İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2013 2014 02.06.2014 AÇIKLAMALAR:



Benzer belgeler
ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDA ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

Madde 2 Serbest dolaşım özgürlüğü

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR HEKMATULLAH KAMALOV BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5038)

Sirküler Rapor /83-1

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

Sayı: 27/2013 İYİ İDARE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BÜLENT UĞURLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13364)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEVAP ANAHTARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA KANUN YOLLARI

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

C. Başvurucunun Anayasa Mahkemesi önünde devam eden başka bir başvurusu varsa numarası:

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI : S.K

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) RET KARARI

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ GENEL KURUL KARAR N.B.B. BAŞVURUSU (2) (Başvuru Numarası: 2014/17143) R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

DİLEKÇELER IV: ADLÎ DİLEKÇELER III HUKUK DİLİ VE ADLİ YAZIŞMALAR. Yrd. Doç. Dr. Emel HANAĞASI ÜNİTE

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2013 2014 Eğitim Öğretim Yılı İnsan Hakları Hukuku Final Sınavı Cevap Anahtarı İkinci Öğretim Öğrencileri 02.06.2014 AÇIKLAMALAR: Cevaplarınız gerekçeli ve yazınız okunaklı olmalıdır. Sınav süresi 120 dakikadır. Hepinize başarılar. (Prof.Dr.Abdurrahman EREN) OLAY I Başvurucu, kendisine zorla senet imzalattırıldığı iddiasıyla suçun faillerinin cezalandırılması ve senedin iptali için Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı, 3/10/2006 tarih ve K.2006/1391 sayılı kararı ile olay hakkında kamu davası açılmasını gerektirir delil olmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş, başvurucu hakkında iftira suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda Gölcük Asliye Ceza Mahkemesine hitaben iddianame düzenlemiştir. Başvurucu, mahkemenin 18/9/2008 tarih ve E.2006/315, K.2008/391 sayılı kararı ile iftira suçundan dolayı 1 yıl 16 ay 3 gün hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Başvurucunun temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 7/5/2012 tarih ve E.2010/29859, K.2012/10610 sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar vermiştir. Başvurucu, 28/6/2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurulması için müracaatta bulunmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10/9/2012 tarih ve KD-2012/230436 sayılı kararı ile itirazı gerektirecek hukuki ve fiili durumun olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Anılan karar başvurucuya 4/10/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Kanun un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer alan hükme atıf yaparak, Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler hükmünden hareket etmektedir. Mahkeme ikinci olarak bu hükmün yorumunda şöyle devam etmektedir: Anılan hüküm uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Anayasa Mahkemesinin yetki kapsamının anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde genişletilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/947, 12/2/2013, 16). Soru: Yukarıda aktarılan olayda, Anayasa Mahkemesinin bu başvuruyu zaman yönünden kabul edilir bulup bulmayacağını gerekçesi ile birlikte açıklayınız? (10 puan) Cevap: Anayasa ve kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları incelemektedir. Ceza hukukunda kararların kesinleşmesi bakımından tüketilmesi gereken son olağan kanun yolu kural olarak temyizdir. Somut olayda olağan kanun yolu Yargıtay 4. Ceza Dairesinin Gölcük Asliye Ceza Mahkemesinin kararını 7/5/2012 tarihinde onaması ile tamamlandığından karar bu tarihte kesinleşmiştir. Başvurucunun onama kararına itiraz için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmesi olağan kanun yolu olmadığı için kararın 7/5/2012 tarihinde kesinleşmesini engellemeyecektir. Dolayısıyla başvurucunun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının takdirini

