INDESİT COMPANY İKİ ÖDÜLÜN DAHA SAHİBİ OLDU Indesit Company, inovasyon alanında iki prestijli ödüle layık görüldü. Teknik Komite tarafından İtalya nın en başarılı girişimcisi olarak nitelendirilen Indesit Company nin CEO su Andrea Merloni ye Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano tarafından Roma Palazzo del Quirinale de düzenlenen bir törenle Prize of Prizes ödülü verildi. Indesit Company CEO su Andrea Merloni yaptığı konuşmada, Bu tarz ödüller firmamızın inovasyon yönündeki devamlı ilerleyişinin tanınmasında önemli rol oynuyor dedi. 2010 yılı Büyük Girişimci kategorisinde düzenlenen Premio Impresex Innovation ödül töreninde Indesit Company nin sistematik ve entegre inovasyon yönetimi ndeki başarısından dolayı ödüle layık görüldüğü ve bu başarının kalite ve müşteri memnuniyetini artırmada rekabetçi güç olarak kullanmasının Indesit Company yi başarıya götürdüğü belirtildi. MANİSA NIN YENİ DEVİ INDESİT, PAZARINI KATLAMAYA GELDİ Indesit Company nin dünya ticari operasyonlarından Sorumlu Başkanı Enrico Vita, krizden en hızlı çıkan pazar olan Türkiye ye fokuslarını artırdıklarını, yüzde 8 olan iç pazar paylarını yüzde 15 e çıkaracaklarını ifade etti. İşleri katlamaya geldim diyen Vita, Manisa da bulunan soğutucu fabrikasına iki yıl içinde 10 milyon euro yatırım yapacaklarını ifade etti. Vita şöyle konuştu: Türkiye pazarı listemizde her zaman ilk 3 te yer alıyor. Krizden çok hızlı çıktı. İç pazarın yüzde 10 büyümesini bekliyoruz. Rusya bizim en önemli pazarımızdı, yüzde 30 daraldı. Bu yıl orayı yeniden canlandırmak için fokuslanacağız. Türkiye ye olan fokusumuz ise işlerimizi katlamak, pazarımızı büyütmek için olacak. Manisa da bulunan soğutucu fabrikasında bu yıl 1.5 milyon buzdolabı üretileceğini ifade eden Vita, Üretimin yüzde 80 i buradan ihraç ediliyor. Ödüllü buzdolabımız Quadrio da Manisa da üretiliyor. Tüm dünyaya buradan dağılıyor dedi. Türk pazarının yükseliş trendinde olduğunu hatırlatan Vita, genç nüfus ve üretim olanaklarının yanı sıra değer olarak yüksek bir pazar olan Türkiye hakkında şunları söyledi: Türk halkının farklı beğenileri Avrupa ortalamasının üzerinde fiyatlarla beyaz eşyaları satın almalarına neden oluyor. Mesela 8 kilonun üzerinde büyük kapasitesi olan çamaşır makinelerini seviyorlar. Avrupa da 55 cm buzdolapları kullanılırken, Türkiye de 70 cm kullanılıyor. Türkler tencereleri, karpuzları dolaba yerleştirmeyi seviyor. Bu nedenle ürünlere daha fazla ödüyor. Bu da Türk pazarını yüksek değerle daha da cazip kılıyor. Türkiye deki pazarın gelişmesine paralel olarak yatırımlarını sürdüreceklerine değinen Vita, Şu an başka alanda fabrika yatırımı düşünmüyoruz. Manisa çok geniş bir alanda bulunuyor. Gelecekte farklı ürün segmentlerinde üretim yapabiliriz dedi. DEMİRDÖKÜM YÜZDE 20 BÜYÜYECEK Türk DemirDöküm Fabrikaları Adana Yetkili Satıcısı Hek Mühendislik in Showroom açılışına katılan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan DemirDöküm Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Christoph M. Grosser, hedeflerinin, pazarında yaklaşık yüzde 23 lük bir paya sahibiz. Hedefimiz yüzde 20 büyüme gerçekleştirmek dedi. Törende konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Grosser, DemirDöküm ün sektördeki başarısında yaygın yetkili satıcı ağının etkili olduğuna işaret etti. BEYSAD 1
