Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı 2013-2023



Benzer belgeler
KAZALARIN ÖNLENMESİ VE AFETLERE HAZIRLIKLI OLMA

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Lojistik. Lojistik Sektörü

T.C. ULAŞTIRMA BAKANLIĞI ULAŞIMDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Ö N S Ö Z. Binali YILDIRIM Ulaştırma Bakanı

Resmî Gazete Sayı : 29361

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

1. Türkiye Demiryolu Konferansı TOBB Konferans Salonu, Ankara (30-31 Ekim 2012)

3. TÜRKİYE ULAŞTIRMA SİSTEMİNE GENEL BAKIŞ

Türkiye Klinik Kalite Programı

Kamu Sağlık Politikaları

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

ULAŞIM. AFYONKARAHİSAR

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

BÖLÜM 7 ULAŞTIRMA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ÖMER FARUK BACANLI. DTD Genel Sekreteri 10 Eylül 2015

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇOK PAYDAŞLI SAĞLIK SORUMLULUĞUNU GELİŞTİRME PROGRAMINDA SAĞLIKLI VE GÜVENLİ SU

3. HAFTA-Grup Çalışması

ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK

Çok Sektörlü Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı

ÇOK PAYDAŞLI SAĞLIK SORUMLULUĞUNU GELİŞTİRME PROGRAMI

Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Kaynak: KGM, Tesisler ve Bakım Dairesi, 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi. Harita 16 - Türkiye 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

Çok Sektörlü Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı

Kalite Yönetim Sistemi

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

TIBBİ CİHAZ VE ÜRÜNLERİN GÜVENLİ VE AKILCI KULLANIMININ GELİŞTİRİLMESİ

1. Ulaştırma. TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı ULUSAL KAZA YARALANMA VERİTABANI (UKAY)

Ebru ARICI Genel Müdür RES ÖNLİSANS İZİN SÜREÇLERİ VE KURUMLAR ARASI İLİŞKİLER

SOSYAL POLİTİKALAR VE ÇALIŞMA HAYATI

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI DAĞITIM YERLERİNE

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

5.5. BORU HATLARI 5.5-1

Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

Uluslararası Demiryolu Taşımacılığında Türkiye nin Yeri Hacer Uyarlar UTİKAD

KIRSAL KALKINMA. Ülkemizin Ulusal Kırsal Kalkınma Politikalarının belirlendiği strateji belgeleri;

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

Marmaray ın Ekonomik Faydalarının Değerlendirilmesi

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

İşçi sağlığı ve güvenliğine (İSAGÜ) yönelik önlemlerin alınması ve etkin bir şekilde uygulanması, İSAGÜ bilincinin oluşması ile ilgilidir.

BELGE YÖNETİMİNDE AFET PLANLAMASI Disaster Planning in Records Management

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Bütüncül Devlet Yaklaşımının e-dönüşüm Açısından İncelenmesi ve Türkiye için Öneriler. Serkan UĞUR, Dr. Mustafa Kemal TOPCU

2009 YATIRIM PROGRAMI GENEL BİLGİLER VE ANALİZLER

Altyapı Erişim, Şebeke Bildirim ve KHY Paydaş Toplantısı

Dr. Selçuk Yakıştıran 2. Uluslararası Mesleksel ve Çevresel Hastalıkları Kongresi 04 Mart 08 Mart 2018 ANTALYA

Sonuç Bildirgesi.

ULAŞIM. MANİSA

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

ONUNCU KALKINMA PLANI (OKP) VE BÖLGESEL GELİŞME ULUSAL STRATEJİSİ (BGUS) ÇALIŞMALARI KAPSAMINDA HAZIRLANAN MÜLAKAT FORMU

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

KONYA HAVA KARGO TERMİNALİ Ahmet ÇELİK

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

KIRŞEHİR ULAŞTIRMA RAPORU

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI INTÖRN PROGRAMI

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

DEMİRYOLU EMNİYET YÖNETİM SİSTEMİ EMNİYET ÇALIŞTAYI 2016

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER

Pardus Vizyonu. Prof. Dr. Abdullah ÇAVUŞOĞLU

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

EĞİTİM ÇALIŞMA GRUBUNUN FAALİYETLERİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ İNSİYATİFLERİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Değişiklik Paketi : 6

Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı

KTÜ 2017 Yılı Yatırın Programı İzleme ve Değerlendirme Raporu

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON

Transkript:

Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı 2013-2023 Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesine Çok Paydaşlı Yaklaşım KAZALARIN ÖNLENMESİ VE AFETLERE HAZIRLIKLI OLMA ANKARA, 2014

Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı 2013-2023 Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesine Çok Paydaşlı Yaklaşım KAZALARIN ÖNLENMESİ VE AFETLERE HAZIRLIKLI OLMA Ankara, 2014

