PROAKTİF HUKUK & DANIŞMANLIK BANKA KARTELİ. Rekabet Kurulu nun tarihli kararı

Benzer belgeler
7. Türkiye Garanti Bankası A.Ş. (GARANTİ), (Garanti Ödeme Sistemleri A.Ş.(GÖSAŞ) ve Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık A.Ş.

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Bankacılık Kararı nın Tazminat Davası Açısından Anlamı ve Özellikle Zarar Hesabı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

DR. ALİ KAYA REKABET HUKUKUNDA AYRIMCILIK SURETİYLE HAKİM DURUMUN KÖTÜYE KULLANILMASI

B. RAPORTÖRLER : Hakan Deniz KARAKOÇ, Osman Tan ÇATALCALI, Yusuf ÜLKER, Mesut KOÇ C. BAŞVURUDA BULUNAN : Gizlilik talebi bulunmaktadır

4054 SAYILI REKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN ŞERHİ

TÜRKİYE DE TÜM YÖNLERİYLE ATIK YÖNETİMİ PANELİ. Rekabet Hukuku Kapsamında Yetkilendirilmiş Kuruluşlar

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddiyle usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddiyle usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

MURAT ORUÇ Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi HAKSIZ REKABETTE MADDİ TAZMİNAT DAVASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

REKABET KURULU KARARI

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

REKABET KURULU KARARI

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI. Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Yrd. Doç. Dr. Safiye Nur BAĞRIAÇIK. ÜRETİM VE İŞ SIRLARININ KORUNMASI (Özellikle Haksız Rekabet Hukuku Açısından)

Dr. Özge Ay OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ DAĞITIM SÖZLEŞMELERİNDEN KAYNAKLANAN HUKUKİ İLİŞKİLERİN REKABET HUKUKU DÜZENLEMELERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

Danıştay ve Yargıtay İçtihatları Işığında İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

T.C. DANıŞTAY ONÜÇÜNCÜ DAiRE Esas No : 2005/7473 Karar No : 2007/1303

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

REKABET KURULU KARARI. : Prof.Dr.Nurettin KALDIRIMCI : Tuncay SONGÖR, M.Sıraç ASLAN, Mehmet Akif ERSİN, Dr. Mustafa ATEŞ, İsmail Hakkı KARAKELLE

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

TAZMİNAT HESAPLARINDA ASGARİ ÜCRETLERİN UYGULANMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

İdari Yargının Geleceği

İlgili Kanun / Madde 4853 S.TTHK/8

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

İŞ GÜVENCESİ TAZMİNATI ÖDENMESİ HALİNDE KAZANÇ TESPİTİ NASIL YAPILIR?

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

1998/3 SAYILI MOTORLU TAŞITLAR DAĞITIM VE SERVİS ANLAŞMALARINA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

SAYILI İŞ KANUNU HÜKÜMLERİNE AYKIRILIK HALİNDE ÖNGÖRÜLEN İDARİ PARA CEZALARI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

4734 sayılı Kamu İhale Kanununda düzenlenen cezai ve idari yaptırımlar ile sorumluluk hükümleri; İhale dışı bırakılacak olanlar, İhaleye katılamayacak

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

ANONİM İLE LİMİTED ŞİRKET YÖNETİCİLERİ HAKKINDA SORUMLULUK DAVASI AÇABİLMEK İÇİN GENEL KURUL ONAYI GEREKİR Mİ?

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK. /49,51

Av. Merve Nur BAŞ SOBACI GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN SORUMLULUKLARI

Yrd. Doç. Dr. MELİHA SERMİN PAKSOY SÖZLEŞMEYİ İHLALE YÖNELTME

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/396

REKABET HUKUKUNUN İHLÂLİNDEN KAYNAKLANAN HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T E. 2001/4012 K. 2001/8028 MANEVİ TAZMİNAT - YANSIMA ZARAR

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Alman Federal Mahkeme Kararları

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

2002/2 SAYILI DİKEY ANLAŞMALARA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

REKABET KURULU KARARI

UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA - FİNANSAL KİRALAMA

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

REKABET KURULU KARARI

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

Transkript:

