ENVIROMENTAL PROBLEMS OF THE MINING OPERATIONS DUE TO THE GEOLOGICAL STRUCTURE: BUILDING DEMAGE



Benzer belgeler
A-Kaya Birimlerinin Malzeme ve Kütle Özellikleri B-Patlayıcı Maddenin Cinsi, Özellikleri ve Dağılımı C-Patlatma Geometrisi

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

NEDEN NOBELEX-6000 ESKİ SİSTEMDE YAPILAN BİR UYGULAMA

ESKİŞEHİR-SÜPREN YÖRESİNDE BİR TAŞ OCAĞINDA PATLATMADAN KAYNAKLANAN YER SARSINTILARININ ÖLÇÜLMESİ VE ANALİZİ

PATLAYICI MADDE SEÇİMİ. 1-Tanım. 2-Güç. 3-Detonasyon

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KAYA MEKANİĞİ LABORATUVARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

6.2. GÜRÜLTÜNÜN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 3. ÜNİTE: DALGALAR 3. Konu SES DALGALARI ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

SİSMİK PROSPEKSİYON DERS-3

Zeminlerden Örnek Numune Alınması

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

Dolgu ve Yarmalarda Sondaj Çalışması ve Değerlendirmesi. HAZIRLAYAN Özgür SATICI Mad. Yük. Jeo. Müh. (MBA)

İşletmesinde Toz Problemi TKİ. OAL. TKİ Maden Müh.

Deprem Mühendisliğine Giriş. Onur ONAT

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KAYA MEKANİĞİ LABORATUVARI

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

AÇIK OCAK ĐŞLETMECĐLĐĞĐNDE BASAMAK PATLATMASI TASARIMI. Ersan DEĞERLĐ Maden Yük.Mühendisi

Taşıyıcı Sistem İlkeleri

Zemin Gerilmeleri. Zemindeki gerilmelerin: 1- Zeminin kendi ağırlığından (geostatik gerilme),

YAPI TEKNOLOJİSİ DERS-2

Elektromanyetik Dalga Teorisi Ders-3

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü M={(1- )/[(1+ )(1-2

Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

İzmir Bornova Mevkiinde Faaliyet Gösteren Taş Ocağında Yapılan Patlatmaların Çevresel Etkilerinin Belirlenmesi

SES DALGALARı Dalgalar genel olarak, mekanik ve elektromanyetik dalgalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Elektromanyetik dalgalar, yayılmak için bi

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

SİSMİK DALGALAR. Doç.Dr. Eşref YALÇINKAYA (4. Ders) Sismogramlar üzerinde gözlenebilen dalgalar sismik dalgalar olarak adlandırılır.

ÇEVRE GEOTEKNİĞİ DERSİ

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

Üst yapı yüklerinin bir bölümü ya da tümünü zemin yüzünden daha derinlerdeki tabakalara aktaran

ENERJİ AMAÇLI RÜZGAR ÖLÇÜMÜNDE İZLENECEK YOL

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

EGE LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ NÜN EYNEZ-12 PANOSU DEKAPAJ ÇALIŞMASINDA PATLATMA KAYNAKLI TİTREŞİMLERİN ANALİZİ

Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

SOMA EYNEZ KAZASI İLE İLGİLİ YAPILMASI GEREKENLER

Ünite. Dalgalar. 1. Ses Dalgaları 2. Yay Dalgaları 3. Su Dalgaları

MADEN VE TÜNEL KAZILARINDA MEKANİZASYON

B. Erçıkdı, A. Kesimal & E. Yılmaz Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Trabzon

PATLATMA KAYNAKLI YER SARSINTILARININ BİNALAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE BÜYÜTME FAKTÖRÜNÜN ÖNEMİ

DALGALAR. Dalgalar titreşim doğrultusuna ve Taşıdığı enerjiye göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

OKAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ders. 5 Yer Tepki Analizleri

YAPILARDA HASAR. V.Bölüm BETONARME YAPILARDA. Prefabrik Yapılar-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

INSA354 ZEMİN MEKANİĞİ

RÜZGAR VE DOĞAL HAVALANDIRMA. Prof. Dr. Gülay ZORER GEDİK Yapı Fiziği Bilim Dalı

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

LİMİT DENGE ANALİZİ (Deterministik Yaklaşım)

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

Hazırlayan: İnş.Yük.Müh. Yasin Engin

5/8/2018. Windsor Probe Penetrasyon Deneyi:

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir.

