İKİLİ İLİŞKİLER VE YAKIN İLİŞKİLER



Benzer belgeler
KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Kişilerarası İlişkiler

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ


Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Ön yargılar, eski yanlış bilgiler yıkılıyor. Yeni bir anlayış geliyor. Kendinizi ifade edebileceğiniz yeni yaratıcı alanlar geliyor.

Mehmet Teber

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

Evliliğin Yazısız Kuralları!..

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ NDEN YRD. DOÇ. DR. TAYFUN DOĞAN İLE MUTLULUK TEMALI HOŞ BİR SÖYLEŞİ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Yaprak Özer İndeks İçerik İletişim Danışmanlık CEO. Öncelikleriniz iletişim stratejinizi de değiştirir

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA

Toplumsal Etki ve Uyma

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

İlişkilerin Önemi 1. Çekicilik ve İlişki Gelişimi 19 İÇİNDEKİLER. İlişkilerin Önemi Hakkında Ne Biliyoruz? 2 Ait Olma Gereksinimi 3

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Örnek Tarot Okuması

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

AİLE PİRAMİDİ = EVLİLİK 2

AÇEV AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI

ŞEFKAT TE DEĞERLER EĞİTİMİ

Düşüncenin gücü ile istediğimiz şeylere sahip olabiliriz.

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

Çocuklarınıza sorun çözme becerisi kazandırma konusunda yol göstermeyi amaçlayan bültenimizin sizlere faydalı olması dileğiyle

ÜNIVERSITE BURSU VEREN KURUMLAR HANGILERIDIR? BURS SARTLARI NE...

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

EN BEĞENİLENLER 70 CAPITAL 12 / _071_072_CP_12.indd 2 11/26/16 6:44 PM

21. Yüzy lda Yafll l k Yeni Bir ktisadi Güç

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

kavramının inşa edilmesi

S. 115 ARTI YÖN. Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel. Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

BRIC ÜLKELERİ VE TÜRKİYE FEYZULLAH ALTAY

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

Havacılıkta İnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA


ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

1. Hafta İlişkilerin Önemi

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Yeni Performans Yönetmeliği neler içeriyor? Ne zaman yürürlüğe girecek?

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Benimle Evlenir misin?

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com

Meslekleri Tanıtma Kulübü

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

Proje: COMPASS LLP-1-AT-LEONARDO-LMP. Proje hakkında açıklayıcı bilgiler


Merhaba, (PSİART bilimsellik, gönüllülük ve sürdürebilirlik ücretsiz PSİART Eğitim Koordinatörlüğü

MOTİVASYON. Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Bayraktar

'Yaşam, seçimler üzerine kurulu'

SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ VELİLERE ÖNERİLER

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

EBEVEYNLİĞE GEÇİŞ HAKKINDA...

Kadınlar Ne İster? Erkekler Ne Verir?


MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DAÜ-PDRAM

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Otizm Farkındalık Ayı Konferansı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖĞRENCİ

Transkript:

