«Türkiye Kapitalizminin Tekelci Yapısı Ye Bankalar» Sedat ÖZKOL



Benzer belgeler
Bilgi Raporu. KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih:

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AVIVA SİGORTA A.Ş. NİN 28 HAZİRAN 2010 TARİHLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI GÜNDEMİ SAAT: 11.00

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU


1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

BANK ASYA: Halka Arz Bilgi Notu 28/04/2006 2

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRKİYE VARLIK FONU YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİNİN KURULMASI İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük MİLLİ EKONOMİ VE BAŞKENT ANKARA

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani:

Technology. and. Machine

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank

TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş YILI I. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem :

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş.

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

ASYA KATILIM BANKASI A.Ş YILI II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem : 01 Ocak Haziran 2015

İSTANBUL TİCARET ODASI İSTANBUL DA YABANCI SERMAYE GÖSTERGELERİ

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM

SERMAYE PİYASASI KURULU NUN SERİ:II, NO:22 TEBLİĞİ EK/2 MADDE 4 UYARINCA HAZIRLANAN RAPOR ve GÖRÜŞ

ŞİRKETLER KANUNU FASIL 113 HİSSELERİYLE MAHDUT MESULİYETLİ LİMİTED ŞİRKET KIBRIS KAPİTALBANK LİMİTED İN ANA SÖZLEŞMESİ.

SOSYOEKONOMİK BOYUTLARIYLA TÜRK-F. ALMAN İLİŞKİLERİ (VI2)

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2004 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank

ASYA VARLIK KİRALAMA A.Ş. FAALİYET RAPORU. 31 Mart *Metni yazın+

Bulgaristan Türkiye iş partnerliği Forumu

2-Şirket ana sözleşmesinin 8. ve 12. maddelerinin değişikliğinin onaylanması,

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

Sermaye Piyasası Kurulu ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğün den gerekli izinleri alınan; Ana sözleşmemizin

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

İSLAM KALKINMA BANKASI SERMAYE PİYASASI KURULU ORTAK KONFERANSI

İÇİNDEKİLER: Birinci bölüm DIŞ TİCARET SİYASETİ

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2010 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

ŞEKER FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ŞİRKETİ

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM VERİLERİ BÜLTENİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU

SERMAYE PİYASASI KURULU

: Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı. Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

TEJEEIAJEŞMÜ OLGUSU ,772 C'den

-~-~ ~ \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _.

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. 1 OCAK 31 MART 2015 KONSOLİDE OLMAYAN ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Züccaciyeciler Derneği

IS]ANBUt TICARET OID:A~INA

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

ŞEKER FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ŞİRKETİ

VAKIF FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. ( ANA SÖZLEŞMESİ )

ÖRNEK 1. X işletmesi daha önce satın aldığı hisse senetlerinin TL lik kısmını A) TL ye satmıştır. B) TL ye satmıştır.

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/62 TARİH:

YABANCI SERMAYELİ ŞİRKET SAYISI ARTTI

Finansal Piyasalar ve Bankalar

BANK MELLAT Merkezi Tahran İstanbul Türkiye Merkez Şubesi 1 OCAK 31 MART 2010 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik

ŞİRKETİN ÜNVANI : HEDEF GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. Sayfa No: 1

Finansal Yönetim Giriş

- İşletmelerin Sınıflandırılması - Şirket Türleri - Kurumsallaşma

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2010 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ BANKALAR YASASI. 39/2001 sayılı yasa. Madde(5), (6), (8), (10), ve (42)altında tebliğ

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

Transkript:

«Türkiye Kapitalizminin Tekelci Yapısı Ye Bankalar» Sedat ÖZKOL

«BİZ BİZE BENZERE» Genel olarak A.B.D., Kanada, F. Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İsveç ve İtalya gibi ülkelerle kıyaslandığında Türkiye kapitalizminin çok geri bir düzeyde olduğu açıkça ortada ve bunda kimsenin kuşkusu yok. Bununla beraber bu geri ve bağımlı Türkiye kapitalizmi, belki de ileri kapitalist ülkelerden de daha belirgin bir oranda «Tekelci» bir yapı taşıyor, ülke ekonomisinin hemen tüm sektörleri, tekelci devlet kapitalizmi Üe «işbirliği» ve yabancı finans kapitalle «ortaklık» halindeki bir avuç Türkiye ölçüsünde dev smai ve mali kuruluşun denetimi altında. Ve sözkonusu yerli tekelci zümrenin, sadece bankalar ve sanayi üzerindeki değil, tarım, ticaret, hizmetler, turizm ve sigortacılık gibi kesimler üzerindeki egemenliği de gün geçtikçe artıyor. Böylece Türkiye halkının karşısına, söz yerindeyse, domuz topu olmuş bir sömürücü egemen zümre çıkıyor ve bu zümre egemenliğini ne pahasına olursa olsun sürdürebilmek için, Türkiye'nin demokratlaşma sürecini durdurmağa, hiç değüse engellemeğe çalışıyor. Bir yanda İş Bankası Akbank, Yapı ve Kredi Bankası, Türk Ticaret Bankası, Garanti Bankası, Sabancı Holding, Koç Holding, Transtürk Holding, Eczacıbaşı Holding, Yaşar Holding, Tekfen gibi birbirleri Ue hem ilişki hem de çelişki içinde bulunan bir tekelciler zümresi öte yanda bu sömürücü zümre karşısında Türkiye işçi sınıf mm öncülüğünde demokrasi mücadelesi veren Türkiye halkı. En genelinde sınıfsal mev- 3

zilenme bu şekilde oluşuyor 10701er Türkiye'sinde, O halde «dostu» da «düşmanı» da daha iyi tanıyabilmek için Türkiye kapitalizminin tekelci yapısı ile bankalar arasındaki ilişkileri, bir kereden daha f ama, hatta sürekli olarak ortaya koymakta büyük yararlar var ve işin doğrusu Türkiye ekonomi ve politikasına egemen olan tekelci sömürücüler zümresi sosyal varlığını ve yapısını açıkça ortaya koymakta, hatta kendi reklâmını en pervasız bir şekilde yapmakta hiç bir sakınca görmüyor. Diğer bir deyişle, Türkiye kapitalizmi gençlik mahcubiyetini bir kenara bırakarak «piyasa» da görünmeyi ve gösterilmeyi yeğliyor artık. Bu da bir yerde Türkiye kapitalizminin «olgunluk» çağma girdiğinin en somut bir belirtisi değilse nedir? Sıkiİsak ve sıksak ta tekrarlamak zorundayız : «Türkiye, daha doğrusu Osmanlı Toplumu, gelişiminin belirli bir aşamasında, dünya kapitalist düzeninin sömürü ağma yakalarak SERBEST REKABETÇİ KAPİTALİZM EV- RESİ YAŞANILMADAN, tekelci kapitalizmin en yoz, en asalak, en mürteci özellikleri ve nitelikleriyle karşı karşıya kalmıştır. Kısacası şöyle olmuştur emperyalizmin Türkiye'ye girişi : (Emperyalizmin Osmanlı imparatorluğu -nu kıskaca almakta olduğu 19. Yüzyüm ikinci yarısında, emperyalist güçlere bağlı çoğu musevi ve rum azınlıklardan oluşan Galata sarraflarına ve Osmanlı tacirlerine ïevantenler' adı veriliyordu, Levantenler diğer sömürge ve yarı sömürgelerdeki? kompradorlar»m Osmanlı devletindeki karşılığıydı, Levantenlerm aracılığıyla Batılı şirketlerin acentaları Galata'da birbiri ardma kuruluyordu. Dış borçlanmalar, Düyün-u Umumiye v.b. arkasından Osmanlı Bankası kuruldu. Emperyalist güçler Türkiye'de Anadolu-Bafdat Demiryollarından İstanbul Elektrik Şirketi, Tramvay Tünel şebekesinej sigara, kibrit tekeline 4

kadar çeşitli yatırımlara giriştiler. Böylece kapitalizm, emperyalizm kanalıyla ve komprador levanten azınlığın aracılığıyla, şirketler şeklinde ve TEKELCİ BİÇİMDE Osmanlı împaratorluğu'na girdi. Bu TEKELCİ GİRİŞ şüphesiz ki, bütün sosyal yapıyı çarpıttığı gibi, rekabetçi kapitalizmin üretici güçleri geliştirici, prekapitalist ilişkileri tasfiye edici gelişmesini de daha baştan engelledi,)» (1) Aynı gerçeklik tekelci sermayenin ağzından, daha «edepli» bir şekilde, şöyle dile getiriliyor : «Osmanlı İmparatorluğu döneminde bankacılık Galata sarraflarının faaliyeti ile başlar. Bankalar kuruluncaya kadar İmparatorluğun BÜTÜN banka ve kredi işlemleri, bunların ELİNDE toplanmıştır,,,,, 1844 yümda yapılan para reformunu yürütebilmek için bir mali kuruluşa ihtiyaç duyulunca, hükümetin İLK İŞİ Galata bankerleri ile ilişki kurmak olmuştur. Bunlardan ikisi ile (Aleon ve BaJtazzi) anlaşmaya varılmış ve bu suretle 1847 yılında İstanbul Bankası' kurulmuştur... Banka 5 yü kadar çalışmış, kendinden beklenen görevi yapamadığı, gibi umduğu kân da sağlıyamamış, 1852 de kapanmıştı. Kırım Harbi'nin (1854-1855) masraflarını karşılayabilmek amacıyle sürekli olarak kâğıt para çıkarılıyor, paranın değeri günden güne düşüyordu. Bu kez Hükümet YABANCI SERMAYE YARDIMI üe bir banka kurmayı düşündü; ingiliz ve Fransız sermaye sahiplerinden teklifler aldı. Böylece 1856? da 'OTTOMAN BANK' kuruldu. Bu bankanın faaliyeti genellikle ticari alanda olmuştur. ( 1 ) (Türkiye'de Sermayenin Yapısı : Finans Kapital, A : Bankalar, îlke DerfM. sayı 6. sayfa, 68-89) 5

