TABAKALI KAYAÇLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ve JEOLOJİDE YAŞ KAVRAMI



Benzer belgeler
TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

4. FAYLAR ve KIVRIMLAR

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Yapısal Jeoloji: Tektonik

KLİVAJ / KAYAÇ DİLİNİMİ (CLEAVAGE)

Atım nedir? İki blok arasında meydana gelen yer değiştirmeye atım adı verilir. Beş çeşit atım türü vardır. Bunlar;

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

Sedimanter kayaçlar: Yer kabuğunda farklı koşullar altında oluşmuş magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçların genel olarak fiziksel ve kimyasal

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

STRATİGRAFİK DOKANAK. 1- Açılı Uyumsuzluk. 2- Diskonformite. 3- Parakonformite. 4- Nonkonformite

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

VIII. FAYLAR (FAULTS)

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

TABAKA KAVRAMI ve V-KURALI

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

SAHA JEOLOJİSİ ÇALIŞMA NOTLARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

IV. KAYALARIN MEKANİK DAVRANISLARI. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

3. TABAKA KAVRAMI ve V-KURALI

3. TABAKA KAVRAMI ve V-KURALI

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre)

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

MİNERAL VE KAYAÇLARIN MÜHENDİSLİK ÖZELLİKLERİ

BÖLÜM 2 JEOLOJİK YAPILAR

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

Tabakalı kayaçların dalga şeklindeki deformasyonlarına kıvrım denir. Kıvrımların boyları mm mertebesinden km mertebesine kadar değişir.

Laboratuvar 4: Enine kesitlere giriş. Güz 2005

4. LINEASYON, LINEER YAPILAR ve KALEM YAPISI

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

TUFA ve TRAVERTEN-III

İçerdikleri 87Rb ve 87Sr, 86Sr miktarına göre kayaçların ve minerallerin i yaşlarının tespiti Rubidyum Stronsiyum izotop sisteminin kullanımının

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Akifer Özellikleri

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ZEMİN MEKANİĞİ. Amaç: Yapı zemininin genel yapısını inceleyerek, zeminler hakkında genel bilgi sahibi olmak.

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

Sınavlarınızda daha başarılı olmak için aşağıdaki konulara da dikkatinizi çekmek isterim.

Uzamaya ve kısalmaya bağlı olarak gelişen yapılar

Uzamaya ve kısalmaya bağlı olarak gelişen yapılar

Ters ve Bindirme Fayları

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

Science/Rocks/Rocks and the Rock Cycle.ppt

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Yaşar EREN Altınekin-Konya. Altınekin-Konya. Meydanköy-Konya

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

1 PÜSKÜRÜK ( MAGMATİK = KATILAŞIM ) KAYAÇLAR :

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

DERS 10. Levha Tektoniği

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

DEFORMASYON, DAĞ OLUŞUMU

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ

YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ

YAPISAL JEOLOJİ JEOLOJİNİN İLKELERİ YÖNTEMLER VE AŞAMALAR YAPILARIN SINIFLAMASI KAYA BİRİMİ DOKANAKLARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ. Of Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Şubat.2015

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

ÇAMURTAŞLARI (Mudstone)

SEDİMANTER (TORTUL) KAYAÇLAR

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

ZEMİN MEKANİĞİ -1. Ders Notları. Öğr.Grv. Erdinç ABİ

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b)

Şekil 12. Sedimanter ortamları gösterir blok diyagram (Fiziksel Jeoloji kitabından alınmıştır)

KALINLIK VE DERİNLİK HESAPLAMALARI

MAGMATİK KAYAÇLAR DERİNLİK (PLUTONİK) KAYAÇLAR

HİDROJEOLOJİ. Yeraltında suyun bulunuşu Akifer özellikleri_gözenekli ortam. 4.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Kaya çatlaklarına yerleşen bitki köklerinin büyümesine bağlı olarak çatlak genişler, zamanla ana kayadan parçalar kopar.

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

YERKABUĞUNU OLUŞTURAN MİNERALLER İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Yerkabuğunun Yapısı. Yerkürenin Yapısı. Dr.