Markanın yurtiçi pazarında olduğu kadar yurtdışında da başarılı işlere imza attığını söyleyen Grosser, Türkiye ihracatının yüzde 30 unu gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB,) 2009 yılında ihracat nedeniyle DemirDöküm ü ödüllendirmişti dedi. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Christoph M. Grosser, sektörde büyüme beklerken, kendilerinin büyüme hedefinin yüzde 20 olduğunu kaydetti. Krizden sonra şu anda tekrar toparlanma yılı içerisindeyiz diyen Grosser, 2008-2009 yılında sektörde krizin etkisiyle küçülmenin yüzde 34 olduğunu vurgulayarak, 2010 tahminlerimiz iyimser, sektörde yüzde 15 ile yüzde 20 arasında bir büyüme bekliyoruz şeklinde konuştu. Grosser, Klimalarda daha hızlı bir büyüme beklerken, tahminlerimiz ötesinde gelişme olmadı. Sektördeki gelişmeye paralel olarak biz de büyüme bekliyoruz. DemirDöküm sektörün en eski sanayi kuruluşlarından. Kombi, şofben, termosifonda lider konumunda, bugün bu pazarda DemirDöküm olarak yüzde 23 pazar payına sahibiz açıklamasında bulundu. İLK BÖLGESEL İNOVASYON MERKEZİ TRAKYA DA Trakya Bölgesi ndeki firmaların rekabet gücünü arttırmayı amaçlayan Trakya Enerji ve Çevre Teknolojileri Bölgesel İnovasyon Merkezi (T-BİM) için ilk adım atıldı. Bölge sanayicisinin inovasyona dayalı üretimlerini çevreye uyumlu hale getirmek, bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla TÜBİTAK, İŞBAP Projeleri kapsamında, Namık Kemal Üniversitesi yürütücülüğünde ve MAKSİFED in koordinasyonunda gerçekleşecek proje hayata geçiriliyor. Proje hakkında bilgi veren Üniversite- Sanayi İşbirliği ve İnovasyon Merkezi (ÜSİM) Koordinatörü Öğr. Gör. Filiz Öner, Kurulan bu iş birliği ağı sayesinde TÜBİTAK, DPT, AB gibi destekleme mekanizmalarının fonlarından en verimli şekilde fayda sağlanılacaktır dedi. Destek miktarının yıllık en fazla 250 bin TL olduğunu ifade eden Öner, İŞBAP ortaklarının yatırdıkları kadar Proje toplam bedelinin yüzde 50 sinin proje paydaşları tarafından verileceğini söyledi. Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü de, Bu merkez hem sanayicimiz hem de üniversitemiz için önemli bir adım. Merkezlerin Hollanda, Almanya, Japonya ve Amerika da nasıl çalıştığını bizzat gördüm. Buralardaki sanayici, üniversiteye gidiyor; sorunlarını anlatıyor ve üniversitede yaptığı Ar-Ge çalışmaları ile çözüm ve teknoloji üretiyor. Biz bu konuda çok geri kaldık. Bu platform sanayicinin sorunlarına ve yeni teknolojiyle rekabet gücünü arttırmasına bir imkan sağlayacak şeklinde konuştu. Trakya Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Doğan Ünal da, Biz sanayiciler olarak üretim ve arıtmalarda kullandığımız yüksek maliyetli enerjiyle hem üretimimize, hem de ülke ekonomisine bir yük olduk. Enerjiye ayırdığımız kaynağı ürün geliştirmeye, yatırıma yatırmamız gerekirdi diyerek, şöyle devam etti: Şimdi global pazarda olmazsa olmaz bir şart var: inovasyon. Biz de bu merkezle, şimdiye kadar çok yüksek maliyetlere ulaşan BEYSAD 2
enerjimizi daha uygun kullanmak, arıtma teknolojilerimizle enerjide geri dönüşüm elde etmek gibi konularda yeni projelerin geliştirilmesini hedefliyoruz. GENÇLER AYAKKABI, ORTA YAŞ BEYAZ EŞYA KONUŞTU The Brand Age'in yaptığı marka araştırmasına göre 15-24 yaş grubu en çok giyim markasını, 35-45 yaş grubu ise beyaz eşya markasını konuştu. The Brand Age Dergisi nin Sia Insight araştıma şirketi ile şubat ayından itibaren düzenlemeye başladığı BrandTalk araştırması, tüketicilerin gündemindeki markaları takip edip bu markaların hangi nedenlerden dolayı tüketici zihninde yer bulduğunu saptayarak: Kim hangi markadan, neden ve nasıl söz ediyor? Bu konulardaki trendler nasıl bir değişim gösteriyor? Kadınlar ve erkekler nerede hangi markalardan söz ediyorlar? gibi sorulara cevap aradı. Araştırma kapsamında her ay tüketicilere son günlerde çevrenizdekilerle sohbet ederken, konuşurken ve yazışırken söz ettiğiniz, konuşma konusu yaptığınız marka ya da markalar var mı? Bu marka ya da markalar neden konuşma konunuzun bir parçası oldu? Bu markalardan nerede kimlere söz ettiniz? Bu marka hakkında neler dediniz? soruları yöneltildi. Araştırmanın sonuçlarına göre 15-24 Yaş Grubu'nun yüzde 24.1'inin en çok konuştuğu marka Adidas oldu. Onu Nike ve Nokia izledi. 