ADALET PARTİSİ Seçim Beyannamesi



Benzer belgeler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 24516

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

TEMEİ, ESER II II II


7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 24516

9. Ulusal Düzeyde Gürültüden Korunma Çalışmaları

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI, MEDİKO-SOSYAL SAĞLIK, KÜLTÜR VE SPOR İŞLERİ DAİRESİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

Tarımın Anayasası Çıktı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

İÇİNDEKİLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. Madde Sayfa BAŞLANGIÇ...17 BİRİNCİ KISIM. Genel Esaslar. I. Devletin şekli

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU ASG 109 SOSYAL GÜVENLİĞE GİRİŞ DERSİ. Öğretim Görevlisi Yusuf Can ÇALIŞIR

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik

(Türkiye Sözleşmeyi 18 Ekim 1961 tarihinde imzalamış ve 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamıştır.)

Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler

İş ve Meslek Bakımından Ayırım Hakkında Sözleşme 44

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Kaynak Geliştirme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı Görev Yetki ve Çalışma Yönetmeliği. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER TOPLUM İÇİN ÇALIŞANLAR TESİ. Yukarıda aşağıdaki bakanlıklardan hangisinin görevlerinden bahsedilmiştir?

DOĞUŞ OTOMOTİV SERVİS VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL METNİ

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

MAHALLİ İDARELER FİNANSMANI MAYIS 2008

TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 3.DERS

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Ne kadar 2/B arazisi var?

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

Endüstri İlişkileri Kapsamında

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNDE UYGULANACAK İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

MEVDUAT VE KATILIM FONLARININ VADELERİ VE TÜRLERİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI:2007/1)

AMAÇ İSG alanında devlet, işçi, işveren taraflarının yeri ve önemini, faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile bu alanda hazırlanmış

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA)

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI

64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAVI NEDEN BURAYA GELDİK? YA DA NASIL OLDU DA BURAYA GELDİK? Çalışma Alanları

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

YÖNETMELİK. a) Danışma Kurulu: Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulunu,

Milli Eğitim Bakanlığı Örgütlenmesi

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ

İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI

KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, İŞ TANIMLARI VE GEREKLERİ BELGELERİ

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

TASARRUFLARIN TEŞVİKİ VE KAMU YATIRIMLARININ HIZLANDIRILMASI HAKKINDA KANUN (1)

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

YÖNERGE SELÇUK ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ PROF. DR. HÜMEYRA ÖZGEN ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

TÎTO'KTYF RFTVfTl^ MİT T F

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı:23360)

Madde 2- Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Transkript:

Adalet Partisi Genel Merkez Neşriyatt 21 ADALET PARTİSİ Seçim Beyannamesi

VATAN İÇİN ELELE VERELİM Aziz ve Büyük Türk Milleti; Millî hayatımız için derin mânası olan müstesna bir seçimin arifesindeyiz. 10 Ekim 1965 günü Türk Demokrasi tarihinin, genç Cumhuriyet idaremizin dönüm noktalarından biri olarak, millî tarihimizde yer alacaktır. Gelecek nesiller, Cumhuriyetin geçirdiği safhaları, millî hürriyet ve kurtuluş hamlelerinin gelişmesini inceledikleri zaman, 10 Ekim tarihini, büyük bir merhalenin başı olarak kabul edeceklerdir. Bir buçuk yüzyıllık hürriyet mücadelemiz boyunca, Türk Milleti zaman zaman üzüntülü devirler yaşamış, büyük güçlüklerle karşılaşmıştır. Fakat tarihin ve medenî insanlık kaderinin akışı yönünde millî hayatına istikâmet vermiş bir halk kütlesi olarak, Türk Milleti bütün güçlükleri yenmesini bilmiş, her buhrandan "Bir millî silkinişle" çıkmaya muvaffak olmuştur. On Ekim seçimlerine yeni bir ruh, taze bir imanla giriyoruz. Geleceğe güvenle bakıyor, geçmişin acı tatlı bütün olaylarını gerçekçi bir zihniyetle değerlendirerek, istikrar, huzur, güven ve kardeşlik hisleri içinde ümit dolu, eşsiz fırsatlar ve imkânlarla çevrili'ilerki günlerin hazırlığını yapıyoruz. Seçim günü oy sandıkları başına giderken, bugün nerede olduğumuzu, ne gibi güçlüklerle karşı karşıya bulunduğumuzu halledeceğimiz meseleleri iyi düşünmek zorundayız. Aynı zamanda ileri sürülen çözüm yollarını, yapılan teklif ve telkinlerin gerçek yüzlerini, önümüzdeki imkân ve fırsatları da dikkatle tartmamız şarttır. Millî tarihimizin şimdiye kadar görülmemiş derecede girift meselelerle dolu bir devresinde yapılan bu seçim, Milletimize, kendi kaderini tâyin için eşsiz bir fırsat vermektedir. Türk Milletinin bu tarihî fırsatı İyi kullanacağını, güçlükleri ancak kendi azim ve iradesiyle ortadan kaldırabileceğini idrak ederek, seçim sandığı başındaki vazifesini gereği ile yapacağına eminiz. Millî tarihimizin çeşitli merhalelerinde Türk Milleti, kendisinde bulunan engin basiret ve sağduyu sayesinde, gereken müdahaleyi yapmış, olaylara istediği istikamette yön vermesini bilmiştir. Onun hizmetinde olmakla iftihar eden Adalet Partililer olarak, büyük Milletimizin kendini idare edecek devlet adamlarına bu seçimlerde en doğru, en hakîm, en manalı dersler ve direktifler vereceğine inanıyoruz. 3

SEÇİMLERE GİDERKEN TÜRKİYE'NİN GENEL DURUMU 10 Ekim seçimleri askıda kalan meselelerin çözümlenmesine, tartışması yapılan bir çok konuların millet iradesiyle kesin sonuç ve kararlara bağlanmasına imkân verecektir. Yakın tarihimizin olayları hepimizin hafızasındadır. Bu gün; vatandaşı hür olarak seçim sandıklarına getirebilmek için ne gibi safhalardan geçtiğimizi, güçlükleri nasıl birer birer yendiğimizi vatandaşlarımız bilmektedir. Anayasa düzenini tahrip etmek, demokratik rejimi ortadan kaldırmak istiyenlerin teşebbüsleri halkımızın sağ duyusu ile bertaraf edilmiş ve ülkemizde hürriyet rejimi hayatiyetini daima isbat etmiştir. Totaliter düzenden yana olanların, memleketimizde azınlık sultası kurarak halka hükmetmek istiyenlerin, Milleti düşman kamplara bölerek sınıflar arasında kin ve kıskançlığı tahrik edenlerin, halkımızın uyanıklığı ve sağ duyusu sayesinde aynı şekilde hüsrana uğrıyacaklarından en ufak şüphemiz yoktur. Adalet Partisi, azınlık, idaresinin baskı ve tehditlerinden milletimizi bir an evvel kurtarmak, zayıflayan ve dağılma alâmetleri gösteren Devlet varlık ve otoritesini kurmak, milletimizi tereddüt ve endişelerden uzaklaştırıp millî hedefler istikametinde yeniden toparlıyabilmek için dördüncü Koalisyon Hükümetinin kurulmasına önayak olmuştur. Koalisyon bünyesindeki zorluklara rağmen, devlet işlerinin yürütülmesi, Vatandaşın bir an evvel; hür iradesini korkusuz ve endişesiz bir şekilde ifade edebilmesi için seçim sandıkları başına getirilmesine çalışılmıştır. Bu devrede, iç politikamızda çok önemli bir merhalenin katedilmiş olduğuna şüphe yoktur. Büyük Atatürk'ün bizlere emanet ettiği demokratik Cumhuriyet, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" düstûru üstünde yükselmektedir. Hürriyetin nimetlerinden faydalanarak, emniyetli, haysiyetlî, rahat ve korkusuz bir hayat sürebilmek; bütün medenî toplumların ayırıcı vasfı haline gelen demokratik rejim içinde mümkündür. Bu sebeple yurdumuzda hürriyet rejiminin arızasız işlemesi, bütün meselelerin düğüm noktasıdır. Atatürk devrimlerinin özü olan; hür, batılı ve medenî bir toplum düzeni kurabilme hedefi, düşünce ve davranışlarımızın en kıymetli ilham kaynağıdır. Demokratik Anayasamızın getirdiği hürriyet müesseselerini yaşatmak ve geliştirmek, iktidarda veya muhalefette, hareketlerimize rehber olacak en kutsal ödevler arasındadır. İktidar veya muhalefet olarak, Siyasi Partilerin birbirlerini tamamlayan görevleri olduğuna inanıyoruz. Bütün siyasî teşekküllerin Anayasa sınırları ve demokratik gelenekler ve usuller içinde, asgarî bazı müşterekler etrafında ittifak etmelerini, hürriyet düzeni ve demokratik rejimin başarısı için temel bir şart olarak görmekteyiz. Bu sebepledir ki; artık rejim meselesini, sistem ve siyasi düzen dâvasını tartışma sınırı dışında tutmak gerektiğine inanıyoruz. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, birbirimize tahammül etmek, birbirimizin fikir ve davranışlarına karşı müsamahalı olmak gerektiğine inanıyoruz. 4

