BÖLGESEL GÜVENLİK BAĞLAMINDA KARADENİZ HAVZASINDAKİ STRATEJİK REKABETİN DÜNÜ-BUGÜNÜ-YARINI VE FRANSA NIN BU REKABETTEKİ ROLÜ. Ayşim Parlakyıldız *

Benzer belgeler
5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Orta Asya daki satranç hamleleri

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ÖZET. İstanbul, 15 Ağustos 2016 KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DİASPORA - 13 Mayıs

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

KGAÖ NÜN KOLEKTİF GÜVENLİK SİSTEMİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Amerikan Stratejik Yazımından...

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Engin Erkiner: Orta Asya ve Kafkasya daki doğal gazı Avrupa ülkelerine taşıması beklenen Nabucco boru hattı projesiyle ilgili imzalar törenle atıldı.

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

PROGRAMI PROGRAM GENEL TANITIMI

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Amerika n n Olmad Deniz: Karadeniz

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

European Gas Conference 2015 Viyana

OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

AVRUPA ENERJİ BORU HATLARI

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

ABD nin Doğu Avrupa Stratejisi: AB ve RF Arasındaki Stratejik Dengeler

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE NİN ENERJİ SATRANCI EKİM 2007

GİRİŞ. Anahtar kavramlar: Lojistik merkez, Kars, demir ipek yolu, kombine taşımacılık, enerji kaynakları, Avrupa, Çin, Orta Asya ve Kafkasya dır.

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ PARLAMENTER ASAMBLESİ KEİPA ÖZET

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AVİM Yorum No: 2014 / 79 Ekim 2014

KAYSERİ SANAYİ ODASI. AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU 17 Ağustos 2017

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

İZMİR TİCARET ODASI GÜRCİSTAN ÜLKE RAPORU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

5.5. BORU HATLARI 5.5-1

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve EİT Ticaret ve Kalkınma Bankası

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

Lozan Barış Antlaşması

Hazar Denizi Anlaşması ve Değişen Jeopolitik Dengeler

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Gökhan Koçer, Menekşe Renkli Deniz: Türkiye nin Karadeniz Politikası, Orion Kitabevi, Ankara Gül SARIKAYA *

Türkiye, Afganistan ve Pakistan arasında Ekonomik İşbirliği için İSTANBUL FORUMU

ULUSLARARASI KURULUŞLARIN TAM LİSTESİ VE MADDELERLE AÇIKLAMALARI

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

8.1. Gelirler Genel Müdürlüğü Eğitim Merkezi Çalışmaları

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Salih Uygar KILINÇ Avrupa Birliği - EUROCONTROL Sivil Havacılık Düzenlemeleri ve Türkiye

Transkript:

BÖLGESEL GÜVENLİK BAĞLAMINDA KARADENİZ HAVZASINDAKİ STRATEJİK REKABETİN DÜNÜ-BUGÜNÜ-YARINI VE FRANSA NIN BU REKABETTEKİ ROLÜ Ayşim Parlakyıldız * Askerî, politik ve ekonomik müdahalelere tarihi boyunca açık halde bulunmuş olan ve günümüzde de açık halde bulunan Karadeniz; konumu gereği, Avrupa ile Kafkasya ve Orta Asya arasında köprü vazifesi gören ve aynı zamanda kuzey ülkelerini güney ülkeleriyle buluşturan bir coğrafyaya sahiptir. Bununla birlikte; İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı sayesinde bir iç deniz olmaktan kurtulan Karadeniz; uluslararası bir deniz olma özelliğine kavuşmuş ve böylelikle kendisine kıyı olan ve olmayan ülkeleri bir taraftan bir araya getirip huzur ve istikrar sağlarken, öte yandan bu ülkeler arasındaki çıkar çatışmaları, anlaşmazlıklar ve ihtilaflar nedeniyle onları birbirinden uzaklaşır hale getirmiştir. Bu nedenle yakın zamanda, tamamı AB ne ve NATO ya üye olacak ülkelere kıyı oluşturan Karadeniz in; sadece ABD ile Rusya nın değil, AB üye ülkelerinin de birbirleriyle güç mücadelesi içerisinde olacağı bir mekân haline dönüşeceği düşünülmektedir. Onun içindir ki; yeryüzünde belki de en çok barış, güven ve istikrar ortamının yaratılması ve bunun sürdürülebilirliliğinin sağlanması gereken bölgelerden biri Karadeniz dir. AB genişleme politikası gereğince, AB ne Bulgaristan ve Romanya nın da dahil olmasıyla, Birlik, artık Karadeniz e de pencerelerini açmış bulunmaktadır. Dolayısıyla Birliğin Kafkasya politikası açılan bu kapılar sayesinde şekillenirken bir yandan da AB nin doğal kaynaklara duyduğu ihtiyacın giderilmesinde Karadeniz in önemi daha da görünür hale gelmiştir. Özetle; bütün Avrupa nın enerji ihtiyacının karşılanmasında özel bir yeri ve anlamı olan Karadeniz in aynı zamanda Birliğin genişleme politikasına da dolaylı yoldan hizmet edeceği rahatlıkla söylenebilir. Bu bağlamda Avrupa Birliği nin kurucu ülkelerinden biri olan Fransa nın Karadeniz Bölgesi ne ve Kafkasya ya yönelik geliştirdiği politikaların AB nin genişleme * BİLGESAM Eski Stajyeri, Doktora Öğrencisi 540

süreciyle ve ABD nin bu bölgeye yerleşme zamanıyla paralel olarak ilerleyeceği söylenebilir. Fransa daki düşünce kuruluşları, siyasetbilimciler ve dış politika uzmanları Fransız dış politikasınca belirlenen stratejiler ve politikalar çerçevesinde Karadeniz Bölgesi ne yönelik gerçekleştirilecek bölgesel işbirliklerinde karşılaşılacak riskler ve kazanımlar üzerine çalışmalar yapmaktadır. KEİ ne gözlemci ülke sıfatıyla katılan Fransa nın Karadeniz e uzanışı bölgeye kıyısı olan altı ülke; Rusya, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye ile kurduğu ilişkiler sayesinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla Fransa nın Karadeniz e kıyısı olan ülkelerle kuracağı ilişkiler bölgeye yönelik geliştireceği stratejilerde belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır. Bu çalışmada Karadeniz in önemi, bölgeye hâkim olan/olacak olan ülkeler üzerinden ve bölgesel güvenlik bağlamında ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Anahtar sözcükler: Bölgesel güvenlik, Karadeniz, KEİ, AB, Fransa. Giriş Rekabet kavramının gerçekleşmesinde temel etken hiç şüphesiz insan ın kendisidir. Ancak işin içerisine mekânsal neden olarak coğrafya, zamansal neden olarak tarih ve hırsa değin neden olarak insan faktörünün girmesiyle bu kavram gündelik anlamının yanısıra farklı boyutlar kazanmış ve bilhassa uluslararası ilişkilerde ülkelerin arasındaki ilişkileri belirleyen temel unsurlardan biri olmuştur. Dolayısıyla ister istemez her ülke belirli bir strateji geliştirme ihtiyacı duymuş ve yine buna bağlı olarak birtakım kaygılar nedeniyle ortaya güvenlik sorunu çıkmıştır. Bölgesel ölçekte de olsa bütün dünya için önem arz eden bölgesel güvenlik anlayışı, geçmişte sorun oluşturmuş ve gelecekte de sorun oluşturabilecek olan yeryüzünün bazı bölgelerinde/merkezlerinde bugün halen daha tam anlamıyla olmasa da yerleşmiş bir haldedir. Bu nedenle bölgesel güvenlik anlayışının tam olarak yerleşmesi ve işlerlik kazanması için ülkeler arasında birtakım işbirlikleri, karşılıklı antlaşmalar ve geleceğe yönelik kısa ve uzun vadeli planlar yapılmaktadır. Yeryüzünde bölgesel güvenliğin tesis edilmesi, daha açık bir ifadeyle; belki de en çok barış, güven ve istikrar ortamının yaratılması ve bunun sürdürülebilirliliğinin sağlanması gereken bölgelerden biri de Karadeniz dir. 541

