Çift Başlı Pterjiyumda Ameliyat Sonuçları ve Hastaların Demogra k Özellikleri

Benzer belgeler
Genç erkeklerde konjonktival otogreftli pterjium cerrahisi ve indüklenmiş astigmatizma

Evaluation of the Effectiveness of Excision Techniques from Cornea to Limbus and from Limbus to Cornea on Recurrence in Pterygium Surgery

Primer ve Nüks Pterjium Cerrahisinde Limbal Konjonktival Otogreft Uygulamalarımız ve Sonuçları

Pterjium tedavisinde farklı cerrahi tekniklerin karşılaştırılması

Primer pterjiumda konjonktivalimbal otogreft transplantasyonu sonuçlarımız

Primer Pterjium Eksizyonunda Amnion Membran Grefti Ve İntraoperatif Mitomisin C Yöntemlerinin Karşılaştırılması

Piterjiyumda Limbal Konjonktival Otogreft Tedavisinin Astigmatizma Üzerine Etkisi

Oküler Yüzeyden Köken Alan Skuamoz Hücreli Tümör Tedavisinde Ameliyat Sırasında Mitomisin-C Kullanımı

Pterjium Oluşmasında Mesleğin Etkileri

Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi

Pterjium Cerrahisinde Fibrin Yap flt r c s ile Konjonktivalimbal Otogreft Uygulamas

Penetran Göz Yaralanmaları

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Özgün Araflt rma / Original Article

İleri Piterjiumda Oral Mukozal Greft Uygulaması

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

FARKLI PTERJİYUM CERRAHİ TEKNİKLERİNDE GÖRÜLEN NÜKS ORANLARI

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ÖZET ve niteliktedir. rme. saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt. 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1,

Horizontal Konkomitan ılıklarda Cerrahi Ba arının ılık Tipi ve Derecesi ile kisi ÖZET Horizontal konkomitan ılıklarda cerrahi tedavi sonuçlarımızın

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Göz Kapağı Tümörlerinin Histopatolojik ve Demografik Özellikleri

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

KONVANSİYONEL/ LİGASURE TİROİDEKTOMİ

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Glokomda tedaviyi yoğunlaştırma kriterleri. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Hastane Çalışanlarının Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Önlenmesi ve Kontrolüne Yönelik Bilgi Durumunun Değerlendirilmesi

ILAŞTIRILMASI. ve Araştırma rma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

AYAK TIRNAK BATMASININ SEGMENTER MATRÝKS

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

ET İ UYGULAYALIM MI?

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Dr. Nilgün Çöl Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Sosyal Pediatri BD.

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Onbir Yıllık Cerrahi Vakalarımızın Histolojik İnceleme Sonuçları

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Açık Açılı ve Dar Açılı Glokom Olgularında, uzunluk ve kırma kusuru sferik değerlerinin karşılaştırılması.

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2008 : 6 (2) : Geç Dönem Travmatik Olmayan Çocukluk Çağı Kataraktlarında Cerrahi Sonuçlarımız

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

Şaşılık cerrahisi onam formu

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Penetran Keratoplasti Sonrası Sütür Alımını Takiben Gelişen Spontan Yara Yeri Açılması

BÜYÜK ADRENAL KİTLELERDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Pilonidal Sinüs Hastal nda Komplikasyon ve Nüks Aç s ndan Hastaya Ait Faktörlerin ncelenmesi

Ekstrakapsüler Katarakt Cerrahisi Sonrası Kornea Topografisi Değişimleri

Korneal Yanıklarda Klinik ve Tedavi Yaklaşımımız

MEME KANSERİ TARAMASI

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

REKTUM KANSERİNDE NEO / ADJUVAN RADYOTERAPİ. Ethem Nezih Oral İstanbul Üniversitesi İTF Rad Onk AD

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

Ex-PRESS Mini Glokom İmplant Cerrahisi Sonuçlarımız

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE MYOMETRIYAL ELASTROSONOGRAFIK DEĞIŞIKLIKLER. Dr. Rukiye KIZILIRMAK

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Eviserasyon ve Enükleasyon Olgularında Endikasyonlar, Demografik Özellikler ve Komplikasyonlar

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Fakoemülsifikasyonda Üst Temporal veya Üst Nazal Şeffaf Korneal Kesinin Yol Açtığı Cerrahi Astigmatizma