Sonunda Ali ve Fuat Paşaların çabalarıyla, sınırlı olanaklara sahip Ottoman Bank yerine İ8S8-de İMTİ- YAZLI ve DAHA GÜÇLÜ bîr mali müessesenin kurulması sağlanmış, bankamn adı da f BANK-I OSMANÎ-Î ŞA- HANE'ye çevrilmiştir. Bu banka Osmanlı mau tarihinde GERÇEK bir rol oynamıştır* O mamana kadar bir türlü tedavülden kaldırılamıyan kâğıt paranm itfası, DEVLE- TE AVANS VE BORÇ VERİLMESİ, banknot ihracı gibi devletle ilgili işlemlerden başka, KREDİ ÇALIŞMALARI- NI TİCARET VE SANAYİ DALLARINA da yayan banka memleketin çeşitli yerlerinde şubeler açmıştır. Ne var ki, örgüt bakımından bankanın merkezi İstanbul'da, şubeleri Anadolu'da, fakat İDARESİ LONDRA ve PARİS'- TEKİ KOMİTELERİN ELİNDEDİR. 1888 yemda kurulan 'Selanik Bankası' bir Türk Anonim Şirketi olmakla beraber sermayesinin önemli bir kısmı FRANSIZLABIN, BELpKALFLÂRIN ELİNDEY- Dİ» (2) Görüldüğü gibi, gerçekten de biz bize benziyörduk ve Osmanlı Toplumu daha kapitalizmin serbest rekabetçi dönemini yaşıyamadan, Avrupada gelişmeğe başlıyan tekelci sermaye Türkiye'deki asalaklar zümresi ile rezonansa geliyor ve, örneğin Osmanlı Bankası kanalıyla, sadece mali alanlara degü ticaret ve sanayi dallarına da el uzatıyordu. Bu genel yapı daha sonraları, Cumhuriyet Dönemiyle birlikte, Türkiye İş Bankası gibi «milli» bankalarımızın da varlık ve eylem biçimini oluşturacak ve diyelim ki Osmanlı Bankası'mn Öngördüğü eylemlerin büyük bir kısmı, Türkiye İş Bankası tarafından gerçekleştirilecektir. ( 2 ) (Türkiye İş Bankası 50. Tıl Kitabı. 1924-1Ô74, s. 10) 6

Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde kurulan bankalar elbetteki sadece Osmanlı Bankası ile Selanik Bankasından ibaret değildir. Çorba'da özellikle Alman Emperyalizminin de acı tuzu vardır : «Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda daha başka bankalar da kurulmuştur, Çoğunlukla YABANCI SERMAYE tarafından kurulan bu bankaların başlıca işi, devletin dış istikrazlarına aracılık etmekten ibaretti. Ayrıca, dünyanın belli başlı bankalarından Credit Lyonnais, Deutsche Bank, Dresdner Bank, Deutsche Orient Bank, Wiener Bank Verein gibi kuruluşların da ülkemizde şubeler açtığını görüyoruz. Bunlardan özellikle Deutsche Bank Anadolu - Bağdat Demiryolu yapımının finansmanında Önemli bir rol oynamıştır.» (3). Bu genel yağma furyasında kurulan, bir süre galişan, bazan batan bazansa Osmanlı Bankası gibi kuruluşlarla bütünleşen diğer yabancı sermaye bankalarının bir kısmı şöyle özetlenebilir : Şirketi Maliyei Osmani Bankası, İtibari Umumu Osmani Bankası, Avusturya - Osmanlı Bankası, Avusturya - Türk Bankası, Banque de Constantinople v.b, öte yandan 1909 yılında bir İngiliz bankeri ile bir Londra bankasmm iştiraki üe Türkiye Müli Bankası kuruluyor. Bu bankanm öngördüğü faaliyetler ise özetle şunlar :» Her türlü banka işlemi yapmak, SINAİ, TİCA- Rİ VE MAU TEŞEBBÜSLERE GİRİŞMEK, her türlü vergi tahsilini iltizam etmek.» (4). Bu banka bugün faaliyetini Uluslararası Etadüstri ve Ticaret Bankası adı altmda sürdürüyor. ( S ) (Türkiye tş Bankası, a.g.e. s. 20-21) ( 4 ) (Prof. Dr, Avni Earakolu, Cumhuriyetimizin 50. Yılmda Memleketimizde Bankacılık. Türkiye Bankalar Birliği Yayınları 61. s. 15) 7

19081er sonrası azınlıklar dışı yerli sermayenin Örgütlenme, sosyal varlığının güneşin altına koyma ve pay savaşına girişme yıllarıdır aynı zamanda : «Osmanlı Ticaret Bankası 1910'da, Osmanlı İtibarı Millî Bankası iei7? de? Emlâk ve İkrazat Bankasında 19İ8'de kurulmuştur, Bunlardan Osmanlı Ticaret Bankası İstanbullu bazı Ermeni bankerler tarafından kurulmuş; TÜRKLER TA- RAFINDAN KURULAN VE KURUCULARI ARASIN- DA ÖNEMLİ VE NÜFUZLU KİŞİLER BULUNAN OS- MANLI İTİBARI MİLLİ BANKASI DEVLET TARA- FINDAN HİMAYE GÖRMÜŞ, Ergani Bakır Madenleri İşletme imtiyazı ile bu madenlerin denize naklini sağlıyacak demiryolu imtiyazını alan Banka 1918-1922 yıllarında karşılaştığı zorluklara rağmen Cumhuriyet Dönemi'ne kuvvetli bir mali müessese olarak girmeyi başarmış ve 1927*de Türkiye İş Bankası ile birleşerek tarihe karışmıştır. 1013 yılında bankacılıkla meşgul olmak üzere kurulan bir kollektif şirketin 1919 yılında anonim şirketi haline sokularak meydana gelen Adapazarı İslam Ticaret Bankası daha sonra Adapazarı Türk Ticaret Bankası, 1937'de de Türk Ticaret Bankası adım almıştır. Birinci Dünya Savaşı'na takaddüm eden yıllarda ve SAVAŞ İÇİNDE çeşitli şehirlerde MİLLİ SERMAYE üe küçüklü büyüklü birçok banka kurulmuştur, örneğin 19irde İstanbul Bankası,1912'de Konya İktisadi Milli Bankası, 1913'de Karaman Milli Bankası, 1914'de Emvali Gayrimenkule ve İkrazat Bankası ve Milli Aydın Bankası, 1916'da Akşehir Bankası, 1917'de İstanbul'da İktisadı Milli Bankası, Manisa'da Manisa Bağcılar Bankası, Konya'da Konya Ahali Bankası, 1918'de İstanbul'da Ticaret ve İtibarı Umumi Bankası Eskişehir'de Çiftçiler Bankası, 1919'da Adapazarı'nda Adapazarı Emniyet Bankası, İ922'de Bor'da Bor Zürra ve Tüccar Bankası kurulmuştur.» (5) ( ö ) (Zarakolu, a^e, a, 15-16) 8

Osmanlı Toplumu'na, yine söı yerindeyse, dışardan gelen kapitalizm, bir yanıyla azınlıkların örgütlü ekonomik ve politik mücadelelerini kışkırtırken, kaçınılmaz bir şekilde bu gelişimin zıttmı da doğurmuş ve müslüman - Türk burjuvazfnîn de gelişim ve «bilinçlenmesi» nîn belirleyici nedeni olmuştur. Bütün emperyalist güçlerin üzerinde cirit oynadığı bîr «serbest saha» haline getirilen Osmanlı tmparatorluğu^nda «MM» sermaye de oyuna daha etkin bir şekilde katılmak isteyecektir, İttihat ve Terakki ile Alman Emperyalizmi, «Milli«sermayeye daha geniş bir oyun sahası sağlamak üzere, belirli bîr yaklaşım ve ortaklık oluştururlar. Birinci Dünya Savaşfndan hemen Önceki yıllarda ve özellikle savaş sırasının da azınlıkların «mal» ve «sermaye» lerine el konulması işlemi hızlandırılır, ekonomik güç, «milli» sermaye sahiplerine doğru kaymağa başlar. «Kefere»nin yerini artık hızla «müslüman» almaktadır. Bu sırada sahneye çıkarılan Pan - Turanizm ve Pan - îslâmizm akımları da bir yanıyla bu «sosyo - ekonomik» gerçekliğin pekiştirilmesi, diğer yanıyla da Alman EmperyaUzmi'nin çıkarlarının savunulinası değilse nedir? Böylece Birinci Dünya Savaşı, «Milli» sermayenin doğrudan doğruya dümene geçebilmesi amacıyla yararlanılan bir oluşum niteliğini de taşır bîr yerde ve Kurtuluş Savaşı ile bu süreç daha da büyük bir ivme ve gerçeklik kazanır. Komprador burjuvazinin işlevi ve yararı kalmamıştır artık, «Yerli»,»Millî» olacaktır. Ümmet dönemi kapanmakta, «Millet» dönemi açümaktadn*. Elbetteki kapitalizme kendi ig dinamiği Üe varmış, kapitalizm öncesinin kalıntılarını tasfiye ederek «Uluslaşmış» toplumların geçtiği yoldan farklı bir yoldur bu. Ama, artık kapitalizm serbest rekabetçi dönemi ile birlikte, bu «uluslaşma» süreci de tarihe karışmış, «eski yol» bir daha açıl- 9

