ve KRIZ TAYLAND EKONOMISI



Benzer belgeler
ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

BAKANLAR KURULU SUNUMU

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

İZMİR TİCARET ODASI VİETNAM ÜLKE PROFİLİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

2017 OCAK-EYLÜL AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014


Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2015 YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

Dünyada ve Türkiye de Doğrudan yabancı Sermaye Yatırımları

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

AYDIN TİCARET BORSASI

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR 2010 YIL SONU DEĞERLENDİRME RAPORU

2017 OCAK-TEMMUZ AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

CİRO VE KARLAR AZALMIŞ, İHRACAT ARTMIŞTIR. Erol İyibozkurt Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. ÖğretimÜyesi

Transkript:

EKOI\IOMİK YAKLAŞlM 55 TAYLAND EKONOMISI ve KRIZ Erol BULUT [ *] GiRiŞ 1997 yılının ilk çeyreğinde Tayland ve G.Kore'de şirket iflasları ile ilk sinyallerini vermeye başlayan, Temmuz ayında Tayland para birimi Baht'ın devalüe edilmesi ile zirveye tırmanan gerginlikler daha sonraları komşu ülkelere sıçramış ve dünyadaki birçok mali piyasayı derinden sarsmıştır. Yüzeysel olarak bakıldığında, krizin ortaya çıkması ve yayılmasında görünürdeki en önemli etken, yürürlükteki sabit kur rejimleri nedeniyle gerçek değerlerinden uzaklaşmış kurlar olmuştur. Ama Bölge ülkelerindeki temelli makro-ekonomik dengesizlikler ve Japonya'nın faiz hadlerini yükseltme girişimleri; Bölge ülkelerinden yüklü miktarda paranın kaçmasına neden olmuştur. Bu durum etkilerini doğrudan mali piyasalarda ve bankacılık sektöründe göstermiştir. Buna bağlı olarak yaşanan ve yaşanınası beklenen iflaslar, ekonomik durgunluk, dövize olan aşırı talep ve sıcak paranın ülke dışına kaçması bu ülkelerin ekonomi yönetimlerinin çeşitli. ekonomik tedbirleri almasına neden olmuştur. Yaşanan bunalımın temelinde baştataylandolmak üzere Bölge ülkelerinin genelinde görülen bazı yapısal sorunlar yer almaktadır. Her şeyden önce bu ülkede ekonominin temelde ihracata dayalı olması dolayısıyla ihracat yapılan ülkelerdeki konjonktürel durum ile buna bağlı olarak dış talep ve uluslararası piyasalardaki kur dalgalanmalan gibi ülke dışı faktörlerin yanında, işçi ücretleri ve verimliliği gibi ülke içi faktörler de önemli rol oynamaktadır. Nitekim krizin patlak vermesi yukarıda sayılan faktörlerin hepsinde görülen eşzamanlı olumsuz gelişmelerin sonucunda olmuştur. Çalışmada önce Tayland'ın siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve demografik yapısı hakkında bilgi verildikten sonra önemli sektörler incelenecektir. Kriz'den en çok etkilenen kesim olan bankacılık ve finans sektörü sermaye hareketleri bağlamında ele alınacaktır. En son olarak dış ekonomik ilişkiler ve iç piyasaya ilişkin bilgiler ele alınacaktır. * Araş. Gör., Gazi Üniversitesi, IIBF, Iktisat Bölümü Ekonomik Yaklaşım, Cilt 10, Sayı 34, Sonbahar 1999

56 Erol BULUT /. ÜLKE HAKKINDA GENEL BiLGiLER 1.1. Tayland'ın Genel Görünümü Tayland, Güneydoğu Asya'da Hinduçini Yarımadasının batı kesiminde yer almaktadır. Tayland Körfezine kıyısı olan bu ülke, 513.115 km2'lik bir alanı kaplar. Batı ve Kuzeybatı kesiminde Myanmar (eski adıyla Burma), Kuzeydoğu ve doğuda Laos, Güneydoğuda Kamboçya, güneyde de Tayland Köıfezi ile çevrilidir. Türkiye'nin yarısından biraz fazla bir yüzölçüme Türkiye'nin ki kadar nüfusu sığdıran Tayland'ın nüfusu 1997 yılı itibariyle yaklaşık 62.2 milyon kişidir. Nüfus'un %84'ü Day, %12'si Çin'li ve %4'ü Malezya'lı ve diğer etnik gruplardan oluşmaktadır. Nüfusun %25'i 0-14 yaşında, %69'u 15-64 yaşında, %6'sı ise 65 ve üstü yaşlardadır. En büyük şehri başkenti Bangkok (5.8 milyon)' dur (İTO, 1998: 2-6). "Tay dili" resmi dildir. Bu dilin birkaç lehçesi vardır. Kuzeydeki Tayların konuştuğu lehçe Laos, Myanmar ve Çin'deki Day dillerine oldukça yakındır. Buna karşılık iç kesimlerde ve güneydoğu'da konuşulan Tay lehçesi, kuzey lehçesine göre belirgin farklılık gösterir. Güneydeki Tayların lehçesimalay dilinden oldukça etkilenmiştir. Çiniiierin büyük çoğunluğu Çince konuşur. İdare şekli, Anayasal Monarşi'dir. Bugün Tayland halkının %93 'ü okuma yazma bilmekte, büyük kentlerde İngilizce yaygın bir dil olarak konuşulmaktadır. Toplam nüfusun %94.1 'i resmi din olan Budizme bağlıdır. Dinsel azınlıkların başında müslümanlar (%3.9), iç bölgede yaşayan Hindular ve Sihler ile Hristiyanlar (%2) gelmektedir (İTO, 1998: 2-6). Tayland ekonomisi özel sektör ağırlıklı serbest piyasa sistemine dayanır. Dünyanın her köşesinden yatırıma açık olan bu ülkede hükümet ülke ekonomisine yarar sağlayacak projelere güçlü teşvikler sağlar. Tayland'ın para birimi Baht, dolara bağlanarak dış ekonomik belirsizlik bertaraf edilmeye çalışılmaktadır. 1.2. Siyasal Yapı Orijinal ismi "Thai" olan Tayland, halkının 800 yıl boyunca özgürlük mücadelesi veımiş olduğu bir ülkedir. Bir Avrupa kolonisi olmamak için, bu Güneydoğu Asya ülkesi büyük mücadeleler vermiştir. 12.yy ile 20.yy arasında yabancılar Tayland'ı "Siyam" olarak tanımışlardır. Fakat Tayland halkı bu ismi bir ülke ismi olarak benimsememiştir. 19.yy'da Tayland Krallığı da bu ismi kabul etmek zorunda kalmıştır. Ancak halk bu ismi sevmediği için 1939 yılında ülkenin ismi "Thailand" olarak değiştirilmiştir. Taylandlılar ülkenin yeni isminin karakteristiklerine çok uygun olduğu düşüncesiyle bu ismi gururla taşıdıklarını çünkü "Thai"nin kendi dillerinde özgür anlamına geldiğini ifade etmektedirler (İTO, 1998: 9). Tayland'da üç politik süreç, ülkenin siyasi ve ekonomik hayatı açısından önemlidir. Bunlardan ilki, Monarşik yönetime karşı artan isyan hareketleri sonucunda 1932 yılında kralın anayasalı bir rejimi kabul etmeye zorlanmasıdır. Daha sonra iktidarı ele geçiren halk