1. Temel zemini olarak. 2. İnşaat malzemesi olarak. Zeminlerin İnşaat Mühendisliğinde Kullanımı

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:

DEÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt: 12 Sayı:2 sh Mayıs 2010

Mühendİslİk Ölçmelerİ. JDF 429 Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Sedar GÖRMÜŞ

ĐMAR PLANINA ESAS JEOLOJĐK-JEOTEKNĐK ETÜT RAPORU

Çalışma hayatında en çok karşılaşılan soru işyerinden patlama tehlikesi olup olmadığı yönündedir. Bu sorunun cevabı, yapılacak risk

Elastisite Teorisi. Elçin GÖK. 5. Hafta. Stress-Strain. Gerilme Deformasyon Gerilme Gerinim Gerilme Yamulma. olarak yorumlanır.

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

Bahar. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü 1.

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KARADENİZ MÜHENDİSLİK

KONU: KOMİTE RAPORU TAKDİMİ SUNUM YAPAN: SALİH BİLGİN AKMAN, İNŞ. YÜK. MÜH. ESPROJE GENEL MÜDÜRÜ


Yrd. Doç.. Dr. Selim ALTUN

BASAMAK PATLATMALARINDA NONELDET ELEKTRİKSİZ KAPSÜLLER

AGREGALAR Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi

Güç ve Enerji. Güç; Enerji; Birimi = W - kw - MW. Birimi = Wh - kwh - MWh

BİNA VE BİNA TÜRÜ YAPILAR (KATEGORİ 2 ve 3) İÇİN PARSEL BAZINDA DÜZENLENECEK ZEMİN VE TEMEL ETÜDÜ (GEOTEKNİK) DEĞERLENDİRME RAPORU FORMATI

Güçlendirme Alternatiflerinin Doğrusal Olmayan Analitik Yöntemlerle İrdelenmesi

SANAYİDE GÜRÜLTÜ DENETİMİ. Prof. Dr. Neşe Yüğrük Akdağ

KONU: Beton Baraj Tasarım İlkeleri, Örnek Çalışmalar SUNUM YAPAN: Altuğ Akman, ESPROJE Müh.Müş.Ltd.Şti

İNM Ders 2.2 YER HAREKETİ PARAMETRELERİNİN HESAPLANMASI. Yrd. Doç. Dr. Pelin ÖZENER İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 22 Haziran :58 - Son Güncelleme Cuma, 24 Haziran :48

MADEN ARAMALARINDA DES VE IP YÖNTEMLERİ TANITIM DES UYGULAMA EĞİTİM VERİ İŞLEM VE SERTİFİKA PROGRAMI

BÖLÜM : 9 SIZMA KUVVETİ VE FİLTRELER

Başlıca ANALİZ TİPLERİ. ve Özellikleri

AÇIK OCAKLARDA DİNAMİTLEME SONUCU OLUŞAN TİTREŞİMLER, HA \A ŞOKLARI ve YERLEŞİM BÖLGELERINDE ALINACAK ÖNLEMLER

BETONARME-I 5. Hafta KİRİŞLER. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

Yapısal Jeoloji. 2. Bölüm: Gevrek deformasyon ve faylanma

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ (Yer Hareketi Parametreleri)

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

9. TOPRAKTA GERİLME DAĞILIMI VE YANAL TOPRAK BASINCI

9. TOPRAKTA GERİLME DAĞILIMI VE YANAL TOPRAK BASINCI

Maden Mühendisliği Bölümü. Maden Mühendisliği Bölümü Kaya Mekaniği Laborattuvarı. 300 tton Kapasitteli Hidrolik Pres

