ÜNİTE ÜNİTE ÇOCUK BESLENMESİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE BESLENME. Yrd. Doç. Dr. Hava ÖZKAN

Benzer belgeler
GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME - 2

Vitaminlerin yararları nedendir?

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI

SAĞLIKLI BESLENME. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

DENGELİ BESLENME NEDİR?

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

ÖZEL DURUMLARDA BESLENME I

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Uzm.Dyt. Rukiye BOZBULUT GAZİ ÜN. TIP FAK. HASTANESİ ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ BİLİM DALI

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

EMZİREN ANNE BESLENMESİ NASIL OLMALIDIR?

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ

Emzirme dönemindeki beslenmeniz en az hamilelikte beslenmenize dikkat etmeniz kadar önemlidir.

ENERJİ METABOLİZMASI

Diyetisyen Ezgi Karakoç GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ

BESLENME. Doç. Dr. Emel ĐRGĐL

GEBELİK & EMZİKLİLİK DÖNEMLERİNDE SAĞLIKLI BESLENME

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

Gebe Ve Emziklilikte Beslenme

Yağlar ve Proteinler

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

SAĞLIKLI BESLENMEDE SÜTÜN ÖNEMİ VE SAĞLIKLI SÜT

Gebelikte Beslenme Vitaminler

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

BESİNLER. Süt, yumurta, peynir, et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı besinler

FATİH ANADOLU LİSESİ BESLENME DOSTU OKUL PROGRAMINA HOŞ GELDİNİZ

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

Çocukluk Çağı Obezitesi

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

ANNE BESLENME BĠLGĠSĠ ve ALIġKANLIKLARI. Doç.Dr.Pemra C.ÜNALAN Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi

MERSİN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GEBELİK VE EMZİKLİLİK DÖNEMİNDE BESLENME

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Beslenme Dersi sunusu

Bir gün içerisinde tüketilmesi gereken gıdalar beslenme planına göre düzenlenir.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE BESLENME

SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME

OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENMENİN ÖNEMİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

BESLENME. Doç. Dr. Ferda Gürsel

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

BÖLÜM 3 ÖZEL DURUMLARDA BESLENME

BESLENME İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı

Aynı zamanda eski ve yersiz bir takım inançlar da çocukların yemek alışkanlıklarını etkiler. Örneğin çocuklar çok fazla et ve yumurta yememelidir,

Düzenleyen :Burcu GÜLBAHAR Okul Rehber Öğretmeni

Yeterli ve Dengeli Beslen!

Diyabette Beslenme. Diyabet

TAMAMLAYICI BESLENME Prof.Dr Sevin Altınkaynak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Su vücudun her yanına dağılmıştır Su oranı, kas, karaciğer, böbrek gibi organlarda yüksek, kemik ve dişlerde düşüktür.

ANTALYA İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ

GEBELİK VE LOHUSALIK

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

Transkript:

GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE BESLENME İÇİNDEKİLER Gebelik ve Emziklilikte Beslenmenin Önemi Gebelik ve Emziklilikte Alınması Gerekli Besinler Süt Çocukluğu Döneminde Beslenmenin Önemi Okul Öncesi Dönemde Beslenmenin Önemi Okul Çocuğu ve Ergen Beslenmesinin Önemi ÇOCUK BESLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Hava ÖZKAN HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Gelişim dönemlerine göre beslenmenin önemini anlayabilecek, Gelişim dönemlerine göre beslenmenin temel ilkelerini öğreneceksiniz. ÜNİTE ÜNİTE 12 12

