SANAT TARiHi D ETNOGRAFYA D NUMisMATiK

Benzer belgeler
Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

eselia da Iolkos şehrinin kralı Pelias tahtını abisi Aison dan gasp etmiştir. Aison un bir erkek evladı dünyaya gelince, zalim Pelias çocuğun

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan :25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs :22

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Urla / Klazomenai Kazıları

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Sahibi ve Yayın Yönetmeni Nezih BAŞGELEN. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Orhun GOKÇAY

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellen Kavramı Yunan Arkaik Çağı ve Ege Göçleri

Hellen (Yunan) Kolonizasyon Dönemi Esnasında Hellen-Kolkhis (Gürcistan) İlişkilerinin Başlangıcı ve Süreci Üzerine Değerlendirmeler

Hellen (Yunan) Kolonizasyon Dönemi Esnasında Hellen-Kolkhis (Gürcistan) İlişkilerinin Başlangıcı ve Süreci Üzerine Değerlendirmeler

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

CEDRUS The Journal of MCRI

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

ADI: DÜNYA ĠKLĠMLERĠ

Yüz ölçümü: km² Nüfusu : (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Türkiye nin Coğrafi Bölgelerinin Belirlenme Çalışmaları. Yard.Doç.Dr. Mehmet Fatih DÖKER

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz.

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

13. YY. DA ARAMİ KAVİMLERİ BET ZAMANİ: Qir ülkesi halkı daha Emar metinlerinde görülmeden önce, Arami kavimlerine eski Kaŝiyari Dağı olan Tur Abdin

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

II. İSTANBUL ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU PROGRAMI 11. ARALIK 1. GÜN

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

ILISU KASABASI. Ramazan ÖZDEMİR TC AHİLER KALKINMA AJANSI AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ

9. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

Transkript:

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Yönetmeni Nezih Başgelen İdari Yönetim Bilge Başgelen Düzenleme Füsun Uluülke Onur Kurulu Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal Prof. Dr. Oktay Aslanapa Prof. Dr. Halet Çambel Prof. Dr. Refik Duru Prof. Dr. Ufuk Esin Prof. Dr. Semavi Eyice Hon. Dr. Dr. Çelik Gülersoy Prof. Dr. Jale Inan Prof. Dr. Doğan Kuban Prof. Dr. Machteld J. Mellink Danışma Kurulu Prof. Dr. Zeynep Ahunbay Prof. Dr. Berna Alpagut Prof. Dr. O. Tekin Aybaş Prof. Dr. Nezahat Baydur Prof. Dr. Oktay Belli Prof. Dr. C. Greenewalt Jr. Prof. Dr. Kenneth W. Harl Prof. Dr. Harald Hauptmann Prof. Dr. WernerJobst Prof. Dr. Bülent Iplikçioğlu Prof. Dr. Peter Kuniholm Prof. Dr. Önder Küçükerman Prof. Dr. Hasan Malay Prof. Dr. Recep Meriç Prof. Dr. Roin Metreveli Prof. Dr. Robert Ousterhout Prof. Dr. Mehm~.t Özdoğan Prof. Dr. Engin Ozgen Prof. Dr. Cemal Pulak Prof. Dr. Mirjo Salvini Prof. Dr. Umit Serdaroğlu Prof. Dr. Veli Sevin Prof. Dr. Celal Şengör Prof. Dr. Uğur Tanyeli Prof. Dr. Taner Tarhan Prof. Dr. Numan Tuna Prof. Dr. Oğuz Tekin Prof. Dr. Henry T. Wright III Prof. Dr. Stefanos Yerasimos Prof. Dr. Levent Zoroğlu Doç. Dr. Ahmet Vedat Çelgin Yard. Doç.Dr. Engin Akyürek Dış İlişkiler ve Projeler Editörü Dr. Brian Johnson Redaksiyon Kurulu AliAkkaya Chris Lightfoot Aksel Tibet Müzeler Bölümü: Erdem Yücel BasınDanışmanı : Engin Akyüz Belgelerne: H. Semih Eralp Dizgi: Arkeoloji ve Sanat Yayınları Baskı: Ofset Yapımevi İdare Yeri ve Yazışma: Hayriye Cad. Çqrlu Apt. 3/4 80060 Beyoğlu - Istanbul Tel.: (O 212) 293 03 78-245 68 38 Fax: (O 212) 245 68 77 E-mail: arkeolojisanat@superonline.com SANAT TARiHi D ETNOGRAFYA D NUMisMATiK "Ancak memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ilerde tarafımızdan meydana çıkarılarak ilmi bir surette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap bir hale gelmiş olan abidelerin muhafazaları için müze müdürlüklerine ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji mütehassıslarına kat 'i lüzum vardır. " Gazi Mustafa Kemal İçİNDEKİLER Aydın ve Milet Müzelerinde Bulunan Red-on-White Grubu Kandiller... 2 Gürol B arın Uşak - Akmonia (Ahatköy) Mozaikleri... 23 N ezih Başge l en Kolkhis Bölgesi'nin Tarihi Coğrafyasına İlişkin Bazı N otlar......... ' 26 Murat Arslan Arkeoloji Haberleri: Yortanlı Barajı'nın Suları Altında Kalacak Olan Antik Bir Şifa Merkezi: Allianoi... 41 Erdem Yücel Nümismatik Haberleri/Nümismatic News Kıbrıs'ın Osmanlı Sikkeleri / The Ottornan Coinage of Cyprus... 45 Gyula Petra.nyi Kapak Fotoğrafı: Uşak - Akmonia Mozaik/erinden bir örnek (Foto. Nezih Başgelen) İki ayda bir yayınlanır. Yayınlanan yazılardaki bilimsel görüş ve düşünceler yazarına aittir. Yazı ve her türlü görsel malzemenin yayın hakkı saklıdır. Yıl: 22 Sayı: 97 Tem.m.uz - Ağustos 2000