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Bethesda Klasifikayonu. Prof Dr Gülnur Güler Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

Prof.Dr. A. Hakan Durukan GATF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Sayı 10 Aşağıdaki klinik meslektaş denetimine tabi tutulmuş temel yayınlar incelenecektir:

Dr Şükrü DİLEGE VKV Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Amerikan Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

ŞAŞILIK CERRAHİSİ SONUÇLARI VE FÜZYONA ETKİSİ*

SCHWIND AMARIS ile SmartPulse Teknolojisi kullanılarak TransPRK tedavisinin çok-merkezli olarak Sonuçlarının Değerlendirilmesi

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Transkript:

DOI: 10.4274/tjo.56514 Turk J Ophthalmol 2015;45:249-253 Öz gün Arafl t r ma / Ori gi nal Ar tic le Çift Başlı Pterjiyumda Ameliyat Sonuçları ve Hastaların Demogra k Özellikleri Demographics of Patients with Double-headed Pterygium and Surgical Outcomes Fulya Duman*, Mustafa Köşker** *Atatürk Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Antalya, Türkiye **Ulus Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Ankara, Türkiye Öz Amaç: hastalara uygulanan ameliyat sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Kasım 2012-Mart 2014 tarihleri arasında Antalya Atatürk Devlet Hastanesi rutin poliklinik muayenelerinde pterjiyum endikasyonu ile ameliyat edilen tüm hastalar geriye dönük olarak tarandı. Korneanın her iki tarafında (nazal ve temporal) pterjiyum olan hastalar çalışmaya alındı. Takip süresi altı ayın altında olan hastalar çalışmaya alınmadı. Alınan kayıtlarda hastaların yaşları, meslekleri, sigara kullanımı tarandı. Ameliyat sonrası yapılan takip kayıtlarında pterjiyum nüksü veya herhangi bir komplikasyon Bulgular: Pterjiyum ameliyatı olan 158 hastanın 8 inde (%5) çift başlı pterjiyum tanısı vardı. Altısı (%75) erkek, ikisi (%25) kadın olan hastaların yaş ortalaması 42,63 (26-71) yıl idi. Hastaların hepsinin günde en az 5 saat güneş altında çalıştığı tespit edildi. Ameliyat sırasında veya sonrasında herhangi bir komplikasyon gelişmediği görüldü. Hastaların ameliyattan sonraki takip süresi ortalama 12 (6-21) aydı ve bu süre içinde hastaların hiçbirinde nüks görülmedi. Sonuç: Pterjiyum, özellikle de çift başlı pterjiyum sıcak iklimlerde ve dışarıda çalışanlarda daha sık görülmektedir. Bu hastalarda, tek parça olarak alınan serbest konjonktiva otogreftinin ikiye bölünerek korneanın her iki yanından çıkarılan pterjiyumların yerine sütüre edilmesi suretiyle yapılan ameliyat iyi bir seçenektir. Anahtar Kelimeler: Pterjiyum, çift başlı pterjiyum, konjonktiva otogrefti Summary Objectives: To analyze demographic and ophthalmologic characteristics of patients with double-headed pterygium in the Mediterranean region of Turkey and to evaluate their surgical outcomes. Materials and Methods: Records of all patients who underwent surgery for pterygium in Antalya Atatürk State Hospital between November 2012 and March 2014 were retrospectively reviewed. Patients with pterygia on both sides of the cornea (nasal and temporal) were included in the study. Patients with less than six months of follow-up were excluded. Age, occupation and smoking status of patients, recurrence of pterygium and any existing complications in records were evaluated. Fibrovascular proliferation more than 0.5 mm over the cornea was accepted as recurrence. Results: Eight (5%) of 158 patients who underwent pterygium surgery were diagnosed with double-headed pterygium. Six (75%) of the patients were male and two (25%) were female. Mean age was 42.63 (26-71) years. It was recorded that all patients had worked under the sun for at least 5 hours a day. No intra-operative or post-operative complications were found. Mean follow-up time after surgery was 12 (6-21) months and no recurrence was detected. Conclusion: Pterygium, especially double-headed pterygium is mostly seen in warm climates and individuals who work outdoors. Dividing the free conjunctival autograft into two and suturing in place of the excised pterygium on both sides of the cornea is a good choice in these patients. Keywords: Pterygium, double-headed pterygium, conjunctival autograft Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Fulya Duman, Atatürk Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları Kliniği, Antalya, Türkiye Tel.: +90 505 689 20 29 E-posta: fulyakama@yahoo.com Geliş Tarihi/Received: 02.10.2014 Kabul Tarihi/Accepted: 15.02.2015 Türk Oftalmoloji Dergisi, Galenos Yayınevi tarafından basılmıştır. Bu makale Creative Commons Attribution Lisansı koşulları altında korunmaktadır. 249