TEMEL İNŞAATI ZEMİN İNCELEMESİ

ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI. AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

VI. KÜTLE HAREKETLERİ (MASS MOVEMENTS)

JEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:

Transkript:

TABAKALI KAYAÇLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ve JEOLOJİDE YAŞ KAVRAMI 1. Tabaka ve Tabakalanma Altındaki ve üstündeki birimlerden renk, sertlik, tane boyu vb. özellikleriyle gözle rahatça ayırt edilebilen en küçük litostratigrafi birimine TABAKA ya da KATMAN denir. Bir tabakayı üzerindeki birimden ayıran yüzeye tavan, altındakinden ayıran yüzeye ise TABAN adı verilir. Bir tabakanın tavanı, üzerine gelen katmanın tabanı; yine aynı katmanın tabanı da altındaki katmanın tavanı olarak adlandırılır. Tabakaların kalınlıkları birkaç cm ile birkaç m arasında değişebilir. Bir cm den daha ince olan katmanlara LAMİNA adı verilmektedir. Homojen Tabakalanma: Killi ve kireçli sedimanter kayaçlarda tabakalar genellikle renk ve boyut bakımından aynı cins tanelerden oluşur. Bu özellikler yanal ve düşey anlamda tabalanın her yerinde aynıdır. Buna Homojen Tabakalanma adı verilir (Şekil 1A). Heterojen Tabakalanma: Çakıllı ve kumlu sedimanter kayaçlarda tanelerin boyutları ve dizilişleri her tarafta aynı değildir. Bu çeşit tabakalanmaya Heterojen Tabakalanma denir (Şekil 1B, 2). Şekil 1. Homojen (A) ve Heterojen (B) tabakalanma 49

Dereceli Tabakalanma: Tane boyutları tabakanın alt kısımlarında iri olup, üst kısımlara doğru dereceli olarak ince taneli hale geliyorsa buna Dereceli Tabakalanma denir. Dereceli tabakalanmalarda, iri taneler tabanı, ince taneler ise tavanı gösterir. Çapraz Tabakalanma: Tabaka içinde tanelerin dizilişleri taban ve tavana paralel olmayıp, bu yüzeylerle açı yapacak şekillerde ise, buna Çapraz Tabakalanma denir (Şekil 2B, 3D, 4, 5). Çapraz tabakalanmalar Deltalarda; levha, kama ve mercek şekilli olmak üzere üç şekilde oluşurlar (Şekil 6). Levha şekilli çapraz tabakalanmada, taneler tavan kısmında üst yüzeye dik açılı, alt yüzeyi yataya yakın açılı olarak bulunur. Mercek şekilli çapraz tabakalanmada ise, merceklerin açık ağızları tavanı, yuvarlak kısımları tabanı gösterir. Şekil 2. Heterojen tabakalanma çeşitleri (Ketin, 1994). A: Dereceli tabakalanma, B: Çapraz tabakalanma, D: Çapraz tabakalanma çeşitleri; a- levha şekilli, b- mercek şekilli, c- kama şekilli çapraz tabakalanma 50

Şekil 3. Çapraz Tabakalanmalar Şekil 4. Çapraz Tabakalanmalar 51

Şekil 5. Deltalarda oluşan tabakalanma örnekleri (Ketin, 1994) a. denizde b. gölde c. üç farklı eğimde delta tortullaşması Kaymalı, Buruşmalı Tabakalanma: Yatay olmayan zeminlerde çökelen tortullar zamanla kendi ağırlıkları veya depremler nedeniyle şekil değiştirirler, yani deforme olurlar. Yumuşak tabakalar bükülüp kıvrılırken, sert tabakalar çatlar ve kırılırlar. Tortullaşma ile yaşıt olan bu tür deformasyonlara uğrayan tabakalaşmaya Kaymalı, Buruşmalı Tabakalanma denir (Şekil 6). 52

Şekil 6. Çökelme sırasında oluşan özel tabakalanma çeşitleri (Ketin, 1994); A: Tabakalar arası buruşma (Korugasyon) B: Sedimantasyon esnasında meydana gelen kıvrımcıklar, İstanbul çevresinin Karbonifer grovakları C: Tabakalar arası kırılmalar ve kaymalar 2. Tabaka Yüzeylerindeki Yapı Şekilleri ve Bunlardan Yararlanılarak Tabakaların Tavan-Taban Tespiti Tabaka yüzeyleri genellikle düz-pürüzsüz değildir. Özellikle üst yüzeyler dalgalı, girintili-çıkıntılıdır. Bu yapılar ve özellikleri aşağıda tanımlanmıştır: A. Ripılmarklar: Bunlar gevşek ve taneli tortullarda üst yüzeylerin rüzgar, su akıntısı veya deniz dalgası etkisi ile dalgalı şekil almalarına verilen isimdir. Ripılmarkların 53