Bakanlık Yayın No: 971 ISBN: 978-975-590-533-4 1. Baskı Ankara 2014 Bu yayın, T. C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı) tarafından hazırlanmış ve bastırılmıştır. Her türlü yayın hakkı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu na aittir. Kaynak gösterilmeden kısmen dahi olsa alıntı yapılamaz, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. Alıntı yapıldığında Kitabın adı, T. C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Yayın No, basıldığı il ve yayımlandığı tarih belirtilmelidir. Ücretsizdir. Parayla satılamaz. Baskı: Anıl Matbaacılık Ltd. Şti. Özveren Sokak No:13/A Kızılay / ANKARA Tel: 0 312 229 37 41-42 2

BAŞ EDİTÖR Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU Sağlık Bakanı KOORDİNATÖR EDİTÖR Prof. Dr. Eyüp GÜMÜŞ Müsteşar EDİTÖRLER Prof. Dr. Seçil ÖZKAN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Talat BAHÇEBAŞI Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Süleyman GÖRPELİOĞLU Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Murat TOPBAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Dr. Seraceddin ÇOM Temel Sağlık Hizmetleri Eski Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin İLTER Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Derya ÇAMUR Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı 3

PROGRAM KOORDİNATÖRLERİ Yrd. Doç. Dr. Talat BAHÇEBAŞI Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Süleyman GÖRPELİOĞLU Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Murat TOPBAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin İLTER Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Derya ÇAMUR Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı SAĞLIK BAKANLIĞI PROGRAM YÜRÜTME EKİBİ Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin İLTER Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Derya ÇAMUR Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Dr. Sertaç POLAT Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Daire Başkanı Uzm. Dr. Seda USUBÜTÜN Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Dr. Alican DİLAVER Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Dr. Tacettin KAKİLLİOĞLU Ankara İl Sağlık Müdürlüğü 4

Dr. Hüseyin DEMİREL Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Orhan Koray ARBERK Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü Dr. Rıfat PAMUK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Dr. Caner HOYLADI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Dr. Emel ÖZDEMİR ŞAHİN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı ÇST. Yeliz KURT Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Yük. Gıda Müh. E. Ceylan KANTARCI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Kim. Z. Gökçen AYDIN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Yük. Çev. Müh. Hatice Sena ERGÜN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Çev. Müh. Erol BIÇKICI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Onur ÖZEN Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı Nazan AKBİYİK Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü PROJE DOKÜMANTASYON PROGRAMI YAZILIM VE TASARIMI Dr. Levent ALKAN Düzce Halk Sağlığı Müdürlüğü Murat GÜRSEL Düzce Halk Sağlığı Müdürlüğü 5

KALKINMA BAKANLIĞI PROGRAM YÜRÜTME EKİBİ Yılmaz TUNA Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Fatih TÜRKMEN Sağlık ve Sosyal Güvenlik Dairesi Başkanı Nihan FİLA Planlama Uzmanı DÜZCE ÜNİVERSİTESİ PROGRAM YÜRÜTME EKİBİ Prof. Dr. Funda SİVRİKAYA ŞERİFOĞLU Rektör Prof. Dr. Nigar ÇAKAR Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Talat BAHÇEBAŞI Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı TEŞEKKÜR Programın planlanması ve geliştirilmesi sürecinde her türlü desteği vermiş olan Sağlık Eski Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Eski Başkanları Doç. Dr. Mustafa AKSOY ve Doç. Dr. Turan BUZGAN a teşekkür ederiz. 6 6

BÖLÜM EDİTÖRLERİ Prof.Dr. Ferruh Niyazi AYOĞLU Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. F. Nur BARAN AKSAKAL Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Şennur DABAK Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Talat BAHÇEBAŞI Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı YAYIN KOMİSYONU Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Nazan YARDIM Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Obesite, Diyabet ve metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Kanuni KEKLİK Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Toplum Sağlığı Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Mustafa Bahadır SUCAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Erken Uyarı-Cevap ve Saha Epidemiyolojisi Daire Başkanı TÜRKÇE YAYINA HAZIRLAMA Öğr. Gör. Nazlı YILDIZ Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, Türk Dili ve Edebiyatı 7

