TOPRAK OLUŞUMU VE ÜLKEMİZDE ÇEŞİTLERİ

Benzer belgeler
BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Toprak oluşumu ve toprak türleri

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi

Kaya çatlaklarına yerleşen bitki köklerinin büyümesine bağlı olarak çatlak genişler, zamanla ana kayadan parçalar kopar.

Başlıca Toprak Tipleri ve Özellikleri

Bu topraklar fazla yağıştan dolayı fazlaca yıkanmışlardır. Fazla yıkanmadan dolayı toprak asit reaksiyonludur.

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

3. Hafta (12 16 Ekim) Hoş Geldiniz

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

TÜRKĠYE NĠN ĠKLĠMĠ BĠTKĠ ÖRTÜSÜ VE TOPRAK TĠPLERĠ

Paleosol. Tuzlu toprak

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

KPSS. Harita Seti. Türkiye Coğrafyası. Doğu ATEŞ

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

Paleosol. Tuzlu toprak

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre)

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

TOPRAK SINIFLANDIRMASI - 1

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

Toprağın katı fazını oluşturan kum, kil ve mil partiküllerinin toprak. kütlesi içindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine oranları toprağın

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

TOPRAK İLMİ, ORMAN EKOLOJİSİ, HAVZA AMENAJMANI VE ETÜD-PROJE İŞLERİ

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Büyüklüklerine Göre Zemin Malzemeleri

6. SINIF FEN VE TEKNOLOJĐ DERSĐ 8. ÜNĐTE: YER KABUĞU NELERDEN OLUŞUR?

Toprak Oluşumunda. umunda Anamateryalin Etkisi. Dr. S.Akşit Fiziki Coğrafya. A9ro

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Endüstriyel Ağaçlandırma Alanlarının Seçimi. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI. AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü

1 PÜSKÜRÜK ( MAGMATİK = KATILAŞIM ) KAYAÇLAR :

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

TOPRAK STRÜKTÜRÜ. Toprak strüktürü toprak gözeneklerinin yapısal düzenidir.

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

TOPRAK RENGİ. Oi A E Bhs Bs1 Bs2

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

Akarsu aşındırma ve biriktirme şekilleri nelerdir?

1. Giriş. 2. Toprak kompozisyonu. Bölüm 1 - Topraklar ve Toprak Verimliliği. Modül 2 Toprak ve Besin Döngüsü

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Mustafa COŞKUN Orman ve Su İşleri Uzmanı

8. Ünite Yeryüzünde Yaşam

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

AYRIŞMA (KAYA VE TOPRAK KAVRAMI)

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Akifer Özellikleri

ORMAN YANGIN DAVRANIŞINA GİRİŞ

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

6. Bölüm: TOPRAKLARIN SINIFLANDIRILMASI

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Eski Amerikan Toprak Sınıflama Sistemine göre Türkiye deki büyük toprak grupları ve toprak haritalamada kullanılan semboller

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

YGS COĞRAFYA. DOĞADAKİ ÜÇ UNSUR: Su, Toprak, Bitki. Ahmet Burak Kargı

TUFA ve TRAVERTEN-III

SU HALDEN HALE G İ RER

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Transkript:

TOPRAK OLUŞUMU VE ÜLKEMİZDE ÇEŞİTLERİ MEHMET ÜNAL Coğrafya Öğretmeni T oprak, uygarlığın gelişmesinde rol oynayan önemli bir doğal kaynaktır. Tarih öncesinden günümüze bu kaynağın önemi azalmamış, tersine artmıştır. Toprak günümüzde bir ülkenin kalkınmasında ve gelişmesinde önemli rol oynadığı gibi gıda güvenliğinin sağlanması açısından stratejik bir konuma, ayrıca ülkelerin varlığı, çıkarları ve ekonomik gelişimleri bakımından da büyük öneme sahiptir. Fakat bu değerli kaynak; hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yanlış kullanım baskısı altında bulunmaktadır. Bu durum ülkelerin toprak kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde yönetimini daha önemli hâle getirmektedir. Toprağın tanımı Toprak, kayaların fiziksel ve kimyasal ayrışması ile organik maddelerin karışımından meydana gelen, anakayaları ve bu arada yeryüzünün bir bölümünü az çok kalınca bir katman olarak örten, içerisinde ve üzerinde geniş bir canlılar âlemi barındıran, belli oranlarda su ve hava içeren, gevşek ve dağınık maddelerden oluşan canlı bir varlıktır. Toprak dört ana unsurdan oluşur. Bunlar; organik ve inorganik maddeler ile hava ve sudur. İnorganik maddeler: Toprağı oluşturan inorganik maddeler, ufalanıp ayrışmaya uğramış anakayalardır. Mehmet Ünal, Toprak Oluşumu ve Ülkemizde Çeşitleri, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, S. 134, Nisan 2011, ss. 12-18. Organik maddeler: Toprak içerisinde bulunan bitki ve hayvan kalıntılarıdır. Toprağa düşen bitkisel ve hayvansal 12

