yıldız takımı Dünya nın7 Harikası Sıcakla Başa Çıkabiliriz Havai Fişekler Kutup Yıldızı BİLİM VE TEKNİK DERGİSİNİN EKİDİR - SAYI 3 - AĞUSTOS 2008



Benzer belgeler
Bir Yıldız Sisteminde Canlılığın Oluşması İçin Gereken Etmenler

Amerikalı Öğrencilere Liselere Geçiş Sınavında 8. Sınıf 1. Üniteden Sorulan Sorular.

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Adımlar: A Windows to the Universe Citizen Science Event. windows2universe.org/starcount. 29 Ekim 12 Kasım, 2010

GÜNEŞİMİZ. Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

Minti Monti. Kutup ayısını tanımak ister misin?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KUTUP IŞINIMI AURORA.

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

DEV GEZEGENLER. Mars ın dışındaki dört büyük gezegen dev gezegenler grubunu oluşturur.

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

Gökyüzü Hakkında Neler Biliyorum? Sorusuna arkadaşlarımızın verdiği cevaplar.

3 )Peroksitlerle deney yapılırken aşağıdakilerden hangisi yapılmamalıdır?

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

DÜNYA NIN ŞEKLİ ve BOYUTLARI

Bir Bakışta Fen Bilimleri Kazanım Defteri

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR

Yönler ve Yön Bulma. Yönler ikiye ayrılır.

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. 5. Yiğit, demir bir bilyeyi aşağıdaki gibi eğik tutup, el feneri yardımı ile karşıdan ışık gönderiyor.

Gökyüzünde Hareket (II)

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Doğada Keşif Yapıyoruz


Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Galaksiler kütle çekimiyle birbirine bağlı yıldızlar ile yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşan yapılardır.

1. ÜNİTE DENEME SINAVI

maddelere saf maddeler denir

Fotovoltaik Teknoloji

Aslı Zülal Çizim: Ayşe İnan Alican

Yıldızımız GÜNEŞ. Serdar Evren. Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

KÜRESEL ISINMA. 2. Küresel ısınmadan sorumlu olan gazların adlarının altını çizin. En çok miktarda oluşan bu gazı kırmızı renkle işaretleyin.

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

Mebusevleri M. Anıt C. Şafak A. 8/ Tandoğan Ankara 1

Bölüm 9. Yer Benzeri Gezegenler

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

8. Mevsimler ve İklimler

ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ SINAVI SORULARI VE CEVAPLARI (Şıkkın sonunda nokta varsa doğru cevap o dur.)

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi

Konu : Atatürk Heykelleri, anıtlar ve bunları yapan heykeltıraşlar.

SICAK ÇARPMASI ELEKTRİK-YILDIRIM ÇARPMASI. Dr. Mehmet TUĞRUL İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD.

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli;

Rönesans Heykel Sanatı

Fezalar Eğitim Kurumları MSO Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

GÜNEŞ ENERJİSİ VE FOTOVOLTAİK PİLLER SAADET ALTINDİREK

Ama hep kafam karışır Günümüze kadar gelemediğine göre neye dayanarak harika diyoruz onlara? Kim görmüş ki puan vermiş?

Bize En Yakın Yıldız. Defne Üçer 30 Nisan 2011

GÜNEŞ SİSTEMİ. SİBEL ÇALIK SEMRA SENEM Erciyes Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

GÖKADAMIZ SAMANYOLU GÖKADASI

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

9. Sigarayı bırakma zamanı

KIRMIZI YENGEÇLER SINIFINDAN HERKESE MERHABA;

MOL KAVRAMI I. ÖRNEK 2

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

7. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi 4. Ünite: Madde ve Yapısı Konu: Elementler ve Sembolleri

Mercekler Testlerinin Çözümleri. Test 1 in Çözümleri

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

ÇİN MALI DEYİP GEÇMEYİN, ÇOK ŞEYİ ÇİN DEN ÖĞRENDİK

Güneş Sistemi nin doğum öncesi resmi

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Not: Bu yazımızın video versiyonunu aşağıdan izleyebilirsiniz. Ya da okumaya devam edebilirsiniz

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması

Dünya ve Uzay Test Çözmüleri. Test 1'in Çözümleri. 5. Ay'ın atmosferi olmadığı için açık hava basıncı yoktur. Verilen diğer bilgiler doğrudur.

SDÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ METEOROLOJİ DERSİ

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

Gökyüzünde Işık Oyunları

MADDENİN HALLERİ VE TANECİKLİ YAPI

ELEMENTLERİN SEMBOLLERİ VE ATOM

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Tam çizgimin üzerinde.

Bu maddelerden ekşi olan ve turnusol kâğıdını kırmızı renge dönüştürenler asit özelliği taşır. Tadı acı olan, kayganlık hissi veren ve turnusol

Atomlar ve Moleküller

Test. Yerküre nin Şekli ve Hareketleri BÖLÜM 4

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Mutluluğu birlikte yaşamaktır

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Çevremizdeki Kimyasal Maddeler

Element ve Bileşikler

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım.

Yıldızların: Farklı renkleri vardır. Bu, onların farklı sıcaklıklarda olduklarını gösterir. Daha sıcak yıldızlar, ömürlerini daha hızlı tüketirler.

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Sınıf Yönetimi etkinlikleri

NEDİR ve NASIL OLUŞUR

Tatilde Sanatla Uğraşalım

ÖĞRENME ALANI : MADDE VE DEĞİŞİM ÜNİTE 4 : MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

DENİZ EĞİTİM ATÖLYELERİ. OKUL ÖNCESİ, ATÖLYE ve OYUNLAR

Transkript:

yıldız takımı BİLİM VE TEKNİK DERGİSİNİN EKİDİR - SAYI 3 - AĞUSTOS 2008 Dünya nın7 Harikası Bazen bir bina, bir resim, bir fotoğraf ya da bir heykel görürüz veya bir müzik parçası duyarız ve o anda soluğumuz kesilir, kendimizi hafif ve küçük hissederiz. O yapıta hayranlık duyarız. Eşsiz bir şeyle karşı karşıyayızdır. Sıcakla Başa Çıkabiliriz Havai Fişekler Kutup Yıldızı

Parçacıkların Dünyası Evrenimiz nelerden oluşmuştur? Nereden gelmiştir? Neden böyle davranır? Bu soruların yanıtlarını tam olarak bilemiyoruz, fakat son yıllarda çevremizdeki evren hakkında pek çok bilgi edindik. Bu araştırmalar gözlerimizle görebildiğimizin ötesinde, minik parçacıklardan ve bunların arasında gidip gelen habercilerden oluşan bir dünya olduğunu gösterdi bize. Bu resimli kitap, sizi parçacıkların büyüleyici dünyasıyla ve onların şaşırtıcı davranışlarıyla tanıştıracak. Parçacıklarla ilgili araştırmaların yapıldığı laboratuvarlardan biri, Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi CERN in laboratuvarıdır. Burada CERN in parçacıkların yaratıldığı ve incelendiği güçlü makinelerini, yani hızlandırıcıları ve dedektörleri tanıtacağız. Öyleyse sözü daha fazla uzatmadan parçacıklara geçelim... Brian Southworth Georges Boixader POPÜLER BİLİM KİTAPLARI