İKİLİ İLİŞKİLER VE YAKIN İLİŞKİLER Konuşmacı: Yrd. Doç. Dr. Ayda Büyükşahin; Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümü Tarih: 15.04.2009 Süre: 44:47 Yer: Atılım Üniversitesi Seyhan Cengiz Konferans Salonu Mustafa Kömürcü: Üniversitemizin 2009 Akademik Yılı Bahar Dönemi etkinlikleri kapsamında Psikoloji Bölümümüzün ve Psikoloji topluluğunun birlikte organize ettikleri ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Ayda Büyükşahin in sunacağı İkili İlişkiler Ve Yakın İlişkiler konulu konferansa hepiniz hoş geldiniz. Değerli hocama da huzurunuzda teşekkür ediyorum. Zahmet verdi emek verdi üniversitemizi onurlandırdı. Konferanslarını sunmak üzere kendilerini kürsüye davet ediyorum. Yrd.Doç.Dr.Ayda Büyükşahin: Ben Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Yrd.Doç.Dr. Ayda Büyükşahin. Sosyal Psikologum özellikle çalışmalarım yakın ilişkilerle ilgili; yakın ilişkilerde bağlanma, bağlanma stilleri, ilişkiyi sürdürme nedenleri kötü giden bir ilişkiyi neden sürdürürüz gibi çatışmacı çatışmaya yönelik konularla ilgileniyorum. Bugün de sizlere özellikle yakın ilişkiler, aslında close relationship diye geçiyor bunun içine anne baba çocuk ilişkisi ve arkadaşlık ilişkisi, iş ilişkisi de giriyor. Ama bizim bugün özellikle vurgulamak istediğimiz daha çok romantik ilişkiler. İkili ilişkiler bağlamında yakın ilişkiler konusuna değineceğiz. Özellikle üniversite öğrencileriyle ilgili yapılan araştırmalarda sizin için en önemli olan yakın ilişkiniz hangisi diye sorduğumuzda aldığımız yanıtların büyük bir çoğunluğu romantik ilişkilerinin ve duygularının çok önemli olduğuydu. O yüzden bugün sizinle ikili ilişkiler bağlamında bir ilişki neden sürer ya da bir ilişkinin sürmesinin temel belirleyicileri nelerdir, bunlar hakkında konuşacağız. Bir ilişkiyi sürdürme isteği yani bir ilişkiye bağlanım öncelikle nedir? Bir şekilde ilişkiyi sürdürme isteğimizdir, bilinçli olarak ben bu ilişkide varım, ben bu ilişkiyi sürdürmek istiyorum altında bizim bilinçsel olarak verdiğimiz bir karardır. İlişkiyi sürmeye ilişkin çok sayıda kuram var. Bugün size sadece literatürde göze çarpan ve temel açıklamaları olan kuramlardan biraz bahsedeceğiz. Bunlardan ilki yatırım modeli, bir ilişkiyi eğer sürdürmek istiyorsak bunun bir takım belirleyicileri vardır. Her şeyden önce o ilişkiden aldığımız doyum bir ilişkide olup olmamamızı belirler. İkincisi; ben bu ilişkide olmasam başka bir ilişkide daha fazla mutlu olabilir miyim? Diğer seçenek ilişkileri nasıl değerlendiriyoruz. Bunu da seçeneklerin niteliğini değerlendirme olarak isimlendirdik. Eğer ki var olan ilişkimizde ben bir başkasıyla birlikte olsam daha fazla mutlu olurdum gibi bir şey söylüyorsanız yeni bir seçenek tanımında o ilişkiyi bitirme olasılığınız çok yüksek. Üçüncü belirleyici olan ise ilişkiye yapılan yatırımlar dedik bu yatırımlar neler olabilir? Fedakarlıklar, O kadar nazını çektim daha da artık katlanırım. Bir işte yapılan özveriler bedeller olabilir. Uzun zaman geçti. Evet, uzun zamandır birlikte olmak. Bu saydıklarımızın hepsi ilişkiye yapılan yatırımlar. İlişki de olunmasıyla beraber ilişkiye koyduğunuz her türlü özverilerimiz bedellerimiz ne kadar çok bir ilişkiye yatırım yaparsanız o kadar çok o ilişkiye bağlanma düzeyiniz artar. Bir diğer model ise özellikle bir ilişkinin sürmesiyle ilgili olarak evlilik saygınlığı modeli ve bu modele göre de bir ilişkiye bağlanmayı belirleyen üç belirleyici var. İlişkinin çekiciliği, yatırımda ilişki doyumu başlığı altında yer alıyordu burada da ilişkiyi nasıl algılıyoruz yine doyumlu ilişkiliyle ilgili bir boyut. 1

İkincisi seçeneklerin çekiciliği, üçüncüsü ise dışsal engeller. Bir diğer model ise yine üçlü bağlanım modeli olarak geçiyor literatürde. İlk olarak; ben bu ilişkiyi sürdürmek istiyorum. İlişkiye olan kişisel bağlanımımızın bir göstergesidir. İkincisi, bu ilişkiyi sürdürmeliyim. Birazcık daha zorunluluğun araya girdiği bir aşama. Ahlaki bağlanım ise bu ilişkiyi sürdürmek zorundayım gibi biraz daha böyle zorundalığın ön planda olduğu bir boyut. Özellikle bu üç saydığımız genel olarak baktığımızda üç kuramın da temelini oluşturan başka kuram var. Karşılıklı bağlanımlılık kuramı olarak isimlendirdiğimiz kuram. Bu kurama göre bir ilişkideki temel belirleyiciler vardır bunlardan ilki ödül. Bir ilişki bizim için ödüllendirici mi, ilişkiden doyum alıyor musunuz gibi bu ilişkide var olmaktan dolayı ne gibi ödüller elde ediyorsunuz, bu ilişkide kalma üzerinde çok belirleyici bir boyut. İkincisi biraz önce saydıklarımız aslında ilişki için ödediğimiz şeyler fedakarlıklar zaman vs. bunlar da sizin ilişkideki bedelleriniz, ödülle bedelin farkı ise bizim kazançlarımız bir ilişkiden maksimum düzeyde kazanç elde ederseniz o ilişkiyi sürdürme olasılığınız çok yüksektir. Eğer ki ödülleriniz ile bedelleriniz arasında bir orantısızlık algılarsanız yani bir ilişkide çok az ödül elde ettiğinizi düşünüp buna karşılık çok fazla bedel ödediğinizi düşünürseniz bir dengesizlik hissedeceksinizdir ve büyük ihtimalle eninde sonunda o ilişkiyi bir yerden bitecektir sona erecektir. Biz ödül ve bedel farkını ise kazanç olarak isimlendirdik. Bir diğer boyut ise karşılaştırma düzeyi bu karşılaştırma düzeyinden kast edilen şey aslında kişilerin bugüne kadar ki ilişki deneyimleri doğrultusunda oluşan bir boyut. Bugüne kadar bunu böyle bir ölçek üzerinden düşünecek olursanız şuan ki ilişinizi nereye koyuyorsunuz. Ve genelde bunun yükselme eğiliminde olması gerekir. Tabii ilişkinizi o ölçek üzerinde nereye koyduğunuz sizin daha önceki deneyimleriniz, beklentileriniz, arkadaşlarınızın çevrenizdeki diğer insanların ilişkilerini nasıl değerlendirdiğiniz belirliyor. Eğer ki şuanda ilişkinizi koyduğunuz yeri daha önceki ilişkinizle karşılaştırıp daha yükseğe koyarsanız, bu ilişkiden doyum alma çok yüksek olur. Kimi zaman gündelik dilde konuşuyoruz daha önceki ilişkileriyle karşılaştırma yapmak gibi cümleleri çok sık kullanırız. Oysaki aslında beynimiz bilinçlerimiz kendiliğinden otomatik olarak hep bir karşılaştırma yapma içerisinde ve genellikle de biz bunu karşılaştırarak şuan ki ilişkimizden doyum alıp almadığımızı belirliyoruz. Diğer boyut ise seçenekler için karşılaştırma düzeyi ise bu bir başka ilişki olabilir. Yalnız kalmak olabilir. Eğer var olduğumuz ilişkide doyum almıyorsanız bir başkasıyla olsam daha mutlu olurum diyorsanız büyük ihtimalle ya da yalnız olmayı tercih edebilirsiniz bu da sizin ilişki istikrarlılığınızı olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle bu iki boyut karşılaştırma düzeyi şuan ki ilişkinizi nereye koyuyorsunuz. İkincisi ise seçenekler için karşılaştırma düzeyi her ikisinin de özellikle ilişkinin niteliğini değerlendirmede belirleyici olduğunu görüyoruz, ancak bunun ikisi aslında farklı kavramlar ilki mutlu muyum sorusunu sorduğunuzda genelde kişiler karşılaştırma düzeyini kullanır. Ancak ben bu ilişkiyi sürdürmeli miyim diye baktığımızda ise seçenekler için karşılaştırma düzeyini kullanırız. Konuşmanın başında demiştik ki yatırım modeli var ve bu model özellikle ilişki istikrarını açıklamada çok etkili bir kuram. Rusbult un yatırım modeline göre ilişki doyumu seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve ilişkiye yapılan yatırımları daha sonradan eklenmiştir. İlişkiye yapılan yatırımlar neden sonradan eklenmiştir. Çünkü çok fazla mutsuz ilişkinin sürdüğünü görebiliyoruz. Pek çok kişi ilişkisinden doyumsuz olabilir ama başka seçeneklerin olduğunu da bilebilir. Ama yine de ilişkisini sürdürmek ister kötü giden bir ilişkiyi sürdürmemizde belirli olabilecek yardımcı olabilecek bir başka boyut ilişkiye yapılan yatırımlar. Çok duyulmuştur çocuklarımız uğruna ilişkimizi sürdürüyorum gibi. Burada aslında çocuklar ilişkiye yapılan yatırımlardır. 2

