ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

Benzer belgeler
YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Anahtar Kelimeler: Pamuk, Gossypium hirsutum L., Verim, Verim Unsurları, Lif Kalite Özellikleri

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

PAMUĞUN YARARLANMA YÖNLERİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Yerfıstığında Gübreleme

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ ve Morfin Miktarının Belirlenmesi

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

Pamukta Muhafaza Islahı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Antepfıstığında Gübreleme

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINA UYGUN KIŞLIK KETEN ÇEŞİTLERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

TOA58. SOYA YAĞI EKSTRAKSİYONU, YAĞIN KOMPOZİSYONU ve PROTEİN VERİMİNİN BELİRLENMESİ nde YÖNTEM KARŞILAŞTIRILMASI

zeytinist

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Bazı İleri Aspir Hatlarının Eskişehir Koşullarındaki Performansları

Farklı Ekim Zamanı ve Potasyum Uygulamasının Aspirde (Carthamus tinctorius L.) Tohum Verimi ve Bitkisel Özelliklere Etkisi

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Yıl:2008 Cilt:17-3

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Pamuğun Verim, Verim Bileşenleri ve Bazı Erkencilik Kriterlerine Etkisi*

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): ,

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

İKİNCİ ÜRÜN KOŞULLARINDA EKİM SIKLIĞININ PAMUĞUN (Gossypium hirsutum L.) VERİM, VERİM UNSURLARI VE LİF ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

ANTALYA KOŞULLARINDA TURFANDA PATATES (Solanum tuberosum L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAZI ÇEŞİTLERİN VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

Humik Asit Uygulama Zamanı ve Dozlarının Kışlık Kolzada Verim ve Verim Öğelerine Etkileri

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Biological Diversity and Conservation. ISSN Online; ISSN Print 5/3 (2012) 48-53

Tescil No : 177 Koruma Tarihi : Başvuru No : C2011/033 Coğrafi İşaretin Türü : Menşe Adı Başvuru Sahibi

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ege Bölgesi nde Ana Ürün Olarak Yetiştirilen Bazı Soya Genotiplerinin Verimi, Verim Öğeleri ve Nitelikleri Üzerinde Bir Araştırma 1

AYDIN MERKEZ İLÇESİ PAMUK ÜRETİMİNDE YETİŞTİRME KOŞULLARININ VERİM, LİF VE TOHUM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

a)renk Renk Değişikliği Nedenleri

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

TEPGE BAKIŞ Temmuz 2012 / ISSN: / Sayı:14/Nüsha:2

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

Tohum yatağının hazırlanması:

Bazı Yazlık Kolza (Brassica napus ssp. oleifera L.) Çeşitlerinde Fosforlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ankara Koşullarında Kışlık Kolzada Uygun Ekim Zamanının Belirlenmesi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Madde 3- Bu Tebliğ, 16/11/1997 tarihli ve mükerrer sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ne göre hazırlanmıştır.

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Tebliğ. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER ÜRETİMİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Pamuğun Üretim ve Ticaretindeki Bölgesel Farklılıklar

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Bazı Soya Fasulyesi [Glycine max (L.) Merill] Çeşitlerinin Bursa Koşullarına Adaptasyonu Konusunda Bir Çalışma

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

: Menşe Adı : Kale Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı Başvuru Sahibinin Adresi : Hükümet Konağı Kale/DENİZLİ Ürünün Adı

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU

T.C. NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ASPİR (Carthamus tinctorius L.)'DE İLK GELİŞME DEVRESİNDE KÖK VE TOPRAKÜSTÜ ORGANLARIN DURUMU

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005)

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Bazı aspir genotiplerinin pas hastalığına karşı reaksiyonları hakkında ön çalışma 1

Dünyada Ve Türkiye de Bitkisel Yağ Üretimi Ve Ticaretinde Yerfıstığının Yeri

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Konya Koşullarında Bazı Aspir Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) GENETİK ERKISIR HATLARIN SEÇİMİ VE VERİM ÖGELERİNİN TOHUM VERİMİNE ETKİSİ

Archived at

Transkript:

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ender KARAHAN Gossypium hirsutum L. TÜRÜNE AİT ERKENCİ (PAUM-15) GENOTİPİ, ORTA ERKENCİ (ÇUKUROVA 1518) VE GEÇCİ (DELTAOPAL) PAMUK ÇEŞİTLERİNİN YAĞ ORANI VE YAĞ ASİTLERİNİN SAPTANMASI. TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ADANA, 2007

ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ Gossypium hirsutum L. TÜRÜNE AİT ERKENCİ (PAUM-15) GENOTİPİ, ORTA ERKENCİ (ÇUKUROVA 1518) VE GEÇCİ (DELTAOPAL) PAMUK ÇEŞİTLERİNİN YAĞ ORANI VE YAĞ ASİTLERİNİN SAPTANMASI Ender KARAHAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Oktay GENÇER Yıl : 2007, Sayfa 39 Jüri üyeleri : Prof. Dr. Oktay GENÇER Prof. Dr. Halis ARIOĞLU Prof. Dr. Ali ALTAN Bu çalışma, 2005 yılında, Çukurova Üniversitesi Pamuk Araştırma ve Uygulama Merkezi deneme alanında, erkenci PAUM 15 genotipi, orta erkenci Çukurova 1518 ve geçci Deltaopal pamuk (Gossypium hirsutum L.) çeşitlerinin, tohumlarındaki yağ oranı ve yağ asitlerinin içerikleri ile bunların çeşitlere göre değişimini saptamak amacı ile yürütülmüştür. Tesadüf blokları deneme deseni uyarınca, 4 tekrarlamalı olarak yapılan çalışmada, kütlü pamuk verimi, çırçır randımanı, 100 tohum ağırlığı, yağ oranı ve yağ asitlerinin (linoleik asit, oleik asit, palmitik asit, stearik asit, araşidik asit, miristik asit, behenik asit, ekosenoik asit, lignoserik asit ve heptadekanoik asit) içerikleri, ilgili yöntemleri uyarınca incelenmiştir. Çalışmada incelenen, kütlü pamuk verimi, 100 tohum ağırlığı, yağ oranı, linoleik asit miktarı, oleik asit miktarı, stearik asit miktarı ve araşidik asit miktarı yönünden, materyal olarak ele alınan genotipler arasında, istatistiksel olarak önemli farklılıkların olduğu; çırçır randımanı, palmitik asit miktarı, miristik asit miktarı, behenik asit miktarı, ekosenoik asit miktarı, lignoserik asit miktarı ve heptadekanoik asit miktarı özellikleri yönünden oluşan farklılıkların, istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Pamuk (G. hirsutum L), pamuk tohumu, yağ oranı, yağ asitleri I

ABSTRACT MSc THESİS A RESEARCH TO DETERMINE OIL RATİOS AND FATTY ACID CONTENTS OF THE EARLY PAUM 15, MEDIUM EARLY CUKUROVA 1518 AND LATE DELTAOPAL COTTON (Gossypium hirsutum L.) VARIETIES. Ender KARAHAN DEPARTMENT OF FİELD CROPS INSTITUTE OF BASIC AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF CUKUROVA Supervisor : Prof. Dr. Oktay GENÇER Year : 2007, Sayfa 39 Jury members : Prof. Dr. Oktay GENÇER Prof. Dr. Halis ARIOĞLU Prof. Dr. Ali ALTAN This research has been conducted at the Cotton Research and Application Centre in the year of 2005 to determine oil ratios and fatty acid contents of the early PAUM 15, medium early Cukurova 1518 and late Deltaopal cotton (Gossypium hirsutum L.) varieties. In an experiment with completely randomized block design with 4 replications, seed cotton yield, ginning efficiency, 100 seed weight, oil ratio and fatty acid (linoleic, oleic, palmitic, stearic, arachic, myristic, behenic, eikosenic, lignoseric and heptadecanoic acids) contents of the cotton varieties under were determined and evaluated according to their respective methods. The results of this work suggests that there were statistically significant differences among the experimental cotton varieties regarding seed cotton yield, 100 seed weight, oil ratio and linoleic, oleic, stearic and arashic acid contents. On the other hand, ginning percentage and palmitic, myristic, behenic, eikosenic, lignoseric and heptadecanoic acid contents did not exhibit significant differences among the varieties. Key words: Cotton (Gossypium hirsutum L), cotton seed, oil ratio, fatty acids II

