Zemin Mekaniği ve Temel Mühendisliği Onbeşinci Ulusal Kongresi 16-17 Ekim 2014, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara YUMUŞAK ZEMİN ÜZERİNDE YER ALAN KÖPRÜ YAKLAŞIM DOLGULARI OTURMALARININ KAZIKLAR İLE AZALTILMASI MITIGATION OF BRIDGE APPROACH EMBANKMENT SETTLEMENTS ON SOFT SOILS Özgen KÖKTEN 1 Sami Oğuzhan AKBAŞ 2 ABSTRACT For transportation routes on soft soils, occurrence of significant differential settlements between approach embankments and piled superstructures frequently results in the reduction of the comfort of the vehicle ride and even occasionally in bridge distress. Along with the usual methods of ground improvement and utilization of a concrete cushion slab, the use of settlement-reduction piles has recently been increasingly popular in practice for the mitigation of this problem. Within this context, this study focuses on the estimation of the effectiveness of settlement-reduction piles for the mitigation of differential settlements between approach embankments and piled bridge piers through the analytical evaluation of a case history. The results are presented in the form of design recommendations. Keywords: Approach embankments, differential settlements, consolidation settlements, settlement-reduction piles. ÖZET Yumuşak zeminlerin geçildiği güzergâhlarda, yaklaşım dolguları ve genellikle kazıklı olarak projelendirilen köprü kenar ayakları arasında ortaya çıkabilen ciddi boyuttaki farklı oturmalar sürüş kalitesini olumsuz etkilemekte ve bazı durumlarda köprü üst yapısında onarım veya yenileme ihtiyacı doğurabilen hasarlara yol açabilmektedir. Söz konusu problemin dolgu temel zemininin iyileştirilmesi veya betonarme plakların kullanılması gibi klasik yöntemler haricinde oturma azaltıcı kazıklar vasıtası ile çözümü uygulamada yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada, oturma azaltıcı kazıkların köprü yaklaşım dolgularının geoteknik tasarımında kullanımının etkinliği bir vaka analizi çerçevesinde analitik olarak değerlendirilmiş ve sonuçlar tasarıma yönelik öneriler şeklinde sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Yaklaşım dolguları, farklı oturmalar, konsolidasyon oturması, oturma azaltıcı kazıklar 1 İnşaat Yük. Müh., Temelsu Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş., ozgen.kokten@temelsu.com.tr 2 Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, soakbas@gazi.edu.tr
1. GİRİŞ Köprülerin ulaşıma uzun süreler hizmet verebilmesinde, köprü ayaklarının rölatif oturmalarının ve dönmelerinin, açıklık miktarı ve mesnetlenme koşullarına bağlı olarak ön görülen sınırlar içinde kalması önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle genel yaklaşım, köprü ayak temellerinin yüzeysel veya derin temeller ile sağlam zeminler üzerinde tasarlanarak, toplam oturmaların proje kriterlerine uygun olarak azaltılması ve sınırlandırılmasıdır (Briaud vd.,1997). Ancak, yol güzergâhının fiziki ve kamusal sınır şartları nedeni ile değiştirilemediği bazı hallerde, köprü kenar ayakları ve yaklaşım dolgularının yumuşak zeminler üzerinde projelendirilmesi gerekmektedir. Yumuşak zeminler üzerinde yer alan yaklaşım dolguları ile söz konusu koşullarda genellikle kazıklar üzerinde imal edilen köprü kenar ayakları arasında, kalıcı ve hareketli trafik yüklerinin tesiri altında önemli miktarda farklı oturmaların ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelebilmektedir. Bu da sürüş kalitesinin düşmesine, yol üst yapısında hasarlar oluşmasına, köprü bakım masraflarının artmasına ve köprü hizmet süresinin olumsuz olarak etkilenmesine yol açmaktadır (Stark vd.,1995). Yaklaşım dolguları temel zemini oturmalarının engellenmesinde, dolgu temel zemininin ön yükleme gibi uygun yöntemlerle iyileştirilmesi ve betonarme köprü yaklaşım plaklarının kullanılması yaygın olarak seçilen yöntemleri teşkil etmektedir. Söz konusu yöntemler ile birlikte dolgu temel zeminlerinde oturmaları azaltıcı kazıkların teşkil edilmesi de son dönemde artan sıklıkla uygulanan başka bir alternatifi oluşturmaktadır. Yukarıda özetlenen noktalardan hareket ile bu çalışmada yumuşak kil zemin üzerine oturan bir köprü kenar ayağı ve yaklaşım dolgusu taban zemini için, dolgu temel zeminlerinde oturmaları azaltıcı kazıkların kullanılmasının farklı oturmalar üzerindeki etkinliği üç boyutlu sonlu elemanlar analizleri vasıtası ile incelenmiştir. Bu maksatla, İngiltere de Tees Nehri üzerinde 1981 yılında inşa edilmiş olan ve farklı oturmalar sebebi ile hasar görmüş bulunan Surtees Köprüsü bir vaka analizi olarak ele alınmıştır. Söz konusu köprünün seçilmesindeki ana sebep köprüde meydana gelen performans eksikliği sebebinin belirlenmesi amacı ile sahanın geoteknik açıdan son derece detaylı biçimde incelenmiş olmasıdır (Jones vd., 2008). Mevcut çalışmada, seçilen geoteknik parametrelerin uygun olarak seçilip seçilmediği ve bununla bağlantılı olarak kullanılan sonlu eleman analizlerinin yapı-zemin etkileşimini ne derece doğru biçimde benzeştirdiği ancak saha ölçümleri ve analitik çözümden elde edilen sonuçların karşılaştırılması yolu ile belirlenebileceğinden, uygun bir vaka analizinin seçilmesinin büyük önem taşıdığı açıktır. Analizlerde özellikle iki önemli tasarım parametresi olan kazık boyu ve bu boyun köprü ayağına olan mesafe ile değişimi üzerinde durulmuş olup, elde edilen sonuçların tasarımda kullanılabilecek öneriler şeklinde sunulması hedeflenmiştir. 2. VAKA ANALİZİNE DAİR BİLGİLER Tees Nehri üzerinde bulunan ve A66 otoyolunun bir parçası olan dört ayaklı ve 125 m toplam açıklığa sahip Surtees Köprüsü nün inşaatı 1980-1982 yılları arasında gerçekleştirilmiş, fakat batı yaklaşım dolgusu, ön yükleme de uygulanarak köprü inşaatından iki yıl önce tamamlanmıştır. 1982 de gerçekleştirilen ilk incelemeden itibaren,
köprüde beklenenin üstünde zemin deformasyonlarından bahsedildiği bilinmekle birlikte, 1992 yılında, köprü ile eş zamanlı inşa edilen doğu yaklaşım dolgusundaki deformasyonların yeni bir zemin araştırması gerçekleştirilmesine karar verilmesine sebep olacak seviyeye yükseldiği anlaşılmaktadır (Jones vd., 2008). Köprünün, hasarın yoğunlaştığı doğu yönündeki ayağı üç sırada toplam 51 adet Herkules 800 tipi çakma kazık üzerinde yer almakta olup, üç sıranın ikisindeki kazıklar eğimli (1Y:3D) olarak inşa edilmiştir. Kazıklar 30 m ve 33 m uzunlukta ve ana kayaya soketlidir. 2005 yılında yapılan bir gözlem çalışmasında, söz konusu deformasyonların yaya yolu ile köprü arasında 0.2 m yükseklikte bir basamak meydana getirdiği, en doğuda yer alan mesnetin yaklaşık 100-150 mm yanal deplasmana uğradığı ve yol yüzeyinde, defalarca tekrar asfaltlama gerçekleştirildiği halde çekme çatlaklarının artan sıklıkla gözlendiği bildirilmiştir. Bu durum, yumuşak zemin üzerine oturan yaklaşım dolgularında kenar ayak kazıklarına, taban zemininde iki boyutta oluşan düşey oturmaların yanında yanal itkilerin ve deplasmanların etkidiğini göstermektedir. Ancak bu çalışmada, yumuşak taban zemininde eski ve yeni çalışmalarda elde edilen verilerin tek boyutlu konsolidasyona ait olması ve çoğunlukla düşey oturmaların izlenmiş olması nedeni ile yalnızca düşey oturmalar irdelenmiştir. 