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 8

Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi Önsöz İnsana dair her alanda ve her işte, birey ve toplum sağlığını ilgilendiren bir unsur vardır. Bir binanın eşik yüksekliğinden, taşıt ve işyerlerinden çevreye salınan gazlara; gıda ürünlerinden, okul servislerinin niteliğine; çalışma ortamından,rekreasyon alanlarına kadar hayata dair herayrıntının insan sağlığı üzerine olumlu veya olumsuz etkisi bulunmaktadır. Sağlığa etkisi olan tüm unsurların bütüncül ve çok sektörlü yaklaşımla yeniden ele alınması günümüz toplumlarının öncelikli ilgi ve çalışma alanı haline gelmiştir. Son yıllarda koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi, ihtiyaç duyulan insan kaynaklarının geliştirilmesi, sağlık tesislerinin kurulması ve işletilmesi konularında Sağlık Bakanlığı nın planlama, uygulama ve denetim işlevlerinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde sağlığa erişim ve hizmet kalitesinde kayda değer iyileşmeler oldu. Bu kapsamda başta aile hekimliği, anne ve çocuk sağlığı, koruyucu sağlık hizmetleri, bulaşıcı hastalıklarla mücadele, hasta hakları, hastane ve hasta yatak sayısı,kurumsal yapılanma veinsan kaynakları olmak üzere pek çok alanda reform niteliğinde gelişmeler sağlandı. Sağlık alanında gelinen noktadan daha ileriye istikrar ve kararlılıkla yürümek, elde edilen başarı ve kazanımları sürdürmek için bilimin ışığında, birey ve toplum sağlığına etki eden tüm faktörleri göz önünde tutan adımlar atmaya devam etmeliyiz. Bu amaçla geliştirdiğimiz Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı ile sağlık alanında sunulan hizmetleri ülkenin altyapısı, sağlık sistemi ve toplumun gelişme özelliklerini dikkate alarak diğer sektörlerdeki paydaşlarla birlikte yeniden tanımlamayı; insan sağlığına olumsuz olarak etki eden faktörlerin iyileştirilmesi için ihtiyaç duyulan yöntem ve materyalleri sektörel kapsayıcılık içinde belirlemeyi; bu alandaki yetki ve sorumlulukları ortaya koymayı amaçladık. Yalnızca Sağlık Bakanlığı değil ülkemiz için sağlık alanında topyekûn kalkınma hamlesi olarak değerlendirilebilecek olan bu çalışmanın, sağlıklı, mutlu ve refah içerisinde yaşayacak bir toplumun temel kilometre taşlarından biri olacağını düşünüyorum. Programın en kısa sürede ve başarıyla uygulanacağına inanıyor; programı kurgulayan, detaylı çalışmalarla uygulanabilir hale getiren ve katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU Sağlık Bakanı 9

10 Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi 2003 yılından itibaren uygulamaya başlanılan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun şekilde organize edilmesi ve sunulması amaçlanmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Programıyla aile hekimliği, anne ve çocuk sağlığı, hastane ve hasta yatak sayıları, sağlık personeli, koruyucu sağlık, kurumsal yapılanma, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve hasta hakları olmak üzere pek çok alanda reform niteliğinde gelişmeler sağlanmıştır. Temel sağlık göstergelerinde çok kısa sürede önemli iyileşmeler kaydedilmiş, bebek ve anne ölüm hızları düşürülmüş ve doğumda beklenen yaşam süresi yükselmiştir. Elde edilen kazanımların korunması ve ileriye götürülmesi de en az bu süreç kadar zorlu olup bir o kadar kararlılık ve istikrar gerektirmektedir. Birey ve toplum sağlığı ile ilgili sorumluluklar yalnızca Sağlık Bakanlığı nın görev alanıyla sınırlı kalamayacak kadar geniş ve kapsamlıdır. Sağlığın geliştirilmesi ve toplum sağlığının ileri düzeye taşınabilesi için diğer tüm sektörlerin görev ve sorumluluklarının da net şekilde tanımlanması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü nün benimsediği temel sağlık hizmetlerine genel yaklaşım modelinde sağlığın tüm sektörlere entegrasyonu ve tüm sektörler ile ortak politikalar için işbirliği modelleri geliştirilmesi esas alınmaktadır. Eylül 2011 de Bakü de toplanan DSÖ Avrupa Bölgesi Toplantısında 2020 Sağlık Hedefleri olarak belirlenen 6 stratejik amaçtan biri, sağlık yönetişiminin iyileştirilmesi, tüm sektörlerdeki kilit aktörler ve karar vericilerin sağlık alanındaki sorumluluklarının ve sağlığın geliştirilmesinde potansiyel rollerinin farkında olmalarının sağlanmasıdır. Bakanlığımızın 2013-2017 Stratejik Planı nda yer alan önemli hedeflerden biri, sağlığı tüm politikaların merkezine alarak sağlığın sosyal belirleyicileri konusunda etkili eylemlerde bulunmaktır. Bu hedefe yönelik stratejiler ise çok sektörlü işbirliği kapsamında sağlığın sosyal belirleyicilerini etkileyen ve sağlıkta hakkaniyeti gözeten politika ve programlar yapmak ve yüksek öncelikli alanlarda sektörler arası işbirliğini güçlendirmek olarak belirlenmiştir. Uygulama aşaması 2014 yılından itibaren başlayacak olan Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı bu amaç ve hedefler doğrultusunda geliştirilmiştir. İlk aşaması olan koruyucu sağlık ve sağlığın geliştirilmesi hizmetlerine yönelik program geliştirilmesinde Sağlık Bakanlığı liderliğinde bilimsel olarak 33 üniversite ile uygulama birimleri olan tüm kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği yapılmıştır. Bu aşamada 12 bileşen altında 43 hedef çalışılmış ve bu çalışmalar sonucunda değişik branşlardan 235 akademisyen, 138 Sağlık Bakanlığı uzman çalışanı ve diğer paydaşlardan da konusunda uzman 386 kişinin katkısı ile Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluğunu Geliştirme Programı Bölüm 1: Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesine Çok Paydaşlı Yaklaşım hazırlanmıştır. Koruyucu sağlık ve sağlığın geliştirilmesi hizmetlerine yönelik program çalışmalarının tamamlanmasının ardından sağlık hizmeti sunumundaki bütüncüllük dikkate alınarak tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerine yönelik başlatılan çalışmalar halen devam etmektedir. Program ile ülkenin alt yapısı, sağlık sistemi ve toplumun gelişme özelliklerini dikkate alarak koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin diğer sektörlerdeki paydaşlar ile yeniden tanımlanması, sağlık hizmetlerinin durumunun ve ihtiyaçlarının sektörel kapsayıcılık içinde belirlenmesi, paydaşların sağlık hizmetlerinin sunumundaki görev tanımlarının, yetki ve sorumluluklarının tanımlanması, iş akışlarının, kaynaklarının belirlenmesi, sunulan sağlık hizmetlerinin performans ölçütlerinin, bu ölçütlerin izleme değerlendirmesini yapacak paydaşların ve yaptırım yetkisi olan paydaşların belirlemesi hedeflenmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi nde kabul edilen 2014-2018 Onuncu Kalkınma Planı nda yer bulan Bireylerin bedenen ve ruhen tam bir iyilik halinde olması için koruyucu sağlık hizmetleri, gerek bireye gerekse sosyal, biyolojik ve fiziki çevreye yönelik çok sektörlü bir yaklaşımla geliştirilecektir ifadesi ile geliştirilen programın bir devlet politikası haline getirilmesi konusunda önemli bir adım atılmıştır. Hem günümüze hem de geleceğe yönelik önemli katkılar sağlayacağına inandığım bu programın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür eder programın başarı ile uygulanmasını dilerim. Prof. Dr. Eyüp GÜMÜŞ Müsteşar 11