TEŞEKKÜR Araştırma konumun belirlenmesi ve yürütülmesinde her türlü desteği sağlayan, bilgi, öneri ve deneyimlerini esirgemeyen Saygıdeğer Hocam Sayın Prof.Dr. Oktay GENÇER e, tez çalışmalarım sırasında bana her türlü konuda destek olan Dr. Mefhar Temiz e, Arş. Gör. Yaşar AKIŞCAN a, Zir. Yüksek Mühendisi Kenan BOYACI ya ve hayatım boyunca aldığım tüm kararlara destek verip beni yalnız bırakmayan aileme tüm kalbimle teşekkür ederim. III

İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ I ABSTRACT II TEŞEKKÜR. III İÇİNDEKİLER. IV ÇİZELGELER DİZİNİ. V 1.GİRİŞ. 1 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR. 4 3.MATERYAL VE METOD 9 3.1. Materyal. 9 3.2. Deneme Yerinin Özellikleri 10 3.2.1. Toprak Özellikleri 10 3.2.2. İklim Özellikleri 11 3.3. Metod.. 12 3.3.1. İncelenen Özellikler ve Yöntemleri. 13 3.3.2 Verilerin Değerlendirilmesi.. 14 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA. 15 4.1. Kütlü Verimi 15 4.2. 100 Tohum Ağırlığı. 16 4.3. Çırçır Randımanı. 18 4.4. Yağ Oranı..... 19 4.5. Yağ Asitleri İçeriği... 20 4.5.1. Linoleik Asit 21 4.5.2. Oleik Asit.. 23 4.5.3. Palmitik Asit.. 24 4.5.4. Stearik Asit 26 4.5.5. Miristik Asit.. 27 4.5.6. Araşidik Asit. 28 4.5.7. Heptadekanoik Asit 30 IV

4.5.8. Behenik Asit... 31 4.5.9. Ekosenoik Asit.. 33 4.5.10. Lignoserik Asit 34 5. SONUÇLAR 36 KAYNAKLAR 38 ÖZGEÇMİŞ. 41 V

ÇİZELGE DİZİNİ SAYFA Çizelge 3.1. Deneme Alanı Topraklarının Önemli Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri. 11 Çizelge 3.2. Adana İli, Uzun Yıllar Denemenin Yürütüldüğü Aylara İlişkin Bazı Önemli İklim Değerleri.. 11 Çizelge 3.3. Adana İli, 2005 Yılı Denemenin Yürütüldüğü Aylara İlişkin Bazı Önemli İklim Değerleri 12 Çizelge 4.1. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Kütlü Pamuk Verimine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 15 Çizelge 4.2. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Kütlü Verimi Değerleri, Kütlü Pamuk Verimine İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 15 Çizelge 4.3. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin 100 Tohum Ağırlığına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları... 16 Çizelge 4.4. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin 100 Tohum Ağırlığı Değerleri, 100 Tohum Ağırlığına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar. 17 Çizelge 4.5. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Çırçır Randımanına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 18 Çizelge 4.6. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Çırçır Randımanı Değerleri, Çırçır Randımanına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 18 Çizelge 4.7. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Yağ Oranına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 19 Çizelge 4.8. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Yağ Oranı Değerleri, Yağ Oranına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 19 Çizelge 4.9. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Ortalama Yağ Oranı ve Yağ Asitleri Miktarına İlişkin Değerler...21 VI

Çizelge 4.10. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Linoleik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 21 Çizelge 4.11. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Linoleik Asit Miktarı Değerleri, Linoleik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 22 Çizelge 4.12. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Oleik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 23 Çizelge 4.13. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Oleik Asit Miktarı Değerleri, Oleik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 23 Çizelge 4.14. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Palmitik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları. 25 Çizelge 4.15. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Palmitik Asit Miktarı Değerleri, Palmitik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar.. 25 Çizelge 4.16. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Stearik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 26 Çizelge 4.17. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Stearik Asit Miktarı Değerleri, Stearik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 26 Çizelge 4.18. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Miristik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları.. 28 Çizelge 4.19. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Miristik Asit Miktarı Değerleri, Miristik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 28 Çizelge 4.20. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Araşidik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları 29 Çizelge 4.21. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Araşidik Asit Miktarı Değerleri, Araşidik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 29 Çizelge 4.22. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Heptadekanoik Asit VII

Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları.. 31 Çizelge 4.23. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Heptadekanoik Asit Miktarı Değerleri, Heptadekanoik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar.. 31 Çizelge 4.24. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Behenik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları.. 32 Çizelge 4.25. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Behenik Asit Miktarı Değerleri, Behenik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar.. 32 Çizelge 4.26. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Ekosenoik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları... 33 Çizelge 4.27. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Ekosenoik Asit Miktarı Değerleri, Ekosenoik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 33 Çizelge 4.28. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Lignoserik Asit Miktarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları.. 34 Çizelge 4.29. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Tekerrürlere İlişkin Lignoserik Asit Miktarı Değerleri, Lignoserik Asit Miktarına İlişkin Ortalama Değerler ve Oluşan Gruplar 34 VIII

1. GİRİŞ Ender KARAHAN 1. GİRİŞ İnsanların yeterli ve dengeli beslenebilmeleri için günlük olarak belirli bir miktarda vitamin, mineral madde, protein, karbonhidrat ve yağ gereksinimleri bulunmaktadır. Beslenme uzmanlarına göre yağ tüketimi olmaksızın yaşamın sürdürülmesi olanaksızdır. Dünya Sağlık Teşkilatı nca (WHO) dengeli ve yeterli beslenme için yıllık 24 kg/kişi yağ tüketimi önerilmektedir. Ülkemizde, kişi başına yıllık 17 kg yağ tüketimi, çok düşük düzeylerde kalmaktadır (Başalma ve Kolsarıcı 2001). Yağlar, bitkisel ve hayvansal kaynaklı olmak üzere iki ayrı kaynaktan elde edilmektedir. Altı milyarı aşan dünya nüfusunu hayvansal yağlarla beslemenin olanaksızlığı ve hayvancılıkta üretim artışının uzun süre alması nedeniyle bitkisel yağlar günlük yaşantımızın en önemli bir parçası haline gelmiştir (Üstün ve ark 2003). Dünya üzerinde kültürel olarak yetiştirilen, tek ve çok yıllık birçok bitkinin etli meyve kısmı, çoğunlukla tohumları değişik oranlarda yağ içermektedirler. Bunların başında; soya, ayçiçeği, palm, kolza, pamuk, yerfıstığı, hindistan cevizi ve zeytin gelmektedir. Bu bitkilere ait tohum veya meyveler, değişik yöntemlerle işlenerek ham yağ elde edilmektedir. Ülkemizde tarımı yapılan yağlı tohumlu bitkiler grubuna yağlık ayçiçeği, soya, susam, yerfıstığı, haşhaş, kanola, aspir, keten-kenevir ve pamuk çiğidi girmektedir. Bu bitkiler arasında ayçiçeği ve pamuk; ülkemiz yağ bitkileri ekim alanlarının yaklaşık % 85-90 ını oluşturmaktadır (Uslucan 2003). Pamuk, sadece tekstil sanayi için değil, yağ sanayi açısından da önemli bir tarım ürünüdür. Lifi dışında pamuk, çiğitlerinde bulunan %17-24 oranındaki çiğit yağı ile bitkisel yağ; yağı alındıktan sonra geriye kalan amino asitlerce zengin küspesi ise hayvan beslenmesine katkıda bulunmaktadır (Lukonge ve ark. 2005). Pamuk yağı, salatalarda, mayonez yapımında, yemeklik yağ, kızartma yağı ( hem evlerde hem de endüstride), soslarda, margarinlerde, hamur işlerinde gibi birçok gıda maddesi uygulamalarında kullanılmaktadır. Pamuk yağı, fıstık ve ceviz tadını andıran ılımlı bir tadadır. Diğer yağların tad ve koku kalitelerinin ölçülmesi için çoğu 1

