4. HAFTA ARAŞTIRMA PROBLEMİNİN TANIMLANMASI Ders notudur. www.eydport.sakarya.edu.tr
1. Araştırma probleminin tanımlanması Giriş bölümünde ifade edildiği gibi araştırma probleminin tanımlanması, gerekçeleri ile anlatılarak gerçekleştirilir. Problemin tanımlanması, araştırmanın yürütüldüğü üniversitelerin, enstitülerin, bilimsel dergilerin yayınladığı yazım kurallarına göre farklık göstermekle birlikte; genelde başlangıçta giriş veya problem durumu başlıkları altında genelden özele doğru giderek gerçekleştirilir. Şekil 2.1. Araştırma Probleminin tanımlanması Bütünleştirme (Problem alanının bütünü) Sınırlandırılmış problem Tanımlama Karasar (2004) bir araştırmada problemin, bütünleştirici, sınırlandırma ve tanımlama olmak üzere üç aşamalı bir yaklaşımla tanımlanabileceğini ifade etmektedir. Bütünleştirici aşamasında genel problem alanı, belli bir sistem bütünlüğü içinde ele alınarak, dilimlenir ve her biri genel çizgilerle ve birbirleriyle olan ilişkileri açısından kısaca tanıtılır. Sınırlandırma aşamasında, araştırılmak istenen problem dilimi bütün içindeki yerinden alınarak tanıtılır. Burada okuyucunun ilgisi, bütün içindeki bir bölüme yöneltilir. Başka bir ifade ile problem alanı sınırlandırılır. Tanımlama aşamasında ise sınırlandırılmış problemin ayrıntılı olarak açıklaması yapılır. Burada problem bölümünün özünü oluşturan, problemi etkilediği düşünülen önemli değişkenlerin tanımı yapılır ve aralarındaki olası ilişkiler belirtilir. 2.1.1. Problem cümlesi Araştırma konuları başlangıçta çok geniştir, o nedenle problem cümlesi ya da ifadesi haline getirilmelidir. Problem cümlesi problem konusunu sınırlandırır, araştırılacak duruma sokar. Açık, kısa ve öz bir problem cümlesi araştırmanın en önemli adımlarından biridir (Balcı, 2001) 2
Araştırmaların başlangıcında yapılan en büyük hatalardan birisi problemin çok genel olarak ifade edilmesidir. Yukarıda da ifade edildiği gibi çok geniş olan araştırma konularından, genelden özele doğru gidilerek tanımlanan problem için problem cümlesini oluşturma aşamasına geçilir. Araştırmanın problemi çok iyi ifade edilmelidir. Problem cümlesi konuya uygun ve açık olmalı, konuyu tam olarak belirtmeli ve konuyu sınırlayabilmeli ve soru cümlesi şeklinde yazılmalıdır. Problem cümlesi araştırma sürdüğü sürece değişikliğe uğrayabilir. Araştırma sürecinin neresinde olursa olsun, bir problem cümlesinin daha iyisi bulunduğunda, muhakkak en son ifade edilen problem cümlesi kullanılmalıdır. (Kaptan, 1995). Örneğin İlköğretim Okulu 6. 7. ve 8. sınıf öğrencilerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan Seviye Belirleme Sınavları nın eğitimde ortaya çıkardığı sorunlar nelerdir? sorusu bir problemi ifade etmektedir. Bu problem cümlesi seviye belirleme sınavlarının (ki bundan sonra SBS olarak ifade edilecektir) ortaya çıkardığı sorunların araştırılacağını çok iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. Daha önceleri sadece ilköğretim okulu sekizinci sınıf öğrencilerine uygulanan LGS (liselere Giriş Sınavı) adındaki sınavın yerine getirilen SBS 2008 yılından itibaren, 6. 