1973 yılından itibaren Surtees Köprüsü sahasında, toplam 49 sondaj gerçekleştirilirken, CPT ve SPT saha deneylerinin uygulandığı, en az altı farklı zemin araştırma çalışması yapıldığı kayıtlıdır. Bunlardan iki adedi inşaat öncesi rutin araştırmalar olmakla birlikte, diğer dördü yaklaşım dolgusunda beklenmedik şekilde ortaya çıkan ve sürmekte olan oturmaların incelenmesine yönelik biçimde planlanmıştır. Saha, genel itibariye, buzul devri sonrası erozyonu ile Devensian dönemi buzul çökelleri içerisinde oluşan bir vadiyi dolduran alüvyal tabakalardan - kahverengi ve gri alüvyondanmeydana gelmektedir. Buzul çökelleri orta ve çok sıkı kum çakıl tabaksından oluşmaktadır. Alivyon tabakaları genel olarak yumuşak ve orta katı kıvamda bulunan siltli kumlu kilden müteşekkildir. Hemen hemen tüm sahada ana kaya olan Sherwood kumtaşına 22 m derinlikte rastlanılmaktadır. Kaya tabakası çok zayıf ve orta dayanımlıdır. Her iki yaklaşım dolgusu altında da, demiryolu inşaat atığını da içeren dolgu tabakaları bulunmaktadır. Bu araştırmalar sonucu ortaya çıkarılan zemin profili Şekil 1 de gösterilmektedir.
Şekil 1. Ortaya çıkarılan zemin profili (Jones vd., 2008 den değiştirilerek) On adet sondaja dayalı inşaat öncesi zemin mekaniği raporu (Soil Mechanics, 1976), doğu ve batı yaklaşım dolguları altında, sırası ile yaklaşık 12 m ve 14 m kalınlıkta alüvyal kil tabakalarını işaret etmekte olup, tabaka kalınlıklarındaki bu önemli farkın batı yaklaşım dolgusunun köprü inşaatından önce imal edilmesini açıkladığı düşünülebilir. Sahada doğu yaklaşım dolgusu deformasyonlarına yol açan en önemli sıkışabilir tabaka olan gri alüvyon tabakasına ait inşaat öncesi (iki konsolidasyon deneyi) ve sonrası (51 konsolidasyon deneyi) zemin etütleri sonucu elde edilen konsolidasyon parametreleri Çizelge 1 de karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir. Çizelge 1. Konsolidasyon parametreleri İnşaat Öncesi Data Tüm Data Ortalama Ortalama Medyan m v (m 2 /MN) 0.08 0.22 0.22 c v (m 2 /yıl) 10.90 12.31 2.74 C c 0.22 0.29 0.26 C r 0.03 0.04 0.03 Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, herhangi bir geoteknik parametre için ortalama ve medyan değerleri arasındaki önemli derecedeki farkın, simetriklikten uzak bir veri setini temsil ettiği ve bu durumda tasarım parametresi seçiminde medyanın daha doğru bir tercih olacağıdır. Çizelge 1 de hacimsel sıkışma katsayısı (m v ) değerlerinde açıkça görülen büyük farklılığın, inşaat öncesi laboratuar serisinde kullanılan gerilme artışı değerinin, hafifçe ön konsolide olan gri alüvyal kilin ön konsolidasyon basıncını aşmayacak biçimde seçilmesi kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır (Jones vd., 2008). Sıkışma ve yeniden sıkışma indisleri, inşaat öncesi ve sonrası araştırmalarda benzer değerler almakla birlikte, konsolidasyon katsayısının (c v ) medyan değerinin, tasarımda kullanılan, fakat temsil yeteneği sınırlı ortalama değerin yaklaşık dörtte biri olduğu görülmektedir.
