TÜRK ŞİRKETLERİNİN KATMA DEĞER ÜRETME REHBERİ ŞUBAT 2014 İSTANBUL TÜRKİYE



Benzer belgeler
Patentli Ürün Geliştirme

Merhaba dediğini görün. Şimdi Cisco TelePresence ile gelecek yanınızda.

Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü

«Küresel Pazarlarda Başarılı Olmanın Yolları» PROF. DR. SERDAR PİRTİNİ. 10 Eylül 2015 TIM -Dış Ticaret Kompleksi / Yenibosna

ANALİZ TÜRKIYE DE ILERI TEKNOLOJIYI KIMLER GELIŞTIRIYOR?

Stratejik Pazarlama Planlaması. Tolga DURSUN

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N POLİTİKANOTU

AR-GE VE İNOVASYONDA KOBİLERİN KATMA DEĞER ENDEKSİ

Sınai Mülkiyet Hakları, Önemi,

YAZILIM PATENTLERİ, YAYIN HAKLARI, VE ÖZGÜR YAZILIM. Dr. Onur Tolga Şehitoğlu, ODTÜ Bilgisayar Müh.

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Sanayi İhtisas Komisyonu Çalışmaları Merinos AKKM

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Arçelik A.Ş. Patent Stratejileri

HAKKIMIZDA. Sizin Hayalleriniz. Bizim İşimiz. Neden Bizi Tercih Etmelisiniz? İşimizde Uzmanız. Kalite Politikamız. Yenilikçi ve Üretkeniz

Fikri Haklar Yönetimi

Kuruluş Amacı. 2 TEYDEB - Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı

Üniversite ile Sanayi Arasındaki Köprüler: Teknoloji Transfer Arayüzleri. Mahmut Kiper TTGV, Başuzman

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Tarımda inovasyon küresel ölçekte stratejik değer kazandı

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

Master Tanıtım Sunumu

Mucit: Mehmet ARIKAN. Patent Başvuru No: TR Buluş Başlığı: Otomatik Çivili Oto Lastiği

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ


Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

1960 lardan : İlk Türk yapımı otomobil; Anadol

Teknoloji Geliştirmede ve Eğitimde Üniversite Sanayi İşbirliği

Yazılım Ekonomisi ve Özgür Yazılım. Bora Güngören 26 Ağustos 2006

SEO ve Sosyal Medya Tanıtım Semineri SEMİNER SÜRESİ 2 SAAT BİLGİYAZAN YAZILIM EĞİTİM VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

Bursa Yenileşim Ödülü Başvuru Raporu

KIYASLAMA (Benchmarking)

6. Aile İşletmeleri Kongresi 10 Nisan Mustafa MENTE Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreter

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

herkesin bir reklamı olmalı

Üniversite - Sanayi İşbirliği Destek

TURKCELL TEKNOLOJİ FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ

Tahir BÜYÜKHELVACIGİL Yönetim Kurulu Başkanı

Uluslararası Rekabette Fikri Mülkiyetin Önemi: Türkiye'de yaşanan gelişmeler. Prof. Dr. Habip ASAN, TPE Başkanı

BRIC ÜLKELERİ VE TÜRKİYE FEYZULLAH ALTAY

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Eskişehir Sanayi Geliştirme Merkezi SANGEM 19 Ağustos 2009

Örgütsel Yenilik Süreci

Misyonumuz. Vizyonumuz Çalışan. 45 Ülke İş Ortağı Kişilik Ekosistem. 85,000 Aktif Müşteri

FİKRİ HAKLAR ESD PATENT GENEL KAVRAMLAR. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Arçelik A.Ş. Patent Stratejileri

FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HAKLARI UYGULAMALARI İLE ENTEGRE EDİLMİŞ PROJE YÖNETİMİ YAKLAŞIMI

ENERJİ KALİTESİ İÇİN DOĞRU ADRES.

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

Entelektüel Varlık Yönetimi

Çin in Avrupa da Pazar Kaybı Devam Ediyor Yazar: Mithat Aracı/Da Kong

TÜRKİYE VE ESKİŞEHİR SANAYİNİN 2023 STRATEJİSİ

İş Dünyasında Kârlılık Problemleri. S. Şahin Tulga Danışman Üye

Aynur Bektaş Hey Tekstil CEO. 2 Haziran 2010 Denizli

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

SON NOKTA. Prof. Dr. Necmi GÜRSAKAL

PATENTTE ÇİN SENDROMU!

Dijital pazarlama bir satış yöntemi değil; ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim sürecidir.