7. ve 8. Sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Burada araştırmacı 6. ve 7. Sınıf öğrencilerinin de liseye giriş sınavına dâhil edilmesinin eğitimde ortaya çıkardığı sorunları araştıracağını ifade ederken, eğitim kelimesi ile de problemine bir sınırlama getirmektedir 2.1.1.1. Alt Problemler Bazı araştırmalar araştırma probleminin bütününü ifade etmek yerine cevap aradıkları noktaları sorular halinde sıralamayı tercih edebilirler. Bu araştırmacılar bir veya birden fazla problemi çözmeye yönelmiş de olabilirler. Ancak araştırmalarda genellikle bir ana konu ve bunlunla ilgili bir temel problemin olduğu görülmektedir. Araştırmaya konu olan bu temel problemin çözümlenmesi, çoğu kez ikinci derecedeki problemlerin çözümlenmesine dayanmaktadır. Bunlara yardımcı ya da alt problemler denir. Ana problem belirlenirken nasıl özen gösteriliyor ise alt problemin belirlenmesinde de aynı özen gösterilmelidir. Ana problemle ilgisi olmayan konuların alt problem olarak yazılmamalıdır (Kaptan, 1995). 3
2.1.1.2. Değişken kavramı Değişkenler varlıkla ait özellikler ve değişik durumlardır (Kaptan, 1995). Her hangi bir deneğe/şeye ait ve birden çok değer alabilen bir özellik/kavram demektir. Yaş değişebilen veya başka bir ifade ile birden çok değer alabilen bir özelliktir. Kısacası birden fazla değer alabilen her şey değişkendir (Altunışık ve diğerleri, 2005). Örneğin, cinsiyet, medeni durum, yaş, meslekteki kıdem, öğrenim durumu, vb. Değişkenler etkilemeleri ve etkilenmeleri itibari ile bağımlı ve bağımsız olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır(altunışık ve diğerleri, 2004). 1. Bağımsız Değişken Bağımsız değişken bir sebep-sonuç ilişkisinde, sebep durumunda olan değişkendir. Bunlar birer özellik ya da davranış olarak düşünülebilir. Öyle bir özellik ki bunun her hangi bir yönden değişmesinin, başka bir özelliği etkileyeceği ve onun değişmesine yol açacağı düşünülebilir (Kaptan 1995). Örneğin ders çalışmaya ayrılan zaman miktarı arttıkça öğrencinin sınavlarda göstereceği başarının da değişmesi veya artması beklenir. Burada ders çalışmaya ayrılan zaman bağımsız değişkendir. Diğer taraftan bir araştırmacı bir konuda öğretmenlerin mesleki kıdemleri arasında görüş farklılıklarının bulunup bulunmadığını veya bayan öğretmenler ile erkek öğretmenler arasında da aynı görüş farklılıklarının bulup bulunmadığını araştırması durumunda; buradaki mesleki kıdem ve öğretmenlerin cinsiyetleri de bağımsız değişkendir. Bağımsız değişken, etkileyen (Altunışık ve diğerleri, 2005), bağımlı değişken üzerindeki etkisinin öğrenilmek istendiği uyarıcı değişkendir (Karasar, 2004). Bağımsız değişken bağımlı değişkeni istendik yönde etkilemek amacı ile ele alınır. Bunun için önce bağımlı değişkeni etkileyen bağımsız değişkenlerin neler olabileceği belirlenmeye çalışılmalıdır. 2. Bağımlı Değişken Bağımlı değişken bir sebep-sonuç ilişkisinde, sonuç olan araştırmacıyı rahatsız eden ve açıklanması istenen özellik ya da durumlardır. Bu değişken türü etkilenen, bir başka değişkene bağımlı olan değişkendir (Altunışık ve diğerleri, 2005). Bağımlı değişken araştırmacı tarafından seçilir ve bunun hakkında toplanacak bilginin problem çözümüne ışık tutması beklenir (Karasar, 2004). Ayrıca bağımlı değişkenin, bağımsız değişkenden etkilenerek ve ona bağlı olarak değişmesi beklenir. Bağımsız değişken hakkında karar, 4
