DAN ARIELY Çeviren: Asiye Hekimoğlu Gül
ISBN 978-605-4538-85-0 2012, Dan Ariely Orijinal adı ve yayıncısı: The (Honest) Truth About Dishonesty, HarperCollins Publishers Türkçe yayın hakları Anatolialit Telif ve Tercumanlık Hizmetleri tarafından sağlanmıştır. Optimist Yay nlar Telefon : 0216 481 29 17-18 Faks : 0216 521 10 64 e-posta: optimist@optimistkitap.com www.optimistkitap.com www.iskitaplari.com facebook.com/optimistkitap twitter.com/optimistkitap www.youtube.com/optimistkitap Optimist yay n no. : 326 Konu : ş ve Yönetim Yay na haz rlayan : Zeynep Hale Akman Bas m Dü zel ti Düzenleme ve kapak tasarım Bas k ve cilt : Nisan 2013, stanbul : Esen Güray : Selim Talay : Tor Ofset San. Tic. Ltd. Şti. Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mah. 4. Bölge 9. Cadde 116. Sokak. No: 2 Esenyurt - STANBUL Tel: 0212 886 34 74
Araştırma yapmayı eğlenceli ve heyecan verici kılan öğretmenlerime, çalışma arkadaşlarıma ve öğrencilerime. Ve yıllar boyu deneylerimize iştirak eden tüm katılımcılar: Bu araştırmanın lokomotifi sizlersiniz, yardımlarınıza şükran borçluyum.
İÇİNDEKİLER GİRİŞ Neden Sahtekârlık Bu Kadar İlginçtir? Enron dan kendi kötü davranışlarımıza Hilenin büyüsü Becker ın park sorunu ve akılcı suçun doğuşu Yaşlı gönüllüler ve küçük hırsızlar Neden davranışsal iktisat ve sahtekârlık? 11 1. BÖLÜM Basit Akılcı Suç Modelini Test Etmek Hileyle zengin olmak İnsanları hile yapmaya kışkırtmak, sahtekârlığı ölçmek Sahtekârlık hakkında bildiğimizi sandıklarımız ve bildiklerimiz Yakalanmadığımızda hile yapmak Pazarcılar, taksi şoförleri ve görmeyen birini kandırmak Balıkçılık ve inanması güç hikâyeler Doğruluk ve hile arasındaki çarpıcı denge. 19 2. BÖLÜM Ufak Hile Faktörlü Eğlence Neden bazı şeyleri çalmak daha kolaydır? Şirketler sahtekârlığın yolunu nasıl açıyor? Yeminler, emirler,
onur yasaları ve nakit ödeme yapmak dürüstlüğü nasıl destekleyebilir? Ama yine de kapılarınızı kilitleyin Biraz din, biraz vergi dairesi, biraz da sigorta şirketleri hakkında. 37 BÖLÜM 2 B Golf Kendine muhalif bir adam 10 cm lik yalan Bu asilzadelerin aklında mulligan yapmak mı var? Schrödinger in skor kartı. 57 3. BÖLÜM Kendi Motivasyonlarımızla Kör Olmak Diş minesi, dövmeler ve çıkar çatışmaları algımızı nasıl çarpıtır? İyilikler tercihlerimizi nasıl etkiler? Neden eksiksiz açıklamalar ve diğer politikalar tamamen etkin değildir Daha az çıkar çatışması barındıran bir dünyayı hayal etmek Açıklama yapmak ve yasal düzenlemeler ne kadar işe yarıyor? 67 4. BÖLÜM Neden Yorgunken İşleri Berbat Ederiz? Neden sabahları âlem yapmayız? İrade: Başka bir sınırlı kaynak Boş mideyle hüküm vermek Bilişsel ve ahlaki kaslarımızı germek bizi nasıl daha sahtekâr yapabilir? Tükenmenin ve baştan çıkmanın teorisi. 93
5. BÖLÜM Neden Taklit Ürün Giymek Bize Daha Fazla Hile Yaptırır? Ayakkabıların gizli dili Erminden Armani ye ve sinyalleşmenin önemi Korsan mallar dürüstlük standardımızı yere serer mi? Bir kereden bir şey olmaz mı? Küçük, beyaz yalanlar Sürekli düşüşü durdurmak. 111 6. BÖLÜM Kendimizi Aldatmak Yengeçler ve tavus kuyrukları Cevap anahtarları bize zaten bildiğimiz bir şeyi söylediğinde Aşırı iyimser IQ puanları Kubrick olmak Bizi hüsrana uğratan savaş ve spor kahramanları ve Daha iyi bir öz-imaj için kendimize yardım etmek. 133 7. BÖLÜM Yaratıcılık ve Sahtekârlık: Hepimiz Hikâyeciyiz Kendimize anlattığımız hikâyeler ve inanabileceğimiz hikâyeleri nasıl yaratırız? Neden yaratıcı kişiler daha iyi yalancıdır? Hatları istediğimiz şeyi görene dek yeniden çizmek Kızgınlık bizi kışkırttığında Yaratıcı düşünce başımızı nasıl belaya sokabilir? 153