YAPI FİZİĞİ 1. YAPI AKUSTİĞİ 5. Bölüm. Prof. Dr. Neşe Yüğrük Akdağ. Yıldız Teknik Üniversitesi Yapı Fiziği Bilim Dalı

ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

Transkript:

ENVIROMENTAL PROBLEMS OF THE MINING OPERATIONS DUE TO THE GEOLOGICAL STRUCTURE: BUILDING DEMAGE O. ŞAN & İ. NUHOĞLU * Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Maden Mühendisliği Bölümü, Kütahya, Türkiye osmansan@dumlupinar.edu.tr * * Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Maden Mühendisliği Bölümü, Kütahya, Türkiye nuhoğlu@dumlupinar.edu.tr ABSTRACT This paper presents the environmental problems (building damage) of mining operations due to the geological structure and discussed that how can determined the previously formed such a problem. Keywords: Tectonic, Mining, Environmental problems TEKTONİK OLARAK HASSAS BÖLGELERDE MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN ÇEVRESEL SORUNLARI: YAPI HASARLARI ÖZET Bu makalede tektonik olarak hassas bölgelerde (fay lı) yapılan madencilik faaliyetlerinin oluşturduğu çevresel sorunlar yapı hasarı yönüyle değerlendirilmiş ve bu hasarların geçmişe yönelik tespitinin nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Anahtar Kelimeler: Tektonik, Madencilik, Çevre Sorunları 1. GİRİŞ Madencilik faaliyetlerinin çevresel sorunları, bölgede yerleşim birimleri bulunduğunda çok daha farklı boyut kazanmaktadır. Bölgede tarım toprakları istimlak edilmiş dolayısıyla buna bağlı tarımsal üretimler ve hayvancılık yapılamamaktadır. Uzun yıllar süren madencilik faaliyetleri sebebiyle bölgedeki stabilite bozulmuş dolayısıyla bölgenin su kaynakları ya yok olmuş veya başka bölgelere kaymıştır. Eğer bölge tektonik açıdan hassas ise (fay lı bölgeler) sorunlar katlanarak artacaktır. Madencilik faaliyetleri ile bozulan doğal denge stabil hale gelene kadar burada hareketlenmeler olacak ve buna bağlı yeni sorunlar ortaya çıkacaktır. 133