mamak üzere, kesinlikle kapanmıştır. Emperyalizm çağında, tefeci - bezirgan sermayenin bütünüyle tasfiye edildiği bir kapitalizme geçiş ve uluslaşma süreci olanak dışıdır ve Osmanlı döneminde palazlanan «MÜH» sermaye Cumhuriyet Dönemf nde de Devletin daha açık bir desteği ile, «modernleştirilerek», hiç değilse bir bölümüyle, tekelci boyutlara ulaştırılacaktır. Aynı gerçeklik şu şekilde de Özetlenebilir : «Cumhuriyet sonrasında ise, bilindiği gibi, levantenierin ya da "komprador burjuvazfnin gelişmesini engelleyen ve f dev«ietçüik-le palazlandırılan bir kesimi giderek yerli finans kapital niteliği kazanıyordu. Yerli finans kapitalin oluşum ve gelişiminde en Önemli rol başta, 1924 yılında kurulan Türkiye tş Bankası A. Ş. ne düştü. Bu bankan(ın gelişimi, bir yerde, Türkiye finans kapitalinin gelişimini de yansıtır,,,* Gelişmiş kapitalist ülkelerde, finas kapital, tekelleşmiş sanayi sermayesi ile büyük banka, ticaret ve toprağa bağlı sermayelerin kaynaşmasından oluşur. Sermayenin bir kesiminin böylesine bir nitelik değişimine uğrayabümesi için, birbirinden ayrı olarak, bir yerde sanayide diğer yerde bankacılıkta tekelleşme stoedmîm at taşı ve paralel Mr şekilde yürümesi gerekirken* Türkiye'de önce Myiik talikalar ıkurujtauş (örneğin, Türkiye îş Bankası) ve sonra bankalar vasıtasıyla yıapılaaı sınai yatarımlar ve saklanan krediler, sawayiêe tekelleşmeyi teşvik etmiştir* Hem bankacılıkta hem de sınai üretimde, devlet eliyle tekelcilik süreci, doğrudan doğruya ve daha işin başında uygulanmış ve Türkiye kapitalizmin serbest rekabetçi dönemini, doğru dürüst tanıyamadan, kapitalizmin tekelci aşamasıyla karşı karşıya bulmuştur kendisini. Bu bakımdan, yerli burjuvazinin bir kesiminin palazlanarak finans 10

oligarşisi niteliği kazanmasında, temel görev devlet teşviki ve gücüyle kurulan bankalara ve özellikle Türkiye îa Bankasına düşmüştür.» (6) I. ÖBNM : CtäMANULtölN ADİGAM : TÜRK TİCABET BANKASI A. Ş, Osmanlı împaratorluğu'nun son yıllarında kurulan «Mili«bankalar içerisinde, oluşum, gelişim ve bugün ulaşmış Bulunduğu aşama bakımından Türk Ticaret Bankası A. Ş. İlginç ve ibret verici bir örnek oluşturuyor, Bu bankanın tarihçesi şöyle özetlenebilir : 9 Mart 1918 tarihinde Adapazarı'nda mahalli zürra ve tüccarm katılması ile bir komandit şirket kurulur; bu şirket ADAPAZARI İS- LÂM TİCARET BANKASI adını taşımaktadır. Diğer bir deyişle, hiç değüse şimdilik «ümmet», «Millet» ten baskındır ve Adapazarfnda kurulan komandit şirket islâm sıfatını benimsemeyi yararlı görmüştür. Banka kendi gelişimini, yine kendi «resmi» tarihçesinde ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktadır : «1861 yılında Mithat Paşa tarafından başlatılan milli bankacılık çalışmaları, 9 Mart 1913 tarihinde Âdapazan'nda Adapazarı İslâm Ticaret Bankasının kurulmasiyle yeni bir çok önemli bir merhaleye ulaşmıştır. Adapazarı İslâm Ticaret Bankası'nm faaliyete geçişi ile memleketimizde devlet bankacılığının yanı sıra milli hüviyette 'özel teşebbüs bankacılığı' doğmuştur. Bu tarihe kadar kurulmuş bulunan, sırasıyla, Memleket Sandıkları, Menafi Sandıkları ve Ziraat Bankası Teşkilâtı memleketin her köşesindeki tüccar ve çiftçinin ( 6 ) (Türkiye'de Sermayenin Tapısı, s, 69) 11

kendi ihtiyacını tamamen karşüayamıyordu. Yurdumuzda faaliyette bulunan YABANCI BANKALAR ise MU- RABAHACILIK'tan ve gittikçe daha ağır şartlar ve daha yüksek faiz nispetleriyle yapılan DIŞ ÎSTIKRAZ'- lardan büyük menfaatler temin etmekten başka bir şey düşünmüyorlardı. Bu sebeple tüccar ve çiftçi çoğu za«man kredi ihtiyaçlarını^ çok ağır şartlarla tefecilerden lerden temin etmek zorunda kalıyorlardı* Tefecilerden temin edilen kredilerin şartlarının ağırlığı, Adapazarfnda 'İLERİ GÖRÜŞLÜ' bir kısım tüccar ve esnafın bir araya gelerek uygun şartlarla kredi temin etmek, piyasada istikrar sağlamak ve milli ticaretin gelişmesine yardımcı olmak amacıyla, bir banka kurmaları fikrinin doğmasına sebep olmuştur. Nitekim bu hususlar, daha sonraları Adapazarı islâm Ticaret Bankası'nın 1022 yüı idare Meclisi Raporu'nda şu şekilde ifade edilmiştir : 'Müessesemizin 10 sene evvel teşkiline saik olan zevat bittabi hatırlarlar ki, şirketimin tüccar ve esnafı mukaddema piyasamızı TAKTI TAHKİM ve İSTİLÂLARINDA BULUNDURAN" ECANÎP SERMAYESİNİN ve vatansız muhtekirlerin murabaha ve ihtikârından kurtarmak ve AZ FAİZLE İSLAM TÜCCARA ikrazat yaparak MÎLLÎ TlCARETln inkişafına yardım amacıyle teşekkül etmiştir.» (7)* Görülüyor ki, müslüman - yerli burjuvazi bir yandan «Yabancı Sermaye», yani Avrupa finans kapitali, diğer yandan vatansız muhtekirler, diğer bir deyişle azınlık burjuvazisi ve kompradorlar karşısında, daha güçlü bir şekilde birarayaa gelmek, örgütlenmek istiyor. Müslü- ( 7 ) (Türk Ticaret Bankası, Memleketimizde Bankaoılıfın ve Paranm Tarihçesi, B* 9) 12

man yerli burjuvazi artık genel sömürüden kendisine düşen payı yeterli bulmamağa başlıyor. Tarihçeye, şöyle devam ediliyor : «12 sene müddetle ve beheri 1472 kuruş değerinde 1000 hisse çıkarümak suretiye ceman 13.629 Osmanlı Lirası sermaye üe kurulan ve 9 Mart 1913 talihinde fiilen bankacılık çalışmalarına başlıyan Adapazarı İslâm Ticaret Bankası J nın sermayesinin hissedarlardan toplanış şekli, bankacılık ta«rihimizde çok önemli bir başlangıcı ifade etmektedir, Sermayesi, hepsi mahallî tüccar ve esnaf olan hisse sahiplerince haftada 5 kuruş ve her üç ayda bir 27 kuruş ödenerek toplanan Adapazarı İslâm Ticaret Bankası, fertlerin teşebbüsüyle kurulmuş İLK ÖZEL MİLLİ BAN- KA olmak vasfını kazanmıştır**** Müessesemiz 13 Kanunisani 1013 tarihinde muameleye başlamıştır. Bu tarihlerde banka muamelatı ile meşgul olmak üzere halkın teşebbüsü ile vücut bulmuş bir şirket henüz mevcut değildi. Mali müessesatı milliyemiz başında bulunan İtibarı Milli Bankası 10 Kanunisani 1917 tarihinde teşkil olunduğu gibi Konya'da ve Anadolu'nun diğer bir kaç şehrinde ve kasabamızda diğer bankaların tarihi teşekkülleri 1015ten sonra ekseriyetle 1918-1919 senelerine tesadüf etmektedir.» (6) Oysa «tesadüf» sözün gelişiydi, yoksa, gerçekte herşey eşyanın, daha doğrusu Türkiye kapitalizminin tabiatına uygundu. Azınlıklardan oluşan komprador zümresinin tarihsel ve sosyal işlevi sona eriyor, müslüman - Türk sermaye smıfı palazlanıyor, biti kanlanıyordu. Böylece Adapazarı İslâm Ticaret Bankası, «hızla gelişerek» 1919 yılında, komandit şirket statüsünden anonim şirket sta- ( 8 ) (Türk Ticaret Bankası. a,f,e, m, 13) 13

