BÖYLE Mİ OLMALIYDI..?

Benzer belgeler
ALANSAL UYGULAMALAR sayılıafet RİSKİALTINDAKİALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN ve UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

T.C. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı DAĞITIM YERLERİNE

3. ÜRETİM ve BÖLMEDEN ÇIKARMA

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI

KENTSEL DÖNÜŞÜM ARAÇLARINDAN BİRİ OLARAK HUKUK. Prof. Dr. Gürsel Öngören

İmar Barışı (İmar Affı)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

BÖYLE Mİ OLMALIYDI..?

RİSKLİ YAPILAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

ORMAN TRANSPORT TEKNİĞİ DERSİ

KENTSEL DÖNÜŞÜM FAALİYETLERİNDE HARİTA MÜHENDİSLİĞİ NİN YASAL GÖREVLERİNE DAİR TEMEL HÜKÜMLER...

RİSKLİ YAPI TESPİTİ. Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Riskli Yapılar Dairesi

Ne kadar 2/B arazisi var?

HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

YÜKSEK ÇEVRE KURULU VE MAHALLİ ÇEVRE KURULLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Birinci Bölüm 6306 SAYILI AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN'A GÖRE DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI

Binaların Enerji Etkinliğinin Teşviki Erzurum İlinde Uygulama Projesi

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı: MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:)

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2011 / 18 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞI NA

T.C. KAYSERİ İLİ HACILAR BELEDİYE MECLİSİ KARAR ÖZETİ K A R A R

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜNÜN GÖREVLERİ. MADDE İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görevleri, aşağıda sıralandığı gibidir.

3 Ağustos 2013 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28727

EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KARAYOLU YAPIMI AMAÇLI KAMULAŞTIRMALARDA HAZİNE TAŞINMAZLARININ TRAMPASI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ KURTULUŞ MAHALLESİ ada 2 parsel- 10 ada 4, 5, 7 parsel -9 ada 12 parsel

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim:

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında; DEĞERLEME UYGULAMALARI

İlgi: Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul VI Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Ana Sayfa > Mevzuat > Tapu ve Kadastro Genelgeleri. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Genelgeleri

İKİNCİ BÖLÜM Teşkilat, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Teşkilat MADDE-4- Müdürlüğün Görevleri MADDE-5-

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

3. ORMAN YOLLARININ ÖNEMİ

TMMOB ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI ÖĞRENCİ ÜYE YÖNERGESİ

1 PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI 2 PLANLAMANIN AMAÇ VE KAPSAMI

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ARAZİ HAZIRLIĞI HİZMETİ ALINACAKTIR ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

İÇİNDEKİLER A. GİRİŞ 21 B. YASANIN AMACI 46 C. YASANIN UYGULANMASINDA TANIMLAR 48 D. TASARRUFA GEÇME /B Arazilerinin Belirlenmesi 21

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik

Belediyelerde Özel Kalem Müdürü Atamaları

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/5.000 ÖLÇEKLİ İLAVE NAZIM İMAR PLANI

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA YAPILAN ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİNDE KDV UYGULAMASINDA BİR SORUN

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (4864 sayılı, numaralı, nolu yasası)

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Muhasebat Genel Müdürlüğü. Sayı : /04/2015 Konu : Taşınmaz Tahsis İşlemleri.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞINA (Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü)

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Bilindiği gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesine göre her yeni yıl için;

İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün Görevleri. MADDE İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görevleri, aşağıda sıralandığı gibidir.

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNDE UYGULANACAK İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Durdurulmasını İsteyenler : 1- Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

KAMULAŞTIRMA VE KENTSEL ALANLARIN DÜZENLENMESİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİNE

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Orman Mühendisleri Odasından

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL ÖDÜL YÖNERGESİ

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak

YIPRANAN TARİHİ VE KÜLTÜREL TAŞINMAZ VARLIKLARIN YENİLENEREK KORUNMASI VE YAŞATILARAK KULLANILMASI HAKKINDA KANUN

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

İçindekiler 2. Baskıya Önsöz 7 GİRİŞ 15 SORU 1: KENTSEL DÖNÜŞÜM NE DEMEKTİR? 17 SORU 2: KENTSEL DÖNÜŞÜM NERELERDE VE NASIL YAPILIR?

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

İMAR PLANLARININ ONAYLANMASI PLAN YAPIM VE ONAYI BM VEYA İGM ONAYI İTİRAZLARI DEĞERLENDİRME YÜRÜRLÜK KESİN KARAR İLAN- ASKI UYGULAMA

TURİZMİ TEŞVİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

DANIŞTAY SAYIN BAŞKANLIĞI NA SUNULMAK ÜZERE İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI NA

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

Dr. GÜL ÜSTÜN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HUKUKİ BOYUTU

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ İLE ENSAR VAKFI TRABZON ŞUBESİ ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KOMİSYONLARI KURULUŞ VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAMULAŞTIRMA VE KENTSEL ALANLARIN DÜZENLENMESİ

Planlama Kademelenmesi II

KAMU İDARELERİNE AİT TAŞINMAZLARIN KAYDINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

* Serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri KDV den istisna edilmiştir. (Madde:5, yürürlük 25 Kasım 2016),

Hazırlayan: Mesut YÜKSEL

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Orman Genel Müdürlüğü

SİRKÜLER. Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yayımlandı.

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : HUKUK KOMİSYONU-BÜTÇE VE Rapor No : 2012 / 1 TARİFE KOMİSYONU MÜŞTEREK RAPORU

PROTOKOL TARAFLAR: TANIM. MADDE 2- Mera: Mera, yaylak ve kışlaklar ile umuma ait çayır ve otlakları ifade eder. AMAÇ : MADDE 3- Bu protokolün amacı;

KIRSAL YERLEŞİM TEKNİĞİ DOÇ.DR. HAVVA EYLEM POLAT 8. HAFTA

GENEL BÜTÇELİ İDARELER MUHASEBE YETKİLİSİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI DUYURUSU

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Transkript:

BÖYLE Mİ OLMALIYDI..?

İÇİNDEKİLER Yıl: 49 Sayı: 7-8-9 Temmuz/Ağustos/Eylül 2012 TMMOB Orman Mühendisleri Odası Adına Sahibi Ali KÜÇÜKAYDIN Yayın Sorumlusu Prof. Dr. Devlet TOKSOY 2BAŞYAZI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Okan ÇANÇİN Sevda ERGİZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı Hüseyin AYTAÇ Orman ve Su İşleri Bakanlığı Serkan ERİKGENOĞLU Orman Mühendisi Ali İzzet BAŞER Orman Mühendisi Fatih SARAÇ Ağaç İşleri End. Yük. Mühendisi Emre TOPBAŞ Orman End. Mühendisi Yayın Kurulu Yayın Koşulları Dergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp, yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı bir dilekçe ekinde kağıda yazılı olarak, ayrıca elektronik ortamda dergimizin yönetim yerine posta ile gönderilmelidir. Yazılar 7 sayfayı (A4) geçmemelidir. 7 sayfayı aşan yazıların birbirini izleyen sayılarda yayınlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmalıdır. Fotoğraf net ve temiz olmalı, slayt dışında sayısal gönderilecek fotoğrafların çözünürlüğü yüksek olmalıdır. Yazılarda Türkçe kelimeler kullanılmalı ve Türkçe dil kurallarına uyulmalıdır. Yayınlanacak yazı ve çevirilerdeki düşünsel ve teknik sorumluluk yazarına ait olup,oda yönetimini ve Dergi Yayın Kurulunu sorumlu tutmaz. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın geri verilmez. Yazılar Yayın Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurul yayınlanacak yazılarda gerekli düzenlemeleri yapabilir ve uygun görülen yazıları yayınlar. Yönetim Yeri Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 Beştepe-Yenimahalle/ANKARA Tel: (0312) 215 00 33 pbx Belgegeçer: (0312) 215 01 81 e-posta: dergi@ormuh.org.tr www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odası Hesap No: T.C. Ziraat Bankası Necatibey Şubesi: 132953 Prof. Dr. Ender MAKİNACI İstanbul Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Erol BURDURLU Gazi Üniv. Tek. Eğt. Fak. Prof. Dr. Mustafa AVCI Süleyman Demirel Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Sütçü İmam Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR Bartın Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Semra ÇOLAK Karadeniz Teknik Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Sezgin AYAN Kastamonu Üniv. Orm. Fak. ERZURUM ŞUBESİ MERALARIMIZ VE ORMANCILIĞIMIZ 4KONULU PANEL DÜZENLEDİ AFET RİSKİ ALTINDAKI ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN Prof. Dr. Aynur Aydın COŞKUN6 TOMRUKLARIN HER İKİ YÖNDE BÖLMEDEN ÇIKARILMASINDA KULLANILAN YARI MEKANİZE TOKK-M SİSTEMİ 9Prof. Dr. H. Hulusi ACAR Tasarım-Baskı MRK Baskı ve Tanıtım Hiz. Tic. Ltd. Şti. Uzayçağı Cad. 355. Sok. No: 2 Ostim/ANKARA Tel: (0312) 354 54 57 ISSN 1301-3572 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ 12 Yrd. AHŞAP MALZEMENİN İŞLENMESİNDE YÜZEY KALİTESİ Doç. Dr. Sait Dündar SOFUOĞLU