GİRİŞ Gebenin ve bebeğin sağlığının temel taşlarından biri yeterli ve dengeli beslenmedir. Gebelik ve emziklilik, doğurganlık çağındaki her kadın için doğal bir olaydır. Bu dönemlerde anne ve bebek sağlığını etkileyen birçok etken vardır. Bu etkenler; annenin yaşı, gebelik sayısı, son iki gebelik arasındaki süre, kronik hastalıklar, ilaç kullanımı, genetik yapı, annenin yeterli ve dengeli beslenmesi olarak sayılabilir. Gebe kadının beslenmesi ile anne karnındaki bebeğin sağlığı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenme Sağlıklı anne Sağlıklı bebek Sağlıklı toplum oluşmasında önemlidir. Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun beslenme yöntemidir. Anne ile bebeğin sağlığı üzerinde biyolojik ve psikolojik bir etkiye sahiptir. Süt çocukluğu çağı, yaşamın ilk yılını kapsar. Sağlığın temellerinin atıldığı ilk yaşlarda beslenme, büyüme ve gelişim açısından büyük önem taşımaktadır. 1-6 yaş grubunu kapsayan bu dönem, oyun çocuğu ve okul öncesi dönemlerini içerir. Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu bu dönem üzerinde yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür. Okul çağı 7-12 yaş arasıdır. Bu dönem, adölesan (ergenlik) dönemine göre oldukça sakin, sınırlı değişimlerin olduğu bir zamandır. Bu dönemdeki çocuklarda fiziksel büyüme devamlı, ancak yavaştır. Yeterli ve dengeli beslenme ergenlik dönemi çocuklarının sağlığı, fiziksel büyüme, duygusal, sosyal, zihinsel gelişme ve olgunlaşma açısından önemlidir. GEBELİKTE BESLENMENİN ÖNEMİ Dengeli ve yeterli beslenme hem fetüsün iyi gelişmesi hem de annenin sağlığı açısından hayati önem taşır. Gebelik döneminde annenin sağlıklı beslenmesi hem annenin kendi sağlığı, hem de bebeğin sağlığı ve gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Gebelik döneminde uygun vücut ağırlığı kazanımı, günlük önerilen miktarlarda çeşitli besinlerin tüketimi, uygun ve zamanında vitamin ve mineral desteği gerekir. Bebeklikten itibaren gebelik öncesi döneme kadar olan beslenme gebelik dönemindeki beslenmeyi ve sağlık durumunu etkiler. Gebelik, beslenme gereksiniminin arttığı özel süreçlerden biridir. Gebelikte beslenme konusu gebelikle birlikte başlamamalıdır. Çünkü bir kadının gebe kalabilmesi, bebeğini gebelik sonuna kadar taşıyabilmesi, doğumdan sonra emzirebilmesi için gebe kalmadan önce düzenli beslenmesi ve sağlıklı olması gereklidir. Anne karnındaki bebeğin bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesi annenin gebeliği süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkündür. Gebelikte beslenmenin amacı; annenin beden gereksinimlerini karşılayarak sağlığını korumak, anne karnındaki bebeğin normal büyüme ve gelişmesini sağlamaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Gebelikte beslenme, anne adaylarının üzerinde önemle durmaları gereken bir durumdur. Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek, bebeğin potansiyeli olan kiloya ulaşmasını ve dünyaya yeterli besin depolarını oluşturmuş olarak gelmesini sağlamak, rahat bir lohusalık dönemi geçirmek, lohusalıkta sütün kaliteli olması için gebelik öncesinden gelen beslenme alışkanlıklarının gebelikte tekrar gözden geçirilmesi önemlidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda gebelik öncesinde, gebelikte ve laktasyon (emzirme) sürecindeki beslenme durumunun hem annenin hem de bebeğinin sağlığını önemli derecede etkilediği vurgulanmaktadır. İyi bir doğum öncesi beslenme, sadece gebelik sırasında sağlıklı beslenme ile değil, kadının tüm yaşamı boyunca sağlıklı beslenmesiyle sağlanır. Gebelik öncesi ve gebeliğin erken dönemlerindeki beslenme yetersizliği, gebeliğin sağlıksız sonuçlanmasına neden olabilmektedir. Gebelikte sağlıklı beslenmenin sağlanması; gebenin beslenmesinin değerlendirilmesi, beslenme durumunun izlenmesi ve beslenme eğitiminin geliştirilmesiyle mümkündür. Gebelik dönemindeki beslenme, bebeğin beyin gelişimi ve sağlığı açısından çok önemlidir. Gebe Kadının Sağlıklı Beslenmesi: Annenin kendi enerji ve besin ögesi gereksinimlerinin karşılanması ve besin ögesi depolarının dengede tutulması. Anne karnındaki bebeğin (fetüsün) büyüme ve gelişiminin sağlanması. Fetüsün (anne karnındaki bebek) yetişkinlik döneminde oluşabilecek kronik hastalıklarının (kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, bazı kanser türleri vb.) görülme riskinin önlenmesi. Emziklilikte süt yapımında gereken besin ögesi deposunun oluşması için önemlidir. Beslenmenin anne açısından önemi: Kadınların gebelikte demir ve kalsiyum gereksinimleri artmıştır. Gereksinimler karşılanmadığı zaman beslenme yetersizliği sonucu kansızlık, diş çürümesi gibi sorunlar ortaya çıkarabilir. Kendi fizyolojik gereksinimlerini (enerji ve besin ögelerini) karşılamak, vücudundaki depolarını (besin ögeleri yedeğini) dengede tutmak, anne karnındaki bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesini sağlamak, emzirmeye hazırlık için salgılanacak sütün enerji ve besin ögelerini karşılamak için önemlidir. Beslenmenin fetüs açısından önemi: Yeterli ve dengeli beslenme bebeğin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığını olumlu yönde etkiler. Vitamin, mineraller ve proteinden yetersiz beslenen anneler, erken doğuma, bebeğin gelişme geriliğine, düşük doğum kilosu ile doğmasına neden olur. Gebelikte Artan Enerji ve Besin Ögeleri Gereksinimleri Proteinler vücudun yapı taşlarıdır ve fetüsün büyüme ve gelişmesi için gereklidirler. Enerji: İlk 3 aydan sonra, sağlıklı bir bebeğin gelişimi için günlük 300 kalori civarında fazladan enerji alınmalıdır. Gebelik öncesi ağırlığı sürdürmek için günlük 2000-2200 kalori ihtiyacı varken gebelikte 300 kalorilik eklenince 2300-2500 kalori alınmalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Protein: Gelişen bir bebeğin vücut hücreleri, anne vücudundaki değişiklikler ve özellikle de plasenta, proteine gereksinim duyar. Proteinler vücudun yapı taşlarıdır ve fetüsün büyüme ve gelişmesi için gereklidirler. Anne karnındaki bebeğin büyümesi için ortalama 950 g kadar protein birikmesi gerekir. Gebe olmayan kadınlar için önerilen protein 50-60 gram iken, gebelik döneminde 70-80 grama protein alınması gerekmektedir. Karbonhidratlar: Vücudun ihtiyacı olan toplam kalorinin alınmasına önemli katkıda bulunurlar. Toplam kalori ihtiyacının %50 si karbonhidratlardan sağlanır. Eğer toplam kalori ihtiyacı karşılanmıyorsa vücut enerji için proteinleri kullanır. Bu durumda gebeler kan şekeri seviyelerini normal sürdürebilmeleri için üç büyük öğünün yanında besleyici ara öğünler almaya teşvik edilmelidir. Karbonhidrat ve kalori ihtiyacı hamileliğin özellikle son iki döneminde (trimestir) artar. Karbonhidrat alımı ağırlık artışını, fetüsün, plasentanın ve diğer anne dokularının gelişmesini sağlar. Normalde günde minimum 150 gr karbonhidrat alınması önerilmektedir. Fakat gebelik sırasında kalori ihtiyacını karşılamak için daha fazla miktarda karbonhidrat alımına ihtiyaç vardır. Yağ: Gebelikte ek bir yağ gereksinimi yoktur. Ancak; elzem yağ asitleri insan Vücudunda sentezlenemediği için diyetle mutlak alınmalıdır. Fetüsün elzem yağ asitleri gereksiniminin karşılanması annenin beslenmesine dayalıdır. Omega-3 yağ asitleri bebeğin beyin, retina ve sinir sisteminin gelişiminde yarar sağlarken, prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığı riskini de azaltmaktadır. Gebelikte yeterli omega-3 yağ asidi almayan annelerin çocuklarında sözel zekâ puanı ve gelişim skorları düşük bulunmuştur. Sıvı: Sıvı alımı bir besin olarak sıklıkla göz ardı edilir. Sağlıklı bir gebelik için vitamin ve mineraller kadar sıvı alımı da önemlidir. Vücut dokularında bulunan su, yaşam için temel maddelerden biridir. Su, besinlerin sindirimine, emilmesine, taşınmasına, vücuttan atılmasına ve vücut ısısının düzenlenmesine yardım eder. Gebe bir kadının günlük ortalama 10 bardak sıvı alması ve bunun 4-6 bardağının su olması önerilmektedir. Geri kalan sıvı ihtiyacı besinlerle, süt ve meyveler ile karşılanmalıdır. Mineraller ve Vitaminler: Gebelik döneminde, demir, çinko, kalsiyum, fosfor, D vitamini, B12 vitamini ve riboflavin gibi mineral ve vitamin gereksinimi artmaktadır. Fetusun kemik kalsifikasyonunun olduğu son trimestirde kalsiyum ihtiyacı artar. Demir: Gebelikte artan demir gereksiniminin besinlerle karşılanabilmesi için normal gereksinime ek olarak 10-20 mg demir alınmalıdır. Demirin vücutta başlıca işlevi oksijen taşıması ile ilgilidir. Gebelikte demir ihtiyacı, fetal ve plasental büyüme ve annenin kan volümündeki yükselme nedeniyle artar. Gebelikte aneminin temel nedeni düşük demir deposudur. Kötü beslenme, sık gebelik ve daha önce anemi hikâyesi olan kadınlar anemi yönünden risk grubunu oluştururlar. Fetüsün karaciğeri özellikle son trimestirde demir depolar. Bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