Muhalefeti ve siyasi rakipleri, ortadan kaldırmayı ön gören, bunları millî hayat bakımından muzır ve tehlikeli unsurlar sayan totaliterler felsefesinin karşısındayız. Muhalefeti, millî meselelere değişik açıdan bakan, onlara başka çözüm tarzları arayan, faydalı ve zaruri bir unsur olarak görüyoruz. Muhalefete, tahammül edilmesi ve hürmet gösterilmesi gereken bir yardımcı olarak bakmayı demokratik zihniyetin tabiî bir icabı telâkki ediyoruz. Bu sebeple iktidar ve muhalefet münasebetlerini, batı dünyasında ve medenî milletlerde örneklerine şahit olduğumuz bir tutum ve zihniyet içerisinde mütalâa ederek, Türk siyasî hayatında demokratik geleneklerin sağlam temeller üzerinde kurulmasına yardımı, başlıca görevlerimizden.sayıyoruz. BİRLİK VE BERABERLİK : Milletimizin güçlükleri yenebilmesi ve kalkınma yolunda hamlelerine azimle devam edebilmesi ancak iç barışın varlığı ile mümkündür. Siyasî çekişmelerin, sosyal çatışmaların, milletin birlik ve beraberliğini zedeliyerek vahim sonuçlar doğurduğu, büyük kayıplara yol açtığı bir gerçektir. Birlik ve beraberliğin tesisi için siyasi rekabetin medenî ölçüler içerisinde cereyan etmesi şarttır. İnsan haysiyetine ve kişi haklarına değer verilmesi siyasi huzurun en önemli unsurları arasındadır. Dirlik, düzenlik bir arada güvenle yaşama, büyük bir milletin mensubu olma şuurunu zaafa uğratmamak, cennet bir yurt üzerinde yaşayan, fakat ayrı siyasi partilere mensup oldukları için halkımızın birbirinden çözülmüş kitleler haline gelmesine rıza göstermemek Adalet Partisinin şiarı olacaktır. Birlik ve beraberliğin baş düsturu; Türk Bayağı altında toplanan ve bu ülkeye derin şükran hisleri ileiîağlı olan her vatandaşın, her yerde eşit muamele görmesi ve birbirlerini sevmesidir. Birlik ve beraberlik şuuru, meselelerimizin çözümünde milletimize ve devlet adamlarımıza rehber ve kuvvet kaynağı olacaktır. HUZUR, BARIŞ VE GÜVEN : Demokratik rejim ve Anayasa düzenine yapılan türlü müdahaleler, vatandaşlar arasında ekilmek istenen nifak tohumları, milletin birlik ve beraberliğini vahim şekilde zedelemiş, memleketimizde huzur, barış ve güven ortamını ciddi şekilde sarsmıştır. Memleket meselelerinin haili, kalkınmamızın gerçekleşmesi, müsbet ve müsait bir ortamın yaratılması ile mümkündür. Milletimiz, kısır çekişmelerden, iftira ve isnatlardan, dedikodulardan bıkmış usanmıştır. Farklı siyasi partilere mensup olmanın ayırıcılığından kendimizi kurtararak birlik ve beraberlik şuurunu duymamız, güven, huzur ve karşılıklı saygı havasının yaratılmasını sağlıyacaktır. Böyle bir ortamda vatandaşlarımız korkusuz yaşamak, yarına güvenle bakmak, işlerine sarılmak, hayatlarını kazanmak ve topluma yararlı olmak imkânlarını e\dc edeceklerdir. 5

İSTİKRARLI HÜKÜMETLER ŞARTTIR Birlik ve beraberlik şuuru sayesinde teessüs edecek huzur ve güven ortamı; kuvvetli ve istikrarlı hükümetlerin teşekkülüne imkân verecektir. Bu gün, memleketin en âcil ihtiyacı; hizmet bekleyen insanların ihtiyaçlarına koşabilecek, çözüm yolu bekleyen binlerce meseleye el koyabilecek güçte, sağlam hükümetlerin kurulabilmesidir. Demokratik felsefenin temeli seçimlerle iş başına gelen hükümetin, yalnız bir siyasi partiyi değil, bütün milleti temsil eden onun hizmeti için çırpınan bir heyet olabilmesidir. Adalet Partisi 10 Ekim seçimlerini kazanıp, memleketi özlenen istikrarlı idareye kavuşturduğu zaman kuracağı hükümet; bir zümre veya sınıfın değil 30 milyon Türk'ün hükümeti olacaktır. Yeni Anayasamızın siyasi bünyemize yerleştirmiş olduğu çeşitli Müesseseler, siyasi iktidarın muhtelif merkezler arasında dağıtılmış olması, Türk Devletinin ancak kuvvetli hükümetlerle idare edilebileceğini gösteren yeni bir gelişme olmuştur. Bu günkü şartlar içerisinde memleketin Koalisyon Hükümetleriyle idaresi imkânsız hale gelmiştir. Parlamentoda; tek partinin mutlak çoğunluğu alması ile, memleketin istibdada sürüklenmesi tehlikesi bahis konusu olamaz. Yeni anayasamızın getirdiği müesseseler bütün kademelerde siyasi iktidarı kontrol ve murakabe altında tutabilecek niteliktedir. Türkiye'de halk oyunun uyanıklığı; millî kuruluşların millî dâvalar karşısında duyduğu hassasiyet, herhangi bir hükümetin parlamento çoğunluğuna dayanarak, baskı ve diktacılığa yönelmesini önliyecek, bertaraf edecek güçtedir. SEÇİM SİSTEMİ : Adalet Partisinin tek başına iktidara gelmesini önlemek; azınlık sultasını devam ettirebilmek için, Parlamento'dan geçirilmiş olan son seçim kanunları, memleket idaresini ve millete hizmeti adeta imkânsız hale sokmuştur. Bu durum, geçmişte bazı Avrupa memleketlerinde de görüldüğü gibi, demokratik düzenin gözden düşmesini, anarşi ve istikrarsızlığın bezginliği ile, birçok ülkenin diktotörlük uçurumuna yuvarlanmasını kolaylaştıran bir âmil olmuştur. Adalet Partisi, seçimle teşekkül eden parlamentonun memleketteki çeşitli akımları aksettirme görevi yanında, güçlü ve tesirli bir hükümet kurmayı mümkün kılacak bir bünyeye sahip olmasının da hayati önemi bulunduğuna inanmaktadır. 1961 seçim sistemi ile; Senatosu çoğunluk esasına, Millet Meclisi ise Nisbî temsil esasına dayandırılmış olan siyasi kuruluşumuzu, millî bakiye ve birleşik oy sistemiyle bir kat daha dağıtan yeni usuller, rejimimizin akibetini tehdit eden bir unsurdur. Nisbî temsil usulünün, çeşitli akımları Parlamentoda temsil ettirme imkânı veren avantajlarını muhafaza etmekle beraber; bu sistemi sağlam hükümetler kurmaya imkân verecek şekilde geliştirmek zorunluğuna inanıyoruz. Seçim sistemimizde ıslâh edilmesi gereken başka bir husus da, memleketi her yıl seçim tansiyonunda tutan, yargı organlarının asıl görevlerini aksatan tat- 6