EKONOMiK YAKLAŞlM 57 partisinin yapmış olduğu kapsamlı ekonomik ve sosyal değişimler ordunun tepkisini çekmiştir. Bu duruma engel olmak isteyen ordu, yönetimin büyük bir kısmını denetim altına almıştır. İkinci önemli süreç, uluslararası politik ortamın değiştiği II.Dünya Savaşı sonrasıdır. Bu dönemde Tayland'ın uluslararası ortamda geçmişte bir koloni olmadığı mücadelesi verilmiş ve uluslararası örgütlere bu yönüyle katılmak istenmiştir; çünkü Tayland hiçbir zaman bir koloni olmamıştır. Üçüncü süreç ise, Çin'deki devrimin bir sonucu oluşmuştu. Bu dönemde Tayland'a Çinli tüccar sınıfının gelişi kesilmiştir. Bu Tayland'ın siyasi ve ekonomik profilini büyük ölçüde etkilemiştir (Jansen, 1990: 47). Yukarıda saydığımız gelişmeler sonucunda, Tayland'da devlet gücü daha modern ellere geçmiş ve potansiyel bir lokal bürokrasi ortaya çıkmıştır. Bu üç süreç, daha sonra Taylandekonomik gelişmesinde belirleyici olmuştur. Tayland'da devlet ve lokal bürohasisi Çin orijinli olmuştur. 1950 ve 60'larda önemli firmaların yönetim kurullarında askeri ve bürokratik liderler yer almışlardır. Bu durum politik liderlere, ek bir gelir sağlayarak güç ve etkilerini arttırmalarını sağlamıştır. Diğer yandan burjuvazi kesimi de gücünü arttırmıştır (Jansen, 1990: 47). Daha öncede belirttiğimiz gibi Tayland'ın yönetim şekli "Anayasa! Monarşi" dir. Ülke anayasası sınırlı bir demokrasiye yer verir; geçmişte sık sık müdahalelerde bulunan ordunun yönelimde büyük ağırlığı vardır. Kraliyet ailesi ülke birliğinin ve geleneklerinin simgesi olarak kabul edilir. Soya bağlı bir veraset sistemiyle başa geçen kral, anayasa uyarınca devlet başkanı ve silahlı kuvvetler başkomutanıdır. Yasama yetkisini "ulusal meclis" kullanır. Bu meclis, 268 üyelisenato ile 357 üyeli Temsilciler Meclisi'nden oluşur. Senatörler, başbakanın tavsiyesi üzerine altı yıllık bir dönem için kral tarafından atanır. Temsilciler meclisi üyeleri ise dört yılda bir halk tarafından seçilir. Yürütme yetkisi başbakana aittir. Ulusal meclisin önerisi doğrultusunda kral tarafından atanan başbakanın oluşturduğu bakanlar kurulu, kralın onayından geçtikten sonra göreve başlar. Yönetimin başında sembolik de olsa bir kral vardır. Kralın altında ise bir parlemento ve seçimle işbaşma gelen bir hükümet bulunmaktadır. Halkın krala son derece bağlı olduğu bilinmesine rağmen, halkın yaşamına daha çok hükümetin kararlarının yön verdiği ifade edilmektedir(ito, 1998: 10-ll). 1.3. Ekonomik Yapı Geleneksel olarak tarım ürünleri ihracatına dayalı olan Tayland ekonomisi, son 25 yılda, Güneydoğu Asya'nın en farklı ekonomilerinden biri haline gelmiştir. 1970'1i yıllarda izlenen ekonomi politikaları sonucunda; ithal ikamesine dayalı sınai bir yapı oluşmuş, 1980'lerde ise ihracata yönelik ekonomik politikalar ile emek-yoğun tekstil ve konfeksiyon sektörleri öne çıkmıştır. 1990 yılından itibaren ise, bilgisayar, bilgisayar parçaları ile yan sanayiinin kurulmasını sağlayan politikalar izlenmiştir (DTM, 1999: 5).

58 Erol BULUT Tayland ekonomisi tarım, sanayi, metalurji, ticaret ve turizm sektörlerinin bir mozayiğidir. imalat sektörünün öneminin artmasına rağmen, Tayland tarım sektörüyle birçok şekillerde bağlantılı olarak çalışan %50'lik işgücüyle bir tarım toplumudur. İşgücünün yaklaşık %40'i imalat ve metalurji kesiminde çalışmaktadır (İTO, 1998: 13). 1996 yılından sonra, hükümetler, geri kalmış sanayilerin iyileştirilmesi ve daha yüksek eğitim olanaklarının sağlanması gibi yapısal reformlara duyulan ihtiyacı gözardı etmişlerdir. Diğer taraftan, sermaye girişimine olan bağımlılık, ticaret ve ödemeler açıklarına yol açarak, 1988-1998 döneminde kriz yaşamasına sebep olmuştur. Tablo 1'e baktığımızda 1998-1996 döneminde ortalama %9 oranında artan GSYİH, 1997 yılında %0.4 1998 yılında ise %8.0 oranında azalmıştır. Kişi başına gelir ve GSYİH değerleri de krize bağlı olarak büyük miktarda düşüş göstermiştir. Kişi başına gelir 1996'da 2800 dolar iken 1998 yılında 1913 dolara gerilemiştir. İşsizlik oranlarına baktığımızda Tayland'ın bu konuda oldukça başarılı olduğunu görüyoruz. 1998 yılında %3.1 olan işsizlik oranı 1992'de %1.4'e ve 1997 yılında ise %0.9 oranına indirilmiştir. Tayland ekonomisi, 1980'den itibaren düşük petrol fiyatları ve güçlü yen paritesi gibi olumlu dış etkenierin yanısıra, Ortadoğu'da yaşanan inşaat patlaması dolayısıyla ülkeye gelen işçi gelirleri ve turizm sektöründe yaşanan olağanüstü büyüme gibi beklenmedik olaylardan da yararlanmıştır (DTM, 1999: 6). Tablo-1. Milli Gelir Göstergeleri Göstergeler GSYİH Kişi Başına Büyüme İşsizlik Yıllar (Milyar Dolar) Düşen Gelir Oranı(%) Oranı(%) 1989 61.7 1000 13.3 3.1 1998 72.1 1260 13.2 1.4 1990 85.5 1420 11.6 2.2 1991 98.6 1570 8.4 2.7 1992 111.3 1840 7.9 1.4 1993 125.5 2147 8.4 1.5 1994 143.2 2434 8.7 1.3 1995 168.1 2740 8.8 1.1 1996 186.1 2800 5.5 1.1 1997 153.9 2556-0.4 0.9 1998 117.ı 1913-8.0 - Kaynak: World Development Report (Çeşitli yıllar)