başlıca iki türü vardır: akıntı ripılmarkları ve dalga ripılmarkları. Ripılmarkların yayvan kısımları tabanı, sivri uçları tavanı gösterir (Şekil 7). 1. Akıntı ripılmarkları (Asimetrik ripılmarklar): bunların az eğilimli yamaçları akıntının veya rüzgarın geliş yönünü gösterir. 2. Dalga ripılmarkları (Simetrik ripılmarklar): bunlar deniz dalgalarının iki taraflı ritmik hareketleri etkisiyle meydana gelirler. Şekil 7. Tabakaların üst yüzeylerinde oluşan ripılmark şekilleri (Ketin, 1994) A: Ripılmarkların görünümü B: Asimetrik ripılmarklar, akıntı izleri; ok akıntı yönü C: Simetrik ripılmarklar, dalga izleri D: Sivri uçları aşınmış simetrik ripılmarklar E: Bir ripılmarkın uzunluk (u) ve yüksekliği (y) (Ketin, 1994). B. Kuruma Çatlakları: Killi-çamurlu tortulların uzun süre atmosfer etkisi altında kalmaları ve üstten başlayarak suyunu kaybederek kuruması sonucu oluşurlar. Bunların sivri uçları tabakanın tabanını, açık ağızları ise tavanını gösterir (Şekil 8). 54

C. Yağmur, Dolu İzleri: Yağmur ve dolu taneleri, sulu yumuşak tabaka yüzeylerine düştüklerinde yuvarlak izler ve oyuklar meydana getirirler. Bunların yuvarlak kısımları tabanı, açık ağızları ise tavanı gösterir (Şekil 8). D. Kristal İzleri: Tortu içindeki tuz kristallerinin erimesi sonucu tabaka üst yüzeyinde köşeli çukurlar oluşur. Bunların açık ağızları tavanı gösterir (Şekil 8). Şekil 8. Tabaka yüzeylerinde oluşan şekiller (Ketin, 1994): A: Boşlukları kum ile dolmuş kuruma çatlakları (plan görünümü) B: Kuruma çatlakları olan bir tabakanın dikey kesiti C: Tuz kristalleri izleri D: Yağmur damlaları izleri E ve F: İçerisi kumla dolmuş kuruma çatlakları, sivri uçlar tabakanın tabanını, göstermektedir. 55

E. Yastık Lavlar (Pillow lava): Deniz dibi volkanizması ile yüzeye çıkan lavlar, yuvarlak şekil alarak katılaşırlar. Bu lavların konkav (kabarık) kısımları tabakaların tavanını göstermektedirler. Şekil 9. Yastık Lavlar (Pillow lava) F. Kavkılı Fosillerin Duruşu: Tortul kayaçlar içindeki midye kabuklarının yuvarlak kısımları tabakaların tavanını, açık ağızları ise tabanını gösterecek şekilde dururlar (Şekil 10). 56

Şekil 10. İki kavkılı (Brachiopoda) fosilleri içeren tabakalarda normal olarak kabarık kavkılar tabakanın tavanını, yassı kavkılar alt tarafını gösterirler. Ayrıca kabarık kavkıların boşluklarında kalsit kristalleri meydana gelir (Shrock, 1948 den Ketin;1994). 3. Tabaka Serileri veya İstifleri Birden fazla yani çok sayıda tabaka yan yana veya üst üste bulundukları zaman bir tabaka serisi ya da tabaka istifi meydana gelir. Bu durum o bölgede denizlerle kaplı iken üst üste gelen bir sedimantasyonun belirtecidir. 3.1. Konkordan (Uyumlu) Seri: Tabaka serilerinin oluşumu sürecinde sedimantasyona ara verme yani bir eksiklik olmamış ise bu seriye konkordan seri denir. Bu durum serinin en altından en üstüne kadar geçen zaman dilimi içerisinde o bölgenin sularla kaplı olduğunu gösterir. 57