O yüzden bu üç boyutun ilişkileri sürdürmede belirleyici olduğu görülüyor. Bu yatırımları biz içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayırabiliyoruz. İçsel yatırımlar zaman alabiliyor ruhsal çapı olabilir. Kendini açma olabilir. Dışsal yatırımlar ise karşılıklı arkadaşlıklar olabilir. Paylaşılan anılar olabilir, maddi yatırımlar ortak etkinlikler vb. sayılabilir. Özelikle yatırım dediğimizde sadece madde ya da finansal boyutlar aklınıza gelmeyecek ilişkide olunmasından dolayı kazandığımız aslında her şey diyebiliriz. Özellikle ilişki bitmesiyle yaşadığımız üzüntünün kaybın bir nedeni de bu ilişkide olunmasından dolayı kazanmış olduğumuz yatırımlardan vazgeçmek zorunda oluşumuzdur. Özellikle bu yatırımlardan vazgeçmek istemiyorsanız büyük bir ihtimalle ilişki bittikten sonra bile halen o ilişkide olma konusunda kendinizi güdüleyebilirsiniz. O halde şunu söyleyebiliriz ki bu yatırım modeli bağlamında bir ilişkiden alınan doyum yüksekse başka birisiyle beraber olmayı yani bir seçeneği olumsuz değerlendiriyorsak ve ilişkiye yapılan yatırımlar fazla ise bu ilişki istikrarlığında ilişkiyi sürdürme yönünde istekliliğimizi belirliyor. İlişkilerle ilgili olarak bir başka model kişisel bağlanım burada eşin, ilişkinin çekiciğini ilişkisel kimlik, özellikle ilişkisel kimlikten kastettiğimiz şey bir ilişkide var olmakla beraber ben yerine biz gibi kavramları kullanabiliyorsanız bu kastediliyor, yani karşılıklı bağımlılık düzeyiniz artıyorsa büyük bir ihtimalle o ilişkiden aldığınız doyum da pozitif yönde artacaktır. Bu ilişkiyi sürdürmek istiyorum gibi bir vurgu var. Yapısal bağlanımda diğer modeldeki seçenekler için karşılaştırma modeline denk gelen bir boyut mevcut ilişki dışındaki seçenekler özelikle pek çok mutsuz ilişkinin sürmesinin nedeni gerçekten bu boyutta çok belirleyici çünkü kötü giden bir ilişki bile ilişki olmasından dolayı zaman zaman o ilişkide kalabiliyoruz. Çünkü en azından ara ara olsa da aranmak hayatınızda birinin olması ve benzeri gibi durumlar kişi için bir doyum olabiliyor. Ancak daha iyi bir seçenek bulabileceğinize inanıyorsanız büyük ihtimalle o ilişkiyi bitirme durumunuz özellikle yeni bir ilişki durumunda bitirme durumunuz daha yüksek. İlişkide kalmaya yönelik sosyal baskılar olabilir. Yine ilişkiyi bitirmenin zorlukları geri alınamayan yatırımlar da belirleyici olabilir. Burada ise bu ilişkiyi ben sürdürmek zorundayım gibi bir vurgu ön plana çıkıyor. Bu ahlaksal bağlanım ise daha çok boşanmama yönünde ahlaksal zorunluluklar, biraz daha toplumun baskısını görebiliyoruz. Özellikle kültürlerin yüksek olduğu kültürlerde aileme nasıl söyleyeceğim, ailem ne der, çevre ne der biraz daha sosyal baskıların ön planda olduğu bir açıklama ya da kişisel olarak eşsel zorunluluk hissinin olması gibi olabilir, inançlar olabilir, inançlarımız doğrultusunda bir ilişkiye bağlı kalmak isteyebiliriz. Ben bu ilişkiyi sürdürmeliyim gibi bir boyutun ön plana çıktığı görüyoruz. Bu Johnson un modeli, bu modele göre de bireyler tüm bunları göz önünde bulundurarak bir ilişkiyi sürdürme yönünde güdülenebilirler. Şimdi bahsedeceğim model ise doğrudan aslında evlilikle ilişkili olan bir model. Evlilik saygınlığı modeli burada aslında ilk boyut mevcut ilişkinin çekiciliği burada gördüğünüz gibi ilişkiden alınan doyum aslında ilişki bağlamı için en belirleyici olan bir boyut. Var olan ilişkinizi nasıl değerlendirdiğinizi varsa bir ilişkiniz bu ilişkide ne hissediyorum diye sorduğunuzda bir ile yedi arasında bir ölçek üzerinde değerlendirecek olursanız eğer üç buçuk dördün üzerinde bir yanıt verebiliyorsanız aslında siz o ilişkiden doyum alıyorsunuz demektir. Mevcut ilişkinin çekiciliği yine doyumla ilgili boyutları görüyoruz. Özellikle mülkiyet gibi maddiyatla ilgili boyutlarda doyum üzerinde belirleyici olabiliyor. Sembolik çekici güçler, kariyer ya da eğitimle ilgili başarılar olabilir. Duygusal çekici güçler iyi bir partnerinizin sizin iyi bir arkadaşınızın olması, onunla cinsel bir doyum yaşamanın vb. sayılabilir. Bunların her biri de sizin ilişkideki doyumunuzu partnerinizi daha çekici olarak algılamanız üzerinde etkili olacaktır. Yine seçeneklerin çekiciliği hep aynı boyutta farklı olarak değerlendirmiş yazarlar yine farklı ilişkileri nasıl değerlendirdiğimiz ikinci olarak 3