Yerleşim birimlerine yakın bölgelerde madencilik faaliyeti yapıldığında dava konusu olan en önemli sorunlardan biri yapı hasarlarıdır. İşletmemiz çevresindeki yapılarda hasar oluşmaya başladığında sürdürdüğü madencilik faaliyetleri ile ilgili bazı yenilikler yapmaktadır. Bunlar: (i) kullandığı patlayıcı miktarını azaltma, (ii) sarsıntıyı azaltıcı patlatma sistemleri kullanma ve (i) daha kaliteli nitrat kullanımı olmaktadır. Alınan bu tedbirler ile yapı hasarları azalırken, bazı bölgelerde ciddi boyutta hasar oluşmaya devam etmektedir. Bunun sebebi olarak iki konu öne çıkmaktadır, bunlar: (i) bölgenin jeolojik yapısı ve (ii) yapıların fenne uygun olarak inşa edilmemiş olması dır. Bu makalede tektonik olarak hassas bölgelerde (fay lı) yapılan madencilik faaliyetlerinde uygulanan kazı yöntemleri, patlatmalarda kullanılan nitrat çeşidi ve homojen ANFO hazırlamanın etkileri açıklanmıştır. Ayrıca, işletmelerin geçmiş yıllarda fay lı bölgelerde kazı yaptığının nasıl tespit edileceği açıklanmaktadır. 2. PATLATMA ŞİDDETİ VE YAYINIMI Patlatmalardan kaynaklanan şok dalgaları, kayaç içersinde sismik dalgalar halinde yayılır ve enerjileri tükeninceye kadar devam ederler. Enerji sönmesinin iki nedeni vardır. (i) kaya yapısının fiziksel ve jeolojik direnci, (ii) sismik dalgaların kaynağından uzaklaştıkça daha geniş bir alana yayılarak etkilerinin azalmasıdır. Herhangi bir kayıt noktasında elde edilen dalga çeşitleri şunlardır: a) Gövde Dalgaları: Bu dalgalar (i) Uzunlamasına, (ii) Dik ve (iii) Kesmesine. b) Yüzey Dalgaları: Gövde dalgalarının herhangi bir süreksizliğe ulaşması ile oluşur. Patlatmadan kaynaklanan sarsıntılardan doğacak problemleri gidermek için değerlendirilmesi gereken konu, bir kaynaktan yayılan sismik dalgaların herhangi bir noktaya ulaştığında X, Y, Z eksenlerinde oluşturduğu maksimum harekettir. Bir kaynaktan yayılan sismik dalga, herhangi bir noktada bulunan yapıya ulaştığında, yapının oturduğu kayaçta deformasyon oluşturur. Deformasyon yeteri kadar şiddetli ise yapıda hasar meydana getirir. Sarsıntının çevreye yayılmasında en önemli rolü, kayaç yapısının sönme katsayısı görmektedir. Kayaç yapıları, içersinde yol almakta olan elastik deformasyonlara direnç gösterirler. Bu direnci yoğunluk, elastik modül ve poisson oranı gibi fiziksel parametrelerin yanısıra çatlak sistemleri, yer altı suyu, mineral oryantasyonu, fay lanmalar ve kıvrılmalar gibi jeolojik elemanlar belirler. Patlatma ile oluşturulan sarsıntılarda, kaya yapısının özelliklerine ek olarak patlatılan patlayıcı miktarı ile sarsıntının kaydedildiği noktaya olan uzaklığı önemlidir. Bu amaçla ortaya konulan bağıntı [1]: V = k (R/Q 1/2 ) -β (1) Yukarıdaki eşitlikte; V gövde hızı (mm/sn), R ölçüm noktasının patlatma yerinden uzaklığı (m), Q patlayıcı miktarı (kg), k ve β sarsıntı limit ve sönümleme katsayılarıdır. Bu eşitlik çoğu araştırmacılar tarafından % 50 güvenilir bulunmaktadır. Değişik literatürler incelendiğinde k ve β için bazı değerlerin verildiği görülmektedir. Ancak, doğru olan her bölge için patlatmalar yapılarak, her coğrafik yön için k ve β katsayısını belirlemektir. İşletme panolarında patlatma yapılan nokta ile hasar gören yapı arasındaki coğrafik yön üretim gereği sürekli değişmektedir. Tektonik açıdan hassas bölgelerde standart bir 134