depolanan demir, doğumdan sonra ilk 4 ayda bebeğin demir ihtiyacını karşılamak için kullanılır. Kalsiyum ve Fosfor: Fetal kemiklerin ve dişlerin minerilizasyonununda, enerjinin üretiminde, hücre yapımında ve asit-baz dengesinin kurulmasında gerekli olan minerallerdir. İntrauterin dönemde kemik minerilizasyonu anneden fetüse yeterli miktarda kalsiyum ve fosfor geçişi ile olmaktadır. Kalsiyum birikiminin % 70 i gebeliğin son 3 ayında gerçekleşir. Gebeliğin ilerlemesiyle annedeki kalsiyum miktarı düşerken, fetüsün kalsiyum düzeyleri ise gebeliğin 28. haftasından itibaren annedeki düzeylerin üzerine çıkar. Gebelik ve laktasyonda 1200 mg/günlük kalsiyum önerilmektedir. Eğer kalsiyum alımı düşükse fetal ihtiyaç anne kemiklerinden mineral çekilmesi ile karşılanır. Kalsiyumun emilmesinde B vitamininin rolü büyüktür. Fosfor ve kalsiyum birbirlerine eşit miktarda alındıklarında emilimleri arttığı için gebelik ve laktasyonda önerilen miktar günlük 1200 mg dir. İyod: Büyümeyi, üremeyi ve metabolizmayı düzenleyen tiroid hormonlarının en önemli bileşimidir. Gebelikte iyod eksikliği fetal tiroid hormonlarının yetersiz salgılanmasına neden olur. Bu durum fetüste fiziksel ve mental gelişmenin duraklamasına yol açar. Sodyum: Metabolizmanın, sıvı ve asit-baz dengesinin düzenlenmesi büyük ölçüde sodyum iyonlarına bağlıdır. Gebelikte fetüs, plasenta, amniyotik mayi, plazma ve ödem sıvısının sodyum içermesi nedeni ile ekstra tuza ihtiyaç vardır. Bu nedenle gebelikte tuz şeklinde sodyum alımı, hipertansiyon bulunmadığı sürece kısıtlanmaz. Magnezyum: Hücre metabolizmasında ve yapısal büyümede temel faktördür. Kemik ve dişlerde kalsiyum ve fosforla birlikte bulunur. Çinko: Dokuların normal büyümesinde önemli role sahip olduğu düşünülmektedir. Diyetin protein ve kalori yönünden yeterli olması, çinkonun da yeterli alınmasını sağlar. Gebelikte ve emziklilikte vitaminlere olan ihtiyaç artar. Yağda eriyen vitaminler A vitamini, vücudu ve organları saran epitel dokunun, kemiklerin ve dişlerin gelişimi ve sağlığı, büyüme, görme ve üreme olaylarının oluşumu ve hastalıklara karşı direncin sağlanması için gereklidir. Gebelikte A vitaminin ihtiyacı artmaz eğer annenin A vitamini deposu yeterli ise ek vitamin almasına gerek yoktur. D vitamininin en önemli rolü fetusun iskelet gelişimi için kalsiyum ve fosforun emilimi ve kullanımını sağlamaktır. Annenin beslenme şekli yanında güneş ışınlarından yararlanması da önem taşımaktadır. Gebelikte ve emziklilikte D vitamini gereksinmesi artmaktadır. Gebelik döneminde D vitamini yetersizliği hem anneyi hem de fetusu etkilemektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

