TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR



Benzer belgeler
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü. Bilgisayar Mühendisliği

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyomedikal Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans Programı Genel Bilgi

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

2023 e DOĞRU TÜRKİYE DE STEM GEREKSİNİMİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Mühendislik Fakülteleri Sanayinin İstediği Mühendis Profilini Karşılıyor mu? Elektrik-Elektronik Sektöründeki Durum Değerlendirmesi

Makine Mühendisliği Bölümü

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Program Eğitim Amaçları

Biyosistem mühendisi bir sistem mühendisidir. Sistem mühendisi, doğa ve

BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ DOKTORA PROGRAM BİLGİLERİ

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ


SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Polimer Mühendisliği Bölümü. Polimer Nedir?

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ

Türkçe'de daha çok yenilik olarak kullanılan, Latince innovatus'tan türetilen, İngilizcede innovation sözcüğü karşılığında inovasyon kelimesi

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Akıllı Mekatronik Sistemler (MECE 404) Ders Detayları

ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI. Sanat ve Tasarım Yüksek Lisans Programı (Tezli)

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI

Mühendislik Fakültesi

TANITIM KATALOĞU 2017

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

Bilgisayar Mühendisliği. Bilgisayar Mühendisliğine Giriş 1

Kalıp ve Avadanlık Tasarımı (MFGE 403) Ders Detayları

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI nın PEYZAJ MİMARLIĞI EĞİTİMİNE BAKIŞI

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

Ders: Açık Mekan Organizasyonu DERSİN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

İŞLETME FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU

İmalat Mühendisliğinde Proje Yönetimi (MFGE 420) Ders Detayları

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU İÇ MEKÂN TASARIMI PROGRAMI

SAĞLIK PERSONELİNDE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİN ÖNEMİ

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Yapay Zeka (MECE 441) Ders Detayları

Makine Mühendisliğine Giriş (ME 102) Ders Detayları

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

MESLEK SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN ÖZELLİKLER FEN VE MÜHENDİSLİK ALANI MESLEKLERİNDEN BAZILARI

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK VE ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİLERİ

ELVANKÖY İMKB MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ BİYOMEDİKAL CİHAZ TEKNOLOJİLERİ ALANI

Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü. Enerjinin Önemi? Enerji Sistemleri Mühendisi Kimdir?

Başkent Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Müzecilik TEZLİ/TEZSİZ Yüksek Lisans Programı

TIP FAKÜLTELERİNDE TEMEL TIP BİLİMLERİNİN YERİ VE AKADEMİK GELECEK PLANLAMASI

Biyomühendislik nedir?

Tedarik Zinciri Yönetimi (LOJ 215) Ders Detayları

Makine Mühendisliği Bölümü

Çukurova Üniversitesi ve Adaso Protokolü Odamız, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine amacıyla, Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık

FEN BĠLGĠSĠ EĞĠTĠMĠNĠN TEMELLERĠ

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

FEN FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ AMACIMIZ

Kimya Mühendisliği Tasarımı I (CEAC 405) Ders Detayları

5Element Eğitim ve Danışmanlık EĞİTİM KATALOĞU

İmalat Mühendisliği ve Ürün Tasarımına Giriş (MFGE 102) Ders Detayları

Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Modern Kütüphanecilik Uygulamaları

Tanıtım Sunumu. Prof.Dr.Hüseyin KARA

TEKNOLOJİ haftalık ders sayısı 1, yıllık toplam 37

MAKİNE MÜHENDİSİ. Bir makine mühendisi üç ana işlevi üstlenir; - Tasarlama - Üretim yönetimlerini geliştirme - Üretimi planlama ve uygulama

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Programı başarıyla tamamlayan öğrencilere GIDA MÜHENDİSLİĞİ YÜKSEK LİSANS DERECESİ verilecektir.

LİSANSA DAYALI DOKTORA. ALES Puan Türü UYRUKLU UYRUKLU UYRUKLU YABANCI YABANCI T.C.

%30 u İngilizcedir. MÜDEK 2/27

Mezuniyet Projesi (CEAC 404) Ders Detayları

Yrd. Doç. Dr. M. Akif NACAR. Arş. Gör. F. Didem ALAY. Arş. Gör. M. Umut SALUR

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

wora.com.tr

İLETİŞİMDE TASARIM TASARIMDA İLETİŞİM KONULU ULUSLARARASI KATILIMLI SEMPOZYUM VE SERGİ GERÇEKLEŞTİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Lojistikte Güncel Konular (LOG425) Ders Detayları

ERDOĞAN YÜKSEL KOSGEB Çanakkale Müdürü

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ BOLOGNA

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

06-14 yaș arasındaki zorunlu eğitim döneminde fen bilgisi eğitimi önemli bir yere sahiptir.

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

DERS PROFİLİ. Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem. Yeni Ürün Geliştirme ve Yenilik Yönetimi MAN

Bilgisayar Destekli Teknik Resim (MECE 104) Ders Detayları

Dünyada üniversite algısı ile Türkiye de ki algı örtüşüyor mu? ABD de 4743 üniversite, 1 öğrenciye 1.7 öğrenci. Uluslararası üniversite konsepti.