Turk J Ophthalmol; 6: 2015 250 Giriş Pterjiyum, oküler yüzeyi etkileyerek, iritasyon ve görme bozuklukları gibi problemlere yol açabilen ve sık görülen fibrovasküler proliferatif bir hastalıktır.1,2 Liu ve ark. nın3 yaptığı, on iki ülkede yapılan araştırmaları kapsayan metaanalitik çalışmaya göre, tüm dünyada %10,2 oranında görülen bu hastalığın prevelansı, risk faktörleri ve histopatolojisi hakkında çeşitli veriler vardır. Pterjiyumun sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, ultraviyole ışığın pterjiyum oluşumu ile yakından bağlantılı olduğu düşünülmektedir.4,5 Ekvatora yakın bölgelerde pterjiyum görülme oranı daha yüksektir.3 Normal popülasyonda pterjiyum görülme oranı %33 ile en yüksek olarak Çin in güneyinde bulunmuştur; en düşük oran ise %2,8 ile Avustralya dadır.6,7 Yapılan birçok araştırmada en sık belirtilen risk faktörleri: ileri yaş, erkek cinsiyet, düşük eğitim seviyesi, yüksek sistolik basınç, kırsal bölgede yaşam, kuru göz, açık alanda çalışma ve sigara kullanımıdır.3,8,9,10 Türkiye nin Akdeniz kıyısı, pterjiyum için yüksek riskli coğrafik ve iklimsel özelliklere sahiptir. Duke-Elder e11 göre pterjiyum değişmez şekilde konjonktivanın nazal bölgesinde yer alır ki sonraları bunu destekleyen birçok çalışma yayınlanmıştır. Bunun sebebi Maloof ve ark.12 tarafından korneanın temporaline gelen ışığın kornea nazalinde odaklanması olarak açıklanmıştır. Temporal bölgede yer alan pterjiyumlar çok nadir olarak görülmektedir ve skuamoz hücreli neoplazmlardan ayırt edilmelidirler.13 Çift başlı pterjiyum yani aynı gözde hem nazal hem temporalde gelişen pterjiyumlar oldukça nadir olup Dolezalova nın14 bir çalışmasında insidansının %2,5 olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada bölgemizde (Türkiye Akdeniz Bölgesi) çift başlı pterjiyumun görülme oranı ve bu hastaların demografik ve klinik özellikleri incelenmiştir. Gereç ve Yöntem Kasım 2012-Mart 2014 tarihleri arasında Antalya Atatürk Devlet Hastanesi rutin poliklinik muayenelerinde pterjiyum ameliyatı endikasyonu alan 158 hasta tarandı. Primer çift başlı pterjiyumu olan 8 hasta çalışmaya alındı. Takip süresi 6 aydan az olan hastalar çalışmaya kabul edilmedi. Tüm hastaların yaş, cinsiyet, meslek, sigara kullanımı, hastaneye başvuru zamanı, pterjiyum evresi, cerrahi müdahale zamanı, görme keskinliği ve diğer oftalmolojik muayenelerini gösteren kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Pterjiyum evrelemesi kornea tutulumuna göre yapıldı (evre I: limbusu geçen, evre II: limbus ve pupilla arasında, evre III: pupilla kenarına ulaşmış, evre IV: pupilla kenarını geçmiş pterjiyum dokusu). Bu çalışma için Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Etik Kurulu Komitesi nden onay alındı. Standardizasyonu sağlamak amacıyla aynı cerrah (FD) tarafından ameliyat edilen hastalar çalışmaya alındı. Cerrahın tüm hastalara uyguladığı rutin basmaklar şöyledir: Anamnezleri alınıp rutin oftalmolojik muayeneleri kaydedildikten sonra hastalar ameliyat için hazırlandı. Ameliyatın bir hafta öncesinden günde 2 defa topikal siklosporin A %0,05 (Restasis, Allergan Pharmaceutical, Irvine, CA, ABD) başlandı. Ameliyat sırasında uygun saha temizliğini takiben propakain hidroklorür %0,5 (Alcaine, Alcon Laboratories, Inc., Forth Worth, TX, ABD) damlatılarak topikal anestezi yapıldı. Ameliyat sırasında nazal ve temporaldeki pterjiyum dokuları steril kalemle işaretlenip ölçüleri alındıktan sonra lokal anestezi (subkonjonktival lidokain hidroklorür + %2 epinefrin) uygulandı (Resim 1). Önce nazaldeki pterjiyum dişli forsepsle başından tutulup kornea yüzeyinden kaldırılarak eksize edildi. Subkonjonktival fibrovasküler doku Westcott tenotomi makasıyla diseke edildikten sonra skleral yatak ıslak saha koteriyle minimal düzeyde koterize edilerek hemostaz sağlandı. Limbus ve kornea yüzeyi bistüri ile kazınarak düzeltilmeye çalışıldı. Aynı işlemler temporaldeki pterjiyuma da uygulandıktan sonra aynı gözün üst bulber konjonktivasından tek parça olarak alınan konjonktiva dokusu, çıkarılan pterjiyum dokularının ölçülerine göre iki parçaya ayrıldı. Hiçbir olguda nüksü engellemek amacıyla faydalanılan mitomisin C, 5-florourasil, trietilen tiofosforamid gibi ajanlar kullanılmadı.15,16,17 Alınan konjonktival greftler, nazal ve temporal limbus hizasından itibaren açık sklera dokusu bırakmayacak şekilde, epitel yüz üste, limbal taraf limbusa gelecek şekilde kaydırıldı. Her iki greft de 8/0 Vicryl ile çevre konjonktivaya, bir miktar episkleradan da geçecek şekilde sütüre edildi (Resim 2). Alınan pterjiyum dokuları patolojik incelemeye gönderildi. Belgeleme için gözlerin ameliyat öncesi ve sonrasında fotoğrafları çekildi. Ameliyattan sonra, bütün gözler 24 saat kapatıldı. Altı hafta süreyle günde 4 kez %0,5 loteprednol etabonat + tobramisin (Zylet, Bausch and Lomb, Rochester, NY, ABD), nepafenak (Nevanac, Alcon, Forth Worth, TX, ABD), ve günde 2 defa topikal siklosporin A %0,05 (Restasis, Allergan Pharmaceutical, Irvine, CA, ABD) ile basitrasin + neomisin sülfat oftalmik pomad (Thiocilline, Abdi İbrahim, İstanbul, Türkiye) tedavisiyle takip edildi. Hastalara tozlu ve güneşli ortamlardan kaçınmaları, ayrıca güneş gözlüğü ve şapka kullanımı önerildi. Hastalar 1. hafta ve 1., 2., 3., ve 6. aylarda kontrole çağrıldı. Kontrollerde pterjiyum nüksü, ortaya çıkan komplikasyonlar ve yan etkiler incelendi. Kornea üzerinde 0,5 mm den fazla fibrovasküler büyüme, nüks olarak değerlendirildi. Ameliyattan önceki ve sonraki görme keskinlikleri istatistiksel analiz öncesi LogMAR a çevrildi. Sürekli değişkenler için paired t-test kullanıldı. Oranlar Fisher s exact test kullanılarak kıyaslandı. 0,05 in altındaki değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular Pterjiyum ameliyatı olan 158 olgudan korneasının her iki tarafında pterjiyum olan sekiz hasta (tüm pterjiyum ameliyatlıların %5 i) çalışmaya alındı. Altısı erkek, ikisi kadın olan olguların yaş ortalaması 42,63 yıl (26-71 yıl) idi. Biri hariç tüm hastaların nazal pterjiyumları evre II, temporal pterjiyumları ise evre I düzeyinde idi. Üçüncü olguda nazal pterjiyum evre III düzeyindeydi. Ameliyat sırasında veya sonrasında herhangi