EKONOMİK YAKLAŞlM 59 1980'lere kadar hızlı bir nüfus artışı olmasına rağmen, Taytand'da son 30 yıldaki yüksek büyüme oranları, kişi başına düşen reel gelir seviyesinde bir artışa yol açmıştır. Ancak, yine de, milli gelir dağılımında önemli dengesizlikler vardır. İş başına gelen son hükümetler, ekonomiyi merkeziyetçilikten kurtarmaya çalışmışlar, ancak, başarılı olamamışlardır. 1993 yılından bu yana, yatırımların %65'i Bangkok dışında gerçekleşmiş olmakla birlikte, yine de Bangkok'a çok yakın bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle, Yatırım Kurulu 1997 yılı sonunda, ülkenin en fakir 13 vilayetinde ilk özel ekonomik bölgelerin kurulmasını kararlaştırmıştır. Diğer taraftan, teknolojik sanayiler için de serbest bölgeler kurulmaktadır (DTM, 1999: 8). 1.4. Başlıca Sektörler Tayland'ın en önemli sektörleri tarım ve hayvancılık, imalat sanayi, enerji ve turizm sektörüdür. Ekonomiyi üç kesime ayırarak tarım, sanayi ve hizmetler diye bakarsak; tarım 1996 yılında %2.6, 1997'de ise yine %2.6 oranında büyümüştür. Sanayi sırayla %6.1 ve %6.6; hizmetler ise %6.9 ve %6.3 oranında büyümüştür. 1997 yılı itibariyle GSMH'in sektörlere göre dağılımına bakacak olursak; sanayi sektörünün %32.6 oranıyla önemli bir yer kapladığını görürüz. Bu sektörü sırasıyla tarım (%11.2), inşaat (%6.1), madencilik (%1.8), Hizmetler ve diğerleri (%48.3) takip etmektedir (İTO, 1998: 16). 1.4.1. Tanm ve Hayvancılık Tarım ürünleri açısından zengin olan Tayland yıllardır pirinç, şeker, şekerkamışı, mısır, kauçuk, hindistan cevizi ve diğer tarım ürünleri ihraç etmektedir. Taze meyve ve sebzeterin yanısıra çiçek ihracatı da yapan bu ülke tam bir tropikal cennettir. Kısaca; çok verimli topraklara sahip bu ülkede çiftçilik, ormancılık, hayvancılık ve balkçılık ekonomide önemli bir rol oynar. Bol miktarda tropikal meyve yetiştirilen bu ülkede, sığır kümes hayvanları ve domuz besiciliği de yapılmaktadır. Ayrıca, Hint Okyanusu kıyısında balıkçılık sektörü de çok gelişmiştir. Bu alanda Tayland dünyanın ilk on ülkesi arasındadır. 1970'lerden sonra ülkenin tarımdan sanayileşmeye doğru kaydığı görülmektedir. Tarım sektörü GSMH'den 1997 yılında %11.2'lik, sanayi sektörü ise %32.6'lık bir pay almıştır. Söylece sanayileşmeye doğru yol alan Tayland'da son zamanlarda mamul malların ihracatı artmıştır. Tayland ihracatının %10.2'si tarım ürünlerini kapsamaktadır (DTM, 1999: 12). Her ne kadar ülke, imalat ve hizmet sektöründe hızlı bir büyüme kaydetse de, tarım sektörü Tayland ekonomisinin kilit sektörü olarak kalacak gibi gözükmektedir. Tayland'ın sanayileşme politikası, tarım sektörüne dayalı olarak belirlenmektedir; çünkü imalat sanayinin %25'i tarım alanıyla bağlantılıdır. Dondurulmuş deniz ürünleri, kümes hayvanları, çeşitli taze ve işlenmiş meyve ve sebze gibi ürünlerin çeşitliliğinin arttırılması amacıyla sanayi yatırımları gerçekleştirilmektedir (İTO, 1998: 18-19).

so Erol BULUT 1.4.2. İmalat Sanayi Tayland'da hızla büyüyen imalat sektörleri arasında maden, çimento, otomobil, tarım araçları, sondaj ve kaynak makineleri, tekstil, seramik, mücevherat işlemeciliği yer almaktadır. Taytand'ın çimento endüstrisi Güneydoğu Asya'daki en büyük kollardan biridir. Alüminyum, cam ve seramik diğer gelişmeye yönelik endüstri kollarıdır. Tayland sanayi sektörü son 20 yıl içinde hızlı bir değişime uğramış olup, konserve yiyecek, kıymetli taşlar ve mücevherat, tekstil ve ürünleri, plastik ürünleri ve spor ayakkabılar ülke ihracatında önemli rol oynamaktadır. imalat sanayi GSYİH'nin yaklaşık %30'unu oluşturur. imalat sanayinin gelişmesi, iç talebin güçlü olması ve montaj sanayi dolayısıyla ara mallara uygulanan vergilerin düşürülmesi nedeniyle olmuştur. Kilit sanayi sektörleri arasında elektrik ve elektronik tüketim malları, bilgisayar parçaları, elektronik devreleri, otomobil ve yedek parçaları yer almaktadır. Örneğin; 1996 yılı itibariyle yaklaşık 7.5 milyon T.V., 2 milyon radyo, 2 milyon buzdolabı, 150 bin otomobil, 400 bin ticari araç ve 1.5 milyon motosiklet üretimi yapılmıştır (İTO, 1998: 27-30). 1.4.3. Enerji Sektörü Tayland'da petrol fiyatları genelde istikrarsız bir seyir izlemektedir. Bu nedenle hükümet, 1997 yılında petrol rafineri sanayisini serbestleştiı me kararı almıştır. 1993 yılında 8.544 bin varil olan ham petrol üretimi 1996 yılında 9.197 bin varile yükselmiştir. Tayland'da petrolün yanında kalay, tungsten, demir cevheri, kurşun cevheri, mangerrez ve fosfat'ın yanında önemli miktarda doğal gaz da çıkarılmaktadır (İTO, 1998: 31-33). 1995 yılına kadar 12.267 megawatt (MW) olan elektrik üretim kapasitesi ülkenin büyüyen ekonomisi paralelinde 1997 Nisan'ında 16.282 MW'a ulaşmıştır. Kapasitenin 2006 yılına kadar 34566 MW'a çıkarılması hedeflenmiştir (İTO, 1998: 31). hızlı 1.4.4. Turizm Sektörü 80'li yıllarda hızlı bir ekonomik gelişme süreci gösteren Taytand'da turizm sektörü de bir gelişim göstermiştir. Tayland, Budist tapınakları, gizemli yaşam şekli ve sunduğu değişik turizm hizmetlerinden dolayı daha çok Avrupa ve ABD'den turist çekmektedir. En önemli turizm merkezleri başkenti Bangkok ve Phuket Adasıdır. Tayland turist varışları açısından 1985 yılında 26. sıradayken 1996 yılı itibariyle 7.201 bin kişi ve dünya genelinde %1.2'lik payı ile 21. sırada yer almaktadır. Turizm kazançları açısından ise 1985 yılında 23., 1990 yılında 13. ve 1996 yılında 8.600 milyon ABD doları ve %2'lik payıyla dünya genelinde 14. sırada yer almıştır. Bu miktar Türkiye'nin turizm gelirinin (6 milyar dolar) üzerinde yer almaktadır (WTO, 1997: 148-149).