ACIBADEM DOĞA KOLEJİ BİLİM OKULU

Dış Ticarete Giriş (LOJ 209) Ders Detayları

Hemşirelik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Genel Bilgi Amaç ve Hedefler Amaç: Hedef: Verilen Derece: Düzeyi Bazı Kabul Koşulları

Tasarım Nedir! Tasarlamak neden önemlidir! Yılmaz ÖZMEN, Dr.

MÜHENDĠSLĠK VE DOĞA BĠLĠMLERĠ FAKÜLTESĠ

Türk Dili II (TURK 102) Ders Detayları

Sınır Eleman Yöntemi (MFGE 508) Ders Detayları

MÜHENDİSLİK EĞİTİMLERİNDE ÖLÇÜMBİLİM VE KALİBRASYON KONULARINDAKİ MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

İç Mimariye Giriş (ICM 121) Ders Detayları

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE ÖĞRENCİNİN YERİ

TİCARİ bilimler fakültesi

Frequency Percent Valid Percent

Transkript:

www.teknolojikarastirmalar.com Tekstil Teknolojileri Elektronik Dergisi 2007 (2) 39-45 TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR (Teknik Not) Ayşe İŞBİLEN Gazi Üniversitesi, Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi, ANKARA ÖZET Mühendislik, terim, sınıf, eylem-işlev olarak geniş bir çerçeveye sahiptir. Başlangıçta doğa bilimleri bilgisinin uygulaması olarak anlaşılan mühendislik, On dokuzuncu yüzyıl boyunca bilimsel bir disiplin yapısı kazanmış; süreç, teknolojik gelişmelerle aletler-makineler-sistemler ve günümüzde de otomatik olarak, yapay zeka aracılığı ile kontrol edilebilen sistemler vb. yönünde gelişmiştir/mektedir. Ancak bu gelişmişlik 2000 li yıllarda özellikle Türkiye de mühendislik eğitimi süreçlerine yansıtılamamıştır. Oysa 2000 li yılların küreselleşmiş dünyasında eskisinden de güçlü bağlarla yaşamın her alanı ile ilişki içinde olunması gerekliliği; pazardaki yarışabilirlik, kalite üstünlüğü, buluş ve yenilik, yaşam boyu öğrenen insan olma vb. gibi pek çok yeni olguyla vurgulanmaktadır. Bu durum mühendislik eğitimi, uygulamaları ve hatta meslek ahlakı bakımından yeni düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Tasarım, mühendisliğin problem çözümünde kullanılan buluş/yenilik ve teknoloji yaratma kapasitesinin geliştirilmesinde temel girdilerden biri olmakla birlikte uzun süredir mühendislik eğitiminden dışlanmış durumdadır. Bu durumun terk edilip başlangıç aşamasında her tür mühendisliği kucaklayacak şekilde kurgulanacak, tasarım disiplinine dayalı yeni mühendislik eğitimi modelleri geliştirilmesinde yarar vardır. Anahtar Kelimeler: Tasarım, Mühendislik Eğitimi, Küreselleşme. 1.GİRİŞ Bir kavramın anlamı, tarih boyunca izlediği yolda ortaya çıkar. Nasıl ki bir ırmak, doğduğu kaynak ile döküldüğü deniz arasında akan bütünün kendisi ise, bir kavram da, tarih boyunca kazandığı anlamlar bütünü olarak ortaya çıkar. Bu bağlamda inceleyecek olursak; Mühendis sözcüğünün İngilizce karşılığı olan engineer sözcüğü to engine fiil kökünden; Engine ve ingenious sözlükleri de yaratmak (to create) anlamına gelen latince ingenerate kökünden türetilmişlerdir. Eski İngilizcede engine fiili icat etmek anlamına geliyordu. Engine kavramı Latince kökünden gelen yaratmak, İngilizcide kazandığı icat etmek anlamlarını birlikte içermektedir. Dolayısıyla eski mühendisler, engineers, yeni şeyler icat etmiş yaratıcı kişilerdir. İngilizce engine sözcüğü isim olarak; motor, makina veya lokomotif anlamına gelir. İngilizce konuşan ülkelerde mühendisin (engineer) yaratıcı olması yetmez, aynı zamanda trenleri kullanması, elektrik santrallerini çalıştırması ve uçakları uçurması da gerekir şeklinde anlaşılmıştır. Türkçe de kullandığımız mühendis terimi ise; başlangıçta çizmek ve zamanla ölçü almak anlamına gelen, Farsça, Andaâhten veya Andazidan fiil kökünden gelmektedir. Büyüklük, ölçü anlamına gelen ve geometri yerine de kullanılmış olan Andaze ismi de bu fiil kökünden gelmektedir. Araplar Andaze nin başına h harfi getirerek hendese sözcüğünü yapmışlar, Hendese sözcüğünden de mühendis sözcüğünü türetmişlerdir. Araplar geometri ilmi ile uğraşanlara da el-mühendis adını vermişledir [1].