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

Misyonumuz. Vizyonumuz Çalışan. 45 Ülke İş Ortağı Kişilik Ekosistem Aktif Müşteri

Teknoloji Transferinde Sınai Mülkiyet Haklarının Rolü - Türkiye Örneği

Ancak işletmelerin ürün inovasyonu yapmak için illa ki yeni bir ürün üretmeleri gerekmez. Zaten var olan ürünlerini daha iyi, daha kaliteli, daha

2017 ÖĞRENCİ TASARIM YARIŞMASI

ŞİRKETLER İÇİN MÜŞTERİ İHTİYAÇLARINI ANLAMANIN ÖNEMİ

SetcomBt Bina Otomasyonları MÜHENDİSLİK, ÜRETİM VE ARGE HİZMETLERİ

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları

GİRİŞİMCİLİK POTANSİYELİNİN HAREKETE GEÇİRİLMESİNDE, İŞ GELİŞTİRME MERKEZLERİ NİN ROLÜ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

3. Hafta Ar-Ge Yönetimi Yeni Ürün İnnovasyon

VESTEL ŞİRKETLER GRUBU

İşimizi aşımızı müşterimizi Sosyal Medyayla BÜYÜTÜYORUZ.

İlaç Temel Araştırma Merkezi (İTAM) Projesi Toplantısı Türkiye nin İlaç Ar-Ge sinde İlerlemesi için Somut Hedefler "

Piyasalardaki Dalgalanma Otomotiv Sektörüne Nasıl Yansıyor?

VE GAYRİMENKUL DANIŞMANINIZ

ENDÜSTRİYEL REKLAMCILIK VE BASKI SEKTÖRÜ ÖLÇÜMLEME ÇALIŞMASI SORU FORMU

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları. Işık Aşar 21 Şubat 2017 TURKTOB, Ankara

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

İstanbul Havacılık Sektörü Yenilikçi İşbirliği Platformu

TÜSİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE CANSEN BAŞARAN- SYMES IN

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

ANADOLU NUN İKİNCİ 500 DE YILDIZI PARLADI ARAŞTIRMA

TEYDEB. Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

Sürdürülebilir Enerji Teknolojileri Girişim Sermayesi Fonu (SETF)

2000 li yıllardan itibaren teknolojinin hızlı gelişiminden belki de en büyük payı alan akıllı telefon ve tabletler gibi kablosuz iletişim olanağı

ALMANYA KUZEY REN VESTFALYA BÖLGE RAPORU

Ar-Ge Merkezi Performans Göstergeleri

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Sanayi İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Salonu

SAP OEM PROGRAM ORTAKLIĞI REHBERİ. Türkiye nin ilk SAP OCP İş Ortağı MDS ap den OEM Programı Hakkında Bilmek İstedikleriniz...

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

TÜRKİYE'NİN İLK 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU 2012

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Nisan2018 N201815

LİDER DEĞİŞİRKEN. Prof. Dr. Necmi Gürsakal ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. ÖĞRETİM ÜYESİ

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Ar-Ge Destekleri. Bilgi Dokümanı SAN-TEZ PROGRAMI TÜBİTAK TEYDEB DESTEK PROGRAMLARI. Huriser BALCI Ar-Ge Koordinatörü

ŞİRKET TANITIM DOSYASI

Transkript:

TÜRK ŞİRKETLERİNİN KATMA DEĞER ÜRETME REHBERİ ŞUBAT 2014 İSTANBUL TÜRKİYE Tu rk Şirketleri Neden Patent U retemiyor! Üretirse Ne Olur? Üretmezse Ne Olur? Bu rapor Kordinat Inovasyon ve Fikrî Mülkiyet Yönetimi tarafından Türkiye deki özellikle büyük şirketlerin patent performanslarını incelemek, bu konudaki eksiklikler hakkında yorum yapıp, sanayinin katma değerli üretim yapmasına yardımcı olmak amacıyla düzenlenmiştir.

BU ÇALIŞMANIN AMACI NEDİR? Türkiye nin son on yılının performansına bakınca gerek devlet tarafından, gerekse özel sektör tarafından başarılı işlerin sayısı, başarısız işlerden oldukça fazla. Bunlardan bir kaçı; Devlet kurumlarının özel sektörü eskiye göre daha dikkate alır bir şekilde çalışması, İhracaattaki artış, Ar-Ge teşviklerinin artması, Patent sayılarının artması, Uluslararası sermaye yatırımlarının artması, Milli gelirdeki artış, 2013 yılı için dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefi sayılabilir. Sayılan bu birkaç maddede Türkiye gerçekten iyi denebilir. Ama çok daha iyi olamadığımız, hatta kötü olduğumuz alanlar da var. Bunlar gerek devlet, gerekse özel sektör olsun Türk insanının hızını kesiyor. Örneğin eğitimdeki başarısızlıklarımız, bazı devlet kurumlarındaki hantallığımız, özel sektörün kârsızlık içinde olması, arzu edilen büyüme hızının yakalanamaması vb. Bu çalışmada bunların tümü incelenmeyecek! Bizler, Türk sanayisinin arzu edilen kâr oranlarını yakalayamamasını ve dolayısı ile yüksek büyüme hızlarına ulaşamamasını temelde katma değer üretememesine bağlıyoruz. Katma değer üretememe hastalığının en belirgin özelliği ise patent üretememektir. Patent yapılan yeniliklerin (inovasyonun), özellikle Ar-Ge çalışmalarının bir sonucudur. Eğer Ar-Ge yapıyorsanız, ama sonucunda patent almıyorsanız gerçekten boşa küre çekiyorsunuz demektir. Eğer Ar-Ge yapmıyorsanız o zaman elinizce çekecek bir küreğiniz yok demektir. Bu ise önce kârsızlık, sonra yok olma tehlikesini getirir. Bu çalışma ile Türk şirketlerinin katma değer üretememelerinin patent üretememekten kaynaklandığını ispatlamaya çalışıyor ve çözüm önerileri sunuyoruz. 1