Duman ve ark, Çift Başlı Pterjiyumun Özellikleri bir komplikasyon gelişmediği görüldü (Resim 3). Hastaların ameliyattan sonraki takip süresi ortalama 12 (6-21) aydı ve hiçbirinde nüks görülmedi. Alınan pterjiyum dokularının tümünde patoloji sonucu pterjiyumu destekler histopatolojik bulgular olarak geldi. Hastaların hepsi günün en sıcak saatlerinde günde en az 5-6 saat güneş altında (ocakbaşında çalışan; ateş karşısında) çalıştıklarını ifade etmiş, ev hanımları da kendi bahçe veya seralarında çalıştıklarını belirtmişlerdir. Hastalarda sigara kullanım oranı %62,5 olarak bulundu. Hastaların demografik ve klinik özellikleri Tablo 1 de sunulmuştur. Erken postoperatif dönemde hastalarda ağrı, fotofobi, lakrimasyon ve gözde yabancı cisim şikayetleri kaydedilmedi ve ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (Tablo 2). Resim 1. Olgu 2 nin pterjiyumunun greft öncesi işaretlenmiş fotoğrafı Tartışma Pterjiyum, sıcak iklimlerde daha sık görülmektedir. Ülkemizin, özellikle de Akdeniz Bölgesi nin, sahip olduğu iklim koşulları ve çevresel özellikleri, pterjiyum etyopatogenezinde etkili olduğundan, pterjiyum, kliniklerimizde sıklıkla rastlanan önemli bir oküler yüzey hastalığıdır. Bu kadar sık görülen bir göz patolojisi olmasına karşın, pterjiyumun temporalde görülmesi oldukça nadirdir.13 Pterjiyumun oküler yüzey Resim 2. Olgu 2 nin konjonktival otogreftli pterjiyum ameliyatı sonrası fotoğrafı Resim 3. Olgu 2 nin gözünün 3 ay sonraki kontrolünde çekilen fotoğrafı Tablo 1. Ameliyat olan çift başlı pterjiyum hastalarının demografik ve klinik özellikleri Olgu Yaş Cinsiyet Taraf Meslek Sigara kullanımı Takip süresi (Ay) 1 30 Kadın Sol Ev hanımı - 21 2 33 Erkek Sağ Vinç operatörü - 19 3 71 Erkek Sağ Çiftçi + 9 4 59 Erkek Sol Çiftçi - 9 5 51 Erkek Sağ Ocakbaşı + 6 6 26 Erkek Sağ İşçi + 14 7 35 Erkek Sol Seracı + 8 8 36 Kadın Sağ Ev hanımı + 10 251