Benim mânevi mirasım ilim ve akıldır Mustafa Kemal Atatürk Sahibi TÜBİTAK Adına Başkan V. Prof. Dr. Nüket Yetiş Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çiğdem Atakuman /cigdem.atakuman@tubitak.gov.tr Yayın Kurulu Güldal Büyükdamgacı Alogan Efser Kerimoğlu Ahmet Onat Mehmet Mahir Özmen Ferit Öztürk Yayın Koordinatörü Duran Akca /duran.akca@tubitak.gov.tr Araştırma ve Yazı Grubu Alp Akoğlu /alp.akoglu@tubitak.gov.tr Bülent Gözcelioğlu /bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr Serpil Yıldız /serpil.yildiz@tubitak.gov.tr Elif Yılmaz /elif.yilmaz@tubitak.gov.tr Grafik Tasarım Ödül (Evren) Töngür /odul.tongur@tubitak.gov.tr Web Uygulama Sadi Atılgan /sadi.atilgan@tubitak.gov.tr Mali Koordinatör H. Mustafa Uçar /mustafa.ucar@tubitak.gov.tr Okur İlişkileri - İdari Hizmetler İbrahim Aygün /ibrahim.aygun@tubitak.gov.tr Vedat Demir /vedat.demir@tubitak.gov.tr Sema Eti /sema.eti@tubitak.gov.tr Zehra Şen /zehra.sen@tubitak.gov.tr yıldız takımı BİLİM VE TEKNİK DERGİSİNİN EKİDİR - SAYI 3 - AĞUSTOS 2008 Merhaba, Sıcakların keyfini denizde ya da havuzda serinleyerek cildimizin rengini karartacak kadar güneşlenerek çıkarıyoruz. Ama Güneş ten gelen kimi ışınlar bedenimize zarar verebiliyor, sıcaklarsa su ve tuz kaybetmemize yol açabiliyor. Bunlarla başa çıkabilmenin yollarını bulacaksınız bu sayımızda... Yaz tatillerinden alışık olduğumuz bir başka etkinlik de geziler. Özellikle eski dönem uygarlıklarının kalıntılarını gözlemleme fırsatını bulabiliyoruz bu gezilerde. Antik dönemde yapılan eserlerin ihtişamına bakıp kendimizden geçiyoruz. Bunlar arasında en güzellerini seçmek çok zor görünüyor, ama çağlar boyu insanlar böyle bir liste oluşturmaya çalışmışlar. Aralarında en iyi bilineni de Antik dönemde Yunanların yaptığı ve Dünya nın Yedi Harikası olarak günümüze kadar ulaşmış liste. Bu listedeki harikaların yalnızca bir tanesi, Mısır daki Büyük Piramit ayakta; diğerlerinin çoğundan eser bile yok, yalnızca tarih boyunca anlatılanlardan ve yazılı kayıtlardan biliyoruz bir zamanlar var olduklarını. Yine şanslıyız, bu yedi harikadan ikisi ülkemizdeymiş, Efes teki Artemis Tapınağı ve Bodrum daki Mausolus un Anıt Mezarı. Ancak ne yazık ki hiçbiri yerinde değil. Mausolos un anıt mezarı ise önce 1200 yılında meydana gelen bir depremde hasar görmüş, daha sonra 1400 lü yıllarda Rodos Şövalyeleri anıtın taşlarını Bodrum kalesinin yapımında kullanmışlar. En son olarak da 1857 de burada kazı yapan İngiliz arkeolog Charles Newton geriye kalan kalıntıların, hemen hemen tümünü İngiltere Kraliyet Müzesi ne taşımış. Hepinize mutluluk ve sevgi dolu günler diliyoruz... Çiğdem Atakuman 2 14 10 İçindekiler 2 /Sıcakla Başa Çıkmak Yaz günlerinde havanın sıcaklığı tüm canlılar gibi bizi de olumsuz etkileyebiliyor. Oysa kimi önlemler alarak Güneş in ve sıcağın bu etkileriyle başa çıkabiliriz. 6 /Dünya nın 7 Harikası Çağlar boyunca insanlar en beğendikleri doğal güzelliklerin ve insan yapımı eserlerin listesini oluşturmuştur. İşte bunlardan en ünlüsü olan 7 maddelik liste. 10 /Havai Fişek Havai fişekler, yüzyıllardır insanları büyüleyen bir eğlence gösterisi. Birçok ülkenin de kültürel mirasının bir parçası. Bu keyifli ışık oyunlarına kimi zaman müzik de eşlik ediyor ve görkemli gösteriler ortaya çıkıyor. 14 /Kutup Yıldızı Her zaman kuzeyi gösteren kutup yıldızı ve geleceği hakkında şaşırtıcı gerçekler. 18 /Kolaj İki boyutlu nesnelerin kesilip biçilip, düzenlenip yapıştırılmasıyla iki boyutlu yeni bir nesnenin elde edilebildiği bir üretim biçimi olan kolaj, özgürce ve dilediğince üretmenin eğlenceli bir yolu da aynı zamanda. 22 /Crtl+Alt+Del 24 /Matemanya Sezgide Zarafet 26 /Bilim Teknik Atölyesi Pil 28 /Teknoloji Tasarım Geleceğin Ulaşım Araçları 3 18

SICAKLA BAŞA Yaz aylarının neredeyse sonlarına geldik. Ancak, hava hâlâ çok sıcak! Havanın sıcaklığı tüm canlıları etkiliyor. Kimi canlılar yalnızca çok soğuk iklimlerin hüküm sürdüğü yerlerde yaşarken, kimileri de tam tersine yalnızca sıcakta yaşayabilir. İnsanlarsa genellikle yaşamlarını görece kolay sürdürebildikleri yerleri kendilerine yaşam alanı olarak seçmişler. Çöller gibi çok sıcak ya da kutup bölgeleri gibi çok soğuk bölgelerde yaşayan insan topluluklarının sayısı çok az. Onlar da yaşamlarını içinde bulundukları iklim koşullarından en az etkilenecek biçimde sürdürebilmek için birtakım yöntemler geliştirmişler. Ancak kimi zaman havanın sıcaklığının vücudumuza etkileri konusunda yeterince önlem almadığımız oluyor. Özellikle de yaz aylarında dışarıda basketbol maçı yaparken ya da deniz kenarında arkadaşlarımızla vakit geçirirken. Ağustos, hava sıcaklığının en yüksek olduğu aylardan biri. Sabahın erken saatlerinden güneş batana kadar hava sıcaklığı kendini hisettirir derecede yüksektir. Sürekli olarak sıcaklardan yakınırız ama yine de çoğu zaman daha serin bölgelere gitme olasılığımız olmadığından sıcakla başa çıkmaya çalışırız. Güneşten Korunmak Gerek Öğle saatlerinde dışarıda biraz uzun zaman geçirdiğinizde, bedeninizin açıkta kalan bölgelerinin kızardığını fark etmişsinizdir. Bu kızarıklık birkaç gün içinde yerini daha koyu bir ten rengine bırakır. Derimizde güneş yanıklarının oluştuğu bu sürece bronzlaşma deniyor. Bronzlaşma, güneş ışınlarının derimizde yarattığı bazı etkilerin sonucunda gerçekleşir. Güneş ten gelen morötesi ışınımın bir bölümü atmosferde ozon tabakasınca emilirken yeryüzüne ulaşan bölümü derimizde güneş yanıklarına yol açar. Bilim insanlarınca morötesi anlamına gelen ultraviyole sözcüğünün kısaltması olarak UV adı verilen bu ışınımın üç türü olur. Bunlardan UVA, bizim için ciddi tehlikeler doğurabiliyor. İçlerinden dalgaboyu en kısa olan UVC ozon tabakasınca tümüyle emilebiliyor. Bunun yanında ozon tabakası UVB nin tümünü ememiyor. Yeryüzüne ulaşan UVB ışınımı güneş yanığı, DNA mutasyonları ve hatta cilt kanserine bile yol açabiliyor. UVA ise ötekilerden daha çok yeryüzüne ulaşı- 2

YILDIZ TAKIMI Sıcakla Başa Çıkabiliriz ÇIKABİLİRİZ Derimizde bulunan koyu renkli bir pigment olan melaninin görevi, UV ışınımının derimize zarar vermesini engellemek. Melaninin bunu nasıl yaptığıysa çok ilginç. Derimiz güneş ışınlarının etkisinde kaldığında melanin üreten hücreler hemen etkinliklerini artırır ve daha çok melanin üretip öteki hücrelere aktarır. Melaninse, DNA yı koruyan hücre çekirdeğinin üzerini sararak çekirdeğin zarar görmesini engellemeye çalışır. Bunun için Güneş ten gelen ışınımı emerek derimizin renginin kararmasına yol açar. Gerçekte bronzlaşma, derimizin zararlı güneş ışınlarının etkisinde kaldığında kendini korumak için verdiği bir tepkidir. Bu konuda yaygın bir yanlışın düzeltilmesi gerekiyor. Eğer Güneş ten gelen ışınlar nedeniyle bir ısınma duymuyorsak, bu UV den etkilenmediğimiz anlamına gelmez! Isınma duygusunu yaratan yine MELANIN, DNA YI KORUYAN HÜCRE ÇEKİRDEĞİNİN ÜZERİNİ SARARAK ÇEKİRDEĞİN ZARAR GÖRMESİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIR. BUNUN İÇİN GÜNEŞ TEN GELEN IŞINIMI EMEREK DERİMİZİN RENGİNİN KARARMASINA YOL AÇAR yor. Bu nedenle etkisinde en çok kaldığımız morötesi ışınım türü UVA. UVA derinin en alt tabakasına kadar etki edip güneş yanıklarına, cildin yapısını bozarak kırışıklıklara ve gözlerde kalıcı hasara yol açabiliyor. Ayrıca UVA nın da cilt kanserinde rol oynadığı düşünülüyor. Bronzlaşmak Ne İşe Yarar? Peki acaba UV ışınım derimizde güneş yanıklarına ve renk değişimine nasıl yol açıyor? Güneş ten gelen kızılötesi ışınımdır; UV ışınım ısınma duygusu yaratmaz. Bu nedenle, ısınma duymuyorsak derimizin UV nin zararlı etkilerinden uzak olduğunu düşünmek doğru olmaz. Özellikle çocuklar ve gençler açık havada daha çok kaldıkları için güneş ışınlarından daha çok etkilenir. Bu nedenle güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için kesinlikle birtakım önlemler almaları gerekir. Güneş ışınlarının derimize verdiği zararı en aza indirmek için güneş kremi kullanmak doğru bir yöntemdir. Güneş kremleri aslında sanıldığının tersine bronzlaşmayı sağlamak için değil, bizi güneşten korumak için kullanılır. Güneş kremi kutularının üzerinde SPF-10, SPF-15 gibi kimi kısaltmalar bulunur. SPF, güneşten koruma faktörü anlamına gelir. 10, 15 gibi sayılarsa, bu kremi sürdüğünüzde derinizin güneş yanıklarından ne kadar süreyle korunacağını gösterir. Özellikle çocuklar, açık renk tenliler ya da uzun süre açık havada kalacaklar mutlaka 15 ten yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmalıdır. Terlemek Çok Önemli Havaların ısınması yalnızca güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmamızı ge- 3

