DDisosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) her geçen



Benzer belgeler
Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Major Depresif Bozukluklu Hastalarda Geç Parsiyel Uyku Deprivasyonu ve Antidepresif laç Tedavisinin Bölgesel Serebral Kan Ak m na Etkileri:

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Dr.Eylem Özten Üsküdar Üniversitesi

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya

Medaim YANIK, 1 Mine ÖZMEN 2

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES ( /Antalya)

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

BEDENDE YAŞAYAN TRAVMA SOMATİZASYON. Prof Dr Süheyla Ünal İnönü üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

21. Ulusal Farmakoloji Kongresi Eskişehir 21 Ekim Doç.Dr.. Hakan Kayır GATA T. Farmakoloji AD. Ankara

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

B POLAR BOZUKLUKTA BEY N KAN AKIMININ NCELENMES : SPECT LE YAPILAN KARfiILAfiTIRMALI B R ÇALIfiMA*

Sosyal Beyin, Zihin Kuramı ve Evrim

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005


BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

14 Aralık 2012, Antalya

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Lisans ODTÜ Psikoloji Öğretim Üyesi Ufuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 2012-halen

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

İndüklenmiş Hipotiroidizmli Hastalarda Serebral Kan Akımı Değişikliklerinin Değerlendirilmesi

PsikiyatrideYeniden Cerrahi Girişimler. Yrd.Doç.Dr. Serap ERDOĞAN Gaziosmanpaşa Ünv. TıpFak. Psikiyatri AD Gazi Ünv. Nöropsikiyatri Merkezi

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

Oksipital Loblar ve Görme. Dr. Timuçin Oral

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Santral (merkezi) sinir sistemi

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

Yrd. Doç. Dr. Zeynep Akabay Gülçat

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Dissosiyatif Amnezinin Nörobiyolojisi

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNUN DİSSOSİYATİF ALT TİPİ, KLİNİK ÖZELLİKLER, PROGNOZ VE TEDAVİYE ETKİSİ

Dr. Halise Kader ZENGİN

Yarıyılı. Tasarımda İnsan Faktörü SEC

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Transkript:

