşan bazı bileşiklerin veya belirli aminoasitlerin (metionin, valin, vb.) tat aromayı katkılandırdığı belirtilmektedir. Ayrıca treonin, valin vb. aminoasitleri temel aroma maddesi olan asetaldehit oluşumunda başlıca kaynaklardır (Lees and Jago, 1976a.; Tamime and Robinson, 2001). Ancak, proteoliz sonucu oluşan parçalanma ürünleri miktarının belirli bir sınır değerinin üzerine çıkması durumunda yoğurtlarda tat özellikleri olumsuz yönde etkilenmektedir. Ancak, tat bozukluğunun belirgin olarak algılanabildiği sınır değerler yoğurt tipine ve kullanılan süt çeşidine göre farklılık mevcuttur. Örneğin; Set tipi yoğurtlarda aminoasit birikiminin tirozin eşdeğeri olarak sınır değerleri Asperger (1977) tarafından 0.1 mg/g, Atamer ve ark. (1993) tarafından ise 0.144 mg/g saptanmıştır. Süzme yoğurtlarında ise daha yüksek tirozin değerlerinin ( 0.200 mg/g), tolere edilebileceği belirtilmiştir (Atamer ve ark., 1993). Farklı yöntemlerle (evaporasyon, süttozu ilavesi, ultrafiltrasyon) kurumaddesi 10

artırılmış keçi sütü yoğurtlarında, ürettikleri yoğurtlarda tirozin değeri 0.260 ile 0.347 mg/g arasında saptanmıştır (Karademir et. al. 2002). Duyusal test sonuçlarına göre, yukarda belirtilen tirozin değerlerine sahip keçi yoğurtlarında bozuk tat (acı tat) algılanmamıştır. Nitekim bazı araştırmalarda proteoliz sonucunda ortaya çıkan acı peptidlerin yoğurtlarda acı tattan sorumlu oldukları belirtilmektedir (Tamime and Robinson, 2001). Araştırma sonuçlarına göre, Set yoğurtlarda tirozin değeri depolama süresince artış göstermiştir. Depolamanın 1. gününde 0.116 mg/g olan tirozin değeri 30. günde 0.150 mg/g a ulaşmıştır. Süzme yoğurtlarında ise depolamanın ilk 15. gününde artış eğilimi oldukça düşük düzeydedir. İzleyen dönemlerde tirozin değeri pek değişmeden kalmıştır. Önceki bölümlerde açıklandığı gibi, kurumadde ieçriğindeki artışa paralel su aktivitesindeki azalışa bağımlı yoğurt starter kültürlerinin metabolik aktivitesini inhibe etmesi, bu sonucun alınmasında etkili olduğu düşünülmektedir. 4.5. Serbest Yağ Asitleri Süt ve ürünlerinde organik asitlerin ana kaynağı süt yağı ve laktozdur. Ancak lipaz enziminin etkisiyle trigliseridlerden açığa çıkan serbest yağ asitleri birçok süt ürününün karakteristik tat aromasının belirginleşmesinde son derecede önemli olmasına karşın, anılan yağ asitlerinin çeşidi ve miktarlarına bağımlı bazı tat aroma bozuklukları da ortaya çıkmaktadır. Özellikle küçük moleküllü yağ asitlerinin (C 4 C 10 ) tat aroma üzerine etkileri diğerlerine göre daha fazladır. Keçi sütünün küçük moleküllü yağ asitleri içeriğinin inek sütüne göre fazlalığı ve lipoprotein lipaz enziminin önemli bir kısmının ( % 45) yağ fazı ile ilişkili olması (Haenlein, 1992; Alichanidis and Polychroniadou, 1995), keçi sütü ürünlerinde tat aroma ile serbest yağ asitleri arasındaki ilişkinin önemini artırmaktadır. Serbest yağ asitleri miktarlarının yüksekliği birçok üründe ransit tat olarak tanımlanan tat bozukluğunun başlıca nedeni olarak gösterilirken, keçi sütü ürünlerinde kaproik, kaprilik ve kaprik gibi kısa zincirli yağ asitleri karakteristik tat aromadan sorumlu tutulmaktadır (Uraz, 1983; Haenlein, 1992; Agnihotri and Prasad, 1993; Alichanidis and Polychroniadou, 1995). Diğer bir deyişle keçi sütünün lipolitik sisteminin diğer tür sütlerden farklılığı keçi sütü 11

