Klinik Geliflim 17 (2) - (110-115) 2004 Yafll da Acil Cerrahi Sorunlara Yaklafl m Cemalettin Ertekin 1, Hakan Güven 2 1.Ü. stanbul T p Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dal, Acil Cerrahi ve Travma Servisi 2 Ondokuz May s Üniversitesi T p Fakültesi, Acil T p Anabilim Dal Özet Nüfusumuzun de iflen yafl özellikleri göz önünde bulundurularak, gelece e yönelik sa l k hedeflerimizin ve ihtiyaçlar m z n belirlenmesinde yafll sa l na gereken önem verilmelidir. Ülkemizde son y llarda, yaflam süresindeki art flla birlikte ileri yafllarda yap lan cerrahi operasyonlar n s kl nda bir art fl gözlenmekte ve buna paralel olarak cerrahiye ba l morbidite ve mortalite de artmaktad r. Bu nedenle yafll hastaya yaklafl m, di er hastalara olan yaklafl mlardan farkl olmal d r. Bu yaz da, yafll hastalar n acil cerrahi sorunlar ve özellikleri irdelenecektir. Anahtar kelimeler: Acil, cerrahi sorunlar, yafll l k Abstract Emergency Surgical Problems in the Elderly Considering the varying aging characteristics of our population, the medical care for the elderly people becomes very important while designating the health-related targets and the necessities towards the future. Recently, in our country, with the increase in life expectancy, surgical operations done in elderly population increase and operation related morbidity and mortalite also increase paralelly. Thus the approach in treating elderly patients should be different from other patients. This article reviews the unique properties of emergency surgical problems in elderly patients. Keywords: Emergency, surgical problems, elderly Dünya toplumlar nüfuslar n n yafl da l m özelliklerine göre s n fland r ld klar nda, 65 yafl n üstündeki vatandafllar n n oran %4 ten az ise bu ülkeler genç toplumlar olarak kabul edilirler. Ülkemiz genç bir nüfusa sahip olmas na ra men son y llarda yafll nüfusu giderek artmaktad r. 1990 y l nda toplam nüfusun %4,5 i 65 yafl üzerinde iken, 1998 y l nda toplam nüfusun %5,9 u 65 yafl üzerinde idi. 2025 y l nda ise toplam nüfusun %9 unun 65 yafl üstü olmas beklenmektedir. Di er bir deyiflle her 10 kifliden l inin 65 yafl n üstünde olaca düflünülmektedir (1). Bu da önümüzdeki y llarda, di er yafl grubundaki hastalara göre baz farkl l klar gösteren yafll hastalar ile daha s k karfl laflaca m z anlam na gelmektedir. Bu yaz da, yafll hastalarda karfl lafl lan genel farkl l klar n yan nda acil cerrahi sorunlar na yaklafl m irdelenecektir. Acilde yafll hastan n de erlendirilmesi Yafll hastalarda cerrahi sorunun yan nda hastan n fizyolojik ve psikolojik durumunu da beraber de erlendirmek gerekir. Yafl n ilerlemesi ile beraber organlar n ve sistemlerin do al yafllanmas, bu hastalar n travmatik strese yan tlar n azaltmaktad r. Ek olarak, bu organlardaki yandafl t bbi ve cerrahi hastal klar n var olmas klinik tabloyu daha s k nt l hale getirir. Örne in kronik obstrüktif akci er hastal olan bir yafll hastada meydana gelen basit bir kaburga k r 110
hastay solunum yönünden dekompanse hale getirerek yapay solunum gerektirecek s n ra sokabilir. Yafll hastalarda, gençlere göre baz hastal klar n görülme s kl artarken, baz lar n n da klinik seyri gençlere göre farkl olmaktad r. Ayr ca yafll hastalar n iflitmesi ve alg lamas n n azalmas, unutkanl k yan nda mevcut durumu kabullenmesi nedeniyle baz flikâyetlerini hekime aktarmamas, mevcut baz flikâyetlerinin yafll l a ba l oldu unu düflünmesi nedeniyle önemsememesi, minimalize etmesi ve a r efliklerinin yüksek olmas, muayene eden hekimin ölümcül seyredebilecek bir cerrahi rahats zl geç tan mas na sebebiyet verebilir. Bu yüzden, yafll hastan n de erlendirmesinde, öncelikle hastan n fonksiyonelli