Turk J Ophthalmol; 6: 2015 Tablo 2. Ameliyat olan çift başlı pterjiyum hastalarının pterjiyum evreleri ve ameliyat öncesi ve sonrası düzeltilmiş görme keskinlikleri (Snellen) Olgu skuamoz hücreli neoplazilerinin gelişimindeki rolü açık olmamakla beraber, özellikle temporal pterjiyum gibi atipik yerleşim gösterenlerde mutlaka eksizyonel biyopsi yapılmalı ve skuamoz hücreli neoplaziler ekarte edilmelidir. Korneanın hem nazal hem temporalinde yerleşim gösteren çift başlı pterjiyum ise daha da nadirdir.14 Bizim çalışmamızda da bu oran %5 olarak bulunmuştur ki bu diğer çalışmalardaki oranlara göre oldukça yüksektir. Tabi bu yüksek orana bölgemizin ikliminin olduğu gibi hastaların mesleklerinin etkisi de büyüktür. Ev hanımları da dahil olmak üzere hastaların hepsi günün en sıcak saatlerinde günde en az 5-6 saat güneş altında (veya bir restoran çalışanında olduğu gibi ocak başında, ateş karşısında) çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Çalışmalar da pterjiyumun, tarım işçileri ve çiftçilerde daha sık görüldüğünü ve daha büyük olduğunu göstermiştir.10 Threlfall ve English,4 pterjiyum oluşumu ve güneşe maruz kalma arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Yazarlar, mümkün olduğu kadar güneşe çıkılmamasını ve tüm yaşlarda gözlerin şapka veya gözlüklerle korunması gerektiğini açıkça belirtmişlerdir. Sigara kullanımı önceki çalışmalarda pterjiyum gelişimi için bir risk faktörü olarak gösterilse de, Rong ve ark.15 özellikle kronik sigara içicilerinde pterjiyum riskinin azaldığını öne sürmüşlerdir. Bizim çalışmamızda da sigara kullanım oranı %66,5 olarak bulunmuştur. Bunun yanında ileri yaş, erkek cinsiyet, düşük eğitim seviyesi, yüksek sistolik basınç, kırsal bölgede yaşam ve kuru göz, pterjiyum oluşumunu arttıran diğer sebeplerdir.3,8,9,10 Bizim çalışmamızda da hastaların %75 erkekti ve meslek grubuna bakıldığında da düşük eğitim seviyesine sahip oldukları anlaşılmaktaydı. Gözlerin hiçbirinde ameliyat sırasında veya sonrasında herhangi bir komplikasyon görülmemiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri cerrahinin yanında nüksü engellemek için yardımcı olarak düşünülen mitomisin C, 5-florourasil, trietilen tiofosforamid gibi ajanların kullanılmamış olmasıdır. Cerrahinin yanında yardımcı olarak kullanılan bu ajanların nüks oranını azalttığı düşünülse de bu tedavilerin palpebral hiperpigmentasyon, sklera veya korneada incelme ve ülser, sekonder glokom, katarakt, üveit ve hatta glob perforasyonu gibi ciddi komplikasyonlara yol açtığı bilinmektedir.16,17,18,19 252 Nazal (Evre) Temporal (Evre) Ameliyat öncesi 1 II I 1,0 1,0 2 II I 1,0 1,0 3 III I 0,6 0,7 4 II I 0,8 0,8 5 II I 1,0 1,0 6 II I 1,0 1,0 7 II I 1,0 1,0 8 II I 1,0 1,0 Ameliyat sonrası Bu çalışmanın en önemli eksik yanı olgu sayısının azlığıdır ancak çift başlı pterjiyumun toplumda görülme oranının çok düşük olduğu (%0,6-2,5) göz önünde bulundurulduğunda bu olgu sayısı da yeterince fikir vermektedir.14,20 Önceki çalışmalar pterjiyumlarda rekürrensin daha çok 4.-5. aylarda görüldüğünü göstermiştir, bu yüzden bu çalışmaya en az 6 ay takip edilmiş hastalar alınmıştır ve hiçbirinde nüks görülmemiştir.21,22,23,24 Tabi ki ileride yapılacak olan daha çok olgu sayılı ve uzun takip süreleri olan çok merkezli çalışmalar daha aydınlatıcı olacaktır. Bu çalışma çift başlı pterjiyumun bölgemizdeki oranını ve hastaların demografik ve klinik özelliklerini göstermektedir. Ayrıca bu hastaların 6 aylık takiplerinde herhangi bir nüks veya komplikasyon görülmediğinden bu çalışmada olduğu gibi korneanın her iki tarafında yerleşim gösteren pterjiyumun eksize edildiği ameliyatlarda, üst bulber konjonktivadan tek parça olarak alınan dokuyu ikiye bölerek otogreft olarak kullanmak ve nüksü engelleyici bir ajan kullanmamak iyi bir seçenektir. Yazarlık Katkıları Etik Kurul Onayı: Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu, Hasta Onayı: Geriye dönük veri toplama, Konsept: Fulya Duman, Dizayn: Fulya Duman, Veri Toplama veya İşleme: Fulya Duman, Analiz veya Yorumlama: Fulya Duman, Mustafa Köşker, Literatür Arama: Fulya Duman, Mustafa Köşker, Yazan: Fulya Duman, Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir, Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir, Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir. Kaynaklar 1. Li M, Zhu M, Yu Y, Gong L, Zhao N, Robitaille MJ. Comparison of conjunctival autograft transplantation and amniotic membrane transplantationfor pterygium: a meta-analysis. Graefes Arch Clin Exp Ophthalmol. 2012;250:375-381. 2. Livezenau C, Craitoiu MM, Manescu R, Mocanu C, Craitoiu S. Angiogenesis in the pathology of pterygium. Rom J Morphol Embryol. 2011;52:837-844. 3. Liu L, Wu J, Geng J, Yuan Z, Huang D. Geographical prevelance and risk factors for pterygium: a systematic review and meta-analysis. BMJ Open. 2013;3:e003787. 4. Threlfall TJ, English DR. Sun exposure and pterygium of the eye: a doseresponse curve. Am J Ophthalmol. 1999;128:280-287. 5. Taylor HR, West SK, Rosenthal FS, Munoz B, Newland HS, Emmett EA. Corneal changes associated with chronic UV irradiation. Arch Ophthalmol. 1989;107:1481-1484. 6. Wu K, He M, Xu J, Li S. Pterygium in aged population in Doumen County, China. Yan Ke Xue Bao. 2002;18:181-184. 7. McCarty CA, Fu CL, Taylor HR. Epidemiology of pterygium in Victoria, Australia. Br J Ophthalmol. 2000;84:289-292. 8. Al-Bdour M, Al-Latayfeh M. Risk factors for pterygium of the eye: a doseresponse curve. Acta Ophthalmol Scand. 2004;82:64-67. 9. Mackenzie FD, Hirst LW, Battistuta D, Green A. Risk analysis in the development of pterygia. Ophthalmol. 1992;99:1056-1061. 10. Gümüş E, Yaşar İ. Pterjium oluşmasında mesleğin etkileri. Turk J Ophthalmol. 2013;43:245-249. 11. Duke-Elder SS. Diseases of the outer eye. In: Duke-Elder SS ed. System of Ophthalmology. 2nd edition. St Louis. The C.V. Mosby Company. 1970;8:573-583. 12. Maloof AJ, Ho A, Coroneo MT. Influence of corneal shape on limbal light focusing. Invest Ophthalmol Vis Sci. 1994;35:2592-2598.