ürünlerinde kısa zincirli yağ asitleri içeriği ile tat aroma arasındaki korelasyonun yüksek olmasının başlıca nedeni olarak gösterilmektedir (Chilliard et. al., 1984; Juarez and Ramos, 1986). Serbest yağ asitleri çeşidi ile tat aroma arasındaki ilişki değişik süt ürünlerinde araştırılmıştır. Ancak, aynı ürün bazında bile farklı sonuçlar elde edilmiştir. Genelde değişik kısa zincirli yağ asitlerinin sorumlu olduğu tat aroma özellikleri aşağıdaki gibidir; Bütirik; ransit tat (etil esterleri ise meyvemsi kokunun nedenidir.) Kaproik; ineğimsi, yavan, Kaprilik; keçimsi Kaprik; acımsı, sabunumsu tat aromanın belirginleşmesinde etkilidirler (Harper and Hall, 1976, Kırdar, 2002). Serbest yağ asitleri içerik ve niteliklerine bağımlı olarak yapılan yorumlar, çeşitli ürünlerde tat aroma özelliklerini açıklamada yetersiz kalmaktadır. Örneğin, normal süt ph sında, suda çözünen yağ asitleri fraksiyonu tuz formundadır. Yoğurt gibi yüksek asitli ürünlerde ( ph 4.7) ise suda çözünen yağ asitleri fraksiyonu yarı nötralize formdadır. Tuz formlarının tat aroma üzerine etkisi, asit formlarına göre daha düşüktür (Harper and Hall, 1976). Yüksek asitli ürünlerde (buttermilk) serbest yağ asitlerinin tat aroma üzerine etkisi düşük asitli ürünlere göre daha önemli olduğu vurgulanmaktadır. İlaveten yüksek asitli ürünlerde karbonil bileşenlerinin varlığı (diasetil vb.) ransit aroma bozukluğu ortaya çıkmaksızın yüksek asit değerlerini tolere edilebileceği belirtilmektedir (Hunziker, 1940). Genelde serbest yağ asitleri, yoğurt starter bakterilerinin trialkilgliserol aktivitesi ile ilişkilidir. Trigliseridlerin hidrolizasyonu sonucu serbest hale geçen yağ asitleri özellikle keçi sütünden üretilen fermente ürünlerde karakteristik tat aromadan sorumlu başlıca bileşenler olarak kabul edilirler. İlaveten laktoz ve aminoasitler de (deaminasyon ve dekarboksilasyon) serbest yağ asitlerinin diğer kaynaklarıdır. Yoğurt starter bakterileri zayıf lipolitik aktivite gösterirler. Serbest hale geçen yağ asitleri miktarı, trigliseridlerdeki yağ asitlerinin yaklaşık %5 ine eşdeğerdir (Rao and Reddy, 1984). Yoğurt ve benzeri fermente ürünlerde serbest yağ asitleri ve bunların özellikle fermentasyon aşamasındaki değişimleri üzerine bazı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu çalışmalarda yağ asitlerinin değişimleri ile ilgili sonuçlar arasında farklılıklar gözlenmektedir. Örneğin Rasic and Kurmann (1978), farklı tür sütlerden üretilen yoğurtlarda serbest yağ asitleri 12

değişimini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Sonuçlar, kullanılan hammaddeye göre inek ve koyun sütlerinde yağ asitleri (kaproik, kaprilik, lavrik, miristik) artarken, keçi sütü yoğurtlarında azalmıştır. İlaveten yüksek moleküllü doymuş yağ asitleri (palmitik, stearik) fermentasyon aşamasında koyun sütü yoğurtlarında azalırken, keçi sütü yoğurtlarında artmıştır. Araştırıcılar yukarıda belirtilen sonuçların alınmasında, değişik tür sütlerde yoğurt starter bakterilerinin davranışlarının farklı olmasından ileri geldiğini öne sürmektedirler. Tamime and Robinson (2001) ın konu ile ilgili aktardığı bilgilere göre, 37 C de sürdürülen inkübasyonun 24. ve 72. saatlerinde serbest yağ asitleri değişimi aşağıdaki gibi verilmektedir. Bileşen Ürün 24. h 72. h C4 Yağlı süt 0.13 0.14 Yağsız süt 0.03 0.06 C6 Yağlı süt 1.56 2.57 Yağsız süt 2.40 2.04 C8 Yağlı süt 1.78 1.64 Yağsız süt 2.26 2.36 C10 Yağlı süt 2.65 2.22 Yağsız süt 3.11 2.92 Serbest yağ asitleri miktarı (mg.100g -1 ) Serbest yağ asitlerinin azalma veya artış yönünde eğilim sergilemesi, sonuçların yorumlanmasında sıkıntı yaratmaktadır. Keçi sütünün lipolitik sisteminin özelliğinden dolayı, keçi sütü ürünlerinde küçük moleküllü serbest yağ asitlerinin karakteristik tat aromanın belirginleşmesinde önem kazandığı önceki bölümlerde açıklanmıştı. Araştırmamızda keçi yoğurtlarının küçük moleküllü serbest yağ asitleri içeriğinin depolama süresindeki değişimleri Çizelge 4.5.1 de verilmektedir. 13