VADİSİ MİLİ PARKINDA YOL YAPIMINA BAĞLI DOĞAYA AYKIRI UYGULAMALAR 16ALTINDERE Prof. Dr. Cantürk GÜMÜŞ Yrd. Doç. Dr. Sezgin HACISALİHOĞLU Yrd. Doç. Dr. Saliha ÜNVER YAYIN KURULUNDAN YANGIN REJİMİ VE ORMANCILIKTAKI ÖNEMİ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Arş. Gör. İsmail BAYSAL 26 Prof.Dr. Turgay AKBULUT Enüs KOÇ (Mba) MERA VE OTLAK PLANLAMALARINDA ORMAN MÜHENDİSLERİNİN YERİ 32 Hasan AĞAÇ TÜRÜNÜN MDF LEVHALARDA PÜRÜZLÜLÜĞE ETKİSİ Eşref GİRGİN 20 28 ÜYELERİMİZDEN Zeki KAMACI Osman TURUNÇ Abdulvahap GÖKSEL Yüksel YÜKSEL F. Alptekin KARAHAN Sabit TUNÇEL BALTALAR Sevgili Okurlarımız; Dergimizin yayına hazırlandığı sırada yaşadığımız üzücü olay inanıyoruz ki tüm meslek camiamızı özellikle kamuda çalışanları derinden etkilemiştir. Meslektaşımız Sami Kılıç ın geçirdiği beyin kanaması öncesi işyerinde yaşanalar hepimiz için düşündürücü. Bu sayımızda değişik fakültelerimizden kıymetli hocalarımızın farklı konulardaki çalışmalarına yer verdik. Özellikle Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki Kanun üzerine Prof. Dr. Aynur Aydın Coşkun un, Prof. Dr. Cantürk Gümüş ve arkadaşlarının Altındere Vadisi Milli Parkı ndaki doğaya aykırı uygulamaları içeren çalışmalar gibi ilginizi çekeceğine inandığımız konulara yer verdik. Dergimizi elinize aldığınız şu günlerde idrak edeceğimiz mübarek Kurban Bayramını ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı tebrik ediyoruz. Saygılarımızla Orman Mühendisliği Dergisi Yayın Kurulu HABERLER 43 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 1

BAŞYAZI Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Meslek ve meslektaşlarımız adına son dönemde hep olumsuz tutum ve davranışlarla karşılaşmaktayız. Bu sayımızın BAŞYAZI sına yine içimizi sızlatan, üzüntü veren bir giriş yapıyoruz. Dergimizin kapağına fotoğrafını ölüm haberi ile taşıdığımız saygıdeğer meslektaşımız ağabeyimiz Sami KILIÇ 5 Ekim günü saat 12.30 civarında geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldırıldığı hastanede 4 gün sonra 63 yaşında hayata gözlerini kapadı. Sami Beyi dergimizin kapağına taşımamız ona gösterilen ayrıcalıktan değildir. Onu tanıyanlar bilir ki böyle bir ayrıcalığı asla kabul etmezdi. Sami KILIÇ, 1985yılında İstanbul Kemerburgaz Bölgesinde rantiyecilere karşı verdiği mücadelede, prensipleri uğruna istifa etmeyi göze almış, işsiz kalmış, onurlu bir meslektaşımızdır. Haksızlığa, zulme zalime boyun eğmeden her zaman devletin memuru olmayı başardı. Soyadı gibi Kılıç geldi Kılıç gibi dimdik hakka yürüdü. Yine onu tanıyanlar iyi bilir ki; o dik ve keskin duruşunun altında adaletli ve altın gibi kalbiyle Yunus gibi bir insandı. Ailesinin ve meslektaşlarımızın başı sağ olsun Mekanı cennet olsun. Ankara Orman Bölge Müdür Yardımcısıydı özellikle son yıllarda bu görevden ayrılması için baskılar artmıştı. Önce Başmühendis olarak tayin edildi mahkeme kararı ile görevine yeniden döndü. Disiplin cezası verildi. Üst kurula itiraz etti, sonuç alamazsa yine mahkemeye gidecekti. İyi niyetle yaklaşılsa Sami Bey bu görevde ısrarcı olmazdı. 5 Ekim 2012 saat 12.00 civarı (Beyin Kanaması geçirmeden yarım saat önce) makamında kendisine Artvin Orman Bölge Müdür Yardımcısı olarak tayini tebliğ edildi. Anlaşılan disiplin cezası, bu tayine altlık olarak verilmişti. Sayın Bakan, Sayın Genel Müdür, Önceki sayılarımızda dergimizin başyazılarında ve çeşitli platformlarda, liyakat ve hakkaniyete dayalı, çalışma barışını temin edecek bir personel reformu için defalarca sizlere seslendik. Sağır Sultan duydu sizler duymadınız. Hiçbir kritere dayanmayan ve tamamen keyfi atamalarınıza altlık teşkil edecek personel yönetmeliklerinizi çıkardınız. Açtığımız davalarla yürütmelerini durdurduk. Mahkeme kararlarını hiçe sayarak 3.cü kez çıkardınız. Elekle su taşımak inadınızdan vazgeçmediniz. Yine dava açtık. Yapılan keyfiliklerin; çalışanların, eşlerinin, çocuklarının hayatlarını nasıl etkilediğini hiç hesaba katmadınız. Kul hakkının ne demek olduğunu ne zaman fark edeceksiniz? Yoksa muhasebe yapamayacak kadar vicdanlarınız köreldi mi? İnsanları ötekileştirmeden hakka, adalete dayalı personel rejimi kurmak çok mu zor? Sorumlu davranarak bu kadarla yetiniyoruz. Ancak Hukuki yollar sonuna kadar kullanılacaktır. 2 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2012