1. GİRİŞ Ender KARAHAN kere referans olarak kullanılır (Paralı 2003). Pamuk yağı, gıda sanayindeki kullanımının yanında, biyodizel yakıt elde edilmesinde de çok önemli bir kullanım alanına sahiptir (Goering ve ark. 1982). Ülkemiz, değişik iklim bölgelerine sahip olması nedeniyle, birçok bitkinin rahatlıkla yetiştirilebileceği ender ülkelerden biridir. Buna karşın, bitkisel yağ üretimimiz, hızla artan nüfus ihtiyacını karşılayamadığından her yıl artan oranlarda yağ açığı ortaya çıkmaktadır. Üretim artışının, talepteki artış hızını yakalayamaması, Türkiye yi hem yağ, hem de yağlı tohum ithalatçısı haline getirmiştir. 2005 yılı verilerine göre 1 806 000 ton ham yağ için 616 milyon dolar; 1 804 000 ton yağlı tohum için 521 milyon dolar; 795 000 ton yağlı tohum küspesi için 170 milyon dolar toplamda ham yağ ve yağlı tohum ithalatı için 1 307 milyon dolar harcanmış olup, petrolden sonra en fazla döviz harcanan sektör konumuna gelmiştir (Anonim 2006). Özellikle 1967 yılından itibaren yükselen bitkisel yağ açığımız, bugün bitkisel yağ sanayisinin dolaysıyla ile ülke ekonomisinin en önemli güncel konuları içerisinde yer almaktadır (Tuğlular 1999). Yağlı tohumlu bitkilerin üretimi açısından ülkemizdeki mevcut potansiyelin belirlenmesi ve değerlendirilmesi ülkemizin gereksinim duyduğu yağ ihtiyacının karşılanabilmesi yönünden önem arzetmektedir. Pamuk bitkisi, 700.000 hektar ekim alanı ve yaklaşık 850.000 ton üretim miktarı ile (ICAC 2006) yağlı tohumlu bitkiler arasında en büyük ekim alanı ve üretim miktarına sahip bir kültür bitkisidir. Ancak, özellikle ülkemizde pamuk yağının, üretilen pamuk çeşitlerindeki durumu, değişimi ve yağının kalite unsurları (yağ asitleri) üzerinde yapılan çalışmalar, yok denecek kadar azdır. Günümüzde, özellikle lifi için üretilen pamuk çeşitlerindeki yağ oranının belirlenmesi; bunların üretilen çeşitlerin genotipik yapıları ve içinde yetiştirildikleri ekolojik koşullar yönünden incelenmesi; çiğitteki yağ oranının ve kalitesinin artırılabilmesi olanaklarının belirlenebilmesi, bitkisel yağ sorununun çözümüne yönelik en önemli konulardan birisidir. Bu çalışma, ülkemizde tarımı yapılan yağlı tohumlu bitkiler arasında hem ekim alanı, hem de üretim bakımından en büyük paya sahip olan pamuk bitkisinin, 2

1. GİRİŞ Ender KARAHAN erkencilik yönünden farklı çeşitlerindeki yağ oranının ve yağ asitlerinin durumunu ve değişimini saptanmak, ileride bu konularda yapılabilecek çalışmalara yardımcı olabilmek amacı ile yapılmıştır. 3

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ender KARAHAN 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Konu ile ilgili saptanabilen çeşitli araştırcılar tarafından yapılan çalışmalar, tarih sırasına göre özet olarak verilmiştir. Dastur ve ark. (1960), yaptıkları çalışmada, Kırmızı yaprak fenomeninin görüldüğü pamuk bitkilerinde, bu yaprakların erken dökülmesi sonucunda, özellikle son ellere ait kozaların, küçük kaldığını normalde olması gereken olgunlaşma dönemini tamamlayamayarak erken açıldıklarını; bu tip kozalardaki pamuk tohumlarının, kısmen ya da tamamen olgunlaşmamış durumda olması nedeni ile bu tohumların yağ yüzdesinin normal tohumlara göre daha düşük olduğunu belirtmişlerdir. Arıoğlu (1999) nun bildirdiğine göre, Weiss (1971), hava sıcaklığının bitkinin büyüme ve gelişmesi yanında tohumun içeriğinide etkilediğini; düşük sıcaklıkta tohumun yağ içeriği ve kalitesinin düştüğünü belirtmiştir. Knowles (1972), yağ bitkilerinde yağ asidi ve yağ kompozisyonuna bitkinin genetik yapısının (çeşit özelliği) yanında, sıcaklık ve fotoperyod gibi iklim faktörlerinin; ekim zamanı, ekim sıklığı, sulama, yabancı ot gibi çeşitli yetiştirme tekniklerinin; bitkide kapsül, tabla ve tohum pozisyonu gibi bir takım genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu belirtmiştir. Aynı anlatıcı, aspirde bitkisinde (C. tinctorius) sıcaklığın artmasıyla birlikte linoleik asit oranının azaldığı, buna karşın oleik asit oranının arttığını, palmitik asit ve stearik asit oranlarında az da olsa artışlar olduğunu belirtmiştir. Robinson (1978), yetişme süresince, özellikle tohumun gelişme döneminde ortaya çıkan yüksek sıcaklığın, yağ asitleri bileşimini etkilediğini; örneğin Kuzey Amerika kıtasında yetiştirilen ayçiçeklerinde linoleik asit oranı %70, oleik asit oranı %26 iken, aynı çeşitler Güney Amerika kıtasında yetiştirildiğinde linoleik asit oranı %40-50 ye düşmekte, oleik asit oranı %51 e yükseldiğini belirtmiştir. Singh ve Singh(1985), G.hirsutum L. türündeki altıyüzelli hatta yaptıkları çalışmada, tohumdaki yağ oranının %15.4-%27.3 arasında değiştiğini; tohum verimi, 4

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ender KARAHAN tohum indeksi ve yağ içeriğinin birbiriyle yüksek derecede ve pozitif ilişkili bir genetik yapılanma içinde olduğunu bildirmişlerdir. Dani ve Kohel (1987), Upland pamuklarında koza oluşum zamanı ve tohum yağ içeriği üzerine yapılan bir çalışmada, en yüksek yağ içeriğinin çiçeklenmenin 3. ve 4. haftalarında oluşan kozalarda saptandığını; daha sonra oluşan kozalarda ise tohum ağırlıklarının farklı bulunduğunu, ancak yağ oranın önemli bir değişim göstermediğini belirtmişlerdir. Ikurior ve Fetuga (1987), Nijerya nın, Funtua (CSF), Mallumfashi (CSM) ve Kano (CSK) bölgelerinde; Samaru 71 (S71), Samaru 72 (S72) ve Samaru 77 (S77) pamuk çeşitlerinin çiğitlerindeki yağ oranlarının % 33.6-35.1 arasında değiştiğini; çiğitlerin kimyasal bileşiminde, çeşitlerin (genotiplerin) ve bölgesel faktörlerin etkili olduğunu açıklamışlardır. Sun ve ark. (1987), G. hirsutum L. Africanum ırkına ait 595 pamuk hattı, tohumlarındaki yağ içeriği sırasıyla %39.0, %34.76, ve %35.0 olarak saptanmıştır. Yağ içeriğinin, çevresel faktörlerden önemli derecede etkilendiği belirtmiştir. Danir ve Meena (1988), Biknari Varma ve DHY-286 pamuk çeşitlerinde, bitki horizonunu alttan üste doğru iki eşit kısma ayırarak yaptıkları çalışmada ve ilk kısımdaki tohumların yağ içeriğinin Biknari çeşidinde, %21.01, ikinci kısımdaki tohumların yağ içeriğinin ise %21.17; DHY-286 çeşidi için ilk kısımdaki tohumların yağ içeriğinin %21.67, ikinci kısımdaki tohumların yağ içeriğinin ise %22.67 olarak saptandığını belirtmişlerdir. Pleines ve Freidt (1988), özellikle C 18 yağ asitleri kompozisyonunun, sıcaklık başta olmak üzere çevresel etkilere karşı oldukça duyarlı olduğunu söylemişlerdir. Singh (1988), nükleer manyetik rezonans ile tahmin edilen tohumdaki yağ içeriğinin, G. barbadense L. türü içindeki materyal olarak inceledikleri 162 farklı hattın yağ oranı %14-25.8; G. arboreum L. türü içindeki 765 farklı hattın yağ oranı ise %14.5-24.5 arasında değişim gösterdiğini bildirmişlerdir. Aknya ve ark. (1990), yedi pamuk çeşidine ait tohumların yağ ekstraklarını yağ asidi kompozisyonu bakımından analiz etmişler, inceledikleri yağın yağ 5