Çizelge 4.5.1. Set yoğurt örneklerinin serbest yağ asitleri içerikleri (mg/1000g) n = 3 1. gün 15. gün 30. gün C 4 (Bütirik) 19.94 5.11 4.48 C 6 (Kaproik) 11.97 4.96 4.23 C 8 (Kaprilik) 11.14 3.94 3.19 C 10 (Kaprik) 32.14 10.67 8.14 C 12 (Lavrik) 11.19 4.11 3.50 C 14 (Miristik) 25.67 9.12 7.42 C 16 (Palmitik) 97.35 37.79 30.92 C 18:0 (Stearik) 19.22 8.44 6.27 C 18:1 (Oleik) 28.11 10.58 8.22 C 18:2 (Linoleik) 6.62 1.92 0.71 Çizelge 4.5.2. Süzme yoğurt örneklerinin serbest yağ asitleri içerikleri (mg / 1000 g) n = 3 1. gün 15. gün 30. gün 45. gün 60. gün C 4 (Bütirik) 21.35 4.136 5.15 7.94 4.88 C 6 (Kaproik) 6.92 6.52 6.20 6.92 6.82 C 8 (Kaprilik) 17.09 6.27 6.70 7.62 5.26 C 10 (Kaprik) 50.86 15.23 15.62 17.21 14.99 C 12 (Lavrik) 19.28 7.85 7.58 8.20 7.40 C 14 (Miristik) 45.10 16.84 15.73 17.20 16.39 C 16 (Palmitik) 187.50 72.03 62.88 71.44 57.14 C 18:0 (Stearik) 41.28 16.11 13.92 14.80 12.36 C 18:1 (Oleik) 63.95 27.48 25.93 27.78 27.47 C 18:2 (Linoleik) 15.27 5.16 4.73 6.17 3.78 Birinci gün değerlerine göre set yoğurtlarında serbest yağ asitlerinin maksimum değeri C 16 yağ asidinde (97.35 mg / 1000 g) minimum değer ise C 18:2 yağ asidinde (6.62 mg / 1000 g) saptnamıştır. İzleyen dönemlerde yağ asitlerinin tümünde azalmalar meydana gelmiştir. Ancak yağ asitleri miktarlarında azalmalar ilk 15 günlük dönemde oldukça belirgindir. Süzme yoğurtlarının serbest yağ asitleri içeriği 6.92 (C 6 ) ile 187.50 (C 16 ) mg / 1000 g arasında değişim göstermiştir. Depolamanın ilk 15 günlük döneminde serbest yağ asitleri içeriklerinde önemli azalmalar ortaya çıkmıştır. İzleyen dönemlerde ise, serbest yağ asitleri içeriklerinde 14

pek belirgin değişim ortaya çıkmamış veya değişmeden kalmıştır. Ancak bu dönemde serbest yağ asitlerinde değişim eğilimi bazı örneklerde artış, bazılarında ise azalış yönündedir. Genelde gerek Set, gerekse Süzme yoğurtlarında serbest yağ asitleri içerikleri depolama süresinde azalma eğilimi sergilemektedirler. Yoğurtlarda serbest yağ asitlerinin depolama süresinde değişimine ilişkin literatür bulunamamıştır. Serbest yağ asitlerinde saptanan bu azalmaların, anılan asitlerin bazı durumlarda degradasyonu ile ilişkilendirilmektedir (Rasic and Kurmann, 1978). 4.6. Karbonil Bileşenleri Yoğurtlarda karakteristik tat aromanın belirginleşmesinde karbonil bileşenleri ve bu bilşenler arasındaki denge son derece önemlidir. Temel aroma maddesi olan asetaldehitin başlıca kaynakları laktoz (glikoz), treonin, metionin, valin gibi aminoasitler ve nükleik asitlerdir (Spreer, 1998; Tamime and Robinson, 2001). Asetaldehit ve diğer aromatik bileşenlerin oluşumunda, starter kültür organizmalarının spesifik aktiviteleri (asetaldehit dehidrogenaz, treonin aldolaz, deoksiriboaldolaz vb.) etkili faktörlerden biridir (Lees and Jago, 1976a, 1976b, 1978; Tamime and Robinson, 2001). Spesifik enzim aktiviteleri dışında diğer birçok faktör de karbonil bileşenlerinin oluşumu üzerine etkilidir. Örneğin; değişik tür sütlerden üretilen yoğurtlarda karbonil bileşenleri arasındaki farklılık, hammadde sütün bileşim özellikleri ile ilişkilidir. Önceki bölümlerde açıklandığı gibi keçi sütlerindeki glisin içeriğinin yüksekliği, treonin aldolaz aktivitesini inhibe ederek keçi yoğurtlarında asetaldehit içeriğinin düşük olmasının başlıca nedeni olarak ileri sürülmektedir. Set ve Süzme yoğurtlarında bazı karbonil bileşen içeriklerinin depolama süresindeki değişimleri Çizelge 4.6.1. ve 4.6.2. de verilmektedir. Çizelge 4.6.1 Set yoğurt örneklerinin karbonil bileşen içerikleri (ppm) n = 3 Depolama Asetaldehit Aseton 2 bütanon Diasetil Süresi (gün) 1. 9.11 6.77 1.27 6.16 15. 7.16 8.06 2.13 7.70 30. 5.20 6.98 1.57 6.91 15

