ORGAN TOKSİSİTELERİ NEFROTOKSİSİTE, NÖROTOKSİSİTE, HEPATOTOKSİSİTE, PULMONER TOKSİSİTE, KARDİYOTOKSİSİTE, HEMORAJİK SİSTİT

Benzer belgeler
Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Konu 10-11: Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılıkta Sık Görülen Üriner Sistem Hastalıkları

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

24 Ekim 2014/Antalya 1

KEMOTERAPİYE BAĞLI BULANTI VE KUSMA. Prof Dr Deniz Yamaç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji BD

HASTA DÜŞME RİSKİ VE BAKIM PLANI FORMU HEMŞİRELİK BAKIMLARI

HEMORAJİK SİSTİT ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ŞAHİNUR DEDEMAN KEMİK İLİĞİ NAKLİ VE KÖK HÜCRE TEDAVİ MERKEZİ SİBEL ÇİFTÇİ

Kanser Kemoterapi Rehberi ve Uygulamaya Yönelik Öneriler

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Renal Hücreli Karsinom ve Nefrolojik Yaklaşım

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

İĞER HASTALIKLARI ESKİŞ TIP FAKÜLTES

YÜKSEK İRTİFA VE AKCİĞERLER

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D.

Çocukta Analjezik Antipiretik Kullanımı

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

İnfiltratif aciller. Dr. V. Canfeza Sezgin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HASTA BAKIM PLANI FORM VE SKALA REHBERİ

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONUNDA HEMŞİRENİN ROLÜ. Nevin Çetin Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİT Ünitesi

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

ULUSAL KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği Ekim Liberty Hotels Lykia - Ölüdeniz / Fethiye - Muğla AMAÇ

Tarih: Sayı: 62. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanlığı na,

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

Omurga-Omurilik Cerrahisi

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

HODGKIN DIŞI LENFOMA

AKUT GRAFT VERSUS HOST HASTALIĞI. Hemş.Birsel Küçükersan

Ecz.Yücelen GÖNEN. Altunizade Hastanesi

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

Konjestif Kalp Yetmezliği Olan Çocuğun Hemşirelik Bakımı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

SELİN ALICI T.C İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİCİLİĞİ YÜKSEK LİSANS

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

Tedavi. Tedavi hedefleri;


Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu. 5 Nisan 2016 Salı

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

KANSER TEDAVİSİNİN GEÇ YAN ETKİLERİ KURSU

Levosimendanın farmakolojisi

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Kemoterapi ve Radyoterapi Yan Etkileri. Dr Mehmet Nuri BOZDEMİR Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

Kan Kanserleri (Lösemiler)

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

İDRAR DANSİTESİ. Normal idrar dansitesi arasında kabul edilir. İdrar dansitesini arttıran bazı olaylar:

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Transkript:

ORGAN TOKSİSİTELERİ NEFROTOKSİSİTE, NÖROTOKSİSİTE, HEPATOTOKSİSİTE, PULMONER TOKSİSİTE, KARDİYOTOKSİSİTE, HEMORAJİK SİSTİT

ORGAN TOKSİSİTELERİ Antineoplastik ilaçlar vücutta patolojik biçimde çoğalmakta olan kanser hücrelerini yok ettikleri gibi, hızlı biçimde çoğalmakta olan normal hücreleri de yok ederler. Bu nedenle çoğu kanser ilacının kemik iliği, kan hücreleri ve diğer hızlı çoğalan hücreleri içeren dokular üzerine de yan etkileri vardır. Çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde önemli iki nokta vardır; 1) Kemoterapötiklerin hastalığa karşı etkinliğinin en fazla ortaya çıkacağı optimal dozda verilmesi 2) Kemoterapötiklerin majör toksisitesinin en düşük seviyede tutulabilmesi

ORGAN TOKSİSİTELERİ Toksik etkiler, etkinin ortaya çıkış zamanı, şiddeti ve geriye döndürülebilirliği ölçütleri ile tanımlanmaktadır. Dünya sağlık örgütüne göre ortaya çıkan yan etkiler 5 dereceye ayrılmaktadır. Birinci derece hafif yan etki, ikinci derece orta ağırlıkta yan etki, üçüncü derece ağır yan etki, dördüncü derece hayatı tehdit eden ağırlıkta yan etki ve beşinci derece yan etkiye bağlı ölüm varlığı olarak sınıflandırılmıştır.