ine bakmak gerekir. Hastan n neler yapabildi i, kendi ifllerinin ne kadar n yard ms z yapabildi i anlafl lmal d r. Hastan n flikâyetlerini kendisinden dinledikten sonra gerekti inde, onunla yak ndan ilgilenen ve geçmifl t bbi hikâyesini, kulland ilaçlar, geçirmifl oldu u ameliyatlar bilen bir yak n ndan bilgiler al narak anamnez tamamlan r ve fizik muayeneye geçilir. Fizik muayene detayl olarak yap lmal d r; önemli kardiyak, pulmoner veya periferik vasküler hastal klar n bulgular hastan n relatif olarak inaktif olmas sebebiyle aflikâr olmayabilir. Yafll larda akut kar n sendromu Akut kar n sendromunun kardinal bulgusu kar n a r s d r. Bu a r n n lokalizasyonu, bafllama flekli, seyri ve karakterinin sorgulanmas ay - r c tan da önemlidir. A r efli inin yafll hastalarda daha yüksek olmas ve a r n n lokalizasyonunu iyi yapamamalar nedeniyle akut cerrahi kar n tan s daha geç konulmaktad r. Burada geç tan n n tek sebebi, sadece hastaya ait özellikler de ildir. Hekimin yafll hastalarda görülen yandafl hastal klar n varl nda daha tutucu olmalar ve tan y daha kesin kan tlara dayand rmak iste i ile yapt ileri radyolojik ve laboratuvar incelemeleri ile daha fazla konsültasyon talebi bu gecikmeye neden olabilir. Tüm bu faktörler altta yatan cerrahi hastal n daha komplike hale gelmesine neden olmaktad r. Yafll hastalarda gençlere göre, perfore akut apandisit ve akut kolesistite ba l safra kesesi perforasyonu daha s k görülmektedir (2). Hastal klar n komplike hale gelmesi acaba tan n n gecikmesine mi ba lanmal d r, yoksa bu hastal klar n yafll lardaki do al seyri mi böyledir sorusunun cevab n vermek oldukça güçtür. Ayr - ca acil servislerden akut kar n sendromu ön tan s konarak hastaneye yat r lan yafll hastalarda ön tan ile hastane ç k fl tan lar aras ndaki farkl l klar genç hastalara göre daha fazla olmaktad r (3). Bu nedenle yafll hastalar n de erlendirilmesinde mutlaka erken dönemde cerrahi konsültasyon istenmesi morbidite ve mortalite üzerine etkili olacakt r (4,5). Akut mekanik intestinal obstrüksiyon (AM O) ve ileus yafll larda s kl kla karfl m za ç kan akut kar n sendromu sebeplerindendir. Her ikisinde de etiyolojik faktörler gençlerden farkl d r. AM O ya sebep olan kolorektal karsinomlar ve kolonun divertikül hastal klar görülme s kl yaflla beraber artar. Yafl faktörü göz önüne al nmadan yap lan araflt rmalarda kolon kanserleri %8 ile %30 oran nda, divertikül hastal klar peridivertiküler apseye ba l olarak %10 oran nda karfl m za AM O ile ç kmaktad r (6). Yafll larda kolorektal kanserlerin ve peridivertiküler apsenin ilk bulgusu t kanma olabilir. Yafll larda, özellikle 80 yafl n üstündeki hastalarda apsenin veya sekonder peritonitin bir bulgusu olan vücut s - s ndaki art fl gözlenmeyebilir, bunun yerine hastada hipotermi daha s kl kla ortaya ç kar. Bu bulgu altta yatan hastal n daha komplike hale geldi inin bir iflaretidir. F t klar, kar n içi yap fl klar ve volvulus gibi AM O nun di er etiyolojik nedenleri de yafll larda daha ender olarak görülebilir. A r s z ani bafllayan kolon dilatasyonu ve abdominal distansiyon ile kendini gösteren kolonun psödoobstrüksiyonu (Ogilvie sendromu) yafll larda gençlere göre daha s kt r. Burada kolonda bir t kanma söz konusu de ildir. Birçok nedene ba l olarak parasempatik aktivitenin 111
Tablo 1. skemik kolit nedenleri 1. Kolonun hipoperfüzyonu a. Sistemik nedenler fiok (hipovolemik, kardiyojenik, vazojenik) b. Lokal (mezenterik) nedenler laçlar (diüretikler, digoksin, Ca +2 kanal blokerleri, vazopresörler, epinefrin) 2. Damarsal nedenler a. Arteriyel nedenler (trombüs, emboli, arterioskleroz, vaskülit vs.) b) Venöz nedenler ( pankreatit, divertikülit ve appandisite ba l mezenterik venöz tromboz ) c. Mekanik nedenler (volvulus, kolon obstrüksiyonu ve dailatasyonuna sebep olan nedenler) Tablo 2. Yafll hastalarda akut ve gizli G S kanamalar na yaklafl m 112