KATMA DEĞER ÜRETMEK NE DEMEKTİR? Katma değer; Belirli bir üretim sürecinde belli bir mal için üretim faktörlerine yapılan ödemelerin toplamı, diğer bir deyişle firmanın çıktısının değeri ile diğer firmalardan satın aldığı ara mallarının değeri arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Ama katma değeri en iyi anlatacak şey yüksek kâr elde etmektir. Yani, katma değer için önce kârlı satış yapmak, sonra da yüksek kârlı satış yapmak önemlidir. Buna en iyi örnek akıllı cep telefonlarında verilebilir. Katma değer üretmeye dönük en iyi örnek I-phone verilebilir. Apple nin cep akıllı cep telefon markası olan I-phone dünyada ortalama 635$ a satılmaktadır. Oysa diğer akıllı cep telefonlarının dünyadaki ortalama satış değeri 315$ dır. Bu şu anlama gelmektedir. I-phone ortalama bir akıllı telefondan %100 daha pahallıdır. Veya I-phone satışlarından yüksek kârlar elde etmektedir. TÜRKİYE DE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM YAPILIYOR MU? Katma değerli üretim için genel bir değerlendirme ile I-phone örneği her sektör için verilebilir. Türkiye de makine üretiliyor. Ama makinede Almanlar lider durumda. Her konuda firmalarımız özellikle yurt içi piyasasında ucuz Çin mallarının fiyat rekabetinden şikayet etmesine karşın Alman makineleri daha pahallı olmasına karşın onlarla rekabet edilemiyor. Türkiye de denim üretimi dünyada ön sıralara geçecek seviyeye ulaşmasına karşın asıl paranın kazanıldığı markalı denim konfeksiyonunda asıl parayı İtalyanlar ve Amerikalılar kazanıyor. Hatta denim üretiminde bizler makineleri İtalyanlardan, İsviçrelilerden ve Japonlardan alıyoruz. Denimi kendimiz üretiyoruz ve büyük konfeksiyon markaların 6-7 $ a satıyoruz. Ama bu büyük konfeksiyon markaları bu denim kumaşını alıp bize 100$ a satıyor. Hakeza otomobilde, elektronikte, kimyada, mobilyada ve akla gelebilecek hemen hemen tüm sektörlerde durum pek farklı değil. Elbette ki Türkiye de bu istisnayı bozan şirketler var. Ama, her sanayici kendi üretimine baktığında görecektir ki Türkler artık bir çok şeyi üretilebiliyorken bunları satarken arzu ettiği kâr oranları ile satamıyor. Bunun en büyük sebebi ise katma değerli üretim yapamamaktır. Türk sanayisi genel olarak bir çok sektörde bir çok üretim yapabiliyor. Teknolojik olmayan normal bir üründe rekabet edebildiği alanlar fiyat, üretim hızı ve lojistik oluyor. Ancak iş teknolojik ürünlere gelince burada rekabet o teknolojik ürünü üretebilmekte toplanıyor. Örneğin inşaat için önemli bir malzeme olan strafor denilen duvar yalıtım malzemesini dünyada birkaç firma üretiyor. Bu hammadde Türkiye ye getiriliyor ve işlenerek yalıtım plakasına çevrilirken 20-30 firma işin içine giriyor. Hepsi de genel olarak aynı işi yapıyor. Hammaddeyi al, fırınlarda bir kalıp ile şişir ve sat. Elbette ki üretim bu kadar basit değil. Ama burada belirtmek istediğimiz şey hammaddede veya hammaddenin işlenip son ürün haline gelmesinde bir katma değer katılmıyor. Kim maliyetlerini düşük tutarsa o daha uygun fiyata satıyor. Firma ciro yapıyor. Ama kârlı satışlar yapamıyor. Çünkü katma değerli üretim yapmıyor. Emtia denilen, temel ürünlere denk bir üretim yapıyor ve işçilikten, malzemeden, taşımadan, hatta vergiden vb kısarak para kazanmaya çalışıyor. Bu örnekleme makine, mobilya, tekstil ve kimya sektörleri içinde benzerlik göstermektedir. Bilgisayar, medikal malzeme, ilaç vb alanlarda ise bu durum daha kötüdür. Sonuçta, bir genelleme yapacak olursak, Türk firmaları üretimden ve ticaretten para kazanıyor. Ama katma değerli mal ve hizmet üretemediğinden kârlı 2

