8 1526 29 TEMMUZ 2013 PAZARTESÝ



Benzer belgeler

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Kanguru Matematik Türkiye 2015


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Kanguru Matematik Türkiye 2017

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1


17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 Sosyal Bilgiler


1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2015

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi


TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Simge Özer Pýnarbaþý

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI



KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak


3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ




ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

17 ÞUBAT kontrol

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

DOÐAL SAYILAR ve SAYILARIN ÇÖZÜMLENMESÝ TEST / 1

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Kanguru Matematik Türkiye 2018

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

01 Kasým 2018

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

Gelir Vergisi Kesintisi

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI


3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.


SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

Transkript:

8 1526 29 TEMMUZ 2013 PAZARTESÝ Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Gezi Parký eylemcilerine yönelik baþta 'çapulcular' olmak üzere yaptýðý benzetmelere bir yenisini ekledi ve bu kez 'kemirgenler' dedi. Konuþmasýnda Gezi Parký eylemlerine de deðinen Erdoðan, esnafýn eylemler sýrasýndaki tavrýný olumlu bulduðunu vurguladý. Gezi Parký eylemcilerine kemirgen benzetmesi de yapan Erdoðan þöyle konuþtu: Hükümetle olan meselesini Türkiye ekonomisini çökertmek suretiyle halletmek isteyenlerin 76 milyonun içinde bulunduðu geminin tabanýna delik açmaya çalýþan zavallý kemirgenlerden hiçbir farký yoktur. AVM'DE BÝRÝNCÝ Erdoðan bu sözleri söylerken Gezi Direniþi'nin Taksim'e Topçu Kýþlasý, rezidans ve AVM yapýmýna karþý baþladýðýna ise diðinmedi. AKP döneminde kentlerin en deðerli alanlarý AVM yapýlýrken bunda en büyük zararý küçük esnaf görüyor. Taksim Gezi Parký direniþiyle dayanýþma eylemleri sürecinde, Ankara da polis tarafýndan vurularak yaþamýna son verilen ETHEM SARISÜLÜK ün katlediliþinin 40. günü dolayýsýyla 26 Temmuz günü Ankara da Emek ve Demokrasi Güçleri bir anma gerçekleþtirdi. ETHEM SARISÜLÜK ün vurulduðu yerde, saat: 18:00 de baþlayan anma 19:15 e kadar sürdü. ETHEM SARISÜLÜK anmasý dolayýsýyla Taksim Gezi Parký Direniþi nde katledilenlerden ETHEM SARISÜLÜK, ABDULLAH CÖMERT, MEHMET AYVALITAÞ, ALÝ ÝSMAÝL KORKMAZ ile Lice de jandarma tarafýndan vurulan MEDENÝ YILDIRIM ýn aileleri sabahýn erken saatlerinde Ankara da buluþtular. Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) Ankara Þubede, saat: 09:00 da biraraya gelen aileler burada kahvaltý yaparak dertleþtiler. Sonra TBMM ye geçerek burada CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin AYGÜN le birlikte gerçekleþtirdikleri basýn toplantýsýnda katillerin yargýlanmasýný ve AKP hükümetinin istifasýný talep ettiler. Nevþehir'de kurulan vakfýn amacý ise þöyle belirlendi : "Anadolu kültürünü, Türk kültürünü ve Hacý Bektaþ Veli kültürünü yurt dýþýnda ve yurt içinde araþtýrmak, incelemek ve tanýtmak. Hacýbektaþ tarihin derinliklerinden gelen Anadolu'nun çok önemli kültür ve turizm merkezlerinden birisidir. Kültür mirasý MÖ 5 binli yýllara kadar dayanmaktadýr. Söz konusu kültür varlýklarýný, gün ýþýðýna çýkartýlmamýþ olanlarýný bilimsel yaklaþýmla araþtýrýp insanlýðýn ilgisine, bilgisine ve yararlanmasýna sunmak. Kültür ve tabiat varlýklarýmýzýn korunmasýný saðlamak. Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýný Destekleme Projesi (KKYDP) kapsamýnda Alet-Ekipman Alýmlarýnýn Desteklemesi baþvuru sonuçlarýnýn Aðustos ayý içerisinde açýklanacaðý bildirildi. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Okan Yýlmaz yaptýðý açýklamada, bu yýl 9. etabý düzenlenen 2013 yýlý Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn Desteklenmesi Projesi nin, Alet Ekipman... "Çaðdaþlarýndan yüz bulmuþ budala tarihçiler þunu yazsýnlar varsýn: Bu ilginç ozanýn hiç de ilginç olmayan bir yaþam öyküsü var." Mayakovski'nin Doðuþu "Yýldýz, nedir bu üþenme parýldamaktan Kutlamayacaksan eðer doðuþunu bir insanýn yalnýz þeytan olmaz mý yýldýz övüp ululadýðýn?" Yaþadýðýmýz topraklar, yaþanmýþlýklarla dolu bir birikimi insanýn doðasýna bir kara kutu gibi yerleþtiriyor. Yüzlerce yýla dayanan bu yaþanmýþlýklar, duyularýmýzda yolculuðunu sürdürürken aklýmýzla da bitmeyen bir savaþý devam ettiriyor. Hepimiz bu savaþýn hem esiri, hem de kahramanýyýz. Devamý 5 DE Nevþehir Belediyesi tarafýndan yürürlükteki 5199 sayýlý Hayvanlarý Koruma Kanununun gerekliliklerinin aralýksýz yerine getirildiði belirtildi. Nevþehir'de son günlerde baþýboþ köpeklerin artýþ gösterdiði ve durumun kamuoyunda rahatsýzlýk meydana getirdiði yolunda...

Türkiye açýsýndan iþsizlik temel sorunlardan biri olmaya devam ediyor. 2000-2001 sonrasýnda ateþi iyice yükselen iþsizlik AKP li yýllar boyunca iki haneli rakamlarýn içinde/kýyýsýnda dolaþtý. DÝSK-AR olarak 1990'lý yýllarla AKP li 2000'li yýllarý karþýlaþtýran bir rapor yayýnlamýþtýk, 1993-2000 yýllarý ile 2003-2010 yýllarý iþsizlik oranlarýnýn dikkate alýndýðý raporda iþsiz sayýsý 2000'li yýllarda 1990'lý yýllarýn 2 katýný aþtýðý ortaya çýkmýþtý. 1993-2000 yýlý döneminde ortalama iþsiz sayýsý umudu kesik olduðu için ya da diðer nedenlerle iþe baþlamaya hazýr olup da iþ aramayan ve bu nedenle iþsiz sayýlmayanlar da dahil edildiðinde, 2 milyon 142 bin iken, bu sayý 2003-2010 döneminde ortalama 4 milyon 305 bin düzeyindeydi. Umutsuzlarla birlikte iþsizlik oraný da ilgili dönemde 1990'lar için ortalamada yüzde 9,3 iken, 2000'lerde yüzde 17 idi. Ýþsiz sayýsýnýn cumhuriyet tarihi rekoru kýrdýðý 2009 yýlýnda bu oran yüzde 20,6'ya ulaþmýþtý. Bir baþka çarpýcý veri ise üniversite ve yüksekokul mezunu iþsizlerle ilgiliydi. 1993-2000 yýllarý için ortalama yükseköðrenim mezunu iþsiz sayýsý 121 bin iken, 2003-2010 yýllarý için 342 bindi. Nisan 2013 Hanehalký Ýþgücü anketi sonuçlarý üzerinden yaptýðýmýz hesaplamaya göre iþsiz sayýsý 4,5 milyonun üzerinde. Üniversiteli iþsiz sayýsý 500 binleri zorluyor. Yani iþsizliðin krizi devam ediyor. Bu süreçte ekonomik krizi en derin biçimde yaþayan AB ülkeleri ile Türkiye yi kýyaslamak hükümet ve onun kontrolündeki kitle iletiþim araçlarý açýsýndan son derece cazip. Oysa bu ülkelerle ciddi yapýsal farklýlýklarýmýzýn olduðu bir gerçek. Ýþgücüne katýlým oranlarý, tarýmsal istihdamýn toplam istihdamdaki yeri karþýlaþtýrma yapmayý oldukça zorlaþtýrýyor. Türkiye de çalýþma çaðýndaki her iki kiþiden sadece biri çalýþma hayatýnýn içinde. AB ülkeleri için ise bu oran yüzde 71,2. Türkiye de çalýþmak isteyenlerin ve istihdam edilenlerin oraný (iþgücüne katýlým) AB-27 ortalamasý kadar olsaydý, Türkiye 11 milyondan fazla kiþiye daha ilave iþ yaratmak zorunda olacaktý. Bu kiþilerin iþ bulamamasý veya kendi iþini kuramamasý halinde iþsizlik oraný yüzde 30'larýn üzerine çýkacaktý. Tablo iç açýcý deðil Mevcut verilerle de bir karþýlaþtýrma yapalým. Krizi aðýr bir biçimde yaþayan AB ülkeleri açýsýndan Mayýs 2013 için iþsizlik oraný ortalama yüzde 11. Türkiye de tarýmdýþý iþsizlik (daha gerçekçi bir karþýlaþtýrma için bu rakamý almayý tercih ettim) ise yüzde 11,5 düzeyinde. 11 AB ülkesi bu deðerin üstünde. 17 ülke ise bu deðerin altýnda. Avusturya da bu oran yüzde 5. Deniz COÞAN Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Gezi Parký eylemcilerine yönelik baþta 'çapulcular' olmak üzere yaptýðý benzetmelere bir yenisini ekledi ve bu kez 'kemirgenler' dedi. Konuþmasýnda Gezi Parký eylemlerine de deðinen Erdoðan, esnafýn eylemler sýrasýndaki tavrýný olumlu bulduðunu vurguladý. Gezi Parký eylemcilerine kemirgen benzetmesi de yapan Erdoðan þöyle konuþtu: Hükümetle olan meselesini Türkiye ekonomisini çökertmek suretiyle halletmek isteyenlerin 76 milyonun içinde bulunduðu geminin tabanýna delik açmaya çalýþan zavallý kemirgenlerden hiçbir farký yoktur. AVM'DE BÝRÝNCÝ Erdoðan bu sözleri söylerken Gezi Direniþi'nin Taksim'e Topçu Kýþlasý, rezidans ve AVM yapýmýna karþý baþladýðýna ise diðinmedi. AKP döneminde kentlerin en deðerli alanlarý AVM yapýlýrken bunda en büyük zararý küçük esnaf görüyor. Son raporlara göre 2012'de dünyada en çok alýþveriþ merkezinin açýldýðý 5. þehir Ýstanbul. 2013 yýlý için de Alýþveriþ Yatýrýmcýlarý Derneði verilerinden yaptýðý belirlemeye göre, özellikle son on yýlda sayýlarý hýzla artan söz konusu büyük alýþveriþ merkezlerinin (AVM) bulunduðu il sayýsý mart sonu itibariyle 54 e, toplam AVM sayýsý da 299 a ulaþtý. Türkiye de 1.000 kiþi baþýna 106 metrekare AVM alaný düþüyor. AVM'LER YOK EDÝYOR Bu arada TESK Baþkaný Bendevi Palandöken in açýklamasýna göre, ülke genelinde zincir süpermarket sayýsý da 13 bin 415 e ulaþtý. Daha önce çarþý ve pasaj dükkanlarýnda gerçekleþen perakende ticaret, AVM lerde toplanýrken, kentlerin geleneksel dokusundaki deðiþim ve çarpýk geliþme de hýzlandý. Kentsel dokuyu bozan ve perakendeci küçük esnafýn varlýðýný tehdit eden AVM lerin, Batý ülkelerindeki gibi kent dýþýnda yapýlmasýna yönelik yasal düzenleme 15 yýldýr gündemde olmasýna raðmen hayata geçirilemedi. AVM ler, halkýn ortak kullaným alaný olan ve nefes almasýný saðlayan yeþil alanlar ve meydanlarý yok ettiði gibi, kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurlarý olan küçük maðaza ve iþ yerlerinin yok olmasýna yol açýyor. Alýþveriþ Merkezi Yatýrýmcýlarý Derneði ile Akademetre Research tarafýndan oluþturulan AVM Ciro Endeksi, 2013 Nisan ýnda 2012 nin ayný ayýna göre yüzde 6.5 lik artýþ gösterdi. Tüm ürün kategorilerinde ciro endeksi yükseldi. Ýstanbul ciro endeksi, yüzde 6.6 artarak 130 puana, Anadolu da ciro endeksi ise yüzde 6.5 artarak 132 puana ulaþtý. YÜZ BÝNLERCE ESNAF MESLEÐÝ BIRAKTI Bu arada TESK istatistiklerine göre son 8 yýllýk dönemde dönemde toplam 1 milyon 137 bin 698 esnaf, iþ yapmayý býrakarak sicil kaydýný da sildirdi. Sicil terkini yapan esnaf gruplarýnýn baþýnda bakkallýk, bayilik, büfecilik, kahvecilik, kýraathanecilik ve internet kafe iþletmeciliði, minibüsçülük, taksicilik, kadýn ve erkek kuaförlüðü, nakliyecilik ve nakliye komisyonculuðu, kamyonculuk, kamyonetçilik, lokantacýlýk, pazarcýlýk, servis aracý iþletmeciliði geliyor. *** 'Gammazlýk yapmayýn' Baþbakan Erdoðan, esnafýn, ahilik geleneðine sahip olduðunu iþaret ederek, bir esnafý için gammazlýk, kibir ve hasedin felaket olacaðýný vurguladý. Erdoðan ýn, Kastamonu daki konuþmasýnda tencere-tava çalanlarýn komþularý tarafýndan þikayet edilmesi yönündeki sözlerine karþýn esnafa ispiyonculuk anlamýna gelen gammazlýk yapmayýn uyarýsýnda bulunmasý dikkat çekti. Kaynak:BirGün Dünya ile bir karþýlaþtýrma yaparsak ise sevimsiz tablo daha da belirgin hale geliyor. Türkiye de iþsizlik oraný 101 ülkenin 64 den daha yüksek. Yani AB ile kýyaslayarak baþarý öyküsü yazmanýn hiç bir anlamý yok. Türkiye açýsýndan iþsizlik sorunun en önemli boyutunu eðitimli kadýnlara karþý iþgücü piyasasýnýn ördüðü duvarlar oluþturuyor. Ýnsanlarýn iþ talep etmesi kadar, iþ bulup bulamamasý, bulduðu iþin niteliði de önemli. Bu anlamda kadýnlarýn ve gençlerin iþgücü piyasalarýnda yaþadýðý zorluklar gözardý edilmemeli. Sonuç olarak Türkiye açýsýndan iþsizlik kronik bir sorun. Hükümet istihdam stratejisini, iþsizlik oranlarýný TÜÝK in dar tanýmlamasýnýn içinde görünmez kýlmak üzerinden kurguluyor. Ýþsizlikle deðil, onun görünür biçimleri ile mücadele etme gayretinde. Güvencesiz, kuralsýz, geçici çalýþmayý yaygýnlaþtýrarak, Ne iþ olsun yaparým kategorisini hakim bir istihdam biçimi haline getirerek, iþsizlik sorunu ortadan kalkmaz, olsa olsa hasýr altý edilir. Sokaktaki huzursuzluk ise artmaya devam eder. Kriz koþullarýnda bu huzursuzluðun baþkaca patlamalara yol açacaðýný tahmin etmek ise hiç de zor deðil. (BirGün) Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýný Destekleme Projesi (KKYDP) kapsamýnda Alet-Ekipman Alýmlarýnýn Desteklemesi baþvuru sonuçlarýnýn Aðustos ayý içerisinde açýklanacaðý bildirildi. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü Okan Yýlmaz yaptýðý açýklamada, bu yýl 9. etabý düzenlenen 2013 yýlý Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn Desteklenmesi Projesi nin, Alet Ekipman alýmlarýnýn desteklemesi müracaat dosyalarýnýn ilçe müdürlüklerinden teslim alýnarak, Nevþehir Gýda, Tarým Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü ne teslim edildiðini belirtti. Alet ekipman desteði bazýnda Ýl merkezi ve Ýlçelerden toplam 808 üreticinin baþvuruda bulunduðunu kaydeden Yýlmaz, baþvurularýn müdürlükleri bünyesindeki Ýl Proje Yürütme Birimi Komisyonu tarafýndan, 20 gün içerisinde Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarý Destekleme Programý kapsamýnda, Makine ve Ekipman Alýmlarýnýn Desteklenmesi hakkýndaki 2013 / 27 sayýlý tebliði ve uygulama rehberindeki belirtilen kriterler doðrultusunda deðerlendirmeye alýnarak, hibe desteði almaya hak kazanan üreticilerin isim listelerinin http://www.nevsehirtarim.gov.tr internet sitesinde yayýnlanacaðýný açýkladý.