Askerî, politik ve ekonomik müdahalelere tarihi boyunca açık halde bulunmuş olan ve günümüzde de açık halde bulunan Karadeniz; konumu gereği, Avrupa ile Kafkasya ve Orta Asya arasında köprü vazifesi gören ve aynı zamanda kuzey ülkelerini güney ülkeleriyle buluşturan bir coğrafyaya sahiptir. Bununla birlikte; İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı sayesinde bir iç deniz olmaktan kurtulan Karadeniz; uluslararası bir deniz olma özelliğine kavuşmuş ve böylelikle kendisine kıyı olan ve olmayan ülkeleri bir taraftan bir araya getirip huzur ve istikrar sağlarken, öte yandan bu ülkeler arasındaki çıkar çatışmaları, anlaşmazlıklar ve ihtilaflar nedeniyle onları birbirinden uzaklaşır hale getirmiştir. Bu nedenle yakın zamanda, tamamı AB ne ve NATO ya üye olacak ülkelere kıyı oluşturan Karadeniz in; sadece ABD ile Rusya nın değil, AB üye ülkelerinin de birbirleriyle güç mücadelesi içerisinde olacağı bir mekân haline dönüşeceği düşünülmektedir. Karadeniz Havzası ndaki Stratejik Rekabet Bugün Karadeniz; kendisine kıyı olan ve olmayan ülkeleri bir taraftan bir araya getirip huzur ve istikrar sağlarken, öte yandan bu ülkeler arasındaki çıkar çatışmaları, anlaşmazlıklar ve ihtilaflar nedeniyle onları birbirinden uzaklaşır hale getirmiştir. Bu nedenle yakın zamanda, tamamı AB ne ve NATO ya üye olacak ülkelere kıyı oluşturan Karadeniz in; sadece ABD ile Rusya nın değil, AB üye ülkelerinin de birbirleriyle güç mücadelesi içerisinde olacağı bir mekân haline dönüşeceği düşünülmektedir. Şu durumda Karadeniz in önemi, bölgeye hâkim olan/olacak olan ülkeler üzerinden ve bölgesel güvenlik bağlamında bir kere daha görünür hale gelmektedir. Karadeniz jeopolitiğine odaklanan mücadele kabaca üç unsura dayalıdır. Üsler, boru hatları ve boğazlar olarak tanımlanabilecek bu üç unsur küresel ve bölgesel jeopolitiğin mücadele zeminidir. 1 1 HACIOĞLU Yaşar, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542-doryahaciho 542

Karadeniz Havzası ndaki stratejik rekabet pek çok yönden zaman zaman farklılıklar arz etse de kalıcı olarak bu rekabette rol alan başlıca aktörler şu başlıklar altında toplanabilir: Küresel Güçler, Bölgesel Güçler ve Uluslar arası Örgütler. Küresel Güçler başlığının altına ABD, AB ve Rusya Federasyonu girerken, Bölgesel Güçler başlığının altına Karadeniz e sınırı olan ülkeler girmektedir: Türkiye, Ukrayna ve Gürcistan. Bu başlık altına Romanya ve Bulgaristan ı dahil etmeyiş nedenimiz bu iki ülkenin yakın zamanda da olsa AB ülkesine dönüşmüş olmalarıdır. Bu nedenle onları Küresel Güçler kapsamında, AB nin içerisinde değerlendirmek yerinde olacaktır. Nihayetinde Uluslar arası Örgütler başlığının altına ise NATO, AGİT, KEİT gibi örgütler ve kısa adı GUAM olan; Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova ülkelerinin bir araya geldiği örgüt girmektedir. Karadeniz Havzası ndaki Stratejik Rekabetin Dünü-Bugünü-Yarını 1990 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (S.S.C.B) nin dağılıp yıkılmasıyla, daha yaygın bir ifade olan Soğuk Savaş Dönemi nin sona ermesiyle, Karadeniz Bölgesi nin jeostratejik ve jeopolitik önemi daha da görünür hale gelmiş ve bölgedeki egemenlik mücadeleleri şekil ve boyut değiştirerek çok yönlü, karmaşık ve çetrefilli bir hal almıştır. Zira, artık S.S.C.B den ayrı, bağımsız yeni devletler ortaya çıkmış ve dolayısıyla Karadeniz e kıyısı olan ülkelerin sayısı çoğalmıştır. Bununla beraber, yaratılışından bu yana insanoğlu için her zaman bir tehdit unsuru oluşturan terör ve terör olayları da dikkate alındığında, -bilhassa dünyadaki stratejik mücadelelerin ve hesapların yapılmasında bazı değişikliklere yol açmış olan ABD deki 11 Eylül Saldırısı- Karadeniz Havzası nın stratejik anlamdaki öneminin mutlak bir şekilde idrak edilmesi zorunluluğu doğmuştur. Günümüzde artık uluslar arası yapılanmanda Yeni Dünya Düzeni adlı sistem egemen olmuş olsa da, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (S.S.C.B) nin dağılmasından sonra kurulmuş olan Rusya Federasyonu aslında halen daha tek kutuplu dünya düzenini kabul etmemekte ve çok kutuplu bir dünya düzenini 543

