SÖZCÜK TÜRLERİNİN SÖZCÜK ÖBEKLERİYLE İLİŞKİSİ



Benzer belgeler
TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Türkçede -DAn biri Yapılı Kelime Grupları Üzerine * 1 Leylâ Karahan **2. The Word Groups Constructed With -DAn biri In Turkish Language

ADIN TANIMINA YENİ BİR YAKLAŞIM

SÖZCÜK ÖBEĞİ OLARAK CÜMLE VE BİR ÖBEK ÖNERİSİ

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

3. Snf Sözdizim Sunumu

VURGULAMA İŞLEVLİ DİL BİRİMLERİ ÜZERİNE

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

TÜRKĐYE TÜRKÇESĐNDE ÖZNE DURUM BĐÇĐMBĐRĐMĐ ALABĐLĐR MĐ?

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

ÖZNE YÜKLEM UYUMU BAKIMINDAN FARKLI BĐR CÜMLE TĐPĐ

YÜKLEM, YALNIZ ÖZNEYİ Mİ İÇİNDE TAŞIR?

Ders Adı : TÜRK DİLİ II: CÜMLE VE METİN BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

Sosyal Bilimler Dergisi 1

Sözdizimsel Analiz (Syntactic Analysis)

10. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SÖZLÜKLER İÇİN YENİ BİR DİLBİLGİSEL BİLGİ ÖNERİSİ: İLGEÇLERİN ATADIKLARI BİÇİMBİRİMLER

NESNE ÜZERİNE. Arzu Sema Ertane Baydar * Özet

Giriş. Ad öbekleri nasıl yorumlanır?

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

BASICS OF ENGLISH SENTENCE STRUCTURE

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Türkiye Türkçesinde Dakikalı Saat İfadeleri ve Saat Grubu

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE DÜZ TÜMLEÇ (NESNE) THE DIRECT COMPLEMENT (OBJECT) IN TURKEY TURKISH

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

İDV ÖZEL BİLKENT ORTAOKULU SINIFLARINA KONTENJAN DAHİLİNDE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

c. Yönelme Hâli: -e ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir.

TÜRKÇEDE NESNEYİ BELİRLEME SORUNU THE PROBLEM OF IDENTIFYING OBJECT IN TURKISH

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

Dil Araştırmaları, Sayı 2, Bahar 2008

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÖBEKLER

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ADIN YÜKLEME (NESNE) DURUMU VE TÜMCENİN NESNE ÖGESİ ÜZERİNE

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

DİL BİLGİSİ KAYNAKLARINA GÖRE TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÜNLÜ VE ÜNSÜZLERİ Çalışma Taslağı 6 Kasım 2008

A STUDY ON THE COORDINATE SENTENCE

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ SIFAT TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE TATAR TÜRKÇESİNİN KARŞILAŞTIRMALI SÖZ DİZİMİ

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ


PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

CÜMLENİN ÖĞELERİ. Özne Yüklem Tümleç Nesne

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

BİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ETTİRGENLİK

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Veri Tabanı-I 2.Hafta


5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq

Ders Adı : TÜRK DİLİ I: SES VE YAPI BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

VI. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ KURULTAYI BiLDİRİLERi

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

GİRİŞİK CÜMLE PROBLEMİ ÜZERİNE BİR İNCELEME A STUDY OF THE PROBLEM OF INTRICATE SENTENCE

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

SÖZCÜK TÜRLERİ NASIL TASNİF EDİLMELİDİR?

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

TÜRK DİLİNDE SORU SÖZCÜKLERİ ve EDATLAR

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

GEÇİŞLİ FİLLERLE KURULMUŞ DEYİMLEŞMİŞ BİRLEŞİK FİLLER İN YÜKLEM OLDUĞU CÜMLELERDE NESNE MESELESİ Selma GÜLSEVİN

5. SINIF TÜRKÇE PROGRAMI. Önerilen. Anlatım Yöntem ve Teknikleri Anlatım Yöntem ve Teknikleri 2+2 İfade Çeşitleri 2+2 İfade Çeşitleri 2+2

Yapı. Sezgisel olarak kimi sözcükler diğerleriyle daha yakın ilişkide

Renkler hakkında bazı gerçekler.

Çok İşlevlilik Açısından Türkçe Edatların Söz Dizimsel ve Anlam Bilimsel Yapısı * 1

BELİRTİLİ AD TAMLAMASINDA İYELİK VE İLGİ EKİ YANILGISI *

CÜMLENİN ÖGELERİ. YÜKLEM Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye yüklem denir.

Pekiştirilmiş / Pekiştirmeli Özne Üzerine

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

KÜMELER 05/12/2011 0

AÖF İLAHİYAT ÖNLİSANS PROGRAMI 1. KİTAP ÜNİTE 1. Okuma Parçası. Tercüme

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

Sıfat Tamlaması Tanımı. Sıfat Tamlamalarının Özellikleri. Yazı Menu. - Sıfat Tamlaması Nedir. - Sıfat Tamlamalarının Özellikleri

YALIN DURUM KARMAŞASI

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ İSİM TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE CÜMLEDEKİ GÖREVLERİ

YANIT İFADE EDEN EVET, HAYIR VE BENZERİ SÖZCÜKLER ÜZERİNE

Adlar ADLAR (İSİMLER) Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl)

TÜRKÇEDE ROL VE GÖNDERİM DİLBİLGİSİ ÇERÇEVESİNDE AD ÖBEĞİ GÖRÜNÜMLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

CÜMLE BİRİMLERİ ANALİZİNDE YENİ EĞİLİMLER

TÜRKÇE CÜMLE BİL- GİSİ TDE 203U

TÜRKÇEDE ZARFLAR ÜZERİNE

Zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir denir.