KOLKHİs BÖLGESi'NİN TARİHİ COGRAFYASINA İLİşKİN BAZI NOTLAR MURAT ARSLAN ii i i i Bu makale', Antikçağ'da değerli madenieri, stratejik konumu, verimli toprakları ve efsaneleriyle, ilgi çekici olduğu kadar tehlikeli, bilindik olduğu ölçüde tuhaf, Kolkhis Bölgesi'nin tarihi coğrafyasına ilişkin bilgileri sistemleştirerek ileride bu konuda çalışacak olan araştırmacılar ve öğrenciler için bir başlangıç olmasını amaçlamıştır. Çalışmanın temelini antik kaynaklar meydana getirmiş olmakla beraber, yeri geldiğinde arkeolojik, nümismatik, epigrafik ve modern literatür bilgilerinden yararlanılarak bir sonuca varılmaya çalışıl mıştır. Çünkü, metinden de anlaşılacağı üzere, Kolkhis Bölgesi'ne ilişkin mitolojik ve tarihsel anlatımlar antik yazarlar tarafından birbirinden titiz bir şekilde ayrılmamış ve hatta bölgeye gelen tarihsel şahsiyetler dahi mitolojik kahramanlardan etkilenmişlerdir. Kolkhis Bölgesi'nin sınırları Kafkas Dağları tarafından çizilmiştir. Ancak bu dağların sarp ve güçlükle geçit veriyor olması bölgenin komşularıyla, yani Iberia, Armenia ve Kafkaslar'ın kuzeyindeki bölgelerle sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşimlerinin zayıf kalmasına yol açmıştır. Antikçağ boyunca, bölgenin dağlık topografyası ve sık bitki örtüsü ulaşım zorluğuna neden olmuş; dolayısıyla kara yolundan ziyade deniz yolu kullanılmıştır. Bölge ana bağlantısını batıdan yani Karadeniz üzerinden sağlamaktadır. Bu bakımdan Kolkhis Bölgesi en erken dönemlerinden itibaren Hellen dünyasıyla yoğun bir ticari ve kültürel iletişim içinde bulunmuştur l. Herodotos' a (iv. 86) göre, Karadeniz'in girişinden Phasis (= Rioni) Irmağı'na, yani en uzak kesimine gemiyle dokuz gün sekiz gecede gidilebilirdi. Antikçağ' da Kolkhis adı verilen bölgenin güneyinde Armenia, kuzeyinde Skythia 2, batısında Karadeniz, doğusunda ise Iberia ve Albania yer almaktadır 3 Strabon Kolkhis'in güneyindeki Armenia Maior'la olan sınırını Kafkas Dağları ve K yros (= Kura) Irmağı'nın belirlediğinden bahsetmektedir (xi. 3. 2). Gene Strabon Kolkhis'in kuzey sınırını Pityos (xi. 2. 14). Doğu sınırını Sarapana kentiyle belirler (xi. 3.4). Bölgenin güneybatısında yer alan Pontos ve Armenia Minor bölgeleriyle olan sınırının ise nereye kadar uzandığı kesin olarak bilinmemektedir. IBERIA o 1= =======91 150km Kalkhis Bölgesi :ve metinde geçen yerler. 26 ----~--~------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------ARKEOLOJİ VE SANAT 0 "\S:~Ar~~ ARAL \. DENiZi ) ~ -j '1 II \ ~/ AKDENIZ ARABIA N f 500 km o t======jl Kalkhis Bölgestnin Konumu Ksenophon (anab. iv. 8. 8), Pontos Bölgesi'nin liman kenti Trapezus'un doğu sınırında yer alan Makron'ların 4 sınırından Kolkh'ların sınırına üç günlük yürüyüşle ulaşılabileceğini; aynı eserinin bir başka yerinde (iv. 8. 22) ise Trapezus'un Sinope'nin Kolkh ülkesindeki kolonisi olduğunu ileri sürmektedir. Fakat Ksenophon'un, Kolkh'lar olarak tanımladığı kavimle Kolkhis'lilerin aynı kişiler oldukları şüphelidir. Zira, Ksenophon (anab. v. 6. 36-37; 7. 7-10), Kral Aietes'in soyundan gelenlerin hüküm sürdüğü Kolkhis Bölgesi'nden söz ederken, Hellenlerin, Phasis' e yelken açmayı ve Phasis'lilerİn (= Kolkhis'lilerin) ülkesini ele geçirmeyi düşündüklerini bildiriyor olsa gerektir. Strabon da (xi. 2. 16), Phasis ismini sadece Rioni ırmağı için kullanılmayıp, söz konusu isimle ya yörede bulunan aynı isimdeki kenti ya da Kolkhis Bölgesi'ni kastetmektedir. Aynı şekilde, Aristoteles (hist. anim. iii. 21. 7) ve Hippokrates (Aer. 15), gerek Kolkhis Bölgesi'ndeki çiftlik hayvanlarından gerekse yörenin yönetim organizasyonundan bahs e derlerken Phasis ismiyle ne ırmağı ne de kenti nitelemişler; fakat genelolarak Kolkhis Bölgesi'ni ve bu bölgede yaşayan halkı tarif etmişlerdir. Strabon (xii. 3. 17), Pontos'tan kalkıp, kıyı boyun- ca ilerlenirse Trapezus kentiyle Kolkhis Bölgesi arasında bir yerde Zygopolis olarak adlandırılan bir yerleşim yerine gelindiğini ve ondan sonra da Kolkhis'in başladığını bildirmektedir. Appianos ise (Mithr. 101), Pontos Kralı Mithridates VI. Eupator'un M.ö. 66 yılında Roma Generali Pompeius tarafından yenilgiye uğratılıp geri çekilirken önce Armenia'ya, daha sonra da, Absarros (= Apsaros) Irmağı'nı 5 aşarak Kolkhis Bölgesi'ne girdiğinden bahsetmektedir. Plinius da (nat. vi. 9. 25; ll. 29), Absarros ırmağı'nın Parihedri Dağları'ndan doğarak Karadeniz'e aktığını ve bu dagların Kolkhis'in güneybatısında yer alan Armenia Minor Bölgesi'yle aralarındaki doğal sınırı oluşturduğunu ifade eder. Ayrıca (nat. vi. 4. 12) bölgenin güneybatısında -Trapezus kentinden 140 mil mesafede- Absarros isimli bir kale 6 ve aynı adla anılan bir ırmağın varlığından söz etmekte olup, söz konusu ırmağın Kolkhis'le Pontos bölgelerinin doğal sınırını teşkil edebileceğini düşündürür. Aynı şekilde bu görüş Arrianos'ta (periplus 11) daha açık bir şe kilde ifade edilmektedir. Arrianos, stratejik olarak çok önemli bir yere kurulan Absarros Kalesi ve ırmağı' nın Pontos Bölgesi' ni bitiren en önemli topografik nokta oıduğunu ileri sürmektedir. Söz konusu antik kaynaklardan çıkan sonuçlar bize, -----------------------------------------------------------------------------27

, ARKEOLOJİvE SANAT---------------------------------- Akampsis (= Çoruh) ırmağı'yla birleşerek Karadeniz' e dökülen Absarros ırmağı ve aynı isimle anılan kalenin Kolkhis Bölgesi'nin Pontos'la olan sınırını teşkil ettiğini düşündürmektedir. Kolkhis Bölgesi'nde Paleolitik Devir'de başlayan insan topluluklarına ait izler yerlerini Neolitik Çağ'la birlikte yerleşik, tarıma dayalı küçük köy toplumlarına bırakmıştır 7 Çünkü bölgenin jeolojik, fizyografik ve iklimsel koşulları, insan toplulukların yerleşmesi ve gelişmesi açısından elverişli bir ortam yaratmaktadır. Ayrıca Antikçağ' da, Kafkas Dağları'nda ve bölgenin ırmaklarında bulunan zengin altın madeni bölgeyi diğer kültürlerin nazarında da ilgi çekici kılmaktaydı. Bundan dolayı, Kolkhis Bölgesi'ne Bronz Çağı'ndan itibaren yoğun bir şekilde yerleşilmi ştir s. M.ö. VIII. Vii. yüzyılla birlikte bölgede efsanevi lason'un Altın Postlu Koç'u aramaya geldiği Kolkhis Bölgesi'ne ilişkin hikayeler Hellen yazarlar tarafından kaleme alınmaya başlamıştır 9 M.ö. VII- ıv. yüzyıllarda, Hellenler l D ve Perslerle ll ekonomik, kültürel ve siyasal alanda yoğun ilişkilerde bulunmuştur l 2 Hellenistik Dönem'le birlikte, M.ö. 115 yılında Pontos Kralı Mithridates Vi Eupator'un egemenliğine giren bölge l3 M.ö. 65 yılında Pompeius tarafından fethedilmeye çalışılmış l4 ve Parth akınlarına karşı Roma'nın ileri bir karakolu haline getirilmeye gayret edilmiştir. Daha sonra Arsakid'ler ve Sasani'lerin egemenliğine giren Kolkhis, M.s. 300 yıllarında Roma himayesinde bir devlete dönüşmüştür. M.s. V. yüzyılda ise, kısa bir süre efsanevi kral Vahtang tarafından özgürlüğüne kavuşan Kolkhis, önce Sasani Kralı Hüsrev tarafından yağmalanmış ve M.s. Vii. yüzyılın ortalarındaki Arap fethine kadar Bizans ve İran arasındaki Apsaros Kalesi mücadelelere sahne olmuştur ıs. Kolkhis Bölgesi'ne ilişkin mitolojik ve tarihsel anlatımlar bölgeye gelen tarihsel şahsiyetleri ve antik yazarları etkilemiştir : Strabon (i. 2. 39; xi. 4. 8), Kolkhis Bölgesi'ni anlatırken önce Phriksos'un daha sonra da lason'un yöreye olan seferlerinden ve onlara ait buluntulardan bahsetmektedir. M.ö. ıv. yüzyılda Ksenophon (anab. v. 6. 36-37), Kolkhis'lilerin ülkesini kral Aietes'in soyundan gelenlerin yönettiğinden bahsetmektedir. Strabon (i. 2. 39) ise, Aietes'in yerel bir isim olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca Kolkhis Bölgesi'nde M.5. i. yüzyılda dahi Aietes isimli soyluiara 'rastlandığından söz edilmektedir l6 Arrianos (periplus 9-11), Kolkhis sahillerini anlattığı bölümde bir yandan Prometheus'un Zeus tarafından bağlandığı dağı tanımlamaya çalışırken, diğer yandan Argonaut'ların zamanından kalma eski eserleri incelemektedir. Appianos (Mithr. 103), M.ö. 66/5 yıllarında Pompeius'un bölgeye düzenlediği seferi anlatırken onun daha önceden Argonaut'ların, Dioskur'ların ve Herakles'in ziyaret ettiği bölgeye yaklaşmakta olduğu sıradaki ruhsal durumunu yansıtmakta ve bilhassa Prometheus'un Kafkas Dağı'nın üzerinde bağlandığı ve acı çektiği yeri görmek istediğind~n söz etmektedir 17 Arrianos (periplus11) ise, M.s. 132 yılında Roma valisi sıfatıyla Kappadokia' da bulunduğu sırada Prometheus'un zincire vurulduğu, koni şeklinde doruğu olan Strobilos Dağı'na l s tırmanmıştır. Büyük İsken der'in Pers seferi esnasında bölgeye yakın olduğu sırada Kolkhis ve komşuları Amazon'lar l9 üzerine bir sefer düzenlemesi teklif edilmiş; fakat İskender o sıralar Hindistan üzerine yürüyeceği için bu seferi ilerideki bir zamana ertelemiştir 2D Suetonius (Nero 19. 2), Nero'nun Kolkhis'e bir sefer düzenlemeyi düşündüğü için sadece İtaliklerden oluşan bir legio hazırladığı ve bu legio'ya (= legio i ltalica) "Büyük İskender'in Mızraklı Alayı" lakabını taktığından bahsetmektedir 21 Ayrıca Nero, bu seferini Aithiopia'ya (= Etiyopya) kadar uzatmayı, böylece Mısır Kralı III. Sesostris 22 gibi, Kolkhis'le Aithiopia arasındaki toprakları ele geçirmeyi düşünmektedir 23 Kolkhis Bölgesi'nin ünlenmesi Argonaut'lar 24 ve Altın Post efsanesf s sayesinde olmakla birlikte 26, bölgeyle ilgili yazılı belgeler ilk olarak Homeros'la başlar: Homeros (Il. vii. 465-475; Od. xii. 69-75), Kirke'yle Kral Aietes'in kardeş olduklarını, Argo gemisini ve lason'u ve onun Aietes'in ülkesinden gidip oradan geri döndüğünü yani Argonaut'ların yolculuğunu bilmekle birlikte, Ar- 28--------------------------------------------------------------------