arzulamaktadır. Belki doğru olan da budur. Zira, gücün tek elde toplanması insanlık tarihi boyunca olumlu sonuçlar doğurmamıştır. Ancak, Karadeniz Bölgesi nde, tarihsel arka planına bakıldığında bölgeye yönelik köklü bilgi ve belgelere sahip olması nedeniyle bölgede en hâkim devlet olarak Rusya nın bulunmuş olması bölgeye yönelik kalıcı güvenlik stratejilerinin yaratılmasında ister istemez onun söz sahibi olmasını sağlamaktadır. Rusya nın bölgeye yönelik bu anlamdaki gücü ise Türkiye nin girişimiyle oluşturulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı sayesinde bir nebze de olsa azalma göstermiştir. Daha açık bir ifadeyle; KEİ sayesinde Rusya nın bu anlamdaki gücü bir tekel oluşturmaktan ziyade gücün paylaşımına ve dağılımına yönelik bir hâl almıştır. Bu durum, Rusya nın bu anlamdaki potansiyel gücünün yönetişimsellik anlayışı ile bölgeye kıyısı olan ülkeler arasında paylaşımına neden olmuştur. Bölge devletleri arasında KEI örgütünden başka 1993 yılında BM ve AB nin desteği ile kurulmuş Karadeniz Çevre Programı (Black Sea Environment Programme) vardır. Yine benzer şekilde 1993 yılında AB, Avrupa-Kafkaslar-Asya Geçiş Koridoru nun (The Transport Corridor Europe-Caucasus-Asia) kurulmasını desteklemiştir. 1995 te kurulan Avrupa ya Devletlerarası Petrol ve Gaz Aktarımı (Interstate Oil Gas Transport to Europe) da bir başka AB fonlu bölgesel programdır. Ancak AB genişleyen yapısı ve bunun sonuçlarını kontrol etmek için geliştirdiği YKP çerçevesinde daha geniş, şimdiye kadar yapılmış anlaşma ve ortaklıkları da içine alabilecek şemsiye anlaşmalar ve programlar yapmak istemektedir. 2 Karadeniz Havzası ndaki Stratejik Rekabette Küresel Güçler: ABD, AB ve Rusya ABD ABD, Karadeniz de kendine yer açabilmek, daha doğru bir ifadeyle Karadeniz e girişini meşrulaştırabilmek için 11 Eylül saldırılarını kullanmıştır. Sözkonusu meşrulaştırma çabası bu saldırılar sonrasında Karadeniz de bir güvenlik boşluğu 2 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 544

olduğu iddiası üzerine kuruludur. Bu bağlamda, ABD, NATO bünyesinde Akdeniz de faaliyet gösteren Aktif Çaba Operasyonu nun Karadeniz de de görev yapmasını istemektedir. Bununla beraber Karadeniz deki bazı limanlarda ve Karadeniz e kıyısı olan ülkelerde askerî üsler kurmayı planlayan ABD, Büyük Ortadoğu Projesi (B.O.P) tan sonra ikinci büyük projesi olan Kafkasya Projesi ni bu yolla hayata geçirme arzusundadır. Ancak Kafkasya ile beraber Orta Asya için hazırladığı stratejisini bozan bazı ülkeler de olmamış değildir: Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ekonomik olarak Avrasya bölgesine yerleşen ABD nin askeri olarak bu bölgeye yerleşmesi için gereken fırsatı 11 Eylül saldırıları sağlamıştır. Zira Afganistan operasyonları sebebiyle ABD Kafkasya ve Orta Asya dan geçiş kolaylıkları ve askeri üsler elde etmeye başlamıştır. (Gerçi daha sonra Şanghay İşbirliği Örgütü nün (ŞİÖ) desteğini arkasına alan ve renkli devrimlerin kendisini de etkilemesinden korkan Özbekistan ABD üslerini ülkesinden çıkarmıştır.) 3 2005 yılında Romanya, ABD nin topraklarında askerî üs kurmasına izin vermiştir. Romanya dan bir yıl sonra 2006 yılında Bulgaristan da ABD nin 10 yıllık süre içerisinde topraklarında üs kurmasını onaylamıştır. Önce Romanya, ardından da Gürcistan, Amerika nın Karadeniz de askeri varlık göstermesi için kolları sıvamıştır. Bu sözü geçen iki devlet Rus deniz gücünün ancak Amerika desteği ile dengelenebileceğine inanmaktadır. Türkiye ve Rusya ise bu iki ülkenin gereksiz, zamansız debelenmelerini endişe ile izlemekte ve gelişmelerden rahatsızlık duymaktadır. Çünkü Karadeniz deki bir A.B.D. donanması ne bölgedeki irtica sorununa, ne de Kafkas lardan inen Petrolün emniyetinin sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Bu donanmanın gelme talebi bile Rusya ve Türkiye yi birbirine çekecektir. Rus larla Türk ler tarihlerinde ilk defa Türk boğazları ile ilgili hemfikir durumdadırlar, A.B.D. Donanması nın Karadeniz de işi yoktur. 4 3 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 4 CAN Mustafa, Amerikan Donanması Karadeniz de, http://www.ufukotesi.com/yazigoster.asp?yazi_no=20060785 545

Her ne kadar bölgede en eski NATO üyesi ülke olma sıfatını taşıyan ülke Türkiye de olsa, o, bu konuda, ABD ye karşı hem endişeli hem de biraz mesafeli davranmayı yeğlemiştir. Zira, aksi halde Montrö Boğazlar Sözleşmesi tartışmalı bir hal alacaktır. ABD nin Karadeniz hevesi, 1938 Montrö Boğazlar sözleşmesiyle dolayısıyla da Türkiye -nin çıkarlarıyla çelişmektedir. Ayrıca belirtilmektedir ki, ABD nin Karadeniz hevesi, Avrasya egemenlik hedefinin en önemli tasarımı olan Büyük Ortadoğu Projesi nin (BOP) bir parçasıdır. Buna göre BOP zemininde Türkiye nin ABD ile çelişen çizgileri giderek daha da belirginleşmektedir. Karadeniz ve Türk Boğazları konusunda ABD kadar, Balkan ve AB ülkelerinin de tavrı Türkiye açısından giderek önem kazanmaktadır. 5 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ABD nin Karadeniz e girişine engel teşkil ettiği sürece sözleşmenin değiştirilmesi yönünde çalışmalar sergileyecek olan ABD bu sefer NATO üyesi ülke sıfatıyla bölgeye giriş yapmayı deneyecektir: ABD nin Karadeniz de etkin olabilme düşüncenin gerçekleştirilmesinde en önemli engellerden birisi Montrö dür. Bu anlaşma değişik senaryolar içinde eritilmeye ve değiştirilmeye çalışılmak istenmektedir. ABD için kısa vadede kendi bayrağı ile Karadeniz e girememesi durumunda NATO bayrağı altında yumuşak geçiş planları da gündemdedir. Ancak Kremlin bundan büyük bir endişe duymaktadır. Özellikle de Karadeniz in NATO ya açılması durumunda Kırım ın Türkiye nin kontrolüne gireceği endişesi mevcuttur. 6 AB Karadeniz Havzası ndaki stratejik rekabette bir diğer küresel güç ise AB dir. KEI örgütünün yanı sıra 1993 yılında BM ve AB nin desteği ile Karadeniz Çevre Programı (Black Sea Environment Programme) kurulmuştur. AB, aynı yıl içerisinde, Avrupa-Kafkaslar-Asya Geçiş Koridoru (The Transport Corridor Europe-Caucasus- 5 HACIOĞLU Yaşar, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542-doryahaciho 6 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 546