Değerli Meslektaşlarımız, Kurumsal hafızalarımızı yok etmeye yönelik uygulamalardan biri olarak Gazi Yerleşkesi devredilirken, Ankara nın farklı bölgelerinde çoğu inşaat halinde ve eşgüdümden uzak bir şekilde motivasyonları gün geçtikçe bozulan meslektaşlarımız, maalesef kaderlerine terk edilmişlerdir. Son Genel Kurulumuzda dahil pek çok platformda yetkililerin verdiği sözler gereği OGM nin yeni idari bina ve sosyal tesislerin temel atma günlerini sabırla beklemeye devam ediyoruz. Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Oda Yönetim Kurulu olarak; kurumsallaşma adına, Şubelerini özellikle Orman Bölge Müdürlüklerinin dışına çıkararak hem fiziksel hem de kurumsal açıdan bağımız hale getirmeye büyük özen göstermekteyiz. Sınırlı imkanlarımıza rağmen, son olarak Erzurum Şubesine hizmet binası satın alınarak yine Erzurum Şubesine bağlı Artvin Temsilciliğine de hizmet yeri kiralanarak bu yöndeki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yöre koşulları göz önünde bulundurularak düzenlediğimiz bilimsel toplantılarla bölge ve ülke ormancılığına katkı sağlamak gayretini sürdürüyoruz. Odamızın Erzurum Şubesince düzenlenen Meralarımız ve Ormancılığımız konulu panelde ihmal ettiğimiz ancak bu bölge için çok önemli olan bir konuda meslek kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştık. Orman içi ve orman üstü meraların Orman Mühendislerince planlanarak geliştirilmesi için eğitimden uygulamaya kadar pek çok konuda Üniversiteler, Orman Genel Müdürlüğü ve Odamız işbirliğine ihtiyaç olduğunu sizlerle paylaşmak isteriz. Değerli Meslektaşlarımız, Oda Yönetimi olarak özenle takip ettiğimiz konulardan biri de Türkiye deki Ormancılık eğitimi ve Orman fakültelerinin durumudur. Sayıları hızla artan Orman Fakültelerinin ve bu Fakültelerde yaygınlaştırılan ikinci öğretim çalışmaları ile Fakültelerde yeni bölümler açma gayretlerinin hem eğitim kalitesini hem de istihdamı düşürdüğü, genç meslektaşlarımızı zor duruma bıraktığı bilinmektedir. Özellikle Orman Endüstri Mühendisliği ve Orman Mühendisliği ikinci Öğretimleri başta olmak üzere Üniversite sınav sonuçlarına göre tercih edilmeyerek kontenjanlarının boş kalması ve çok düşük puanlı öğrencilerle tercih edilmesi de dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur. Antalya da bu konuda 2009 yılında düzenlediğimiz sempozyum çıktılarını da dikkate alarak bu konuyu yakın bir gelecekte değerlendirmeyi sonuçlarını meslek kamuoyu ile paylaşmayı görev kabul ediyoruz. Saygılarımızla Yönetim Kurulu 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 3

ODAMIZDAN ERZURUM ŞUBESİ MERALARIMIZ VE ORMANCILIĞIMIZ KONULU PANEL DÜZENLEDİ Panel Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü YAŞAR ÖZTAŞ Eğitim Tesislerinde gerçekleştirildi. Panelin açılışında konuşan Erzurum Şubesi Başkanı Kubilay SÜVARİ, Erzurum ve yöresinde hayvancılığın ve meraların ekonomiye katkısına dikkat çekerek panelin bu ilde yapılmasının önemini belirtti. Erzurum Orman Bölge Müdürü Cafer ORHAN, yaptığı konuşmada böyle bir panelin yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek ormancılık örgütünün bölgedeki mera çalışmaları hakkında bilgi verdi. Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali KÜÇÜKAY- DIN, Panele destek verenlere ve katılımcılara teşekkür ettikten sonra orman mühendisliği meslek disiplininin meralar konusundaki önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Devlet TOKSOY un yönettiği panelde Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali KOÇ Doğal Kaynak Olarak Meraların Önemi, OMO ARGE Başkanı Eşref GİRGİN Mera ve Otlak Planlamalarında Orman 4 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL NİSAN/MAYIS/HAZİRAN 2012 2012

PANEL SONUÇ BİLDİRİSİ 1- Ormanlarımıza yönelik sosyal baskıların azaltılması amacıyla, 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında giren orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meraları ile otlakların, Orman Mühendislerince yapılacak planlara dayalı olarak geliştirilmesine ve uygulamaya aktarılmasına önem verilmeli, 2-6831 sayılı Kanun kapsamındaki mera ve otlakların planlaması; 11.07.2012 tarih ve 28350 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Ormanlarda ve Orman İçinde Bulunan Otlak, Yaylak ve Kışlaklarda Hayvan Otlatılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre en kısa sürede yapılmalı, 3- OMO Erzurum Şubesinin koordinasyonunda; 6831 sayılı Kanun kapsamında yer alan mera ve otlak planlamasının teknik ve yasal mevzuata uygun olarak yapılabilmesi için, serbest ormancılık bürosu ve ormancılık şirketlerinde çalışan orman mühendisleri ile Orman Genel Müdürlüğü merkez ve taşra kuruluşlarında çalışan orman mühendislerinin katılacağı, Otlak ve Mera planlaması konulu uygulamalı eğitim, OGM ve OMO nin desteği ve üniversiteler ile ormancılık araştırma enstitüsünün teknik katkılarıyla en kısa sürede Erzurum da yapılmalı, 4- İki önemli doğal kaynak olan orman ve mera arasında hukuki sorun olmadığı, ancak ilgili mevzuatın yeterince bilinmemesinden kaynaklanan sorun varmış gibi yansıtıldığı, o nedenle, bu konularda yapılacak eğitimlerde ilgili yasalar ile Yargıtay içtihatları iyice anlatılmalı, 5- Otlak ve mera planlamasında; otlatmadan yararlanacak hayvan potansiyeli belirlenirken, bu alanlarda yaban hayvanlarının da otlama haklarının olduğu hususu mutlaka göz önüne alınarak varsa yaban hayvanları envanteri de dikkate alınmalı, Mühendislerinin Yeri, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur AYDIN COŞKUN, Orman-Mera İlişkileriyle İlgili Hukuksal Sorunlar ve Çözüm Önerileri, OGM Mera Islah Şube Müdürü Özgen GÜRSAN, Orman-Mera İlişkileri, Güncel Sorunlar ve Uygulamalar, Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü Ağaçlandırma Şube Müdürü Selami ÖKSÜZ, ise Erzurum Orman Bölge Müdürlüğünün Mera Çalışmaları konulu bildiriler sundu. Daha sonra soru-cevap kısmında uygulamada yaşanan sorunlar, hukuki süreçte yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin mesleğimize etkileri tartışıldı. Ardından oturum başkanı ve katılımcıların katkıları ile şekillenen aşağıdaki panel çıktılarının ilgili kurumlara, meslek kuruluşlarına, eğitim kurumlarına kamuoyuna duyurulması hususunda görüş birliğine varıldı. 6- Türkiye otlak ve mera alanlarının yaklaşık ¼ ünün yer aldığı Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü ile OMO Erzurum Şubesi arasında; Türkiye nin her yerinden serbest meslek mensupları ile OGM görevli mühendislerin katılabileceği, periyodik uygulamalı otlak ve mera planlama eğitimlerinin yapılması için koordineli işbirliği yapılmalı, 7- Mera ve otlak alanları aşırı otlatma yüzünden erozyona uğrayan yerleşim yerlerinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında imzalanan protokol esasları doğrultusunda, erozyon kontrol çalışmaları ile eş zamanlı, hatta öncelikli olarak uygulamalı mera ıslahı çalışmalarına başlanmalı, 8- Mera ve otlakların; su üretimi, gıda güvenliği, kırsal kalkınma ve ormanların ekosistem yönetimi yaklaşımıyla idaresinde çok önemli bir doğal kaynak olmaları nedeniyle, planlara dayalı koruma, geliştirme ve yönetilmelerinin çok büyük önem taşıdığı dikkate alınarak tasarrufta bulunulmalı, 2012 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL NİSAN/MAYIS/HAZİRAN ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 5