Yukarıda özetlenen hususlar göz önünde bulundurularak ve zemin tabakaları idealize edilerek gerçekleştirilen bir boyutlu konsolidasyon hesaplarında, inşaat öncesi ve sonrası (daha kalın kil tabakası, daha yüksek m v, daha düşük c v ) yapılan zemin etüt çalışmalarından elde edilen parametreler (Çizelge 1) kullanıldığında sırası ile 0.28 m ve 0.71 m konsolidasyon oturması değerleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, oturmaların %95 inin yine sırası ile 1.5 ve 28 yıl gibi oldukça farklı iki zaman diliminde tamamlanacağı öngörülmektedir. Bu değerler, doğu yaklaşım dolgusunda beklenmeyen büyüklükte ve süre boyunca gözlenen oturmaları ve deformasyon kaynaklı hasarları büyük oranda açıklamaktadır. 3. MODELLEME VE PARAMETRİK ÇALIŞMA Surtees Köprüsü doğu yaklaşım dolgusu ve kazık ayağı, mevcut bilgiler dahilinde sonlu elemanlar yöntemi ile modellenerek, öncelikle mevcut halde gözlenmiş olan davranış, ardından da yukarıda belirtilmiş olan hasara yol açan deformasyonların oturma azaltıcı kazıklar vasıtası ile kabul edilebilir seviyelere çekilebilmesi için uygun tasarım parametreleri irdelenmiştir. Midas GTS 3D programı kullanılarak yapılan sonlu elemanlar analizlerinde, kenar ayak ve yaklaşım dolgusu temel zeminine ait parametreler, köprünün yapımı öncesinde ve sonrasında rehabilitasyonu kapsamında gerçekleştirilen sondaja dayalı saha araştırmalarından elde edilen veriler kullanılarak belirlenmiş olup, bu parametreler Çizelge 2 de özetlenmektedir. Sonlu elemanlar analizlerinde kil, çökel ve dolgu tabakaları için, konsolidasyon deneyi kullanılarak elde edilen hacimsel sıkışma modülü değerleri esas alınmış, elastisite teorisi kullanılarak deney sonucu elde edilen rijitlik modülüne karşılık gelen elastisite modülü ve Poisson Oranı değerleri hesaplanmıştır. Kil tabakası için Poisson Oranı ν, sıfır olarak kabül edilmiştir. Bu durum, rijitlik modülü ve elastisite modülü arasındaki bağıntının özel bir hali olup, bu durumda zemin elastisite modülü, zemin rijitlik modülüne eşit olmaktadır (Poulos ve Mayne, 1999). Böylelikle tek boyutlu konsolidasyon teorisi kullanılarak hesaplanan kil tabakası oturmaları ile sonlu elemanlar analizlerinden elde edilen kil tabakası oturmaları karşılaştırılabilmiştir. Sonlu elamanlar analizlerinin yapıldığı program kapsamında zemin, Mohr Coulomb, Modifiye Mohr Coulomb, Von Misses, Cam Clay gibi elastoplastik ve / veya plastik malzeme modelleri ile modellenebilmektedir. Ancak bu çalışma kapsamında, yalnızca dolgu tabanında yer alan kil tabakasında oluşacak tek boyutlu düşey konsolidasyon oturmaları incelendiğinden, toplam oturmalar kapsamında plastik itkiler göz ardı edilerek zemin Doğrusal Elastik olarak modellenmiştir. Çizelge 2. Sonlu eleman analizi parametreleri Kil Çökel Kumtaşı Malzeme Tipi Doğrusal Elastik Doğrusal Elastik Doğrusal Elastik Elastisite Modülü(MPa) 4.5 9.0 100 Poisson Oranı 0 0.35 0.30 Doğal Birim Hacim Ağırlık, kn/m 3 18 20 22 Analizlerde, köprü kenar ayak ve yaklaşım dolgusu temel zemini basitleştirilerek, yüzeyden itibaren 15 m kalınlıkta alüvyal yumuşak kil tabakası, bu tabakanın altında buzul