Duman ve ark, Çift Başlı Pterjiyumun Özellikleri 13. Ramasamy B, Quah SA, Wishart MS, Hiscott P. Temporal pterygium: benign or not? Br J Ophthalmol. 2005;89:1533-1534. 14. Dolezalova V. Is the occurrence of a temporal pterygium really so rare? Ophthalmologica. 1977;174:88-91. 15. Rong SS, Peng Y, Liang Y, Cao D, Jhanji V. Does cigarette smoking alter the risk of pterygium? A systematic review and meta-analysis. Invest Ophthalmol Vis Sci. 2014;55:6235-6243. 16. Kaufman SC, Jacobs DS, Lee B, Deng SX, Rosenblatt MI, Shtein RM. Options and adjuvants in surgery for pterygium. Ophthalmology. 2013;120:121-208. 17. Caliskan S, Orhan M, Irkec M. Intraoperative and postoperative use of mitomycin-c in the treatment of primary pterygium. Ophthalmic Surg Lasers. 1996;27:600-604. 18. Ibanez M, Eugarrios MF, Calderon DI. Topical cyclosporine A and mitomycin C injection as adjunctive therapy for prevention of primary pterygium recurrence. Ophthalmic Surg Lasers Imaging. 2009;40:239-244. 19. Ngoy D, Kayembe L. A comparative study of thio-tepa and mitomycine C in the treatment of pterygium. Preliminary results. J Fr Ophthalmol. 1998;21:96-102. 20. Yeung SN, Rubenstein D, Price AJ, Elbaz U, Zhang AQ, Cote E, Slomovic AR. Sequential pterygium excision wit conjunctival autograft in the management of primary double-headed pterygia. Can J Ophthalmol. 2013;48:521-523. 21. Solomon A, Pires RT, Tseng SC. Amniotic membrane transplantation after extensive removal of primary and recurrent pterygia. Ophthalmology. 2001;108:449-460. 22. Chen PP, Ariyasu RG, Kaza V, LaBree LD, McDonnell PJ. A randomized trial comparing mitomycin C and conjunctival autograft after excision of primary pterygium. Am J Ophthalmol. 1995;120:151-160. 23. Ma DH, See LC, Liau SB, Tsai RJ. Amniotic membrane graft for primary pterygium: comparison with cojunctival autograft and topical mitomycin C treatment. Br J Ophthalmol. 2000;84:973-978. 24. Memarzadeh F, Fahd AK, Shamie N, Chuck RS. Comparison of de-epithelialized amniotic membrane transplantation and conjunctival autograft after primary pterygium excision. Eye (Lond). 2008;22:107-112. 253