Disosiyatif Kimlik Bozuklu u Hastalar nda 99mTc HMPAO SPECT ncelemesinde Bölgesel Beyin Kan Ak m De ifliklikleri Disosiyatif Kimlik Bozukluğu Hastalarında 99mTc HMPAO SPECT İncelemesinde Bölgesel Beyin Kan Akımı Değişiklikleri Dr. Ümit Başar Semiz 1, Dr. Servet Ebrinç 2, Dr. Mesut Çetin 2, Dr. Yavuz Narin 3, Dr. Mehmet Ali Özgüven 4 GİRİŞ ÖZET: D SOS YAT F K ML K BOZUKLU U HASTALARINDA 99mTc HMPAO SPECT NCELEMES NDE BÖLGESEL BEY N KAN AKIMI DE fi KL KLER Amaç: Disosiyatif Kimlik Bozuklu u (DKB) yak n zamanda üzerinde birçok araflt rma yap lan psikiyatrik bir bozukluktur. Bununla birlikte, DKB nun patofizyolojisinde etkisi olan biyolojik faktörlerle ilgili çal flmalar s n rl d r. Bu çal flmada DKB nun patofizyolojisi ile ba lant l bir faktör olan bölgesel serebral kan ak m de ifliklikleri araflt r lm flt r. Yöntem: Disosiyatif Bozukluklar Görüflme Çizelgesi (DDIS) uygulanarak, DSM-IV kriterlerine göre DKB tan s konan 18 hasta ve çocukluk dönemine ait travma öyküsü olmayan 10 sa l kl kontrol çal flmaya al nm flt r. Bölgesel serebral kan ak m, bütün deneklerde 99mTc HMPAO SPECT ile belirlenmifltir. Kontroller sadece bir kere incelenirken; hastalar ev sahibi ve dominant alter kiflilikler olmak üzere iki kere incelenmifltir. Bölgesel serebral kan ak m görsel ve niceliksel (radyoaktif maddenin bölgesel serebral tutulumunun, serebellar tutuluma oran ) olarak de erlendirilmifltir. DKB tan s na efllik eden psikiyatrik bozukluklar n tespit edilmesi için DSM-IV için Yap land r lm fl Klinik Görüflme (SCID-I ) formu kullan lm flt r. Bulgular: Bulgular istatistiksel olarak de erlendirildi inde çal flma ve kontrol gruplar aras nda belirgin bir farkl l k bulunmufltur. Hasta grubunda, bilateral frontal loplar ve sol anterior temporal bölgede anlaml derecede perfüzyon art fl saptanm flt r. Alter kifliliklerde, ev sahibi kifliliklere göre, bilateral singulat girus ve sol temporal bölgede anlaml derecede perfüzyon art fl gözlenmifltir. Hem ev sahibi hem de alter kifliliklerde sa hemisfer anlaml olarak fazla tutulum göstermifltir. Tart flma: Çal flmada, DKB nun patofizyolojisi hakk nda; 99mTc HMPAO SPECT ten orbito-frontal bölgede azalan ve lateral temporal bölgelerde artan bölgesel serebral kan ak m gibi baz ipuçlar elde edilmifltir. Fakat, daha ileri bilginin elde edilebilmesi için daha genifl örnekleme gruplar n n kullan ld çal flmalara ihtiyaç vard r. Anahtar sözcükler: disosiyatif kimlik bozuklu u, 99mTc HMPAO SPECT, bölgesel serebral kan ak m. Klinik Psikofarmokoloji Bülteni 2000;10:176-181 DDisosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) her geçen gün daha iyi anlaşılan ve daha sık tanısı konan, çocukluk çağı travmatik yaşantılarıyla yakından bağlantılı kronik ve karmaşık bir disosiyatif patolojidir (1). Araştırma sonuçları ve klinik deneyimler SUMMARY: REGIONAL BRAIN BLOOD FLOW CHANGES IN THE 99mTc HMPAO SPECT ASSESSMENT OF PATIENTS WITH DISSOCIA- TIVE IDENTITY DISORDER Objective: Dissociative Identity Disorder (DID) is a psychiatric disorder on which a number of recent research conducted. However, number of studies are limited on the biological factors that are associated with the pathophysiology of DID. In this study, we studied regional cerebral blood flow which is a factor that is associated with the pathophysiology of DID. Method: By using Dissociative Disorders Interview Scale (DDIS), 18 patients with diagnosis of DID according to DSM- IV criteria and 10 healthy controls without a childhood trauma history were included in the study. Regional cerebral blood flow was assessed in all subjects by 99mTc HMPAO SPECT. While the controls were assessed only once, patients were assessed twice for both their host and dominant alter personalities. Regional cerebral blood flow was evaluated as relative and qualitative (cerebellar reuptake ratio of radioactive matter's regional cerebral reuptake). Structured Clinical Interview for DSM-IV (SCID-I) was used to determine psychiatric disorders comorbid with DID diagnosis. Results: When findings were statistically evaluated, a significant difference was found between patient and control groups. In patient group, a statistically significant increase of perfusion was detected at bilateral frontal lobes and left anterior temporal region. Statistically significant increase of perfusion was observed in alter personalities, when compared to host, at bilateral cingulate gyrus and left temporal region. Right hemisphere showed significantly more reuptake both in host and alter personalities. Conclusions: In the study, some clues were obtained from 99mTc HMPAO SPECT about the pathophysiology of DID such as; regional cerebral blood flow that decreased at orbito-frontal region and increased at lateral temporal region. However, more studies with larger samples are needed for further information. Key words: dissociative identity disorder, 99mTc HMPAO SPECT, regional cerebral blood flow. Bull Clin Psychopharmacol 2000;10:176-181 DKB nun genellikle örtülü ve en zor konan tanılardan birisi olduğunu göstermiştir (2). Klinisyenlerin genellikle DKB na âşina olmayışları, bu tanıyla ilgili kuşkular ve bu tanının ayırıcı tanılar arasında düşünülmemesi, zamanında tanı konulmasını engellemektedir (3). Çok zengin ve değişken bir semptomatolojiye sahip olmasına rağmen DKB, diğer 1 Erzincan Askeri Hastanesi, Erzincan. 2 GATA H.Pafla E itim Hastanesi, Psikiyatri Klini i stanbul, 3 GATA H.Pafla E itim Hastanesi, Nükleer T p Servisi stanbul, 4 GATA Nükleer T p AD, Ankara. Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Prof. Dr. Mesut Çetin, GATA Haydarpafla E itim Hastanesi Psikiyatri Klini i - Kad köy 81327 stanbul Tel & Fax: +90 (216) 349 3517 176