PROAKTİF HUKUK & DANIŞMANLIK Rekabet Kurulu nun 08.03.2013 tarihli kararı 2016

GİRİŞ Fransızca dan dilimize geçen kartelin ( cartel ) kelime anlamı Fiyat tespiti, müşterilerin, sağlayıcıların, bölgelerin ya da ticaret kanallarının paylaşılması, arz miktarının kısıtlanması veya kotalar konması, ihalelerde danışıklı hareket konularında, rakipler arasında gerçekleşen, rekabeti sınırlayıcı, anlaşma veya uyumlu eylem 1 olarak tanımlanmıştır. 4054 sayılı Kanun un 4. maddesinde ise kartel Belirli bir mal ve hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır. şeklinde tanımlanmıştır. Uygulamada ortaya çıkması çok zor olan, rakip teşebbüslerin piyasaya hakim olma, diğer rakipleri etkisiz bırakma yahut dava fazla kazanç sağlama maksatları ile yaptıkları bu eylemler, son zamanlarda ülkemizde Rekabet Kurulu nun on iki banka hakkındaki kararı ile oldukça güncel bir kelime halini aldı. Rekabet Kurulu nun on iki mevduat bankasının 2007 ile 2011 2 yılları arasında izledikleri politikaya yönelik her ne kadar uyumlu eylem olduğu yönünde kanaat getirmiş olsa da, tarafımızca kartel olarak adlandırılan kararı incelenecektir. Kurulun uzlaşma kavramını kullanmasında ki maksadın ise daha düşük idari para cezası kesilmesini sağlama amacıyla yaptığını söyleyebiliriz. Nitekim kartel denilseydi %0,5 ile %1,5 oranları yerine %2 ile%4 arasında bir idari para cezası kesilmesi söz konusu olacaktı. (BÜLBÜL, 2016) Makalemizde de kartel sebebiyle açılacak tazminat davasını inceleyeceğiz. 1 Rekabet Kurulu nun 2011-4-91 D., 13-13/198-100 K. sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararı, sayfa 155. 2 21.08.2007 tarihi ile 24.10..2011 tarihi arasındaki dönem

I. REKABETİN KORUNMASI HAKKINDAKİ KANUN DA YASAKLANAN EYLEMLER 4054 sayılı Yasanın 1. maddesinde kanunun amacı mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek olarak açıklanmıştır. O halde RKHK da yasaklanan başlıca eylemler rekabeti engellemek, bozmak veya kısıtlamaktır. Rekabet ise kanunun 3. maddesinde mal veya hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilmesini sağlayan yarış olarak tanımlanmıştır. Rakip şirketlerin bağımsız karar verme yetisinin koruması ve bunun sağlanması, ilgili pazarda yer alan tüketici ve tacirlerin de korunması sonucunu meydana getirecektir. Böylece belirli firmaların tekel oluşturması, hâkim durumun kötüye kullanılması ve piyasada fahiş fiyatlarla mal ve hizmet temininin sağlanmasının önüne geçilecektir. Rekabet Kurulu bu göreviyle serbest ekonomi piyasasının varlığını sürdürmesi görevini üstlenerek, arz ve talep eğrisinin de dengede tutulmasını sağlamaktadır. 4054 sayılı Yasanın 4.maddesi yasaklı eylemlerin anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birlikleri ile gerçekleşebileceğini ve amacın rekabeti bozma, kısıtlama veya engelleme olmasa bile, doğurduğu etkinin bu sonuçları sağlaması halinde de rekabet ihlalinin gerçekleştiği yönündedir. Böylece çoğu zaman somut bir delil bulunması imkânsız olan ve kanuni yasaklılık sebebiyle son derece gizli olarak yapılan bu anlaşmaların her türlü delille önüne geçilmesini amaçlamıştır. Bu sayede kanunun caydırıcı etkisinin de korunması sağlanmıştır. Rekabet Kurulu nun 08.03.2013 tarihli kararında önem arz eden hâkim durumun kötüye kullanılması hususunu da anlatmak gerekmektedir. Hâkim durumun kötüye kullanılması Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanılması şeklinde tanımlanmıştır. Bu kavram kartel oluşturan bankaların mevduat hizmetleri bakımından pazar payının toplamda %92 oranını bulması açısından büyük önem arz etmektedir. Nitekim bankalar Centilmenlik Anlaşması adını verdikleri bu anlaşma ile, RKHK nın 6/a maddesinde yer alan girişleri engelleme ve rakipleri zor durumda bırakma eylemini gerçekleştirmiştir. Bu durumun başlıca ispatı raporda yer alan Pazar payları oranının gösterildiği şemada 12 banka dışında