Çizelge 4.6.2. Süzme yoğurt örneklerinin karbonil bileşen içerikleri (ppm) n = 3 Depolama Asetaldehit Aseton 2-bütanon Diasetil Süresi (gün) 1. 8.36 3.01 1.62 iz halinde 15. 8.54 10.11 2.69 iz halinde 30. 10.09 10.41 2.75 iz halinde 45. 8.51 11.51 3.28 iz halinde 60. 6.03 11.71 3.80 iz halinde Set tipi keçi sütü yoğurtlarının asetaldehit içeriklerini Abrahamsen et. al. (1978) 4.5 5.5 ppm, Wojtowski et. al. (1995) 1.5 9 ppm, Karademir et. al. (2002) 3.19 3.96 ppm olarak saptamışlardır. Asetaldehit düzeyi ile yoğurt tat aaroması arasındaki ilişki genelde inek yoğurtlarında irdelenmiştir. Ancak, araştırma sonuçları arasında belirgin farklılıklar gözlenmektedir. Örneğin karakteristik tat aroma için asetaldehitin optimum düzeyi Görner et. al. (1973) tarafından 10 20 ppm, Rasic and Kurmann (1978) 21 41 ppm olarak ileri sürmektedirler. İlaveten bazı araştırmalarda yoğurt örneklerinin asetaldehit içeriklerine ait değişim genişliği 2.5 41 ppm arasında bulunmuştur. Bu sonuçlar, temel aroma maddesi olmasına karşın asetaldehit içeriğine bağımlı olarak tat aroma özelliklerinin yeterli düzeyde açıklanamayacağını ortaya koymaktadır. Deneme örneklerinin asetaldehit içerikleri depolama süresince set yoğurtlarda 5.11 9 11 ppm, süzme yoğurtlarında ise 6.03 10.09 ppm arasında değişim göstermiştir. Depolama süresince set yoğurtlarda azalma eğilimi gösteren asetaldehit içerikleri süzme yoğurtlarında özellikle 45 günlük dönemde değişmeden kalmıştır. Tat aroma üzerinde sınırlı etkiye sahip aseton ve bütanon 2 çok az miktarı orijinal sütten kaynaklanmakta; belirli miktarlarda ise yoğurt starter bakterileri tarafından üreitlmektedir. Yoğurt starter bakterileri değişik miktarlarda aseton üretilebilirler. Bazı araştırıcılar, asetaldehit ile aseton arasındaki oranın 2.8 : 1.0 olması durumunda, yoğurtlarda özgün tat aromanın belilrginleştiğini ileri sürmektedir. Genelde Lb. delbrueckii subsp. bulgaricus suşlarının aseton üretimi, asetaldehit üretiminden daha fazladır (Rasic and Kurmann, 1978). Keçi yoğurtlarında aseton içeriğinin 3 40 ppm arasında değiştiği belirtilmektedir (Yaygın, 1982). Depolama süresince aseton içeriğinin değişmediği saptanmıştır (Tamime and Robinson, 2001). 16

Araştırmamızda, set yoğurtlarında aseton ve 2-bütanon içerikleri sırasıyla 6.77 ile 8.06 ppm, 1.27 ile 2.13 ppm arasında bulunmuştur. Her iki karbonil bileşeni depolama süresince pek değişim sergilememişlerdir. Süzme yoğurtlarında ise, aseton ve 2-bütanon içerikleri, depolamanın ilk 15. gününe kadar artış, izleyen dönemlerde ise önemli bir değişim göstermemişlerdir. Diğer karbonil bileşenlerinde olduğu gibi, yoğurtlarda diasetil içeriğine ilişkin veriler arasında farklılıklar mevcuttur. Diasetil in iz halinde veya çok az miktarda (0.09 ppm) bulunması, yoğurt tat aroması için önemli olduğu vurgulanmaktadır (Rasic and Kurmann, 1978). Robinson and Tamime (1983), yoğurtlarda diasetil içeriğinin 0.4 ile 13 ppm arasında değiştiğini bildirmektedirler. Araştırmamızda Set yoğurtların diasetil içeriği 6.16 ile 7.70 ppm arasında saptanmıştır. Depolama süresinde diasetil içeriği pek değişmeden kalmıştır. Süzme yoğurtlarında ise diasetil içeriği, depolamanın tüm dönemlerinde iz halinde bulunmuştur. 4.7. Tat Aroma Değerlendirmesi Set ve Süzme yoğurtlarının tat aroma puanlarına ait ortalama değerler Çizelge 4.7.1. de verilmektedir. Çizelge 4.7.1. Set ve Süzme yoğurtlarının tat aroma puanları Depolama Süresi Set Süzme 1. 4.06 7.73 15. 4.80 5.73 30. 4.13 6.06 45. - 5.13 60. - 4.00 Değerlendirme skalası Mükemmel iyi 8 10 Yeterli 5 7 Bozuk 1 4 17

Set ve Süzme yoğurtlarının tat aroma puanları depolama süresince azalma eğilimi göstermektedir. Set yoğurtları depolamanın 30. gününde, Süzme yoğurtarı ise depolamanın 60. gününde, tat aroma bakımından yetersiz (bozuk) nitelik kazanmışlardır. Bazı panalistler set yoğurtlarında tatlımsı / tuzlumsu tadın algılandığını ifade etmişlerdir. Genelde set yoğurtlar, süzme yoğurtlarına göre daha az beğeni kazanmışlardır. Süzme yoğurtlarında ise tat aroma bozulmasının belirginleştiği 60. günde bazı panelistlerce aşırı asit tadın hakim olduğunu ifade etmişlerdir. 4.8. Karbonil Bileşenleri ile Tat Aroma Arasındaki İlişki Karbonil bileşenleri ile tat aroma arasındaki ilişki Set yoğurtlar için Çizelge 4.8.1. de, Süzme yoğurtları için Çizelge 4.8.2. de verilmektedir. İstatistiksel değerlendirmede deneme kapsamında saptanan her bir karbonil bileşeni ayrı ayrı ele alınarak, tat aroma puanları ilişki düzeyi incelenmiştir. Sonuçta regresyon denklemleri ve buna bağımlı determinasyon katsayıları saptanmıştır. Diğer bir ifade ile tat - aroma değerlerinin, karbonil bileşenleri ile bağımsız ilişkisi belirlenmiştir. Ayrıca, determinasyon katsayıları hesaplanarak, tat aroma puanlarındaki değişim üzerine karbonil bileşenlerinin etki düzeyleri saptanmıştır. Çizelge 4.8.1. Set yoğurtlarında karbonil bileşenleri ile tat aroma arasındaki ilişki Karbonil Bileşenleri Regresyon denklemi R Sq (%) Determinasyon Katsayısı Etki Düzeyi (%) Asetaldehit Tat aroma = -0+0.339 x asetaldehit 0 0.115 11.5 Aseton Tat aroma = -0-0.094 x aseton 0 0.0088 0.8 2 bütanon Tat aroma = -0-0.426 x 2-bütanon 6.4 0.181 18.1 Diasetil Tat aroma = 0-0.599 x diasetil 26.7 0.359 35.9 18