NİSAN 2011 - SAYI 134 Ayrışma sonucu oluşan kısma toprak canlıları, özellikle mikro fauna ve flora yavaş yavaş yerleşir. Daha sonra da toprağa bitkiler yerleşerek büyümeye başlar. Böylece hem bitki köklerinin etkisi ile ayrışma olayları gittikçe ilerler hem de bitki artıklarının toprak yüzeyine düşmesi ve bunun ayrışması sonucu toprak besin maddeleri yönünden zenginleşir. Bu oluşum topraktaki canlıların süratli şekilde çoğalmasına ve bitki örtüsünün gittikçe artan bir oranda ayrışmış olan katta gelişmesine neden olur. artıklar mikroorganizmaların yaşama ve beslenme ortamlarını oluştururlar. Bunlar, organik artıkları ayrıştırarak humusu meydana getirirler. Toprak suyu: Katı kısmından arta kalan kısım toprağın boşluğu olup, bu boşluklar su ve hava ile doludur. Suyun kaynağı, yağışlar ve sulama ile toprağa verilen sulardır. Toprağa giren suyun bir kısmı toprak boşluklarını doldurduktan sonra alt katlara doğru sızar, bir kısmı da buharlaşır. Toprak havası: Toprak havası, su miktarı ile ters orantılı olarak değişmektedir. Yağmur ve sulamadan sonra su, topraktaki boşlukların içindeki havayı dışarıya, atmosfere çıkararak boşlukları kendisi doldurur. Bu durumda boşluklardaki suyun miktarı artar. Topraktaki suyun derinlere doğru sızması, bitkiler ve topraktaki diğer canlılar tarafından kullanılması ve buharlaşması sonucu topraktaki suyun miktarı azalır. Bu sefer de suyun yerini, atmosferdeki hava, toprak içine girerek doldurur. Böylece toprak boşluğunda havanın miktarı artar. Bu değiş tokuş ile toprak havalanır. Olgun bir toprağın oluşabilmesi için her şeyden önce uzun bir zaman sürecinde anakayanın ayrışması, bunun içerisine çeşitli canlıların, bitkilerin yerleşmesi, yıkanma ve birikme olaylarının meydana gelmesi gerekir. Yani bir ayrışma-çözülme ürünü olan toprakta bir taraftan ayrışan elementlerin bir bölümü toprağı terk ederken, diğer yandan özellikle bitki artıklarının humuslaşması ile toprağa yeni maddeler ilave olur. Yer kabuğunun ayrışan yüzey kısmında toprağın meydana gelebilmesi için, başlangıçta çeşitli kimyasal ayrışma-çözülme olaylarının meydana gelmesi, daha sonra bitki kalıntılarının ayrışarak humusa dönüşmesi gerekir. Yani ayrışma ile maddelerin hal değiştirmesi gereklidir. Toprak, yer kabuğunun bir ayrışma ürünüdür. Ayrışma, yer kabuğunu oluşturan kayanın yer değiştirmeye uğramadan mekanik ve kimyasal süreçlerle nitelik değiştirmesidir. Dünya yüzeyindeki çoğu kayaların birkaç metre kalınlıktaki yüzeyi fiziksel, kimyasal ve biyolojik yönden ayrışmaya uğrar. Ayrışmalar birbirleriyle son derece ilişkili olup tek başına fiziksel veya kimyasal ayrışma olmamaktadır. Ayrışma iki ana gruba ayrılır: 1. Fiziksel veya mekanik ayrışma (parçalara ayrılma olayı) Kayaların fiziksel (mekanik) etkenlerle ufalanması olayıdır. Başlıca etkenler; kısa aralıklarla birbirini izleyen sıcaklık değişmeleri, yarık ve çatlaklarda donan sular ve kristalleşen tuzların genişlemesi, bitki köklerinin kalınlaşması, dallanması ve su almasıdır. Bu olaylar iklime bağlıdır. Mekanik dağılma ile kayalar ve içerdikleri mineraller gittikçe daha küçük parçalara bölünür fakat özellikleri değişmez. Böylece kimyasal ayrışma için hazırlanma olur. Kayaların güneş alan yüzey kısmı ısınarak çokça genleşir. İç bölümler daha az ısındığı için az genleşir. Gölgelendiğinde ya da geceleyin ise yüzey kısımları iç bölümlerden daha çabuk ve çok soğuyup büzülür. Böylece kayalar çatlar ya da tümüyle parçalanır. Türlü yollardan oluşan yarık ve çatlaklara giren kar DOSYA: TOPRAK 13