Ü.B. Semiz, S. Ebrinç, M. Çetin, Y. Narin, M. A. Özgüven psikiyatrik hastalıklardan birçok belirti kümesi ile ayrılabilmektedir. DKB hastalarının çoğu, çok sayıda somatik yakınması ve Schneider belirtileri olan, sınırda kişilik özellikleri sergileyen, depresyon dönemleri geçiren, duyu ötesi yaşantıları olan ve DES te yüksek puan ortalamaları alan kişilerdir. Bu hastalarda DKB ile bağlantılı ikincil özellikler de sıktır. DKB ve patolojik disosiyatif durumlar günümüzde bilimsel araştırmalara konu olan psikiyatrik hastalıklar arasında ilk sırada yer almakta ve mental fenomenleri anlamamızda önemli rol oynamaktadırlar. On dokuzuncu yüzyıl psikiyatrisinin öncüleri arasında sayılabilecek birçok isim, disosiyatif durumlar ve bu sırada ortaya çıkan psikofizyolojik değişikler hakkında önemli açıklamalar yapmışlardır. Disosiyasyonun 19. yüzyılın ikinci yarısına rastlayan bu popülaritesi, I. Dünya Savaşı ndan sonra giderek azalmış, hatta birçok bilimsel çevre tarafından bu tanı kategorisi reddedilmiştir. Bunda Freud un psikoanalitik kuramının, dinamik yorumlarda "disosiyasyon" kavramının yerine "represyon"u kullanmasının da payı vardır (4). 1980 lerde bugünkü bilgilerimize ulaşmamızı sağlayan çok sayıda araştırma devreye girmiş ve halen birçok ülkede araştırmacılar arasında giderek artan bir ilgiyle devam etmektedir. DKB hastalarında kişilik durumları arasında fizyolojik değişiklikler olduğunu bildiren çeşitli çalışmalar mevcuttur. DKB, bilinçte geniş dalgalanmalarla sonuçlanabilen bir durumdur. Bu dalgalanmalar, organize bir kimlik algısı etrafında kendine has duygu, davranış ve anıların oluşumuyla karakterizedir (5). SPECT, bölgesel beyin kan akımı değişikliklerini ölçmede en kolay uygulanan tekniktir (6). Bölgesel beyin kan akımı, beyin metabolizmasıyla yakından ilişkilidir (7) ve bu sebeple beynin dinamik işlevsel aktivitesini ölçmede etkili bir yöntemdir. Bu çalışmanın amacı, yapılandırılmış bir klinik görüşme aracılığıyla disosiyatif kimlik bozukluğu tanısı konan hastalarda, hastalığın zengin klinik görünümünü ortaya koyarak, disosiyasyonun çeşitli beyin bölgeleri ve özellikle limbik sistem ve bellekle ilgili alanlardaki bölgesel kan akımına etkisini araştırmaktır. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmada, 1 Temmuz 1999 1 Nisan 2000 tarihleri arasında çeşitli şikayetlerle GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniğine başvuran ve klinikte yatmakta olan hastalarla, acil servisten kliniğimize yönlendirilen hastalar incelenmiştir. DSM-IV disosiyatif kimlik bozukluğu tanı ölçütlerinin karşılaması, DSM-IV kriterlerine uygun genel tıbbi duruma bağlı mental bozuklukların, deliryum, demans ve diğer kognitif bozukluklar ile mental retardasyonun bulunmaması, epilepsi ve her türlü nörolojik hastalığın dışlanması, 18-65 yaş arasında olma, araştırma formlarını okuyup anlayabilecek düzeyde eğitimin olması (en az ilkokul düzeyinde olma), testleri yalnız başına doldurmasına engel olan fiziksel, kültürel, zihinsel ya da ağır bir ruhsal bozukluğun bulunmaması ve çalışmaya katılmayı yazılı onay vererek kabul etme; deneklerin çalışmaya kabul edilme ölçütleri olarak belirlendi. Çalışmaya, öngörülen koşulları karşılayan ve halen DSM-IV tanı kriterlerine uygun olarak Disosiyatif Kimlik Bozukluğu tanısı konulan 18 denek katılmıştır. Ayrıca beyin SPECT görüntülemede kontrol grubu oluşturmak üzere, çocukluk çağı travması tanımlamayan, SCID-I ile yapılan görüşmeler doğrultusunda I. eksende herhangi bir bozukluğu bulunmayan, tam fiziksel sağlığa sahip 10 birey seçildi. Hasta ve kontrol grubu çalışma hakkında bilgilendirilmiş ve çalışmaya katılım için yazılı onay alındı. Tüm hastalara Yarıyapılandırılmış Görüşme Formu ve Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği (DES) verildi. DES in kesim noktası olan 30 dan yüksek puan alanlar ve yapılan psikiyatrik görüşme sonucu bir disosiyatif bozukluk olabileceği düşünülen hastalar ikinci bir görüşmeciye yönlendirildi. Bu hastalar ayrıntılı bir görüşme sonrasında başka bir tarama testi olan "Disosiyasyon Ölçeği" (DIS-Q) ve yapılandırılmış görüşme formu "Disosiyatif Bozukluklar Görüşme Çizelgesi" (DDIS) ile değerlendirildi. DKB tanısı dışındaki hastalar çalışmaya alınmadı. Çalışma süresi boyunca çalışmaya katılmayı reddeden ya da başka nedenle çalışmadan çıkarılan olmadı. Çalışmaya alınan hastaların tümü inceleme ve tedavi sürecinin daha yakından takip edilmesi amacıyla servise yatırıldı. Bu süreçte her hastayla haftada en az üç kez olmak üzere terapötik görüşme yapıldı. Ayrıca görüşmeler sırasında alter kişilikler en az üç defa tam olarak kontrolü ele almış şekilde gözlenmesiyle NIMH in (National Institute of Mental Health) DKB için belirlediği araştırma tanı kriterleri de yerine getirildi. Tüm hastalara bir nöroloji uzmanı tarafından 177