harekete geçirmeye yönelik bir taleptir. Somut olayda Başsavcının bu talebi reddetmesi ve ret kararının 4/10/2012 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmesi nihai kararın kesinleşme tarihini değiştirmeyecektir. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun, 'zaman bakımından yetkisizlik' nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. OLAY II Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvuruda başvurucu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesinin 9/10/2012 tarih ve E. 2012/1257, K. 2012/1044 sayılı kararının avukatına 7/11/2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve karardan haberdar olmadığını, 10/10/2012 ila 11/12/2012 tarihleri arasında çalıştığı şirketin Eskişehir İli Sivrihisar İlçesinde olan çalışmasının başında bulunması nedeniyle süresi içinde başvuru yapamadığını, bu durumun haklı bir sebep teşkil ettiğini ileri sürerek hak ihlalinin giderilmesi talebinde bulunmuştur. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un Bireysel başvuru usulü kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir: Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Soru : Yukarıdaki olayda, başvurucu bakımından başvuru süresi ne zaman başlamaktadır. Başvurucunun süreyi kaçırdığına ilişkin mazeretinin kabul edilmesi mümkün müdür açıklayınız. (10 Puan). Cevap: Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun ve İçtüzük'ün ilgili hükümleri uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir. Bununla beraber İçtüzük uyarınca, mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı mazeret nedeniyle otuz gün içinde başvuru yapılamadığı takdirde, bu durumu delillendiren belgeler ile birlikte mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içerisinde de bireysel başvuru yapma imkânı bulunmaktadır. Somut olayda, başvurucu, 7/11/2012 tarihinde nihai yargı kararının avukatına tebliğ edildiğini bildirmektedir. Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Bu nedenle kural olarak vekile yapılan tebliğ tarihi 30 günlük başvuru süresinin başlangıcı kabul edilir. Başvurucunun anılan tarihler arasında Eskişehir de çalışıyor ve iş sahasından ayrılamıyor olması bireysel başvuru yapmasını engeller nitelikte bir husus değildir. Çünkü bireysel başvuru Türkiye nin her yerindeki mahkelere yapılabilmektedir. Bu nedenle başvurucunun mazereti haklı mazeret olarak değerlendirilemez. OLAY III Bakanlar Kurulu, 23/7/1997 tarih ve 1997/9689 sayılı kararıyla Yusufeli Barajı ve HES Projesinin yapımı için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yetki vermiştir. Başvurucu Dernek, bahse konu Projenin yapılmasından vazgeçilmesi ve iptali istemiyle adı geçen Bakanlığa başvurmuş, ancak talebi 20/12/2001 tarih ve 5947 sayılı yazıyla reddedilmiştir. Başvurucu Dernek, Yusufeli Barajı ve HES Projesinin uygulanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile anılan Projenin yapımından vazgeçilmesi istemiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesinin 2002/1409 (bozma sonrası 2007/1992) esasına kayden açtığı dava sürecinden sonuç alamadığını belirterek, üyelerinin aile, çevre, mülkiyet gibi bir kısım anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ayrıca tazminat talebinde bulunmuştur.

Soru : Başvurucun başvurusunu kişi yönünden kabul edilebilirlik koşulları bakımından değerlendiriniz. (10 puan) Cevap: Bireysel başvurular ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. Özel hukuk tüzel kişilerinin (sendikalar, dernekler, vakıflar, ticari ortaklıklar vb.) bireysel başvurunun niteliği gereği sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilirler. Somut olayda başvuru özel hukuk tüzel kişisi olan dernek tarafından yapılmıştır. Ancak başvurucu, tüzel kişiliğe ait ne tür bir hakkının ihlal edildiğinden somut olarak bahsetmeksizin, üyelerinin aile, çevre, mülkiyet gibi bir kısım anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Buna karşılık başvuru konusu olayda Danıştay 10. Dairesinin 2002/1409 (bozma sonrası 2007/1992) esasına kayden görülen davanın konusu ise Yusufeli İlçesinde Yusufeli Barajı ve HES Projesi nin uygulanması ile ilgili alınan idari karar ve işlemin iptaline ilişkindir. Bu durumda söz konusu idari karar ve işlemin başvurucu Derneğin tüzel kişiliğine ait haklarına bir müdahale oluşturduğundan bahsedilemez. Davaya konu Bakanlar Kurulu kararı ile ret işlemi nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenmeyen başvurucu Derneğin, bireysel başvuru yapma hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, özel hukuk tüzel kişisi olan başvurucu Derneğin mağdur sıfatı taşımadığı anlaşıldığından başvurunun kişi yönünden yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. OLAY IV Başvurucu; Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/9/2012 tarihli kararında, hukuka aykırı olarak hakkında yurt dışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbir kararı verildiğini, henüz kesin bir hüküm bulunmadan ve Parlamento kararı alınmadan bir parlamento üyesinin üzerinde hürriyeti kısıtlayıcı nitelikte yurtdışına çıkış yasağı tedbirinin uygulanmasının Anayasa nın 23. maddesinde düzenlenen yerleşme ve seyahat özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, yurtdışına çıkamamak adli tedbir kararının ideolojik ve politik bir karar olduğunu bu sebeple Anayasa nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur. Anayasa nın Yerleşme ve seyahat hürriyeti başlıklı 23. maddesi şöyledir: Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz. AİHS ne Ek 4 No lu Protokol ün Serbest dolaşım özgürlüğü başlıklı 2. maddesi şöyledir: 1. Bir devletin ülkesi içinde usulüne uygun olarak bulunan herkes, orada serbestçe dolaşma ve ikametgahını seçebilme hakkına sahiptir. 2. Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeyi terk etmekte serbesttir. 3. Bu haklar, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlık ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler olarak ve yasayla öngörülmüş sınırlamalara tabi tutulabilir. 4. Bu maddenin 1. fıkrasında sayılan haklar, belli yerlerde, yasayla konmuş ve demokratik bir toplumda kamu yararının gerektirdiği sınırlamalara tabi tutulabilir.