İKİNCİ DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE TÜRKÇE DİLBİLGİSİ BETİMLEMELERİNİN GÖRÜNÜMÜ

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Evrensel Dilbilgisi ve Türkçede İstem

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

Transkript:

ÖZET SÖZCÜK TÜRLERİNİN SÖZCÜK ÖBEKLERİYLE İLİŞKİSİ Mevlüt ERDEM Mustafa SARI Geleneksel çalışmalarda sözcük öbekleri ana ve yardımcı unsurlar arasında kurulan çeşitli anlam ilgisi ve yapısal ilgilerden dolayı sayıca fazlalaşır. Fakat sözcük öbeklerinin türünü başın sentaktik kategorisi belirler. Ana unsur olan sözlüksel türler ad, sıfat, zarf, fiil ve edattır ve öbekler de AÖ, SÖ, ZÖ, FÖ ve EÖ dür. Modern dilbilimsel çalışmalar öbek yapılarını da farklı değerlendirir. Modern çalışmalarda cümlenin temelini fiil öbeği oluşturur. Fiil öbeği, sözlüksel kategorilerle birlikte cümlenin gramatik ilişkilerini (özne, nesne vb.) de yansıtır. Fiil öbeğine ait unsurlar belli anlamsal roller de ifade eder. Modern anlayışa göre bir sözcük tek başına bir öbek kurabilir. Anahtar Kelimeler: Sözcük türleri, öbekler, gramatik ilişkiler, anlamsal roller. THE RELATIONSHIP BETWEEN WORD CLASSES AND PHRASAL CATEGORIES ABSTRACT Phrasal categories in traditional studies increase because of the structural and semantic connection between the head and complements. However, the syntactic category of the head identifies the type of a phrasal category. The lexical classes which act as a head are nouns, adjectives, adverbs, verbs and postpositions. Therefore, the phrasal categories are noun phrases, adjectival phrases, adverbial phrases, verb phrases and postpositional phrases. Yrd. Doç. Dr. KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mevluterdem@gmail.com Doç. Dr. Mevlana Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği Bölümü, msari68@hotmail.com

322 M. ERDEM M. SARI Modern linguistic studies evaluate phrasal categories differently. In modern linguistic studies, the essential part of the sentence is verb phrase. Verb phrase reflects lexical categories as well as grammatical relations (subject, object etc.). The arguments which belong to verb phrase express certain semantic roles. Moreover, according to modern linguistic approach, even one word is enough to constitute a phrasal category. Key Words: Word classes, phrasal categories, grammatical relations, semantic roles. 1. Giriş Doğal dilin cümleleri sadece sözlükten seçilen sözcüklerin sıralanmasıyla oluģmaz. Cümleyi oluģturan sözcükler bir düzen, bir hiyerarģi içinde bulunurlar. Aslında bu düzen ve hiyerarģik yapı kurallar seti halinde bir dili konuģanların zihinsel yapılarında vardır. Bu kurallar seti sayesinde doğru sözcükleri seçebilir ve cümlelerin doğruluğuna karar verebiliriz. Söz diziminin görevi zihinsel yapıdaki bu sıralanıģ biçimlerini belirlemek ve ortaya koymaktır. Sözcük türleri, özellikle sözlüksel kategoriler, öbeklerin oluģmasında ve biçimlenmesinde birinci derecede etkilidir. Sözcüklerin yan yana gelerek öbek oluģturmasında sözcüklerin anlamsal değerleri ilgili değil onların hangi sözcük türünden olduklarıyla ilgilidir. Yani sözcüksel kategoriler semantik kategoriler değil, sentaktik kategorilerdir, Bu açıdan bakıldığında Türkçe geleneksel eserlerde sayıları onlarla ifade edilen sözcük öbekleri (kelime grupları) dilbiliminin temel ölçütleriyle büyük oranda örtüģmez. 1 Bu makalede ilk önce sözcük türleri üzerinde durulacak, daha sonra sözcük türlerinin belirlenmesindeki temel biçim bilimsel ve söz dizimsel özellikler ortaya konulacaktır. Sözcüklerin bir anlamsal ilgiden dolayı yan yana gelerek bir öbek oluģturmasının sözcük türleriyle olan doğrudan ilgisine değinilecek ve Türkçede öbek yapının incelenmesinde ve araģtırılmasında sözcüklerin türünün esas alınması gerektiği üzerinde durulacaktır. 1 Geleneksel çalıģmalarda Türkçe sözcük öbekleri onlarla ifade edilir. Bunların sınıflandırılmasında çok çeģitli ölçütler dikkate alınmıģtır. Bu sınıflandırma ölçütleriyle ilgili sorunlar Gökdayı (2010) tarafından ayrıntılı olarak incelenmiģtir.