geliyor. Üçüncü olarak ise engeller; aslında bu diğer modellerde yatırımlarla uyuşan bir şey. İlk olarak maddiyatla ilgili engeller özellikle ayrılma ya da boşanma ile maruz kalınan gelir ya da maddesel kayıplar gibi diyebiliriz. Özellikle boşanma konusunun aslında sadece hukuku anlamda bir boşanma olmadığını görüyoruz. Bunun yanında duygusal boşanmanın gerçekleşmesi de var. Ebeveynsel boşanma; çocuklarla ilgili olabilir boşanma sürecinin yaşandığı eşyalar nasıl bölüşülecek, kimde kalacak ya da ortak arkadaşlar, ortak düzen bunların hakkında yeniden düzenleme yapılması gerekebilir. O zaman boşanmada da ne görüyoruz var olan yatırımlarımızdan bir şekilde vazgeçmemiz gerektiğini. Sembolik engeller bir başka boyut; ortak düzen hakkında yeniden bir düzenleme yapılması gerekebilir o yüzden aslında boşanmada da neyi görüyoruz var olan yatırımlarımızdan bir şekilde vazgeçmemiz gerektiğini. Sembolik engeller bir başka boyut bunlar evliliği sürdürme yönünden ya da sosyal olarak onaylanmama korkusu olabilir bir ilişkide kalma yönünde bizi güdüleyebilir. Duygusal engellerde çocukların varlığı gibi özellikle yapılan araştırmalarda mutsuz evliliklerin sürmesinde en temel nedeni olarak ise çocukların varlığı gösteriliyor. Bu modeli de sonuç olarak özetleyecek olursak modele göre seçicilik seçeneklerin çekiciliği, engellerin her birinin ilişkideki saygınlığına yani ilişkinin sürdürülmesi yönünde bireyleri güdülediğini görüyoruz. Aslında bu üç modele de bakacak olursak genel olarak bir karşılaştırma yapacak olursak durumu Johnson kişisel, Levinger mevcut ilişkinin çekiciliği ve Rusbult da ise doyum düzeyi olarak karşımıza çıkıyor. İkinci olarak başka bir seçenek ilişkiyi nasıl değerlendirdiğimiz yine benzer olarak üç modelde de aynı şekilde vurgulanmış. Yatırım ise Johnson geri alınamayan yatırımlar, Levinger engeller, Rusbult ise yatırım olarak sınıflandırmış. Sonuç olarak bu üç boyutun bağlanmaya yol açtığını söyleyebiliriz. Bir yazar sargınlık olarak, diğeri bağlanım olarak, Johnson ise sürdürme ve bitirme güdüsü olarak bu kavramı isimlendirmiştir. Özellikle deniliyor ki bu model bu saydığımız üç boyut doyum yatırım ve seçenekler sadece romantik ilişkiler için geçerli değildir. Aynı şekilde aslında bunun kökeni örgütsel yaşamdaki iş yaşamındaki işe olan bağlanımımızla da ilişkilidir. Bir ilişkiyi ne olursa değiştirirsiniz? Mesela bu modele uygulayacak olursak özellikle işten doyum düzeyiniz artıyorsa, işe çok fazla yatırım yaptıysanız yıllardır ben bu kurumda çalışıyorum bu kurum için çok uğraştım gibi işe yaptığınız yatırımlar fazla ise büyük ihtimalle o işe bağlanacaksınızdır. Aksi durumda başka bir işin daha cazip olduğunu yani seçeneklerin niteliğini daha olumlu değerlendirirseniz büyük ihtimalle de o işi bitireceğiz. Bu model pek çok kişiler arası ilişkilerimizde de uyarlanabilir. Bir de bu özellikle saydıklarımız yani doyum yüksekse yatırım yüksekse seçeneklerin düzeyi düşükse ilişkiye bağlanım düzeyimiz artıyor. Peki, ilişkiye bağlanım düzeyimizin artması ilişkilerimizde birtakım davranışlarımız üzerinde de belirleyici olabiliyor. Nasıl olabiliyor daha fazla ilişkiyi sürdürme stratejilerini mekanizmalarını kullanabiliyoruz. Bunlar neler bunlara bakalım özellikle ilişkide karşılaştığımız sorunlu ya da ikilemli durumları çözümlemek amacıyla yapılan ve ilişkinin gidişatını düzenlemek amacıyla yapmış olduğumuz etkinliklerdir. Bu mekanizmalar yani ilişkiyi sürdürme stratejilerini davranışsal ve bilinçsel olarak iki grupta ele alabiliriz. Öncelikle davranışsal nedir buna bakalım. Davranışsal ilişkiyi sürdürme mekanizmaları çiftlerin özellikle iyilik hallerini ilişkilerini geliştirmek amacıyla davranışlarında gerekli değişiklikler yapmaları bir diğeri ise bilinçsel ilişkiyi sürdürme mekanizması burada ise çiftlerin iyilik hallerini geliştirmek amacıyla özellikle zihinsel süreçlerinden yeniden bir yapılandırmaya girmeleri, bu ikisinde de özellikle hem bilinçselde hem de davranışsalda karşımıza çıkan bir kavram var. Bu kavram özellikle ilişkide olumlu davranışlar göstermemizde çok önemli biz bunu güdülerin dönüşümü olarak isimlendirdik güdülerin dönüşümü çiftlerin hem bilinçsel hem de 4