UZMAN SAHASI Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Prof. Dr. Aynur Aydın COŞKUN İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi GIRIŞ Son günlerde çıktı çıkacak denirken, kısa adıyla Afet Kanunu 1 yürürlüğe girmiştir. Bu şekilde ifade edilmesine rağmen Kanun, salt afetlerin olması durumunu düzenlemekle kalmayıp afet riski altındaki alanları ve bunların dönüştürülmesini, bu alanlarda norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri teşkil etmeyi de hedeflemektedir. Ülkemizin çok önemli bir kısmı, başta deprem olmak üzere doğal afetlerin riski altında olduğu ve buna tezat olarak da mevcut yapı stoğunun büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadığı da bilinmektedir. Bu durum, maalesef 1999 depreminde ve 2011 yılında Van ı vuran felakette bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu risk halen artarak devam etmektedir. Bazı illerimizin yakın bir zaman içinde çok şiddetli bir depremle karşı karşıya kalacağı, bilim adamlarınca ifade edilmektedir. Bazı yerleşim merkezlerinin jeolojik durumu ve zemin özellikleri buralarda iskânın tehlikeler arz ettiğini ve afet riski altında bulunan bu yerleşim merkezlerinin bir an önce bulundukları yerlerde dönüştürülerek buralardaki iskânın yeniden düzenlenmesini gerektirdiği de açıktır. Büyük bölümü afet riski altında olan ülkemizde, olası afetler öncesinde, can ve mal kayıplarının yaşanmasının önüne geçilmesi amacıyla gerekli önlemlerin alınmasının yanı sıra var olan yapı stokunun olası afetlere karşı güvenli kılınması için devlet eliyle çalışmaların yapılması kaçınılmazdır. Zira, bu amaç Anayasanın, herkesin sağlıklı, dengeli ve güvenli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğunu hükme bağlayan ve Devlete bu hususta görevler yükleyen 56. Maddesi ve yine Anayasanın 23 «sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi Devletin görevi olarak belirten 23. Maddesi de ile uyumlu görülmektedir. Bu somut gerçeklerden hareketle, Afet Kanunu ilk bakışta amaç ve zamanlama olarak yerinde, olumlu ve atılması gereken bir adım olarak kabul edilmelidir. Ancak, Kanun tasarı halinde olduğundan bu yana kamuoyunda şiddetle tartışılmakta, hakkında toplantılar düzenlenmekte, özellikle sivil toplum örgütleri ve konuyla ilgili meslek kuruluşları tarafından eleştirilmektedir. Bu noktada yapılması gereken, nihai hedefi olumlu ve yerinde bir girişim olarak planlanan Kanunu ele alıp adım adım incelemek ve aksayan yönlerini, hatalarını ve risklerini ortaya koymak olmalıdır. Aksi halde, bu düzenlemeyi külliyen reddeden bir anlayış içine girmek afetler karşısında yaşanacak kayıpları artıracak ve alınması gereken önlemleri geciktirecektir. Burada yaklaşım, bir riski engellerken, birey ve toplum açısından başka riskleri yaratmaktan kaçınmak olmalıdır. Afet Kanunu Kanunun 2. Maddesi tanımlar başlığını taşımaktadır. Buna gore Kanunun uygulanmasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir. İlgili idareler de belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini ifade etmektedir. Ayrıca, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) da Kanun içinde yetkilendirilen idarelerdendir. Bunun dışında Kanun; rezerv yapı alanı 2 ve riskli alan 3 kavramlarını tanımlamıştır. Kanun öncelike riskli yapıların belirlenmesi konusunu düzenlemiştir. Bu tespit, masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak ve Bakanlığa veya İdareye bildirilecektir. Burada, Bakanlığa belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilme yetkisi tanınmıştır. Kanun gereğince, Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların Kanunun gösterdiği usul ve esaslar çerçevesinde TOKİ veya İdareye devri öngörülmüştür. Kanun, Mera Kanunu kapsamında olan taşınmazların da kanunun amaçları doğrultusunda tahsis amaçları aynı maddeye göre değiştirilip tapuda Hazine adına tescil edieceğini düzenlemiştir. Kanun uygulama bütünlüğü kavramını getirmektedir. Buna göre, Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olacaktır. Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın 1 31.05.2012 tarih v Resmî Gazete Sayı 28309 AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN, Kanun No. 6306 6 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2012

talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak veya malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek malikleri adına payları oranında tescil edilecektir. Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Kanunun bu bölümünde respite, tahliye ve yıkım işleri için Bakanlığa geniş yetkiler tanındığı görülmektedir. Bu Kanun uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan işlerden sayılır. Kanunun bu maddesinde istisnai alım yönetimi açıklanmaktadır. Ayrıca, Kanun gereğince Bakanlık, TOKİ ve İdare; her türlü iş ve işlemlerini 4, 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idareler ile akdedecekleri protokoller çerçevesinde 4734 sayılı Kanuna tabi olmaksızın ortak hizmet uygulamaları suretiyle de gerçekleştirebileceklerdir. Kanunun 3. Bölümü Kanunda öngörülen amaçlar için kullanılmak üzere gelir sağlanması düşünülen kalemleri sıralamaktadır. Burada, 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen orana tekabül eden tutarı, Afet Kanunu geliri olarak görülmektedir. Kanunun doğal kaynaklar ve çevre açısından en önemli sonucu ve etkisi 9. Maddede görülmektedir. Buna gore, bu Kanun uyarınca yapılacak olan planlar, 3194 sayılı İmar Kanununda ve imara ilişkin hükümler içeren özel kanunlar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir. Ayrıca, Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında; 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun, 6831 sayılı Orman Kanununun, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun, 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanunun, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun, 3621 sayılı Kıyı Kanununun, 4342 sayılı Mera Kanununun, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun, bu Kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmayacaktır. Bunun dışında, Kanunun 10. Maddesi ile Orman Kanununa ek madde eklenmektedir. Buna göre, Şehrin içindeki veya yakın çevresindeki ormanlık alanların afetler öncesinde piknik alanı, mesire yeri ve afet sonrasında geçici barınma yeri olarak kullanılması için Orman Genel Müdürlüğünce veya bu Genel Müdürlüğün uygun görmesi hâlinde talepte bulunan idarelerce altyapı hizmetleri verilecektir. Kanuun 18. Maddesiyle İskan Kanununa eklenen madde ile orman veya mera vasıflı alanlardan ve Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlarda yeni yerleşim yerleri oluşturulabileceği açıkça hükme bağlanmıştır. Endişe ve Eleştiriler Yukarıda Yasayı kısaca özetledikten sonra, beni endişeye sevkeden kafamın karıştığı, üzerinde detaylı olarak düşünülmesi gereken konuları da aşağıda başlıklar özetlemek istedim. Şüphesiz bu endişeleri artırmak ve detaylandırmak mümkündür. Burada sadece çok özet olarak konu başlıklarının verilmesi biçiminde bir değerlendirme yapılmaktadır. Uygulama Bütünlüğü Kavramı Yasada yapılan düzenleme ile risk taşımayan yapıların da uygulama bütünlüğü gerekçesiyle kanun hükümlerine tabi olacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme ile riskli yapıların yanı sıra risk taşımayan yapılar, Bakanlığın belirleyeceği sınırların içinde kalmaları durumunda yıkılabilecektir. Böylesi bir düzenleme, güvenli, risk taşımayan yapılarda oturan kişilerin hukuksal güvencelerini, barınma haklarını, konut dokunulmazlığını, belirsizlik taşıyan uygulama bütünlüğü kavramına dayanarak ortadan kaldıracaktır. 2 Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları, 3 Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı, 4 danışmanlık, yazılım, araştırma, her tür ve ölçekte harita, etüt, proje, kadastro, kamulaştırma, mikro bölgeleme, risk yönetimi ve sakınım planı çalışmalarını, her tür ve ölçekte plan yapımı ve imar uygulaması işlerini ve dönüşüm uygulamalarını 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 7