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 323 2. Sözcükler ve türleri Her dil en azından ad ve fiil gibi iki sözcük sınıfına sahiptir ve bunlar genellikle anlamsal değerlerle tanımlanmıģtır. Ad, fiil, sıfat ve zarflar temel sözcüklerdir (Givón 2001:49). Bu sözcük sınıfları yanında zamirler, edatlar, bağlaçlar ve ünlemler de diğer sözcük sınıflarını oluģturur. Sözcük sınıfları cümleyi meydana getiren asıl unsurlardır ve sözcüklerin ait olduğu sınıfla gramatikal iliģkiler (özne, nesne vb.) de birbirinden ayrıdır. Bu yüzden sözcük türleri gramatik iliģkilerle karıģtırılmamalıdır. Geleneksel yaklaģımların aksine sözcük türlerini belirlemek için daha tutarlı ve mantıksal bulgular gerekir. Dilin sözcük sınıflarını belirleme ancak anlamsal, biçim bilgisel ve söz dizimsel ölçütlere göre yapılabilir (Givón 2001). Biçim bilgisel ölçütler sözcüklerin hangi ekleri aldığıyla ilgilidir (Carnie 2007:40). Örneğin adlar, çekimlenirler ve gerektiğinde türetime girerler. Türetim ekleri sözcüğün hangi sözcük sınıfına girdiği noktasında belirgin ipuçları verir. Bu anlamda sulu (yemek) türetiminde -lx eki isimden sıfat türetmiģtir. Söz dizimsel ölçüt de bir sözcüğün yanı baģındaki sözcüklerin hangi sınıftan olduğuyla ilgilidir. Türkçede adları niteleyen sözcükler adlardan önce gelir ve ada herhangi bir ek almadan bağlanır. Zarflar da sıfatlar gibi söz dizimsel bir ölçütle diğer sözcük türlerinden ayrılır. ġimdi sözcük türlerine biçim bilimsel ve söz dizimsel açıdan kısaca bakabiliriz: Adlar dil bilgisi çalıģmalarında genellikle anlamlarıyla ortaya çıkar. GeniĢ anlamda adlar, anlamsal olarak sınırlandırılmıģ ve özgün birimlerdir. Ağaç, masa, kuş, dağ vb. adlar zaman içinde değiģmezler (veya çok az değiģirler) ve neredeyse aynı Ģeyi ifade ederler. Örneğin ağaç sözcüğü dün de geçen hafta da aynı renkte, aynı büyüklüktedir. Bir sözcüğün ad olup olmadığını onun morfosentaktik özellikleri daha iyi belirler. Morfosentaktik özellikler dağılımsal ve yapısal (distributional and structural) olmak üzere iki baģlık altında incelenir. Bir adın dağılımsal özellikleri onun öbeklerde ve cümledeki yeriyle ilgilidir. Yapısal özellikleri de adın kendi iç yapısıyla ilgili özelliklerdir (durum, sayı vb.) (Payne 1997:33). Adlar veya ad öbekleriyle ilgili kavramsal kategoriler sayı, durum, cinsiyet, iyelik vb.'dir. Bu kategorilerin hepsi veya bir kısmı bir dilde bulunabilir (ayrıntı için bk. Erdem baskıda). Adların dağılımsal özelliklerine bakıldığında adların ad öbeği içinde asıl unsur (baģ) olarak yer aldığı görülür.

324 M. ERDEM M. SARI Adlar, sözcük türlerinin bir ucunda, fiiller de diğer ucunda yer alır (Givón 2001:52). Anlamsal olarak bakıldığında fiiller geniģ anlamda bir olayı, hareketi ifade eden sözcüklerdir. Anlamsal tanımlamanın yanında fiilleri diğer sözcüklerden ayıran önemli yönler vardır. Bunların baģında fiillerin kip ve kiģi ekleriyle çekimlenmiģ olması gelir. Aynı zamanda fiiller de isimler gibi semantik, sentaktik baģ olurlar. Fiillerle ilgili en önemli kavramlardan birisi de fiile bağlı unsurların anlamsal rolleriyle ilgilidir (semantic roles). (Bu rollerin neler olduğu ve söz dizimindeki etkileri bir sonraki bölümde ayrıntılı olarak incelenecektir.) Fiiller de adlar gibi dağılımsal ve yapısal özellikler sergiler. Fiillerin dağılımsal özelliği onların cümledeki konumlarıyla, fiil öbekleri içindeki iģlevleriyle; yapısal özelliği ise fiillerin kendi iç yapılarıyla (kip, kiģi, sayı vb.) ilgilidir (Payne 1997:47). Dilbiliminde sıfatları tanımlamak kolay değildir. Sıfatlar konusunda diller arasında benzerlikler olmakla birlikte farklılıklar da çoktur. Bazı dillerde, örneğin Latincede, sıfatlar isimler gibi durum, cinsiyet ve sayı kategorilerini alırlar (Pustet 2006). Korecede ise sıfatlar, fiiller gibi çekimlenebilmektedir (Grayson 2006, Chank 1996:47). Türkçede sıfat kabul edilen birçok sözcük kolayca isim ve/veya zarf olarak kullanılabilir. Türkçede sıfatları isimlerden ayıracak ölçütler ancak sözdizimiyle belirginleģir. Sözdiziminin verdiği kolaylığa niteleme anlamsal ölçütü eklendiğinde sıfatları diğer sözcük türlerinden ayırt etmek kolaylaģır (Erdem 2009). Sıfatlar biçimbilgisel olarak üstünlük ve en üstünlük derecelerini de yansıtırlar: Sıcak > daha sıcak, en sıcak; büyük > daha büyük, en büyük. Ġsimlerin çoğu bu tür bir derecelendirmeye uğramadıkları söylenebilir: kitap > *daha kitap, *en kitap. Bütün bunlardan hareketle gerçek sıfatların, isimleri niteleyen kelimeler olduğu söylenebilir. Ġsimleri nitelediklerinde sıfatların teklik ve çokluk biçimleri yoktur. Ana görevi fiili nitelemek olan zarflar, anlamsal olarak çok geniģ sözcük grubunu içine alır. Zarflar, dağılımsal özellikleriyle ortaya çıkar. Yani cümledeki konumuyla belirlenir. Cümledeki bulunuģ yeri diğer sözcüklere göre daha serbesttir (Payne 1997:69). Türkçe dilbilgisi kitaplarında zamirler daha çok anlamlı kelimeler sınıfında değerlendirilmiģtir. Fakat zamirlerin birçok özelliği onları görevli kelimeler sınıfına sokar (Radford 1999, Booij 2007, Erdem 2004). Zamir, ardında bir nesne veya kimse kavramı olan, dolayısıyla bir adın yerini tutan kelimedir (Banguoğlu 2004:356). Yani, kendisinden önceki sözcüğü tanımlamadan ve nitelemeden gösterir. Eğer zamirin öncülü (gönderme yaptığı unsur)