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ender KARAHAN analizinde, çokluk miristik, palmitik, stearik, oleik, linoleik ve linolenik asitlerinin bulunduğunu saptamışlardır. Nas ve ark. (1992), pamuk çiğidi yağının genel kalitesi ve serbest yağ asidi içeriğinin, olgunlaşmadan sonra pamuğun tarlada bekleme süresine ve bu esnadaki hava koşullarına göre değişebildiğini; normalde pamuk çiğidi yağında serbest yağ içeriği içeriğinin, % 0.5-1.0 arasında değişmekle birlikte, olumsuz ekolojik koşullarda, tohumun yaralanması, zarar görmesi durumunda bu değerin %5 veya daha yukarı seviyelere çıkabileceğini; pamuk çiğidi yağında oleik ve linoleik asidin toplam yağ asitleri içerisinde, %65-70 i teşkil ettiğini; bu yağdaki başlıca doymuş yağ asidinin %25-30 oranla palmitik asit olduğunu; trienoik asitlerden linolenik asitin, %0.2-0.4 civarında bulunduğunu, C 20, C 22, C 24 karbon atomlu yağ asitlerinin doymuş ve doymamış olanlarının toplam miktarının çok az olduğunu, siklopropenoid yağ asitlerinin ise %0.1-0.3 dolayında olup nadiren %1 düzeyinde olabildiğini; siklopropenoid asit olarak sterkulik ve malvilik asidin var olduğunun tahmin edildiğini belirtmişlerdir. Taneja ve ark. (1993), altı G. hirsutum L. çeşidinde, tohum yağ içeriği ile tohum ağırlığı arasındaki ilişkiyi araştırdıkları çalışmada, tohum yağ içeriği ile tohum indeksi arasında pozitif bir kolerasyon olduğunu belirtmişlerdir. Baydar ve Turgut (1999), 1992-1995 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Tarla Bitkileri bölümünde yaptıkları çalışmalarda, inceledikleri yağ bitkilerinin yağ asitleri kompozisyonun sabit bir yapılanma içerisinde olmayıp, ekolojik, morfolojik, fizyolojik kültürel ve kalıtsal pek çok faktörün tek tek veya birlikte etkileşimleri altında az çok değişebildiğini belirtmişlerdir. 14 farklı yağlı tohumun yağ asidini araştırdıkları çalışmada pamuk çiğidi yağının %46.66 linoleik asit, %17.5 oleik asit %33. 52 palmitik asit, %1.29 stearik asit, %1.14 miristik asit, %0.21 araşidik asit içerdiğini; yağ asidi kompozisyonun, pamuğun çeşidine, yetiştirildiği bölgeye ve ekolojik faktörlere bağlı olarak değişebildiğini belirtmişlerdir. Razi ve Assad (1999), tohum verimi dahil çoğu karakterin genotipik ve fenotipik varyasyon gösterdiği ve kuraklığın tohum verimini önemli düzeyde azalttığı fakat yağ içeriğinin fazla değişmediğini bildirilmişlerdir. 6

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ender KARAHAN Samancı ve ark. 1999, üç farklı ekim zamanının üç aspir çeşidinde yağ oranı, yağ asitleri kompozisyonu ve oleik-linoleik asit kompozisyonu üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmada; anılan bitkilerin yağ oranlarındaki değişimlerin, bitki büyüme ve gelişimi için optimal olmayan iklim koşullarının ortaya çıkmasından kaynaklandığını; oleik ve linoleik asit oranının değişiminin çeşitler arasında önemli farklılık gösterirken, palmitik ve stearik asit oranlarının çeşitler arasında farklılık göstermediğini bildirmiştir. Yağ oranının, palmitik, stearik ve oleik asit ve oleik/linoleik asit oranı ile olumlu linoleik asitle olumsuz bir ilişki gösterdiğini; palmitik asit ile stearik asit arasında önemli ve olumlu, linoleik arasında ise önemli ve olumsuz, stearik asit ile linoleik asit arasında önemli ve olumsuz, oleik asit ile linoleik arasında önemli ve olumsuz, O/L oranı ile oleik asit arasında önemli ve olumlu, linoleik arasında ise önemli ve olumsuz, oleik asit ile linoleik asit arasında önemli ve olumsuz bir ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Kıllı ve Alptekin (2001), farklı ekim zamanlarında ekilen 2 farklı pamuk çeşidinin yağ verimini inceledikleri çalışmada, çeşitlerin yağ oranlarını %19.9 ve %20.9 arasında değişim gösterdiğini saptamışlardır. Flagella ve ark. (2002), Akdeniz bölgesi gibi yaz döneminde kuraklığın görüldüğü bölgelerde erken ekimlerin ve sulamanın verimi artırdığı ve yağ asitleri kompozisyonunda da değişimlere neden olduğunu bildirmişlerdir. Gotmare ve ark. (2003), 1998-2001 yılları arasında yaptıkları denemelerde, 22 yabani pamuk çeşidinin yağ oranlarının, %10.26-22.89; G. arboreum L. türüne ait 6 ırkın, yağ oranlarının, %17.61-19.59 arasında değiştiğini; kültürü yapılan 2 çeşidin yağ oranının ise %18.52-19.26 arasında değişim gösterdiğini; tohum ağırlığı ile tohumdaki yağ oranı arasında çok düşük oranda bir pozitif ilişki olduğunu söylemişlerdir. Gürel ve ark. (2003), pamuk tohumlarındaki yağın yaklaşık dörtte birinin, palmitate ve stearate diye belirtilen iki doymuş yağ asidinden oluştuğunu; pamuk tohumunun, çoğunlukla palmitate ı, küçük miktarda da stearate ı içermekte olduğunu, beslenme uzmanlarının, stearate ın kandaki kolestrolü arttırmadığına, fakat palmitate ın artırdığını belirlediklerini açıklamışlardır. 7

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ender KARAHAN Paralı (2003), Pamuk yağında, doymamış yağların, doymuş yağlara oranının 2:1 olduğunu; yağ asitlerinin, % 70 doymamış yağ asitleri ( bunların % 18 i tekli doymamış oleik, % 52 si çoklu doymamış linoleik); % 26 sının doymuş yağ asitleri (öncelikli olarak palmitik ve stearik) olduğunu belirtmişlerdir. Sikorski ve Kolaskowska (2003), pamuk yağının; %36-43 nün linoleik asit, %21-26 nın palmitik asit, %15-22 nin oleik asit, % 2-3 nün stearik asit ve < %1 oranında linolenik asit içerdiğini belirtmişlerdir. Mert ve ark. (2004), iki lokasyonda kurdukları denemelerde, Sure Grow çeşidinin yağ oranlarının %22.9 ile %22.7; PAUM 401 hattınının yağ oranlarının, %25.2 ile %19.1 arasında değişim gösterdiğini; yağ oranı üzerinde çevresel etkilerin, genetik faktörlerden daha belirgin olduğunu belirtmişlerdir. Lukonge (2005), pamuk yağının yağ kompozisyonunun; %40-55 nin linoleik asit, %18-30 unun oleik asit, %20-25 nin palmitik asit %2-7 sinin stearik asit, %0,5-1,5 inin miristik asit, %0,2-1,5 ini araşidik asit %0,5-1 siklopropenoid asit, %0,2-0,4 ünün ise linlolenik asitten oluştuğunu belirtmiştir. 8