UZMAN SAHASI İdarenin Takdir Yetkisi ve Genişliği Yasa ile yetkinin genel olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na verilmesi, yerleşmelerin asıl sorumlusu olan yerel yönetim birimlerinin devre dışı bırakılmasına neden olacaktır. Bakanlığa tanınan yetkiler, belediyeleri kentlerinde yetkisiz bırakacak, halk ile belediye, belediye ile bakanlık karşı karşıya gelebilecektir. Yasa ile Hazine dışındaki kamu kurumlarına ait taşınmazların da, üstelik bu alanların riskli alanda olma koşulu da aranmadan Bakanlığa tahsis edilmesi sonucunda, kentlerimizin rantı yükselen merkezi bölgelerindeki kamu tesislerine (okul, hastane vb.) yönelim artacak ve kamusal fakirleşme boyut değiştirecektir. Yasa ile getirilen mülkiyet hakkının kullanımının kısıtlanmasına ilişkin tanımlanan yetkiler de açıkça Anayasaya aykırıdır. Yasa ile riskli yapıların bulunduğu alanların yanı sıra, Bakanlık tarafından belirlenecek, yapılaşmamış boş rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması öngörülmüştür. Riskli alanlar açısından yerinde olan bu düzenleme, diğer alanlar açısından Anayasanın Hukuk Devleti ilkesine aykırı uygulamalara neden olacaktır. Yürütmenin Durdurulması Kararının Verilememesi Uygulama İşlemleri başlıklı 6 ncı maddede, Kanun kapsamında tesis edilecek idari işlemlere karşı dava açılabileceği belirtilmekte, ancak bu davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceği ifade edilmektedir. Madde gerekçesinde, Kanunun yaşama hakkı ile doğrudan alakalı olduğu, Anayasa nın 125 inci maddesinin altıncı fıkrasında Kanun, olağanüstü hallerde,kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir. düzenlemesi yer almaktadır. Can ve mal emniyetini korumayı temel amaç edinen bu Kanuna göre tesis edilen idari işlemlere karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayan hükmün, Anayasa ya uygunluğu her zaman tartışıabilir durumdadır. Türkiye de idari yargı sisteminin yavaş işleyişi veri iken, vatandaşın mülkiyet hakkını tanımayan bu Yasa kapsamında bir de ara karar niteliğindeki yürütmenin durdurulması kararı alınması olanağının ortadan kaldırılması, Hukuk Devleti İlkesi ile bağdaşmamaktadır. Özellikle davanın taraflarından biri çevre ve doğal kaynaklar olduğunda yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi, geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açabilecektir. Konu bu yönüyle de tehlikeyi içinde barındırmaktadır. Çevreye yönelik çok sayıda Kanunun, uygulanamayacak mevzuat adı altında sayıldığı da gözönüne alındığında tehlikenin sınırları daha da büyümektedir. Uygulanmayacak Mevzuatın Varlığı, Kanunun Üstün Norm Niteliği Uygulanmayacak Mevzuat başlıklı 9 uncu maddesi; Zeytincilik, Orman, Askeri Yasak Bölgeler, Turizmi Teşvik, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma, Kıyı, Mera, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu gibi toplam 11 kanunun, Afet Kanununun uygulanmasını engelleyici hükümlerinin uygulanmayacağını hükme bağlamaktadır. Kanunların bu şekilde sayılmasının ardından getirilen ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri şeklinde ifade edilen torba anlayış, Kanun kapsamındaki uygulamaların yaratacağı çevre tahribatının şimdiden habercisi niteliğindedir. Yasanın Uygulanmayacak mevzuat başlıklı maddesinde yapılan düzenleme ile ülkemizin sahip olduğu önemli doğal ve kültürel zenginlikleri koruma altına alan yasal düzenlemelerden sınırsız biçimde vazgeçilmektedir. Yasa ile ülkemizin tüm kıyılarında,meralarda, tarım alanlarında, zeytinlik alanlarında, meralarında, orman alanlarında ve hatta korunan alanlarında olası bir tahribatın önü açılmış olacaktır. İhale Usulü Kanun kapsamında yapılması planlanan ihaleler 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun hükümlerine göre yeterliliği olan tüm firmaların katılabileceği açık ihale yerine aynı Kanunun 21/b maddesinde tanımlanan «doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen» hallerde kullanılması öngörülen ilansız pazarlık (davetiye) alım usulünün esas alınması ihalelere katılma yeterliliğine sahip firmalardan sadece idare tarafından ihalelere davet edilen firmaların bu ihalelere katılma hakkı tanımaktadır. Bu, istisnai alım yönteminde suistimale açık uygulamalar olabilmektedir. Afet Kanunu Geliri Meselesi Orman Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen orana tekabül eden tutarı, Afet Kanunu geliri olarak görülmektedir. Burada konu iki açıdan değerlendirilmelidir. 2B arazilerinin satışından elde edilecek gelirden ayrılacak payın üst sınırı belli edilmiştir. Yani, bu gelirsen %90 ı Afet Kanunu geliri olarak ayrılabilecektir. Oysa, Orman sınırları dışına çıkarılan arazilerin satışından elde edilecek gelirin orman köylülerinin kalkındırılmaları için kullanılması esastır. Yukarıda söylediğim gibi, Kanuna yönelik eleştirileri artırmak kesinlikle mümkündür. İlk uygulamalarına Ekim 2012 de başlanacağı ifade edilen Kanunun bir yandan olması gerektiği üzere afet riskini ortadan kaldırmaya çalışırken, yeni afetlere yol açmaması en büyük dileğimizdir. Bunun için uygulayıcılara ve yetkili idarecilere büyük iş düşmektedir. İlgililerin Kanunun zayıflık ve endişe yaratan hükümlerini, kamu yararına yorumlaması ve uygulaması dileğiyle. 8 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2012

TOMRUKLARIN HER İKİ YÖNDE BÖLMEDEN ÇIKARILMASINDA KULLANILAN YARI MEKANİZE TOKK-M SİSTEMİ Prof. Dr. H. Hulusi ACAR KTÜ Orman Fakültesi hlsacar@ktu.edu.tr ÖZET Ülkemizde ve dünyada orman alanları geniş alanlara yayılmış olup çoğunlukla dağlık arazide yer almaktadır. Bu durumda ormancılık faaliyetlerinde bölmeden çıkarma aşaması güç, pahalı ve çevresel etkileri söz konusu olan, sınırlı teknolojinin kullanılabildiği teknik-ergonomik yaygın bir faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu aşama için olası teknolojik gelişmeler ise, işin yapısı gereği ve ülkemizdeki orman işletmeciliğinin daha çok devlet tarafından yapılması sonucu yeterince gelişme gösterememiştir. Bölmeden çıkarma faaliyetleri ülkemizde insan gücü, hayvan gücü, traktörler ve hava hatları gibi başlıca yöntemler ile gerçekleştirilmektedir. Dünyada, bu konuda walking machine, harvester, forwarder gibi daha gelişmiş başkaca mekanize yöntemler de mevcuttur. Ancak ülkemizde halen insan gücü ile sürütme ağırlıklı bir bölmeden çıkarma şeklidir. İnce çaplı odunların kontrolsuz olarak U tipi polietilen oluklar içerisinde aşağı doğru kaydırılması şekli, Orman Genel Müdürlüğü nün projeli desteği ile belirli bir noktaya gelmiştir. Bu konuda polietilen ve fiberglas malzemelerden beş model tasarlanmış olup hazır koriger boruların kullanılması teknik ve ekonomik açılardan uygun bulunmuştur. Tomruk gibi kalın çaplı ağır odunların bölmeden çıkarılmasında ise orman yolunun mevcut olduğu durumlarda Traktör tamburu-oluk sistemi (TOKK-T: Tomrukların oluk içerisinde tamburlu traktör gücü ile kontrollu kaydırılması/çekilmesi) şeklinde bir yarı mekanize kombine sistem geliştirilmiştir. Bu çalışmada ise orman yolunun mevcut olmadığı alanlarda, ormanın her noktasına üç parça halinde ulaştırılabilen ve ormanda monte edilen tamburlu mobil motor-oluk sistemi (TOKK-M: Tomrukların oluk içerisinde mobil motor+tambur gücü ile kontrollu kaydırılması/çekilmesi) ile tomrukların her iki yönde taşınması sağlanmıştır. Yukarı doğru taşıma sırasında motor gücü ile çekim, aşağı doğru ise motor gücü kullanılmadan frenleme sistemi uygulanmaktadır. Taşıma iki ya da üç istasyonlu olarak daha uzak mesafeler için de geçerlidir. Bu yapay güzergah üzerinde ağır tomrukların sürtünmesiz ortamda yarı mekanize bir sistemle her iki yönde taşınabilmesi, orman içerisinde teknik, ekonomik, ergonomik ve çevresel açılardan önemli yararlar sağlayacaktır. Anahtar kelimeler: Bölmeden çıkarma, Tomruk, TOKK-M sistemi, Dağlık arazi 1. GİRİŞ Ormancılık faaliyetlerinin iyi şekilde planlanması ve insanmakine-çevre uyumu içerisinde gerçekleştirilmesi, iş veriminin artırılması, ergonomik çalışma koşullarının oluşturulması, ekonomikliğin sağlanması ve çevreye verilebilecek olası zararların minimize edilmesi açısından önemlidir. Orman ekosistemine bire bir müdahalede bulunan, güç, pahalı ve çevresel açıdan etki olan en önemli ormancılık faaliyeti odun hammaddesinin orman içerisinden yol kenarına kadar taşınması aşamasıdır. Odun hammaddesi üretimi faaliyetleri, orman içerisinde, güç arazi şartlarında, doğa koşullarına açık olarak çok yönlü ve sürekli yararlanma ilkesi ışığında gerçekleştirilen faaliyetlerdir. Bu faaliyetler gerek iklim ve yöre koşulları açısından işçilerin çalışabileceği mevsimde olması gerekse üretilen odun hammaddesinin fazla bekletilmeden son kullanıcıya ulaşabilmesi için piyasa talebinin yüksek olduğu dönemlere yetişmesi açısından yılın belirli zaman dilimleri içerisinde gerçekleştirilmesi gereklidir. 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 9