rektirmiyor. Sıcak havanın kendisi de sağlığımız için ciddi bir tehlike olabilir. Sıcaklıkla birlikte havadaki nem oranının da yükselmesi özellikle bebekler, çocuklar, yaşlılar ve yoğun fiziksel etkinlikte bulunanların sıcak hastalığı adı verilen birtakım rahatsızlıklarla karşılaşmasına yol açabilir. Bedenimiz ısı üretip kaybederek beden sıcaklığını belli bir dengede tutmaya çalışır. Sağlıklı insanlarda 36,2 37,8 C arasında olması gereken beden sıcaklığı gün içinde değişebilir. Bununla birlikte çevresel koşullar, fiziksel etkinlik, beslenme ve hatta duygularımız bile beden sıcaklığını etkileyebilir. Hava çok sıcak olduğunda ya da uzun süre yorucu bir fiziksel etkinlikte bulunduğumuzda beden sıcaklığımız artar. Bunun için bedenimiz kendi soğutma mekanizmalarını devreye sokar ve sıcaklığını dengelemeye çalışır. Bu mekanizmalar, deri yüzeyine ek kan pompalanması, terleme, ısı yayımı ve iletimi yoluyla çalışır. Beden sıcaklığımız artmaya başladığında beynimiz hemen devreye girer. Beyinde beden sıcaklığını düzenleme görevi hipo- Sıcak Hastalıkları >>> Sıcaklığın ve nem oranının yüksek olduğu havalarda bedenin, sıcaklığını dengelemek için kullandığı mekanizmalar yeterli olmayabilir ya da aşırı çalışabilir. Böyle durumlarda sıcak hastalıkları adı verilen birtakım rahatsızlıklarla karşılaşılır. Bunların başında çoğumuzun zaman zaman başına gelen sıcak krampları gelir. Sıcak krampları kol, bacak ya da karın bölgesinde kas ağrılarıyla kendini gösterir. Nedeni de aşırı terleme sonucu bedenin çok su ve tuz kaybetmesidir. Genellikle sıcak ve nemli havalarda egzersiz ya da yorucu iş yapanlarda görülür. Parmaklarda, kol ve bacaklarda ya da karın kaslarında kasılmalar ve ağrılarla ortaya çıkar. Sıcak hastalıkları arasında en az tehlikeli olan sıcak kramplarıdır. Su ya da meyve suyu gibi bazı sıvılar içilerek kaybedilen su yerine konabilse de bedenin tuz kaybı bu yolla karşılanamaz. Bu nedenle sıcak krampı görülenler hemen serin ve gölge bir yere götürülmeli, bu kişilere tuzlu su ya da tuzlu ayran içirilmelidir. Sıcak krampının ağrısı geçtikten sonra kramp öncesi yapılan etkinliğe hemen dönmemek ve bir süre dinlenmek gerekir. Bir başka sıcak hastalığı da sıcak yorgunluğudur. Sıcak yorgunluğunun soğuk, nemli ve soluk deri, zayıf nabız atışı, aşırı terleme, baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi, hızlı ve yüzeysel solunum, yorgunluk ve güçsüzlük gibi belirtileri olur. Bu belirtileri gösteren kişi hemen serin ve gölge bir yere götürülmeli, bedenini sıkan giysiler çıkarılarak sırt üstü yatırılmalı ve bacakları yükseltilmelidir. Daha sonra kişiye su ya da başka soğuk içecekler içirilmeli, ılık duş alması sağlanmalı ya da bedeni ılık suya batırılmış bir süngerle ıslatılmalıdır. Eğer kişinin bilinci yerinde değilse ya da kişide kalp damar hastalığı varsa, hasta hemen en yakın hastaneye götürülmelidir. Yoksa durumu, çok tehlikeli olan sıcak çarpmasına dönüşebilir. Sıcak çarpması, bedenin sıcaklık düzenleyici mekanizmalarının işlevlerini yerine getirememesinden kaynaklanır. Bunun sonucunda da beden sıcaklığı 40 C un üzerine çıkar. Hastanın derisi kızarık ve kuru, nabız atışı hızlı ve değişken olur. Terleme görülmeyen hastada beden ağrıları, susuzluk duygusu ve bilinç kaybı görülebilir. Bu durumdaki bir hastayı zaman yitirmeden hastaneye götürmek gerekir. 4

YILDIZ TAKIMI Sıcakla Başa Çıkabiliriz talamus adlı bölgenindir. Beden ısınmaya başladığında, sinirler aracılığıyla hipotalamusa gerekli uyarılar gönderilir. Böylece kan damarları genişler ve terleme başlar. Bedenimizde çok sayıda ter bezi bulunur. Kan dolaşımı sayesinde bedenin iç ısısı derinin yüzeyine taşındığında bu ter bezleri Ne Yapmalıyız? devreye girerek terlemeyi sağlar. Gerçekte terlemenin kendisi, ısı kaybetmemizi ve serinlememizi sağlamaz. Biz terimizin buharlaşması sayesinde ısı kaybederiz ve beden sıcaklığımız düşer. Bu da derimizin altında dolaşan kanın sıcaklığının düşmesine yol açar. Sıcaklığı azalan kan tüm bedeni dolaşarak bedenin genel sıcaklığının da düşmesini sağlar. Ne var ki bu soğutma mekanizması hava çok sıcak ve havadaki nem miktarı da yüksek olduğunda gerektiği gibi çalışmaz. Ortamda yeterince nem olduğundan buharlaşmanın oluşumu zorlaşır; çünkü hava neme, bir başka deyişle su buharına doymuştur. Sıcak hastalıkları kimi zaman çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. İşin aslında bunlardan korunmak için yalnızca birkaç basit önlem almak çoğu zaman yeterli olur. Her şeyden önce yaz aylarında özellikle saat 10.00 16.00 arasında güneş çok etkiliyken zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamak gerekir. Eğer dışarı çıkmak gerekiyorsa, gölge ve görece serin yerlerde bulunmaya çalışılmalıdır. Elbette o saatlerde arkadaşlarınızla oyun oynamak ya da zaman geçirmek isteyebilirsiniz. Bunun için ya kapalı mekânları ya da gölge ve serin yerleri seçmelisiniz. Giysilerimiz de sıcaktan olumsuz etkilenmeyi azaltabilir. Açık renkli, ince, bol ve pamuklu giysiler güneş ışınlarını yansıttığı gibi, terlemeyi de engellemez. Geniş kenarlı bir şapka hem başınızı hem de yüzünüzü, ensenizi ve kulaklarınızı güneşten korur. Güneşten korunmak için olmazsa olmazlardan biri de güneş kremleridir. Dışarıya çıkmadan yarım saat önce koruma faktörü en az 15 olan bir güneş kremini yüzünüze, boynunuza ve bedeninizin açıkta kalan başka yerlerine sürmelisiniz. Bir süre sonra kremin etkisi azalacağından, açık havada kaldığınız süre boyunca, birkaç saatte bir yeniden krem sürmeniz gerekir. Bütün bunların yanı sıra, beslenmenize dikkat etmeniz de çok önemlidir. Sıcak havalarda genellikle hafif, az yağlı gıdalar yenmeli ve mutlaka bolca su içilmelidir. Uzmanlar susuzluk duyulmasa bile günde en az 8 10 bardak su içmenin gerektiğini söylüyor. Ayrıca çok sıcak havalarda, kendinizi yoracak oyunlar ve etkinlikler yerine daha sakin olanları seçmenizde yarar vardır. Elif Yılmaz Kaynaklar Brzycki M. Beat the Heat, Current Health 2, Nisan/Mayıs 2008 Zülal A., Güneş ve İnsan, Bilim ve Teknik, Temmuz 2005 http://www.niapublications.org/agepages/hyperther.asp http://www.cdc.gov/cancer/skin/chooseyourcover/guide.htm Ailenizin Tıp Ansiklopedisi, 2008, Arkadaş Yayınları. 5

Antik Çağ da DÜNYA NIN 7 Çağlar boyunca insanlar en beğendikleri doğal güzelliklerin ve insan yapımı eserlerin listesini oluşturmuştur. Bunlardan en eskisi Antik Çağ da Yunanların oluşturduğu 7 maddelik listedir. Listenin 7 maddelik olmasının nedeni yedi sayısının Yunanlarca gizemli kabul edilmesindendir. Benzer listeler daha sonra Ortaçağ ve Modern Çağ için de yapılmıştır; hatta günümüzde de yapılmaktadır. MÖ 484-425 yılları arasında yaşamış tarihçi Heredot ilk yedi harika lık listeyi hazırlayan kişilerden biridir. Ne yazık ki onun listesi günümüze gelememiştir. Yalnızca öyle bir liste hazırladığını biliyoruz. Bildiğimiz listeyi Bizanslı Filo MÖ 225 te hazırlamıştır. Antik Çağ da dünyanın 7 harikası olarak kabul edilen yapıtlar şunlardır: Büyük Piramit Eski Mısır ın Giza kentinde bulunan Büyük Piramit bugün Kahire kentinin hemen yanındaki çöldedir. Arapların İnsan zamandan korkar, zaman da Piramit ten korkar. atasözü görkemli Büyük Piramit in insanlarda uyandırdığı duyguları özetler. MÖ 2560 dolaylarında Mısır Firavunu Kufu ya mezar olması için yapımına başlanan Büyük Piramit, ilk piramit değildir. Ondan önce ve sonra yapılmış ama hepsi de ondan küçük 40 dolayında piramit daha vardır. Firavunların kendilerine mezar olarak piramit yaptırma geleneği Kufu dan 200 yıl kadar önce, Firavun Zoser ile MÖ 2750 li yıllarda başlamıştır. Firavun Kufu ölünce Büyük Piramit in içinde, özel olarak hazırlanmış, gizli bir odaya konmuştur. Tabanı kare şeklinde olan Büyük Piramit in bir kenarı 229 m dir. Her biri 2 tondan daha ağır, iki milyon taş bloktan oluşur. Bu öylesine büyük bir kaya kütlesidir ki eğer uygun şekilde kesilebilseydi, bu kayalarla 2 m yükseklikte ve 30 cm genişlikteki bir duvarla Türkiye nin çevresi sarılabilirdi. Yapımı 20 yıldan çok süren Büyük Piramit in nasıl yapıldığı, dev kaya blokların nasıl yerleştirildiği, hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır. Yapıldığında 145,75 m yüksekliğinde olan Büyük Piramit in aradan geçen binlerce yılda üstten 10 m si aşınmış, yok olmuştur. Yine de 3800 yıl boyunca insan yapımı en yüksek yapı olma özelliğini korumuştur (Yapımı 1092 den 1311 e dek süren, İngiltere deki Lincoln Katedrali 160 m lik yüksekliğiyle Büyük Piramit i geçmiştir.) Giza daki Büyük Piramit Babil in Asma Bahçeleri Olimpia daki Zeus Heykeli Efes teki Artemis Tapınağı Halikarnas taki Mausolus un Anıt Mezarı Rodos Heykeli İskenderiye Feneri Uygarlığın beşiğinde, günümüzden binlerce yıl önce yapılan bu yedi etkileyici yapıt, sanatın, mimarinin, mühendisliğin ve insan azminin ortaya koyduğu eşsiz anıtlardır. Bunların en eskisi Mısır daki Büyük Piramit tir. İşin ilginç yanı bu yedi eserden günümüze kadar bir tek o gelebilmiştir. 6