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 325 bilinmiyorsa zamirin anlamı tam olarak ortaya çıkmaz. Sözlüklerde zamirlerin anlamları yerine görevleri yer alır. Örneğin Güncel Türkçe Sözlük te (www.tdk.org.tr) ben zamiri teklik birinci kiģiyi gösteren söz ; sen zamiri de teklik ikinci kiģiyi gösteren söz biçiminde açıklanır. Bu durum zamirlerin görevli sözcük olmalarıyla yakından ilgilidir. Türkçede zamirlerin diğer kelime çeģitlerinden görev açısından ayrılmalarını en iyi dönüģlülük zamiri özetler. DönüĢlülük zamirinin öncülü, aģağıdaki cümlelerde olduğu gibi, basit cümlede ana cümle içinde kalırken bileģik cümlelerde iç cümlenin dıģına da taģabilmektedir: a) Ahmet Bey i kendine i daha geniģ bir daire buldu. b) Ahmet Bey i [kendisinin i iģten atılacağını] biliyor. (a) örneğinde yer alan dönüģlülük zamirinin öncülü, cümlenin öznesi olan Ahmet Bey dir. Diğer örnekte ise iç cümlede yer alan kendisinin sözcüğünün öncülü ana cümlenin bir unsuru olan Ahmet Bey dir. DönüĢlülük zamirinin cümle içindeki bu tür iliģkileri zamirlerin görevli kelime olduğunu desteklemektedir (Ayrıntı için bk. Kornfilt 1997). Edatlar, kendi baģlarına anlamları olmayan görevli kelimelerdendir. Bu kelimeler diğer kelimelerle, özellikle isimlerle öbek kurar (adam gibi, kuş kadar) ve anlam iliģkisi oluģtururlar. Kelimelerin edatlara bağlanması bazen eksiz bazen de eklidir. Deve kadar, kum gibi, çocuk için vb. örneklerde edatlar yalın bir ad almıģtır. Bazı hallerde adlar edatlara yönelme durum ekiyle bağlanırlar: eve doğru, rüzgâra karşı, akşama dek Bazıları ise kendilerine ayrılma durum ekli ad ister: pencereden dışarı, dersten sonra, işten dolayı Zamirler de edatlara ilgi durum ekiyle bağlanırlar: benim gibi, senin için, bizim ile. Bağlaçlar ve ünlemler de görevli kelimeler sınıfında yer alırlar. Bu sözcükler adlar, fiiller ve edatların kurduğu öbek yapısını kurmazlar. 3. Türkçede ve dilbiliminde öbekler Bir dili konuģanların zihinsel yapılarında belli kurallar seti vardır. Bu kurallar seti sayesinde doğru sözcükleri seçebilir ve cümlelerin doğruluğuna karar verebiliriz. Söz diziminin görevi zihinsel yapıdaki bu sıralanıģ biçimlerini belirlemek ve ortaya koymaktır. Söz dizimiyle uğraģan araģtırmacının amacı da cümlenin dilbilgisel yapısının doğruluğuna karar vermek ve gramerce doğru olan ve olmayan yapının kurallarını belirlemektir.

326 M. ERDEM M. SARI Doğal dilin cümleleri sadece sözlükten seçilen sözcüklerin sıralanmasıyla oluģmamıģtır. Cümleyi oluģturan kelimeler bir düzen, bir hiyerarģi içinde bulunurlar. Bu düzen basitçe x y'yi sever yapısıyla açıklanabilir. Zihnimizde x ve y yerine sayısız sözcük veya sözcük öbeği gelebilir. Burada ilginç olan Ģey x ve y yerine geçebilecek olan öbeklerin aynı yapıda olduğudur. Yani, Ali kuşları sever veya Kedi ciğeri sever veya Üniversite öğrencileri akademik kitapları sever gibi cümlelerde x ve y yerine geçen sözcükler farklıdır ama öbek iliģkisi açısından aynı öbeklerdir. Cümlelerdeki bu hiyerarģik düzen öbek yapılarının varlığını gösterir (Carnie 2010:17). Cümlenin öbek yapısı (constituent structure, phrase structure) cümledeki sözcüklerin nasıl bir araya geldiğiyle ilgilenir. Öbeklerin oluģumu her ne kadar anlamla ilgili olsa da unsurların dizimsel (syntagmatic) ve paradigmatik özellikleriyle de ilgilidir (Van Valin 2001). Bütün sentaktik öbeklerde öbeğin sentaktik ve dağılımsal özelliklerini sadece bir sözcük karar verir ve grubun anlamı sadece bir kelime üzerine yüklüdür. Birçok durumda grubun sentaktik özelliklerini yansıtan sözcük veya ad sentaktik baģ (syntacytic head); grubun anlamını açıklayan sözcük de semantik baģ (Ġng. Semantic head) olarak isimlendirilir. Genellikle sentaktik ve semantik baģ aynı sözcüktür. Türkçe sola dallanan cümle sentaksına sahip olduğu için baģ (ana unsur) öbeğin sonunda yer alır. Yönetilen öge yöneten ögeden önce gelir (Johanson 2007:42). Yani, Türkçede öbeklerde baģ her zaman sağdadır. Türkçe söz dizimi çalıģmalarında da benzer ayrım yapılır. Bu iliģkiler için genellikle tamlayan tamlanan terimleri kullanılır (Ergin 1985, Karahan 1991). Burada vurgulanması gereken önemli husus bir öbekte baģın, öbeği kuran yegâne öğe olabileceğidir. Yani, bir sözcük bile öbeğin bütün dağılımsal özelliklerine sahip olduğu için tek baģına öbek oluģturabilir. Bu tür bir anlayıģ, bir sözcükten bir öbek oluģabileceği anlayıģı, Türkçenin geleneksel kelime grubu anlayıģıyla ters düģer. Öbeklerin geniģlemesi, baģın tümleci görevini üstlenen baģkaca ögeler yoluyla olur (Uzun 2000:33). Çiçeklerin sarı yaprakları / çiçeklerin yaprakları gibi bir tamlamalarda asıl unsur (veya baģ) yaprakları sözcüğüdür. Bu öbeklerdeki sentaktik baģ, yani yaprakları, isim olma özelliğini bütün gruba yansıtır. Bu özellik bütün öbekler için geçerlidir ve öbek anlayıģının biçimlenmesinde oldukça etkilidir (Payne 2006:94-97). Öbek içi iliģkilerde sözcüklerden biri, yukarıda belirtildiği gibi, öbeğin ana unsurudur (baģ). Diğer sözcük(ler) ana unsura bağlıdır. Ana unsurun ne olduğu onun hangi kelime grubuna bağlı olduğuyla doğrudan iliģkilidir. Ana unsur, anlamsal bir içeriğe/değere