tüsüne geçer. 6 yıllık bir süre içerisinde yerli tefeci - bezirgan sermayenin bir kesiminin «modernleştiği»nin somut göstergesidir bu değişim bir yerde. Bu altı yıllık sürede bankanın sermayesi j%, 447 oranında artıyor ve kuruculara j = 162.5 temettü tevzi ediliyor. Bu gelişim Banka'nm kendi ağzından şöyle açıklanıyor : «Adapazarı İslâm Ticaret Bankası Osmanlı Anonim Şirketi - Sermayesi 100.000 Lirayı Osmani - Servet Tasarrufla birikir - TE- DAVÜLLE ARTAR» tasarruf ve tedavülü de bankalar temin eder - Mahalli ticaretin dört seneden beri terakkisine çalışan, BEŞ SENEDE SERMAYESİNİN 8 MİSLİ SAîl KÂM KAZANAN Adapazarı İslâm Ticaret Bankası şeklini komandit şirketten Anonim Şirkete kelb ve sermayesi 75,000 liradan 1Ö&O0O liraya iblâğ edilmiştir. Satılacak 20,000 liralık hisse iğin, Dersaadet'te, Osmanlı İtibarı Milli Bankası Merkezi île İstanbul Şubesi, Adapazarı'nda Adapazarı İslâm Ticaret Bankası Merkezf ndö hissedar kaydeder.» (9) Banka komandit şirket statüsünden anonim şirkete dönüşürken, daha önce genelde belirttiğimiz, «îşlev»leri yerine getirmeye gönüllü olduğunu açıkça ortaya koyar ve bankanın amaçlan anonim şirket olarak yayınlanan ilk sirkülerde gözler önüne serilir :» 1 Senedatrtîcariye ve esham ve alelumum emvali menkule mukabilinde akçe ikraz ve istikraz etmek (Günümüz diliyle; ticari senetler, hisse senetleri ve taşınabilir mallar karşılığında kredi açmak, ödünç para verme) 2 MAU ve TİCARİ ve SINAYl ve ZİRA Yİ her nevi teşebüsat ve teahhüde münferiden veya bil müşte- ( 9 ) (Türk Ticaret Bankası, a.g.e, s, 28) 14

reke girişmek ve sair alelumum banka muamelatı (Yine günümüz diliyle; Mali, ticari, sınai ve tarımsal her cins teşebbüs ve taahhüde tek basma veya iştirakler şeklinde girişmek ve bütün banka işlemleri)» (10) Amaçlar ne kadar duruca konulmuştur, «Milli» ser«maye daha ilk adımlarım atarken, ekonominin tüm kesimlerine BÎR BÜTÜN OLARAK egemen olmayı amaçlamaktadır. Ticari, Sınai,-Mali ve Tarımsal alanlardaki girişimler ve bunların bir bütünsellik içerisinde, sözyerindeyse tek elden yönetilmesi, çapsız ve geleneksîz de olsa? müslüman - Türk sermayenin finans kapital boyutlarına Özenme çabasından başka bir şey midir kî? Sonraları bu «açık» amaçlar, «apaçık» hale getirilir: «Şirket aşağıda yazüı muamelelerle iştigal etmek üzere teşekkül etmiştir : Her nevi banka muameleleri, ZÎRAATE, SANAYİE, MADENLERE ve NAFÎA işlerine müteallik her nevi teşebbüsler, HER TÜRLÜ EŞYA ve LEVAZim İSTİHSAL, İMAL ve tedariki için şirketler tesis etmek ve ihracatına tavassut etmek, Her türlü sınai, ticari ve sigorta muamelelerini gerek kendi nam ve hesabına ve gerek YERLÎ ve ECNE- Bİ MÜESSESELER ile MÜŞTEREK veyahut BM& KALE, bu müesseseler nam ve hesabına deruhte ve ifa etmek ve resmi ve gayri resmi müesseselere karşı bil«cümle TAAHHÜTLERE girişmek.» (11) (10) (Türk Ticaret Bankası, a^g.e, s, 27) (11) (Türk Ticaret Bankası Â,, aas Mukavelenamesi, B, 3) 15

Demek ki, daha ileriki bir aşamada, yerlinin yanında «ecnebi» devreye YENİDEN sokulacak ve müslüman = Türk tefeci - bezirgan sermayemiz ancak DEVLETln ve yardımıyla tekelci boyutlara ulaşabilecekti. Cumhuriyetin ilânı bir yerde, Müslüman - Türk burjuvazinin, artık perde arkasından öne çıkması, suyun başını tutması demektir : «Yurdumuzda Cumhuriyetin ilânı o güne kadar faaliyeti Adapazarı ve gevresine inhisar eden bankanın gelişmesinde önemli ve mutlu bîr başlangı olmuştur. 15 Mayıs 1924 tarihinde, adı Adapazarı İs«lam Ticaret Bankası Türk Anonim Şirketi olarak tebdil edilen bankanın gelişmesine uygun olarak sermayesi 1026 senesinde 500.000 liraya çıkarılmış, tezyid olunan sermayenin 200.000 liralık kısmına ait hisse senetleri 3 ay içerisinde halka satılarak bedeli tamamen tahsil edilmiştir. 1926 senesi idare Meclisi raporunda halkımızın bankaya karşı göstermiş olduğu yakın ilgi ve itimat şu şekilde belirtilmektedir : «Ulaştığımız neticenin tüccar ve halkımızın izhar buyurdukları teveccüh ve itimat sayesinde hasıl olduğunu kemali fahur ve şükranla beyan ederiz, Filhakika gerek hisse kaydında, gerek şuabatın küşadında ve mevduatın tezayüdünde, her yerde tüccarın ve halkm ve MEMURİNİN HER SURETLE MAZHARI MUAVENETİ olduk» (12) Görüldüğü gibi, 200,000 liralık hisse senedi 3 ay içerisinde satılabiliyorsa, böyle bir gelişmede MEMURtNin yani DEVLET'in Mazharı muaneti oluşun elbetteki şok somut bir payı olacaktır. «Eğer sen benîm sırtımı kaşırsan ben de senin sırtını kaşırım», diyordu yerli - milli sermaye uluslararası finans kapitale. Bu gelişim iğinde (12) (Türk Ticaret Bankası, Memleketimizde Bankacılığın ve Paranın Tarihçesi, s, 17) 16

İslâm sıfatının kaldırılıp atılması da gecikmeyecektir, «Bu sene Heyeti Umumiye Fevkalâde olarak içtimaa davet edilmiştir ki ruznamede anlaşılacağı veçhile maksadımız 1913 senesinde HRÎSTÎYANLARIN teşkil ettiği Adapazarı Bankası'ndan TEFRİK için bankamız unvanına koftulan İSLÂM sıfatına LÜZUM KALMADIĞINDAN, İslâm kelimesinin eeybi milletimize izafeten TÜRK kelimesiyle tebdili ve şirket Unvanının Adapazarı Türk Ticaret Anonim Şirketine kalbidir.» (13) Komprador burjuvazi tasfiye edilince, elbetteki ondan TEFRİK edilme kaygusu da anlamım yitirecekti. Şimdiye kadar tefeci - bezirgan sermayenin bir bölümü tslâmiyeti kalkan olarak kullanmıştı, ama, artık «Çağdaşlaşma» çağında ümmetin yerini millet alıyordu. Böylece 29 Mart 1928 tarihînde Adapazarı İslâm Ticaret Bankası Türk Anonim Şirketi, kendisine artık ayak bağı olmağa başlıyan İslâm sıfatını bırakarak, Adapazarı TÜRK Ticaret Bankası Anonim Şirketi adım alır. Diğer bir deyişle, kuruluşunu izleyen 15 yıl içinde, komandit şirket statüsünden anonim şirket statüsüne, İslâm Ticaret Bankasfndan İslâm - Türk Ticaret Bankası'na ve en son olarak ta Türk Ticaret Bankasına doğru evrimlenir Adapazarı'nda kurulan bu yerli» milli banka, bu evrimde temelde müslüman - Türk tefeci bezirganların bir kesiminin finans kapitalistliğine doğru evrimlenişi sürecinin sıçrama noktalarının adlarından başka hig bir şey değîldir. 1929 yılında bütün kapitalist dünyayı sarsan ekonomik ve sosyal krk Adapazarı Türk Ticaret Bankası'nı pek sarsmışa benzemez : «Memleketimizi de geniş çapta etkileyen 1031 yılındaki umumi iktisadi buhran banka (13) (Türk Ticaret B«arikası â a,g,ô, a 17) 17