Çizelge 4.8.2. Süzme yoğurtlarında karbonil bileşenleri ile tat aroma arasındaki ilişki Karbonil Bileşenleri Regresyon denklemi R Sq (%) Determinasyon Katsayısı Etki Düzeyi (%) Asetaldehit Tat aroma = -0+0.156 x asetaldehit 0.0 0.024 2.4 Aseton Tat aroma = -0+0.839 x aseton 68.2 0.704 70.4 2 bütanon Tat aroma = -0-0.926 x 2-bütanon 84.6 0.858 85.8 Diasetil Tat aroma = 0+0.764 x diasetil 55.1 0.584 58.4 Set yoğurt örneklerinde karbonil bileşenlerinin tat aroma puanlarındaki değişimi belirleme düzeyi % 0.8 ile % 35.9 arasında değişmektedir. En fazla etki diasetilden kaynaklanmaktadır. Temel aroma maddesi kabul edilen asetaldehitin etki düzeyi % 11.5 ile üçüncü sırada yer almaktadır. Süzme yoğurtlarında ise, asetaldehit dışındaki diğer karbonil bileşenlerinin etki düzeyleri % 58.4 ile % 85.8 arasındadır. Diğer bir deyişle süzme yoğurtlarınfa tat aroma puanlarındaki değişimin diasetil, aseton, 2 bütanon ile belirleme düzeyi sırasıyla % 58.4, % 70.4 ve % 85.4 tür. Her iki yoğurt tipinde, temel aroma maddesi kabul edilen asetaldehitin etki payının diğer karbonil bileşenlerine göre düşüklüğü dikkat çekicidir. Genelde asetaldehitin yoğurt tat aromasında dominant etkiye sahip olduğu birçok araştırmacı tarafından vurgulanmasına rağmen, karşıt sonuçlar da bulunmaktadır. Örneğin, bazı çalışmalarda, asetaldehit içerikleri düşük yoğurtlar, duyusal panel sonucunda mükemmel olarak değerlendirilmiştir. Bu sonuç, asetaldehit dışındaki karbonil bileşenlerinin karakteristik yoğurt aromasında önemli olabileceği şeklinde yorumlanmaktadır (Schulz and Hingst, 1954; Botazzi et. al., 1967; Tamime and Robinson, 2001). 4.9. Serbest Yağ Asitleri ile Tat Aroma Arasındaki İlişki Serbest yağ asitleri (özellikle düşük moleküllü doymuş yağ asitleri) ile tat aroma arasındaki ilişkinin belirlenmesi çalışmamızın başlıca amacını oluşturmaktadır. Serbest yağ asitleri ile tat aroma arasındaki ilişki Çizelge 4.9.1. ve 4.9.2 de verilmektedir. 19

Çizelge 4.9.1. Set yoğurtlarında serbest yağ asitleri ile tat aroma arasındaki ilişki Serbest Yağ Asitleri Regresyon Denklemi R Sq (%) Determinasyon Katsayısı Etki Düzeyi (%) C 4 Tat aroma = 0+0.691 x C 4 40.3 0.477 47.7 C 6 Tat aroma = -0+0.747 x C 6 49.4 0.558 55.8 C 8 Tat aroma = 0+0.721 x C 8 49.6 0.558 55.8 C 10 Tat aroma = 0+0.721 x C 10 45.2 0.519 51.9 C 12 Tat aroma = -0+0.694 x C 12 40.8 0.482 48.2 C 14 Tat aroma = -0+0.679 x C 14 38.3 0.461 46.1 C 16 Tat aroma = -0+0.644 x C 16 33.1 0.415 41.5 C 18:0 Tat aroma = 0+0.627 x C 18:0 30.6 0.393 39.3 C 18:1 Tat aroma = -0+0.627 x C 18:1 30.6 0.393 39.3 C 18:2 Tat aroma = -0+0.855 x C 18:2 69.3 0.731 73.1 Çizelge 4.9.2. Süzme yoğurtlarında serbest yağ asitleri ile tat aroma arasındaki ilişki Serbest Yağ Asitleri Regresyon Denklemi R Sq (%) Determinasyon Katsayısı Etki Düzeyi (%) C 4 Tat aroma = 0+0.653 x C 4 40.1 0.426 42.6 C 6 Tat aroma = 0-0.027 x C 6 0 0.00073 0.073 C 8 Tat aroma = 0+0.747 x C 8 53.9 0.558 55.8 C 10 Tat aroma = -0+0.734 x C 10 51.9 0.539 53.9 C 12 Tat aroma = 0+0.715 x C 12 48.9 0.511 51.1 C 14 Tat aroma = -0+0.723 x C 14 50.2 0.523 52.3 C 16 Tat aroma = 0+0.774 x C 16 58.1 0.599 59.9 C 18:0 Tat aroma = -0+0.777 x C 18:0 58.6 0.604 60.4 C 18:1 Tat aroma = 0+0.680 x C 18:1 44.0 0.462 46.2 C 18:2 Tat aroma = -0+0.708 x C 18:2 47.9 0.501 50.1 Set yoğurtlarında, alçak moleküllü doymuş yağ asitlerinin (C 4, C 6, C 8, C 10 ) tat aroma puanları değişimi üzerine etki payları % 47.7 ile % 55.8 arasında, ortalama % 52.8 20