azalmas ve sempatik aktivitenin artmas na ba l otonom sinir sistemindeki bir disfonksiyon bu klinik tabloya sebep olur. Travma, sepsis, miyokard enfarktüsü, konjestif kalp yetersizli i, aort disseksiyonu, diabetes mellitus, serebrovasküler hastal k ve kullan lan baz ilaçlar (antikolinerjikler, trisiklik antidepresanlar, fenotiazinler, Parkinson ilaçlar, kalsiyum kanal blokerleri vs.) bu tabloya yol açabilir. Yukar da da görüldü ü gibi, bu hastal klar n ileri yafllarda daha s k rastlanmas ve buna sebep olabilecek ilaç kullan m n n daha fazla olmas bir yerde kolon psödoobstrüksiyonuna zemin oluflturur. Yafll hastalarda iskemik kolit ciddi bir akut cerrahi kar n problemidir. Birden fazla ilaç kullanan yafll larda bu ilaçlar n iskemik kolite neden olma riski artmaktad r (7). skemik kolit, Tablo 1 de özetlenen farkl nedenler ile ortaya ç kan ve acil cerrahi gerektirebilecek bir sonuç tablosudur. Sistemik hipoperfüzyona ba l geliflen iskemik kolitlerde altta yatan sebebin erken düzeltilmesi klinik tablonun gerilemesine neden olurken, gecikildi inde h zla kolon nekrozu ve perforasyon geliflir ve s kl kla ölümcül seyreder. Kolon ve ince barsaklar n kanlanmas n sa layan superior mezenterik arterin (SMA) akut t kanmas nda tan ço u zaman geç konur. Kardiyak ritm bozuklu u olan hastalarda ani geliflen kar n a r s nda akut SMA t kan kl hemen akla gelmelidir. Gastrointestinal sistem (G S) kanamalar, yine yafll hasta grubunda karfl lafl lan acil ve hayat tehdit eden problemlerdendir. Gastrointestinal sistem kanamalar, üst ve alt G S kanamalar olarak iki bafll kta incelenir. Treitz ligaman n n üstünde yer alan patolojiler üst G S kanamas na, alt ndakiler ise alt G S kanamas na sebebiyet verirler. Üst G S kanamalar, %50 olguda yaln z hematemez, %20 sinde hematemez ve melena beraber ve %30 unda ise yaln zca melena ile klinik bulgu verir. Ayr ca üst G S ten h zl bir kanama ve barsak transit zaman n artmas durumlar nda parlak k rm z renkli rektal kanama %10 olguda görülebilir. Üst G S kanamalar na en s k peptik ülser, ilaca ba l erozif gastritler neden olur. Masif kanama, fizyolojik rezervleri zaten s n rl olan yafll hastalar n hemodinamik parametrelerinin h zla bozulmas na neden olur, ayr ca yandafl hastal k olarak bulunan ateroskleroz ve kullan - lan antikoagülan ilaçlar da kanaman n kendili- inden durmas n zorlaflt r c bir faktördür (8). Üst G S kanamalar nda diagnostik ve tedavi edicici uygulamalar yafll hastalarda güvenle yap labilir ve ilk tercih olmal d r (9). Endoskopik giriflimde bulunularak kanama yeri tespit edilmeli ve endoskopik olarak skleroterapi, band ligasyonu ve termokoagülasyon gibi kanamay durdurucu uygulamalar yap lmal d r. Bu flekilde kanamas durmayan yafll hastalarda vakit geçirilmeden cerrahi ve peroperatif endoskopi planlanmal d r (10). Yafll larda görülen G S kanamalar n n tan ve tedavi algoritmas Tablo 2 de özetlenmifltir. Alt G S kanamalar n n görülme s kl 63 ile 77 yafl aras nda daha fazlad r. Hemoteflezia kardinal bulgudur. Hematemez hiç görülmezken melana çok ender ortaya ç kar. Yafll hastalarda alt G S kanamalar na en s k divertiküllerden kanama, vasküler ektaziler, polipler ve hemoridler neden olmaktad r. Olgular n ço unda kanama kendili inden durmaktad r. Ender olarak bu kanamalara müdahale gerekebilir. Bu durumda endoskopik veya anjiyografik embolizasyon ve hatta gerekiyorsa ileri yafl faktörüne bakmadan cerrahi giriflimler yap lmal d r (11). Yafll larda travma Travmaya maruz kalm fl yafll lar n de erlendirilmesi, tedavisinin planlanmas ve ortaya ç kabilecek komplikasyonlar n ve ölümlerin öngörülmesi oldukça karmafl k ve zordur. Yandafl medikal problemlerin görülme s kl yafl ilerledikçe artmaktad r ve bu durum travma sonras yafll hastalar n hastanede, yo un bak m ünitelerinde yat fl sürelerini uzat rken belirgin olarak ölüm oranlar n art rmaktad r. Yafll hastalarda yaralanma mekanizmalar gençlere göre farkl d r. Yafll - larda düflmeler önde gelen yaralanma nedenidir. 113