ve yağmur suları donduğunda ya da çözelti halindeki mineraller kristalleştiğinde genleşerek yarık ve çatlakları büyütür. Bunun gibi aralıklara giren bitki kökleri de uzayıp kalınlaşarak kayaların dağılmasına neden olur. Akarsuların, rüzgârların, dalga ve buzulların sürüklediği kaya kırıntıları geçtikleri yerlerde kayalık tabanına ve birbirlerine sürtünerek hem anakayalardan hem de birbirlerinden parçalar koparır. Kurak ve yarı kurak bölgelerde toprağın oluşmasında bu etmenler hâkim rol oynamaktadır. 2. Kimyasal ayrışma Anakayanın kimyasal bileşimini değiştirmek suretiyle toprağın oluşumuna hizmet eden olaylardır. Kimyasal ayrışma sonucunda, bazı mineraller kısmen veya tamamen değişerek yeni mineral özelliği kazanırlar. Fiziksel ayrışmalarla ufalanmış ya da gözenekli hâle gelmiş olan materyallerde kimyasal faktörlerin etkisi kolaylaşır. Kimyasal ayrışmada su, hava ve sıcaklık büyük rol oynar. Kurak bölgelerde suyun az olması nedeniyle daha çok fiziksel ufalanma hâkimdir. Yağışlı ve sıcak bölgelerde ise kısmen fiziksel ve daha çok kimyasal etmenler etkilidir. Toprak Profili ve Toprak Horizonları Toprak profili, anakaya üzerinde uzanan toprak katına denir. Bir toprak profiline bakıldığında fiziksel ve kimyasal yönden farklı toprak katları görülür. Bu katmanlara horizon denir. Yüzeyden alta doğru toprağın renk, yapı ve bünye gibi fiziksel özellikleri ile asitlik, besin kapasitesi gibi kimyasal özellikleri değişir. Normal bir toprak profiline bakıldığında üstten alta doğru şu horizonlar görülür A horizonu: Toprak tabakasının en üst katı olup organik maddenin karıştığı ve bu nedenle de genellikle koyu renkli olduğu, toprağın yıkanma horizonudur. B horizonu: A horizonundan yıkanan tuz, kireç ve kil gibi suda çözünebilen maddeler yağmur sularıyla alt katlara taşınır. Bu nedenle B horizonu birikme horizondur. B horizonu genellikle açık renklidir. Kil birikiminden dolayı da ağır bünyeli olup blok yapı gösterir. C horizonu: Toprağın en alt katıdır. Bu horizondaki anakaya çok az ayrışmıştır. Bu katta anakayaya ait iri parçalar bulunur. D horizonu: Fiziksel ve kimyasal ayrışmanın görülmediği anakayadan oluşan horizondur. Yukarıda bahsedilen horizonlardan sadece A ve B horizonu esas toprak katını oluştururlar. Buna toprağın solunum katı veya gerçek toprak katı da denir. Topraklara Karakter Kazandıran Faktörler Anakayanın çözülmesi ile başlayan ve olgun bir yapıya ulaşıncaya kadar devam eden toprak oluşum sürecinde birçok faktör etkili olur. Bunlar; anakaya, iklim, topoğrafya, zaman ve biyotik faktörlerdir. 1. Anakaya: Anakaya, toprağın altında bulunan ve çözülerek-ayrışarak toprağı oluşturan materyale denir. Toprak oluşumunun başlangıç devresinde anakayanın fiziksel ve kimyasal özellikleri toprak üzerinde kuvvetle hissedilir. Anakayanın ayrışması ile birçok mineral ve element açığa çıkar. Yeni oluşan toprağın rengini, geçirimlilik derecesini ve bitki besin maddesini ayrışma sonucu ortaya çıkan bu maddeler belirler. Kumtaşı, kuvarsit, gnays gibi anakayaların ayrışması sonucu bol miktarda kum açığa çıkar. Böyle anakaya üzerinde kumlu topraklar oluşur. Killi-kireçli anakayalar üzerinde ise koyu renkli ve geçirimsiz topraklar oluşur. Toprak oluşumunun ilerlemesiyle, topraktan taşınmalara ve organik maddelerin toprağa yeni mineral maddeler ilave etmesine bağlı olarak anakayanın toprak üzerindeki etkileri gittikçe zayıflamaya başlar. Örneğin, kireçtaşı üzerinde başlangıçta oluşan toprakta bulunan bol miktardaki kireç, zamanla topraktan tamamen veya önemli ölçüde taşınır. Böylece kireçli olmayan veya az kireçli toprak oluşur. Özellikle toprak erozyonuna uğrayan dağlık-engebeli alanlarda anakayanın etkisini yansıtan topraklar baskın durumdadır. 2. İklim: Toprak oluşumu ve gelişmesinde en etkili faktör iklimdir. Özellikle iklim elemanlarından sıcaklık ve yağış etkilidir. Sıcaklık, kayaların fiziksel ufalanmalarını etkiler. 14