kaynaklı 3 m kalınlıkta çakıllı kum ve en altta ise ayrışmış kumtaşı tabakaları ile idealize edilmiştir. Yapılan sonlu eleman analizlerinde, mevcut kazıklı köprü kenar ayağı, 51 adet Herkules 800 tipi kazık göz önünde bulundurularak modellenmiştir. Köprünün mevcut hali için gerçekleştirilen analizler aşamalı olarak Midas GTS 3D sonlu elemanlar programı kullanılarak modellenmiştir. Mevcut kenar ayak temelinde yer alan kazıklar, kazık elemanları olarak modele dahil edilmiştir. Nihai model aşamasında dolgu yüklemesi nedeni ile kenar ayak temel zemini ve yaklaşım dolgusu zemininde oluşan deplasmanlar hesaplanarak karşılaştırılmıştır. Hazırlanan sonlu elemanlar modeli aşamaları ile birlikte aşağıda Şekil 2 de sunulmuştur. Şekil 2. Sonlu elemanlar modeli aşamaları Mevcut durum için sonlu elemanlar analizleri sonuçlarına göre, yaklaşım dolgusu temel zemininde hesaplanan maksimum oturma miktarı olan 0.74 m, Jones vd. (2008) de sunulan 0.71 m konsolidasyon oturması ile önemli ölçüde uyum içerisindedir. Analiz sonuçlarına göre, kenar ayak temelinde yer alan ana kaya tabakasına soketli kazıklar kenar ayak temel zemini oturmalarını sınırlamaktadır. Ancak, dolgu yüklemesi nedeni ile yumuşak kil tabakasında oluşan önemli büyüklükteki oturmalar nedeni ile kazıklar ciddi yanal yüklere de maruz kalmaktadır. Bu nedenle, kazıklı köprü kenar ayağı ile doğu yaklaşım dolgusu arasında belirlenen yaklaşık 35 cm mertebesindeki farklı oturma, gözlenen hasarları da açıklayıcı niteliktedir. Sonuçlar, hazırlanan sonlu eleman modelinin köprü-dolgu-zemin etkileşimini yeterince başarılı biçimde temsil ettiğini göstermektedir. Analizlerin ikinci kısmında, güvenilir sonuçlara ulaşılmasını sağladığı ispatlanan sonlu eleman modeli kullanılarak, Surtees Köprüsü doğu yaklaşım dolgusu ile kazıklı köprü kenar ayağı arasında ortaya çıkan farklı deformasyonların, oturma azaltıcı (basp) kazıklar yardımı ile kabul edilebilir seviyelere indirilmesi hususu parametrik olarak irdelenmiştir. Söz konusu kazıkların tasarımında Shen vd. (2007) tarafından önerilen kolon yaklaşımı yöntemi kullanılmıştır. Söz konusu yöntemde, köprü ayağından itibaren yaklaşım dolgusu boyunca kazık yerleştirilmesi planlanan uzunluk, L a, sadece kazıksız haldeki dolgu farklı oturması miktarına bağlı olan ampirik formül ile belirlenmektedir Shen vd. (2007).