EKONOMİK YAKLAŞlM 61 1.45.lnşaat Sektörü İnşaat sektörü, 1996 yılında %6.1 oranında büyümesine rağmen, 1997 yılında, nakit sıkıntısının emlak sektörünü etkilernesi ve hükümetin bütçe kısıntısına gitmesi nedeniyle %7.9 oranında daralmıştır. 1998 yılında ise bu daralmanın %10-15 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumdan da, Avrupa, Asya ve Avustralya firmalarının rekabeti altında ezilen küçük çaplı Tayland inşaat firmalarının olumsuz yönde etkilerrecekleri düşünülmektedir (DTM, 1999: 12). Diğer taraftan, ekonomik kriz nedeniyle arz fazlası bulunan inşaat malzemeleri sektörü ciddi bir yeniden yapılanma sorunu ile karşı karşıyadır. Sektör içerisinde, sadece iki ya da üç çimento üretici ile birkaç çelik grubunun ayakta kalması beklenmektedir. Ülke çapında mevcut olan konut fazlasının 3-4 yıl boyunca eritilemeyeceği düşünülmektedir. ll. MALi KESiM ve KRiZ Ülkede mali sistemi denetiernekten ve politika belirlemekten sorumlu ana kuruluşlar, Maliye Bakanlığı ve Bank of Thailand (Merkez Bankası)'dır. Merkez bankası ayrıca, bankalar ile finans ve kredi şirketlerinin denetlenmesinde ve piyasa reformlarının oluşturulmasında anahtar bir rol oynamaktadır. Merkez Bankasının, 1997 yılı ortasında Baht'ın çöküşüne yol açan olaylardaki rolü nedeniyle yeniden yapılandırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. 2.1. Bankacılık ve Finans Sektörü Tayland'da ticari, ihtisas bankaları ile yabancı bankaların çok sayıdaki şubeleri de faaliyet göstermektedir. Ticari bankalar, her tür bankacılık hizmetini vermekte olup, tasarrufların toplanması ve yatırımların finansmanında önemli rolleri vardır. Yerel ticari bankalar, daha çok ufak ölçekli ve bölgesel olarak etkili faaliyetlerini sürdüren kurumlardır. ihtisas bankaları sadece belli sektördeki faaliyetleri finanse ederler. Bu bankalar yalnızca kamu kuruluşlarının belirli faaliyetlerini finanse ederler. Ülkede çeşitli ihtisas bankaları mevcuttur. Bunlar, Hükümet Tasarruf Bankası, Tarım ve Tarım Kooperatifleri Bankası, Hükümet İskan Bankası'dır (İTO, 1998: 34). Tayland'da yerel bankalar ve finans kurumlarının, iç kredi faiz oranlarından daha düşük faiz oranına sahip olması nedeniyle yurt dışından aldıkları borçlar, pratikte verimli olmayan yatırımlara kanalize edilmiştir. 1997 Temmuz ayında Baht'ın çöküşünden hemen önce, 84 mali firmadan 58'inin faaliyetleri askıya alınmış, 56'sının kapatılacağı duyurulmuştur. 1998 yılı başlarında kapatılan sözkonusu 56 firmanın mal varlığının birleştirilmesi ile de Tayland'ın 16. ticari bankası açılmıştır. Hükümet, 1998 Şubat ayında, yüksek miktarlardaki işlemeyen kredileri nedeniyle 4 ticari bankanın faaliyetlerini

62 Erol BULUT durdurmuştur. 1998 Mayıs ayında da, 5 finans kurumu daha Merkez Bankasınca devralınmıştır. IMF ile yapılan görüşmelerin ardından Hükümet, bankaların ve finans kurumlarının sermayelerinin yeniden belirlenmesi ile ilgili katı kurallar getirmiştir. Finans kurumlarına, 2000 yılı itibariyle, sermaye yeterliliği vb. alanlarda uluslararası standartiara uymazorunluluğu getirilmiştir (DTM, 1999: 10). Finans kurumlarının çoğunun kapanması, kiralama, satınalma ve emlak gibi piyasalarda bir boşluk yaratmıştır. Yüksek kredi faiz oranları ve yeni sermaye koşulları nedeniyle, bankalar bu boşluğu dolduramamışlardır. Sadece, Bank of Asia ve Thai Danu Bank dışarıdan kaynak bulmayı başarabilmiştir. 1998 Temmuz ayı sonu itibariyle, işlemeyen krediler, toplam kredilerin %28'ini oluşturmuştur. Ancak, emlak fiyatlarının düşmeye devam etmesi nedeniyle, sözkonusu oranın %40'a ulaştığı ve mali sektörün eski haline kavuşturulabilmesinin 30 milyar dolara ınal olacağı tahmin edilmektedir (DTM, 1999: 10). 2.2. Uzakdoğu Krizi'nin Gelişimi Kriz, ilk sinyallerini 1997 yılının ilk çeyreğinde özellikle Tayland ve Güney Kore'de yaşanınaya başlanan şirket iflasları ile birlikte vermeye başlamıştır. Özellikle Ocak ve Şubat aylarında doların yen karşısında güçlenmeye devam etmesi sonucunda; Tayland'ın dış rekabet gücünün daha da zayıflaması, uluslararası bankalara olan yüksek miktarlı kısa vadeli borçlar, siyasi belirsizlikler, gayrimenkul fiyatlarında yaşanan şok düşüşler ve ülkenin ihracat artış hızının yavaşlaması gibi gelişmelerin sonucunda Tayland bahtı çok ciddi olmasa da birtakım spekülatif saldırılara maruz kalmıştır. Mayıs ayına gelindiğinde, krizin gelişiminde psikolojik olarak önemli bir rol oynarlığına inanılan bir gelişme yaşanmıştır. Yen in dolar karşısında sürekli olarak değer yitirmesinden endişe duyan Japon hükümeti, ülkede faiz hadlerinin yükseltilebileceği yönünde piyasalara birtakım mesajlar vermeye başlamıştır. Bu söylentiler daha sonra hayata geçmemesine rağmen, portföy sahiplerinin yerel paralardan dolara geçmelerine neden olmuştur. Bu durum döviz ve hisse senedi piyasalarında dalgalanmalara neden olmuştur. Tayland ve Singapur merkez bankaları Baht'ın değer kaybını önlemek için ortak hareket etmişler ama Tayland merkez bankası 6 milyar dolar rezerv kaybına uğramıştır. Bu gelişmelerin ışığında; sermaye girişine getirilen sınırlama ile birlikte kontroller daha da sıkılaştırılmıştır. Döviz krizi patlak verinceye kadar firmaların birçoğu, sabit kur sisteminin devam edeceğine güvenerek kur riskine karşı herhangi bir korunma önlemine başvurmamışlardır. Krizin ilk sinyallerinden sonra 1994'e göre hisse senetleri %65 oranında değer yitirmiştir. Diğer yandan çeşitli yollarla yükümlülük altına giren ekonomik ajanlar, krizden sonra bunu geri ödemek için dolara hücum etmişler ve bu durum krizi daha da derinleştirmiştir. Bir başka kötü gelişme de bu ülkedeki firmalarca çıkartılan tahvillerin