kalan bankaların pazar payı oranı 2007 yılında %6,69 iken, 2011 yılında %5,85 tir. 3 Yine diğer bankaların sayısı 2007 yılında 50 iken 2011 yılında 48 e düşmüştür. Burada önem arz eden bir diğer husus kanunun rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanmasında rol oynayan rakip teşebbüslerin maddi menfaat elde etmesi şartını aramamasıdır. Nitekim kurul kararı incelendiğinde, 12 bankanın bazılarının kartel sebebiyle Pazar payları ve aktif büyüklükleri artarken, bazı bankaların bu payları sürekli olarak düşüş 4 göstermektedir. Bu durum yapılan anlaşma dolayısıyla piyasada etki olan ve hatta anlaşmaya taraf olan bankaların bile zarara uğramasına sebep olmuştur. Bu sebeple diğer rakip bankaların zarara uğramadığını söylemek mümkün değildir. Tüm bunların yanı sıra yapılan anlaşma dolayısıyla bazı bankalar ise düzenli olarak pazar paylarını ve aktif büyüklüklerini arttırarak, haksız kazanç sağlamıştır. 5 Ancak kanımızca hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından, açılacak davalarda mahkemeler kartel oluşturan bankaların bu durumdan ne kadar maddi menfaat elde ettiğine, yahut edip etmediğine bakmaksızın RKHK nın emrettiği tazminata hükmedecektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi kanun bu hususta maddi menfaat elde etme şartı aramamıştır. Anılan bu nedenlerden dolayı, 12 bankanın yalnızca rekabeti sınırlayıcı amaçlı, etkili ya da muhtemel etkili anlaşma karar veya uyumlu davranışın gerçekleşmesi sebebiyle değil, ayrıca hakim durumun kötüye kullanılması sebebiyle de idari para cezasına mahkum olması da gerekmektedir. Ayrıca para cezasını gerektiren fiillerin, çok uzun süreden beri devam ediyor olması veya ağır ihlal teşkil etmesi halinde para cezalarının daha yüksek sınırlardan uygulanması gerekmektedir. 6 3 Rekabet Kurulu nun 2011-4-91 D., 13-13/198-100 K. sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararı, sayfa 7. 4 AKBANK, HSBC, ING 5 İŞ BANKASI, GARANTİ 6 ASLAN, Yılmaz, Rekabet Hukuku Dersleri, Güncellenmiş 4. Baskı, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa, 2014

II. YASAKLI EYLEMLERDEN MUAFİYET HALLERİ Kanunun 5.maddeisnde her ne kadar rekabeti bozucu, kısıtlayıcı veya engelleyici etkiyi taşıyor olsa da bazı şartların varlığı halinde rakip firmaların bu eylemlerini 4.maddenin yasaklılığından muaf tutmuştur. Muafiyetin şartları; a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmelerin sağlanması, b) Bu durumun piyasanın önemli bir bölümündeki rekabeti ortadan kaldırmaması, c) Tüketicinin bu gelişme ve iyileşmelerden yarar sağlaması ve d) Tüm bunların amacın elde edilmesi için zorunlu olandan daha fazla şekilde 4.maddeyi ihlal edici etki yaratmamasıdır. Kanun koyucu burada tüm şartların bir arada gerçekleşmiş olmasını zorunlu tutarak, muafiyetin de ancak tüketicinin faydasının bulunduğu hallerde meydana geleceğini belirtmiştir. Muafiyetin sağlanması için tüm bu sıkı şartların yanı sıra ayrıca Rekabet Kurulu kararının da varlığı gerekmektedir. Kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında Muafiyet belirli bir süre için verilebileceği gibi, muafiyetin verilmesi belirli şartların ve/veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir. Muafiyet kararları anlaşmanın ya da uyumlu eylemin yapıldığı veya teşebbüs birliği kararının alındığı yahut bir koşula bağlanmışsa koşulun yerine getirildiği tarihten itibaren başlar. demektedir. Kurul muafiyeti bireysel veya grupsal olarak tanıyabilir. Ancak kartel oluşturan 12 bankanın kurula daha önce muafiyet için yapmış olduğu bir başvuru bulunmamaktadır. Kurula muafiyet için başvurmayanların artık bu maddeye dayanarak muafiyet iddiasında bulunması da, kanunun bu hükmü gereğince öne sürülemez bir iddiadır. Dolayısıyla açılacak olan davalarda bankaların bu açıdan da bir iddiada bulunması düşünülemez. Son olarak bankaların bir diğer iddiası da istihbarat topladıkları yönünde olabilir. İstihbarat kelimesi bankacılıkta; kredi değerliliğinin tespiti ve riskin azaltılması amacıyla, gizlilik ve tarafsızlık içinde, bankalar tarafından şahıslar veya firmaların ahlaki ve mali durumlarını doğru olarak tespit için çeşitli kaynaklardan yapılan bilgi toplama ve değerlendirme işine istihbarat denilmektedir. 7 Bankaların aralarında yaptıkları iç yazışmalardan da açıkça anlaşıldığı üzere yapılan şey istihbarat sağlama olmayıp, rakip firmalar baskı dahi kurarak birbirini engellemiştir. 7 http://firmaistihbarat.blogcu.com/istihbarat/8615282