bikattır. Bunun için mevzuatımız; seçimlerin hiç olmazsa iki yılda bir yapılmasını mümkün kılacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. İDAREDE REFORM : Seçim sisteminin ıslâhı sonucu, daha kolaylıkla kurulabilecek olan kuvvetli ve müstakâr hükümetler idarî mekanizmanın tesirli, süratli ve verimli bir çalışma düzenine girmesini mümkün kılacaktır. Merkezî ve mahallî idarenin; kuvvetli bir hükümetin rehberliği altında büyük memleket meselelerini halledebilmesi için geniş bir İslâhata muhtaç olduğu kanaatindeyiz. Türk milleti mahdut kaynaklarından ayırdığı paylarla kamu hizmetlerinin görülebilmesi için büyük fedakârlıklara katlanmaktadır. Kamu sektörünün carî masrafları, bütçemizin ve millî gelirimizin önemli bir kısmını kapsamaktadır. Devlet kadrolarımızda iyi yetişmiş, faziletli ve çalışkan bir çok eleman mevcuttur. Buna rağmen vatandaş, devlet hizmetlerinin yeterli şekilde görülmediğinden yakınmaktadır. Carî masrafların, kalkınmamızı zorlaştıran ve devlet hizmetlerini çok pahalı bir faaliyet haline getiren mahiyeti devamlı bir şikâyet kaynağı olmuştur. Devlet memurları, otorite ve rehberlik noksanından, ya da çalışkan ve teşebbüs sahibi elemanların teşvik edilmeyip, aksine takibata maruz bırakılmaları endişesinden, pasif ve âtıl duruma girmişlerdir. Tarafsız, kaliteli teknisyenler olarak kamu hizmetini başarı ile yürütmek azminde* olan memur kitlesinin, partizan idare tarafından teşvik ve himaye edilmeyişi, devlet dairelerinde moral çöküntüsü yaratmaktadır. Millet hizmetinde ve kanunların emrinde bulunan memur kitlesine, hizmet emniyeti getirilecektir. İdare mekanizması içinde; vicdanî ve meslekî kanaatini hür bir şekilde ifade eden memurların güven içinde bulunmaları, millet sevgisi ve hizmet şevki içinde vazifelerini görebilmeleri, tarafsız idare anlayışımızın tabiî bir sonucudur. Bütün bu aksaklıkların giderilmesi, idarenin yeni baştan düzenlenmesini gerektirmekle beraber, aynı zamanda genel ortamın manevî ve pisikolojik havasının değiştirilmesi ile mümkün olacaktır. EMNİYET VE ASAYİŞ : Devletih ilk görevi; vatandaşın mal ve can emniyetini, hareket ve çalışma hürriyetini teminat altına alan emniyet ve asayişin korunmasıdır. Son dört yıl içinde devlet bünyesinin her kısmında görülen gevşeklik ve sorumsuzluk, Türk vatandaşlarını- bu ilkel ihtiyaçlarından mahrum hale getirmiştir. Emniyet ve asayiş bahsinde halkın idarî makamlarla, polis ve jandarma ile iş birliği yaparak karşılıklı güven ve yardımlaşma atmosferine girmesi, emniyet ve asayişin tesisi bakımından son derece önemlidir. Emniyet kuvvetlerimizin, polis ve jandarmanın otoritesini takviye etmek, halkla münasebetlerinde karşılıklı saygı ve güven hislerini kuvvetlendirmek, şehir merkezlerinde ve yurdun ücra bölgelerinde yetersiz olan kadrolarım* arttırmak gerekmektedir. 7

HÜRRİYET REJİMİNİN KORUNMASI : Demokratik Anayasamız, hürriyet rejimini tahrip etmek isteyen, aile, mülkiyet, miras, çalışma ve iş yapma hürriyeti, lâiklik, din ve vicdan hürriyeti gibi temel müesseseleri ortadan kaldırmak istiyen aşırı akımların serbestçe faaliyette bulunmasına müsait değildir. Türkiye'de sosyal düzeni temelinden değiştirmek, anayasamızın koymuş olduğu müesseseleri yeni baştan tartışmaya cür'et etmek, düzeni ve hukuk devleti kavramları ile bağdaşamaz. Binaenaleyh hürriyetlerimizin korunması için, adlî ve idarî mekanizmamızın aşırı cereyanlarla mücadele etmesi, devlet varlığını koruma bakımından bir zarurettir. Avr.ı zamanda aşırı cereyanları tahrik eden, onların gelişmesinde rol oynayan sosyal, iktisadî, manevî, kültürel ve fikrî unsurlar incelenerek, bu alanlarda gereken karşı tedbirlerin alınmasına da ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere gereken bütün tedbirleri sür'atle alacağız. Anayasamızın, temel hak ve hürriyetlerimizin korunması, devlet organlarının ve anayasa kuruluşlarının sorumluluğunda bulunmakla beraber, vatandaşın uyanıklığı ve hassasiyeti kadar hiç bir müeyyide kuvvetli değildir. Anayasamızı tahrip etmek için pusu kuran, vatandaşı düşman kamplara ayırarak anarşi ve iç savaş zemini hazırlıyan komünizm ve diğer totaliter ideolojilere karşı milletimizin uyanık tutulması hayatî bir ihtiyaçtır. Hürriyetlerimizi gasp etmek isteyen her türlü akım ve tertibe karşı vatandaş teyakkuzunu canlı tutmak Adalet Partisinin en önemli görevidir. Mensup olduğumuz siyasi teşekkül; Türkiye'de hürriyet ve demokrasinin, anayasadan ve kanunlardan sonra, nihai müeyyidesi ve en güçlü savunma kalesidir. SOSYAL HİZMETLER MİLLÎ EĞİTİM POLİTİKAMIZ : Millî eğitim politikamızın temeli; vatandaşın bir kül halinde kalkınabilmesine, maddî ve manevî hayatını teçhiz ederek yetişmesine yardım etmektir. Millî eğitim dâvası, Türkiye'de hürriyet rejiminin ve demokratik düzenin temelini besleyen bir kaynak olduğu kadar, memleket kalkınmasının en güçlü vasıtalarından biridir. Bunun için her şeyden önce temel eğitim meselesini halletmek, hayli düşük olan okur yazar oranını yükseltmek gerekmektedir. Temel eğitime paralel olarak orta öğretim, Teknik Eğitim ve Yüksek Öğretim faaliyetlerini de geliştirmek zorundayız. Bu arada yetişkinlerin eğitimini de ihmal etmemek mevkiindeyiz. Bütün köylerin birer İlk okula kavuşturulması, ilk Öğretim kadrosuna yeter sayıd,a öğretmen yetiştirilmesi için gereken tedbirler alınacaktır. Öğretmenlerin hayat şartları, maddî ve manevî ihtiyaçları yakından izlenecektir. Kabiliyetli köy çocuklarının öğretime devam edebilmesi, muhtaç durumda olan- 8