----------------------------------ARKEOLOJİvE SANAT gonaut'ların hikayesi ve Kolkhis konusunda ayrıntılara girmemektedir. Hesiodos ise (theog. 955-1002), Kirke ve kral Aietes'in kardeş olduklarından, Phasis ırmağı, Aietes, Argo gemisi,lason ve Medeia' dan söz etmektedir. Aietes'in kralı olduğu Kolkhis hakkında ilk kez bilgi veren antik yazar, M.ö. VIII. (M.ö. ca. 730) yüzyılda yaşamış olan Korinthos'lu ozan Eumelos'tur 27 Eumelos'a (Paus. ii. 3. 10-11) göre, Kolkhis'in kralı Aietes aslen Korinthos'lu olup, Kolkhis ona Güneş Tanrısı Helios tarafından verilmiştir. Ayrıca ona göre, lason'un Kolkhis' e gitme nedeni Altın Postlu Koç değildir; fakat lason, Kolkhis'ten Aietes'in kızıyla lolkos kentine döndükleri zaman, Korinthos halkı, ardından hiçbir selef bırakmadan ölen son kralları Marathon'un yerine Kolkhis Kralı Aietes'in kızı Medeia'yı geçirmek isterler. Bu yüzden Medeia, kocası lason'la birlikte Korinthos' a gelerek krallığı devralır ve hükümdarlığı lason'a verir 2s M.ö. VI. yüzyılda Giritli Epimenides, Argo gemisinin inşası ve lason'un Kolkhis'e olan seferini anlatan 6.500 satırlık bir eser kaleme almıştır 29 Aynı şe kilde, M.ö. VI.-Y. yüzyıllarda yaşamış ünlü coğrafyacı ve logographos Hekataios (FGrH 171; 185-188) da Argonaut'lar ve Kolkhis' e olan yolculuklarına değinmiştir. M.ö. Y. yüzyılda Hellen dünyasında Argonaut'ların hikayesi çeşitli tiyatro eserlerine konu olmuştur, bunlardan en önemlisi Euripides'in Medeia (1-1415) adlı trajedisidir. Herodotos' a (i. 2) göre, Hellenler uzun bir gemiye atlayarak Kolkhis'teki Aia 30 kentine ve Phasis ırmağı'na kadar gelmişler ve kendilerini buralara kadar getiren isteklerin hepsini yerine getirdikten sonra, kralın kızı Medeia'yı da kaçırarak Hellas'a geri dönmüşlerdir. Kolkhis kralı peşlerine adam salmasına ve kızını geri alabilmek için istekte bulunmasına rağmen bundan bir sonuç elde edememiştir 3 1 Hippokrates' e (Aer. 15) göre, Kolkhis Bölgesi yağışlı bir iklime sahiptir, yılın büyük bir bölümü düzenli ve ağır bir yağmurla geçer, mevsimler ve gündüzle gece arasında önemli bir ısı değişikliği yaşanmaz, ülkede rutubet hiç eksik olmaz ve yer yer bataklıklara rastlanırdı 32 Arrianos (periplus 9), bu bakımdan Kolkhis'lilerin yüksek yerlerde kentlerini kurduklarını, böylelikle hem askeri açıdan savunması kolay yerlere yerleştiklerini hem de sistemli bir şekilde oluşturdukları kanal sistemiyle kentlerindeki su dolaşımını kontrol altına aldıklarını bildirmektedir. Antikçağ' da bataklık bölgelerde yaşayan halk bu yüzden yerden yaklaşık 4-5 m. yükseklikte yapay, yığma tepecikler inşa ederek ve onların üzerlerini düzleştü'erek is kana elverişli duruma getiriyorlardı 33 Hippokrates (Aer. 15) de, bölgede yapı malzemesi olarak hem iklim koşullarına uygun hem de sağlıklı olan ahşap kullanıldığını belirtir. Vitruvius da (ii. 1. 4), Kolkhis mimarisinden söz ederken yüksek ahşap kulelere değinmektedir. Phasis (= Rioni) Irmağ ı ve Kafkas Dağları'nın genel görünümü. ----------------------------------------------------------------------29

ARKEOLOJİVE SANAT-------------------------------------------------------------------- Bölgedeki akarsuların çokluğu, bölgenin önemli ölçüde yağış alması ve havadaki nem oranının yüksek olması nedeniyle Kolkhis Ovası'nda, sulak yerlerde yetişen, çabuk büyüyerek olgunlaşan bir bitki olan dad 4 (= Echinochlara crus-galli) üretimi yoğunluktaydı 3 s Ayrıca Kafkas Dağları'nın etekleri ve bölgenin güneyindeki araziler daha sıcak ve karasal iklim özellikleri gösterdiği için buğday yetiştirilmesine uygundu. Bölgede üzüm üretimi de önemli bir yer tutmakta olup, Kolkhis şaraplarıyla ünıüydü. Fakat Hippokrates' e (Aer. 15) göre, gene bölgeye özgü olan ani su baskınlarının, kuru ve sıcak rüzgarların (= kenkhron [KEYXPOV]) tüm ürünü birkaç saatte yok etme ihtimali vardı. Strabon (xi. 3. 4), yağmur sularının dağlardan çeşitli ırmaklar olarak Kolkhis içinden Karadeniz' e doğru aktıklarını vurgulamaktadır. Ülkenin merkezinden geçerek Karadeniz' e dökülen en önemli ırmağı Phasis 36 (= Rioni) olup, Kaukasos (= Kafkas) Dağları'ndan doğar 37 Bu büyük ırmak dağlardan denize doğru yolculuğu sırasında birçok küçük akarsuyla, özellikle Glaukos, Hippos ve Kyaneos ırmaklarıyla birleşerek debisini artırır 38 Bu bakımdan sedimentle yüklenen Phasis Irmağı sarımtırak bir renk alır 39 Irmak kenarlarında kamışların bittiğinden 40 ve insan yiyen yaratıkların (timsah) varlığından bahsedilmektedir 4!. Nasıl Mısır Nil' in bir armağanı ise, Kolkhis de Phasis Irmağı'nın bir armağanıdır 42 Phasis Irmağı'na paralel akarak, Karadeniz' e dökülen diğer bir ırmak Khobos (= Enguri) Irmağı olup, Suania (= Svane- Kalkhis Bölgesi'nin Armenia ve Iberia ile olan sınırını oluşturan Kyros (= Kura) Irmağı ti) Dağları' ndan doğar 43 Kolkhis'in güneyinde ise, kollarından biri Armenia, bir diğeri ise Pontos sınırı yakınlarında yer alan Akampsis (= Çoruh) Irmağı, Absarros (= Gürcü dilinde Adcharistsqali) Irmağı'yla birleşerek Karadeniz'e döküıür 44 Phasis Irmağı' nın kuzeyinde yer alan ırmaklar ise Khorien, Rhoan, Penios, Kharieis ve üzerinde Dioskurias kentinin yer aldığı Anthemos'tur 4s Plinius' a (nat. vi. 4. 12) göre, Kolkhis Bölgesi'nin güneybatı sınırını yani bölgenin büyük bir ihtimalle Pontos Bölgesi'yle olan hududunu Absarros Kalesi ve Irma ğı oluşturur. Kolkhis Bölgesi' nin güney ve doğu sınırını yani bölgenin Armenia ve Iberia'yla olan sınırını, esas itibariyle Kyros (= Kura) Irmağı teşkil eder. Strabon (xi. 3. 2) ve Plinius'a (nat. vi. 15) göre, bazen Kafkas Dağları'nın arasındaki derin vadilerden ve büyük ölçüde geniş ovalardan akan bu ırmak Kolkhis Bölgesi' nin, güney ve güneydoğusunda Armenia, doğusunda ise Surami Dağı'yla birlikte Iberia'yla olan doğal sınırını oluşturur. Daha sonra da Iberia'nın yüksek platolarından ve geniş ovalarından akarak Albania Bölgesi'ne, oradan da Hazar (= Koros) Denizi'ne döküıür 4 6 K yros Irmağı bu uzun yolculuğu sırasında Kolkhis Bölgesi'ndeki Suania Dağları'nın kuzeyinden ve Kazbeyi Dağları'nın 47 eteklerinden doğan Aragos'la (= Argavi); gemiyle yolculuk etmeye olanak sağlayacak kadar geniş ve derin olan Alazonios, Sandobanes, Rhoetakes ve Khanes ırmaklarıyla ve birçok diğer akarsuyla beslenerek debisini artırır 48 Kolkhis Bölgesi'nin büyük bir bölümünü, ırmak- 30-----------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------ARKEOLOJİ VE SANAT lar tarafından yarılmış olan ve batıdan doğuya doğru daralarak bir üçgen şeklini alan Kolkhis Ovası 0luşturur 49 Bölge, önemli coğrafi konumu ve doğal kaynakları nedeniyle hem Hellenler hem de Romalılar tarafından yörenin kilit ticari merkezi haline getirilmiştir. Ayrıca bölge stratejik konumu itibariyle de önemli bir yere sahiptirso. Bölgenin zenginliği yörede bulunan altın S1, gümüşs2, bakır ve demir madenleri s3, değerli taşları 54 ve bereketli otlaklarıyla açıklanmaktadır. Belki de bu nedenle Phriksos Kolkhis Bölgesi'ne erken dönemlerde bir sefer yapmak ihtiyacı duymuştur. Phriksos'un seferinin izleri halen kendini göstermektedir: Phriksos'un, Iberia' da, adı sonradan Ideessa olarak değiştirilen küçük bir kenti ve kendine ait tapınağı halen Kolkhis'le Iberia sınırında yer almaktadır ss Diğer yandan, Phriksos'un bu seferi Hellenlerin, M.ö. 750-550 yılları arasındaki Büyük Kolonizasyon hareketiyle aynı bağlamda ele alınabilir. Anavatanındaki tehlikelerden kaçan Hellen uzak bir ülkede kendine yeni bir yaşam kurar ve yerel bir kadınla evlenerek oraya yerleşir 6. Plinius (nat. 33. 52), Kolkhis'in efsanevi kralı Aietes'in ardılı olan Saulauskes'in bölgedeki madencihğin yaratıcısı olduğundan ve Kuzey Kafkaslar' daki Suania Bölgesi'nde bol miktarda altın ve gümüş madenierinin varlığından söz etmektedir s7 Ayrıca Strabon (xi. 2. 19) da bölgenin altın Suania (= Svaneti) Dağları ve Khobos (= Enguri) Irmağı'nın genel görünümü madeni açısından zenginliğiyle Argonaut'ların Kolkhis'e düzenledikleri sefer arasında bir ilişkinin olduğunu düşünmektedir. Bölgedeki nem oranının yüksek olması geniş otlak alanlarının oluşmasına olanak sağlamıştır. Bu keçi sakallı bakımdan Kolkhis Bölgesi af 8, sığır 9, bir geyik cinsi olan tragelaphus 60 ve domuz yetiştiriciliğine son derece uygun olup, koyun besiciliği açısından elverişli değildir 61. Bölgedeki bataklıklar ise, ördek ve sülün gibi bazı yaban kuşlarının yetişmesi için uygun bir ortam yaratıyordu. Özellikle sülün, "Phasis kuşu" olarak adlandırılmakta ve bol miktarda ihraç edilmekteydi. Elegabalus (M.5. 204-222) gibi, her bulduğunun tadına bakmadan edemeyen bazı Roma imparatorları da bu kuşu yalnızca kendileri yemekle kalmıyor, aynı zamanda hayvanlarını da sülünle besliyorlardı 62. Bölgenin en önemli problemi tuzdu. Özellikle Kafkas Dağları'nda yaşayan halk için tuz temin etmek zor ve son derece önemliydi. Bu yüzden Strabon (xi. 2. 16; 5. 6) dağlık alanlarda yaşayan ve farklı diller konuşan kabilelerin özellikle Dioskurias kentine tuz almaya geldiklerinden söz etmektedir. Kolkhis sahillerinde ikamet edenler ise, deniz suyunun kaynatılmasıyla tuz elde etmeye çalışıyorlardı. Fakat zaten tuzluluk oranı düşük (= 0/00 18-19) olan Karadeniz'in Kolkhis sahillerin- -----------------------------------------------------------------------------31