kazançlar elde edemiyor. Bu durum tüm ülkeye yansıyınca arzu edilen yüksek büyüme ve ihracaat artışları gerçekleşmiyor. DÜNYA MARKALARI BUNU NASIL YAPIYOR? En son söyleyeceğimizi şeyi başta söyleyelim. Bu sorunun cevabı patentte saklı. Sony bir dünya markasıdır. Ama Walkman ve playstation denilen oyuncağı o icat etti. Xerox bir dünya markasıdır. Ama fotokopi makinesini o icat etti. Apple bir dünya markasıdır, bilgisayarlardaki grafik yazılımları ve mouse denilen şeyi o icat etti. Ve sayamadığımız bir marka ve ürün aynı hikayeye dayanıyor. Ya bir teknolojiyi, ya bir ürünü, ya bir üretimi icat ediyor veya geliştiriyorlar. Sonra o konuda dünyada lider oluyorlar. Aşağıda Amerikan Patent Sahipleri birliğinin (www.ipo.org) 2012 yılında yayınlamış olduğu bir istatistik var (bu istatistik rapor ekinde verilmiştir). bu istatistikte Amerika da 2012 yılında en çok patent başvuruları yapan firmalar bulunuyor. Biz burada sadece ilk 30 unu alıyoruz. Tablo-1 Amerika da 2012 yılında en çok patent başvurusu yapan ilk 30 firma. 3

İşte mesele çözülmeye başlandı. Dünya markalarının bir çoğu aynı zamanda patent zengini. Evet bu listede The Coca Cola Company şirketi yok. ama Bu şirket genel anlamda bir içecek şirketi ve teknoloji odaklı değil, pazarlama odaklı çalışan bir firma. Ama buna karşın The Coca Cola Company şirketinin Amerika da 1000 den fazla patent başvurusu bulunuyor. Yani katma değer üretenler ya bir şeyi icat ediyor, veya geliştiriyor. Sonunda hak ettiği kârlı satışları en akılcı pazarlama yöntemleri ile yapıyor. PATENT İLE KATMA DEĞER ÜRETMEK VE REKABET İLİŞKİSİ Patent, temelde devletin, yenilikçi insanlara, yaptıkları yenilikleri açıklamaları karşılığında, hem taklitlerden engellemek için, hem yenilikçileri ödüllendirmek için, hem de bilgiyi yayınlaştırmak için verdiği hukuki bir tekel hakkıdır. 20. Yüzyıl başlarında bir Amerikan Patent Ofisi başkanının Artık icat edilecek her şey icat edildi, dolayısı ile patent ofisine gerek kalmadı! demesine karşın son 20 yıldır patent başvurularında büyük bir artış var. Dünyada ortalama yılda 1.500.000 adet patent başvurusu yapılıyor ve bu sayı her yıl daha da artıyor. Patent başvuruları artık sadece buluşçuları desteklemek için değil, firmaların yaptığı inovasyon yatırımlarını korumak ve rakipleri engellemek için yapılıyor. Firmalar, gittikçe bilgi ekonomisi içine dahil oldukça patent ve diğer fikrî mülkiyet hakları artık daha da önemli. İkinci dünya savaşından sonra üretim ekonomisi bir rekabet avantajı idi. Yani bir şeyi üretebilen daha rekabetçi idi ve daha çok kazanıyordu. 80 li yıllarda bu kural kalite sistemlerinin gelişmesi ile değişti. Artık bir şeyi üretmek yeterli değildi. Bir şeyi kaliteli üretmek gerekli idi. 90 lı yıllarda tam zamanında üretim, 6sigma gibi rekabet araçları sisteme dahil oldu. 2000 li yıllarda ise inovasyon artık kendini daha da öne çıkarttı. Elbette ki üretim mükemmeliyeti, kalite sistemleri, 6 sigma vb gibi araçlar halen önemlidir. Ancak inovasyon artık temel bir farklılaşma ve rekabet aracı oldu. İnovasyonun bir çıktısı olan başta patentler olmak üzere fikrî mülkiyet ise artık olmazsa olmaz bir rekabet aracı. Bunun en meşhur örneğini Apple ile Samsung firmaları arasında yaşanan patent davasında görülüyor. Aralık 2013 tarih bilgileri ile Apple, Samsung firmasına içinde bir patent ve 3 tasarım koruması içeren bir dava açtı ve Amerikan mahkemesi Samsung u 1 milyar $ tazminata mahküm etti (Aralık 2013 itibarıyla dava temyize gidecektir). Şaka değil 1 milyar $ Türkiye deki bir çok büyük ölçekli firmanın cirosundan çok daha yüksek bir değer. Gerçi bu davada Samsung firması da Apple firmasına kendi patentleri ile ilgili dava açmıştır. Burada Samsung veya başka bir firmanın taklitçi! olduğu gibi bir fikir öne sürülmemektedir. Apple da, Samsung da yenilikçi firmalardır. Bazen ürün veya teknolojilerinde benzerlik olabilir ve bir birlerine dava açabilirler. Her iki firma da çok iyi patent stratejileri uygulayan firmalardır. Asıl demek istediğimiz şey katma değer üretmek ve bu katma değeri patent ile paraya dönüştürmektir. Katma değer üretmek için temel şart patent değil, yenilikçi olmaktır. Ancak yenilikçilik faaliyetleri sonunda elde edilen değerleri paraya dönüştürmek için patent şarttır. Bunu bir çok firmanın başarı hikayesinde görebiliriz. Çok ünlü olduklarından Amerikan, Japon ve Alman firmaları aşağıda örnek olarak verilecektir. 90 lı yıllarda Amazon ilk kez internetten kitap satışına başladı. Bu yenilikçi yöntemi patentledi. Amazon dan sonra Amerika nın en büyük kitapçısı olan Barnes &Noble bu patent yüzünden 4