Araç içi ve d fl yaralanmalar ikinci s ray al rken, her iki yaralanma flekli tüm travmalar n %73 ünü oluflturur. Ateflli silah ve kesici-delici aletler ile olan penetran yaralanmalar olgular n ancak %8 inde görülür (12,13). Travma sonras yafll hastalarda geliflebilecek morbidite ve mortalitenin, çeflitli skorlama sistemleri ile öngörülmesi oldukça zordur. Yap lan çal flmalarda travman n morbidite ve mortaliteye etkisinin de erlendirilmesinde kullan lan travma ciddiyet skoru ve revize edilmifl travma skorunun gençlere göre yafll larda ortaya ç kan komplikasyon ve ölümleri belirlemede daha etkisiz ve uyumsuz oldu u bulunmufltur (14,15). Bu nedenle travmaya maruz kalm fl yafll lar hakk nda karar verirken d - flardan görülen bulgulara göre karar verilmemelidir. lk ve ikincil de erlendirmeler, radyolojik ve laboratuvar incelemeler sonucu hastan n minör bir travmaya maruz kald düflünülse de yafll hastalar hastaneye yat r lmal d r. Majör travmaya maruz kalanlar ise erken dönemde mutlaka yo un bak m ünitelerinde takip edilmelidirler. Bu flekildeki genel yaklafl m ile yafll travma hastalar nda morbidite ve mortalitenin düfltü ü gösterilmifltir (16,17). Yine bir çal flmada yafll hastalar n travma skoru 7 nin üzerinde ise, bu hastalar n hastanenin acil servisine ulaflamadan yaflam n yitirdi i gösterilmifltir (18). Toraks travmas geçiren yafll hastalarda altta akci er kontüzyonu olmadan kaburga ve sternum k r klar na gençlere göre daha s k rastlan r. Gö üs kafesinin esneme kapasitesinin düflük olmas ve belki de osteoporozun da beraberinde olmas sonucu minör travmalarda dahi kaburga k r klar ortaya ç kar (19). Osteoporoz nedeniyle yine minör travmalarda omurga, pelvis ve önkol k r klar na s k rastlan r. Travmatik kapal kafa travmalar da gençlere göre daha sekelli iyileflir, beklendi i gibi mortalite de yüksektir (20). Yafll hastalar n görme, koku alma ve duyma gibi duysal yetilerinin zaman içinde azalmas ve hareket ve reaksiyon kabiliyetlerinin zay flamas nedeniyle yan k riski, yan k yüzdesi ve derinli i gençlere göre daha yüksektir. Sonuçta benzer travma yafll hastalarda, gençlere göre daha ölümcül seyretmektedir. Acil servise baflvuran yafll hastalar hastaneye yat r larak tedavi edilmeli, travma öncesi durumuna dönünceye kadar bak m ve tedavileri sürdürülmelidir. Yafll lara cerrahi yaklafl m Acil veya elektif cerrahi yaklafl m n genel ilkeleri tüm yafll hastalarda benzerdir. Ameliyat öncesi kardiyovasküler, pulmoner, renal fonksiyonlar de erlendirilmelidir. Yafll larda anestezi yaln z kendi bafl na bir risk faktörüdür. Genel anestezi, epidural ve subaraknoidal anestezi gibi rejyonel anestezi türleri yap lacak ameliyat n bölgesine, süresine, hastan n hemodinamik ve di er vital bulgular na göre seçilir. Üst kar n ameliyatlar nda T4 seviyesinden yap lan rejyonel anestezinin postoperatif solunum fonksiyonlar üzerine olumlu etkisi vard r. Ayr ca ameliyatta tak lan epidural kataterler ameliyat sonras a r kontrolü için yerinde b rak lmal d r. Yafll hastalarda yap lacak cerrahi giriflimlerin önemli bir k sm lokal ve rejyonel anestezi alt nda yap labilir. Seçilecek cerrahi yöntemler hastan n mevcut fizyolojik rezervlerini tamamen aflacak boyutta olmamal d r. Örne in, barsak t kanmas na sebep olmufl Evre III ve IV ileri kolon tümöründe rezeksiyon art anastomoz seçene i yerine basit bir loop kolostomi ile hastan n hastaneden taburcu olmas sa lanabilir. T p kaynaklar nda yafll lar için farkl hastal klarda seçilecek farkl cerrahi yöntemlerin irdelendi i çal flma say s oldukça az olup, ço u zaman seçenekler cerrah n klinik gözlemlerine dayand r lmaktad r. Kaynaklar 1. Uncu Y. Yafll hastaya birinci basamakta yaklafl m. Geriatri 2003, 6:31-7. 