ARKEOLOJİvESANAT --------------------------------~---------------------------------- de birçok ırmağın denize karışıyor olması denizin tuzluluk oranını daha da düşürüyordu. Arrianos (periplus st M.ö. II. yüzyılda Kolkhis sahillerini gezerken, denizin sığ kesimlerinde hayvanların deniz suyu içerek tuz ihtiyaçlarını karşıladıklarına şahit olmuş tur 63 Bu bakımdan Kolkhis' e Pontos ve Armenia bölgelerinden tuz ithal ediliyordu 64 Kolkhis Bölgesi gemi yapımı için her Gonio Ha zinesi bu l untularından çeşit malzeme ürealtın heykelcik. tir. Bölge sık ormanları bulunan bir yerdir. Özellikle Kafkas Dağları, deniz filosu inşa etmek için ideal bir kaynak teşkil etmektedir 6S Ülkede bol miktarda bulunan kere s tenin yanı sıra, yelkenler için keten, ipler için kenevir, balmumu ve zift üretimi yapılmaktadır. Fakat Kolkhis Bölgesi özellikle keten üretimi ve ihra catıyla ünlenmiştir 66 Sedirler ve selviler ev yapmak için kullanılırdi. Bölgede önemli ölçüde kereste ticareti yapılırdi. Ayrıca tahta işlemeciliği de geliş miştiı bölgede işlenen tahta sandıklar ünlü olup, özellikle aranan bir üründü. Kolkhis'in sahil kentlerinden Pityos, ismini Hellence'de "çam ağacı" (= rı nhuç) kelimesinden almıştır. Bunun nedeni ise kent içinde ve civarında önemli miktarda kaliteli çam ağacı bulunmasıdır. Bu dağlardan kesilen ağaçlar ırmaklar yardımıyla zahmetsiz bir şekilde taşınabilmekteydi 67 olan- Persler, Iberia üzerinden Kolkhis' e gitmek için Surami Dağları'nı aşan ilk düzgün yolu inşa etmek için oldukça para ve zaman harcamışlardır. Böylelikle bölgeler arasındaki ticaret örgütlenmiş ve askeri birliklerin Iberia üzerinden Kolkhis Bölgesi'ne kolayca ve hızlı bir şekilde gitmesini kolaylaştıran bir yol ağı 01uşturulmuştur 69 Kolkhis'in Kafkas Dağları'nın kuzeyindeki bölgelerle bağ lantısı ise bölgenin kuzeydoğusunda bulunan Elbruz ve Kazbeyi dağları arasında yer alan çok sayıdaki küçük ve aşılması güç geçitlerden sağlanmakta olup, bu geçitlerin en önemlisi "Caspium Kapısı" olarak Antik kaynaklarda geçen bugünkü Dariel Geçidi' dir 7o Ülke içindeki ulaşım esas itibariyle, gemi taşımacılığına elverişli nehirler üzerinde yapılırdı 71 Bundan dolayı, bölgede kurulan kentler de ya ırmak ya da deniz kenarlarında yer almaktadırlar. Strabon 72 ve Plinius'a 73 göre Kolkhis Bölgesi'nden başlayan, Iberia üzerinden Hazar Denizi'ne ve oradan da Hindistan'a kadar uzanan bir ticaret yolu bulunmaktadır 74 Plinius'a (nat. vi. 19.52) göre, bu yolun Hazar Denizi'nden Phasis'e kadar olan bölümü kara yoluyla yaklaşık beş günde alınırdi. Hatta Pompeius, Kolkhis Bölgesi'ndeyken bu yolu bulmaya çalışmıştır 75 Arrianos da Periplus maris Euxini adlı eserinde Hindistan ve Baktria' dan barbarların Phasis' e gelmekte olduklarından söz etmektedir 76 Panopolis'li Nonnos ise, Diony- Kolkhis ile Iberia arasındaki ana yol yüksek dağların ve derin vadilerin arasından ve Surami Dağı'ndaki geçitten geçmekte olup, ancak, dar patikalardan öküzler vasıtasıyla çekilen yük arabalarıyla dört günde alınabiliyordu 68 Plinius (nat. vi. 52) Kolkhis Bölgesi'nden Iberia'ya Surami Dağları üzerindeki tek bir noktadan geçiş yapılabildiğini ve bu geçidin çok güç şartlar altında kullanıla bildiğini belirtmektedir. Prokopios'a (viii. 13.3-6) göre, Bizans Dönemi'nde - yol yapımında usta Gonio Hazinesi buluntularından altın madalyon. 32-------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------ARKEOLOJİ VE SANAT Gonio Hazinesi'nden, Dioskur'lara ait altın obje. sos'un Hindistan'dan Himalayalar ve Kafkas Dağları'ndaki geçitlerden geçerek Kolkhis ve Karadeniz' e ulaştığından bahsederken, Hindistan ve Kolkhis arasında yer alan yolu vurgulamaktadır 77. Seleukos Nikator (M.ö. 311-281) da mitolojiyi gerçekleştirmek istercesine, Kafkas Dağları'nın kuzeyinden bir kanal açarak Hazar Denizi'yle ile Karadeniz'i birleştirmeyi düşünmüştür 78 Pomponius Mela'ya (i. 108-109) göre, Miletos'lu Themistogoras tarafından kurulan ve Phasis Irmağı'yla aynı adı taşıyan bir kentin ırmak kenarında yer aldığından söz etmektedir'9. Strabon'a (xi. 2. 16-17; 3. 4) göre ise, Phasis kentinin bir yüzü Karadeniz' e, bir yüzü kentle aynı ismi taşıyan ırmağa, bir diğer yüzü de hemen yanında yer alan göle bakmaktadır. Zosimos (hist. i. 31) ise, Kolkhis Kralı Aietes'in, Phasis ırmağı ağzında bulunan bir sarayda ikamet ettiğini ifade etmektedir. S t r a - ban (i. 2.. 39) da kendi zamanında Aia kentinin Phasis kıyısında yer aldığını bize bildirmektedir. Herodotos (i. 2) ve Rhodos'lu Apollodoros'a (argon. ii. 1140-1155) göre, Aia kenti, Kolkhis Kralı Aietes'in krali ikametgah merkezidir 80, Plinius'a (nat. vi. 4. 13) göre de bölgenin en önemli kentidir. Ayrıca Agronaut'ların seferine katılan Dioskur'lar 8! adına bölgede bir kent, "Dioskurias"82 kurulmuştur. Hellenler Dioskur'lara olan saygıları nedeniyle bu kentin adını olduğu gibi muhafaza etmelerine rağmen, Romalılar söz konusu kenti "Sebastopolis" olarak adlandırmışlardır 83. Son yıllarda Absarros kenti yakınlarında bölgede ortaya çıkarılan ve "Gonio Hazinesi" olarak bilinen hazineden elde edilen arkeolojik ve nümismatik buluntular Dioskur'lara ait karakteristik malzemelerle doludur 84 Appianos'a (Mithr. 101) göre, Dioskurias'lılar kentin efsanevi kurucuları olan Dioskur'lara özel bir saygı beslemektedirler. Ayrıca, bölgede yer alan bu kentin Dioskur'lar tarafından kurulduğuna ve yörenin otokton halkı Heniokhi'lerin (= Savaş arabalılar) Dioskur'ların soyundan geldiğine dair yerel bir inanış vardır 8s. Plinius (nat. vi. 4. 13) de, Phasis ırmağı'nın iki yakası boyunca önemli miktarda kentin kurulmuş olduğundan bahsederek; ismini Dioskur'ların babası Tyrtdareus'tan 86 alan Tyndaris; Surion 87 ; Kirkaios ve Aia kentlerinin isimlerini vermektedir. Ptolemaios ise (geogr. v. 8. 2-6; viii. 19.3-4) de, Kolkhis sahil yerleşimlerinden Siganeon'la Neapolis kentlerinin isimleriyle birlikte birkaç kasaba ve iç kısımlardaki bazı köylere ilişkin bilgi verir. Gene Plinius (nat. vi. 4. 13-14), Kolkhis Bölgesi'nde Latince Cygnus (= "kuğu") olarak bilinen iki kentten daha söz eder. Bunlardan biri Phasis ırmağı üzerindeki Tyndaris' tir, diğeri ise, Karadeniz kıyısındaki Dioskurias'ın yakınlarında yer almaktadır. Dioskurias yakınlarındaki Cygnus kenti, Pomponius Mela'ya (i. 110) göre, fırtınaya tutulan Hellen tüccarlarının kıyıdaki kuğuların bağırtılarını duyarak sağ salim karaya çıktıkları yerde kurulmuştur 88. Görüldüğü üzere, Kolkhis'liler kendi etnik kökenleri konusunda Hellen mitolojisinden yararlanarak orijinlerini Hellas' a bağlama eğilimindedirler. Sonuç olarak, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, Kappadokia'nın doğusunda; kuzeyi Kafkas Dağları, güneyi Armeiüa, doğusu Iberia ve batısı Ka- --------------------------------------------------------------------------33