ORGAN TOKSİSİTELERİ Dünya sağlık örgütü toksisite kriterlerine ek olarak Amerika daki Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) 1982 tarihinde yan etkilerin bildirimleri sırasında standardizasyonun sağlanması amacıyla ortak toksisite kriterlerini (CTC) oluşturmuştur. Bu kriterler 2006 yılında gözden geçirilmiş ve Common Terminology Criteria for Adverse v3.0 (CTCAE) ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan toksisitelerin pratik sınıflandırılması amacı ile Dünya Sağlık Örgütü toksisite kriterleri günümüzde sıklıkla kullanılır iken, daha detaylı bir yan etki bildirimi gerekliliğinde CTCAEv3.0 kullanılmaktadır.

ORGAN TOKSİSİTELERİ Bir çocukta kanser tedavisinin medikal sekelleri ortalama yaşam beklentisinin uzun olmasına bağlı olarak daha fazla olabilmektedir. Kemoterapilerin uygulanması sırasında gelişen akut toksisitelerin çocuklar tarafından erişkinlere göre daha iyi tolere edilmelerine karşın, büyüme ve gelişmelerini henüz tamamlamamış olmalarından dolayı değişik sistemler üzerinde ortaya çıkabilecek geç yan etkiler çocuklar için daha büyük bir risk oluşturmaktadır. Bu yan etkilerin giderilmesi veya azaltılması amacıyla uygulama sırasında bazı önlemler alınmaktadır.

ORGAN TOKSİSİTELERİ Bununla birlikte aylar, hatta yıllarca devam eden tedaviler süresince kullanılan ilaçların toplam dozlarına paralel olarak gelişebilecek toksisite riski de artış göstermektedir.

NEFROTOKSİSİTE Birçok ilaç tarafından meydana gelen nefrotoksisite, günümüzde önemi giderek artan bir sorundur. Nefrotoksisitenin erken tespit edilmesi, bu bozukluğa neden olan ajanın kesilmesi veya doz ayarlanmasına gidildiği zaman geri dönüşümlü olmasından dolayı çok önemlidir. Kanser hastalarında görülen nefrotoksisite hastalığın kendisiyle ilişkili veya iyatrojenik olabilir. Glomerüllerde böbrek, arter, ven veya arteriollerinde nefronun farklı bölgelerinde direkt hücre hasarına yol açabilirler.

NEFROTOKSİSİTE Klinik tablo asemptomatik kreatinin artışından veya hafif bir proteinüriden, diyaliz gerektiren akut böbrek yetersizliğine dek gelişebilir. Zaman zaman kemoterapiye bağlı akut böbrek yetmezliği oluşmasına karşın kronik böbrek yetmezliğine de seyrek olarak rastlandığı bilinmektedir. Nefrotoksisitenin erken döneminde tübüler hasar ön plandadır, buna bağlı olarak Na, K, Ca ve Mg atılımında artış görülür.

NEFROTOKSİSİTE Antineoplastikler içinde ifosfamid (İFOS), metotreksat ve platinlerin nefrotoksik etkisi belirgindir. Uzun dönemde nefrotoksisite % 17 oranında görülür. Sisplatin kullanımında en önemli doz kısıtlayıcı faktörün nefrotoksisite olmasına karşın bir sisplatin analoğu olan karboplatinin daha az nefrotoksik olduğu bilinmektedir.

BELİRTİ VE BULGULAR Serum kreatinin ve BUN artması, Kreatinin klirensi düşmesi, Hipomagnezemi, Hiponatremi, Hipopotasemi, Hipokalemi, Hiperürisemi, Proteinüri, Hematüri, Dizüri, Oligüri, Ödem

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Düzenli böbrek fonksiyon testleri takibi yapılmalı (BUN, serum kreatinin, elektrolitler, kreatinin klirensi) Bol sıvı alımı sağlanmalı(iv veya PO) Aldığı-çıkardığı takibi yapılmalı Ödem takibi yapılmalı Gerekirse ilaç kesilmesi, ertelenmesi veya doz azaltılması yapılmalı Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Hastaya ve aileye eğitim verilmeli

NÖROTOKSİSİTE Kemoterapi ilaçlarının santral sinir sistemi, periferal sinir sistemi veya kranial sinirlere direkt hasarına bağlı gelişir. Kemoterapiye bağlı nörotoksisite hastayı sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda fonksiyonel, psikososyolojik ve tinsel olarak da etkilenmektedir. Sistemik kanserlerin nörolojik komplikasyonları söz konusu olduğunda, tüm kanserlerin en az üçte birinde hastalığın başlangıcı veya seyri sırasında nörolojik komplikasyonlar ile karşılaşılmaktadır.