UZMAN SAHASI Türkiye de yaklaşık 10 milyon m 3 /yıl yapacak ve 15 milyon ster/ yıl yakacak odun hammaddesi ihale usulüyle orman köylüleri ya da orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine yaptırılmaktadır. Üretilen odun hammaddesi piyasa talebini yeterince karşılamamakta ve kısmen yurt dışından ithal edilmesini de gerektirmektedir (Kaplan, 2007). Eğimli alanlarda yapılan bir çalışmada zemin üzerinde sürütme faaliyetleri sırasında tomruklarda kırılma (%50), saçaklanma (%45) ve çatlama (%5) gibi zararların meydana geldiği tespit edilmiştir (Ünver, 2008). Bölmeden çıkarılan tomruklar istiflenmeden önce uç kısımlarındaki kırılmış, çatlamış ya da saçaklanmış kısımları kesilerek silindirik hale getirilirler. Bu da odunlarda önemli oranda miktar kayıplarının meydana gelmesine neden olmaktadır. Gürtan (1975), Doğu Karadeniz Bölgesinde bölmeden çıkarma çalışmaları sırasında tomrukların %15 miktar ve %10 kalite kaybına uğradığını belirlemiştir. Ayrıca yapılan pek çok çalışmada zemin üzerinde sürütme faaliyetleri sırasında kalan ağaç, fidan ve orman toprağında önemli zararlar meydana geldiği tespit edilmiştir (Caspersen, 2006; Solgi ve Najafi, 2007; Acar ve Ünver, 2006; Ünver ve Acar, 2009). Ekonomik açıdan piyasanın odun hammaddesine olan talebinin karşılanabilmesi; teknik açıdan verimin artırılabilmesi; ergonomik açıdan işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması ve çevresel açıdan kalan meşcereye verilen zararların minimize edilerek sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için bölmeden çıkarma faaliyetlerinde mekanizasyon kullanımının artırılması gereklidir. Dünyada helikopter, walking machine ve balon gibi odun hammaddesine ve çevreye verilen zararı minimize eden bölmeden çıkarma yöntemleri de mevcuttur. Gelişmiş mekanizasyon araçlarının kullanımında uzmanlığa ihtiyaç duyulması ve işin daha az işçi ile daha kısa sürede yapılabilecek olması nedeniyle orman köylülerinin işlendirilmesini olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle iş verimini artıracak, ucuz, ergonomik ve kullanımı uzmanlık gerektirmeyecek alternatif tekniklerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu amaçla kalın çaplı odunların hem yukarıdan aşağıya hem de aşağıdan yukarıya doğru kontrollü taşınmasını sağlayan Tomrukların Oluk İçerisinde Mobil Motor Gücüyle Kontrollü Kaydırılması/ Çekilmesi (TOKK-M) sistemi geliştirilmiştir (Acar vd., 2012). 2. TOKK-M SİSTEMİ Geliştirilen TOKK-M sistemi (Tomrukların Oluk İçerisinde Mobil Motor Gücüyle Kontrollü Kaydırılması/Çekilmesi) yarı mekanize kombine bir sistemdir. Bu sistem genelde 60-70 cm çap, 5-7 m boy ve 4-8 mm kalınlığında yarım daire biçiminde plastik (polietilen) oluklardan oluşan yapay bir güzergah ve bu sürtünmesiz güzergahta kontrollü taşımayı sağlayan portatif bir motor mekanizmasından ibarettir. Oluk güzergahı, orman içerisinde herhangi bir taşıma güzergahı inşasına gerek duyulmadan eğime dik ya da açılı olarak kurulabilir. Kurulum sırasında plastik oluklar dişi ve erkek olarak isimlendirilen uç kısımlarından vidalarla birbirine monte edilerek yukarıdan aşağıya doğru araziye aplike edilir. Aşağıdan yukarı doğru taşıma yapılacağı zaman aşağıdaki oluğun üst uç kısmı bir üstteki oluğun üzerine getirilirken, yukarıdan aşağıya doğru taşımada ise yukarıdaki oluğun alt uç kısmı bir alttaki oluğun üzerine gelecek şekilde vidalarla monte edilmelidir. Böylelikle hem taşıma sırasında tomrukların olukların bağlantı yerlerine takılarak zarar görmesi hem de takılmadan kaynaklanacak zaman kayıpları önlenmektedir. Yaklaşık 25 kg ağırlığında olan oluklar 2 işçi ile araziye kolaylıkla taşınabilmekte ve kurulumu bir gün sökülmesi ise yarım gün gibi kısa sürelerde gerçekleştirilebilmektedir (Acar vd., 2009). Portatif motor mekanizması; 10 BG motor, tambur, 6 mm çapında 150-200 metre uzunluğunda çelik taşıyıcı kablo, emniyet kabloları, frenleme tertibatı, vites kolu, pedal ve kontrol kolundan oluşmaktadır (Şekil 1). Mekanizma; yaklaşık 150 kg ağırlığında olup üç parça halinde ve hayvan sırtında ormandaki üretim sahasına taşınıp monte edilebilmektedir. Mekanizma düz bir zemin üzerine, tüm ayakları zeminle sağlam olarak temas edecek şekilde yerleştirilmeli ve bir ya da birkaç ağaca emniyet kabloları ile sıkıca bağlanarak sabitlenmelidir. Şekil 1. TOKK-M Sisteminde kullanılan motor mekanizması görüntüleri 10 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2012