lara Devletin yardım elini uzatabilmesi için parasız yatılı öğrenci adedini sür' atle arttıracağız. Orta Öğretimin Öğretmen ihtiyacını karşılıyabilmek için yetişmiş elemanların meslekte kalmasını sağlıyacak her türlü tedbiri alacağız ve Öğretmen yetiştirecek okulların adedini arttıracağız. Üniversite ve Yüksek Okullara devam etmeyip meslekî ve teknik alanlara gitmek isteyen gençlerimiz için Teknik Öğretim Müesseselerini takviye edecek ve adetlerini arttıracağız. Halk eğitimine ve yetişkinlerin meslekî öğretimine gereken önemi vereceğiz; bu alanda devamlı ve geçici kurslar tesis edeceğiz. Köy ve kasabalardaki kız ve kadınlarımızın ev idaresi, çocuk bakımı, küçük el sanatları öğrenmelerini teşvik edecek, boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlıyacağız. İmam Haıip Okulları, meslekî orta ve Teknik Okul mezunlarına yüksek Öğretim imkânlarını açık tutarak kabiliyetlerini geliştirmelerini sağlıyacağ.z. ÜNİVERSİTE VE YÜKSEK ÖĞRETİM : İlim ve teknoloji çağında toplumumuzun beka mücadelesinde başarı gösterebilmesi, iktisadî kalkınmanın süratlendirilmesi, yüksek vasıflı, çok sayıda ilim müesseselerinin kurulması ve ilim zihniyeti ile yetişmiş gerçek aydınların ve teknisyenlerin millet hizmetine hazır hale gelmesi ile mümkündür. Bu sebeple Üniversite ve Yüksek Öğretim Kurumları ile bu kurumlarda çalışan öğretim üyelerine her bakımdan destek olmak en önemli görevlerimiz arasındadır. İlim adamı yetiştirmek ve bilimsel araştırmalar yapmakla görevli bulunan Üniversite hocalarının maddî hayat şartlarını kolaylaştırmak ve çalışmalarına yardımcı olmak gerekmektedir. Üniversite Öğretim Üyelerinin, asistanlardan başlayarak tazminat meselelerini tatminkâr bir şekilde halletmek, mesleğe yeterli elemanların girmesini ve bu meslekte kalmasını teşvik etmek için hiç bir fedakârlıktan çekinmiyeceğiz. (^Üniversite ve Yüksek Öğretim gençliğini hayat sıkıntısından kurtarmak, sıhhî, rahat ve ucuz öğrenci yurtlarına kavuşturmak, yetişmekte olan gençliğin boş zamanlarını değerlendirmek, kütüphane ve kitap meselelerini halletmek, muhtaç durumda olanlara burs imkânlarını arttırmak, Türk gençliğinin memlekete yararlı, geleceğe güvenle bakan birer vatandaş olarak yetişmesini sağlamak en halisane arzumuzdur^) Daha beş yerde Üniversite ve yüksek Öğretim müessesesi kurmak üzere derhal hazırlıklara başlıyacağız. Büyük bir ihtiyaca cevap veren ve modern prensiplere dayanılarak kurulan Atatürk Üniversitesi ile Karadeniz Teknik Üniversitesinin noksanlarını tamamlıyarak kadrolarını süratle dolduracağız. 9

Üniversiteler ve araştırma Enstitüleriyle çeşitli Devlet Dairelerinin iş birliği yapmasını teşvik edeceğiz. Ve tatbikî araştrmaların genişlemesi yoluyla İlim adamlarımızın memleket gerçeklerine daha yakından eğilmelerini temine çalışacağız. Millî kültürümüzün gelişmesinde güzel sanatların, müzik, resim, heykeltraşlık, bale, tiyatro ve operanın önemini müdrik olarak, bu alanlara daha çok ilgi göstereceğiz. Bu maksatla yurdun her yerinde sergiler, kurslar açılmasını, konser ve temsiller verilmesini, bu dallarda eğitim veren kurulların desteklenerek adetlerinin çoğaltılmasına çalışacağız. Bölge tiyatrolarının faaliyete geçmesi için gereken tedbirleri süratle alacağız. Eski eserler ve müzelerin geliştirilmesi, kütüphanelerin takviye edilmesi, özellikle Millî kütüphanemizin ihtiyaçlarının süratle karşılanması için gerekli kaynakları sağlıyacağız. Batı kültürünün ve doğu âleminin seçme klâsik (eriyle Türk klâsiklerini, yeniden tanzim edilecek bir program çerçevesinde, süratle y^yınlıyacağız. VİCDAN VE DİN HÜRRİYETİ : Adalet Partisi; vicdan ve din hürriyetini bütün vatandaşlarımızın tabiî ve kutsal hakları olarak görür; bu hakların da diğer tabiî haklar gibi anayasamızın teminatı altında bulunduğuna inanır. Din hürriyeti ile sıkı sıkıya bağlı olarak ibadet serbestliğinin de vatandaşın en tabiî hakları arasında yer aldığı kanaatındadır. Anayasamızın lâiklik prensibini; vatandaşın dinî ihtiyaçlarını baskı altında tutan, din ve ibadet hürriyetini, din eğitimini kısıtlayan bir çerçeve içerisinde mütalâa etmek mümkün değildir. Bütün medenî memleketlerde olduğu gibi, iktisadî ve kültürel alanda süratli mesafe alan memleketimizde de, manevî inanç ihtiyacını karşılıyacak şekilde din eğitimine önem vereceğiz. Modern hayatın icaplarına uygun, kültür seviyesi yüksek vatandaş kütlelerini tatmin edecek, iyi eğitim görmüş din adamlarının yetişmesine gayret edeceğiz. Gördükleri hizmetin önemi ve yetiştirilmeleri için katlanılmış fedakârlıklarla mütenasip olarak, hayat şartlarını İslah edecek tedbirler alacağız. VAKIF TESİS VE HAYIR MÜESSESELERİ : Batı dünyasında olduğu gibi kamu hizmetleri ve çeşitli sosyal hizmetlerin görülmesinde büyük rol oynayan vakıf tesis ve benzeri hayır müesseselerinin geliştirilmesine çalışılacaktır. Bunun için Kanunlarımıza gerekli hükümler konacak, vatandaşlarımızda vakıf yapma arzusu teşvik edilecektir. SPOR VE BEDEN EĞİTİMİ : Spor hem eğitim, hem de beden sağlığı bakımından çok önemli bir vasıtadır. Gençliğin ruh ve beden eğitiminde, spordan daha geniş şekilde faydalan- 10