E vitamini, hücre zarının ve hücre içi sıvı yapılarının bütünlüğünü koruyarak tüm vücuttaki hücrelerin sağlıklı olmasını sağlar. Gebelikte E vitamini seviyesinde düşüş yoktur. Gebelikte yetersiz E vitamini alımında, pre-eklampsi, düşük doğum ağırlığı ve plasentanın erken ayrılması riskinde artış olabilir. Yenidoğanın E vitamini ihtiyacını anne sütü yeterince karşılamaktadır. K vitamini, kan pıhtılaşmasında rolü vardır. Normalde ince bağırsaklarda E.coli basilleri tarafından sentez edilir. Yenidoğanın bağırsakları mikropsuz olduğu için ve steril (mikropsuz) beslendiği için K vitamini sentezleyemez. Bu nedenle yenidoğanda, kanamayı önlemek için tek doz K vit. enjeksiyonu yapılır. Dengeli beslenen bir kişide genellikle K vitamini alımı yeterli olduğundan gebelikte ihtiyaç artmaz. Suda eriyen vitaminler B vitaminleri, B 1 ( tiamin), B 2 ( riboflavin), niasin, folik asit, pantotanik asit, B 6 ve B 12 ' dir. Bu vitaminler vücutta pek çok reaksiyonda hücre solunumu, glukoz oksidasyonu ve enerji metabozlimasında fonksiyon görürler. Gebelikte artan metabolizmaya bağlı olarak B vitamini ihtiyacında bir miktar artma görülür. C vitamini, folik asit ve demir olmak üzere birçok besin ögesinin vücutta emilimini ve kullanımını arttırmada yarar sağladığı bilinmektedir. Gebelik döneminde günlük 60-90 mg C vitamini tüketimi önerilmektedir. C vitamini içeren besinler her öğünde tüketilmelidir. Folik asit, karaciğer, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnıbahar, et, yumurta, süt ve türevleri ile tahıllarda bulunmaktadır. Folik asit (folat), gebe kadınlarda alınması gerekli en önemli besin ögelerinden birisidir. Folik asit DNA ve RNA sentezi için gerekmektedir. Gebelikte folat gereksinmesi maternal kan yapımı, fetus ve plasenta büyümesi ve fetuste sinir hücrelerinin gelişimi için elzemdir. Folik asit yetersizliği nöral tüp defektine, spina bifida gibi sinir sistemi anamolilerine neden olmaktadır. Gebelikte folik asit gereksinmesi 600 mcg/gündür ve gebe olmayanlardan 200 mcg daha fazladır. Bu gereksinmenin 200 mcg ının diyetten (besinlerden), 400 mcg ının ise zenginleştirilmiş besinler ile ilaç desteklerinden gelmesi önerilmektedir. Folik asit desteğinin (suplemantasyonu) gebelik öncesi dönemden başlayarak, gebeliğin 12. haftasına kadar alınması önerilmektedir. Bu nedenle planlanmış gebelikler önem taşımaktadır. Yarık damak ve tavşan dudak oluşumu da folik asit desteği ile önlenebilmektedir. EMZİKLİLİKTE BESLENMENİN ÖNEMİ Günümüzde emzirmenin bebek ve anne sağlığı üzerindeki olumlu etkileri tüm beslenme ve sağlık otoriteleri tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. Annenin beslenmesi anne sütünün verimliliğini etkilemektedir. Her bebeğin 6 ay süre ile sadece anne sütü ile beslenmesi, 6. aydan sonra uygun miktar ve kalitede tamamlayıcı besinlere başlanması ve tamamlayıcı besinlerle birlikte emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi önerilmektedir. Emzirmenin başarılı olduğunu söyleyebilmek için annenin bebeğini güçlük çekmeden, hemen doğum sonrasında Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

emzirmesi ve bebeğin sağlıklı olarak ağırlık kazanması gereklidir. Başarılı bir emzirme için annenin daha gebelik döneminde emzirmeye hazırlanması önemlidir. Emziklilik fizyolojik bir olaydır. İnsan sütünün salgılanması, sürdürülebilmesi ve devamlılığı çeşitli faktörler tarafından belirlenir. Bunlar; Meme dokusunun anatomik yapısı, süt üreten hücrelerin (alveoli) gelişmesi, kanallar, sütün dağıtımı ve üretiminin yapıldığı meme uçları, Süt salgılanmasının başlaması ve sürdürülmesi, Süt üreten hücrelerden meme ucuna sütün çıkması. Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gereklidir. Anne sütü, insan organizmasının büyümesine, gelişmesine, olgunlaşmasına yarayan her türlü besin ögesini ve diğer maddeleri içeren en uygun besindir. Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun beslenme yöntemidir. Anne ile bebeğin sağlığı üzerinde biyolojik ve psikolojik bir etkiye sahiptir. Emzirme sırasındaki enerji ve besin ögeleri ihtiyacı gebelikte olduğundan daha fazladır. Anne gebelikte iyi beslenmişse, ihtiyaçlarını kısmen karşılayabilecek yağ deposuna sahiptir. Bu yağ deposunun kullanılması ile doğumu izleyen ilk haftalarda anne kilo kaybeder. Anne hem kendi vücudundaki besin ögesi depolarını dengede tutmak hem de salgıladığı sütün karşılığı olan enerji, protein, mineral ve vitaminleri almak için yeterli ve dengeli beslenmelidir. Başarılı bir emzirmenin başlatılması ve sürdürülmesi için annelerin gebelik sırasında ve doğumu izleyen dönemde toplum, aile ve tüm sağlık sistemi tarafından desteklenmesi gerekir. Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun, eşi bulunmaz bir beslenme yöntemi olup, anne ile bebeğin sağlığı üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal bir etkiye sahiptir. Emziklilik Döneminde Enerji ve Besin Ögeleri Gereksinmesi Emzirmede annenin salgıladığı süt, kendi tükettiği besinlerin bir ürünüdür. Emzirmede annenin salgıladığı süt, kendi tükettiği besinlerin bir ürünüdür. Süt üretimi için gereken enerji ve besin ögeleri miktarı annenin kendi gereksinimine ek sayılmalıdır. Annenin salgıladığı sütün enerjisi ve besin ögeleri, annenin yedikleri ile gebelik döneminde oluşan kendi depolarından sağlanmaktadır. Emziren annenin beslenmesinde amaç, annenin kendi fizyolojik gereksinmelerini karşılayarak, vücudundaki besin deposunu dengede tutmak ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin ögelerini karşılamaktır. Emziren kadınlar için enerji ve besin ögeleri önerilirken kadınlar arası kişisel farklılıklar göz önüne alınmalıdır. Bu farklar, sık doğumlara bağlı olarak depoların azalması, enfeksiyon sıklığı, beslenme yetersizliğinin varlığı ve derecesi, fiziksel uğraşların ağırlığı gibi enerji harcamasını artıran etmenlerdir. Enerji: Süt üretimi için, annenin enerjisinin %80-90 nın kullanıldığı ve bu enerjinin emzikli kadının yağ depoları (adipoz dokudaki) ile diyetten gelen yağlardan sağlandığı bilinmektedir. Annenin besinlerden sağladığı enerjinin Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