YILDIZ TAKIMI Dünya nın 7 Harikası ARİKASI Bazen bir bina, bir resim, bir fotoğraf ya da bir heykel görürüz veya bir müzik parçası duyarız ve o anda soluğumuz kesilir, kendimizi hafif ve küçük hissederiz. O yapıta hayranlık duyarız. Eşsiz bir şeyle karşı karşıyayızdır. Onun belki büyüklüğü ya da doğallığı belki de yalınlığı ve inceliği bizi derinden etkiler. Genellikle bu tür duygular insandan insana değişir. Herkesin etkilendiği yapıtlar birbirinden farklı olabilir; ama tarih boyunca yapılmış öyle bazı yapıtlar vardır ki insanların hemen hepsi onlardan çok etkilenmiş, onları çok beğenmiştir. Babil in Asma Bahçeleri Babil, bugünkü Irak ta, Bağdat kentinin 90 km kadar güneyinde Fırat ırmağının kıyısında yer alıyordu. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Asma Bahçeler de buradaydı. Bu bahçeler Babil Kralı Nabukadnezar II nin emriyle MÖ 600 lü yıllarda yapılmıştır. Nabukadnezar II nin amacı yalnızca çok sevdiği eşi Amitis i mutlu etmekti. Amitis bir Med di ve doğup büyüdüğü Med ülkesi de dağlık ve yeşillikti. Nabukadnezar II eşini avutabilmek ve onun dağlara, güzel bitkilere olan özlemini giderebilmek için ağaçlık, çiçeklerle süslü ve teraslar halinde yükselen bu bahçeleri yaptırdı. Daha doğrusu Eski Yunan tarihçilerin anlatılarına göre böyle olduğu düşünülüyor. Tarihi belgelerde Babil in Asma Bahçeleri nden ilk kez Berossus adında Kaldeli bir rahip MÖ 4. yüzyılda söz ediyor. Sonra onun betimlemeleri Yunan tarihçilerce geliştirilmiş ve ayrıntılandırılmış. Gerçekte bu bahçeleri hiç görmemiş olan Yunan tarihçilerin betimlemelerine karşın yıllar boyunca Babil de yapılan arkeoloji kazılarında çıkan kil tabletlerde asma bahçelere ilişkin hiçbir anlatıma rastlanamamış durumda. Bu nedenle günümüzde tarihçiler artık biraz farklı düşünüyor. Onlara göre Büyük İskender in askerleri verimli Mezopotamya ya vardığında ve Babil i gördüğünde çok etkilenmiş olabilir. Vatanlarına dönen askeler Babil in verimli bahçelerini, palmiye ağaçlarını, Nabukadnezar ın sarayını ve büyük zigguratları biraz da düş güçlerini kullanarak abartılı biçimde anlatmış olabilir. Bunları dinleyenler ve özellikle de ozanlarla tarihçiler bütün bu öğeleri harmanlayarak aslında var olmayan, eşsiz bir yapıt, Babil in Asma Bahçeleri ni yaratmış olabilir. Günümüzde bazı arkeologlar hala Babil in Asma Bahçeleri ni arıyor. Eğer var oldularsa, bahçelerin MÖ 2. yüzyılda arka arkaya yaşanan birkaç depremle yıkılmış olduğu sanılıyor. 7

Artemis Tapınağı Antik Çağ da dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, Yunan av, doğa ve verimlilik tanrıçası Artemis için yapılmıştı. İzmir in 50 km kadar güneyinde, Selçuk kasabasının yanındaki Efes antik kentinde yer alıyordu. Tapınak büyük Lidya Kralı Krozüs ün emriyle yapıldı. Aslında Artemis Tapınağı öteki tapınaklara çok benziyordu ama onlardan hem çok daha büyüktü (110 m ye 55 m boyutlarındaydı ve 20 m lik sütunları vardı) hem de içi ve çevresi dönemin en yetkin heykeltraşlarının yaptığı bronz ve gümüş heykellerle süslenmişti. Tapınak dinsel bir kurum olmanın yanında zamanla bir pazar yeri olarak da işlev görmeye başladı. Yüzlerce yıl boyunca tüccarların, gezginlerin, sanatçıların ve kralların gidip değerli armağanlar sunduğu bir hac yeri oldu. Yaklaşık 200 yıl ayakta kalan bu eşsiz yapıtı MÖ 356 da kendi adını ölümsüzleştirmek isteyen (ve bunu başaran) Herostratus adlı bir deli yaktı. Sonra tapınak onarıldı ve yine dinsel bir çekim merkezi oldu. 262 de istilacı Gotlar ın yıktığı tapınak tanrıçaya inananlarca bir kez daha yapıldı. 401 de Hıristiyan şövalyeler yıktıktan sonra yeniden restore edilemedi. Zeus Heykeli Antik Çağ ın yedi harikasından bir başkası olan Zeus Heykeli, Yunanistan ın batı kıyılarında Atina dan 150 km uzakta yer alan antik Olimpia kentindeydi. Bu, o dönemde Yunanların en büyük tanrısının, tanrıların kralının, heykeliydi. Antik Olimpiyat Oyunları onun onuruna düzenlenirdi. Bölgedeki bütün kent devletleri ona saygı duyardı; Olimpiyatlar başladığında herkes, eğer savaşanlar varsa onlar da savaşa ara vererek, Olimpiyatlara katılırdı. MÖ 450 de yapılan Zeus Tapınağı nın basit ve sıradan bir görünümü vardı. Bunun üzerine içine büyük bir Zeus heykeli yerleştirilmesi düşünüldü. Bu heykeli yapma görevi de dönemin ünlü heykeltraşı Fidiyas a verildi. Fidiyas görkemli heykeli MÖ 430 dolaylarında, sekiz yılda yaptı. Yaklaşık 12 m boyundaki Zeus heykeli altın ve fildişiyle bezenmişti. Zeus un oturduğu sedir ağacından taht da fildişi, altın ve başka değerli taşlarla süslenmişti. Zeus sağ elinde zafer tanrısı Nike nin, fildişi ve altından heykelini, sol elinde de ucunda tünemiş bir kartal heykelinin bulunduğu asasını tutuyordu. Sandaletleri ve örtüsü altındandı. Tapınak 426 da yıkıldı. Ama Zeus Heykeli daha önce bazı varlıklı Yunanlarca İstanbul a getirilmişti. 462 de çıkan büyük bir yangında yok oldu. Ne yazık ki bu görkemli heykelin hiçbir kopyası günümüze kadar gelemedi. 8