EKONOMİK YAKLAŞlM 63 büyük bölümünün "Junk bond" haline gelmiş olmasıdır. Bankalarca ve finans kurumlarınca verilen kredilerin yaklaşık dörtte biri Bangkok'u aşırı yapılaşmaya iten inşaat patlamasının finansmanında kullanılmıştır. Kredilerin bir diğer dörtte birlik kısmı ise bireysel tüketicilere verilmiştir. Yakın geçmişte ekonominin durgunluğa girmesi ve ülkenin ihracat hacminin daralması gibi nedenlerle sözkonusu kredilerin büyük bölümünün ana para ve taksitleri vadelerinde ödenememiş ve bu krediler batık kredi halini almışlardır (HM, 1998: 46-48). Tüm bu gelişmelere ve uygulanan sıkı kambiyo kontrollerine rağmen kriz, giderek Ancak, hükümet, ortada ciddi anlamda bir kriz olmadığını, durumun gelip derinleşmiştir. geçici olduğunu savunmuştur. Ama merkez bankasının dayanacak gücünün kalmaması sonucunda 2 Temmuz ı997'de Baht dalgalanmaya bırakılmıştır. Böylece Tayland yıllardır uyguladığı dolara bağlı pariteyi, yönetimli dalgalanma şekline çevirmiştir. Bu gelişmelerin ardından Tayland 28 Temmuz'da IMF'ye başvurmuş ve hazırladığı programı ve IMF'nin tavsiyeleri doğrultusunda mali kesimde yapılacak reformları açıklamıştır. ll Ağustos'ta IMF yetkilileri Tokyo'da Tayland için bir kurtarma paketi açıklayarak IMF ve diğer Asya ülkeleri ile birlikte Tayland' a toplam 17.2 milyar dolar kredi verileceğini belirtmişlerdir (Bkz. Tablo-2). Tablo-2. Tayland'a IMF'nin Liderliğinde Hazırlanan Yardım Paketlerinin Miktarları ve Kaynakları TOPLAM IMF Dünya Bankası Asya Kalkınma Bankası Japonya Avustralya Çin HongKong Malezya Singap ur Endonezya Kore Brunei ı7,2 Milyar dolar 4 Milyar dolar ı,5 Milyar dolar 1,2 Milyar dolar 4 Milyar dolar ı ı Milyar dolar Milyar dolar 1 Milyar dolar ı ı Milyar dolar Milyar dolar 0,5 Milyar dolar O,5 Milyar dolar 0,5 Milyar dolar Kaynak: Hazine Müsteşarlığı (ı998), s.77.

64 Erol BULUT Tayland hükümeti tarafından gelip geçici olarak görülen bu kriz, daha sonra bölge ülkelerinin hepsine sirayet etmiştir. Daha sonra ise global bir krize dönüşmüş ve Rusya ile Latin Amerika ülkelerini etkilemiştir. Tayland'ı krize götüren nedenlere bakacak olursak; uzun süredir başarılı bir ekonomik performans gösteren Tayland'da krize doğru gidişin 1993 yılında başladığı görülmektedir. Tayland ekonomisinde reel kur değerlenınesi sonucu ihracat yavaşlamış, cari işlemler açığı artmış ve bu açık yoğun olarak kısa vadeli portföy yatırımları ile finanse edilmiştir. Giderek büyüyen cari işlemler açığının GDP'ye oranı %8'e yükselmiş, yüzde 40 oranında kısa vadeli borçlardan oluşan toplam dış borç stokunun GDP'ye oranı %60'lar seviyesine ulaşmıştır. ı 998 yılında 20.530 milyon dolar olan dış borç miktarı 1993 'te 50 milyar dolar olmuş ve 1997 krizinde en yüksek noktası olan 104 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Dış dengelerdeki bozulma ekonominin diğer kesimlerine de yansımış ve finansal kesimde bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. B u durum olumsuz dış şoklada daha da kötüleşmiştir (DPT, ı 997: 51). Yukarıdaki gelişmelerle birlikte krizin nedenleri dört temel başlık altında toplanabilir (DPT, 1997: 52): - Yabancı sermaye yatırımlarının verimli alanlara yönlendirilmesindeki sorunlar ve kısa vadeli borçlardaki artış, - Dış faktörler -Son yıllardaki tutarsız makroekonomi ve döviz kuru politikaları, -Finans kesimindeki zayıflıklar. Yukarıdaki temel başlıkların yanında; ülkeye sermaye girişleri doğrudan yatırımlar ve uzun vadeli sermaye girişlerinden ziyade kısa vadeli kredilerde yoğunlaşmıştır Diğer taraftan, ABD dolarının ı995 yılının ortalarından itibaren değer kazanmaya başlaması ve özellikle Yen karşısında değer kazanması parasını dolara bağlayan Tayland'ın ve diğer uzakdoğu ülkelerinin diğer rakip ülkelerine göre rekabet gücünde azalmaya ve cari işlemlerinde açık vermesine neden olmuştur. CİB açıklarına neden olan bir diğer gelişme; finans sektörünün iç tüketim talebini arttıracak krediler vermesi sonucu iç talebin, dolayısıyla enflasyonun artmasına neden olmasıdır. Bu durum ihracatın yavaşlamasına neden olmuştur. Son olarak; Çin'in ı994 yılında %45 'lere varan oranda devalüasyon yapması ülke rekabet gücünü sekteye uğratan bir diğer gelişmedir. 2.3. Kriz'de Sermaye Hareketlerinin Rolü Güneydoğu Asya ülkelerinde son 20 yıldır yaşanan finansal reformlar, büyük ölçüde finansal serbesti sağlamıştır. Tayland'da 1993 yılından itibaren BIBF (Bangkok International Banking Facilities) aracılığı ile yabancı bankaların ülkede şube açıp faaliyette

EKONOMiK YAKLAŞlM 65 bulunmaları serbest bırakılmıştır. Bu gelişmenin ardından birçok yabancı banka bu ülkedeki halihazırdaki "Off-Shore" faaliyetlerini genişletip tüm bankacılık faaliyetlerinde bulunabilecek şubeler açabilmek için amansız bir rekabete girmişlerdir. Bankalar arasındaki bu rekabet Tayland'da yerleşik kişi ve kuruluşlara BIBF aracılığıyla çok düşük faizli krediler sağlanması ile sonuçlanmıştır. Durum öyle bir hal almıştır ki yabancı bankaların ülkedeki faaliyetlerini geliştirebilmeleri verdikleri döviz kredilerinin miktar ve faizi ile doğrudan ilişkili olmuştur. Özellikle 1995-96 yıllarında verilen kısa ve orta vadeli kredilerin büyük bölümü bu kanaldan sağlanmıştır (HM, 1998: 32). Bunlara ilave olarak mali piyasalarda derinliği arttırmaya yönelik birtakım gelişme1er gözlenmiştir. 1979-1990 yılları arasında piyasanın yaklaşık tamamına hakim olan repo işlemlerinin yerini 1990'dan itibaren diğer yatırım piyasası araçları almıştır. 1992'den önce kısıtlanmış bulunan ikincil piyasalarda devlet tahvili alım-satımı ve özel firmaların piyasaya tahvil ihraç etmeleri önemli hale gelmiştir. Mali sektör reformlarının yanısıra yabancı yatırımcıları çekmek için mevzuatta gereken değişiklikler yapılmış, ülkede doğrudan yatırım yapacak kalıcı sermayeye olduğu kadar sıcak paraya da kapılar ardına kadar açılmıştır. Yabancı sermaye girişi ve çıkışı serbest hale getirilmiştir (HM, 1998: 33). Tayland'da yaşanan ihracat artışındaki yavaşlamanın da etkisiyle giderek artan cari açıkları finanse edebilmek için dış sermaye akışları oldukça önem kazanmıştır. Bir ekonomi açısından kısa vadeli sermaye akımları uzun vadeli olanlara nazaran çok daha tehlikelidir. Bu açıdan bakıldığında büyük miktarda doğrudan yabancı sermaye, ülkede kalması ekonomik ve siyasi konjoktüre sıkı sıkıya bağlı olan kısa vadeli sıcak para akımiarına göre çok daha sürdürülebilir bir nitelik arzetmektedir. Yabancı sermaye girişlerinin kriz ekonomilerinin verdikleri cari açıkların miktarından daha fazla olması Asya'da 1990'ların başlarında sıkça görülen bir olgudur. Bu akımlar cari açıkları finanse etmekte kullanıldığında avantaj sağlarken, terse dönülebilecek portföy yatırımları haline dönüşerek ekonomi için bir tehdit unsuru haline dönüşebilir. Cari açıklardan daha fazla olan sermaye girişleri nominal kur değerlenmesine neden olabilir ki bu da ülkenin ihraç mallarının rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecektir. Bu durumda cari açıkları daha da büyütecektir. Tayland'da doğrudan yabancı yatırımlar 1990 yılında cari açıkların yaklaşık üçte birini karşılarken; bu oran, önce 1993 yılında %27.18'e sonra da 1990 yılında %16.88'e gerilemiştir. Tablo 3 'teki verileri inceleyecek olursak Tayland' a yabancı doğrudan sermayenin giriş, çıkış ve net olarak sürekli arttığını görürüz. Cari açıkları finanse etmede yetersiz kalmasının nedeni cari açıkların sürekli büyük açıklar kaydetmesidir.