NİSAN 2011 - SAYI 134 Bunda da en çok gece ile gündüz arasındaki (günlük) sıcaklık farkı etkili olur. Günlük sıcaklık farkı, karasal iklimin etkili olduğu yerlerde daha fazladır. Bunun için yeryüzündeki kurak ve yarı kurak bölgelerde fiziksel ufalanma çok yaygındır. Fiziksel ufalanmanın devam etmesi sonucu anakaya ufak parçalara ayrılır. Sıcaklık ayrıca kimyasal olayların ve mikroorganizmaların etkisini artırarak toprak oluşum sürecini hızlandırır. Yağış, anakayanın kimyasal ayrışmasına neden olur. Toprak içindeki nemin etkisi, kimyasal ayrışma ile sınırlı kalmaz. Aynı zamanda üst katmandaki ayrışabilen maddeleri alt katmanlara taşır. Yani üst kısımları yıkar, yıkanan maddeleri alt kısımlarda biriktirir. Topraktaki suyun kaynağı yağışlardır. Yağışlarla toprağa giren su tabana sızar. Yüzeyden ısınmaya bağlı olarak görülen buharlaşma ile altlardaki su toprağın üst katına çıkar. Böylece toprak içindeki su dikey yönde hareket etmiş olur. Ayrıca toprakta fazla miktarda bulunan su eğimi takip ederek yatay yönde de hareket etmektedir. İklim toprak oluşumunu dolaylı yollardan da etkilemektedir. Örneğin, bitki örtüsünün özelliğini belirleyerek toprak oluşumu ve gelişimi üzerinde etkili olmaktadır. 3. Topoğrafya: Topoğrafya, iklimin ve özellikle suyun etkilerini hızlandıran veya yavaşlatan yer özellikleri olarak toprak oluşumunda dolaylı etkiye sahiptir. Benzer iklim koşullarına sahip benzer anakaya üzerinde oluşan topraklardan dik eğimli arazide bulunanlar, doğal erozyon, yüzey akışların fazla olması ve toprağa sızan suyun azlığından dolayı düz arazideki topraklara oranla daha sığ toprak örtüsüne sahiptir. Hafif eğimli arazilerde alt katlara sızan su miktarı fazla olduğundan, bu arazideki toprak profilleri dik eğimli arazilerdekinden genellikle daha derindir. Gelişen bitkiler daha yoğun ve canlıdır. Organik madde düzeyi ve sonuç olarak da verimlilikleri daha yüksektir. Çukur araziler, çevrenin yüzey akışlarını topladıklarından devamlı olarak veya çoğunlukla su ile doygun hâlde bulunur. Bu koşullar fazla bitkisel gelişmeye sebep olurken buna karşılık sınırlı bir çürümeye yol açar. Bunun sonucu olarak organik maddeler birikir ve turba adı verilen organik topraklar oluşur. Yüksekliğin artması ile sıcaklık azalır. Buna karşılık belli bir yüksekliğe kadar yağış artar. Bu nedenle yükseltinin iklim üzerindeki etkilerine bağlı olarak yüksek bir dağın yamacı boyunca farklı toprak tipleri görülür. Arazi eğiminin yönü de toprak oluşumunda farklı bir etkiye sahiptir. Kuzey yarım kürede kuzey yamaçlar güneye oranla daha nemli ve serindir. Bunun sonucu olarak, özellikle kurak bölgelerde, kuzeye bakan yamaçlardaki bitkisel gelişme daha zengin olmaktadır. Gerek nem fazlalığı gerekse bitki örtüsünün farklı olması, kuzey yamaçlarda oluşan topraklarla güney yamaçlarda oluşan toprakların farklı olmasına neden olmuştur. 4. Zaman: Toprakların olgun bir profil yapısına kavuşması için anakayanın ayrışması, ayrışan kat üzerine bitkilerin ve diğer toprak canlılarının yerleşmesi, organik maddenin parçalanarak humusa dönüşerek toprağa yeni maddelerin katılması ve toprakların horizonlaşması için yüzlerce, binlerce yıllık bir sürenin geçmesi gerekir. Ancak, toprak oluşumu için geçen bu zamanın uzunluğunu bazı faktörler etkilemektedir. Bu faktörler; anakayanın fiziksel ve kimyasal özellikleri, iklim, bitki örtüsü ve eğimdir. Kolay ayrışabilen anakayanın bulunduğu yerlerde eğer yağışlı ve ılıman bir iklim etkili olursa, ayrışma hızlı olacağından toprak daha kısa zamanda oluşur. Ancak yeterli yağışın olmadığı, kışların soğuk geçtiği, bitki örtüsünün cılız olduğu yerlerde, ayrışma süreci yılın bir bölümünde kesintiye uğradığından, toprak oluşumu için çok daha uzun zamanın geçmesi gerekir. Ayrıca bu toprakların horizonları da tam olarak gelişememektedir. Zamana bağlı olarak toprak oluşumu şu devrelerden oluşur: a) Başlangıç devresi: Bu safhada anakaya henüz yeteri kadar ayrışmamıştır. b) Gençlik devresi: Ayrışma başlamış olmasına rağmen henüz anakayada ayrışma yeteri kadar ilerlememiştir. DOSYA: TOPRAK 15