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 327 sahiptir ve öbeğin bütün anlamını çok yakından etkiler. Renkli kertenkele, yangın merdiveni gibi öbeklerde ana unsurlar addır ve bu yüzden de ad öbeğidirler. Devler gibi, denize doğru gibi gruplarda ise ana unsur edattır ve ana unsurun sözcük türü olarak edat olmasından dolayı edat öbeği oluģmuģtur. Dilbiliminde geliģen öbek anlayıģıyla Türkçe kelime grubu anlayıģı arasındaki en büyük fark burada yatar. Ana unsurun sözcük türü olarak hangi türden bir kelime olduğu öbeğin de türünü belirler. Öbeklerdeki ana unsur pragmatik nedenler dıģında düģürülemez, yani zorunlu olarak kullanılmak durumundadır. Bütün dillerde ana unsur (baģ) kendisine sözcük türlerinden bağımlı unsurlar ister. Ana unsuru ad olan bir öbek, kendisine bağımlı olarak ya ad ya da sıfat olan bir unsur alabilir. Öbeklerle ilgili diğer önemli özellik de ana unsura bağlı olan unsurların, Türkçe gibi dillerde, belli durum ekleriyle donatılmıģ olmalarıdır (Tallerman 2005:97). Bir cümlenin yapısı; öbek sınırlarını, sıralamayı ve sözcüklerin sentaktik kategorilerini belirler (Kroeger 2004:12). Cümledeki öbek yapıyı göstermek için ya köģeli ayraçla ayrım ya da ağaç çizme yöntemi kullanılır. Ağaç çizimi, söz dizimi eserlerinde gruplar arası iliģkiyi görsel açıdan daha iyi yansıttığı için çok tercih edilir. Basit bir ağaç çizimi aģağıdaki gibidir: A B C Böyle bir gösterim, Ģekilde de görüldüğü gibi, bazı birleģim noktalarına (düğümlere) sahiptir. En üstte bulunan nokta A noktası, diğer ikisi de B ve C dir. B ve C noktaları kız kardeģtir. Bu yapı, iki bölümden oluģan bir öbek yapıyı yansıtır. Basit bir ağaç çiziminde ad (A), sıfat, fiil, edat, zarf ve bağlaç gibi sözcük sınıfları; ad öbeği (AÖ), sıfat öbeği (SÖ), fiil öbeği (FÖ), edat öbeği (EÖ) ve cümle (C) gibi sentaktik kategoriler kullanılır. Cümledeki bir yapı tek bir düğümün altındaki bütün veriyi gösterir (Kroeger 2004:12). Konunun daha iyi anlaģılması için dağ gibi ve küçük parkın kum bahçesi gibi yapıları aģağıdaki gibi gösterebiliriz:

328 M. ERDEM M. SARI AÖ EÖ AÖ AÖ A E S A A A dağ gibi küçük parkın kum bahçesi Bir dilde ağaç yapının / çiziminin dilbilgisel açıdan doğru olduğunu öbek yapı kuralları ve sözlük belirler. Öbek yapı kuralları mümkün olan ana (baģ) ve kız kardeģ düğümlerinin birleģmiģ biçimlerini gösterir. Örneğin Türkçedeki edat öbeği yapısının kuralı aģağıdaki basitleģtirilerek verilebilir: EÖ A /(AÖ) E Öbek yapı kuralları mümkün olan ağaç çizimi yapısını belirler. Fakat cümlenin gerçek kelimeleri sözlükten (konuģanın zihin sözlüğünden) seçilir. Bu sözlük bir sözcük listesi olarak algılanmamalıdır. Her bir sözcüğün sözlüksel bir kimliği/listesi (lexical entry) vardır. Bu sözcüksel kimlikte kelimenin söyleniģi, anlamı ve gramatikal özellikleri kayıtlıdır. Sözcüğün sözlükteki gramatikal özellikleri sözcüğün kullanıldığı içeriği denetler. Bu gramatikal özelliklerin baģında sözcük türünün sentaktik kategorisi vardır (Kroeger 2004:14). Yukarıdaki bulguları Türkçe söz dizimine uyguladığımızda karģımıza ad, fiil, sıfat, zarf ve edat gibi sözlüksel kategorilerden oluģmuģ bir öbek yapısı ortaya çıkar. Yani, sözlüksel kategoriler kadar sözlüksel kategorisi vardır. Bunlar da ad öbeği, fiil öbeği, sıfat öbeği, zarf öbeği ve edat öbeğidir. ġimdi sırasıyla bu öbek yapılarına daha yakından bakabiliriz: Ad öbeği Bir ad öbeği çok karmaģık yapıda olabilir. Basit bir ad öbeği sadece bir ad, bir zamir ve bir sıfattan oluģabilir. Ad öbekleri, cümlede yüklemin bir unsuru iģleviyle karģımıza çıkar ve anlamsal veya sözdizimsel iģlevlerine göre sınıflandırılabilir. Yüklemin temel unsurları olan özne ve nesne genellikle ad öbeklerinden oluģur ve bunlar anlamsal rolleri de doğal olarak yansıtırlar. Ad öbeklerinin anlamsal rolleri hangi fiilin unsuru olduğuyla ilgilidir (Tallerman 2005:40). Ġsimler, bazı dillerde görevli kelimelerle de birliktelik