2. Kraemer M, Franke C, Ohmann C, Yang Q. Acute Abdominal Pain Study Group Acute appendicitis in late adulthood: incidence, presentation, and outcome. Results of a prospective multicenter acute abdominal pain 114
study and a review of the literature. Langenbecks Arch Surg 2000, 385:470-81. 3. Kizer KW, Vassar MJ. Emergency department diagnosis of abdominal disorders in the elderly. Am J Emerg Med 1998, 16:357-62. 4. Arenal JJ, Bengoechea-Beeby M. Mortality associated with emergency abdominal surgery in the elderly. Can J Surg 2003, 46:111-6. 5. Nishida K, Okinaga K, Miyazawa Y, Suzuki K, Tanaka M, Hatano M, Hirose A, Adachi M. Emergency abdominal surgery in patients aged 80 years and older. Surg Today 2000, 30:22-7. 6. Baradi H. Ponsky J. Large Bowel Obstruction. ln: Cameron JL, editor. Current Surgical Therapy. 8th ed. Philadelphia: Elsevier-Mosby, 2004:173-9. 7. Walker AM, Bohn RL, Cali C, Cook SF, Ajene AN, Sands BE. Risk factors for colon ischemia. Am J Gastroenterol 2004, 99:1333-7. 8. Baradarian R, Ramdhaney S, Chapalamadugu R, Skoczylas L, Wang K, Rivilis S, Remus K, Mayer I, Iswara K, Tenner S. Early intensive resuscitation of patients with upper gastrointestinal bleeding decreases mortality. Am J Gastroenterol 2004, 99:619-22. 9. Clarke GA, Jacobson BC, Hammett RJ, Carr-Locke DL. The indications, utilization and safety of gastrointestinal endoscopy in an extremely elderly patient cohort. Endoscopy 2001, 33:580-4. 10. Lingenfelser T, Ell C. Gastrointestinal bleeding in the elderly. Best Pract Res Clin Gastroenterol 2001, 15:963-82. 11. Akhtar AJ. Lower gastrointestinal bleeding in elderly patients J Am Med Dir Assoc 2003, 4:320-2. 12. Finelli FC, Jonsson J, Champion HR, Morelli S, Fouty WJ. A case control study for major trauma in geriatric patients. J Trauma 1989, 29:541-8. 13. Clark DE, Anderson KL, Hahn DR. Evaluating an inclusive trauma system using linked population-based data. J Trauma 2004, 57:501-9. 14. Perdue PW, Watts DD, Kaufmann CR, Trask AL. Differences in mortality between elderly and younger adult trauma patients: geriatric status increases risk of delayed death. J Trauma 1998, 45:805-10. 15. Özdo an M, A alar F, Daphan ÇE, Topalo lu S, Çakmakç M, Sayek. Geriatrik travmada mortalite ve morbiditeye etki eden faktörler. Ulus Travma Derg 1999, 5(3):189-93. 16. McGwin G Jr, MacLennan PA, Fife JB, Davis GG, Rue LW. 3rd. Preexisting conditions and mortality in older trauma patients. J Trauma 2004, 56:1291-6. 17. Demetriades D, Karaiskakis M, Velmahos G, Alo K, Newton E, Murray J, Asensio J, Belzberg H, Berne T, Shoemaker W. Effect on outcome of early intensive management of geriatric trauma patients. Br J Surg 2002, 89:1319-22. 18. Osler T, Hales K, Baack B, Bear K, Hsi K, Pathak D, Demarest G. Trauma in the elderly. Am J Surg 1988, 156:537-43. 19. Allen JE, Schwab CW. Blunt chest trauma in the elderly. Am Surg 1985, 51:697-700. 20. Susman M, DiRusso SM, Sullivan T, Risucci D, Nealon P, Cuff S, Haider A, Benzil D. Traumatic brain injury in the elderly: increased mortality and worse functional outcome at discharge despite lower injury severity. J Trauma 2002, 53:219-23. 115