Asia) nun kurulmasını desteklemiştir. Yine bunlardan başka, 1995 te kurulmuş ve AB fonlu bölgesel bir program olan Avrupa ya Devletlerarası Petrol ve Gaz Aktarımı (Interstate Oil Gas Transport to Europe) da Karadeniz Havzası için önem taşımaktadır. AB nin genişleme politikası çerçevesinde, Güneydoğu Avrupa (Balkanlar) ülkeleriyle kendisi arasında yeniden şekillenen ilişki biçimi, ülkemize yönelik genişleme politikası ve Rusya Federasyonu ile stratejik ortaklık sayesinde Birlik Karadeniz de de varlığını hissettirmektedir: AB, Karadeniz Boyutu (Black Sea Dimension) adı verilen bir yaklaşım ortaya koymuştur. Romanya ve Bulgaristan ın üyeliğiyle Karadeniz e uzanan AB, Karadeniz de bir kurumsallaşmaya gitmeden bölgedeki üç politikayı koordine etmek istemektedir: Güney-Doğu Avrupa ve Türkiye ye yönelik genişleme süreci, Rusya ile stratejik ortaklık ve bölgedeki beş ülke, Ukrayna, Moldova, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesi içerinde ikili yardım ve ticaret anlaşmaları. 7 Özetle AB; Romanya yı ve Bulgaristan ı Birliğe üye ülke yaparak Karadeniz in batısında, Avrupa Komşuluk Politikası adı altında Ukrayna, Moldova, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile kurduğu ilişkilerle de orta ve doğu Karadeniz de egemenliği kurmak istemektedir. Rusya Karadeniz Havzası ndaki stratejik rekabette aslan payını alan küresel güç ülkelerinden biri olan Rusya nın Karadeniz e olan iştahı aşikardır. Bu iştahın bir de sıcak denizlere inme arzusuyla birleştiği düşünülürse, herhalde bugünkü Rusya nın S.S.C.B dönemindeki o şaşaalı dönemini aratmayacak bir dönem yaşayacağını söylemek yanlış olmaz. 7 KASIM Kamer, Türkiye nin Karadeniz Politikası: Temel Parametreler ve Stratejiler, http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/evrqmb4ckuxhvpjtauqf9u6skitpdp.pdf 547

ABD ortaya attığı ve kısaca Büyük Ortadoğu Projesi ile Kuzey Afrika dan Pakistan a kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada dünyayı yeniden dizayn etmeye kalkışırken, Sovyetler Birliği nin mirasçısı olan Rusya, artan petrol fiyatlarının da desteğini arkasına alan yeni lideri Vladimir Putin ile bölgede yeni bir Dış Politika Konsepti geliştirmeye başlamıştır. 8 Bununla birlikte; ABD Afganistan operasyonları sonrası Rusya nın dış politika ve millî güvenlik konseptlerinde oldukça önemli bir yer tutan Yakın Çevre politikasını âdeta ortadan kaldırarak Orta Asya ülkelerinde peş peşe askerî üsler edinmesi, diğer yandan da Afganistan ile hiç te alâkası olmayan ve Hazar petrollerinin geçiş güzergâhı olan Gürcistan a askerî yardım ve teknik personel yardımını artırmaya başlaması, Rusya nın alternatif politikalar geliştirilmesi yönündeki çabalarını hızlandırmıştır. ABD, Orta Asya ya yerleşmekle Rus jeopolitik menfaatlerine çok büyük zarar vermiş olmasına rağmen Başkan Putin Batı yla başlatmış olduğu işbirliğinin zarar görmemesi için buna fazla ses çıkarmamıştır. Ancak, Orta Asya dan sonra ABD nin Karadeniz ve Kafkasya da da giderek ağırlığını hissettirmeye başlaması ve Gürcistan a verdiği desteği her geçen gün arttırması, Rusya yı bölgede oldukça rahatsız etmeye başlamıştır. Bu çerçevede Orta Asya da Şanghay İşbirliği Örgütü nü kuran Rusya ABD ile rekabet etmeye başlamıştır. Zaman içerisinde bu rekabetin Karadeniz e kayması Rusya açısından özellikle enerji nakil hatlarında stratejik önemi olan bu bölgeye verilen önemin daha da artmasına sebep olmuştur. 9 Özetle Rusya; ABD ni ve AB ni Karadeniz de kendisine rakip olarak görmek istememektedir ve bunun için Orta Asya da Şanghay İşbirliği Örgütü nü kurmuştur. 8 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 9 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 548

Karadeniz Havzası ndaki Stratejik Rekabette Bölgesel Güçler: Türkiye, Ukrayna, Gürcistan Türkiye Karadeniz Havzası Doğu-Batı ekseninde jeopolitik eksenlerin kesişme alanıdır. Sadece ABD-Rusya açısından değil aynı zamanda AB, Türkiye, Ukrayna, Gürcistan için de Karadeniz, jeopolitik çıkarların çatışma alanıdır. Tüm ülkeler içinde Türkiye nin konumu çok daha özeldir. Türk boğazları bu çelişki yumağının odağındadır. 10 Bununla beraber, Türkiye nin önemi, ABD nin Büyük Ortadoğu Projesi (B.O.P) nin yanısıra Kafkasya Projesi nde de belirgin bir şekilde görünür hale gelmektedir. Dolayısıyla: Türkiye nin, Karadeniz kıyısında yeni bir politika geliştirmesi şarttır. Herşeye rağmen Amerika yı ve dengelerin değişiminden medet uman Karadeniz ülkelerinin çıkarlarına aykırı gibi görünse de (uzun vadede zararlı olduğunu görecekler), Karadeniz deki Amerikan askeri varlığına neden itiraz ettiğimizi iyi anlatmamız gerekmektedir. Bulgaristan ve Romanya nın NATO ya girmesi, Gürcistan ile Ukrayna da Batı yanlısı iktidarların işbaşına gelmesi, Karadeniz de yeni dengeler oluşmasını gerektirmiştir. 11 Karadeniz Havzası nda Bölgesel Güvenlik Anlayışının Gelişmesine ve İşlerlik Kazanmasına Türkiye nin Katkısı Soğuk Savaş döneminde Karadeniz e kıyısı olup ta aynı zamanda NATO ya üye olan tek ülke Türkiye idi. Dolayısıyla bu durum onun Karadeniz de Doğu Bloğuna karşı güvenlik sağlamasını mecbur kılıyordu. Düşünüldüğünde S.S.C.B nin dağılmasından sonra Karadeniz e kıyısı en çok olan ülkelerden biri haline gelen Türkiye nin doğal 10 HACIOĞLU Yaşar, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542-doryahaciho 11 CAN Mustafa, Amerikan Donanması Karadeniz de, http://www.ufukotesi.com/yazigoster.asp?yazi_no=20060785 549