yaklaşık %80 i süt enerjisine dönüşebilmektedir. Emzikli bir kadın, tek başına anne sütü verdiği dönemde günde yaklaşık 700-800 ml (6. aya kadar), kısmen emzirdiğinde (6. aydan sonra) ise 550 ml süt salgılamaktadır. Anne sütünün 100 ml si yaklaşık 67 kilo kalori (kcal) sağlamaktadır. Protein: Diyetin protein kalitesine göre değişmekle birlikte ek yapılması gereken protein miktarı günde yaklaşık 15-25 gramdır (1,1 g/kg/gün vücut ağırlığına göre) ve protein gereksinimini enerji alımıyla ilişkilidir. Gebelik döneminde olduğu gibi emzirme döneminde de diyetin proteinin hayvansal ve bitkisel kaynaklı olması önemlidir. Genellikle gelişmekte olan ülkelerde kadın, protein gereksinimini daha çok bitkisel kaynaklardan karşılamakta ve bu nedenle sonraki gebeliklerinde anne ve bebek malnütrisyonu oluşabilmektedir. Yağ: Emziren annenin diyetinde uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri oranı artırılmalıdır. Omega-3 yağ asitlerinin sağlanması bebeğin gelişiminde önem taşımaktadır. Kalsiyum: Kalsiyuma olan gereksinim emzirme döneminde de artar. Emziren kadının 1 gün boyunca salgıladığı süt yaklaşık 250 mg civarında kalsiyum içermektedir. Sık gebelik ve emziklilik geçiren kadınların artan kalsiyum gereksiniminin karşılanamadığı durumlarda kemiklerde yumuşama şeklinde beliren osteomalasi sık görülür. Bu nedenle emzirme dönemindeki kadına 1000-1200 mg/gün kalsiyum önerilmelidir. Demir: Emziren kadın sütüyle günlük 1-2 mg demir salgılamaktadır. Emziren kadın bunu karşılamak için günlük 5 mg ek demir (Fe) almalı ve emziren kadının anemiden korunması için uygun beslenme önerileri yapılmalıdır. İyot: İyot gereksiniminin emzirme döneminde normalden % 50 daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Emziren kadınların da gebe kadınlarda olduğu gibi iyotlu tuz kullanmaları çocuk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle bir yaşına kadar bebeklere tuz verilmemektedir. Bebeğin tuz ihtiyacı annenin beslenmesi sonucu anne sütüyle karşılanmaktadır. Vitaminler: Emziren kadının kalsiyum gereksiniminin arttığı göz önüne alarak kalsiyum emilimi ve kullanılmasını kolaylaştırmak için iklim koşullarının uygun olmadığı yerlerde D vitamininin verilebileceği bildirilmektedir. Annenin diyetine 3000 IU/gün A vitamini, 30 mg/gün C vitamini ve 3 mg/gün E vitamini eklenmelidir. Ayrıca vitamin fazlalığına neden olabileceği için yüksek konsantrasyonlarda vitamin ilaçlarının gelişigüzel değil, tıbbi gözlem altında kullanılması önerilmektedir. Sıvı: Emzirme döneminde su metabolizmasında artış vardır. Alınan su, süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır. Emzirme döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek süt ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Süt ve Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

meyve suyu aynı zamanda diğer besin ögelerinin tüketimini de sağlayacağından, anne sütü verimliliğini de etkileyecektir. SÜT ÇOCUKLUĞU DÖNEMİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ Doğumdan itibaren birinci yaşa kadar olan süreç süt çocuğu dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu süreç içinde yeni doğanın ilk besini anne sütüdür. Bebeğin 4-6 ay yalnızca anne sütü alması tercih edilmelidir. Anne sütü, çocuğun ilk 4-6 ay içinde bütün besin ögeleri ihtiyaçlarını karşılayarak istenilen büyüme ve gelişmeyi sağlar. Yaşamın ilk birkaç yılı, sağlığın temellerinin atıldığı son derece önemli bir dönemdir. Bu kritik dönemde çocukların yaşaması, sağlıklı büyümesi ve gelişmelerinde yeterli ve dengeli beslenmesi önemlidir. Sağlığın temellerinin atıldığı ilk yaşlardaki beslenme, büyüme ve gelişim açısından büyük önem taşımaktadır. Süt çocuklarının beslenmesi yetişkinlerden farklıdır. Nedenleri; Büyüme ve gelişme sırasında enerji harcanması yetişkinlerden farklıdır. Yeni doku yapımı, protein, mineral ve vitamin ihtiyacını artırır. Sindirim sistemi özellikleri ve kendilerinin yiyebilme yeteneklerinin az oluşu ve çocukların diyetlerinde belirli yiyeceklerin bulunma zorunluluğudur. Çocuk gıdaları, yaşlara göre hazırlanma konusunda farklı özellikler göstermektedir. Bebeklere 4-6 aydan itibaren anne sütüne destek olarak veya anne sütü verilememesi durumunda ek gıdalar verilmelidir. Süt Çocuğunda Beslenmenin Temel İlkeleri Süt çocuğunun beslenmesinde dikkat edilmesi gereken belli ilkeler vardır. Bu ilkeler genel olarak şöyle sıralanabilir: Doğumdan itibaren başlamak üzere çocuklar ilk 4-6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Ülkemizde anne sütü ile beslenme yaygın bir uygulama ise de tek başına anne sütü ile beslenmenin süresi kısadır. Çocuğa verilecek besinler onun sindirim sistemi fonksiyonlarına (emme, yutma vb.) uygun olmalıdır. Yenidoğanın sindirim sistemi enzimleri belirli aylara kadar yeterli değildir. Bu nedenle verilecek besinler çocuğun sindirim sistemine uygun olmalıdır. Besinlerin mideyi terk etme hızı çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Günlük toplam verilen besin miktarı çocuğun enerji ve besin ögeleri gereksinimini sağlamalıdır. Çocuğa verilecek besinlerin, temizlik ve sağlık koşullarına uygun olarak hazırlanması gereklidir. Süt çocukluğu döneminde çocuklara verilecek besinlerin hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA BESLENMENİN ÖNEMİ Çocuğun, okul öncesi dönemi 1-6 yaş grubunu kapsamaktadır. Bu yaş grubu, 1-3 yaş oyun çağını ve 3-6 yaş arası okul öncesi dönemi içine almaktadır. Bu gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Okul öncesi dönem çocukları, anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Çocuklarda beyin gelişiminin 1/3'ü anne karnında, geriye kalanı 5 yaşına kadar tamamlanır. Beyin hücreleri yapıldıktan sonra yenilenmediği için gelişme döneminde yeterli besin sağlanmazsa çocukta meydana gelen bozukluklar ömür boyu devam eder. Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu bu dönem üzerinde yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür. Oyun çocuklarında belirgin bir gelişim eksikliği görülmese de, klinik bulgular 1-6 yaş çocuklarında beslenme bozukluğu bulgularına çok sık rastlandığını göstermektedir. Yeni beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı, yeni besinlerle tanışıldığı bu dönemde beslenme bozukluğu riski en yüksek olarak değerlendirilmektedir. 0yun çocuğu beslenmesinde temel ilke; büyüme-gelişme özelliklerine uygun çeşit, miktar ve kıvamındaki besinleri seçerek karşılamak ve böylece iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır. Bu bakımdan çocukların yemek yeme alışkanlığını kazanmasında ailedeki büyüklerin özellikle de annenin tutumunun çok önemli bir yeri vardır. Çocuk, büyüklerin tutumundan etkilenir. Sofrada çocuğun yanında yemeklerin hep iyi olduğu söylenmeli, huzursuzluk çıkarılmamalıdır. 3-6 yaş dönemindeki çocuk yemek seçicidir. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeği gören çocuk genellikle bir süre sonra kendiliğinden yemeği tatmak ister. Okul öncesi dönem çocuklarına yemek konusunda ısrarcı davranmak onların yemeği tümden reddetmesine yol açabilir. Yemekle ilgili uyarılar çocuklar yemek yerken yapılmamalı, gereken uyarılar, yemekten önce ya da yemekten sonra yapılmalıdır. Çocuklara yemek yemedikleri zaman iğneleyici, incitici sözler söylenmemelidir. Yemek ile ilgili bir ceza verilmemelidir. Annelere, çocuğun yemek yemesi ile ilgili bilgi verirken ya da soru sorarken çocuğun ortamda bulunmamasına özen gösterilmelidir. Çocuklar grup içinde ve anneden ayrı olduklarında daha farklı davranış sergilerler. Evde hiç yemediği bir yemeği yuvada arkadaşları ile birlikte iştahla yiyen çocuk örnekleri az değildir. Çocukların iştahlı bir şekilde yemek yemeleri için acıkmış olmaları önemlidir. Bu yüzden de iki öğün arasına en az 4-5 saat süre konmalıdır. Çocuklara sevmedikleri bir besin için ısrar edilmemeli, yemek önüne konulmalı, 20 dakika geçmesine rağmen yemiyorsa çocuğa kızmadan, sakince önünden kaldırılmalıdır. Bir sonraki öğüne kadar çocuğa kesinlikle abur cubur gıdalar verilmemelidir. Böylece çocuk kendisine ayrılan sürede yemeğini yemezse bir sonraki öğüne kadar aç kalacağını öğrenmiş olur. Çocuğun yemek sofrasında oyun oynamasına izin Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