66 Erol BULUT Tablo-3. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Göstergeler Doğrudan Yabancı Doğrudan Yabancı Sermaye Girişleri Sermaye Çıkışları Net Sermaye Yıllar (Milyon Dolar) (Milyon Dolar) (Milyon Dolar) 1988 1.105 24 ı.081 1989 1.776 50 1.726 1990 2.444 140 2.304 1991 2.014 167 1.847 1992 2.113 147 1.966 1993 1.804 233 1.571 1994 1.366 493 873 1995 2.068 886 ı.182 1996 2.336 931 1.405 1997 3.029 532 2.497 Kaynak: IFS Yearbook (1998) Tablo 3'den de görüldüğü gibi 1988'de 1.105 milyon dolar civarında olan sermaye girişleri on yıl gibi bir sürede 3 milyar dolarlar seviyesine yükselmiştir. Diğer yandan yabancı sermaye çıkışları 24 milyon gibi çok düşük bir seviyeden çok hızlı bir artış göstererek 1997 yılında 532 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Asya ülkelerinde sermaye çıkışları genelde kendi aralarında olmaktadır. Diğer taraftan ileride bir çok yükü doğuracak net sermaye akımları (portföy yatırımları vb.) cari açıklarla karşılaştırıldığında bunların doğudan yabancı yatırımlara oranla çok yüksek miktarlarda olduğu göze çarpmaktadır. Yabancı kaynaklardaki bu artışların kısa dönemde cari denge üzerinde olumlu etkileri olmasına karşılık, kısa dönemli spekülatif sıcak para akışları genellikle cari açıklardan daha büyük miktarlarda olmuştur (Bkz. Tablo 4-5). Bu durum Tayland açısından aşağıdaki olumsuz sonuçları doğurmuştur: - Genellikle ülkeye giren yüksek miktardaki sermaye akışları kurun değer kaybetmesini önlemiş, Baht aşırı değerli hale gelmiştir. - Sermaye girişleri yeterince sterilize edilmemiştir. Bu durum para arzı, kredi hacmi ve enflasyonda fazla olmasa da artışa yol açmıştır.

EKONOMİK YAKLAŞlM 67 Tablo.4- Sermaye Hareketi (Varlıklar)* Yıllar 1988 Göstergeler Toplam Portföy Yatırımları - Hisse Senetleri - Borç Kağıtları - Toplam Diğer Yatırımlar 269 Para Otoriteleri - Gene\ Kamu 250 Bankalar - Diğer Sektörler 19 Kaynak: IFS Yearbook (1998) * : Milyon dolar 1989 1990 - - - - - - -313 -\64 - - -337-220 - - 23 57 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 - - - -5-2 -41-446 - - - - -5-2 -41-446 - - - - - - - - - 352 104-3.26-1.027-2.738 2.661-1.588 - - - - - - - - - 247 - - - - - - - - 104-3.26-1.027-2.737 2.741-1.618-105 - - - -ı -80 30 - Tablo.5- Sermaye Hareketleri (Yükümlülükler)* Yıllar 1988 ~oplam Portföy Yatırımları 530 Hisse Senetleri 444 Borç Kağıtları 86 Toplam Diğer Yatırımlar 1.960 Para Otoriteleri - penel Kamu -51 Bankalar 984 Diğer Sektörler ı.027 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 \998 1.486-38 -81 924 5.456 2.486 4.083 3.585 4.302 - \.424 440 37 455 2.679-389 2.123 1.164 3.441-63 -478-118 469 2.776 2.875 1.960 2.421 86\ - 3.701 6.997 9.642 6.48( 6.739 9.839 19.383 ı ı.87-20.20 - - - - - - - - - -9.483 - -206-999 9-6ı ı -464-705 46-58 524-700 ı.027 213 1.75 6.590 14.29f ı3.2ı9 2.909-3.286-3.207 6.969 9.420 5.33 614-3.751 6.ı 18 9.025-7.961 - Kaynak: IFS Yearbook (1998) * : Milyon dolar - Sermaye akımlarının çok büyük bir bölümü sıcak para ve vadeli banka kredileri şeklinde olduğu için 1997 yılında krizin patlak vermesinden sonra sermaye kaçışları çok hızlı ve büyük miktarlarda olmuştur. Tayland'da kısa vadeli borçların oranının yükselmesi krize neden olan etkenlerden biridir. Ancak yerel bankaların, yabancı bankalardan yoğun bir şekilde borçlanması ve elde edilen fonların yerel banka cinsinden kredi olarak yerel yatırımlara verilmesi krizin tetiğini çeken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Dış borçlanmanın ABD doları olarak yapılmasına karşılık, ülke içi kredilerin yerel para ile verilmiş olması devalüasyonun etkisini doğrudan borçlanan yerel şirketlere ve yerel bankalara yüklemiştir.