olarak bölgede etkin bir söz sahibi olması kaçınılmaz olmuştu. Kısacası artık bölgesel bir güç haline gelmiş olan ülkemize daha büyük görevler düşmekteydi. S.S.C.B nin dağılıp ardından Soğuk Savaş döneminin bitmesi gibi dünyadaki konjonktürel yapıyı değiştirecek böylesi önemli bir değişimin hemen ardından güvenlik ve ekonomi alanlarında bölgenin acil ihtiyaçlarına cevap niteliğinde olacak şekilde bölgesel işbirliklerini ve bölgesel menfaat politikalarını belirleyen bir örgütün kurulması gerekli olmuştur. Kısa adı KEIT (Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı) olan bu örgütün kurulmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur. Karadeniz, Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra tam anlamıyla bir Türk denizine dönüşmüş durumdadır. Bu denizdeki en güçlü donanmaya sahip Türkiye, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ndaki hakimiyeti nedeniyle, tam bir askeri üstünlük sağlamış, bölge güvenliği açısından çok önemli görevler üstlenmiş bir görüntü içindedir. 12 İşte bütün bu nedenlerle, Türk dış politikasının bölgesel işbirliği ve dayanışmaya yönelik attığı en güzel adımlardan biri; 25 Haziran 1992 tarihinde gerçekleştirilmiş olan İstanbul Zirvesi nde yayımlanan bir deklarasyon ile kurulan, fakat yürürlüğe 1999 yılının Mayıs ayında giren ve kısa adı KEI olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı dır. Amacı ise bu örgüte üye olan ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğinin arttırılmasıdır. Bir yandan bu hedeflenirken bir yandan da bölgeye yönelik geliştirilen stratejilerin neler olduğu ve uygulanabilirliği tartışılmaktadır. KEI den sonra, Karadeniz Havzası ndaki bölgesel işbirliği çalışmalarından biri de yine Türkiye nin önderliğinde 2 Nisan 2001 tarihinde kurulmuş ve kısa adı BLACKSEAFOR olan Karadeniz İşbirliği Görev Grubu Karadeniz e kıyısı olan ülkeler arasında arama-kurtarma çalışmaları ve kanundışı deniz trafiğini önlemek gibi görevleri üstlenmiştir. Gerektiğinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile BM bünyesinde de çalışacak olan grup kuruluşundan bu yana etkin bir şekilde görevini yerine getirmektedir. 12 ZENTÜRK Ardan, Amerika ile Krizin Asıl Nedeni, Star Gazetesi, 28 Şubat 2005. 550

Yine bundan başka, 2004 yılında bölgede Türkiye nin girişimiyle gerçekleştirilmiş olan bir başka oluşum da Karadeniz Uyum Harekâtı dır. 2006 yılı sonuna kadar Türkiye nin yürüttüğü harekâta 27 Aralık 2006 tarihinde Rusya Federasyonu da katılmıştır. 17 Ocak 2007 de Türkiye ve Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanları Ukrayna nın katılımına ilişkin protokol imzalamışlardır. Bu harekâtın görevi yasadışı faaliyetlere karıştıklarından şüphe duyulan ticari gemileri tespit etmek ve izlemektir. 13 Bundan başka; öncelikle Karadeniz e kıyısı olan ülkelerin ve sonrasında diğer küresel ve bölgesel güçler anlamındaki aktörlerin Karadeniz de çok uluslu askerî tatbikatların gerçekleşti-rilmesinin ne denli önemli olduğunu unutmamaları gerekmektedir. Bununla ilgili olarak; 1997 yılından beri her sene düzenli olarak Ukrayna da ve bu sene 2013 yılının Temmuz ayında Karadeniz de (Ukrayna da) Deniz Meltemi 2013 adlı bir askerî tatbikatın düzenlenmiş olduğunu belirtmekte fayda var. Sözkonusu tatbikat bölgedeki güvenlik ve istikrarı kalıcı hale getirmek amacıyla 12 gün sürmüş ve birleşik olarak kara-hava-deniz olarak gerçekleşmiştir. Tatbikat hakkında ayrıntılı bilgi sunan Harp Okulu Uluslar arası İlişkiler Bölümü eski başkanı ve halen Bilgesam Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı: Deniz Meltemi 2013 gibi tatbikatların bölge donanmalarını bir araya getirmek suretiyle bölgede barış ve istikrara hizmet ettiğini ve katılımcıların bölge realitesine yönelik ortak görüş ve çıkarları paylaştıklarını 14 dile getirmiştir. Devamında Bu kadar önemli bir listede yer almak, ülkemizin kendi deneyimlerini paylaşmasının yanı sıra bölgenin kendini savunma kapasitesini de arttırmaktadır 15 demiştir. Yine bundan başka; diğer ülkeler gibi Türkiye nin de Karadeniz Havzası nın güvenliği sağlamak için; Avrupa Komşuluk ve Ortaklık Aracı kapsamında yürütülen 13 KASIM Kamer, Türkiye nin Karadeniz Politikası: Temel Parametreler ve Stratejiler, http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/evrqmb4ckuxhvpjtauqf9u6skitpdp.pdf 14 RAUFOĞLU Alakbar, DİMİTROVA Svetla, CIOCOIU Paul, Karadeniz deki Çok Uluslu Askeri Tatbikat Güvenliği Arttırıyor, http://www.setimes.com/cocoon/setimes/xhtml/tr/features/setimes/features/2013/07/17/feature-04 15 RAUFOĞLU Alakbar, DİMİTROVA Svetla, CIOCOIU Paul, Karadeniz deki Çok Uluslu Askeri Tatbikat Güvenliği Arttırıyor, http://www.setimes.com/cocoon/setimes/xhtml/tr/features/setimes/features/2013/07/17/feature-04 551

ve Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Rusya ve Ukrayna nın katıldığı programın ortak yönetim makamı Romanya Kalkınma ve Bayındırlık Bakanlığı dır. Programın Türkiye de yürütülmesinden ise kısa adı TİKA olan Türk İşbirliği İdaresi ve Kalkınma Ajansı sorumludur. Ukrayna S.S.C.B nin dağılmasından sonra kurulan Ukrayna, bir taraftan AB taraftarları öte yandan eskisi gibi Rusya ya bağlanma isteğinde olanlar olmak üzere ülke olarak ikilem yaşamaktadır: Ukrayna ise Batıya entegre olmak isteyenlerle Rusya ile birlikte hareket etmek isteyenler arasında mücadeleye sahne olmaktadır. 16 Bununla birlikte Ukrayna bugün, NATO ile birlikte, kendini Rusya'ya karşı daha güvenli görmektedir. Ukrayna nın NATO içinde, olması ve Rusya ya karşı bir tampon görevi üstlenmesi, aslında, Rusya'nın sıcak denizlere inme emellerine de bir sekte daha vurmaktadır. 17 Ayrıca, Ukrayna, nüfusunu ve coğrafyasını göz önünde tutarak bir bölgesel güç olma isteğini de korumaktadır. Ancak siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, Rusya ya enerji bağımlılığı gibi etkenler bu isteğin gerçekleşmesine yönelik adımları engellemektedir. Öte yandan, Batılı kurumlarla bütünleşmeyi farklı dönem ve yollarda deneyen Ukrayna, özellikle batısındaki komşularıyla ilişkilerinde zaman zaman baskıcı ve yayılmacı sinyaller de verebilmektedir. 18 Gürcistan Soğuk Savaş döneminin bitmesinden sonra: 16 KASIM Kamer, Türkiye nin Karadeniz Politikası: Temel Parametreler ve Stratejiler, http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/evrqmb4ckuxhvpjtauqf9u6skitpdp.pdf 17 TAŞTEKİN Mesut, Türk-Amerikan İlişkilerinde AB nin Rolü ve Önemi, http://www.habusulu.com/makale36.htm 18 SARIKAYA Yalçın, Turuncuya Veda: Ukrayna nın Kritik Seçimi, http://www.karam.org.tr/makaleler/83105678_sarikaya.pdf 552