30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir: Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Soru 1: Başvurucunun, Anayasa nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğüne yönelik şikâyetiyle ilgili kısmını konu bakımından kabul edilebilirlik yönünden değerlendiriniz (10 puan) Soru 2: Başvurucunun, Anayasa nın 23. maddesinin ihlal edildiği yönündeki iddiaları çerçevesinde değerlendirilen Anayasa nın 10. maddesinin ihlal edildiği yönündeki iddiasını kabul edilebilirlik koşulları bakımından değerlendiriniz (10 puan). Cevap 1: Bir başvurunun veya şikâyetin konu bakımından Mahkemenin yetkisi kapsamına girebilmesi için, başvurucu tarafından ihlal edildiği ileri sürülen hak, AİHS ve buna ek Türkiye nin taraf olduğu protokollerle korunmuş olmalıdır. Türkiye nin taraf olmadığı ek protokol hükümlerinden biriyle ilgili başvuruların Anayasa Mahkemesince incelenmesi mümkün değildir. AİHS e Ek 4 No.lu Protokol e ülkemiz taraf değildir. Bu nedenle, anılan Protokol kapsamında kalan ve Anayasa nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğüne yönelik şikâyetle ilgili olarak bireysel başvuruda bulunulamaz. Açıklanan nedenlerle başvurunun Anayasa nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğüne yönelik şikâyetle ilgili kısmının, konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir. Cevap 2: Başvurucu hakkında hükmedilen yurt dışına çıkış yasağının Anayasa nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğüne yönelik şikâyetle ilgili kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmiştir. Anayasanın 10 ve Sözleşmenin 14. Maddesindeki ayırımcılık yasağı, bağımsız nitelikte koruma işlevine sahip olmayıp, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını, korunmasını ve başvuru yollarını güvence altına alan tamamlayıcı nitelikte haklardandır. Başvurucunun sehayat özgürlüğü kapsamına giren bir hakkına yönelik müdahale bulunmaması nedeniyle ayırımcılık yasağının tek başına somut başvuru açısından uygulanabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple başvurucunun, başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir. METİN SORULARI 1. Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan bireysel başvuru hakkını; a) Başvuruya konu haklar açısından (5 puan) b) Başvuru süresi ve başvuru hakkına sahip olanlar (10 puan) c) Kararların sonuçları bakımından karşılaştırınız. (10 puan) 2. Paris Prensiplerine uygunluk bakımınan Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile Kamu Denetçiliği Kurununu aşağıdaki özellikler bakımından karşılaştırarak değerlendiriniz: a) Paris Prensipleri hakkında kısaca bilgi veriniz (5 puan) b) Yasal dayanak ve oluşum (5 puan) c) Görev ve yetkiler (5 puan) d) Bireysel başvuru (5 puan) e) Kararlarının niteliği (5 puan) METİN SORULARI CEVAPLAR

1. Sorunun Cevabı a) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokoller kapsamında yapılmaktadır. Sözleşme kapsamında yürürlükte olan 14 Ek protokol bulunmaktadır. Türkiye bu protokollerden 4, 7 ve 12. Protokollere taraf değildir. Sözleşme kapsamındaki haklar kişisel ve siyasal haklardan oluşmaktadır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruya konu haklar, Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetlerden, Türkiye nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokoller kapsamındaki haklardır. Bu anlamda bireysel başvuruya konu haklar her iki başvuru mekanizması bakımından ortaktır. Hakların kapsamı açısından, Anayasa ile Sözleşme kapsamında en geniş koruma nerede sağlanmış ise o kapsamda başvuru yapılabilmektedir. b) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren altı aylık bir süre içinde başvurulabilir. Anayasa Mahkemesine ise, idari ve yargısal yolların tüketilmesinden itibaren 30 gün içinde başvuru yapılaması gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Sözleşme veya protokollerinde tanınan haklarının Yüksek Sözleşmeci Taraflar dan biri tarafından ihlal edilmesin den dolayı mağdur olduğunu öne süren her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları Mahkeme ye başvurabilir. Hükümet dışı örgütler tüzel kişiliğin niteliğine uygun ve tüzel kişiliği ilgilendiren haklar bakımından başvuru yapabilmektedir. Taraf devletin ülkesinde bulunan ve vatandaşlık bağı olmayan yabancılar vatandaşlara tanınan siyasal haklar dışında başvuru yapabilmektedir. Anayasa Mahkemesine başvuru hakkını gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri yapabilmektedir. Yabancılar yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklar bakımından bireysel başvuru yapamamaktadır. Her iki başvuru yoluna da kamu tüzel kişilerine başvuru hakkı tanınmamıştır. c) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları kesindir ve Sözleşmeye Taraf Devletleri bağlar. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler. Mahkeme nin kesinleşen kararı, infazını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi ne gönderilir. Mahkeme, gerektiği takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder. Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme, davanın bu Sözleşme ve Protokolleri ile tanınan insan haklarına saygı ilkesinden esinlenen bir dostane çözüm yoluyla sonuçlanmasını sağlamak için taraflara yardımcı olabilir. Anayasa Mahkemesi, esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir. 2. Sorunun cevabı a) Paris Prensipleri Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının uluslar arası standartlarını belirleyen ve Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından onaylanış tavsiye niteliğinde bir belgedir. Bu ilkeler ışığında ulusal insan hakları kurumları uluslar arası standartlara uygunluk bakımından Ulusal Kurumlar Uluslar arası İşbirliği Komitesi tarafından akredite