RTE nin Gezi direniþinin kuyruk acýsý dinmek bilmiyor.çapulcu dedi, yatýþmadý, kendisi inanmadý. Kim böyle kafa tutup karizmasýný çizebilirdi? Birileri daha olmalýydý, alttan alta oyan...kim olabilirdi? Washington dan süklüm püklüm dönmüþtü. Eline Diktatörün Psikolojisi kitabýný armaðan olarak tutuþturmuþlardý. Obama ya Türkiye de iþlerin iyi gitmediðine dair raporlar mý gidiyordu? ABD, Yeni Osmanlýcýlýk tan hazzetmiyordu. Ama içeride homurtular artýyordu. Ýþ dünyasý ne ekonominin gidiþinden emindi ne de sistemin geleceðinden. Baþkanlýk diye tutturuyordu, doðum tarzýndan, doðacak çocuk sayýsýna, milletin içkisinden inancýna, giyim kuþamýna kadar her þeyi bir tornaya sokmaya çalýþýyordu. Gidiþat iyi deðildi. KOMPLO Bunlar ABD ye, AB ye eli ulaþanlarca kýsýk sesle de olsa dillendiriliyormuþ demek ki...yoksa niye böyle celallensin? Niye Gezi Parký deyince hemen aklýna Koç Üniversitesi, orada kesilen aðaçlar gelsin? Niye Koç un Yapý Kredisi nin en büyükler arasýnda olduðu bankalar gelsin, niye Gezi direniþçilerine kapýsýný açan Koç Divan Oteli gelsin ve yataklýk yaptýlar diye öfke patlamasý yaþasýn? 19 Temmuz da bu köþede yazdým; Alternatif arayýþýna RTE den ekonomik þantaj baþlýðý ile...kim ki, biat etmiyor, açýktan ya da örtülü direniyor, alternatif yaratmaya baþlýyor, artýk RTE nin hedef tahtasýnda. Bunu yaparken yine maðdurum da maðdurum türküsünü dilinden düþürmüyor. Tribündeki seçmenine büyük güçlerin, içeriden, dýþarýdan kendisine komplo kurduklarý mesajýný servis ediyor durmaksýzýn. Sýrtýnda 350 milyar dolar dýþ borç yükü olduðuna, o krediye bankacýlýk sisteminin aracýlýk ettiðine aldýrmadan bankalarý sömürgenler diye niteliyor. Kredi kartlarýyla halký sömürdüklerini ekliyor. Koroya bakanlarý da katýlýyor. Sanayi Bakaný Ergün, cep telefonlarýna gönderilen SMS lerle para týrtýklandýðýný, nedense, bugün hatýrlýyor. AKP ye komploolar kuran bu büyük güçlere genel salvolar yavaþ yavaþ özele iniyor. Ýlk hedef Koç Grubu oldu nitekim. OPERASYON Önceki gün Koç Grubu'nun amiral gemisi Tüpraþ a diðer enerji kuruluþlarý Aygaz ve OPET e Maliye müfettiþleri ve polis ekipleri tarafýndan vergi ve kaçak akaryakýt denetimleri baþlatýldý. Mahkeme kararý ile 24 Temmuz da yapýlan baskýna 20 polis ve akaryakýt uzmanlarýnýn katýldýðý bildirildi. Enerji Piyasasý Denetleme Kurumu (EPDK) yetkilileri Bu denetim rutin deðil, bizim dýþýmýzdadýr açýklamasýnda bulunmalarý, icraatýn siyasi özünü açýða çýkarmaya yetiyordu.. Koç Grubu na ait þirketlere yapýlan baskýnýn ardýndan Borsa Ýstanbul da (BÝST) hisseler günü düþüþle tamamlarken, hisselerdeki düþüþ ertesi gün de devam etti. Maliye Bakaný Mehmet Þimþek, Twitter hesabýndan yaptýðý açýklamada, Gezi olaylarý ile vergi incelemeleri arasýnda kesinlikle bir iliþki yoktur dese de, sen onu külahýma anlat cevaplarý alýyordu. Benzer bir denetimle Aydýn Doðan ýn Petrol Ofisi nin nasýl sindirildiði, giderek satýþa zorlandýðý akýllardaydý. Ama hedefteki Koç tu ve devir baþka devirdi. Neden Koç, sorusuna gelince...doðrusu AKP rejiminde Koç, koç gibi büyüdü ama yetmedi; ters giden bir þeyler ve itiraz vardý. AKP iktidara geldiði 2003 sonunda Koç un satýþlarý 11 milyar dolardý. Sürekli büyüdü Koç, Tüpraþ ý özelleþtirmeden, Yapý Kredi yi Çukurova dan aldý. Küresel krizden etkilenilen 2009 dýþýnda hep yükseldi ve 2012 de cirosu 47 milyar dolarý geçti.. Yüzde 56 sý enerji ve otomotivde, yüzde 21 i finansta, yüzde 23 ü de öteki þirketlerde olmak üzere 82 bin çalýþana çýktý istihdamý. Ama Koç için iyi giden, Türkiye için iyi gitmiyordu. Ýstanbul rantýna odaklý inþaat serüveni ile nereye kadar gidilebilirdi? Toplumu sürekli geren kutuplaþtýran çok kimlikliliðine, çok kültürlülüðüne sürekli meydan okuyup tornadan geçiren kibirli bir iktidarla patlama yaþamadan daha ne, nereye kadar gidebilirdi? Belli ki bu sorular daha yüksek sesle sorulmaya, içeride alternatfiler aramaya, dýþarýda ilgili mercilere aktarýlmaya kadar vardýrýldý. Bunlarýn RTE nin kulaðýna gitmemesi mümkün mü? Gitti elbette ve Aydýn Doðan a uygulanan sindirme operasyonu için bu kez Koç seçildi. Bakalým ne olacak? Koç un borsadaki hisselerinin yüzde 80 i yabancýlarda. Onlara bu olanlar nasýl açýklanacak, çekilirlerse ne olacak? TÜSÝAD, kurucusu Koç ile dayanýþacak mý, dýþarýnýn, özellikle Koç Ailesi ile çok yakýn baðlarý olan ABD nin tavrý ne olacak? Hayýrlýsý, inþallah!... Kaynak:Yurt Gazetesi Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL CHP Ýstanbul Milletvekili, Türk Halk Müziði sanatçýsý Sabahat Akkiray ve CHP Kahramanmaraþ Milletvekili Durdu Özbolat ile Bayram Aydoðmuþ, Rýza Baþ, Ruhan Selçuk, Güllizar Cengiz, Memet Çamur, Emrullah Çetin, Hüseyin Çetin, Bennur Durmuþ, Ali Erdoðan, Metin Feyzioðlu, Dönsel Güler, Miyase Ýlknur, Behçet Karabacak, Dilek Karabacak, Mustafa Karabacak, Turan Karakaþ, Selvi Özen, Mürsel Öztürk, Þahlan Öztürk, Ali Aydýn Sarýçoban, Hülya Ercan sarýçoban, Ali Naki Selmanpakoðlu, Oktay Selmanpakoðlu, Ali Rýza Selmanpakoðlu, Döndü Þentürk, Hüseyin Þentürk, Miktat Þentürk, Murat Taþdemir, Feyzullah Torun, Demet Erdemir Yeþiltaþ, Ýrfan Hüseyin Yýldýz, Muharrem Yýlmaz, Cemil Zengin tarafýndan Hacý Bektaþ Veli Kültür Turizm ve Üniversite Vakfý kuruldu. Vakfýn kurulmasýna iliþkin ilan Resmi Gazete'de yayýmlandý. Nevþehir'de kurulan vakfýn amacý ise þöyle belirlendi : "Anadolu kültürünü, Türk kültürünü ve Hacý Bektaþ Veli kültürünü yurt dýþýnda ve yurt içinde araþtýrmak, incelemek ve tanýtmak. Kapadokya bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Uçhisar beldesindeki tarihi Uçhisar Kalesi artýk gece de gezilebilecek. Nevþehir'in Uçhisar Beldesi Belediye Baþkaný Osman Süslü, yaptýðý açýklamada Kapadokya bölgesine gelen yerli ve yabancý turistlerin en çok ziyaret ettiði merkezlerden biri olan ve günümüzden 5 bin yýl öncesine kadar uzanan köklü bir tarihe de sahip olan Uçhisar Kalesi'nin gündüz saatlerinin dýþýnda, gecede yerli ve yabancý turistler tarafýndan ziyaret edilebilmesi amacýyla çalýþmalar yaptýklarýný söyledi. Süslü, Hititler döneminde koruma amaçlý olarak kullanýlan ve 1960'lý yýllara kadar da bölge insanlarýnýn gerek normal yaþam ve gerekse de depo olarak yararlandýðý Uçhisar Kalesi nin 179 metre olan yüksekliði ile de bölgenin en büyük peribacasý olduðunu ifade etti. Kaledeki turizm hareketinin sadece gündüz deðil, gece de devam etmesi düþüncesinden restorasyon ve aydýnlatma çalýþmalarý gerçekleþtirdiklerini ve çalýþmalarýn 200 bin TL lik bir harcama ile 2 hafta önce tamamlandýðýný belirten Süslü, proje kapsamýnda kalenin içinde ve çevresinde iyileþtirme çalýþmasý yaptýklarýný ve kalenin zirvesine kadar çýkan merdivenleri doðal dokuya uygun ahþaplardan yeniden düzenlediklerini açýkladý. Merdivenlerin çevresinde ve kalenin zirvesinde güvenlik þeritleri de oluþturduklarýný ifade eden Süslü, son olarak kalenin merdivenlerini ve diðer çýkýþ noktalarýný aydýnlattýklarýný söyledi. Daha önce yerli ve yabancý turistler tarafýndan akþam saat 20.00 ye kadar gezilebilen kalenin yapýlan çalýþmalarýn ardýndan bundan böyle gece saat Hacýbektaþ tarihin derinliklerinden gelen Anadolu'nun çok önemli kültür ve turizm merkezlerinden birisidir. Kültür mirasý MÖ 5 binli yýllara kadar dayanmaktadýr. Söz konusu kültür varlýklarýný, gün ýþýðýna çýkartýlmamýþ olanlarýný bilimsel yaklaþýmla araþtýrýp insanlýðýn ilgisine, bilgisine ve yararlanmasýna sunmak. Kültür ve tabiat varlýklarýmýzýn korunmasýný saðlamak. Kültürel mirasýn korunma ve yaþatýlmasýnda bilimsel yaklaþýmla halkýn aydýnlatýlmasýný saðlamak, halkýn katýlýmýna öncülük etmek, tarihi ve kültürel yapý ile turizmi canlý tutmak için gerekli önlemleri almak. Yurdumuzda eðitimin öneminin her geçen gün artmasý ve ihtiyaçlarýn Avrupa standartlarýna göre varlýðý dikkate alýndýðýnda Hacýbektaþ'da "Hacý Bektaþ Veli Üniversitesi' ile önemli bir eksikliðin tamamlanmasýna ve her alanda, her seviyede eðitim kurumlarý oluþturulmasýna katký saðlamak." 22.30 a kadar gezilebileceðini söyleyen Süslü, bu sayede kalenin ziyaretçi sayýsýnda da ciddi bir artýþ yaþanmasýný beklediklerini vurguladý. Süslü, "Kaleyi her yýl yaklaþýk 200 bin turist ziyaret ediyor. Ziyaretçilerimizden sürekli olarak kalenin aydýnlatýlarak gece de ziyarete açýlmasý yönünde öneriler aldýk. Bu kapsamda baþlattýðýmýz çalýþmalar 2 hafta önce tamamlandý ve kaleyi 22.30 a kadar turistlerin ziyaretine açýk hale getirdik. Ýlk izlenimler oldukça iyi. Bu durumun ziyaretçi sayýsýný ciddi oranda artýracaðýný düþünüyorum" diye konuþtu. Kaynak:Nevþehir Gazete