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 329 oluģtururlar (Ġngilizcedeki the/a gibi kelimelerle), fakat Türkçede böyle bir gramatikal kategori yoktur. Sıfatlar da bir ad öbeğinde yardımcı unsur olabilir. Türkçede en küçük bir ad öbeği baģ adın bir sıfat, bir belirtili ad veya bir belirtisiz ad ile birlikteliğine dayanır (Uzun 2000:33). Fiil öbeği Fiil öbeği (veya eylem öbeği) ise dilbilim kitaplarında gördüğümüz diğer bir öbek çeģididir. Bir fiil öbeği bir fiil, fiile bağlı zorunlu unsurlar ve fiili niteleyen zarf unsurlarından oluģur (Göksel ve Kerslaka 2005:139). Türkçe yazılan geleneksel gramerlerde veya söz dizimi kitaplarında yer alan fiil grubu dilbilimindeki yapıdan oldukça farklıdır. Ergin (1985:395) fiil grubunu isim-fiil ekleriyle kurulan yapılar (çarşıya gitmek, uzağı görme, yolcuları sabahleyin şehirden hava alanına götürmek) olarak değerlendirir. Fiillere biçimbilimsel ve sözdizimsel anlamda sadece anlamsal olarak hareket ifade eden kelimeler tanımıyla yaklaģmak yanlıģtır. Bu anlamsal yaklaģımın yanı sıra fiiller kiģi ve kip ifadesi taģıyan ve aynı zamanda kendilerine zorunlu unsur (özne, nesne vb.) isteyen ve cümlenin temel taģı olan unsurlardır. Tümleçler ve yüklem çekirdeğinden bağımsız unsurlar esas olarak yüklem çekirdeğinden önce gelirler. Sıfat, ilgi, sıfat-fiil gibi unsurlar, dahil oldukları ad öbeklerinde temel ögeden önce gelirler (Johanson 2007:42). Fiilleri diğer sözcük türlerinden ayıran en önemli özellik fiillerin kendi unsurlarını seçmesidir. Buna fiilin yönetim çerçevesi (argument structure) adı verilir. Fiiller bu açından bakıldığında fiillerin hangi unsurları alacağı sorusu akla gelir. Bazı fiiller Çocuk güldü bir örneğinde olduğu gibi nesne almazlar. Görevli çiçekleri suladı gibi bir kullanımda ise sula- gibi fiiller nesne alırlar ve gramerde bu tür fiiller geçiģli fiiller olarak isimlendirilir. Bazı fiiller belirtme durum ekli nesneyle birlikte yönelme durum ekli dolaylı nesne (indirect object) de alırlar. Mektubu Ali'ye gösterdim ve Hizmetçi-ye bir palto vereceğiz cümlelerindeki yönelme durum ekli unsurlar dolaylı nesnedir (Lewis 2000:35, Erkman-Akerson 2008, Underhill 1976:68). Banguoğlu (2004:527) yönelme durum eki isteyen bazı fiillerin nesnelerine (Hemşire hastaya bakıyor, Bu çocuğa kıymayın Kamyon bir ineğe çarptı.çocuklar erkenden işe başladılar.) kime halli nesne adını verir. Bu temel unsurlar yanında fiillerin baģka unsurları aldıkları da görülür. (Ayrıntı için bk. Erkman-Akerson 2008). Fiilin yönetim çerçevesi yukarıda fiiller bahsinde verdiğimiz anlamsal rollerle de yakından ilgilidir. Sözlüksel-ĠĢlevsel Gramer (Ġng.

330 M. ERDEM M. SARI Lexical-Functional Grammar) teorisine göre ye- ve sev- fiilleri kendilerine iki unsur ister ve gösterimi de aģağıdaki gibidir: ye- <edici, etkilenen> özne nesne sev- <deneyimci, uyaran> özne nesne Böyle bir gösterimde ye- fiili EDĠCĠ bir özne ve ETKĠLENEN rolünde bir nesne alır. Sev- fiili de DENEYĠM rolünde bir özne, UYARAN rolünde olan bir nesne alır. Yukarıdaki gösterimden de anlaģılacağı gibi söz konusu fiillerin aldığı unsurlar anlamsal değerleriyle iģaretlenmiģtir. Yönetim çerçevesi cümlenin temel gramatikal özelliklerini belirlediği için söz dizimi açısından önemlidir. Aynı zamanda yönetim çerçevesi anlamla da ilgilidir. Fakat cümlenin bütün anlamını yansıtma amacını da göstermeyi hedeflemez (Kroeger 2004:7). Bu yüzden bu gösterimde fiilin zorunlu unsurları dıģındaki seçimlik unsurlar yer almaz. Cümlede gramatik iliģkileri gösteren özne, nesne ve tümleçler belli anlamsal rolleri de yansıtırlar (Erdem 2006). Fiilin anlamsal rolleri arasında EDĠCĠ (agent), KONU (theme), GÜÇ (force), ARAÇ (Instrument), DENEYĠMCĠ (experince), ALICI (recipient), ETKĠLENEN (patient) vb. sayılabilir (Payne 2006, Kroeger 2004, Uzun 2000). Anlamsal rollerden EDĠCĠ rolü, canlı ve iģin baģlatıcısı sayılan aktördür/edicidir (Van Valin 2001:24). EDĠCĠ rol bilinçlidir, bir irade ile hareket eder ve yaptığı iģte görülebilen bir etki oluģturur ve olay onun kontrolünde geliģir. Çocuk sütü içti örneğinde çocuk EDĠCĠ rolündedir. Bazı araģtırmacılar ETKĠLENEN rolüyle KONU rolünü beraber almalarına rağmen bunlar Van Valin in çalıģmalarında ayrı birer anlamsal rol olarak değerlendirilir. KONU rolü anlamsal olarak etkilenen rolüyle aynıdır. Fakat etkilenen rolünden bir yere yerleģtirilmiģ veya yer değiģikliğine uğramıģ olma yönüyle farklılaģır. Aynı zamanda sahiplenilen veya sahipliği değiģen nesneleri de gösterir. AĢağıdaki örneklerde nesne konumunda yer alan kitabı kelimesi ETKĠLENEN rolünde değil KONU rolündedir. Çünkü sahipliğin değiģtiğini göstermektedir. Aynı Ģekilde (b) örneğinde de kitabı kelimesi yer değiģtirmeyi gösterdiğinden KONU rolündedir.