4-5 yıl internetten kitap satışı işine giremedi. Tüm bu yıllarda Amazon hızla paraları topladı. Çünkü devlet ona yaptığı yenilik için ödül olarak bir tekel hakkı olan patent vermişti. Blackberry firması akıllı telefonlar yaygınlaşmadan önce özellikle iş hayatı için elzem olan e- mail gönderip alma ile ilgili sahip olduğu patent sayesinde en az 3-4 yıl pazarın lideri oldu. Playstation sahip olduğu patent sayesinde pazarda uzun yıllar tekeldi. Son yıllarda X-box ve Wii farklı teknolojiler geliştirerek ancak rakip olabildiler. Hızlı fotoğraf çekimi konusunda dijital fotoğraf makineleri çıkmadan önce dünyada tekel olan Polaroid uzun yıllar bunun ekmeğini yedi. 1985 te Kodak bu sistemi yapmaya kalkınca Polarodi ona dava açtı ve kazandı. Toyota otomobil fabrikalarının kurucusu Sakichi Toyoda ilk olarak tekstil makineleri yapıyordu. Bu tekstil makinelerinin patentlerini bir İngiliz şirketine sattı ve elde ettiği gelirle Toyota firmasını kurdu. Bu sayılanlar belki de en meşhurları. Dünya da patente dayalı binlerce başarı hikayesi vardır. Ama burada üzerinde durmak istediğimiz temel nokta katma değer üretmek, bu katma değeri patentle paraya çevirmektir. TÜRK SANAYİSİ NE DURUMDA Türk sanayisinin son 30 yıldır önemli gelişmeler gösterdiğini, ancak artık katma değer üretmenin şart olduğunu artık herkes kabul ediyor. Türkiye 20-30 yıl önce üretim bakımından ucuz bir ülke idi. Bu nedenle 90 lı yıllar tekstilciler için altın yıllardı. Bir çok sektör için 2005 tarihine kadar ekonomik krizler olsa da altın yıllardı. 2001 yılında Çin in Dünya Ticaret Örgütüne girmesi ve 2005 yılında kotaların kalkması ile Türkiye den daha ucuz üretim yapan Çin, Hindistan, Pakistan, Vietnam vb gibi ülkeler girdi. Buna ilave olarak Türkiye de Avrupa Birliği uygulamaları, yine dünya ticaret örgütü yaptırımları olan çevre standartları, CE belgeleri, İş güvenliği vb maliyetler ve zenginleşme gibi nedenlerden dolayı Türkiye artık ucuz ülke olmaktan çıktı. Ve herkesin kabul ettiği, ama orta gelir tuzağı vb gibi sebeplerle mazeret üretildiği katma değer üretme zorunluluğu ortaya çıkıyor. Türkiye de bu gün sanayi ve hizmet sektörünün en büyük sorunu bizce katma değer üretememektir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz ve bir çok uluslararası firmanın katma değer üretimine patent sayıları ile ispatlamaya çalıştığımız durumu Türkiye için bir göz atalım. Türk Patent Enstitüsünün her yıl Türkiye de patent başvuru yapan firmaların ilk 100 veya ilk 300 gibi liste yayınlamalarını isterdik. Ancak böyle bir veriye ulaşılamadı. Sadece ocak 2014 tarihinde ilan ettiği en çok başvuru yapan 30 firma listesi aşağıda görülmektedir. 5