Teknolojik Araştırmalar: TTED 2007 (2) 39-45 Üniversitelerimizin hemen hepsindeki mühendislik eğitimi, çok küçük farklılıklarla, benzerdir ve öğretim elemanı merkezli bir yöntem sürdürülmektedir. Eğitim sistemi esas olarak skolastik öğretime dayanmaktadır. Skolastik öğretimde öğrenci, öğretim elemanının otoritesine kayıtsız şartsız boyun eğmelidir. Kitabın yazdığı ve öğretim elemanının söylediğinin tek ve biricik gerçek olduğu anlayışıyla yetişen öğrenciye tartışma olanağı verilmemektedir. Eğitimin biçimi öğrenciyi ezberciliğe, yargıları irdelemeden kabule, düşünmeden eyleme geçmeye yöneltmektedir. Bu yöntem yaratıcı olmak adına hiçbir nitelik barındırmayan otoriter bir yöntemdir. Dört yıllık lisans eğitimi sonucunda mühendis olan öğrenciler eğitim sürecinin büyük çoğunluğunda pasif durumdadır. Öğretim elemanı dersini anlatmakta öğrencilerde bunu öğrenmeye çalışmaktadır. Öğrencilerin öğrenme seviyelerinin kontrolü ise yapılan sınavlarla değerlendirilmektedir. Dersini iyi çalışan-ezberleyen öğrenciler bu sınavlarda başarılı olmakta aksi taktirde dersi tekrar almakta yada sınavlara yeniden girmektedirler. Bu durum öğrencinin geçer not almasına kadar sürmektedir. Eğer öğrenci bunu belli bire süre içerisinde başaramazsa ilişiği kesilmektedir. İlişiği kesilen bu öğrencilere değişik zaman aralıklarında af yasaları çıkarılmakta ve nihayet mezun olmaktadırlar. Öğrencinin katılımcı ve aktif olarak yer alacağı laboratuar deneyleri yada proje hazırlamaları oldukça kısıtlı kalmakta, Lisans eğitimi sonucunda mühendis diploması alarak mezun olan genç bir mühendis pratikte karşılaştığı ilk mühendislik uygulamasında genellikle kendisinin çok yetersiz olduğunu hissetmekte ve büyük sorunlar yaşamaktadır. Çoğunlukla bu sorunları çözmek için başkalarından yardım istemeyi kendisine yakıştıramamakta, ve böylece bazı sorunlara bilinçsiz çözümler önermekten de kendini alıkoyamamaktadır [2]. Özetle; 1990 yılından sonra dünyanın hem sosyo-politik ve ekonomik yapısının hızlı bir değişim trendine girmesi hem de teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmeler 21. yy.ın mühendislerinin yetiştirilmesinde önemli değişimleri gerekli kılmaktadır. Geleceğin mühendislerinin yetiştirilmesinde 20. yüzyılın mühendislik eğitimi yaklaşımıyla başarılı olunup olunamayacağı pek çok bilimsel toplantı ve yayınlarda tartışılmış/maktadır. Ortaya atılan pek çok görüş vardır ama hepsinin dikkat çektiği ortak görüş başta küreselleşme olmak üzere, enformasyon teknolojileri ile tasarım bilimlerindeki yükselişin ve disiplinlerarası çalışmaların yaygınlaşmasıyla mühendislik öğretiminde yeni bir vizyon oluşturmak gerektiğidir. 2. 2000 LERDE MÜHENDİSLİK VE EĞİTİM POLİTİKALARI Ülkemizde uygulanan ekonomik programın temel felsefesini, dünyada yaşanan gelişmelerden bağımsız olarak değerlendirmek olanaklı değildir. Türkiye, 1980'li yıllardan itibaren uluslararası sermayenin istemlerine uygun olarak enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar hemen hemen tüm alanlarda yapısal bir değişim programına tabi tutulmaktadır. Kısacası; Neo-liberal küreselleşme ideolojisi, toplumsal ve kamusal alanları yeniden tanımlayarak bu alanları bireysel yarar ve piyasa süreçlerine bağlı kılmakta, toplumsal ilişkilerin tümüne bağlı olarak eğitim alanını da belirlemektedir. Ülkelerin eğitim politikaları, bilim, teknoloji ve sanayi politikalarından ayrı düşünülemez. Türkiye'deki eğitim ve mühendislik eğitimi, toplum çıkarlarına göre değil, uluslararası iş bölümünün bir sonucu olarak şekillenmiştir. Gelişmiş ülkeler ulusal çıkarları doğrultusunda ulusal yenilenme politikalarını hayata geçirebilmek için AR-GE çalışmalarına, bilim, teknoloji ve eğitim altyapılarına bütçelerinden ayırdıkları kaynakları her geçen gün artırmaktadırlar. Oysa bu süreç ülkemizde gelişmiş ülkelerdekinin aksine işlemekte; Eğitim alanında dayatılanlar, şirketleşen üniversite anlayışının gelişmesine neden olmakta, üniversite yapısındaki değişim, "şirket" ve "müşteri odaklı" bir tarza yönelmekte ve "müfredat" buna uygun biçimde yapılandırılmaktadır. Özetle; Küresel kapitalist dünyaya entegrasyon çalışmalarının hızla yürütüldüğü günümüzde, eğitim ve öğretim hizmetleri piyasa ve sermayenin hizmetine sunulmakta, eğitim metalaştırılmaktadır [3]. Bilimsel araştırmalara yeterli kaynak ayrılmayarak, bilimsel gelişmelerin önüne geçilmekte, sanayi ile ilişkiler toplumun ihtiyaçlarına göre değil, sadece sermayenin ihtiyaçlarına göre yapılanmakta; bilim, piyasa ekonomisinin belirlediği amaca yönelik kullanılmaktadır. Dolayısıyla sanayici AR-GE 40