verilmemelidir. Yemek öncesi ya da yemek sonrası oyun için zaman ayrılması, çocuğun yemek saatinde yemeğini daha iştahla ve sorunsuz yemesini sağlar. Okul çağı, büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, yaşam boyu sürebilecek davranışların büyük ölçüde oluştuğu bir dönemdir. OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENMENİN ÖNEMİ Bu dönem, büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, yaşam boyu sürebilecek davranışların büyük ölçüde oluştuğu bir dönemdir. Çocuklarda beslenme çocuğun yaşına, cinsiyetine, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite düzeyine göre düzenlenmelidir. Okul çağı, çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir. Okul öncesi çağda çocuğun beslenme alışkanlıklarını aile etkilerken, okul çağında arkadaşlar/ akran grubu, reklamlar gibi etkenler, okulda beslenme konusunda denetimin olmaması, özellikle annenin çalışmasına bağlı olarak okuldan eve gelince, kendi kendine yiyecek hazırlaması sonucu çocukta yanlış beslenme alışkanlıkları gelişebilmektedir. Bu nedenle çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için çocuğun, ailenin, okul yönetimindeki bireylerin ve öğretmenlerin beslenme konusunda bilinçli ve eğitimli ve işbirliği içerisinde olmaları gerekmektedir. Çocuğun yaşına, cinsiyetine göre yeterli ve dengeli beslenmesinin en önemli göstergesi çocuğun büyüme ve gelişmesidir. Büyümenin yeterliliğinin belirlenmesi, çocuklarda yaşına ve cinsiyetine göre olması gereken vücut ağırlığı ve boy uzunluğunun saptanması; yani büyümenin izlenmesi ile mümkündür. Büyümenin saptanması çocuklarda sağlık ve beslenme durumunu tanımlayan tek göstergedir, çünkü sağlık ve beslenmeyi olumsuz etkileyen etmenler çocuğun büyümesini tartışmasız etkilemektedir. Çocuklarda sağlık ve beslenme sorunları yetersiz besin alımı ve/veya ağır ve sık tekrarlayan enfeksiyonlar geniş bir yelpazedeki etmenlerin sonucudur. Okul çocuklarının sabahları kahvaltı yapması önemlidir. Sağlıklı beslenme için üç ana öğünde yemek önem taşır. Büyüme çağında ara öğünlerin olması da gerekmektedir. Çocukların ve gençlerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için tüketilen besinlerin çeşitliliğinin sağlanması ve besinlerden günlük alınan enerji, protein, vitaminler ve minerallerin vücutta en elverişli olarak kullanılabilmesi için dört besin grubunda (süt ve ürünleri, et, yumurta ve kuru baklagiller, taze sebze ve meyveler, ekmek ve diğer tahıllar) yer alan besinlerin öğünlere yeterli ve dengeli dağıtılması gerekir. Okul çocukları üzerinde yapılan araştırmalar, çocukların büyük çoğunluğunun kahvaltı etmeden okula gittiklerini göstermektedir. Çocuk zamanını uyku, dinlenme, oyun oynama ve çalışma faaliyetlerine uygun şekilde ayarlama alışkanlığını kazanamadığında, sabahları zamanında kalkıp kahvaltı edememekte, ailenin özellikle annenin kahvaltı etme alışkanlığı olmadığında çocuk da bu durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir. Yeni bir günün başlangıcında, bütün gece aç kalan vücudun, çalışma gücüne kavuşması için sabah kahvaltısının önemi büyüktür. Tüm gün öğretim yapan okullarda öğle yemeği genellikle öğrencilere okul yemekhanesinde verilmektedir. Bu öğünde çocuğa günlük gereksinimin üçte birini karşılayacak şekilde sunulan menüler düzenlenmelidir. Bazen de çocuk öğle öğününde yiyeceği besinleri evden getirmektedir. Yatılı okullarda ise çocuğun gereksinmelerinin karşılanması dikkate Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