örnekleme yapmanın güçlüğü ortadadır. Bazen sıradan bir patlatma jeolojik ve tektonik açıdan uygun yayılımı yakaladığında beklenmedik hasarlara yol açabilir. Bu tür bölgelerde patlatma yapılacaksa mutlaka özel önlemler alınmalıdır. Frekans zemindeki bir parçacığın bir saniyede kaç kere sallandığını gösterir. Frekans devir/saniye veya Hertz (Hz) birimi ile ifade edilir. Patlatma yerinden uzaklaşıldığında sarsıntının özellikleri ve niteliği daha çok yer sarsıntısı dalgasının iletildiği kayaç ve zemin ortamının özellikleri tarafından belirlenir. Buradan görüldüğü gibi, arazi katsayıları ve yer sarsıntısının frekansı hasar oluşumunda önemli bir faktördür. Yer sarsıntısının frekans özellikleri başlıca iki unsurdan etkilenir: (i) jeolojik ve tektonik yapı (fay lı, kırıklı, kıvrımlı vb.) ve (ii) patlatmada verilen gecikme aralığı. 3.TEKTONİK AÇIDAN HASSAS BÖLGELERDE MADENCİLİK FAALİYETLERİ Yapılarda hasar meydana gelme olasılığı, patlatmanın oluşturduğu uyarıcı dalganın frekansı ile söz konusu yapıların doğal (özyapısal) frekansının birbirleri ile olan ilişkisine bağlıdır. Patlatmalarda en kritik durum zemindeki uyarıcı dalganın frekansının bina özyapısal frekansına eşit veya ondan biraz büyük olduğunda meydana gelir. Bu durumda bina rezonansa girer ve zemindeki uyarıcı dalga geçip gittiği halde bina sarsılmaya devam eder. Zemindeki uyarıcı dalganın genliği yeterli düzeyde olmasa bile rezonans halindeki binanın bu genliği birkaç kez arttırması sonucu bina yinede hasarlanabilir. Yapının rezonansa sokulmasında bir diğer etken faktör normal şok dalgaları biter bitmez büyük genlikli, düşük frekanslı ikinci bir dalganın yapıları vurmasıdır. Bu olay bölgenin fay lı olan jeolojik yapısından kaynaklanmaktadır. Fay aynalarının yüzeyleri, yansımaya bağlı olarak kendilerine çarpan şok dalgalarını düşük frekanslı dalgalara dönüştürmektedir. Düşük frekanslı olan bu dalga formları yüksek genlikleri sebebiyle binaları rezonansa sokarak yapılarda hasar meydana getirmektedir. Tektonik açıdan hassas bölgelerde düşük dereceli sarsıntılar dahi burada yayılım göstererek çevredeki yerleşim birimlerine zarar verebilir. Dolayısıyla bu bölgelerde yapılacak madencilik faaliyetleri aşağıdaki önlemleri almayı gerektirir: 1. Alt kotlara inildikçe sarsıntının fay lı yapılar ile uzak noktalara taşınabileceği ve buradaki yapılarda hasar oluşturabileceğini dikkate alarak: (i) patlatmalarda sarsıntıyı azaltıcı sistemler kullanılmalıdır (düşey ve yatay gecikme birlikte verilmeli), (ii) daha kaliteli nitrat seçilmelidir ve (iii) patlayıcı miktarı düşürülmelidir. 2. Killi (killi marn) formasyonlarda delik aralıkları daraltılarak malzemenin öne itilmesine dikkat edilmelidir. Killi zonlarda delik aralıkları büyük seçildiğinde patlatma büyük oranda vibrasyona dönüşmektedir. 3. Topuk altı delgi payı vermeden kazı yapılmalıdır. Topuk altı delgi payı patlatma sonrası sarsıntıyı arttırmaktadır, özellikle fay lı bölgelerde topuk altı delgi yapılmadan kazı yapılması daha uygundur. Ege Linyitleri İşletmesi nde (ELİ) bu konuda bir uygulama başlatılmıştır, bu işletme son yıllarda bölgedeki yerleşim birimlerine hasar vermemek amacıyla topuk altına delik delme işleminden tamamen vazgeçmiştir. Bu sistem kazı ekipmanlarındaki halat sisteminin daha erken eskimesine sebep olmaktadır, maliyetine rağmen ELİ çalışmalarında bu uygulamayı sürdürmektedir. 135