düzeyindedir. Yüksek moleküllü doymuş yağ asitlerinde (C 12, C 14, C 16 ) ise bu oran % 41.5 ile % 48.2 arasında olup, ortalama % 45.26 dır. doymamış yağ asitlerinin C 18:0, C 18:1, C 18:2 etki düzeyleri ise sırasıyla % 39.3, % 39.3 ve % 73.1 bulunmuştur. Özellikle C 18:2 asidinin tat aromadaki değişimi, bu denli yüksek düzeyde karakterize etmesi oldukça ilginçtir. Süzme yoğurtlarında ise, C 6 dışında % 42.6 ile % 60.4 arasında değişim göstermiştir. C 6 yağ asidinin depolama süresinde hemen hemen değişmeden kalması, anılan asidin tat aromadaki değişim üzerine etki payını oldukça azaltmıştır. Genel bir değerlendirme yapılırsa, Set yoğurtlarında serbest yağ asitlerinin, karbonil bileşenlerine göre tat aromadaki değişimi belirleme katsayıları dolayısıyla yüzdeleri daha fazladır. Ancak Süzme yoğurtlarında, asetaldehit hariç karbonil bileşenlerinin serbest yağ asitlerine göre determinasyon katsayıları daha yüksek bulunmuştur. 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Set ve süzme yoğurtlarının titrasyon asitliği depolamanın ilk 15 gününde artmış, izleyen dönemlerde ise pek değişmeden kalmıştır. Depolama süresinde, kurumadde bileşenlerindeki artışla ilişkili olarak buffer kapasitesindeki artış nedeniyle, özellikle süzme yoğurtlarının ph değerlerinde önemli sayılabilecek bir değişim meydana gelmemiştir. Set yoğurtlarının laktik asit içeriği depolamanın ilk 15 gününde artış, izleyen dönemde önemli bir değişim göstermemiştir. Süzme yoğurtlarında ise, depolama süresinde laktik asit içerikleri değişmeden kalmıştır. Bu sonucun alınmasında, su aktivitesindeki azalışa (kurumadde içeriğindeki artışla ilişkili olarak) paralel starter kültür organizmalarının metabolik aktivitesinin azalmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Set yoğurtlarında tirozin değeri depolama süresinde artış gösterirken, süzme yoğurtlarında ise, ilk 15 günde artış eğilimi oldukça düşük izleyen dönemlerde ise pek değişmeden kalmıştır. Set yoğurtlarında serbest yağ asitleri içerikleri depolama süresindeki değişimi genelde azalma yönündedir. Ancak, yağ asitleri miktarlarındaki azalmalar ilk 15 günlük dönemde oldukça belirgindir. Süzme yoğurtlarında, depolamanın ilk 15 günlük döneminde yağ asitleri içeriklerinde önemli azalmalar gözlenmiştir. İzleyen dönemlerde ise yağ asitleri içeriklerinde 21

pek belirgin bir değişim ortaya çıkmamış veya değişmeden kalmıştır. Bu dönmedeki değişim eğilimi bazı örneklerde artış, bazılarında ise azalış yönündedir. Deneme örneklerinin asetaldehit içerikleri set yoğurtlarında 5.11 9.11 ppm, süzme yoğurtlarında ise 6.03 10.09 ppm arasında değişim göstermiştir. Depolama süresince set yoğurtlarında azalma eğilimi gösteren asetaldehit, süzme yoğurtlarında pek değişmeden kalmıştır. Set yoğurtlarının aseton ve 2 butanon içerikleri sırasıyla 6.77 ile 8.06 ppm; 1.27 ile 2.13 ppm arasında saptanmıştır. Her iki karbonil bileşeni depolama süresince pek değişim sergilememişlerdir. Süzme yoğurtlarında ise, aseton ve 2 butanon içerikleri Depolamanın ilk 15 gününe kadar artış izleyen dönemde ise önemli bir değişim göstermemişlerdir. Diasetil içerikleri, set yoğurtlarda 6.16 ile 6.91 ppm arasında iken, süzme yoğurtlarında ise iz miktarda bulunmuştur. Tat aroma puanlarına göre, set yoğurtlar depolamanın 30. gününde, süzme yoğurtlar ise 60. gününde yenilebilme özelliklerini kaybetmişlerdir. Karbonil bileşenlerinin set yoğurt örneklerinde tat aroma puanlarının depolama süresindeki değişimi belirleme düzeyi % 0.8 ile % 35.9 arasındadır. Tat aroma değişimi üzerine en fazla etki diasetilden kaynaklanmaktadır. Süzme yoğurtlarında ise, asetaldehit dışındaki karbonil bileşenlerinin etki düzeyleri yüksek bulunmuştur. Örneğin tat aroma puanlarındaki değişimin % 85.8 i 2 butanon ile karakterize edilebilmesi mümkündür. Araştırmamızın temel amacını oluşturan, küçük moleküllü doymuş yağ asitlerinin tat aroma puanları değişimi üzerine etki payları set yoğurtlarda % 47.7 ile % 55.8 arasında saptanmıştır. Bu sonuçlara dayanarak, tat aroma özelliklerindeki değişimi, küçük moleküllü doymuş yağ asitleri esas alınarak belirlenebilme olasılığı oldukça üst düzeyde olduğunu ileri sürebiliriz. Süzme yoğurtlarında ise, determinasyon katsayıları ve etki düzeyleri ilişki sonuçlara dayanarak, C6 hariç diğer yağ asitlerinin tümü ile tat aromadaki değişimi (yaklaşık > % 42.6 büyük bir olasılıkla karakterize edilebilir. 22