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN 3. MATERYAL VE METOD 3.1. Materyal Çukurova Üniversitesi Pamuk Araştırma ve Uygulama Merkezi inde, 2005 yılında yürütülen bu çalışmada, G. hirsutum L. türü içindeki erkenci PAUM- 15, orta erkenci Ç.1518 standart çeşidi ve geççi Deltaopal pamuk çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır. Materyal olarak kullanılan genotiplere ilişkin tohumlar, Ç.Ü. Pamuk Araştırma ve Uygulama Merkezi (P.A.U.M.)'den temin edilmiştir. Materyal olarak kullanılan genotiplerin, özlü tanımları aşağıda verilmiştir. Çukurova 1518: 1963 yılında ABD den getirilen Caroline Queen 201 pamuk çeşidinden Adana Pamuk Araştırma Enstitüsünce teksel seleksiyon yöntemi ile geliştirilmiş bir çeşittir. Çukurova 1518 çeşidi orta erkenci bir çeşit olup, ilk çiçek açması ekimden 55-60 gün sonradır. Bitkileri dik ve uzun boylu, gelişmesi kuvvetlidir. Dallanma yukarı doğru olup, meyveler orta büyüklükte ve gagalıdır. Ana gövdesi koyu yeşil ve kahverengimsidir. 100 tohum ağırlığı 9.0-11 g arasındadır. Solgunluk hastalığına orta derecede tolerant olup, lif uzunluğu 29 mm, lif inceliği 4.57 lif mukavemeti 85.3 bin paund, lint indeks 7.2 gr ve çırçır randımanı % 42 dir (Karadayı, 2003). PAUM-15 : Gossypium hirsitum L. türü içerisinde yer alan, Ç.Ü. Pamuk Araştırma ve Uyguluma Merkezi tarafından ıslah edilmiş ve çeşit adayı olarak tescile sunulmuş bir genotiptir. Bitki boyu orta uzun (95-102 cm), tarakları ve çiçekleri orta büyüklükte, taç yaprakları krem renklidir. Ortalama 2-3 adet odun dalı ve 10-14 meyve dalı vardır. Yaprakları palmiye şeklinde büyük ve orta derecede tüylüdür. Kozaları orta büyüklükte ve ovaldir. Kozaların % 45-50 si 5 çenetlidir. Koza kütlü ağırlığı ortalama 4.1-5.3 g arasındadır. Tohumları havlı olup, 100 tohum ağırlığı 9.4-11.2 arasındadır. Lif uzunluğu 28-30 mm, lif inceliği 4.59 mikroner çırçır randımanı % 38-39 dur (Anonim, 2006). Deltaopal : Richard Keske, Deltapine Australia Pty. Ltd. şirketi tarafından pedigree yöntemiyle 1989 yılında ıslah edilmiş bir pamuk çeşididir. Bitki boyu uzun 9

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN olup ve konik habitusludur. Yaprak yoğunluğu ve büyüklüğü orta derecede, palmiye şeklinde ve orta derecede tüylüdür. Taç yapraklar krem renkli, kozalar orta büyüklükte, eliptik ve koza açımı kuvvetlidir. Sulama ve gübrelemeye reaksiyonu iyi, fırtınaya ve hastalıklara karşı dayanıklıdır. Koza kütlü ağırlığı 5.13 g, 100 tohum ağırlığı 8.41 g dır. Çırçır randımanı %39, lif uzunluğu 28 mm, lif inceliği 3.2 mikroner ve lif mukavemeti 81.8 pressleydir (Anonim 2002). 3.2. Deneme Yerinin Özellikleri 3.2.1. Toprak Özellikleri Araştırmanın yürütüldüğü topraklar, Seyhan nehri yan derelerinin getirdiği çok genç aluviyal depozitlerden oluşmuş entisollerdir. Hemen hemen düz ve düze yakın topografyalarda yere alırlar. Solumları, çeşitli derinlerdeki çakıl depozitleri tarafından kesilmekle birlikte, orta derin ve derindir. Yalnız A ve C horizonları bulunmaktadır. Araştırma alanı topraklarında, 2001 yılında, 8 farklı noktadan alınan toprak numunelerinin, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü laboratuarlarında yapılan toprak analiz sonuçları, Çizelge 3.1 de verilmiştir. Çizelge 3.1 den, deneme yeri topraklarının ph değerinin, 7 nin üzerinde olup, tınlı ve killi-tınlı bir yapıya sahip olduğu; tuz oranın, % 0.025 ile % 0.053 arasında (ortalama % 0.043 değeri ile tuzsuz sınıfına dahil) değiştiği; potasyum, fosfor ve kireç bakımından zengin olduğu izlenebilmektedir. Aynı Çizelge den, araştırma alanı topraklarının organik madde içeriğinin, % 1.54 ile % 1.83 arasında olup, ortalama değerinin % 1.66, toplam azot miktarının ise ortalama 3.44 kg/da olduğu dikkati çekmektedir. 10

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN Çizelge.3.1. Deneme Alanı Topraklarının Önemli Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Örn NO Ph Toplam Tuz (%) Tuzluluk Sınıfı Bünye K (mg/kg) P2O5 (kg/da) Kireç (%) Organik Mad (%) Top N (kg/da) A 7.72 0.048 Tuzsuz Tınlı 272 5.58 37 1.59 3.18 B 7.76 0.045 Tuzsuz Tınlı 237 4.10 35 1.60 1.38 C 7.80 0.044 Tuzsuz Killi- Tınlı 262 4.13 36 1.54 5.38 D 7.77 0.048 Tuzsuz Tınlı 290 4.95 40 1.75 4.03 E 7.30 0.053 Tuzsuz Tınlı 280 4.13 38 1.83 4.60 F 7.72 0.041 Tuzsuz Killi- Tınlı 280 4.21 36 1.71 1.50 G 7.72 0.025 Tuzsuz Tınlı 332 4.24 38 1.70 3.28 H 7.66 0.042 Tuzsuz Killi- Tınlı 277 4.17 34 1.58 4.17 Ort 7.68 0.043 Tuzsuz 278.75 4.43 36.75 1.66 3.44 Kaynak : Anonim, 2001 (Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Laboratuarı, Adana) 3.2.2. İklim Özellikleri Denemenin yapıldığı Adana iline ilişkin uzun yıllar ve denemenin yapıldığı yılın aylarına ilişkin iklim değerleri, Çizelge 3.2. ve Çizelge 3.3 de verilmiştir. Çizelge 3.2. Adana İli, Uzun Yıllar Denemenin Yürütüldüğü Aylara İlişkin Bazı Önemli İklim Değerleri (1975-2005). Aylar En Yüksek Ort. Sıcaklık ( o C) En Düşük Ort. Sıcaklık ( o C) Ort.Sıcaklık ( o C) Top. Yağış (kg/m 2 ) Nisan 30.7 6.9 17.5 57.73 Mayıs 34.7 11.4 21.7 46.33 Haziran 35.9 15.7 25.6 19.87 Temmuz 36.6 19.9 28.2 7.46 Ağustos 36.8 20.1 28.4 8.46 Eylül 36.8 16.0 26.1 13.81 Kaynak: Anonim 2005 (Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Ankara) 11

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN Çizelge 3.3. Adana İli, 2005 Yılı Denemenin Yürütüldüğü Aylara İlişkin Bazı Önemli İklim Değerleri Aylar En Yüksek Ort. Sıcaklık ( o C) En Düşük Ort. Sıcaklık ( o C) Ort. Sıcaklık ( o C) Top. Yağış (kg/m 2 ) Nisan 34.0 5.7 18.1 53.0 Mayıs 35.2 9.2 22.0 41.2 Haziran 35.2 15.8 25.7 16.1 Temmuz 35.2 22.2 28.7 7.6 Ağustos 37.0 21.6 29.2 24.4 Eylül 35.1 16.1 26.0 28.1 Kaynak: Anonim 2005 (Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Ankara) Çizelge 3.3 ten, denemenin yürütüldüğü aylara ait saptanan ortalama en düşük sıcaklığın, 9.2 o C ile Mayıs ayında; ortalama en yüksek sıcaklığın, 37 o C ile Ağustos ayında; saptanan en düşük toplam yağış miktarının, 7.2 kg/m 2 ile Temmuz ayında; en yüksek toplam yağış miktarının ise 41.2 kg/m 2 ile denemenin ekiminin gerçekleştiği Mayıs ayında olduğu; Ağustos ayı ile denemenin hasadının gerçekleştiği Eylül ayında saptanan toplam yağışın, uzun yıllar ortalamanın çok üstünde oluştuğu dikkati çekmektedir. 3.3. Metod Deneme, Çukurova Üniversitesi Pamuk Araştırma ve Uygulama deneme alanında, 3 Mayıs 2005 tarihinde, tesadüf blokları deneme desenine göre kurulmuştur. Bitkiler arası uzaklık; sıra arası 75 cm, sıra üzeri 20 cm olacak biçimde oluşturulmuştur. Her bir parsel 4 sıralı olup, boyutları 4 x 12 m = 48 m 2 olacak biçimde hazırlanmıştır. Deneme, ekim öncesi, dekara saf olarak 6 kg azot (N) ve 6 kg fosfor (P 2 O 5 ) gelecek şekilde, 20-20-0 kompoze gübresi ile ekim sonrası ise birinci sudan önce, dekara 6 kg saf azot gelecek şekilde üre ile gübrelenmiştir. Söz konusu gübreler, gübre mibzeri ile her iki sıranın yanına, 7-8 cm derinliğe gelecek şekilde toprağa verilmiştir. Denemenin bakım işlemlerinde, yörede uygulanan agronomik yöntemler 12