Tablo-2 Türkiye de 2013 yılında en çok başvuru yapan 30 firma listesi Öncelikle bu listedeki her firmayı ayrı ayrı tebrik etmek gerekiyor. Amerika daki başvurulara (Tablo-1) bakınca sayılar çok çok az. Ancak Türkiye şartlarında bu sayılar çok çok büyük bir başarıdır. Abartısız büyük bir başarıdır. Neden? Detayları aşağıda incelenecek olmasına rağmen diyebiliriz ki Türkler bu işe uzak. Türkler misafirperver, gözü tok ve savaşçı bir millet, ama buluşçu bir millet değil. Bundan dolayı Türk şirketlerinin yaptığı bu patentlerin büyük bir başarı olarak kaydedilmelidir. Türk şirketlerinin katma değer üretmesine gelince bu apayrı bir konudur. Ancak şu kadar söylenebilir ki katma değer üretmek ve bunu patentle yüksek kârlara dönüştürmek ayrı ve özel bir uzmanlık gerektirir. Buna rağmen söylenebilir ki Türkiye de çok patent başvurusu yapan şirketler, Türkiye deki rakiplerine göre katma değerli üretim yapıyor. Herkes kabul etmelidir ki Arçelik eğer patentli üretim yapmasaydı şu anda ortalıkta göremezdik. Türkiye deki diğer firmaların durumu nasıl? Bununla ilgili elimizde maalesef bir veri yok. Ancak İstanbul Sanayi Odasının (www.iso.org.tr) her yıl düzenlemiş olduğu en çok ciro yapan en büyük 500 Türk firması ve en büyük ikinci 500 Türk firması diye listeler var. Bu listelerde firmaların ciroları var ve 6

karşılaştırma olarak önceki yıllarla karşılaştırılıyor. Bunlarla ilgili ne kadar katma değer üretiyor, veya ne kadar patentleri var gibi bir veri yok. Bizler de Türk Patent Enstitüsünün resmi web sitesinden (www.tpe.gov.tr) yayınlanmış olan patentlerin araştırmasını yaptık ve ekte verilen devlerin patent gücü listesini oluşturduk. Bu listede İstanbul Sanayi Odasının en son 2013 yılında çıkartmış olduğu 2012 yılı en büyük şirketler den ilk 100 adedinin patent sayılarına bakıldı. Bu listelerdeki her firma adına teker teker o güne kadar yayınlanmış olan patent ve faydalı modellere bakıldı ve ekte tamamı (100 adedi) aşağıda ilk 30 adedi görülmektedir. Tablo-3 Türkiye nin En Büyük Şirketlerinin (ISO2012 listesine göre) Yayınlanmış Patent Sayıları İşte mesele buradadır. Türkiye nin en büyükleri büyük oranda cirolar yapıyor. Hem halka, hem devlete, hem de kendi paydaşlarına büyük yararlar sağlıyorlar. Ama istisnalar hariç bir çoğu katma 7

değerli üretim yapmadığından (patent üretme açısından) hak ettikleri ciro ve kârların çok altındalar. Dünya şirketleri ile karşılaştırıldığında ciroları maalesef çok az. Türkiye nin en büyük 100 şirketinin yayınlanmış patent başvuruları incelendiğinde neler söylenebilir? Öncelikle hepsi yüksek cirolar yapıyor ve Türkiye ye önemli yararlar sağlıyorlar. Bunu kabul etmek ve tebrik etmek gerekir. Ancak üretilen ciroları sadece Türkiye deki bir şirket olarak değil, Türkiye nin dünyaya dönük yüzü, ihracaat yapan, yurt dışında da adından söz ettiren, marka gücü yüksek, yeni ürün veya teknoloji üreten, çok daha büyük cirolara sahip global şirketler gözü ile bakmamız gerekiyor. Bu nedenle aşağıda verilen yorumlar eleştirel bir gözle, uluslararası firmalar ile özellikle patentli ürün açısından karşılaştırılarak yapılmaktadır. TÜRKİYE NİN DEVLERİ NEDEN PATENT FAKİRİ! Patent sayıları yüksek olan var, ancak bu firmalar son 10-15 yılda oluşturdukları patentler var. Bundan dolayı kısa zamanda aldıkları yol bakımından başarılı gözükebilir. Arçelik, Ford Türkiye, Oyak Türkiye, Vestel ve BSH gibi yüksek patent sayılarına haiz firmaları tebrik etmek gerekir. Bu firmalar bir sebepten dolayı geleceği tahmin etmişler ve katma değerli üretim yapmaya yönlenmişlerdir. Bir kısım firma devlete ait firmalar. Bunlar işini yapar, ciro oluşur gözüyle bakılabilir. Bu firmaların yöneticilerine katma değerli üretim yapmaya iten bir sebep yoktur. EÜAS Elektrik Üretim A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri vb gibi firmaları buna dahil edebiliriz. Bir kısım firmalar sahip oldukları büyüklükten dolayı neredeyse tekel konumundadır. Bu firmaları katma değerli üretim yapmak için itici bir güçleri yoktur. Genel anlamda Türkiye pazarına yerleşmişlerdir ve müşterileri bir sebepten dolayı vardır. Bunlar Tüpraş, Ereğli Demir Çelik, İçdaş gibi firmalardır. Bu firmalar üretim yaparlar ve satarlar. Genel anlamda dünyanın öbür ucuna satmak gibi bir itici güç yoktur veya zordur. Bir kısım uluslararası firmalar Türkiye de yüksek cirolar elde etmektedirler. Ancak Türkiye deki üretim yerleri ağırlıklı olarak montaj sanayine dayalıdır. Ar-Ge bölümleri yoktur. Olan varsa da buradan çıkan yenilikler Türkiye den değil yurt dışında patentlenmektedirler. Bu firmalar Mercedes, Unilever, Toyota, Coca cola gibi isimlerdir. Bu firmalar Türkiye de ağırlıklı olarak satış için konumlanmışlardır. Bir kısım firmalar Türkiye de erken yatırım yapmalarından (sektöre önceden girmelerinden), veya devletle ile olan ilişkilerinin güçlü olmasından, veya piyasaya bir şekilde yerleştiklerinden dolayı katma değerli ve patentli bir üretime gitmeye ihtiyaç duymamışlardır. Belki üretim kalitesi ve ürün kalitesi olarak iyi konumdadırlar ve rekabetlerini korumaktadırlar. Bu nedenle ürün veya hizmetlerinde yenilikçi olmak, katma değerli üretime yönelme gibi bir düşünce akıllarından geçmemektedirler. Rekabetçiliği başka alanlarda aramaktadırlar. 8