bağımlı değişkende görülecek etkilenmeye, değişmeye dayanacağından, bağımlı değişken ölçüt değişkeni olarak da ifade edilmektedir. Araştırmalarda bu ölçütler, test sonuçları olan puanlar, sayılar, notlar, anket sonuçları olan yanıtlar ya da gözlem sonuçlarını gösteren nicel ve nitel verilerdir. Bir araştırmanın sonucunu değerlendirme de kullanılacak bütün bu ölçüm ya da ölçütler grubu, bağımlı değişkenlerdir (Kaptan, 1995). 2.2. Amaç Araştırmanın amacı, iyi tanımlanmış bir problem cümlesinde saklı olmakla birlikte, her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek açıklıkta, ayrı bir bölümde ele alınmalıdır. Bir Araştırma genelde sistemli olarak soru sormalardan oluşur. İyi sorular sorabilmek ya da denenceleri geliştirebilmek, onları cevaplamaktan daha güçtür (Karasar, 2004). Araştırmada amaçlar genelde iki düzeyde düşünülür. Birincisi genel amaçtır ve giriş cümlesi niteliğindedir. Örneğin, ilköğretim okullarının 6. 7. ve 8. sınıflarında öğrenimini sürdüren ve Seviye Belirleme Sınavları na girecek olan öğrencilerin ve bu öğrencilerin velileri ile dersine giren öğretmenlerin Seviye Belirleme Sınavları ile ilgili görüşlerini ortaya koymaktır. İfadesi amaç cümlesinin genel olarak ifade edilmiş olan bir cümledir. İkinci düzeyde işevsel alt amaçlara yer verilir. Bu alt amaçlara yer verilmeden nelere ilişkin veri toplanacağı kestirilemez. Karasar (2004) a göre araştırmalarda amaçlar soru cümleleri ya da hipotezler olmak üzere iki şekilde ifade edilmektedir. Ayrıca araştırmalar incelendiğinde bu soru cümlelerinin veya hipotezlerin problem cümlesi, alt problemler başlığı altında ya da amaçlar başlığı altında verildiği görülmektedir. Bu nedenle araştırmacılar yapacak oldukları teze veya araştırmalara başlamadan önce öğrenim gördükleri kurumların tez yazım kurallarını veya önceden yapılmış olan tez örneklerini incelemeleri gerekmektedir. Eğer araştırılan problem, problem cümlesi ve alt problemler başlığı altında, soru cümleleri şekline ifade edilecek ise araştırmanın amacı başlığı altında sadece genel amaç ifadesini kullanmak yeterli olacaktır. 5
1. Soru cümlesi ile ifade edilesi: İfade edilmesindeki kolaylık ve bir varsayıma dayanma zorunluluğu bulunmaması nedeni ile birçok araştırmada amaçlar (problem cümlesi ve alt problem cümleleri olarak) soru cümleleri ile ifade dilmektedir. Örnek: Amaç: Seviye Belirleme Sınavları nın (SBS) öğrenciler üzerindeki psikolojik etkileri ile ilgili olarak öğrencilerin görüşleri nelerdir? 1. SBS öğrencilerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemekte midir? Etkiyor ise; a. SBS nin olumsuz psikolojik etkileri ile ilgili öğrencilerin cinsiyetlerine göre görüş farklılığı var mıdır? b. SBS nin olumsuz psikolojik etkileri ile ilgili öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıflara göre görüş farklılığı var mıdır? c. SBS nin olumsuz psikolojik etkileri ile ilgili öğrencilerin öğrenim gördükleri okul türlerine göre görüş farklılığı var mıdır? 2. Hipotezler şeklinde ifade edilmesi Araştırmalarda olay ya da değişkenler arasında var olduğu kestirilen ilişkiye, araştırma dilinde hipotez denir. Başka bir ifade ile hipotez denen yargıdır. Bu yargı, ölçülebilen ya da ölçülebilme olasılığı bulunan en az iki değişken arasındaki ilişkiyi, önceden kestiren, gözlemlere yön vermek ve verileri yorumlamak için, geçici olarak kabul edilen ilişkisel yargılardır. Hipotezler belli bir kuramsal yapıya dayalı olmalıdır. Her akla gelen ilişki hipotez olarak kabul edilmemelidir (Karasar, 2004). Hipotezler: 1. Veri toplamayı sistemleştirir. 2. Fikirlerin ve kavramların sınanmasını sağlar. 3. Araştırmada yansızlığı arttırır. 4. Kuram geliştirmeye yardım eder. İyi bir hipotezde aranan nitelikler ise şunlardır: 1. Kuramsal bir temele dayandırılmalıdır. 2. Bilinenler ile önemli bir çelişki içinde olmamalıdır. 3. Değişkenler arasındaki ilişki tanımlanmalıdır. 4. Sınanabilir (doğrulanabilir ve yanlışlanabilir) olmalıdır. 5. Mevcut zaman ve olanaklarla sınanabilecek şekilde sınırlı olmalıdır. 6