Gürcistan çok istikrarsız süreçlerden geçmiştir. Batıya entegre olmak isteyen Gürcistan NATO üyesi olmayı hem güvenlik hem de dış politika yönelimi açısından istemektedir. 19 Renkli devrimler Baltıklar-Karadeniz-Hazar Denizi hattında yeni bir güç mücadelesinin başlangıcını oluşturmuştur. ABD bu çerçevede Karadeniz e kıyısı olan iki devlette (2003 te Gürcistan ve 2004 te ise Ukrayna) renkli devrimleri desteklemiş ve bu ülkelerde Batı yanlısı rejimler iş başına gelmiştir. Ardından ise bu ülkenin öncülüğünde Baltıklar-Karadeniz-Hazar Denizi hattında Demokratik Devletler Birliği (DDB) kurulması çalışmaları başlatılmıştır. Bu girişim Rusya nın öncülüğünde kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) na ciddi bir darbe niteliğindedir. 20 Karadeniz Havzası ndaki Stratejik Rekabette Fransa nın Rolü Nicolas Sarkozy Dönemi Her ne kadar Fransa, Mitterand döneminde S.S.C.B nin dağılması konusunda dağılmaya karşı olarak yapıcı bir politika izlemiş de olsa, dağılmanın önüne geçememiştir. Fransa nın bu süreçte izlemiş olduğu politikanın amacı daha ziyade bu dağılmanın Avrupa da yaratacağı olumsuz sonuçlarına meydan vermemek idi. Zira bu dönemde Avrupa nın huzur ve refahı tehdit altında olup istikrarın kalıcılığı tehlikeye girebilirdi. İşte bütün bu kaygılarla Fransa, S.S.C.B nin dağılmaması yönünde adımlar atmış ve Karadeniz e kıyısı olan ülkelerden biri olan Rusya ile olan o dönemdeki ilişkisini bu çerçevede geliştirmiştir. Soğuk Savaş sonrası dönemde ise AB ile Rusya arasındaki ilişkiler hızlı bir şekilde başlamış ve kısa sürede büyük bir ivme kazanarak günümüze kadar süregelmiştir. Birlik ile Rusya Federasyonu arasındaki ortak stratejik eylem planları doğrultusunda gerçekleştirilen müzakereler ve buna yönelik antlaşmalar bu ilişkinin daima sıcak kalmasına neden olmuştur. Ancak, Rusya nın Gürcistan a saldırısı nedeniyle ara verilen AB ile Rusya arasındaki ortaklık müzakereleri 14 Kasım 2008 tarihinde 19 KASIM Kamer, Türkiye nin Karadeniz Politikası: Temel Parametreler ve Stratejiler, http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/evrqmb4ckuxhvpjtauqf9u6skitpdp.pdf 20 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 553

Fransa nın Nice kentinde gerçekleştirilen ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev in katıldığı AB-Rusya Zirvesi nde yeniden başlatılmıştır. Bununla beraber, AB nin kurucu ülkelerinden Almanya ve Fransa nın Rusya ile olan son yıllardaki ilişkileri ise kayda değerdir. Fransa, bu dönemde Rusya ile olan ilişkilerini biraz da Almanya ile yarış halinde olarak sürdürmektedir. Kimi araştırmacıların ve dış politika uzmanlarının görüşleri, bilhassa Fransa nın Rusya ile olan ilişkilerinde, Fransa nın ABD tarafında değil, daha ziyade Rusya tarafında yer aldığını belirtir tarzdadır: Rusya nın AB nin önde gelen ülkelerinden olan Almanya ve Fransa ile olan ikili ilişkilerine bakıldığında görülmektedir ki, bu ilişkiler Moskova açısından tatmin edici bir düzeydedir. Nitekim bu iki ülke ABD nin Karadeniz politikalarını destekleyerek Rusya yı dışlamaktansa, Rusya ile kendi çıkarları doğrultusunda ilişkiler geliştirmeyi tercih etmişlerdir. 21 Zaten Rusya da, Almanya ve Fransa nın Karadeniz konusunda ABD tarafı yerine kendi tarafında olmalarından memnun olduğu için, AB nin kurucu ülkelerinden bu iki ülke ile olan ilişkisini her daim sıcak ve kalıcı tutmaya çalışmaktadır. Rusya nın bundaki amacı AB ni daha yakından tanıma isteğidir. Hatırlanacak olursa; Rusya nın talebi üzerine 18 Ekim 2010 tarihinde Almanya, Fransa ve Rusya olmak üzere üç ülkenin Cumhurbaşkanları; Angela Merkel, Nicolas Sarkozy ve Dimitri Medvedev Deauville de bir araya gelmişti. Bu üçlü zirvede, Rusya konseyi ve NATO arasında füze savunma sistemiyle ilgili işbirliğinin geliştirilmesi konusu ile Rus vatandaşlarının AB ülkelerini ziyareti sırasında yaşadığı vize sorunlarının ortadan kaldırılması hususu ve ortak güvenlik politikaları üzerinde durulmuştur. Ayrıca sözkonusu zirvede; Fransa, Rusya ve Almanya içerisinde kişilerin, malların, hizmetlerin ve sermayelerin özgürce dolaştığı hukuk devleti ve demokrasi değerleri üzerine kurulmuş ortak bir alanın stratejik görüntüsünün desteklendiğinin altı çizilmiştir. Bununla beraber bu üç ülke, Avrasya ve Avro-Atlantik bölgelerindeki güvenlik sorunları üzerinde beraberce çalışacaklarına söz vermişlerdir. 21 YUSUF Nuray, Rusya nın Balkanlar Denkleminde Bulgaristan Politikası, http://btk.balgoc.org.tr/yazilar/nyusuf.html 554