Şekil 2. TOKK-M sistemi ile tomrukların taşınması Motor mekanizması, emniyet kabloları ile en az 2 dayanak noktası ya da ağaca bağlanmalı, gerek görüldüğü durumda da sistemin ayak kısımlarına destek amaçlı demir çubuklar çakılmalıdır. Bu kombine sistemle orman içinde ulaşılamayan alanlardaki tomruk transportu faaliyetleri de rahatlıkla sürdürülebilecektir. Bu sistemde aşağıdan yukarıya doğru taşımada, motor mekanizmasının tamburuna sarılı olan yağlı çelik halata tomruklar teker teker bağlanır ve motor çalıştırılarak çekilir. Yukarıdan aşağıya doğru taşımada ise, bir tomruk çelik halata bağlanır ve motor çalıştırılmadan frenleme tertibatı kullanılarak kontrollü bir şekilde ve oluklar içerisinde yerçekimi etkisinde aşağıya doğru kaydırılır. Kontrollü kaydırma işi tamamlandıktan sonra motor çalıştırılıp boş kablo tambura geri sarılır (Şekil 2). Tüm sistemin maliyetinin en fazla 20 000 TL civarında olacağı tahmin edilmekte olup odun transport araçlarının (özellikle tomruk) geliştirilmesinin güç olduğu günümüzde bu rakam ekonomik bulunmuştur. Kaldı ki ülkemizde % 80 oranında insan gücü ile sadece aşağı doğru yerçekimi etkisinde kaydırma/yuvarlama şeklinde yapılan tomruk sürütme işlerinde tespit edilmiş % 10 kalite ve % 15 miktar kayıpları (Gürtan, 1975) ile mevcut çevresel zararlar, bu sistemin çok daha rantabl olduğunu göstermektedir. Zira birçok üretim sahasında bölmeden çıkarma sonrası meşçerede ve taşınan üründe ortaya çıkan zararlar, bu gibi yapay portabl güzergahlarda yapılacak transport çalışmalarını olumlu kılmaktadır. 3. SONUÇ VE ÖNERİLER TOKK-M sistemi; maliyeti, kurulum kolaylığı, çevresel etkisi, elde edilebilirliği (ülkemiz koşullarında üretiminin mümkün ve kolay olması), yer değiştirme kolaylığı ve çok farklı arazi şartlarında rahatlıkla kullanılabilmesi gibi artılarından dolayı da pahalı-ithal orman hava hatlarına karşı uygun bir alternatif olabilecektir. Orman yolunun bulunmadığı dere içleri veya sırtlarda yapılacak her iki yönlü uzun mesafeli (200m üzeri) taşımalarda yapay portabl oluk sistemi ardışık 2-3 istasyon şeklinde de kurulabilir. Portatif motor mekanizmasının daha hafif ve dayanıklı bir malzemeden yapılması, güç arazi koşullarında daha rahat yer değiştirmesini sağlayacak ve daha ergonomik bir hale gelecektir. Gerektiğinde mekanizmanın orman içi hareketini kolaylaştırmak için alt kısmına kızak sistemi kurulabilir. Mekanizmadaki düşük motor gücünün redüktör kullanılarak artırılması mümkündür. Motor mekanizması arazide olabildiğince düz zemin üzerinde ve tüm ayakları yerle temas edecek şekilde, en az 2 dayanak noktasına ya da kalın ağaçlara emniyet kablolarıyla sıkıca bağlanarak sabitlenmelidir. Aksi halde ortalama 600 kg lık tomrukların taşınması sırasında motor mekanizması hareket ederek sistem ve çevresi için tehlike oluşturabilmektedir. Motor mekanizmasının sabitlenmesinde motor mekanizmasının ayak kısımlarına destek amaçlı demir çubuklar çakılmalıdır. Bu sistemle taşıma işleminin sağlıklı gerçekleşebilmesi için taşıma bir işçi tarafından sürekli gözlemlenmeli ve bu işçi ile motor mekanizmasını kullanan operatör arasında telsizle iletişim ağı kurulmalıdır. Sistemdeki mekanizma, motor gücü, tambur kapasitesi, cer kablo yapısı, emniyet kabloları, yön makarası, mekanizmanın stabilizasyonu gibi unsurlar geliştirilebilir mahiyettedir. Yine olukların araziye aplikasyonu, tomruk ve oluk bağlantıları, makara sistemleri, oluk malzemesinin cinsi, şekli ve arazideki stabilizasyonu gibi teknik konular da geliştirilmeye açıktır. KAYNAKLAR 1. Acar, H.H., ve Ünver, S. 2006. Work Production of Extracting of Small Size Woods by Plastic Chute System: Its Application in the Giresun Region. Journal of Kastamonu Faculty of Forestry. 5 (2), 154-163. 2. Acar, H.H., Ünver, S. ve Özkaya, M.S. 2009. Controlled Sliding of Logs through Plastic Chutes on the Forest Ground, Journal of Istanbul University. A Sery. 59 (1), 29-36. 3. Acar, H.H., Ünver, S., Üçüncü, K. ve Özkaya, M.S. 2012. Kalın Çaplı Odunların Bölmeden Çıkarılmasında Alternatif Bir Yöntem: Tomrukların Oluk İçerisinde Kontrollü Kaydırılması (TOKK). KTÜ BAP Hızlı Destek Projesi, Proje Kod No. 2010.113.001.6, 26s., Trabzon. 4. Caspersen, J.P., 2006. Elevated Mortality of Residual Trees Following Single-Tree Felling in Northern Hardwood Forests, Can. J. For. Res. 36, 1255-1265. 5. Gürtan, H. 1975. A Research on the Determination of Looses during Harvesting and Extracting Activities on the Steep Forests and Rationalization of These Activities. TUBITAK Publication. p. 250. Ankara-Turkey. 6. Kaplan, E. 2007. Dünya Orman Varlığı ve Odun Tüketimi. Ahşap Dergisi. 34. 7. Ünver, S. 2008. Endüstriyel Odun Hammaddesinin İnsan Gücüyle Sürütülmesi Sırasında Ortaya Çıkan Ürün Kayıpları ile Çevresel Zararların Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi. KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü. 138 s. Trabzon. 8. Ünver, S. ve Acar, H.H. 2009. Evaluation of Residual Tree Damage in Sloping Areas Due to Harvesting Operations by Manually. Austrian Journal of Forest Science. 126 (3), 119-132. 9. Solgi, A. ve Najafi, A. 2007. Investigating of Residual Tree Damage during Ground-Based Skidding Pakistan Journal of Biology Science. 10, 1755-1758. 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11