tarafından RAHATLIKLA atlatılmış, en müşkül vaziyetlerde dahi mudilerin talepleri zamanında karşılandığı gi= bi, kredi verilmeğe de devam edilmiştir. Memleketimizde bankacılığın gelişmesini ve bankaların yurt ekonomisindeki olumlu etkilerini arttırmak için çeşitli tedbîrler alan HÜKÜMETİMİZ, 1934 yılında Türk Ticaret Bankası'nm sermayesinin 2.200.000 liraya çıkarılması ve arttırılan bir milyon liralık sermayeye ait hisselerin MALİYE BAKAN- LIĞI ve DEVLET BANKALARINCA ALDÎMASINI SAĞLAMIŞTIR.» (14) Daha önce de değinildiği gibi, müslüman - Türk tefeci bezirganların bir kesiminin finans kapitalisti boyutlarına ulaştırılması süreci bir yandan DEVLETln diğer yandan Uluslararası finans kapitalin yardımları ile gerçekleştirilir ve Devlet yardımından Türk Ticaret Bankası da, haklı payını almakta gecikmez. Devlet'in yardımı ile 1034 yılında sermayesini arttıran Adapazarı Türk Ticaret Bankası, artık yurt çapında bir banka niteliğine de ulaşmıştır* Bu gerçeklik yeni bir isim değişikliği ile tescil edilir ve 25 Ekim 1934 tarihinde bankanın idare merkezi Adapazarı'ndan Ankara'ya taşınır. Artık bankanın yeni ismi Türk Ticaret Bankası A.Ş. dir. Banka «Türk»tür ve ülke çapında örgütlüdür. 30 Mart 1952 tarihinde ise bankamn idare merkezi bu defa Ankara'dan yabancı - yerli finans kapitalin Türkiye'- deki merkezi istanbul'a taşınacaktır, Türk Ticaret Bankası'mn tarihçesinde, bugün vanlan nokta şöyle vurgulanıyor * «Adapazarı ve çevresindeki tüccar ve çiftçinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla MAHALLÎ bir banka olarak 1913 yûmda kurulan ve o (14) (Türk Ticaret Bankası. a,ge, a 18) 18

günden beri en modern sistem ve makinelerle çalışan Türk Ticaret Bankası, bugün her türlü sosyal imkânlara kavuşturulmuş 2500. ü aşan personeli, yurt sathına yayılmış elektronik cihazlarla mücehhez geniş teşkilâtı ve altmış seneye yaklaşan mazisinin kazandırdığı tecrübe üe TİCARÎ, MALİ ve ÎKTÎSABÎ sahalarda memleketimiz ekonomisine büyük çapta katkıda bulunmakta ve istikbale hamleli bir faaliyet anlayışı içinde çok emin adımlarla yürümektedir,» (15) Böylece Türk Ticaret Bankası, artık bir finans kapital kuruluşu olduğunu, dosta düşmana gururla ilân etmektedir. Bankanın maddi gücü bugün milyarla ölçülüyor, Türk Ticaret Bankasfnm sadece sigorta şirketlerinde değil, diğer büyük bankalarda, önemli sanayi, enerji ve nakliyat şirketlerinde de büyük iştirakleri var. Ayrıca Türkiye- nin dev holdingleri ilr T'Lk Ticaret Bankası kucak kucağa. Bu çok can alıcı ve can yakıcı noktayı sayılarla vurgulamadan Önce, gene de Türk Ticaret Bankaafnın «yaradılış günahı» na dönmekte büyük yarar var. TARİHİ BİR'BELGE : ABAPAZAKI TÜEK «CA- RET BANKASI - YABANCI SERMAYE «ÎŞBÎBUÖI» Adapazarı islâm Ticaret Bankasının kuruluşu sırasında amaçlardan biri de «yabancı sermaye tarafından kontrol edilen bankalarla bu bankalara bağımlı olarak çalışan azınlık sermayesine karşı müslüman tüccar ve çiftçinin çıkarlarmın savunulması» şeklinde belirtilmiş bulunmaktaydı. Yabancı sermayeye karşı müslüman tüccar ve çiftçinin çıkarlarmın savunulmasının en emin yolu ise, yabancı sermaye ile işbirliğine gitmek değil miydi : (15) (Türk Ticaret Bankası. a,g,e, s. 18) 19

«23 Aralık 1924 tarihinde idare merkezi İstanbul'da olmak üzere tütün tüccarından Kavalalı İbrahim Paşa, tütün tüccarından ve gemi donatıcılarmdan Kırzade Şevki Bey ve şürekâsı, Ticaret Birliği İdare Heyeti üyesi Asım Beyzade Nuri bey, manifatura tüccarı Halil Ali Kardeşler Şirketi, İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası İdare Heyeti üyesi ve tütün tüccarı ve gemi donatıcısı Haoı^ade Mesut ve mahdumları, sigorta acentası ERMENAK ÜTÜ- C1YAN, tüccar J, D, SALMONA efendi ve tüccar HAY- DON efendi tarafından îtimad-ı Milli Sigorta Şirketi kurulmuştur. Şirketin sermayesi 100.000 TL, dır* 15 Ocak 1928 tarihînde toplanan hissedarlar genel kurulunda temsil edilen hisselerin dağılımı şöyledir : Adı Monsieur YANKO PAYEFF Monsieur BORIS MONÇEPF Monsieur EÎRİL PETROFF Monsieur BAKLACİEFF J. D. Salmona Efendi Kavalalı Ibrahim Papa Mahdumları (Abbas Bey) Kırzade Şevki ve Şürekâsı Halil Ali Bey Celâl Paşa Krmenak Ütüciyan Efendi Hacızade Mesut Mahdumları Şakir Rasim Bey TL, 16.750 16.000 11.000 ' 7.000 6.000 16,750 9.000 6.000 4.500 3.000 2.500 750 100.000 Hisse Sayısı 1.675 1.600 1.100 700 600 1.675 900 eoo 450 300 250 75 10.000 20

Şirket 1933'de sermayesini 200.000 TL. na çıkarmıştır. Bu sermayenin yarısı ödenmiştir. Sermayenin 137.500 TL. nı ADAPAZARI TÜRK TİCARET BANKASI, 6.000 TL. nı da BULGARIA UMUMİ REASSÜRANS KUM- PANYASI A. S. taahhüt etmiştir. Şirketin 26 Ağustos 1933 tarihli hissedarlar genel kurulu toplantısında bulunanlarla bunlarm temsil ettikleri hisseler aşağıda gösterilmiştir : Adı TL. Hisse Sayısı Hacı Numan; ADAPAZARI TÜRK TİCARET BANKASI İDARE MECLİSİ ÜYESİ 20.000 2.000 Ahmet Asım; ADAPAZARI TÜRK TÜRK TİCARET BANKASI MÜ- DÜRÜ 20.000 2.000 Kavalalı Kâmil; tütün tüccarı ve ADAPAZARI TÜRK TİCARET BANKASI İDARE MECLİSİ ÜYESİ 20.000 2.000 Ragıp Münir; AYNI BANKANIN GALATA ŞB. MÜDÜRÜ. 20.000 2.000 Hacı Ali; manifatura tüccarı 4.000 400 J. D. Salmona; banker 2.000 200 Mr. Janko Payeff ; Bulgaristan Sabık Başkonsolosu ve Balkan Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri 1.500 150 Mr. Kiril Petroff; Bulgaria Sigorta Şirketi Sabık Türkiye Genel Acentası ve Balkan Ticaret ve Sanayi Odası Bulgar Komiseri 1.500 150 Şakir Rasim, Şirket Müdürü 14.600 1.406 103.060 10.306 21

Yukarıda adları yazılı Jrişiler aynı zamanda idare meclisi üyeleridir. 1928 yılında ise Monsieur Boris Monçeff, Monsieur Janko Payeff, Monsieur, Jegobi Delnikoff ve Monsieur Jetederoffun şirketin idare meclisinde üye oldukları anlaşılmaktadır. Şirket, 1936 yılında adını Güven Sigorta Anonim Sosyetesi olarak Türkçeleştirmiştir. Aralarında azınlıkların da bulunduğu sekiz Türk vatandaşı tarafından kurulan bu şirketin 1928 yılında toplanan hissedarlar genel kurulunda temsil olunan HİSSE- LERİN YARISI YABANCILARA ÂtTTm Daha sonra, sermayeye Türk vatandaşlarının, ÖZELLİKLE ADAPA- ZARI TÜRK TİCARET GRUBU'nun HAKİM OLDUĞU görülmektedir,» (16) Görüldüğü gibi, «ecnebi ve azınlık» sermayelerinin işbirliği ile kurulan bir sigorta şirketinin yönetimi beş yıl içerisinde müslüman bezirganlarla ecnebi sermaye ortaklığının eline geçiyordu* Diğer bir deyişle müslüman «sermaye» keferenin yerini alıyordu çok belirgin bir şekilde, Temelde gerçekleştirilen, kompradorların, levantenierin tasfiyesi ve müslüman bezirganların sömürüden aldıkları paym büyütülmesiydi ve elbetteki Adapazarı İSLÂM Ticaret Bankası'nm «tavır ve tutumu» bireysellikten, kendine özgü olmaktan çok uzaktı; Müslüman-- Türk sermaye kesiminin bir bütün olarak izlemek isteyeceği ve fakat ancak bir kaç «talihli» ye açık «tutulan bu yol; talihlileri finans kapital cennetine götürecekti.» (16). (A, Gündüz Ökçün, 1020-1930 Yılları Arasında Kurulan Türk Anonim Şirketlerinde Yabancı Sermaye, Ank, Univ. Si* yasal Bilgiler Fak, Yayınları No : 324,». 65-67) 22