c) Olgunluk devresi: Toprak oluşumu ilerleyerek horizonlaşma başlamıştır. d) İhtiyarlık devresi: Ayrışma son devresine ulaşmış ve toprak besin maddeleri yönünden fakirleşmiştir. 5. Biyotik faktörler: Toprak oluşumu üzerinde canlıların da etkisi vardır. Toprak oluşumunu en fazla etkileyen canlı, bitki örtüsüdür. Yaprak, dal, meyve, tohum, kabuk gibi organik maddelerin toprağa karışması ile toprakların üst katmanı bitki besin maddesince zengin ve gözenekli bir doku kazanır. Kök ve gövdeleriyle, özellikle yamaçlardaki toprak örtüsünü tutarak toprağın erozyona uğramalarına engel olurlar. Bitkilerin kökleri anakayayı parçalayarak toprağın derinleşmesine ve toprak profilinin gelişmesine katkıda bulunur. Toprak oluşumunun sürekli olabilmesi için toprağın bitki örtüsüne sahip olması gerekir. Bitki örtüsünden yoksun topraklar, bitki besin maddesi bakımından fakirleşir ve toprak oluşum sürecinden olumsuz etkilenir. Hayvanlar da toprak oluşumunu etkiler. Toprak canlı bir örtüdür. Toprağa bu canlılığı veren içindeki organizmalardır. Bakteriler ve mantarlar toprak üzerindeki ve içerisindeki maddelerin ayrışmasında etkili olur. Çeşitli eklem bacaklılar bitki artıklarını yiyerek onların parçalanmasına yardımcı olurlar. Solucanlar da organik maddelerin toprağa karışmasına katkı sağlar. Köstebek ve tarla faresi gibi hayvanlar ise alttaki toprağı yüzeye çıkararak toprağın karışmasına katkı sağlarlar. TÜRKİYE NİN BAŞLICA TOPRAKLARI A. Yerli (Zonal) Topraklar Anakayanın yerinde ayrışması ile oluşmuş topraklardır. Bu topraklar genellikle düz ve az eğimli yerlerde oluşmuşlardır. 1. Kırmızı renkli Akdeniz (Terra-rossa) toprakları: Genel olarak Akdeniz ikliminin etkili olduğu Marmara Bölgesinin güney kesimi, Ege Bölümü ile Akdeniz Bölgesinde görülür. Terra-rossaların A horizonu kırmızımsı, koyu kırmızımsı ve sarımsı kırmızımsı renktedir. Dolin, uvala ve polye gibi karstik çukurlukların tabanında oluşmuş bu topraklar karstik yörelerin başlıca tarım alanlarıdır. Terra-rossaların rengi oksitlenme sonucu ortaya çıkmıştır. Bu topraklar killi topraklardır. Çünkü kalkerin bünyesinde bulunan kalsiyum karbonat (CaCO3) sularla yıkanmış ve geriye kil kalmıştır. 2. Kahverengi orman toprakları: Bu topraklar Karadeniz bölgesinde, İç Anadolu da ve Güneydoğu Toros Dağlarında yaygındır. Orman örtüsü altında geliştiği için toprak organik madde bakımından oldukça zengin ve koyu renklidir. Yağış şartlarına ve bunun sonucu olarak bitki örtüsü durumuna göre farklı özellik gösterir. Dağlık alanlarda aşınmadan dolayı toprağın çoğunlukla B horizonu gelişememiştir. Bu nedenle toprak genellikle AC horizonludur. 3. Podsolümsü ve podsol topraklar: Yıllık ortalama sıcaklığı 8 C nin altında ve yıllık yağış ortalamasının 1 000 mm nin üzerinde olduğu nemli, çok nemli soğuk ortamlarda kayın, sarıçam, ladin ormanlarının altında gelişmiştir. Bolu Aladağlar da, Yıldız ve Doğu Karadeniz Dağları ile Uludağ ın yüksek kesimlerinde görülür. A horizonu fazla yağıştan dolayı kuvvetli olarak yıkanmıştır. B horizonu demir ve organik bileşiklerin birikmesine bağlı olarak sarımsı, esmer, bazen de kırmızımsı renktedir. Tipik podzol topraklarına ise Şavşat Karagöl civarında, Yıldız Dağlarının kuzey yamaçlarında 650 m civarında ve Uludağ ın üst kesimlerinde lokal olarak görülür. 4. Sierozemler: Yıllık yağışın 300 mm nin altında olduğu Konya Ovası nın doğu kesiminde görülür. Organik madde yönünden fakirdir. Bu nedenle de toprak açık renklidir. Yağış azlığından dolayı aşırı derecede karbonatlı ve alkalidir. 5. Kahverengi bozkır toprakları: Bu topraklar yıllık ortalama yağışın 400 mm nin altında, yıllık ortalama sıcaklığın 8 C-12 C arasında değiştiği İç Anadolu Bölgesi nde ve Doğu Anadolu ovalarında bozkır örtüsü altında gelişmiştir. Rengi, kahve, koyu kahve, sarımsı kahve olan bu topraklarda genellikle tarım yapılmaktadır. 16