68 Erol BULUT Bölge ülkelerinin ve Asya ülkelerinin sahip bulunduklan dış yükümlülüklerin vade yapısına bakıldığında kısa vadeli yükümlülüklerin oranındaki yüksekliğin durumun ciddiyetini destekler nitelikte olduğu görülmektedir (Bkz. Tablo 5). Tayland'ın yabancı bankalara olan toplam kısa vadeli yükümlülüklerinin, toplam dış yükümlülükler içerisindeki payı 1996 sonu itibariyle %65 oranında iken, yabancı bankalara olan toplam kısa vadeli yükümlülüklerinin rezervlerine oranı %169 civarındaydı (HM, 1998: 28-29). Tablo-4 ve 5'e baktığımızda varlıklara nazaran ülkenin yükümlülüklerinin çok fazla olduğunu görürüz. 1997 yılında krizin patlak vermesinden sonra verilerde o yıl itibariyle büyük değişiklikler gözükmektedir. Varlıklar açısından hisse senetleri varlıkları -41 milyon dolardan hızla -446 milyon negative dönüşerek- dolara gerilemiştir. Bankaların ise 2.741 milyon dolar olan varlıkları 1.618 milyon dolara inmiştir. Bu durumun varlıkların değerinde meydana gelen düşüşle açıklanması ihtimali yüksektir. Tablo 5'de yükümlülükler kısmına baktığımızda, çok büyük miktarlada karşılaşırız. Daha öncede bahsettiğimiz gibi, daha sonra borç doğuracak işlemleri kapsadığı ve aktiflere plase edilirken verimsiz alanlara yatırılması dolayısıyla ülke ekonomisine zarar verecek işlemler oldukları için yükümlülüklerin hacmi, ekonomik kriz yaratmada belirleyici olabilir. Hisse senetlerine karşı gelen 1.164 milyon dolarlık yükümlülük miktarı bir sene sonra 1997'de 3.441 milyon dolara çıkmıştır. Borç kağıtları ise 2.421 milyon dolardan 861 milyona gerilemiştir. Tayland'da sıcak paranın esas kaynağı olan bankaların yükümlülükleri 2.909 milyon dolardan -3.286 milyon dolara inmiştir. Diğer sektörlerde de 9.025 milyon dolar olan yükümlülük -7.961 dolara düşmüş ve para otoritelerinin 1997 'de yükümlülüklerinde -9.483 milyon dolar azalma görülmüştür. Bu ülkelerde sıcak paranın miktarının hesabında; bankalar, diğer sektörler ve para otoritelerinin varlık ve yükümlülükleri arasındaki farkı alıp bir hesap yapmak mümkündür. Toplam olarak bu miktar yaklaşık 22.842 milyon dolar olarak gözükmektedir. Yukarıda da söylediğimiz gibi bankaların kısa vadeli yükümlülüklerinin yani sıcak paranın, toplam yükümlülüklere oranı %65'tir. Burdan yola çıkarak bankacılık sektöründeki sıcak paranın yaklaşık 3.200 milyon dolar olduğunu söyleyebiliriz. Diğer yandan para otoritesinin 1997 yılında krizi hertaraf etmek için, 9.483 milyon dolarlık rezervlerinde bir azalmaya yani bir sermaye çıkışına göz yumması; söz konusu miktarın, sıcak para miktarına tekabül ettiğini düşündürmektedir. Bu oranı da eklersek 12.600 milyon dolarlık bir sıcak paranın ülkeden çıktığını söyleyebiliriz. Daha önce Tablo 2'de Tayland IMF aracılığı ile 17.2 milyar dolar yardım aldığı gözönüne alınırsa bu miktarın (12.600 milyon dolar) mütevazi kaldığı bile söylenebilir.

EKONOMiK YAKLAŞlM 69 Tablo 4 ve 5 ve yukarıdaki tablolar bize kriziere yol açan sıcak paranın sanal bir cenneti kısa sürede olsa bu ülkeye yaşattığı ama herhangi bir ekonomik ve siyasi istikrarsız bir gelişmenin sıcak para sahiplerince algılandığından itibaren bu ülkeyi terk ettiği görülmektedir. Bunun için Tobin'in ortaya attığı gibi sermaye hareketlerinin giriş ve çıkışında denetim uygulanması bu dengesizliklere çözüm olabilir. En azından krize neden olan sıcak paranın dizginlenmesi için vadesi uzun olan ve yatırım için gelen para hariç tutularak kısa vadeli sermaye giriş ve çıkışiarına vergi ve tahditler konulabilir(tobin vd., 1995:163-166). lll. DIŞ EKONOMiK ilişkiler Tayland'da mal ve hizmet ihracatının cari fiyatlar ile GSYİH içindeki payı, 1984 yılında %22 iken, ülkenin yeni üretim alanlarına yönelmesi sonucu, 1996 yılında %38.5 olarak gerçekleşmiştir. 1990'ların başından itibaren ileri teknoloji ürünleri emek-yoğun ürünlerin yerini almış sa da 1997-98 döneminde para birimindeki değer kaybının ithal hammadde fiyatlarını arttırması nedeniyle, Tayland'daki işgücü daha rekabet edebilir bir hale gelmiştir. Ayrıca, ileri teknoloji ihracatının bağımlı olduğu ithal girdilerin maliyeti arttırması ile, geleneksel ihraç ürünlerine bir dönüş yaşanmıştır (DTM, 1999: 13). Ülkenin ihracatı, 1996 yılında, Baht'ın dolara bağlı olması nedeniyle %1.9 oranında daralmıştır. 1997 yılında, Baht'ın dalgalanmaya bırakılmasıyla birlikte, ihracat gelirlerinde %4.1 'lik bir iyileşme olmuş, ancak, bu oran, 1990'ların başında elde edilen %18-20'lik oranların çok altında kalmıştır. Tablo 6 'ya baktığımızda ihracatın 1988 'den itibaren çok hızlı artarak 15.782 milyon Dolar'dan 1988 yılında krizin olumsuz etkisine rağmen 53.117 milyon Dolara yükselmiştir. İthalat ise 17.856 milyon Dolardan 1997 yılında 55.101, 1998 yılında krizle birlikte 38.713 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. Tayland'da ihracatın ithalatı karşılama oranı ortalama %80'ler civarındadır. Tayland genellikle ÖB fazlası veren bir ülke olmasına rağmen krizle birlikte hem cari işlemlerdeki olumsuzluklar hem de büyük ölçüde sermaye çıkışlarından dolayı, 1997'de 18.250, 1998'de ise 3.449 milyon dolar açık vermiştir. 1997 yılında, sanayi malları, tüm ihracatının %82'sini, işlenınemiş tarım ürünleri de %11 'ini oluşturmuştur. Sanayi malları içerisinde %15'lik payı ile ilk sırayı bilgisayarlar ve parçaları almaktadır. 1994-96 döneminde, kauçuk esas tarım ürünü olarak pirincin yerini almıştır. Taytand'ın ihracatında yer alan başlıca ülkeler sırayla; ABD (% 19.6), Japonya (%14.9), Singapur (%ll), Hog Kong (5.9) ve Malezya (%4.3)'dır (DTM, 1993: 13).

70 Erol BULUT Tablo.6- İhracat ve İthalat Yıllar 1988 1989 1990 199ı 1992 1993 1994 ı995 ı996 1997 1998 Ihracat (F.O.B) Milyon dolar) 15.782 ı9.834 22.8ıı 28.233 32.10ı 36.399 44.479 55.449 54.4ıo 56.665 53.127 Ithalat (F.O.B) Milyon dolar) ı7.856 22.75ı 29.562 34.223 36.262 40.696 48.266 63.4ı7 63.899 55.ıoı 3\\.713 Ihracatın, Ithalatı Karşılama Oranı(%) 88.4 87.1 77.1 82.5 88.5 89.4 92.ı 87.4 85.ı 102.8 ı37.2 ÖB Dengesi Milyon dolar) 2.596 5.030 3.235 4.6ı9 3.029 3.907 4.169 7.159 2.ı67 -ı8.250-3.449 Baht-Dolar Kuru 33.966 33.761 35.979 36.161 35.090 35.081 36.628 37.445 36.826 63.748 51.662 Kaynak: IFS Yearbook (1998). Diğer taraftan, mal ve hizmet ithalatı, 1984 yılında GSYİH'nin %27'sini oluştururken, bu oran 1996 yılında %45'e ulaşmıştır. Tayland'ın sanayileşme süreci ilerledikçe, ara ve sermaye maliarına olan bağlılığı artarken, hammadde ithalatı azalmıştır. 1997 yılında sermaye malları ithalatı, toplam mal ithalatının %49'unu oluşturmuş ve bunun içerisinde, elektrikli ve elektrikli olmayan makineler ve parçalarının payı yaklaşık olarak %60 olmuştur. Entegre devre ve bileşenlerinin ithalatı ise, bilgisayar sektöründe yaşanan büyüme sonunda artmış ve ı 997 yılında toplam sermaye malı ithalatının o/o 13 'ünü oluşturmuştur. Tayland'ın ithalatında başı çeken ülkeler sırayla; Japonya (%25.6), ABD (%13.9), Singapur (%5), Malezya (%4.8) ve Almanya (4.7)'dır. Tayland'ın dış ticareti genelde bölge ülkeleri ağırlıklıdır. Bu durum bölge içi ticaretin çok yaygın olduğunu ve ASEAN'ın büyük bir rol oynadığını göstermektedir (DTM, ı993: 13-ı4). IV. YURTiÇi PiYASANIN DURUMU ı 997 yılının ikinci yarısında başlayan ekonomik krize kadar, son on yılda hızlı ekonomik gelişme tüketici pazar yapısını tamamen değiştirmiştir. Artan kişi başı gelir düzeyi ile beraber toplam harcamalar üç kattan fazla artmış, iyileşmenin getirdiği gelir artışı ile halk, kaliteli mal ve hizmete yönelmiş, özellikle orta gelir grubu harcamalarını ev ortamının iyileştirilmesi ile sağlık harcamalarına yöneltmiştir. Bangkok'da yaşayan nüfusun harcamaları modern ev aletleri, bilgisayar, videokamera, disk çalar, mobil telefon vb. ürünlere yoğunlaşırken, kırsal kesimlerde özellikle buzdolabı, fan gibi ürünlerin tüketimi katlanarak artmıştır (İTO, ı998: 84). Tayland'lı bir ailenin en büyük harcama kalemini gıda ürünleri oluşturmaktadır. Harcamaların %40'ını gıda ürünleri oluşturur. İkinci en büyük harcamayı konfeksiyon ve