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN kullanılmış olup, deneme, çeşitli zararlılara karşı (afit, thirips, empoasca, kırmızı örümcek, beyaz sinek, yeşil kurt ve prodenya) zararlı yoğunluğuna göre değişik tarihlerde ilaçlanmıştır. 3.3.1. İncelenen Özellikler ve Yöntemleri Kütlü Pamuk Verimi (kg/da): Birinci ve ikinci el hasatta her parselden toplanan kütlü pamuk miktarları ayrı ayrı tartılmış, dekara (da) pamuk verimine çevrilmiştir. 100 tohum ağırlığı: Her parselden toplanan kütlüler rollergin çırçır makinesinden geçirilerek, lif ve çiğit olarak ikiye ayrılmış; rastgele 100 adet dört örnek sayılıp, hassas terazide tartılmış ortalaması alınmıştır. Çırçır randımanı: Her parselden toplanan kütlüler rollergin çırçır makinasından geçirilerek, lif ve çiğit olarak ikiye ayrılmış, tartılıp aşağıdaki formül aracılığı ile hesaplanmıştır. Pamuk (lif) Çırçır Randımanı (100) = ----------------------------- x 100 Kütlü Yağ Oranı : Toplam yağ oranı; Ç. Ü. Fen Fakültesi Kimya bölümünde yapılmıştır. İyice yıkanıp kurutulmuş ve içinde 2-3 parça sünger taşı bulunan soxhelet başlığının en az iki katı hacimde olan bir cam balonun darası 1 mg duyarlılıkta alınmıştır. Öğütülmüş ve analize hazır hale getirilmiş olan yağlı tohum örneğinde yaklaşık 5-10 g tartılmış, örnek kartuş içerisine konulup ve bu kartuş ekstraktöre yerleştirilmiştir. Darası alınmış olan cam balona, soxhelet başlığının en az iki katı hacminde çözücü konulup, balon, ekstraktör ve soğutucu birbirine bağlanmıştır. Çözücü yavaş yavaş kaynayacak şekilde ısı ayarlanmış, 4-6 saat süren ekstraksiyon işleminden sonra, yağın tamamen ekstrakte olup olmadığını kontrol amacıyla başka 13

3. MATERYAL ve METOD.doc Ender KARAHAN bir cam balonun darası alınarak aynı çözücü ile doldurulup ve diğer balonun yerine konularak işleme bir süre daha devam edilmiştir. Balona yağ ekstrakte olmadığı görüldüğünde işleme son verilmiştir. Yağ oranı aşağıdaki formül aracılığı ile hesaplanmıştır. a a = Cam balonda biriken toplam yağ ağırlığı (g) Y M = ---------------- x 1000 M = Örnek ağırlığı (g) M Y M = Yağlı tohumdaki yağ miktarı ( %) Yağ Asitleri İçeriği : Çeşitlerde saptanan yağların, yağ asitleri (linoleik asit, oleik asit, palmitik asit, stearik asit, araşidik asit, miristik asit, behenik asit, ekosenik asit, lignoserik asit ve heptadekanoik asit) yönünden içeriği, yine Ç. Ü. Fen Fakültesi Kimya Bölümünde yapılmıştır. Bu işlem için 25 mg yağ örneği, tartılarak,15 ml lik cam tüp içerisine konulmuştur. Üzerine, 1,5 ml metanollü NaOH ilave edilerek ısıtma blokunda, 7 dakika kadar, 100 o C de kaynatıldıktan sonra soğutulup, üzerine 2 ml BF 3 metanol ilave edilerek, tekrar 100 o C de 5 dakika süre ile kaynatılmıştır. Karışım, 30-40 o C ye soğutulduktan sonra üzerine 1 ml izo oktan ilave edilip 30 saniye süre ile vortex karıştırıcıda karıştırılmıştır. Buna, hemen, 5 ml doymuş tuz çözeltisi eklenip tekrar karıştırılarak faz ayrımı için bir süre bekletilmiştir. Üst faz, bir pastör pipeti yardımıyla viallere (cam şişelere) alınmış; karışıma tekrar 1 ml izo oktan ilave edilip 30 saniye daha karıştırıldıktan sonra bir süre bekletilip yine üst faz alınarak üst fazlar karıştırılarak birleştirilmiştir. Bu karışımdan alınan 1 ml örnek, gaz kromotografisinde analiz edilmiştir. 3.3.2. Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmada her bir özellik için elde edilen verilerin değerlendirilmesi, MSTATC istatistik paket programında Tesadüf Blokları Deneme Deseni Varyans Analizi yöntemine göre incelenip; sonuçlar, F testi ile irdelenip; LSD testine göre gruplandırılmıştır. 14

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN 4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA İzlenebilirliğini kolaylaştırmak amacı ile çalışmada, incelenen her bir özellik için elde edilen bulgular ve bulgulara ilişkin tartışmalar ayrı başlıklar altında verişmiştir. 4.1. Kütlü Verimi (kg/da) Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde elde edilen kütlü pamuk verimi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.1 de; çeşitlerin kütlü pamuk verimlerine ilişkin ortalama değerleri ile LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.2 de verilmiştir. Çizelge 4.1. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Kütlü Pamuk Verimi Değerlerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Top Kareler Ort. F Tekrarlamalar 3 7842.411 2614.137 0.0312 Çeşitler 2 22989.812 114944.906 262.22** Hata 6 2630.093 438.349 Genel 11 33462.317 Değişim katsayısı (%) 4.50 * p< 0.05, **p< 0.01 Çizelge 4.1 den, kütlü verimi yönünden, materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın, %1 düzeyinde önemli olduğu görülmektedir. Çizelge 4.2. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Kütlü Pamuk Verimlerine İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort. Kütlü Pamuk Oluşan Çeşitler 1 2 3 4 Verimi (kg/da) Gruplar Çukurova 1518 518.70 558.90 501.40 514.30 523.33 A PAUM-15 470.00 492.50 407.00 445.80 453.83 B Deltaopal 383.80 469.90 411.90 405.90 417.88 B LSD: 36.23 15

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN Çizelge 4.2 den, materyal olarak kullanılan Çukurova 1518 çeşidinin tekerrürlere göre saptanan kütlü veriminin, 501.40 kg/da ile 558.90 kg/da arasında değiştiği, ortalama 523.33 kg/da olduğu; PAUM 15 genotipinin tekerrürlere göre saptanan kütlü pamuk veriminin, 407.00 kg/da ile 492.50 kg/da arasında değiştiği, ortalama 453.83 kg/da olduğu; Deltaopal çeşidinin tekerrürlere göre saptanan kütlü veriminin, 383.80 kg/da ile 469.90 kg/da arasında değiştiği, ortalama 417.88 kg/da olduğu izlenebilmektedir. Yapılan LSD testine göre Çukurova 1518 çeşidinin istatistiksel yönden diğer genotiplerden önemli düzeyde yüksek verimli olduğu; PAUM 15 genotipi ile Deltaopal çeşidinin, istatistiksel yönden birbirlerinden farksız olmasına karşın, PAUM 15 genotipinin, Deltaopal çeşidinden, dekara 35.9 kg daha yüksek kütlü pamuk verimine sahip olduğu dikkati çekmektedir. Bu durum, çalışmanın yapıldığı ekolojik koşullar altında orta erkenci pamuk genotiplerinin, erkenci ve geçci genotiplere oranla; erkenci pamuk genotiplerinin, geçci pamuk genotiplerine oranla daha yüksek kütlü pamuk verimlerine sahip olabileceğini göstermektedir. 4.2. 100 Tohum Ağırlığı (g) Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde saptanan 100 tohum ağırlığı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.3 te; çeşitlerin 100 tohum ağırlığına ilişkin ortalama değerler ve LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.4 te verilmiştir. Çizelge 4.3. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin 100 Tohum Ağırlığı Değerlerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Kareler Ort. F Top Tekrarlamalar 3 0.260 0.087 0.8455 Çeşitler 2 1.445 0.722 7.0488 * Hata 6 0.615 0.102 Genel 11 2.320 Değişim katsayısı (%) 2.91 * p< %5, **p< %1 16