NİSAN 2011 - SAYI 134 6. Kestane ve kırmızımsı kestane renkli topraklar: Yıllık ortalama yağışın 400 mm nin üzerinde, yıllık ortalama sıcaklığın 6 C-10 C arasında bulunduğu İç Anadolu nun platolarında, İç Batı Anadolu ve Doğu Anadolu da uzun boylu ot vejetasyonu altında gelişmiştir. Üst toprak organik madde bakımından oldukça zengindir. Kahverengi topraklara göre daha kalın olan bu topraklarda tarım yapılmaktadır. 7. Kireçsiz kahverengi topraklar: Bu topraklar İç Batı Anadolu da 1000 metrenin üzerinde ormanlar altında gelişmiştir. Yıllık ortalama yağışın 400-600 mm arasında olduğu alanlardaki toprakların kireçsiz oluşu, anakayanın serbest karbonatlar yönünden eksik olmasından kaynaklanır. Kil, mekanik olarak A horizonundan önemli ölçüde uzaklaşarak B horizonunda birikmiştir. Genellikle besin maddesi yönünden fakirdir. 8. Kırmızımsı kahverengi topraklar: Tipik Güneydoğu Anadolu Bölgesi toprağıdır. Yarı kurak karasal iklim koşullarının etkili olduğu bozkırlar altında gelişmiştir. Sıcaklığın yüksek olması, demirin iyi oksitlenmesini sağladığı için toprak kırmızımsı renktedir. Bu topraklar üzerinde genellikle tahıl üretilir. 9. Çernezyomlar: Yıllık ortalama sıcaklığın 3-6 C, yıllık ortalama yağışın 500-700 mm arasında değiştiği Erzurum-Kars dolaylarında 1600-2000 metre yükseklikteki plato alanlarında gelişmiştir. Bu sahada bir metreden fazla boylanan çayır örtüsünden oluşan organik madde sıcaklığın düşük olmasından dolayı yeteri kadar ayrışamamaktadır. Bu nedenle üst toprak organik madde birikimine bağlı olarak koyu renklidir. Kalınlığı yer yer bir metreden fazladır. Bu topraklar üzerinde sıcaklığın yeterli olduğu mevsimlerde tahıldan yüksek verim alınmaktadır. Ot verimi yüksek olan bu topraklar, hayvancılık için büyük potansiyel gösterir. B. İntrazonal Topraklar Bu topraklar, ülkemizde aşınmanın devamlı olduğu dağlık alanlarda, birikmenin hüküm sürdüğü alüvyal ovalarımızda ve dağların eteklerinde yaygın olarak bulunur. Ayrıca kapalı havzalarımızda taban suyu seviyesinin yüksek olduğu kısımlarda hidromorfik (drenajı iyi olmayan) topraklar yer alır. Devamlı olarak aşınan sahalardaki topraklar, başlangıç ve gençlik safhalarında bulunduğundan anakayanın kimyasal ve fiziksel özellikleri toprak üzerinde etkilidir. Örneğin, anakaya kumlu ise topraklar da kumlu, anakaya tuzlu ise topraklar da tuzludur. 