ması gerektiğine kaniiz.. Vatandaşların her yaşta spor faaliyetinde bulunabilmeleri için, Devlet ve mahallî idarelerimizin daha fazla gayret göstermesi lâzımdır. Bunun için güreş ve binicilik gibi millî sporlarımızla birlikte, futbol ve diğer top oyunları, tenis, kayak, golf, deniz sporları, atletizm v.s. gibi alanlarda gençliğin ve halkın spor ihtiyaçlarını karşılıyacak tesisler genişletilecek ve yayılacaktır. Oyun sahaları, açık ve kapalı salonlar, âlet ve vasıtalar daha geniş ölçüde temin edilerek amatör sporculuk teşvik edilecektir. Bunun için mevzuat alanında gereken tedbirler alınacak, malî kaynaklar aranacaktır. BASIN : Son 20 yılda Türk basınında önemli değişmeler ve gelişmeler meydana gelmiş, Türk basını çetin problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Devletin basın hürriyetine gölge düşürmeden, bu meselelerin çözümlenmesinde ona yardımcı olması gerektiğine inanıyoruz. Hür cemiyet düzeninin ve demokratik sistemin en büyük teminatı olan basınımıza her bakımdan destek olmak, bizim için büyük mazhariyet olacaktır. Basın mensuplarının sosyal güvenlik ihtiyaçlarına uygun tedbirleri, bu arada işsizlik sigortası konmasını mevzuatımıza ithal edeceğiz. Bu gün tazminat hükümleri dolayısiyle Basın iş kolunda görülen iş ve işçi seyyaliyetinin ortadan kalkması, hem iş verenlere hem de fikir işçilerine türlü güçlükler çıkarmaktadır. Fikir işçilerinin kıdem tazminatı haklarını mahfuz tutarak, Basın - İş kolunda seyyaliyeti arttıracak tedbirler alacağız. uygu Resmî ilân dağıtımının kontrolü daha âdil, daha etkili ve kesin bir sokulacak, yeni kurulacak gazetelerin, taşra gazetelerinin, dağıtımındaki lama hataları yüzünden zarar görmeleri önlenecektir. şekle Gazete tevzii işini daha süratli, istikrarlı ve rasyonel bir hale getirmek devlet bu alanda da gerekli destek ve yardımı gösterecektir. için Türkiye'de basın; büyük sermayeye muhtaç bir endüstri haline gelmektedir. Bu durumda gazetelerin yatırım malları ve kâğıt sağlamakta ki müşkülleri ele alınacak, bir yandan kâğıt sanayiinin geliştirilmesine çalışılırken, öte yandan ithalât ve kredi kolaylıkları temin edilecektir. Basın - İş kolunda ^monopollaşma temayülleri önlenecek, haber ve fikir hürriyeti ile sıkı sıkıya ilgili olan bu önemli endüstrinin, hür giriş ve kuruluşlara müsait rekabet şartları içerisinde çalışan bir faaliyet dalı olması hassasiyetle izlenecektir. Son dört yıllık süre içerisinde çıkarılan olağanüstü hal kanunlarının yanlış anlaşılması ve uygulanması yüzünden çok sayıda basın.mensubu mağdur bir 11

duruma düşmüştür. Olağanüstü hallerin bir sonucu olarak meydana gelmiş olan bu mağduriyeti ortadan kaldıracak şekilde basın affının zaruretine inanıyoruz. Anadolu Ajansı günün şart ve icaplarına uğun hale getirilecektir. RADYO VE TELEVİZYON : Anayasamız, radyo ve televizyon yayınlarının tarafsız bir kuruluş olarak düzenlenmesini ve yayınlarında, bu noktaya hassasiyetle dikkat edilmesini emretmiştir. Devlet radyolarının Anayasa hükümlerine aykırı ve millî politikayla çelişmeli ve Kamu düzeni bakımından zararlı bir şekilde faaliyette bulunmasını önleyecek tedbirler alınacaktır. Radyo idaresinde hükümet temsilcilerine eşit söz hakkı verecek, tarafsız kurulların temsilcilerinin seçiminde tarafsızlığa hassasiyetle riayet edilebilmesi için yeni hükümler konulacaktır. Radyo istasyonları kuvvetlendirilecek, bölge radyolarının yayınları daha tatminkâr bir şekle sokulacak, radyolarımızda fikrî ve kültürel yayınların Türk toplumunun genel seviyesini yükseltici istikamette olmasına itina edilecektir. Televizyonun eğitim değeri yüksek bir yayın vasıtası olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple önümüzdeki devrede Türkiye'de televizyon kurulacaktır. ADALET İŞLERİMİZ : Anayasamızın emrettiği kanunlarla ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal hayatımızın gerektirdiği kanunların hazırlanmasında Adalet teşkilâtımıza büyük vazifeler düşecektir. Vatandaş dâvalarının uzamasında, Adaletin geç tecelli etmesinden, adalet işlerinin çok pahalıya mal olduğundan, muhakeme usullerinin karışıklığından şikâyet etmektedir. Bu şikâyetler üzerine dikkatle eğilerek basit ve küçük dâvalar için çok çabuk ve formalitesi az usuller tatbik edilecek, usul hükümleri sadeleştirilecek, Yargıtayın artan yükünü hafifletecek şekilde tedbirler alınacaktır. Yargıtay ve Yüksek Hâkimler Kanununu yeni tecrübeler ışığında tadil eden hükümler vazedilecektir. Adalet cihazımızın tarafsızlığı, Hâkim ve Savcılarımızın mesleklerine yaraşır hayat şartlarına ulaştırılması için gerekli tedbirler alınacaktır. Ceza evlerinin islâh edilmesi ve hükümlülerin eğitime tâbi tutularak serbest bırakıldıklarında topluma faydalı bir unsur haline gelmeleri için infaz sistemimizde gerekli ıslâhat yapılacaktır. Şümulü; memleket gerçekleri, menfaat ve ihtiyaçlarına uygun bir af çıkarılacaktır. 12

İKTİSADİ KALKINMA VE SOSYAL POLİTİKA İktisadi kalkınmamızın ancak hürriyet içinde gerçekleştirilebileceğine inanıyoruz. Maddî ve iktisadî alanda elde edilecek başarıların, hürriyet ve adaletin hâkim olduğu, medenî ve demokratik bir toplumda gerçek değerini bulabileceği kanısındayız. İktisadî kalkınma gayretlerimizin hedefi; fert başına düşen geliri süratle arttırma yanında, zümreler ve bölgeler arasındaki dengeyi gerçekleştirme, sosyal barışı tesis etme, iktisadî ve sosyal düzenimizin istikrarını koruyabilmedir. İktisadî kalkınma bahanesiyle fertleri siyasi.otoritenin birer kölesi haline getiren, onu, üzerinde fütursuzca işlenebilecek bir ham madde telâkki eden totaliter düşünüşün karşısındayız. REFAH DEVLETİ : Devlet anlayışımız; 19 uncu yüzyılın emniyet ve asayişi sağlama, Adalet tevzi hizmetini görme, millî savunma ve diplomasi alanında faaliyet gösterme umdeleriyle sınırlanmış olan klâsik devlet anlayışından çok farklıdır. 20 nci yüzyılın gerçekleri ve iktisadî kalkınmayı süratlendirme ihtiyacı bugünün modern devletine bir çok görevler tanımıştır. Bunların başında vatandaşın ve toplumun refahını sağlama sorumluluğu gelmektedir. Refah devleti anlayışımız kendi gerçeklerimizden ve tarihi tecrübelerimizden mülhem bir düşünce ve metoda dayanmaktadır. Modern Türk devletinin yolu, 19 uncu yüzyıl kapitalizminin batı âleminde bile çoktan terk edilmiş metotlarından tamamen farklı olacaktır. Bu yol, aynı zamanda, dogmacı sosyalizm ve komünizm, milletlere neye mal olduğu bu gün daha iyi görülen ve girift meseleleri çözmede yetersizliği tecrübelerle sabit olan, katı inanç ve sisteminden de farklıdır. Refah devleti anlayışımız Türkiye'de bir nesil önceki meselelerin hallinde denenmiş ve anlamı kabul edilmiş olan devletçilik gibi zoraki, modası geçmiş düşünce tarzından da uzaktır. Refah devleti kavramı; vatandaşın siyasi hürriyetlerini iktisadî ve sosyal alandaki faaliyetlerini destekleyen ve takviye eden devlet idaresi anlayışı; hürriyetlerin; siyasi, sosyal ve iktisadî alanda bütün vatandaş kütlelerine yayılmasına hizmet eder. Bu sebeple toplumun hürriyetlerini, refah ve mutluluğunu her alanda genişletmek ve gerçekleştirmek arzusu ile hareket eden devlet idaresi, fertle devleti birbirinin karşısına koyan değil, her ikisini birbirine yardımcı iki varlık olarak gören bir zihniyeti ifade eder. KARMA EKONOMİ : Refah devleti anlayışımız iktisadî bünyemizin karma ekonomi esasına dayanmasından ilham almaktadır. Karma ekonomiyi tam bir devletçilik veya kollektivizme geçişin bir safhası olarak kabul eden görüşün karşısındayız. Dünyada 13