6. Açık, basit, anlaşılır ve işlevsel bir şekilde ifade edilmiş olmalıdır. Aşağıda amaç ve alt amaçların hipotezlerle yazılması ile ilişkili olarak örneklere yer verilmiştir. Amaç: Seviye Belirleme Sınavları nın (SBS) öğrenciler üzerinde olumsuz psikolojik etkilerinin bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak öğrencilerin görüşlerini belirlemek. 1. SBS öğrencilerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir. a. SBS kız öğrencilerin psikolojisini erkek öğrencilere oranla daha fazla olumsuz yönde etkilemektedir. b. SBS 8. Sınıf öğrencilerin psikolojisini diğer sınıflarda öğrenim gören öğrencilere oranla daha fazla olumsuz yönde etkiler. c. SBS devlet okullarında öğrenim gören öğrencilerinin psikolojisini özel okullarda öğrenim gören öğrencilere oranla daha fazla olumsuz olarak etkiler. 2.3. Önem Araştırmada toplanan verilerin hangi kuramsal ya da pratik sorunun çözümünde ve nasıl kullanılabileceğinin açıklanması, araştırmanın öneminin ifadesidir (Karasar, 2004). Başka bir ifade ile araştırmanın önemi, soruların niçin cevaplandırılmak istendiği, bulunan cevapların bilime ve insanlığa ne gibi katkılar sağlayacağıdır. Araştırmanın önemi bir bakıma araştırmacının kendi amacını ortaya koymasıdır. Toplanan veriler, kendi başlarına her hangi bir sorunu çözemez. Sorunun çözümü, toplanan verilerin nasıl kullanılacağına başlıdır. Araştırmasının toplanan verileri nasıl kullanacağının iadesi araştırmanın önemini oluşturmaktadır. Araştırmanın önemi bir yorumdur ve tartışabilir. Bu nedenle açık seçik belirtilmelidir. Araştırmanın önemi problemle iç içedir. Bu nedenle araştırma problemi ile verilmiş olmakla birlikte önem ifadeleri ayrı bir bölümde ele almakta fayda vardır (Karasar, 2004). 2.4. Varsayımlar (Sayıltılar) Araştırmalarda bazı başlangıç noktalarının, kanıtlanmasına gerek görülmeden doğru olarak kabul edilmesi gerekir. Bu kabule var sayım varsayım denir. Yani varsayımlar, doğruymuş gibi kabul edilen yargılar, genellemelerdir (Kaptan, 1995) Araştırma sonuçlarının geçerliği bu yargıların doğruluğuna bağlıdır. Varsayımları doğru olmayan bir araştırma temeli 7
çürük bir bina gibidir. Özetle varsayım, deneyle kanıtlanmamış olmakla birlikte kanıtlanabileceği umulan kuramsal düşünü ya da varmış ve gerçekmiş kabul edilerek bir şeyde dayanak olarak kullanılan, bir olayı açıklamada yararlanılan ilke olarak tanımlanabilir. Varsayım denenmeyen yargıdır (Karasar, 2004). Örneğin, anket uygulayarak veri toplamayan bir araştırma için, katılımcıların anket sorularına gerçekten özenerek ve vakit ayırarak cevap verildiklerini bir varsayım olarak araştırmacı yazabilir. Aynı araştırmacı belirlemiş olduğu örneklem grubunun evreni temsil ettiğini, anketinin geçerli ve güvenilir bir anket olduğunu da bir varsayım olarak ifade edebilir. Araştırmacı bunları araştırmasının varsayımlar bölümünde yazmalıdır. Aşağıda bu ifadelere örnek bazı varsayımlar verilmiştir: a. Araştırma anketlerine katılımcıların samimiyetle ve tarafsız olarak cevap verdikleri varsayılmaktadır. b. Örneklem grubunun evreni temsil ettiği varsayılmaktadır. c. Geliştirilen ölçme aracının geçerli ve güvenilir olduğu varsayılmaktadır. 