TÜRK ŞİRKETLERİNİN KATMA DEĞERLİ VE PATENTLİ ÜRETİME NEDEN GEÇMELERİ GEREKİR? Türkiye şirketlerinin, büyük olsun, büyük olsun, hepsinin katma değerli üretime geçmeleri gerekir. Çünkü? Artık şartlar değişmiştir. 90 lı yıllarda üretmek, 2000 li yıllarda kaliteli üretmek yeterli idi. Artık yeterli değil. Dünyanın herhangi bir yerinde bizden daha iyi bir ürün, daha kaliteli bir ürün, daha hızlı dağıtıma sahip bir ürün, daha ucuz bir ürün olabilir ve bu ürünü satan yan komşumuz olabilir. Buna ÇİN de dahildir. Unutulmamalıdır ki ÇİN de her tip ürün vardır. Ve ÇİN 2006 yılında inovasyona dayalı bir rekabet stratejisi açıklamıştır. ÇİN dünyada patent başvuru olarak 2. Konumdadır. Ve Çin teknoloji olarak ileridedir. Uzaya insan yollayan Amerika ve Rusya dan sonra 3. Ülkedir. Ne yaparsak yapalım zaten kaliteli üretmek zorundayız. Kalite temel şarttır. Ama artık bir rekabet avantajı değildir. Dolayısı ile ben kaliteli üretim yapıyorum demek kendimiz avutmaktır. Üretim ve hizmetimize katma değer sağlamak için yeni yollar bulmalıyız. Orta ve büyük ölçekli işletmeler bir şekilde büyümüş olabilirler. Binlerce çalışana, büyük cirolara ve geniş müşterilere sahip olabilirler. Bazılarının orta gelir tuzağı dediği bu halinden memnun olma durum kalıcı olmayabilir. Her an her şey değişebilir. Dolayısı ile o an kazandıklarını değil, Türkiye için neyi temsil ettiğini ve global rekabeti göz önüne almalıdırlar. Küçük ve orta boyutlu işletmeler kâr yapmıyorlarsa ve günü kurtarıyorlarsa katma değerli üretim ve patent stratejilerini uygulama zamanı gelmiş ve geçiyordur. Eğer bunu yapmazlarsa ya firmalarına yabancı bir ortak bulmak zorunda kalırlar, veya işlerini değiştirip X dünya markasının Türkiye temsilcisi olacaklardır. NASIL KATMA DEĞERLİ VE PATENTLİ ÜRETİM YAPILABİLİR? Katma değer üretmek ile ilgili internete girildiğinde binlerce makale ve rapor bulunabilir. Hepsinde doğruluk payı vardır. Ancak bizler uzun yıllardır Türkiye de patent ve inovasyon danışmanlığı yapan insanlar olarak eksikliğin pazarlama enstrümanları açısından katma değer üretmek olmadığını düşünüyoruz. Pazarlama kuşkusuz önemlidir ve iyi yapılmalıdır. Ama temel sorunun sonuçta patentli üretim yapacak şekilde katma değerli üretim yapamamak olduğunu düşünüyoruz. Bu savımızı yukarıda belirtilen veriler ve değerlendirmeler ışığında açıklamaya çalışmıştık. Türkiye iş ortamı, Türk şirketlerinin durumu ve başaranların bunu nasıl başardığını incelediğimizde çözümleri aşağıdaki şekilde görüyoruz; Bir firma nasıl olurda milyon dolar ciro kazanır, 15-20 yıllık tecrübesi vardır ve 20-30 ülkeye ihracaat yapar da bir kez patent almaya ihtiyaç duymaz! Bu söylediğimiz bir KOBİ içindir. Büyük ölçekli bir firma için söylenecek bir şey yoktur. Demek istediğimiz şey bir firma uzun yıllar üretim yapıyor, bundan da az çok para kazanıyorsa, en azından rakiplerine bakıp onlardan neyi daha üstün yapabilirim? deyip yeni ürün veya üretim yöntemi geliştirmelidir. Bunu yapmışsa işte buna patent alıp bunu rekabette kullanmalıdır. 9