, ARKEOLOJİVE SANAT-------------------------------------------------------------------- radeniz'le sınırlandırılmış olan Kolkhis Bölgesi'nin kuzey sınırını Pityos, doğu sınırını Sarapana kenti belirler. Bölgenin Armenia Minor ve Pontos bölgeleriyle tartışmalı olan sınırını ise, antik kaynaklardan elde edilen verilere göre Parihedri Dağları ve Akampsis (= Çoruh) ırmağıyla birleşerek Karadeniz' e dökülen Absarros ırmağı ve aynı isimli kalenin oluşturabileceği görüşü ortaya atılmıştır. DİPNOTLAR * Bana bu çalışmayı yürütürken görüşleriyle katkıda bulunan ve manuskriyi gözden geçirerek önerileriyle yardımcı olan Doç. Dr. A. Vedat ÇELGİN' e ve Yard. Doç. Dr. Kemalettin KÖROGLU'na teşekkürü bir borç bilirim. 1. Homeros destanları, Argonaut'lar Efsanesi ve Hesiodos'un Theogonia'sı Hellenlerin Karadeniz kıyıları ve Kolkhis Bölgesi hakkında en az M.ö. VIII. yüzyıldan itibaren bilgi sahibi olduklarını göstermektedir (BOARDMAN 1988: 240; ERTEKİN 1996: 4; ATASOY 1997: 3 v.dd.). Bunu doğrulayacak arkeolojik buluntular ise, Samos Adası'ndaki Hera kutsal alanında ortaya çıkarılmış ithal Kafkas bronzlarıyla, Kolkhis'te bulunmuş Hellen fibula'larıdır (BOUZEK 1990: 173 ayrıca bk. KOSHELENKO 1996: 17; 29; KACHA RAVA 1997: 137 v.dd.). 2. Eur. Med. 9; Pind. Olymp. xiii. 53. Ap. Rhod. argon. ii. 1217; Lycophr. Alex. 174 gibi yazarlar tarafından Kolkhis Bölgesi'nin İskit ülkesinin sınırları içine dahil edildiği de görülmektedir. Her ne kadar İskitlerin Kolkhis'e ilişkin olarak tarihsel ya da mitolojik kaynakları hakkında bir bilgiye sahip olmasak da, Eskiçağ' da Kolkhis ülkesi, belirli bir süre de olsa, İskit egemenliği altında bulunmuş olabileceği düşünülebilir (Konuya ilişkin olarak ayrıca bk. lust. ii. 3. 6; xli. 1. 1; Amm. Marc. xxxi. 2. 20; BRAUND 1994: 9 n. 6; 18 n. 57 v.dd.). Ayrıca son zamanlarda Kolkhis Bölgesi'ndeki Eshera, Gynus, Vani ve diğer birçok kentte yapılan arkeolojik araştırmalar M.ö. VI. yüzyılda Kolkhis aristokratlarının atlarıy la birlikte gömüldüklerini ortaya çıkarmış olup, bu uygulamanın İskit etkisi olduğu öngörülmektedir (BRAUND 1994: 56; 130 v.d.). Diodoros (iv. 47)'a göre ise, Aietes bir İskit kralıdır. Seneca da, Kral Aietes'in sarayında İskitlerin Hindistan seferi sırasında yağmaladıkları malların bulunduğundan söz etmektedir (Medeia 483-5). 3. Strab. xi. 2. 14; 3. 2; xii. 3. 17-18; Plin. nato vi. 15. 39. 4. Eskiden Makron'lar adı verilen San'lar kabilesi ve Küçük Armenia, Trapezus kentinin üst tarafında ve Kolkhis Bölgesi'nin güneybatı sınırında bulunuyordu(strab. xii. 3. 17-18). 5. Gürcü dilinde Adcharistsqali diye tanımlanan Absarros ırmağı, Akampsis (= Çoruh) ırmağı'yla birleşerek Gürcistan'daki Gonio (= Absarros) Kalesi önlerinde Karadeniz' e dökülür. 6. Parihedri Dağları'nın bitimiyle Karadeniz sahili arasında ve Akampsis (= Çoruh) ırmağı'nın kenarında yer alan Absarros (= Gürcistan'daki Gonio) Kalesi stratejik ve coğrafi açıdan çok önemli bir yerde kurulmuş olup kale günümüzde de iyi durumdadır (BRAUND 1994: 182 v.dd.). 7. SALIA 1983: 11 v.d. 8. Bölgede sürekli bir yerleşim olduğu arkeolojik malzemeyle de desteklenmektedir. Bunun için bk. SA LIA 1983: 13 v.dd.; 18 v.dd.; BRAUND 1994: 50; 51 n. 44-45; 89; KOSHELENKO 1996: 17. 9. Hom. Il. vii. 465-475; Od. xii. 69-75; Hes. theog. 955-1002; ayrıca bk. DREWS 1976: 18 v.dd. 10. Plat. Phaid. 109b; Ksen. anab. v. 6. 36-37; 7. 7-10; HAMMOND 1967: 114; BRAUND 1994: 31; 73 v.dd.; 90; KACHARAVA 1997: 137 v.dd. Karadeniz'deki Hellen kolonizasyonuna ilişkin yeni görüşler için ayrıca bk. SEvİN 1999: 114 v.dd. 11. Hdt. iii. 97; vii. 79. 12, Son zamanlarda, M.ö. VIII. yüzyıl Urartıı krallarından olan II. Sarduri'nin M.ö. 764-735 yılları arasında Urartuların kuzey sınırında yer alan Qulha ülkesiyle çeşitli münasebetlerinin bulunmuş olabileceği görüşü yaygınlık kazanmıştır. Hatta bazı bilim adamlarınca Qulha isminin Kolkhis'le olan benzerliğinden yola çıkılarak Qulha'nın, Kolkhis Bölgesi olabileceği tezleri ileri sürülmüştür ve Mla bu teori güncelliğini korumaktadır (DREWS 1976: 31; SEvİN 1999: 114 n. 2.). Fakat şimdiye kadar bu tezler söz konusu bölgeye ilişkin isim benzerliğinden ileriye gitmemiş ve teorinin doğruluğunu kanıtlayacak herhangi bir delile de rastlanmamıştır. Konuya ilişkin olarak bk. SALIA 1983: 24 v.d.; BRAUND 1994: 91. 13. FGrH 434 F. 22. 3 (= Memnon); App. Mithr. 15; Strab. xi. 2. 18; xii. 3. 28; lust. xxxviii. 7. 10. 14. Strab. i. 2. 1; ii. 5. 12; xi. 2. 2; 5. 1-5; xii. 3. 28; Plut. Pomp, 37. 2-3. 15. SALIA 1983: 44 v.dd.; 102 v.dd.; BRAUND 1994: 122 v.dd.; 238 v.dd.; 311 v.dd.; ERTEKİN 1996 : 1. 16. Strab. iii. 8. 7; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Zos. hist. i. 31; Plin. nato xxiii. 52. 17. Dünyanın en büyük sıradağlarından biri olan Kafkaslar üzerinde Prometheus'un zincire bağlandığı yere ilişkin değişik yorumlar ve görüşler için ayrıca bk. Arr. 34-------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------ARKEOLOJİvESANAT anab. v. 3.1-4; Strab. xi. 5. 5; xv. 1. 