Bundan başka, çok yakın bir tarihte, 17 Haziran 2011 de gerçekleştirilen St. Petersburg Ekonomik Forumu nda Fransa, Rusya ile Mistral sınıfı savaş gemilerinin satışıyla ilgili olarak 1,7 milyar Euro luk bir askerî antlaşma imzalamıştır. Antlaşma gereği Fransa sözkonusu gemileri Rusya ya 2015 yılında teslim edecektir. Dolayısıyla bu antlaşma ile Rusya, AB içerisinde de varlığını hissettirmiş olacaktır. Zaten Rusya, Birliğin kurucu ülkelerinden Almanya ve Fransa ile kurmuş olduğu ilişkilerle daha öncesinden AB de olup-biteni yakından takip etme şansını elde etmişti. Ayrıca Rusya, Fransa ile imzalamış olduğu bu antlaşma ile Karadeniz in uluslararası bir deniz olduğunu bütün dünyaya bir kere daha hatırlatmış bulunmaktadır. Bu antlaşmanın Rusya ya sağlayacağı en önemli avantaj ise şu olacaktır: NATO nun Karadeniz ve Kafkasya ya girişinin engellenmesi önemli ölçüde gerçekleştirilmiş olup, ABD nin bölgedeki varlığı en azından bir süreliğine de olsa ertelenmiş olacaktır. Ancak yine de: Hazar bölgesi olarak tabir edebileceğimiz bu bölgede enerji kaynaklarının işletim hakları konusunda gösterilen mücadeleye Türkiye ve Rusya gibi bölge ülkelerinin yanısıra ABD, İngiltere ve Fransa gibi dünya güçlerinin de katılması ve bu ilk raundu büyük oranda ABD önderliğindeki Batılı şirketlerin kazanması, Rusya nın kıskançlığını ve tahammül sınırlarını zorlamıştır. Ancak, aslında Türkiye gibi Rusya nın bu konuda içinde bulunduğu ekonomik krizler sebebiyle fazla yapacağı bir şey yoktu ve bölgede parası olan büyük Batılı şirketler enerji kaynaklarından aslan payını almışlardı. Rusya, bu enerji kaynaklarından pay sahibi olma sürecinde Türkiye ile doğrudan çok ciddi mücadele etmemiştir. Zira, bu dönemde enerji kaynakları daha çok Batılı şirketlerin kontrolüne girmiştir. 22 Bununla beraber, şu anda Rusya çok sayıda ülkenin enerji tedarikçisi konumunda bir ülkedir. Dolayısıyla, diğer Avrupa ülkeleri gibi Fransa nın da Rusya ile enerji ve doğalgaz anlaşmaları mevcuttur. Zira Fransa, doğalgaz ihtiyacının %35 ini Rusya dan karşılamaktadır. Bu nedenle Rus şirketi Gazprom ile Fransız şirketi Gaz de France arasındaki anlaşmanın süresi taraflarca onbeş yıl daha uzatılmıştır: 22 OĞAN Sinan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html 555

Rusya nın devlet tekelindeki şirketi Gazprom, Fransız Gaz de France şirketi ile var olan doğalgaz anlaşmasını, 2015 yılından 2030 yılına kadar uzatıp, Fransız doğalgaz piyasasında doğalgaz tüketicisine doğrudan ulaşarak, konut ve işyerlerine doğalgaz satış yetkisini elde etmiştir. 23 Enerji konusuna gelince; Rusya nın ve diğer Orta Asya ülkelerinin sahip olduğu doğalgazın ve enerjinin Avrupa ya nakli konusunda ülkemizin değeri bir kere daha bütün dünya tarafından açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır. Enerji nakil hattı konusunda gerek Nabucco Projesi ve gerekse Güney Akım Projesi ile yine konumu gereği ülkemiz dikkatleri üzerinde toplamaktadır. Türkiye den geçmesi ve 2015 yılında devreye girmesi planlanan Güney Akım Projesi için, İtalyan lar ve Alman lardan sonra Fransız ların da Éléctricité de France (EDF) adlı enerji şirketleriyle projeye talip oldukları, Rus doğalgaz şirketi Gazprom un CEO su Aleksey Miller tarafından dile getirilmiştir. Konuyla ilgili olarak: Güney Akım ın geçeceği kendi ekonomik alanında jeolojik inceleme izni veren Ankara, hattın inşası ile ilgili izin için Moskova dan rapor beklemektedir. Samsun- Ceyhan petrol boru hattı, Mersin Akkuyu nükleer santrali, Mavi Akım ve diğer enerji alanlarında Rusya ile işbirliğini sürdüren Türkiye, hem Güney Akım hem de Nabucco nun inşa edilebileceğini savunmaktadır.. 24 Bu arada hemen belirtelim: özünde, Türkmenistan gazının Azerbaycan gazı ile beraber Hazar Denizi nin altına döşenecek bir boru hattıyla önce Türkiye ye sonra oradan AB ne ulaştırılması olan Nabucco Projesi 27 Haziran 2013 te iptal edilince yerine sözkonusu gazın Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden İtalya ya ulaştırılmasını öngören ve inşaası 2019 yılında tamamlanacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TAP) geçmiştir. Dolayısıyla Fransa, Türkiye yi AB içerisinde görmek istemediğini her seferinde çeşitli bahaneler sunarak ısrarla dile getirse de, bu durum kendisi açısından gelecekte 23 ÖZDEN Ferhat, Enerjide Devleşen Ülke Rusya, http://www.turkishrelations.com/rusya-federasyonu/enerjide-devle-en-ulke-rusya 24 Nabucco nun Rakibi Güney Akım a Fransız ve Almanlar da Ortak Oluyor, http://enerjienstitusu.com/2011/09/07/nabucconun-rakibi-guney-akim%e2%80%99a-fransiz-vealmanlar-da-ortak-oluyor/ 556

zorluk yaşamasına neden olacaktır. Zira Fransa, Türkiye nin Karadeniz e kıyısı olan bir ülke olduğunu unutmaktadır: Sarkozy nin siyasi miyopluğunu kanıtlayan ufuksuzluk tam da bu noktada kendini göstermektedir. Çünkü Türkiye nin birlik içinde yer alması veya birlik dışında kalması bölgenin tüm ağırlık merkezinin, güvenli, istikrarlı ve müreffeh Orta ve Doğu Avrupa ya doğru mu, yoksa nispeten güvensiz, yoksul ve istikrarsız Hazar Havzası ve ötesine doğru mu kaykılacağını tayin edecektir. 25 Bununla beraber Fransa nın, Türkiye nin KEI deki rolünü de unutmaması lehine olacaktır. Sonuç olarak Fransa, Türkiye ile olan ilişkilerini gerek AB nin genişleme politikası çerçevesinde, gerekse kendisinin belirlemiş olduğu Karadeniz politikası ve Kafkasya stratejisinde ve gerekse yakın zamanda Karadeniz e kıyısı olan ülkelerin NATO ya üye olacağını hesaba katarak bir kere daha gözden geçirmelidir. Fransa nın ilişki kurduğu Karadeniz e kıyısı olan ülkelerden biri de Gürcistan dır. Gürcistan aynı zamanda bir Güney Kafkasya ülkesidir. Ne ilginçtir ki Gürcistan ın toprak bütünlüğünün kalıcı olması onun Rusya ile kurduğu ilişkiye bağlıyken, 2008 yılında Rusya Gürcistan a saldırmış ve beş gün süren bir çatışma yaşanmıştır. İşte tam da bu süreçte Fransa, Rusya ile Gürcistan arasında arabuluculuğa soyunmuştur. Bizzat Nicolas Sarkozy tarafından ateşkese çağrılan Rusya, askerlerini Gürcistan dan çekme taahhüdüne uyarak savaşa son vermiştir. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, 2010 yılının Haziran ayında Fransa yı ziyaret etmiş ve bu ziyaretinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile NATO, İsrail ve mevcut genel sorunlar üzerinde müzakerelerde bulunmuştur. 2011 yılının Ekim ayında ise Sarkozy nin Güney Kafkasya ülkelerini ziyaret edeceği Gürcistan ın Fransa büyükelçisi Mamuka Kudava tarafından belirtilmiş ve bu ülkelerden Gürcistan a yapacağı ziyaretin ise dikkatle izleneceği dile getirilmiştir. 25 SANBERK Özdem, SUNGAR Murat, Karadeniz Ekonomik İşbirliği veya Barış Mantığı, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=223192 557