Leyla Erbil in yazýsýndan duyulan ilk nota, insanýn düþtüðü sakatlanýþlara, yabancýlaþmaya, körleþmeye iþaret çakmak isteyen bir siren sesidir. Bu sesin duyulmasý içindir baþkaldýrý." Leyla Erbil i 19 Temmuz 2013 günü kaybettik. Mahmut Temizyürek in 9 yýl önce Varlýk Dergisi nde (Mart 2004) Leyla Erbil için kaleme aldýðý yazýsýný yayýnlýyoruz. * * * Leyla Erbil, doðru bildiði bir edebiyat pratiðini elli yýldýr sürdürüyor. Yola çýktýðý edebi deðerler uðruna, kendi deyimleriyle sevimsiz, oyun bozan, delilikle haþýr neþir olmayý göze almýþ; yadýrganmak ile anlaþýlmak arasýndaki o uzun, o yýldýrýcý mesafeyi de. Ýmla iþaretlerine müdahale eden bir yazarsýnýz (1) saptamasýna þu yanýtý veriyor: Belki de tersine, yetersiz imla iþaretleri, gramer, dil benim beynime müdahale ediyor? (Benim bazý insanlarým) oyun bozan olarak Türk Dil Kurumu'nun imla kurallarýna baþkaldýrýyorlar... (...) Bildiðiniz gibi imla kýlavuzlarý normal (!) insanlar tarafýndan normal insanlara önerilir. O vakit (normal sayýlmayanlarýn) dünyasýna uygun birtakým iþaretler icat ederek (...) normal insanlar için yapýlmýþ olan iþaretlere müdahale ediyorum! Daha önce baþka yazarlar neden böyle düþünmemiþ de bana býrakmýþlar bu iþi bilmem. Çünkü bu gibi yenilikler insaný sevimsiz kýlar. Özellikle deliliði, düþseli, bilinçdýþýný anlatan yazarlarýn bunu gerçekleþtirmeyi akýl etmesi gerekirdi. (...) Adý gelecekte belki de "Leyla iþaretleri" (!) olarak dünya dolayýmýna geçecek olan göstergelerim gerçekleþtirildi! (...) Bundan sonra bol bol deli söylemleriyle haþýr neþir olma olanaðý bulacaðým demektir! Bir de, ilk kitabý Hallaç taki Bilinçli Eðinim I adlý öyküden (yayýmlanýþ tarihi 1959 dur) bir alýntý: (...)(P)aranýz vardý da niçin aldýnýz (çaldýnýz demek istiyor MT) o çocuk donunu, rica ederim bunu anlatýn bana. Önce bunu, kendimin de bilemeyeceðini söyleyerek yansýtmayý düþündüm. Ardýndan bana en doðru geleni, ÖYKÜ UÐRUNA KÝÞÝYÝ SONUNA DEK GETÝRME DENEYLERÝNDE bulunduðumu, kolayca önüne geçilir atýlganlýklarýma bile bu yüzden hiç ket vurmadýðýmý, böylece bireyi, insaný KENDÝMDE SINAMA ya KISTIRMA ya uðraþtýðýmý söyleyecek oldum. Caydým ama, alt yaný bir polisti iþte: OLGULARIN BENÝ DEÐÝL BENÝM OLGULARI YÖNETTÝÐÝMÝ söyledim ona. (...) (O)laylara karþý koymakla kiþi hem kendi özgürlüðünü bi ölçü içinde- elinde tutmuþ oluyor, hem de BEN den önce yanlýþ mý, doðru mu olduðunu irdeleyemediði bir düzenin içinde suçlu bir baþkaldýrma örneði vererek ötekileri de etkiliyor, uyarýyor. Böylece diye ekledim, geleceðe karþý sorumluluðunu koyuyorum ortaya. Bi sorumluluk kalýplaþmamýþ, donmamýþ bi sorumluluk mösyö. (...) Yeniden kýstým gözlerimi alkolden kýpkýrmýzý olmuþ burnunu süzdüm, döndüm, sýrtýmý ona doðru iyice sivrilterek yürüdüm. Artýk hiç unutmazdý beni hah hah hahhay! Þu gözlemleniyor: Yazar, kahramanlarýný fýrlattýðý uç durumlara kurmuþ yazý masasýný. Onlarý zorda sýnamak ve kýstýrmak için. Bu demek kendini zorda sýnamak ve kýstýrmak için. Kahramanlarýnýn yaþadýðý durumlarla kendi yazý serüveni arasýnda bir fark yok aslýnda. Yeni imla iþaretlerinin ilk iþaretçisi deðil yalnýzca; edebi bir baþkaldýrýnýn da temsilcisi. Edebi ve toplumsal muhafazayý da kýrmak için çekiçle edebiyat yapýyor, ilk öyküsü Uðraþsýz dan (1956) bu yana. Leyla Erbil in yazýsýndan duyulan ilk nota, insanýn düþtüðü sakatlanýþlara, yabancýlaþmaya, körleþmeye iþaret çakmak isteyen bir siren sesidir. Bu sesin duyulmasý içindir baþkaldýrý. Bu baþkaldýrýyý anlamak için, insanýn yabancýlaþmýþ ve bu yüzden sahtelik, duyarsýzlýk, ruhsal saðýrlýk illetine yakalanmýþ olduðunu kabul etmek gerekir. Leyla Erbil, yerleþik edebi bilinci sarsmak ve deðiþtirmek mi istemektedir? Her edebi yapýt bir baþkaldýrý temsilidir diye düþünenler vardýr. Bu kaný her zaman doðru olmayabiliyor. Þu da açýktýr ki, edebiyata baþkaldýrmayan bir edebiyat, devraldýðý edebi mirasý aynen tekrarlýyor demektir. Erbil ve kuþaðý, (Sevim Burak, Onat Kutlar, Erdal Öz, Orhan Duru, Ferid Edgü, Adnan Özyalçýner, Demir Özlü vd) yenilikler arayan, edebi deneyler ortaya koyan bir kuþaktý. Kendilerinden hemen önce Vüs at O. Bener in yapmak istediðini doðru anlamýþ olan bu kuþaðýn, insan ve toplum hakkýnda tutarlý bir bilinçleri vardý. Ýnsan, kendi içindeki diktatörün bilincinde olmadan, deyim yerindeyse o kiþisel faþizmle hesaplaþmadan, iktidarýn bizzat dilde yapýlandýðýný görmeden iktidarla ya da faþizmle savaþýlmayacaðýna inanan bir bilinçti bu. Bu bakýþla, bireyin yaratýcý özgürlüðünün anlamsýza kadar gidebileceðini edebi ilke sayabilmiþlerdi. Felsefede, psikanalizde ve bilimsel araþtýrmalarda geliþen bireye bakýþtan ilham aldýklarý gibi, bunu asýl edebi biçimlerde zenginleþtirmek gayreti güdülemiþti, Erbil ve kuþaðýný. Gerçeküstücülükten ilham almýþ özellikleriyle savaþ sonrasý Avrupa sýnýn Fransa sahnesinde canlanan sanat ve felsefede etkin olan yeni bakýþlar, özellikle Varoluþçuluk ya da ABD deki Beat Generation gibi avangart yazýnýn temsilcileri, Samuel Beckett, Albert Camus gibi yaþam ve anlam baðlamlarýný sýký sýkýya sorgulayan yazarlarla bir yöneliþ belirmiþti, 1950 li yýllarda. Sorgulayan, kuþkulanan, eleþtirel anlayýþý yeniden canlandýran ideoloji kýrýcý bir özelliði vardý bu edebi yöneliþin. Örneðin, yazar sözü, bu kuþak için, bugün olduðu gibi, kullanýldýðýnda kullananý alay konusu yapan, içi küçülüp çirkinleþene dek boþaltýlan bir sözcük olarak algýlanýyor ve yazar kimliði sorgulanýyordu. Bu kuþak, yazar olma hakkýndan ciddi olarak kuþku duymadan kimsenin yazar olamayacaðýný (Canetti) bilen bir kuþaktý. Yeni bir yazar ahlaký oluþmaya baþlamýþtý Türkiye de ve Leyla Erbil, bu kuþaðýn uçtaki yazarlarýndan biri oldu. O güne kadar yapýlmýþ tanýmlara karþý kuþkucu yaklaþýmý, yerleþik anlayýþlarý yadsýma tutumu ile dikkat çekmekteydi Erbil in yazdýklarý. Okur beðenileriyle ilgilenmiyordu; anlaþýlmamayý, yadýrganmayý göze almýþlardandý. Ustalýkla kurgulanmýþ metinlerarasý iliþkiler, imgeyoðun anlam katmanlarý, yinelendikçe izlekleri pekiþtirilen ifadeler... Ama asýl, anlatýcýnýn huyunun deðiþmesi önemliydi bu metinlerde. Ýnsanla insanýn iliþkisi insanýn kendisiyle iliþkisidir demiþti Marks. Bu sözün edebi açýlýmýný arayan bir yazar kuþaðý doðmuþtu Türkçe de. Edebiyatýmýzýn evriminde önemli bir anlayýþ deðiþimiydi bu. Anlatý biçiminde olduðu kadar, nesne iliþkileri nde bir oynamanýn, nesnelere bakýþ açýsýnda yeni geliþen bir odaðýn belirmesiydi öne çýkan. Yazarýn anlatý nesneleriyle iliþkisinde mesafeler, yazarlýk bilinci ve iradesi, gerçeðin çözümlenmesinde boyutlarýn, seslerin, imgelerin ve baþka iþaretlerin çoðulluðu ve yoðunluðu girmiþti metne. Batýda bu deðiþimi baþlatanlardan birinin sözleri þöyledir: Sanatçý kendi bir epik olayýnýn merkezinde olarak uzun süre düþündüðü zaman (...) duygusal çekim merkezi sanatçýdan ve baþkalarýndan eþit derecede bir uzaklýða varýncaya kadar ilerler ve böylece en basit epik biçiminin lirik edebiyattan geliþtiði görülür. Anlatý artýk katýksýzca kiþisel deðildir. Sanatçýnýn kiþiliði anlatýnýn içine geçer, kiþilerle eylemin çevresinde dirimsel bir deniz gibi akar durur. (2) Erbil in anlatýsýnda, kendisinden ve baþkalarýndan eþit derecede bir uzaklýða varýncaya kadar ilerleyen yazarý görürüz öncelikle. Yazarýn bilincinin, bilinç akýþýnýn ve yaklaþýmýndaki farklýlýðýn kimi kahramanlarýnca da temsil ediliyor olmasý, ben merkezli bir anlatý özelliði taþýmaz. Yeni bir durum vardýr anlatýda. Hallaç taki kahramanýn dediði gibi, ÖYKÜ UÐRUNA KÝÞÝYÝ SONUNA DEK GETÝRME DENEYLERÝNDE bulunmaktadýr yazar. Bunun için ve bu yüzden, kolayca önüne geçilir atýlganlýklarýna bile hiç ket vurmamakta, böylece bireyi, insaný KENDÝNDE SINAMA ya KISTIRMA uðraþýsý vermektedir. Yeni bir irade, yeni bir birey tasarlarken yeni bir edebiyat doðmaktadýr böylece. O birey, týpký yazar gibi, þöyle konuþur: OLGULARIN BENÝ DEÐÝL BENÝM OLGULARI YÖNETTÝÐÝMÝ söyledim ona. Olgularý yöneten birey olma iradesinin hükümsüz kaldýðý yere kadar kullanýlmasý, Ýkinci Yeni þairleri için söylenen Anlamsýza kadar özgürlük sözünü çaðrýþtýrmaktadýr. Edebi iradenin baský altýna alýnmaksýzýn kendini var etmesi gereðine vurgu yapmaktadýr bu önerme, bu þiar. Erbillerin Ýkinci Yeni ile zamandaþ oluþu rastlantý mýdýr? Sanmýyoruz. Erbil ve kuþaðýnýn, Ýkinci Yeni þairleriyle karþýlýklý bir etkileþim yaþadýklarý iki tarafýn metinlerinde de kolayca görülebilir. Ýkisi de öncü atýlýmlar peþindedir. Ýkisi de bireyden çýkar yola. Ýkisi de toplumun ve insanýn açýða çýkmamýþ hallerini kuþatacak bir bilinç arayýþýndadýr. Ýkisi de imgelerin seferberliði konusunda aþkýn deneyler yaparlar. Her türlü rantçý sahteliðe karþý edebiyatý yapýbozum tekniðiyle iþletmektedirler. Kaba maddecilik, ham idealizm ya da gözboyayýcý metafizik oyunlar, bu metinlerde zavallý edebi retoriðin bir parodisi, kimi zaman bir alegori malzemesi olur. Bir bakýma Gerçeküstücülerin çýkýþýna benzer, Erbil in ve Ýkinci Yeni nin çýkýþý. Gerçeküstücülük, gerçeðin ideolojiler tarafýndan baskýlanýþýna karþý bir baþkaldýrýydý. Gerçeðin geleneksel ya da modern anlam kalýplarýyla daraltýlmasýna, bireyin o gerçek üzerindeki etkisinin asla hissedilmemesine karþý bir baþkaldýrý. Bir tür dýþavurumcu bir yazý da denebilir buna. Ayný metin içindeki çok seslilik ve çok üslupluluk da bu özgürlüðün bir parçasý olarak doðmuþtur. Bu haliyle her okura deðil yaratýcý okura, kendisi gibi kuþkucu okura seslenmeyi yeðleyen bir yazýdýr bu. Yazarýn kuþkucu bilinci, ideolojilerin maskesini indirmek için her cümlede içkindir. Kendini kendi retoriðine kaptýrmayan, kendine de mesafe alan, yazar ý da sorgulayan bir yazardýr ayný zamanda. (Cüce, bu yargýya kusursuz bir örnektir.) Bu özelliklere daha birçok örnek katýlabilir. Özetle, Türkçe, toz tutmamak, yað baðlamamak için yine yazarýndan, þairinden baþlayan temizlik hareketine kavuþmuþtur. Türkçeyi kente taþýyan, ya da kentte yaþayan Türkçeyi yeðleyen bir dildi bu. Ayný zamanda zenginleþmiþ, çoðalmýþ ve baþkalaþmýþ bir yazý ve imge alanýydý metinleri. Bu edebiyat, ne yazýk ki, daha sonraki kimi örnekleriyle gerileyen edebiyatýmýzda bugün de birçok bakýmdan avangart bir konumdadýr. Leyla Erbil in edebiyata getirdiði baþka bir özellik daha vardýr: Bu edebi pratik, reel politikayý, bayaðý siyasal ortamý dýþlayarak küçümsüyordu. Edebiyatýn görece özerk yapýsýna baþka bir iktidar amaçlý disiplinin tahakkümünü kesinlikte reddeden bir edebi pratikti bu. Beri yandan ileri politik, psikanalitik ve felsefi yaklaþýmlardan güçlü esinler alan bir edebiyattý Erbil in edebiyatý. Örneðin Marks ýn, örneðin Freud un öngördüðü toplum ve birey tasarýmýný, edebi ilhamýna katmýþ bir yazardýr. Edebiyat yapýþ tarzý Nietzsche nin felsefe yapýþ tarzýna benzer. Þu savý da öne sürmek benim için zor deðil. 1960 sonrasýnda Batý da geliþen Foucault, Deleuze, Derrida gibi öncekileri; Nietzsche yi, Spinoza yý ve Marks ý yeniden yorumlayan düþünürlerin kimi tezleri, Leyla Erbil in 1950 lerin sonunda yazdýðý kimi öykülerinde içkindir. Buna çarpýcý bir örnek Hallaç taki (1961) Baltýk adlý (Sait Faik e adadýðý bölümdeki) öyküsü ile Michel Foucault un 1975 te yayýmlanan Hapisanenin Doðuþu adlý yapýtýyla bakýþ benzerliðidir. Bu konuyu irdelemek heyecan verici olabilir; Derrida nýn yapýbozum tekniði ile Erbil in metinlerindeki benzerlik... Batýdan referans alarak yazarýmýzý ispatlamak gibi anlaþýlmasýndan korka korka, þunu da eklemek isterim. Nietzsche, Marks ve Freud ilhamlarýnýn Leyla Erbil in metinlerinde içkinliðinin bir ifadesi, ideolojilerin çözünümü üzerine iþleyen þiddetli, bilinçli eðinim dir. Bireyin özgürlüðünden hareket eden özgürlükçü düþüncelerin, ülkemizde önce edebiyat alanýnda yanký bulduðuna da bir iþarettir, Leyla Erbil in yapýtlarý. Kimi zaman alay, kimi zaman ironi teknikleri bu hamleye yardým eder. Leyla Erbil in ironisi, liberal bir ironi deðildir. Hýrçýn, gergin, sert bir ironidir; ideolojik olanýn yüzündeki peçeyi hýþýmla çeken (Eski Sevgili de olduðu gibi), Füsun Akatlý nýn deyimiyle, hýrçýn sesin tizleþmesi biçiminde iþleyen bir ironidir bu. Acýnýn kendini olumlamasýna karþý ve kendine kapanarak idealistleþmesine karþý bu teknikle ideolojik yapýyý bozar. Keza, mutluluðun aldatýcý bilinci de bu teknikle hallaç pamuðu gibi atýlýr. Erbil; Joyce, Woolf ve Foulkner da temsil olunan bilinçakýþý tekniðinin Türkçe de yetkinleþmesini de saðlamýþtýr. Sanat, bir kez daha, olaðanüstü sezgi gücünü ve öngörüsünü, Leyla Erbil in yapýtlarýnda göstermiþtir. Psikanalizin Leyla Erbil edebiyatýna etkisi belirgin bir özelliktir. Bilinçaltý dolayýmlarýnýn iþaretlerini veren çoklu anlatý katmanlarýyla, baskýlamanýn dilde ve davranýþta nasýl dönüþüm geçirdiðine dair imgesel iþaretlerle ve düþlerin yorumunda kullanýlan tekniðin, yani rüyadaki birincil ve ikincil süreçler gibi metnin açýk ve gizli içeriðinin görünümlerinin ustalýkla iþlenmesiyle de belirginleþir psikanaliz etkisi. Bütün bunlar, bilinçli eðinim le(3) metne yansýmaktadýr. Hallaç ta iki öykü adýnýn da Bilinçli Eðinim olmasý ve bu tekniðin sonraki metinlerde de, (en son yapýtý Cüce de örneðin) devam etmesi, Erbil in baþtan sona tutarlýlýkla iþleyen poetik bir yapýsý olduðunu gösterir. Sýnýflarýn tarzlarýnýn, beðenilerinin, tutum ve davranýþlarýnýn, ideoloji-sýnýf iliþkilerinin, bireyde bu çatýþmalarýn yansýmalarýnýn bilinçli bir gözlemle metne gizlenmiþ olmasý, yazarýn toplumsal ve edebi bilincinin boyutlarýný gösterir. Marks ýn öngördüðü eleþtirel düþünce, kendi eleþtirisine de olanak verdiði için, bu yeteneði kullanmaktan asla kaçýnmayan yanýyla devrimcidir. Marks ýn bile yaka silktiði, Marksizmin kimi dogmatik yozlaþmalarý ve baskýcý iktidar buyruklarýna vardýrýlmýþ uygulama ve eðilimleri, Erbil in ironik eleþtirisinden kaçamaz. Bu ironik eleþtirinin sayýsýz örneðini cümlelerde bulabileceðimiz gibi, Tuhaf Bir Kadýn da Bayan Nermin in sosyalizm adýna düþtüðü popülizmin gülünç boyutlarý, Biz Ýki Sosyalist Eleþtirmen öyküsünde keza, sol edebiyat ortamýn kimi tiplerinin gülünç karakterleri, (bunun en son ve çarpýcý örneði Bir kötülük Denemesi nde verilmiþtir) Marksizm adýna yapýlan sahteliklerin yazarýn eleþtirel bilincinden kolay kaçamayacaðýný da gösterir. Karþýlýklý bir çatýþma vardýr burada: Erbil in bu gülünç kahramanlarý da Erbil e karþý direnirler ve onu asla görmezler ya da görmezden gelip susuþ suikastý na uðratýrlar. Cüce, yazarýn Karanlýðýn Günü nde de güçlü bir temsili bulunan yaþamdaki bütünlük arayýþýnýn edebi doruk noktasý olmuþtur. Leyla Erbil, Cüce de, kendisinden baþka bir yaratý ve deðer tanýmayan, konu aldýðý her þeyi kendine benzeten medyanýn yazarý ve edebiyatý hiçliðe varacak düzeye kadar indirgeyen tutumunu, alegorinin çarpýcý örnekleriyle anlatmýþtýr. Bu romanýyla, meselesi olan edebiyatý yeniden gündemimize çaðýrmýþtýr Erbil. Cüce, bütün bir yazarlýk sorgulamasýnýn, yazý ile görselliðin dünyalarýnýn farklýlýðýnýn, yazýnýn özerk dünyasý ile gündemin dayattýklarý arasýndaki iliþkinin çok yönlü, çok katmanlý irdelenmesini baþarmýþtýr. O kýsacýk metinle, zihnin konformizmine, dilin dar kalýplarýna, toplumsal yaþantýlarýn hangi biçimde olursa olsun faþizan yüzüne þaklatmýþtýr eleþtirel düþüncenin kýrbacýný. 1956 da ilk iþaretini gördüðümüz yazarýn bugün de öncü olmasý ne tuhaf! Yaklaþýk yarým yüzyýl sonra bile onun öncü niteliðini aþan bir yazarýn henüz bu yetkinlikte belirmemiþ olmasý ne tuhaf! Beri yandan, bize ne mutlu ki, onun yazdýðý dilde yaþýyoruz. Ve ne mutlu ki bize, ( biz : Erbilsever ler: normalliðinden bazen kuþkulanan normaller ), Erbil, alýþtýðýmýz iþaretleri bozmaya, böylece sakatlanmýþlýðýmýzý göstermeye, aldanýþlarý ve sahtelikleri teþhir etmeye devam ededuruyor. ----------------------------------- 1- Leyla Þahin, 6 aðustos 1998, Cumhuriyet. (Öðrendiðime göre söyleþi Sýrma Köksal ýndýr. Yanlýþlýkla Leyla Þahin in olmuþ.) 2- J. Joyce. Sanatçýnýn Bir Genç Adam Olarak Portresi, sf. 224. De Yayýnevi, 1966 Çev: Murat Belge). 3- Eðinim: Kiþinin bedensel ve ruhsal isteklerini tümünün genel adý (Püsküllüoðlu). BÝA Haber Merkezi