Yrd. Doç. Dr. Talat BAHÇEBAŞI Program Koordinatörü Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı (20 Haziran 1962-25 Ağustos 2013) Bu programı hayal eden, bilimsel altyapısını oluşturan, tarafları ikna ederek çalışmaları başlatan, tüm süreç boyunca büyük bir özveri, azim, heves ve üretkenlikle çalışan, her bir adım ilerlemede gözlerinde ışıltılar oluşan, halk sağlığı alanında hem bir akademisyen, hem de bir saha çalışanı olan Dr. Talat Bahçebaşı yı sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyoruz. 12

BİLEŞEN 11 Kazaların Önlenmesi ve Afetlere Hazırlıklı Olma HEDEF 11.1. Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi HEDEF 11.2. Kazaların Önlenmesi ve İlkyardım HEDEF 11.3. KBRN ve Biyoterörizmin Etkilerinin Azaltılması HEDEF 11.4. Afetlere Hazırlıklı Olma ve Müdahale 13

14

İÇİNDEKİLER HEDEF 11.1. Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi...17 HEDEF 11.2. Kazaların Önlenmesi ve İlkyardım...51 HEDEF 11.3. KBRN ve Biyoterörizmin Etkilerinin Azaltılması... 119 HEDEF 11.4. Afetlere Hazırlıklı Olma ve Müdahale... 153 15

16

HEDEF 11.1. Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu BÖLÜM EDİTÖRLERİ Prof.Dr. Ferruh Niyazi AYOĞLU Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yrd.Doç.Dr.Talat BAHÇEBAŞI Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı BÖLÜM YAZARLARI** Bilgehan AÇIKGÖZ Orhan Koray ARBERK Tuba ATİLA Ferdağ ORUÇ BABUÇCU Halil İbrahim BERK Mustafa DÖNMEZ Ahmet ULUTAŞ Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabili Dalı, Yrd. Doç. Dr. Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü, Dr. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İller Bankası AŞ., Çevre Müh. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı BOTAŞ Genel Müdürlüğü İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı BOTAŞ Genel Müdürlüğü Petrol İşleri Bölge Müdürlüğü * Bakanlık yeniden yapılanma süreci öncesi katılım sağlamıştır. **Soyadına göre alfabetik olarak sıralanmıştır. 18

Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi ULAŞIM GÜVENLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ A. YÖNETİCİ ÖZETİ Genel anlamda her tür canlı ve cansız öğenin insan sağlığı ve çevreyi olumsuz etkilemeyecek biçimde taşınması olarak tanımlanabilen ulaşım güvenliği, çok sayıda bileşenin karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu, insan sağlığının ve çevrenin korunmasını önceleyen, çok disiplinli bir çalışma alanıdır. Üzerinde önemle durulması gereken diğer bir olgu da çağdaş, güvenli ve nitelikli bir ulaştırma sisteminin, toplumsal gelişmenin bir sonucu olduğu kadar belirleyicisi de olduğudur. Ulusal düzeyde önemli bir yatırım ve istihdam alanı oluşturan ulaştırma sektörünün, sektörde çalışanların ve sektörü doğrudan ya da dolaylı olarak kullananların sağlığını ve çevreyi olumsuz etkilemeyecek ve toplumsal gelişmenin gereksinimlerine yanıt verebilecek bir biçimde sürekli gelişiminin sağlanması önemli ve öncelikli bir hedef olarak benimsenmelidir. Söz konusu önem ve önceliğin ana nedeni, ulaştırma faaliyetlerindeki gelişimin sadece toplumsal yaşam kalitesini geliştirici bir öğe olmanın ötesinde, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde üstlendiği işlevden de kaynaklanmaktadır. 19