alınmalı, beslenmeye yeterince önem verilmelidir. Aç kalan çocuk okul çevresinden besleyici değeri düşük, sağlıksız yiyecek ve içeceklerle karnını doyurmakta, besinlerle geçen hastalık riski ve beslenmenin maliyeti artmakta ve dengesiz beslenme oluşmaktadır. Okullarda beslenme eğitimi ve rehberliğinin verilmesi, okul yönetiminin konuya önem vermesi, yemek verilen okullarda beslenme uzmanı/diyetisyenin görev alması, okul yönetiminin kantinlerde yeterli ve dengeli beslenmeye yönelik yiyecek ve içeceklerin satılmasını sağlaması ve denetlemesi önem taşımaktadır. Bu doğrultuda ülke politikalarının oluşturulması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde okul öğle yemeği, okul kahvaltısı, okul çocuklarına ücretsiz süt sağlanması gibi uygulamalarla okul çocuklarının yeterli ve dengeli beslenmelerine yardımcı olunmakta, çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde okul çağı çocuklarında günlük süt ve süt ürünleri, taze sebze ve meyve tüketimi yetersiz düzeydedir. Genellikle okulda ve okul dışında tek başına kalan çocukta yanlış beslenme alışkanlıkları sıkça görülmektedir. Çocuğun ne miktarda ve hangi tür besinlere ihtiyacı olduğunu bilmemesi, düzensiz besin alımı, yanlış besin seçimi, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması ile ilgili hatalı uygulamalar, okullarda verilen ve yenilen besinlerin uygun olmayışı beslenme ve sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Türkiye de okul çağı çocuk ve gençlerde; zayıflık ve şişmanlık, demir yetersizliği anemisi, iyot yetersizliği hastalıkları, diğer vitamin ve mineral yetersizlikleri, diş çürükleri, şişmanlığa bağlı kronik hastalıklar sık görülmektedir. Okul Çocuklarının Beslenme Özellikleri Okul çağı, beslenme ile ilgili olumlu davranışların edinildiği bir dönemdir. Bu dönem, beslenme alışkanlıklarının sağlamlaştırıldığı en önemli dönemdir. Okul çağı, beslenme ile ilgili olumlu davranışların edinildiği bir dönemdir. Okul çocuklarında enerji ve besin ögelerinin yetersiz alımı, büyüme ve gelişmeyi, okul başarısını olumsuz yönde etkiler. Diğer taraftan, dengesiz beslenme ve yetersiz fiziksel aktivite; obezite, kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet gibi birçok kronik hastalığa zemin hazırlar. ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ Ergenlik dönemi ( Adölesan dönem); fiziksel, bilişsel, psikososyal gelişim ve kimlik arayışının ön planda olduğu, büyüme ve gelişmenin en hızlı gerçekleştiği çocukluktan erişkinliğe geçişi kapsayan önemli bir dönemdir. Adölesan çağda büyüme hızlıdır. Hızlı büyüme ve gelişme, enerji ve besin ögelerine ihtiyacı artırır. Gencin artan gereksinimlerinin karşılanmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların bir bölümü gencin yaşam şekliyle, bir bölümü ise bilinçsizlik nedeniyle kazanılan hatalı alışkanlıklarla ilgili olabilir. Sorunların giderilip gencin sağlıklı büyüme ve gelişmesini sağlayacak beslenme koşullarına kavuşturulması gerekir. Gencin ileriki yaşamında sağlığını olumlu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Hızlı büyümeye ek olarak ergenin sporla uğraşması enerji ve besin ögeleri ihtiyacında artışa neden olur. etkileyecek alışkanlıkların kazandırılmasında aileye, okula ve toplumun diğer kurumlarına önemli görevler düşmektedir. Hızlı büyümeye ek olarak ergenin sporla uğraşması enerji ve besin ögeleri ihtiyacında artışa neden olur. Gençlere dengeli ve yeterli beslenme konusunda bilginin verilmesi ve bilinçlendirilmeleri gerekir. Yetersiz beslenme sonucu gençlerde artan besin ögeleri ihtiyaçlarının karşılanamaması, sağlık kurallarına uyulmaması sonucu; Bağırsak parazitlerinin varlığı, Diyetle C vitamininin yetersiz düzeyde alınması, Kızlarda menstürasyon durumu, kansızlığın nedeni olarak bilinmektedir. Ergenlerin Beslenme Özellikleri Ergenlik çağında; gençlerin yeterli ve dengeli beslenmeleri, düzenli fiziksel Aktivite yapmaları sonucu sağlıklı büyüme ve gelişme sağlanır. Beslenme durumu gencin yaşına göre boy uzunluğunun, vücut ağırlığının saptanması ve beden kütle indeksinin hesaplanması ve yorumlanması ile değerlendirilir. Bu dönemdeki fiziksel değişiklikler bedenin besin gereksinimlerini de değiştirmektedir. Enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi arttığı gibi, iştah da bu dönemde artmıştır. Dolayısıyla besin seçimleri çok dikkatlice yapılmalıdır. Fiziksel değişikliklerle birlikte bu dönemde yeme alışkanlıkları ve besin seçimlerinde de değişiklik olmaktadır. Ayak üzeri hızla atıştırma ve yağ, şeker ve tuzdan zengin olan fast food alışkanlıkları ya da öğün atlama artmaktadır. Ayrıca bu dönemde yanlış uygulanan zayıflama diyetleri yetersiz ve dengesiz beslenme nedeni olarak görülmektedir. Bedensel hareketler artırıldığında, yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edildiği sürece kasların gücü artar ve şişmanlık sorunu önlenir, kemik mineral yoğunluğu artar. Böylece ileri yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) görülme riski azalır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