NÖROTOKSİSİTE Hastalarda ortaya çıkan nörolojik yakınmalar ve bulguların gidişi kanser tipine bağlı olmakla birlikte; uygulanan tedaviler, hastanın bağışıklık durumu ve kanser dışı hastalıkların hastada var olup olmadığı gibi etmenler de tablonun gelişiminde etkilidir. Nörotoksisite, akut lenfositik lösemi ve merkezi sinir sistemi tümörleri nedeni ile tedavi almış hastalarda en yüksektir. Bu hastaların çoğunun genç yaşta tedavi almış olması nedeni ile oluşan nörokognitif bozukluk sonrası eğitim ve iş hayatını etkilemektedir. Platin analogları, vinka alkoloidler ve taksanlar periferal nörotoksisiteye; metotreksat, sitarabin ve ifosfamid primer olarak santral nörotoksisiteye neden olur.

Serebellar BELİRTİ VE BULGULAR Denge bozukluğu, nistagmus, ataksi, baş dönmesi, bulantı-kusma, nöbet, hemiparezi, konfüzyon, koma Otonomik İleus, konstipasyon, impotans, üriner retansiyon, postüral hipotansiyon Periferal/Kranial Facial paralizi, diplopi, el ve ayaklarda parestezi, kas atrofisi, ayak düşmesi, derin tendon reflekslerinin kaybı, duygu algısı kaybı, ses kısılklığı

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Nörolojik bulgu ve semptomlar izlenmeli Hastanın primer öyküsü doğru ve dikkatli alınmalı Duyusal fonksiyon, motor fonksiyon, yürüme, kranial sinirler ve refleksler değerlendirilmeli Motor sistem değerlendirilmesinde alt ve üst ekstremitelerdeki distal ve proksimal kas gücü karşılaştırılmalı Duyusal fonksiyolar için his yeteneği değerlendirilmeli Bağırsak rejimi uygulanmalı

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Postural hipotansiyon, konstipasyon, idrar retansiyonu yönetimi için yüksek lifli diyet, yeterli sıvı almak ve egzersiz yapmak gibi stratejiler öğretilmeli Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Gerekirse ilaç kesilmesi, ertelenmesi veya doz azaltılması yapılmalı Hastaya ve aileye eğitim verilmeli

HEPATOTOKSİSİTE Antineoplastik ajanların karaciğere direkt toksik etkisi nedeni ile oluşur. Genellikle geçici ve asemptomatikdir. En hepatotoksik kemoterapi ajanı plicamycindir. Yüksek doz metotreksat, akut geri dönüşümlü toksisite yaparken, uzun süreli metotreksat kullanımı hepatik fibrozis ve siroz yapabilir. Bu değişikliklerin çoğu genellikle tedavi kesildikten bir ay sonra normale döner. Sitozin arabinozid (ara-c) ve 6-MP geri dönüşümlü intrahepatik kolestaza yol açarlar. Aktinomisin-D ve yüksek doz busulfan venooklüzif hastalığa neden olur.

HEPATOTOKSİSİTE Bu son tablo genelde akut olup, kronikleşmesi nadiren beklenir. Uzun dönemde kronik hepatotoksisite % 12 oranında görülür. Bazen açıklanamayan aminotransferaz yükselmeleri de saptanabilmektedir. Ancak idame kemoterapilerinde de kronik toksisite gözlenmiştir.

BELİRTİ VE BULGULAR Karaciğer enzimlerinin yükselmesi, Hepatomegali, Gaitada kil rengi, Sarılık, İdrarda(koyu turuncu) renk değişimi, Yorgunluk, Bulantı-kusma, İştahsızlık, Sıkıntı, Sağ üst kadran ağrısı, Dehidratasyon,

BELİRTİ VE BULGULAR Kaşektik görünüm, Kaşıntı, Artralji, Miyalji, Portal hipertansiyon

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Düzenli karaciğer fonksiyon testleri takibi yapılmalı (bilirubinler, AST, ALT) Trombin ve protrombin zamanının uzaması takip edilmeli Cilt rengi takibi yapılmalı Aldığı çıkardığı takibi yapılmalı Günlük kilo takibi yapılmalı Ödem takibi yapılmalı Yorgunluk düzeyi ve solunum fonksiyonları değerlendirilmeli Yüksek kalorili B ve C vitamini diyetle beslenmesi sağlanmalı