Doðrular, yanlýþlar, iyiler, kötüler, yenilgiler ve yengiler tarihi duyularýmýzý þekillendirirken, esarete karþý olan direniþimiz geleceðin duyularýný ve aklýný oluþturmaya devam ediyor. Bir toprak, bir tarihe böyle sahne oluyor. Sahip olmak duygusu bu topraklarý halklarýn akan kanlarýyla sulamasýna neden olurken, diðer yandan olmak duygusu bu yürüyen savaþa karþý isyan geleneðini sürdürüyor. Bizler bütün bunlarýn ürünüyüz. Tek bir insaný anlayabilmek için bu bütünlüðü de algýlamak gerekiyor. Bir insaný bütünlük içinde parantez içine alarak algýlamaya çalýþmak, onu doðasýndan koparmak gibidir. Görebilmenin en saðlýklý hali olduðuna inandýðým bu yöntem, hayattan kopuk bir suni aklýn oluþmasýnýn da koþullarýný ortadan kaldýrmaktadýr. Sahip olmak duygusunun o geniþ pazarýyla mücadelede, insanýn olmak serüveninin o aðýr bedellerini Mayakovski'de de görüyoruz. Mayakovski'yi Rus gelecekçilerinin (Fütüristler) kodlarý içine sýkýþtýrmak ve onu o parantez içinde algýlmaya çalýþmak, büyük haksýzlýk olur. Çünkü bu bakýþ açýsý, O'nun o büyük lirizminin çýðlýðýna karþý saðýr olmak anlamýna gelir. Mayakovski'nin doðduðu yýllarýn ve dünyadaki sanayileþme sürecinin tüm etkileri, O'nun lirizminin çýðlýklarýna bir liman oluyor. Eski düzenin ve yeni dünyanýn özlemlerinin (modernizm) çeliþkileri içinde, baþkaldýrýsýný yaslayabileceði bir sýðýnak gibi oluyor Rus gelecekçiliði. Kafkasya'daki çocukluðunun biriktirdikleri ile hayalini kurduðu yeni dünya yolculuðunun ilk duraðý Rusya oluyor. Gürcistan'daki eski bir kalenin arazisinde bulunan evlerinin zemin katýndaki küçük bir þarap iþliðinde, üzüm çiðniyor insanlar. "Ben yiyorum, onlar içiyorlar. Bedeninin dik açýsýna yaslanýyor kale. Bedenin köþelerinde, toplar için, iniþte toprak iyice çiðnenmiþ. Bedenlerde mazgal delikleri. Bedenler ardýnda hendekler. Ormanlar ve çakallar hendeklerin ardýnda. Ormanlarýn üstünde daðlar. Büyüyordum. En yükseðe týrmanýyordum. Kuzeye doðru daðlar küçüle küçüle gidiyordu. Kuzeyde bir kopma. Düþ kuruyordum. Rusya düþünü. Öyle çekiyordu ki orasý beni." Mayakovski küçük yaþýna raðmen bu hareketleri anlamaya çalýþmasa bile, rüzgar onu safýný belirlemeye doðru götürmektedir. Rusya'daki politik hareketlerle ilgili ilk yasadýþý bildiriler, kýzkardeþinin Moskova'dan dönerken getirdiði coþkun kaðýtlardýr. "Katlanmýþ uzun kaðýtlar veriyor bana gizlice. Þimdi bile aklýmda ilki: "Gitme yoldaþ, gitme kardeþ sefere, Elindeki þu silahý at yere." Bir tane daha var: "... ya da yeni bir yol, Almanlarýn arasýnda anne, kýz, oðlan, kadýn..." (çarýn sözü ediliyor) "Devrimdi bu... Manzumelerle. Manzume ve devrim kafamda birleþmiþti." Babasýnýn ölümü üzerine ailesi ile birlikte Moskova'ya göçerler. Çok küçük yaþta Bolþeviklerle tanýþmasý ve Marksizmden etkilenmesi, O'nu politik hareketlerin içine iter. Daha 15 yaþýndayken tutuklanýr ve hapishaneyle tanýþýr. Mayakovski'nin hapishanedeki süreci, O'nu çok kitap okumaya yöneltir. 11 Ay süren hapishane macerasýndan sonra, dýþarýya çýktýðýnda, O'nu rahatsýz eden sorunlar vardýr. "Bütün yaþamýmý kendi bulduðum tümceler yerine, saðlam kitaplardan tümceler aktarmakla geçiremezdim. Üretmeliydim. Okuduklarým kafamdan boþalýp giderse ne kalýr geriye? Marksist yöntem. Ama bu silah çocuðun eline verilmiþ olmaz mý o zaman da? Sizin gibi düþünenlerle bir iþiniz oldu mu kolaydýr bu silahtan yararlanmak. Ama düþmanlarla karþýlaþtýðýnýzda baþarýsý ne olur, bilinmez. Ne koyabilirim köhne düþünceler karþýsýna? Devrim ciddi bir okul bitirmemi gerektirecek mi bilemem?" Partideki diðer yoldaþlarýn yüksek tahsilli olmalarý, ozanda bir burukluk býrakmýþtýr. Bir gün partideki yoldaþlarýndan birine toplumcu sanat yapmak istediðinden bahseder. Yoldaþ Seryoja "senin gözlerin karnýndan daha büyük" diye cevap verir. Þiir yazma tutkusu onu iyice sarmýþtýr. Ancak bu þiir tutkusunu, nasýl þiire dönüþtüreceðini bilememektedir. Ýçindeki bitmez tükenmez coþkuyu ifade edememesi, onu iyice karamsarlýða itmiþtir. Bu huzursuzlukla "Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu"ndaki derslere katýlmaya baþlar. O günkü rejimin kefilliði olmadan girebildiði tek yer orasýdýr. Kýsa bir süre sonra baðýmsýzlarýn ezilip, taklitçilerin el üstünde tutulduðu ve devrimsel içgüdünün onu da atýlmýþlar arasýna kattýðýný farkeder. Ýçindeki coþkun duygular, O'nda yazma isteði uynadýrsa da, bir türlü cesaret edemez. O'na bu cesareti veren, David Burliyuk olur. "Sretenski bulvarýnda Burliyuk'la buluþuyoruz. Bir iki dize okuyorum ona ve ekliyorum: 'Bir arkadaþ verdi de...' David duruyor. Yüzüme bakýyor. Gür sesle baðýrarak: 'Sizsiniz bunu yazan! Dahi bir ozansýnýz siz!' Hak etmediðim bu sözleri sarfetmesi çok heyecanlandýrýyor beni. Dizeler arasýna gömülüyorum. Beklenmedik bir biçimde ozan olup çýkmýþtým o akþam." Avrupa'daki çalkantýlarýn gerisinde kalmýþ olan Ýtalya'daki tepkiselliðin edebiyattaki sözcüsü olan Filippo Tommaso Marinetti'nin izlediði yolu kendilerine örnek alan Mayakovski ve arkadaþlarý, artýk kendilerine bir ifade biçimi bulmuþlardýr. "David de çaðdaþlarýný geride býrakmýþ bir ustanýn öfkesi var, bende de modasý geçmiþ fikirlerin uðursuzluðuna aklý yatmýþ bir sosyalistin konuþma ustalýðý: Doðdu Rus fütürizmi!" Rus gelecekçileri yaþadýklarý çaðdan ve çaðýn düþ üzerine kurulu yazýnýna karþý tavýr almýþlardý. Þiirin yaþamý daha canlý ve daha iradeli kýlacaðý yerde uyuþturduðunu söylüyorlardý. Aslýnda sanat eleþtirilerinin altýnda toplumsal eleþtiri yatýyordu. Rus gelecekçileri bir çok anlamda devrimciydi. Bu damar, büyük etkisi olan Mayakovski'nin tavrýndan kaynaklanýyordu. Gelecekçiliði þiddetle bezeyen Marinetti'nin tersine Ruslar toplumsal düzenlerinin ruhu bunaltýp yok ettiðine inanýyorlardý. Özgür ve düþsel yaþam ilkelerini, bulunduklarý konjonktürle kýyasladýklarýnda hissettikleri huzursuzluðu gizlemek için ironiyi bir örtü olarak kullanýyorlardý. Akýmýn mistik þiire saldýrýsý, Marks'ýn izinden giden, dinin "halkýn afyonu" olduðunu söyleyen Lenin'in dine karþý olan tavrýnýn sanata yansýmasý gibiydi. Geçmiþi yadsýyorlardý, çünkü çarlýk rejiminin devrime karþý, halkýn dikkatini baþka yönlere çekmek için ileri sürdüðü romantik ve duygusal fanatizme karþý devrimci bir tepki duyuyorlardý. Akýmýn çýkýþý kaçýnýlmaz olmuþtu, gizemli dünya duyumsamalarý birçok sýnýrlamalar ve düþ kýrýklýklarýyla doluydu ve bunun üzerine sabrý tükenen kuþak patlamýþtý. Marinetti Rusya'yý ziyaretinde gelecekçiler tarafýndan iyi karþýlanacaðýný sanýyordu, ama Rus gelecekçileri onun izlediði siyaseti anlamsýz buluyor ve ona hiçbir þey borçlu olmadýklarýný söylüyorlardý. 1905'ten beri engellenen devrimci ruh onlarda anlatýmýný bulmuþtu. 1913-14 senelerinde Rus gelecekçileri ülkede bir turne düzenlediler. Yapýtlarýný tanýtmak zorundaydýlar. Çünkü yapýtlarýný bastýrabilmek imkanýna sahip deðildiler. "Yayýncýlar yüz vermiyordu bize. Kapitalistlerin burnu yýkýcý kokusu alýyordu. Baþvurularýmý kabul eden çýkmadý." Bildirinin etkisiyle bütün gazeteler onlarý aþaðýlarcasýna baþlýklar atmaya baþlamýþlardý. "Gazeteler fütürizmle dolup taþýyor. Ama pek de kibarca deðil. Bana da açýkçasý "Köpoðlu köpek" diyorlar." Ülke çapýnda yapýlan turne Mayakovski için çok uygun düþmüþtü. Ýyi sayýlýr bir fiziðe ve en önemlisi etkileyici bir sese sahipti. Halkýn önünde ezberden þiir okuma sanatýna öncülük etti. Kendine özgü doðal retoriði, canlý ve güçlü vurgularýyla halký etkiledi. Kendi vezninde, halk türkülerinden, tanýnmýþ þiirlerden ündeþ, sözcük oyunlarý türetti ve yansýmalý seslerden yararlandý. Þiirini bilinen vezinlerin tersine oklavayla açarmýþçasýna yayarak sanki okuyucu ile diyalog kurdu. Yapýtlarýnda kompozisyon ve öfke hep dikkati çekmekteydi. Turne boyunca hep polis baskýlarýna maruz kalýrlar. Ozan þiirin ve resmin yaný sýra tiyatroyu da gözardý etmemiþtir. Kendisinin sahneye koyup oynadýðý ilk fütürist gösteri "trajedi", 1913 senesinde bu turnede gerçekleþmiþtir. Bu oyun Petersburg'da oynandýðý zaman fena halde ýslýklandý ve bu dönem Vladimir Mayakovski'nin "Trajedi"siyle kapandý. Yoðun bir çalýþma düzenine giren ozan artýk düþüncelerini yayabilmek için yýðýnlara þiirler okuyor, konferanslara katýlýyordu. Deðiþik yöntemlerle yapýlan gösteriler ilginç bulunuyordu. "Hiç takým elbisem olmadý. Ýki gömleðim vardý acýnacak halde. Denenmiþtir, kravat gösterir gömleði. Para yok. Kýz kardeþimden bir parça sarý þerit aldým. Sardým boynuma. Sükse dehþetli. Kravatmýþ insaný þirin gösteren, göze çarptýran demek. Kravat büyüdükçe de süksenin büyüdüðü besbelli. Kravatlarýn boyutlarý sýnýrlanýnca hemen iþin hilesine kaçtým: Kravattan bir gömlek, gömlekten de bir Kravat çýkardým. Karþý konulmaz bir etkiydi elde edilen." Yapýlan bu gösterilerde radikal çýkýþlarýn, kopuþun, aþýrý bohem tavrýn ve sýnýfa yakýn durmasýyla oluþan bir söylemin öfkeli çýkýþlarý vardý. Gelecekçilerin izlediði bu yolun sonunda Tatbiki Sanatlar Okulu'ndan atýlmalarý kaçýnýlmaz olmuþtu tabii. "Sanat generalleri takýmý diþlerini göstermekte gecikmedi. Prdens Lyof, okulun müdürü, eleþtirinin de, taþkýnlýðýn da önlenmesini öneriyordu. Takmadýk." Mayakovski'nin Yaþamý Çok iyidir bakýþlarýndan korumasý ruhun kendini kuþanarak sarý bir yelek! Çok iyidir fýrlatýrken kendini giyotinin diþlerine haykýrmasý insanýn "Van Huten Kakaosu içiniz!" diye. Ve bu saniye bir kestane fiþeðidir, aðar yukarý hiçbir þeye deðiþmem onu dünyada, hiçbir... Sigara dumanýndan beriye bir likör kadehi gibi çýkarak uzanýyordu Severyanin'in þarap çalýðý yüzü. Nasýl diliniz varýyor kendinize ozan demeye öyle bir býldýrcýnýn boz sesiyle þakýyarak? Bugündür, bir demir muþtayla yarmamýz gereken gündür þakkadak dünyanýn kafatasýný! Hep þunu düþünürsünüz siz: "Dansediyor muyum, dersiniz, kibarca?" Nasýl da eðleniyorum, bir de bana bakýn bir parça, ben ayaktakýmýndan serseri, kumarbazýn üçkaðýtçýsý! Mayakovski, mütevazý olmayan, duygularýný göstermekten çekinmeyen ve öfkesine sadýk bir söylemi vardýr. Gizemli dünyaya, eski estetiðe ve bu estetiðin doðurduðu kokuþmuþ hayata, doðanýn edilgin mitoslaþtýrýlmasýna, düþlerdeki yaþama, gözü sululuða, entelicensiyanýn tiksintisine karþýdýr. O bilimsel örgütlenmeden, makinadan, planlýlýktan, iradeden, hýzdan, yüreklilikten, insanýn insaný sömürmediði bir düzenden yana olup, bunlarla kuþanmýþ yeni insaný yaratmaya çalýþýr. Burjuvalarý daha çok þaþýrtmak ve tedirgin etmek için öfkeli ve sert þahlanýþlar içine girer. Zaman zaman aþka yaktýðý aðýtlar gözden kaçmaz. 