İşbilen, A. Teknolojik Araştırmalar : TTED 2007 (2) 39-45 faaliyetlerine yatırım yapmamakta, ihtiyaç duyduğunda üniversitelerin projelerini satın almaya çalışmaktadır. Eğitim, istihdam ve üretim ilişkilerinin planlı bir şekilde ele alınmamasından dolayı lisans eğitiminde edinilen bilgilerin önemli bir bölümü çalışma hayatında pratik karşılığını bulamamaktadır. Bu durum mesleğe karşı yabancılaşmanın yanı sıra mesleki körelmeye de neden olmaktadır. Mühendislik alanındaki eğitimde gerek açılan okullar gerek artırılan kontenjanlar açısından planlama anlayışının olmaması özellikle belirli bölümlerden mezun mühendislerin istihdam sorununu artırdığı gibi bu kitlenin mesleki kimliklerinde de erozyon yaratmaktadır. Üretim süreçlerinde ortaya çıkan değişim, mühendisleri yeniden biçimlendirmekte, mesleki formasyonlarını değiştirmekte, istihdamı daraltmaktadır. İşsizliğin artması ücret politikalarını olumsuz yönde etkilemekte ve mühendislerin emeği ile orantılı ücret almalarını engellemektedir [3]. Mühendisliğin problemlerinin ayrıntılı özellikleri ve bunları çözmeye yönelik yaklaşımlar ve yöntemler uygarlık süreçleri içinde neredeyse hiç değişmemesine karşın, problemin çapı, büyüklüğü ve içeriği değişmiştir. Çünkü pek çok mühendislik alanı biçimlenmiş ve her birinin problem alanı daha özel ve özgün alanları kapsar, ya da ele alır duruma gelmiştir. Mühendislik mesleğinin geleceği adına yapılan ciddi çalışmalardan belki de en önemlilerinden biri Ulusal Mühendislik Akademisi (NAE) tarafından 2004 ve 2005 yılında düzenlenen 2020'ye doğru geleceğin mühendisliği ve mühendislik vizyonu konusu üzerine yapılan Ulusal Eğitim Zirveleridir. Dünyanın önde gelen mühendislik okullarından rektör, dekan, yönetici ve bilim adamlarının toplanarak hazırlandıkları bu etkinlik sonucu oluşturulan raporda; Avustralya da ülkenin en iyi mühendislik hocası seçilen Dekan Brendon Parker görüşlerini şu şekilde dile getirmektedir; Mevcut lisans programları genellikle mühendisliğin daha çok analitik yönüne odaklanmış durumdadır. Mühendislik mesleğinin oldukça geniş yelpazede çalışma olanaklarını değerlendirebilecek kapasitede mezunlar yetiştirebilmesi için programın daha ilk yıllarından itibaren mühendisliğin yaratıcı (creative) yönü üzerine daha fazla eğilmek gerekmektedir. Elit öğrenci potansiyelinin önemli bir bölümü mühendislik okullarına yönelmektedir. Bu öğrencilerin meslek heyecanını canlı tutmak ve öğrendiklerinin önemini idrak etmelerini sağlamak için mutlaka bir şekilde kurumda yürütülmekte olan araştırma çalışmalarına katılmalarını sağlamak gerekmektedir. Hatta mümkünse üniversitenin önde gelen araştırma projelerinde bazı öğrencilerin görev almalarını sağlamalıdır. Yoğun ders yükü yüzünden gerek öğretim elemanlarının gerekse yardımcı personelin çalışma temposunda büyük artış olmuştur. Ders sayısı ve içeriklerinin azaltılması yanında yeni öğretim ve öğrenim tekniklerinin etkin olarak kullanılmalıdır. Bunun için geliştirilmiş meslek-içi seminer, program ve planlama şarttır. Tüm mühendislik fakültesi çalışanlarının en temel amacı mühendislik mesleğinin saygınlığının korunması ve yükseltilmesi olmalıdır. Yazıda üzerinde durulan mühendisliğin yaratıcı yönü, öğrencilerin de bir şekilde araştırmalara katılımı, disiplinlerarası yeni öğretim ve öğrenme teknikleri ile meslek saygınlığının korunması ülkemiz için de aynen geçerli olan hususlardır [4]. 3. TASARIM VE MÜHENDİSLİK Mühendislik, tasarım ve konstruksiyon u konu alan bir uygulama bilimi (science of application) ve matematiğidir. Mühendisin temel işlevi, tasarım (design) ve konstruksiyon dur. Tasarım, bir ürün, üretim yöntemi ya da sistem ortaya koymaya yönelik zihinsel süreci; daha açık bir deyişle, bir şeyin biçimini zihinde oluşturma, bir şey için zihinde bir biçim yaratma ve sonra da bunu plâna, çizime, hesaba dökme eylemini ifade eder. Konstruksiyon ise, bir şeyi yapma/ inşa etme prosesi, san atı/hüneri ya da tarzı [the process, art, or manner of constructing something]; bir şeyin anlamını açıklama, yorumlama ya da izah etme/açıklığa kavuşturma eylemi ya da bu eylemin sonucu olan yorum ya da açıklama [the act or result of construing, interpreting, or explaining] anlamına gelir [5]. Tarihsel süreçler içinden bakıldığında mühendisliğin, bugünkü kadar uzmanlaşmış alanlara sıkışıp kalmadığı dönemlerde daha buluşçu ve yenilikçi olduğu görülmektedir. Bu dönemler analiz edildiğinde teknik insanın aynı zamanda hem mimar-mühendis-plancı olduğu, hem imalat yaptığı, hem de çeşitli alanlarda yeni yöntemler ve süreçler yarattığı görülür. Mühendisliği mühendislik yapan da aslında buluşçuluğu ve yaratıcılığıdır. MÖ. 3000 de ağırlıkları 2.5 ile 30 ton arasında değişen taşlarla yüksekliği 41