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 331 a) Ali Veli ye kitabı verdi. (KONU) b) Ali kitabı masaya koydu. (KONU) KONU rolü genellikle koy-, yerleştir-, ver-, gönder-, satın alvb. fiillerle ortaya çıkmaktadır. ETKĠLENEN rolü bir durumda veya Ģartta olan veya bir durum değiģikliğine uğrayan rolü ifade eder. ETKĠLENEN rolü daha çok öldür-, kır-, yıka- vb. gibi fiillerle ortaya çıkar. GÜÇ rolü bir iģi bilinç dıģı, istem dıģı yapan baģlatan roldür (Payne 2006:105). Rüzgâr esiyor örneğinde rüzgâr GÜÇ rolündedir. DENEYĠMCĠ rolü ise zihinsel (duygusal vb.) deneyim yaģayan unsuru ifade eder. Ali Ayşe yi seviyor örneğinde Ayşe rolü DENEYĠMCĠ rolünü üstlenmiģlerdir. Gramatikal olarak dolaylı nesne veya özne konumunda olabilen rol ALICI rolüdür. Ali Veli ye kitabı verdi örneğinde Veli ye ALICI rolündedir. Zikredilmesi gereken rollerden birisi de ARAÇ rolüdür. Terlikle örümceği öldürdü örneğinde olduğu gibi bir iģin veya durumun neyle yapıldığını gösterir. Sıfat öbeği Yukarıdaki bölümlerde sıfatların ad öbeklerinde yardımcı unsur olarak görev aldıkları söylenmiģti. Sıfat öbeği olan yapılar sıfatların yardımcı unsur oldukları yapılardan oldukça farklıdır. Yeşil yaprak, çok yeşil yaprak gibi öbekleri düģünelim. Bu tamlamalar görünüģte birbirine benzese bile farklı yapılardır. Ġlk örnekte yeşil, yaprak adını nitelemektedir. Fakat ikinci örnekte çok sözcüğünün yaprak sözcüğü ile bir anlam ilgisi yoktur. Bu yüzden *çok yaprak öbeği yanlıģtır. Çok sözcüğünün ilgisi yeşil sözcüğüyledir. Bu yüzden çok yeşil öbek olarak ismi nitelemektedir. Bu yapılarla ilgili aģağıdaki basitleģtirilmiģ çizim yapılabilir: AÖ SÖ A ZÖ S Z çok yeģil yaprak

332 M. ERDEM M. SARI Türkçede bir sıfatın tipik öbek geniģlemesi, sınırlı sayıdaki dereceleme zarfıyla olur: en genç, çok olgun. Sıfat öbeğinin, çeģitli durum ekleri almıģ ad soylu sözcüklerle geniģlediği de görülür: vatanına bağlı, gözlerden ırak (Uzun 2000:35). Fiiller ve edatlar kendilerine zorunlu unsur isterler ama sıfatlar zorunlu unsur istemesi az rastlanan bir durumdur. Ġngilizcede fond of fruit / good at spelling vb. durumlarda sıfatlar zorunlu unsur almıģlardır (Tallerman 2005:103). Zarf öbeği Sözcük türleri içinde zarflar ve sıfatların özel bir yeri vardır. Sıfatlar ve zarflar bazı açılardan birbirine benzer. Daha önceki bölümlerde sıfatların isimlerle birleģerek isim öbekleri oluģturdukları söylenmiģti. Geleneksel çalıģmalarda bir zarf öbeğinden bahsedilmez. Dilbilimde sözcüklerin tek baģlarına da bir öbek yapının ana unsuru olabileceği prensibinden dolayı Uzun (2000:36) zarfların genellikle tek sözcüklü öbekler (yavaş, çok, az, ileri. ) kurduğunu ve bir zarf öbeğinin geniģlemesinin baģka zarflarla (çok yavaş, daha hızlı, daha önce) gerçekleģtiğini belirtir. Edat öbeği Edatların dildeki en temel görevlerinden birisi zaman ve yerle (mekânla) ilgili bilgileri iģaretlemesidir. Edat öbekleri zarf görevinde de bulunabilir. Durum ekinin zengin olarak kullanıldığı dillerde edatlar ve durum ekleri birbirleri yerine kullanılabilir: Hasan için / Hasan'a. Edat öbekleri sentaktik baģ olurlar, fakat anlamsal baģ olamazlar (Payne 1997:124). Bu açıdan yukarıdaki diğer öbeklerden ayrılırlar. Özetle, aģağıdaki tablo, yukarıda anlatılan sözlüksel kategorilerin öbek kategorilerle olan iliģkisini basitçe özetler: Sözlüksel kategori Ad Fiil Sıfat Zarf Edat Öbek kategorisi Ad Öbeği Fiil Öbeği Sıfat Öbeği Zarf Öbeği Edat Öbeği Tablo 1. Sözlüksel kategoriler ve öbek kategori iliģkisi