1915 yýlýnda, onun yaþamýnda çok önemli olacak iki insanla tanýþýr. 1915 Temmuz'unda Mayakovski'nin þiirine hayranlýk duyan Elsa Triolet, Rus gelecekçilerine pek hoþ bakmayan Ossip Maksimoviç ve Lili Yurevna Brik'le tanýþtýrýr. Bu karý koca o dönemde Rusya'nýn Rus entelecensiyasýnýn üyeleridirler. Edebiyat eleþtirmeni olan Ossip Brik, Opoyaz adlý formalist grubun kurucularýndandýr ve Mayakovski'nin hem yayýncýsý olarak hem de Rus gelecekçilerinin büyük savunucularý arasýna girecektir. Bu serüven Elsa'nýn, Mayakovski'yi Briklerin evine götürmesiyle baþlayacaktýr. 1917 yýlýnda Mayakovski'nin beklentileri gerçekleþir. Eski bir Bolþevik olarak Kerenski'nin hükümetinden hoþnut deðildir. "Bana göre sosyalistlerin gelmesi kaçýnýlmazdý. Beklenen günün gelmesi ile birlikte gözler gelecekçilere çevrilmiþti. Üye olmalý mý, olmamalý mý? Böyle bir sorun yoktu benim için (diðer Moskova gelecekçileri için de). Bu benim devrimim.." Mayakovski ve arkadaþlarý, hiç tereddüt etmeden devrimin coþkusuna katýldýlar. Fütüristler bir sanat okuluna dönüþmeden, daha baský altýnda tutulan bir grup dönemindeyken proleter devrimiyle yüzyüze gelmiþlerdi. Devrime rahatlýkla adapte olmuþlardý ama, iþçi sýnýfýnýn edebi geleneklerden kopmak gibi bir zorunluluklarý olmadýðý için fütüristlerin istekleriyle uzlaþmalarý söz konusu olmayacaktý. Çünkü iþçi sýnýfýnýn geçmiþe ait edebiyattan haberi olmadýðý için, eski ile tanýþmadan yeniye kucak açmasý mümkün deðildi. Fütüristlerin devrim öncesindeki konumlarýnýn belirsizliði, onlarý proleteryanýn yanýna itecekti. Mayakovski'nin geçmiþi de bunu doðruluyordu zaten. Ancak Mayakovski gibi politik geçmiþe sahip olmayan ve þiirin retoriðiyle, teorisiyle uðraþan diðer þairlerin durumu belirsizlik içindeydi. Fütürizmin artýk kendi havuzuna dönebilmesi imkansýzdý. Devrim bir takým geleneklerin dýþýnda her þeyi ileri çekmiþti zaten. Fütürizm yeniden doðmaya deðil, yeni dünyanýn edebiyatýnda kurucu bir parça olma niteliðine sahip olacaktý. Gelenekle yazan diðer akýmlarýn yazarlarý ise yeni dünyada yerlerini almýþlardý bile. Fütüristlerin durumlarý tartýþma götürür bir haldeydi. Zamanýnda savurduklarý sloganlar, proleteryanýn dünyasý ile ters düþebilirdi. Bu terslikler, fütürizmin ilkelerinde varolan isteklerin doðru bir biçimde yerli yerine oturmasýyla düzelebilecek miydi? Bu bocalama gösteriyordu ki, devrim, fütürizmi de ileri çekmiþti. Bu durumda edebi devrimcilere ve gelenek yýkýcýlara akademiye giden yol gözükmüþtü. Devrim fütürizmi bulunduðu konjonktürden koparýp ileri çektiðinde, fütürizmin savaþtýðý sorunlarýn tam tersinden düþünülmesi gerekliliðini ortaya çýkarmýþ olur. Artýk fütüristlerin yeni dünyada baþka bir strateji belirlemeleri gerekmektedir. Bu yeni formül LEF Grubu (Sol Sanat Cephesi) olur. Mayakovski, Aseyev, Brik gibi isimlerin yanýsýra fütüristler, formalistler, konstrüktivistler ve kimi bireysel yazarlardan oluþacaktýr. 1. LEF "Sokaklar fýrça, alanlar paletimizdir" sloganýyla sanat ordusunu sokaða davet etmiþtir. Sanatýn eþitsiz geliþmenin bir sonucu olarak, toplumun diðer kesimlerinden kopmasýný ilk bakýþta ortaya atan LEF Grubu, toplumla buluþmak istemiþ, ancak, toplumun onlara doðru hareket etmesini isteyen bir görüntü yaratmýþlardýr. Gerçekte, sanatlarýný hayatýn içine götürmek istemiþlerdir. Unutulmamasý gereken bir þey varsa, fütürizmin çýkýþýnda önemli olan noktalardan birisi de yüzeysel gerçekçiliðe karþý olan tutumdur. Yeni LEF Grubu dergilerinde bu tavrý sürdürmüþlerdir. Bu çizgi sanatýn yansýtan deðil dönüþtüren olduðu sorununu ortaya bir kez daha koymuþtur. LEF deneyseldir ve arayýþlar içindedir. Yazarýn kendiyle, anlattýðý "vulgar obje" arasýndaki perspektifi yaratýp yaratmadýðý sorunu LEF'i meþgul eden sorunlarýn baþýnda geliyordu. Troçki, yazdýðý "Edebiyat ve Devrim" adlý kitabýnda bu konu üstüne þöyle diyor: "Ama sanatýn yalnýz yansýtmasý için deðil dönüþtürebilmesi için de yazarla hayat arasýnda, týpký devrimciyle politik gerçeklik arasýnda olduðu gibi, önemli bir uzaklýk bulunmalýdýr." Bu tartýþmalar sonucunda LEF kapanýp, tekrar açýlýr ve 1928'de tekrar kapanýr. Mayakovski için devrime uyum saðlamak diðer sanatçýlara göre daha kolay olmuþtur. Diðer kesimler Mayakovski gibi anayolu bulup hedefe ulaþamayabilirler. Çünkü Rus entelecensiyasýnýn bilindiði gibi ayrý sýnýflarý, ayrý akýmlarý vardýr. Bu farklý insan tipleri uzlaþmakla yetinirler. Kendilerini bir bütünün parçasý olarak devrime vermezler. Bunlar genelde akýlcýlar ve eklektikleri oluþtururlar. Mayakovski ise ait olduðu sýnýfýn zorluklarýyla boðuþarak, kendine yol açmaya çalýþan bir bohem olarak gelmiþtir. O bir proleter deðildir ama, eski dünyaya isyan etmiþ ve devrimci bireyciliðini proleter devrimiyle buluþturabilmiþtir. Artýk devrim için iþler, onun için yoðundur. Ülke kültürünü yeniden örgütlemeye, sanatý kitlelere maletmeye ve sokaða indirmeye çalýþacaktýr. Ýlk amaç, yine geçmiþin kýsýtlý burjuva sanatýna son vermek, yerine kitleler için bir iþlevi ve yararý olan yaþamýn tüm yönlerini içerecek yeni bir sanat yaratmaktýr. Yaþamla dolu sanatý bütünleme kaygýsý, sanatsal üretimle sanayi üretiminin özleþmesi biçiminde ortaya çýkar. Mücadele bitmemiþtir. Ozan için sanat artýk bir araçtýr. Bireyin ve toplumun günlük yaþamýný, iliþkilerini, çevresini deðiþtirecek, kitlelerin yaratýcý gücünü iteleyecek, güzele ve doðruya yaklaþmalarýný, yeni estetik deðerlere kavuþmalarýný saðlayacak bir araç. Devrim öncesi Pantolonlu Bulut'la baþlayan üretim sürecini daha yoðunlaþtýrarak çalýþmaya koyulur. Ýþçi kültürü örgütlerine girerek þiirlerini fabrikalarda, toplu mekanlarda güçlü sesiyle okumaya baþlar. 1922 Yýlýnda "Beþinci Enternasyonel"i yazmaya baþlar. Bir ütopyadýr bu. Beþ yüzyýl boyunca süregelen sanatý sergileyecektir. Ýtalyan fütürizminin biçiminden etkilenen Rus gelecekçilerinin izlerini bizim ülkemizde de görmek mümkündür. Puþkin'in üzerine çarpý çekip "putlarý yýkalým!" diyen Rus gelecekçilerinin yöntemini, Nazým Hikmet de, çýkardýklarý Resimli Ay adlý dergide Abdülhak Hamit üzerine çarpý çekerek izler. Dil devrimi gerçekleþtirmiþ Türkiye'de, yeni dünyanýn edebiyat dilini kurabilmek için Mayakovski'den çok fazla esinlendiðini de görürüz Nazým Hikmet'in. Ancak bu bir taklid etme boyutunda deðil, deðiþen dünyanýn yöntemlerine eþ zamanlýlýk gösterme þeklindedir. Ki Nazým Hikmet, kendi topraðýnýn özgünlüðüne uygun bir dili kurmanýn yanýnda, dil devrimine sunduðu katkýlarla da çok dikkat çekicidir. Ruhsal durumu karmakarýþýk olan Mayakovski, artýk kendini yolun sonuna getirmiþtir. 14 Nisan 1930'da silahla intihar eder. Böylece coþkulu ve dopdolu geçen bir yaþamý ancak 37 yýl sürdürebilmiþtir. O'nun kendine has dili, daha önce de sözünü ettiðimiz gibi, Rus fütürizminin içine hapsolacak bir tarihselliði aþan ve yüzyýllara yayýlacak ölçüde güçlü bir lirizme sahiptir. O'nun lirizmindeki vurgu, yoksunluðunu gördüðü deðerlerin ifadesini aþýrý tepkilerle ve hatta tüm insanlýðýn acýlarýna ortak olmasýyla görürüz. Ýsa'nýn çarmýh hikayesindeki gibi, Roma valisinin askerlerinin elindeki çiviler, Mayakovski'nin kendi elindedir. Kurmak istedikleri yeni dünya, aslýnda, tüm insanlýðýn kayýtsýz kaldýðý deðerler bütünüdür. Sadece göstermelik bir ritüele dönüþtürülmüþ olan insanlýk deðerlerinin samimiyetsizliði ve sahtekarlýðý karþýsýnda, intikamýný almak için "kendimi çarmýha gerdim her akan gözyaþýnda" diyerek tetiði çeker. Bugün bile göz yaþlarýna sebep olan bu sarsýcý intikam duygusunun acýsýný duyan insanlarýn suladýðý topraklardan yeþerecek yeni dünyanýn filizleri. O son olarak bir ironide bulundu tüm insanlýða. Bunu görebilmek için sadece gökyüzüne bakmamýz yeterli olacaktýr. "Ýsterseniz ben çýlgýna dönerim tenden, -ya da renk deðiþtiren bir gök gibi ufukta- Ýsterseniz öyle çýtkýrýldým olurum, öyle incelirim ki çýkarým insanlýktan, dönerim bir pantolonlu buluta!" Kaynak:soL Gazete