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Mental durum değişikliği olan hastalarda koruyucu önlemler alınmalı ve hasta gözlemlenmeli Alkol kullanımından kaçınılmalı, dinlenmeli, soğuk banyo yapılmalı, cilt bakımı ve kaşıntı için uygun losyonlar veya kremler önerilmeli Gerekirse ilaç kesilmesi, ertelenmesi veya doz azaltılması yapılmalı Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Hastaya ve aileye eğitim verilmeli

PULMONER TOKSİSİTE Pediatrik onkoloji tedavisinde kullanılan potansiyel pulmoner toksik etkiye sahip kemoterapatik ajanlar bleomisin, busulfan, karmustin ve loustindir. Pulmoner toksik kemoterapi ile birlikte uygulanan torasik radyoterapi veya torasik/göğüs duvarı cerrahisi pulmoner fonksiyon bozukluğu riskini arttırır. Uzun dönem pulmoner toksisiteler arasında, fibrozis, pnömonitis, asemptomatik akciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar veya akciğer kanseri yer almaktadır. Fibrozis gelişme sıklığı, ilacın kümülatif dozu ile orantılı olarak, % 3 ile % 40 arasında değişmektedir.

PULMONER TOKSİSİTE Çocukluk çağında Wilms tümörü nedeni ile hemitoraks radyoterapisi almış kişilerde risk daha fazladır. Asemptomatik akciğer fonksiyon test anormalliklerinin uzun dönem etkileri ise henüz çok iyi bilinmemektedir. Akciğerlerdeki toksik yan etkiler kısmen geri dönüşümlüdür. Akciğerler vücutta radyoterapiye en duyarlı organlardan birisi olup yan etkiler ışınlanan akciğer sahasına, toplam doza ve fraksiyonlara bağlı olarak gelişir. Hem kemoterapi hem de radyoterapinin akciğerler üzerine akut ve kronik toksik etkileri olabilir.

BELİRTİ VE BULGULAR Öksürük, Nefes darlığı, Ateş, Dispne, Yorgunluk, Sınırlı solunum fonksiyonları

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ İlaç hemen durdurulmalı Hastanın günlük performansları sonrası dinlenmeleri sağlanmalı Az ve sık bol kalorili öğünler şeklinde yemek yeme önerisinde bulunulmalı Hastanın pozisyonunun oturur pozisyonda olması sağlanmalı Oksijen kullanımı ve kolay solunum yapmasına yardımcı pozisyonlar hasta ve ailesine öğretilmeli

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Solunum güçlüğü varsa hastaya uygun pozisyon verilmeli Yatağın kenarına oturtulup, kolların yemek masası üzerindeki yastığı kavrayarak konması önerilmeli Sandalyeye oturtulup, ayakların birbirinden ayrılması ve elleri dizlerin üzerine koyarak dinlenmesi önerilmeli Duvara dayanıp, ayakları açıp, omuzları gevşeterek öne doğru eğilmesi önerilmeli Yatağın başucunu yükseltmesi önerilmeli

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Pulmoner toksisiteye ilişkin belirti ve bulgular değerlendirilmeli Solunum sıkıntısı olan hastaya gevşeme egzersizleri, dikkati başka yöne çekme teknikleri gibi anksiyeteyi azaltıcı önerilerde bulunulmalı Rahat, sakin ve sessiz bir ortam sağlanarak ziyaretçiler kısıtlanmalı Anksiyete seviyesi değerlendirilerek, endişe ve hissettiklerini sözel dile getirmesinde desteklenmeli Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Hasta ve ailesine eğitim verilmeli

KARDİYOTOKSİSİTE Kemoterapi sonrası görülen sol ventrikül yetersizliği, akut koroner sendrom, aritmi ve toksik myokardit tabloları ana klinik durumları oluşturmaktadır. Antrasiklinlerin, özelliklede doxorubicin kullanımı sonrası doza bağlı olarak oluşan direkt myokardiyal toksisite en bilinen ve en sık karşılaşılan grubu oluşturmakadır. Asemptomatik aritmiler çok sıktır. Total dozu geçmedi ise antrasiklinler erişkinlerde nadiren kalp yetersizliği yaparken çocuklarda daha sık kalp yetersizliğine neden olmaktadır. Antrasiklinlerle tedavi edilmiş olan çocukların sol ventrikül fonksiyonlarında azalma izlenirken bunlar yıllar içerisinde daha kötü hale gelebilmektedir. Sonuçta konjestif kalp yetersizliği gelişebilmektedir.