2.5. Sınırlılıklar Yapılacak her çalışmanın sınırlarının belirlenmesi gerekir. Başka bir ifade ile sınırlılıklar, yapılacak çalışmanın çerçevesinin çizilmesini ifade eder. Sınırlılıkları belirlemek konunun bütünlüğünü bozacak ayrıntılara ve yönlere girilmesini engeller. Sınırlılıklar, araştırmacını kendi bilgi, beceri ve olanaklardan gelebileceği gibi, problem alanı, araştırma amacı, yöntem ve diğer pratik zorunluluklardan da kaynaklanabilir. Araştırma bulguları, verilen sınırlılıklar içinde geçerlidir. Bunun için de sınırlıkların oldukça dikkatli bir şekilde belirlenmesi gerekir. Ancak, araştırmalarda belirlenmeyen sınırlılıklar da olabilir. Bunlara karşı da duyarlı olmak ve yorumlamalarda dikkat etmek gerekir. Örneğin Türkiye de ÖSYM veya Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen birçok merkezi sınavlar bulunmaktadır. Eğer bir araştırmacı bu sınavlardan sadece biri üzerine çalışmasını yürütüyorsa sadece bu sınava yönelik bir çalışma yaptığını, araştırma raporunun sınırlılıklar bölümünde ifade edebilir. Bu araştırmacı liselere giriş sınavı üzerine bir araştırma yapıyorsa, sınırlılıklar bölümünde, bu araştırma Milli Eğitim Bakanlığı 8
tarafından 8. Sınıfın sonunda yapılan Liselere Giriş Sınavları ile sınırlıdır. gibi bir ifadeye yer vermesi, araştırmanın sadece bu sınava yönelik olduğunun çerçevesini çizecektir. 2.6. Tanımlar Bilimdeki hızlı ilerleme birçok yeni kavramların ortaya çıkmasına veya var olan kavramların yeniden tanımlanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle de araştırmacının, araştırmada kullanılacağı terimleri açıklığa kavuşturulması gerekir. Çünkü araştırmayı okuyan veya araştırmadan faydalanmak isteyen kişilerin araştırmacının kullandığı kavramların ne anlama geldiğini veya bu kavramlarla neyi ifade ettiğini bilmesi gerekir. Araştırmada kullanılacak olan kavramların tanımlarının yapılması kavram karmaşası önleyecek böylece bir kavramın herkes tarafından aynı şekilde algılamasını sağlayacaktır. Araştırmada herkes tarafından bilenen ve kullanılan her kavram veya terimin tanımlanmasına gerek yoktur (Karasar, 2004). Değişik yorumlamalara neden olabilecek terimler tanımlanmalıdır. Bu nedenle tanımlar, herkesin anlayabileceği şekilde açık seçik ve net olarak, ikinci bir yorumu gerektirmeyecek şekilde olmalıdır. Örneğin 2008-2012 yılları arasında Liselere giriş için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 6, 7 ve 8. Sınıflara uygulanan Seviye Belirleme Sınavları üzerine araştırma yapan bir araştırmacı, daha önceleri ağırlıklı not ortalaması olarak bilinen bir ifadenin farklı bir isimle bu sınav yönergesinde gördüğü için araştırmasında tanımına yer verme ihtiyaca duyabilir. Sınav yönergelerinde Yıl Sonu Başarı Puanı olarak ifade edilen bu kavramın araştırmasını okuyacak olan kişilerin bu kavramın ne anlama geldiğini bilmeleri için bunun tanımını vermek zorundadır. Bu durumda tanımlarda Yılsonu Başarı Puanı (YBP): İlköğretim 6. 7. ve 8. sınıflarda, öğrencilerin o yılki derslerden aldığı yılsonu puanlarının haftalık ders saati ile çarpılarak elde edilen ağırlıklı puan toplamının, haftalık ders saati toplamına bölümü ile hesaplanan puandır. Diğer bir ifade ile ağırlıklı not ortalamasıdır. şeklinde tanımlayabilir. Bu şekilde Yıl Sonu Başarı Puanı nın tam olarak nasıl hesaplandığı ile birlikte tanımını veren araştırmacı aynı zamanda yaygın olarak bilinen ağırlıklı not ortalamasıdır ifadesine de yer vererek kavramın yanlış anlaşılmasının veya farklı şekillerde yorumlanmasının da önüne geçmiş olur. 9