Disosiyatif Kimlik Bozuklu u Hastalar nda 99mTc HMPAO SPECT ncelemesinde Bölgesel Beyin Kan Ak m De ifliklikleri nörolojik muayene ve EEG incelemesi yapıldı. İki hastanın EEG si "hafif anormal" olarak değerlendirilmesine karşılık, hiçbir hastada klinik epilepsi tanısı konulamadı. DKB hastalarının tümüne, tedavi ve izlem sürecinde 20 mci ile teknesyum-99m-heksametil propilenamin oksim ( 99mTc -HMPAO) SPECT yöntemi kullanılarak bölgesel beyin kan akımı (rcbf) incelemesi yapıldı. On sekiz hastada önce ev sahibi kişilik, ardından en az bir haftalık süre geçtikten sonra baskın alter kişilik, SPECT ile incelendi. On kişilik sağlıklı kontrol grubuna sadece birer kez çekim yapıldı. Alterlerin incelenmesi esnasında kimlik değişimleri (switching ler) gerçekleştirildi. Bölgesel beyin kan akımı (rcbf) oranları, bölgesel beyin tutulumunun serebellar tutuluma bölünmesiyle kantitatif olarak hesaplandı. Bu amaçla kuantifikasyon için sağ ve sol hemisferde, kantomeatal hatta paralel 6 transaksiyal kesitten 14 ayrı beyin bölgesi incelendi (Şekil 1) (8): Cerebellum Inf.Front.2 Caudate Sup.Front.1 Cingulate Cingulate Occipital Inf.Front.1 Thalamus Ant. Temp. Post. Temp.1 Inf.Front.3 Post. Temp. 2 Sup.Front.2 Parlelal fiekil 1: Bölgesel Beyin Kan Ak m n n De erlendirildi i Beyin Bölgeleri - inferior frontal-1 - posterior temporal-2 - inferior frontal-2 - pariyetal - inferior frontal-3 - singulat-1 - superior frontal-1 - singulat-2 - superior frontal-2 - oksipital - anterior temporal - talamus - posterior temporal-1 - kaudat Bu bölgelerden oksipital, talamus ve kaudat nükleus bölgelerinden elde edilen veriler anlamlı bulunmadığı için değerlendirmeye alınmadı. Çalışma sonuçlarının değerlendirilmesinde, SPSS for Windows, versiyon 7" paket programı kullanılmıştır. Bulguların istatistiksel değerlendirilmeleri ise, deskriptif istatistikler, t testi ve Mann Whitney U testi kullanılarak yapıldı. BULGULAR Çalışmaya alınan deneklerin tümü erkekti. Yaş ortalamaları 21.6 (SS=2.6) olup, 18-33 arasında değişmekteydi. Deneklerin ortalama DES puanı 55.7 (SS=19.1), ortalama DIS-Q puanı 3.4 (SS=0.4) olarak saptandı (Tablo 1). Tablo 1. Disosiyasyon Tarama Test Sonuçlar Test Ort. Medyan SS Min. Maks. DES 55.7 51.7 19.1 30 97 DIS-Q 3.4 3.4 0.4 2.6 4.3 Tablo 2. DDIS in Baz Ana Bafll klar çin Hasta Bafl na Düflen Ortalama Semptom Say s Madde Toplam Semptom (N=32) Say s Ort. SS Somatik semptomlar 36 15.1 5.7 Schneider in birinci s ra semptomlar 11 7.6 2.1 DKB ile ba lant l özellikler 16 11.5 2.4 S n rda kiflilik bozuklu u kriterleri 9 7.9 1.1 Duyu ötesi yaflant lar 16 5.3 2.6 Depresyon semptomlar 8 6.1 2.9 DDIS in bazı ana başlıkları için hasta başına düşen ortalama semptom sayısı Tablo 2 de gösterilmiştir. Deneklerin birçoğu DDIS e göre başka psikiyatrik tanılar da almaktaydılar. On sekiz hastanın tümü sınırda kişilik bozukluğu tanı ölçütlerini dolduruyordu. On dört hasta (%77.8) halihazır veya geçirilmiş majör depresif bozukluk tanısı aldı. Yedi hastaya (%38.9) somatizasyon bozukluğu tanısı kondu. Diğer disosiyatif bozuklukların tanı ölçütleri de hastaların birçoğunca karşılanmaktaydı. Hastaların tümü aynı zamanda disosiyatif amnezi, 14 hasta (%77.8) depersonalizasyon bozukluğu, 10 hasta (%55.6) disosiyatif füg tanı ölçütlerini dolduruyorlardı. Tablo 3, kontrol grubu ile ev sahibi kişilik karşılaştırmasının yapıldığı bölgesel beyin kan akımı (rcbf) oranlarını vermektedir. Sağ hemisferde inferior frontal-1, inferior frontal-2, superior frontal-1 ve superior frontal-2 bölgelerinde; sol hemisferde ise inferior frontal-1, superior frontal-1 ve anterior temporal bölgelerinde kontrol grubuna oranla deneklerin (ev sahibi kişilik) anlamlı derecede fazla tutulum gösterdikleri saptandı. 178