UZMAN SAHASI AHŞAP MALZEMENİN İŞLENMESİNDE YÜZEY KALİTESİ Yrd. Doç. Dr. Sait Dündar SOFUOĞLU Dumlupınar Üniversitesi Simav Teknik Eğitim Fakültesi sdsofuoglu@gmail.com GİRİŞ Ahşap malzemenin işlenmesinde iyi bir işleme kalitesi elde edebilmek için işleme koşullarının uygun bir kombinasyonunun uygulanması gerekmektedir. Bu çalışmada iyi bir işleme kalitesi elde edebilmek için gerekli olabilecek genel bilgilere yer verilmektedir. Genel olarak ahşap malzemenin amacına uygun bir şekilde işlenebilmesini sağlamak için gerekli koşullar; makine ve kesme aletlerinin mekanik durumu, makinelerin ayarlanması ve çalıştırılması ve hammadde odunun seçimi ve özellikleri olmak üzere üç ana grupta incelenebilmektedir. Bu gruplara giren çeşitli koşulların yerine getirilmemesi veya yeteri kadar önemsenmemesi yapılan işlemeyi doğrudan etkilemektedir. Ayrıca ahşap malzemenin işlenmesinde beklenen kalite, son kullanım amacına göre de değişebilmektedir [3,9,11]. 1. İYİ BİR İŞLEME İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR 1.1 Makine ve Kesme Aletlerinin Mekanik Durumu: İyi bir işleme kalitesi elde edebilmek için; kesicilerin dengeli olarak yerleştirilmesi, bıçak seçimine özen gösterilmesi ve bıçakların sürekli olarak keskin bulundurulması gerekmektedir. Makinaların kullanım ömrü biten veya fazla kullanılan ve tahrip olan parçalarının zamanında değiştirilmesi ve bakımlarının zamanında yapılması gerekmektedir [11]. İşleme kalitesinde makinanın tasarımı, titreşim derecesi, kullanılan kesicinin tipi kesicinin bakımlı olması (bileme kalitesi ve bıçakların kesişe katılması) ve kesicinin iş parçasına göre yönü vb. diğer faktörler de etkili olmaktadır. Örneğin çeşitli kesiş tiplerinde oluşan yüzeyler Şekil 1 de görülmektedir [3, 8]. Şekil 1. Farklı kesiş yöntemlerinde oluşan yüzeyler [8]. a) Şerit testere, b) Planyalama c) Daire testere d) Zımparalama a. Bıçak türü: Pratik çalışmalarda uzun süre keskin kalması nedeniyle, daha çok ucu sertleştirilmiş, sert metal bıçaklar tercih edilmekte, daha sonra sırasıyla yüksek hız çeliği ve karbon çelik bıçaklar gelmektedir. İşlenecek malzemeye göre uygun kesiciler seçilmelidir. b. Bıçak keskinliği: Keskin bıçaklar ile işlemede daha iyi yüzey kaliteler elde edilebilmektedir. Keskin olmayan kesicilerin olumsuz etkisi hafif ve yumuşak odunlardaki kesişlerden sonra açıkça görülebilmektedir. c. Bıçakların bıçak başlığına yerleştirilmesi: Bıçaklar bilendikten sonra bıçak başlığına yerleştirilirken bütün bıçakların kesişe katılmasını sağlamak için ve aynı kesiş dairesine getirilmesi sağlanmalıdır. d. Makinelerin elemanlarının mekanik durumu ve bakımı: Makine ve elemanlarının mekanik durumu, onların kullanılma sürelerinden daha önemli olup, işleme kalitesini etkilemektedir. Dikkatli kullanılmayan yeni bir makinenin verimi düşmekte, iyi kullanılan ve bakımı yeterli olan eski makineden da en iyi şekilde faydalanılabilmektedir [11]. 1.2. Makinelerin Ayarlanması ve Çalıştırılması a. Kesiş açısı: Bütün durumlarda kesiş açısını 30 o den 15 o ye düşürmek örneklerdeki yüzey kalitesini arttırmaktadır. Bununla birlikte kesiş açısının düşürülmesiyle elde edilen bu artışın bütün örneklerde aynı olmadığı görülmüştür. Şekil 1 de iki bıçaklı bir planya başlığındaki açılar görülmektedir. Şekil 2: İki bıçaklı bir planya başlığında planya bıçağı kesici açıları (a. kesiş açısı; b. kesiş açısı değişikliği için verilen pah (açı) c. Serbest açı (pah); d. kesiş (uçus) dairesi; 1 ve 2 planya bıçakları) [1,4]. 12 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2012

Kesiş açısını 30 o den 25 o ye düşürülmesi ile yüzey kalitesinde çok az bir değişim meydana gelmektedir. Kesiş açısının 25 o den 20 o ye düşürülmesi ile yumuşak ağaç türlerinin yüzey kalitesinde önemli ve olumlu bir değişim meydana gelmektedir [2]. b. Kesiş derinliği: Malzeme yüzeyindeki sığ bir kesiş en iyi sonucu vermektedir. Kesiş derinliğinin artması ile sonuçlar kötüleşmektedir. Kesiş derinliği işin kalitesini genel olarak yapraklı ağaç türlerinde ibreli ağaç türlerine göre daha az etkilemektedir. Kural olarak iki derin olmayan kesiş bir derin kesişe göre daha iyi yüzey vermektedir. Çeşitli ülkelerin standartlarında kesiş derinlikleri sınırlandırılmış bulunmaktadır [11,15]. c. Kesiş hızı: İşleme kalitesi için önemli bir etkendir. Kesiş hızı; ağaç malzemeyi işleyen makinenin kesicisinin işlenen malzeme üzerinde birim zamanda (saniyede) metre cinsinden katettiği yola denilmektedir. Kesiş hızı kesiş hareketi ile sağlanan, yani; malzeme içinde kesiş yönünde bıçakların keserek hareket ettiği hızdır. Bu kesiş hızı gerek kalite ve gerekse randıman (verim) hesaplamaları için çok önemlidir [11]. Ağaç malzemeyi işleyen makinelerde kesiciler genellikle dönerek (daire testere, planya, freze) kesiş yaptıklarından, kesiş hızı bıçağın çevresel hızı olarak da tanımlanabilmektedir. Bu hız bir daire testere veya planya bıçağı başında (top) belirli bir A noktasının bir saniyede katettiği uzaklıktır. Kesici başın bağlı olduğu milin bir dakikadaki dönüş sayısına devir sayısı adı da verilmektedir. Çok düşük kesiş hızı ile kaliteli yüzey elde edilememektedir. Ağaç malzeme işleme makinelerinde kesiş hızının üst sınırı bulunmaktadır. Yüksek kesiş hızlarında oldukça büyük bir savurma kuvveti ortaya çıkmakta ve makinelerdeki sallanmaları engellemek için makinelerin büyük ve stabil olarak üretilmesi ve zemine tesbiti gerekmektedir. Orman ürünleri ve mobilya endüstrisinde kullanılan makinelerde devir sayısı genelde dakikada 3500 ile 22000 arasında değişmektedir. Teknolojik gelişime bağlı olarak son yıllarda kesicilerin devir sayısı artırılmış bulunmaktadır. Ağaç malzemeyi işleyen makinelerde kesiş hızı makinenin yapacağı kesiş şekli ve kesici tiplerine göre değişmektedir. Ağaç türlerinin optimum kesiş hızı, ağaç türü odunlarının özgül ağırlığı ile bıçak türlerine göre de farklılıklar göstermektedir. d. Besleme hızı: İtme hızı, işlenecek malzemenin makineye veya makinenin işlenecek malzemeye belirli zaman birimi içindeki itilme (beslenme) miktarını metre/dakika olarak ifade etmektedir. Besleme hızı makinenin randımanın ve dolayısıyla işletmenin verimini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle pratikte mümkün olduğunca yüksek itme hızı kullanılmaya eğilim gösterilmektedir. Yüksek itme hızında kesiş (bıçak) izleri uzun ve daha belirgin olmaktadır. İtme hızı özellikle dairesel kesiş yapan makinelerde yüzeyin kalitesi üzerinde oldukça büyük etki yapmaktadır [11]. Besleme hızının arttırılması ile daha kötü yüzeyler elde edilmektedir [13]. İtme hızı; otomatik besleme ve itme donanımları olmayan makinelerde insan gücü ile sınırlıdır. Çok düşük itme hızında kaliteli kesiş işlemi engellenmektedir. Kesicinin uç kısmı, çizilmekte, körlenmekte ve böylece dayanma süresi de azalmaktadır. İşlenem malzemede yanma izleri de meydana gelebilmektedir. e. Birim mesafedeki bıçak izi sayısı: Yüzeye verilen paralel ışıkla daha rahat görülebilen bıçak izleri sert ağaç malzemelerde yumuşak ağaç malzemelere göre daha rahat izlenebilmektedir. Birim mesafedeki bıçak izi sayısının yüzey kalitesini belirlemede önemli etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Genellikle yüzey kalitesindeki en büyük artış birim mesafedeki (2,54 cm) bıçak izi sayısının 8 den 12 ye ve 12 den 16 ya çıkarılması ile meydana gelmektedir. Bu artış 2,54 cm de 16 bıçak izi sayısından 20 bıçak izi sayısına çıkarılmasında i se oldukça küçüktür [2]. En iyi yüzey kalitesi 2,54 cm de 20 bıçak izin sayısında beklendiği halde 10 bıçak izi sayısında bulunmuştur [12]. Birim mesafedeki bıçak izi sayıları ile ilgili görseller Şekil 3 de görülmektedir. Şekil 3. Planyalamada birim mesafedeki farklı bıçak izi sayıları A- Kesişin bir bıçakla gerçekleştirilmesi durumunda B- Kesişin dört bıçakla gerçekleştirilmesi durumunda [5]. 1.3 Hammadde Odunun Seçimi ve Özellikleri Hammadde odunun seçimi ve sahip oldukları özellikler yüzey işleme kalitesini önemli derecede etkilemektedir. Odunun yüzey işleme kalitesini etkilediği özellikleri şu şekildedir. 2012 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13