III. REKABET KURULU NUN 08.03.2013 TARİHLİ BANKA KARTELİ KARARI Rekabet Kurumu kayıtlarına 25.03.2011 tarihinde intikal eden 4054 sayılı Kanun un 4. maddesine aykırılık başvurusu üzerine Türkiye de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri 8 konusunda anlaşma veya uyumlu eylem içerisine girip girmedikleri hususu kurulca soruşturulmaya başlanmıştır. Soruşturma kapsamında sekiz bankada yerinde inceleme yapılmış ve toplanan deliller neticesinde 21.08.2007 ve 24.10.2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından fiyat tespit etmek suretiyle 4054 sayılı Kanun un 4. maddesini İhlal ettikleri ve bu nedenle adı geçen teşebbüsler hakkında Kanun un 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı (KALDIRIMCI, et al., 2013) kanısına varılmıştır. Rekabet Hukuku na aykırılığın gerçekleştiğinin tespit edildiği 2007-2011 yılları arasında 23 mevduat bankası 9 olmak üzere toplamda 50 banka faaliyet göstermekteydi. Bu 53 bankanın 12 si hakkında düzenlenen raporda bankaların Centilmenlik Anlaşması ismini verdikleri bir uzlaşma ile uygulayacakları faizleri belirlediği ve bu bankaların o yıllardaki piyasadaki aktif paylarının %92 olması sebebiyle, piyasayı da bu yönde etkiledikleri tespit edilmiştir. İşte kurulun bu kararına dayanarak o dönemde mevduat, kredi ve kredi kartı kullanan herkese tazminat davası açılmasında, hukuka aykırılık unsurunun varlığını ortaya koymuştur. Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun her ne kadar 1997 yılında yürürlüğe girmiş olsa da, daha önce rekabetin kısıtlanması sebebiyle zarara uğrandığına dayalı olarak açılmış bir tazminat davası mevcut değildir. 10 Dolayısıyla kurul kararına dayanarak açılacak bu davalar hem emsal teşkil edecek, hem de tıpkı iş davalarında olduğu gibi bir içtihat oluşturacaktır. Nitekim söz konusu 12 bankanın karteli sebebiyle zarara uğrayan banka müşterisi sayısı çok fazladır. Kararda uzlaşma içinde oldukları tespit edilen bankalar şunlardır; a) Akbank T.A.Ş b) Denizbank A.Ş. c) Finans Bank A.Ş. d) HSBC Bank A.Ş. e) ING Bank A.Ş. f) Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş. g) Türkiye Garanti Bankası A.Ş. h) Türkiye Halk Bankası A.Ş. 8 Kurul burada detaylı açıklama yoluna gitmeyip, her türlü kredi kullanıcıları olduğunu belirtmiştir. 9 BÜLBÜL, Oğuzcan, Banka Karteli ve Tazminat Davaları Paneli, 11.11.2016, İSTANBUL 10 KALYONCUOĞLU, Hikmet, Banka Karteli ve Tazminat Davaları Paneli, 11.11.2016, İSTANBUL