8; BRAUND 1994: 11 v.d. 18. Bu dağın ismi, Hellence "dönen" (= Strobilos L'tpO ~la6ç) sıfatından gelmektedir. Konuya ilişkin olarak bk. BRAUND 1994: 29 n. 126. Prometheus'un zincire vurulduğu dağ ve yerine ilişkin değişik yorumlar için ayrıca bk. Strab. xi. 5. 5; xv. 1. 8; Arr. anab. v. 3. 1-4. 19. Strab. xi. 5. 1 v.dd. Kolkhis'in komş uları olan ve Karadeniz' de yaşadıkları düşünülen Amazon'lara ilişkin diğer bir söylenti ise, gene İskender'in Hyrkania' da olduğu sırada ortaya çıkmıştır. Amazon Prensesi Thalestris'in İskender'i ziyaretine ilişkin olarak bk. Diod. xvii. 77. 1-3; Strab. xi. 5. 4-5; Curt. vi. 5. 24-32; Iust. xii. 3. 5-7; Arr. anab. vii. 13. 2-3. Fakat bu konu Plutarkhos tarafından şüpheyle karşılanmaktadır: Plut. Alex. 46; diğer yandan Pompeius'un KolkhisBölgesi'ne düzenlediği sefer sırasında, Amazon'lara ait olduğu düşünülen araç gereçler bulunmuş ; fakat hiçbir Amazon cesediyle karşılaşılmamıştır; bk. Plut. Pom. 35. 3-4; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. BOSWORTH 1988: 65 v.dd.; BRAUND 1994: 13 n. 16 v.d. 20. Arr. anab. iv. 15; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Plin. nato iv. 39. 21. Plin. nat. vi. 15.40; Tae. hist. 1. 6; Suet. Nero 19. 2. 22. M.ö. 1878-1842, On ikinci sülaleye ait Mısır krallarından biridir. Aithiopia'dan, Phasis ırmağı'na kadar sefer düzenlemiştir. Bu bakımdan Herodotos, Mısır lılarla Kolkhis'lilerin aynı soydan geldikleri ileri sürmektedir. Bu tezini savunmak için de, Kolkhis'lilerin d~ aynen Mısırlılar gibi derilerinin karalığı ve saçlarının kıvırcık oluşuna, sünnet oluşlarına, keteni aynı şekilde işleyişlerine; yaşayışlarında ve dillerindeki benzerliklere değinmekte; fakat, Mısırlılarla Kolkhis'lilerin akrabalığını gösteren başka hiçbir belirti olmadığını da dile getirmektedir. Hdt. ii. 102-106; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Diod. i. 55. 1 v.dd.; 4-5; 9 n. 1; BRAUND 1994: 17. 23. Diod. i. 55; 63. 8. 1; Plin. vi. 181-4; Tac. ann. ii. 60; ayrıca bk. BRAUND 1994: 13 n. 21-22. 24. Troya efsanesi kahramanlarından önceki jenerasyonun ünlü kahramanlarıdır. Antik yazarların bunlar üzerine verdikleri listeler birbirlerini tutmamakla birlikte, belli başlı olanları Iason, gemi ustası Argos, dümenci Tiphys, ozan Orpheus, Idmon, Amphiaraos ve Mopsos adlı kahinler; Boreas'ın oğulları Kalais'le Zetes; Kastor ve Polydeukes, Peleus'le Telemon, Meleagros, Herakles ve başkalarıdır: Apoı!. bibl. i. 9. 16; 21; Ap. Rhod. argon. i. 25 v.dd; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. ERHAT 1989': 56 v.d.; HAMILTON 1989 5 : 117 v.dd. 25. Argonaut'lar ve Altın Post öyküsünü anlatanların başında M.ö. III. yüzyılda yaşamış olan Rhodos'lu Apollonios gelmektedir. Apollonios'un Argonautika adlı eseri esas itibariyle,lason ve Argonaut'ların HelIas' a dönmeleriyle bitmektedir. Iason ve Medeia'nın başından geçenler ise, M.ö. V. yüzyılın ünlü tragedya yazarlarından Euripides'in Medeia'sı tarafından anlatılmıştır. Iason ve Pelias'ı ilgilendiren bölümler ise, gene M.ö. v. yüzyıl şairlerinden Pindaros'un Pythia ve Olympia adlı lirik şiirlerine; daha sonra da Apollodoros'un Bibliotheka adlı mitoloji es e rine ve Seneca ' nın Medeia adlı tragedyasına konu olmuştur. 26. Argo gemicilerinin Kolkhis'e yaptıkları seferin nedeni: Iolkos Kralı Aison üvey kardeşi Pelias tarafından tahtından indirilmiştir ama kralın oğlu Iason delikanlılık çağına gelince Pelias'ın karşısına dikilerek, kendisinin olan tahtı geri istemiştir (ApolI. bibl. i. 9. 1; 6. 16 n. 1; Pind. Phyt. 4. 73 [129] v.dd.; Ap. Rhod., argon. i. 5 v.dd). Pelias da ondan kurtulmak için önce Kolkhis'e gidip, Phriksos'un orada bıraktığı Altın Post'u getirirse tahtı ona bırakacağına yemin etmiştir (ApolI. bibl. i. 9. 16; Strab. i. 2. 39; Lycoph. Alex. i. 175; Hyg. fab. 12, 13; Verg. Ec/. 4. 34). Iason da Hellas'ta ne kadar kahraman varsa hepsini toplayarak, Argo adlı gemiyle Kolkhis' e doğru yelken açmış (Hdt. vii. 193; Ap. Rhod. argon. i. 5. v.dd.; Paus. i. 1. 4; 18. 1; ii. 12. 6; V. 17. 9; viii. 4. 10; ix. 32, 34; Catul!. 64. 3 v.dd.; Diog. Laert. i. 111) ve Kolkhis Kralı Aietes'in kızı Medeia'nın yardımları sayesinde Altın Post'u elde etmeyi başarmış ve Hellas'a geri dönmüştür (Ap. Rhod., argon. ii. 1260 v.dd.; iii. 1 v.dd.; iv. 1-240; ApolI. bibl. i. 9. 23 v.dd. n. 4; Diod. 4. 48.1-5; Va!' Fl. Arg. V. 177 v.dd.; viii. 139; Ovid. Met. 7. 1-158). 27. Paus. ii. 1. 1; iv. 4. 1; Clem. Alex. Strom. i. 131. 8; Eumelos'un yaşadığı tarihe ilişkin yorumlar ve çeşitli teklifler için ayrıca bk. HUXLEY 1969: 62; BOWRA 1963: 145 v.dd.; DREWS 1976: 19 n. 13 v.dd.; BRA UND 1994: 15. 28. Eumelos'un bu yorumları üzerine ayrıca bk. Lycophr. Alex. 1024; DREWS 1976: 19 n. 13 v.dd.; BRAUND 1994: 15. n. 32. 29. Diog. Laert. i. 111; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Catul!. 64. 3 v.dd.; BRAUND 1994: 15 v.d. 30. Strab. i. 2. 39. 31. Herodotos bu olayı Perslerle, Hellenlerin arasındaki savaşın nedenlerinden biri olarak sayar. Çünkü Persler, Kolkhis kralının kızı Medeia'yı kendilerinden sayarlar ve soylarını ona kadar dayandırırlardı (Hdt. vii. 62; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. BRA- ------------------------------------~-----------------------------------35