6. KAYNAKLAR Abrahamsen, R. K., Svensen, A., Tufto, G. 1978. Some bacteriological activities during the incubation of yoghurt from goats and cow s milk. XX International Dairy Congress. Paris France. Agnihotri, M. K., Prasad, V. S. S. 1993. Biochemistry and processing of goat milk and milk products. Small Ruminant Research. 12, 151 170. Alichanidis, E., Polychroniadou, A. 1995. Special features of dairy products from ewe and goat milk from the physicochemical and organoleptic point of view. Production and Utilization of Ewe and Goat Milk. IDF 41, Square Vergote, Brussels. Anonymous, 1989. TS 1330. Yoğurt Standardı. TSE (Türk Standartları Enstitüsü). Ankara. Asperger, H. 1977. Applicability of analytic methods for assesment of yoghurt quality. Dairy Sci. Abstr. 37 : 594. Atamer, M., Yıldırım, M., Dağlıoğlu, O. 1993. Set ve Süzme yoğurtlarının depolama sürecindeki tat aroma değişimi üzerine asitlik gelişimi, lipoliz, oksidasyon ve proteoliz in etkisi. Doğa. Tr. J. of Veterinary and Animal Sciences. 17, 49 53. Botazzi, V., Dellaglio, F. 1967. Acetaldehyde and diacetyl production by streptococcus thermophilus and other lactic streptococci. Journal of Dairy Research. 34, 109 113. Chilliard, J., Selsclet Atton, G., Bas, P., Morand Fehr, P. 1984. Characteristics of lypolytic system in goat milk. Journal of. Dairy Sci., 67 : 2216 2223. Chilliard, Y., Lambert, G. 2000. Biochemical characteristics of goat milk lipids and lypolytic system. A comparison with cow and human milk. Effects of lipid supplementation. Recent Advances on Goat Milk Quality, Raw Material for Cheesemaking. Prceedings of the Technical Symposium. ITPLC. Deeth, H.C., Fitz-Gerald, C.H. and Snow, A.J. 1983. A gas chromatographic method for the quantitative determination of free fatty acids in milk and milk products. New Zealand Journal of Dairy Science and Technology, 18:13-20. Düzgüneş, O. VE Akman, N. 1991. Variyasyon Kaynakları. A. Ü. Ziraat Fakültesi Yayın NO: 1200, s. 146. Ankara. Görner, F., Palo, M., Seginova, M. 1973. Aroma compounds in cultured milks. Dairy Sci. Abstr. 35 (8) 3173. Haenlain, G. F. W., Caccese, R. Delaware, U. 1992. Goat milk versus cow milk. Milk and Milk Handling. Pennsylvania State University. Haenlain, G. F. W. 1995. Nutrituonal value of dairy products of ewe and goat milk. IDF 41, Square Vergote, B 1030, p.159 178, Brussels, Belgium. 23

Harper, W. C., Hall, C. W. 1976. Dairy Technology and Engineering. AVI Publishing Company, Westport. Hull, M.E. 1947. Studies on milk proteins. II. Colorimetric determination of the partial hydrolysis of the proteins in milk. J. Dairy Sci., 30: 881-884. Hunziker, O, F. 1940. The Butter Industry. Illinois. USA. Juarez, M., Ramos, M. 1986. Physicochemical characteristics of goat s milk as distinct from those of cow s milk. IDF Bulletin 202, 54 67. Karademir, E., Atamer, M., Tamucay, B., Yaman, Ş. 2002. Some properties of goat milk yoghurts produced by different fortification methods. Milchwissenschaft, 57 (5):262 263. Kırdar, S. S. 2002. Laktoperoksidaz, tiyosiyanat, hidrojen peroksit (LP) sistemi aktivasyonu ile korunmuş inek sütünden üretilen Tulum peynirlerinin bazı nitelikleri üzerinde araştırmalar. (doktora tezi). Ankara. Lees, G. L., Jago, G. R. 1976a. Formation of acetaldehyde from threonine by lactic acid bacteria. Journal of Dairy Research. 43 (1):75 83. Lees, G. L., Jago, G. R. 1976b. Acetaldehyde on intermediate in the formation ethanol from glucose by lactic acid Bacteria. Journal of Dairy Research. 43 (1):63 73. Lees, G. L., Jago, G. R. 1978. Role of acetaldehyde in metabolism: A review. 1. Enzymes catalyzing reactions involving acetaldehyde. Journal of Dairy Sci., 61 : 1205 1215. Park, Y. W. 1991. Relative buffering capacity of goat milk, cow milk, soy based infant formulas and commercial nonprescription antiacid drugs. Journal of Dairy Sci., 74: 3326 3333. Peaker, M., Faulkner, A., Blatchford, D. R. 1981. Changes in the milk citrate concentration during lactation in the goat. Journal of Dairy Research, 48, 357 361. Rao, D. R., Reddy, J. C. 1984. Effects of lactic fermentation of milk on milk lipids. Journal of Food Science. 49 : 748 750. Rasic, J. L., Kurmann, J. A. 1978. Yoghurt. Scientific Grounds, Technology, Manufacture and Preparations vol. I. Fermented Fresh Milk Products. Technical Dairy Publishing House. Copenhagen Denmark. Remeuf, F. tarihsiz. Physico-chemical properties of goat milk in relation to processing characteristics. Institut National Agronomigue Paris Grignon Department des Industries Agricoles et Alimentaries Laboratoire de Technologie (I.N.R.A.). 78850. Thiverual Grignon. P.98 110. France. 24