Teknolojik Araştırmalar: TTED 2007 (2) 39-45 152 metreye ulaşan kral mezarları inşa eden Mısır uygarlığı buna güzel bir örnektir. Çoğu yapı mimarlık, mühendislik ve şehircilik eylemlerinin-işlerinin görkemli birlikteliğini sergiler. Sümer ve Mezopotamya uygarlıklarının başkenti Babil deki asma bahçeleride yalnızca kraliçe Semiramis e duyulan muazzam sevginin sembolü değil; mimarlık, şehircilik, inşaat mühendisliği, fizik ve makine mühendisliği gibi alanların onurlu bir buluşudur. Karanlık dönem olarak adlandırılan Orta çağ, ya da Gotik dönem gibi sonraki uygarlık dönemlerince un/gıda, dokuma/giyim, madencilik vb önemli buluşlar gerçekleştirilerek, sanayi kollarının gelişmesi sağlanmış, zamanın ve emek verimliliğinin ölçülmesi için yaratılan saatler ve sarkaçlar gibi buluşlar da olağanüstü kabul edilmiştir -18., 19. yy.larda gerçekleşen ve tüm dünyayı etkileyen, dönüştüren sanayi devriminin öncesindeki temel adımlar olarak görülerek-. Bunların yaratıcıları tek bir alanla uğraşan mimar, mühendis, ya da şehirci olarak kolaylıkla ayırt edilemez. Ancak buluşların ve yeniliklerin ortaya çıkmasındaki temel etken tasarımcılık gücü ve yaratıcılığı olarak kendini ortaya koyar. O halde mühendisliğin ve mühendislerin 2000 li yıllarda bir sınıra, ya da eşiğe gelmelerinin temel nedenlerinden biri, mühendislik eğitimi içinde tasarım programlarının yokluğunda, ya da yeterli olmayışında yatıyor olabilir. Gerçekten de uygarlığın gelişmesi sürecinin başından itibaren insanlığın gelişmesine ivme katan buluşlar ve yenilikler ister mimarlık, şehircilik, isterse herhangi bir mühendislik olsun sınırlayıcı çerçevelerden soyutlandığında ortada tasarım kalır. 2000 li yıllar küreselleşmiş dünyanın bilimsel bilgi-teknoloji üretimine ve ticaretine yoğun bir önem yüklediği yıllardır. Yeni ürün/süreç/işlem yaratmak, var olanların geliştirilmesi ve bu doğrultuda neredeyse tüm halk kesimlerinin şu ya da bu şekilde seferber edilmeye çalışıldığı bir dönemdir. Bunun nedenini küreselleşmiş pazarlarda yarışabilirlik gücünün ucuz emeğe ve maliyete dayalı kitlesel aynılıklar ve tek tip olarak üretilmiş ürün yerine, yüksek kaliteli, bireye özel, talep yaratabilen yeni ürün/bilgi/teknoloji ve bir üretim sürecinde üretilen ürünün çeşitlendirilmesiyle ürün geliştirmeye dayalı hale gelmesinde bulmak olanaklıdır. Bu durumda her türlü mühendislik dalı yeni ürün/süreç/işlem geliştirmek, buluşçu tutumu temel ilke edinmek ve bunu mekanda yaymak gibi sorumluluklarla karşı karşıyadır. Diğer yandan savaşlar, çatışmalar, artan yoksulluk, açlık, barınaksızlık, işsizlik, hastalıklar, doğal afetler bu sorumlulukları fazlasıyla derinleştirip, farklı yönlere götürmektedir. Bunların üstesinden gelebilmek için mühendisliğin tekil ve özel alanlardan sıyrılması, mühendisliği tasarımla ve bağlı olarak içerilmemiş-içerilmiş, diğer deyişle donanım ve organizasyon teknolojileri yaratma ile birleştirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda mühendislikte tasarım nedir sorusunun yanıtlanması ve irdelenmesi yerinde olacaktır; En genel çizgileriyle tasarlamak-tasarım; gereksinim duyulan bir şeyin, ya da var olup da yeni kullanımları aranan bir ürünün zihinde kurgulanması ve projelendirilmesi demektir. Nesneleri, şeyleri ve bunların üretimlerini, insanların yararlanması-refahı amacıyla kurgulamak, düzenlemek ve planlamak için harcanan bilinçli bir çabadır. Var olan, ya da olmayan herhangi bir şeyin biçimini, işlemesini zihinde canlandırıp taslağını, modelini ve projesini hazırlama işidir. Kısaca gereksinim duyulan şeyin üretilmesi yolunda düşüncede kurgulanması, belirli bir sunum düzlemi üzerine aktarılarak projelendirilmesi ve uygulamaya konmasıdır. Bu haliyle çoğul düzlemli analizleri ve sentezleri içeren, kurgulama sürecinden itibaren çeşitli araştırmaları, irdelemeleri ve ayıklamayı gerektiren bir süreç ve aynı zamanda çok yönlü işlemler bütünüdür. Her sürecinde, yaratıcılığı zorunlu kılar. Tasarımcı kendinden başka hiçbir şeyde ve yerde olmayanı kattığında yaratıcılık yaşama geçmiş olur [6]. Tasarım sadece hayallerden oluşan bir yaratı değil, mühendislik disiplinleri, algı psikolojisi, antropoloji, sosyal psikoloji, antropoloji, antropometri, tarih özellikle sanat ve teknoloji tarihi- güzel sanatlar, ergonomi vb.nden yararlanabilen çok yönlü bir disiplindir. Üç adet temel objesi vardır, diğer deyişle üç alanda etkinlik gösterir. Birincisi ortam-mekanı tasarlar. İkincisi şeyleri, ürünleri, nesneleri tasarlar ve sonuncusu olarak servis adı altında toplanabilecek süreçleri tasarlar. Böylesine geniş bir etkinlik alanına sahip oluşu tasarımın matematik ve fen, sosyal ve estetik/insanlık bilim alanlarının tümünden destek, veri ve yöntem almasını gerektirir. Bu kapsamı dikkate alındığında pek çok alanla olduğu gibi, mühendislikle de sıkı bağlantı içinde olduğu, bu bağın kopması durumunda mühendisliğin yalnızca hesap kitap işine dayalı süreçlere ve işlere sıkışıp kalacağı açıkça söylenebilir. Tasarım gücünün yüksekliği tasarımcının tüm bilim alanlarıyla-alt çerçeveleriyle ve uygulamalarıyla yoğun bir bilgi alış verişi içinde olmasına bağlıdır. Bilim alanlarındaki her gelişme-yenilik tasarımın 42