3.3.2. Diskordan (Uyumsuz) Seri: Sedimantasyonda ara verme-eksiklik olduğu zaman, tabaka serisi diskordan (uyumsuz) durumdadır ve üst üste gelen iki konkordan (uyumlu) seri, Diskordans Yüzeyi denilen düzlem ile iki kısma ayrılır. Her diskordans yüzeyi çökelmeye ara verilen zaman dilimi içerisinde bölgenin kara halinde olduğunu ve bu süre içinde aşınım ve ayrışmanın olduğunun göstergesidir. Diskordans düzleminin üstündeki tabakalar mutlaka diskordans düzlemine paralel olarak çökelirler (Şekil 11). Şekil 11. Diskordans çeşitleri Diskordanslar dört türlüdür: 1. Boşluklu Diskordans (Diskonformite): Eğer diskordans yüzeyinin her iki tarafındaki tabaka serileri birbirine ve bizzat diskordans yüzeyine paralel ise buna boşluklu diskordans denir (Şekil 12, 13). 2. Açılı Diskordans (Ankonformite): Diskordans yüzeyinin her iki tarafındaki tabaka serilerinin eğimleri arasında belirli bir açı varsa yani, alttaki tabaka serisi kıvrımlanarak eğim kazanmış, tepesi aşınmış ve yeni bir konkordan seri bunların üzerine arada bir zaman boşluğu bulunacak şekilde gelmişse buna 58

açılı diskordans denir. Bu aradaki boşluk bölgenin kara halinde olduğu zaman dilimine karşılık gelir. Ayrıca diskordans yüzeyinin üstündeki genç seri bir taban konglomerası ile başlar ve bu konglomeranın yuvarlak çakılları alttaki daha yaşlı seriye ait kayaç parçalarından oluşur (Şekil 14). 3. Nonkonformite: Metamorfik ya da magmatik temel kayaçları üzerine tabakalı kayaçların gelmesi sonucu meydana gelen uyumsuzluk çeşididir (Şekil 15). 4. Parakonformite: Aynı tür kaya tabakaları içerisinde tabakalanma yüzeyine paralel uyumsuzluğa verilen addır. Eksik olan fosil faunasına işaret eder (Şekil 16). Şekil 12. Çökelmede bir boşluk-çökelmezlik söz konusu olduğu zaman uyumsuzluklar meydana gelmektedir. 59

Şekil 13. Birbirine paralel sedimanter tabakalar arasındaki erozyon yüzeyleri birer uyumsuzluk seviyeleridir, bu tür uyumsuzluklara diskonformite adı verilmektedir. Şekil 14. Deforme olmuş bir tabaka ile deforme olmamış genç tabaka arasındaki aşınma yüzeyi bir uyumsuzluk seviyesidir, bu tür uyumsuzluklarda tabakalar arasında belirli bir açısal fark olduğu için açısal uyumsuzluk olarak adlandırılmaktadır. 60

Şekil 15. Metamorfik ya da magmatik bir temel üzerine tabakalı kayaçların çökelmesi sonucu oluşan ara yüzey bir uyumsuzluğa işaret eder ve Nonkonformite olarak adlandırılır. Şekil 16. Aynı tür kaya tabakaları içerisinde tabakalanma yüzeyine paralel uyumsuzluk seviyelerine ise parakonformite adı verilir. Eksik olan fosil faunasına işaret eder. 61

Şekil 17. Konkordan (A) ve Diskordan (B ve C) tabaka serileri (Ketin, 1994). B: Boşluklu diskordans (diskonformite) C: Açılı diskordans (ankonformite) Dis: Diskordans yüzeyi. Transgressif Seri: Altta iri taneli yuvarlak çakıllı konglomera ile başlayıp üste doğru gittikçe taneleri küçülen kumtaşı, silt taşı, kil taşı ve marnlarla devam ederek kireçtaşları ile son bulan tabaka istifine Transgressif seri veya transgresyon serisi adı verilir. Böyle bir seri denizlerin karalara doğru ilerlemesi (transgresyon) sırasında oluşur (Şekil 18, 19, 20). Regressif seri: Denizlerin yavaş yavaş geri çekilmesi (regresyon) sırasında altta ince taneli Kireçtaşı, kil taşı tabakaları ile başlayıp, sonra kumtaşı ile devam edip üstte iri taneli konglomeralarla son bulan seriye regressif seri adı verilir (Şekil 18, 19, 20). Tam seri: Transgresyon ve regresyon olayları doğada sürekli olarak birbirini izler. Yani bir bölge bir zamanlar denizlerle kaplı iken, bir zaman sonra karasallaşıp aşınmaya uğrayabilir ve bu olaylar jeolojik zamanlar içinde aynı bölge için çok sayıda tekrarlanabilir. Böyle bir transgressif seriden sonra üste bir regressif seri gelir ve iki 62

seri birleşince tam seri meydana gelir. Tam seri konglomera ile başlar ve konglomera ile son bulur. Bir sedimantasyon devresinde oluşan böyle bir tam seri stratigrafik anlamda bir jeolojik kat temsil eder (Şekil 18). Şekil 18. Transgresyon (A) ve Regresyon (B) serileri, C: Tam seri veya bir Kat (Ketin, 1994). 63