Özet Gebe ve emziklilik döneminde annenin yeterli ve dengeli beslenmesi hem anne hem de bebeğin sağlığı ve emzirmenin verimliliği açısından büyük önem taşır. Bu dönemde besin gruplarından günlük önerilen miktarlarda besinlerin tüketilmesi gerekmektedir. Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için eşi bulunmaz bir beslenme yöntemi olup, anne ile bebeğin sağlığı üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal bir etkiye sahiptir. Bebek ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmelidir. 6 aydan sonra emzirme sürdürülürken uygun tamamlayıcı besinlere başlanmalı ve emzirmeye 2 yaşına kadar devam edilmelidir. Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu 1-6 yaş döneminde yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür. Okul çağında beslenme, büyüme ve gelişmenin normal olmasını sağlamanın yanı sıra öğrenme ile de yakından ilişkilidir. İyi beslenen çocukların, yetersiz ve dengesiz beslenenlere göre okul başarıları yüksektir. Beslenme kalitesinin artmasıyla, çocukların bilişsel gelişimleri ve akademik başarıları da artar. Hafif düzeyde beslenme yetersizlikleri çok önemsenmese de genellikle öğrenme bozukluklarıyla sonuçlanır. Ergenlik dönemi, büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu, çocukluktan erişkinliğe geçişi kapsayan önemli bir dönemdir. Enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi artmıştır. Bu dönemde yeme alışkanlıkları ve besin seçimlerinde de değişiklik olmakta ve hayat boyu sürecek beslenme alışkanlıkları ergenlik döneminde oluşmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Ödev Anne sütü almanın, çocukların ileri yaşamlarını nasıl etkilediğine yönelik araştırma yaparak 300-350 kelimelik bir ödev yazınız. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi sağlığın temellerinin atıldığı ilk yaşlarda beslenmenin önemli olduğu dönemdir? a) Gebelik dönemi b) Okul öncesi dönem c) Süt çocukluğu dönemi d) Okul dönemi e) Ergenlik dönemi 2. Aşağıdakilerden hangisi gebelik öncesinde yeterli miktarda alınması gereken besin ögesidir? a) A vitamini b) B vitamini c) Protein d) Folik asit e) C vitamini 3. Aşağıdakilerden hangisi bebeklerin tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütü alması gereken normal süreyi göstermektedir? a) 6 ay b) 4 ay c) 24 ay d) 12 ay e) 18 ay 4. Aşağıdakilerden hangisi fetüsün büyüme-gelişmesini sağlayan ve vücudun yapı taşlarını oluşturan besin ögesidir? a) Protein b) Karbonhidrat c) Yağ d) Vitamin e) Mineral 5. Aşağıdaki yaş dönemlerinin hangisi oyun çocukluğunu kapsamaktadır? a) 0-1 yaş b) 1-2 yaş c) 1-6 yaş d) 1-3 yaş e) 3-6 yaş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

6. Çocuklarda beyin gelişimi hangi yaşa kadar tamamlanır? a) 5 yaş b) 4 yaş c) 3 yaş d) 2 yaş e) 1 yaş 7. Aşağıdakilerden vitaminlerden hangisinin kalsiyumun emilmesinde rolü büyüktür? a) A vitamini b) B vitamini c) D vitamini d) E vitamini e) K vitamini 8. Aşağıdakilerden hangi yaş grubundaki çocuklarda hangisinde yemek seçme görülür? a) 1-2 yaş grubunda b) 3-6 yaş grubunda c) 6-12 yaş grubunda d) 12-18 yaş grubunda e) 0-1 yaş grubunda 9. Aşağıdakilerden hangisi çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için beslenme konusunda verilecek eğitime katılacak kişilerden? a) Anne b) Baba c) Okul yönetimi d) Akran e) Öğretmen 10. Aşağıdakilerden hangisi önemli fiziksel değişikliklerle birlikte yeme alışkanlıklarının ve besin seçimlerinin değiştiği dönemdir? a) Gebelik dönemi b) Okul öncesi dönem c) Süt çocukluğu d) Okul dönemi e) Ergenlik dönemi Cevap Anahtarı 1.C, 2.D, 3.C, 4.A, 5.D, 6.A, 7.B, 8.B, 9.D, 10.E Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Aytuğ, Kanber N., Demirel, R., Köken, G.N. (2011). Gebelere Verilen Beslenme Eğitiminin Anemi Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. TAF Prev Med Bull. 10(1) : 45-52. Coşkun, A., Özdemir, Ö. (2009). Gebelikte Vitamin-Mineral Kullanımı ve beslenmenin İrdelenmesi. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi. 2009,6:155-170 İrge, E., Timur, S., Zincir, H., Oltuluoğlu, H., Dursun, S.(2005). Gebelikte Beslenmenin Değerlendirilmesi. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi: Cilt 14 (7). Erkan, T. Ergenlerde Beslenme. Türk Ped Arşivi 2011; 46 Özel Sayı: 49-53 Köksal G. Gebelikte ve Emziklilikte Beslenme. http://www.danoneenstitusu.org.tr/newsfiles/67067-094_gebe.pdf Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü. Erişim zamanı 15.05.2012 http://www.jcam.com.tr/files/katd-1556.pdf Çocukluk Dönemi Beslenme Özellikleri. [Erişim zamanı 30.05.2013]. http://www.semaaydogdu.com/static/upload/akademik/filesoyun-cocugundabesle_130310021113.pdf/ [Erişim zamanı 30.05.2013]. http://eogrenme.anadolu.edu.tr/ekitap/oko201u.pdf Anne ve Çocuk Beslenmesi Erişim zamanı: 01.06.2013 Karaağaoğlu, N. İlköğretim Çocukları İçin Sağlıklı Beslenme. T.C. Sağlık Bakanlığı. Klasmat Matbaacılık, Ankara, 2008. MEGEP. (2007). Gebelik ve Emziklilikte Beslenme. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Ankara. Picciano, MF. Pregnancy and Lactation: Physiological Adjustments, Nutritional Requirements and The Role of Dietary Supplements. J Nutr 2003; 133:1997-2002. Samur, G. (2008). Gebelik ve Emziklilik Döneminde Beslenme. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü. Klasmat Matbaacılık, Birinci Basım, Ankara. Samur, G.(2012). Anne Sütü. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü. Reklam Kurdu Ajansı, İkinci Basım, Ankara. Taşkın, L. (2009). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği, 8. Baskı. Sistem Ofset Matbaacılık. Ankara. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Törüner, E.K, Büyükgönenç L. (2012). Çocuk Sağlığı Temel Hemşirelik Yaklaşımları, Çocuklarda Beslenme ve Beslenme Sorunları. Göktuğ Yayıncılık, Amasya. Yağcı, R.V. (2005). Çocukluk Çağında Beslenme. Güncel Pediatri Dergisi. 3: 3 Özel Sayı 1. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19