i) Türkiye İş Bankası A.Ş. j) Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. k) Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. l) T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Sayılan bu 12 bankanın 2007 ve 2011 yılları arasında müşterisi olan 11 tüm tüketici, esnaf ve tacirler RKHK nun 58. maddesinde belirtilen tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Bankaların yaptıkları bu Centilmenlik Anlaşması ile aralarında faiz belirleme dışında, kararda esas alınan bir ihlali daha gerçekleşmiştir. Bu ihlal bankaların müşterisini 3 tip faiz uygulayarak hileli davranışları ile kandırmasıdır. Bankaların ilgili dönemde ürün ve hizmetlerine ilişkin faiz uygulamasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına uygulayacaklarını bildirdikleri, şubelerinde ilan ettikleri ve uyguladıkları faiz oranları birbirinden farklıdır. 12 Böylece bankalar aynı zamanda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yer alan doğru bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal etmiştir. Taraflardan birinin tüketici sıfatıyla hareket ettiği her türlü işlem tüketici işlemidir. 13 Kurulun kartel kararı TKHK nin tüketiciyi koruyucu özelliği ve menfaatler dengesi ilkesi de dikkate alındığında, tüketiciler nezdinde bankaların çok sayıda tazminat ödemekle yükümlü kullanacağının bir göstergesidir. 11 Kalyoncuoğlu bu hususta müşterisi olmasının şart olmadığını, yüksek faizler sebebiyle kredi veya kredi kartı kullanamayan ve düşük mevduat faizleri sebebiyle mevduat hesabı kullanamayan herkesin hak sahibi olduğu görüşündedir. Yine Bülbül de Avusturya da yaşanan ve Şemsiye Etkisi olarak adlandırılan, rekabet ihlalinde tüm sektörün bu yönde etkilenebileceği şeklinde açıklayabileceğimiz karara istinaden Kalyoncuoğlu ile aynı görüş içerisindedir. 12 KARA, İlhan, Banka Karteli ve Tazminat Davaları Paneli, 11.11.2016, İSTANBUL 13 KARA, İlhan, Banka Karteli ve Tazminat Davaları Paneli, 11.11.2016, İSTANBUL

IV. RKHK DA ÖNGÖRÜLEN TAZMİNAT DAVASI RKHK nun 57.maddesinde rekabet ihlali sebebiyle açılacak tazminat davası için bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar; hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağıdır. A. TAZMİNAT DAVASININ ŞARTLARI 1) Hukuka Aykırılık Unsuru Rekabet Kurulu nun ilgili kararı her ne kadar hukuka aykırılık unsurunu sağlasa da, bu karar henüz kesinleşmemiş bir karardır. Karar hakkında olağan kanun yolları tüketilmiş olmasına karşın, şuan karar düzeltme aşamasındadır. Bu aşamada kararın bankaların lehine bir yol izlemesi ihtimali pek mümkün görülmese de, küçük de olsa bir ihtimal mevcuttur. Bu sebeple kararın kesinleşmesini beklemek daha yerinde olacaktır. 2) Zarar Unsuru Davada zararın hesabı ödenen bedel ile rekabet sınırlanmasaydı ödenecek bedel arasındaki fark olup, bunun 3 katına kadar tazminat talep edilebilir. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler ise geçmiş yıllara ait bilançoları üzerinden elde etmeyi bekledikleri bedeli zarar olarak göstererek, 3 katına kadar tazminat talep edebilirler. 3) Kusur Unsuru Rekabet Kurulu nun gerekçeli kararı incelendiğinde bankaların zararın oluşmasında kusurlu olduğu görülecektir. Nitekim kusur hukuk düzeninin kınadığı, kısaca hoşgörmediği davranış biçimine kusur denir. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. 14 Kabul görmüş bu tanım uyarınca bankaların kusurlu olduğu açıkça ortada olup, iç yazışmalardan da görüldüğü üzere bilerek ve isteyerek yaptıkları bir anlaşma söz konusudur. 4) İlliyet Bağı Unsuru Meydana gelen kusur ve zarar arasında bir neden sonuç ilişkisinin bulunmasıdır. 2007 ve 2011 yılları arasında mevduat, kredi ve kredi kartı ürün ve hizmetlerini kullanan herkesin bankanın kusuru sebebiyle zarara uğradığı söylemek mümkün değildir. Bu sebeple bilirkişilerin detaylı inceleme yapması gerekmektedir. Nitekim hizmetin alındığı tarihte uygulanan faiz oranı ile diğer bankaların kullandıkları oranları ve geçmiş yıllardaki çizelgeleri göz önüne alarak, zararın dikkatli ve detaylı bir şekilde hesaplanması gerekmektedir. 14 SARIYAR, Selçuk, Kusurun Tanımı ve Öznelliği, Özel Hukukta Kusurun ve Ağırlığının Belirlenmesi, İstanbul, 2008