Şekil 19. Transgresyon ve Regresyon olaylarını açıklayan şematik kesitler. 1,2,3,4: deniz seviyeleri; a,b,c,d: bu seviyelere ait kıyılar; ts: transgresyon serisi; rs: regresyon serisi (Ketin, 1994). Şekil 20. Transgresyon ve regresyon olayları nedeniyle sedimantasyon havzasının değişik bölgelerinde meydana gelen konkordan ve diskordan seriler. x- kesiminde konkordan seri, eksik yok, devamlı çökelme. y- kesiminde; boşluklu diskordans (B,C,D,E tabakaları eksik), z- kesiminde daha çok eksik var, A ile G arasında tabakalar çökelmemiştir (Boşluklu diskordans). Kuzeyden Güneye doğru gelişen transgresyondan önce Güneyden Kuzeye doğru bir Regresyon olmuş, B,C,D tabakaları bu sırada çökelmiştir (M. GIGNOUX, 1950 den derleyen KETİN, 1994 den alınmıştır) 64

Normal Seri: Yatay durumlu yada eğimli tabaka serilerinde altta bulunan katmanlar daha yaşlı, üsttekiler ise daha genç ise böyle serilere normal seri adı verilir (Şekil 21). Ters Seri: Bir tabaka istifi her zaman ilksel konumunu koruyamaz ve çeşitli kuvvetler etkisiyle kıvrımlanıp, eğim kazanabilir, dikleşir ve hatta ileri derecede deformasyon sonucunda ters dönebilir. Böyle ters bir seride altta bulunan katmanlar genç, üstte bulunanlar ise daha yaşlıdır (Şekil 21). Grift seri: Aynı zamanda fakat değişik ortam koşullarında oluşan tabakaların yan yana veya üst üste gelmeleri ile grift seri meydana gelir. Bu seriler ortam koşulları birbirinden farklı olan sedimantasyon havzalarının birbirine geçiş zonları olan sınır bölgelerinde oluşur. Bu tabakaların yaşları aynı fakat ortam koşulları yani fasiyesleri farklıdır (Şekil 22). Şekil 21. Tabaka Serileri (Ketin, 1994). (a. Normal Seri; b. Ters Seri) Normal seride en yaşlı (eski) tabakalar en altta, Ters seride ise en yaşlı tabakalar en üstte yer almaktadır. Bu durumlar tabakaların alt-üst yüzeyleri ile belirlenir. 65

Şekil 22. Kocaeli Yarımadası nda, Pendik-Dolayba arasında gelişmiş olan Silüriyen yaşlı grift seri a- Harita Görünümü b- Blok Diyagram Görünümü G: grovak; K: kalker; Ks: kuvarsit; Gr: granodiyorit (Ketin, 1994) 66

JEOLOJİDE YAŞ KAVRAMI Jeolojide yaş, bir kayacın (Sedimanter, Metamorfik veya Magmatik) oluştuğu zamanın ya da zaman diliminin ifadesidir. Jeolojide iki türlü yaş vardır: 1. Kesin yaş 2. Göreli (relatif) yaş 1. Kesin Yaş: Bu tür yaş iki türlü tespit edilebilir: a. Karakteristik (tanıtman) fosillerle yaş tayini: Jeolojik zamanlar içinde yaşayıp, ölen, kısa ömürlü fakat yeryüzünde geniş yayılımlarda yaşamış olan canlılara ait fosiller içinde bulundukları tabakanın jeolojik yaşını kesin olarak ortaya koyarlar. Örneğin; Trilobitler (Paleozoyik), Ammonitler (Mesozoyik), Kara omurgalıları ise Senozoyik zamanının karakteristik fosilleridir. Paleontoloji (Fosil bilimi) bu konularla uğraşır. 67