8. BÖLÜM Hile Enfeksiyonu: Sahtekârlık Mikrobunu Nasıl Kaparız? Hile virüsüne yakalanmak Bir çürük elma Belirsiz kurallar + grup dinamikleri = hile kültürü Etik sağlığa doğru... 177 9. BÖLÜM Hilede İşbirliği: Neden İki El Bir Elden Her Zaman Üstün Değildir? Anlaşılması güç bir patrondan dersler Tüm gözler üstünüzde: gözlem ve hile Daha fazla hile için birlikte mi çalışırız? Yoksa birbirimizi hizaya mı sokarız? Yardım için hile yapmak Güven oluşturmak ve cüret etmek Oyunu kuralıyla oynamak. 201 10. BÖLÜM Yarı İyimser Bir Son: İnsanlar Yeterince Hile Yapmaz! Neşelenin! Bu kitap canınızı çok sıkmasın Gerçek suç Sahtekârlıkta kültürel farklar Politikacılar mı yoksa bankacılar mı, kim daha fazla hile yapar? Ahlaki sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? 219 Teşekkür 235 Birlikte Çalıştığım Kişiler 237 Notlar 245 Kaynakça ve Ek Çalışmalar 247
GİRİŞ Neden Sahtekârlık Bu Kadar İlginçtir? Bir insanın dürüst olup olmadığını anlamanın tek yolu vardır: Kendisine sormak. Eğer evet derse, bilin ki bir düzenbazdır. GROUCHO MARX Hilekârlığa ilgim ilk olarak 2002 de, Enron un çöküşünden sonra ateşlendi. O hafta teknolojiyle ilgili bir konferanstaydım ve bir gece bir şeyler içerken John Perry Barlow la karşılaştım. John u, rock grubu Grateful Dead in söz yazarı olarak tanıyordum ama sohbetimiz esnasında Enron dahil birkaç firmaya danışmanlık yaptığını da öğrendim. 2001 de dikkat etmeyenleriniz varsa, Wall Street in gözdesinin düşüş hikâyesi aşağı yukarı şöyleydi: Bir dizi yaratıcı muhasebe hilesiyle danışmanların, derecelendirme kuruluşlarının, şirket yönetim kurulunun ve artık feshedilmiş muhasebe firması Arthur Andersen in kapalı gözlerinin yardımcı olduğu Enron finansal bir zirveye ulaştı. Faaliyetleri artık gizlenemediğinde yıkılacak bir zirveye Hisse sahipleri yatırımlarını kaybetti, emeklilik planları uçup gitti, binlerce çalışan işini kaybetti ve şirket iflas bayrağını çekti. John la konuşurken özellikle kendi istemli körlüğüne getirdiği açıklamaya ilgi duydum. Hızla kontrolden çıktığı günlerde Enron a danışmanlık yapmasına rağmen, ters giden herhangi 11
12 DÜRÜST OLMAMANIN ARDINDAKİ (DÜRÜST) GERÇEK bir şey görmediğini söylüyordu. Aslına bakılırsa, Enron un yeni ekonominin buluşçu lideri olduğu fikrini, hikâyenin manşetlere taşındığı ana kadar tüm kalbiyle benimsemişti. Daha da şaşırtıcısı, haber çıktığında başından beri sinyalleri göremediğine inanamadığını da söylüyordu. Bu beni duraklattı. John la konuşmadan önce Enron felaketinin mimarlarının aslında tekin olmayan üç üst düzey yönetici (Jeffrey Skilling, Kenneth Lay ve Andrew Fastow) olduğunu, bunların büyük ölçekli bir muhasebe entrikasını birlikte planlayıp yönettiklerini zannediyordum. Oysa burada hoşlandığım ve hayranlık duyduğum, Enron la ilişkisine dair bir hikâyesi olan bir