Sonlu elemanlar analizleri ile elde edilen farklı oturma miktarı yaklaşık 0.50 m olarak kabul edilerek, oturma azaltıcı kazıkların (basp) yaklaşım dolgusunda, kenar ayaktan itibaren 14 m boyunca oluşturulması gerektiği belirlenmiştir. Ardından basp kazıklarının kare paternde yerleştirilmesi ve kenar ayak temelinde kullanılan 0.50 m çapındaki Herkules 800 tipi kazıkların burada da kullanılacağı kabulü ile, birim hücre yaklaşımı kullanılarak merkezden merkeze 1.5 m kazık aralığına uygun basp kazık plakası kalınlığı, Shen vd. (2007) tarafından sunulan abaklar yardımı ile 0.50 m olarak tasarlanmıştır. Kazık başlık plakasının kalınlığının belirlenmesinde basp kazıklarını yüzen ya da ana kayaya soketli olması ve dolgu yüksekliği belirleyici rol oynamaktadır. Oturma azaltıcı kazıkların (basp) yaklaşım dolgusunda, kenar ayaktan itibaren L a = 14 m boyunca oluşturulması gerektiğinin hesaplanmasının ardından, oluşturulan sonlu elemanlar modellerinde dolgunun boyuna yöndeki uzunluğu başlık plakası uzunluğu L a ile aynı olacak şekilde model revize edilmiştir. Bu durumda başlangıç analizlerinde elde edilen basp kazıksız durumdaki yaklaşım dolgusu düşey oturması yaklaşık 0.70 m değerinden 0.50 m değerlerine inmektedir. Ortaya çıkan bu fark, dolguların üç boyutlu olarak modellenmesinde dolgunun uzun yöndeki boyutunun sınır şartlarından etkilenmeyecek mertebede seçilmesi gerektiğini göstermektedir. Farklı oturmaların yumuşak bir geçişle azaltılması ve ekonomik açıdan yarar sağlaması sebebi ile, köprü yaklaşım dolgularında oturma azaltımı amaçlı kullanılan kazıkların boyları genellikle köprü ayağından son kazık sırasına dek doğrusal biçimde azaltılmaktadır. Bu noktadan hareket ile, daha önce belirlenmiş olan temel tasarım parametrelerinin seçilmesinin ardından, her birinde merkezden merkeze 1.5 m aralıklı 231 adet basp kazığı yer alan, fakat kazık maksimum ve minimum boylarının değişken olduğu dört farklı tasarım için değerlendirilmiştir. Dört farklı tasarım için belirlenen maksimum ve minimum basp kazığı boyutları Çizelge 3 te özetlenmiştir. Farklı tasarımlar için oluşturulan sonlu elemanlar modeli ve düşey oturmaların kenar ayak ile yaklaşım dolgusu temel zemininde yer alan kil tabakası üzerindeki dağılımı ise Şekil 3 te gösterilmektedir. a) Mevut kenar ayak b) Basp kazıklı-1
c) Basp kazıklı-2 d) Basp kazıklı-3 e) Basp kazıklı-4 Şekil 3. Sonlu elemanlar modeli ve düşey oturmaların dağılımı Çizelge 3. Parametrik analiz için seçilen maksimum ve minimum basp kazığı boyları Tasarım L min L max (m) (m) Basp Kazıklı-1 2 12 Basp Kazıklı-2 6 16 Basp Kazıklı-3 12 16 Basp Kazıklı-4 20 20 Farklı tasarım tipleri için yapılan sonlu elemanlar analizlerinin sonuçlarına göre, elde edilen kenar ayak ve yaklaşım dolgusu oturmaları ile farklı oturmalar Çizelge 4 te özetlenmiştir.