her ekonomi karmadır. Bizim karma ekonomi anlayışımıza göre, devlet faaliyeti ve kamu sektörü vatandaşın mutluluk ve refaha ulaşma çabasında ona yardımcı olmak, onu desteklemek zorunlıjğ u n d a d ı r B u g ü n ulaştığımız gelişme safhası, tabiî ve beşerî kayn*^\ i r ı m z m zenginliği, iş hayatında yetişmiş müteşebbislerim,z, Türkiye'de büyük işlerin görülebilmesi için devletin birleştirici ve bağlayıcı bir rol oynamasını zaruri kılmaktadır. Vatandaş gayretlerini iktisadî kalkınma hamlemizde en geniş cepheden seferber edebilmek için, karma ekonomi bünyemizde devlet ve vatandaşın birbirine rakip, birbirini köstekleyen iki menfî unsur gibi değil, birbirine yardımcı, birbirini tamamlıyan iki müsbet unsur olarak faaliyette bulunmaları şartır. SOSYAL ADALET : Sosyal adalet; fakirlik ve sefalette vatandaşların eşit durumda olmaları veya, bu duruma getirilmeleri değil, artan gelir ve yükselen refahtan herkesin kabiliyeti ve gördüğü hizmet oranında âdil bir pay almasıdır. Kanaatımıza göre, mülkiyeti ortadan kaldırarak, servet düşmanlığı yaparak, biriken gelir ve sermayeyi devlet zoruyla ferdler arasında bölmeğe kalkarak, sosyal adalçti sağlama çabaları, bu gün en doktriner ülkelerde bile terk edilmiştir. Sosyal adaleti gerçekleştirmek için modern devletin elinde müterakkî vergiler, halk kütleleri yararına genişleyen kamu faaliyetleri, hür sendikacılık ve kollektif pazarlıkla ücretlerin tesbiti ve kârdan pay alınması gibi bir çok vasıtalar mevcuttur. Mülkiyet imkânlarını geniş kütleler arasında yayan çeşitli tedbirler, memlekette üretim şevkini ve kazanç arzusunu baltalamadan, fertler arasında daha âdil bir gelir ve servet dağılımını mümkün kılmıştır. Türkiye gibi henüz tam mânası ile gelişmemiş ülkelerde en önemli düşüncenin, bizzat geliri arttırmak ve buna en geniş sayıda vatandaşın katılmasını saklamak hedefi olduğu muhakkaktır. En büyük adaletsizlik ve eşitsizliğin, işsizi ik olduğuna şüphe yoktur. Binaenaleyh iş hacmi yaratan, kütlelere iş imkân ları açan bir politikanın, toplumumuzda en büyük ıstırap kaynağı ve en büyük eşitsizlik vesilesi teşkil eden işsizliği durduracak bir politika olduğuna inanıyo ruz. Sosyal adaleti, birikmiş servetin bölüşülmesi mânasında anlayan ilkel düşövce* ten farklı olarak görüyor ve aşağıdaki hususların gerçekleştirilmesini sosyal adk *let anlayışımızın tabiî bir sonucu telâkki ediyoruz. 0«îvlet tam çalışma politikasını, vatandaş bol iş ve bol kazanç sahibi olacak şekilce gerçekleştirmelidir. İşsizlik ortadan kaldırılmalı, her vatandaş geleceğinden e m i n, rahat ve haysiyetli bir hayata kavuşturulmalıdır. Köylü; alın terinin iş> Ç'' e ' emeğinin ve çektiği çilenin karşılığını alabilmeli, memurlar ve fikir işçileri 9 o z nurunun bedelini elde edebilmelidir; müteşebbis ve iş adamı gayretin v e katlandığı rizkin semeresine sahip olmalı, her kes kazancı nisbetinde âdil ölçü 'er içerisinde vergisini ödemelidir; bütün Türk vatandaşlarına doğum farkı, serv'et farkı gözetilmeden kabiliyetlerini geliştirmek için çeşitli çeşitli imkânlar tanınmalı, fakir köy ve kasaba çocukları, kız erkek ayırt edilmeksizin, 14

okuma imkânlarına kavuşturulmalıdır; vatandaş sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinden gelir farkı gözetilmeksizin faydalanmalı, köy ve kasaba topluluklarının yol, su, okul, elektrik gibi hizmetleri tam bir şekilde görülmeli, fakir belediyelerin dert ve davalarıyla ilgilenıîmelidir. Biz; sosyal adaleti, doktrin açısından nazarî bir takım sözler çerçevesinde değil, fakat mütevazi, fakir halk yığınlarının günlük âcil dert ve davalarıyla samimi, gerçekçi bir tutumla meşgul olma meselesi olarak görüyoruz. SOSYAL GÜVENLİK : Vatandaşın yarın endişesinden kurtulması sosyal güvenlik idealimizin temelidir. Bilhassa emek ve alın teriyle geçinen işçiler, tabii şartlar ve âfetler karşısında emeklerinin heba olmasiyle karşı karşıya bulunan çiftçiler, geçimini zor temin eden küçük esnaf, sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanarak yarınlarından endişesiz bir hayat sürebilmelidir. Bütün vatandaşlarımız ihtiyarlık ve hastalık gibi şahsi hayatlarında karşılaşacakları güçlük ve sıkıntıları sosyal sigortaları yardımiyle yenebilmeljdir. Sigorta pirimlerini ödeyen serbest meslek erbabı, esnaf ve sanatkârlar, hizmet erbabı sosyal güvenlik sistemi içerisine alınacaktır. İşsizlik sigortası tesis edilmeli, kimsesiz çocuklara, dul, emekli, yetim, ihtiyar ve sakatların durumlarıyla yakından ilgilenilecek, bunların sıkıntıdan kurtarılmaları için gereken tedbirler alınacaktır. Son yıllarda mülk ve servetlerini geride bırakarak ana yurda gelmiş olan göçmen vatandaşlarımızın dert ve davalarıyla yakından ilgilenecek, haklarının alınması için ciddi teşebbüslere girişilecek, hayatlarını yeniden düzenleyebilmeleri için her türlü yardım yapılacaktır. ÇALIŞMA, İŞ VE İŞÇİ MESELELERİMİZ : Memleketimizin sermaye, tabiat ve insan gücü kaynaklarını tam ve yeterli bir şekilde kullanarak üretim kapasitemizi arttırmak, iktisadî kalkınmamızı hızlandırmak, yeni iş sahaları açarak her yıl artan işgücüne verimli ve kazançlı iş imkânları temin etmek çalışma politikamızın temelidir. Kalkınmamızın bugünkü safhasında, yatırım kapasitemizin ve sanayileşmemizin her yıl iş gücüne katılnn yüzbinlerce gence yurt içinde çalışma imkânı verememesi Türk işçisinin belirli bir süre memleket dışına yollanmasını zorunlu kılmakta devam edecektir. Yurt dışına gitmiş olan işçilerimizin bilgi ve görgülerini arttırmaları, kazançlarını memlekete göndererek döviz rezervlerimizi takviye etmelerini faydalı görmekteyiz. Hem yurt dışında çalışmak isteyen işçilerimizin bu arzularını süratle gerçekleştirmek. Hem de yurt dışındaki hayatlarını tanzim ederek ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gereken tedbirleri alacağız. Yabancı ülkelerde çalışan, işçilerimizin ailelerine bakmak ve yardım etmek, dinî ihtiyaçlarını karşılamak, eğitim meselelerini halletmek amaciyle, bulundukları memleketlerin hükümetleriyle gereken temaslar yapıjacak, kendilerinin huzur ve güvenle çalışabilmeleri için bütün gayret sarfedilecektir. Yurda dönerlerken 15