YILDIZ TAKIMI Dünya nın 7 Harikası Rodos Heykeli Mausolus un Anıt Mezarı (Mozole) Antik Yunan kenti Rodos taki büyük heykel Antik Çağ ın yedi harikasından biriydi. Yaklaşık 32 m boyundaki bronz ve demirden yapıt o dönemin en yüksek heykeliydi. Güneş Tanrısı Helios için yapılan heykelin yapımı MÖ 294 ile 282 yılları arasında, 12 yıl sürmüştü. Heykelde Rodos un koruyucusu Güneş Tanrısı Helios, başından ışınlar çıkan çıplak bir erkek olarak betimlenmiştir. Helios sağ elinde bir lamba ya da meşale tutmaktadır. Rodos Heykeli yalnızca 56 yıl ayakta kalabilmiştir. MÖ 226 daki şiddetli deprem sırasında en zayıf yeri olan dizlerinden kırılmış ve devrilmiştir. Devrik heykel o durumda 880 yıl boyunca kalmıştır. Ünlü tarihçi Pilini, devrik heykelin başparmağının neredeyse sıradan bir insan boyunda olduğunu ve çok az kişinin onu tek başına kollarıyla sarabildiğini söyler. 654 te demir ve bronzundan yararlanmayı düşünen bir tüccara satılmıştır. Heykelin parçalarını taşımak için 900 den çok deve gerekmiştir. Rodos Heykeli, Ortaçağ dan beri yanlış olarak söylenegeldiği gibi limanının girişinde bacakları açık duracak şekilde yapılmamıştır (aslında resimdeki gibi değil). Limanın girişinin genişliği ve heykelin boyu karşılaştırıldığında bunun olanaksız olduğu kolayca görülür. Büyük Piramit kadar olmasa da Kral Mausolus un mezarı da çok büyüktü. Etkileyici bir görünümü vardı ve Halikarnas a hakim bir noktadaydı. Bugün kullandığımız mozole sözcüğünün çıkış noktası da bu anıt mezardan dolayı Kral Mausolus un adıdır. O dönemde Pers İmparatorluğu sınırlarını Anadolu ya kadar genişletmişti. Persler böyle büyük bir imparatorluğu ancak kendilerine bağlı yerel, küçük krallıklarla yönetebiliyordu. Muğla ve Denizli çevresine egemen Karya Krallığı da bunlardan biriydi. Bu küçük krallığı MÖ 377 den 353 e kadar Kral Mausolus yönetti. Anıt mezarın yapımını o başlattı. Yapıt onun ölümünden 3 yıl sonra, MÖ 351 de, tamamlanabildi ve 1600 yıl boyunca dayandı. On beşinci yüzyılın başlarında St. John şövalyeleri Bodrum kalesini yapana kadar anıt mezar güzelliğinden çok az şey yitirmişti. Şövalyeler 1494 te kaleyi güçlendirmek için anıt mezarın taşlarını kullanmaya başladı. 1522 ye gelindiğinde mezardan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Bugün Bodrum kalesi bütün görkemiyle duruyor. Anıt mezardan getirilen mermer blokları kalenin duvarlarında seçmek olanaklı. İskenderiye Feneri Yedi harika arasında etkileyici güzelliğinin yanı sıra günlük yaşamda insanların işine yarayan tek yapıt İskenderiye Feneri dir. Büyük Piramit ten sonra zamanının en yüksek yapısı olduğu ileri sürülürdü. Büyük İskender in ölümünden sonra onun komutanlarından Ptolemi Soter (Ptolemi I) Mısır a egemen oldu. Denizfenerinin yapımını MÖ 290 lı yıllarda o başlattı ama bittiğini göremedi. Anıtsal denizfeneri MÖ 280 dolaylarında tamamlandı. İskenderiye limanının girişindeki Faros adasında bulunan denizfenerinin 110 m den biraz daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Fenerin ışığı kıyıdan 50 km öteden görülürdü. Üzerinde bulunduğu adadan dolayı Faros Denizfeneri olarak da bilinirdi. Faros sözcüğü de bu anıtsal yapıdan sonra birçok dilde denizfeneri anlamında kullanılmaya başlandı. 1303 ve 1323 teki şiddetli depremlerde büyük hasar gören eşsiz yapıt, bakıma alınmadı ve sonra da yavaş yavaş yıkıldı. 1477 de Memlük Sultanı Kayıtbay, İskenderiye nin savunmasını güçlendirmek için Faros adasına onun yıkıntılarından bir hisar yaptırdı. Çağlar Sunay 9

Gökyüzündeki Ateşten Desenler HAVAİ FİŞEKL Havai fişekler, yüzyıllardır insanları büyüleyen bir eğlence gösterisi. Birçok ülkenin de kültürel mirasının bir parçası. Bu keyifli ışık oyunlarına kimi zaman müzik de eşlik ediyor ve görkemli gösteriler ortaya çıkıyor. İlk çıktığı yıllardan bu yana temelde aynı kalsa da günümüzün havai fişekleri gökyüzünü artık çok daha çeşitli ve karmaşık desenlerle süslüyor. Havai fişeklerde, ses, renk ve etkileyici desenler ya da bunların kombinasyonlarını ortaya çıkaran malzemeler bulunur. Bu birçok fiziksel ve kimyasal sürecin bir ürünüdür. Örneğin patlayıcıyla havaya fırlatılma, aslında kimyasal enerjinin kinetik enerjiye dönüşümüdür. Havai fişeğin patlaması da yine kimyasal enerjinin ışığa ve sese dönüşmesidir. Simetrik şekillerdeki desenlerse aslında momentumun korunumunun bir sonucudur. Yerçekimi de havaya fırlatılan fişeklerin ters bir parabol biçiminde yörünge çizmelerine neden olur. İçerdiği malzemeleri beceriyle bir araya getirip bunları bir havai fişek gösterisine dönüştürecek biçimde paketlemek, Avrupa ya gelmeden yüzyıllar önce, ilk o- larak Çin de yapılmıştı. Çinliler 6. yüzyılda, 10

YILDIZ TAKIMI Havai Fişekler ER bir potasyum nitrat karışımı olan barutla savaş roketleri ve patlayıcılar yapmışlardı. Bu beceri daha sonra 7. yüzyılda Arabistan a kadar yayılmıştı. Tarihçilere göre, Çin roketleri ve barutun Avrupa da tanınması 13. yüzyılda olmuştu. Avrupa da barut kullanımına ilişkin ilk kayıtlar 1258 yılına rastlıyor. Rönesans ta, İtalya ve Almanya da bununla ilgili kimi kayıtlara rastlanmış. üçte birini açığa çıkarabilir. Öte yandan, bir metal iyonu ve bir de klorat iyonundan oluşan kloratlar bünyelerindeki bütün oksijeni açığa çıkarabilir; bu da daha iyi bir yanma tepkimesi sağlar. Yine bir metal iyonu ve perklorat çok atomlu iyonundan oluşan ve daha fazla oksijen içeren perkloratlarsa, kloratlara oranla daha az oksijen açığa çıkarır. HAVAİ FİŞEKLER İLK ZAMANLARDA KÖTÜ RUHLARI UZAKLAŞTIRMAK İÇİN BİR ARAÇTI, GÜNÜMÜZDEYSE EĞLENCE VE KUTLAMALARIN SİMGESİ. Tüm havai fişeklerin temel bileşeni olan siyah barutun reçetesi yaklaşık 1000 yıl önce yine Çinliler tarafından hazırlanmıştı. İçeriğiyse %75 oranında, güherçile de denen, potasyum nitrat, %15 odun kömürü ve %10 kükürt. Bu oranlar günümüzde kullanılanlar, Çinliler bu oranları biraz farklı kullanıyordu. Siyah barut bulunduğu ve kullanılmaya ilk başlandığı günlerde de gürültülü ve ışıklı görüntüler sunuyordu. İlk zamanlarda bu gösteriler kötü ruhları uzaklaştırmak için bir araçtı, günümüzdeyse eğlence ve kutlamaların simgesi haline dönüşmüş durumda. Günümüzün havai fişeklerinde siyah barutun iki önemli işlevi var. Barut yandığında gaz açığa çıkar ve bu da ilk o- larak havai fişeği yukarı doğru itmede kullanılır. Ardından ateşleme işlevi devreye girer ve içeriğindeki maddelerin bu ateşlemeyle göz alıcı desenler oluşturması sağlanır. Ancak yalnızca siyah barutla havai fişeklerin izlediğimiz görkemli gösterileri yapmasına olanak yok, bunun için içeriğinde başka kimyasal maddelere de gereksinim var. Havai fişekler genellikle oksitleme, indirgeme, renk elementleriyle bazı başka düzeneklerden oluşur. Havai fişekte devreye ilk oksitleme elementleri girer; bu elementler, havai fişek içindeki karışımı ateşleyecek oksijeni üretir. Bu oksitleme elementleri genellikle nitratlar, kloratlar ya da perkloratlardır. Oksitleme, aslında yanma için gerekli olan oksijenin açığa çıkarılması için yapılan bir işlemdir. Bir metal ve nitrat iyonundan oluşan nitratlar oksijenlerinin Havai fişeğin bir başka öğesi olan indirgeme elementleri, oksitleme elementlerinin ürettiği oksijeni ateşleyerek sıcak gazların açığa çıkmasını sağlar. Bunlardan en önemlileri kükürt ve karbondur. Oksijenle bir araya geldiğinde bu elementler sırasıyla kükürt dioksit ya da karbon dioksit bileşiği oluşturur. Genellikle tepkimenin hızını kontrol etmek amacıyla, iki indirgeme elementi bir arada kullanılır. Ancak kimi zaman tepkimenin hızını artırmak için bunlara metallerin de eklendiği olur. 19. yüzyıla kadar havai fişekleri estetik o- larak renkten yoksundu. Havai fişeği renklendirmek, içinde sanat ve bilimi bir arada kullanma becerisi isteyen karmaşık bir süreçtir. Günümüzün havai fişek yapımcıları, etkileyici renkler üretmek için değişik metal bileşikleri kullanıyorlar. Örneğin, bakır mavi, baryum yeşil, sodyum sarı ve stronsiyom kırmızı renk sağlıyor. Magnezyum, alüminyum ve titanyumsa beyaz renkte kıvılcımlar ya da parıltılar üretmek için karışıma katılıyor. Havai fişekte renk üretimi için temel o- larak iki mekanizma var: akkorluk ve parlaklık. Akkorluk, ısıyla ışık üretim süreci. Malzemeler ısıyla, öncelikle kızılötesi, ardın- 11