Şekil 23. Yer tarihinde devirler boyunca karakteristik fosil özelliği olan başlıca fosil grupları. Siyah sütunlar fosilin asıl karakteristik olduğu devirleri; içi boş sütunlar ise, fosillerin yaşadıkları tabakalar içinde bulundukları dönemi gösterirler. b. Analitik yöntemlerle yaş tayini (Radyometrik yaş tayini) Uranyum-Toryum yöntemi: Kayaçları oluşturan bir çok mineral ölçülebilecek miktarda uranyum veya toryum içerir. Bilindiği gibi uranyum ve toryum zamanla bozunur, parçalanır ve yine radyoaktif olan radyojenik kurşun izotoplarına dönüşür. Bir mineralin radyometrik yaşı, mineral içinde bulunan son ürün ile bu ürünü oluşturan başlangıç elementi arasındaki oranın ve bozunum hızının (yarılanma ömrü) bilinmesi ile bulunur. Bu işlem özel laboratuvarlarda son derece hassas aletlerle yapılmaktadır. Potasyum-Argon yöntemi: Potasyum (K 40 ) atomunun Argon (Ar 40 ) atomuna bozunarak dönüşmesi için gerekli ortak yarı ömür 1,3 milyar yıldır. Ar 40 /K 40 oranının tespiti ve yarılanma ömrünün bilinmesi ile bir kayacın kesin yaşı bulunabilir. 68

Rubidyum- Stronsiyum Yöntemi: Rubidyum (Rb 87 ), yarılanma ömrü olan 47-50 milyar yılda Stronsdiyum (Sr 87 ) a dönüşür. Bu yöntem genç kayaçlar için kullanışlı değildir. Buna karşın Paleozoyik ve Prekambriyen kayaları için elverişlidir. Radyometrik yöntemlerle jeolojik yaşı saptanan en eski kayaç 3.5 milyar yıl yaşında bulunmuştur. Bazı meteoritlerin (göktaşı) yaşı ise 4,7 milyar yıldır. Radyokarbon (C 14 ) yöntemi: Kayaçlarda bulunan radyoaktif karbonun (C 14 ) yarılanma ömrü 5730 yıldır. Doğada bulunan karbonca zengin materyalin yaşı bu yöntemle 70.000 yıl öncesine kadar uzanan genç jeolojik zamanlar % 5-10 hata ile oldukça hassas bir şekilde ölçülebilmektedir Atmosferde oluşan C 14 derhal CO 2 halinde oksitleşir ve havaya, suya ve bunları kullanan organizmaların bünyesine geçer. Canlı varlıklar, özellikle bitkiler, sürekli olarak CO 2 alırlar ve bu nedenle gövdelerinde bir miktar C 14 biriktirirler. Normal olarak havadaki CO 2 içinde bulunan radyokarbon oranı (C 14 /C 12 ), bir çok canlı organizmadaki, özellikle bitkilerdeki radyokarbon oranına hemen hemen eşittir. Organizma yaşadığı sürece C 14 /C 12 oranı değişmez. Ancak organizma öldüğünde havadan yeni CO 2 alamayacağı için,ölü organizma içinde C 14 ün C 12 ve C 13 e oranı gittikçe azalacaktır. Bu azalma değeri 1/2 değerine ulaştığında, bitkinin ölümden beri geçen zamanının 5730 yıl olması gerekir. Böylece, ölü bir organizmada, mevcut radyokarbonun (C 14 ) diğer karbonlara oranını, atmosferde CO 2 içindeki C 14 /C 12 oranı ile karşılaştırarak, organizmanın ölüm tarihini dolayısıyla o organizmaya ait izlerin içinde bulunduğu kayacın oluşum yaşını saptamak mümkün olabilmektedir. 2-Göreli (relatif) yaş: Jeolojide kesin yaş tayinin yapılması çoğunlukla zor ve masraflıdır. Bu yüzden göreli yaş kavramı kullanılır. Göreli yaş saptanmasında iki temel kural vardır. A. Eğer deformasyon nedeniyle (Kıvrımlanma vb.) bir devrilme yani ters dönme yok ise alttaki tabaka üsttekine göre daha yaşlıdır. Ya da bunun tersi de söylenebilir.yani 69

bir tabaka serisinde katmanlardan birisinin kesin yaşı herhangi bir yöntemle saptanmışsa, bunun üstündeki katmanlar altındakilerden daha gençtir. B. Jeolojide kesen kesilenden daha gençtir. Örneğin bir diyabaz daykı kestiği tüm birimlerden daha gençtir. Bir diskordans düzleminin üstündeki katmanlar altındakilerden daha gençtir. Şekil 24. Değişik kökenli kayaçların göreli yaşlarını belirten blok diyagram,a-serisi en yaşlı; d1 ve d2 damarları en genç; Dis: diskordans yüzeylerini göstermektedir. 70