Sonuç Batıdan doğuya 1200 km, kuzeyden güneye ise 600 km lik bir alana yayılmış olan Karadeniz de Soğuk Savaş döneminde var olan müttefiklik anlayışı bu dönem sonrasında yerini çok uluslu ve çok zeminli bir stratejik rekabete bırakmıştır. Ancak Karadeniz Havzası ndaki genel manzara bu şekilde görülse de, yeryüzünün bu bölgesinde aslında yine iki süper gücün güç mücadelesi içerisinde olduğu görülmektedir. Bu bağlamda genel bir değerlendirme yapılacak olursa Karadeniz Havzası: Enerji jeopolitiğinin hem kaynak hem de erişim odağıdır. Çok taraflı mücadelenin sahnesidir. Soğuk Savaş döneminin iki süper gücünün yeniden eskiyi hatırlatırcasına doğrudan karşı karşı geldikleri potansiyel çatışma alanıdır. ABD açısından Avrasya egemenliği hedefinin jeopolitik düğüm noktalarından biridir. Bu anlamda Karadeniz, Avrasya mücadelesinin en önemli sinir uçları arasındadır. 26 Küresel güç aktörlerinden ABD nin ve beraberinde emperyalizminin bir anlamda Güney-Doğu Avrupa ya diğer bir ifade ile Balkanlar a NATO aracılığıyla yerleşmesinden sonra, benzer taktikin ABD tarafından Karadeniz bölgesi için de sergileneceği düşünülmektedir. Bir diğer küresel güç aktörlerinden AB nin ve onun içerisinde yer alan Fransa nın Karadeniz Havzası ndaki çıkarları ve bu havzaya katkıları AB ve ABD ile paralel olarak ilerlemektedir. Son dönem Fransız dış politikası, bilhassa Sarkozy iktidarı döneminde geliştirilen dış politika, güvenlik odaklı olup, barışçıl ve aynı zamanda arabuluculuğa yönelik tarzda ilerlemektedir. Bununla birlikte, her ülke gibi Fransa nın da, çıkarlarını ön planda tutarak hareket ettiği düşünülürse, Karadeniz Bölgesi ne ve Kafkasya ya yönelik geliştirdiği politikaların AB nin genişleme süreciyle ve ABD nin bu bölgeye yerleşme zamanıyla paralel olarak ilerleyeceği söylenebilir. Ayrıca Sarkozy dönemindeki dış politika anlayışının De Gaulle tarzı dış politikanın bir tür devamcısı niteliğinde olduğu hesaba katılınca, ister istemez Fransa nın bölgeye yönelik stratejilerini onun Karadeniz e kıyısı olan ülkelerle kuracağı ilişkiler 26 HACIOĞLU Yaşar, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542-doryahaciho 558

belirleyecektir. Dolayısıyla Fransa, Senegal den Pakistan a kadar uzanan, bildik bir ifadeyle ise Dakar dan Peşaver e kadar olan coğrafya daki egemenliğine ilaveten küreselleşme sürecinin de sağladığı katkıyla yerinde duramayan ve kabına sığmayan bir Fransa olarak dış politika enstrümanlarının yönünü Karadeniz e ve Kafkasya ya doğru çevirecektir. Fransız parlamenterlerinin boğazların uluslar arası bir komisyon tarafından yönetimine ilişkin tasarı hazırlıkları, Montrö Boğazlar Sözleşmesini fesih hakkı bulunan Montrö ye akit devlet sıfatına sahip Romanya nın ABD nin ilgisine mahzar olması, ABD nin Karadeniz e kıyısı olan Balkan ülkelerinde yeni üsler oluşturması küresel ve bölgesel rekabetin Karadeniz e yönelen ilgisinden Türkiye ye yansıyan jeopolitik sorunlara verilebilecek örneklerdir. Karadeniz konusuna NATO nun da müdahil kılınma arzusu, Türkiye açısından bir başka açmazdır. Görünen odur ki, Karadeniz ve Türk Boğazları Avrasya egemenlik arzularının mücadele sahası haline gelecektir. Bir kez daha Türkiye adına gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadadır. 27 KAYNAKÇA Alakbar Raufoğlu, Svetla Dimitrova, Paul Ciocoiu, Karadeniz deki Çok Uluslu Askeri Tatbikat Güvenliği, Setimes, http://www.setimes.com/cocoon/setimes/xhtml/tr/features/setimes/features/2013/07/1 7/feature-04 (Erişim: 27 Ağustos 2013) Ardan Zentürk, Amerika ile Krizin Asıl Nedeni, Star Gazetesi, 28 Şubat 2005. Ferhat Özden, Enerjide Devleşen Ülke Rusya, http://www.turkishrelations.com/rusya-federasyonu/enerjide-devle-en-ulke-rusya (Erişim: 23 Ağustos 2013) Kamer Kasım, Türkiye nin Karadeniz Politikası: Temel Parametreler ve Stratejiler, 27 HACIOĞLU Yaşar, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542-doryahaciho 559

http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/evrqmb4ckuxhvpjtauqf9u6skitpdp.pd f (Erişim: 03 Mart 2013) Mesut Taştekin, Türk-Amerikan İlişkilerinde AB nin Rolü ve Önemi, http://www.habususlu.com/makale36.htm (Erişim: 15 Haziran 2007) Mustafa Can, Amerikan Donanması Karadeniz de, Ufuk Ötesi, Kasım 2008, http://www.ufukotesi.com/yazigoster.asp?yazi_no=20060785 (Erişim: 09 Aralık 2008) Nabucco nun Rakibi Güney Akım a Fransızlar ve Almanlar da Ortak Oluyor, http://enerjienstitusu.com/2011/09/07/nabucconun-rakibi-guney-akim%e2%80%99afransiz-ve-almanlar-da-ortak-oluyor/ (Erişim: 14 Eylül 2011) Nuray Yusuf, Rusya nın Balkanlar Denkleminde Bulgaristan Politikası, http://btk.balgoc.org.tr/yazilar/nyusuf.html (Erişim: 19 Kasım 2011) Özdem Sanberk, Murat Sungar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği veya Barış Mantığı, Radikal, 5 Haziran 2007, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=223192 (Erişim: 15 Haziran 2007) Sinan Oğan, Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması, http://www.turksam.org/tr/a907.html (Erişim: 15 Haziran 2007) Yalçın Sarıkaya, Turuncuya Veda: Ukrayna nın Kritik Seçimi, http://www.karam.org.tr/makaleler/83105678_sarikaya.pdf (Erişim: 15 Ağustos 2010) Yaşar Hacıoğlu, Karadeniz Jeopolitiğinden Türkiye ye Yansıyanlar, http://www.turkpolitika.com/doryasar-hacihoglu-mainmenu-72/16-doryahaciho/542- doryahaciho (Erişim: 15 Mayıs 2012) 560