25-34 Yaş Grubu aralığından itibaren yavaş yavaş iki tekstil ve ayakkabı markası geri plana düşmeye başladıkça ilk sıralara Arçelik yerleşti. 35-45 Yaş Grubu'nun ise en fazla konuştuğu iki marka sırasıyla Arçelik ve Nokia oldu. Üçüncülüğü ise Beko ve Ülker markaları paylaştı. Marka araştırmasında cinsiyete göre ortaya çıkan sonuçlara gelince. Hem kadın hem de erkeklerin en çok konuştuğu marka oldu. Fakat kadınların en çok konuştuğu ikinci marka Beko olurken erkeklerin ikinci konuşma mevzusu Adidas ve Nike oldu. Kadınların marka konuşmalarından üçüncü sırada Adidas yer alırken erkekler Nokia'yı konuşmayı tercih etti. The Brand Age'in analizine göre bir önceki aya kıyasla Turkcell, Levis ve Vestel ilk 10 marka sıralamasının dışında kalırken, Bosch, Ülker ve Coca- Cola Mart ayında tüketicilerin en çok konuştukları ilk 10 sıralamasında yerini aldı. Bu arada Bosch ve Coca-Cola nın ocak ayından itibaren yapılan Brandtalk araştırmasında ilk kez en çok konuşulan 10 marka arasına girdiği belirtildi. Ocak ayından bu yana beyaz eşya markalarının (Arçelik, Beko ve Bosch) istikrarlı bir şekilde artan oranlarda tüketiciler arasında konuşulduğu ve bu markaların tüketici gündemine girmesinin en önemli nedenlerinden birisinin, tüketicilerin alışveriş öncesinde beyaz eşya markaları hakkında yaptıkları görüşmeler olduğu belirtiliyor. Bu eğilimin beyaz eşya pazarının kriz sendromunu arkasında bırakmasının ilk işaretleri olabileceği düşünülüyor. Beyaz eşya satışlarında yılın ilk üç ayında yükselme eğilimi olmasının da bu öngörüyü desteklediğine dikkat çekiliyor. DÜNYANIN EN BÜYÜK MESLEKİ EĞİTİM PROJESİ 19 İLDE BAŞLIYOR BEYSAD 3
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi ne, 20 Temmuz da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kamuoyuna duyurulacak şekilde ilk etapta 19 ilde başlayacaklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi nin (ETÜ) işbirliğiyle gerçekleştirilecek Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi ne ilişkin bilgi verdi. Projeye, 20 Temmuz da ilk etapta 19 ilde başlayacaklarını kaydeden Hisarcıklıoğlu, illerin oda başkanları, milli eğitim müdürleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı na bağlı İş- Kur müdürlerini bir araya getirerek eğitim başlatacaklarını, önce sosyal paydaşlara eğitim verileceğini ve bunun açılışını yapacaklarını belirtti. Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: 19 ilde öncelikle iş sahiplerinin işyerlerine gidip, hangi elemana ihtiyaç duyduklarını tespit edeceğiz. Sonra MEB ile birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla beraber 3 aylık eğitimi verip, 3 ay da staj yaptıracağız. İhtiyaca göre eleman yetişecek. Eleman burada eğitim görürken, günlük 15 lira yevmiye alacak. Okulda okurken para alacak. 