4. İşletmenin pasa döküm sahası seçiminde son derece özen gösterilmelidir. Bölge jeolojik açıdan hassas bir konumda olabilir, fay lı bölgeler döküm sahası olarak seçilmemelidir (bu konuda fizibilite çalışmaları mutlaka yapılmalıdır). Pasa harmanlarında milyonlarca ton basınç oluşturulduğu unutulmamalıdır. Bu konuda bir örnek verilecek olursa Garp Linyitleri İşletmesi nin (GLİ) bir yıllık dekapaj çalışması her yıl bir Atatürk Barajı hafriyatı kadardır. Eğer bölgede fay lar bulunuyorsa, bu fay larda zaman içersinde hareketlenme kaçınılmazdır. Bu hareketlenmeye bölgedeki madencilik faaliyeti dışındaki sarsıntılar da (doğal depremler gibi) yardımcı olabilir. Bölgede yapılan dinamit atımları ise harman basınçları ile birlikte fay da hareketlenmeyi doğrudan etkileyecektir. Diğer bir deyimle, fay üzerine yükleme yapıldığında stabilitesini daha kolay kaybeder ve fay da hareketlenme daha kısa sürede meydana gelir. 4. PATLAMALARDA KULLANILAN AMONYUM NİTRAT KALİTESİ ANFO Prill-Poroz Amonyum Nitrat (Prill-TAN) yerine düşük kaliteli teknik amonyum nitrat ın (TAN) patlatmalarda kullanılması halinde aşağıdaki olumsuzluklarla karşılaşılmaktadır: 136 1. TAN daha ince tanelidir, Prill-TAN da görülen akıcı özellik bu patlayıcıda yoktur, özellikle mazotla karıştırıldıktan sonra deliklerde iyi bir sıkılama yapılamamaktadır. Bu ise patlatmanın gücünü azaltmaktadır. Düşük güçte gerçekleşen patlatmalarda enerji kayaları kırma yerine, vibrasyon etkisi gösteren sismik enerjiye dönüşmektedir. Bunun sonucunda patlatma ile meydana gelen sarsıntı daha fazla olmaktadır. 2. TAN havada bulunan nem den etkilenerek topaklanmaktadır, daha sonra ise bu yapı sertleşmektedir. ANFO hazırlamadan önce bu topaklar ağaç tokmaklarla dağıtılmaya çalışılmaktadır, böylece henüz sertleşmemiş topaklar kısmen dağıtılabilmektedir. Bu şekilde bir malzemeden homojen yapılı ANFO hazırlama imkanı yoktur, ayrıca hazırlanan ANFO nun deliklere sıkılanması da sağlıklı olmamaktadır. Malzemenin bu özellikleri istenen şiddette bir patlatmayı imkansız hale getirmektedir. 3. TAN ın mazot emme oranı düşüktür. TAN a katılan mazot, nitrat tanelerinin yüzeyine adsorbe olmaktadır, Prill-TAN ise mazotu gözenekli yapısından dolayı bünyesine emmektedir. Dolayısıyla TAN ile arzu edilen özelliklerde ANFO hazırlamak mümkün değildir, bu ise doğrudan patlatma gücünü azaltmaktadır. 4. Prill-TAN a göre TAN ın özgül ağırlığı % 20 oranında daha fazladır. İşletmede deliklerde kullanılacak ANFO miktarı ağırlığa göre tespit edildiğinden, TAN ile hazırlanan ANFO delikte daha az yer kaplamakta, bu ise sıkılama boyunu arttırmaktadır. Bunun sonucunda işletmede planlanan delik geometrisi bozulmakta ve patlatma verimi düşmektedir. Buradan görüldüğü gibi, kullanılan patlayıcının patlatmada sağlayacağı verim, bu malzemenin kalitesi olarak tanımlanabilecek fiziksel ve mekanik özellikleri tarafından belirlenir. Dolayısıyla tektonik açıdan hassas bölgelerde, özellikle madencilik faaliyetleri yerleşim yerlerine de yakın ise burada yapılacak patlatmalarda, kullanılacak patlayıcının