EKONOMiK YAKLAŞlM 71 iskana yönelik yapmaktadırlar. Diğer yandan taşıt alımı için de maddi durumu uygun olanlar harcama yapmaktadırlar. Tayland yurt içi piyasasıyla ilgili fiyat artış oranları Tablo 7'den izlenebilir. Toptan eşya fiyat artışı 1988'de %8.1 iken bu oran 1993'de deflasyona dönüşerek -0.37 olmuştur. 1997 yılında %3.9 olan artış 1998'de krizin etkisiyle %13.8'e yükselmiştir. Tablo-7. Kamu Dengesi ve Enflasyon Oranları Göstergeler' TEFE (%) TÜFE (%) Kamu Dengesi Yıllar (Milyon Baht) 1988 8.1 3.8 10.643 1989 4,6 5.3 54.732 1990 3.4 5.9 99.360 1991 6,8 5.7 118.414 1992 0.18 4.1 71.793 1993-0.37 3.4 55.618 1994 3.9 5.1 101.239 1995 8.2 5.8 134.965 1996 4.7 5.9 43.303 1997 3.9 5.6-15.061 1998 13.8 8.1-128.951 Kaynak: IFS Yearbook (1998) TÜFE'de ise 1998'de %3.8 olan enflasyon oranı, 1993'de %3.4 olmuştur. 1997'de %5.6 bir enflasyon yaşanırken 1998 yılında krizle birlikte %8.1 'lik bir enflasyon yaşanmıştır. Kamu dengesi açısından ise; sürekli fazla veren Tayland, krizle beraber 1997 yılında -15.061, 1998'de ise -128.951 milyon Baht açık vermiştir. SONUÇ Bir çok Doğu Asya ülkesini derinden etkileyen bu kriz, piyasalarda yol açtığı sarsıntıların yanında, çeşitli çevrelerde IMF'nin görev tanımı, küreselleşme süreci ve kur sistemleri konularında bir çok tartışmanın doğmasına neden olmuştur.

72 Erol BULUT Bir görüşe göre; uluslararası seımaye akımlarının önündeki engellerin kaldırılması, tasarrufların yatırımlara daha verimli bir şekilde tahsis edilmeleri ile sonuçlanacaktır. Böylece büyük boyutlarda yatırım ihtiyaçlan bulunan gelişmekte olan ülkeler aradıklan sermayeyi daha kolay elde edebileceklerdir. Öte yandan tasarruf sahipleri kendi piyasalarıyla sınırianmaktan kurtulacak, daha yüksek getirili yatırımlara yönelme ve risklerini daha etkili bir biçimde dağıtarak azaltma imkanlarına kavuşacaktır. Tayland için son yıllar hariç bu durum geçerlidir. Ama sermaye akımlarının üretken kapasiteden ziyade spekülatif akımlara yönelmesi krizdeki en büyük etkenlerden biridir. Bütün bu olası faydalara rağmen, bir çok iktisatçıya göre ise, mali piyasaların entegrasyonu tehlikeli ve istikrar bozucudur. Bu görüşe sahip olanlar, tahvil alım-satımı yapanların ve döviz spekülatörlerinin politik liderlerin makro-ekonomik politika oluşturma serbestisini kısıtladıklarını iddia etmektedirler. Yaşanmakta olan kriz sırasında bir çok ülke yönetiminin krize tepki olarak aldıkları kararlardan, piyasaların ve IMF'nin baskısı sonucu vazgeçmeleri de bu görüşü desteklemektedir. Bu durum, artık önemli miktardaki fonların hızla bir yerden bir yere aktarılmasının mali piyasaları gelişmelere karşı daha hassas bir duruma getirmiş olmasının bir sonucudur. Bu durum Tayland gibi gelişmekte olan ülkelerde daha yıkıcı etkilere sahiptir. Tayland ekonomisi krizden önceki bir iki yılda temelli makro-ekonomik dengesizliklerle karşı karşıya bulunmasına rağmen, bunun gelip geçici olduğu düşüncesiyle hükümetler, durumu görmezden gelmişlerdir. Bu krizde mali piyasalardaki dengesizliğin yanısıra önemli bir etken, kapasite fazlaları dolayısıyla yaşanan talep yetersizliğidir. KAYNAKÇA DPT ( 1997), Konjonktür Değerlendirme Raporu, Sayı:11, Aralık, Ankara. DTM (1998), Tayland Ülke Notu, Ankara. HAZİNE MÜSTEŞARLIGI (1998), Güneydoğu Asya Krizinin Nedenleri, Gelişimi ve Olası Etkileri, Araştırma ve İnceleme Dizisi: 17, Ankara. IMF (1998), International Financial Statistics Yearbook. İTO (1998), Tayland Ülke Etüdü, Yayın No:1998-51, İstanbul. JANSEN, Kare! (1990), Finance, Growth and Stability, Pinaneing Economic Development in Thailand, 1960-1986, England. TO BİN J.ve diğerleri.(1995), "Two Cases For S and In The Wheels of International Finance",The Economic Journal(January), s.l62-172.

EKONOMiK YAKLAŞlM 73 WORLD BANK (1989-1997), World Development Report. WTO (1997), Tourism Market Trends Europe (1986-1996), WTO Commission For Europe, Madrid. ABSTRACT THE ECONOMY AND THE GRISES OF THAILANO This paper analyzes the economic erisis which influenced Thailand economy in 1997. The erisis in Thailand economy is usually taken asa part of the Far East Asia crisis. In this paper, ten years' data was used for Thailand economy.the erisis in Thailand is investigated by means of the finance sector, especially the impact of the hot money on the erisis was taken into consideration together with data on trade balance and money market. As a result, it is observed that Thailand economy is damaged by hot money, free capital movements and unproductive investments.