3 ay işyerinde staj yaparken, İşsizlik Fonu ndan para alacak ve sigortalı olacak. Daha sonra bu başarılarının sonucunda işe kavuşacaklar. Bu proje, bu kapsamda şu anda dünyadaki en büyük proje. Bunun en büyüğünü şu ana kadar Kore gerçekleştirmiş. İnşallah bunu gerçekleştirdiğimizde en büyük projeyi biz yapmış olacağız. KRİZDE REKABET ZORLAŞTI KAPASİTE YÜZDE 50 DÜŞTÜ Genel Galvanizciler Derneği (GALDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alim Kınoğlu, Türkiye de son iki yılda, ağırlıklı olarak otomotiv ve beyaz eşya sektörüne hitap eden galvanizli sıcak ruloda, çok hızlı ve talebin üstünde üretim tesisi yatırımı yapıldığına dikkat çekti. Bu sektörlerin krizden en çok etkilenen sektörler olduğunun da altını çizen Kınoğlu, iç piyasada galvanizli sıcak rulo fazlalığının oluştuğunu belirterek, Bu yatırımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu yatırımlardan sonra dış piyasa en önemli alternatif haline geldi. Bu da ihracata yönelmeyi ve ihracat kanalı ile talebi arttırmayı mecburi hedef haline getirdi diye konuştu. Bu yatırımların sektörü, inovasyona, Ar-Ge çalışmalarına ve yeni pazar arayışlarına yönlendirdiğini vurgulayan Kınoğlu, bu durumun, galvanizli ürün kullanımını artırabileceğini ve galvanizin tanınmasında sürükleyici rol oynayabileceğini dile getirdi. Söz konusu yatırımların, yatırımcı açısından zamansız oluşu ve olumsuz piyasa koşulları nedeniyle negatif etkileri olabileceğini kaydeden Kınoğlu, ancak ülke ekonomisine, istihdama, ihracat ve sanayiye çok büyük katkılarının olacağını ifade etti. Kınoğlu ayrıca, uzun vadede, gereken çalışmaların ve yatırım iyileştirmelerinin devam etmesi halinde, Türkiye nin galvanizli ürünlerin ihracatında büyük bir mesafe kat edeceğine de dikkat çekti. Galvanizin demir-çelik sektörünün sigortası olduğunu kaydeden Kınoğlu, yapısal demir çelik ürünleri ihracatında en etkili faktörün ve korozyonla mücadelede en BEYSAD 4
ekonomik ve güvenilir yöntemin galvaniz olduğunu söyledi. Ekonomik kriz nedeniyle galvaniz sektöründe kapasite bakımından yüzde 50 oranında bir düşüşün yaşandığını söyleyen Alim Kınoğlu, fiyatlarda yaşanan düşüşün ise sektördeki rekabeti zorlaştırdığını kaydetti. Sektördeki kar oranlarının düştüğünü, şu anda firmaların kar değil, çarkı döndürme telaşı içinde olduğunu ifade eden Kınoğlu, bir çok firmanın ise ayakta kalmakta zorlandığını aktardı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen galvaniz sektörünün ayakta kalmayı başaracağını dile getiren Kınoğlu, şunları söyledi: Nasıl olsa kriz var yapılacak bir şey yok, bekleyip göreceğiz, demenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Her zamankinden daha fazla ve daha dikkatli bir şekilde çalışmalıyız. Krizden daha az nasıl etkileniriz, buna çalışmak lazım. Tabi ki başta gelişerek, yenilenerek, ekonomik bağışıklık sistemini güçlendirerek, Ar- Ge yaparak, düzeltme ve önleme faaliyetleri gerçekleştirerek bu mümkün. BORÇELİK, YATIRIMDA HIZ KESMİYOR Borçelik Genel Müdürü Erkan Kafadar, stratejik planları doğrultusunda, rekabet güçlerini ve pazar paylarını artıracak yatırımlarını sürdürdüklerini belirterek, doğru zamanda, yeterli koşullar oluştuğunda cesur adımlar atmaya hazır olduklarını kaydetti. Firma olarak tüm üretim faaliyetlerinde çevrenin korunmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Kafadar, Borçelik in çevre etkisini de göz önünde bulundurarak bugüne kadar yaptığı yatırımlar 10 milyon doları aşarak toplam yatırımlarının yüzde 2 sine ulaşmış bulunuyor dedi. Firmalarının 2001 yılında TÜSİAD, KalDer Büyük Ölçekli Kuruluşlar Kategorisi nde EFQM Mükemmellik Modeli Ulusal Kalite Başarı Ödülü ne, 2006 yılında ise İSO tarafından Çevre Teşvik Ödülü ne layık görüldüğünü aktaran Kafadar, 2005'ten bu yana sürdürdükleri Toplam Verimli Bakım Yönetimi (TPM) çalışmaları sonucunda, 2008 yılında ise Japon Planlı Bakım Enstitüsü nden JIPM Mükemmellik Ödülü aldıklarını kaydetti. Kafadar, 2009 yılında ise BUSİAD Çevre Ödülü nü aldıklarını hatırlattı. Borçelik olarak, 2007 yılı sonunda, yaklaşık iki aylık bir denetleme sürecinin ardından İSO 27001:2005 sertifikasını aldıklarını da söyleyen Kafadar, Belgenin denetleme neticelerine göre, Avrupa daki en iyi üç firmadan biri olduk dedi. Kafadar ayrıca, 2002 yılından beri Yalın 6 Sigma metodolojisini kullandıklarını ve tüm üretim faaliyetlerini bu sistemden faydalanarak yönettiklerini kaydetti. 