1. Kumlu topraklar: Volkanik tüf, kum gibi depoların çözülmesi ile oluşmuştur. Doğu Anadolu da Sarıkamış dolaylarında, İç Anadolu da Karapınar, Erciyes, Karadağ, Karacadağ, Ürgüp-Nevşehir dolaylarında, Afyon çevresinde, Isparta Gölcük, İzmir Foça civarında ve Kızılcahamam dolaylarında görülür. Çakıllı malzemenin fazla olduğu bu toprakların tarımsal değeri azdır. 2. Vertisoller: Killi kireçli depoların yaygın olduğu Harran Ovası, Muş Ovası, Ergene havzası, Van Gölü nün kuzeydoğusu, Bursa - Karacabey arası, Menemen ve Bornova Ovası ile Konya Havzası nın muhtelif yerlerinde ve Bafra Ovası nın güneyinde görülür. Bu topraklarda anakaya killi olduğu için yazın kuruduklarında 3-5 cm genişliğinde, bir metre kadar derinliğinde çatlaklar oluşmaktadır. Bu çatlaklara rüzgârların taşıdığı yüzey materyali dolar. Yağışlı mevsimde ise su ile doyan killi toprak şişer. Şişme sonucu çatlaklardaki toprak yukarıya doğru itilir. Böylece toprak bulunduğu yerde âdeta dikey yönde döner. Bundan dolayı bu topraklara dönen toprak anlamına gelen vertisol adı verilmiştir. Dönen topraklar Güney Marmara da kepir, Orta Anadolu da ise taş doğuran toprak olarak adlandırılır. 3. Rendzinalar: Ülkemizde killi-kireçli göl depolarının veya yumuşak kireçtaşlarının yaygın olduğu İç Anadolu da, Ege ve Doğu Anadolu nun çöküntü sahalarında yaygındır. Bu topraklarda tahıl tarımı yapılmaktadır ve besim maddeleri yönünden zengindir. 4. Çorak (tuzlu-alkali) topraklar: Bu toprakların bünyelerinde bol miktarda tuz bulunduğu için tuzlu topraklar olarak da adlandırılırlar. Taban suyunun yüzeye çok yakın ve yüzeyde olduğu yerlerde oluşurlar. Buna bağlı olarak da dışa akışı olmayan çukurlukların orta kesiminde ve deltalarda oluşur. Yayılış alanları, Tuz Gölü, Burdur Gölü ve Acıgöl başta olmak üzere diğer tuzlu göllerin çevresindeki arazi- DOSYA: TOPRAK 17