5) Davanın Tarafları Davacı : 21.08.2007 ile 24.10..2011 tarihleri arasında söz konusu 12 bankadan mevduat, kredi ve kredi kartı kullanan tüm tüketici, esnaf ve tacirler ile ilgili dönemde aynı pazarda faaliyet gösteren diğer bankalardır. Davalı :Tüketici, esnaf ve tacirler açısından ilgili bankaya husumetin yöneltilmesi, menfaatleri açısından daha yerinde olacaktır. Bununla birlikte kanunda zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise, bunların zarardan müteselsilen sorumlu olacağı hususu da hükme bağlanmıştır. Bu sebeple dava ilgili bankaya veya 12 bankanın her birine karşı müteselsil sorumluluk ilkesine dayanılarak açılabilir. Ancak yaygın görüş ilgili bankaya karşı açılması yönündedir. Açılacak olan bu davanın aşamalı olarak incelemek yerinde olacaktır. İlgili dönemde aynı hizmet ve ürünleri sunan diğer bankaların, kendisi ile aynı hizmeti sunan tüm kartel bankalarına karşı husumet yöneltmesi daha yerinde olacaktır. 6) Davanın Konusu Tüketici, esnaf ve tacirlerin dava konusuna ilgili dönemde kullandıkları banka ürün veya hizmetinde, bankanın RKHK nun 4. Maddesine aykırılığı sebebiyle zarara uğradıkları ve bu zararlarının RKHK nun 58. Maddesi uyarınca giderilmesini talep ettiklerini belirtmeleri gerekir. Bununla birlikte açılacak olan dava belirsiz alacak davası olup, tüketicilerin de Tüketici Mahkemesi için gerekli sınırın üzerinde bir rakamla dava açmaları gerekmektedir. 7) İstenilecek Faiz Davanın diğer püf noktası ise bu davada istenilecek faiz avans faizdir. 15 Tespit edilecek bedele ilişkin faizin de başlangıçtan itibaren işletilmesini talep ettiğinizi de belirtmeniz gerekir. 8) Davanın Dayanağı Açılacak bu davada kanımızca sözleşmeye dayanmak daha yerindedir. Nitekim sözleşme her zaman haksız fiilden daha fazla menfaat sağlamaktadır. İspat yükümlülüğü, zamanaşımı gibi hususlarda sözleşmenin daha lehe olduğu ortadadır. Kartel sebebiyle zarar görecek bankalar açısından ise dayanak haksız fiil hükümleri olup, ispat yükümlüsü davacıdır. 15 4054 Sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca 3 katının ve 5.000,00 TL tutarındaki manevi tazminatın haksız filin gerçekleştiği tarihten itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. (Yargıtay 11. HD 25.03.2014 gün 2012/15359 Esas 2014/5834 Karar sayılı ilamı)