Robinson, R. K., Tamime, A. Y. 1983. Microbiology of fermented milks. In Dairy Microbiology. Volume 2. The Microbiology of Milk Products. Edited by Robinson, R. K. p. 245 279. Applied Science Publishers. Schulz, M. E., Hingst, G. 1954. Beitrage zur chemie des joghurts. acetaldehyd farbreaktionen zur joghurts untersuchung. Milchwissenschaft. 9, 330 326. Spreer, E. 1998. Milk and Dairy Product Technology. Marcel Dekker Inc. New York. Basel. Steinsholt, T. K. ve Calbert, H. E. 1960. A rapid colorimetric method for the determination of lactic acid in milk and milk products. Milchwissenschaft, 15: 7-11. Tamime, A. Y., Robinson, R. K. 1985. Yoghurt. Science and Technology. Pergamon Pres. Tamime, A. Y., Robinson, R. K. 2001. Yoghurt. Science and Technology. Second Edition. CRC Press. Ulberth, F. 1991. Headspace gas chromatographic estimation of some yoghurt volatiles. J. Assoc. Off. Anal. Chem. 74: 630-634. Uraz, T. 1983. Koyun ve keçi sütünün bazı nitelikleri. Uluslararası Akdeniz Bölgesi Koyun ve Keçi Üretimi Sempozyumu. s. 191 212. Ankara. Wojtowski, J., Dankow, R., Kozal, E., Wojciechowski, J. 1995. Influence of bacterial cultures on quality of yoghurt made from goat milk. Production and Utilization of Ewe and Goat Milk. IDF. 41, Square Vergote. Brussels. Yaygın, H. 1982. Studies of the content of scetaldehyde and other volatile aromatic compounds of yoghurt from cow, sheep, goat and buffalo milk. XXI. International Dairy Congress. Brief Communications. Volume I. p. 294. Moscow. 25

7. EKLER A) Mali Bilanço ve Açıklamaları Projemiz başlangıçta 8.198.000.000 TL. ödenekle kabul edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde 2.500.000.000 TL. ve 1. 300.000.000 TL. olmak üzere iki kez ek ödenek alınarak toplam destek miktarı 11.998.000.000 TL. olarak gerçekleşmiştir. Mali bilanço aşağıdaki gibidir. Hidrojen, azot, kuru hava tüpleri ve regülatörleri: Tüp dolumları: Gaz kromatografisi kart (PCI GPIB) ve kablo (HPIB) yenilenmesi: Serbest yağ asitleri sarf malzemeleri: Aroma maddeleri sarf malzemeleri: Kimyasal madde ve cam malzemeler: Kırtasiye: TOPLAM: 1.947.000.000 TL 885.000.000 TL 650.000.000 TL 5.428.000.000 TL 873.200.000 TL 1.597.241.000 TL 446.040.000 TL 11.826.481.000 TL B) Makine ve Teçhizatın Konumu ve İlerideki Kullanımına Dair Açıklamalar (BAP Demirbaş Numaraları dahil) Makine ve teçhizat kaleminden gaz kromatografisi cihazında kullanılmak üzere 2 şer adet hidrojen, azot ve kuru hava tüpleri ile bu tüplere uygun 3 adet regülatör alınmıştır. Ayrıca çalışmalar sırasında arızalandığından, söz konusu cihazın program kartı (PCI GPIB Card) ve bağlantı kablosu (HPIB cable, 2 m) yenilenmiştir. C) Teknik ve Bilimsel Ayrıntılar (varsa Kesim III de yer almayan analiz ayrıntıları) Projede, yoğurt örneklerinin asetaldehit içeriğinin iyodimetrik yöntemle belirlenmesi öngörülmüştü. Ancak proje yöneticisinin diğer projelerden sağladığı destekler ile asetaldehite ilaveten diasetil, etanol, asetoin, 2-butanon gibi diğer aroma maddelerinin Headspace yöntemiyle gaz kromatografisi cihazı kullanılarak belirleme olanağı doğmuştur. Bu nedenle söz konusu aroma maddelerinin belirlenmesi projeye sonradan dahil edilmiştir. 26