Ü.B. Semiz, S. Ebrinç, M. Çetin, Y. Narin, M. A. Özgüven Tablo 3. DKB Hastalar nda "Kontrol-Ev Sahibi Kiflilik" Karfl laflt rmas n n Yap ld Bölgesel Beyin Kan Ak m (rcbf) Oranlar ncelenen Bölge Kontrol Ev sahibi (N=10) kiflilik (N=18) nferior Frontal-1-sa 0.79 ± 0.04 0.84 ± 0.05* nferior Frontal-1-sol 0.75 ± 0.07 0.83 ± 0.06* nferior Frontal-2-sa 0.85 ± 0.03 0.90 ± 0.05* nferior Frontal-2-sol 0.79 ± 0.08 0.86 ± 0.07 nferior Frontal-3-sa 0.90 ± 0.09 0.92 ± 0.05 nferior Frontal-3-sol 0.83 ± 0.05 0.88 ± 0.07 Superior Frontal-1-sa 0.87 ± 0.04 0.93 ± 0.06* Superior Frontal-1-sol 0.83 ± 0.05 0.90 ± 0.06* Superior Frontal-2-sa 0.88 ± 0.04 0.94 ± 0.05* Superior Frontal-2-sol 0.84 ± 0.04 0.89 ± 0.07 Anterior Temporal-sa 0.86 ± 0.03 0.90 ± 0.06 Anterior Temporal-sol 0.81 ± 0.04 0.86 ± 0.06* Posterior Temporal-1-sa 0.84 ± 0.06 0.88 ± 0.05 Posterior Temporal-1-sol 0.80 ± 0.04 0.83 ± 0.04 Posterior Temporal-2-sa 0.84 ± 0.10 0.88 ± 0.04 Posterior Temporal-2-sol 0.81 ± 0.06 0.82 ± 0.05 Pariyetal-sa 0.86 ± 0.06 0.90 ± 0.07 Pariyetal-sol 0.83 ± 0.04 0.89 ± 0.06 Singulat-1-sa 0.94 ± 0.02 0.96 ± 0.05 Singulat-1-sol 0.94 ± 0.02 0.96 ± 0.05 Singulat-2-sa 0.96 ± 0.02 0.97 ± 0.06 Singulat-2-sol 0.96 ± 0.02 0.97 ± 0.06 * : p<0.05, Mann Whitney U Testi Tablo 4. DKB Hastalar nda "Ev Sahibi Kiflilik-Alter Kiflilik" Karfl laflt rmas n n Yap ld Bölgesel Beyin Kan Ak m (rcbf) Oranlar ncelenen Bölge Ev sahibi Alter kiflilik (N=18) kiflilik (N=18) nferior Frontal-1-sa 0.84 ± 0.05 0.82 ± 0.08 nferior Frontal-1-sol 0.83 ± 0.06 0.80 ± 0.08 nferior Frontal-2-sa 0.90 ± 0.05 0.90 ± 0.08 nferior Frontal-2-sol 0.86 ± 0.07 0.86 ± 0.05 nferior Frontal-3-sa 0.92 ± 0.05 0.92 ± 0.06 nferior Frontal-3-sol 0.88 ± 0.07 0.89 ± 0.06 Superior Frontal-1-sa 0.93 ± 0.06 0.93 ± 0.07 Superior Frontal-1-sol 0.90 ± 0.06 0.90 ± 0.06 Superior Frontal-2-sa 0.94 ± 0.05 0.93 ± 0.06 Superior Frontal-2-sol 0.89 ± 0.07 0.89 ± 0.05 Anterior Temporal-sa 0.90 ± 0.06 0.90 ± 0.06 Anterior Temporal-sol 0.86 ± 0.06 0.88 ± 0.05* Posterior Temporal-1-sa 0.88 ± 0.05 0.85 ± 0.05 Posterior Temporal-1-sol 0.83 ± 0.04 0.83 ± 0.05 Posterior Temporal-2-sa 0.88 ± 0.04 0.86 ± 0.05 Posterior Temporal-2-sol 0.82 ± 0.05 0.84 ± 0.07* Pariyetal-sa 0.90 ± 0.07 0.91 ± 0.06 Pariyetal-sol 0.89 ± 0.06 0.85 ± 0.06 Singulat-1-sa 0.96 ± 0.05 0.99 ± 0.06* Singulat-1-sol 0.96 ± 0.05 0.99 ± 0.06* Singulat-2-sa 0.97 ± 0.06 1.00 ± 0.05* Singulat-2-sol 0.97 ± 0.06 1.00 ± 0.05* * : p<0.05, Paired Samples T Test (Kolmogorov-Smirnov testine göre