dan kırmızı, sarı ve sonunda da beyaz renkte ışıldıyor. Havai fişeğin sıcaklığını kontrol ederek, belirli bir zamanda hangi renkte ışık vereceği de kontrol edilebiliyor. Alüminyum, magnezyum ve titanyum gibi metaller, havai fişeğin sıcaklığını artırarak çok parlak renkte ışımasını sağlıyor. Parlaklıksa, ısı dışındaki öteki enerji kaynaklarını kullanarak ışık üretilmesi süreci. Bunun için de, bir atom ya da molekülün elektronu tarafından enerji soğuruluyor. Böylece elektron uyarılmış yani kararsız duruma geçiyor. Elektron, uyarıldığı bu kararsız durumda çok kalamıyor ve yeniden daha düşük enerji düzeyine geçiyor. Bu sırada da foton, yani ışık biçiminde enerji açığa çıkarıyor. Fotonun saldığı bu enerjinin miktarına göre dalga boyu değişen fotonun rengi de değişiyor. Kimi zaman istenen renkleri üretmek için, örneğin oda sıcaklığında kararsız duruma geçen baryum klorür gibi, tuz formundaki kimyasal maddelerin kullanıldığı da oluyor. Kusursuz renkler üretmek için havai fişeğin içindeki malzemelerin de arı ve kusursuz olması gerekiyor. Örneğin, sodyum miktarındaki en ufak kusurlar bile istenen rengin tutturulmasını ve öteki renkleri etkileyebiliyor. Dolayısıyla, çok duman üretilmemesi ya da renklerin, ortaya çıkan artıklarla engellenmemesi için çok dikkatli kimyasal hesaplar yapmak gerekiyor. Öncelikle siyah barutla yukarı doğru fırlatılan havai fişekte ikinci olarak zaman ayarlı fitil devreye girer. Havai fişek itmeyle ulaşabileceği en yüksek noktaya tırmandığında bu fitil yıldız adı verilen ve değişik kimyasal maddelerden oluşan küçük parçalardan bir ya da birkaçını ateşler ve Güvenlik İçin Her şey yolunda giderse, havai fişek gösterisi gerçekten göz kamaştırıcı bir deneyime dönüşür. Ancak yolunda gitmeyen bir şey, ciddi kazalara da neden olabilir. Havai fişeği kullanırken dikkatli olmak çok önemlidir. İşte, bazı güvenlik önerileri:. Öncelikle havai fişek gösterisi sırasında çocuklar gözetilmeli; çünkü her yıl havai fişek gösterisi sırasında birçok çocuk yaralanıyor.. Uzman olmayanlar kullanacaksa, havai fişeğin üzerinde yazan talimatlar dikkatle uygulanmalı.. Havai fişek mutlaka düz bir zemin üzerinde ateşlenmeli.. Bir kerede birden çok havai fişek ateşlenmemeli.. Havai fişeği ateşlemekte kullanılacak ateşleme aracı yeterince uzun olmalı.. Ateşler ateşlemez hemen oradan uzaklaşılmalı.. Eğer ateşlenen havai fişek çalışmazsa, yeniden ateşlemek için yanına yaklaşılmamalı.. Çok rüzgârlı havalarda havai fişek kullanılmamalı.. Havai fişeğin yönelebileceği doğrultularda, insan, bina ya da araç bulunmamalı.. Mutlaka açık arazide kullanılmalı.. Havai fişekler kuru ve serin yerlerde saklanmalı.. Uzman olmayanlar, kendi havai fişeğini yapmaya, bir havai fişeği kurcalamaya ya da düzeltmeye kalkışmamalı. 12

YILDIZ TAKIMI Havai Fişekler onların patlamasını sağlar. İşte, bu yıldızların içerikleri ve ateşlenme kombinasyonlarıyla gökyüzündeki o renkli havai fişek desenleri ortaya çıkar. Yıldızlar havai fişeğin en önemli parçalarından birisidir. Tek bir havai fişekte yüzlercesi bulunabilir. Dikkatlice ölçülmüş miktarlarda perklorat, barut ve yukarıda saydığımız renk veren öteki maddeleri içerir. Havai fişekler birden çok bölmeli olabilir. Havai fişek havaya doğru fırlatıldıktan sonra da fitil yanmayı sürdürür. Yeterince yükseldiğinde fitil tam zamanında ilk bölmeye ulaşır; barut ve dolayısıyla renkli yıldızlar her yöne doğru ateşlenir. Ancak gösteri henüz bitmemiştir; fitil yanmaya devam eder, ikinci ve üçüncü bölmeleri de ateşler. Böylelikle aynı havai fişekte arka arkaya değişik görüntülerin oluşması sağlanır. Burada fitilin zamanlaması önemlidir. Örneğin üç bölmeli bir havai fişekte ikinci bölmenin ateşlenmesi en üst noktadayken yapılmalıdır. Zaman ayarlanması için fitilin tasarımı ve uzunluğuna çok dikkat edilir, yoksa yere çok yakın bir yükseklikte patlama olabilir ve bu da kazalara yol açar. Genelde havai fişeğin bileşenleri eşzamanlı olarak patlar. Dolayısıyla, bir havai fişeğin içindeki yıldızların yerleşimi bu patlamanın sonucunda ortaya çıkacak deseni de belirler. Örneğin, merkezde stronsiyum klorür katmanı ve çevresinde baryum klorürle çevrili yıldızlardan oluşmuş bir havai fişek, etrafı yeşil renkle çevrili kırmızı bir çiçek benzeri görüntü oluşturur. Bu kimyasal maddelerin türünü ve yıldızların büyüklüğüyle birlikte yerleşimini değiştirerek istenen renk ve desen elde edilebilir. Günümüzde havai fişek gösterileri bir sanata dönüşmüş durumda. Üstelik devreye bilgisayarların da girmesiyle, tüm bileşenlerin eşuyumlu çalışması sağlanıyor; kimi zaman bu uyuma müziğin de eşlik ettiği oluyor. Günümüzde havai fişek gittikçe yaygın bir kullanım alanı buluyor. Eskiden çok pahalı bir zevk olan bu eğlence, artık daha ucuza ve daha kolay elde edebilir durumda. Çoğu gösteriler kalabalık bir izleyici kitlesini kendine çekiyor. Çok eğlenceli de olsa, bu gösteriler, dikkatli olunmazsa, çok tehlikeli olabilir; çünkü sonuçta havai fişekler patlayıcıdır. İlhami Buğdaycı 13

KUTUPYILDIZI Kutupyıldızı Nasıl Bulunur? Genellikle Kutupyıldızı nın gökyüzündeki en parlak yıldız olduğu düşünülür. Aslında öyle değildir. Kutupyıldızı tüm yıldızlar arasında görünür parlaklık sıralamasında 48. sırada yer alır. Yani parlaklık bakımından onun gökyüzündeki sıradan yıldızlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Kutupyıldızı en parlak yıldızlardan biri olmadığı için ilk bakışta gökyüzünde bulunması zor olabilir. Kuzey gök kutbu bölgesinde çok sayıda parlak yıldız olmadığı için, Kutupyıldızı biraz yardımla kolayca bulunabilir. Kutupyıldızını bulmak için genellikle Büyük Ayı takımyıldızından yararlanılır. Büyük Ayı, onun bir bölümünü oluşturan ve kepçeye benzeyen (bir tava ya da cezveye de benzetilebilir) belirgin şekil sayesinde gökyüzünde kolayca bulunabilir. Bunun için yüzümüzü kuzeye dönmemiz yeter. Kutupyıldızı na yakın konumda yer aldığı için bu takımyıldız Türkiye nin bulunduğu enlem ve daha kuzeydeki enlemlerde hiç batmaz. Büyük Ayı takımyıldızını bulduktan sonra yapmanız gereken, kepçenin dış kenarını oluşturan iki yıldızdan geçen ve kepçenin yukarısına doğru uzanan bir doğru çizmek. İki yıldız arasındaki uzaklığın beş katı kadar ilerlediğinizde Kutupyıldızı na ulaşmış olacaksınız. 14

YILDIZ TAKIMI Kutup Yıldızı Gökyüzünde en çok güvendiğiniz yıldız hangisi? Çoğumuzun bu soruya vereceği yanıt Kutupyıldızı ya da bir başka adıyla Polaris olacaktır. Çünkü bu yıldız bize her zaman kuzeyi gösterir. Bu sayede yönümüzü bulabiliriz. Aslında, gökyüzü gözlemciliğiyle uğraşmayanlar için Kutupyıldızı günümüzde bu işlevini önemli ölçüde yitirmiş durumda. Hatta birçoğumuz onu gökyüzünde bulmakta bile zorlanırız. Ne de olsa günümüzde yönleri basit bir pusula yardımıyla kolayca bulabiliyoruz. Hatta yeryüzündeki konumumuzu çok duyarlı bir şekilde gösteren GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) alıcıları var. kendi çevresinde dönüyor) gibi görünür. Bunlardan biri başucu (başının tam üzeri) öteki de ayakucudur. İşte, Dünya da da durum benzerdir. Gezegenin dönme ekseninin (iki kutup noktasından geçtiği varsayılan doğru) doğrultusunda bulunan yıldızlar gökyüzünde hemen hiç hareket etmiyor gibi görünür. Saatler, günler hatta yıllar geçse bile... Aslında, yıldızların da hareketsiz olduğunu söylemek doğru olmaz. Bunlara artık herkes ulaşabiliyor; marketlerde bile satılıyorlar. Hatta cep telefonumuza, kol saatimize bile girdiler. Eskiden durum daha farklıydı; özellikle de pusulanın bulunuşundan önce. O zamanlar, denizcilerin en önemli yol göstericilerinden biri Kutupyıldızı ydı. Bu yıldıza bakılarak yönler bulunabildiği gibi, yeryüzünde bulunulan enlem de hesaplanabiliyordu. Peki, Kutupyıldızı gerçekten de eski denizcilerin düşündüğü gibi hep aynı yerde mi duruyor? Tıpkı sabahları Güneş in doğudan doğup batıdan batması gibi, gece de yıldızların aynı şekilde doğudan batıya doğru hareket ettiğini görebiliriz. Bu, aslında gökyüzünün hareket etmesinden değil, üzerinde durduğumuz Dünya nın kendi ekseninde dönmesinden kaynaklanır. Tıpkı, dönen bir insanın her şeyin kendi çevresinde döndüğünü görmesi gibi... Dönen biri için yalnızca iki nokta olduğu yerde duruyor (daha doğrusu yalnızca Çünkü evrendeki her şey hareket halindedir. Gezegenler Güneş in, Güneş de gökadamız Samanyolu nun merkezinin çevresinde dolanır. Samanyolu da yerinde durmaz; o da Yerel Gökada Kümesi nin içinde hareket eder. Ne var ki gezegenlerin gökyüzündeki hareketi dışındaki değişimleri, bir insanın, yaşam süresi içinde fark etmesi çok zor. Bunun için birtakım gözlemler ve hesaplar yapmak gerekir. Çünkü yıldızlar arasındaki uzaklıklar o kadar büyük ki hareket halinde olmalarına karşın onların bu hareketini algılamamız çok zor. Yıldızların birbirlerine göre yer değiştirmeleriyse çok uzun zaman içinde gerçekleşir ve çok karmaşıktır. Her şeyin yerli yerinde durduğunu varsaysak bile, önümüzdeki birkaç yüz yıl içinde Kutupyıldızı artık gerçekten kutup yıldızı olmak için kutup noktasından çok uzaklaşmış olacak. Bunun nedeniyse, yukarıda saydıklarımızdan çok farklı: Gezegenimiz Dünya nın yapmakta olduğu yalpa hareketi. Bunu, bir topacın yaptığı yalpa hareketine benzetebiliriz. Topaç kendi ekseninde hızla dönerken aynı zamanda yavaş bir yalpa yapar. 15