«ADAPAZARI» ÎÜRK TİCARET GÜNtMÜZDEKİ MABD1 GÜCÜ BANKASFNIN Adapazarı Türk Ticaret Bankası, bugün «güç» ve «etkinlik» bakımından ticaret bankaları arasında dördüncü sırayı işgal ediyor. İlk üç sıra Türkiye İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası ile Akbank'a ait. Bununla beraber kendisinden daha güçlü fînans kapital kuruluşları ile birlikte Türk Ticaret Bankasının Türkiye ekonomisindeki etkinliği her geçen gün mutlak olarak büyürken, aynı zamanda dev bankalar içindeki göreli gücünü arttırma olanaklarını da buluyor Osmanlıdan yadigar kalan bu «ma«halli» banka* Türkiye İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Akbank ve Türk Ticaret Bankası şube sayıları ve bilanço kârları bakımından karşılaştırıldıklarında, Türk Ticaret Bankaşı'mn göreli gücünde ortaya çıkan değişmeler daha somut olarak göze çarpıyor : Şube sayıları içindeki payı açısından Türk Ticaret Bankası'nın 1970-1975 yılları arasmda başarılı bir savaş verdiği ve diğer devler arasmda ezilmediği ortaya çıkıyor, öte yandan aynı yular içinde şube sayılarının artış oranlarına bakacak olursak, bu oranların Türkiye İş Bankası i;in % 64.5 Yapı ve Kredi Bankası için % 64.6, Akbank için % 50.0 ve Türk Ticaret Bankası için de % 79,3 olduğunu görürus. Şube sayılarının ötesinde, Türk Ticaret Bankası'nın göreli gücündeki değişmeleri daha açık ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyacak kıstas dört büyük bankanın bilanço kârlarının karşılaştırılmasıdır* Aşağıda görüleceği gibi, Türk Ticaret Bankası bu karşılaştırmadan da «mahçup» çıkmıyor : 23

Demek ki, 5 yıllık bir sürede, Türk Ticaret Bankası'«mn dört büyük bankanın bilanço kârları toplamı içindeki payı % 1,3 ten % 11,6 ya yükselmiş bulunuyor, O halde, diğer tekelci sermaye zümreleri tarafından da mutlaka «dikkate» alınmış ve alınacak bir gelişim süreci içerisinde bulunuyor Türk Ticaret Bankası. 1924 yılındaki 200.000 m hk sermayesini 1972 yümda 125 milyon TL, na çıkartan ve 1923 yılmda sadece 4 şubeye sahip bulunurken 1975 yılı sonunda 308 şube ile faaliyet gösteren Türk Ticaret Bankası, yerli milli tefeci bezirgan sermayenin Devlet yardımı ile nerelere yükselebileceğinin en ilginç örneklerinden birini oluşturuyor böylece. 1973 yüı sonunda toplam mevduatı 45 milyar liraya çıkmış bulunan Türk Ticaret Bankası 1972 yılında 2,2 ve 1973 yümda ise 2.8 milyar TL. hk kredi dağıtıyordu. Banka'nm iştiraklerinin son yulardaki gelişimin incelemesi de, Türk THcaret Bankası'mn ekonomimizdeki gücüne bir başka açıdan ışık tutuyor : TABLO IH Türık Ticarot Bankası'inn îşttramcttode Ortaya Çıkan Gelîşm^ar ı 1968-1973 Yıllar %tiramer (Bin TL,) Yıllıfe Artış Oramı (%) 1968 1969 1970 1971 1972 1973 14,143 27,067 39,789 54981 71,353 80.368 91.5 47.0 37,9 29,9 12,6 (Kaynk ; Türk Ticaret 1978. a 15) 26 Bankası M Ş. Yıllık Faaliyet Rİapora*

Demek ki, 6 yıllık bir süre içinde bankanın iştirakleri 14 milyon TL, dan 80 milyon TL, na yükselmiştir. Böylece 6 yıl içinde iştirakler % 470,2 oranında artmış bulunuyor. Elbetteki, burada iştiraklerin mutlak değerlerinden çok bu iştiraklerle denetim altında tutulan çok daha büyük ölçekteki sermaye miktarları söz ve «faaliyet» konusudur. Dolayısıyla iştiraklerin yapısının incelenmesi, Türk Ticaret Bankası'nm hangi alanlardaki iştirakleri daha «stratejik» bulunduğunu da ortaya koyabilecektir : TABLO IV Türk Ticaret Bambası'nm İştîraAraıîıı ÇeşitM Alanlar Arasamdakî Oransal Dağılımı (İ973) tstiraflrîn Ctasİ İştirakin Miktarı (1000 TLX Oransal Dağüım Bankalar 7.629 i% 9.5 Sigorta Şirketleri 4M 0,6 Sanayi Şirketleri 59.019 73.4 Enerji Şirketleri 9,927 12.3 Nakliyat Şirketleri 350 0,4 Diğer Ticari Şirketler 2.781 3,5 Tasfiye Halindeki Şirketler 212 0.3 TOPLAM 80,368 100,0 (Kaynak : a.g.e. s, 15) 2T

Demek ki Türk Ticaret Bankasfmn iştiraklerinin dörtte üçü sanayi şirketlerindedir. 1973 yılında toplam; iştiraklerdeki payı 1% 73.4 e çıkan sanayi şirketlerine yapüan yatırımlar gerek mutlak değer gerekse toplam yatırımlar içindeki göreli yerleri bakımmdan her gün hızla büyümektedirler. İştiraklerin alanlar ve bu alanlardaki şirketler ağısından dökümü ise şöyle : A BANKALAR ı Türkiye Turizm Bankası A. Ş. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A* Ş. Türkiye Maden Bankası A, Ş, Denizcilik Bankası T. A. O, Türkiye Halk Bankası A. Ş, Türkiye Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası A* O, T* a Merkez Bankası A, Ş. Türkiye İş Bankası A. Ş, Eskişehir Bankası A. Ş, B SİGORTA ŞİRKETLERİ r Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi m C SANAH ŞİRKETLERİ t Nasaş Alüminyum Sanayi ve Ticaret A, Ş. Têzsan Takım Tezgâhları Sanayi ve Ticaret A. Ş. Titaş Makina Sanayi ve Ticaret T, A,Ş,

Çukurova Makina İmalat ve Ticaret A, Ş. Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma San, T, A. Ş, Standart Plastik ve Kimya Sanayi A, Ş. Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T. A. Ş. Fürsan Fermentasyon ürünleri A. Ş. Antalya Dokuma Sanayi T.A.Ş. Tüstaş Smai Tesisler A, Ş, Sanayii ve Ticaret Aydın Tekstil (İplik ve Dokuma) Nebati Yağlar Sanayi İşletmeleri A, Ş, Kurşun Sanayi A. Ş. Karamürsel Mensucat A. Ş. Teksa Tekstil Ticaret ve Sanayi A* Ş* Anadolu Cam Sanayi A. Ş. Çuposan, Çukurova Plastik Ambalaj San, ve Tic, A. Ş. Alamsaş» Alarko Ağır Makine Sanayi A, Ş, D ENBEJt ŞÎBKETLEBI ı Çukurova Elektrik A. Ş. E NAKLİYAT ŞİRKETLERİ : Denizcilik Bankası Deniz Nakliyat T. A. Ş. F _ DÎĞER İŞLETMELER t Gîma, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T, A, Ş, 29

Yeni Desen Ticaret Limited Şirketi Kültür Yaym Limited Ortaklığı (Kaynak : a.g.e, a, 19) Görülüyor ki, Türk Ticaret Bankası Türkiye ekonomisinin hemen her alanında «entegre» bir faaliyet gösterme^ ğe çalışmakta, bankalardan sigorta sanayi, enerji ve nakliyat şirketlerine kadar uzanan bir finans kapital kuruluşu olarak etkinliğini ve gücünü arttırmaktadır. Elbetteki Türk Ticaret Bankası, yukarıda özetlenen iştiraklerinde yalnız kalmış ya da yalnız bırakılmış bir finans kapital kuruluş değildir. Yerli tefeci - bezirgan sermayeyi finans kapital doruğuna yükselten Devlet ve Uluslararası finans kapital manivelası, bütün önemli faaliyetlerinde Türk Ticaret Bankasının yanında yeralmaktadır. Şöyle ki : TEZSAN ÖBNEÖÎ 2 İştirakçi Kuruluşlar : a. Türk Ticaret Bankası A, Ş. b. Transtürk Holding A. Ş. e, Türkiye iş Bankası A, Ş. d. Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası A, Ş, [Ortaklar : Marine Midland Overseas Corp (1% 24.00), Soßiete Centrale De Banque, Paris ( % 15,00) Banque De L'Union Europenne Industrielle et Financier (% 8.45) ve Yapı ve Kredi Bankası A, Ş. ( % 37.62) ] Görüldüğü gibi, Tezsan Takım Tezgâhları Sanayi ve Ticaret A, Ş* nin bünyesinde ülkemizin en kodaman banka«30

lan ve holdingleri ile uluslararası finans kapital kuruluşları biraraya gelmektedirler. EREttLt DEMİB ÇELİK ÖBNEÖÎ : - İştirakçi Kuruluşlar : a. Türk Ticaret Bankası A. Ş. b. Yapı ve Kredi Bankası (Endüstri Holding Aracılığıyla) c. Transtürk Holding A. Ş. d. Garanti Bankası A. Ş. e. Akbank A # Ş* Böylece Ereğli Demir Çelik'te Türk Ticaret Bankası diğer finans kapital kuruluşlarımızla bir kere daha halvet oluyor. ÇUKUROVA EUEKTRİK A.Ş. ÖRNEÖÎ : İştirakçi Kuruluşlar : a. Türk Ticaret Bankası A, Ş. b. Yapı ve Kredi Bankası A, Ş. (Endüstri Holding Aracılığıyla) c. Garanti Bankası A. Ş, d. Akbank A, Ş, TEKSA, TEKSTİL TÏCÂMWE ve.sanayi A, Ş* ÖBNEĞI t İştirakçi Kuruluşlar : a. Türk Ticaret Bankası A. Ş. 31

b. Akbank A. Ş* e. Sabancı Holding A. Ş, Sabancı Holding ile Akbank arasındaki «somut» ilişkiler gözonûnde tutulduğunda, ortaya çok «entegre» bir oluşum çıkmaktadır. TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BAHKASI A, Ş. ÖRNEĞİ ı îşttrateğîler : Bankalar : a. Türk Ticaret Bankası A. Ş # b. Türkiye İş Bankası A. Ş. c. Osmanlı Bankası A, Ş, d. Yapı ve Kredi Bankası A. Ş. e. Türkiye Garanti Bankası A. Ş. f. Selanik Bankası (Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası A. Ş,) g. Akbank A. Ş, h, Banka Komerçiyale İtalyana ı. Banko Di Roma i, Holantse Bank Uni # N. V. j. Tutum Bankası k. Türkiye imar Bankası 1. Türkiye Kredi Bankası 32