kendilerini teşkilâtlandırmak, tasarruflarını değerlendirmekte ve memlekette kurmak istedikleri iş alanlarında, devlet olarak, kendilerine gereken bütün yardım ve kolaylık gösterilecektir. Ücret ve maaşlarile hayatlarını kazanan işçi, memur, müstahdem ve fakir halk kütlesinin geçim sıkıntısı çekmemesi için hayat pahalılığının önlenmesine bilhassa dikkat edeceğiz ve fiat İstikrarsızlığının meydana gelmemesi için gereken bütün tedbirleri alacağız. İşçilerimizin artan millî gelirden hisselerini alabilmeleri için, millî ekonomide yıllık prodüktivite artışı nisbetinde, ücretlerini yükseltecek bir millî gelir ve ücret politikası takip edeceğiz. Artan millî refahtan işçi kütlesinin hakettiği payı alabilmesinde hür sendikacılığın oynadığı önemli rolü bilmekteyiz. İşçilerimizi işverenlerle toplu sözleşmelerde kuvvetli pazarlık gücüne sahip kılacak olan işçi teşekküllerini ve hür sendikaları haklı isteklerinde ve faaliyetlerinde daima destekleyeceğiz. Kanun ve kamu düzeni sınırları içinde çalışan sendikaların faaliyetlerine müdahale edilmesine göz yummayacak, aynı zaman sendikaların siyası maksatlar için kullanılmasına kamu düzenini bozmak amaciyle istismar edilmesine müsade etmeyeceğiz. İşçi ve işveren arasında çıkan anlaşmazlıkların barış yolu ile çözümlenmesine gayret sarfedecek, hükümetin çalışanla çalıştıran arasında tarafsızlığını korumasına, iyi niyetli bir aracı gibi davranmasına bilhassa itina edeceğiz. Sosyal sigorta sistemimizi son çalışma meclisinin kararları ışığında İslah etmek için gereken tedbirleri alacağız. Tarım işçilerinin sosyal sigortalar sistemi ve çalışma mevzuatı hükümleri kapsamına alınması yönünde gereken hazırlıkları yapacağız. İşsizlik sigortasının biran evvel gerçekleştirilmesi için çalışmalara derhal başlamak kararındayız. İşçilerin teknik bilgilerini arttırmaları, daha yüksek kazanç elde edecek alanlara yönelmeleri, iş yerlerinde daha verimli çalışma metotları uygulayabilmeleri için; devlet yardımiyle kurslar, stajlar ve eğitim faaliyetlerine hız vereceğiz. İşçileri; rahat ve sıhhî yuvalara kavuşturan işçi meskenleri yapımını süratlendireceğiz. İşçilerin gelirlerini, hisse senedi gibi kaynaklardan gelecek kazançlarla takviye etmelerine ve servetin toplum içinde, tıpkı batı dünyasında olduğu gibi, daha geniş vatandaş zümreleri arasında dağılmasını uygun bulmaktayız. Bunun için işçilerimizin Anonim Şirket ortaklıklarına katılmalarını, toplu sözleşmelerle kârdan kendilerine hisse verilmesini, bu hisselerin nakit hisse senedi veya tahvil gibi karşılıklarla ödenmesi usullerini denemenin isabetli bir yol olacağına kaniiz. 16

El emeğiyle geçinen meslek mensuplarının, sosyal sigortalardan faydalandırılmalarını sağlamak muhtaç oldukları âlet ve vasıtalara bizzat sahip kılınmalarını teşvik etmek ve bu hususta gereken tedbirleri alarak, kendilerine yardımcı olmak samimi arzumuzdur. Her şoförün kendi vasıtasına sahip olabilmesi için gerekli malî destek ve kredi temini işini süratle ele alacağız. ESNAF VE KÜÇÜK SANATLAR : Memlekette geniş bir kütle teşkil eden, üretim ve el emeğinin değerlendirilmesinde son derece önemli roî oynayan el sanatları ve küçük sanayi alanında çalışan esnafın dertleri ve meselelerile meşgul olmak başlıca görevlerimizdendir. Bunun için Halk Bankası gibi kurumların imkânlarını takviye etmek, sanayi siteleri kurularak küçük sanayinin toplu bir halde kamu hizmetlerinden faydalandırılmasını sağlamak esnafın ve küçük sanatkârın makina ve âlet ihtiyaçlarını ve donatımını kolaylaştıracak tedbirler almak, ham maddesini ucuz elde etmesine yardım etmek, pazarlama ve ihracat hususunda kendisine önayak olmak, el sanatlarının teşviki ve tanıtılması amaciyle sergiler açmak, imalâtrn kalitesini kontrol için prototipler tesbit etmek, esnaf ve sanatkârların birer meskene ve dükkâna kavuşmalarında gereken bütün yardımları yapmak ve nihayet bu zümreyi sosyal güvenlik teşkilâtı içine alarak yarınından emin bir hale getirmek, takip edeceğimiz politikanın esaslarını teşkil edecektir. MESKEN POLİTİKASI : Her aileyi-, genciyle ihtiyariyle, mutfağında tenceresi kaynayan, rahat bir ev sahibi kılmak, sosyal refah devleti anlaşımızın mantıkî bir sonucudur. Bilhassa yeni yuva kurmak isteyen genç nesillerin istikbale ümitle bakabilmeleri, çalışmalarında verimli olabilmeleri için mesken edinme gayretlerine, devletin en geniş şekilde destek olması gerektiğine inanıyoruz. Sanayileşme ve şehirleşmemizdeki, hızlanan tempo süratli bir nüfus hareketi yaratmış, devletin imar ve İskân politikasındaki rolünü ve görevlerini büsbütün genişletmiştir. Arsa fiatlarının yükselmesi, kiraların artması, iş bulabilmek için köylerden şehirlere akın eden nüfusun gecekondularda toplanmasını bir emri vaki haline getirmiştir. Ucuz mesken ihtiyacından doğan gecekondu problemlerini uzun ve kısa vadeli olmak üzere çeşitli tedbirlerle karşılamak gerekir. Herşeyden önce mevcut gecekonduları hukukîleştirmek; elektrik, su, yol, otobüs ve kanalizasyon gibi belediye hizmetlerinden faydalanır hale getirmek gerekir. Ayrıca belediyelerimizin, yuva hasreti çeken vatandaşlara ucuz arsa temin etmesi, Hükümetin ev yapmak isteyen vatandaşa belirli bir ölçüde para, melzeme ve teknik yardımla destek olması icabetmektedir. 17