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu B. GİRİŞ Kazalar ve kazalara bağlı olumsuzlukların kontrol altına alındığı, güvenli ve nitelikli bir ulaşım sistemi günümüz toplumlarının vazgeçilemez unsurlarından biri konumundadır. Genel anlamda karayolları, demiryolları, havayolları, denizyolları ve boru hatları gibi ana unsurlardan oluşan ulaşım sektörü, sadece toplumsal yaşam kalitesinin geliştirilmesi yönünden değil, var olan diğer sektörlerle karşılıklı etkileşim içerisinde bulunan ve ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinde de etkin rol oynayan bir işleve sahiptir. Örneğin, güvenli ve nitelikli bir ulaşım sistemi, bir yandan turizm sektörünün gelişmesine olumlu katkı sağlarken, diğer yandan üretilen malların tüketiciye ulaştırılmasına sağladığı katkı ile ekonomik gelişmenin de destekleyicisi konumundadır. Benzer biçimde, bir ülkenin diğer ülkelerle olan ulaşım ağının zenginliği, o ülkenin dış ticaretteki hareketliliğinin de temel belirleyicilerinden biridir. Ekonomik ve sosyal gelişmeye olan etkileri dikkate alındığında, ulaştırma sektörü, aynı zamanda önemli ve özellikli bir yatırım alanı oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde hane halkı toplam gelirlerinin %10-15 lik bölümünün ulaşım ve ilgili sektörlerle ilgili harcamalar için kullanılması, sürekli artan istihdam sayıları ile dünya genelindeki istihdamın %5 inin bu sektörde gerçekleşmesi de ulaştırma sektörünün dikkat çekici özellikleri arasındadır. Ulaşım güvenliği, genel anlamda her tür canlı ve cansız öğenin insan sağlığı ve çevreyi olumsuz etkilemeyecek biçimde taşınması olarak tanımlanabilir. Söz konusu tanımlama geniş bir bakış açısıyla ticari ve ticari olmayan tüm taşımacılık unsurlarını kapsayacak biçimde ele alınmalıdır. Örneğin, bireyin kendisine ait bir taşıt aracı ya da kitle taşıt aracı ile yaptığı yolculuk da, kırsal alanda üretilen bir tarım ürününün niteliği bozulmadan tüketiciye taşınması da, yabancı bir ülkeden ülkemize getirilen bir malzemenin sağlığı tehdit edecek bir özelliğe sahip olmaması da ulaşım güvenliği kapsamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla, ulaşım güvenliği, çok sayıda unsurun karşılıklı etkileşim içerisinde bulunduğu, oldukça geniş kapsamlı bir çalışma alanı oluşturmaktadır. Önümüzdeki süreçle birlikte ulaştırma sektörünün ve ulaşım güvenliği kavramının giderek artan bir önemle gündemdeki yerini korumaya devam edeceği beklenmektedir. İnsanların ulaştırma özgürlüğünü giderek daha çok önemsemesi ve savunması, artan gelir düzeyleriyle birlikte ülkeler ve kıtalar arası seyahat talebinin artışı, uluslararası ticarette yaşanan gelişmeler, ülkelerin iç ticareti destekleyici tutum ve kararları söz konusu beklentinin temel destekleyicisi durumundadır. Ancak, bu gelişmeyle birlikte, canlı ve cansız öğelerin ülkeler ya da kıtalar arası taşınmasına bağlı sorunlarda da artış olması beklenebilir ve ülkelerin bu tür risklere karşı hızla önlemler alması da beklenilen bir durumdur; özellikle herhangi bir enfeksiyon etmeninin, ticari ya da ticari olmayan taşımacılık faaliyetleri sırasında hızla bir bölgeden, bir ülkeden, hatta bir kıtadan diğerine yayılması bu anlamda karşılaşılabilecek önemli sorunların başında gelmektedir. Ulaştırma sektörü ve ulaşım güvenliğine yönelik çalışmalarda üzerinde önemle durulması gereken bir diğer unsur da ulaştırma sektörünün iç dinamiklerinde yaşanan hızlı değişimlerdir. Ekonomik ve sosyal gelişme ve teknolojik gelişmeyle birlikte bireylerin ya da kurumların ticari ya da ticari olmayan taşımacılıktaki tercihleri de sürekli değişim içerisindedir. Bu durum birkaç 20

Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi yönden önemlidir. Örneğin, karayolu ulaşımı halen önemli ve ağırlıklı bir tercih olmakla birlikte, hızlı tren teknolojisinin devreye girmesiyle birlikte demiryolu ulaşımı yeniden ağırlık kazanmaya başlamıştır; 21. yüzyılda AB ve diğer gelişmiş ülkelerde 600-800 km. uzaklıklar için en uygun yolcu taşıma türünün yüksek hızlı trenler olduğu ifade edilmektedir ve bu nedenle AB nde 2020 yılına kadar hızın 340 km/saat e yükselmesi öngörülmektedir. Böyle bir değişim süreci, ülkeleri demiryolu ulaşımına ve hızlı tren teknolojisine yönelik yatırımlar yapmaya yönlendiren bir etkiye sahiptir Görece uzun, kıtalar arası mesafelerde yolcu ve özel nitelikli kargo taşımacılığında havayolu en iyi seçenek olarak değerlendirilirken, yük taşımacılığında denizyolu öncelikli seçenek konumundadır ve dünya yük taşımacılığının 2/3 ünden fazlasının denizyolu ulaşımı ile sağlandığı belirtilmektedir. Benzer biçimde, böyle bir gerçeklik karşısında, uluslararası ticarete önem veren bir ülkenin havayolu ve denizyolu ulaşımını arttıracak yatırımlara yönelmesi gerekecektir. Benzer bir durum, özellikle son yıllarda giderek daha fazla biçimde gündeme gelen boru hatları için de geçerlidir. Petrol, doğalgaz, vb. ürünlerin boru hatları ile taşınmasında yaşanan gelişim, boru hatlarını yaygınlaştırıcı bir etkiye neden olmaktadır. Ulaştırma sektöründe yaşanan söz konusu hızlı değişim ve gelişim, daha önce değinilen sağlığa yönelik risklerin yanı sıra çevrenin korunması konusunda da önemli bir gündem oluşturmaktadır. Çevresel kaynaklar üzerindeki hızlı yıpranmanın olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilmesi, insanların çevreye yönelik duyarlılığındaki hızlı artışla birlikte çevrenin korunması kavramının sürekli göz önüne alınmasını sağlayan bir etkileşime yol açmaktadır. Bu noktada, ulaştırma sektöründe yaşanan hızlı gelişme çok sayıda riski beraberinde getirebilir ve bu risklerin kontrolüne yönelik hızlı müdahalelere gereksinim yaratabilir. Örneğin, yük taşımacılığı amacıyla kıtalar arası seyirler yapan bir gemi, sintine atıklarının deşarjı esnasında pek çok canlı türünün yeni coğrafyalara taşınmasına yol açabilir ve bu durum alıcı konumundaki bölgede önemli fauna ve flora değişimlerine yol açabilir. Benzer biçimde, havayolu ulaşımını geliştirmek amacıyla yeni planlanan havaalanları ya da karayolu ulaşımını geliştirmek için desteklenen yeni bölünmüş yol ya da otobanlar tarımsal üretim alanlarını, su havzalarını olumsuz etkileyebilir, hatta değiştirilen bir yol güzergahı bir yerleşim yerindeki ekonomik gelişmeyi olumlu ya da olumsuz etkileyebilir; üstelik bu etkileşimlerin çok önemli bir kısmı geri dönüşümsüz olabilir. Dolayısıyla, ulaştırma sektörüne yönelik geliştirilen uygulamalar, daha projelendirme aşamasında, tüm yönleriyle düşünülmeli, nihai kararlar verilirken çok sayıda değişken dikkate alımalıdır. Ulaşım sektörü karayolu, demiryolu, havacılık, denizcilik, lojistik ve kombine taşımacılık, boru hattı sektörlerinden oluşmakla birlikte bu çalışmada karayolu sektörü, bütüncül çalışmanın kazaların önlenmesi ve ilk yardım alt başlığı kapsamında görece daha detaylı biçimde ele alındığı için ulaşım güvenliği alt başlığında ele alınmamıştır. Ulaşım güvenliği alt başlığına yönelik çalışmalarla ilgili olarak üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konuda, söz konusu kapsamda ulusal düzeyde yapılması gerekenlere yönelik çok sayıda düzenlemenin ve çalışmanın varlığıdır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın 2011 yılında yayınladığı ve ulusal düzeyde konuya yönelik stratejik planların aktarıldığı Türkiye Ulaştırma ve İletişim Stratejisi Hedef 2023 21

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu başlıklı çalışma bu anlamda önemli katkı sağlamaktadır. Söz konusu çalışmanın varlığı ulaştırma sektörünün geleceğe yönelik gelişiminde hedeflenen çok sayıda unsurun politik kararlılık ile desteklenmesi yönünden de önemli bir belge niteliğindedir. Yine aynı çalışmanın varlığı nedeniyle, bütüncül çalışmanın ulaşım güvenliği alt başlığı kapsamında ele alınan konular genel özellikleri ile sınırlandırılmış ve istisnai birkaç konu dışında yeni stratejik uygulamalar önerilmemiştir. Bir diğer sınırlandırıcı unsur, bütüncül çalışmanın insan sağlığının korunmasını hedefleyen bir amaçla hazırlanmış olmasıdır. İstisnai bir durum olarak, ulaştırma sektörünün diğer bileşenleri ile karşılaştırıldığında görece yeni bir konu olarak karşımıza çıkan boru hatlarıyla taşımacılık, bu çalışmada ele alınan diğer öğelerden daha detaylı değerlendirilmeye çalışılmıştır. 22