davranışsal olarak ilişkilerini sürdürebilmek amacıyla ilişkilerini daha geniş bir bakış açısından değerlendirmeleridir. Bu ne olabilir? Burada kişinin kendine yönelik var olan güdüleri yerine ilişkiye yönelik uzun süreli amaçlar eşin ilgileri, eşin kazançları, sosyal normlar gibi birtakım tercihler ön plana alınıyor. Burada sadece kendi isteklerimizi düşünmüyoruz, bir yandan da partnerimizin ilgileri neler ilişkiyi bir bütün olarak değerlendirip bu ilişkiyi ne kadar sürdürmek istiyorum ben bu ilişki için neler yapabilirim gibi daha geniş bir bakış açısıyla ilişkiyi değerlendiriyoruz. Tabii burada önemli olan var olan davranışınızın bizim ilişkimiz için doğruları neler bunlara bakıyoruz. Bunlar çok bilinçli düşünceler de olabilir oldukça bilinçsiz düşünlere de işaret edebilir. Bilinçli düşünceler ne olabilir? Düşünceleri göz önünde bulundurabilirsiniz ve durumu yorumlayabilirsiniz eşinize ve ilişkinize yönelik genel olarak duygularınızı gözden geçirebilirsiniz, özverili davranmalı mıyım, davranmamalı mıyım gibi kendinize yönelik bir farkındalık geliştirebilirsiniz. Bunun dışında düşünmeden doğrudan otomatik olarak duruma uygun davranışlar da gösterebilirsiniz. Bunların her biri bilinçli de olsa bilinçsiz de olsa ilişkilerin güdümü olarak adlandırılmakta ve ilişkiyi sürdürmede ön plana çıkmaktadır. Özellikle güdülerin dönüşümünün ilişkiyi destekleyen ve ilişki için olumlu işlevleri olan mekanizmalar olduğunu söyleyebiliriz. İkiye ayırmıştık davranışsal ve bilinçsel olarak iki grupta yer alabileceğinden bahsetmiştik; davranışsal ilişkiyi sürdürme mekanizmalarından ilki uyumsal davranış, ikincisi özveri göstermeye isteklilik, üçüncüsü ise ihaneti bağışlama. Uyumsal, özveri, ihanet her biri özellikle bağlanım düzeyi arttıkça bu boyutların da arttığını görüyoruz. Uyumsal davranış nedir buna bakalım. Özellikle bir ilişkide çatışmanın yaşanması çok normal özellikle çatışma konusunu işlerken biz bundan bahsediyoruz. İlişkide çiftler çatışma yaşayabilirler hatta deniliyor ki günde en azından bir kere bile çatışma yaşanabilir bu aslında normal olağan bir şeydir. Ama önemli olan bu çatışmalarla nasıl başa çıkıyoruz. Bu çatışmaları nasıl yönetiyoruz. Bu kısmın aslında daha önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ulussal davranış da aslında iyi bir başa çıkma yöntemidir. İyi bir çatışma çözme stratejisi olduğundan söz edebiliriz. Önemli olan çiftler birbirleriyle anlaşamadıklarında yani istekleri, tercihleri, güdüleri birbirleriyle ile uyumlu olmadığında çiftlerden birinin diğeriyle uyumlu olmadığında diğerinin istekleri doğrultusunda davranışlarını değiştirmesidir. Biz bunu uyumsal davranış olarak değerlendiriyoruz. Özellikle uyumsal davranışla ilgili ilk çalışmalara baktığımızda bu çıkış konuşma bağlılık ve umursamama olarak isimlendirdiğimiz modele dayanıyor. Bu saydıklarımız çıkış konuşma bağlılık ve umursamama aslında çok sık kullanılan bir çatışma çözme stratejileridir. Özellikle çıkış ilişkiyi bitirmek, ilişki hakkında konuşmamak doğrudan ilişkiyi sonlandırmak olabilir. Konuşma en pozitif olan çatışma konuşma çözme stratejisidir. İlişkideki sorunlar hakkında partnerinizle konuşmayı içeriyor. Bağlılık, bunun bir olumsuz tarafı da var bazen pasif kalıp ilişkideki sorunları görmezden gelip biraz zamana bırakmaya ihtiyacımız var gibi. Doğrudan biraz zamana bırakıp ilişkinin kendiliğinden çözülmesini beklemek olabilir. Umursamama en kötü olan boyut tamamen partnerinizin kayıtsız kalması yok sayması sorunu görmezden gelmesi gibi isimlendirebiliriz. Ruhsal davranış içinde önemli olabilecek boyut çiftlerden biri ilişkilerinde çıkış ya da umursamama gibi olumsuz bir başa çıkma stratejisi uyguladığında diğer çiftin de aynı şekilde davranmamasıdır. Partneriniz umursamama biçiminde bir tepki veriyorsa ya da ilişkideki sorunları yok sayıyorsa çıkış yöntemini uyguluyorsa diğer partnerinde aynı şekilde davranması yerine onun daha yapıcı davranması anlamında kullanıyoruz. Eğer ki bir çift yapıcı, bir çift yıkıcı davranıyorsa buna da uyumsal davranış diyoruz bu da ilişkiyi sürdürmede ilişkinin yürütülmesinde başarılı olan etkili olan bir boyut. 5