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Üniversitesi, LYS sonuçlarýna göre lisans programlarýnda yüzde 96'lýk doluluk oranýna ulaþtý. Ölçme, Seçme ve Yerleþtirme Merkezi (ÖSYM)'nin büyük bir heyecanla beklenen ÖSYS Yerleþtirme Sonuçlarýna göre Nevþehir Üniversitesinin tüm kontenjanlarý tercih edilerek büyük oranda doldu. ÖSYS Yerleþtirme Sonuçlarýnýn açýklanmasýyla birlikte Nevþehir Üniversitesinin tercih edilirliðinin ne kadar yüksek olduðu ortaya konmuþ oldu. Açýklanan LYS sonuçlarýna göre Nevþehir Üniversitesinin fakülteleri ve yüksekokulunun 1383 olan toplam kontenjanýnýn 1329'u tercih edilerek yüzde 96,10'luk doluluk oranýna ulaþtý. Meslek yüksekokullarýna ise toplam 2138 öðrenci yerleþti. Böylece Nevþehir Üniversitesini ön lisans ve lisans düzeyinde toplam 3467 yeni öðrenci tercih etmiþ oldu. Konuyla ilgili bir açýklama yapan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, kazanan öðrencileri kutlayarak Nevþehir Üniversitesini tercih ettikleri için kendilerine teþekkür etti. Prof. Dr. Kýlýç, "Tüm bölüm ve programlarýmýzýn tercih edilmesi ve kontenjanlarýmýzýn tamamýna yakýnýn dolmasý, bizim için memnuniyet verici bir durumdur. Kontenjanlarýmýzdaki yüksek doluluk oraný, Nevþehir Üniversitesinin tercih edilirliðinin en somut göstergesidir. Tercih edilirliði yüksek bir üniversitenin yüksek idealleri olur. Kurulduðu günden bu güne baþarý çýtasýný sürekli yükselten Nevþehir Üniversitesi marka bir üniversite olma iddiasýndadýr. Ki bugüne kadar yaþananlar iddiamýzdaki haklýlýðýmýzý gözler önüne seriyor. Nevþehir Üniversitesini tercih eden öðrencilerimiz bilmelidir ki burada onlar için gecesini gündüzüne katarak çalýþan birileri var. Gönül ferahlýðý içinde eðitim hayatlarýný tamamlamaya çalýþsýnlar. Bizi tercih ettikleri için öðrencilerimize, ailelerine ve tüm halkýmýza teþekkür ediyorum" þeklinde konuþtu. Ayrýca özel yetenek sýnavlarý ile Güzel Sanatlar Fakültesinin Müzik, Seramik Cam ve Resim bölümleri ile birlikte Eðitim Fakültesinin Beden Eðitimi ve Spor Eðitimi Bölümü ve ek yerleþtirmelerle birlikte Ýlahiyat Fakültesinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öðretmenliði Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesinin Çaðdaþ Türk Lehçeleri Bölümü ile Eðitim Fakültesinin Ýngilizce ve Sosyal Bilgiler Öðretmenliði Bölümlerine öðrenci alýmý gerçekleþtirilecek. Böylece 2013-2014 eðitim-öðretim yýlýnda Nevþehir Üniversitesi bünyesine 4500 civarýnda yeni öðrenci katýlmýþ olacak. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Belediyesi tarafýndan yürürlükteki 5199 sayýlý Hayvanlarý Koruma Kanununun gerekliliklerinin aralýksýz yerine getirildiði belirtildi. Nevþehir'de son günlerde baþýboþ köpeklerin artýþ gösterdiði ve durumun kamuoyunda rahatsýzlýk meydana getirdiði yolunda basýn kuruluþlarýnda yer alan haberler üzerine Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Atilla Seçen açýklama yaptý. Nevþehir'de özellikle yakýn belde ve köylerden köpeklerin getirildiði þeklinde bilgilerin alýndýðýný belirten Seçen,bununla ilgili mücadelenin de sürdüðünü belirtti. Baþýboþ köpeklerin çevre ve insan saðlýðýnýn olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçmeyi amaçlayan mücadele çalýþmalarýnda, hayvanlara karþý duyarlý yaklaþýmýn sürekli olarak ön planda ele alýndýðýný dile getiren Seçen, bu hedefler doðrultusunda hareket eden Nevþehir Belediyesi'nin özelleþtirdiði köpek toplama, rehabilitasyon ve bakým hizmetlerini her gün 2 araç ve toplam 7 personel ile sürdürdüðüne iþaret etti. 2000 Evler Mahallesi Pirenni Mevkiinde oluþturulan Köpek Bakým ve Rehabilitasyon merkezinde görevlendirilen Veteriner Hekim kanalýyla köpeklerin düzenli bir þekilde kýsýrlaþtýrýldýðýný ve rehabilitasyonlarýnýn ardýndan doðal ortamlarýna mutlaka býrakýldýðýný vurgulayan Seçen, baþýboþ köpek ile mücadele çalýþmalarýnýn gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdüðünü sözlerine ekledi.