Ulaşım Güvenliğinin Geliştirilmesi C. DURUM ANALİZİ Ulaştırma sektöründe yaşanan hızlı gelişme bilinen bir gerçekliktir. Toplumların ekonomik ve sosyal alanda yaşadıkları değişimle birlikte, ulaşım sektöründe yaşanan değişim ve gelişimin de sürmesi, önümüzdeki yıllarda değişik ulaştırma biçimlerinin belirli bir uyum içerisinde birlikte kurgulanacağı karma/kombine ulaştırma sistemlerinin oluşturulması beklenmektedir. Dolayısıyla, ulaştırma sektörünün tüm bileşenleri dikkatle izlenmeli ve değerlendirilmelidir. AB-27 ülkelerine ait 1995-2008 dönemi verileri, söz konusu dönemde GSMH nın %2.3 lük artışına karşılık yolcu taşımacılığının %1.6, yük taşımacılığının ise %2.3 arttığını yansıtmaktadır. Aynı ülkelerde 2008 yılında gerçekleşen ithalat ve ihracatın %72.5 i denizyolu, %6.1 i karayolu, %4.2 si demiryolu, %0.9 u iç su yolları, %12 si boru hatları, 0.6 sı havayolu, %3.7 si diğer yollarla gerçekleştirilmiştir. Dünya Bankası verilerine göre dünya genelinde her yıl karayollarında gerçekleşen kazalarda 750.000-880.000 insan yaşamını yitirirken 25-35 milyon insan da yaralanmaktadır. Trafik kazalarının önemli bir boyutu da neden olduğu ekonomik kayıplardır; bu kaybın ülkelerdeki GSMH nın %1-2 si gibi önemli bir düzeyde olduğu tahminlenmektedir; AB ülkelerinde söz konusu kaybın GSMH nın %2.5 i düzeyinde olduğu ifade edilmektedir. AB istatistiklerine göre AB-27 ülkelerinde 2008 de yaşanan tren kazalarında 87, 2009 da yaşanan havayolu kazalarında 228, deniz hazalarında ise 542 kişi yaşamını yitirmiştir. 1995-2008 döneminde Avrupa da gerçekleşen yük ve yolcu taşımacılığında ağırlıklı olarak tercih edilen ulaştırma türü karayolu ulaşımıdır; demiryolu yük taşımacılığı aynı dönemde GSMH daki %2.3 lük artışı geçerek %2.8 artmış, ancak pazar payı düzenli olarak yaklaşık %10 azalarak 1945 deki en düşük seviyesine gerilemiştir. Buna karşılık ABD, Çin ve Rusya nın demiryollarını çok daha etkili kullandıkları ve taşımacılığın önemli bir kısmını demiryolları ile gerçekleştirdikleri ifade edilmektedir; ABD nde 1990 da %37 olarak gerçekleşen demiryolu taşımacılığı 2006 yılında %46 olarak gerçekleşmiştir. ABD 227.000 km ile en uzun demiryolu ağına sahiptir. Demiryolu ağı Hindistan da 90.000, Rusya da 84.000, Çin de 78.000, Kanada da 57.000, Arjantin de 36.000, Almanya da 34.000, Fransa da 30.000 km.dir; ülkemizde işletmecilik yapılan demiryolu ağı 11415 km.dir. Demiryolu ile taşınan yolcu sayısı ülkemizden İtalya da 7, İngiltere de 6, Fransa da 11 kat fazladır; 2006 yılında ülkemizde 76 km olan kişi başına düşen demiryolu seyahati, İngiltere de 767, Fransa da 1.303 km.dir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı çalışmalarında denizyolu ulaşımının demiryolu ulaşımına göre 3.5, karayolu ulaşımına göre 7, havayolu ulaşımına göre 22 kat daha ucuz olduğu ve ton/mil bazında en çevre dostu ulaşım türü olduğu ifade edilmektedir. Ülkemizde, ülkemizin coğrafi konumunun verdiği avantaj da dikkate alınarak denizyolu ulaşımını arttıracak çalışmalar yürütülmektedir. Yine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın verilerine göre 2002 yılı ile karşılaştırıldığında 2009 yılında, denizyolu ile taşınan ağır vasıta sayısında %584, kabotaj taşımacılığında elleçlenen yükte %31, dış ticaret taşımalarında ithalatta %56, ihracatta %72, taşınan toplam konteyner miktarında %125, limanlarda elleçlenen yük miktarında %63, limanlarımıza gelen kuruvaziyer yolcu sayısında %346 gemi sayısında %62, Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısında %33 artış bulunmaktadır. Benzer biçimde, 2002 yılı ile karşılaştırıldığında, Eylül- 2010 itibariyle 23