Diğer bir boyut ise özveri göstermeye isteklilik. Kimi zaman bu özveri kavramıyla bedel kavramı birbirine karışabilir. Bu özveri göstermek daha çok bireyin ve ilişkinin iyilik halini geliştirmek amacıyla kendi kişisel ilgileri ve isteklerinden vazgeçme eğilimi olarak tanımlanabilir. Bir diğeri ise ihanet diyoruz. İhanet dediğimizde burada başka bir partnerle birlikte olma değil, ilişkide var olan kuralların ihlal edilmesi de ilişkisel kuralların ihlali anlamında kullanılabilir. Araştırmalar özellikle ilişkiye bağlılığı adanmışlığı yüksek olan kişilerin ilişkideki sorunlar karşısında daha yapıcı davrandıklarını ve ihaneti daha çok bağışladıkları yönünde vurgular var. Bağışlamanın tanımına bakacak olursak ihanete uğrayanın daha az yargısal olduğu var, çünkü eğer yargılamaya halen devam ediyorsanız aslında bağışlamamış oluyorsunuz. O yüzden yargılama düzeyini durdurmamız gerekiyor. İhanete uğrayanın daha az yargısal ve daha çok yapıcı bir şekilde davranarak misilleme yapmak ya da gönülleme isteğinden vazgeçmesi olarak tanımlanabilir. Eğer ki hala sizden özür dilemesini bekliyorsanız halen içinizde bir öç alma duygusu varsa bu sizin aslında bağışlama yapmadığınızın bir göstergesi o yarım işinizi bitirebilirseniz bu da doyum düzeyinizi ve bağlanım düzeyinizi olumlu yönde etkileyecektir. Bilinçsel olarak ilişki sürdürme mekanizmaları ise kişinin zihninde özellikle ilişkiyi iyileştirmek değiştirmek amacıyla gösterdiği çabalar diyebiliriz. Bunlar ise bilinçsel karşılıklı bağımlılık, pozitif yanılsama ve çekici seçenekleri küçümseme olarak isimlendirilebilir. Biraz önce de bahsetmiştik bilinçsel olarak karşılıklı bağımlılıkta vurgulanan şey bir ilişkide var olmakla beraber zihinsel süreçlerimiz nasıl değişiyor, ben yerine biz gibi kavramlar ön plana çıkıyorsa bu sizin karşılıklı bağımlılık düzeyinizin yükseldiğinin artığının bir göstergesidir. Bir diğeri ise pozitif yanılsamalar. Bu da aslında ilişkiyi sürdürmek amacıyla zihnimizin bize yaptığı taktiklerden bir tanesidir. Özellikle ilişkiyi sürdürmek istediğimizde ilişkimiz hakkında daha pozitif değerlendiririz. Olduğundan daha pozitif algılayabiliriz. Ya da ilişkimizdeki olumlu yönleri daha çok vurgulayarak olumsuz yönleri görmezden gelebiliriz. Buna ise biz pozitif yanılsama diyoruz. Burada önemli olan bireyler ilişkilerine ve eşlerine yönelik olumlu bakış açısı geliştirebilirler ve idealleşmiş inanışlar ön plana çıkabilir. Bu da özellikle pozitif yanılsamalarda çatışma sırasında çok etkili olabiliyor. Özellikle pozitif yanılsamaları da kendi içerisinde gruplayabiliriz. Bir tanesi kendini aşırılı değerlendirme. Bir ilişki içinde kendimizi daha olumlu değerlendirebiliriz. Gerçekçi olmayan iyimserlik olabilir. Zamanla düzelebilir. Görmezden gelme olabilir. Ya da abartılı olarak algılayabiliriz. Bir başka deyişle aslında şunu söyleyebiliriz ki bireyler hem kendilerine yönelik hem ilişkilerine hem partnerlerine yönelik daha olumlu taraflarına odaklanabilirler ve ilişkilerine ilişkin gerçekçi olmayan bir bakış açısı geliştirebilirler. Bu yanılsamaları da nasıl yapıyoruz? Yani bu pozitif yanılsamaları kullanıyoruz ama bunları nasıl gerçekleştiriyoruz? Bunları çeşitli mekanizmalar yoluyla yapabiliyoruz. İlk olarak bilinçsel süzgeçleri kullanabiliyoruz. Burada kastedilen şey ilişkimizdeki olumsuz yönleri görmüyoruz görmezden geliyoruz ya da bir başka boyut genellikle kendi ilişkimizdeki en mükemmel olduğunu kabul ettiğimiz bir boyutu temel alıp diğer insanların ise en olumsuz olduğunu gördüğümüz boyutlarla karşılaştırıp kendimizi daha iyi hissedebiliriz. Bu da bir algısal yanlılıktır; bu bahsettiğimiz asal karşılaştırma yöntemiydi. Bir diğeri ise daha mükemmel olarak kabul ettiğimiz boyutları temel alıp diğer insanlarla karşılaştırma yapabiliriz. Bir diğer ilişkiyi sürdürme mekanizması ise çekici seçenekleri küçümseme olarak isimlendirilmiş bu da aslında birlikte olduğunuzun ya da hayatımızda birinin olduğunu gösterme amacıyla yüzük takmak gibi uygulamalar yaparak kişiyi bir başka seçenek için daha olumsuz değerlendirebiliriz. Psikoloji derslerinden de hatırlayabilirsiniz özellikle bilinçsel çelişki yaşamamak için var olan ilişkimizi daha olumlu değerlendirip olamadığımız ya da 6