9) Zamanaşımı Hususu Zamanaşımı açısından ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 2014/13296 E. ve 2015/4424 K. sayılı ilamı açıkça zamanaşımının 8 yıl olduğunu hükme bağlamıştır. 16 Nitekim idari yaptırımın zamanaşımı 8 yıl olup, TBK nun 72. maddesi gereğince zamanaşımı hususunda daha yüksek olan ceza zamanaşımı uygulanacaktır. Sözleşmeye dayalı olarak açılacak davalar açısından ise zamanaşımı 10 yıldır. Bu sürenin Rekabet Kurulu nun kararı yayınladığı 08.03.2013 tarihinden itibaren mi, yoksa sözleşmenin imzalandığı veya haksız fiilde fiilin gerçekleşme veya failin öğrenildiği tarihten itibaren mi başlayacağı hususunda görüş birliği bulunmamaktadır. Dolayısıyla zamanaşımı açısından da mevcut durum değerlendirilerek, her türlü sonucu göz önüne almak gerekir. Söz konusu kurul kararı halen karar düzeltme aşamasında olduğundan ve kesinleşmediğinden, ileride ortaya çıkabilecek içtihatların, davanın olumsuz sonuçlanmasına sebep olma ihtimali göz önüne alınmalıdır. Her halükarda davanın açılması için hala zamanaşımı süresi mevcut ise kararın kesinleşmesini beklemek en doğru seçim olacaktır. Nitekim ihtimali düşük görünse bile, kurul kararına karşı açılan davanın karar düzeltme aşamasında aleyhe sonuçlanma ihtimali de vardır. Yargıtay ın da kararın kesinleşmesinin dava şartı olduğu yönünde bir kararı mevcuttur. 17 Ancak kanımızca bu husus dava şartı değil, bekletici meseledir. Danıştay da verilecek karar doğrultusunda da bekletici mesele yapılan davaların aleyhe ve lehe sonuçlanması gündeme gelecektir. 16 Davaya konu olaydan ve dava tarihinden önce yürürlüğe giren 30.03.2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "idari yaptırım" gerektiren eylemlerin "kabahat" niteliğindeki suçlar olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır. 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 16. maddesinde ise "idari para cezası" idari yaptırım türleri arasında sayılmıştır. Yine aynı Kanunun "Soruşturma Zamanaşımı" başlıklı 20/4. maddesinde ise "nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıl" olarak belirlenmiştir. 17 4054 s. Yasa'nın 57 ve 58 nci maddelerinde ise, rekabeti önleyici eylemlerin tespitinden sonraki tazminat talepleri düzenlenmiş, tazminat taleplerinde Adli Yargı görevlidir. Tazminata karar verebilmek için, ilgili anlaşma veya uygulamanın 4054 s. Yasa'ya aykırı olup olmadığının saptanması zorunludur ki, bu tespitte önce Rekabet Kurulu ve Kurul kararına karşı da Danıştay görevlidir. Bu sebeplerle mahkemece, öncelikle, davacının bu davadan önce 4054 s. Yasa'ya göre Rekabet Kurulu'na başvurup başvurmadığının araştırılması, başvurmuşsa, davalı eylemlerinin 4054 s. Yasa'ya aykırılığın tespiti yönünden, bu başvuru neticesini ve kesinleşmesini bekleyerek sonucuna göre karar vermesi (Y 11. HD E.2005/3755 K.2006/7408 T.23.06.2006)

V. SONUÇ Rekabet Kurulu nun 08.03.2013 tarihli kararı dolayısıyla, 21.08.2007 ve 24.10.2011 yılları arasında 12 bankadan mevduat hesabı, kredi ( ev, taşıt, ticari, ihtiyaç ) ve kredi kartı kullanan tüm tüketici, esnaf, tacirler ve aynı pazarda yer alan diğer rakip banklar 3 katına kadar tazminat davasını açabilir. Davanın açılması için kararın kesinleşmesini beklemek daha yerinde olacaktır, ancak zamanaşımı sıkıntısı söz konusu ise beklemeden açılmalıdır. Mahkemece verilecek hüküm de bu doğrultuda lehe veya aleyhe olacaktır. Tüketiciler açacakları davada Tüketici Mahkemesi ne başvurusu için gerekli olan alt sınırın hemen üstünde bir meblağ ile dava açmalıdır. Esnaf ve tacirler ise Ticaret Mahkemesinde afaki bir rakamla, belirsiz alacak davası açabilir. Davada istenilecek faiz avans faiz olup, baştan itibaren işleyecek avans faizi ile tazminini talep etmek gerekir. Bununla birlikte davada haksız fiil değil de, sözleşmeye dayanmak daha lehinize olacaktır. Nitekim hem ispat yükümlüsü, hem de zamanaşımı açısından sözleşme daha faydanıza olacaktır. VI. KAYNAKÇA ASLAN, İ. Y. (2014). REKABET HUKUKU DERSLERİ. BURSA: EKİN. Banka Karteli ve Tazminat Davaları. İSTANBUL: İstanbul Barosu. (2016) KALDIRIMCI, P., ATEŞ, D., KARAKELLE, İ. H., ÇETİNKAYA, D., GÜRPINAR, R., TÜRK, K., et al. (2013) Rekabet Kurulu'nun 2011-4-91 D., 13-13/198-100 K. sayılı kararı. SARIYAR, S., Kusurun Tanımı ve Öznelliği, Özel Hukukta Kusurun ve Ağırlığının Belirlenmesi, İstanbul, (2008)