Katma değerli üretim yapmanın şart olduğuna inanan karar vericilerin dünyayı yerinden oynatacak bir icat yapmalarına gerek yoktur. Yapmaları gereken iyi bildikleri işi rakiplere göre üstünlük sağlayacak şekilde geliştirmektir. Yaptıkları işi geliştirmek isteyenler ürünlerinden, üretim yöntemlerinden, dağıtımlarından veya hizmet şekillerinden başlayabilirler. Bunun için bütçeye yük getirecek 10 kişilik bir Ar-Ge ekibi kurmalarına gerek yoktur. Bu işe meraklı 1 kişiyi ayırmakla bu işe başlayabilirler. Eğer zaten bir Ar-Ge ekipleri varsa bu ekiplerinin katma değerli üretim ve patent elde edecek şekilde çalışmalarını sağlamalıdırlar. Patenti, rekabette etkili olacak şekilde kullanmak sadece bir benzeri olduğunda dava açmak değildir. Patent stratejileri bilgi ve deneyim isteyen özel bir konudur. Katma değerli üretim, veya patentli üretim için rakipleri ve benzer teknolojileri incelemek, firmanın rakiplere ve teknolojilere göre konumu belirlemek, buna göre bir Ar-Ge stratejisi üretmek, üretilen Ar-Ge stratejilerine göre proje geliştirmek, projeleri etkili ve verimli bir şekilde üretmek, projelerden patentli ürün ve üretim yöntemleri elde etmekle mümkündür. Patentli ürün ve üretim yöntemlerinin rakiplere karşı üstünlük sağlayacak şekilde pazarlanması, ve sonuçta arzu edilen yüksek kârlara ulaşmak yine etkili patent stratejileri ile mümkündür. Eğer büyük çabalar sarf ediliyor ve katma değerli bir ürün veya hizmet elde ediliyor, ancak sonuçta patent rekabette etkili kullanılamıyorsa yapılan bütün emekler boşa gidiyor demektir. Tüm düyada olduğu gibi Türkiye de de Ar-Ge çalışmalarına verilen teşvikler artmaktadır. Ancak bazı firmalar Ar-Ge yi sırf teşvik veriliyor diye yapmaktadır. Ar-Ge, bir çok firma için kaçınılmazdır. Ar-Ge ya rekabetçi olmak için yapılır, veya yapılmaz. Eğer Ar-Ge yi yapıyorsanız teşvik alabilmeniz mümkündür. Ama teşvik için Ar-Ge yapmamak gerekir. Bazı şirketler yenilikçidir. Fakat yoğun Ar-Ge yapmak istemeyebilir. Örneğin İnovasyon içine 5-10 personel ayırması gerekir. Ama yoğun Ar-Ge için bu oranı 30-40 a çıkarması gerekir. Yani Yenilik yapmak istiyor, ama kendi bünyesinde bu konuda yoğunlaşmak istemiyor. Bu durumda Üniversiteler veya Ar-Ge yapan kurumlardan teknoloji transfer yapabilir. Yani Ar-Ge yi yapmaz, ama o bilgiye ve patentlere sahip olabilir. Bu da bir stratejidir. Üstelik dünyada gittikçe gelişen bir stratejidir. SON SÖZ Bu çalışma Türkiye deki şirketlerin katma değerli ürün ve hizmetler üretmeleri için analiz ve yorumları içermektedir. Söz konusu çalışmada belirtilen firmalar sadece örnek olarak belirtilmiştir. Elde edilen veriler halka açık kaynaklardan araştırılarak incelenmiş ve harmanlanmıştır. Bu çalışma sonucunda ulaştığımız sonuç; Türk firmalarının son yıllarda önemli gelişmeler yaşadığını, ancak bunu uluslararası firmalar ile karşılaştırdığımızda yeterli olmadığını, bunun için firmaların katma değerli ürün üretmelerini, ürettikleri bu değerleri patent stratejileri ile yüksek kârlara çevirmeleri gerektiğidir. KORDINAT INOVASYON VE FİKRİ MÜLKİYET YÖNETİMİ ŞUBAT 2014 10