ARKEOLOJİvESANAT-------------------------------------------------------------------- UND 1994: 9 n. 4). Herodotos zamanında, yani M.ö. V. yüzyılda, Kolkhis'liler ve onların Kafkas Dağları'na kadar olan komşuları da (çünkü bu dönemde Pers egemenliği Kafkas Dağları'na kadar uzanmaktaydı) Perslere kendi istekleriyle vergi vermekteydiler. Bu vergi her beş yılda bir olmak üzere yüz oğlan ve yüz kızdan oluşmaktaydı (Hdt. iii. 97). Ayrıca Kolkhis'liler, Kserkses'in Hellas'a düzenlediği seferde onları desteklemişlerdir (Hdt. vii. 79). 32. Prokopios'a (ii. 29,25) göre, bölgenin iklim ve bitki örtüsü insan sağlığı açısından zararlıydı ve bu yüzden guatr hastalığı halk arasında yaygındı. 33. Bölgede yapılan kazılarda Bronz Çağı'ndan Hellenistik Dönem' e kadar devam eden, yukarıda sözü edilen tepecikler bulunmuştur. Ayrıca bk. BRAUND 1994: 50. 34. Darıca otu olarak da bilinen bu bitkinin E. oryzoides olarak da adlandırıldığı olur. Sulak yerler ve pirinç tarlaları içinde yetişir. Bk. BAYTOP 1997: 85. 35. SALIA 1983: 20; BRAUND 1994: 54 v.d.; ERTEKİN 1996:9 36. Phasis, günümüzdeki adıyla Rioni ırmağı, adını Hellence' de "akan" anlamında olan PEWV sıfatından almış olsa gerektir (BRAUND 1994: 25 n. 102). İlk olarak Hesiodos'ta (theog. 335-345) Okeanos ile Tethys'in oğullarından biri olarak zikredilen Phasis ırmağı, Kolkhis Bölgesi'nin en önemli akarsuyu olup, Nil ırmağı gibi Okeanos'tan doğardı; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Pind. Pyth. 251-252; Diod. i. 55; MERKELBACH 1967: Fr. 241; BRAUND 1994: 17 v.d. n. 50. Herodotos (ii. 21-23) ise, Okeanos ırmağı hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadığını ve bilinmeyen bir şeyi açıklamak için masala başvurarak Okeanos'tan söz açan adamı çürütmenin ona kalmadığını söyleyerek bu tartışmadan sıyrılır. VI. yüzyıl yazarlarından Hekataios (FGrH ı F 18a) ve M.Ö. ı. yüzyıl yazarlarından Diodoros (iv. 56) Okeanos' un Phasis' e kadar ulaşmadığını ileri sürmektedirler. Ayrıca bk. BRAUND 1994: 18. Ayrıca M.ö. 37. Strab. xi. 3. 4; Hdt. iv. 45; Vit. de Arch. viii. 2. 6. 38. Strab. xi. 2. 17; 3. 4; Hippokr. Aer. 15; Plin. nat. vi. 4. 13-14; BRAUND 1994: 48. 39. Arr. periplus 9. 40. PS.-Plut. De Fluviis v. 2; Hippokr. Aer. 15. 41. Paus. iv. 34. 2; PS.-Plut. De Fluviis v. 3. 42. Mnaseas, ap. schol. vet. ad Theoçritum xiii. 75; ayrıca bk. BRAUND 1994: 27 n. 113. 43. Plin. nat. vi. 4. 14. 44. Arr. periplus 7. 4 v.dd.; 42. 2; FGrH V 1; App. Mithr. 101; Plin. nato vi. 12 v.d.; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. BRAUND 1994: 46 v.dd. n. 24. 45. Plin. nat. vi. 4. 14; 5. 15; Strab. xi. 2. 18. 46. Strab. xi. 1. 5; 3. 2; Plin. nato vi. 15; 26; 29 ve 39; Ptol. georg. V. 10. 1. 47. Bölgenin en yüksek dağlarından biri olan volkanik Kazbeyi Dağı 5040 m. yükseklikte olup, Kolkhis'in doğusunda yer almaktadır. Strabon' a ( xi. 3. 5) göre, söz konusu dağa tırmanmak üç gün alırdı. 48. Strab. xi. 3. 2; 4. 1; Plih. nat. vi. 11-l2. 49. ERTEKİN 1996: 5. 50. Plin. nat. vi. 30; 40. Kolkhis'in, ıberia'yla olan komşuluğu ve Hindistan'la olan ilişkisi için bk. Strab. ii. 5.31. Pompeius, Kolkhis Bölgesi'ndeyken Trans-Kafkasya üzerinden Hindistan'a giden yolu bulmaya çalışmıştır. Plin. nat. vi. 52. Konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Strab. ii. 1. 11; 1. 15; xi. 7. 3; Ael. nat. anim. xvii. 32; BRAUND 1994: 40 v.d. n. 5 v.dd. 51. Avien. Or. mar. 873-4; Ovid. Met. viii. 791; Phriksos'un getirdiği varsayılan Altın Postlu Koç hikayesine Strabon'un (ix. 2.19) getirdiği yorum daha mantıklı olup, Appianos (Mithr. 103) tarafından da kabul görmektedir. Aynen Sardeis'teki Paktolos ırmağı'nda olduğu gibi (Hdt. V. 101; Strab. xiii. 1. 23; 4.5), Kolkhis'teki Kafkas Dağları'ndan akan ırmakların getirdiği altınları toplamak için koyun derisi kullanılıyordu. ırmağın içine yerleştirilen koyun derisi akmakta olan ırmakta bulunan küçük parçaları bünyesine topluyor ve daha sonra kıyıya alınan post üzerinden, parlayan değerli metal tanecikleri kolayca ayıklanabiliyordu. 52. M.ö. V. yüzyıldan itibaren Kolkhis Bölgesi'nde basılmaya başlayan gümüş paralar M.ö. I. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde kullanılmış olup, bölgenin gümüş madeni açısından zenginliğin önemli bir kanıtıdır. Ayrıca bk. BRAUND 1994: 42 v.d. 53. Strab. xi. 2. 19; Plin. nat. vi. 13. 54. Plin. nat. 37. 2; SALIA 1983: 30; 504; BRAUND 1994: 62; KOSHELENKO 1996: 23; ERTEKİN 1996: 11. 55. Strab. i. 2. 39; Phriksos'a ait Kolkhis Bölgesi'ndeki buluntular için ayrıca bk. Ap. Rhod. argon. ii. 1140-51; Tac. ann. vi. 34; Strab. xi. 2.17-18; Mela i.107. 56. Rhodos'lu Apollonios'a (argon. ii. 1140-1155) göre, Phriksos Hellas'tan Altın Postlu Koç'la Phasis ırmağı kenarındaki Aia kentine gelerek (Strab. i. 2. 39), Kolkhis Kralı Aietes'in kızı Khalkiope'yle evlenir (KP. ı 155). Uzun bir yaşam sürdükten sonra PhriksosAietes'in evinde, yaş lanarak ölür. Diodoros'a (iv. 47) göre ise, Aietes, Phriksos'la kızını evlendirdikten sonra krallığını da ona bırakmıştır. 57. SALIA 1983: 12 v.dd.; BRAUND 1994: 145 n. 4. 36-------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------ARKEOLOJİvESANAT 58. BRAUND 1994: 56 n.67 v.d. 59. Aristot. hist. an. iii. 21. 7;SALIA 1983: 20; 30. 60. Plin. nat. viii. 120; Ath. Deip. xi. 500 d-e. 61. BRAUND 1994: 56 v.d. 62. Ath. Deip. ix. 387 c. 63. Ayrıca bk. Aristot. hist. an. iii. 21. 7. 64. Prok. ii. 15. 5. Kolkhis'teki tuz yetersizliğine diğer bir kanıt da, deniz balık açısından çok zengin olduğu halde, bölgede balık tuzlamacılığına dair bir delilin bulunmamasıdır (BRAUND 1994: 58; ERTEKİN 1996: 11). 65. Strab. xi. 2. 15; 2. 17; Ver. georg. ii. c. 440; Amm. Marc. xxvii. 12. 11; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. MAGIE 1950: 196; BRAUND 1994: 53 n. 54-55. 66. Strab. xi. 2. 17; Arr. periplus 5. Bu bakımdan Herodotos (ii. 105), Kolkhis'lilerin Mısırlılarla akraba olabileceğini ileri sürerken her ülkede de ketenin aynı şekild e işlendiğini örnek göstermektedir; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Strab. xi. 2. 17; Diod. i. 55. 4-5; MAGIE 1950: 48 n. 85; 196. 67. Strab. xi. 2. 17; ayrıca bk. Plin. nat. vi. 4. 16; BRA- UND 1994: 53 v.d. n. 56; 198. 68. Strab. xi. 2. 17. 69. BRAVND 1994: 42; ERTEKİN 1996: 4. 70. Plin. nat. vi. 12.30; 15. 40; 17. 43 v.dd.; Prok. i. 10. 25. Elbruz ve Kazbeyi dağları arasında otuz altı tane geçit vardı ve bunlardan yedi tanesini aşmak kolay, sekiz tanesini aşmak ise zordu (ERTEKİN 1996: 4 v.d.). 71. Strab. xi. 2. 16-17; 3. 2; 3. 4. 72. Strab. ii. 1. 11; 5.31; 1.15; xi. 7. 3; konuya ilişkin ayrıca bk. Prok. viii. 12. 3-6. 92 v.d. 82. App. Mithr. 101; KP. II 89 v.d. Amm. Marc. (xx. 8. 15)' de kentin Sparta'lı Kerkios ve Amphitos tarafından kurulduğunu iddia etmektedir (ayrıca bk. Amm. Marc. xxii. 8. 24; Paus. iii. 19. 7; 24. 7). Kentin Miletos'lular tarafından kuruluşuna ilişkin görüşler ve arkeolojik buluntular için ise, bk. MAGIE 1950: 356 n. 10; BOUZEK 1990: 30; BRAVND 1994: 77 v.dd.; 87 v.dd.; 99 v.dd.; KOSHELENKO 1996: 26; AKSOY 1997: 11. 83. JONES 1971: 173; LORDKIPANIDZE 1977: 221 v.dd.; BRAUND 1994: 30 n. 130; 194. 84. BRAUND 1994: 31 n. 137 v.dd.; 182 v.dd. 85. Plin. nat. vi. 5. 16; Solinus xv. 17; Amm. Marc. xxii. 8.24; Mela i. 111; konuya ilişkin olarak ayrıca bk. Lucan. iii. 269; Strab. xi. 2. 12; Paus. iii. 19.9; 24.7; KP. II 89 v.d.; BRAUND 1994: 33 n. 143. 86. Dioskur'lar aynı zamanda" Tyndariai" olarak da bilinirler (BRAUND 1994: 30 n. 132 v.dd.). 87. Gürcistan' daki Vani kenti civarında yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda bronz bir tablet üzerinde bulunan bir yazıt söz konusu kentin "Souris" olarak da adlandırıldığını kanıtlamıştır (BRAUND 1994: 148 n. 115 v.dd.). 88. BRAUND 1994: 31. Genelolarak Karadeniz kıyısına yerleşen ilk Hellen kolonistlerin kurdukları kentler doğalolarak küçük boyutluydu. Önceleri kendilerine yetecek kadar toprak parçası, sonra güvenli bir liman ve savunulması kolay bir coğrafi konuma dikkat ediliyordu. Bu nedenle öncelikle yarımada boyunları ve ırmak deltaları yerleşim alanları olarak tercih edilmiştir (HAMMOND 1967: 114 v.d.). 73. Plin. nat. iv. 19.52; vi. 30; 40; söz konusu yola ilişkin olarak ayrıca bk. Ael. nat. anim. xvii. 32; Strab. xi. 7. 2 v.dd.; MAGIE 1950: 1418 v.d. 74. Fakat bu yol üzerinde özellikle Iberia'nın doğusunda Hellen Arkaik ve Klasik çağlarına ilişkin az sayıda seramik bulunmuştur (BRAUND 1994: 41). 75. Plin. nat. vi. 52. 76. Arr. periplus 44. 77. Nonn. Dion : CHUVIN 1991: 281 v.dd.; BRAUND 1994: 42 n. 11. 78. Plin. nat. vi. 12.31; Strab. ii. 1. 39. 79. BOARDMAN 1988: 254; KOSHELENKO 1996: 24. 80. KP. i 151; 155. 81. Dioskuroi, Zeus'un delikanlıları anlamında olup, onun Leda'yla birleşmesinden doğan Kastor ve Polluks adlı çocuklarıdır. ERHAT 19894: 104 v.d.; KP. II. * Not: çalışmamızda kullanılan haritalar, BRAUND 1994: 1, 44 ve 182-183. sayfalarındaki haritalar baz alınarak tarafımızd an yeniden oluşturulmuş; fotoğraflar için Unterwes zum Goldenen Viies, Saarbrücken 1995, adlı kitaptan yararlanılmıştır. ANTİK ESERLER Ael. nat. anim. (= Aelianus, De Natura Animalium): One The Characteristics of Animals. With an English Translation by A. F. SCHOLFIELD. I-III. Cambridge, Mass.-London 1971 (The Loeb Classical Library). Amm. Marc. (= Ammianus Marcellinus, Rerum Gestarum Libri): Ammianus Marcellinus. With an English Translation by J. C. ROLFE. I-III. Cambrid- ----------------------------------------------------------------------------37