İşbilen, A. Teknolojik Araştırmalar : TTED 2007 (2) 39-45 yaratıcılık kapasitesini yükseltir. Bunlardan haberdar olabilmek, bunları kendi ilgi alanına uyarlayabilmek tasarımcıya yeni ufuklar açar. Örneklenecek olursa; Ortaçağın mühendisleri el yordamıyla perspektif çizim kullanarak buluşlarını ve tasarımlarını ortaya koyarken, Rönesans döneminde Brunelleschi nin perspektifi kurallı hale getirerek derleyip toplaması, Leonardo da Vinci gibi pek çok mühendis mimarsanatçı kişiye yeni tasarım olanakları sunmuştur. Bilgisayar destekli çizim ve sunum bu olanakları çok daha güçlü hale getirmiştir. 2000 li yıllarda, küreselleşmiş dünyanın düşünce sistemine de uygun olan bulanık mantık matematiğin sınırlarını aşıp hemen hemen her mühendislik alanını, yeni ufuklara ve uygulama alanlarına yönelmeye zorlar duruma gelmiştir. Şüphesiz tasarımın kendisi de bir bilimsel alan olarak belirli tarihi bir evrim yaşamış, zaman içinde önemini yitirdiği ve yeniden kazandığı da olmuştur. Evrimini ve yaşadığı değişiklikleri tasarım araştırmaları ve tasarımı bilim dalı haline getirme çabalarında bulmak olanaklıdır. Bu çalışmalar ve ilgili uygulamalar içinden diğer faktörlerle de etkileşerek paradigma değişiklikleri yaşamış, daha önemlisi bilimsel bir etkinlik olarak ortaya çıktığı 1800 lü yılların sonundan 2000 li yıllara kadar yöntemlerinde önemli gelişmeler olmuştur. Tasarım üzerindeki araştırma çalışmalarının çoğu genel olarak moda, mimarlık ve endüstriyel ürün tasarımı alanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Mühendislik alanında son derece sınırlı çalışma vardır. Oysaki tasarımın kazandırdığı yaratıcılık becerisi ve kapasitesi ile bunlarla bağlantılı olarak buluş ve yenilik, teknoloji ve işlem/süreç geliştirme becerisi dikkate alındığında tasarım yöntemlerinin ve tasarım biliminin üzerinde çalışmak ve onları geliştirmeye çabalamak tüm mühendislik alanlarının da ortak sorumluluğu kapsamında görülebilir. Temelde iki alan arasında birbirini gelişmeye yönlendiren etkileşimin olduğunu söylemek daha doğrudur. Tasarımın yalnızca tasarımcının yeteneklerini merkez alarak gerçekleştirilmesinin olanaklı olmadığını vurgulayan pek çok yenilik ve değişme, tasarımın teknolojik gelişmeler, bilimsel bilgideki artışlar ve üretim sürecindeki yeni gereklilikler yeni tasarım yöntemleri geliştirmeyi de zorunlu kılar. İlk tasarım yöntemleri sistematik tasarlama yöntemleridir ve Sistem kuramına dayalı olarak biçimlenmiştir. Bunu kritik yörünge ve örüntü dili yaklaşımları izlemiş, ardından yapayın bilimi olarak tasarımın insan elinden çıkmış her şeyle ilgili olduğu Yapay zeka ortaya konmuştur. Bundan sonraki yaklaşımlar da; tasarım sürecinin katılımcı olması, kullanıcının tasarım sürecine ve kararlarına katılması gereğini vurgular yöndedir[6]. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Türkiye de tasarım daha çok sanayi dışı alanlarda gerçekleşmiş, tasarımcılar akademik alanlarda veya sanat ortamlarında üretmiş, sanayiye mesafeli kalmışlardır. Sanayici de gerek tasarım kültürünün -ve bazen de sermayesinin- zayıf olmasından, gerekse tasarımın getireceği farklılık-üstünlüğü bilmemesinden dolayı gerçek anlamda tasarım kavramına uzak durmuştur. Bilim ve teknolojideki değişim, özellikle de, Enformasyon ve Telekomünikasyon Teknolojileri, Malzeme Bilim ve Teknolojileri, Moleküler Biyoloji, Biyoteknoloji ve Gen Mühendisliği ndeki gelişmeler, mühendislik mesleğinde dramatik değişikliklere yol açmıştır/maktadır. Örneğin, bugün, birçok üründe yer alan bilgi teknolojisi, mühendislik tasarımı ve konstruksiyonunda büyük değişikliklere yol açmaktadır. Malzeme teknolojilerindeki ya da biyoteknolojideki ilerlemeler de pek çok mühendislik kavramını kökten değiştirmektedir. Biyomedikal malzemeler ya da akıllı (smart) malzemelerin yarattığı-yaratabileceği değişimi hayal etmek mümkündür. Ayrıca, mühendislik konusu olan malzeme, ürün, sistem ve süreçlerin doğası da değişmektedir. Düne kadar farklı mühendislik disiplinlerinin konusu sayılan pek çok proses neredeyse bütün mühendislik dallarının konusu haline gelmiş; teknolojiler arası füzyon farklı mühendislik disiplinlerini birbirine yaklaştırmıştır. Örneğin, bugün bir makina mühendisi, elektroniği mekanik kadar iyi bilmek -mekatronik- zorundadır. Yakın bir gelecekte makina mühendislerinden biyolojik prosesleri ve bu arada yeni biyoteknolojiyi ve gen mühendisliğini de iyi öğrenmeleri beklenebilecektir. Bütün bu gelişmeler, mühendislik açısından, tasarım ve konstruksiyonun boyut değiştirmesi; mühendislik uzayının, mühendislik işlevlerinin yerine getirildiği ortam ve bu işlevler yerine getirilirken yararlanılan araçların değişmesi demektir. T cetveli ve hesap makinası ile 43