1990 yılında 200 milyon dolar yatırım kararıyla, Türkiye nin ilk özel ve ikinci büyük yassı çelik üreticisi olarak kurulduklarını dile getiren Erkan Kafadar, Borçelik in 1994 yılında Soğuk haddelenmiş rulo sac üretmek üzere faaliyetlerine başladığını ve yaptığı yatırımlarla kapasitesini devamlı olarak artırdığını söyledi. Üretimlerinin, Gemlik teki 118 bin metrekaresi kapalı toplam 240 bin metrekare alana sahip tesislerinde devam ettiğini belirten Kafadar, şöyle devam etti: 2001 yılında 140 milyon dolar değerinde ikinci faz yatırımına başladık. Bu yatırımımızın birinci adımı olan sürekli sıcak daldırma galvaniz hattını 2003 yılında, ikinci adımı olan İkinci Tersinir Hadde yatırımını ise 2004 yılında devreye aldık, 2006 Temmuz ayında BEYSAD 5
yatırım kararı alınan ve 140 milyon dolara mal olan Üçüncü Soğuk Haddeleme ve Üçüncü Sıcak Daldırma Galvaniz Hatları yatırımı ile üretim kapasitemiz yüzde 50 oranında artarak 1 milyon tondan 1.5 milyon tona çıktı. Galvanizleme kapasitemiz ise 900 bin tona ulaştı. Devreye giren yeni galvanizleme hattıyla, siparişleri müşteri segmentleri bazında ayrıştırıp, bunları en kısa zamanda teslim ettiklerini söyleyen Kafadar, bu durumun özel butik üretim konusundaki esnekliklerine olumlu katkı sağladığını ifade etti. Hedefleri hakkında da bilgi veren Kafadar, Stratejik planlarımız doğrultusunda, rekabet gücümüzü ve pazar payımızı artıracak yatırımlarımızı sürdürüyor, teknolojimizi sürekli geliştiriyoruz. Biz, içinde bulunduğumuz yassı çelik sektörüyle ilgili her türlü yatırımı sürekli olarak araştırıyoruz. Doğru zamanda, yeterli koşullar oluştuğunda cesur adımlar atmaya hazırız diye konuştu. da söyledi. Özdemir, Son teknolojiyle yapılan yeni hattın ürünlerinin kalitesi, ticari kalite, çekme ve derin çekme kalite olarak sınıflandırılabiliyor. Bununla beraber yeni galvaniz hattında üretilen malzemenin yüzey temizliği daha iyi yapılıyor ve böylece üretilen galvanizin kalitesi artarak sanayicinin beklentilerini en iyi şekilde karşılıyor diye konuştu. Tezcan ın son 10 yılda Türkiye de metal sektörünün en hızlı büyüyen şirketlerinden biri olduğuna dikkat çeken Özdemir, sektördeki talepleri mevcut stok yapısı ve sürekli üretim hattıyla hızlı karşılayan firmalardan olduklarını kaydetti. Tezcan ın başta beyaz eşya sektörü olmak üzere, galvanizli, boyalı ve soğuk sacın kullanıldığı birçok sektörde tercih edilen markalar arasında yerini aldığını söyledi. TEZCAN, YENİ GALVANİZ HATTI İLE ÜRETİMİNİ İKİYE KATLADI Galvaniz sektörünün önde gelen firmalarından Tezcan, yeni galvaniz hattını devreye aldı. Söz konusu yatırım ile birlikte üretim kapasitesini 2 kat artıran ve 700 bin ton/yıla çıkaran firma, ürünlerinde de çeşitlilik sağladı. Üretilen malzeme kalınlığının 0,25mm - 3,00mm, genişliğinin ise 800mm - 1500mm arasında olduğunu, üretilen maksimum rulo ağırlığının 30 tona ulaşırken, üretim hızının 200 m / dakikaya çıktığını kaydeden Tezcan Galvanizli Yapı Elemanları Kurumsal İletişim Uzmanı Helin Özdemir, sanayicinin isteği üzerine çiçeksiz (zero spangle) malzeme üretimi yaptıklarını BEYSAD 6