adamla oturuyordum. Bu kasıtlı sahtekârlık değil, istemli körlük hikâyelerinden biriydi. Elbette John un ve Enron la ilgisi bulunan herkesin son derece yozlaşmış olması da mümkündü ama farklı bir sahtekârlık türünün iş başında olabileceğini düşünmeye başladım: İstemli körlükle daha ilişkili ve John gibi, sizin benim gibi insanlarca yapılan bir sahtekârlığın. Sahtecilik sorununun birkaç çürük elmadan daha derine inip inmediğini ve bu tür istemli körlüğün başka şirketlerde bulunup bulunmadığını da merak etmeye başladım. * Arkadaşlarımın ve benim, Enron a danışmanlık yapsaydık aynı şekilde davranıp davranmayacağımızı da merak ediyordum. Hile ve sahtecilik konusu beni büyülemeye başladı. Bu davranış nereden geliyordu? İnsanın dürüstlük ve sahtekârlık kapasitesi neydi? Ve belki en önemlisi, sahtekârlık büyük ölçüde birkaç çürük elmayla mı sınırlıydı yoksa daha yaygın bir sorun muydu? Son soruya verilecek yanıtın sahtekârlığın üstesinden gelme tarzımızı önemli ölçüde değiştirebileceğini fark ettim; yani dünyadaki hilenin çoğundan birkaç çürük elma sorumluysa soruna kolayca çare bulabilirdik. İnsan kaynakları bölümleri işe alım sürecinde dolandırıcıları eleyebilir veya dürüst olmadı- * O noktadan sonra devam eden şirket skandalları seli bu soruyu açıkça yanıtladı.
Neden Sahtekârlık Bu Kadar İlginçtir? 13 ğı zamanla kanıtlanan kişilerden daha profesyonelce kurtulabilirdi. Fakat sorun birkaç aykırı gözlemle sınırlı değilse, demek oluyor ki siz ve ben dahil herkes evde veya işte sahtekârca davranabilirdi. Ve eğer hepimiz az çok suçlu olma potansiyelini taşıyorsak, önce sahtekârlığın işleyişini anlayıp sonra doğamızın bu tarafını frenleyecek yollar bulmak son derece önemliydi. SAHTEKÂRLIĞIN NEDENLERİ HAKKINDA ne biliyoruz? Akılcı iktisatta, hilekârlığa dair en tutulan görüş Şikago Üniversitesinin, insanların her durumun akılcı analizine dayanarak suç işlediğini öne süren Nobel ödüllü iktisatçısı Gary Becker dan geliyor. Tim Harford ın Hayatın Mantığı * kitabında anlattığı gibi, bu kuramın doğuşu oldukça sıradandır. Bir gün Becker bir toplantıya geç kalır ve otopark yetersizliği yüzünden arabasını park yasağı olan bir yere bırakıp trafik cezası riskini almaya karar verir. Bu durumda yaşadığı düşünce sürecine kafa yorar ve kararının tamamen olası bir maliyetle yakalanma, cezalandırılma, belki aracın çekilmesi toplantıya zamanında gitmenin faydasını tartma meselesi olduğunu fark eder. Maliyet ve faydayı tartarken doğruyu ve yanlışı düşünmediğini de görür; yaptığı sadece ihtimal dahilindeki olumlu ve olumsuz sonuçları karşılaştırmaktır. Ve böylece Basit Akılcı Suç Modeli (BASM) doğar. Bu modele göre hepimiz büyük ölçüde Becker gibi düşünüp davranırız. Ortalama bir soyguncu gibi dünyada yolumuzu çizerken kendi menfaatimizin peşine düşeriz. Bunu banka soyarak veya kitap yazarak yapmak, akılcı maliyet-fayda hesaplarımız açısından önemsizdir. Becker ın mantığına göre paramız yoksa ve mahalle bakkalının yanından geçiyorsak, çarçabuk kasada ne kadar para olduğunu tahmin eder, yakalanma olasılığını değerlendirir * Her bölümde kullanılan materyalin tam kaynakçası ve ilgili çalışmalar için kitabın arkasındaki Kaynakça ve Ek Çalışmalar bölümüne bakınız.