grubun normal da l ma uygun oldu u saptand ndan parametrik test uygulanm flt r). Denekler ev sahibi kişiliğin ve en baskın alter kişiliğin kontrolündeyken (en az bir hafta arayla) yapılmış çekimler doğrultusunda değerlendirildiğinde, sağ hemisferde singulat-1 ve singulat-2 bölgelerinde; sol hemisferde anterior temporal, posterior temporal-2, singulat-1 ve singulat-2 bölgelerinde ev sahibi kişiliğe oranla alterde anlamlı derecede tutulum artışı saptandı (p<0.05) (Tablo 4). Ev sahibi ve alter kişilikler kendi içlerinde bölgesel beyin kan akımının lateralizasyonu açısından değerlendirildiğinde, her ikisinde de sağ hemisferin belirgin olarak fazla tutulum gösterdiği gözlendi. Ev sahibi kişilikte bu fark frontal ve temporal bölgelerde, alter kişilikte ise yine frontal ve pariyetal bölgelerde yoğunlaşıyordu (Tablo 5). Tablo 5. DKB Hastalar nda Ev Sahibi Kiflilik ve Alter Kifliliklerin "Sa -Sol Hemisfer" Karfl laflt rmas n n Yap ld Bölgesel Beyin Kan Ak m (rcbf) Oranlar ncelenen Bölge Ev sahibi Alter kiflilik (N=18) kiflilik (N=18) nferior Frontal-1-sa 0.84 ± 0.05 0.82 ± 0.08* nferior Frontal-1-sol 0.83 ± 0.06 0.82 ± 0.08 nferior Frontal-2-sa nferior Frontal-2-sol 0.90 ± 0.05** 0.90 ± 0.08** 0.86 ± 0.07 0.86 ± 0.05 nferior Frontal-3-sa 0.92 ± 0.05** 0.92 ± 0.06* nferior Frontal-3-sol 0.88 ± 0.07 0.89 ± 0.06 Superior Frontal-1-sa 0.93 ± 0.06* 0.93 ± 0.07* Superior Frontal-1-sol 0.90 ± 0.06 0.90 ± 0.06 Superior Frontal-2-sa 0.94 ± 0.05*** 0.93 ± 0.06** Superior Frontal-2-sol 0.89 ± 0.07 0.89 ± 0.05 Anterior Temporal-sa 0.90 ± 0.06** 0.90 ± 0.06 Anterior Temporal-sol 0.86 ± 0.06 0.88 ± 0.05 Posterior Temporal-1-sa 0.88 ± 0.05*** 0.85 ± 0.05 Posterior Temporal-1-sol 0.83 ± 0.04 0.83 ± 0.05 Posterior Temporal-2-sa 0.88 ± 0.04*** 0.86 ± 0.05 Posterior Temporal-2-sol 0.82 ± 0.05 0.84 ± 0.07 Pariyetal-sa 0.90 ± 0.07 0.91 ± 0.06*** Pariyetal-sol 0.89 ± 0.06 0.85 ± 0.06 Singulat-1-sa 0.96 ± 0.05 0.99 ± 0.06 Singulat-1-sol 0.96 ± 0.05 0.99 ± 0.06 Singulat-2-sa 0.97 ± 0.06 1.00 ± 0.05 Singulat-2-sol 0.97 ± 0.06 1.00 ± 0.05 * : p<0.05, ** : p<0.01, *** : p<0.001, Paired Samples T Test (Kolmogorov-Smirnov testine göre grubun normal da l ma uygun oldu u saptand ndan parametrik test uygulanm flt r). TARTIŞMA VE SONUÇ Bugüne kadar DKB konusundaki çalışmalar sadece klinik bazında kalmamış, son yirmi yılda konuya ışık tutabilecek birçok laboratuvar çalışması da literatürde yayınlanmıştır. Bunlar arasında biyokimyasal ve psikofizyolojik araştırmalar ön sırayı 179