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN Çizelge 4.3 ten, 100 tohum ağırlığı yönünden, materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın % 5 düzeyinde önemli olduğu görülmektedir. Çizelge 4.4. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin 100 Tohum Ağırlığına İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort.100 Tohum Oluşan Çeşitler 1 2 3 4 Ağırlığı (g) Gruplar PAUM-15 11.3 11.3 11.6 11.5 11.4 A Deltaopal 11.3 10.4 11.1 11.2 11.0 AB Çukurova 1518 10.4 10.7 10.9 10.3 10.6 B LSD:0.55 Çizelge 4.4 ten, materyal olarak kullanılan PAUM 15 genotipinin tekerrürlere göre saptanan 100 tohum ağırlığının, 11.3 g ile 11.6 g arasında değiştiği, ortalama 11.4 g olduğu; Deltaopal çeşidinin tekerrürlere göre 100 tohum ağırlığının, 10.4 g ile 11.3 g arasında değiştiği, ortalama 11.0 g olduğu; Çukurova 1518 çeşidinin tekerrürlere göre 100 tohum ağırlığının, 10.3 g ile 10.9 g arasında değiştiği, ortalama 10.6 g olduğu izlenebilmektedir. Çalışmaya konu olan çeşitler arasında, ortalama, 11.4 g 100 tohum ağırlığı ile PAUM 15 genotipinin ilk grubu oluşturduğu; Deltaopal çeşidinin, 11.0 g 100 tohum ağırlığı ile aynı grupta yer aldığı; Çukurova 1518 çeşidinin, 10.6 g 100 tohum ağırlığı ile PAUM 15 genotipinden istatistiksel yönden önemli düzeyde hafif, Deltaopal çeşidinden ise farksız bir yapılanma içinde olduğu izlenebilmektedir. Materyal olarak kullanılan çeşitler arasında en yüksek 100 tohum ağırlığına sahip olan PAUM 15 genotipinin, aynı zamanda en yüksek yağ oranına sahip çeşit olması (Çizelge 4.8), yağ oranı ile 100 tohum ağırlığı arasında olumlu bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Bulgularımız, tohum verimi ve yağ içeriğinin birbiri ile yüksek derecede pozitif ilişkili olduğunu belirten Singh ve Singh (1985); tohum yağ içeriği ile tohum ağırlığı arasında yine pozitif ilişkili olduğunu belirten, Taneja ve ark., (1993) ile Gotmore ve ark., (2003) nın bulgularını desteklemekte, pamuk tarımda yağ oranının artırılabilmesi yönünden, çırçır randımanı düşük olmayan, ancak, 100 tohum ağırlığı yüksek olan pamuk çeşitlerinin geliştirilmesi yada üretime sokulmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. 17

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN 4.3. Çırçır Randımanı (%) Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde elde edilen çırçır randımanı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.5 te; çeşitlerin çırçır randımanı değerlerine ilişkin ortalama değerleri ile LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.6 da verilmiştir. Çizelge 4.5. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Çırçır Randımanı Değerlerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Kareler Ort. F Top Tekrarlamalar 3 3.963 1.321 1.7040 Çeşitler 2 5.222 2.611 3.3676 Hata 6 4.652 0.775 Genel 11 13.837 Değişim katsayısı (%) 2.28 *p< %5, **p< %1 Çizelge 4.5 ten, çırçır randımanı yönünden, materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın istatistiksel olarak önemli olmadığı; başka bir deyişle, materyal olarak kullanılan çeşitlerin, çırçır randımanı yönünden birbirinden farksız olduğu izlenebilmektedir. Çizelge 4.6. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Çırçır Randımanı Değerlerine İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort. Çırçır Randımanı (%) Çeşitler 1 2 3 4 Çukurova 1518 40.0 39.0 39.5 39.5 39.5 PAUM-15 38.0 37.5 40.3 37.3 38.3 Deltaopal 37.9 38.3 38.7 37.0 38.0 Çizelge 4.6 dan, materyal olarak kullanılan Çukurova 1518 çeşidinin tekerrürlere göre çırçır randımanının, % 39.0 ile % 40.0 arasında değiştiği, ortalama % 39.5 olduğu; PAUM 15 genotipinin tekerrürlere göre çırçır randımanının % 37.3 ile % 40.3 arasında değiştiği, ortalama % 38.3 olduğu; Deltaopal çeşidinin tekerrürlere göre çırçır randımanının % 37.0 ile % 38.7 arasında değiştiği, ortalama %38.0 olduğu izlenebilmektedir. 18

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN Çeşitlerin yağ oranı yönünden birbirinden önemli düzeyde farklı olmasına karşın (Çizelge 4.8), çırçır randımanları yönünden birbirinden farksız olmaları, yağ oranı ile çırçır randımanı arasında önemli bir ilişkinin olmadığı izlenimini vermektedir. 4.4. Yağ Oranı (%) Çalışmada materyal olarak kullanılan çeşitlerde saptanan yağ oranına ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.7 de; çeşitlerin yağ oranlarına ilişkin ortalama değerler ve LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.8 de verilmiştir. Çizelge 4.7. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Yağ Oranı Değerlerine İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Kareler Ort. F Top Tekrarlamalar 3 1.968 0.656 2.1693 Çeşitler 2 58.099 29.050 96.0484** Hata 6 1.815 0.302 Genel 11 61.882 Değişim katsayısı (%) 3.01 * p< %5, **p< %1 Çizelge 4.7 den, yağ oranı yönünden, materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın, %1 düzeyinde önemli olduğu görülmektedir. Çizelge 4.8. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Yağ Oranı Değerlerine İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort. Yağ Oluşan Çeşitler 1 2 3 4 oranı(%) Gruplar PAUM 15 21.60 20.54 22.07 20.87 21.27 A Çukurova1518 18.60 17.06 17.25 16.78 17.42 B Deltaopal 15.99 15.61 16.37 16.34 16.08 C LSD:0.95 Çizelge 4.8 den, materyal olarak kullanılan PAUM 15 genotipinin, tekerrürlere göre yağ oranlarının, % 20.54 ile % 22.07 arasında değiştiği, ortalama %21.27 olduğu; Çukurova 1518 çeşidinin tekerrürlere göre yağ oranının, % 16.78 ile %18.60 arasında değiştiği, ortalama % 17.42 olduğu; Deltaopal çeşidinin tekerrürlere göre 19