lerdir. Bu topraklar üzerinde bitki örtüsü çok cılızdır. Sadece tuzcul bitkilerin yetiştiği bu topraklar tarıma uygun değildir. C. Taşınmış (Azonal) Topraklar Devamlı olarak taşkına uğrayan alanlarda, ana materyalin taşınması nedeniyle ayrışma ve toprak horizonları meydana gelememektedir. Bu nedenle bu tür topraklara azonal, yani horizonlaşma göstermeyen topraklar denilir. Taşkın ve aşınma olayının durduğu veya azaldığı yerlerde sığ da olsa A horizonu oluşur. 1. Alüvyal topraklar: Delta ve taşkına uğrayan ovalarda, Çukurova, Asi, Göksu, Köyceğiz, Büyük ve Küçük Menderes, Gediz, Bakırçay, Sakarya, Bafra, Çarşamba delta ovaları ile Konya Ovası nın kenarları, Muş ve Erzurum, Erbaa-Niksar ovalarının orta kesimleri vb. yerlerde görülür. Fiziksel ve kimyasal özelliklerini büyük ölçüde akarsuyun malzeme getirdiği sahadaki ana materyal belirler. Genel olarak işlenmeye elverişli, verimli, dolayısıyla da tarıma elverişli topraklardır. 2. Kolüvyal topraklar: Dağların yamaçlarından taşınan toprak, taş ve çakıl gibi malzemelerin eteklerde birikmesiyle oluşur. Alüvyal topraklarda olduğu gibi kolüvyal toprakların da fiziksel ve kimyasal özelliklerini yamaçtan gelen malzemenin fiziksel ve kimyasal özellikleri belirler. Kolüvyal topraklar dikey yönde önemli değişiklik gösterir. Aşınmanın az olduğu yamaçların eteklerinde ince malzeme birikir. Aşınmanın devam ettiği yamaç eteklerinde ise kaba malzemeler yer alır. Derinliği fazla olan bu topraklar orman, bağ ve bahçeler için uygundur. 3. Regosoller: Kumlu depolar üzerinde bulunan topraklardır. Derinliği fazla olan ve besin maddeleri açısından fakir olan bu topraklar uygun iklim şartları altında üzüm bağı, İç Anadolu da olduğu gibi patates, Isparta da olduğu gibi gül bahçeleri için elverişlidir. 4. Litosoller (Taşlı topraklar): Dağlık alanların eğimli yamaçlarında aşınmanın sürekli olması nedeniyle anakayanın ayrışmasından oluşmuş taşlı topraklardır. Eğimli ve gözenekli sahalarda su tutulamamakta ve bundan dolayı toprakta kuraklık artmaktadır. Yağmur damlası erozyonu ve yüzeysel akışa geçen sularla ince malzemelerin taşınmasına ve çakıl miktarının artmasına neden olmaktadır. Bu yüzden çakıllı alanlar bitki örtüsü yönünden zayıftır. Taşlı topraklar özellikle Taşeli Platosu, Bozdağ, Aydın ve Bitlis Dağları, Kaçkar Dağları yamaçları, İç ve Doğu Anadolu daki volkan konilerinin yamaçları ile Bolu ve Aladağların güneye bakan yamaçlarında görülür. SONUÇ Türkiye çok değişken iklim ve topoğrafik yapısıyla birlikte farklı anakayaların etkisi sonucunda çok değişik tipte topraklara sahiptir. Yukarıda anılan toprak gruplarıyla birlikte Türkiye de Nitisol, Phaeozem, Planosol, Ferralsol, Durisol, Albeluvisol, Crysol topraklarının varlığıyla ilgili yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Buna karşın Türkiye de bu toprakların oluşumu için uygun iklim ve topoğrafik koşullar bulunduğu bilinmektedir. Bu bağlamda ayrıntılı ülke toprak etüt haritalama çalışmasına gereksinim olduğu açık bir gerçektir. Dünyadaki hızlı nüfus artışı doğal kaynakların, özellikle toprak ve suyun dünyadaki stratejik önemini arttırmaktadır. Dolayısıyla yenilenemeyen bu kaynaklar Türkiye de sürdürülebilir biçimde kullanılmamaktadır. Bu nedenle toprak ve su kaynaklarının özellikleri, disiplinler arası çalışmalarla çok iyi tanımlanmalı ve farklı kullanım amaçlarına uygun veriler üretilmelidir. Bu bağlamda çok amaçlı veri tabanlarının oluşturulması önem arzetmektedir. Türkiye Toprak Haritasının arazi çalışmaları ve seçilmiş toprak örneklerinin laboratuvar analizleriyle büyük ölçekli ayrıntılı çalışmalarla tamamlanması gerekmektedir. KAYNAKÇA Atalay, İbrahim, (2000). Türkiye Coğrafyası ve Jeopolitiği, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir. Atalay, İbrahim, (2001). Genel Fizikî Coğrafya, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir. Çepel, Necmettin vd., (2006). Erozyon, Doğa ve Çevre, TEMA Yayınları, İstanbul. Sanır, Ferruh, (2000). Coğrafya Terimleri Sözlüğü, Gazi Kitabevi, Ankara. www.topraksuenerji.org 18