Gezegenimizin bu hareketi neden yaptığı konusunda birtakım varsayımlar var. Ancak temelde, Dünya nın dönüş ekseninin yörünge düzlemine göre eğik oluşu ve Ay la Güneş in kütleçekim etkilerinin buna yol açtığı düşünülüyor. Dünya nın bir yalpa hareketini tamamlaması yaklaşık 25.800 yıl sürüyor. Bu süre içinde, gezegenimizin ekseninin doğrultusu da önemli ölçüde değişiyor. Bu da, bu süre içinde gök kutbunun yer değiştirdiği anlamına geliyor. Geleceğin Kuzey Yıldızları Aslında Kutupyıldızı birkaç yüz yıl önce, kuzey gök kutup noktasına bugünkünden daha uzaktı. O zamanlar çok da duyarlı bir yön belirlenmesine gereksinim duyulmadığı için bu durum sorun olmuyordu. Magellan, 1519 da Dünya nın çevresini dolanmak üzere yola çıktığında Kutupyıldızı kuzey kutup noktasından yaklaşık 3,5 derece (üç parmağınızı birleştirip kolunuzu uzattığınızda bu üç parmağınızın genişliği, ya da Ay ın görünür çapının 7 katı kadar) uzaktaydı. Günümüzdeyse bu uzaklık Ay ın görünür çapından (yarım derece) çok az fazla. Kutupyıldızı 2100 yılında Dünya nın dönme ekseni doğrultusuna en yakın konuma geldiğinde, kuzey gök kutup noktasından yaklaşık Ay ın görünür çapı kadar uzak olacak. Bundan sonraki 12.900 yıl boyunca giderek bu noktadan uzaklaşacak. Daha sonra yeniden kuzey kutup noktasına yaklaşmaya başlayacak ve gökyüzünde çizdiği çemberi 25.800 yıl sonra tamamlayarak yeniden kutup yıldızı olacak. 25.800 yıl boyunca, kuzey gök kutbuna bu kadar yakın konuma gelecek benzer HERKÜL Kuzey Yarıküre KUZEY TACI 20.000 22.000 18.000 16.000 EJDERHA γ Vega Eltanin Kuzey Tutulum Kutbu LİR α 14.000 12.000 δ α Alderamin KUĞU α Deneb 10.000 8000 2008 α Küçük Ayı (Kutupyıldızı) 42 2100 Kutupyıldızı kutba en yakın 27 4140 γ Kral 2 7500 α Kral (Alderamin) 2 10.200 α Kuğu (Deneb) 7 11.500 δ Kuğu 3 13.600 α Lir (Vega) 6 14.700 γ Ejderha 3 20.400 ι Ejderha 3 22.400 α Ejderha 2 23.900 β Büyük Ayı 5 27.200 α Küçük Ayı (Kutupyıldızı) 42 Tuban α 24.000 KÜÇÜK AYI KRAL 6000 26.000 α 2000 Kutupyıldızı (Polaris) 4000 γ KRALİÇE BÜYÜK AYI Yıldızlar Nasıl Adlandırılır? Gökyüzündeki parlak yıldızların genellikle Arapça kökenli adları vardır. Ancak çıplak gözle bile görebileceğimiz binlerce yıldız olduğu için hepsini bu şekilde adlandırmak olası değil. Buna bir çözüm olarak, yaklaşık 400 yıl önce, Alman gökbilimci Johannes 16

YILDIZ TAKIMI Kutup Yıldızı parlaklıkta bir yıldız yok. Günümüzden yaklaşık 200 yıl sonra Kral ın yıldızlarından biri olan γ (gama) Kral kuzey yıldızımız olacak. 7500 yılı dolayında, Kral ın en parlak yıldızı olan Alderamin, o sırada gökyüzüne bakanlara kuzeyi gösterecek. Bu yıldızın parlaklığı Kutupyıldızı nınkine yakın. Ondan sonra uzunca bir süre, γ (gama) Kuğu kuzey gök kutbu noktasına yaklaşana kadar, yani 11.500 yılına kadar, belirgin bir kuzey yıldızı olmayacak. Gökyüzünün en parlak yıldızlarından biri olan Vega, günümüzden 12.000 yıl sonra yaşayanlara kuzeyi gösterecek. Vega dan sonra, çok uzun bir süre boyunca, dikkati çekecek kadar parlak bir yıldız Tuban Kutupyıldızı nın yerine gelemeyecek. 23.000 yılı dola- Polaris yında Ejderha nın yıldızlarından biri olan Tuban kuzeyi gösterecek ve onun ardından da günümüzden yaklaşık 25.900 yıl sonra Kutupyıldızı yeniden kuzey gök kutbu doğrultusuna en yakın konuma gelecek ve döngü yeniden başlamış olacak. Elbette, yukarıda söz edilen nedenlerle yıldızların görünür konumlarında belirgin değişimler olmadığı sürece. Günümüzde Güney Yarıküre de yaşayanlar, kutup yıldızı ko- Vega nusunda bize göre daha şanssızlar. Çünkü güney gök kutbu yakınında belirgin bir yıldız yok. Çıplak gözle görülebilen en yakın yıldız, σ (sigma) Altılık. Ne var ki bu yıldızın parlaklığı da çıplak gözün görme sınırına yakın. Bu nedenle yerleşim yerlerinden görülmesi neredeyse olanaksız. Durum günümüzde böyle olsa da gelecek yıllarda Güney yarıkürede yaşayanlar bize göre daha şanslı olacak. Çünkü güney gök kutbu bölgesi görece daha zengin ve önümüzdeki 25.800 yıl boyunca birçok parlak yıldız güney yıldızı olarak parlayacak. Güney Yarıküre 2008 σ Sekizlik 65 5770 ω Karina 1 6200 β Karina 6 6400 θ Karina 4 6800 ν Karina 1 8100 ι Karina <1 9200 δ Yelken <1 10.600 χ Karina 3 10.800 γ Yelken 3 13.600 ν Pupa 2 13.800 α Karina (Kanopus) 8 15.300 β Ressam 6 21.800 α Sucanavarı 3 21.900 α Irmak 8 23.000 β Suyılanı 7 24.200 Küçük Magellan Bulutu 2 26.900 σ Sekizlik 1 Achernar 24.000 α 22.000 SAAT 20.000 AĞCIK 18.000 26.000 β SUCANAVARI SEKİZLİK 16.000 2000 σ BUKALEMUN Güney Tutulum Kutbu UÇANBALIK α Kanopus ν 14.000 4000 KARİNA ω ν 12.000 6000 ι δ PUPA GÜNEY HAÇI 8000 10.000 γ YELKEN GÜVERCİN Bayer, bunun için Yunan harflerini kullanmaya başladı. Her takımyıldızı kendi içinde adlandırdı. Bu sisteme göre bir takımyıldızın sınırları içindeki bir yıldızın adı, o takımyıldızın adının önüne Yunan alfabesindeki bir harfin eklenmesiyle oluşturuluyordu. Örneğin α (alfa) Büyük Ayı, β (beta) Büyük Ayı gibi. Bayer bunu yaparken bu yıldızları parlaklıklarına göre de sıralamaya özen gösterdi. Bu adlandırma günümüzde de kullanılıyor. Alp Akoğlu 17