KARDİYOTOKSİSİTE ACE inhibitörlerinin kısa vadede sol ventrikül fonksiyonlarını düzelttiği gösterildiği halde uzun vadede semptomatik hastalarda etkin olmadığı gösterilmiştir. Kemoterapiye bağlı olduğunu düşündüğümüz sorunlarda tedaviye ara vermek, kalp rezervini arttıran ek ilaçların kullanılması, doz değişiklikleri yoluyla veya gerekiyorsa kardiyotoksik olmayan bir başka ajana geçilerek kalbe yönelik olumsuz etkiler ortadan kaldırılabilir.

KARDİYOTOKSİSİTE Kızlarda erkeklere göre daha fazla kardiyotoksisite olduğu gözlemlenmiştir. Bunun nedeni olarak, adipoz dokunun kızlarda daha fazla olması ve antrasiklinleri kalp gibi adipoz doku dışı diğer dokularda daha yüksek konsantrasyonlarda olması gösterilmektedir. Pouna ve arkadaşlarının kobaylarda yapmış olduğu bir çalışmada, antrasiklinlerin sol ventrikül işlevindeki değişiklikleri incelenmiş. Daunorubisin ve idarubisinin, doksorubisinden anlamlı olarak daha az kardiyotoksik olduğunu gözlemlemiştir.

KARDİYOTOKSİSİTE Yüksek riskli ALL li çocuklarda yapılan bir çalışmada doksorubisinle beraber deksrazoksan kullanımının kardiyotoksisiteyi 2,5 yıllık izlemde azalttığı gözlemlenmiştir.

BELİRTİ VE BULGULAR Taşikardi, Takipne, Dispne, Ödem, Halsizlik, Günlük yaşam aktiviteleride zorlanma, EKG değişikliği, Hipertansiyon, Kardiyomyopati

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Kemoterapik ajanların yan etkileri değerlendirilmeli Hava yolu açıklığı devam ettirilmeli Hekim istemine göre oksijen uygulaması başlatılmalı Hastayı monitörize edip, hemodinami takip edilmeli Uygulanacak ilaçlar için ikinci bir damar yolu açılmalı Hastanın vitalleri sık aralıklarla değerlendirilmeli Aldığı çıkardığı takip edilmeli

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Günlük kilo takibi yapılmalı Ödem belirti ve bulguları izlenmeli Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Hastaya ve aileye eğitim verilmeli

HEMORAJİK SİSTİT Kemoterapi ajanlarının metabolitlerinin ya da ürünlerinin neden olduğu akut veya uzun süreli irritasyonu sonucunda mesane mukozasının irritasyonu, inflamasyonu, ülserasyonudur. Hemorajik sistit siklofosfamid ve ifosfamidin iyi bilinen bir yan etkisidir. Patogenezinde ürotelyal epitele direkt olarak ileri derecede toksik etki gösteren ve bu iki kemoterapik ajanın karaciğer metaboliti olan Akrolein rol oynamaktadır. Tüm üriner sisteme toksik etki gösterebilir, ancak mesane bir rezervuar olarak görev yaptığından en çok etkilenen organdır. Özellikle yüksek dozlarda ortaya çıkmaktadır.

HEMORAJİK SİSTİT 1,2 g/m2/gün dozunda 5 gün süreyle uygulandığında hastaların yarısında mikroskobik hematüri ve %8 inde makroskopik hematüriye yol açtığı gösterilmiştir. Dehidratasyon, riski arttırmaktadır. Tanıda ultrasonografi ve sistoskopi kullanılır, ancak çoğu kez klinik tanıyı koyma da yeterlidir. Tüm hastalarda bu yan etki göz önünde bulundurularak rutin olarak protektif amaçlı IV hidrasyon, forse diürez ve mesna uygulanmaktadır. Mesna akroleine bağlanarak toksik etkiyi ortadan kaldırmaktadır.

Dizüri, BELİRTİ VE BULGULAR Pollaküri, Suprapubik ağrı, Hematüri, Mikroskopik hematüri

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ BUN, kreatinin, idrar tetkiki ve idrar kültürü değerlendirilmeli Trombosit sayısı günlük kontrol edilmeli (>50000 mm3üzerinde tutulmalı) Hastanın hemodinamik dengesi izlenmeli Oral sıvı alımı arttırılmalı Oral sıvı alımı yoksa IV destek verilmeli Geceleri dahil sık idrar yapmak için teşvik edilmeli Yüksek dozlarda mesane koruyucu ajan mesna kullanılmalı

HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ Foley kateter takılarak mesane irrigasyonu sağlanmalı Hastanın idrar rengi takip edilmeli Hekim istemine uygun olarak medikal tedavi sürdürülmeli Hastaya ve aileye eğitim verilmeli

TEŞEKKÜR EDERİM