14 DÜRÜST OLMAMANIN ARDINDAKİ (DÜRÜST) GERÇEK ve eğer yakalanırsak bizi bekleyen cezayı (belli ki iyi halden alacağımız olası ceza indirimini) düşünürüz. Sonra maliyet-fayda hesabına dayanarak o yeri soymaya değip değmeyeceğine karar veririz. Becker kuramının esası, başka kararların çoğu gibi maliyet-fayda analizine dayanır. BASM çok açık bir sahtekârlık modeli olmakla birlikte, sorun kuramın insan davranışlarını doğru tarif edip etmediğidir. Eğer ediyorsa, toplum sahtekârlığın üstesinden gelmek için iki belirgin araca sahiptir. İlki yakalanma olasılığını artırmaktır (örneğin daha fazla polis memuru istihdam ederek ve daha fazla güvenlik kamerası takarak). İkincisi yakalanan kişilere verilecek cezaları artırmaktır (örneğin, daha abartılı hapis ve para cezaları). BASM ın hukuki yaptırım, ceza ve genel olarak sahtekârlık konusundaki açık sonuçları budur dostlarım. Fakat ya BASM ın oldukça basit sahtekârlık anlayışı hatalı veya eksikse? Eğer durum böyleyse, sahtekârlığı alt etmeye dönük standart yaklaşımlar etkisiz ve yetersiz olacaktır. Eğer BASM sahtekârlığın nedenlerini belirlemede eksik bir modelse, önce hangi güçlerin insanları gerçekten hile yapmaya ittiğini anlamak, sonra bu gelişmiş anlayışı sahtekârlığı zaptetmek için kullanmak gerekiyor. Ve elinizdeki kitap tam olarak bu konu hakkında. * BASM Dünyasında Hayat Dürüstlüğümüzü ve sahtekârlığımızı etkileyen güçleri incelemeden önce, hızlı bir düşünce deneyi yapalım. Hepimiz BASM a sıkı sıkıya bağlı kalıp eylemlerimizin sadece maliyet ve faydasını dikkate alsak hayatlarımız neye benzerdi? * Elinizdeki kitap sahtekârlığı keşfetmenin ötesinde, temel olarak akılcılık ve akıldışılık üzerine. Sahtekârlık bir insan girişimi olarak kendi içinde etkileyici ve önemli olmasına rağmen ilginç ve karmaşık insan doğamızın sadece bir yönü olduğunu akılda tutmak önemlidir.
Neden Sahtekârlık Bu Kadar İlginçtir? 15 Salt BASM temelli bir dünyada yaşasaydık, tüm kararlarımızda maliyet-fayda analizine başvurur ve en akılcı görünen şeyi yapardık. Duygulara ve güvene dayalı kararlar vermez, ofisten bir dakikalığına ayrıldığımızda cüzdanımızı çekmeceye kilitlerdik. Paramızı yatağın altında veya gizli bir kasada saklardık. Komşularımızdan biz tatildeyken postalarımızı almalarını istemez, kişisel eşyalarımızı çalmalarından korkardık. İş arkadaşlarımızı şahin gibi gözetlerdik. Tokalaşmanın bir anlaşma şekli olarak değeri olmazdı; her işlem için yasal sözleşme gerekirdi ki bu ayrıca zamanımızın önemli bir kısmını yasal savaşlar ve davalarla geçirmek anlamına gelirdi. Çocuk yapmamaya karar verebilirdik, çünkü büyüdüklerinde onlar da sahip olduğumuz her şeyi çalmaya çalışabilirler ve evlerimizde yaşamaları onlara bunu yapmak için bolca fırsat verirdi. Elbette insanların melek olmadığını görmek kolaydır. Bizler mükemmellikten çok uzağız. Fakat BASM dünyasının nasıl düşünüp davrandığımızın doğru bir resmi ve günlük yaşamlarımızın doğru bir tarifi olmadığını kabul ediyorsanız, bu düşünce deneyi tamamen akılcı ve sadece kendi çıkarına göre davranan biri kadar hile ve hırsızlık yapmadığımızı gösterir. Tüm Sanat Hayranlarına Çağrı 2011 Nisan ında, Ira Glass ın This American Life 1 şovu, Washington John F. Kennedy Sahne Sanatları Merkezinde çalışan genç üniversite öğrencisi Dan Weiss hakkında bir hikâye yayınladı. Dan in görevi merkezin hediyelik eşya dükkânlarının envanterini tutmaktı. Dükkânlarda iyi niyetli üç yüz gönüllüden oluşan bir satış ekibi çoğu tiyatro ve müzik tutkunu emeklilerdi ziyaretçilere satış yapıyordu. Hediyelik eşya dükkânları limonata standı gibi çalışıyordu. Yazarkasa yoktu. Sadece gönüllülerin para koyduğu ve bozdur-