Teknolojik Araştırmalar: TTED 2007 (2) 39-45 karakterize edilebilecek olan, kırk yıl öncenin tasarım ortamıyla günümüzün bilgisayar destekli tasarım ortamı (CAD) arasındaki fark dramatik boyutlardadır. Enformatik alanındaki yeni arayışlar, özellikle de bilgisayar ve ağ teknolojilerindeki yeni araştırmalar sonucu ortaya çıkması beklenen teknik olanaklar, yarının tasarım ortamını, çok daha farklı bir boyuta taşımayı mümkün kılacaktır. Farklı coğrafyalardaki mühendislerin elektronik ortamda, eşzamanlı olarak birlikte ürün geliştirmeleri, bu farklı boyutun, bugün tanık olduğumuz adımlarından sadece biridir. Teknolojinin üretim sürecinde kazandığı önem uluslararası ve firmalar arası rekabetin şartlarını da değiştirmiş, mühendislerin önüne yeni misyonlar, yeni iddia alanları çıkarmaya başlamıştır. Ucuz emek, rekabet üstünlüğü yarışında belirleyici olma rolünü kaybetmiş; tasarım ve teknolojide yetkinlik-yenilik öne geçmiştir. Şirketler sektörlerinde eşit fiyat ve eşit işlev ile yarışıyorlarsa, fark yaratan tek şey tasarımdır ve teknolojik-tasarımsal inovasyon, ekonomik büyümenin motoru olarak görülmektedir. Teknolojideki gelişmelerin yol açtığı değişimi, mühendislik becerisinin ortaya konmasında, imkanların artması olarak değerlendirmek olanaklıdır ancak, bunun yanında kısıtlar da artmaktadır. Örneğin, toplum yaşamında-varlığında, insanın yaşam tarzında, düşünce tarzı ya da değer yargılarında vb. büyük değişiklikler olmaktadır ve bu değişiklikler mühendisin karşısına, tasarım ya da konstruksiyon sırasında mutlaka dikkate alması gereken kısıtlar olarak çıkmaktadır. Ekolojik etkiler, Sürdürülebilirlik, sürdürülebilir çevre, Yenilenebilirlik, Yeniden Üretilebilirlik ve Ergonomi vb. mühendisin önündeki yeni kısıtlardır. Mühendis bu kısıtların getirdiği sorunları çözebilmek için, sistemik bakış açısına sahip olmak; katıldığı üretim ya da yenilik üretme sürecinin yaratacağı ekonomik etkiler kadar toplumsal ve çevresel etkilerini de hesaba katmak zorundadır. Bununla beraber Mühendislik eğitiminin de yukarıda sıralanan süreçlerin gereğine uygun mühendisler yetiştirilebilmesi için aşağıda önerilen ve bazı maddeleri 2005 TMMOB Mühendislik Eğitimi Sempozyumu Sonuç Bildirisi nden alınan konular dikkate alınarak, her tür mühendisliği kucaklayacak şekilde kurgulanacak tasarım programına dayalı yeni mühendislik eğitimi modelleri geliştirilmesinde yarar görülmektedir; Mevcut politika ve uygulamaların yerine; planlamacı bir anlayışla, toplumsal gereksinimleri, üretimi, istihdamı ve yaşam boyu eğitimi, ülkenin bilim ve teknoloji yeterliliğinin güçlendirilmesini temel alan ulusal eğitim politikaları yaşama geçirilmelidir. Küreselleşme ve sermaye isteklerine göre üniversitelerin yapılandırılması uygulamalarından vazgeçilmelidir. Üniversiteler bilimsel bilgiyi üretme mekanları olmalıdır. Belletme ve ezbercilik yerine öğrenmek, verileri kabul etmek yerine araştırma yeteneğini geliştirmek; teknik eğitim yanında sosyal ve kültürel eğitimleri de tamamlamak; eğitimde sorgulayan, düşünen, dayanışma duygusuna sahip, bilimsel kriterleri önemseyen, aydınlanmış öğrencilerin yetişmesi, en temel amaç olmalıdır. Uygulama, mühendislik eğitiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Teorik bilgiler laboratuar uygulamaları ile desteklenmelidir. Bilimi teknolojiye, teknolojiyi uygulamaya dönüştüren mühendislerin daha donanımlı ve birikimli olarak yetişeceği ve mezuniyet sonrası bilgilerini yenileyebilecekleri, geliştirebilecekleri eğitim olanakları, üretim ve çalışma ortamları sağlanmalıdır. Çok sayıda niteliksiz mühendis yetiştirmek ve yine çok sayıda donanımsız üniversite ve bölüm açmak yerine, ülkenin gereksinim duyduğu elemanları yetiştirmeli; yine gereksinim doğrultusunda yeterli 44