Disosiyatif Kimlik Bozuklu u Hastalar nda 99mTc HMPAO SPECT ncelemesinde Bölgesel Beyin Kan Ak m De ifliklikleri almaktadır. İnsan davranışının temellerini daha elle tutulur ve gözle görülür bir şekilde laboratuvara indirgemeye çalışan günümüz psikiyatrisine disosiyasyon ve ruhsal travmanın insan beynine etkileri konusunda yol gösterecek görüntüleme çalışmaları sınırlı ve yetersiz düzeydedir. DKB da bölgesel beyin kan akımının ölçümü ile ilgili literatürde ulaşılabilen tek bir vaka çalışması mevcuttur. Saxe ve arkadaşlarının yaptığı bu çalışmada bir hastanın dört ayrı alterine SPECT görüntüleme uygulanmış ve ev sahibi kişilikle yapılan karşılaştırmada tüm alterlerde tutarlı olarak sol temporal lopta perfüzyon artışı saptanmıştır. Bu bulgu doğrultusunda temporal lobun DKB psikofizyolojisinde yönlendirici bir faktör olduğu iddia edilmiştir (5). Şar ve arkadaşlarının kongre bildirisi olarak sundukları SPECT çalışmalarında DKB hastalarında vizüel değerlendirme sonucu temporal, frontal ve pariyetal loplarda hipoperfüzyon saptanmıştır (9). DKB da olduğu gibi, uzamış travmatik yaşantılar sonucu kortikal etkinlik azalırken, limbik sistemin etkinliği artmaktadır (10). Özellikle etkilenen alt sistemler; hipokampus, amigdala, prefrontal korteks, korpus kallozum ve pariyetal loplar olmaktadır (11). Bu durum ise bilişsel cevapta, dürtü ve duyguların kontrolünde bozukluklara yol açmaktadır Bu çalışmada, deneklerde (ev sahibi kişilik) kontrollere göre bilateral frontal loplar ve sol anterior temporal bölgede anlamlı derecede perfüzyon artışı saptanmıştır. Prefrontal korteks, travmayla ilişkili psikopatolojisi olanlarda beynin en fazla etkilenen bölgelerinden birisidir. Frontal loplar, DKB hastalarında asıl bozukluğun bulunduğu yaşantının bütünselleştirilmesi işlevinde, diğer yapılara süpervizör rol oynayarak etkinlik göstermektedir. Yine DKB hastalarında görülen güncel bellek bozukluğu ve travmatik bellek oluşumu da frontal lop işlevlerindeki aksamanın işaretidir (12). Anterior temporal bölge, amigdalanın yerleştiği alandır. Limbik sistemin penceresi olarak adlandırılan amigdala, frontal loplar ve tüm diğer limbik yapılardan impulslar alır (13). DKB patogenezinde önemli rolü olan duygusal (emosyonel) bellek bozukluğu ve travmatik bellek oluşumunda rolü vardır (14). Saptanan temporal hiperperfüzyon diğer çalışmalarla da uyumludur. Alter kişilikler ev sahibi kişiliklerle mukayese edildiğinde, alterlerde bilateral singulat girus ve sol temporal bölgede anlamlı perfüzyon artışı gözlenmiştir. Singulat girus limbik korteksin, prefrontal serebral korteks ile subkortikal yapıları birleştiren bölümüdür ve duygu ve bilişlerin yükseltilmesi veya azaltılmasında etkilidir (13,15). Bu yüzden bilişsel ve duygusal etkinlikte yoğun değişimin yaşandığı ev sahibialter geçişinde singulat girusta perfüzyon artışı görülmesi rastlantı değildir. Kontrollere göre ev sahibi kişilikte gözlenen temporal hiperperfüzyon, alter kişiliğe geçildiğinde artarak devam etmektedir. Temporal loplar amigdallere ilave olarak, asıl olarak açık belleğin oluşumundan sorumlu ve disosiyatif bozukluk gelişiminde birincil odak kabul edilen hipokampusu da içermektedirler (14,16). Ev sahibi ve alter kişilikler kendi içlerinde bölgesel beyin kan akımının lateralizasyonu açısından değerlendirildiğinde, her ikisinde de sağ hemisferin belirgin olarak fazla tutulum gösterdiği, ev sahibi kişilikte bu farkın frontal ve temporal bölgelerde, alter kişilikte ise yine frontal ve pariyetal bölgelerde yoğunlaştığı gözlenmektedir. Sola oranla daha erken gelişmeye başlayan sağ hemisfer sözsüz duygusal iletişimde, anlamlandırmada etkili olmaktadır. Sağ hemisfer amigdala ile yoğun bir ilişki içinde çalışır ki, bu da gelen uyaranların duygusal anlamlandırılmasında önem kazanır. TSSB ve DKB hastaları yoğun emosyonel dalgalanmalar ve içsel anlamlandırma güçlükleri yaşayan hastalardır (12). Deneklerden elde edilen serebral perfüzyon lateralizasyonu bu konuya ışık tutabilecek niteliktedir. Stres ve ruhsal travmanın, beynin duygulanım ve bellekle ilgili alanlarını geniş ölçüde etkilediği düşünülmektedir. Bu etki DKB semptomatolojisini ve etyolojisini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bellekle ilgili beyin bölgeleri aynı zamanda disosiyatif patolojinin birçok semptomuna aracılık etmektedir. Beyin sistemlerindeki değişmeleri anlamamız, DKB tedavisiyle yakından ilgilidir. DKB da psikoterapinin amacı bölünmüş ve disosiye olmuş anıları uygun affekt ve kognisyona sahip tek bir bütünde toplamaktır. DKB etyopatogenezindeki beyin mekanizmaları netleştikçe, belki de bu tedavi amacına ulaşmayı sağlayacak yeni farmakolojik tedavilerin gelişimine ışık tutulacaktır. Daha ileri bilgiler için, geniş vaka serilerini içeren çok sayıda çalışmaya ihtiyaç vardır. 180