Boraa ve Odalar ; a. İstanbul Ticaret Odası b. İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası Sımai Kuruluşlar t a, Çunkurova Sanayi İşletmeleri T, A. Ş. b, İzmir Pamuk Mensucat T, A. Ş. c, Mensucat Santral T. A. Ş, Fimamıs KapitaJîstierî t Macit Puruiz Cabir Selek Hazım Atıf Kuyucak NuriDağdelen Suphi Argon Hakkı Avunduk VEHBİ KOÇ Türkiye Smai Kalkınma Bankası A, Ş, de bütün «dostlar» böylece kucaklaşmış oluyorlar. ÖZGÜN OLMIYAN ÖZEL Bffi ÖBNEK t YATIRIM ve FİNANSMAN A, Ş, Son günlerde 300 milyon TL. lık bir sermaye ile kurulan Yatırım ve Finansman A. Ş. bünyesinde bütün kodaman finans kapital kuruluşlarımız hasret gideriyorlar, 33

iştoak î Kuruluşlar t Hîss Bükten (Milyon TL) Türkiye tş Bankası A. Ş. Yapı ve Kredi Bankası A. Ş. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A. Ş. Akbank A. Ş. Türk Ticaret Bankası A. Ş. Şekerbank A. Ş. Osmanlı Bankası A. Ş. Pamukbank A. Ş. Türkiye Garanti Bankası A. Ş, Eskişehir Bankası A. Ş. istanbul Bankası A. Ş. Eskişehir Bankası A. Ş. İstanbul Bankası A. Ş. Türkiye İmar Bankası A. Ş. Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası A. Ş. TOPLAM 100 55 50 46 20 10 5 5 5 1 1 1 1 1 1 300 Buraya kadar verilen örnekler, bütün stratejik yatırım ve teşebbüslerde yerli - yabancı finans kapital ortaklığın çok somut bir şekilde oluştuğunu gözler önüne seriyor, Türk Ticaret Bankası A. Ş., yerli - müslüman tefeci» bezirgan sermayenin bir kesiminin Devlet'e yaslanmak ve uluslararası finans kapitalle ortaklık oluşturmak suretiyle 34

finans kapital doruğuna ne şekilde yükseldiğinin ve yükseltildiğinin ilginç bir örneği aynca. Ve böyle bir oluşumda en kodaman bankalarımızın aynı zamanda en kodaman sanayicilerimiz arasında yeraldıkları, tekelci banka sermayesi île tekelci sanayi sermayesinin içiçeliği, kaynaşmışlığı bir kere daha gözler önüne serilmiş oluyor. II, ÖRNEK : CÜMHUMYET1N YAMGÂKI : TÜR- KİYE İŞ BANKASI A, Ş, TARİH : 18 Şubat 1923 tarihinde çalışmalarına başlıyan İzmir iktisat KongresPnde, devrin İktisat Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt), Atatürk'ten sonra yaptığı konuşmasında, yeni Türkiye Devletf nin benimsediği ekonomi politikasını şöyle açıklıyor : «Yeni Türkiye ekonomik hayatı, mevcut ekonomi sistem ve politikalarının hiçbirinin aynı olamaz. Memleketimizin ekonomik anlam ve ihtiyacına, ekonomi tarihi» mîzîn bünyesine uygun, başlıbaşına bir ekonomi politikası uygulamak zorunludur, Biz, ekonomi doktrinleri tarihinde mevcut mekteplerden hiçbirine bağlı değiliz. Ne «bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar» mektebinden, ne de sosyalist, komünist, etatist veya hima,ye mekteplerinden değiliz. Bizim de yeni Türkiye'nin ekonomi anlayışına göre yeni bir ekonomi mektebimiz vardır. Buna ben «yeni Türkiye ekonomi mektebi» diyorum. Yukarıda belirttiğim mekteplerden hiçbirine bağlı olmamakla beraber, memleketimizin ihtiyacına göre, bunlardan yararlanmayı da ihmal etmeyeceğiz. Yeni Türkiye, karma bir ekonomi sistemi takip etmelidir. Ekonomik girişimler kısmen devlet ve kısmen Özel teşebbüsler tarafından gerçekleştirilmelidir. Çünkü memleketimiz ekonomik durumu bunu gerektirmektedir.» (17) (17) (Türkiye îş Bankası, 50, Yıl Kitabı, 1924-1974. s, 25-26) 35

Demek ki, İzmir İktisat Kongresi «Biz Bize Benzeriz» gerçekliğinin resmen tescil edilmesi oluyordu bîr yerde. Yeni Türkiye kurulurken Devlet, «Milli» sermayenin yanında yeralacak, onun gelişimine katkıda bulunacaktı. Kongrede tartışılan raporun kredi müesseseleri ile ilgili bölümü ise, yapılacak somut işleri daha ayrıntılı bîr şekilde açıklıyor ı «Türkiye'de ekonomik kuruluşların batı ülkelerinde görülen sayıda ve genişlikte çoğalmaması nedenlerinin en önemlisi, kredi mekanizmasının gelişmemiş olmasıdır, ülkemiz henüz aynî mübadele ve kısmen para mübadelesi döneminde olduğundan, sanayi, tanm ve ticaret teşebbüsleri için gereken ölçüde sermaye ve krediyi bulamamak sıkıntısında, olan iş adamları, büyük yatırımlara girememektedirler^. Ekonomik bir organizasyonu olmayan ve kredi kuruluşlan bulunmayan bir ülke, öteki sosyal kuruluşlarında ne ölçüce güçlü olursa olsun, uzun süre yaşama şansına sahip değildir. O halde Türkiye'miz için öncelikle böyle bir organizasyona ve kredi kuruluşlarına kavuşmak, son derece hayati önem taşıyan bir husustur... Ticari Hayatı canlandıran bankalardan yoksunuz, Bugün herhangi bir tacir, gerek içte ve gerekse dışta ticari işlemlerini ya elindeki peşin para ile yürütmek zorundadır, ya da yabancı bankalara el açmak durumundadır. Türkiye, kendi millî prensiplerine uygun biçimde ticaret kredisi veren bankalara, büyük ölçüde, muhtaçtır. Bunlar öyle bankalar olmalıdır ki, işlemlerini gereksiz formalitelere değil, geniş bir görüşle milli ekonomi prensiplerimize, ülkenin gerçek ihtiyaçlarına dayandırmahdır. özellikle İstanbul'da çeşitli «Osmanlı» adları île kurulan ve uzun yıllar Türkfye*nin ticari hayatında söz sahibi bulunan bankalara karşı, TÜRK'LERİN YÖNETECEĞİ MİLLİ TİCARET BANKA* LARINA SON DERECE ihtiyaç vardır.» (18) (18) (Türkiye tş Bankası, a*g,e, s. 26) 38

Bu arada Kongre'ye İstanbul TÜRK tüccarları tarafından sunulan «Milli Türk Ticaret Birliği» Önerileri arasında «Münasip bir isim altında ve Anonim Şirket olarak bir ticaret ana bankası kurulması» da yemliyordu. O halde sosyal determinizm, kendi somut biçimlenmesinin temel Örgütlenmesini gerçekleştirmekte gecikmeyecekti. Cenin büyümüş, bebek olmuş, ana rahminden çıkmak, «Güneşin altındaki yeri»ni almak istiyordu, bu kesitte ebelik görevi, geçmişte de olduğu gibi, yine Devlet'e düşecekti. Ama bu Devlet hem geçmiş Devletlin aynı hem de zıttı olan bir Devletti. Ve yeni Devlet, daha işin başmda sanayileşmenin tekelci bankacılık kurumları eliyle gerçekleştirilebileceğini «bilince çıkarıyor»du* «Bu dönemde tasarrufu teşvik ederek, toplayarak, BÜTÜN EKONOMİ FAALİYET KOLLARINI FİNANSE EDEBİLECEK, GEREKTİĞİNDE ÇEŞİTLİ ALANLAR- DA SANAYİLEŞME HAREKETİNİN BAŞLATILMASI- NA KENDİ KAYNAKLARIYLA KATILABİLECEK BİR MİLLİ KURULUŞUN DOĞMASI ve böylece bir milli bankacılık sisteminin oluşturulması ihtiyacı doğmuştur. TÜRKİYE İŞ BANKASI, BU ORTAM İÇİNDE DOĞ- MUŞTUR,» (19) özetle, bir büyük «Milli» banka kurulacak, bu banka Türkiye'nin SANAYlLEŞME J sine Öncülük edecek, BÜTÜN EKONOMİ FAALİYET KOLLARINI, yani ticaret, tarım, sanayi, hizmetler, inşaat v*b. ni FİNANSE EDECEK, SA- NAYİ KURULUŞLARINA KATILACAK ve «Milli» Bankacılık sisteminin oluşmasına katkıda bulunacaktı. Demek kî daha işin başmda, çocuğun adı «FİNANS KAPİTAL» olarak konuyordu* (19) (Türkiye îş Bankası, a.g.e, s, 27) 37