İşbilen, A. Teknolojik Araştırmalar : TTED 2007 (2) 39-45 eğitim kadrosu ve kütüphane, derslik, laboratuar, yurt vb. alt yapısı tamamlanmış kuruluşlar oluşturulmalı; şimdiye kadar açılmış bulunan üniversitelerin eğitim düzeyi artırılmalı, kalite eşitsizliği ortadan kaldırılmalı, oluşturulacak kalite standartları doğrultusunda denetimler yapılmalıdır [3]. Müfredat öğrencinin ilgi ve gelecekteki kariyer planlarına uygun olarak yeterince esnek olmalıdır. Çünkü öğretilen teknolojik bilgilerin yarı-ömürleri hızla kısalmaktadır. Lisans derecesi öğrenim hayatının sonu değil aksine başlangıcı olmalıdır -yani yaşam boyu öğrenimin başlangıcı- [4]. Öğrencilerin öğrenmeyi öğrendikleri Öğrenci merkezli aktif mühendislik eğitimi uygulamalarına geçildiğinde öğrencilerin ve öğretim elemanlarının yapacağı işler alışılagelmiş öğretim elemanı merkezli eğitimden oldukça farklı olacaktır. Bu tür eğitimde öğrenci; 1. Öğreneceği bilgileri öğretim elemanı istiyor diye değil, ihtiyaç duyduğu için öğrenecektir ve bu şekilde öğrenilen bilgiler kalıcı olacaktır, 2. Sormazsa öğrenemeyeceğini fark edecektir, 3. Grup çalışması içinde olacak ve grubundaki diğer bireylerin başarısı kendisine, kendi başarısı da diğerlerine etki edecektir, 4. Gerçek proje hazırlamaya karşı daha hazır halde olacaktır. Öğretim elemanı ise; 1. Karşısında pasif dinleyici kitlesi yerine aktif ve öğrenmek isteyen bir kitle bulacak, 2. Uzmanlık alanındaki bilgilerini sürekli olarak güncellemek durumunda kalacak, 3. Değişen yasa, standart ve yönetmeliklerden haberdar olacak, 4. Öğrencilere kendi bildikleri yanında öğrencilerin bilmek istedikleri bilgileri de vermek durumunda kalacaktır, 5. Bazen de öğrencilerden bilgiler edinebilecektir [2]. KAYNAKLAR 1. Günay, D. Mühendislik Teknoloji ve Tarih, s.1, http://www.durmusgunay.com 2. Aytekin, M., Mühendislik Eğitiminden Beklenenler, II. Ulusal Mühendislik Kongresi, 11-13 Mayıs 2006, s.121-127. ZONGULDAK 3. Soğancı, M., TMMOB Mühendislik Eğitimi Sempozyumu, 18-19 Kasım 2005, s. 4-7., Ankara 4. Uçar, T., Mühendislik Eğitiminde Yeni Eğilimler ve Biyosistem Mühendisliği sh 11-16. http://www.geocities.com/ucar1/tucar_mmo_11-2005 5. Göker, A., Bilim ve Teknolojide Değişim, Değişen Mühendislik Profili, Geleceğin Mühendisi, BİLKENT Üniversitesi ndeki Seminere (8 Kasım 2000) Ait Notlar, sh 1. 6. Özgen, L., Ütopya ve Tasarım, ISBN: 9756083018, Ürün Yayınları, 2005, Ankara. sh 6. 45