Ü.B. Semiz, S. Ebrinç, M. Çetin, Y. Narin, M. A. Özgüven Kaynaklar: 1. Şar V, Yargıç Lİ, Tutkun H. Structured interview data on 35 cases of dissociative ıdentity disorder in Turkey. Am.J.Psychiatry 1996; 153:1329-1333. 2. Putnam FW. Diagnosis and Treatment of Multiple Personality Disorder. New York: Guilford Press, 1989. 3. Tutkun H, Yargıç Lİ, Şar V. Dissociative identity disorder: Clinical investigation of 20 cases from Turkey. Dissociation 1995; 8:3-9. 4. Putnam FW. Recent research on multiple personality disorder. Psychiatr.Clin.North Am 1991;14:503-517. 5. Saxe GN, Vasile RG, Hill TC. SPECT imaging and multiple personalty disorder. J Nerv Ment Dis 1992;180: 662-663. 6. Morrison CF, Hill TC. Cerebral perfusion imaging. Curr Opin Radiol 1989;1:468-474. 7. Meyer JS. Improved method for noninvasive measurements of regional cerebral blood flow by 133 xenox inhalation. Part II: Measurements in health and disease. Stroke 1978; 9:205-210. 8. Mayberg HS, Lewis PJ, Regenold W, Wagner HN. Paralimbic hypoperfusion in unipolar depression. J Nucl Med 1994; 35:929-934. 9. Şar V, Ünal SN, Kızıltan E, Kundakçı T. Frontal, parietal, and temporal hypoperfusion in dissociative identy disorder. Paper presented at the 15th Fall Conference of the Internotional Society for the Study of Dissociation. Seattle, 1998: 14-17. 10. Pynoos RS, Steinberg AM, Ornitz EM. Issues in the Developmental Neurobiology of Traumatic Stress. In: Yehuda R, McFarlane AC, editors. Psychobiology of Posttraumatic Strees Disorder. New York: The New York Academy of Sciences, 1997. 11. Teicher MH, Ito Y, Glod CA. Preliminary Evidence for Abnormal Cortical Development in Physically and Sexual Abused Childiren Using EEG Coherence and MRI. In: Yehuda R, McFarlane AC,editors. Psychobiology of Posttraumatic Stress Disorder. New York, The New York Acedemy of Sciences, 1997. 12. Kızıltan E, Eroğlu L. Travma ve disosiyasyonun nörobiyolojisi. Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları 1998; 3: 599-611. 13. Guyton AC. Behavioral Function of the Brain. Textbook of Medical Physiology, 7th Edition, W.B.Saunders Co., 1986: 971-986. 14. Van der Kolk BA. The Body Keeps the Score. In:Van der Kolk BA, McFarlane L, editors. Traumatic Stress. New York, The Guidford Press, 1996. 15. Van der Kolk BA, Burbridge JA, Suzuki J. The Phsycihology of Traumatic Memory. Phsychology of Posttraumatic In: Yehuda R, McFarlane AC,editors. Stress Disorder. New York, The New York Academy of Sciences, 1997. 16. Bremner JD, Krystal JH, Southwick SM, Charney DS. Functional neuroanatomical correlates of the effects of stress on memory. Journal of Traumatic Stress 1995; 8:527-553. 181