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu sicile kayıtlı 150 GT ve üzeri gemi sayısında %49, GT bazında %18, Türk sahipli deniz ticaret filosunda (1000 GRT ve üzeri) adet bazında %161, tonaj bazında %100 artış yaşanmışken, 2009 yılı itibariyle ülkemizdeki gemi filoları incelendiğinde ulusal bayraklı 520, yabancı bayraklı 635 gemi bulunmaktadır. Eylül-2010 itibariyle sektörde kayıtlı 8.883 uzak yol vardiya zabiti, 5.261 uzak yol vardiya mühendisi, 9.432 birinci zabit/kaptan, 5.767 ikinci makinist/uzakyolbaş mühendisi bulunmaktadır. Denizyolu ulaşımının önemli bir bileşeni de gemi inşa sanayidir. Ülkemiz dünya gemi inşa siparişlerinde 6. sırada, yat siparişlerinde %9 pay ile 5. sıradadır. 2000 ve 2003 yıllarında 37 olan tersane sayısı 2010 da 67 ye yükselmiştir. Tersanelerde Haziran-Temmuz 2008 de 35.000 olan doğrudan istihdam sayısı 2009 yılının son çeyreğinde küresel krizin de etkisiyle 20.000 in altına düşmüştür. Benzer bir durum gemi inşa yan sanayii için de geçerlidir; 2003 de 32.750 olan istihdam sayısı 2007 yılında 100.000 e ulaşmış, küresel krizin de etkisiyle 2009 yılı sonunda 57.537 ye düşmüştür. Sektörün diğer bileşenlerinde olduğu gibi havayolu taşımacılığında da dinamik bir gelişme yaşanmakta, gerek taşınan yolcu sayılarında, gerekse de uçuş sayılarında artışlar izlenmektedir. 2002 yılında üst geçişlerle birlikte 532.531 olan uçuş trafiği 2009 yılı sonunda %100 artışla 1.066.053 olmuştur. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı verilerine göre 2002 yılı ile karşılaştırıldığında hizmet verilen uçuş sayısında %106, iç hat yolcu sayısında %401, dış hat yolcu sayısında %95, toplam yolcu sayısında %187 artış olmuştur. 2009 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı yolcu sıralamasında Avrupa da 9, dünya genelinde 39. sıradadır. Eylül-2010 itibariyle ülke genelinde 44 milyon 281 bin kişi dış, 41 milyon 227 bin kişi iç hat yolcu trafiğine katılmıştır; ülke genelindeki 169 ruhsatlı hava taşıma işletmesinden 17 si havayolu işletmesi, 62 si hava taksi işletmesi, 35 i genel havacılık işletmesi, 16 sı balon işletmesi, 39 u zirai ilaçlama işletmesidir; hava taşıma işletmelerinde 56.638 kişi, 1.118.933 kg kargo kapasiteli 349 hava taşıtı bulunurken, hava taksi işletmelerinde 244, genel havacılık işletmelerinde 196, balon işletmelerinde 97, zirai ilaçlama işletmelerinde 59 hava taşıtı bulunmaktadır; havaalanı sayısı ise 46 dır. Uçuş ve havacılık personelinin işe giriş ve periyodik izlem muayeneleri sayısı 15 olan havacılık tıp merkezi ve bu merkezlerde çalışan 32 yetkilendirilmiş uçuş hekimi tarafından yapılmaktadır. Uçucu personel sağlık muayenesi sonucunda durumu uçuş görevine uygun olmayan pilotlara sağlık durumları ve yasal düzenlemelere bağlı olarak geçici ya da kalıcı uçuş men kararları verilmektedir; 2009 yılında 84 geçici, 6 kalıcı uçuş men kararı verilmiştir. Kolaylıkla görüleceği gibi, havayolu ulaşımı da diğer sektörel bileşimler gibi dinamik ve gelişen bir yapıya sahiptir. Ulaştırma sektörü ile ilgili gelişmelerin birlikte değerlendirilmesi gereken önemli olgulardan biri de ulaştırma faaliyetlerinin çevresel öğeler üzerinde yarattığı etkilerdir. Dünya genelinde ulaştırma sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımı 1990-2003 arasında %31 (1.412 milyon ton) artış göstermiştir; aynı dönemde OECD ülkelerindeki artış %26 dır (820 milyon ton). OECD ülkelerinde ulaştırmadan kaynaklanan karbondioksit emisyonları dünya genelinin %71 ine karşılık gelmektedir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın çalışmasında, dünya genelinde genel emisyon dağılımı içerisinde ulaştırma sektörü payının %24 olduğu ve ulaştırma sektörünün %45 paya sahip olan enerji sektörünün ardından ikinci sırada bulunduğu belirtilmektedir. Avrupa 24