İki Boyutlu Görsel Dünyadan Bir Yöntem KOLAJ Bazı günlerde zamanımızı iyi bir şekilde geçirmekte güçlük çekeriz. Her gün yaptığımız alışılmış şeylerden sıkıldığımızda, başka yeni seçenekler bulmada zorlanırız. Aslında böyle zamanlarda aklımıza gelenlerden daha çok seçeneğimiz olduğunun çoğu zaman farkına varmayız. İşte, bu tür zamanların en iyi etkinliklerinden biridir kolaj yapmak. İki boyutlu nesnelerin kesilip biçilip, düzenlenip yapıştırılmasıyla iki boyutlu yeni bir nesnenin elde edilebildiği bir üretim biçimi kolaj. Özgürce ve dilediğince üretmenin eğlenceli bir yolu. Kolaj Fransızca da yapıştırmak anlamına gelen caller sözcüğünden türemiş. Üretme biçimi çok kolay olan görsel bir sanat dalı. Kolaj yapmanın tanımlanmış, belirli kural ya da kalıpları yok. İçimizden nasıl geliyorsa, birbirleriyle ilgisiz görünen, değişik malzemelerden yapılmış, birçok nesneyi bir araya getirebiliriz. Birbirleriyle uyumsuz nesnelerle yeni düzenlemeler yapmak, bunların anlamlı ürünlere dönüşmesini sağlamak, ilginç bir üretim deneyimi yaşamamızı sağlar. Kolaj Nasıl Bulunmuş? Öncesinde popüler bir sanat akımı olan kübizm, 1920 li yıllarda önemini yavaş yavaş yitirirdi. Kübizmin bir dalı olan kâğıt yapıştırma ya da kolaj 20. yüzyılın bir sanat biçimi olarak sık sık kullanılmaya başlandı. Peki, kolaj nasıl ortaya çıktı? Günümüzden yaklaşık yüzyıl kadar önce, İspanyol ressam Pablo Picasso ve arkadaşı George Braque, farklı denemelerle o zamana değin yapılmış olanlardan daha değişik eserler ortaya koyuyorlardı. Eserlerde nesneleri, kübik biçimler halinde gösteriyorlardı. Örneğin bir insan başını, köşeleri biraz yuvarlatılmış dörtgen biçiminde gösterebiliyorlardı. İşte, bu denemeler sırasında kolaj adı verilen bir yöntem geliştirdiler. 18

YILDIZ TAKIMI Kolaj Resimlerine yırtılmış ya da kesilmiş gazete ya da paket kâğıtlarını yapıştırdılar. Yırtılmış ya da kesilmiş kâğıtlar, değişik biçimlerle, çabucak yeni görüntüler oluşturabilmelerine olanak sağladı. Kolajın, birbiriyle uyumsuz nesnelerin bir araya getirilmesinden doğan çarpıcı bir etkisi vardı. Ayrıca insanların yeni anlamlar taşıyan eserler üretmesine olanak sağladığından, gerçekten çok büyüleyici bir yöntemdi. 1930 lu yıllarda gerçeküstü sanat akımının etkisinde çalışmalar yapan bazı kadın ressamlar çalışmalarında kolaj yöntemini kullandılar. 1950 li ve 1960 lı yıllarda bazı sanatçılar kolajı bir eleştiri aracı olarak da kullandı. Kolajın genel ilkeleri, yalnızca resimde değil montaj, fotomontaj, asamblaj, fotoğraf gibi uygulamalarda da kullanılmaya başlandı. Kolaj, sanatsal içerikli fotoğraf çekme kaygısı taşıyan çoğu fotoğrafçının da kullandığı bir yöntem. Fotoğrafın biçiminden daha çok özüne katkıda bulunmak amacıyla kullanılıyor. Gerçek yaşamda fiziksel ya da sosyal koşulların engellediği birliktelikleri sağlamak, sıradışı görüntüleri oluşturmak gibi amaçlarla da uygulanabiliyor. Kolaj yapılmış fotoğraflar genellikle gerçeküstü bir özellik gösteriyor. Bu haliyle de izleyenleri oldukça şaşırtabiliyorlar. Bu yöntemin, fotoğrafçıların sanatsal üretimine sınırsız katkısı olabiliyor. KOLAJIN, BİRBİRİYLE UYUMSUZ NESNELERİN BİRARAYA GETİRİLMESİNDEN DOĞAN ÇARPICI BİR ETKİSİ VARDI. AYRICA İNSANLARIN YENİ ANLAMLAR TAŞIYAN ESERLER ÜRETMESİNE OLANAK SAĞLADIĞINDAN, GERÇEKTEN ÇOK BÜYÜLEYİCİ BİR YÖNTEMDİ... 19

Kolaj Malzemelerimiz Kolaj yaparken kullanacağımız malzemeleri fon malzemeleri, görüntüyü oluşturacak malzemeler, biçimlendirme malzemeleri ve yapıştırıcılar şeklinde gruplayabiliriz. Fon, dikdörtgen, kare, daire, ya da aklınızdan geçen örneğin altıgen şeklinde, tüm yapıştırmaları üzerine yapacağımız ana zemindir. Fon olarak kâğıt, fon kartonu, ahşap, kumaş, tuval bezi, resim kâğıdı vb. bir malzeme kullanabiliriz. Kolaj yapımının en ilginç yönlerinden biri rastlantılara dayalı olmasıdır. Seçtiğiniz nesnelerin üzerindeki görüntüler ya da renkler, kolaj yapma yolculuğunda, sizi sürekli yeni düşüncelere taşıyabilir. Böyle anlarda sezgilerinize güvenin. Elinizdeki malzemeyi, önceden oluşturduğunuz bir düşüncenin peşinde koşturmak için ısrarcı olmayın. Bazen malzemelerinizin etkilediği sezgileriniz, düşündüğünüzden çok daha güzel eserler üretmenizi sağlayabilir. Yine de ilk kez kolaj yapıyorsanız, başlangıçta size ilginç gelen bir biçim ya da konu bulmanız, zaten kolay olan işinizi daha da kolaylaştırabilir. Böylece amacınıza uygun ya da sezgilerinizin önderliğinde çok sayıda kolaj üretebilirsiniz. Kolaj yaparken düşüncelerimizin izlerinin korunmasına özen göstermemiz, anlatmak istediğimizin biraz belli olmasını ya da o kolaja bakan kişilerin aklına biraz gelmesini sağlamamız yeterli olur. 20

YILDIZ TAKIMI Kolaj Çeşitli kâğıtlar (renkli kâğıtlar, kraft kâğıtlar, eski gazete, dergi, kitap gibi basılı kâğıtlar, yarı geçirgen kâğıtlar, pelur kâğıtları, dokulu kâğıtlar, el yapımı kâğıtlar, bilgisayar çıktıları, bilet koçanları, oyun kâğıtları, duvar kâğıtları, yağlı kâğıtlar, şeker çikolata hediyelik eşya gibi ambalaj kâğıtları), tebrik ya da posta kartları, fotoğraflar, çizimler, karikatürler, alüminyum folyo, naylon, posta pulları, haritalar, şişe ya da konserve kutusu etiketleri, kibrit kutuları, kitap arasında kurutulmuş çiçekler vb. malzemeler görüntü oluşturmada kullanılabilir. Görüntü malzemelerini biçimlendirirken makas, maket bıçağı, delikli zımba; yapıştırmak için de zamk, uhu, prit gibi malzemeleri kullanabiliriz. Aman dikkat edin! Kesip biçmek üzere seçtiğiniz nesneler yakınlarınızın değer verdiği şeyler olmasın. Onları üzmek istemezsiniz, değil mi? Nasıl Yaparız Kolaj yaparken makas, zemin olarak kullanacağımız bir malzeme, örneğin bir fon kartonu ve yapıştırıcıya gereksinimimiz olur. Kesip biçeceğimiz malzemeleri de unutmayın! Bütün malzemeler hazırsa, artık başlayabiliriz. Kolaj yaparken ilk işimiz, başlangıç düşüncemize uygun bir fon malzemesini seçmektir. Sonra bu fona yerleştirmek istediğimiz görüntüleri kesip hazırlarız. Kestiğimiz görüntüleri, fon üzerinde hangi alana ve nasıl yerleştireceğimize, kesip biçtiğimiz görüntülerden hangilerinin alta ya da üste gelecegine, sezgilerimize de kulak vererek, içimizden geldiğince, hayallerimizdeki görüntüyü oluşturacak biçimde karar veririz. Bütün kararlarımızı verdikten sonra, kararlarımızın sonucunun nasıl göründüğünü anlamak üzere, deneme yerleştirmesi yaparız. Yerleştirmeden sonra ortaya çıkan yeni görüntüden hoşnut kalırsak, en alta yerleştirdiğimiz ilk görüntülerden başlayarak üste doğru yapıştırma işini tamamlarız. İsterseniz kolajın sonunda boya kalemlerinizi kullanıp kolajınıza değişik, hoş etkiler de katabilirsiniz. Kolaj yaparken, bazen minik deniz kabukları, boncuklar ya da patlamış mısır gibi bazı küçük üç boyutlu nesneleri de ekleyebilirsiniz. Ancak tümüyle üç boyutlu nesneleri kullanarak birleştirmeler yaparsanız, kolaj değil asamblaj yapmış olursunuz -ki bu da başka bir görsel sanat dalıdır. Yaptığınız kolajı çok beğenirseniz, çerçeveleyip duvarınıza da asabilir, bir arkadaşınıza ya da bir yakınınıza doğum günü hediyesi olarak verebilirsiniz. Hatta bu yolla posta kartlarınızı bile kendiniz hazırlayabilirsiniz. Serpil Yıldız Kaynaklar http://career.kent.edu/home/general/whatiscollage.cfm http://www.be.wednet.edu/ourschools/hs/library/collage_in_the_classroom_cathy_b.htm http://www.artistresource.org/ligardiner/teach/collage.htm http://www.hindu.com/thehindu/mp/2004/11/16/stories/2004111600560200.htm http://fmwriters.com/visionback/vision20/workshop.htm 21