kalitesine son derece önem verilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, patlatma sonucunda ortaya çıkan enerji kaya birimlerine şok ve gaz enerjisi olarak yansır. Güçleri düşük patlayıcılar kullanıldığında, örneğin kaliteli olmayan teknik amonyum nitrat kullanılması, ayrıca iyi yapılmayan sıkılama sonucunda, çalışma enerjisine bağlı olarak şok enerjisinin düşmesine sebep olur, bu ise sert ve orta sert kayalarda enerjinin büyük bölümünü sismik enerjiye dönüştürür. Sismik enerji ise vibrasyon etkisi meydana getirerek patlatma sonucunda oluşan sarsıntıyı arttırır. Düşük kaliteli patlayıcılar kullanıldığında karışımlarına ne kadar özen gösterilirse gösterilsin orta sert ve sert formasyonlarda oluşacak enerjinin büyük bölümü boşa gidecektir. Halbuki daha güçlü patlayıcılarla yapılacak patlatmalarda oluşacak enerjinin büyük bölümü kayayı kırmaya harcanacaktır. 5. ANFO HAZIRLAMA YÖNTEMLERİ ANFO hazırlanırken katkı maddelerinin oranlarının iyi ayarlanması gerekmektedir. Karışımlar için ölçekli kapların kullanılmasında büyük fay da vardır. Doğru oranlarda yapılan karışımlarda reaksiyon ısıları en üst düzeye çıkmaktadır [2]. Örnek olarak % 5.7 oranında yapılan mazot karışımı 971 Cal/gr enerji verirken, % 4 oranında yapılan mazot karışımından % 30 oranında daha az enerji alınmaktadır. Bunun sonucunda patlatma gücü düşmekte, patlatma ile oluşan sarsıntı miktarı ise artmaktadır. ANFO da homojen bir karışım sağlanmadığından atımlar verimsiz olmaktadır, dolayısıyla bunu gidermek için delik başına daha fazla ANFO ve yemleyici kullanılmaktadır. Bu uygulama patlatma ile meydana gelen sarsıntının şiddetini daha da arttırmaktadır. 6. YAPI HASARI BELİRLEME Tektonik olarak hassas bölgelerde yapılan patlatmalar, eğer patlatma noktası ile yapı arasında fay gibi süreksizlikler varsa yapıyı rezonansa sokar ve hasarlandırır. Fay lı bir bölgede yıllar süren madencilik çalışmalarında... fay düzleminde veya yakınında hiç patlatma yapılmadı iddiası gerçekçi olamaz,... fay sisteminin etkisi olmuştur iddiası ise detaylı inceleme gerektirir. Fay sisteminin sarsıntılara bağlı yapı hasarı oluşturmasını geçmişe dönük belirlemek, o tarihlerde sarsıntı ölçümünün yapılmış olması ile doğrudan mümkündür. Bu tür bilgiye ulaşmak için işletmede sistematik olarak sarsıntı ölçümlerinin yapılmış olması gerekir. Bugüne kadar ülkemizde bu tür kayıt yapan bir işletmeye rastlanmamıştır (işletmelere maliyet getirecek bu şekildeki bir uygulama ancak yasal düzenleme ile sağlanabilir). Daha önceki yıllara ait bu şekilde bir kayıt yoksa fay sisteminin yapı hasarı oluşturduğuna dair iki türlü sorgulama yapılabilir: (i) (ii) yapı hasarı ile ilgili şikayetler bazı dönemlerde artmıştır, bölgede yapılacak soruşturmalar ile belirlenebilir, yapılarda hasar oluşumu sistematiktir, fay düzlemleri boyunca gelişir ve yapıda genellikle makaslama çatlağı şeklinde oluşur. Yapı hasarları ve yapı zemin ilişkisi incelenerek ortaya konulabilir. 7. SONUÇLAR Ülkemizde madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmaya yönelik önlemler işletmeler tarafından zaman içersinde uygulamaya konulduğu görülmektedir. Alınan 137

tedbirlerle birlikte yapı hasarlarında azalma olmuştur. Ancak tektonik açıdan hassas bölgelerdeki yapılarda ciddi hasarlar oluşmaya devam etmektedir. Bu hasarlanmalarda jeolojik yapının etkisinin yanında yapıların fenne uygun olarak yapılmayışı da etkilidir. Bu tür hasarlanmalara bağlı hukuki süreç yapı sahipleri lehine gelişmektedir [3]. İşletmeler tektonik olarak hassas bölgelerde bulunan yapıları ya istimlak etmeli yada burada sürdüreceği madencilik faaliyetlerinin ek maliyetlerini yatırım programlarına almalıdırlar. KAYNAKLAR [1] C. H. Dowding, Blast Vibration Monitoring and Control, Prentice- Hall, (1985), 297. [2] O. Patır, T. Atakuru, ve N. Çoğupluğil, GLİ Tunçbilek Bölgesi Açık Ocaklarında Patlatma Çalışmalarının Değerlendirilmesi, Türkiye Madencilik Bilimsel 11. Kongresi, 24-28 Nisan (1989), 137-159. [3] T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2001/7039 esas ve 2001/11741 sayılı kararı. 138