Tasarım Çizelge 4.Analiz sonuçları L min L max S v-ayak S v-dolgu (m) (m) (mm) (mm) S v-diff (mm) S v-dolgu /S v-ayak Mevcut Kazıklı Kenar Ayak - - 402 740 338 3.86 Basp Kazıklı-1 2 12 102 277 175 2.72 Basp Kazıklı-2 6 16 91 211 120 2.32 Basp Kazıklı-3 12 16 78 156 78 2.00 Basp Kazıklı-4 20 20 51 62 11 1.22 Analiz sonuçlarına göre hazırlanan tablodan görülebileceği üzere, mevcut geoteknik koşullar altında, kabul edilebilir farklı oturmalar (WSDOT, 2013), ancak tüm kazıkların 20.0 m boyda imal edildiği dördüncü yerleşimde elde edilebilmektedir. 4. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Bu çalışmada yumuşak kil zemin üzerine oturan bir köprü kenar ayağı ve yaklaşım dolgusu taban zemini için, dolgu temel zeminlerinde oturmaları azaltıcı kazıkların teşkil edilmesinin farklı oturmalar üzerindeki etkinliği üç boyutlu sonlu elemanlar analizleri ile yapılan parametrik çalışma ile incelenmiştir. Yaklaşım dolgusu oturma azaltıcı kazıklarının tasarlanmasında kazıkların temel zemini özellikleri göz önüne alınarak yüzen ya da ana kayaya soketli uç kazığı olarak tasarlanmasının seçimi başlık plakasının kalınlığının belirlenmesinde ve oturmaların doğru olarak sınırlandırılmasında etkin rol oynamaktadır. Basp kazıklarının başlık plakalarının tasarımında, geosentetik donatılar da kullanılabileceği gibi bu bildiride kabul edildiği üzere betonarme plaklarda kullanılabilmektedir. Analiz sonuçlarına göre, bu bildiriye vaka analizi olarak esas teşkil eden Surtees Köprüsü doğu tarafı kenar ayağı için yapılan öncül nümerik analizlerle elde edilen ve yaklaşım dolgusunda yerinde ölçülen yaklaşık 0.7 m mertebelerindeki düşey deplasmanın oldukça uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Sonlu elemanlar analizi sonuçları, tamamı yüzen kazık tipindeki oturma azaltıcı kazıklarının boyunun sabit olarak 20 m uygulanması durumunda yaklaşım dolgusu oturmaları ve kenar ayak oturmaları arasındaki farkın kabul edilebilir sınırlar içerisine girdiğini göstermektedir. Seçilen vaka analizine uygun geoteknik parametreler çerçevesinde, Shen vd. (2007) tarafından önerilen tasarım basamakları kullanılarak belirlenen değişken boydaki kazıkların deformasyonları yeterince düşük seviyelere indiremediği anlaşılmıştır. Söz konusu tasarım basamaklarının, yapılacak çalışmalar ile basp kazıklarını bir kısmının ya da tamamının ana kayaya soketli olması durumunda ne ölçüde geçerli olduğu araştırılması gereken bir konudur. Burada not edilmesi gereken bir husus, Shen vd. (2007) yönteminin spesifik olarak yüzen ya da kayaya soketli kazıklar için geliştirilmemiş olduğudur.
KAYNAKLAR American Association of Highway and Transportation, AASHTO (2007), Standart Specifications for Highway Bridges. Briaud, J.L., James, R.W., Hoffman, S.B. (1997), Settlement of Bridge Approaches (The Bump at the End of the Bridge), NCHRP Synthesis of Highway Practice 234, Transportation Research Board, Washington, DC. Jones, C.A., Stewart, D.I., Danilewicz, C.J. (2008), Bridge Distress Caused By Approach Embankment Settlement, Proceedings of the Institution of Civil Engineers Geotechnical Engineering 161, Issue GE2, 63-74. Soil Mechanics, (1976). Site Investigation T.R. A66 Stockton Thornaby By-pass. Soil Mechanics, Bracknell, Report, No. 6627. Stark, T.D., Olson, S.M., Long, J.H. (1995), Differential Movement at the Embankment/Structure Interface: Mitigation and Rehabilitation, Report No. IAB-H1, FY 93, Illinois Department of Transportation, Springfield. Shen, S.L., Hong, Z.S., Xu,Y.S. (2007), Reducing Differential Settlements of Approach Embankments, Proceedings of the Institution of Civil Engineers Geotechnical Engineering 160, Issue GE2, 215-226. Wahls, H.E. (1990), Design and Construction of Bridge Approaches, NCHRP Synthesis of Highway Practice 159. Transportation Research Board, Washington, DC. Washington State Department of Transportation, WSDOT (2013), Geotechnical Design Manual, M 46-03.09. U.S. Department of Transportation, FHWA (1985), Tolerable Movement Criteria For Highway Bridges, Report No: FHWA/RD-85/107. U.S. Department of Transportation, FHWA (2010), Drilled Shafts: Construction Procedures and LRFD Design Methods, Publication No. FHWA-NHI-10-016.