edilmektedir. A statüsünde akrtedite olan kurumlar uluslar arası örgüt ve kuruluşlar nezdinde söz sahibi haline gelmektedir. b) Paris Prensiplerine göre ulusal insan hakları kurumları anayasal ya da yasal temelde kurulmalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) anayasal temelde kurulmuşken, Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) yasal temelde kurulmuştur. Yasal dayanak açısından KDK daha güçlü konumdadır. Oluşum açısından ulusal insan hakları kurumlarında çoğulculuk esastır. KDK, bir başdenetçi ve beş denetçiden oluşmaktadır. Baş denetçi TBMM Genel Kurulu tarafından seçilirken, beş denetçi Mecliste oluşturulan Karma Komisyon tarafından seçilmektedir. Ancak denetçiler, toplumun farklı kesimleri ve sivil toplum temsilcilerine yer vermemektedir. TİHK ise, 11 üyeden oluşmakta, 2 üye Cumhurbaşkanı, 7 üye Bakanlar Kurulu, 1 üye YÖK, 1 üye Barolar tarafından seçilmektedir. Sivil toplum örgütleri aday gösterebilmektedir. TİHK, çoğulculuk bakımından KDK na göre daha çoğulcu bir yapıya sahiptir. c) Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak amacıyla idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden ve iyi yönetim ilkelerini gözeterek incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak yetki ve görevine sahiptir. Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler,yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler,yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, hakkında yapılan şikâyetler Kurumun görev alanı dışındadır. TİHK, insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve ihlallerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek; şikâyet ve başvuruları incelemek ve bunların sonuçlarını takip etmek; sorunların çözüme kavuşturulması doğrultusunda girişimlerde bulunmak; bu amaçla eğitim faaliyetlerini yürütmek; insan hakları alanındaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek amacıyla araştırma ve incelemeler yapmakla görevli ve yetkilidir. TİHK görev alanı KDK ya göre daha geniş ve kapsayıcıdır. d) KDK na, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarına karşı, menfaati ihlal edilen gerçek ve tüzel kişiler Kuruma şikâyet başvurusunda bulunabilir. Ancak, şikâyetin insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik olması hâlinde menfaat ihlali aranmaz. Kuruma şikâyet başvurusunda bulunulabilmesi idair başvuru yollarının tüketilmesi tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma şikâyet başvurusunda bulunulabilir. Dava açma süresi içinde yapılan şikâyet başvurusu, işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur. TİHK İnsan hakları ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek ve tüzel kişi Kuruma başvurabilir. Kuruma başvurulmasında bir süre olmadığı gibi idari yollarının tüketilmesi aranmamaktadır. Kuruma başvurma halinde dava açma süresi durmamaktadır. Bu nedenle, TİHK na başvuru daha esnek koşulları bağlanmıştır. e) KDK, şikâyet başvurusuna ilişkin inceleme ve araştırma sonucunda tavsiye kararı, ret kararı veya karar verilmesine yer olmadığına dair karar verir. Kurum, her takvim yılına ilişkin olarak yürüttüğü faaliyetleri ve önerileri kapsayan yıllık rapor hazırlar. Bu rapor, takip eden yılın Ocak ayının son gününe kadar Komisyona sunulur. TİHK, inceleme ve araştırmaları sonucu tavsiye kararı, ihlal ve red kararı verebilir. Kurum, görev ve yetkilere ilişkin olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu yılda en az bir defa bilgilendirir. Görüldüğü gibi kararlarının etki ve sonuçları bakımından her iki kurum birbirine benzemektedir.