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN yağ oranının, % 15.61 ile %16.34 arasında değiştiği, ortalama %16.08 olduğu izlenebilmektedir. Aynı Çizelge den, LSD testi sonucunda çeşitlere ilişkin yağ oranlarının üç farklı grup oluşturduğu; PAUM 15 genotipinin, %21.27 ortalama yağ oranı ilk grubu; Çukurova 1518 çeşidinin, % 17.42 ortalama yağ oranı ile ikinci grubu; Deltaopal çeşidinin, % 16.08 ortalama yağ oranı ile son grubu oluşturduğu izlenebilmektedir. Yağ oranı yönünden çeşitler arasında önemli farklılıkların oluşması ve bu farklılığın erkenci genotipten, geççi genotipe doğru bir azalma içinde olması, erkencilik ile yağ oranı arasında olumlu ve yüksek bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Bu durum, erkenci ve orta erkenci çeşitlerin, pamuk gelişimi yönünden daha uygun ekolojik yapılanma içinde oluşmasından kaynaklanmakta olduğu izlenimini vermekte olup, tohum verimi ve tohum indeksi ile yağ içeriği arasında pozitif bir ilişki olduğunu belirten Singh ve Singh (1985); çevresel faktörlerin çeşitlerin yağ içeriğine ve bunun kimyasal bileşimine etkisi olduğunu açıklayan Sun ve ark., (1987), Ikurior ve Fetuga (1987) ile Mert ve ark., (2003); pamuk tohumlarında en yüksek yağ içeriğinin çiçeklenmenin 3 cü ve 4 cü haftalarında oluşan kozalarda saptandığını belirten Dani ve Kohel (1989) in bulgularını desteklemektedir. 4.5. Yağ Asitleri İçereği (%) İzlenebilirliğini kolaylaştırmak amacı ile çalışmada, materyal olarak kullanılan pamuk çeşitlerinin, tohumlarında (çiğitlerinde) saptanan yağ içeriklerinde saptanan yağ asitleri içeriğine ilişkin bulgular ve bulgulara ilişkin tartışmalar, ayrı başlıklar altında verilmiştir. Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde elde edilen ortalama yağ oranı ve yağ asidi içeriği ilişkin değerler Çizelge 4.9 da verilmiştir. 20

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN Çizelge 4.9. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Ortalama Yağ Oranı ve Yağ Asitleri İçeriğine İlişkin Değerler PAUM 15 ÇUKUROVA 1518 DELTAOPAL Yağ oranı (%) 21.27 17.42 16.08 Linoleik Asit (%) 60.503 61.182 62.667 Palmitik Asit (%) 22.350 22.275 21.425 Oleik Asit (%) 14.350 13.900 12.825 Stearik Asit (%) 1.870 1.925 2.052 Miristik Asit (%) 0.558 0.540 0.480 Araşidik Asit (%) 0.170 0.132 0.075 Behenik Asit (%) 0.095 0.075 0.070 Heptadekonoik Asit (%) 0.085 0.072 0.058 Eikosenoik Asit (%) 0.048 0.037 0.042 Lignoserik Asit (%) 0.040 0.050 0.032 4.5.1. Linoleik Asit Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde elde edilen linoleik asit miktarına ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.10 da; çeşitlerin linoleik asit miktarına ilişkin ortalama değerler ve LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.11 de verilmiştir. Çizelge 4.10. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Linoleik Asit Miktarlarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Kareler Ort. F Top Tekrarlamalar 3 2.372 0.791 1.5619 Çeşitler 2 9.806 4.903 9.6876* Hata 6 3.037 0.506 Genel 11 15.215 Değişim katsayısı (%) 1.16 *p< %5, **p< %1 Çizelge 4.10 dan, linoleik asit yönünden, materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın, % 5 düzeyinde önemli olduğu görülmektedir. 21

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN Çizelge 4.11. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Linoleik Asit Miktarlarına İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort. Linoleik Oluşan Çeşitler 1 2 3 4 Asit Mik. (%) Gruplar Deltaopal 62.40 63.80 61.30 63.17 62.667 A Çukurova 1518 61.00 62.23 61.20 60.30 61.182 B PAUM-15 60.61 60.50 60.40 60.50 60.503 B LSD:0.95 Çizelge 4.11 den, materyal olarak kullanılan Deltaopal çeşidinin, tekerrürlere göre saptanan linoleik asit miktarının, % 61.30 ile % 63.80 arasında değiştiği, ortalama %62.667 olduğu; Çukurova 1518 çeşidinin, tekerrürlere göre linoleik asit miktarının % 60.30 ile % 62.23 arasında değiştiği, ortalama % 61.182 olduğu; PAUM 15 genotipinin, tekerrürlere göre linoleik asit miktarının, % 60.40 ile % 60.61 arasında değiştiği, ortalama % 60.503 olduğu izlenebilmektedir. Aynı Çizelge den, yapılan LSD kontrolüne göre geçci Deltaopal çeşidinde saptanan linoleik asit miktarının (%62.67), öteki iki genotipten önemli düzeyde yüksek; Çukurova 1518 çeşidi ile PAUM 15 genotipinde saptanan linoleik asit miktarlarının istatistiksel yönden birbirlerinden farksız olduğu izlenmektedir. Üzerinde çalışılan genotiplerde, yağ oranının, genotiplerin erkenciliği ile olumlu bir ilişki içinde olmasına karşın, linoleik asitin, geçci çeşitte (Deltaopal), erkenci genotiplere göre önemli derecede yüksek olması, pamuk yağı içindeki linoleik asit miktarının, erkencilik ile zıt bir ilişki içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Benzer durum, stearik asit için de söz konusudur (Çizelge 4.17 ). Oleik ve araşidik asit miktarlarının (Çizelge 4.13 ve Çizelge 4.19) erkenci çeşitlerde, geçci çeşide oranla önemli düzeyde yüksek olması, oluşum yönünde linoleik asit ile oleik ve palmitik asit arasında yine zıt bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır. Anılan özellik yönünden bulgularımız, yağ bitkilerinde yağ asidi ve yağ kompozisyonuna bitkinin genetik yapısı yanında, ekolojik etkenlerin etkili olduğunu ve linoleik asit ile oleik asit arasında zıt bir ilişki bulunduğunu belirten Knowles (1972) nin; çiğitlerin yağ içeriği ve kompozisyonunun, genotiplere ve çevre koşullarına göre değişebildiğini belirten Ikurior ve Fetuga (1987) nın; yağ içeriği ve kompozisyonunun genetik yapıya ve çevre koşularına göre değişebildiğini; yağ oranının, linoleik asit oranı ile zıt (Çizelge 4.8) yine linoleik asit ile oleik arasında 22

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA.doc Ender KARAHAN olumsuz bir ilişkinin varlığı belirten Samancı ve ark, (1999) nın; yağ bitkilerinin, yağ asidi içeriğinin, sabit bir yapılanma içerisinde olmayıp, ekolojik, morfolojik, fizyolojik, kültürel ve kalıtsal pek çok yönden değişebildiği belirten Baydar ve Turgut (1999) un bulgularını destekler niteliklidir. 4.5.2. Oleik Asit Çalışmada, materyal olarak kullanılan çeşitlerde elde edilen oleik asit miktarına ilişkin varyans analiz sonuçları, Çizelge 4.12 de; çeşitlerin oleik asit miktarına ilişkin ortalama değerler ve LSD testine göre oluşan gruplar, Çizelge 4.13 te verilmiştir. Çizelge 4.12. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Oleik Asit Miktarlarına İlişkin Varyans Analiz Sonuçları Varyasyon Kaynağı S.D. Kareler Kareler Ort. F Top Tekrarlamalar 3 0.209 0.070 0.3708 Çeşitler 2 4.912 2.456 13.0591 ** Hata 6 1.128 0.188 Genel 11 6.249 Değişim katsayısı (%) 3.17 *p< %5, **p< %1 Çizelge 4.12 den, oleik asit yönünden materyal olarak kullanılan çeşitler arasındaki farklılığın, % 5 düzeyinde önemli olduğu görülmektedir. Çizelge 4.13. Çalışmada Kullanılan Pamuk Çeşitlerinin Oleik Asit Miktarlarına İlişkin Ortalama Değerler ve LSD Testine Göre Oluşan Gruplar Tekerrürler Ort. Oleik Asit Oluşan Çeşitler 1 2 3 4 Miktarı (%) Gruplar PAUM-15 13.50 14.50 14.50 14.90 14.350 A Çukurova 1518 14.10 13.50 14.00 14.00 13.900 A Deltaopal 13.00 12.80 12.80 12.70 12.825 B LSD:0.75 Çizelge 4.13 den, materyal olarak kullanılan PAUM 15 genotipinin, tekerrürlere göre oleik asit miktarının, % 13.50 ile % 14.90 arasında değiştiği, ortalama % 14.35 olduğu; Çukurova 1518 çeşidinin, tekerrürlere göre oleik asit miktarının, % 13.50 ile % 14.10 arasında değiştiği, ortalama % 13.90 olduğu; 23