daha öneki ilişkilerimizi olduğundan daha olumsuz değerlendirebiliriz. Bunların her biri ilişkiyi sürdürme adına kullandığımız mekanizmalar genel olarak bakacak olduğumuz takdirde bu boyutlar hem ilişkide kalmamız hem ilişkiyi sürdürme kararı verme olasılığımızı artırıyor, partnerimize karşı daha olumlu davranmamızda etkili olabiliyor bireyler ilişkilerini olduğundan daha olumlu değerlendirebiliyor. Genellikle daha özverili davranmada belirleyici olabiliyor. Soru: İlişkide bağlanmadan bahsettik ama ihanet olgusu da var. Örneğin bir insan evlilik kararı almış, evlenmiş veya dört senelik beş senelik sürdürdüğü bir ilişkisi var ihanet görmüş. Fakat görüyoruz ki bu kadın olsun erkek olsun temel ilişkiyi sürdürüyor ve diğerini de bırakmıyor. Bunun sebebi doyumların farklı kategoride olması mı? O zaman sorgulamak lazım, siz dediniz ki bir gereksinim karşılanmıyorsa bu mutlaka başka seçeneğe dönecektir. Ama güdünün dolaştığı yer eşi veya öbür sevgilisi olabiliyor bunun sebebi ne ihanetin sebebi ne? Yrd.Doç.Dr. Ayda Büyükşahin: Bence orada ilişkiyi bitirmenin bedellerini çok ağır algılıyor olabilir aslında doyum aldığı için yapmıyor bir ilişkiyi bitirmenin bedelleri çok ağır olabilir bahsettiğimiz yatırımlar, evliliği bitirmenin özellikle bedeli çok ağır olacak belki bundan kaçındığı için iki taraf da bu konuda sorun yaratmadığı için onun için bir sorun olmayabilir. Hani eşi tümden bu ilişkiyi bitirse belki o zaman bu durum değişebiliyor. Bu gibi durumlarda esas belirleyici olan şey ilişkiyi bitirmeme üzerinde temel belirleyici olan şey bitirmenin bedeli nasıl ben bunu bitirebilir miyim, terk edersem daha iyi olabilir mi, sorusunu acaba nasıl yanıtlıyor. Soru: Bu konu aslında erkekleri ilgilendiriyor, üniversitede çapkın erkeklerin özellikle birden fazla partnerim olsun mantığı neden ben bunu anlayamıyorum erkeklerde? Bu konu da bir olgu aslında ve erkeklerin daha çok eğilimli olduğu söyleniyor. Yrd.Doç.Dr. Ayda Büyükşahin: Bu konuda biz bir çok çalışma yaptık aslında. Tabii tüm erkekler için bunu genellemek doğru olmayacak ama tabii bunun pek çok nedeni olabilir. Psikoloji bölümü öğrencileri iyi bilir, bu her şeyden önce onların bağlanma stilleriyle ilgili olabilir. Eğer özellikle kaçınmacı bir bağlanma stili varsa bu bağlanma stilindeki bireyler uzun süreli ilişkilerde kalamıyorlar bu bireyler için özgürlük çok önemlidir. Özellikle bu kültürler arası yapılan çalışmalarda aslında pek çok kültürde benzer puanlar çıkmış erkeklerin kaçınma puanı kadınlara göre çok daha yüksek bunun bağlanma stilinin kaçınmacı olabilir. Özellikle kaçınmacı bağlanma stili olanlar bir ilişki çok düzenli gidiyorsa bile o bunu bir yük gibi algılayabilir çünkü onun için en önemli olan kriter özgürlüktür. Bir ilişkinin onun özgürlüğünü sınırlandırdığını hissettiğinde bu ilişkiden kaçacaktır. Bu aynı zamanda aşk çeşitleriyle de ilişkili olabilir. Özellikle kısa süreli ilişkiyi tercih etme açısından baktığımızda buna biz oyunsu aşk biçimi diyoruz. Bizde de çok sayıda üniversite öğrencileriyle ilgili en azından beş altı tane çalışma var diyebiliriz. Bu çalışmalarda da ilişki sayısı artıkça özellikle ergenlerde üniversite öğrencilerinde ilişkiye bağlanım düzeyi düşüyor. Yani bunla da ilişkili olabilir. Soru: Bir şey dikkatimi çekti sabah dolmuşta geliyorum baba kız anne var. Kız sürekli düşeceğim deyip babasına tutunmaya çalışıyor. Adam eşine geriliyorum diyor bir yandan da kızı kucağına oturuyor kızı öpüyor, bu erkeklerin yapısında olan bir şey sanırım niye böyle yapıyor diye bir an gözlemleme gereği duymuştum. 7