SAĞLIK HİZMETLERİ Sağlık politikamızın esası şu prensipler etrafında toplanacaktır : Halkın sağlık bilgisi seviyesini yükseltmek, koruyucu hekimliğe öncelik vermek, tedavi hekimliğinin koruyucu hekimliğin tamamlayıcı bir unsuru olarak kabul etmek ve yürütmek. S.ağlık hizmetlerini vatandaşın ayağına götürebilmek için Hastahane, klinik ve bakım evlerinin adedini arttırmak ve buraları doktor, sağlık memuru, hemşire ve ebe gibi sağlık personeli ile takviye etmek. Sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonuna hız vermek, sağlık hizmetinde çalışan diğer müessese ve teşekküllerle işbirliğini sıklaştırmak ve devam ettirmek. Dış ülkelerde çalışan Doktorlarımızın staj ve ihtisas müddetleri sonunda yurda dönebilmeleri için her türlü kolaylığı göstermek. BÖLGELER ARASINDA DENGE : Bölgeler arasındaki gelişme farklarını azaltmek, kalkınmamızın sosyal adalet içinde ve dengeli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tabiî bir icabıdır Yurdun bir çok bölgelerinde; özellikle, doğu ve güney doğu Anadolu'da, hayat ve yaşayış şartları bakımından büyük farklar mevcuttur. Fakir bölgelerde yaşıyan halkımızın daha verimli hale getirilmesi, iş imkânlarına kavuşturulması, bu bölgelerde yapılacak alt yapı tesisleri ve sanayi yatırımlarının hızlandırılmasıyla mümkün olacaktır. Bunun için sanayi yatırımlarını teşvik edecek şekilde, yatırım indirimi nisbetleri ayarlanacak ve teknik eğitim ve öğretim gibi vasıtalarla bu bölge halklarının teknik seviyeleri yükseltilecektir. Sınır bölgelerinde yaşıyan halkların özel durumları dikkate alınacak, bu bölgelere devlet, daha büyük ilgi gösterecektir. SERBEST TEŞEBBÜS, DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR İLİŞİKLERİ : Geniş kütlelerinin refah ve sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak, kamu hizmetlerini geniş bir şekilde görebilecek sosyal refah devleti, sağlam bir iktisadî düzen üzerinde kurulabilir. Bunun için vatandaşın yaratıcı gücünü seferber eden, onu, kendi gayretiyle temin etmesi bahis konusu olmayan esasen buna malî takati yetmeyen bir takım hizmetlerle destekliyen bir iktisat politikası, kamu sektörüyle kalabalık vatandaş kütlelerinden müteşekkil olan özel sektör ilişiklerinin iyi tayin edilmesini şart koşar. Devlet yol, köprü, demiryolu, kana, liman, baraj enerji santralı gibi ekonomik ve sosyal sabit sermaye alanlarında, özel sektörün ve hür müteşebbisin muhtaç olduğu hizmetleri yerine getirmekle yükümlüdür. Keza devlet maliye politikası para, kredi, fiat, yatırım, dış ticaret politikaları gibi vasıtalı yollarla da müteşebbislerin faaliyetlerine yön verir, tesir eder ve onları destekler. Bu bakımdan devletin faaliyet ve davranışlarında açıklık, istikrar ve tutarlılığa özellikle itina göstermesi gerektiğine inanıyoruz. 18

Kalkınmamızın; vatandaşı iş yapmaya, çalışmalarını genişletmeye, daha çok kazanmağa yönelten bir iktisat politikasiyle gerçekleştirilebileceğine kaniiz. Kazanma arzusu ve kâr müessesesini, iktisadi sistemin asıl dinamizmini veren önemli bir unsur olarak mütalâa ediyoruz. Bu gün kâr olmadan hiçbir iktisadî sistemin yaşamasına, büyümesine imkân bulunmadığı tecrübelerle sabittir. Müteşebbisi hakettiği makul oranda kâr ve kazançlarla iktisadî hayatta çalışma ve gayretini genişletmeye teşvik etmek lâzımdır. Temeli, vatandaşı hür karar verme ve kazanma gayretine dayanan karma ekonomi sistemimizde, kalkınmamızın plânlı bir şekilde, daha rasyonel ve daha süratli devam ettirilebileceğine kaniyiz. PLÂN VE PLÂNLI KALKINMA ANLAYIŞIMIZ : Plânlı kalkınma; bir anayasa müessesesi olduğu gibi, demokratik plân tekniğinin iktisadî kalkınmada çok müessir bir metod olduğu inancındayız. Plânlı rasyonel bir iktisadî politika takip edilmenin en tesirli vasıtası olarak görüyoruz. Plânlama ile devletçilik arasında ne tatbikat, ne de mantık ve nazariye yönünden, herhangi bir bağ bulunmadığı kanaatındayız. Plânı, devletçiliğin tabiî bir sonucu olarak gören düşünce tarzı, millî hayatımız bakımından son derece faydalı ve zarurî bir mekanizma olan plân fikri için, zararlı bir davranıştır. Plân; biçildiği şekilde giyilmesi gereken bir dar ceket değildir. Plânı, sorumsuzluk hareketsizlik ve vatandaş ihtiyaçlarına sırt çevirmenin bir bahanesi sayan görüşe katılmıyoruz. Plânı; halkın berıiseyeceği, seveceği, gönüllü olarak işbirliği arzusu duyacağı bir millî vesika olarak kabul ediyor, plân hedeflerinin halka, işçiye, müteşebbise, idareciye geleceğin imkânlarını ve icraatını bu günden haber veren bir faaliyet muhtırası olarak mütalâa ediyoruz. Plânın bir karamsarlık ve ümitsizlik vesilesi değil, bir şevk ve heyecan kaynağı olmasını arzu ediyoruz. Demokratik bir düzende ve piyasa mekanizmasına dayanan bir iktisadî bünye içinde plânlama, özel sektör için yol gösterici, aydınlatıcı ve teşvik edici olmalıdır. Zorlayıcı ve emredici plânın, demokratik ilkeler ve anayasa düzeni ile bağdaşması mümkün değildir. Plân; ancak amme sektörü için bağlayıcı ve emredici bir nitelik kazanabilir. İktisadî plânlamayı; ekonomimizin çeşitli sektörleri arasında karşılıklı münasebetleri daha iyi görmek ve takibedebilmek, çelişmeleri önlemek, bütün millî ekonomi için, rakam istatistik ve hesaba dayanan ilmi tahlillerden faydalanmanın bir vasıtası olarak mütalâa ediyoruz. Plânlamayı, en iyi yetişmiş uzmanlarla takviye etmek, istatistik ve iktisadî haber alma servislerimizi süratle İslah etmek ve geliştirmek azmindeyiz. Özel sektör için yapılan plânlama hazırlıklarında, özel sektör ve işçi temsilcilerile geniş ölçüde danışma ve işbirliği yapılması gereştiğine inanıyoruz. 19