Ramazan ayýnda alýþtýðýmýz beþ yýldýzlý otellerde verilen iftar yemekleri devam ediyor. Ýnanç mensuplarý kendi inançlarýný istedikleri ve inandýklarý þekilde yürütmeleri en doðal haklarýdýr. Ýster yer sofralarýnda iftarlarýný yaparlar, isterlerse beþ yýldýzlý otellerde yaparlar, isterlerse yoksul dediðimiz ekonomik þartlarý standartlarýn altýnda olan ailelerle birlikte yaparlar. Herkesin en doðal Son birkaç yýldýr iftarlarýn þekli deðiþmeye baþladý. Görkemli sofralar hazýrlanýr, ekonomik gücü olanlar bir araya gelirler ve bu iftarlar birçok televizyon tarafýndan da naklen verilir. Kuru ekmekle iftarýný yapan insanlarda kuru ekmeðini suyla ýslatýp boðazýndan zoraki aþaðý indirirken gördüðü manzarayý nasýl yorumluyordur kimbilir. Bu iftar sofralarýnda baþka bir görüntü gündeme gelmeye baþladý. Barýþ ve kardeþliði gösterme adýna baþta Cumhurbaþkaný olmak üzere devleti yönetenler bir araya geliyorlar ve birlik beraberlikten bahsediyorlar. Aralarýna diðer inançtan insanlarý da alarak resimler çekiliyor, pozlar veriliyor. Saf insanlarda bunlardan mutlu oluyorlar. Bütün bunlar birer yalandan, kandýrmacadan ibarettir. Ýftara çaðýrdýklarý Hýristiyanlarý, Yahudileri, Alevileri ne kadar ciddiye alýyorlar acaba? Bunlarýn sorunlarýný dinlemeyeceksiniz, çözüm aramayacaksýnýz hatta onlarýn inançlarýný yok sayacaksýnýz, göstermelik olarak da onlarla sofralarýnýzý, havyarlarýnýzý, ballarý, börekleri paylaþacaksýnýz. Kimse bu dostluk iftar sofralarýnýn samimi duygularla hazýrlandýðýna inanmýyor. Bu konuda sürekli dillendirdiðimiz Aleviler ne yapýyorlar dersiniz. Kimi Alevi örgüt temsilcileri yada kanaat önderleri, Devlet erkaný ile ayný sofrayý paylaþarak bir samimiyet oluþturursak bir gün bunlardan birisine iþimiz düþerse yada bir yerde fýrsat doðarsa bunlardan yararlanýrým düþüncesiyle o iftar sofralarýna oturuyorlar. Aksi halde Aleviler bu tip iftarlarda inançlarý gereði bulunmazlar. O iftar sofralarýný mütevazi bir þekilde hazýrlayýp olmayanlarla paylaþanlara büyük saygý gösterirler. Diðer inanca sahip temsilcilerin kiliselerinin, havralarýnýn, mezarlýklarýnýn sorunlarý çözülmeden orada olmalarýna da anlam veremem. Sayýn Cumhurbaþkaný, Baþbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Muhalefet hepinize sesleniyorum. Birazcýk elinizi vicdanlarýnýzýn üzerine koyunuz ve o sofralarda otururken aç susuz yaþamýný sürdürmeye çalýþan vatandaþlarýnýzý düþünün. Onlarýn halleri, vaziyetleri gözünüzün önünde olsun lokmayý aðzýnýza götürdüðünüz an. Bu iftar sofralarýna para harcayanlara da seslenmek gerekir. Hiç Allahtan korkmuyor musunuz bu paralarý cepleri para dolu olanlara harcarken. Ama para parayý çeker, bir verir bin alýrým diyerek bu harcamalarý yapýyorsanýz demek ki elde ettiðiniz bu paralarý zorla, zulümle elde etmiþ olarak deðerlendirilirsiniz. Ama bilesiniz ki Zulm ilen abad olan Ahiri berbat olur Ülkemizde yaþayan insanlarýn yarýdan fazlasýnýn Müslüman olduðu hesaplanýrsa, Ramazanda iftar yapan insanlarýn büyük bir kýsmýnýn yoksul olduklarýný hesap ederseniz bir avuç insan beþ yýldýzlý otellerde iftar yaparken kimbilir akýllarýndan ne hesaplar yapýyorlar. Birde bunlarýn dýþýnda sokaklarda yer sofrasý kurarak iftar yapan antiemperyalist Müslümanlar var. Bunlar da tepki olsun diye sokaklarda iftar yapýyorlar, kamuoyu oluþturmaya çalýþýyorlar. Ýnancý tepki adýna kullananlara da acýyorum. Hepinize farklý bir örnekle iftar tarifi vermek gerekir. Birincisi inançlý, samimi ve mütevazi ailelere bakalým. Orucunu tutuyor, ailesi ile birlikte evinde orucunu açýyor yada iftarýný yapýyor ki kimsenin haberi dahi olmuyor. Alevilerde oruçlarýný açarlarken kimsenin haberi olmuyor. Komþunun dahi komþusunun oruç açýmýnda neler yediðini hissedemiyor. Gösteriþten uzak yapýlan oruç açým sofralarý ekonomik anlamda da önemli. Aile bütçesi ayný zamanda devlet bütçesi. Her gün bütçe açýðý büyürken bu lüksten, bu tüketimden biraz olsun uzak durulmalý. Ýftar sofralarýna giderken imrendirme, nefret kazanma kimseye bir þey kazandýrmaz. Etrafýnýza bakýnýz her ülkede ateþ var, kan var, ölümler, yaralanmalar had safhada iken ister lüks masalarda karýn doyurun, isterseniz Yemen baþta olmak üzere bazý ülkelerdeki muhaliflere silah gönderin ne yaparsanýz yapýn kabul görür sanmayýn. 23.7.2013 Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK Taksim Gezi Parký direniþiyle dayanýþma eylemleri sürecinde, Ankara da polis tarafýndan vurularak yaþamýna son verilen ETHEM SARISÜLÜK ün katlediliþinin 40. günü dolayýsýyla 26 Temmuz günü Ankara da Emek ve Demokrasi Güçleri bir anma gerçekleþtirdi. ETHEM SARISÜLÜK ün vurulduðu yerde, saat: 18:00 de baþlayan anma 19:15 e kadar sürdü. ETHEM SARISÜLÜK anmasý dolayýsýyla Taksim Gezi Parký Direniþi nde katledilenlerden ETHEM SARISÜLÜK, ABDULLAH CÖMERT, MEHMET AYVALITAÞ, ALÝ ÝSMAÝL KORKMAZ ile Lice de jandarma tarafýndan vurulan MEDENÝ YILDIRIM ýn aileleri sabahýn erken saatlerinde Ankara da buluþtular. Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) Ankara Þubede, saat: 09:00 da biraraya gelen aileler burada kahvaltý yaparak dertleþtiler. Sonra TBMM ye geçerek burada CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin AYGÜN le birlikte gerçekleþtirdikleri basýn toplantýsýnda katillerin yargýlanmasýný ve AKP hükümetinin istifasýný talep ettiler. Aileler buradan Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði ne (TMMOB) baðlý Elektrik Mühendisleri Odasý (EMO) Genel Merkezine geçtiler ve oturduklarý lokalde kendilerini ziyaret eden kurum temsilcileriyle saat: 17:30 a kadar sohbet ettiler. Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) karþýsýnda ki EMO merkezinden saat: 17:50 de çýkan aileler, buradan kendilerini bekleyen kitlenin bulunduðu ETHEM SARISÜLÜK ün vurulduðu Kýzýlay meydanýna yürüdüler. Ellerinde yaþamýný yitiren çocuklarýnýn fotoðraflarýyla Ýzmir Caddesinden Atatürk Bulvarýna geçen aileleri, yürüyüþ süresince Kýzýlay ýn yoðun yaya trafiðindeki insanlar alkýþlarýyla selamladýlar. Kýzýlay Meydanýna gelindiðinde binlerce kiþi ETHEM in, ABDULLAH ýn, MEHMET in, ALÝ ÝSMAÝL in ve MEDENÝ nin ailelerini alkýþlarýyla karþýlayýp, DEVRÝM ÞEHÝTLERÝ ÖLÜMSÜZDÜR sloganlarýný haykýrdýlar. Ailelerin kararlý duruþlarý karþýsýnda duygusallaþan binler, saldýrý ve katliamlara karþý öfkelerini, BU DAHA BAÞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ FAÞÝZME KARÞI OMUZ OMUZA sloganlarýyla Kýzýlay Meydanýna yansýttýlar. Siyah giysileriyle derin acýlarýný ve tuttuklarý yaslarý yansýtan analar, ETHEM SARISÜLÜK ün vurulduðu yere karanfiller býrakýp oradan Güvenpark da havuzun meydana bakan yönüne geçtiler. Yapýlan saygý duruþunda, bu süreçte aramýzdan ayrýlan/alýnan 5 gencin adý yüksek sesle söylendiðinde kitle de ayný þekilde burada diye yanýtladý. Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri adýna KESK temsilcisinin konuþmasýnýn ardýndan aileler sýrayla konuþarak acýlarýný alanda bulunan kitle ile paylaþtýlar. ETHEM SARISÜLÜK ün anasý Sayfý SARISÜLÜK yaptýðý konuþmada, baðrýnýn yandýðýný oðlunun katilinin oðlunu vuran polisleri koruyan ve ödüllendiren Baþbakan olduðunu söyledi. Allahtan tek bir dileðim var. Umarým onunda baðrý yanar diyen Sayfý ana, bu ateþin birgün onun da içine düþmesini isteyerek, böyle bir Baþbakan olduðu için utanç duyduðunu kaydetti. ABDULLAH CÖMERT in aðabeyi Zafer CÖMERT te yaptýðý konuþmada, direniþlerinin 53 gündür sürdüðünü, bitirmediklerini ve bitirmeyeceklerini vurguladý. Katiller yargýlanýncaya kadar bitirmeyeceklerini belirten CÖMERT, Antakya Armutlu nun abluka altýnda olduðunu, burada devam eden direniþten korktuklarýný kaydederek, kendilerinin sadece talana, hýrsýzlýða, tecavüze karþý çýktýklarýný, devam eden direniþte egemenler ve onlarýn siyasal temsilcisi olan AKP nin kendi sonlarýný gördüðünü, korkularýnýn gerçek nedeninin bu son olduðunu bildirdi. ETHEM SARISÜLÜK için Ankara da buluþtuklarýný ve þu anda vurulduðu yerde bulunduklarýný ifade eden CÖMERT, maðdur durumdayken suçlu durumuna getirildiklerini, devletin hesap verene kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Eskiþehir de dövülerek öldürülen ALÝ ÝSMAÝL KORKMAZ ýn anasý Emel KORKMAZ da, zalimlerin zulmüne karþý direndikleri için kendilerine bu acýlarýn reva görüldüðünü söyleyerek baþladýðý konuþmasýný, bir daha dünyaya gelsek bir daha direneceðiz. Onlara benzemeyeceðiz. Onlarýn mücadelesine sonsuza kadar sahip çýkacaðýz diyerek bitirdi. MEHMET AYVALITAÞ ýn anasý Fadime AYVALITAÞ ise þunlarý söyledi; Mehmet gittiðinden beri eve girmiyorum. Sürekli onun gelmesini bekliyorum. Oðlumu çok bekledim ama o gelmedi. Ben þimdi Ankara Kýzýlay Meydanýnda görüyorum ki Mehmet in yerinde binlerce Mehmet var. Hepinize teþekkür ediyorum. Saðolun varolun. Artýk gözüm arkada kalmayacak. MEHMET AYVALITAÞ ýn babasý Ali AYVALITAÞ, oðlunun ailenin en emekçi çocuðu olduðunu ve kendisiyle birlikte çalýþtýðýný belirterek, onunla her zaman gurur duyduðunu ve duymaya devam edeceðini kaydetti. ALÝ ÝSMAÝL KORKMAZ ýn babasý Gürkan KORKMAZ ise yaptýðý konuþmada þunlarý söyledi; Çok büyük acýyla yaþýyoruz ve Allah böyle bir acýyý kimseye yaþatmasýn. Bunun hesabýný nasýl verecekler? Davalar çok yavaþ ilerliyor. Oðlum 40 gün komada kaldý Ali nin dosyasýnda 40 gün boyunca hiç ilerleme olmadý. Kamera kayýtlarý var ama içinde ne yazýk ki 18 dakikalýk bölüm yok edilmiþ. Delillerin karartýldýðý þüphesini taþýyoruz. Lice de askerlerce vurularak öldürülen MEDENÝ YILDIRIM ýn anasý Fehriye YILDIRIM konuþmasýný Kürtçe yaptý. Ana yýldýrým, yapýlan tercümeye göre þunlarý söyledi; Oðlum vurulduðunda 18 i bitmiþ, henüz 19 unun ilk günüydü. Oðlumun katili bellidir. Baþbakan biraz insan olsaydý, biraz vicdaný onu tartardý. Onun vicdaný yok gencecik çocuklara kýyýyor. Medeni nin katilini getirsin elimize versin. MEDENÝ YILDIRIM ýn aðabeyi Mehmet YILDIRIM da yaptýðý konuþmada, kardeþinin Lice de kardeþim jandarma tarafýndan katledildiðini, o gün orada kendisinin de bulunduðunu bildirdi. Karakollardan çapraz ateþ açýldýðýný, yaralýlarý toplamaya çalýþýrken sürekli gaz bombasý atýldýðýný belirten YILDIRIM, basýnda dokuz yaralý diye geçtiðini oysa 21 kiþinin yaralandýðýný. Yaralýlarýn tamamýnýn ateþli silahla yaralandýðýný, insanlarýn sýrtlarýndan vurulduðunu kaydetti. Yapýlan konuþmalar, BU DAHA BAÞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM sloganýyla son buldu. Anmaya katýlan CHP liler, konuþmalar bitince getirdikleri ses aracýyla mevlüt okuttular. Hiçbir örgütün bayrak ve pankartla katýlmasýnýn istenilmediði cuma günü Ankara da gerçekleþtirilen ETHEM SARISÜLÜK anmasýna; ÝHD, TUHAD FED, KESK, DÝSK, TTB, TMMOB, ÇHD, ÇGD, Halkevleri, Alýnteri, TKP, HKP, ÖDP, TKP 1920 gibi örgütlerin yöneticilerinin yanýnda, Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) bileþenleri de kitlesel olarak katýldýlar. Bu arada, Taksim Gezi Parký Direniþiyle dayanýþma eylemleri çerçevesinde 28 Haziran da tutuklanan ve þu ana kadar cezaevinde yatan 8 kiþi, cuma günü yapýlan inceleme duruþmasýnýn ardýndan tahliye edildiler. Cuma günü serbest býrakýlanlarýn adý ve soyadý þöyle: Halkevleri üyeleri Yener ÇIRACI ve Yadigar VURUÞANER, Kaldýraç okurlarý Taner AKA, Hasan KOÇ, Yusuf Bahtiyar ÖZKAN, Partizan okuru Cihan AÐDAÞ, YDG den Denizcan AYDIN ve Odak Dergisi okuru Murat BOZKURT.

Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ TMMOB Ankara Ýl Koordinasyon Kurulu, 26 Temmuz 2013 tarihinde Yunus Emre kavþaðý`nda sökülen aðaçlarla ilgili basýn açýklamasý yaptý. 23 Temmuz da Ankara, Yenimahalle, Yunus Emre Kavþaðý nda tüm aðaçlar yine bir gece yarýsý operasyonuyla yerlerinden söküldü!... Bu gece yarýsý operasyonunun gerekçesi; Aðacýný ve yaþam alanýný koruyan halkýna düþman, iktidarýn ve iktidarýn uzantýsý Ankara Büyükþehir Belediyesinin iddialarýna göre; Ankara nýn ulaþým problemine çözüm olacak teleferik projesinin bir parçasý olan istasyonun yapýmý. TMMOB ye baðlý Mühendis, Mimar ve Þehir Plancýlarý olarak, Ankara nýn kötü yönetilmesi sonucu oluþan kent içi ulaþým problemlerinin, kentin bütününü gözeten bakýþ açýsý olmaksýzýn, Büyükþehir Belediye Baþkaný Ý. Melih Gökçek in çok sevdiði, akþamdan sabaha aklýna geliveren projeler yoluyla çözülemeyeceðini, bilimin ve aklýn gereklerine uygun önerilerle her platformda dile getirdik. Savunduðumuz deðerlerin baþýnda gelen kamu yararý ilkesine aykýrý, sorunlarý çözmek yerine, yeni sorunlar yaratan projelere karþý, yürüttüðümüz hukuki mücadeleyi, dava konusu iþlemlerin yürütmesinin durdurulmamasý nedeniyle oluþan geri dönüþü zor durumlara raðmen kazandýk, kazanmaya devam ediyoruz. Yenimahalle Halký nýn, Gezi Parký direniþinin verdiði güç ve bilinçle de beslenen, aðaç katliamýna karþý haklý tepkisine katlanamayan zihniyet, kent içi ulaþým argümaný olmaktan yoksun, "Teleferik Projesi ni" gerçekleþtirmek için savaþ pozisyonu almýþtýr. Milyon dolarlýk sahte projelerini "oldubitti" ye getirmek amacýyla, Polis TOMA larýnýn korumasýnda, gece yarýsý operasyonuyla aðaç katliamý gerçekleþtirilmiþtir. Uygulanacak projede kamu yararý olmadýðýný söyleyen, Anayasa ile görevli Meslek Odalarýna raðmen, yerel seçim öncesi yandaþlara peþkeþ çekilecek bir ihalenin hayata geçirilmesi için, yerel ve genel idare, kolluk kuvvetlerini de yanýna alarak elbirliðiyle çalýþmýþtýr. Bilindiði gibi; Ankara nýn geliþimini yönlendiren 2023 Baþkent Ankara Nazým Ýmar Planý içerisinde, "Tüm ulaþým türleri ve ulaþýma dair sorunlarýn kent bütünü planlamasý ile eþgüdümlü olarak irdeleneceði ulaþým ana planýnýn ivedilikle yapýlmasýný saðlamak" açýk hükmüne karþýn, Büyükþehir Belediyesi nce bugüne kadar bu konuda ciddiye alýnacak hiçbir çalýþma yapýlmamýþtýr. Parçacý, günlük nitelikli, bilimsel altlýk ve gerekçelerden yoksun projelerle ulaþým problemine yönelik müdahaleler, ulaþým problemini çözmek bir yana, kent içi ulaþýmýný çözümsüzlük noktasýna getirmiþtir. Yýllardýr yönetimde olmasýna karþýn, üç metro hattý inþaatýnýn herhangi birisinin dahi inþaatýný tamamlayamayan, olmayan metro inþaatý için kullanýlan yurt dýþý kredilerinin hesabýný veremeyen Ankara Büyükþehir Belediyesi, metro yapýmý konusundaki sorumluluðunu Bakanlýða devredince, geçmiþte kent merkezinde katlý kavþaklarda yaptýðý gibi, þimdi de teleferik projesiyle Ankara yý yeni bir ulaþým çýkmazýna ve yeni bir borç bataðýna sürüklemektedir. Mahkeme kararlarýna da altlýk teþkil eden, Ýmar Kanunu nda üst ölçekli planlarla alt ölçekli plan ve projelerin uyumu birincil gereklilik olarak ortaya konmuþken, Ankara Büyükþehir Belediyesi nce baþlatýlan "teleferik projeleri" üst ölçekli plan kararlarýnda yer almamasýna raðmen hukuksuz bir þekilde uygulanmaktadýr. Ayrýca taþýma kapasitesi incelendiðinde basit ve ucuz bir kent içi ulaþým aracý ile karþýlanabilecek düzeydeki teleferik hatlarýnýn yolcu taþýma kapasitesizliði yanýnda, yoðun konut alanlarýnýn üzerinden geçiþi sýrasýnda ortaya çýkacak güvenlik, gürültü, araç ve yaya trafiði içinde yaratýlan yeni ulaþým kaosu vb. bir çok sakýnca ile birlikte, bu hatlarýn inþasý için ödenecek yüksek maliyetlerin varlýðý, hiç bir somut çözüme hizmet etmeyecek, bilimsel dayanaktan yoksun bu projenin kamu yararýna aykýrýlýðýný açýkça ortaya koymaktadýr. Oldu bittilerle Ankara halkýna dayatýlmaya çalýþýlan, yüksek ihale bedelleri nedeniyle yapanýn ihya edilmesi dýþýnda yarar içermeyen, Ankara nýn zaten son derece yetersiz kamusal ve yeþil alanlarýnýn gaspý, kamu yararýnýn, planlama ilkeleri ile bilimin gereklerinin açýk ihlali anlamýndaki bu projeye karþý, örgütümüzün bileþenleri olan, TMMOB Þehir Plancýlarý Odasý Ankara Þubesi ve Mimarlar Odasý Ankara Þubesi olarak yürütmenin durdurulmasýný da talep eden dava dilekçesi, Ankara Ýdare Mahkemesi ne sunulmuþ ve dava halen devam etmektedir. Kýsa süre önce bilirkiþi keþfi gerçekleþtirilen dava için mahkeme, Bilirkiþi Raporu sonrasýnda yürütmeyi durdurma talebinin deðerlendirileceðini Davacý Odalarýmýza bildirmiþtir. Tüm itirazlara karþýn projeyi biran önce hayata geçirmeye çalýþan belediyenin ilk hamlesi olan aðaç katliamý, 25 Temmuz Perþembe günü ilgili Odalarýmýzca mahkemeye taþýnarak, küçük bir umut da olsa durdurulmaya çalýþýlmýþtýr. 23 Temmuzdan bu yana, Yunus Emre Kavþaðý nda emniyet kuvvetleri tarafýndan aðacýný, yeþilini korumaya çalýþan mahalle sakinlerine orantýsýz güç kullanýlmaktadýr. Biber gazý ve kimyasal destekli tazyikli su sýkarak müdahalelerde bulunan polis, þiddet kullanarak Yenimahalle Halký nýn yaðmaya karþý yükselen sesini bastýrmaya çalýþmaktadýr. Bilime, tekniðe aykýrýlýðýn yaný sýra, halkýn talepleri ve hukukun gerekleri hiçe sayýlarak dava süreci devam ederken, Ýktidarýn uzantýsý Ankara Büyükþehir Belediyesi nce yürütülen, Yenimahalle halký tarafýndan on yýllardýr kullanýlan ve aidiyet duygusu kurduklarý Yunus Emre Kavþaðýndaki aðaçlarý yok eden teleferik projesi ve kentteki diðer yaðma projeleri biran önce durdurulmalýdýr. Kamuoyuna duyuruyoruz ki! Yurdun her köþesinde, Kamu yararýna ve halkýn demokratik taleplerine aykýrý, yandaþlarýna rant saðlama amaçlý bu uygulamalar, kamusal mallarýn ve deðerlerin tümüne düþman bir zihniyetin ürünüdür ve bu tür her uygulamasý karþýsýnda Ýktidar ve uzantýlarý, halkýn yükselen sesini ve örgütlülüðünden aldýðý güçle TMMOB ve baðlý odalarýný karþýsýnda bulacaktýr. Saygýlarýmýzla TMMOB Ankara Ýl Koordinasyon Kurulu Antalya da Alakýr Vadisi nin Hidroelektrik Santraller (HES) ile olan mücadelesi sürüyor. Alakýr Nehri Kardeþliði Platformu, vadiyi yok eden 8 HES projesinden 6 sýna sahip olan þirkete yönelik boykot çaðrýsý da yapýyor. Antalya nýn Kumluca ilçesine baðlý Alakýr Vadisi nin Hidroelektrik Santraller (HES) ile olan mücadelesi sürüyor. Alakýr a yapýlmasý planlanan Dereköy HES hakkýnda yürütülen Çevresel Etki Deðerlendirme (ÇED) raporu 21 Haziran da Çevre ve Þehircilik Bakanlýðý Antalya Ýl Müdürlüðü tarafýndan onaylandý. Kemer ilçesinde, Beydaðlarý Sahil Milli Parký sýnýrlarý içinde bulunan Aðva deresi üzerine yapýlacak Kesme Regülatörü ve HES projesi de müdürlük tarafýndan onaylanan projeler arasýnda. Bu iki projenin onaylanmasý sonrasý Alakýr Nehri Kardeþliði Platformu, Alakýr Vadisi ni yok eden 8 adet HES projesinden altýsýna sahip olan þirketi boykot çaðrýsý yaptý. Platform, HES maðduru diðer vadilere de sesleniyor: HES maðduru tüm vadilere tüm vadilere çaðrýmýzdýr: Vadinizde HES yapan þirketleri araþtýrýn! Ortaklýklarýný ve baðlantýlarýný öðrenip deþifre edin! Þirketlerin içinde yapýlan usulsüzlükleri öðrenmeye çalýþýn! Ödedikleri vergiler, iþ güvenliði, çalýþma koþullarý, para kaynaklarý, girdikleri ihaleler, aldýklarý krediler gibi konularý mercek altýna alýn! Gözleriniz devamlý üstlerinde olsun! Araþtýrýn! Takip edin! Deþifre edin! Boykot edin! Alakýr da ne olmuþtu? Bakanlýðýn 14 ve 21 Haziran tarihlerinde duyurduðu HES projelerinin inþa edileceði bölgeler Antalya nýn biyolojik zenginliði açýsýndan önem taþýyor. Mahkeme kararýyla 1. Derece Doðal Sit Alaný ilan edilen Alakýr Vadisi nde ikisi üretim aþamasýnda olan sekiz ayrý HES projesi bulunuyor. 25 Haziran 2010 tarihinde Antalya Valiliði nce Dereköy HES projesine verilen ÇED Gerekli Deðildir kararýný yargýya taþýyan Alakýr Nehri Kardeþliði Platformu üyeleri ile diðer sivil toplum örgütlerinin açtýðý davayý gören Antalya 2. Ýdare Mahkemesi, doðal sit alaný özelliði taþýyan vadide ayrýca 8 HES projesinin daha bulunduðuna vurgu yaparak 14 Ekim 2011 tarihli kararýnda, anýlan alanda yapýlacak bu nitelikteki bir projenin önemli çevresel etkilerinin olmadýðý düþünülemeyecektir hükmünde bulunarak iþlemin yürütmesini durdurmuþtu. Kesme Boðazý, orkidelerin son kalelerinden biri Kemer ilçesinde, Beydaðlarý Sahil Milli sýnýrlarýnda bulunan Aðva deresi üzerinde yapýlmak istenen HES in inþa edileceði alan ise tam anlamýyla bir biyolojik çeþitlilik merkezi. 32'si endemik 111 önemli bitki türüne ev sahipliði yapan bölgede, dünyada yalnýzca bu bölgede yetiþen ve kritik yok olma tehlikesiyle karþý karþýya olan WWF Türkiye tarafýndan desteklenen Antalya nýn Beþi Bir Yerde projesi kapsamýnda korunmaya çalýþýlan türlerden ikisi olan Kemer Orkidesi ve Olimpos Safraný gibi bitkiler de bulunuyor. Hýzlý habitat kaybý yaþandýðý belirtilen türler arasýnda ayrýca, Anadolu Orkidesi (Orchis anatolica), Arý Orkide (Ophrys holoserica subsp. heterochila, endemik), Ýtalik Orkide (Orchis italica), Dev Orkide (Barlia robertiana), Peþmen Kardeleni (Galanthus peschmenii), Olimpos Þalbasý (Dorystoechas hastata), Topuz Dikeni (Echinops onopordum) ve yöreye has bir kekik türü olan (Origanum solymicum) gibi bitkiler bulunuyor. Kaynak : Bianet