Soru: Aynı özellikler homoseksüel ilişkiler için de geçerli mi? Yrd.Doç.Dr. Ayda Büyükşahin: Eşcinsellerle ilgili ülkemizde de çalışmalar var ama yurtdışında yapılan çalışmalara da baktığımızda özellikle ilişkiye bağlanım açısında hiçbir fark yok. Karşı cinsle ve eş cinsle yapılan ilişkilerin karşılaştırmasına baktığımızda hiçbir fark yok sadece tek bir farkın özellikle eşitlik konusunda olduğunu görüyoruz. Özellikle eşcinsel ilişkilerde ev işi paylaşımı olsun, sorumlulukların paylaşımı olsun bu konularda daha az sorun yaşıyorlar. Buna karşılık karşı cinsle yaşanan ilişkilerde olsun bu konularda çiftler daha fazla sorun yaşadıklarını bildiriyorlar. Bunun dışında hiçbir fark yok. Soru: Peki bu çok eşlilik genlerle ilgili mi? Yrd.Doç.Dr. Ayda Büyükşahin: Benim söylediklerim daha çok sosyal yaklaşımlarda geçerli. Evrimsel bakış açısına baktığımızda kadın ve erkeğin üreme fonksiyonunun farklı olmasıyla açıklanıyor bu. Evrimsel bakış açısından bakacak olursak kadının ve erkeğin üremesi çok farklı. Kadının özellikle üreme stratejilerinin daha sınırlı olması kadınların daha çok tek eşliliğe yöneltiyor. Üçüncü bir doğum için belirli bir sürenin geçmesi gerekecek, daha sınırlı kaynakları var ama erkek için aynı şey söz konusu değil, çok kısa bir sürede farklı kadınlarla birlikte olup soyunun türünü devam ettirebilme olasılığı daha yüksek. O yüzdende zaten evrim bakış açısından bakacak olursanız erkeklerin cinsel sadakatsizliği daha çok, tepki vermelerinin nedeni daha çok şüphe duymaları çünkü ben başka kişinin çocuğuna babalık yapıyor muyum, bir başka kişiye babalık yatırımı yapmak istemediği için de özellikle erkekler cinsel sadakatsizliğe daha çok tepki verdikleri yönünde evrimsel bakış açısının açıklaması. Aynı şekilde kadınların da duygusal sadakatsizliğe daha çok tepki vermelerinin nedeni ise sınırlı bir kaynağı var, ben bu sınırlı kaynağa en iyi babalık yapabilecek kişiyi bulmalıyım eğer bu kişi beni aldatırsa bu ise daha çok bakımdı, babalıktı vasıflarıdır, çocuğun büyütülmesi vs. gibi konularda daha fazla sorun yaşayacağını düşündüğü için daha fazla tepki verdikleri yönünde. Tabii bu evrimsel bakış açısının açıklaması. 8