«Hint Müslümanları, Milli Mücadele sırasında bir miktar para göndererek ülke bağımsızlığımızın kazanılmasına yardımcı olmuşlardır. Savaş bittikten sonra MUSTAFA KEMAL, bu paradan arta kalan kısmın iktisadi bağımsızlık savaşı yararına kullanılmasını düşünmüş, bunu arkadaşlarına açıklamış, fikrin işlenerek olgunlaşmasını ve bir görüşme ortamı hazırlanmasını sağlamıştır. Bir yaz akşamı, eski Çankaya Köşkünde Bakanları bir sohbet masasmda topladı, Toplantıda, önceki günlerde düşünüp, görüşüp, olgunlaştırdığı kararını, Izmir îktïsat Kongresi'nde gereğine inanılan biçimde açıkladı, GÜÇLÜ BÎR MİLLİ BANKA KURMAK İSTİYORDU, Başlangıç olanakları konusunda düşünülenleri Öğrenmeliydi* İnkre kimse karşı çıkmadı. KONULACAK KÜÇÜK SERMAYE- NİN KISA SÜREDE GELİŞECEĞİNDE, bunun çok yararlı ve yerinde bir teşebbüs olacağında BİRLEŞ1LD1. Ö zaman GAZİ MUSTAFA KEMAL, nizamnamesinin hazırlanmasını ve hemen işe başlanmasını istedi.» (20) İzmir İktisat Kongresi, böylece çok kısa bir süre içerisinde ete kemiğe bürünmeğe başlıyordu. Türkiye'nin geleceğini herkesten daha «iyi» görebilecek durumda elan Mustafa Kemal eşyanın tabiatına uygun hareket etmeyi benimsemiş ve böylece tarihsel «misyonu»nu açıkça ortaya koymuştu. Nitekim siyasetle iktisat arasındaki diyalektik ilişkiyi ne kadar iyi özümlemiş olduğunu, Celal (Celal Bayar) Beyi köşke çağırarak gözler önüne seriyor ve Mahmut Celal Beyi yeni kurulacak banka'nın Genel Müdürlüğü'ne getiriyordu : «Gazi Mustafa Kemal, 26 Ağustos 1924 günü akşamı Çankaya'da verdiği yemekte, İş Bankasının ilk İdare Meclisi üyelerine şunları söyledi : (20) (Türkiye İş. Bankası* a.g.e. s. 31) 38

Bu müesseseyi muvaffak kılmanızı temenni ederim. Böylelikle Milli vasıflarına bir yenisini ekleyeceksiniz. Çalışmalarınızı dikkat ve hassasiyetle takip edeceğim, Endişe etmeyiniz; zekâ, dikkat, iffet, en büyük muvaffakiyet ämilinizdir.» Banka'nın ilk Genel Müdûrlüğü'ne atanan Mahmut Celal Bey Banka'nm ilk İdare Meclisi için genişse bîr aday listesi hazırlayıp, Mustafa Kemal'e sunmuştu. Listede genellikle profesörler, iktisatçılar, maliyeciler, basında ekonomik konularda yazüar yazan tanınmış kişiler vardı, GAZI'NIN BAŞKA TÜRLÜ DÜŞÜNDÜĞÜ ANLA- ŞILDI, Ö, başlangıçta teknisyenlerle değil AKSİYON ADAMLARIYLA başarûı olunabileceğine inanıyordu. İLK İDARE MECLİSİNİ BİZZAT KENDÎSÎ TESPİT ET- TİĞİ) Yeni Devlet'in kurucusu böylece Türkiye İş Bankası'mn da kurucusu ve güdûcü ruhu olarak Türkiye ekonomisine de damgasını vuruyordu. İşte Osmanlılık*tan çıkıp ümmetten millete geçerken komprador burjuvazinin hemen bütünüyle tasfiye olduğu bir sosyal ortamda «Türkiye İş Bankası'na ülkenin ekonomik yararlarını korumak, Ödünç para verme - alma koşullarını ve faiz oranlarmı normal duruma sokmak, SINAÎ YATIRIMLARA KATILMAK ve GEREKTİĞİNDE ÖNDERLİK ETMEK, gibi o günün ölçüleri içinde» gerçekten ağır, ağırlığı kadar da önemli görevler düşmekteydi.» (22). Banka'Din bu ağır, ama bir yerde ağırlığı ölçüsünde dô tatlı görevleri yerine getirip getirmediğini, biraz daha Üerde, ayrıntılı olarak göreceğiz* (21) (Türkiye îş Bankası* a,g,e, B, 32-34) (22) (a.g.e. s. 34) 89

Türkiye îş Bankası, Anonim şirket statüsü ile oluşturulmasına rağmen, mevcut kanunlar böyle bir kuruluşun faaliyete geçebilmesi iğin Bakanlar Kurulu'nun kararını gerektirmekteydi; böylece 20 Ağustos 1921 tarihli Kararname yayınlandı. Bu kararnamenin altında bakanlarla birlikte Türkiye Reisicumhurdu Gazi Mustafa KemaFm de imzası bulunuyor ve kararnamede «Nizftmname-i Dahili Layihası» adı altında belirtilen Banka Ana Süzleşmesfmn 2. Maddesinde kuruluş amaçları, ayrıntılı olarak açıklanıyordu. Bilinçli bir tutumla çok geniş tutulan bu amaçlar şu şekilde özetlenebilir :» a. Bütün banka işlemlerini yapmak, b, Ziraate, sanayie, madenlere, bayındırlık işlerine katkıda bulunmak, e, ÇEŞİTLİ EŞYANIN, AKAÇ VE GERECİMİN ÜRETİMİ YADA BULUNUP SAĞLANMASI ÎÇIN ŞİR- KETLER KURMAK, BU İŞLERLE UĞRAŞAN ŞİR- KETLERE KATILMAK, d. ÇEŞETL1 SINAİ VE TİCARÎ İŞLEMLERİ GE- REK KENDİ AD VE HESABINA, GEREKSE YERLİ VE YABANCI KURULUŞLARLA ORTAKLAŞA, YA, DA BU KURULUŞLAR AD V HESABINA YAPMAK, YÜRÜTMEK. (23) Banka'nın ifadesi'ne göre : «Görüldüğü gibi, Bankaya o günler için bir özel sektör kuruluşunun ölçüsünü aşan görevler düşmekte idi.» (24) Böylece hem Devlet kuruluşu hem de Özel teşebbüs olarak dünyaya gelen ve getirilen Türkiye İş Bankası yu- (23) (24) (a.g.e. s, 38) (a.g.e, 0. 38) 4Ö

karıda belirtüen amaçları da yeterli bulmayarak» amaç maddelerini kısa bir zaman içinde eklemeler yapmak suretiyle değiştirmiş, sigortacılığı» taşıma işlerini» ihracat ve turizm ile, enerji üretim ve dağıtım konularmı da amaçlan araşma almıştır, Demek ki dağ fare değil bir başka doğ doğurmuştu* Evet, niyet ve amaçlarla öngörülen ve varılan hedef ya da hedefler çok defa aynı değildir ve sosyal gerçeklikle çelişen niyetler ne kadar «saf» ve «temiz» olurlarsa olsunlar niyet sahiplerinin sonunda yalnız kalmasını engelleyemezler. Ama» Türkiye İş Bankası'nm durumu böyle mi olmuştur? Diğer bir deyişle, amaçlarının bu kadar geniş ve esnek tutulmasına ve sırtım somutça Devlete yaslamasına rağmen Türkiye îş Bankası ülke ekonomisinin her dalında «nazım» bir rol oynayabiimiş midir? Bu soruları Banka» sahte bir tevazuya düşmeden şöyle cevaplandırıyor : «Kuşkusuz, bir kuruluşun amaçlarını belirleyen statü maddeleri bulunması, o amaçlara mutlaka ve her zaman ulaşılacap anlamım taşımaz. AN- CAK, BU TÜRKİYE İŞ BANKASI İÇİN BÖYLE OLMA- MIŞTIR. Rahatlıkla söylenebilir ki, bankanın çeşitli alanlarda 50 yılda ulaştığı sonuçlar ve 50 yılda yurda getirdiği yenilikler ve yaptığı hizmetler, STATÜ MADDELER RİNDE YAZILI OLANLARIN ÇOK ÜSTÜNE YÜKSEL- MİŞTİR.» (25) Amaçların çok üstünde başarıya ulaşmış bulunmasını ise, Türkiye İş Bankası, hiç te sübjektif niyet ve özlemlere bağlamıyor; başarının temelinde maddi ve objektif nedenlerin yattığım, Türkiye İş Bankası'nın Türkiye sosyal gerçekliğinin yeni bir biçimlenmesi olduğunu yine so- (25) (a^e, s, 88) 41