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 333 4. Sonuç Dilbiliminde söz dizimiyle ilgili konuların/sorunların farklı teorilerle derinlemesine araģtırıldığı bir dönemde Türkçenin temel söz dizim konuları dilbilim teorilerinden, dilbilimsel anlayıģından oldukça uzak kalmıģtır. Bu yazıda söz diziminin temel kavramlarından hareket edilerek sözcük öbeklerinin sözcük türleriyle olan yakın bağlantısına değinilmiģ ve gelecekte yapılacak söz dizimi çalıģmalarının yönü birazcık da olsa belirlenmeye çalıģılmıģtır. Geleneksel çalıģmalarda sözcük öbekleri ana ve yardımcı unsurlar arasında kurulan çeģitli anlam ilgisi ve yapısal ilgilerden dolayı sayıca fazlalaģır. Fakat sözcük öbeklerinin tanımlanmasında önemli olan özellik ana unsurun, yani baģın, sentaktik kategorisidir. Dillerde kurulan öbek yapılara bakıldığında ana unsurun çok farklı sözcük türlerinden oluģmadığı, sözlüksel kategorilerden oluģturduğu söylenebilir. Ana unsur olan sözlüksel sınıflar ad, sıfat, zarf, fiil ve edattır ve öbekler de AÖ, SÖ, ZÖ, Fö ve EÖ dir. Dillerde bu öbekler dıģında, bu yazıda bahsedilmeyen, iģlevsel (gramatik iģlevi olan) öbekler de bulunur. Geleneksel çalıģmalarla modern çalıģmaların öbek yapıları değerlendirme biçimleri de farklılaģır. Modern çalıģmalarda cümlenin temelini fiil öbeği oluģturur. Fiil öbeği, sözlüksel kategorilerle birlikte cümlenin gramatik iliģkilerini (özne, nesne vb.) de yansıtır. Fiil öbeğine ait unsurlar anlamsal rollerle de ilgilidir. Modern öbek anlayıģının geleneksel anlayıģtan farklılaģtığı diğer bir yön de tek bir sözcüğün tek baģına bir öbek kurabileceği kuralıdır. KAYNAKÇA BANGUOĞLU, Tahsin (2004). Türkçenin Grameri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. BOOIJ, Geert (2007). The Grammar of Words: An Introduction to Linguistic Morphology, Second edition, Oxford: Oxford University Press. CARNIE, Andrew (2007). Syntax: A Generative Introduction, Second Edition, Blackwell Publishing. CARNIE, Andrew (2010). Constituent Structure, Second Edition, Oxford: Oxford University Press.

334 M. ERDEM M. SARI CHANK, Suk-Jin (1996). Korean, Amsterdam: John Benjamins Publishing. DEMĠR, Nurettin ve YILMAZ Emine (2010). Türk Dili El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları. ERDEM, Mevlüt (2004). Zamirler Anlamlı Kelimeler midir Yoksa Görevli Kelimeler mi?, Türk Dili, Sayı: 641, s. 444-449. ERDEM, Mevlüt (2006). Türkçede Gramatikal ĠliĢkiler ve Anlamsal Roller Büyük Türk Dili Kurultayı, 26-27 Eylül 2006, Ankara: Bilkent Üniversitesi. ERDEM, Mevlüt (2009). Biçim Bilgisi, Nurettin Demir ve Emine Yılmaz (ed.) Türk Dili Yazılı ve Sözlü Anlatım, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, s. 91-107. ERDEM, Mevlüt (baskıda). Türkçede çekim ve yapım eklerinin özellikleri ve sınırları bilig. ERGĠN, Muharrem (1995). Türk Dil Bilgisi, Ġstanbul: Boğaziçi Yayınları. ERKMAN-AKERSON Fatma (2008). Dile Genel Bir BakıĢ, Ġstanbul: Multilingual. GIVÓN, Talmy (2001). Syntax: An Introduction I, Amsterdam: John Benjamins Publishing co. GÖKDAYI, Hürriyet (2010). Türkiye Türkçesinde Öbekler, Turkish Studies Volume 5/3, s. 1297-1319. GÖKSEL, Aslı ve KERSLAKE Celia (2005) Turkish: A Comprehensive Grammar, London: Routledge. GRAYSON, J. H. (2006). Korean K. B. (ed.) içinde, Encyclopedia of Language & Linguistics, Elsevier Ltd., s. 236-238. JOHANSON, Lars (2007). Türkçe Dil ĠliĢkilerinde Yapısal Etkenler (Çev. Nurettin Demir), Ankara: Türk Dil Kurumu.

Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 335 KARAHAN, Leyla (1991). Türkçede Söz Dizimi, Ankara: Akçağ Yayınları. KORNFILT, Jaklin (1997). Turkish, London and New York: Routledge. KROEGER Paul R. (2004). Analyzing Syntax: A Lexical-Functional Approach, Cambridge: Cambridge University Press. LEWIS, Geoffrey (2000). Turkish Grammar, Oxford: Oxford University Press. PAYNE, Thomas E. (1997). Describing Morphosyntax: A guide for Field Linguists, Cambridge: Cambridge University Press. PAYNE, Thomas E. (2006). Exploring Language Structure, Cambridge: Cambridge University Press. PUSTET, R. (2006). Adjectives, K. B. (ed.) içinde, Encyclopedia of Language & Linguistics, Elsevier Ltd., s. 60-63. RADFORD, Radford vd. (1999). Linguistics: An Introduction, Cambridge: Cambridge University Press. TALLERMAN, Maggie (2005). Understandign Syntax, London: Hodder Arnold. UNDERHILL, Robert (1976). Turkish Grammar, Cambridge, Massachusetts: The Massachusetts Institute of Technology. UZUN, Nadir Engin (2000). Anaçizgileriyle Evrensel Dilbilgisi ve Türkçe, Ġstanbul: Multilingual. VAN VALIN, Robert Jr. (2001). An Introduction to Syntax, Cambridge: Cambridge University Press.