ARKEOLOJİvESANAT-------------------------------------------------------------------- ge, Mass.-London 1935-1939 (The Loeb Classical Library). Apoll. bibl. (= Apollodoros, Bibliotheke): The Library. With an English Translation by J. G. FRAZER. I-II. Cambridge, Mass.-London 1963 (The Loeb Classical Library). Apoll. Rhod. argon. (= Apollonius Rhodius, Argonautica) Argonautica. With an English Translation by R. C. SEATON, Reprint. Cambridge, Mass. London 1961 (The Loeb Classical Library). App. (= Appianus, Rhomaika): Mithr. (= Mithridateios): Appian's Roman History. With an English Translation by H. WHITE. I-IV Cambridge, Mass.-London 1912-1913 (The Loeb Class i cal Library). Aristot. hist. an. (= Aristoteles, Historia animalium) Arr. anab. (= Arrianus, Anabasis): periplus (= Periplus maris Euxini) Arrian. With an English Translation by P. A. BRUNT. I-II. Cambridge, Mass.-London 1976-1983 (The Loeb Classical Library). İskender'in Anabasis'i. çev.: H. ÖRS. İstanbul 1945. Ath. Deip. (= Athenaios, Deipnosophistia epitome): Athenaei deipnosophisticarum epitome. Rec.: S. P. PEPPINKI. I-II. Leiden 1937-1939. Avien. ora. (= Rufius Festus Avienus, Ora maritima): Ora Maritima, With an English Translation by Catull. (= Catullus, Tibullus und Pervigilium Veneris): The Poems of Gaius Valerius Catullus. With an English Translation by F. W. CORNISH. London, New York 1966 (The Loeb Classical Library). Cic. leg. (= Cicero, De legibus): De Legibus. With an English Translation by C. W. KEYES. London, New York 1938 (The Loeb Classical Library). Cic. nato deor. (= Cicero, De Natura Deorum): De Natura Deorum. With an English Translation by H. RACKHAM. London, New York 1961 (The Loeb Classical Library). Clem. Alex. Strom. (= Clemens Alexandrinus, Stromateis) Stromateis. Edited by. O. STALIN. Leipzig 1905-1909. Curt. (= Quintus Curtius Rufus, Historiarum Alexandri Magni Macedonis): Quintus Rufus. With an English Translation by J. C. ROLFE. I-II. Cambridge, Mass.-London 1962 (The Loeb Classical Library). Diod. (= Diodoros Siculus, Bibliotheke Historike): Diodorus of Sicilyo With an English Translation by R. M. GEER. London, New York 1947 (The Loeb Classical Library). Diog. Laert. (= Diogenes Laertios, De elarorum philosophorum vitis): Lives of Eminent Philosophers. With an English Translation by R. D. HICKS, M. A. I-II. London, New York 1925 (The Loeb Classical Library). Eur. Med. (= Euripides, Medeia) Medeia. Çeviren A. H. TANPıNAR. Ankara 1943. FGrH. (= Die fragmente der griechischen Historiker): Die fragmente der griechischen Historiker. Ed. F. JACQBY. ı-xv Berlin-Leiden 1923-1958. Hdt. (= Herodotos, Historiai): Herodotus. With an English Translation by A. D. GODLEY. I-IV London, New York 1926 The Loeb Classical Library). Herodot Tarihi. çev.: M. ÖKMEN. İstanbul 1991 (3. bas.) Hes. theog. (= Hesiodos, Theogonia): Theogony. With an English Translation by M. L. WEST. Oxford 1966. Theogonia, Eseri ve Kaynakları. Çev.: S. EYÜBOGLU-A. ERHAT. Ankara 1991 (2. bas.). Hippokr. Aer.: (= Hippokrates, Peri Aeron, Hydaton, Topon), Airs, Waters, Places. With an English Translation by W. H. JONES I-IV London, New York 1923 (The Loeb Classical Library). Hom. Il. (= Homeros, Ilias) İlyada Çev. A. ERHAT-A. KADİR. İstanbul 1999 (ll. bas.). Hom.Od. (= Homeros, Odysseia) Odysseia. Çev. A. ERHAT-A. KADİR. İstanbul 1989 (10. bas.). Hyg. Fab (= Hyginus, Fabellae) lust. (= Marcus Iulianus Iustinus, M. Iuliani Iustini Epitoma Historiarum Philippicarum Pompei Trogi): Epitome of the Philippic history of Pompeus Trogus. With an English Translation by J. C. YARDLEY. With introduction and explanatory notes by R. DEVELIN. Atlanta, GA 38 ----------------------------------------------------------------------------